Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 1996 PAZAR
14 KULTUR
Bunuel öleli 13 yd olmuş!SUNGL ÇAPAN
29 Temmuz 1983'te, yüzyılımızın en
ilgmç dönemlerine tanık olıınarak dolu
dolu yaşanmış, yedinci sanatın
doğuşuna, evrimine ve gelişmesine
paralel sürdirülmüş, aynksı bir ömür
noktalanmıştı Meksika'da. Yıllaryılı
sinemaya damgasını vurmu:» son büyük
ustalardan. Ispanyol. ama Franco
dönemınden beri Meksika'y ı yurt
edinmış (19-17'den bu yana .Meksika
u> ruğuna ge;miştı) Luis Bunuel, daha
yaşarken efsaneleşmiş bîr sinemacıydı.
Yanm yüzyıllık. verimli meslek
yaşamıııa sığdırdığı. her biri yerleşik
düzeni. kilıseyi. geieneksel değerleri
sorgulayan. çoğu sansüre takılıp
tepkilere yol açmış çarpıcı filmleriyle
sinema tarihıne geçmiş Bunuel usta.
biiyük ChapBn'le birlikte yiizyılın.
1980'lere kadar hakkında en çok
yazılmış yönetmenidir belki de. Öleli
13 yıl olan. nicedır unuttuğıiTnuz
Bunuel'i biz de anımsayıp anmadan
edemedik bu kez.
7 çocuklu, ortadirek bir ailenın en
büyük oğlu olarak kuzey Ispanya'da.
Aragon kentinin Calanda
köyünde,1900'de doğan Bunuel'in
sinemacılığı. 1920'li yıllarda
gerçeküstücülükle başlay ıp gözükara
eleştirilerle donatılmış, bilinçaltını
didikleyen. ruhsal tahlillere yönelerek
değişik evrelerden geçen, son derece
kişisel. özgün ve aykın bir biıtün içerir.
Sıkı birdın ve hümanizm eğitiminden
geçtikten sonra Federico Gaıria Lonca,
Rafael Alberti, Jorge Guillen gibı genç
ozanlarla arkadaşlık edeceği Madnd
cafe'lerine postu seren Bunuel. 27"liler
denilen kuşagın önde gelen
kişiliklerınden birine dönüşecektir
giderek.
llk filmini DalTyle gerçekleştirir
192O'de Ispanya'daki ilk sinema
kulübünü kuaıp sinema tutkusuyla
Paris'in yolunu tutarak o dönemde
ortalığı birbinne katan
gerçeküstücülere katılan bu erkek
güzeli genç Ispanyol.
yönetmen Jean Epstein'a
çıraklık eder bir süre.
Annesinin gönderdiği
paralarla, kanncalar
hakkında ortak düşler
BunueL Maria Felix ile beraber "Los Ambiciosos" fllminin seti
Tepkıyle karşılanan bu iki
gerçeküstücü filmin yankılan
Hollyvvood'a kadar uzanınca
Chaplin'in aracılıgıyla Amerika'ya
ayak basar Bunuel.
Ne \ar ki ödün \ermeye hiç
yanaşmadığından gerisin gen döner
Hollyvvood'dan A\rupa'ya. Bir işçi
dostuna piyangodan çıkan parayla
çektiği. şoke edıcı bir belgesel
nıteliğindekı üçüncü filmi 'Las
Hurdes-Ekmeksiz Toprak'ta,
\oksulluğun egemen olduğu kuzey
Ispanya'nın kıraç topraklanndaki
yaşama savaşımını. son derece
eerçekçi görüntülerle anlatan Bunuel.
Ispanya iç savaşı yıllarındal 1936-39).
Cumhuriyetçilerin temsilcisi olarak
7
anm yüzyılhk
verimli meslek
yaşamına sığdırdığı,
her biri yerleşik
düzeni, kiliseyi, geieneksel
değerleri sorgulayan, çoğu
sansüre takılıp tepkilere yol
açmış çarpıcı filmleriyle
sinema tarihine geçmiş Bunuel
usta, büyük ChaplinMe birlikte
yüzyılın. 1980'lere kadar
hakkında en çok yazılmış
yönetmenidir belki de.
başarının ardından seslerini
kesmelenne yol açan. kısaca kötü
yaşama koşullarının neden olduğu
şiddet ve yozlaşmanın dramatik
sonuçlarını, iç burkucu bir
gerçekçilikle yansıtan 'Los Olvidados'.
Bunuel'e evrensel usta saygınlığmı
kazandırır giderek. 'En kötü filmlerim"
dediöi Sokak Kızı Suzana" (1950),
Hırsızın KızT, 'Göğe Yükseliş' (1951)
ve'EI Bnıto', 'El-O'. çocukken görmek
için Ankara'dan Eskişehir'e gitmelere
kalkıştığımız. aııcak yıllar sonra
Paris"te. Sineınatek'te seyretmek
kısmet olan 'Robinson Cruseo" (1952).
'Rüzgâriı Bayır', "Her Şey Tramvayda
Başladı" (1953). İrmak ve Öliim'
(1954). vönetınenın tutkularının aöır
ugu genç ressam
Salvador Dali'yle birlikte
ilk filmini gerçekleştirir
1928de:-Endülüslü Bir
Köpek'. Gerçeküstücü
yazarlara özgü 'otomatik
yazı'nın sinemadaki
uzantısı niteliğindeki bu
olay-film, (oplumsal
çarpıklıklann. çürümüş
değer yargılannın teşrih
masasına yatırıldıgı.
cinselliğin vurgulandıgı,
sarsıcı bir sürrealizm
başyapıtına dönüşür
zaman içinde. düşünsel ve
görsel çagnşımlardan çokça
yararlanarak. 1930'daysa ünlü'Altın
Çag'ın bombası patlar. Bu kez
'otomatizm'in başıboş bırakılmayarak,
her şeyıyle önceden tasarlanmış
biçimde çekilmiş bu başyapıtta. o
dönemin kâgıt üstü devrimcilerince
göklere çıkanlan sürrealizmin
(gerçeküstücülügün) ana temalannın
(çılgın aşk. burjuvazinin değer
yargılarına saldın. başkaldırma.
ateistlik, vb.) at oynattıgı ve cinsel
kışkırtıcılığtn ayyuka çıktığı görülür.
Görüntünün anlamını zenginleştiren
simgelerle oynayan Bunuel'in.
Dali'nin aradan çekilmesiyle
damgasını vurduğu 'Altın Çag'ın,
Paris'te. Studio 28'dekı gösteriminde
rezalet kopar ve yasaklanır film.
Los Olvidados( 1950) Her Şe\ Tramv ayda Başladı. (1953)
Paris ve Holl>wod'da bulunur ve
Franco'nun yengisi üzerine de bir daha
dönmez ülkesine. Parasız geçen
Amerika yıllannda, Nevv York'taki
Modern Sanatlar Müzesi
Sinemateki"nde çalışır 'istenmeyen
kişi* ilan edilene kadar. Bunuel'in
ifadesivle "aslında AJtın Çağ'ı çevirdiği
için burada işe abnmış \e bu 'olay-
film'in yönetmeni olduğu anlaşılınca
da işine son verilmistir"... Yapımcı
Oscar Dancigers'den gelen öneriyle
1946'dan itibaren yerleştıği Meksika "da
ve zaman zaman Fransa'da çalışma
imkânı bulan Bunuel'in. Meksika
dönemi filmlerinin ana eğilimi
cinsellik olarak belirîenir. gişe
kaygısıyla.
Derme çatma Meksika sinemasının
elverişsiz koşullannda yaptığı filmler
arasında 'Las Hurdes'in katıksız
gerçekçiliğini sürdürerek istediğince
çalışabildiği. 1951 Cannes
Festivali'nde ustaya en iyi yönetmen
ödülünü kazandıran ve Meksiko gibı
çok kalabalık. büyük kentlerin
varoşlannda a>akta kalmaya
çabalayan. ister istemez suç dünyasının
karanlık dehlizlerine itilen. yoksul
kenar mahalle gençlennın çarpıcı
öyküsünü anlattığı. unutulmaz 'Los
Ölvidados-l nutulmuşlar" başy apıtıy la
yeniden doğar Bunuel. nerdeyse 20
yıllık bir 'unutuluş'tan sonra.
Bizimkilerden farksız. bagnaz
Meksıkalı milliyetçilerin. ülkemizi tu
kaka gösteriyor diyerek önce
saldırmalarına ama Av rupa'dan gelen
bastığı. ama genelde ticari kaygılarla.
özgürlüğünün elinden alındığı.
önemsizce çalışmalandır Bunuel'in.
Ustanın erken Meksika dönemi
yapıtlarının 'Unutulmuşlar'dan sonra
akla geleni. yine vaktiyle bizim
Sinematek'imizde seyretmek şansına
erdiğimiz. "El-O'nun tamamlayıcısı
olan ve Bunuele özgü kara mizahın
doruğa çıktığı 'Archibaldo De La
Cnız'un Suç HayatTdır (Ensayo de un
Crimen, 1955). Fransadayaptıgı'Buna
Şafak DerierVBahçede Öİüm'U 956)
ve 'El Pao'daAteş^ükseli\or'(1959)
üçlemesinin arasına. yine Meksika'da
çektiği. en karakteristik filmlerinden
'Nazarin'i de(1958) sıkıştırıverir.
Sertliği. keskin ijiddeti giderek biraz
dinelmiş, ıncelmiş bu büyük
sinema'peygamberi', ırkçılığa ve
sübyancılığa el attığı 'Genç Kız'ın
(1959) ardından 1960'ta Franko
Ispanyası'na döner 24 yıllık bir
ayrılıktan sonra.
Ve olgunluk döneminin en başarılı
filmlerinden 'Vlridiana'yı
gerçekleştirir. O yıl Cannes'da yine
olay yaratarak en ıvi film seçilen ve ilk
bakışta sadece koyu Katolikliğe.
fa^jizme karşı gibi göninse de, çok
daha derinlıkli. incelikli bir başyapıt
niteliğindeki. "Altın Çağ' geleneğini
sürdüren "\ iridiana'. Franko
lspanyası'nda politik skandallara yol
açınca Bunuel soluğu Meksika'âa alır
yine. Sevgili Onat Kutlar'ın yüreğine
sinema aşkını düşüren filmlerden
olduğunu yakından bildiğim
'Mridiana'nın peşinden Meksika'da.
yine vurucu. sarsıcı bir başvapıt daha
kotarır 1962"de. 'Yokedici İVlelek'.
Ticari sinemayı 'şiirin ışıldayan
dünyasına" çekerek Cannes'da sinema
yazarlarının (FIBRESCI)ödülünü
alan'EI Angel Exterminador-Y6kedici
Melek'i de. sahne sahne Onat
ağabeyden dinlemış ve çeşitlı
yorumlara açık bu okkalı 'otomatik
yansıma" filmini Paris'te gördüğümde
de övgülerın hakkını teslım etmiştim
yıllar önce. 'Bir Hizmetçi Kızın
Günlüğü" (1964). "Çöliin Simon'u"
(1965) gibi filmlerden sonra
Venedik'te Altın Aslan'ı alan, Joseph
Kessel uvarlaması 'GiindüzGüzeli'nı
(1967) de Fransa'da çeken Bunuel bu
tarihten sonra hep Fransa'da çalışır
artık.
83 yaşında Meksika'da öldü
lleri yaşına karşın hâlâ >eni
çalışmalann coşkusuyla kameranın
arkasına geçen ustanın son filmleri.
ikışer üçer yıl aralarla peş peşe sökün
eder 1970'li yıllardu'Samanvolu'
(1969).-Tristana"( 1970).
•Burjuvazinin Gizli (, ekiciliği'
(I972).'0zgürlük Hayaleti' (1974) ve
'Arzunun O Karanlık Nesnesi' (1977)...
Hastalıklardan. vaşlılıktan pek başını
alamadıgı 1980'li yıllarda.
tanınmış senarist Jean-
Claude Carriere'e uzun
uzun anlattığı anılanndan
olusan 'Son Nefesim (1982)
adlı otobıvografik kitabıvla
uğraşan (Meraklısına. hâlâ
okumamış
sinemaseverlere. 10 yıl
kadar önce Afa
Yayınlan'ndan Türkçesi
çıkmış bu kitabı hararetle
tavsıye ederiz) Luis
Bunuel. 83 yaşındayken
^lür Meksika'da 29
Temmuz 1983'te. Ama
çeşitli sinema kulüplerinin,
sinemateklerın
salonlarında. daha yığınla
seyirciyi ışıklandıracak,
etkileyecek filmleri,
kuşkusuz ustanın özgür ve
özgün sesini bundan böyle de iletmeye
devam edecek sürgit.
Bilinçaltındakilerin. düşlerin.
tutkuların. heyecanlann. sapkınlıklann
yönetmeni olarak tüm yaşamınca her
çeşit dogmaya, yutturmacaya pabuç
bırakmayan; kilise. asker. polis.
politikacı(lar) vb. gibi yozlaşmış
kurumlara. toplumun kö^ebaşlannı
tutmuş. omurgasız yalakalara ve tutucu
güçlere karşı duran bu amansız burjuva
analizcisinin eserlerı. öteden beri
dünyanın gözünden kaçınlmaya
çalışılsa da önemini hiç yitirmeyecek.
Gerçekle düşseli. acıyla sevinci,
cinsellikle şiddeti, gerçeküstücülükle
kara mizahı kaynaştıran Bunuel
filmleri, tüm sinema tarihinin en ilginç
yaratılanndandır kuşkusuz.
Sinemamızın yıllardır kaydını tutan Agâh Özgüç, bu kez 'Türk Film Yapımcıları Sözlüğü'nü hazırladı
6
Film yapmak, en pahah oyuncaktır'
CUMHL'R CANBAZOĞLL'
Yeşilçam'm tanhını yıllardır tek başı-
na kaj'detmeye uğraşan Agâh Özgüç.
'Türk Yönetmenleri Sözlüğü'nden son-
ra. "Türk Film \apimcilan Sözlüğü'nü
de yayımlamayı başardı. Sürekli günü-
birlik yaşayan. tarihine ve kültürüne sa-
hip çıkmayı angarya gibi gören 'Türk Si-
neması'nın temel direği 350 yapımcıyı
tanıtan Ozgüç. böyle başvuru kitaplan-
na Ç.ASOD. SODER gibi kuruluşlann
destek vermemesinden şikâyetçi.
Agâh Özgüç. bıkmadan usanmadan
araştırarak tuttuğu Yeşilçam tarihini bi-
rerikişeryayınladığı kitaplarla ölümsüz-
leştirmeye kararlı: projelerin hepsi hazır
ve raflarda bekliyor. Ancak bir yandan
kitap yazarken diger yandan sponsor pe-
şinde koşan Özgüç'e destek v erilmeme-
si. pek de bü>4ik paralar gerektirmeyen
projelerde yalnız bırakılması Yeşil-
çam'ın ve Kültür Bakanlıgı'nın tarihi ve
arşiv i ne kadar önemsedigini gözlerönü-
ne seriyor...
Antalya 'Altın Portakal' film yarışma-
sı sırasındaçıkacak film fotoğraflan ser-
gisinin hazırlıklarını yürüten Özgüç'ten
sözlükle ilgili bilgi aldık.
-Kimdir Yeşilçam yapımcısı?
AGÂH ÖZGUÇ- Çok ilginç adamlar
var aralannda. Örneğın ödüllü filmler
yapan Cengiz Erçun. y abancı kitap da-
ğıtımcısıyken Yeşilçama geldi. Irfan
Inarın babasından kalan fınnı satıp pa-
rayı getirdiği söylenir. gardiyanı var.
Mehmet Mi Yılmaz gibi bakanlık yap-
mışlandavar. BesteciKadriŞençalarda
var. Bazılan da bu alemde bol kadın ol-
duğu için gelmiş. Mültimilyarderdogu-
lu bir ailenin oğlu. kadınlar için on film
yaptı ve sonunda iflas etti.
A gâh Özgüç. bıkmadan usanmadan araştırarak tuttuğu Yeşilçam tarihini birer ikişer
/ l yayınladığı kitaplarla ölümsüzleştirmeye kararlı; projelerin hepsi hazır ye raflarda bekliyor.
. / J . Ancak bir yandan kitap yazarken diğer yandan sponsor peşinde koşan Özgüç'e destek
verilmemesi, pek de büyük paralar gerektirmeyen projelerde yalnız bırakılması Yeşilçam'ın ve
Kültür Bakanlığf nın tarihi ve arşivi ne kadar önemsedigini gözler önüne seriyor...
Film yapmak dünyanın en pahalı
oyuncağıdır. Yapımcının para yatırması
yetmiyor. seyirciyi çok iyi tanımalı. han-
gi konuyu hangi yönetmenin çekeceğini
bilmeli. Ticari kaygılan öne alırken ka-
liteyi de işin içine katabilmeli. Bunu yap-
mayanlar batar. Örneğin Yalçın Başaran
maceraya sürüklendi, iflas etti; elinden
'Konak Sineması'nı çıkardı. Hikmet
Tozman da iyi bir aileden geliyordu. İf-
lasa sürüklendi. şu anda da Yeşilçam so-
kağında yazıhanede yatıyor.
- Yapımcılar arasında iyi para kaza-
nanoldu mu?
ÖZGÜÇ- Akıllı davranıp para kaza-
nanlaroldu. Bunlarsektördışınayatırım
yaptılar genellikle. (Cazandıklan paray-
la Fransa'da villa yaptıranlann olduğu
da söyleniyor. Şu anda elinde elli altmış
fılmi olanlar her zaman TV'den gelen
parayla ekmek yer. Bir de Hürrem Er-
man gibi ugraşamadıklan için filmleri-
ni toptan satıp parayı bankada işletenler
var.
- Yapımcılıktan, ovunculuğa, yönet-
menliğe. ovunculuk ve yönetmenlikten
de vapımcılığa geçmiş isimler hangileri?
ÖZGÜÇ- Yıllar önce Londra'ya git-
miş. restoran işletmiş ,\li Şakar. üç fil-
min yapımcılığını yüklendi ve başrolde
de kendi yer aldı. Fransa'da yaşay an Ka-
mil Oztürk finansefettiğı filmlerde baş-
rol oynadı. Oyunculuktan yapımcı olan
Cüneyt Arkın,Göksel Arsoy, Yılmaz Gü-
ney, Örhan Günşıray, Ayhan Işık, Mah-
mut Hekimoğlu, Yılmaz Duru da v ar. Ta-
bi son dönemde. bir çok yönetmen ken-
di filmlerinin yapımcı hğınıda yüklendi.
- Veşilçam'da kadın yapımcı var mı?
ÖZGUÇ- İlk kadın" yapımcı Cahide
Sonku: ayrıca Suzan Yakar. Feyturiye
Esen, Nil Uzun, Melahat Gürses gibi
isimler Yeşilçam'da yapımcılık yaptılar.
Aralannda en ba^arılısı ise sosyete ter-
zisi "Butik Mualla'.yani MuallaOzbek.
altmışlı yıllarda sekiz kaliteli filme im-
zasını atmıştı.
- Kariyerieri bo> unca hep a> nı yönet-
menlerleçalışan yapımcılar oldu mu?
ÖZGÜÇ- Aynı yapımcılarla çalışan
memur yönetmen dediğimiz isimler Ye-
şilçam'dan geldi geçti. Omeğin HalitRe-
fiğ bir ara iş alamadıgı dönemde sürekli
Türker İnanoğlu ile çalıştı. Nejat Say-
dam da Acar Fılm'in listesini çekmişti.
- Kitaba girmeyen yapımcı kaklı mı?
ÖZGÜÇ- Bir. iki eksik yapımcı var.
Filmlenni biliyorum ama adamları bula-
madım. Örneğin İshak Bernadate. bu-
lursam ikinci baskıya koyacağım. Üç
dört şaibeli isim de söz konusu, onlan lis-
teye dahil etmediın.
- Kaç kitabınız oldu?
ÖZGÜÇ-Otuza yakın kitap yazdım.
Bunlar arasında •Berna İlhan' takma
adıyla yayınlananlar var. Bunlann ara-
sında başvuru kitabı say ılan yirmi tane-
sini sev lyor v e önemsiyorum.
-Peki mutfakta proje halinde hangi ki-
taplar bekliyor?
ÖZGÜÇ-Hazırbekleyen. birtürlüger-
çekleştıremediğim 'Türk Filmlerinde
Eski İstanbur kitabı var: bir de çok
önemli bölümlerini yazdığım 'Türierle
Türk Sineması Ansiklopedisi" bekliyor.
Masal sineması, çocuk filmleri, cinsel-
lik. serüven sineması gibi onyedi bölüm-
den oluşuy or bu proje. Bundan başka y a-
yıncı bulduğumda hemen başlayacağım
•Dünya Sinemasında 100 Erotik Film'
projesi bekliyor. Bunlann arasına üç ta-
ne de Türk filmi koydum: 'Susuz Yaz",
'Düş Gezginleri', 'San Tebessüm' Su-
suz Yaz "daki fetiş. tutku olayı bilınçli.
Metin Erksan Türkıyede bu işi en iyi bi-
lenlerden bırı. Yüzerotık filmin konula-
rını.özelliklerini koyacağım. fotoğrafla-
rı daolacak. Biryüz film daha seçip on-
lan da kısa kısa tanıtacağım. Pornocula-
rı almayacağım ama Tinto Brassoiacak
aralannda. Brass aşağılanıyor ancak
fılmlerine baktığımızda kimsenin başa-
ramadığı ilginç sahnelerbuluyoruz. Bek-
leyen kitap listenı uzun. 'Türk Sinema-
sı'nın Marjinalleri ve Orjinalleri' de ha-
zır. Bir projeye. onu basacak insan bul-
madan başlamak istemiyorum. Çünkü
yapılacakçok işvar. Bugünedekaltı bin
küsurfilm çekildi. 'AfışlerleTürk Film-
leri Albümü'nü de yapmak gerekiyor.
Ödülalmış filmler başta olmak üzere di-
zaynı iyi iki bin afiş seçeceğiz. böylelik-
leafişgrafığininde tarihi çıkacak. Buda
ayn bir önemli iş doârusu.
' -Türk FUmleriSözİüğü 1990'dakaldı.
Gerisi ne zaman gelecek?
ÖZGÜÇ-Sözlüğün devamı gelecek
ama dediğım gibi iş hep paraya dayanı-
yor. Bütüıı y azdığım ve yazacağım kitap-
lann ana kay nağı 'Türk Filmleri Sözlü-
ğü'. Işte "Türierle Türk Sineması'nı da
bu sözlüğe day anarak yapacağım. Film-
leri, yönetmenleri ve yapımcılan üç ay-
n sözlükte topladım. Görüntü yönetmen-
leri, müzıkçiler. kameramanlar. set ışçi-
leri de sırada.
- Kaç para gerekiyor Türk Film Ya-
pımcılan gibi bir sözİüğü basmaya?
ÖZGÜÇ- Bu kitaptan birinci hamur
kagıda ikibin küsuradet basıldı. maliyet
150milyon civarında. Tabiı reklamdaal-
mışlar. ÇASOD, SODER gibi kuruluşlar
içinaslında para değil ama bir türlü des-
tek vermeye yanaşnııyorlar.
KOŞEBENT
ENİS BATUR
Kara Roman
Farklı ülkelerden gelme 'kara roman 'cılann buluş-
tuğu bir toplantıda. Meksıkalı bir yazar anlatıyor
"Şuna tanık oldum: Genç biradam, bir kasabanın
Belediye Başkanının oğlunu 38 'likle vurup öldürmüş
olmakla suçlanıyordu. Avukatı ıtiraz ediyordu: 1);
Müşterisinin 38 'liği de yoktu, başka türden bir taban-
cası da, hatta tabanca kullanmayı bildiği de söyle- ••
nemezdi. 2) Cinayetin işlendiğinin ileri sürüldüğü
gün ve saatte, 200 kilometre ötedeki başka bir ka-
sabada olduğunu kanıtlayacak en az 200 kışi vardı.
3) Cinayete kurban gittiği söylenen adamın, öldürül-
düğü günden biray sonra, başka biryerde, zilzurna
sarhoş gezdiğini gören en az 200 kışi vardı." )
Sözün burasında, salondadakıler yüksek sesle gül-*!
meye başlıyorlar. Meksikalı yazar "Gülmeyin" diyor:;:
"Sıze bütünüyle saçma, komık gelebilir, ama avuka-^
tın bunca kanıtına karşın, suçlanan genç biryıldırtu-l
tukluydu, Allah bilir. ne zaman salıverilmiştir."
Buz kesıyor salon. Gerçekten de ortada gülüne-
cek birşey yok. Meksikalı yazar, Avrupalı meslektaş-
lanna bakarak sürdürüyor: "Sizler farklı bir durum-
dasınız. Bir Meksikalı geceyansından sonra sokağa
çıkmaktan korkar. Soyguncularta, katillerle karşılaş-
maktan çekindiğinden değil: Polisle karşı laşmaktan
ödü koptuğu için evine kapanır. Bizler, 1920'den be-
ri devletten korkmak gerektiğıni biliriz." ;
Bu yaklaşım, bana Orwell'in ünlü sözü "Bütün
hayvanlareşıttir, bazı hayvanlardaha eşıt"\ anımsat-'
tı. Suç ortamının insanlarını, dramatik dokusunu ko-
nu edinen bütün yazarlar. sinemacılar işin içine za-
man zaman ya da sık sık 'güvenlik kesımi'nden in-'
sanların girdiğini gösterirler gerçı, ama Meksika'da-
ki ve benzer durumdaki ülkelerde durum 'daha-
eş/f'tir: Suçun kaynağı devlettir genellikle, dolayısıy-'
la devlete karşı suç işlemek nesnel düzlemde bire-
ye haklılık kazandırır, alt tarafı mağdur olanın hakkı-l
nı korumak için savunmaya geçtiği gerçeğidır orada
karşımıza çıkan.
Neden ve nasıl olur da. bir ülkede devlet en büyük.
suç kaynağına dönüşür? iktidar mekanizmasınım
'kuvvetler dengesi'ni hiçe saydığı, bireyin ve azınlık-.
lann sindirilmesinı iş edindiği, insan ve toplum hak-
1
larını ezme esasına dayalı bir 'erk felsefesi'ne sığın-
dığı siyasal örgütlenme modelleri yaratır böyle bir
devleti. Onu düzeltmek söz konusu değildir. tepeden
tırnağa degiştirmenin yolunu aramak tek çözümdür.
1
Bu çözüm yolunun koşulları ortada bıçimlenmeye'
başlamadıkça, kendisine karşı durmadan suç işle-
yen, suç işlemeye hazır bir devletin karşısında iki se-
çenek bekler bireyı: Ya kul olacaktır, ya da savaşa-
caktır.
Biz ne yazık ki, öteden beri hayıflanmalara konu
olmuştur, doğru dürüst bir 'polisiye roman' çizgisi ge-
liştiremedik edebiyatımızda. 'Kara Roman' örneği-'
ne lyiden iyiye az rastlanır yerli yazarlarımızda. Tü-
rün dört dörtlük bir örneğini. kanımca Bilge Karasu
vermişti 'Gece' ile. İkinci güçlük örnek, '7' ile Cem
Akaş'tan geldi, simsiyah olmasa bilegri-siyah birro-
mandı bu, yeterınce dikkat çekmedi. Bir de Orhan
Pamuk'un, son iki romanında, geniş ölçüde 'polar
tekniği'nüeo yararlandığı göze çarpıyor.
Oysa, Türkiye. bir kara roman yazarı için cennet.
Her türlü hesaplaşmanın haber programlarında cirit
attığı, silahların ara vermeksizin ölüm kustuğu, faili
meçhullerin doruğa vardığı. mafyasal ve siyasal ci-
nayetlerin kol gezdiğı bir ülke.
Şüphesiz 'hafif bir tür değil kara roman. Onu tren
yolculuklarına eşlik eden zarif bulmacalarla kanştır-
mamak gerekir. İçinde yaşadığımız ortamdan kay-
naklanan bir kara romana imza atmak ıçın sıkı bir
araştırmacılık, ciddi bir siyasal bilinç, gözüpeklik şart.
Ve fırtına gibi, süpürücü bir üslûp.
Türkiye'nin kendi Dashiel Hammett'ı Le Carre'si
olmalıydı. Bunun için, ama, ülke insanının öncedev-
letle olan ilişkisinde yaşadığı 'Ödipus kompleksi'ni
çözümlemesi beklenir.
Hâmiş: "Türk halkı, gene Akşam'\ seçecek." Bu
bir reklam sloganı. Yoksa, umarım, öyle değildir.
Buket Uzuner, Uluslararası lowa
Edebiyat Programı'nda
Kültür Servisi- ABD'nin lovva Üniversitesi'nde bu yıl (
29.su yapılacak olan Uluslararası Edebiyat
Programı'na Türkiye'den yazar Buket Uzuner katılıyor.,
Önceki yıllarda ülkemizden Nazlı Eray. Bilgin Adalı.
Güven furan ve Orhan Pamuk'un katıldığı lovva !
programı 1967'denberi 108 ülkeden da\et ettiği pek
çok yaratıcı edebiyat yazarını (yetişkin ve çocuk kurgu
yazarlan. tiyatro yazan ile şairlerı) üç aylık bir bursla ,
lovva şehrine konuk ediyor. Uluslararası Edebiyat
Programı konuk yazarlara meslekı seminer. konferans '
ve atölye çalışması gibi olanaklann yanı sıra birçok
ABD'li meslektaşıy la da tanışma fırsatı yaratıyor. Bu ,
yıl programa katılacaklararasında Arjantın. Bolivya, ,
Brezilya. Şili. Kenya. K.ore. ispanya, Slovakya. Rusya.,
Meksika. \enı Zelanda. Fas gibi ülkelerden yazarlar
bulunuyor.
Çağdaş Ressamlar Topluluğu
Şile'de
Kültür Senisi - Şıle Belediyesi ve sivıl toplum
kuruluşlarının düzenledıkleri yaz mevsiminı kapsayan '
kültürel etkinlikler bünyesinde Çağdaş Ressamlar
Topluluğu'nuıı resim sergisı Şile Belediyesi"nin
katkılanyla Belediye Sergi Salonundaaçılıyor. Şile'de1
yaşayan ressam Metin Yenal. N. Ferit Kundakçı. >
Ahmet Budur ve Ömer Akalının yapıtlannın '•
bulunduğu sergi guvaş. akrilik. yağlıboya teknikleriyle'
tuval üzenne modern ve klasik tarzlarda oluşturulmuş
peyzajlardan oluşuyor. Sergi 3 1 ağustos tarihine dek
izlenebilir. ı
53. Venedik Film Festivali
KültürServisi-53. Venedik Film Festivali. 28
ağustosta başlıyor. Festival direktörü GJIIo •.
Pontecorvo'nun "son dört y ıldır dünyanın en prestijli
film festıvali" olarak tanımladığı Venedik Film
Festivali'nde bu yıl. Neil Jordan'ın İrlandalı halk
kahramanı Michael Collins'i konu alan filminde Julia
Roberts ve Liam Neeson başrollerde ızleyici karşısına
çıkacak Julian Schnabel'in yönetmenlığıni üstlendiği
'Basquiat' ise David Bovvie. Denr.ıs Hopper. Tatum
O'N'eal ve Courtney Love'dan oluşan ilgi çekici bir
oyuncu kadrosuyla festivalde yer alacak. Jane
Campion'm Henry Janıes'den uyarladığı 'Bir Kadının
Portresi' ve Jean-Luc Godard, Ken Loach. Abel
Ferrara'nın yeni filmleri ise merakla beklenen yapıtlar
arasında. Festivalin Altın Ayı yanşmasının dışında yer
alan bir başka bölümü ise bu yıl Beat kuşağı
yönetmenlerinin toplu gösterımlerine aynldı. 7 eylüle
dek sürecek festivai kapsamında ayrıca 31 ağustos - 2 ;
eylül tarihleri arasınrl:ı hir konferans düzenlenecek.