Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Her yılın son çeyreğinde yaşanan dalgalanmalann tekrarlanmaması için kamu harcamalarına dikkat
Ekonomîde sonbahar sendromuSONERl Zl \
Sonbahar ayları Türkıje
ekonomisıne yaramıyor Son
be$ vîiın bütçe \e dış tıcaret
açıklan ıjeenflasvon. borç sto-
ku gıbı temel ekonomık gös-
tergelerı her yılınsonayların-
da önemlı ölçüde olumsuz bır
trende gırıyor. Yılın son çey-
reğınde y aşanan sikıntımn te-
melınde. kamu harcamaları-
nın artmasi. bunun ıç talebı
körüklemesiyJetüketım veıt-
halata dayalı büvumenın hız-
tenması göstenhyor.
Lçer a\ Iık donemler goz
önünealınarak ıncelendığınde
tüketıcı fıyatlamlaenflasyon.
I99\ yılının ılk üçayındayüz-
de 15 3 ıken \ ılın son üç ay ın-
dayüzde P'yeulaşıyor. 1994
yılındadaılküçav yüzde 16.4
olan enflasyon. vılın son üç
ayında yüzde 25.8'e vardı.
1996 yılında hükumetın
açıklamakta zoriandıâı dış tı-
caretaçığı. 1992 yılının ılk üç
aylık dönemınde I 3 mılyar
dolardan y ılın >on çeyregınde
2.6nıılyardolara ulaşırken bu
rakam 1995 yılında 2 mılyar
dolardan 4.7
mılvardolarafır-
ladı
Hükümetlerın vıldan yıla
dozaıını drttırarak uyguladık-
lan ıç borçlanmada. knzın va-
DlŞ tİCaret açiğl (milyar$)
2000
1500
1991 1992 1993 1994
| Dca* Şusat Marc Q N I S Ma, Haz ^ T e m m AŞust Eytl
1995
1000
1991 1992 1993 1994 1995 1996
N s \'s\ T
emm ^ u s t E< J H Ekım Kas J
şandıgı 1494 yılında, ikıncıüç
ayfık dönem sonunda 468 tril-
yon lıra olan ıç borç stoku.
üçüncü üç ay sonunda sadece
90 trılvon lıra düzeyınde ar-
tarken yılın son bölümündekı
artış 243 tnlyon lıraya ulaştı.
1995 yılının aynı dönemlerı
ıtıbanyle yine 90 trılyondan
170 tnlyon liraya ulaşan yük-
selış yaşandı.
Gerçekçi tahminlerin bir
türlü yapılmadığı bütçede ise
açıkJar uzunyıllardan ben Tür-
kıje'nın yakasını bırakmıyor.
! 994 yılının ikinci üçayiık dö-
nemınde 10 trilyon lira fazla ve-
ren konsolide bütçe. üçüncü
üç ay 127
tn lyon, son üç ayı da
Iıııalal sanayiinde
kapasite gerfledi
AMvARA(AA)-
Imalat sanav ıınde
üretım değerı a'jırlıklı
kapasite kullanım
oranı. temmuz a% ında
yüzde 80.2"ye genledı.
Bır öncekı yılın aynı
ayında kapasıte kullanım
oranı yüzde 83.3 düzeyınde
gerçekieşmıştı.
De\let l.statıstık Enstıtüsü
(DİEl. 566 ışverınde
yapıian "A\lık İmaJat
Sanayi i Eğilim AnketTnın
sonuçlarını açıkladı
Açıklamaya göre bu yıl
temmuz ay ında tam
kapasite ıle çalışamama
nedenlennın başmda yüzde
41.9 ıle iç pazarda talep
yetersizlığı geldı. Bunu.
yüzde 11.4 ıle dış pazarda
talep yetersızlığı. vüzde 3.3
ıle malı ımkânsızlıklar.
yüzde 3.2 ıle ışçılerle
ılgılı meseleler,
yüzde 2.6 ıle yerlı
mallarda hammadde
yetersızlığı. yüzde
7ılede ıthaJ
mallarda hammadde
yetersızlığı ızledı. Öte
yandan. açıklamada.
ışyerlerının. bu yıl
temmuza ılışkın
görüşlennın ağırlıklı
ortalamalan bır öncekı
yılın aynı ayındakı
görüşlennın ağırlıklı
ortalamaları ıle
karşılaştınldığında, bır
öncekı aya göre üretım-
lennın azaidığı. yurtiçı
satışlannın, satış
fıyatlarımn \e hammadde
fıyatlarının ıse arttıgı
görüşünde olduklarının
belırlendıği bıldirıldı.
*
Ithalattan alıııaıı
KDV'de patlamaANKARA(ANKA)-
Gümrük birlıgı ıle bırlikte
ithalatta yaşanan vüksek
oranlı büyüme. ıthalattan
alınan katma değer \ergısi
tahsılatmda patlama
varattı Bu gelı^me. henüz
ocak ay ında gerçekle^en
miktarı bellı olan
Türkıve'nin ıthalatının. bu
yılın ılk altı ayında geçen
yıla göre > uzde 50'ye
yakın bır oranda artîıgını
gösterıvor.
Malıye Bakanlığı'ndan
edınılen \enlere göre
ithalattan alınan katma
değer vergısı. bu yılın ılk
altı ayında yüzde 133 gıbı
çok yüksek bır oranda
artış kaydederek 130
trilyon lirayı aştı. Aynı
dönemde dahilde alınan
katma deger vergısi ıse
y üzde 92.1 oranında bır
büyüme kaydederek 165.2
trilyon lira olarak
gerçekleştı. 1995 yılının
ılk yansında ıse ıthalattan
alınan katma değer vergisi
55.8 trılvon lira, dahilde
alınan KDV ıse 85.9
trilyon lıra olarak
gerçekieşmıştı
1995 \ ılının ılk altı ayında.
dahilde aiınan KDVnın
yüzde 65 ı kadar bır
büyüklük oluşturan ıthalde
alınan KDV buyıl ıse
dahilde alınan KDVnın
yiizde 80"ıne yakın bır
büyüklüğe erıştı.
77tnlyon lıralıkaçıkla kapat-
tı. I995"ın üçüncü üçayiık dö-
nemınde 27 trilyon fazla \e-
ren bütçede. son üç ayda rekor
gelır-gıderdengesızlıgı ile tam
230 trilyon lıralık açık yaşan-
dı.
Ekonomıstler. sonbaharay-
lannda başlayan \ e kış aylann-
da tırmanan ekonomik sıkın-
tılara. kamu harcamalannda-
ki artışın ıvme kazandırdığı-
nı \urguluyorlar. Cumhurı-
yet'in sorulannı yanıtlayan Js-
tanbul Üniversitesı lktısat Fa-
kültesı Dekanı EsfenderKork-
maz. bütçe açıklannın yıl so-
nuna dogru artmasının sebep-
lenni şöyle açıkladı:"Kamu
kunıluşlan her sene bütçeden
ödenek alırken bir önceki $e-
ne>aptıklan harvama bazalı-
nır, bu \üzden kamu kuruluş-
lan >ıl sonıına doğru ödenek-
lerini hızia harcarlar hatta ek
ödeneğeihrivaçduvarlar,a>n-
cakamu kunıluşlan \aptikla-
n masrafların ödemelerini vıl
sonunda yapariar."
Korkniaz. REFAHYOL hü-
kümetmm daha çok fîktıf kay-
naklara başvurduğunu. Vler-
kez Bankası 'ndan borçlanma-
yı arttırmak ıstedıklerını be-
lırterek bu yıl sonunda bütçe
açığının çok fazla çıkabılece-
ğmı vurguladı.
EskışehırL'niversıtesı lktı-
sat FakülteM ögretım üsesı
Prof.Dr. RKhan Karluk. hükü-
metın sunmuş. olduğu bütçede
harcamalann gerçekçı olmadı-
gını belirterek bu yüzden yıl so-
nunda açığın büyüdügünüıfa-
de ettı.
Istanbul Ünıversıtesı Iktisat
Fakültesı ögretım üyesı
Pro f.Dr.izzettin Önder. eko-
nomının üretıcı kesımının dı-
şa bağlı çalıştığını belirterek
şunları söyledı: "Yıl sonuna
doğru phasa ısınarak fı\atla-
nn artacağı endişfsi>lt' taiep
spekülatifalımlara \öneihor,bu
yüzden arîan talebi iç pivasa
karşda>amaymca ithaiatarttı-
\or."
Konsolide bütçe açığı
İc piyasada talebin canlanacağı beklentisi, dış ticarette pahalıya patladı
Ihracatm çimentosu da eksfldi
MERİHAK
İZMİR - Çımento ve klınker ihra-
catı, geçen yıla oranla genledı. Iç tü-
ketimin artması yönünde beklentı\e
gıren çımento üretıcılerı. özellıkle
klınker ihracatını büyük oranda dur-
durması. ıhracatta düşüşe neden oldu
Iç tüketımde de beklenen artışın ol-
maması. klınker stokunda büyük ar-
tışlara neden oldu. Çımento sektörü.
rç tüketım artış beklentısinın "*kur-
banı oWu" Geçen yıl ıhracatta bü-
yük atılım yapan çımento üreticileri.
bu yılın ılk 6 ayında kötu sınyaller
verdı.
Geçen yılkı ıhracat \e ıç tüketım
rakamların \ükseklığıyle üretım ya-
pan sektörde. stoklar hızia artıyor
1995'ınilk 6 ayında 12mıl>on647ton
klınker. 14 mıİvon 949 bın ton çımen-
to üretimı yapan sek-
tör, bu yılın aynı dö-
nemınde klınkerde 13
milyon 28. çimento-
da 15 mılvon 351 ton
ureUm gerçekleştı rdi.
Buna karşın ıhracaı
ve ıç tüketımde bek-
lenen artış olmadı.
Cretimde gerçek-
leşenartışa karşın. tü- , M , mjtl
ketım avnı oranda artmadı. Çımento-
dageçen y ıl ılk altı a> Iık süreçîe ıç pı-
yasada 13 milyon 491 bın ton tüketım
yaşanırken bu vılın aynı dönemınde
bu 13 mılvon 865 bın ton olarak ger-
çekleştı. Ihracatta ıse buyük gerıle-
me yaşanıyor. Çımento ve Toprak
ü'rünlen Ihracatçı Bırlıgf nınrakkam-
larına göre çımento v e klınker ıhraca-
tı geçen vıla oranla yüzde 30 düştü.
Geçen y ılın ılk dönemın-
de 2 mılvon 609 bın ton
olan çimento ve klınker
ıhracatı. bu v ılın ılk döne-
mınde I milyon 818 bın
ton oldu. Ihracattaki bu
gerilemenın en büy ük ne-
denı olarak. klınker ıhra-
catının durma noktasına
gelmesı gösterılıvor. Ge-
çen yıl ılk altı ayda 1 mıl-
von 936 bın ton olan klınker stoku bu
y ıl 2 mılvon 610 bın tona y ukseldı. Bu
stokun da ıç pazarda çımento tüketı-
mının artması beklentiMnden kaynak-
landığıdılegetınlıvor. Çımento Müs-
tahsillerı Bırlığı rakamları da bunu
dogriıluvor. Bu bırlığın nıkamlanna gö-
re çımento ıhracatında büyük duşüş ya-
şanmıvor Buna karşın künker ıhraca-
tında bu y 11 y üzde 70'lere varan bır dü-
s.ü$ \ar. Bırlık Ba^kanı EmirAdıgü-
zel kurarti:>lannın. entlasyonun altın-
da kalmasının çımento ihracatını olum-
suz yöndeetkıledığınisöyledı. Enflas-
yonun, kur artişlarından yüksek ol-
masinın gırdı malıyetlertnın yüksel-
me.si anlamına geldığinı \ urgulayan
AdıgüzeUöyle konuştu "Bu. aynca
sektörel rekabet şansının da azalma-
sı demektir. Bu aşamada ic piyasa, ih-
racattan daha ca/ip hale »t'ldi. G«çen
>ılm sonlannda herkes hükünıetten
talebi kısıtlav ıcı tedbirk-r bekkdL An-
cak Tiirkije, seçime gitti. Çimento ih-
racatı ^even > ılın son dört a\ ında nor-
malin üzerinde artmıştır. Ancak kur
veenflasvon dengesinin sağlannıama-
n ihracanncazipiiğini kaybettirdi. Eko-
mik sıkıntı giderekartıyor. A\ rupa pa-
zannda bir daralma \ar. Bu yüzden
ihracatta da diişüş > aşanıyor"
KDV'deki boşluk ekrana yansıdı
TAHSİN AKÇA
1. ligrutbol kar^ılaşmalannın3yıl-
Iık yayın hakkını alarak televizyon
izleyicılennin ılgisini pekiştıren şıf-
reli kanal Cine 5. abone ücretlerinde-
kı peşin tahsilatlannı da aylık fatura-
landırarak KDV yasasmdakı boşluk
savesınde sıfır maliyetli kaynak elde
edıyor. Bu bıçımde. aboneden peşın
tahsil ettıği KDV'vı. Maliye'ye aylık
taksitler halınde satırma olanağına
sahipolan Çıne5. uy gulamayı Istan-
bui Defterdarlığı Boğazıçı Kurumlar
Vergi Dairesı Başkanlığf ndan ven-
len onaya dayandırıyor.
Yayın ücretını peşin ya da taksit-
ler hafinde tahsil eden Çıne 5 tele\ ız-
yonu, Istanbul Defterdarlığı Boğazı-
çı Kurumlar Vergı DairesKnin aylık
fatura düzenlenmesi konusunda olum-
lu görüş bildırmesi üzerine. seni ya-
y ın dönemı için yaptığı abone sözleş-
melerinde peşin tahsil
ettiği KDV'yı. fatura-
lan aylık düzenleyerek
vergi daıresme taksit-
ler halınde ödemeye
başladı.
6yada 12 a\ Iık ya-
yın hıznıeti için toplu
fatura kestiğınde. hiz-
metın bu sürelereyayılması nedeniy-
le vergiyı ortaya çıkaran hızmetin za-
manla gerçekleştiği. bu nedenle faiu-
ralann da zamana yay ılarak düzenlen-
mesi konusunda Boğazıçi Kurumlar
Vergı Dairesfnden görüş bildırmesi-
ni isteyen Cine 5 yetkilileri, Kurum-
lar Vergısi Daire Başkanı İsmail Ko-
caoğlu'nun ımzasını taşıvan belge ile
aylık fatura düzenlenmesının KD\'
yasasının 10'uncu maddesınm c fık-
rasına uygun oldugu yönunde cevap
aldılar. Cine5'ten verilen bılgiyegö-
re halen 170 bin dolayında olan abo-
nelennın. yaklaşık 9 bını pe-
>ın ödeme yaparak sözley
nıe imzalıyor.
Peşın ödeme yapan abo-
nelerınbırbölümüiseKDV
yasasmdakı "hizmetin ger-
çekleştiğianda »ergidogar"
hükmündcn doğan boşlu-
ğun. dev letı vergi kaybına
uğrattığı görüşünü taşıyor. Yayın ha-
yatına başladığından bu \ana Cine
5ın abonesi olduğunu belırten C'er-
rahpaşa Tıp Fakültesı öğretım üyesi
Prof Dr. Nejat Çıplak. "Önceki'dö-
nemlerde ödediöjmu bedel için I >ıl-
hk fatura alıvorduk. Bu \ıl ücreti KDV
dahil olmak ü/ere peşin aldıklan hal-
de faturalan 12 aya bölerek gönder-
meye başladılar. Ğörüştüğüm diğer
aböneler de a> nı uygulamayla karşı-
laştıklannı sö\ lüvorlar. Av nca benim
fatura »üvenccnı de ortadan kalkmış
oluyor" dıye konuştu.
KDV yasasının böyle bır uygula-
mava ımkân verdıgını vurgulayan Is-
tanbul Serbest Muha.sebecı Mali Mü-
şavırlerOda^ı \'önetıııı Kurulu üye-
sı Serpil Zorbozan ıse "Cine 5'in şu
anda peşin tahsilat >apıp av Iık fatura
düzeniemesimümkün. Ancak vinede
KD\' peşin tahsil edilerek ay Iık fatu-
radüzenlenipdüzenlenemeyeceği ko-
nusunda yeniden görüş alınnıası ge-
rekir""dedı.
Görüştügümüz bır Cine 5 yetkili-
sı defterdarlıktan gelen olıımlu gö-
rüş üzenne bu uygulamanın başlatıl-
dığını \e kısa süre ıçeriMnde buna
son verileceğıni belırtırken bırbaşka
Cine 5 yetkilisi problernın bılgı.sayar
hatasından kaynaklandığını. bütün
abonelere genelleme vapılmasının
yanlış olduğunu ıddıa ettı. Cine 5
halen 12 aylık peşın abonelık ıçın 29
milyon lira. 6 aylık abonelık ıçınse 15
milyon lıra ücret talep ediyor.
ÇIFTÇI DOSTU /SADLXLAH USUMÎ
1980 yılından sonra işbaşı-
na gelen asker ve sivil yönetim-
lere, tarıma yapıian desteğin
kesilmesi halınde, Türk eko-
nomisınin çökeceğını. hatta,
ınsanlarımızın açlık tehlikesı ile
karşı karşıya kalacağını yıllar-
ca anlatmaya çalıştık.
Ama ne yazık ki gayretleri-
miz boşa gitti. Çıkar çevrelerı
ve dalkavuklar, Turgut Özal ve
Tansu Çiller'e akıl almaz ge-
rekçelerle desteğin tamamen
kesilmesi için "fetva "lar verdi-
ler... Bu tahrikler o kadar ıleri git-
ti kı Özal ve Çiller, zaman za-
man "Çıftçiye birkuruş vermi-
yorvz" gıbi ılkel görüşlerle ka-
muoyu önüne çıkmayı marifet
saydılar!...
Sonuçta tanm ve hayvancı-
lık bitti. tanm ürünlerinde, et-
te, sütte dışa bağımlı hale gel-
dik. Durumumuz gıttikçe de
kötüfeşti.
Ancak zeytinyağı üreticileri,
1994 yılında kötü kaderini de-
ğıştırecek bir atılım içıne gırdı.
Ege'de ticaret ve zıraat odala-
rının desteğinı alan Burhaniye
Ticaret Odası, Türkiye çapın-
da bir kampanya başlatarak
ıhracattaki tıkanıkhğın giderıl-
mesini sağladı.
1994 yılında verimin bol o\a-
cağı çok önceden belli olmuş-
tu. Ancak dökme zeytinyağı ıh-
racatı yasaktı. Eğer, ihracatta-
kı bu tür kısıtlamalar kaldırıl-
mazsa iç piyasalarda bolluk
olacak ve tüccar. üreticinin elın-
dekı zeytinyağını ucuz fiyatlar-
la toplayacaktı. Tabii, ihracat-
çılar büyük paralar kazanırken
üretıcıler zarar edecekti!..
Bu durumu önceden kestı-
rer üreticiler ve onları destek-
teyen kuruluşler, her türlü zey-
Zeytinyağında Kritik Bir Yıltınyağı ihracatının serbest bı-
rakılması için hareketegeçtiler.
İlk toplantı Ankara'dan. istan-
bul'dan, Izmir'den gelen millet-
vekıli, ihracatçı ve bürokrat ke-
simlerin temsilcileri ile biriikte
Burhanıye'de yapıldı. Zama-
nın Ticaret Odası Meclis Baş-
kanı FikretAkova ile Oda Baş-
kanı Hasan Metin ve kurul üye-
leri, örnek bir çalışma yaparak
toplantıya bınlerce üreticinin
katılmasını sağladılar. Kararlar
alındı. Ankara'ya otobüs ve
otomobiller ile heyetler gitti.
Zamanın başbakanı ve ilgili ba-
kanları ile görüşmeler yapıldı.
Sert tartışmalar ve sataşmalar
yaşandı. Büyük ıhracatçı fir-
maların şiddetle karşı çıkması-
na rağmen, hükümet bu bas-
kılaradirenemedive rafinezey-
tinyağının dökme olarak ihra-
catına izin vermek zorunda kal-
dı.
Burhaniye Ticaret Odası'nın
yürüttüğü mücadele, artık ba
şanya ulaşmış ve bazı ismi bü-
yük ihracatçılaryenilgiye uğra-
mıştı... 1994ve1995yıllannda
dökme ihracat uygulandı ve
üretici zeytinyağını yüksek fiyat-
larlasattı. Böylece. senelerden
beri ilk defa hem üretici hem de
tüccar hakkı olan parayı ka-
zandı...
iki yıl gibi çok kısa bir süre
içinde, üreticilerin sağladığı ba-
şannın sonuçları görüldü. Üre-
ticiler ve yöresel fabnkalar, ba-
zı ihracatçı firmaların yaptıkla-
n gibi kazandıklan paralan baş-
ka bölgelerdeki yatırımlarına
Zeytim ağı üretinıindc ilkel metodarla çalışan fabnkalar artık tarihe kanşıyor.
götürmediler. Ne kazandılar-
sa, hepsini kendi bölgelerinde
bıraktılar. Dünyanın diğer ülke-
lerinde gelişen ve yaygınlaşan
en modern teknolojiyi, Ege böl-
gesine taşıdılar... Trilyonlarca
liralık yatırımlar yaptılar...
Verilen bilgiye göre iki yıl
içinde Ege bölgesinde yüzden
fazla CONTİNU sıstemle çalı-
şan modern zeytinyağı fabrika-
sı hızmete girdi. Bunun 70 ka-
darı Çanakkale ile izmir ara-
sında kuruldu!... Yıllarca özlemi-
ni çektiğimız gurur vericı bır
tablo oluştu. Artık ilkel metot-
larla çalışan zeytinyağı fabrı-
kaları tarihe kanşıyor!..
Dahası var. Atalarımız zey-
tin ağaçlarına iyi bakılmasını
sağlamak için "Ağaçtan gelen
ağaca gitmeli" der\erm\ş. Hat-
ta, tecrübeli insanlarımızın bu
sözleri, birbakıma vasiyet ola-
rak bıraktıkları söylenir... Ama
ne yazık ki 1980 yılından 1994
yılına kadar "Ağaçtan gelen
ağaca değıl, ıhracatçı tüccann
kasalarına" gitti... Milyonlarca
zeytin ve zeytinyağı üretıcisi bu
nedenle hem ailesine. hem de
ağaçlanna bakamadı. Verim ve
kalite düştü. Sonuçta da zey-
tın ağaçları köklenmeye ve tar-
laları da "yazlık"ç\\ara satılma-
ya başlandı.
Ağaçtan gelen ağaca
gidiyor
1994 yılında üreticinin önü-
ne çıkanlan köstekler kaldırılın-
ca bir anda ışler değişiverdi.
iki yıldan beri "Ağaçtan gelen,
tekrara ağaca gıtmeye" başla-
dı. Üreticiler, ağaçlarına iyi ba-
kabildi. Çapasını yaptı, gübre-
sini eksıksiz attı. Hatta, sayıla-
n çok az da olsa, bir kısmı su-
lamayolları bile açtı!...
Bu yıl hem ülke ekonomisi
hem de üreticiler bu gelişme-
nin mükâfatım görecekler. Zi-
ra gene 20 ile 25 yıldan ben
görülmemış bir bolluk beklenı-
yor. Tahmin edilen rekolte 175
milyon kilo... Eğer, bir aksilik
olmazsa ve hükümet tüccarı
kazandırabılmek için yanlış bır
alım politikası izlemezse, üre-
tici ve sanayiciler gene büyük
paralar kazanacaklar.
Ancak Ankara'dan kulağı-
mıza kadar gelen haberier te-
dirginlik yaratıyor... Üreticiler
arasında kuşku yaratıyor... Dök-
me zeytinyağı ihracatını engel-
lemek ve eskısı gıbi kısıtlama
getirmek için çalışmalar yapı-
lıyormuş... Eğer bu çalışmalar
başanya ulaşırsa, zeytinyağcı-
lığımız en azından 10 yıl daha
gerı gıder...
Aslında bütün bu bolluğa ve
gelişmeye rağmen zeytinyağ-
cılığımız gene de kritik bır dö-
nemden geçıyor. Zira. üretici
15 yıldan ben bakımsızlıktan
dökülen zeytin ağaçlarına ba-
kım yapmayaçalıştı. Kazandı-
ğı paraları ağaçlarına döktü...
Gene sıkıntıya düştü. Şu anda
birçoğunun cebinde gene pa-
rayok. Hatta. bırçoğu yeniden
borçlandı... Hepsinin umudu
yeni ürün zeytin ve zeytinyağın-
dan alacağı parada...
Bu nedenle, yapılacak küçük
bır yanlışlık, gelişmelerı siler
götürürveeski karanlıkgünle-
re döneriz. Gene, zeytin tarla-
ları "yazlık sitelere" dönüşür,
ağaçlarımız köklenir ve odun
olarak satılır... Yeniden umut
veren zeytinciliğimiz de belki
bır 20 sene daha durgunluk
dönemine gırer!..
Sürecek
İgÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Özel Bir Toplantı
Önceki gun DİSK'e bağlı Genel-lş Sendikası ile
Kadıköy Belediyesı arasında imzalanan toplusözleş-
menin töreni vardı.
Toplantıyı izlerken toplusözleşme imzalanması ve
tören düzenlenmesinin artık ne kadar öze\ bir olay
olduğunun ayırımına vardım. Bu gidişe çok ciddi bır
biçimde "dur" denilemezse. yıllar, kuşaklar sonrası
değıl, çok yakın bır gelecekte toplusözleşme ımza-
lanabilmesi, özel tören düzenlenmesi olanaksız ola-
cak.
Belkı de bu törene katılmış işçiler, çocuklanna, "Bir
zamanlar işyerierımızde haklanmızı savunan sendi-
kalar vardı. Ücret ve sosyal haklanmız için toplusöz-
leşmeler ımzalanırdı. Işveren vermezse greve gider,
haklanmızı alırdık" diye anlatacaklar. Çocukları, to-
runlan da anlatılanlardan bir şey anlayamadan "Sen-
dika ne demek? Grev, toplusözleşme nedır."türün-
den sorular yöneltecekler.
"Karamsar, abartılı biryaklaşım" olarak mı görü-
yorsunuz?
Bense sistem işliyormuş gibi davranmanın, ger-
çeklerden kaçmanın asıl kazanılmış hakların hızia eri-
yip gitmesinde başlıca etken olduğunu düşünüyo-
rum.
Yeri geldiğinde sendikacısı. ışçısi, sıyası parti lı-
deri, sıradan politıkacısı, ışvereni, demokrasiyi ve
onun vazgeçilemez bir parçası. ölçüsü olan sendı-
kal hakları ağıztanndan üüşürmezler.
İyi, güzel de kaç işçı yararlanıyor? Şöyle bir etra-
fınıza bakın. Çevrenizdeki ışçilerden kaçta kaçı sen-
dikal haklarını kullanabılıyor? Sayabıldiğiniz bütün iş
yerlerinden kaçında toplu pazarlık düzeninın geçer-
lı olduğunu söyleyebilirsınız?
• • •
Örneğin Refah'ın iktidan ile birlikte televizyon ve
medya yıldızı olan MÜSİAD Başkanı Erol Yarar var.
Yakın geçmiş aylara kadar MÜSlAD'ın başkan ve di-
ğer yönetıcılerı ıle çeşıtli toplantılarda birlikte olmuş,
benden daha ateşlı düzen karşıtı eleştirılerıni, özel-
leştırme karşıtı görüşlerinı, ışveren temsilcilerınin ağ-
zından çıkıyor olması nedeni ile hep şaşkınlıkla izle-
miştim.
Şımdı de televızyonlar, gazetelerden, yeni iktıda-
nn gözde ışverenlennm temsilcileri olarak tam tersi
söyledıklerinı, bırkaç günde nasıl değıştıklerini, ateş-
li özelleştırmecı, devletın nesı varsa. acele, haraç me-
zat satılmasını savunduklannı izlerken hıçbırşeyeşa-
şırmamayı öğreniyorum.
Neyse bu yazının gündemi MÜSİAD Başkanı ve
görüşlerinın nasıl değiştığı üzerine değıl. Erol Yarar,
gazete ve televizyonlarda, Zenginler Kulübü TÜSİ-
AD'ı defterden sileceklerını ve geleceğın ış dünya-
sının gerçek temsilcileri olduklarını söylerken 300 bın
ışçı çalışanı kapsayan işverenlerin üyesı bır örgüt ol-
makla övünüyor.
Erol Yarar'dan açıklanması umudu ile bir bılgı rı-
ca edıyorum:
"Bu 300 bin işçiyı kapsayan ışyeherinden her-
hangi birinde toplu pazarlık düzeniyürürlükte mı?"
Kendi patronu oldugu işyerleri de dahıl, kapısından
sendika gırmış, sendikal hakların, hukukun geçerii
olduğu işyerlerının var olduğunu duyarsam çok se-
vineceğım. Birkaç bın işçiyı kapsayan bırsayıya bı-
le ulaşılmışsa, önemlı bır adım sayarım.
Ne yazık ki Allah'ın adını ağızlarından düşürme-
yen, haktan yana görünen İslamcı işadamlanmızın
öyle işçi hakları, sendikal hakları tanımak gibi bir
egilimleri hiç yok.
Şekıl olarak Batı düzenıni tanıdıkları için demok-
rasi ve sendikal hakları da kabul etmiş zenginler ku-
lübü cephesinde ıse TÜSİAD üyesı olsunlar olma-
sınlar, öze> sektörümüzün tamamında sendikal hak-
ları kullanabilen işçilerin toplamı Türkiye çapında
250 binlere inmiş bulunuyor.
Çünkü dünya zenginler kulübü, yeni dünya sö-
mürü düzeni ideolojısinde de bugün sendikasızlaş-
tırma var. Bizimkiler ise "vur deyınce, öldüren cin-
sınden" sendikal hakları defterden silme eğilimin-
de.
• • •
Sonuç olarak kamu işyerleri de hızia özelleştiri-
lip, taşeronlaştırılırken Türkiye'de işçiler hızia sendi-
kasızlaştırılıyor.
Böyle bir ortamda sendikalarımız çok zorfu bir
savaşıma hazırlanacakken "Bu işe bitmış gözü ile
bakan, ancak kendilerine kasızamanda olabıldiğı ka-
dar pay koparmaya çalışan sendika lider kadroları-
mız akıl almaz bır yozlaşmayı seçmış bulunuyor".
işte böyle bır ortamda bugün Türk-iş Başkanlar
Kurulu toplanıyor. Başbakan Yardımcısı Tansu Çil-
ler "defterden sılmekten" söz etmış. SSK acil gün-
demde. Zorunlu tasarruf ve nemalara el konmuş. Sa-
dece Yol-İş'in on binlerle geçıci kamu işçisi yolcu edi-
liyor. Türk-lş üyesi sendikaların çoğunluğunun ger-
çek istatistıklere göre sözleşme yetkısi. barajı aşma
yetkisi sahte. Eriyip gıtmişler. Durmadan ışyerlerin-
den atılma i\e bağlantılı şube kapatıyorlar, ortalama
1/3, kimileri yarı yarıya üye kaybetmiş durumdalar.
Sendika başkanlarımız yazlıklarındaki tatillerinin
arasında çağırıldıklan için biraz kızgın Türk-iş Baş-
kanlar Kurulu'na katılacaklar. Kimileri gelmek zah-
metine bile katlanmayıp ya da yurtdışında turistik bir
seferi yarıda kesmeye kıyamayıp bir başka yönetim
kurulu üyelerini gönderecekler.
Dev sorunlar karşısında sürekli toplantı. sürekli ey-
lem, sürekli çalışma kararı almaları beklenır değıl
mi? Sendikacılık, işçi hakları enyip gıdıyormuş, ne
umuriannda. Bir an önce yanda kesilen tatillerine, ke-
yıflerine dönebilmek üzere ne karar vereceklerini
hep birlikte izleyeceğiz.
Bir iş yerinde doğru dürüst, işçi haklarını gelişti-
ren bir toplusözleşme imzalanması ve tören düzen-
lenebilmesinı, işçilerin bu sözleşmeden hoşnut ol-
duklarını görmeyi çok özel bir olay, çok özel bir top-
lantı olarak değerlendirırken haklı değil miyim?
Sosyal güvenliğin
bütçeye yükü artıyor
ANKARA(ANKA)-
Sosyal Sigortalar Kurumu.
Emeklı Sandığı ve Bağ-
Kurgıbı sosyal güvenlik
kuruluşlannın genel bütçe
üzerındekı \ ükü füze
hazıyla büyüyor
Maliye Bakanlığından
edınılen verılere göre bu
ylın ılk altı aylık
dönemınde söz konusu üç
kuruluşa bütçeden
aktanlan para. geçen yıla
göre yüzde 212 oranında
bır artış kaydederek 138
tnlyon 833 mılyar lıraya
yükseldı. Bu kuruluşlara
1995 yılının aynı
dönemınde ıse 44 tnlyon
505 milyar lıralık bır
aktarma
gerçekleştırilmiştı.
Bu yıl ocak-hazıran
döneminde bütçeden
SSK'ye 64 tnlyon 333
milvar liralık transter
yapıldı. SSK've yapılan
transfer. geçen vıla göre
v üzde 222 oranında
büvüdü. SSK yılın tümü
ıçın kendısıne bütçeden
ayrılan 126 7 trilyon liralık
ödeneğın y üzde 50 7 sinı
ılk altı ayda kullanmış
oldu. Emeklı Sandığı na
ıse aynı sürede aktanlan
para. 57 trilyon lira olarak
gerçekleştı. Emeklı
Sandığı"na verilen
paradakı artış ıse yüzde
171 oldu. Emeklı Sandığı
da kendısıne yılın tümü
için ayrılan ^9.2 tnlyonluk
ödeneğın yüzde 72'sını ılk
yarıda tükettı. Ocak-
haziran dönemınde
bütçeden 17.5 tnlyon
liralık bir transfer alan
Bağ-Kur ıse 33.2
tnKonluködeneğinin
yüzde 53"ünü kullanmış
oldu.