27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 AĞUSTOS 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Lockhanda Dans Topluluğu, geleneksel Hint danslannı içeren'Uyak ve Ritm' başlıklı bir gösteri sundu Geleneldere yansıyaıı yaşamm ritmi DUYGU PURGUN Hindistan'daki folk kültürünün korunması \e tanınması ıçin çalışan Lockhanda Dans Topluluğu. Hindistan'ın bağımsızlıkgünü (15 ağustosi dolayısıyla. Atatürk Kültür Merkezı'nde düzenlenen etkinlikte geleneksel Hint danslannı içeren "Lyak \e RitırT bas-lıklı bır gösteri sundu. Hindistan Istanbul Başkonsolosluğu ve geçen ay Istanbul'da kurulan Hindistan Dostlan Derneğf nin katkılarıyla düzenlenen gösterıde, 15 kadın ve erkek dansçıdan oluşan topluluk. Hindistan'ın unutulmaya yiiz rutmuş gösteri sanatlannı, geleneksel enstrümanlareşlığınde sergiledi. Lockhanda. Hindistan'ın Batı Bengalden Kajastan'a uzanan geniş coğrafyasında. 16. yy "da Tann'ya ibadet içın yapılan törenlerde evlenmemiş kızların icra ettiği danslar. sa\aşan askerler ve hasat sonrası köylülerin düzenledıği eğlencelere uzanan gızemli bir Hindistan yolculuğuna çıkardı izleyenleri. Gösterilenn yanı sıra dhaak (büyük da\ ul). bansuri (bir çeşit geleneksel flüt), dhamsaa (tek yüzlü yuvarlak davul). singaa (bufalo bovnuzundan yapılmış bir tür trompet) gibi geleneksel e-ıstrümanlann kullanımı da birhayli ılgı çektı. Toplulugun vokahsti \e aynı zamanda sekreteri AJok Kumar Dutta'nın da belırttıgi gibi 12 yıllık birgeçmişi olan Lockhanda'nın kuruluş amacı Hindistan'ın folk geleneklerini ya^atabilmek. Hindistan hükümeti destekliyor Günümüz Hındistanı'nda çok hızlı bir şekılde yok olan kültürel değerler karşısında, binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan zengın kültürel mirası yaşatmayı amaçlayan topluluk, geleneksel danslan bu konunun uzmanlan olan ustalardan öğrenmeyi yegliyor. Pek çok folk \e kabıle gösteri sanatı biçimlennin, şehir kültürünün yaygınlaşması ve kiıle iletışim araçlannın yaygın kullanımı nedeniyle yok olma tehdidı ile karşı karşıva bulunduğunu düşünen topluluk üyeleri geleneksel dans \e müziğı. halen yaşamakta olan etnik ustalardan aldıkları derslerle geleneğı günümüze taşımaya gayret ediyorlar. Sergiledikleri danslann tarilıi kokenlerı, ortaya çıkiş nedenleri üzerine araştırmalar yapan Lockhanda Dans Topluluğu. danslan otantik 12 yıllıkgeçmisiolan Lockhanda DansTopluluğuş'nun kuruluş amacı Hindistan'ın foik geleneklerini vaşata- bilmek. Bu amaçla ülkeyi baştan başa dolaşarak unu- tulmuş geleneksel dans formlarını bugüne taşıyan top- luluğun dansa bakışı "dansın yaşaırun ta kendisi' olduğu yönünde.(Fotoğraflar: KUBİLAY TÜNTÜL) G österide. 