01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE 14 KULTUR Adalet Ağaoğlu, 'yayakaldırımlarındaotomobillerdolaşırken' başına gelene şaşırmıyor 'Bıı kazayı garipsenriyorum' LEYLATAVŞ4NOĞLL Yazar Adalet \ğaoğlu, yı llardır her sa- bah yaptığı gıbı o uğursuz >abah 'Ja Sa- nyeride, kıyı boyunda yümyüşeçıkmış- tı. O araba geldı. ona yürüyiişü sırasın- daçarpı\erdı. -\dalet Ağaoğlu. konıa ha- linde hastanev e Laldınldı Bev in tra\ ma- sı geçiriyordu. kaburga kcmikleri kırıl- mış. bacaklannda korkunç yaralar ol- muştu. Biraralık va^nıından umudu kestıler. Ama o yaşamdjn vazgeçmedı ve Şişlı Etfal Hastanesı'nde.günlerceyoğunba- kımda kaldıkıan sonra geçen pazartesı günü Ortopedı >.e Travmatoloji Klıııi- ği'nde özel odasına çıktı. Şimdı bıraz halsiz. ama hıç durmadan konuşma ıste- ğıyle dolu. sol elinin üzerınde serum iğ- nesi. vatıyor. Her şeyle. dı^arıda olup biten bütüıı yeniliklerle ilgılı. Eşi Halim Bey,dostla- n başının ucundan bıran olsun ayrılmı- yorlar. Diin sabah. "Adalet Ağaoğlu \o- ğun bakımdan çıkmış. Odasında seni bekliyor~dedıklerındebuyük bırmutlii- luk duvdum. Hastanedeki odasından içeri gırdığın de \ üziinde halsiz birgülürmemey Ie h: şını benden yana çe\irdi. Önce bım uyumak istediğıni söylüyordu. Ama soı radan konuşma isteği baskın çıktı. Onu yormak istemiyor. ama merak ıçinde sormadan da duramıyordum. "Kaza nasıl oldu? Hatırlıyor nıusunuz?" Hayır. hıçbir <e> hatırlamıyordu. Ara- banın nasıl çarptığmı anlayamamıştı. "Ama bu kazanın başıma gelmesini ga- ripsemiyorum. Ya>a kaldınmlannda on- ca otomobil dolaşırken böy Ie bir kazanın olmasına şaşıracak ne \ar?~ Her an,herkesin başına gelebilir Sonra birden altı ay önceki birolay ak- lınageliyor Başlıyoranlatmaya: "Kazadan altı ay önceydi. Halım'le Sanyer'den Kireçburnu'na doğru yürü- yorduk. Yol trafikten kilıtli Biz kaldı- nmda>ız. Bır de baktım kaldınmın üs- tünde bır otomobil gidivor. Lüks mü lüks. İçindede 26-27yaşında ikidelikan- Iı. Ben bunu görünce hemen arabanın önünc fırladım. Hemen arabadan inip. •çekil önümüzden' dedıler. Ben bağır- dım. 'Hayır ben vayayım. Burası yavala- nn > ürünıesi için yapılmış. Hemen şim- di arabanızı kaldırımdan indirecek, öbüıieri gibi siz de frafikte sıranızı bek- Jeyeceksiniz.' Delıkanlılar. 'çekil önümüzden'. filan diyorlar. Halirn de kulağıma eğılnıi* fı- TT^azayla ilgili hiçbir şey anımsamıyor / y Adalet Hanım. Ama bu kazanın başına -£. X. gelmesini de garipsemiyor: "Yaya kaldırımlarmda onca otomobil dolaşırken böyle bir kazanın olmasına şaşıracak ne var? ... Ben çok şey yaşadım. Başınıza ne zaman neyin geleceğini bilmiyorsunuz. Milli takım bir futbol maçı kazansa, arabanın bana çarptığı yolda tabancasını kapan havaya ateş ediyor. Aynı şey İstanbuPun başka yerlerinde de oluyor. O sırada kimin vurulacağı belli değil ki. Belki bana, belki size bir kurşun isabet edebilir. Bunu sadece ben yaşamıyorum. İstanbuPda herkes yaşıyor." Adalet Ağaoğlu ka/adaıı beri duğru düriist uvuyamıyor. her tarafı ağnyor. Ama yine de her şe> Ie, dışarda olup biten bü- tün yenilikkrle ilgiJL Eşi Halim Bey.dostian baş ucundan bir an olsun aynlmıyoıiar.(Fotograffar:DEY RİM BARAN) sı Idıyor.' Bak. ben yaşlıy ını. Bunlar sana birşe> vaparlarsa benonlarla başaçıka- mam. Beni korumak k,in bunlann önün- den çekil.' Ben diretıy'orum. onlar dıretiyor. Bir- den ne oldu biliyor musunuz? Trafikte öylece bekleşen arabalardan bir alkış vükseldi, sormayın. Oradan iki bey de 'An. keşke herkes sizin gibi olsa. Ozaman bunlargihileri bi/im hakkımı/ı > iyemez- ler' dediler. Delikanlılar baktılar kı olmuyor. ara- balarını kaldınmdan aşağı indırdiler. Trafik konvoyunun ucunun oldugu taa Kefeliköy'e kadargeri döndüler. Ben de ağzım kulaklarımda Halim'e döndüm, •NasıL, başanlıyor muymuş?' Ama ne oldu biliyor musunuz? Ertesi hafta ben evde çalışırken Halim geldi. GüJmekten katılıyor. 'Senin arabalılar >ine >aya kaldınma çıkmışlar' diye ha- ber verdi." Ankara'dan Istanbul'a taşınmasını. Sanyer"de geçirdiği 15 yılını anımsıyor. gözleri dalarak. "Sanyer'de. caddede yok>ul çoeuklar beklerler. Telli Baba"ya adak adamaya giden otomobillerin yollarını kesip para alırlar. Kaç kere bu arabalann o çocuk- lann bazılannı nasıl lıavaya uçurdukla- nnı gördüm. Bır de yine caddeden koşa- rak geçıp yazın kendılerini Sarıyer'in o pis denızine atarlar. Caddeden geçen ara- baların bunlara çarpmaları işten bile de- Her seterinde nnidahalc etmeye çalı- şınm. Oradaki adanılar hırsla •Sus. mo- ruk karı. Daha ileri gidcrst'iı seni de de- nize atanz. Bunlar senin çocuklann mı? Sana da ne oluyor?' diye dıklenırler. O bakımdan bu başıma gelen kaza bana hiç garip gelmivor." Istanbul'unyozlasması. insanlannçir- kinliği onu kalırediyor Üstelik artık ne zaman nesın bas.ına geleceğini tahmin etmemey i de ögrenmiş. "Ben çok şey yaşadım. Başınıza ne zaman neyın geleceğini bilmiyorsunuz. Milli Takım bir futbol maçı kazansa. ara- banın bana çarptığı yolda tabancasını ka- pan havaya ateş ediyor. Aynı şey istan- bul'un başka yerlerinde de oluyor. O sı- rada kimın \ urulacağı belli değıl ki. Bel- ki bana. belki size bir kurşun isabet ede- bilir. Bunu sadece ben yaşamıyorum. İs- tanbul'da herkes yaşıyor." Bir an önce iyileşmek istiyor Adalet Ağaoğlu. kaza olduğu sırada herhangi bir kitap üzerınde çalışıyor nıuydu? "Tabii. Hem de iki kitap üzerinde ça- lışıyordum. Bu kitaplar hep rüyalanma giriyorlar. Düşünebiliyor musunuz ya- rım kalmı^ iki kitabı? Beni tutukluyor- lar. 'ben buradayım' diye sürekli bana hatırlatıyorlar Kitapîardan birtanesinin konusu Bo- ğaz'a taşındıktan sonraki anılarım. O ki- tabı düşiinmemem mümkün mü° On beş yddır neler oldu... Neler gördüm. güze- lim yerler nasıl tarümar edıldı... Oturduğum mahallede çok güzel in- sanlar da \ar. Birkaç tane, ama olsun. Kültürsever, kitapsever insanlar. Ama galiba onlar benim kadar ısyankâr değil. Hani anne baba genç çocuklanna ne der? 'l'ğraşma, sen düzeltecek değilsin ya bu diinyayı." Öy Ie işte..." Birden düşünceleri Cumartesi Anne- leri'nde toplanıyor. Içini çekiyor: "O anneleri de düşünüyorum. Cumar- tesi günlerı oraya gidip bekleşen. itilip kakılan anneleri. Isterbeğenın ister be- ğenmeyin. ama o çoeuklar onların ço- cuklan. O adamlarbana. 'Sana ne,senin çocuklann mı' diyorlardı. İşte, görsünler. Bunlar o kadınların çoeuklar). "Anne bu. çocuğu dövülmesin. kötü muamele görmesin istiyor. Aldığı cevap. "sana ne.' Bu türadamlar orada anneleri hep sopalayacaklar. Yazık..." Sözün burasında Halim Bey araya gi- riyor. ~Adalet, artık çok yoruldun. \eter. Biraz u> u.~ Ama uyuyamıyor kı. Kazadan ben dogru dürüst uyuyamıyor. Her tarafı da ağrıyor. Bıran önce iyileşmeyi. çok sev- diği konserlere. sergilere, tiyatroya git- meyi nasıl istiyor, anlatılmaz. Kadın sorunu, Devlet Tîyatrolan sahnesinde • Yeni sezonda 28 yerli 22 yabancı olmak üzere 50 oyunla izleyiciyle buluşacak olan Devlet Tiyatrolan. kadın sorunlarını repertuvanna aldı. Ankara Devlet Tiyatrosu'nun 50, Bursa ve İzmir Devlet tiyatrolarının 4O.yılları kutlanıyor. HLLVA hLAR\BAĞLI ~~ A.NK.\R\ - Ekim ay ında perdelerini açmaya hazırlanan De\let Tiyatrolan (DT), Istanbul Devlet Tiyatrosu. reper- tuannda. özel olarak kadın sorunlannı irdeİeyen oyunlara da yer \erdi. Filminin gösterime gırmesiyle eşcınsel olup olmadığı tanhçilenn yorumlarıyla tartışılan Osmanlı padi- şahı 4. Murad. ilk turo> unlan listesineahndı. Ankara Dev- let Tiyatrosu'nun (ADT) 50.. Bursa ve Izmır Devlet tiyat- rolannın 40. yıllannın nostalji rüzgârıyla kutlanması plan- landı. Nâzım Hikmet'ın "Kuvayı Nlillhe". Aziz Nesin"in oyun- larından uyarlanan "Azizname"* se> ırcınin beklentisi doğ- rultusunda tekrarlanah oy unlaroldu. Dev let Tivatrolan. ye- ni tiyatrosezonunda Ingilizyazar CharlesDickens'in "Oli- \erTwist~yapitmi İzniırDevletTiyatrosu'nda. GündüzBa- dak'ın "Sihirli Ka\al**eserinin de Adaııa Devlet Tiyatro- suııda sahnelenmesinı karara bağladı. Dev let Tiyatrolan Genel Müdürü Bozkurt Kuruç. 1996- 97 tiyatro sezoıuınun yerli ve yabancı yazarların en seçkin yapıtlanndan örneklerle açılacağını söy ledi. DT'nin Türk- çe'nin en doğru ve en iyi biçimde kullanılması ve aktanl- ınası yönünde bir işlevi bulunduğuna dıkkat çeken Kuruç. "Sanat ve estetik duvgusunu geTiştirmekie vükünılüyüz" dedi. •'Tiyatronun göre\i geleceğe kalıcı metinler bırakrnak- tır"diyen Kuruç. bu yıl kadın sorunlarını anlatan oyunlara özel yer verdiklerine dikkat çekti. Bedensel engelliler ve 65 yaşını dolduranlar için uygulamava konan ücretsiz iz- leme geleneğinııı sürdürüldüğünü kaydeden Kuruç, toplu indirim uygulamasındabazı değişiklikleryapıldığını bildir- di. Kuruç. maddi güçleri birbirinden farklı gruplann indi- rimden eşit vararlanmalannm önleneceğini belirterek. " Mali gücü yetersiz olanlar ile > üksek olanlar arasında den- genin sağlanması için toplu indirimlerin içindv özel fiyatlar uygulandı**dedi. 'Repertu>ar \elpazesi' Ankara, Istanbul. İzmir. Bursa. Adaııa, Trabzon ve Di- yarbakır yerleşik merkezlerinde 1996-97 vılı repertuvarı- nı belirleycn Dev let Tiv atrolan. Başkenfteki Bü> ük Tivat- ro"da perdesinı Turan Ofiazoğlu'nun yazdığı 4. Murad'la açacak. Ahmet KutsiTecer'in "Köşebaşı" Küçük Tiyatro. Ali V ürükün "Türkmen Düğünü" Altındağ Tiyatrosu. Ba- şarSabuncunun "KışGelmeden" MahırCanova Sahnesi. Zeynep A\cı'nın "GJgamış" Şinasi Sahnesi. ErgunSavın "\atan ^'ahut Namık Kemal" oyunu da Oda Tiyatrosu'nda sergilenecek. Kadın sorunlannı irdeİeyen oyun'ları repertu- vanna alan İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda Robert Tho- masın "Sekiz Kadın"". Arthur Sliller'ın "Orkestra". Da- rio Fo'nun "Kadınlardan Konuşalun". Roberta Cossa'nın "Babaannem 100 \'aşında" ve Tank Buğra'nın "Ayakta Durmak İstiyorum" oyunları sahnelenecek. Memet Bay- dur'un "Kam\on"oyunu ile bırhkte.~Gi\dirîci" \e "May- mun Da^ası" adlı oyunlar bu sezonda da sahnelenecek. 40.yılını kutlayan Izmir Dev let Tiyatrosu ilk turda iiç ye- ni oyunayerverdı. NecatiCumah'nın "Gömü". DinçerSü- merjn "Memuroğlumemur" ve Erdoğan Aytekin'ın "Şey- tanÖrümceği"" adlı vapıtlan Izmirde >ergilenecek. Bursa Dev let Tiv atrosu MüjdatGezen'in "Hamlet Efen- di". Haşmet Zeybek'in "Düğün >a da Da\ul*". ^aşar Se>- man'ın "HüznünCoşkusu". Aleksi Arbuzo\ "un "Eski Lsul Komedya" adlı yapıtlarını. TrabzoH Dev let Tiyatrosu Hal- dun Taner'iıı "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı". Dıyarba- kır Devlet Tiyatrosu da Garvia I.orca'nm "Kanlı Düğün" adlı oyunlannı sahneleyecek. Özel girişimciler, günümüzde sanatın ve sanatçının en büyük destekleyicisi "'"" Medici ailesinin geleneği sürüyor Kültür Servisi - Günümüzde »anatın ılerleyebilmesi, sanat- çının kendısini geliştirebilme- si maddi destek olmaksızın gerçekleşemıyor. Bu gerçeği gören pek çok sanatsever ku- rum ve kuruluş tarafından ge- liştirilen sponsorluk kavramı kuşkusuz çok büyük önenı ta- şıyor. Ülkemizdede son yıllar- da sanata destek olan kuruluş- lann sayısı giderek artıyor. ku- rumsal sponsorluklar yaygın- laştınlmaya çalışılıyor. Sanata yapılanyatınmın.estetikbılın- ci gelişmiş bir toplumun olu- şumuna lıızmet ettığı dü^ünü- lürse. spon^orluğun yerleşik bir nitelik kazanması giderek bir zorunluluk halinegeliyor. Sanata vc sanatçıva verdiği önemle bilinen ünlü Medici ai- lesini örnek alan günümüzün pek çok varlıklı sanat dostu ara- sında ilk dıkkati çeken Alman- lann çukulata kralı olarak bıli- Sanata \e sanatçıva verdiği önemle bilinen ünlü Medici ailesini örnek alan ııen Peter Ludwig. Ludvvig in günümüzün pek çok varlıklı sanat dostu arasında ilk dikkati çeken Almanlarınçuku- ılgınç bırözellıgı var; ünlü ışa- j a f a ^,^1,0 |ard fc bilinen. A\rupa'nınen önemli koleksiyoncusuolarakgösterilen Pe- damı dunyanın en genı, resım t e r Lud>»ig'in en bü>ük amacrakıp giden zamana unutulmaz bir iz bırakmak." koleksıvonlanndan bırının sa- lıibi \e bu muazzam koleksiyona veni yapıtlar ekleyebilnıek için bı- kıp usanmadan bütiin diiny ayı dola- şıyor. Çin'den Küba'ya dek gezmediği yer kalmay an Ludvv ig: Gilles Fuchs. Charles Saatchi. DakisJoannousgı- bı işadamlan arasında Av rupa'nın en önemli koleksiyoncusu olarak gösteriliyor. \'edi defa fahri dokto- raünvanınadeğergörülen Ludvvig. aynı zamanda profesörlük unvanını da aldı. Resme büyük bir tutkuyla bağlanan ünlü işadamının adını ta- şıyan vakıf heryıl genç vetenekleri Almany ay a getirerek eğıtim amaç- lı kurslar düzenlıyor. burslar veri- yor. En büyük amacının 'akıpgiden zamana unutulmaz bir u bıraknıak1 olduğunu söyleyen LudvMg'ın te- mel dü^üncesi sanatın. kar^ılığında prestij ve güç getiren bir yatırım ol- duğu. Özel gınşimın sanatın en bü- yük destekleyicİM olduğunu savu- nan Ludvvig'e göre bir .sanatçının karıyerinin gelişiminde varlıklı işa- damlan na önemli görev lerdüşüyor. \'unanlı armatör Dakis Joanno- us'un i>.e sanata bakiş açisı. \\eni olan hersey il0nçtir' mantığına da- yanıyor. Joannous'un koleksiyonu- nun en belirgin özelliğı pop-por- nografiye gösterdiği özel ılgi. Des- tek olduğu sanatçıları Atina'ya ça- ğıran Joannous. onlan her vıl eğ- lenceli bir Yunanıstan yolculuğuna çıkanyor. Ingıliz işadamı Saatchiise büyük sergi ve şovları ziyaret et- nıekle yetinmeyip. öğrenci sergile- nne ve atölye çalişmalanna da özei bir ilgi gösteriyor. Sanatçı Damien Hirst'in dey i^iy Ie Saatchi % görmor. seviyor\esatın alıyor". Son yıllarda Tate Galerisi'ne yaptığı vüksek miktarlardaki bağışlarla dikkat çe- ken Saatchi'ye göre ise koleksiyon- cu olmak bıryetenek meselesi filan değil. Yaptığı işingururduyacak bir tarafı olmadığını söy leyen işadamı, -Asıl gurur du> ması gerekenler sa- natçılar'diyor: "Çünkü onlaryara- h>or." Fransa'nın önde gelen par- füni üreticilerinden Nina Ric- ci'nin sahibi Gilles Fuchs'un >anatçılara yönelik desteği ise daha ticari boyutlarda sey redi- yor. Fuchs. mağazalannın vit- nn düzenlemelerini çeşıtli sa- natçılara yaptınrarak sanata kucak açarken patronluğu da ihmal etmiyor. "Mağazalanm birer sanat galerisi olmasa da sanatçılann \ itrinleri birer sa- nat eserine dönüştürmesi ba- na büyük hevecan \eriyor"di- yor Fuchs. Julian Schnabel, Francesco Clemente, Jean- Michel Basquiat gibi soy ut ça- lışaıı sanatçılara sağladığı maddi destekle dikkat çeken Fuchs. koleksivonculuğu şöy- le tanımlıyor: "Koleksivoncu- luk çok kişisel bir iştir. Sanatla tutkulu bir ilişkiye girmektir." Sıcilyalı girişitnci Antonio Prestinin sanata yönelik ilgi- sı ise belki de sözü edilen bü- tüıı bu işadamfan arasında en çarpıcı niteliğe sahip. Sanatın bılinçleyakındaıı ilişkili oldu- ğunu savunan Prestı, ^anatı Sicil- ya'nın kanayan yarası olan mafya örgiitlerinekarşı birdirenışaracı ol- duğunu savunuyor. "Sanatnilineini harekete geçirerek. mafya benzeri kokuşmuşörgütterin kurduğu düze- ne karşı çıkmak" ilkesiyle hareket eden Presti aynı zamanda. Perti- neo'da düzenlenen 'anti-malya fes- ttvali'nin en büyük destekleyicile- rinden birı. Son zamatılarda sanat- saletkınlıkleri içerenbüyükreklam kampanyalan hazırlayan Presti, ha- zırladığı manıfestoda "Bizkr kül- türe destek olurken. birilerinin pis- liğe sponsorluk etmelerine karşı- \ım"dıvor. Tîna Turner Istanbul^a geliyor Kültür Sen isi- Pepsi'niıı sponsorluğımda organize edilen 'Pepsı Non Stop Müzik Festıvalf kapsamında yer alan Tina Turner vc Burak Kut stat konserleri. 19 ve 20 eylülde İstanbul Fenerbahçe Stadfnda yapılacak. Konuyla ilgili olarak düzenlenen basın toplantısına organizatör Ahmet San, Pepsi Marketting miidürü Ahmet Damgacıoğlu ve pop şarkıcısı Burak Kut katıldı. Halen devanı etınekte olan 'NMIdest Dreanıs in concert "96' adlı turnesi kapsamında. programın yoğunluğuna rağıneıı İstanbul'a gelmeyi kabul eden Turner'ın vereceği konserin kendileri için çok önemli olduğunu belirten Ahmet San. bu konserle Pepsi Non Stop Müzik Festivali'nin de İstanbul ayağını tamamlamış olacaklannı bildirdı. Ispanya'daki Barsclona ve Lizbon konserleri arasında İstanbul konscrini gerçekleştırecek olan Turner. 19 eylül akşamı Bartelona'daıı İstanbul'a iiç uçuş için kıralanan özel THY uçağı ile gelecek. 20 eylül ııüııü konser sonrası Lizbon'a dönecek Turner, oradan da vine THY ile Milano'ya gidecek. Beraberinıİe 70 kişi ve 30 tır teknik malzeme ile gelecek ünlü şarkıcı. Hyatt Regencv otelinde konaklayacak 19 eylül sabahına kadar tamamlanması planlanan ses ve ışık tesisatı. Burak Kut konserinde de kullanılacak. Böylelikle Burak Kut ilk stat konserini özel birtesisatla gerçekleştırmi^ olacak. Şımdive kadar verilen Grammy ödülleri içinde üç dalda (pop. rock ve R and B) aynı anda ödül alma başansını gösteren Turner. daha önce iki kez stat konseri vermeyeceğini açıklamıştı. On gün kadar önce YVembley "de 200 bın kişinin izlediği konserden 4 milyon dolar gelir sağlayan Turner. İstanbul konserınden tüm giderler dahil yaklaşık 1.6 milyon dolar alacak. Cuma günü satışa sunulacak konser bılet fiyaılan ise 19 Eylül Burak Kut konseri için 500 - 750 bın lira. 20 Ey lül Tina Turner konseri için I - 2 ve 3 milyon lira olarak belirlenmiş. Biletler AKM ve Vakkorama gişelerinden temin edilebılir. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE Bir Ağaç Öyküsü Kadıköy Bahariye'deki "Kuzu Kestanesi Sokağı"n\ bilmem bilir misiniz? Kadıköy'ün tipik sokaklarından biridir. Pek bir özelliği yoktur. İlk girdiğınizde "Burası daha önceden ağaçlarla doluymuş" dedirtir size, is- tanbul'dakı birçok sokak gibi... Birkaç yıl önce tanıştım bu sokakla. Doğrusunu söy- lemek gerekirse, bu sokaktan pek hoşlanmadığımı açıklamalıyım. Ama bu, sokağın yapısından değil, be- nım dişçimin birkaç yıl önce bu sokağa taşınmasın- dan kaynaklanıyor. Diş doktorum. aynı zamanda mım sanatçısı da olan Sedat Küçükay, "Maraton" filminden sonra, seksen- lerin başında dişlerimle tanışmıştı. O zamanlar asıs- tandı, şimdi ise profesör Sizin anlayacağınız, dışlerimin Sedat'ın akademik kariyerinde önemli bir yeri var. Ne ben mazoşist duy- gulanma gem vurup ona gitmeden durabiliyorum; ne de Sedat sadist duygularına gem vurup ağzımın içi- ne bır şeyler sokmadan yapabiliyor. Neyse gelelim bu haftaki öykümüze; bu bir ağaç öy- kusü! • Kuzu Kestanesi Sokağı. adından da anlaşılacağı gi- bi, önceden kuzu kestanesi ağaçlarıyla doluymuş. Son yıllarda bır tek örnegi kafmıştı. Sokağın da adını aldığı bir tek kestane ağact. kocaman gövdesiyle so- kağı serinletiyordu. Bu satırlann kahramanı da, o ağacın önünden ge- çerek diş doktoruna gıdiyordu. Geçen hafta kahramanımız, mazoşist emellerini gerçekleştirmek için bu sokağa girdiğinde şaşırmış. Şaşırmış, çünkü sokakta nitelik ve nicelikçe bir degi- şiklikle karşılaşmış. Sokağın zeminindeki taşlar sö- küldüğünden, etraf toz toprak içindeymiş. Daha önceki aylarda istanbul'un sokaklanna, cad- delerıne alışık olduğundan "HABITATburaya geç gel- mış!" diyerek yolunadevam etmiş. Etmiş ama ortada yine bir gariplik vanmış. "Yoksa yanlış bir sokağa mı girdim" diyerek etraf- takı, kaybolmamak için önceden mim koyduğu yer- lere. binalara bakmış, hepsi yerli yerinde duruyormuş. Bır gariplik olduğunu anlamış, ama bu garipliğin ne- denini bulamamış. Zaten dişçı koltuğunun rahatlığını özlediğinden, pek üzerinde durmamış. Ne var ki gerçeği de bu koltuğa oturunca öğrenmış. Hep önünden geçtiğı kocaman kuzu kestanesi ağa- cı, yol yapımı nedeniyle kesilmiş... Kahramanımız artık. kendi acısını unutup, kesilen ' kuzu kestanesi ağacının. vahim sonuna üzülürolmuş. ' Üzülmemek elde mi? Yolun yapımını üstlenen müteahhıt, ağacm kurudu- ğuna karar vererek kaşla göz arasında koca ağacı kestirivermiş. Bizdekı müteahhitlerın, zıraat fakültele- rinden mezun olduklannı da zaten dünya âlem bilir! Belediyeden ses çıkmamış. ilgilenen de yokmuş. Mahalle sakinleri çok uzülmüş; ama içlerinde bınsi, or- . tadakalan ağacı. 'Ben bunuyakanm" diyerek sahip- lenmış. Sonra da bahçesınde küçük parçalara ayır- maya koyulmuş. Kimı duyarlı mahallelıler, bunlann arasında sözü ge- çen diş doktoru da varmış -bir diş doktoru nasıl du- yarlı olabiliyorsa!-, belediyeye şikâyet etmişler, duru- mu bildirmişler. "Adam kendı kafasına göre kestı, siz de sesinizı çı- karmadınız, barı sokağa bır iki ağaç diksin!" demiş- ler. T Kim bilir belki dilekçelerine, başvurulanna bir yanrt alabilirler. Alabilirler mi? • Ne hıkmetse doğanın yeşilinden korkar ulusumu- zun üyelerının çoğu. Özellikle de betonu çok sever. Boğaz'ı, istanbul'un güzelım yerlerıni, deniz kıyıla- nnı ağaçtan kurtarıp betonlaştırmadık mı? Türkiye'nın güneyine, kuzeyine, tatıl beldelerıne beton siteler ya- parak, "doğaya uygun" yenı bir mimari üslup yarat- madık mı? Sonuçta, sözünü ettiğimiz sokakta kuzu kestanesi ağacı kalmadı. Böylece sokağın adının da bir anlamı yok. Artık Kadıköy Belediyesi -bilmem, belki de bü- yükşehir- bu sokağın adını değıştinp bir büyük insa- ntmızın adını verebilir. Edinburgh'da Robert Lepage'nin oyunu iptal edildi E D I N B L R G H (Cumhuriyet)- 50. yılını kutlayan Edinburgh Festi- vali'nde iki oyun iptal edil- di. Festival açılmadan he- men önce 'The Seven Sac- rament of Nicholas Pous- sin' adlı oyunun kaldırıldı- ğı açıklanmıştı. Dün ise 50.yıl kutlama- lannın ağır toplanndan bi- ri olan Robert Lepage'ın 'Elsinore' adlı oyunu tek- nik nedenlerle programda çıkanldı. satılan tüm bilet- ler iade edildi. Bu sorunun gösterininyapılacağı tiyat- ronun teknik vetersizliğin- den değıl. Kanadalı sanat- çının böv lesı önemli biret- kınlikteyenı bir teknik sis- tem deneme arzusundan kaynaklandığı söyleniyor. Bir haftalık prova süresin- ce hıç bır aksaklık çıkarî- mayan yeni sistemin. gös- terinin ilk günü perdenin açılmasına birkaç saat ka- la onanlmaz biçimde kırıl- ması ve ikinci gün de tamir edilememesı üzerine festi- val yönetimi 17 ağustosa dek tüm biletleri satılmış olan oyunu derhal prog- ramdan kaldırma kararını açıkladı. Böylelikie avnı günlerde bir başka tiyatro- yu dolduran Robert Wil- son'Orlando' ile rakipsiz kaldı. 'Pir Sultan Abdal' için karar günü Kültür Servisi- İlk ola- rak 1968 yılında sergilen- meyebaşlanan ErolToy'un 'Pir Sultan Abdal' adlı oyunu, 1990 temnuızun- dan bu yana yasaklarla bo- ğuşuyor. 4 Ağustos Pazar günü. Açıklıava Tiyatro- su'nda sergi lenmesı bekle- nen oyunun bıldirinıi 29 Temmuz tarihinde yapıl- mış. ancak 2 Ağustos Cu- ma günü ABTyöneticisi Gülderen Göker. saat l4:30'da adlıyeye çağnla- rak. yasaklama karannı te- bellüöederetmez. gözaltı- na alınmıştı. Erol Toy'un yaptığı açıklamayagöre. ti- yatronun. İdare Mahkeme- si'ne başv urarak yürütme- yi durdurma girişimleri ve Pir Sultan Abdal'ın ızlevı- cıvle buluşması bu şekılde engellendi. 5 Ağustos Pa- zartesi aünü. karann iptali ve yasaya aykırı yasağın doğurduğu zararın sorum- lularca karşılanması anıa- cıyla yargıya başvuran Erol Toyv e ABT oyuncula- rı, daha sonra 13-14-15 ağustos günleri için sağla- nan tahsis nedeniyle 9 Ağustos günü yeniden bıl- dınmde bulundular. Bu bildirime .13 Ağus- tos gecesi saat 21:00'de. bir engelleme bildirimiyle karşılık verilmesi sonucıın- da. ErolToy ve ABToyun- culan. yürütmenin durdu- rulması amacıyla bugün Idare Mahkemesi'ne ba^- vuruyorlar. Toy. karann büyük bır olasılıkla bugün içinde ahnacağını belirte- rek. olumlu karar alınması halinde tiyatroseverleri bu akşam saat 21 UO'de Açık- hava'da buluşmaya çağırı-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle