Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
54YFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 1996 PAZAI
8
TÜBlTAK Başkanı Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, Türkiye'nin dünya bilimindeki yerinin son yıllarda daha da önem kazandığını söyledi
'10yıldabüyükyolkatettik'
Sunuş
REFAHYOL hiikümetine, TÜBlTAKgibi araştırma kıırumlarını
veniden şekillendirme olanağı veren Yetki Yasası, Cumhurbaşkam
DemireVden döndü. Ancak REFAHYOL'un yasavı yeniden çıkarma
urzuları henüz sönmedi. Bilim ve araştırma kunımlannın bağlı olduğıı hiikiimetin
Refjlı kanadının niyetleri. yasanın kabııliiyle eşzamanlı olarak sağcı basında başlayan
TÜBİTAK'ı karalama kampanyasında ortaya çıktı. Bir dizi ıtsulsüzlük ve yolsıtzluk
iddıası, sağcı basının manşetlerini kapsadı. Ancak dikkaîli gözler bıı iddiaların
oldukça uydıınık temellere dayandığınm farkında. TÜBtTAK ise ülkemizin en şefjaf
Knrumhınndan biri olma özelliğini taşıyor. Sağcı bası/ı TÜBlTAK 'ta bilimsel çalışma
vupılmadığını, "şarap içilip geyik muhabbetleri" yapıldığını yazacak kadar
se\-i\'esizleşti. "TÜBtTAK 'a Bilim Kurulu Gölgesi" başlığım atan Zaman gazetesi de
Bilim Kurulu 'nıın tarafsızhğından "şüphe etti". Bııyoğun kampanyamn hedefı
cslında TÜBtTAK'm özerkyapısıydı. Kıtrumu hallaç pannığu gibi atanuyorlardı. Bu
omaçla TÜBlTAK m bağlı olduğıı yasayı kanıın gikünde kararname ile bir an önce
değişıirmekistediler. Hedef tahtası yapılan TÜBtTAK'ın Başkanı Prof, Dr. Tosun
Terzioğlu 'nasöz veriyorıız. Terzioğlu, kurumun çalışmalan ve Türkiye'nin bilimsel
çalışmalarda durumıı hakkında sontlanmızı ı anıüadı.
SÖYLEŞİ ORHAN BURSALI
Sayın Terzioğlu, yeni hükümetle
birlikte TL'BİTAK birden mansetlere tır-
maııdı... Hükümetyanlısı tasın tarafından
olur olmaz, ipe sapa gelmez bir dizi iddiayla
topa tutulduğunu görüyoruz TL'BİTAK 'ın.
En biiyük ve belki de en ciddi iddia da kuru-
mun Başbakanlığa müşavirlikgöreviniyap-
madığı... Bir durum değerlendirmesiyapar
mısınız?
- Vfl. Beş Yıllık Kalkınma Planı hazırlanır-
ken, TÜBlTAK Bilim-Teknolojide Atıiım
Projesi ve Eğitim Reformu Projesi'n' hazırla-
mak üzere 1994 yılında zamanın Başbakanı
Sn. Çiller tarafından görevlendirildi. Her iki
projeyi de DPT, üniversite temsilcileri, Milli
Eğitim temsilcileri ve sanayı temsilcileri ile
birlikte yoğun bir tempoda çalışarak 1994 yı-
Iı ayında Bilim-Teknolojide Atılırn Projesi ra-
porunu. 1995 vılı Ocak ayında da Eğitim Re-
formu Projesi raporunu DPT Müsteşarlığı'na
sunduk. Her iki raporda, Türkiye'nin kaynak-
lannın tahsisinde önceliğin eğitim-öğretim ve
araştırma-geliştirmeye verilmesinin yaşamsal
önemi \ urgulanmakta ve Bilim-Teknolojide
Atıiım Projesi'nde somut yedi atıiım alanı
önerilmektedir.
Ayrıca. 1992 yılından başlayarak Sovyetler
Birliğı'nin dağılması sonucu ortaya çıkan si-
yasi coğrafyanın Türk bilimine etkisi konu-
sunda Başbakanhk ve Dışişlen Bakanlığı ile
devamlı temas halinde bulunulmuştur. Bu te-
maslar sonucu NATO Bilim Komitesi prog-
ramlarının bu ülkelere açılması büyük ölçüde
Türkiye'nin öncü rolü sayesinde gerçekleş-
miş, TÜBlTAK 1992 yılı başlannda bu ülke-
lerden Türkiye'ye bilim adamı getirilmesi için
Doğu Programı (DOPROG) adını verdiğimiz
bir programı başlatmıştır. Bu program çerçe-
vesinde bu ülkelerden 600 kadar bilim adamı
değişik sürelerle ülkemizde bulunup çalışma-
laryapmıştır.
Yine 1992 yılı sonlarında Sayın Başbakan
Demirel'in taliınatıyla astrofizik \e astrono-
mi konulannda Rusya ile iki önemli ortak pro-
je oluş,turulmuştur.
1996 yılı başlannda Sayın Çiller, Türki-
ye'nin enformatik altyapı planının hazırlan-
ması görevını Ulaştırma Bakanlığı'nın koor-
dinasyonunda TÜBlTAK'a vermiştir. Türki-
ye'yi bilgi çağma taşımak içın bir an önce baş-
lanması gereken bu planın hazırlanmasında
Ulaştırma Bakanlığı, TÜBlTAK, YÖK, Ge-
nelkurmay Başkanlığı. Milli Güvenlik Kuru-
lu ve elektronik sanayiinin temsilcileri yer al-
maktadır.
Son olarak, 21 Mart 1996 günü Cumhurbaş-
kam Sayın Demirel'e üç saat süren "Türki-
ye'de Bilim ve Teknoloji Alanında Politikalar"
başlıklıbirsunuşyapılmıştır. Busunuşa, YÖK
Başkanı. Başbakanlık, Hazine, Sanayi ve Ti-
caret, Dış Ticaret, DPT, Maliye, Milli Eğitim,
Ulaştırma. Sav unma Sanayii müsteşarlannı da
içeren üst düzey bürokratlar, bazı üniversite
rektörleri, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vak-
fı temsilcisi. Türk Telekom A.Ş. Genel Müdü-
rü, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı,
TÜBA Başkanı ve sanayi odalan başkanlan
katılmıştır.
••"•••• Dünya bilimindeki yeri açıstndan
Türkiye sizin döneminizde nereden nereye
geldi? Bir değerlendirmeyapar mısınız?
- Bir ülkenin dünya bilimindeki yerinin
önemli birölçüsü, o ülkenin Uluslararası Atıf
Endeksi'nce (SC1) taranan dergilerde basıl-
mışbilimseimakaleleregöre yapılan sıralama-
daki yeridir. Türkiye 1986 yılında bu sıralama-
da 44'üncü idi. 1990 yılındaki 40. sıradan
1993 'te 37. sıraya ve nihayet 1994'te de 34. sı-
raya çıkmıştır. 1995 yılında 34. sıradaki yeri-
ni korumuş. ancak bir önceki yıla göre maka-
le sayısmı yüzde 30'a varan oranda arttırmış-
tır.
1993 yılından 1996 Haziran ayına kadar top-
lam 16128 araştırıcıya bilimsel yayınlan teş-
vik programı çerçevesinde makaleleri için
ödenen toplam 53 müyar liranın bu artışa
önemli bir katkısı olmuştur.
••^•^ Bilim ve kalkınma politikalan ara-
sında çok sıkı ilişkiler olduğıı kabul edilir.
Dünya ile Türkiye 'nin bu açıdan gösterge-
lerini kıyaslar mısınız? Bilime ve teknoloji-
ye gerekli kaynaklan ayırmayan ülkelerin
ekonomik kalkınmalarını gerçekleştirmele-
ri mümkün değitdir, diyebilir miyiz?
- Kalkınma politikalan içinde bilim ve tek-
noloji politikasına önemli yer veren ülkeler
içinde hemen tüm Pasifik Kaplanlan adı veri-
len ülkeleri sayabiliriz. Ayncageçen yüzyılda
Almanya akıllı, uzun soluklu bir bilim ve eği-
tim politikası izleyerek endüstrileşmede Fran-
sa ve İngiltere'yi kısa sürede yakaladı. Aynı
dönemde Japonya örneği de varelimizde. fkin-
ci Dünya Savaşı "ndan > ıkıntı halinde çıkan bu
ıkı ülkenin. savaşın izlerini silip hızlı bir tem-
poda gelişmelerinde yine izledikleri bilim po-
İitikalannın önemli rolü var. Bilime ve tekno-
lojiye gerekli kaynaklan ayırmak hızlı \e ka-
lıcı bir gelişme içinde bence mutlak birgerek-
lilik.
Ancak, burada bilim politikasının o ülkenin
PAZAR
KOIUUĞU
Prof. Dr. TOSUN
TERZİOĞLU
1942 yılında Istanbul'da doğan
Tosun Terzioğu, 1961 yılında Robert
Koleji 'nden mezun olduktan sonra
eğitimine Newcastle ve Frankfurt
üniversitelerinde devam etti.
1968 'de öğretim görevlisi. 1970 'te
yardımcı profesör, 1972 'de doçent
olan Terzioğlu, 1977yılında
profesör oldıı. Terzioğlu nım
yayımlanmış 45 bilimsel eseri
bulunuyor.
yen ülkeler arasında sayılabilir.
Dolayısıyla bilime yeterli kaynak ayırma-
nın yanı sıra bu kaynağın hangi doğrultuda ve
hangi öncelıklı alanlarda sarf edileceğini be-
lirlemek ve bu politikayı sebatla uygulamak
gerekli.
••••i Türkiye 'de bilim güçleri, yuktn ge-
lecekte ileriye doğru daha büyük bir atılımı
gerçeklestirmek için gerekli esiğe ulaştılar
mt? Llasamadılursa daha neleryapmak ve
hangi adımları atmak gerek?
- Aslında bilim politikası Türkiye'de oluş-
ması gereken bir milli inovasyon politikası
içinde yer almalı.
• Türkiye son yıllarda patent sistemini ye-
niledi. Fikri mülkiyet kanunu içinde TÜBİ-
TAK'ın da çabasıyla yazılım haklan korunma-
ya alındı.
• Bazı üniversitelerimizın veTÜBlTAK'ın
teknopark kurma girişimleri var, ama bir tek-
nopark kanunumuz yok.
• Hızla bağımsız ve özerk birakreditasyon
konseyi kurmamız gerekiyor. Aksi halde ihraç
ürünlerimiz gümrük dışı engellerle karşılaşa-
cak veya akreditasyon için yurtdışına gerek-
siz yere döviz ödemek zorunda kalacağız.
• Türkiye'de teknolojik rısk veja gelişme
verrnayesi veren kuruluşlar henüz oluşmadı.
Üniversıte-sanayi işbirliğini gerçekleştir-
mek içın Yüksek Öğretim Kanunu'nda son
onerilen değişiklikJerçok önemli.
Bunlar bilim-teknoloji-üretim çevriminı
kurmak için gerekli bir ınovasyon politikası-
nın eksik taşları.
Ama öbür yandan sanayıye Ar-Ge yardımı
bağlamında ve TTGV'ye gelen projelerden
edindiğimiz izlenim. risk almaya hazır olan
özel sektörün araştırmaya olan ilgisinın hızla
artmakta oldusu.
Ayrıca, 1997 yılında TÜBlTAK olarak sa-
nayinin de finansman katkısı sağlayacağı üni-
versite-sanayi ortak araştırma merkezlerı kur-
mak için yaptığımız temas çok ümit verici. Bu
merkezlerden dört-beş tanesim önümüzdekı
yıl kurabilecegimizi sanıyorum. Dolayısıyla,
Türkiye'de araştırma geliştirmeye olan talep
artmakta...
Eğitimde bir kalite arayışı hızlanmış durum-
da. Eğer dcğerlı bir araştırıcımızın makalesı
dünyaca ünlü bilim dergisi "Nature"e kapak
oluyorsa. bir sanay ı kuruluşumuz kendi ala-
nında dünvada 3. sirada olmasını ve 90 ülke-
'4 yıl içinde neleryaptık'Son olarak 1993 yıh şubat ayında Sayın
Demirel'in başkanhğında toplanan Bilim ve
Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK), gelecek
on yıl için makro hedefleri ve öncelikli
alanlan tespit etmiş ve bir dizi önemli karar
almıştır.
BTYK'nin karar dokümanlan "Türk Bilim
ve Teknoloji Politikası. J 993-2003" başlıklı
bir kitapta toplanmıştır. Bu kararlar
geregince,
• T UBÎTAK'a Geliştirmeyi Destekleme
Fonu'ndan ek ödenek sağlanmış. bu ödenekle
Bilimsel Yayınlara Teşvik Programı,
DOPROG. Ulusai Gözlemevi projesi hemen
başlatılmıştır.
• Yine. BTYK karan uyarınca 1993 yılı
Eylül ayında Türkiye Bilimler Akademisi
kurulmuştur.
• Özel sektörün araştırmaya özendirilmesi
karan geregince 1995 yılında Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlığı, fÜBfTAK ve TTGV
temsilcileri yoğun bir biçimde çalışarak 1995
yılı Haziran ayında yayımlanan ve bu yıl
başında aktive alan Sanayiye Ar-Ge Yardımı
tebliğini hazıriamışlardır.
•Türk Patent Mevzuatı yenilenmiş. Türk
Patent Enstİtüsü kurulmuş ve yazılım konusu
Fikri Mülkiyet Kanunu kapsamına alınmıştır.
• Araştırmanın esas gücü iyi yetişmiş bir
araştıncı kadrosudur. BTYK kararlan
arasında olan yurtdjşı doktora burs
programlannın merkezi bir şemsiye altında
koordine edilmesi hususu 1996 yılı Şubat
ayında YÖK Başkanı'nca, MEB. DPT,
TÜBÎTAK ve ÖSYM temsilcilerinden oluşan
bir kurulla rayına oturtuîmuştur.
ekonomik ve sosyal dinamikleriyle uyumlu
olması, makro ekonominin istıkrar içinde bu-
funması. eğitime mutlaka öncelik verilmesi de
gözden kaçınlınaması gereken hususlar.
Bilime çok kaynak ayırdığı halde, bu kay-
nağı esas olarak askeri araştırmaiara sarfeden
Sovyetler Birliği \e araştırma faaliyetlerini
son yıllara kadar bir ithal ikamesi zihniyetiy-
le yürüten Hindistan gibi ülkeler. bilime kay-
nak oranında ekonomik gelişme kaydedeme-
ye ihracat yapmasını araştırma geliştirmeye
borçltı olduğunu ifade ediyorsa. ümitli olma-
mak için neden vok.
Özellikle TÜBİTAK'tn ve TL-
BA 'nin özerkliği tartışma konusu... Bu ko-
nuda ne düşünüyorsunuz?
- Bilim \e teknoloji polıtıkalan. sonuçlan-
nıorta veuzun vadede\erir. Bir araştırma pro-
jesi yıllarca sürer. Bu > ıl iç/nde işletmeye aça-
cağımız Beydağlan'nda inşa edilen gözleme-
v inin yerinin seçimı birTÜBlTAK projesi ola-
rak 1979'da başladı ve I986'da sonuçlandı.
Böyle uzun soluklu uğraşlar için devamlılık,
kararlılık tabii ki çok önemli.
Birçok ülkede TÜBlTAK benzeri kamu ku-
rumu var ve bunlardan birçoğu da özerk. Hat-
ta ABD'deki National Science Foundation
(NSF) kendini bağımsız {•"independent") bir
organizasyon olarak tanıtır.
Ozerklik TÜBÎTAK gibi kurumların iç iş-
leyişine devamlılık. dinamıklikve esneklikka-
zandırır. Bilim, günlük >i\ asetten büyük ölçü-
de uzak tutulabilirseözgürcegelişebilecek bir
ortam bulabilır.
Hitler Almanyasında ve Stalin Rusyasında
bilim tam bir siyasi denetım altına alınmaya
çalışılmıştır. Stalin zamanında Lysenko ısim-
li birbiyoloğun sıva.si iradeyi arkasına alarak
Sovyet biyolojisine ve tarımına verdigı zara-
nn büyüklüğü korkunçtur.
ABD'de ve Fransa'da başkanlar NSF ve
CNRS gibi TÜBlTAK benzeri kuruluşlarla ve
geneldebilimdünvasıvlaoian ilişkilerini ken-
di seçtikleri bilim danışmanlan \asıtasıyla dü-
zenlerler. Bu kurumların bclirli konularda po-
litikalar üretmelerinı. programlar açmalannı
isterler. Birçok ülkede avnca bizdeki örneği
BTYK olan kurullar hükümetlerın bilim poli-
tikalannı oluşturmada yardımcı olurlar.
••••• Sağcı basında bir dizi iddia ortaya
atıldı.. Bu gazeteciler size hiç soru yö'neltti-
ler mi? İddialar hakkında söylemek istedi-
ğiniz var ntı?
-TÜBİTAK'la ilgili ortavaatılan iddiaların
önyargısi7 ve tarafsiz bir biçimde araştırıldığı
takdırde ne kadar vanıltıcı olduğıı sanırım ko-
laycagörülür. TÜBİTAKşerTafbirkurumdur.
Büyük bir kısmı cski ve artık geçerli olmayan
bilgilere davanan iddiaları ortava atan basın
kuruluşları bu iddiaları ortaya atmadan önce
bize sorsalardı, örneğin kan-koca olarak TÜ-
BlTAK'ta çalışanlann kaçının TÜBlTAK'ta
çalıştıkları sırada evlendiklerini. TÜBİ-
TAK'ın, dokuz kişilik TTGV Yönetim Kuru-
lu'nda Hazine Müsteşarlığı ve KOSGEB'le
birlikte yer alan üç kamukuruluşundan biri ol-
duğunu. Bilimsel ve Teknık Araştırma Vak-
fı'nın kurucularını ve kuruluş amacını kendi-
lerinesöylerdik. Bu gibi iddialarla özel sektö-
re, Türk Silahlı Kuvvetlen'ne Ar-Ge hizmeti
veren Türkiye'nin geleceğine ışık tutmaya ça-
lışan 33 yıllık bir kurumun vıpratılmaya çalı-
şılmasını anlamak mümkün değil.
•^••^ Bu süre içinde neleri basarumadı-
ğınızı ve bunlurın nedenlerini de sormak is-
tiyoruz...
- Bugüne kadar BTYK kararlarından haya-
ta geçırilemeyenlere gelince, bunların basın-
da kamu araştırma-geliştirme projelerinin
mümkün olduğunca tek elden. TÜBlTAK ara-
cılığı iledesteklennıesi. mümkün olmayan hal-
lerde de TÜBİTAK ile koordinasyon sağlan-
ması gelmektedir. Bu konuda DPT ile işbirli-
ğini istediğimiz düzey de sağladığımız sövle-
nemez. Ancak, özellikle üniversitelerde des-
teklenen araştırma projeleri konusunda YÖK
ile Sayın Gürüz'ün göreve gelınesiyle çok
olumlu ve verimh işbirliği oluşmaşa başla-
ınıştır. Devletin araştırma-gelıştırme>e ayır-
dığı kaynaklan en etkın ve verimli bir biçim-
de kullanılmasını sağlaınak tüm de\let kuru-
luşlannın amacı olmalıdır. OECD ülke rapo-
runda bunu sağlanıak içın her yıl milli bir Ar-
Ge bütçesınin TÜBlTAK tarafından hazıda-
narak BTYK tarafından onaylanıp Maliye Ba-
kanlığı'na sunulması önerilmektedir. Istan-
bul'da uluslararası birteorikaraştırmalarmer-
kezi kurulması BTYK kararları içinde \eral-
mış olınasina rağmen. Türkıve Bilimler Aka-
demisi ile TÜBİTAK "ın böyle bir merkeze yer
tahsisi için yapılan başv urularında başarılı ola-
madık. Aynca. GAP çerçevesinde bıtki biyo-
teknolojisı konusunda ağırlık verecek biraraş-
tırma merkezi kurulması kararı bugüne kadar
hayata geçırilemedı. Bir başka BTYK karan
da yabancı ülke ortakları>la gerçekleştirilen
büyük yatınmlann 'off-seflerin bilim \e tek-
noloji politikalan doğrultusunda ek kaynak
yaratmak amacıylakullamlmasıvdı. Bu konu-
da da çok başanlı olamadık. çünkü vapılmış
olan off-set anlaşmalan bu karan hayata geçi-
recek unsurları içenni>ordu.
BTYK kararlan içinde yeralmavan. ancak
kuruluşunu ülke olarak gerçekleştıremediği-
ıniz önemli bir kurum da Türkive Ekonomik
ve Sosyal Araştırmalar Kurumu'dur (TE-
SAK). '
Gümüşova-Gerede Otoyolu'nun Abant Kavşağı-Bolu Batı Kavşağı arasındaki 8 km'lik bölümü açıldı
Ayhan: Abant-Bolu geçişi rahatlayacak
DOĞAN ÖNER
BOLU - Transıt A\ rupa
Otoyolu'nun (TEM) 114 km'lik
kısmını oluşruran Gümüşova-
Gerede Otojolu'nun Abant
Ka\şağı-Bolu Batı Kavşağı
arasındaki 8 km'lik bölümü dün
yapılan bir törenle hiznıete
açıldı. Törende konuşan
Bavındırlık ve Iskân Bakanı
Cevat Ayhan. Bolu geçişinin
yoğun trafik ve yetersiz yol
nedeniyle sürücülere hayli sıkınrı
yaşattığını hatırlatarak bu
sıkıntının, mevcut karayolunun 4
şerite çıkanlmasıyla geçici
oiarak aşılacağını bildirdi.
Bolu Tüneli'nin teknik ve doğal
şartlardaki zorluklar nedeniyle
zamanında hizmete
açılamadığını kaydeden Bakan
Ayhan, yapılan yeni
düzenlemelerle tünelın 1999
yılında hizmete açılmasını
hedeflediklerini belırtti.
Yatınmlar için önemli ölçüde
kaynak sıkıntısının yaşandığını
ifade eden Ayhan, şunlan
söyledi: "250 trihon lira
karayollan için, 150 trihon lira
da otoyollar için kaynak
gerekiyor. Bu da 4.5 - 5 milyar
doiar eder. AMığımız ise 1.5
mihardolar. Müteahhitlerie
topiantı \aptık. Bundan sonra,
ihaleleri kredi getirenlere verelinı
divoruz. Ana hedefîmiz iktisadi
ağırlıklı merkczler arasındaki
ulaşımı en iyi şekilde
sağlamaktır." Özellikle
demiryollannın geçen süre
içinde hayli ihmal edildiğini
belirten Cevat Ayhan. ileri
ülkelerde yiik taşımaeıhğının
büyük kısmının demır>ollan ile
yapıldığını. Türkiye'de ise yüzde
80-90'ının kara>olları ile
gerçekleştırildiğıne dikkatı çekti.
Bakan A>han. hazırlanan ulaşım
planları çerçevesinde en az her
ile bir havaalanı, limanları
bırbırıne bağlayacak düzgtin
yollar \c dernır>olu ağının
genı>letilmesını hedefledıklerını
bildirdi. Karayollan Genel
Müdürü Yaman Kök ise hizmete
açılan 8 km'lik otoyolla birlikte
otoyol ağının 1324km'ye
ulaştığını söyledi. Kök, Batı
Avrupa'yı Ortadoğu'ya bağlayan
TEM'ın 114 km'lik Gümüşova-
Gerede Otoyoiu'nun. hizmete
açılanla birlikte 93 km'lik
bölümünün tamamlandığı
bildirdi. Kök. böylece Istanbul-
Ankara ara.sındaki otoyolun Bolu
Tüneli'nin de yer aldığı 21
km'lik bölümü harıç, diğer
bölümlerının bıtırildığıni
kaydetti.
Dun hizmete açılan otoyol
üzerinde 5 köprü. 10 üst geçit. 1
de köprülü kavşak
bulunuvor.
TCC Başkanlar Konseyi başladı
'Gazeteci cemiyetleri
konfederasyon oluştursun'
AKSARAY (AA) - Orta Anadolu Gazete-
cilerCemiyeti'nin evsahiplığınde.Aksaray'da
>apilanu
BirindTürki>eGa2etecilerCemi>e-
ti Başkanlar Konseyi" toplantısı. Devlet Ba-
kanı NanukKemalZeybek'm katılımıyla baş-
ladı. Zeybek. cemıyetlerın bir konfederasyon
çatısı altında bırleşmesını dılediğinı söyledi.
Zeybek. toplantının açılışında yaptığı ko-
nuşmada. ınsan hak ve hürrıyetlerinın ancak
basın özgürlügüyle sağlanabıleeeğını. de-
mokrasının de böylelıkle rayına oturacağııu
kaydederek "Tam demokrasiyi yerteştirnıek
istiyorsak kitlc örgütlcri ve gönüUü kuruluş-
larla işbirliği >apmak zorundayız" dedı.
Merkezi Ankara'da bulunan Gazeteciler
Cemıyetı Baijkanı Nazmi Bilgin de gazetecı-
lerın "tek ses \e tek yumruk" halıne gelme-
sının. yararlanacakları nnkânlan arttıracağı-
nı dile getırdı. Basında sayı çokluğundan zi-
yade kalitenin ^art olduğunu v urgulayan Bıl-
gın. şunlan söyledi:
"Gtinümüzde basında tekelleşmeye doğru
birgidiş vardır. Kamuoy umı a>dınlatma gö-
revi verine, jönetme göre\ini üstlenmcye ça-
lışan basın kuruluşları \ardır. Tekelleşme, sö-
miirünün ikiz kardeşidir. Biriik \e beraberli-
ği sağladığımız takdirde. buna Lan \ermeye-
cegiz." "