01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Her yılın son çeyreğinde yaşanan dalgalanmalann tekrarlanmaması için kamu harcamalarına dikkat Ekonomîde sonbahar sendromuSONERl Zl \ Sonbahar ayları Türkıje ekonomisıne yaramıyor Son be$ vîiın bütçe \e dış tıcaret açıklan ıjeenflasvon. borç sto- ku gıbı temel ekonomık gös- tergelerı her yılınsonayların- da önemlı ölçüde olumsuz bır trende gırıyor. Yılın son çey- reğınde y aşanan sikıntımn te- melınde. kamu harcamaları- nın artmasi. bunun ıç talebı körüklemesiyJetüketım veıt- halata dayalı büvumenın hız- tenması göstenhyor. Lçer a\ Iık donemler goz önünealınarak ıncelendığınde tüketıcı fıyatlamlaenflasyon. I99\ yılının ılk üçayındayüz- de 15 3 ıken \ ılın son üç ay ın- dayüzde P'yeulaşıyor. 1994 yılındadaılküçav yüzde 16.4 olan enflasyon. vılın son üç ayında yüzde 25.8'e vardı. 1996 yılında hükumetın açıklamakta zoriandıâı dış tı- caretaçığı. 1992 yılının ılk üç aylık dönemınde I 3 mılyar dolardan y ılın >on çeyregınde 2.6nıılyardolara ulaşırken bu rakam 1995 yılında 2 mılyar dolardan 4.7 mılvardolarafır- ladı Hükümetlerın vıldan yıla dozaıını drttırarak uyguladık- lan ıç borçlanmada. knzın va- DlŞ tİCaret açiğl (milyar$) 2000 1500 1991 1992 1993 1994 | Dca* Şusat Marc Q N I S Ma, Haz ^ T e m m AŞust Eytl 1995 1000 1991 1992 1993 1994 1995 1996 N s \'s\ T emm ^ u s t E< J H Ekım Kas J şandıgı 1494 yılında, ikıncıüç ayfık dönem sonunda 468 tril- yon lıra olan ıç borç stoku. üçüncü üç ay sonunda sadece 90 trılvon lıra düzeyınde ar- tarken yılın son bölümündekı artış 243 tnlyon lıraya ulaştı. 1995 yılının aynı dönemlerı ıtıbanyle yine 90 trılyondan 170 tnlyon liraya ulaşan yük- selış yaşandı. Gerçekçi tahminlerin bir türlü yapılmadığı bütçede ise açıkJar uzunyıllardan ben Tür- kıje'nın yakasını bırakmıyor. ! 994 yılının ikinci üçayiık dö- nemınde 10 trilyon lira fazla ve- ren konsolide bütçe. üçüncü üç ay 127 tn lyon, son üç ayı da Iıııalal sanayiinde kapasite gerfledi AMvARA(AA)- Imalat sanav ıınde üretım değerı a'jırlıklı kapasite kullanım oranı. temmuz a% ında yüzde 80.2"ye genledı. Bır öncekı yılın aynı ayında kapasıte kullanım oranı yüzde 83.3 düzeyınde gerçekieşmıştı. De\let l.statıstık Enstıtüsü (DİEl. 566 ışverınde yapıian "A\lık İmaJat Sanayi i Eğilim AnketTnın sonuçlarını açıkladı Açıklamaya göre bu yıl temmuz ay ında tam kapasite ıle çalışamama nedenlennın başmda yüzde 41.9 ıle iç pazarda talep yetersizlığı geldı. Bunu. yüzde 11.4 ıle dış pazarda talep yetersızlığı. vüzde 3.3 ıle malı ımkânsızlıklar. yüzde 3.2 ıle ışçılerle ılgılı meseleler, yüzde 2.6 ıle yerlı mallarda hammadde yetersızlığı. yüzde 7ılede ıthaJ mallarda hammadde yetersızlığı ızledı. Öte yandan. açıklamada. ışyerlerının. bu yıl temmuza ılışkın görüşlennın ağırlıklı ortalamalan bır öncekı yılın aynı ayındakı görüşlennın ağırlıklı ortalamaları ıle karşılaştınldığında, bır öncekı aya göre üretım- lennın azaidığı. yurtiçı satışlannın, satış fıyatlarımn \e hammadde fıyatlarının ıse arttıgı görüşünde olduklarının belırlendıği bıldirıldı. * Ithalattan alıııaıı KDV'de patlamaANKARA(ANKA)- Gümrük birlıgı ıle bırlikte ithalatta yaşanan vüksek oranlı büyüme. ıthalattan alınan katma değer \ergısi tahsılatmda patlama varattı Bu gelı^me. henüz ocak ay ında gerçekle^en miktarı bellı olan Türkıve'nin ıthalatının. bu yılın ılk altı ayında geçen yıla göre > uzde 50'ye yakın bır oranda artîıgını gösterıvor. Malıye Bakanlığı'ndan edınılen \enlere göre ithalattan alınan katma değer vergısı. bu yılın ılk altı ayında yüzde 133 gıbı çok yüksek bır oranda artış kaydederek 130 trilyon lirayı aştı. Aynı dönemde dahilde alınan katma deger vergısi ıse y üzde 92.1 oranında bır büyüme kaydederek 165.2 trilyon lira olarak gerçekleştı. 1995 yılının ılk yansında ıse ıthalattan alınan katma değer vergisi 55.8 trılvon lira, dahilde alınan KDV ıse 85.9 trilyon lıra olarak gerçekieşmıştı 1995 \ ılının ılk altı ayında. dahilde aiınan KDVnın yüzde 65 ı kadar bır büyüklük oluşturan ıthalde alınan KDV buyıl ıse dahilde alınan KDVnın yiizde 80"ıne yakın bır büyüklüğe erıştı. 77tnlyon lıralıkaçıkla kapat- tı. I995"ın üçüncü üçayiık dö- nemınde 27 trilyon fazla \e- ren bütçede. son üç ayda rekor gelır-gıderdengesızlıgı ile tam 230 trilyon lıralık açık yaşan- dı. Ekonomıstler. sonbaharay- lannda başlayan \ e kış aylann- da tırmanan ekonomik sıkın- tılara. kamu harcamalannda- ki artışın ıvme kazandırdığı- nı \urguluyorlar. Cumhurı- yet'in sorulannı yanıtlayan Js- tanbul Üniversitesı lktısat Fa- kültesı Dekanı EsfenderKork- maz. bütçe açıklannın yıl so- nuna dogru artmasının sebep- lenni şöyle açıkladı:"Kamu kunıluşlan her sene bütçeden ödenek alırken bir önceki $e- ne>aptıklan harvama bazalı- nır, bu \üzden kamu kuruluş- lan >ıl sonıına doğru ödenek- lerini hızia harcarlar hatta ek ödeneğeihrivaçduvarlar,a>n- cakamu kunıluşlan \aptikla- n masrafların ödemelerini vıl sonunda yapariar." Korkniaz. REFAHYOL hü- kümetmm daha çok fîktıf kay- naklara başvurduğunu. Vler- kez Bankası 'ndan borçlanma- yı arttırmak ıstedıklerını be- lırterek bu yıl sonunda bütçe açığının çok fazla çıkabılece- ğmı vurguladı. EskışehırL'niversıtesı lktı- sat FakülteM ögretım üsesı Prof.Dr. RKhan Karluk. hükü- metın sunmuş. olduğu bütçede harcamalann gerçekçı olmadı- gını belirterek bu yüzden yıl so- nunda açığın büyüdügünüıfa- de ettı. Istanbul Ünıversıtesı Iktisat Fakültesı ögretım üyesı Pro f.Dr.izzettin Önder. eko- nomının üretıcı kesımının dı- şa bağlı çalıştığını belirterek şunları söyledı: "Yıl sonuna doğru phasa ısınarak fı\atla- nn artacağı endişfsi>lt' taiep spekülatifalımlara \öneihor,bu yüzden arîan talebi iç pivasa karşda>amaymca ithaiatarttı- \or." Konsolide bütçe açığı İc piyasada talebin canlanacağı beklentisi, dış ticarette pahalıya patladı Ihracatm çimentosu da eksfldi MERİHAK İZMİR - Çımento ve klınker ihra- catı, geçen yıla oranla genledı. Iç tü- ketimin artması yönünde beklentı\e gıren çımento üretıcılerı. özellıkle klınker ihracatını büyük oranda dur- durması. ıhracatta düşüşe neden oldu Iç tüketımde de beklenen artışın ol- maması. klınker stokunda büyük ar- tışlara neden oldu. Çımento sektörü. rç tüketım artış beklentısinın "*kur- banı oWu" Geçen yıl ıhracatta bü- yük atılım yapan çımento üreticileri. bu yılın ılk 6 ayında kötu sınyaller verdı. Geçen yılkı ıhracat \e ıç tüketım rakamların \ükseklığıyle üretım ya- pan sektörde. stoklar hızia artıyor 1995'ınilk 6 ayında 12mıl>on647ton klınker. 14 mıİvon 949 bın ton çımen- to üretimı yapan sek- tör, bu yılın aynı dö- nemınde klınkerde 13 milyon 28. çimento- da 15 mılvon 351 ton ureUm gerçekleştı rdi. Buna karşın ıhracaı ve ıç tüketımde bek- lenen artış olmadı. Cretimde gerçek- leşenartışa karşın. tü- , M , mjtl ketım avnı oranda artmadı. Çımento- dageçen y ıl ılk altı a> Iık süreçîe ıç pı- yasada 13 milyon 491 bın ton tüketım yaşanırken bu vılın aynı dönemınde bu 13 mılvon 865 bın ton olarak ger- çekleştı. Ihracatta ıse buyük gerıle- me yaşanıyor. Çımento ve Toprak ü'rünlen Ihracatçı Bırlıgf nınrakkam- larına göre çımento v e klınker ıhraca- tı geçen vıla oranla yüzde 30 düştü. Geçen y ılın ılk dönemın- de 2 mılvon 609 bın ton olan çimento ve klınker ıhracatı. bu v ılın ılk döne- mınde I milyon 818 bın ton oldu. Ihracattaki bu gerilemenın en büy ük ne- denı olarak. klınker ıhra- catının durma noktasına gelmesı gösterılıvor. Ge- çen yıl ılk altı ayda 1 mıl- von 936 bın ton olan klınker stoku bu y ıl 2 mılvon 610 bın tona y ukseldı. Bu stokun da ıç pazarda çımento tüketı- mının artması beklentiMnden kaynak- landığıdılegetınlıvor. Çımento Müs- tahsillerı Bırlığı rakamları da bunu dogriıluvor. Bu bırlığın nıkamlanna gö- re çımento ıhracatında büyük duşüş ya- şanmıvor Buna karşın künker ıhraca- tında bu y 11 y üzde 70'lere varan bır dü- s.ü$ \ar. Bırlık Ba^kanı EmirAdıgü- zel kurarti:>lannın. entlasyonun altın- da kalmasının çımento ihracatını olum- suz yöndeetkıledığınisöyledı. Enflas- yonun, kur artişlarından yüksek ol- masinın gırdı malıyetlertnın yüksel- me.si anlamına geldığinı \ urgulayan AdıgüzeUöyle konuştu "Bu. aynca sektörel rekabet şansının da azalma- sı demektir. Bu aşamada ic piyasa, ih- racattan daha ca/ip hale »t'ldi. G«çen >ılm sonlannda herkes hükünıetten talebi kısıtlav ıcı tedbirk-r bekkdL An- cak Tiirkije, seçime gitti. Çimento ih- racatı ^even > ılın son dört a\ ında nor- malin üzerinde artmıştır. Ancak kur veenflasvon dengesinin sağlannıama- n ihracanncazipiiğini kaybettirdi. Eko- mik sıkıntı giderekartıyor. A\ rupa pa- zannda bir daralma \ar. Bu yüzden ihracatta da diişüş > aşanıyor" KDV'deki boşluk ekrana yansıdı TAHSİN AKÇA 1. ligrutbol kar^ılaşmalannın3yıl- Iık yayın hakkını alarak televizyon izleyicılennin ılgisini pekiştıren şıf- reli kanal Cine 5. abone ücretlerinde- kı peşin tahsilatlannı da aylık fatura- landırarak KDV yasasmdakı boşluk savesınde sıfır maliyetli kaynak elde edıyor. Bu bıçımde. aboneden peşın tahsil ettıği KDV'vı. Maliye'ye aylık taksitler halınde satırma olanağına sahipolan Çıne5. uy gulamayı Istan- bui Defterdarlığı Boğazıçı Kurumlar Vergi Dairesı Başkanlığf ndan ven- len onaya dayandırıyor. Yayın ücretını peşin ya da taksit- ler hafinde tahsil eden Çıne 5 tele\ ız- yonu, Istanbul Defterdarlığı Boğazı- çı Kurumlar Vergı DairesKnin aylık fatura düzenlenmesi konusunda olum- lu görüş bildırmesi üzerine. seni ya- y ın dönemı için yaptığı abone sözleş- melerinde peşin tahsil ettiği KDV'yı. fatura- lan aylık düzenleyerek vergi daıresme taksit- ler halınde ödemeye başladı. 6yada 12 a\ Iık ya- yın hıznıeti için toplu fatura kestiğınde. hiz- metın bu sürelereyayılması nedeniy- le vergiyı ortaya çıkaran hızmetin za- manla gerçekleştiği. bu nedenle faiu- ralann da zamana yay ılarak düzenlen- mesi konusunda Boğazıçi Kurumlar Vergı Dairesfnden görüş bildırmesi- ni isteyen Cine 5 yetkilileri, Kurum- lar Vergısi Daire Başkanı İsmail Ko- caoğlu'nun ımzasını taşıvan belge ile aylık fatura düzenlenmesının KD\' yasasının 10'uncu maddesınm c fık- rasına uygun oldugu yönunde cevap aldılar. Cine5'ten verilen bılgiyegö- re halen 170 bin dolayında olan abo- nelennın. yaklaşık 9 bını pe- >ın ödeme yaparak sözley nıe imzalıyor. Peşın ödeme yapan abo- nelerınbırbölümüiseKDV yasasmdakı "hizmetin ger- çekleştiğianda »ergidogar" hükmündcn doğan boşlu- ğun. dev letı vergi kaybına uğrattığı görüşünü taşıyor. Yayın ha- yatına başladığından bu \ana Cine 5ın abonesi olduğunu belırten C'er- rahpaşa Tıp Fakültesı öğretım üyesi Prof Dr. Nejat Çıplak. "Önceki'dö- nemlerde ödediöjmu bedel için I >ıl- hk fatura alıvorduk. Bu \ıl ücreti KDV dahil olmak ü/ere peşin aldıklan hal- de faturalan 12 aya bölerek gönder- meye başladılar. Ğörüştüğüm diğer aböneler de a> nı uygulamayla karşı- laştıklannı sö\ lüvorlar. Av nca benim fatura »üvenccnı de ortadan kalkmış oluyor" dıye konuştu. KDV yasasının böyle bır uygula- mava ımkân verdıgını vurgulayan Is- tanbul Serbest Muha.sebecı Mali Mü- şavırlerOda^ı \'önetıııı Kurulu üye- sı Serpil Zorbozan ıse "Cine 5'in şu anda peşin tahsilat >apıp av Iık fatura düzeniemesimümkün. Ancak vinede KD\' peşin tahsil edilerek ay Iık fatu- radüzenlenipdüzenlenemeyeceği ko- nusunda yeniden görüş alınnıası ge- rekir""dedı. Görüştügümüz bır Cine 5 yetkili- sı defterdarlıktan gelen olıımlu gö- rüş üzenne bu uygulamanın başlatıl- dığını \e kısa süre ıçeriMnde buna son verileceğıni belırtırken bırbaşka Cine 5 yetkilisi problernın bılgı.sayar hatasından kaynaklandığını. bütün abonelere genelleme vapılmasının yanlış olduğunu ıddıa ettı. Cine 5 halen 12 aylık peşın abonelık ıçın 29 milyon lira. 6 aylık abonelık ıçınse 15 milyon lıra ücret talep ediyor. ÇIFTÇI DOSTU /SADLXLAH USUMÎ 1980 yılından sonra işbaşı- na gelen asker ve sivil yönetim- lere, tarıma yapıian desteğin kesilmesi halınde, Türk eko- nomisınin çökeceğını. hatta, ınsanlarımızın açlık tehlikesı ile karşı karşıya kalacağını yıllar- ca anlatmaya çalıştık. Ama ne yazık ki gayretleri- miz boşa gitti. Çıkar çevrelerı ve dalkavuklar, Turgut Özal ve Tansu Çiller'e akıl almaz ge- rekçelerle desteğin tamamen kesilmesi için "fetva "lar verdi- ler... Bu tahrikler o kadar ıleri git- ti kı Özal ve Çiller, zaman za- man "Çıftçiye birkuruş vermi- yorvz" gıbi ılkel görüşlerle ka- muoyu önüne çıkmayı marifet saydılar!... Sonuçta tanm ve hayvancı- lık bitti. tanm ürünlerinde, et- te, sütte dışa bağımlı hale gel- dik. Durumumuz gıttikçe de kötüfeşti. Ancak zeytinyağı üreticileri, 1994 yılında kötü kaderini de- ğıştırecek bir atılım içıne gırdı. Ege'de ticaret ve zıraat odala- rının desteğinı alan Burhaniye Ticaret Odası, Türkiye çapın- da bir kampanya başlatarak ıhracattaki tıkanıkhğın giderıl- mesini sağladı. 1994 yılında verimin bol o\a- cağı çok önceden belli olmuş- tu. Ancak dökme zeytinyağı ıh- racatı yasaktı. Eğer, ihracatta- kı bu tür kısıtlamalar kaldırıl- mazsa iç piyasalarda bolluk olacak ve tüccar. üreticinin elın- dekı zeytinyağını ucuz fiyatlar- la toplayacaktı. Tabii, ihracat- çılar büyük paralar kazanırken üretıcıler zarar edecekti!.. Bu durumu önceden kestı- rer üreticiler ve onları destek- teyen kuruluşler, her türlü zey- Zeytinyağında Kritik Bir Yıltınyağı ihracatının serbest bı- rakılması için hareketegeçtiler. İlk toplantı Ankara'dan. istan- bul'dan, Izmir'den gelen millet- vekıli, ihracatçı ve bürokrat ke- simlerin temsilcileri ile biriikte Burhanıye'de yapıldı. Zama- nın Ticaret Odası Meclis Baş- kanı FikretAkova ile Oda Baş- kanı Hasan Metin ve kurul üye- leri, örnek bir çalışma yaparak toplantıya bınlerce üreticinin katılmasını sağladılar. Kararlar alındı. Ankara'ya otobüs ve otomobiller ile heyetler gitti. Zamanın başbakanı ve ilgili ba- kanları ile görüşmeler yapıldı. Sert tartışmalar ve sataşmalar yaşandı. Büyük ıhracatçı fir- maların şiddetle karşı çıkması- na rağmen, hükümet bu bas- kılaradirenemedive rafinezey- tinyağının dökme olarak ihra- catına izin vermek zorunda kal- dı. Burhaniye Ticaret Odası'nın yürüttüğü mücadele, artık ba şanya ulaşmış ve bazı ismi bü- yük ihracatçılaryenilgiye uğra- mıştı... 1994ve1995yıllannda dökme ihracat uygulandı ve üretici zeytinyağını yüksek fiyat- larlasattı. Böylece. senelerden beri ilk defa hem üretici hem de tüccar hakkı olan parayı ka- zandı... iki yıl gibi çok kısa bir süre içinde, üreticilerin sağladığı ba- şannın sonuçları görüldü. Üre- ticiler ve yöresel fabnkalar, ba- zı ihracatçı firmaların yaptıkla- n gibi kazandıklan paralan baş- ka bölgelerdeki yatırımlarına Zeytim ağı üretinıindc ilkel metodarla çalışan fabnkalar artık tarihe kanşıyor. götürmediler. Ne kazandılar- sa, hepsini kendi bölgelerinde bıraktılar. Dünyanın diğer ülke- lerinde gelişen ve yaygınlaşan en modern teknolojiyi, Ege böl- gesine taşıdılar... Trilyonlarca liralık yatırımlar yaptılar... Verilen bilgiye göre iki yıl içinde Ege bölgesinde yüzden fazla CONTİNU sıstemle çalı- şan modern zeytinyağı fabrika- sı hızmete girdi. Bunun 70 ka- darı Çanakkale ile izmir ara- sında kuruldu!... Yıllarca özlemi- ni çektiğimız gurur vericı bır tablo oluştu. Artık ilkel metot- larla çalışan zeytinyağı fabrı- kaları tarihe kanşıyor!.. Dahası var. Atalarımız zey- tin ağaçlarına iyi bakılmasını sağlamak için "Ağaçtan gelen ağaca gitmeli" der\erm\ş. Hat- ta, tecrübeli insanlarımızın bu sözleri, birbakıma vasiyet ola- rak bıraktıkları söylenir... Ama ne yazık ki 1980 yılından 1994 yılına kadar "Ağaçtan gelen ağaca değıl, ıhracatçı tüccann kasalarına" gitti... Milyonlarca zeytin ve zeytinyağı üretıcisi bu nedenle hem ailesine. hem de ağaçlanna bakamadı. Verim ve kalite düştü. Sonuçta da zey- tın ağaçları köklenmeye ve tar- laları da "yazlık"ç\\ara satılma- ya başlandı. Ağaçtan gelen ağaca gidiyor 1994 yılında üreticinin önü- ne çıkanlan köstekler kaldırılın- ca bir anda ışler değişiverdi. iki yıldan beri "Ağaçtan gelen, tekrara ağaca gıtmeye" başla- dı. Üreticiler, ağaçlarına iyi ba- kabildi. Çapasını yaptı, gübre- sini eksıksiz attı. Hatta, sayıla- n çok az da olsa, bir kısmı su- lamayolları bile açtı!... Bu yıl hem ülke ekonomisi hem de üreticiler bu gelişme- nin mükâfatım görecekler. Zi- ra gene 20 ile 25 yıldan ben görülmemış bir bolluk beklenı- yor. Tahmin edilen rekolte 175 milyon kilo... Eğer, bir aksilik olmazsa ve hükümet tüccarı kazandırabılmek için yanlış bır alım politikası izlemezse, üre- tici ve sanayiciler gene büyük paralar kazanacaklar. Ancak Ankara'dan kulağı- mıza kadar gelen haberier te- dirginlik yaratıyor... Üreticiler arasında kuşku yaratıyor... Dök- me zeytinyağı ihracatını engel- lemek ve eskısı gıbi kısıtlama getirmek için çalışmalar yapı- lıyormuş... Eğer bu çalışmalar başanya ulaşırsa, zeytinyağcı- lığımız en azından 10 yıl daha gerı gıder... Aslında bütün bu bolluğa ve gelişmeye rağmen zeytinyağ- cılığımız gene de kritik bır dö- nemden geçıyor. Zira. üretici 15 yıldan ben bakımsızlıktan dökülen zeytin ağaçlarına ba- kım yapmayaçalıştı. Kazandı- ğı paraları ağaçlarına döktü... Gene sıkıntıya düştü. Şu anda birçoğunun cebinde gene pa- rayok. Hatta. bırçoğu yeniden borçlandı... Hepsinin umudu yeni ürün zeytin ve zeytinyağın- dan alacağı parada... Bu nedenle, yapılacak küçük bır yanlışlık, gelişmelerı siler götürürveeski karanlıkgünle- re döneriz. Gene, zeytin tarla- ları "yazlık sitelere" dönüşür, ağaçlarımız köklenir ve odun olarak satılır... Yeniden umut veren zeytinciliğimiz de belki bır 20 sene daha durgunluk dönemine gırer!.. Sürecek İgÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Özel Bir Toplantı Önceki gun DİSK'e bağlı Genel-lş Sendikası ile Kadıköy Belediyesı arasında imzalanan toplusözleş- menin töreni vardı. Toplantıyı izlerken toplusözleşme imzalanması ve tören düzenlenmesinin artık ne kadar öze\ bir olay olduğunun ayırımına vardım. Bu gidişe çok ciddi bır biçimde "dur" denilemezse. yıllar, kuşaklar sonrası değıl, çok yakın bır gelecekte toplusözleşme ımza- lanabilmesi, özel tören düzenlenmesi olanaksız ola- cak. Belkı de bu törene katılmış işçiler, çocuklanna, "Bir zamanlar işyerierımızde haklanmızı savunan sendi- kalar vardı. Ücret ve sosyal haklanmız için toplusöz- leşmeler ımzalanırdı. Işveren vermezse greve gider, haklanmızı alırdık" diye anlatacaklar. Çocukları, to- runlan da anlatılanlardan bir şey anlayamadan "Sen- dika ne demek? Grev, toplusözleşme nedır."türün- den sorular yöneltecekler. "Karamsar, abartılı biryaklaşım" olarak mı görü- yorsunuz? Bense sistem işliyormuş gibi davranmanın, ger- çeklerden kaçmanın asıl kazanılmış hakların hızia eri- yip gitmesinde başlıca etken olduğunu düşünüyo- rum. Yeri geldiğinde sendikacısı. ışçısi, sıyası parti lı- deri, sıradan politıkacısı, ışvereni, demokrasiyi ve onun vazgeçilemez bir parçası. ölçüsü olan sendı- kal hakları ağıztanndan üüşürmezler. İyi, güzel de kaç işçı yararlanıyor? Şöyle bir etra- fınıza bakın. Çevrenizdeki ışçilerden kaçta kaçı sen- dikal haklarını kullanabılıyor? Sayabıldiğiniz bütün iş yerlerinden kaçında toplu pazarlık düzeninın geçer- lı olduğunu söyleyebilirsınız? • • • Örneğin Refah'ın iktidan ile birlikte televizyon ve medya yıldızı olan MÜSİAD Başkanı Erol Yarar var. Yakın geçmiş aylara kadar MÜSlAD'ın başkan ve di- ğer yönetıcılerı ıle çeşıtli toplantılarda birlikte olmuş, benden daha ateşlı düzen karşıtı eleştirılerıni, özel- leştırme karşıtı görüşlerinı, ışveren temsilcilerınin ağ- zından çıkıyor olması nedeni ile hep şaşkınlıkla izle- miştim. Şımdı de televızyonlar, gazetelerden, yeni iktıda- nn gözde ışverenlennm temsilcileri olarak tam tersi söyledıklerinı, bırkaç günde nasıl değıştıklerini, ateş- li özelleştırmecı, devletın nesı varsa. acele, haraç me- zat satılmasını savunduklannı izlerken hıçbırşeyeşa- şırmamayı öğreniyorum. Neyse bu yazının gündemi MÜSİAD Başkanı ve görüşlerinın nasıl değiştığı üzerine değıl. Erol Yarar, gazete ve televizyonlarda, Zenginler Kulübü TÜSİ- AD'ı defterden sileceklerını ve geleceğın ış dünya- sının gerçek temsilcileri olduklarını söylerken 300 bın ışçı çalışanı kapsayan işverenlerin üyesı bır örgüt ol- makla övünüyor. Erol Yarar'dan açıklanması umudu ile bir bılgı rı- ca edıyorum: "Bu 300 bin işçiyı kapsayan ışyeherinden her- hangi birinde toplu pazarlık düzeniyürürlükte mı?" Kendi patronu oldugu işyerleri de dahıl, kapısından sendika gırmış, sendikal hakların, hukukun geçerii olduğu işyerlerının var olduğunu duyarsam çok se- vineceğım. Birkaç bın işçiyı kapsayan bırsayıya bı- le ulaşılmışsa, önemlı bır adım sayarım. Ne yazık ki Allah'ın adını ağızlarından düşürme- yen, haktan yana görünen İslamcı işadamlanmızın öyle işçi hakları, sendikal hakları tanımak gibi bir egilimleri hiç yok. Şekıl olarak Batı düzenıni tanıdıkları için demok- rasi ve sendikal hakları da kabul etmiş zenginler ku- lübü cephesinde ıse TÜSİAD üyesı olsunlar olma- sınlar, öze> sektörümüzün tamamında sendikal hak- ları kullanabilen işçilerin toplamı Türkiye çapında 250 binlere inmiş bulunuyor. Çünkü dünya zenginler kulübü, yeni dünya sö- mürü düzeni ideolojısinde de bugün sendikasızlaş- tırma var. Bizimkiler ise "vur deyınce, öldüren cin- sınden" sendikal hakları defterden silme eğilimin- de. • • • Sonuç olarak kamu işyerleri de hızia özelleştiri- lip, taşeronlaştırılırken Türkiye'de işçiler hızia sendi- kasızlaştırılıyor. Böyle bir ortamda sendikalarımız çok zorfu bir savaşıma hazırlanacakken "Bu işe bitmış gözü ile bakan, ancak kendilerine kasızamanda olabıldiğı ka- dar pay koparmaya çalışan sendika lider kadroları- mız akıl almaz bır yozlaşmayı seçmış bulunuyor". işte böyle bır ortamda bugün Türk-iş Başkanlar Kurulu toplanıyor. Başbakan Yardımcısı Tansu Çil- ler "defterden sılmekten" söz etmış. SSK acil gün- demde. Zorunlu tasarruf ve nemalara el konmuş. Sa- dece Yol-İş'in on binlerle geçıci kamu işçisi yolcu edi- liyor. Türk-lş üyesi sendikaların çoğunluğunun ger- çek istatistıklere göre sözleşme yetkısi. barajı aşma yetkisi sahte. Eriyip gıtmişler. Durmadan ışyerlerin- den atılma i\e bağlantılı şube kapatıyorlar, ortalama 1/3, kimileri yarı yarıya üye kaybetmiş durumdalar. Sendika başkanlarımız yazlıklarındaki tatillerinin arasında çağırıldıklan için biraz kızgın Türk-iş Baş- kanlar Kurulu'na katılacaklar. Kimileri gelmek zah- metine bile katlanmayıp ya da yurtdışında turistik bir seferi yarıda kesmeye kıyamayıp bir başka yönetim kurulu üyelerini gönderecekler. Dev sorunlar karşısında sürekli toplantı. sürekli ey- lem, sürekli çalışma kararı almaları beklenır değıl mi? Sendikacılık, işçi hakları enyip gıdıyormuş, ne umuriannda. Bir an önce yanda kesilen tatillerine, ke- yıflerine dönebilmek üzere ne karar vereceklerini hep birlikte izleyeceğiz. Bir iş yerinde doğru dürüst, işçi haklarını gelişti- ren bir toplusözleşme imzalanması ve tören düzen- lenebilmesinı, işçilerin bu sözleşmeden hoşnut ol- duklarını görmeyi çok özel bir olay, çok özel bir top- lantı olarak değerlendirırken haklı değil miyim? Sosyal güvenliğin bütçeye yükü artıyor ANKARA(ANKA)- Sosyal Sigortalar Kurumu. Emeklı Sandığı ve Bağ- Kurgıbı sosyal güvenlik kuruluşlannın genel bütçe üzerındekı \ ükü füze hazıyla büyüyor Maliye Bakanlığından edınılen verılere göre bu ylın ılk altı aylık dönemınde söz konusu üç kuruluşa bütçeden aktanlan para. geçen yıla göre yüzde 212 oranında bır artış kaydederek 138 tnlyon 833 mılyar lıraya yükseldı. Bu kuruluşlara 1995 yılının aynı dönemınde ıse 44 tnlyon 505 milyar lıralık bır aktarma gerçekleştırilmiştı. Bu yıl ocak-hazıran döneminde bütçeden SSK'ye 64 tnlyon 333 milvar liralık transter yapıldı. SSK've yapılan transfer. geçen vıla göre v üzde 222 oranında büvüdü. SSK yılın tümü ıçın kendısıne bütçeden ayrılan 126 7 trilyon liralık ödeneğın y üzde 50 7 sinı ılk altı ayda kullanmış oldu. Emeklı Sandığı na ıse aynı sürede aktanlan para. 57 trilyon lira olarak gerçekleştı. Emeklı Sandığı"na verilen paradakı artış ıse yüzde 171 oldu. Emeklı Sandığı da kendısıne yılın tümü için ayrılan ^9.2 tnlyonluk ödeneğın yüzde 72'sını ılk yarıda tükettı. Ocak- haziran dönemınde bütçeden 17.5 tnlyon liralık bir transfer alan Bağ-Kur ıse 33.2 tnKonluködeneğinin yüzde 53"ünü kullanmış oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle