03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 AGUSTOS 1996 PAZAI HABERLER 4 tetevizyonun yayn duracak • ANKARA <AA) - Radyo ve TeleWzyon Cst Kurulu nun (RTÜKj. Kanal D. Show TV. K.anal 6 ve CINE-5 yayınlanmn bir gün süreyle durdurulmasına yönelik karanm. pazartesi günunden itibaren uyaulamava koyacaöı bildirildi. RTLK'ten yapılanaçıkJamada. Kanal 6"nın İÇ ağustos pazartesi. Show TVnın 20 ağustos salı, Kanal D'/ıin 21 ağustos ;arşamba \e CINE- 5"in 22 iğustos perşembe günü. yayınlar saat 24.00'teı ba^lamak üzere bir gün süreyle geçicı olarak duracak. Hekîmterin özlük hakkı • ANKARA (ANKA) - Türk Tabıpleri Birlığı'nin (TTB) aeustos ayj ıçinde Sağhk Bakanlığı ile bir görüşme \ apacağı \e bu görüşmede hekimlerin özlük haklan ile diğer acil sorunlan dile gettreeeği belirtüdı. ANKA'nın TTB"den edindiği bılgiye göre. Ankara. İstanbul ve Izmir Tabip Odalan"nın hekimlerin sorunlanna ilişkin hazırladığı rapor tamamlanma aşamasına geldı. TTB tarafından hazırlanan raporda. hekimlere tam gün tazminatı. temel sağlık tazminatı özel hiznıet tazminatı. lojman tazminatı. aıle \e çocuk yardımı. hekim dagılımını düzeltmeje yönelik tazminatlar. iş riskleri eğitim tazminatı \e \abanci dil tazminatı ödenmesı gibi taleplere ver v en Idi. Sanatçıların emeklMiği • ANKARA (ANKA) - Müzik ve Sahne Sanatçılan Sendikası (Miizık-Sen). emeklilik yaş ve sürelerini uzatmayı öngören yasal düzenlemeler sırasında. sanatçıların özgün meslek ve çalışma koşullannın gözönünde tutulmasını istedi. Müzik-Sen Genel Başkanı Mehmet Çirık ve Genel Sekreter Özkan Akbaydoğan. emekliliğe ilişkin yasal düzenlemeler konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıâı. Türk-İş, DİSK.Hak-İşve" Jşci Emeklileri Cemheti'ne başvuruda bulundu. Müzik ve sahne sanatları başta olmak üzere. bazı sanat dallarında. mesleğe çok küçük yaşlarda başlanmasının zorunlu olduğu belirtüdi. ÖDP'den afet eleştipisi • ANKARA (ANKA) - Özgürlük \e Davanışma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Savaş Türk. Amasya ve Çorum 'da yaşanan depremlerde dev letin hiçbir önlem almadığını. yardıma ihtıvacı olanlara da sadece cadır gönderildiğini bildirdi. Türk. "Halkın sorunlanna kayıtsız hükümetler. halkın. her doğal afetı bir kader gibi yaşamasını ıstiyor" dedi. Savaş Türk. çarşamba günü Amasya ve Çorum'da yaşanan depremlerde dev letin yeterli yardımı yapmamasına ilişkin bir açıklama yaptı. Türk. 2 kişinin yaşamını yıtirdıği depremden bugüne 3 gün geçmesine karşın bölgeve henüz ciddi bir yardım yapılmadığını. sadece 60- 70çadırın bölgeye gönderilmesiyle yetinildiğini kaydetti. Kayıplarta mücadetedeiöay • ANKARA (A.NKA) JHD Ankara Şube Başkanı Naciye Erkol. yaklaşık 15 aydır kayıpların bulunması ve sorumlulann yargı önüne çıkarılması için mücadele verdiklerıni. ancak değişen birçok hükümete karşın çözüme ulaşmayı başaramadıklannı bildirdi. İHD Ankara $ube Başkanı Naciye Erkol. cezaevierindeki ölüm oruclannın çözümlenmesinden sonra uzun bir süredir eyiem yapılmayan Yüksel Caddesi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Her ayın 17"sinde Yüksel Çaddesi"nde bir araya gelen insan haklan savunucuları kendilerınden haber alınamayan ve gözaltına alındığı da bildirilmeyen insanların akıbetlerinin öğrenilmesi için kamuoyu oluşturmaya çalışarak sorumlulann bulunmasını istiyorlar. Başbakan Necmettin Erbakan'm ziyareti sırasında 76 kişi daha idam edildi IraııVla seıiidamlarEVIN GOKTAŞ A.NKARA - tran'da idam ceza- ları peş peşe infaz ediliyor. Şenat rejimıyleyönetilen İran'da. Başba- kan Necmettin Erbakan'ın Iran gezisı sırasında 76 ki^inin daha idam edildiği bildirildi. İdam edi- lenlerarasında rejim karşıtlan. çe- şitlı adli suçlarnedenişle vargıla- nanlar \e az savıda da din adamı- nııı bulunduğu belirtüdi. Av rupa Parlamento.su İnsan Hak- lan Komis>onu'nca hazırlanan ra- porda. İran'da rejimin zirvesinde çatışma>aşandığıbeIirtilerek"Bu durunı.vakın bir gelecekte rejimin zirvesinde birçok başın >ok olma- sına kadar uzanacak bir gelişme- ye neden olabilir" denildi. Avrupa Parlamentosu İnsan Hak- lan Komisvonuyetkililennın, idam- ların durdurulması için Bırleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterli- • Avrupa Parlamentosu İnsan Haklan Komisyonu yetkilileri. idamların durdurulması için BM Genel Sekreterliği nezdinde girişimlerde bulundu. İran îslam C'umhuriyeti yetkililerinin. idam cezalarının "takdir-i ilahi" olduğunu belirterek iilkede Kuran ve İslam adaletinin geçerl; olduğunu. suç işleyenierin, din adamı dahi olsa cezalarını çekmeleri aerektiâini belirttikleri öârenildi. ği nezdinde girişimlerde bulun- dukları kaydedildi. BM Genel Sekreterliği kaynak- lanndan alınan bilgiye göre. İran İslam Cumhuriyeti yetkilileri. idamlarla ilgıli olarak vaptıklan açıklamada. idam cezalannın •'tak- dir-i ilahi" olduğunu belirterek ül- kede Kuran ve İslam adaletinin geçerli olduğunu. suç işleyenle- rin. din adamı dahi olsalar. ceza- larını çekmeleri gerektiğini \ur- guladılar. BM kav naklannın verdiği bilgi- ye göre. mollaların cezaları Evin Cezaevi'nde infaz edildi. eenaze- lerailelerine \erilmedi. İslam devrimini gerçekleştiren Ayetullah Humevniölmeden öncc İran'da idamedilenlerara.Miıda Bı- rinci MeclıVte milleuekillıği va- pan \e Mehdi Haşim'den >onnı İs- lam Kurtuluş Hareketlerı Örgütii Başkanlığı'nı yürüten Hüccetiilis- lam Fatallah Necefabadi'nın dc bulunduğunu belırten kavnaklar. "A>nca Ayetullah Muntazari'nin yakın akrabası olan Sev ıd \1ehdi Haşımı de av nı dönemde tııtuklan- mış \e bilaharc idam edilmişti" dc- diler. BM kaynakları. ,>u bılgılerı verdiler: "Siirdürülen idamlar çerçeve- sinde 1982\ılındatutukJanan İran Kümünist Partisi'nin (TLDEH) iist diize) >önefcilerinden 30 kişi idam edilmişti. Bunlar amsında partinin Politbüro Sekreteri ile >lerkez komitemeteridc vardL Da- ha vmruki \ ıllarda bu parti>e nıen- sup çok savıda İranlı infaz edildi. Halkın Mücahitleri Örgiirü men- supları da a\ nı akıbete uğramak- tan kurtulamadılar. Hatta öldürülen örgüt mensup- ları arasıııda. mahkûmhetierini tamamlamış olanlar hile \ardı. l lııslararası insan haklan kuru- lıışlanfarafından. I988'denbu\a- na 2 bini aşkın idam ce/asının in- fa/ edildiği saptanmıştır. Halkın Mücahitleri Orgiitü mensupları i$e İran'da şimdive kadar idam edi- len taraftartarının 5 bini aştığını öne sürü>orlar." BM kaynakları. Avrupa İnsan Haklan Komisyonu jetkililerinin. sonidamlarlaılgili olarak İran "a bir heyet göndermesi ıstemınde bu- lunduklarını belirttiler Halkta suskunluk Avrupa Parlamentosu İnsan Hak- lan Komisvomfnca. fran'la ilgili hazırlanan bir raporda da iran'ın ızlediği hatalı politikalardan bir an önce vazgeçmesı gerektiği sa- vunuldu. Raporda. "İran'ın ani bir ka- raria 598 sa>ılı Güvenlik Konseyi karannı kabul ederek Irak'la ateş- kes ilan edip savaşı barışçı vollar- la wna erdirmek istemesinden bu vana. "zafere kadar savaş' sk)ganın- dan dönülmesini ihanet sayan İran halkı, gelişmeleri bekle-gör doğ- rultusunda bir suskunlukla i/le- mektedir" denildi. 4 Siz de kayıplann sesi olun...'Galatasarav Lisesi'nin önünde 65 haftadır onırma e> lemi > apan •cunıartesi anneleri\ kcndilerine açılan davavı " 4 komik ve yersiz" olarak değeriendirerek "Tüm insanİarı. kayıplara ses vermeve çağınyoruz. Herkes birbirinc ka\ ıpları anlatsın. duymman kalnıasın" dediler. Kavıp vakınlan. çocukJarının fotoğrafı \e karanflllerle Gaiatasara\ Lisesi'nin önündeki verferini aldığında çevik ku»vet>erine shiJ polislerin daha kalabalık olduğu göze çarpıyordu. Sivil polislerin, ölüm orucunda havatını ka> bedenlerin fotoğraflarını taşıyan gençteri gözaltına alnıa girişimleri, kitlenin karaıiılığı karşısında başanva ulaşamadı. Geleneksel oturma eylemine Talat Türkoğlu'nun eşi Hasene Türkoğlu, Hasân Ocak'ın annesi Emine Ocak, babası Baba Ocak'la sanatçılar Orhan Av din ve L ğur Cankocak katıldılar. Beş dakika süren 'sessiz oturma 1 eileminin ardından kavıp aileleri adına bir açıklama okundıı. Açıklamada. 13 Vğustos I993"te kavbolan Krdoğan Şakar ta/ııtılarak. "Dört v ıl içiııde <jö/:iltında kav bolanlarm sayısı 500'ü hulmuştur. kavıplar artık konuşamı\or. Onlarııı sesi bi/ dlalım" denildi. (Fotoerat': H ATİC' b T~\j NC E R) 428 trilyon lira tutanndaki anapara ve nemalar emeklilikte ödenecek Zorunlutasarrufmezamendeksü GLNEŞGLRSON ANKARA - REFAH- YOL. zorunlu taiarruf'fbmı hesabında birıken 428 tril- yon lira tutanndaki anapa- ra \e nemaların geri öde- mesinin. çalışanlann "emek- lilikveölüm" hallerindeva- pılmasına ilişkin taslak ha- zırladı. Taslakta. sistemden çıkış en az 6 vıl tasarrufta bulunmak ko^uluna bağla- nırken. bu durumda yapıla- cak ödemeden işveren ve devlet katkısı ile bunların nemalannın kesilmesi ön- trörüldü. " REFAHYOLkoalisyonu- nun. çalışanlann tasarruf- lannı teşv ik hesabının tas- fıyesi için hazırladığı yasa tasansı taslağında. anapara \ e nemalann "ancakemek- Türk-İş: Hak gaspı gündemde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışanlan tasarrufa teşv ike ilişkin yeni yasa tasansı taslağını masaya yatıran Türk-İş. "hak ^spı" planının gündeinde olduğunu. fondaki gelirlerin amacı dışında kullanıldığını bildirdi. Türk-İş Araştırma Merkezi'nin, "zorunlu tasarrur* olarak adlandınlan "çalışanlann tasamıflannı teşvik hesabı" üzerine > aptığı inceiemede, çahşanlar ve işverenlerden zorla yapılan kesintilerden oluşan fondaki kssintilerin tümünün a kamu kummlannın borçlanmasıaa tahsis edikHği" belirlendi. Uygulamanm. tahsilinde ve izlenmesınde güçlük çekildiginin kaydedildiği araştinnada. "Bu uygulama. kavıt dışına kaçışı ödüUendirmekte ve betadheler başta olmak üzere bizzat kanmsal kuruluşlan. fon yükümlülüğünden kaçışa iterek. kamu otoritesinin savgınlıgını zaafa uğratmaktadır"görüşüne yer verildı. Türk-İş. yürürlükteki vasanın, "En az 2 yıJ tasarrufta bulunaniara nemanın öçte biri her jil ödenir" hükmünü içeren 6. maddesinm iptal edılmesini öngören taslağın. "yürürlükteki \asadan daha geri gjttiğuıi" sav undu. lilik" halinde hak sahıplerı- ne. "ölümleri"halinde de vasal mirasçılarına öden- mesi öngörüldü. Bakanlıkların görüşüne sunulan. fondaki hesap ba- kıyesının "hak sahiplerine hemen geri ödenerek tasfi- vesinin öngörülmediği* tas- İakta. geri ödemevle ilgili şu düzenleme yapıldı: "Hak sahiplerinin tasar- ruf kesintileri ve devlet ve- \a işveren kalkıları ile bu kanunun vürüriüğe girdiği tarihe kadargeçen süre için- de tahakkuk etmiş nemala- rı toplamı anapara kabul edilerek. V üksek Planlama kurulu'nca (V PK) belirle- necek esaslar dahilindc. her tiirlıi menkııl kıvmetlereve u-rinıi vüksek vatırımlara vatırılarak nemalandınlır: hak sahiplerinin bu şekilde biriken anaparalan. nema- ları ile biıiikteemeklilik ha- linde kendilerine. öiiimleri halinde ise kanuni mirasçı- larına ödenir. En az 6>ıl tasarrufta bu- lunan hak sahiplerine. iste- dikleri takdirde, sadece bi- riken tasarrut'kesintileri öde- nir." Frbakan'ıntalimatıyla ha- zırlanan taslakta. ANAYOL koalisvonu döneminde ge- tirilen \e ilködemenin 2 ay ıçinde \apılmasını öngören ödeme tak\ ımi de ortadan kaldırılmiN oldu Cezaevlerî Eylemcilerin sağlıgı düzeliyor İstanbul Haber Servisi- Türkıye'nın çeşıtli illerinde 69 gün süren açlık gre\i \e ölüm oruclannın ardından istanbul Tıp Fakültesı'ne kaldırılan tutuklu ve hüküınlülerin tedavıleri sürüvor. Çapa'ya dün aece vatırılan 3 kişi ile sayılan 13 olan tutuklu \e hükümlülerin sağlık durumlarının ivive gittiğini belirten hastane doktorları. bellek kaybı \egöz bozukluklarının tümünde devam ettiğini söyledıler. Erzıırum Cezaevı'nde de taleplerinin kabul edilmesıni isteven 31 tutuklunun başlattığı açlık grevı ise 10. gününe girdi. Fstanbul Tıp Fakültesi doktorları nöroloji bölümünde vatan tutuklu \e hükümlülerin durumlannm iyive gittiğini bildirdiler. Doktorlar. çeşıtli eezaev lerinden uetırilen DelilBertan. AHEkber Akkava Mehmet Naman. Mehmet Ali Çelebi. Gülizar Kesici. Refik f'nal. Cafer Gündüz. Ahmet Turhan Atmaca. Sadegül Özdemir. Eyüphan Başar ile önceki gün hastaneve vatırılan Hakan V üksel. Mehmet Giivel ve Güla> İncesu'nun ağızdan beslenmeve başladıklarını söyledıler. Bu arada Sakarva Cezae\ i'nde tutuklu bulunan Çiğdem Kazan'ın ölmek üzere olduğu belirtıldı. İHD A\ukatı Şafak N ıldı/. Toplumsal Hukuk Aıaştırmaları N'akf'ı (TOHA\') A\ukatı Filiz Köstak ve Ankara Tabıp Odasından Dr. Gumhur Akpınar. Erzurum Cezae\ ı'nde son yıllarda baskının en uç boyutlarda vaşandığını belirttiler. Yıldız, Köstak ve Akpınar >aptıkları vazılı açıklamada. cezae\ınde ıncelemelerde bulunmak üzere 15 Ağustos tarihınde Erzurum "a giden heyetin vasal olmasına karşın istedikleri kişilerle görüştürülmedıklerini kaydettiler. Erzurum Cezaevi 'ndc \ aptıkları ıncelemelerle ilgili bir rapor hazırlayan hevet. cezaevi çalışanlarının Anayasa'va aykın olarak provokasyon yarattıklarını ifadeettiler SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR "Aziz Nesin Güncesi 1 "i iki gündür okuyorum. Yakından ta- nıdığımı sandığım Aziz Nesin, aslında bizim bildiğimizin çok ötesinde bir insan olduğunu güncesiyle de kanıtlıyor. "Mum Hala" başlığı altında Düşün Yayınevi'nin bastığı gün- ce, kavgacı ve dik başlı Aziz Ne- sin'in hiç bilmediğimiz yönleri- ne ışık tutuyor. Aziz Ağabey'in. sigara bırak- ma. ölüm ve yaşam üzerine ken- disiyle hesaplaşması gerçekten ilginç. Sigara bırakma üzerine kendisiyle alay ediyor: "Ciga- rayı dördüncü kez bıraktığım tarih: 16 Temmuz 1964 Per- şembe günü sabahı. Ankara. Bu seferki bırakışım kesindir." Nesin. bunları yazdıktan sonra şunları da belirtmekten geri dur- muyor: "Ek: Amma da kesin. Galiba iki ay sürdü. Bu beşincı cigarayı bırakışım." Güncesinin "Cabası" başlık- lı bölümü de yine ölüm ve sigara üzerine: "Bizim bayramlarda öy- Aziz Nesin'in Mumu... leydı, şimdide öyle mibilmem. Bayram yerlerindeki salıncak- lara binerdik çocukken. Salın- cakçı, salıncağı kendi belirledi- ği bir süre sallar, sonra bağırma- ya başlar: - Yandı! Yandı! Böylece verilen paraya karşı- lık çocukların salınacağa bin- miş olduklarını ve verilen para- nın yandığını anlatır. Ama son- ra, salıncaktaki çocukların üzün- tüsünü gidermek, onlan mem- nun etmek için. - Bu da cabası, cabası!.. di- ye bağırarak, salıncağı bir kaç kez daha sallar. Salıncaktaki çocukların en mutlu olduklan, işte bu 'caba- sı' diye sallandıklan süredir. Çün- kü bu caba süresi onlara para- sız, bedavaymış gibigelır. Biba- kıma salıncakçıya kazık atılmış olur Bana birçoklan, bu kadar çok sigara içmememi. sağlığımı ko- rumamı söylüyor. Gerçekten dostça öğütler. Ama ben şim- di pek yaşlı sayılmam, ama öy- lesine yoruldum ki. artık yaşa- mımım cabasını sürmekteyim. Her yeni gün, sankı 'Bu da ca- bası, cabası' diye bağıran bir ses duyargibiyim. Yanı ben şım- di, bir bayram yeri saydığım bu güzel dünyanın salıncakçısına kazıkattığımı sanmaktayım. Oy- sa gerçek tersinedir, bendekı bu duygu, süreklıkazıkyemış in- sanların avuntusudur." ••• Aziz Nesin'in bu satırlan yaz- dığı tarih 17 Ağustos 1967. Sev- gili Aziz Ağabey, bu satırlan yaz- dıktan sonra 30 yıla yakın bir süre daha yaşadı. Çok daha gü- zel eserler verdi. Hiçbıri "caba- sı" değildi. O yaşarken, büyük adamdı. öldü şimdi onu daha çok arıyoruz. Kendisıni anlatırken ve ölüm üzerine düşünürken ne kadar yalın ve açıksözlü. Hep öyle ol- mamış mıydı: "Dincinin Tann'sı veöbürdün- ya inancı neyse, sanatçının ya- ratıcılığı, yapıtları da o'dur. Bir sanatçıya. her şeyin son- suz olduğunu, öldük'ten sonra ününün. kalmasının önemsizlı- ğini ve gereksizliğini söylemek boşunadır. saçmadır. Öldükten sonra. yapıtlannın değerlenme- sı, yayılması, sanatçının adına heykeller, anıtlar dikilmesi. ne- ye yarar. nasıl olsa onlan gör- meyecek. anlamayacak demek boşunadır, saçmadır. Çünkü, elbette ölümünden sonra, sa- natçı bunları bılmeyecektir, ama o bunları yaşarken duymakta, bilmektedir. Önemli olan da bu- dur... BirYunan filozofu, 'Ölümden korkmak boşunadır. Çünkü ya- şarken ölümü bılmiyorum. ölün- ce de bilmeyeceğim.' demiş. Bu söz saçmadır. Çünkü bizim için önemli olan, öldükten son- rası değildir, sağ/ığımızda ölüm korkusu karşısındaki korkumuz, duygumuzdur. Biz sağken bu- nu duyarız. Asıl korkunç olan da, ölümün ne olduğunu, oyok- luğu, hiçliği hıç mi hiç bileme- yişimizdir." Aziz Nesin'ın güncelerinde. hüzün var, iç hesaplaşmalar var, insan var. Ölüm çaresizliğiyle yaşama sarılan Aziz Nesin güncesinin bir yerinde de şunları yazar: " Yaşamak güzel şey! Zaman doğrunun ıntikamını alıyor. Ben onun için sabırlıyım. Kötüleri, kötülükleri oranında zamanın cezalandırmalarını görerek mut- lanmak istiyorum. Ne mutlu o kişiye ki, zaman onun da intikamı olmuş olur." "Mum Hala" kıtabını okurken, Aziz Nesin'le bir kez daha tanış- tım. Onu daha çok sevdim. MIKRO DtNÇ TAYA1SÇ Kanlılar! Kan gütme. kan davası, kana kan isteme ilkel top- lumlardan günümüze kalan kötü miraslardan yalnız- ca birı... Kanlılık kişiler, aileler ya da aşiretler arasın- da bile akla sığmaz bir karanlık çağ geleneğı; ama ulus- lar ya da ulusları oluşturan etnik topluluklar arasında bir kan davası yaşanıyorsa, bu ne karanlık çağlarfa ne de çağın gerisinde kalmışlıkla açıklanası rjeğil! Osmanirnınsongünleri... Ne akla hizmet girdiği be- lirsiz Birinci Büyük Paylaşım Savaşı'ndan yenik çıkan Avrupa'nın 'Hasta Adamı'nı "yatağında sevme" fır- satını yakalamış emperyalıstler. Sevr'e dayanıp par- çalamaya koyuluyorlar imparatorluk topraklarını... ' ingilizlerin köklü sömürgecilık geleneği ile yeni ye- ni palazlanan Amerikan emperyalizmi el ele ve yıkıl- mış Osmanlı imparatorluğu'nun karanlığı üzerine Tür- kiye Gumhuriyeti'nin aydınlığın/n düşeceğini akılları- nın köşesinden bile geçırememecesine, kanlılara top- rak ve de ülke dağıtıyorlar... Kanlılar bir değil, dört... Köhne Bızans'ın yıkılışmdan ben Megalo idea'ya sa- nlmış, altı parmaklı prensin istanbul'u Konstantinıye'ye döndüreceği ve hatta Pontus'u dınlteceği saplantı. sında gündüz düşlerinin saldırganlığını yaşayan Yu: nanlılar: Büyük Ermenistan'ı cinayet çeteleriyle ger^ çekleştirmeye kalkışıp, "tehcir" ve soykınm yayga- ralarıyla dunyayı ayağa kaldırma hazırlığındakı Ermeî- nıler; Ortadoğu petrollerine giden yolları emperyaliz'- mın hızmetine açmakla görevlendirilmiş kimi Kürtler ve Hilafet Osmanlısf nın şerıatını bile yeterınce karan- lık bulmayıp işi 31 Mart'a ve de Müslümanı Müslü- mana kırdırfmaya kadar vardırtan şeriatçı kara yobaz çeteleri!.. Emperyalızm. Yunan maşasını Izmir'e çıkarıp Kur- tuluş Savaşı'nm kıvılcımını çakıyor; Mustafa Kemal Samsun'a çıkıp kıvılcımı ateşe dönüştürüyor... Belkı emperyalıstler değil ama: Rumlar, Ermeniler, Kürtler ve de kara yobazlar Kurtuluş Savaşı'nm Os- manlı'nın mutlak yıkımıyla sonuçlanacağını ve yeni Ay- dınlanmacı bir devletin kurulacağını. kendilerinden umulmayacak bir anlakla seziyorlar... Hemen kollar sıvanıyor ve Ingiliz ya da Amerikan mandacılığının kanatları altında Etniki Eterya, Pontus, Taşnakıyün, Kürt Tealı Gemiyetı ve de Teali-i islam Ge- miyeti adları altında kan güdücülük başlıyor... Hıristiyan Yunan ve Ermeniler ile Müslüman Kürt ve de şerıatçıların nasıl olup da aynı kaptan yıyebildik- lerıni anlayabılmek zor gıbı geliyor insana. Oysa. Arap çöllerinde Türk ordularını sırtından vuran kara dinli Arap şeyhlerinin ingilız yaltakçılığı ve dahası 31 Mart kış- kırtıcısı kimi kara yobazlann Kürt Teali Cemiyeti'nin kurucuları arasında da yer aldıkları bilinince, hiç de zor değil bu ışbirlikçiliği kavrayabilmek! Kurtuluş Savaşı boyunca. bir yandan emperyaliz- min maşası Yunan ordularına karşı ulusal kurtuluş için çarpışan Kalpaklı Kuvvayı Milliciler. bir yandan da Ermenı. Kürt ve kara yobaz çetelerine karşı ulusal va- roluş savaşımı veriyor... Kurtuluş Savaşı bitiyor, Gumhuriyet kuruluyor, Dev- rimler yapılıyor ama. kanlıların kalpaklarını çıkartmış Kuvvacılar'dan kan gütme gözü karalığının sonu gel- miyor... Hastayatağındaki Osmanlı'nın "ışinıbitirme" işlevıni üstlenen kanlılar, bu kez dipdirı Gumhurıyet'i hasta yatağına düşürmeye soyunuyorlar... Şeyh Saıt isyanı'ndan Kubilay'ın şehıt edilmesine, Kıbrıs'ı Enosislemekten Asala cinayetlerine. PKK te- rörünüen aydınların yak/lmasına dek genışleyen bir yelpazede kâh Yunanıstan' ı görüyoruz. kâh Asalalaş- mış Taşnakiyun'u, kâh PKK'leşmiş Kürt Teali'yi. kâh islami Gihat ya da Hizbullah ya da İBDA-Ç'leşmiş Te- ali-i islam'ı... Göremediğimiz ya da gözlerimizden ısrarla kaçırı- lan "bir şeyler" var ki işın can damarı: Birinci Büyük Paylaşım Savaşı sonrasının "asken" emperyalizmi- nin yerini bugün "ekonomık" emperyalızm alıyor; ye- ni yüzüyle emperyalizm. yalnızca eski kanhlan kullan- makla yetinmiyor; Türkiye Gumhuriyeti'ni hasta ya- tağına düşürebilmek için yalnızca eskı kanlılarını de- ğil, o kanlılara öyle ya da böyle yaltaklık, hatta uşak- lık eden "dahili düşmanlar"\n "gaflet ve dalalet" ve "hatta hıyanetlerini" de kullanıyor! Ana fikir: Kan emıcıler aydınlıktan korkup karan^ lığı gözlerler. Ana fikrin ana fikri: Ey Türk gençliği (...)!!! CHP'de muhalefet Tarti soldan uzak' MİY.ASE İLKNLR Cumhurıjet Halk PartiM ıçinde Murat karavalçın \e taraftarlannca genel merke- ze karşı başlatılan hareketın dışında partmın sol kanadın- danda muhalıfse^leryüksel- mevebasladı. Bazı ıl ba$kan- lannın jriMvatıfınde gelı^en bu hareket. partmın ^ol yö- rünge>e çekilmesi konusun- da tabanda tartışma açtı. Aralannda İzmır fl Baş- kanı OsnıanÖzgüven. Anka- ra İl Başkanı Ha\darDoğan ve.Muğla II Bajkanı Ali Rı- za Koca'nın ba^ını çektığı hareketçeşıtli bölgelerden il \e ılçe başkanlarıvla görüş- nıeler vaparak nabız yoklu- vor. İlk toplantı Lşak'ta Ege ıl buşkanlarının katılmııvla yapıldı. Partinin tıkandığını. sol değerlerdeıı gıderek lizak- laşıldığını ve bunıın doğal sonııcu olarak da davandığı kitleden koptuğunu öne sü- ren bu gıup, genel merkez yönetıcılerı \e GetKİ Baş- kan Deniz Bavkaldan sert uvaniaraldı. C'HPCienel Baş- kanı Denız Bavkal. dınlen- mek ıçıngitTiğı Izmır'ın Lr- la ılçesmde böige ıl. ılçe \e beledıye başkanlarıvia v ap- tığı toplaııtıda partı ıçinde genel merkeze karşı muhalif çalışmaiar \apan bu grubu uvararak "tü/üğüngerektir- diği disiplin işlemlerini \eri- negedririz" tehdidinde bu- lundu. L şak toplantısının he- men ardından da genel Mer- kez'den gelen bırgenelge ile ıl başkanlan uvarıldı. İzmir İl Ba^kanı Osman Özgü\en, partinin ızlemış ol- duğu polıtikav ı yenıden göz- den geçırnıesı gerektığıne \e so/ polıtikalann terkedıldi- ğıne dıkkat çekerek bir sap- tamada bulunuvor: -Bu genel merkezlesoi po- litikalar izlenemez." •\nkara İl Başkanı Haydar Doğan da Özgüven'inkine benzer şev lersöv lüyor. "Ar- kadaşlanmızla bugün parti- nin içinde bulunduğu sıkın- tıları konuşup tartışıvor >e çözüman_voruz"dı\en Hay- dar Doğan. partıde bundan sonra bırilerinı yarıştırmak ve sruplaşmalara zenıın ha- zırlamak niyetın olmadığınl da aftını çizerek v urguluyor. Bugünkü genel merkezin kar- şısına ikıncı bir genel merkez- le çıkmavacaklannı böyle- >en Hajdar Doğan. "Ğeç- mişte bu >apıldı \v vanlışlığı görüldü, herkes vanırım der- sinialdı" dı\or.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle