27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE 12 HABERLER Hükümet tarafından çıkanlacak gecekondu affı "varoş ağalan"na yarayacak Izıııir gecekonduya boğulduCEIAL YILMAZ İZMİR- "Gecekondu aflfTna karsı çı- kan Izmır metropol beledıye başkanlan. uyguiamamn "varoş ağalan"nın servetı- ne se-\et kaucağını belirttıler. "İmar Affi" söylemını ortaya atan Re- fahvoJ Hükümetı nın Toplu Konuttan So- rumlt De\ let Bakanı Mehmet Altınso> ıse Edrenıt'tekı ıncelemelerı siraMnda h'azı- ne arazilenne gecekondu yapacaklannza- rar gereceğını belinerek. "Kimsenin gö- züniin vaşuıa bakmavacağız. Gecekondu amvla bütçeye kavnak sağlanamaz. Ben buna karşıyınrT dedı Izmırlı başkanlardan bazıljrı gecekon- du sorununu imar çalışmalarnla çözme- ye çal ştıklannı belırtırken. 1Ö86 vılında yapılan gemş kap>amlr bilımsel araştır- ma: lzmır"de 160 bıne yakın gecekondu olduğu sonucunu venvor. Ege Cniversitesı Edebıyat Fakültesi Coğrafya Anabılım Dalı Öğretım Üvesi Prof Dr Cezmi Sevgi Izmır'deki ılk ge- cekondulaşma hareketının Konya. Kars. Kaysen ve Mardın'den göçenler tarafın- dan Kadıfekale sırtlarında başlatıldıgına değınerek. "İzmir'de 1986 vılında 5 avrı gecekondu bölgesinde vapfığınıız araştır- ma ve 250 mahallenin değeriendirmesin- de, 110 mahallenin tamamen gecekondıı- lardan oluştuğunu saptadık" dedı. Izmır Meslek Odalan 'nca kenlın çarpık yapılaşması ıçındekı kaçak yapıla$ma ora- nı yüzde 55 olarak gösterilırken, Izmir Büyükşehir Belediyesı Numarataj ve Ha- rıta Müdürlüğü'ne göre bu oran genel ya- pılaşma içinde yüzde 70'likbölümü oluş- turuvor. Buca Belediye Baskanı Cemil Şebov. ilçedekı yapılaşmanın üçte ıkisının gece- kondulardan oluştuğunu söyleyerek, **i- maraffi"nın mafyaya yarayacağını \ urgu- ladı. Şeboy. Buca'daki gecekondulann sa- hıplennin Alsancak. Hatay ve Bornova'da oturan spekulatörler olduguna dıkkat çe- kerek. "Sapfamalanmıza göre 1994 imar afftndan bu yana Buca'da 6 bin kadar ge- cekondu yapılmıştır" dedı Borno\a Beledıye Başkanı Prof Dr. Ay- sel Bayraktar, "imaraffı"nın "kentierini- dam fermanı" olacağını öne sürerek Bor- nova"nın gecekondudan arındmlmış ör- nek ılçelerden biri olduğunu söyledi. Bayraktar, Altındağ. Çamdibi, Pınarba- şı ve Işıkkenfteki gecekondu bölgelerin- de imar çalışmalannın tamamlandığmı. bır bölümünün de yıkıldığını söyledı. Izmir'ın yeni belde beledıyelennden Sarnıç Beledıye Başkanı İsnıail Acar ve Harmandalı Beledıye Başkanı MetinOk- tay. merkeze yakın yerleşim bırımlennın imar planlannın bır an önce tamamlan- ması gerektjğıne dikkat çektıler. Harmandalı Beledıye Ba>kanı .Vfetın Oktay, Türkıyede ımaraffına karşı çıkan çoğu politikacıyı cıddi bulmadığını belır- terek. "gerçek anlamda imar affına karşı çıkan tek belediye başkanı benim. Sınıria- İzmir meslek odalan kentin çarpık yapılaşmaya teslim olduğunu ve kaçak >apılaşmanın yüzde 55'tere vardığını açıkJadı. nm içerisinde 55 tane gecekondu var. On- lann da imar çaltşmalan tamamlandT de- dı Sarnıç Beledıye Başkanı Isrnail Acar ıse 1994 yılında göreve geldiğinde 4 bin ruhsatsız yapıyı da birlıkte teslim aldığı- rıı belırterek, "İmar çaJışmalannıızı ta- mamladık. Ivgulamaya kademeli olarak başladık ve kaçak vapıîaşmaya da izin ver- miyonız" dıye konuştu. Güzelbahçe Beledıye Başkan Yardım- cısı Leveat Tahtakesen, "imar affi"nı ve gecekonduyu "belediyecüiğuı kamburu" olarak nıteleyerek. çözümün planlı kent- leşmeden geçtiğını söyledı. Tahtakesen. Güzelbahçe'de halen 94 gecekondu bulunduğunu. bu sayının 95 olmayacağını savladı. Prof. Dr. Cezmi Sevgı nın "kenrieşme sürecinde İzmir v* gecekondular" araştırmasında Güzelbah- çe"de 1986 yılında 1650; Narlıdere'de ise 2060 gecekondunun olduğu saptamasına yer venlıyor. Ege Ünıversıtesı Edebiyat Fakültesi Coğrafya Anabılim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgı'nın 1986yılında IzmırBü- y ükşehir bütününü kapsayan araştırması- nın sonuçlan, Balçova ve Bornova merkez ılçenın dışında kalan alanlarda gecekon- dula^manınyoğunolduğu sonuçlarını ve- nyor. Verilere göre; tzmir Büyükşehır gene- lındekı 797 milyon 75 bin k'ışi 158 bin 80~? gecekondudan oluşan sağlıksız konutlar- da bannıyor. Nüfusun 1 milyon 96 bin 645 kışilık bölünıü de sayılan 228 bin 744olan kentsel konutlarda yaşam sürüyor. Konak ılçesine bağlı Gültepe nüfusu- nun yüzde 81.67'sı, Buca'nm yüzde 64'ü ve Yeşılyurt'un da yüzde 61.22'si gece- kondularda yaşıyor. Buna karşılık, gecekondulu olmayan nüfusun Balçova bölgesinde yüzde 99, Narlıdere Bölgesinde de yüzde 65.40'hk kesımi oluşturduğu gözleniyor. Karşıyaka ilçesindekı Bayraklı bölgesi nüfusunun yüzde 82.24'ü gecekondular- dabannırken.ilçemerkezi veÇıgli'de ge- cekondulu olmayam nüfusun oranlan yüzde 61 olarak saptanıyor. Bornova'da Altındağ bölgesi dışındaki yerleşmelenn tümü, gecekondulan banndırmayan özel- liğiyle dikkat çekiyor. Bornova'nın Altmdağ bölgesi nüfusu- nun yüzde 98"ı gecekonduda yaşarken, ıl- çe merkezi. lijikkent v e Pınarbaşı gibi yö- reler yüzde 98'in üzenne çıkan oranlarda gecekondulu olmayan nüfusu banndın- yor. Izmir Büyükşehir genelinde gecekon- dulann ılçe ve semtlere göre dağılımı ise söyle: Konak (merkez) 59 bin 615. Gültepe 10 bin 777 ve Yeşilyurt 7 bin 220. Buca. 19 bin 691, Gaziemir 1855. Güzelbahçe 1650 ve Narlıdere 2060 Karşıyaka ilçe merkezınde 23 bin 586 gecekondu bulunurken. bu sayılar Bav- raklfda 14 bin 431, Çiglfde 3 bin 878 ola- rak belırleniyor. Araştırmaya göre, Bornova ılçe merke- zınde gecekondu saytsı 336. Altındağ"da (7 mahalle) 9 bin 928 ve Çamdıbfnde (4 mahalle) 3 bin 780 gecekondu bulunuyor. Işıkkent ve Pınarbaşı'nda ıse bu sayı sıfır. Araştırma sonuçlan ıtıbariyle. Izmır anakent nüfusunun yüzde 44.7'sı gece- kondularda, yüzde 55.28"ı de kentsel ko- nutlarda yaşıyor. Venler. Türkiye'de gecekondularda ya- şayan aile büyüklüklennı de oransal ola- rak tanımlıyor: Bu oranlar. tstanbul'da gecekonduda yaşayan aıle büyüklüğünü yüzde 4.71. Ankara'da yüzde 5.50. Izmir'de vüzde 4.87 ve Anadolu köv lennde de yüzde 7.2 olarak gösterıyor. Bursa Qvangate olayı Bl'RSA (Cumhurivet) - Bursa'ya bağlı Orhangazi ıl- çesinın ANAP'lı Beledıye Başkanı TurgutÜnlü'nün. Ya- lovalı müteahhıt Orhan Basa- lak tarafından ayağından \u- rulması olayının boyutlan bü- yiiyor. Başkanı yaralayan Basa- lak'ın, Orhangazfde yaptığı 1050 konutluk Or-Kent Sıte- sı'nın 700konutunuzamanın- dan önce teslim ettısı ıçın ANAP Genel Başkanf\iesut Vılmaz tarafından plaketle ödüllendirildığı ortaya çıktı. Basalak'ın. yaraladığı On- lü'ye. Gemlık Büşükkumla Iğdealtı mevkıınde 6 vılla y aptığı v e bu vıllaların 30 mıl- yarlıraya satı^a konulduğuda belırlendı. V'ıllalann satış ışle- rının. Ünlü'nün basın danış- manı Halil Temel'ın 'part-ti- me" çalıştığı Karar Nlatba- ası'na ait telefonla yürütüldü- gü belırlendı. Karar Matbaasf ntn bir sü- redır Orhangazi Beledıve- sı'nin baskı ışlennı yaptığı da öğrenıldı. Yalovalı müteahhıt Orhan Basalakın. ortaya çıkıpgaze- tecılere. ".\lacağım vardı.400 bin nıark elden verdim. Ken- disine yaptığını 6 \illanuı pa- ra$ınıalanıadım"demesı üze- nne ünlü. müteahhıt tarafın- dan v urulduğunu doğrulamak zorunda kalmıştı. İmar affı tartışması Gecekondu sorunu çözülmeliANKARA (AA) - Gecekondulara iliş- kin "imar affı" tartışmalan sürerken. bü- yükşehir starüsüne sahıp beledıyelenn başkanlan da. bu konudaki görûşlerini açıkladılar. Başkanlar, bır taraftan gecekondulann şehırctlık açısından oiumsuzluguna ve af- fingetirecegi yeni sorunlara dikkati çeker- ken, bır taraftan da, varolan gecekondu probleminin çözülmesi gerektiğini belırt- tiler. Bazı belediye başkaniart da. bu ko- nuda bir affa kesınlikle karşı olduklannı ve böyle bir durumda, karara karşı çıka- caklannı söylediler. Belediye başkanlan- nm imaraffina ilişkingörüşleri şöyle: An- kara Bü> ükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek: Yeni gecekondu yapımına kesın- likle karşıyım. Ancak eski gecekondu sa- hiplerine başlanm sokacak biryergöster- mek beledıyenın görevidır. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başka- nı CelalDoğan: Gecekondu affı halkın ge- nsinde kalan yerel yönetımler ve merke- zi idarenin, fiilı duruma oy kaygısıyla ta- viz vermeleridir. Gecekonduaflan, şehır- lerin geleceğini tehdit eden en büyük teh- lıkedir. Sadece yapısal değil, sosyal. eko- nomik ve külturel bazda sorunlann artma- sına yo! açar. İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı Se- faSirmen; Hükümet yen; kaynak yaratma arayışı içınde gecekondu ve kavak yapı- laşmaya göz yumuyor. Hükümetin. gece- kondu affı adı altında, hafifleterek kamu- oyunu yanıltmaya yönelık görüşünü, kent- lerimizde vergılenni ödeyerek yaşayan halkımıza karşı bır haksızlık olarak gör- mekteyız. Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Ve- kili Mustafa Kuşdil: Gecekondu affı kent- sel bir suçtur. Adana Büyükşehır Beledi- ye Başkanı Aytaç Durak: tmar Affı uygu- lamasmdan hükümetin bekledıgi gelir el- de edılemez. Bence oiayın çözümü bu- günkü kaçak yapılann ve gecekondulann bir vaka olarak gerçek olarak kabullen- mek. bundan böyle yaptlacak olanların belediyeler tarafından mutlaka ama mut- laka yıkıimasını sağlamaktır. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Baş- kanı Ahntet Bilgin: Şehırler köyleşıyor. Köylerde bije insanlar, burunlannın dt- binde yapılaşmaya izin vermiyor. Maale- sef şehirlerin sahıbı yok. : Uğur Mumcu cinayeti unutturulmaya çalışılıyor ııııımz devekıışu' Tank Akan. şeriatçı ve faşist güçlerin devleti kuşattığını söyledi. VAŞARAKKAMİŞ FİNİKE/ANTALVA - Cn- lü sinema sanatçısı Tank Akan bombalı bır suıkast so- nucuöldürülengazetemızya- zarı Uğur Mumcu cınayetınin unutturulmava çalışıldığını söyledi Akan. "Mumcu ci- nayctinin aydınlatılması \o- lunda ta>ir koymayan aydın- lann, Atatürkçülüğü ve laik cumhuriyeti savunmaya hak- ları bile yoktur" dedi. Finikc'de. Türkiye'deki ta- rihi eser kaçakçılığıyla ılgilı birbelgeselınyönetmenlığıni ve sunuculuğunu yapan Tank Akan.Cumhuri\et"e. Mumcu cinayeti. tarihı eser kaçakçılı- ği ve RP ile ilgili açıklamalar- da bulundu. Uğur Mumcu cinayetinin devlet eliyle unutturulmaya çalışıldığını. buna karşın ay- dın kesimın gelışmelere se- yirci kaldığını belırten ünlü sinema oyuncustı Tarık Akan, aydınlan "devekuşu"na ben- zeterek şunlan söyledi. "Bu ülkede Atatürk ilkele- rini ve laik cumhurivetin en önde gelen sav unmanı Uğur Mumcu katledikli. Devleti ku- şatan şeriatçı ve faşist güçler oiayın üzerine sünger çekme çabası içinde ve ne yazıktir ki. avdınlarımızdan ses vok. Ov- • CHP'nin de Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili ciddi tavır almadığını öne süren Akan. "CHP'li belediyeler Mumcu anıtı açmak için birbirleriyle yanş halindeler, ancak CHP'lilerTBMM'de gereğini yapamadılar, bir anlamda cinayetin unutturulmasına çanak tuttular7 " dedi. sa avdınlar grubunun başını çektiği bir e> lem cezaev lerin- deki öliim oruçlannı sona er- dirdi. Uğur Mumcu cinaveti- nin tiim bo> utlarıv la a> dınla- tılması konusunda avdınlan- mız üzerlerine düşen görevi vapmaktan kaçınıyorlar. Mumcu cinayetinin aydınla- tılması yolunda tavır koyma- van aydınlann. Atatürkçülü- ğü \e laik cumhuriyeti sav un- ma>a hakları bile yoktur. Çiinkii Uğur Mumcu'va ya- pılan suikast, Atatürkçiilüğe ve laik cumhurivete endeksli- dir." CHP'nin de Uğur Mumcu cinayeti) le ilgili ciddi tav ıral- madiĞını öne süren Akan. "CHP'li belediyeler Mumcu anıtı açmak için birbirleriy le varış halindeler. ancak CHP'lilerTBMM'de gereğini vapamadılar. bir anlamda ci- nayetin unuttunılmasına ça- nak tuttular" dedı Türkıve'dekı tarihı eser ka- çakçılığının ınanılmazboyut- iara ulaştığına dikkat çeken ünlü sanatçı. devletın Anado- lu yarımadasında Osman- h'dan önce varolan medenı- yeti görmezlıkten geldiğinı. bu anlayışın sürmesı halinde gelecek bır tarıhte Türkı- ye'nınde tanınmıyacak hale geleceğini söyledi. Akan. ta- rihı eser kaçakçılığinın sona erdirilmesi için ıvedilikle em- nıyet teşkılatı içinde özel bı- rimlerin oluşturulması gerek- tiğini belirtti Devleti kuşatan şenatçı ve faşist güçlerin zaman içinde demokrasiyi kullanarak ulu- sal bağımsizlığı ve birey öz- gürlüğünü yoketmeye yöne- lık politikalar üreteceğinı de anlatan Tank Akan. Refahyol Hükümetinin Çek\ç Gücün görev süresınin uzatılması yolunda yaptıklan işbırlığı- nin Refah Partısi"nm tabanın- da oy kaybına neden olmıya- cağına ışaretederek."RPseç- meniyle biriikte takıyye yapıy- or" dedı ÖRÜŞl TEVFİK ÜNAYDIN En sorumlusundan en az sorumlusuna kadar sı- yaset adamlanmızca. sık sık "Turkıye'nın itıban- nın çok yüksek olduğu" söylenır. Zaman zaman da bu ifade "Türkıye çokgüçlüdür"şek\\ru alır. An- cak saygınlık ve güç kişiler için olduğu gibi dev- letler için de söylemekie degil, bunları olanaklı kı- lan özellıklerle belirgınleşır. Önemli olan saygınlı- ğımızı ve gücümüzü kendımızin değıl başkaları- nın değerlendırmesidir. Devletin saygınlığı için büyük ve güçlü olmak şart değildir. Devletlerin küçüklüğune karşın say- gın olanı, büyuklugüne karşın saygın olmayam vardır. Dünyada buna pek çok örnek gösterilebilir. Bu konuda ülkemizi de örnek alabılıriz. Kurtuluş Sa- vaşı'ndan bitkin çıkmış, yoksul ve gen bırakılmış 13.5 milyonluk nüfusuna. eskisine nazaran çok ufalmış harap ülkesıne karşın, o zamankı Türkiye, mirasını devraldığı Osmanlı'ya kıyasla çok daha saygındı. Saygınlığının nedeni. kuşkusuz Türk'ün onurlu savaşı, davasının haklılığı, tutarlı tutumu, güveni- lirliği, çağın değerlerinı algılayışı ve her şeyın öte- sinde, Türk ulusunun bu özellıklenni değerlendi- rebilen, başta Atatürk olmak üzere ciddi, her yö- Ciddiyet ve Saygınlık nüyle tutarlı, dürüst, onurlu yöneticilerimizin var- lığı idi. Cumhuriyetin ilk nesline mensup ve Dışişleri Bakanlığı'nda 40 yıl görev yapmış bir kişi olarak ülkemizin eskiye oranla çok daha güçlü durumu- na karşın Atatürk ve Inönü döneminin zayıf, ama onurlu Türkiye'sinin dünyada gördüğü saygınlı- ğtn giderek zayıfladığına büyük üzüntüyfe tanık ot- dum. Bunun nedeni kuşkusuz sosyal düzenimızin sağlıksız gelişmesi, siyaset hayatımızdaki olum- suzluklar ve genel olarak saygınhğın temelinı oluş- turan ciddi devlet gorüntüsünden uzaklaşmamız- dır. Şunu da belirtmek gerekir ki uluslann ve ülke- lerin saygınlığı büyük ölçüde onları temsil eden- lerin kişilikleriyle özdeşleşiyor. Ne yazık ki cumhuriyetimizin başlangıç döne- mı sonrasında ve özellıkle son yıllarda bu konu- da pek de şanslı olduğumuz söylenemez. Ülkelerin bıze yakınlıklanna göre değışerek ba- zen hayretle, bazen üzüntüyle, bazen de memnu- niyetle ızlendiği kuşkusuz. Ancak bütün bu olum- suz gelışmelere karşın, Türk Dışişleri. ülkemizin çı- karlannı onurlu bır şekilde savunan, geleneğı güç- lü ve dış dünyada gerçekten takdir goren saygın bir kuruluşumuzdur. Son yıllarda iç siyasetimizın simgesi haline gel- miş olan ve bırçok devlet. kuruluşunu etkıleyen keyfi davranışlar, özellikle Özal döneminde dışiş- lerine de bulaştınlmak istenmiş, bunda bir ölçü- de başanlı olunmuş ve bakanhk bir hayli yıpratıl- mıştır. Dışişleri bünyesinde görülen son gelişmeler. bu guzide kuruluşumuzun daha da yıpratılmasına y- ol açabılecelğinı göstermektedir. Basında çıkan haberlerden, dışişlerinde yapılan atamalar nedenıyle büyük bır gaf olarak nitelen- dirilebilecek bir uygulamaya gıdıldığı, bakanhğın ve onun ötesmde ülkenin sagyınlığını zedeleyen, devlet cıddiyetiyle bağdaşmayan bır duruma dü- şüldüğü anlaşılmaktadır. Uluslararası uygulamaya gore bır ulkede bir dı- ğer ülke nezdınde buyukelçı atamadan önce, bü- yükelçi için o ülkeden agreman -onay- ıstenir. Gönderilecek temsilcı. gıdılen ülkede gönderı- len devleti, dolayısıyla devlet başkanını temsil ed- er. Son defa dışişlerinde yapılan uygulamada söz konusu uluslararası kurallarına uyulmamış ve kı- sa bir süre önce bu kurallara uygun bir şekilde ya- pılmış olan büyükelçı atamalan bu defa değıştırıl- mış, daha önce agremanı alınmış, hatta gıdeceği ülkelerin Ankara'dakı buyükelçılerınin onurlanna veda daveti düzenledığı bazı büyukelçilerımızın yerieri değiştirilmış, daha da vahimı, atama deği- şiklikleri kendisini yabancı ulkede temsil edecek buyukelçiler ıçın cumhurbaşkanımızın onayı alın- madan yapılmıştır. Bu atama yontemi, neresinden bakılırsa bakılsın keyfi. yanlış, daha oncekı atama yerieri değiştırılen bazı buyukelçiler için onur ku- rucu, gidecekleri ülkeler bakımından en azından yadırganıcı, Cumhurbaşkanımızı hıçesayan. ulke- mizi küçük düşüren bir uygulamadır. Saygınhğın temelı cıddiyettır. İç sıyasetımizde egemen olan cıddıyetsızliği, hiç olmazsa Atatürk Türkiye'sinin onurlu gorüntusünü dışarıda titizlik- le korumaya çalışan dışişlerine bulaştırmayalım. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Kürt Çocuğunaİşkence!Fatoş Güney'e sordum: - Turkıye'den kaçış olayından sonra burada bırçok insana işkence filan yapıldı mı? - Yok canım, ben zannetmıyorum; işkence fılan ya- pılan? Hayır. Baskılar yapıldı, ama işkence? Haa, ta- biı, dur bakayım... Kaçışmdan sonra değıl de ılk 1972'de tutuklandığı zaman çevresındekilere, ınsan- lara... Örnek verebılirım, Güney Fılm Şirketi'nın kapı- cısı, bir Kürt, çok fedakâr bır adam, yanında. Öylesi- ne büyük işkence görmüştu kı geldığı zaman tanıya- madık! Konuşamıyordu, dılı şişmiştı. Dilınden elektrik bağlamışlar, vucudu yara bere içındeydı, yan felçliy- di. Geldı, "Neredeydin" dedik, dedı kı: "Böyle böyle.. Işte ben şu kadar zamandır polisteydim ve bu halde geliyorum!" Adamı gözümüzle gördük. - Yılmaz Güney kaç yıl hapıs yattı? - Dokuz buçuk yıl! - Kaç yılından kaç yılına? - 1972'nın martından 1981 Eylülü'ne dek. Arada 1974 yılında Ecevit'in affıyıa doksan küsur günlük bir süre dışarıda kaldı. - O zaman da o olay oldu galıba? - O zaman da ışte, "Arkadaş" fılmını çevırdıkten sonra "Endişe" filmıni yapmak için gittığı Adana'da Yumurtalık olayı oldu! O da üç aylık bir süredır dışarı- da kalabildiği. Toplam 9.5 yıl. Daha da var, ondan ön- ce de var, iki yıl. Bır buçuk yıl, Nevşehır Kapalı Ceza- evı'nde, bırdergıde yazdığı öyküsünden otüru 22 ya- şındayken aldığı bir "komünızm propagandası"ndan cezası var. O zaman Nevşehır Cezaevı 'nde tutuklu ka- lıyor, 6 ay da Konya 'da surgün. Konya 'nın içinde ka- lıyor, birevde. Çeşıtli işleryapıyor. Hatta kimse ış ver- miyor, "Bu komünisttir" diye. Boyle birtakım şeyler var, o dönemde de. Onu da eklersek, 12yıla yaklaşan bır cezaevı yaşantısı var. - Fılmlerıne gelelim, filmleri kayıp diyoruz, yok dıyo- ruz değıl mı? - 704 tane fılm yok; zaten 104 tane filmden ortada kalan 10-12 fılm! Onlarda bızım Turkıye'den aynlma- dan once dışanya çıkardığımız, -canlarını kurtardığı- mız dıyorum ben onlara- filmler. Bızden önce gonder- dik. Türkıye 'den aynlmadan once gönderdik. Çunkü böyle bır olasılığı duşunuyordu Yılmaz, yanı çıktıktan sonra arkasından filmlerin toplattınlıp yakılacağını, yok edlleceğını duşündüğü ıçın şırketımize aıt olan ve ken- disının yaptığı bellıbaşlı onemlı fılmlerden 10 kadarı- nı yurtdışına çıkardık. Şımdi onlar hâlâ yurtdışında la- boratuvarlarda; ben onları hıçbır zaman Türkıye 'ye döndürmeyeceğım. Çünkü, Türkıye 'nın daha ne ola- cağı hıç belli değil. Onlar orada. Gende kalan/arın hepsı toplattırılıyor, işte... - Dışarıdakı on kadar filmin adları ne? - Seyıt Han, Aç Kurtlar, Umut'tan başlayarak yani 1968 yılından başlayarak yaptığı bellıbaşlı önemli film- ler: Ağıt, BirGün Mutlaka, Endişe, Arkadaş, Sürü, Za- vallılar... - Onların bir kısmı Türkiye'ye geldi mi? - Hayır! Onlann negatıflen Avrupa 'dakı laboratuvar- larda, ama kopyalan var. - Dökümü var mı? Neler onlar örneğin? - Onlar ılk döneme aıt filmler, fakat çok önemli yö- netmenlehn filmleri vararalannda; AtrtYılmaz'ın, Lüt- fü Akad'/n çok önemli filmleri, Yılmaz'ın başrolü oy- nadığı filmler... Örneğin, bir "Hudutların Kanunu", bir "Kızılırmak", "Karakoyun", "Alageyik" yani çok önemli filmler var aralannda. Vebunlar, Türkiye sinema tarıhının bır mi- rası. Yanı, bunlar bır sanatçının çocukları, üstelık bir ulkenın tarıhinin kültür mirası ve ne yazık ki bunun he- sabını ne kımse sorabildı, ne kimse verebıldı. Böyle bir sorumluluk örneği. Çok araştırdık Mustafa abi, çok. Ben KültürBakan- lığı'na bızzat başvurdum, arşivlerine baktılar, sıkıyöne- tımın o zamanki mercıilehne gıdildı, oralardan sorul- du, savcılıklar, şunlar bunlar yok. "Biz bilmıyoruz" dı- yorlar, "yok" diyorlar. Şirketler de mağdur oldu. Yani, bugün Yılmaz Güney'ın filmleri oynuyor, ama ne oy- nuyor? TV'de o eski filmleri oynuyor, fakat onlar eski- miş kopyalar. Orada burada kalmış, sonradan topar- lanmış; o fılmlerin negatifleh olmadığı için zamanla o filmler de aşınacaklar, bozulacaklar ve yok olup, ölüp gidecekler. Çünkü yaşayan, filmin negatıfi. Negatıfol- madığı için bır süre sonra bunların hepsı ölüme mah- küm. Bizim de problemımız var; bizım elimızdeki film- ler de artık çok eskımış filmler aralannda, negatıfler çok eskıdı. 1968 yılından filmler var. Orneğın, Avru- pa'dakı laboratuvarlarda, fakat o denlı eskimiş kı ne- gatıfler, onarıma gereksinımlen var ve bunlar için on mılyargıbı bırparagerekıyor. Bırara FikriSağlarcto- nemınde, Kültür Bakanlığı bır mıktaryardım yaptı. Bız bununla ıkı tane filmin onanmını yapabıldık. Fakat ge- riye daha 6- 7 taneyeniden onanlması gereken film var. Işte yayımcılıkla varlığımızı sürduruyoruz. Işte 11 ta- ne kıtap bastık. Bunlar Yılmaz Güney'ın senaryoları, öyküleri, romanları. Esas belkemiğını yayımcılık teşkil ediyor. Çünkü, filmleri gösteremıyoruz, Türk sinema- sının içinde bulunduğu durumdan ötüru zaten... Fa- kat sevındırıcı olan şu ki yeni kuşaklarda büyük bır //- gı var Yılmaz Güney'e karşı, keşfetmek ıstiyor; "Nere- de görebilinz?" "Nasıl görebılırız Yılmaz Güney filmle- rini" diye. Sürekli soran gençler var. Sinema üzenne tez hazırlayan gençler var. Yılmaz Güney'e hâlâ çok yoğun bir ilgi var... BULMACA SEDAT\AŞAU\ 1 2 3 4SOLDANSAGA: 1/Yunan mıtolojı- sınde. her seferın- de venıden aşağı- ya yuvarlanan bır kayavı iterek da- öıntepesıneçıkar- makla cezalandı- rılmış kahraman. II Tropıkal Afrı- ka'da yetı^en ve odunudoğramacı- lıkta kullanılan bır ağaç... Sına Yarı- madası'nda bir çöl. 3/ Demıryo- lu .. Bıtkılerde gaz alışve- rışıne yaravan aralıklar. 4/ Irmak kıyılarındakı çı- menlık .. Bır renk. 5/ Sar- ma teknığıyle yapılan bır 3 tür ışleme. 6/ Pozısyon... 4 Satrançta özel bır hareket. 7/Yığıt... Kursun borulann ağzını açmakta kullanılan ucu sıvrı takoz... Boru se- M. 8/Anadolu Seiçuklula- rın üsluplaştırdıklan dola- „ sık süsleme . Yurdumuz- da bır göl. 9 / " — ıle yola gelmeyenı etmelı tekdır Tekdır ıle uslanmavanın hakkı kötektır" (Zıva Paşa).. Bır tenıbıh sözü. Yl KARIDAN AŞAĞIYA: I/Osmanlı dev letınde seferde cephe komutanlığı yapan \e- zırlere venlen san. 11 L'yarı... Mevkı. makam. 3/ Heıap uz- manı... Eski dılde tüy. kıl 4/ Iterbıv um elementının sımge- sı . Eski Mısır ınancında olülerranmı. 5/Kımı topcnunla- rında oy unculardan bınnın topu başkasına geçırmesi... Göz- lerı gönneyen. 6/ Hayvanlarda semızlık.. Tellür elementı- nın sımgesi. 7/Toplu vadatunstık gezıler ıçın vapılmiş bü- vuk otobüs.. Berılyum elementının simgesi 8/Gumüş.. II- kel toplumlarda topluluğun kendısınden türedığı sanılarak kutsal savılan hayvan. bıtkı ya da nesne. 9/Japonlara özgü intihar bıçımı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle