Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE
12 HABERLER
Hükümet tarafından çıkanlacak gecekondu affı "varoş ağalan"na yarayacak
Izıııir gecekonduya boğulduCEIAL YILMAZ
İZMİR- "Gecekondu aflfTna karsı çı-
kan Izmır metropol beledıye başkanlan.
uyguiamamn "varoş ağalan"nın servetı-
ne se-\et kaucağını belirttıler.
"İmar Affi" söylemını ortaya atan Re-
fahvoJ Hükümetı nın Toplu Konuttan So-
rumlt De\ let Bakanı Mehmet Altınso> ıse
Edrenıt'tekı ıncelemelerı siraMnda h'azı-
ne arazilenne gecekondu yapacaklannza-
rar gereceğını belinerek. "Kimsenin gö-
züniin vaşuıa bakmavacağız. Gecekondu
amvla bütçeye kavnak sağlanamaz. Ben
buna karşıyınrT dedı
Izmırlı başkanlardan bazıljrı gecekon-
du sorununu imar çalışmalarnla çözme-
ye çal ştıklannı belırtırken. 1Ö86 vılında
yapılan gemş kap>amlr bilımsel araştır-
ma: lzmır"de 160 bıne yakın gecekondu
olduğu sonucunu venvor.
Ege Cniversitesı Edebıyat Fakültesi
Coğrafya Anabılım Dalı Öğretım Üvesi
Prof Dr Cezmi Sevgi Izmır'deki ılk ge-
cekondulaşma hareketının Konya. Kars.
Kaysen ve Mardın'den göçenler tarafın-
dan Kadıfekale sırtlarında başlatıldıgına
değınerek. "İzmir'de 1986 vılında 5 avrı
gecekondu bölgesinde vapfığınıız araştır-
ma ve 250 mahallenin değeriendirmesin-
de, 110 mahallenin tamamen gecekondıı-
lardan oluştuğunu saptadık" dedı.
Izmır Meslek Odalan 'nca kenlın çarpık
yapılaşması ıçındekı kaçak yapıla$ma ora-
nı yüzde 55 olarak gösterilırken, Izmir
Büyükşehir Belediyesı Numarataj ve Ha-
rıta Müdürlüğü'ne göre bu oran genel ya-
pılaşma içinde yüzde 70'likbölümü oluş-
turuvor.
Buca Belediye Baskanı Cemil Şebov.
ilçedekı yapılaşmanın üçte ıkisının gece-
kondulardan oluştuğunu söyleyerek, **i-
maraffi"nın mafyaya yarayacağını \ urgu-
ladı. Şeboy. Buca'daki gecekondulann sa-
hıplennin Alsancak. Hatay ve Bornova'da
oturan spekulatörler olduguna dıkkat çe-
kerek. "Sapfamalanmıza göre 1994 imar
afftndan bu yana Buca'da 6 bin kadar ge-
cekondu yapılmıştır" dedı
Borno\a Beledıye Başkanı Prof Dr. Ay-
sel Bayraktar, "imaraffı"nın "kentierini-
dam fermanı" olacağını öne sürerek Bor-
nova"nın gecekondudan arındmlmış ör-
nek ılçelerden biri olduğunu söyledi.
Bayraktar, Altındağ. Çamdibi, Pınarba-
şı ve Işıkkenfteki gecekondu bölgelerin-
de imar çalışmalannın tamamlandığmı.
bır bölümünün de yıkıldığını söyledı.
Izmir'ın yeni belde beledıyelennden
Sarnıç Beledıye Başkanı İsnıail Acar ve
Harmandalı Beledıye Başkanı MetinOk-
tay. merkeze yakın yerleşim bırımlennın
imar planlannın bır an önce tamamlan-
ması gerektjğıne dikkat çektıler.
Harmandalı Beledıye Ba>kanı .Vfetın
Oktay, Türkıyede ımaraffına karşı çıkan
çoğu politikacıyı cıddi bulmadığını belır-
terek. "gerçek anlamda imar affına karşı
çıkan tek belediye başkanı benim. Sınıria-
İzmir meslek odalan kentin çarpık yapılaşmaya teslim olduğunu ve kaçak >apılaşmanın yüzde 55'tere vardığını açıkJadı.
nm içerisinde 55 tane gecekondu var. On-
lann da imar çaltşmalan tamamlandT de-
dı
Sarnıç Beledıye Başkanı Isrnail Acar
ıse 1994 yılında göreve geldiğinde 4 bin
ruhsatsız yapıyı da birlıkte teslim aldığı-
rıı belırterek, "İmar çaJışmalannıızı ta-
mamladık. Ivgulamaya kademeli olarak
başladık ve kaçak vapıîaşmaya da izin ver-
miyonız" dıye konuştu.
Güzelbahçe Beledıye Başkan Yardım-
cısı Leveat Tahtakesen, "imar affi"nı ve
gecekonduyu "belediyecüiğuı kamburu"
olarak nıteleyerek. çözümün planlı kent-
leşmeden geçtiğını söyledı.
Tahtakesen. Güzelbahçe'de halen 94
gecekondu bulunduğunu. bu sayının 95
olmayacağını savladı. Prof. Dr. Cezmi
Sevgı nın "kenrieşme sürecinde İzmir v*
gecekondular" araştırmasında Güzelbah-
çe"de 1986 yılında 1650; Narlıdere'de ise
2060 gecekondunun olduğu saptamasına
yer venlıyor.
Ege Ünıversıtesı Edebiyat Fakültesi
Coğrafya Anabılim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Sevgı'nın 1986yılında IzmırBü-
y ükşehir bütününü kapsayan araştırması-
nın sonuçlan, Balçova ve Bornova merkez
ılçenın dışında kalan alanlarda gecekon-
dula^manınyoğunolduğu sonuçlarını ve-
nyor.
Verilere göre; tzmir Büyükşehır gene-
lındekı 797 milyon 75 bin k'ışi 158 bin 80~?
gecekondudan oluşan sağlıksız konutlar-
da bannıyor. Nüfusun 1 milyon 96 bin 645
kışilık bölünıü de sayılan 228 bin 744olan
kentsel konutlarda yaşam sürüyor.
Konak ılçesine bağlı Gültepe nüfusu-
nun yüzde 81.67'sı, Buca'nm yüzde 64'ü
ve Yeşılyurt'un da yüzde 61.22'si gece-
kondularda yaşıyor.
Buna karşılık, gecekondulu olmayan
nüfusun Balçova bölgesinde yüzde 99,
Narlıdere Bölgesinde de yüzde 65.40'hk
kesımi oluşturduğu gözleniyor.
Karşıyaka ilçesindekı Bayraklı bölgesi
nüfusunun yüzde 82.24'ü gecekondular-
dabannırken.ilçemerkezi veÇıgli'de ge-
cekondulu olmayam nüfusun oranlan
yüzde 61 olarak saptanıyor. Bornova'da
Altındağ bölgesi dışındaki yerleşmelenn
tümü, gecekondulan banndırmayan özel-
liğiyle dikkat çekiyor.
Bornova'nın Altmdağ bölgesi nüfusu-
nun yüzde 98"ı gecekonduda yaşarken, ıl-
çe merkezi. lijikkent v e Pınarbaşı gibi yö-
reler yüzde 98'in üzenne çıkan oranlarda
gecekondulu olmayan nüfusu banndın-
yor.
Izmir Büyükşehir genelinde gecekon-
dulann ılçe ve semtlere göre dağılımı ise
söyle:
Konak (merkez) 59 bin 615. Gültepe
10 bin 777 ve Yeşilyurt 7 bin 220. Buca.
19 bin 691, Gaziemir 1855. Güzelbahçe
1650 ve Narlıdere 2060
Karşıyaka ilçe merkezınde 23 bin 586
gecekondu bulunurken. bu sayılar Bav-
raklfda 14 bin 431, Çiglfde 3 bin 878 ola-
rak belırleniyor.
Araştırmaya göre, Bornova ılçe merke-
zınde gecekondu saytsı 336. Altındağ"da
(7 mahalle) 9 bin 928 ve Çamdıbfnde (4
mahalle) 3 bin 780 gecekondu bulunuyor.
Işıkkent ve Pınarbaşı'nda ıse bu sayı sıfır.
Araştırma sonuçlan ıtıbariyle. Izmır
anakent nüfusunun yüzde 44.7'sı gece-
kondularda, yüzde 55.28"ı de kentsel ko-
nutlarda yaşıyor.
Venler. Türkiye'de gecekondularda ya-
şayan aile büyüklüklennı de oransal ola-
rak tanımlıyor:
Bu oranlar. tstanbul'da gecekonduda
yaşayan aıle büyüklüğünü yüzde 4.71.
Ankara'da yüzde 5.50. Izmir'de vüzde
4.87 ve Anadolu köv lennde de yüzde 7.2
olarak gösterıyor.
Bursa
Qvangate
olayı
Bl'RSA (Cumhurivet) -
Bursa'ya bağlı Orhangazi ıl-
çesinın ANAP'lı Beledıye
Başkanı TurgutÜnlü'nün. Ya-
lovalı müteahhıt Orhan Basa-
lak tarafından ayağından \u-
rulması olayının boyutlan bü-
yiiyor.
Başkanı yaralayan Basa-
lak'ın, Orhangazfde yaptığı
1050 konutluk Or-Kent Sıte-
sı'nın 700konutunuzamanın-
dan önce teslim ettısı ıçın
ANAP Genel Başkanf\iesut
Vılmaz tarafından plaketle
ödüllendirildığı ortaya çıktı.
Basalak'ın. yaraladığı On-
lü'ye. Gemlık Büşükkumla
Iğdealtı mevkıınde 6 vılla
y aptığı v e bu vıllaların 30 mıl-
yarlıraya satı^a konulduğuda
belırlendı. V'ıllalann satış ışle-
rının. Ünlü'nün basın danış-
manı Halil Temel'ın 'part-ti-
me" çalıştığı Karar Nlatba-
ası'na ait telefonla yürütüldü-
gü belırlendı.
Karar Matbaasf ntn bir sü-
redır Orhangazi Beledıve-
sı'nin baskı ışlennı yaptığı da
öğrenıldı.
Yalovalı müteahhıt Orhan
Basalakın. ortaya çıkıpgaze-
tecılere. ".\lacağım vardı.400
bin nıark elden verdim. Ken-
disine yaptığını 6 \illanuı pa-
ra$ınıalanıadım"demesı üze-
nne ünlü. müteahhıt tarafın-
dan v urulduğunu doğrulamak
zorunda kalmıştı.
İmar affı tartışması
Gecekondu
sorunu
çözülmeliANKARA (AA) - Gecekondulara iliş-
kin "imar affı" tartışmalan sürerken. bü-
yükşehir starüsüne sahıp beledıyelenn
başkanlan da. bu konudaki görûşlerini
açıkladılar.
Başkanlar, bır taraftan gecekondulann
şehırctlık açısından oiumsuzluguna ve af-
fingetirecegi yeni sorunlara dikkati çeker-
ken, bır taraftan da, varolan gecekondu
probleminin çözülmesi gerektiğini belırt-
tiler. Bazı belediye başkaniart da. bu ko-
nuda bir affa kesınlikle karşı olduklannı
ve böyle bir durumda, karara karşı çıka-
caklannı söylediler. Belediye başkanlan-
nm imaraffina ilişkingörüşleri şöyle: An-
kara Bü> ükşehir Belediye Başkanı Melih
Gökçek: Yeni gecekondu yapımına kesın-
likle karşıyım. Ancak eski gecekondu sa-
hiplerine başlanm sokacak biryergöster-
mek beledıyenın görevidır.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başka-
nı CelalDoğan: Gecekondu affı halkın ge-
nsinde kalan yerel yönetımler ve merke-
zi idarenin, fiilı duruma oy kaygısıyla ta-
viz vermeleridir. Gecekonduaflan, şehır-
lerin geleceğini tehdit eden en büyük teh-
lıkedir. Sadece yapısal değil, sosyal. eko-
nomik ve külturel bazda sorunlann artma-
sına yo! açar.
İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı Se-
faSirmen; Hükümet yen; kaynak yaratma
arayışı içınde gecekondu ve kavak yapı-
laşmaya göz yumuyor. Hükümetin. gece-
kondu affı adı altında, hafifleterek kamu-
oyunu yanıltmaya yönelık görüşünü, kent-
lerimizde vergılenni ödeyerek yaşayan
halkımıza karşı bır haksızlık olarak gör-
mekteyız.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Ve-
kili Mustafa Kuşdil: Gecekondu affı kent-
sel bir suçtur. Adana Büyükşehır Beledi-
ye Başkanı Aytaç Durak: tmar Affı uygu-
lamasmdan hükümetin bekledıgi gelir el-
de edılemez. Bence oiayın çözümü bu-
günkü kaçak yapılann ve gecekondulann
bir vaka olarak gerçek olarak kabullen-
mek. bundan böyle yaptlacak olanların
belediyeler tarafından mutlaka ama mut-
laka yıkıimasını sağlamaktır.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Ahntet Bilgin: Şehırler köyleşıyor.
Köylerde bije insanlar, burunlannın dt-
binde yapılaşmaya izin vermiyor. Maale-
sef şehirlerin sahıbı yok.
: Uğur Mumcu cinayeti unutturulmaya çalışılıyor
ııııımz devekıışu'
Tank Akan. şeriatçı ve faşist güçlerin devleti kuşattığını söyledi.
VAŞARAKKAMİŞ
FİNİKE/ANTALVA - Cn-
lü sinema sanatçısı Tank
Akan bombalı bır suıkast so-
nucuöldürülengazetemızya-
zarı Uğur Mumcu cınayetınin
unutturulmava çalışıldığını
söyledi Akan. "Mumcu ci-
nayctinin aydınlatılması \o-
lunda ta>ir koymayan aydın-
lann, Atatürkçülüğü ve laik
cumhuriyeti savunmaya hak-
ları bile yoktur" dedi.
Finikc'de. Türkiye'deki ta-
rihi eser kaçakçılığıyla ılgilı
birbelgeselınyönetmenlığıni
ve sunuculuğunu yapan Tank
Akan.Cumhuri\et"e. Mumcu
cinayeti. tarihı eser kaçakçılı-
ği ve RP ile ilgili açıklamalar-
da bulundu.
Uğur Mumcu cinayetinin
devlet eliyle unutturulmaya
çalışıldığını. buna karşın ay-
dın kesimın gelışmelere se-
yirci kaldığını belırten ünlü
sinema oyuncustı Tarık Akan,
aydınlan "devekuşu"na ben-
zeterek şunlan söyledi.
"Bu ülkede Atatürk ilkele-
rini ve laik cumhurivetin en
önde gelen sav unmanı Uğur
Mumcu katledikli. Devleti ku-
şatan şeriatçı ve faşist güçler
oiayın üzerine sünger çekme
çabası içinde ve ne yazıktir ki.
avdınlarımızdan ses vok. Ov-
• CHP'nin de Uğur
Mumcu cinayetiyle
ilgili ciddi tavır
almadığını öne süren
Akan. "CHP'li
belediyeler Mumcu
anıtı açmak için
birbirleriyle yanş
halindeler, ancak
CHP'lilerTBMM'de
gereğini yapamadılar,
bir anlamda cinayetin
unutturulmasına çanak
tuttular7
" dedi.
sa avdınlar grubunun başını
çektiği bir e> lem cezaev lerin-
deki öliim oruçlannı sona er-
dirdi. Uğur Mumcu cinaveti-
nin tiim bo> utlarıv la a> dınla-
tılması konusunda avdınlan-
mız üzerlerine düşen görevi
vapmaktan kaçınıyorlar.
Mumcu cinayetinin aydınla-
tılması yolunda tavır koyma-
van aydınlann. Atatürkçülü-
ğü \e laik cumhuriyeti sav un-
ma>a hakları bile yoktur.
Çiinkii Uğur Mumcu'va ya-
pılan suikast, Atatürkçiilüğe
ve laik cumhurivete endeksli-
dir."
CHP'nin de Uğur Mumcu
cinayeti) le ilgili ciddi tav ıral-
madiĞını öne süren Akan.
"CHP'li belediyeler Mumcu
anıtı açmak için birbirleriy le
varış halindeler. ancak
CHP'lilerTBMM'de gereğini
vapamadılar. bir anlamda ci-
nayetin unuttunılmasına ça-
nak tuttular" dedı
Türkıve'dekı tarihı eser ka-
çakçılığının ınanılmazboyut-
iara ulaştığına dikkat çeken
ünlü sanatçı. devletın Anado-
lu yarımadasında Osman-
h'dan önce varolan medenı-
yeti görmezlıkten geldiğinı.
bu anlayışın sürmesı halinde
gelecek bır tarıhte Türkı-
ye'nınde tanınmıyacak hale
geleceğini söyledi. Akan. ta-
rihı eser kaçakçılığinın sona
erdirilmesi için ıvedilikle em-
nıyet teşkılatı içinde özel bı-
rimlerin oluşturulması gerek-
tiğini belirtti
Devleti kuşatan şenatçı ve
faşist güçlerin zaman içinde
demokrasiyi kullanarak ulu-
sal bağımsizlığı ve birey öz-
gürlüğünü yoketmeye yöne-
lık politikalar üreteceğinı de
anlatan Tank Akan. Refahyol
Hükümetinin Çek\ç Gücün
görev süresınin uzatılması
yolunda yaptıklan işbırlığı-
nin Refah Partısi"nm tabanın-
da oy kaybına neden olmıya-
cağına ışaretederek."RPseç-
meniyle biriikte takıyye yapıy-
or" dedı
ÖRÜŞl TEVFİK ÜNAYDIN
En sorumlusundan en az sorumlusuna kadar sı-
yaset adamlanmızca. sık sık "Turkıye'nın itıban-
nın çok yüksek olduğu" söylenır. Zaman zaman
da bu ifade "Türkıye çokgüçlüdür"şek\\ru alır. An-
cak saygınlık ve güç kişiler için olduğu gibi dev-
letler için de söylemekie degil, bunları olanaklı kı-
lan özellıklerle belirgınleşır. Önemli olan saygınlı-
ğımızı ve gücümüzü kendımızin değıl başkaları-
nın değerlendırmesidir.
Devletin saygınlığı için büyük ve güçlü olmak
şart değildir. Devletlerin küçüklüğune karşın say-
gın olanı, büyuklugüne karşın saygın olmayam
vardır.
Dünyada buna pek çok örnek gösterilebilir. Bu
konuda ülkemizi de örnek alabılıriz. Kurtuluş Sa-
vaşı'ndan bitkin çıkmış, yoksul ve gen bırakılmış
13.5 milyonluk nüfusuna. eskisine nazaran çok
ufalmış harap ülkesıne karşın, o zamankı Türkiye,
mirasını devraldığı Osmanlı'ya kıyasla çok daha
saygındı.
Saygınlığının nedeni. kuşkusuz Türk'ün onurlu
savaşı, davasının haklılığı, tutarlı tutumu, güveni-
lirliği, çağın değerlerinı algılayışı ve her şeyın öte-
sinde, Türk ulusunun bu özellıklenni değerlendi-
rebilen, başta Atatürk olmak üzere ciddi, her yö-
Ciddiyet ve Saygınlık
nüyle tutarlı, dürüst, onurlu yöneticilerimizin var-
lığı idi.
Cumhuriyetin ilk nesline mensup ve Dışişleri
Bakanlığı'nda 40 yıl görev yapmış bir kişi olarak
ülkemizin eskiye oranla çok daha güçlü durumu-
na karşın Atatürk ve Inönü döneminin zayıf, ama
onurlu Türkiye'sinin dünyada gördüğü saygınlı-
ğtn giderek zayıfladığına büyük üzüntüyfe tanık ot-
dum.
Bunun nedeni kuşkusuz sosyal düzenimızin
sağlıksız gelişmesi, siyaset hayatımızdaki olum-
suzluklar ve genel olarak saygınhğın temelinı oluş-
turan ciddi devlet gorüntüsünden uzaklaşmamız-
dır.
Şunu da belirtmek gerekir ki uluslann ve ülke-
lerin saygınlığı büyük ölçüde onları temsil eden-
lerin kişilikleriyle özdeşleşiyor.
Ne yazık ki cumhuriyetimizin başlangıç döne-
mı sonrasında ve özellıkle son yıllarda bu konu-
da pek de şanslı olduğumuz söylenemez.
Ülkelerin bıze yakınlıklanna göre değışerek ba-
zen hayretle, bazen üzüntüyle, bazen de memnu-
niyetle ızlendiği kuşkusuz. Ancak bütün bu olum-
suz gelışmelere karşın, Türk Dışişleri. ülkemizin çı-
karlannı onurlu bır şekilde savunan, geleneğı güç-
lü ve dış dünyada gerçekten takdir goren saygın
bir kuruluşumuzdur.
Son yıllarda iç siyasetimizın simgesi haline gel-
miş olan ve bırçok devlet. kuruluşunu etkıleyen
keyfi davranışlar, özellikle Özal döneminde dışiş-
lerine de bulaştınlmak istenmiş, bunda bir ölçü-
de başanlı olunmuş ve bakanhk bir hayli yıpratıl-
mıştır.
Dışişleri bünyesinde görülen son gelişmeler. bu
guzide kuruluşumuzun daha da yıpratılmasına y-
ol açabılecelğinı göstermektedir.
Basında çıkan haberlerden, dışişlerinde yapılan
atamalar nedenıyle büyük bır gaf olarak nitelen-
dirilebilecek bir uygulamaya gıdıldığı, bakanhğın
ve onun ötesmde ülkenin sagyınlığını zedeleyen,
devlet cıddiyetiyle bağdaşmayan bır duruma dü-
şüldüğü anlaşılmaktadır.
Uluslararası uygulamaya gore bır ulkede bir dı-
ğer ülke nezdınde buyukelçı atamadan önce, bü-
yükelçi için o ülkeden agreman -onay- ıstenir.
Gönderilecek temsilcı. gıdılen ülkede gönderı-
len devleti, dolayısıyla devlet başkanını temsil ed-
er. Son defa dışişlerinde yapılan uygulamada söz
konusu uluslararası kurallarına uyulmamış ve kı-
sa bir süre önce bu kurallara uygun bir şekilde ya-
pılmış olan büyükelçı atamalan bu defa değıştırıl-
mış, daha önce agremanı alınmış, hatta gıdeceği
ülkelerin Ankara'dakı buyükelçılerınin onurlanna
veda daveti düzenledığı bazı büyukelçilerımızın
yerieri değiştirilmış, daha da vahimı, atama deği-
şiklikleri kendisini yabancı ulkede temsil edecek
buyukelçiler ıçın cumhurbaşkanımızın onayı alın-
madan yapılmıştır. Bu atama yontemi, neresinden
bakılırsa bakılsın keyfi. yanlış, daha oncekı atama
yerieri değiştırılen bazı buyukelçiler için onur ku-
rucu, gidecekleri ülkeler bakımından en azından
yadırganıcı, Cumhurbaşkanımızı hıçesayan. ulke-
mizi küçük düşüren bir uygulamadır.
Saygınhğın temelı cıddiyettır. İç sıyasetımizde
egemen olan cıddıyetsızliği, hiç olmazsa Atatürk
Türkiye'sinin onurlu gorüntusünü dışarıda titizlik-
le korumaya çalışan dışişlerine bulaştırmayalım.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Kürt Çocuğunaİşkence!Fatoş Güney'e sordum:
- Turkıye'den kaçış olayından sonra burada bırçok
insana işkence filan yapıldı mı?
- Yok canım, ben zannetmıyorum; işkence fılan ya-
pılan? Hayır. Baskılar yapıldı, ama işkence? Haa, ta-
biı, dur bakayım... Kaçışmdan sonra değıl de ılk
1972'de tutuklandığı zaman çevresındekilere, ınsan-
lara... Örnek verebılirım, Güney Fılm Şirketi'nın kapı-
cısı, bir Kürt, çok fedakâr bır adam, yanında. Öylesi-
ne büyük işkence görmüştu kı geldığı zaman tanıya-
madık! Konuşamıyordu, dılı şişmiştı. Dilınden elektrik
bağlamışlar, vucudu yara bere içındeydı, yan felçliy-
di. Geldı, "Neredeydin" dedik, dedı kı: "Böyle böyle..
Işte ben şu kadar zamandır polisteydim ve bu halde
geliyorum!" Adamı gözümüzle gördük.
- Yılmaz Güney kaç yıl hapıs yattı?
- Dokuz buçuk yıl!
- Kaç yılından kaç yılına?
- 1972'nın martından 1981 Eylülü'ne dek. Arada
1974 yılında Ecevit'in affıyıa doksan küsur günlük bir
süre dışarıda kaldı.
- O zaman da o olay oldu galıba?
- O zaman da ışte, "Arkadaş" fılmını çevırdıkten
sonra "Endişe" filmıni yapmak için gittığı Adana'da
Yumurtalık olayı oldu! O da üç aylık bir süredır dışarı-
da kalabildiği. Toplam 9.5 yıl. Daha da var, ondan ön-
ce de var, iki yıl. Bır buçuk yıl, Nevşehır Kapalı Ceza-
evı'nde, bırdergıde yazdığı öyküsünden otüru 22 ya-
şındayken aldığı bir "komünızm propagandası"ndan
cezası var. O zaman Nevşehır Cezaevı 'nde tutuklu ka-
lıyor, 6 ay da Konya 'da surgün. Konya 'nın içinde ka-
lıyor, birevde. Çeşıtli işleryapıyor. Hatta kimse ış ver-
miyor, "Bu komünisttir" diye. Boyle birtakım şeyler
var, o dönemde de. Onu da eklersek, 12yıla yaklaşan
bır cezaevı yaşantısı var.
- Fılmlerıne gelelim, filmleri kayıp diyoruz, yok dıyo-
ruz değıl mı?
- 704 tane fılm yok; zaten 104 tane filmden ortada
kalan 10-12 fılm! Onlarda bızım Turkıye'den aynlma-
dan once dışanya çıkardığımız, -canlarını kurtardığı-
mız dıyorum ben onlara- filmler. Bızden önce gonder-
dik. Türkıye 'den aynlmadan once gönderdik. Çunkü
böyle bır olasılığı duşunuyordu Yılmaz, yanı çıktıktan
sonra arkasından filmlerin toplattınlıp yakılacağını, yok
edlleceğını duşündüğü ıçın şırketımize aıt olan ve ken-
disının yaptığı bellıbaşlı onemlı fılmlerden 10 kadarı-
nı yurtdışına çıkardık. Şımdi onlar hâlâ yurtdışında la-
boratuvarlarda; ben onları hıçbır zaman Türkıye 'ye
döndürmeyeceğım. Çünkü, Türkıye 'nın daha ne ola-
cağı hıç belli değil. Onlar orada. Gende kalan/arın
hepsı toplattırılıyor, işte...
- Dışarıdakı on kadar filmin adları ne?
- Seyıt Han, Aç Kurtlar, Umut'tan başlayarak yani
1968 yılından başlayarak yaptığı bellıbaşlı önemli film-
ler: Ağıt, BirGün Mutlaka, Endişe, Arkadaş, Sürü, Za-
vallılar...
- Onların bir kısmı Türkiye'ye geldi mi?
- Hayır! Onlann negatıflen Avrupa 'dakı laboratuvar-
larda, ama kopyalan var.
- Dökümü var mı? Neler onlar örneğin?
- Onlar ılk döneme aıt filmler, fakat çok önemli yö-
netmenlehn filmleri vararalannda; AtrtYılmaz'ın, Lüt-
fü Akad'/n çok önemli filmleri, Yılmaz'ın başrolü oy-
nadığı filmler...
Örneğin, bir "Hudutların Kanunu", bir "Kızılırmak",
"Karakoyun", "Alageyik" yani çok önemli filmler var
aralannda. Vebunlar, Türkiye sinema tarıhının bır mi-
rası. Yanı, bunlar bır sanatçının çocukları, üstelık bir
ulkenın tarıhinin kültür mirası ve ne yazık ki bunun he-
sabını ne kımse sorabildı, ne kimse verebıldı. Böyle
bir sorumluluk örneği.
Çok araştırdık Mustafa abi, çok. Ben KültürBakan-
lığı'na bızzat başvurdum, arşivlerine baktılar, sıkıyöne-
tımın o zamanki mercıilehne gıdildı, oralardan sorul-
du, savcılıklar, şunlar bunlar yok. "Biz bilmıyoruz" dı-
yorlar, "yok" diyorlar. Şirketler de mağdur oldu. Yani,
bugün Yılmaz Güney'ın filmleri oynuyor, ama ne oy-
nuyor? TV'de o eski filmleri oynuyor, fakat onlar eski-
miş kopyalar. Orada burada kalmış, sonradan topar-
lanmış; o fılmlerin negatifleh olmadığı için zamanla o
filmler de aşınacaklar, bozulacaklar ve yok olup, ölüp
gidecekler. Çünkü yaşayan, filmin negatıfi. Negatıfol-
madığı için bır süre sonra bunların hepsı ölüme mah-
küm. Bizim de problemımız var; bizım elimızdeki film-
ler de artık çok eskımış filmler aralannda, negatıfler
çok eskıdı. 1968 yılından filmler var. Orneğın, Avru-
pa'dakı laboratuvarlarda, fakat o denlı eskimiş kı ne-
gatıfler, onarıma gereksinımlen var ve bunlar için on
mılyargıbı bırparagerekıyor. Bırara FikriSağlarcto-
nemınde, Kültür Bakanlığı bır mıktaryardım yaptı. Bız
bununla ıkı tane filmin onanmını yapabıldık. Fakat ge-
riye daha 6- 7 taneyeniden onanlması gereken film var.
Işte yayımcılıkla varlığımızı sürduruyoruz. Işte 11 ta-
ne kıtap bastık. Bunlar Yılmaz Güney'ın senaryoları,
öyküleri, romanları. Esas belkemiğını yayımcılık teşkil
ediyor. Çünkü, filmleri gösteremıyoruz, Türk sinema-
sının içinde bulunduğu durumdan ötüru zaten... Fa-
kat sevındırıcı olan şu ki yeni kuşaklarda büyük bır //-
gı var Yılmaz Güney'e karşı, keşfetmek ıstiyor; "Nere-
de görebilinz?" "Nasıl görebılırız Yılmaz Güney filmle-
rini" diye. Sürekli soran gençler var. Sinema üzenne
tez hazırlayan gençler var. Yılmaz Güney'e hâlâ çok
yoğun bir ilgi var...
BULMACA SEDAT\AŞAU\
1 2 3 4SOLDANSAGA:
1/Yunan mıtolojı-
sınde. her seferın-
de venıden aşağı-
ya yuvarlanan bır
kayavı iterek da-
öıntepesıneçıkar-
makla cezalandı-
rılmış kahraman.
II Tropıkal Afrı-
ka'da yetı^en ve
odunudoğramacı-
lıkta kullanılan bır
ağaç... Sına Yarı-
madası'nda bir
çöl. 3/ Demıryo-
lu .. Bıtkılerde gaz alışve-
rışıne yaravan aralıklar. 4/
Irmak kıyılarındakı çı-
menlık .. Bır renk. 5/ Sar-
ma teknığıyle yapılan bır 3
tür ışleme. 6/ Pozısyon... 4
Satrançta özel bır hareket.
7/Yığıt... Kursun borulann
ağzını açmakta kullanılan
ucu sıvrı takoz... Boru se-
M. 8/Anadolu Seiçuklula-
rın üsluplaştırdıklan dola- „
sık süsleme . Yurdumuz-
da bır göl. 9 / " — ıle yola gelmeyenı etmelı tekdır Tekdır
ıle uslanmavanın hakkı kötektır" (Zıva Paşa).. Bır tenıbıh
sözü.
Yl KARIDAN AŞAĞIYA:
I/Osmanlı dev letınde seferde cephe komutanlığı yapan \e-
zırlere venlen san. 11 L'yarı... Mevkı. makam. 3/ Heıap uz-
manı... Eski dılde tüy. kıl 4/ Iterbıv um elementının sımge-
sı . Eski Mısır ınancında olülerranmı. 5/Kımı topcnunla-
rında oy unculardan bınnın topu başkasına geçırmesi... Göz-
lerı gönneyen. 6/ Hayvanlarda semızlık.. Tellür elementı-
nın sımgesi. 7/Toplu vadatunstık gezıler ıçın vapılmiş bü-
vuk otobüs.. Berılyum elementının simgesi 8/Gumüş.. II-
kel toplumlarda topluluğun kendısınden türedığı sanılarak
kutsal savılan hayvan. bıtkı ya da nesne. 9/Japonlara özgü
intihar bıçımı.