15 kadın ve erkek dansçıdan oluşan topluluk. Hindistan'ın unutulmaya yiiz tutmuş gösteri sanatlarını, geleneksel enstrümanlar eşliğinde sergiledi. Lockhanda. Hindistan*ın Batı Bengal'den Kajastan'a uzanan geniş coğrafyasında, lö.yüzyılda Tann'ya ibadet için yapılan törenlerde evlenmemiş kızlann icra ettiği danslar, savaşan askerler ve hasat sonrası köylülerin düzenlediği eğlencelere uzanan gizemli bir Hindistan yolculuğuna çıkardı izleyenleri. biçimiyle sunmaya özen gösterivor. Bu uygulamanın temel nedenini şöyle açıklıyor Dutta: "Genç kuşaklar ekonomik ve sosyal nedenlerie kültür mirasımıza \eterince sahip çıkamıyor \e onu yaşatamıyor. Grup bu amaçla. geleneksel danslan orijinai haliyle sergilemeye ayn bir önem veriyor. Hindisfan'ın pek çok bölgesinden farklı stiller *e anlamlar taşıyan halk danslannı sahnelerken asnı zamanda Hindistan topraklannda >aşa>an değişik kültürieri sanat /emininde buluşturnıa işlevini de üstleniyor." Bu amaçla ülkeyi baştan başa dolaşarak unutulmuş geleneksel dans formlarını bugüne taşıyan Lockhanda'nın dansa bakışı 'dansın yaşamın ta kendisi' olduğu yönünde."Dans bir rahatlama biçimi daha önemlisi yaşamın biryansıması" diyor Dutta "Yaşamtn günlük rutini içerisinde insanlann devinimleri, sahip olduklan inançlara ilişkJn yerine getirdikleri eylemler, rituelİer, köylülerin hasat zamanı diizenledikleri eğleneeler ve daha pek çok etkinliği konu edinivor hizinı dansıııuz. Yani yaşamı anlatıyor. Yaşamın ritmini yansıtıyor." Folklorun yanı sıra klasık dansın da Hindistan da önemli bır yen olduğunu ekleyen Dutta. Lockhanda'nın folklorik danslara ve geleneğe ayrı bir önem verdiğinı v urguluyor: "İnsanlar için. onların çok iyi anladığı bir dilde dans ediyoruz çünkü danslanmız o folkJorun içinden çıknor. Klasik dans ise tamamıyla farklı bir tür. Klasik dansın kendine özgü kuralları var. bu \iizden tıpkı bir dilin grameri gibi, daha incelikli ve ilkeli". Folk danslan ile ilgili herkesi topluluk bünyesine çağınp çok sayıda atölye çalışması düzenleyen topluluk, Hindistan'ın çeşıtli bölgelerinden gelen öğreneılerin ülkenin folklor geleneği hakkında kap.samlı bilgi edınmelen ıçın uygun bırzemın sağlıyor. Özel bır topluluk olan Lokchanda'nın kuruluşundan bu yana en önemli destekçısi Hındistan hükümeti. Türkiye turnesi öncesinde Suriye ve Kıbns'ta gösteriler sunan grup, Tekirdağ ve Ankara'da iki temsıl verdı: 18 ağustosta ise İzmirii sanatseverlerın karşısına çıkacak. Tekirdağ'da gerçekleşrirdikleri gösteri sırasında yöre halkının voğun ilgisiyle karşılaştıklarını belirten ve bu ılgiden büyük mutluluk duvan Dutta. Türk ve Hindistan halk danslan arasında şaşırtıcı derecede benzerlik olduğunu s'öylüyor. Hindistan Dostlan Derneği Lockhanda Dans Topluluğu'nun gösterilerı. avnı zamanda 22 Temmuz 1996'da kurulan Hindistan Dostlan Derneği'nin ılk kültürel etkinliği olarak gerçekleşti. Kültürel aianda kurulan ilk Hint-Türk organizasyonu olan Hindistan Dostlan Derneği'nin başlıca amaçlan. karşılıklı bır kültür alışverişi doğrultusunda Hini ve Türk ınsanları arasında vakın ilişkiler kurmak, seminerler. sergiler. gösteri ve yarışmaların yanı sıra geziler düzenlemek. Dernek bünyesinde bır kütüphane ve arşivın kurulması: bilım^el. eğitımsel ve sosyal kuruluşlarla ışbırlıği yapılnıası hedeflenıyor. Hindistan Dostlan Derneöi'ne ılışkin bilgi edinmek isteyenler, 0 212 2323733 no'lu telefondan dernek koordınatörü LaraShah'a ulaşabilir. Beşinci Boyut ve 98'in 'kültür kenti' Linz • Yıllardır "Beşinci Boyuf'un ya da "Sanal E\ren"in kalelerinden biri olan Linz'de, "geleceğin müzesi" diye nitelendirilen Ars Electronica Center adiı bir merkezin, bu yıl eylül aymda açılması öngörülüvor. Herkese açık olacak bu merkezde. elektronik bağlamında sanat ve teknoloji bir arada yaşama geçecek. Heryıl tekrarlanan festival. bir anlamda yılboyu süreklilik kazanacak. Sanatçılar. işadamlan ve ilgilenen herkes. merkezin olanaklarından vararlanabilecek. MURATSES LINZ-Başlığı okuyanlar. UFO'laryada çağdaş fizik konusunda bir yazıyla karşı karşıya geldıklerini düşünebilirler: oysa "Beşinci Boyut" kavrami, sanal e\ renın gü- nümüzdekitanımlamalanndanbirtanesi... Geçenlerde. Fransa'da yapılan sanal e\- ren ağırlıklı görsel etkinliklerde gündeme gelen bu yenı tanım. bana da oldukça ilginç geldi. Özellıkle, Patrick O'Hearn'ın ses- lendirdiği bir Japon canlandırma filmi. gö- rüntüleri \e müziği ile türünün en güzel ör- neklerinden birivdi. O'Hearn. daha önce- ki yazılarımdan anımsavacağınız gibi. Nevv Age dalında bu yılın beş Gramy ada- yından bir tanesiydi. Bu yıl alamadı. ama gelecek yıl alabilir! Psiko-akustik öğeler- den yararlanma açısından belirli bir yak- laşım benzerliğimız olan bu sanatçı (Bin- fen'deki ambiente ortam müziği estetiğin- deki parçalar için özellıkle Tan'ın Mare Inıbrium'u için Creative Independents Group'tanvazarvemüzikeleştirisici Hol- landa'nın Nicole Steans. çok olumlu şev- lersöylenıiş. kökenlerin \e kullanılan mal- zemenın faklılığına karşın. O Hearn'la olan belırlı bir ruhsai yakınlıktan söz et- miştü). günümüzün en başarılı bağımsız sanatçılardan bıri... FrankZappa ile uzun vıllarbırlıkteolanO'Hearn'in ünlüZappa albümü "Sheik YerboutTve katkısı olduk- ça önemli... Her zaman inandığı müziği yapan Zappa gibi o da çağın gelışmelenn- den uzak kalmamış: BrianEnonun ve Ro- bert Fripp'in ambient uvgulamalanndan. Krafwerk'in. Tangerine Dream'în. Klaus Schulzenin veConradSchnitzlerın elekt- ronik dev rimlerinden "nasibini almış." Yıllarca biivük isimli. tekelleşmış fir- malarca. bekletilmiş ya da üretim biçimi- ne karışılmak istenmiş.. en sonunda daya- namamış ve Deep Ca\e isimli kendi ba- ğımsizpldkşırketinı kurmuş... "Derinma- ğara"anlamına gelen buad rastlantı buya sanal evrendeki yeniliklerdenbirtanesı ile belirli birvakınlığa ^ahip... Geçen y ılki yazılanmda, yaşadığım kent Linz'in sanatsal etkinliklerden. özellıkle Ars Electronica Festıvali'nden ve yaşamı- nın bııradakı bölümünün. çalışmalarını (Autoüuıton veBinfen)neşekilde vönlen- dirdiğınden söz etmiştim. Gelişmiş tekno- lojilerın ıvi niyetli kullanım örneklerini sergiley ip duran bu kent. anımsayacağınız gibi 1998 >ılının "A\rupa kültür kenti". Kent yöneticilerinebakılırsa. burada gele- ceğin tarilıi yazılacak! Yıllardır "Beşinci Boyufun ya da "SanaJ Evren"in kalelerin- den biri olan Linz'de. "geleceğin müzesi" Ruhi Ayangîl konservatuvardald görevinden afandı Kültür Servisi - Kanun virtüözü. bestecı. Türk Müziği Or- kestrası ve Korosu şefı Ruhi Ayangil'ın. 198"? vılından beri 'Türk Musikisi İcra Heyeti' üyesi olarak bağlı olduğu tstanbul Cnıversıtesi Devlet Konservatuvarfndaki görevıne. 'kurum- da huzuru bozucu dav ranışlarda buhınduğu' gerekçesıyle ıkın- ci kez son verıldi. tlkolarak 1992 vılındagörevdenalınan Ayangil. 1994yılın- da ıdari mahkeme karan ılegörevedönmüştü. Sanatçı. ünıver- sitenın temyızi sonucu geçen günlerde yenıden işten çıkanldı. Istanbul Beledıye Konsenatuvarı'nın 1985 yılında İstanbul Üniversıtesf ne bağlanmasıyla sorunlann başladığını belirten Ayangil. bu yenilıkle birlikte. konsenatuvann -TürkMüziği dışında- Batı müziği, tıyatro ve bale bölümlerimn. 2547 ve 2809 sayıh YÖK Kuruluş v e Teş- kilat vasalannın öngördüğü aka- demik yapılanmava uvgun bi- çımde •bölüm. birim. sanat dalı. bilim dalı" gibi belırlenıelere ka- vuşturulduğunu. buna karşın Türk müziği bölümü ve üyeleri- nın önündeki tüm akademık ge- lışme yollannın tıkandıgını öne sürdü. 'İstanbul Oda Orkestrası" v e kurucusu olduğu "TürkAJüzi- ği Orkeitra \e Korosu'yla v urtı- çi veyurtdışındakonserlerveren Ayangil. konservatuvar bünye- sinde üvesi olduğu 'Türk Musi- kisi İcra Heyetfnın 50-60 kışilik kadrosunun. emeklılik ve ölüm- lersonucunda 18"e ındığini. bu- na rağmen konsen atuv ar v önetı- minceboşalanyerlereyeni atamalannyapılmadığını vebunun ülkemızde ıki yüz yıldır süregelen Türk müziği düşmanlığının bir vansıması olduğunu belimi. Ayangil. son olarak. 1994 vı- hnda kazanmış olduğu davanın temyizi sırasında üniversite ta- rafından hukuka a\kırı olarak delıl sunulduğunu bunun ıçin kendısının davayı temvızegötüreceğını söyledi. Ruhi Ayangil'in görevden alınmasıyla ilgili görüşlerını al- mak ıstediğimiz tstanbul Ünıversitesı Rektörü Bülent Berkar- da. Istanbul Ünıversitesı Devlet Konsenatuarı Müdürü Ova Sünder'le görüşmemız gerektığıni belirtirken. Sünder. bu konuyla ılgilı telefonumuza yanıt vermedi. Selge kentinde blues konseri Kültür Servisi-Çalışmalarını bir süredir Beyoğlu'nda sürdürmekte olan Gezievi. 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle düzenlediği Köprülü Kanyon gezisi kapsamında bir de blues konserine yer verecek. Son zamanlarda adından sıkça söz ettiren tstanbul Blues Kumpanyası. gezi programı çerçevesınde. Selge antik kentinde bir konser verecek. Sarp Keskiner ve SaJih .Nazım Pekertarafından kurulan topluluk, bluesun seçkın örneklerinden ve kendi bestelerinden oluşan birprogram sunacaklar. 29ağustos-l eylül tarihleri arasında gerçekleşecek gezı programında Köprüçay'da rafting. Selge'de gezi. Köprülü Kanyon'da trekking ve Kovada Gölü'nde yüzme yer alıvor. Zafer Bavramı gezıleri kapsamında ayrıca, Kaz Dağları ve Assos'a 29 ağustos-1 eylül tarihleri arasında bir aezi düzenleven Gezıev i. 30 ağustos-1 eylül tarihlerınde de Çiğdem Yaylası'na, yavla evi konaklamalı bir gezi gerçekleştirecek. Gezıevi'nin sürmekte olan günübirlik gezilerinde ise 17 ağustos cumartesi Serindere'de ornıan içi yürüyüş. 18 Ağustos pazar günü Suludere'de dere boyunca yürüyüş. 24 ağustos cumartesi günü Çal Deresi'nde dere ıçi v ürüyüş. 25 ağustos pazar günü Kındıra Yaylası'nda yayla yürüyüşü. 30 ağustos cuma günü Sansarak Kanyonu'nda dere boyunca y ürü> üş yapılacak. Gezievi ağustos avında Kelebekler Vadisi'rıe bir haftalık bir gezi düzenliyor. 17-25 ağustos tarihleri arasinda gerçekleştırilecek gezi sırasında Ölüdenız. Babadağ, Yediburunlar ve Kadıanda'da yürüyüşler y apılacak. Konser ve gezilerle ilgili aynntılı bilgi almak için (02121 245 50 86 numaralı telefonu aravabilirsiniz. diye nitelendinlen Ars Electronıca Center adlı bir merkezin. bu yıl eylül ayında açıl- ması öngörülüvor. Herkese açık olacak bu merkezde, elektronik bağlamında sanat ve teknoloji birarada yaşama geçecek. Heryıl tekrarlanan festival. bir anlamda yılboyu süreklilik kazanacak. Sanatçılar. işadamla- n \e ilgilenen herkes. merkezin olanakla- nndan vararlanabilecek. Diğerbirdeyişle kentin 21. yüzyıla geçişi. yalnızca bilım- sel açıdan kontrollü birortamada. demok- ratik olarak sağlanacak. Ars Electronica Center'a yerleştırilen yepyeni bir düzen konuklara. üçboyutlu bilgisayar dünvalannı neredeyse "elİetu- tulabilecekdüzeyde"algılama olanağı sağ- lıyor. Cave adı verilen bu düzen. ABD dı- şında yalnızca Linz'de kurulmasının dışın- da. sokaktaki insana da erişmesi yönünde butürdekitekörnek... "Cave" bilindiği gi- bi tngilizce bir sözcük ve u mağara" anla- mına geliyor. Düzen. gerçekten de "sanal bir mağara" yapısındaü! lllinoıs Üniver- sitesi'nde geliştirilmiş olan bu sanal e\ ren uygulamasının diğer uygulamalardan ay- rıcalığı. "veri miğferi'* yerine bir tür stereo gözlükten yararlanması. Çocukiuğumuz- da. ender de olsa İstanbul'da gösterime gir- miş üç boyutlu sinema filmlerindeki gibi ancak belirli gözlüklerle izlendiğınde u ta- dı çıkan" bır uygulama. Cave düzenınde bilgisayargörüntülerimekânınduvarlann- dayer alıyor. İzleyiciler, (onlarakonuklardadiyebili- riz) ortalarda bir yerlerde duruvorlar ve "asansör kullanabilen herkesin kullanabi- leceği nitelikte" araçlarla olaylann akışını yönlendirebiliyorlar. Örneğin, Binfen ör- neği. kentin üzerinden süzülüyorlar. yeni birkararla kendilerini Nevs Yorkun göbe- ğinde ya da gezegenimizde bile olmayan ortamlarda bulabiliyorlar. Bu tür düzen ler- den. genellikle tıp, sanayi ve uzay araştır- malanndayararlanıyor: gerçek hastayı öl- dürmeden ameliyat etme, yaşamını tehlı- keye atmadan bir uzay aracından dığer bı- rine geçme ya da çok tehlikeli bir doğabı- lim deneyi vb işler, hep bu yolla gerçekle- şebiliyor. Yazıma son vermeden önce. bir süredir Linz'de sergilenmekte olan bir sanatçıdan söz etmek istıyorum: Avrupa sanatının "gerçek marjinali" olarak ta tanımlanan Gaston Chaissac (1910- 1964). kendi ken- dini yetiştirmiş. ayakkabıcı ustasıy ken ken- di deyişiyle "önemsizbirtaşrazanaatçısıy- ken" 27 yaşında resim yapmaya başlamış bir sanatçı. Dönemin sanat dünvasıyİailiş- kilerinin kısıtlı olması, ona kimseyle kı- yaslanamaz bir özgünlük kazandırmış. Belki de vüzyılımızın "gerçek bağınısız- iıklanndan" biri Chaissac... 50 parça tab- lo. 35 parça totem ve 60 parça çizimi içe- ren, bu geniş kapsamlı sergi. Linz'den son- ra Almanya'da da açılacak. Obje sanatçılı- ğı. ressamlık. çizerlik. ozanlık ve müzis- yenlık gibi birçok aianda yapıtlar üretmiş olan bu çok yönlü sanatçı, bağımsızlık ni- teliğinin dışında. çok yönlülüğüyle de ki- mi zaman bu sütunlarda konuk olan, 9O'lı yılların sanatçılanna benziyor. DUŞ1JTVCEYE SAYGI MEMET FLAT Mahalle Kavgası Yanlış bir iş yaptığını, kendi kendini güç duruma soktuğunu gördüğünüz bir yakınınıza, "Sen aptalsın, aptal!" diye çıkıştığınızda bu bir ni- telik saptaması değildir. Gerçekte onu aptal bulmuyorsunuz. ama yaptığı işin aptâlların yapacağı bir iş olduğunu, kendi ken- dini aptal durumuna düşürdüğünü anlamasını sağ- layacak kışkırtıcı bır söz ederek uyarmak, aklını kul- lanmaya yönlendirmek istıyorsunuz, Böyle konuşan insanlar çoktur. Insanı kışkırtmak ıçin abartılı sözlerederler... "Şok" yöntemi... Sizi şaşalatacak. harekete geçirecekler... ' Aziz Nesin'in bu üfkede yaşayan insanların yan- dan fazlasını "aptal" diye nıtelendiren sözlerinde de aynı kaygı vardı. bence. Kışkırtmak, düşündürmek istiyordü insanları... Yaptıkları aptalca işleri yapmasınlar. en azından kendilerini göz göre göre sömürenleri baş tacı etme- sinler istiyordü... Seviyordu onları... Bir de bunun tam tersini yapanları düşünün... Dillerinde en güzel sözlerle geliyorlar karşınıza, ze- kânız, güzelliğıniz, ahlakınız, övgülere boğuluyorsu- nuz. Sonra davranışlara bakınca anlıyorsunuz kı, si- zi aptal yerine koyuyorlar. aptallara davranılacak gi- bi davranıyorlar. Söyledıklerinin hepsi yalan. "Uyutma" yöntemi uyguladıkları... Sizi sevmiyorlar. Uyutabildikleri kadar sömürecek, kullanacak, çı- karlanna araç edecekler. Aptal olmanızı istiyorlar. Ne kadar aptal olursanız onlar ıçin o kadar iyi. Nerede bir aptallık görseler, üstüne çullanıyor, bü- yütmeye çalışıyorlar. Gazeteler. derg/ler arasında da vardı aptallığa dö- nük yayım yapanlar. Ama televizyonlardakı kadar gö- ze batmazdı. "Bızim okurumuz, şöyle şöyle bır okurdur, onlara göre yazmak zorundayız" denirdi. Siyasa: "Alaman 'ın uçaklan Rus 'u bombaladı." Magazin: "Bilmem kimin gizli çekilmış fotoğraflan." Spor: "Kaptan gece kulübunde yakalandı." Ama herkes kendi gazetesinı seçtiğı için. bu tür ap- tallara dönükyazılardan hoşlanmayanlar, sürekli bun- larla karşılaşmak durumunda kalmazlardı. Televizyon izlerken ise bütün gazeteleri okuyan bir kimse gibisiniz. Elınizde uzaktan kumandanız. nerede. ne var diye aranırken, her türlü yayınla karşılaşıyorsunuz. AzızNesin'inkı. bence. kışkırtıcı bir sözdü, ama te- levizyon yönetmenlerı. yapımcıian ıçin böyle bir şey söyleyemem. Onlar izleyicilerinın kafaca yetersizlik- lerine gerçekten ınanıyorlar ki, buna yatınm yapıyor- lar. Hele televizyonlar arasında çıkan tartışmalarda kul- lanılan üslup. ya da bir siyasa adamıyla uğraşırken, ya da bir gazete yazarından gelen bir eleştiriye yanıt verirken söylenen sözler nasıl seçiliyor anlamak çok Bu işlerin herhalde görevli uzmanlan, danışman- ları var. Şöyle yazar, şunlara değinir, şu tonda okur- sak etkili olur. diyorlar. Yazılıyor, okunuyor, beğenili- yor, yayımlanıyor. Kime etkili olacak? izleyenlere... Demek ki denetleyenler. izleyenler adına yapıyor- lardenetlemeyi. Kendi beğendikleri değil, izleyenle- rin beğeneceğini umdukları şeyleri olumluyorlar. Ortaya çıkan mahalle kavgası üslubunda bır ko- nuşma... Oralarayükselmiş, bır televizyon başınageçirilmiş kimseler herhalde kendileri böyle konuşmazlar. Bu üslup izleyenlerın beğenecekleri bir üslup diye seçil- miş olmalı. Azız Nesin'in sözlerı benı hiçbir zaman ürkütme- miştir, ama çıkarları ızleyıcilerine bağlı olan, ızleylci- lerini çok iyi tanımaları gereken televizyoncuların seç- tikleri bu üsluptan ürküyorum. Halkımız bu kadar görgüsüz, bu kadar anlayışsız, bu kadar ilkel, bu kadar aptal mı? Neye hızmet edildığıni sezmiyor mu? O mahalle kavgası ağzıyla kendisine nasıl hakaret edildiğini anlamıyor mu? Enis Fosfonoğlu Tiyatrosu ilk mezunlarını verdi Kültür Senisi- Enis Fosforoğlu Tiyatrösu'nun Moda'daki Kültür Merkezi ılk dönem öğrencıleri sertifikalannı aldılar. Tüm gıderlerinin Enis Fosforoğlu Tiyatrösu'nun karşıladığı kurs 4 ay sürdü. Şan ve tıyatro alanında Suna Keskın. Gülçin Hatıhan, Seren Fosforoğlu ve Enis Fosforoğlu'ndan dersleralan öğrenciler. farklı yaş \e meslek gruplanndan geliyor. İdil Biret, Köln'de konser verecek BONN (.\.\) - Dünyaca ünlü Türk pi>anisti Idil Biret. 3 eylül tarihinde Köln kentinde Betin Güneş'in yöneteceği Köln Senfoni Orkestrası ve Mondial Örkestrası eşliğinde bir konser verecek. Köln Filarmonı Salonu'nda verılecek konserde. Bela Bartok. F. Chopin. Betin Güneş. Gustav Hols ve Ferit Tüzün'ün yapıtlan seslendirilecek. Piyano solisti olarak 3 eylül tarihinde Köln Filarmonı Salonu'nda sahııe alacak Biret'e konser boyunca orkestra şefi Betin Güneş tarafından yönetilecek olan Köln Senfoni Orkestrası ve yine bu orkestradan kurulu Mondial Oda Orkestrası eşlık edecek. Kargo'dan Bahçeşehir'de konsep Kültür Senisi - Bahçeşehır Amfiteatr'da her cumartesi düzenlenmekte olan konserlerzincırinin bu haftakı halkasını. Egos sponsorluğunda gerçekleştirilecek olan Kargo konseri oluşturuyor. Son günlerin popüler rock gruplanndan Kargo'nun konseri cumartesi günü saat 21.30'da başla\ acak. BUGUN Tarih Nakfı Darphane Etkinlikleri kapsamında saat 17.00'de'l Pi>ano5Perküs>onGrubu*. doğaçlamaya yer veren çarpıcı repertuvarlarıyla Darphane Bina>ı'nda müzıkseverlerle buluşuyor. Şile Belediyesi Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında saat 19.OO'da 'Edebiyatımız ve Kadın' paneli ver alıyor. Panele konuşmacı olarak. Emin Karaca. Tansu Bele. Dursun Özden ve Füsun Demirel katılıyor. Aynı etkınlık çerçevesinde saat 19.OO'da Azmi- Mehmet Öcal'ın 'Ruhi Su dinlerisi' konseri yer alıvor. (0 216 7li 5431) E\rensel Kültür Merkezi'nde bugün saat 15.00'te büyük usta Charlie Chaplin yönettiğı 'Büyük Diktatör" adlı film gösterılecek. (0 212 243 08 03) '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle