Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2O TEMMIJZ 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
RTÜK'ten yeni
cezalar
• ANKAR* <AA) - Radyo
ve Televizyon Jst Kurulu
(RTÜKl İ7haziranda ana
haber biilten nde RP ve
DYP arasındiki hükûmet
kurnıa çalışnıa.an ve
kurulacak hiJaımerin
icraatlanna i ışkin
yayınında yarın ilkesini
tekrar ihlal etıği
gerekçesıy le Kanal Dye 8
agustos perşembe günü bir
gün süreyle yayın durdurma
cezası verdi. LJst Kurul.
düzeltme ve cevap hakkının
kullanılmasıra ilişkin yargı
kararlannı usulüne göre
yerine geîirmedigi
gerekçesiyle Flash TV'ye
iki gün yayrndurdurma.
Diyarbakır'daki Can
RTVye de uyan cezası
verdi.
47 kilo eroin ele
geçti
İstanbul Haber Servisi -
Kadıköy'de düzenlenen
uyiüjturucu operasyonunda
iki kışi. 47 kilo 250 gram
eroin ve bir tabancayla
yakalandı. Narkotik Şube
Müdürlüğü'nce yapılan
açıklamava göre. bir
istihbaratı değerlendiren
polisler Nevzat Seyitoğlu
ile alıcı gibı randev ulaşarak
Seyitoğlu ve arkadaşı Basri
Özdogan'ı Carrefour
alışveriş merkezınde 16 kilo
eroinle suçüstü yakaladı.
Ki^ilerin sorgulanmalan
sonucu Seyitoğlu'nun
Kartal'daki e\inde yapılan
aramada 31 kilo 250 gram
eroin ve birruhsatsız
tabanea ele geçirildi.
Erbakan'a soru
yağmuru
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ANAP Genel
Ba.şkan Yardımcısı Yaşar
Okuyan, hükümeti soru
yağmuruna turtu. Başbakan
ve çeşitli bakanlar
tarafından yanıtlanmak
üzere 15 ayn sözlü soru
önergesi veren Okuyan,
Başbakan Necmettin
Erbakan'a. Suriye ve fran"a,
Dışışlen Bakanlığı'nın
bilgısı dişında heyet
göndenp göndermedigini
sordu. Okuyan, Erbakan'a
aynca "Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti'nın basılması.
gazctecilerin
tartaklanmasıyla ilgili
sorumlular hakkında ne gibi
i^lem yapılmıştır" dıye
d
Çillep ülkesini
feda ediyor'
• A.NKARA (Cumhurhet
Bürosu)-CHP Genel
Sekreter Yardımcısı Hay dar
Oymak. Türkiye'nin yeni
hükümetle birlikte anti-laik
bir kadrolaşma sorunuyla
karşı karşıya kaldığına
dikkat çekerek. ""Sayın
Tansu Çiller. yolsuzluklar
batağıtıdan çıkmak için
partisini \e ülkesini feda
ediyor" dedi. CHP Genel
Sekreter Yardımcısı Oymak.
dün düzenlediğı basın
toplantı>ında. bakanlıklarda
laik. çağdaş ve Atatürkçü
kadrolara büyiik baskı
uygulandıgını. çoğunun da
görevden alındığını
kaydetti.
RP'nin kuruluş
yıldönümü
• ANKARA (Cumhumet
Biirosu)- RP'nin 13.
kunıluş yıldönümü
kutlamalannda medya
hedef alındı. Başbakan
Necmettin Erbakan'ın da
katıldıgı kutlamalarda.
İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan ile Ankara
Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek.
medyanın olayîan
saptırdığını öne sürdü.
Erdoğan ve Gökçek'in.
medyaya yönelik
suçlanıalanna bazı
izleyıcilerin "katil medya"
sloganlanyla katılmalan
dikkat çekti.
BakiPköy'de
göstepi
• İstanbul Haber Servisi -
Cezaev lerinde süren açlık
grev ı ve ölüm oruçlanna
destek amacıyla Bakırköy
Özgürlük Meydanı'nda
gösteri düzenleyen tutuklu
aileleri gözaltına alındı.
Saat 13.00 sıralannda
meydanda toplanan aileler.
"Evlatlanmızı
katlettirmeyeceğiz".
"Eskışehir tabutluğu
kaldınsın" yazılı önlüklerle
gösteri yaptılar. Polisin daha
sonra bir kişiyi gözaltına
almak istemesi üzerine
göstericiler topluca bir
otobıi.se bindiler. Polis daha
sonra göstericilerin içinde
bulunduğu otobüsü emniyet
niüdürügüne eötürdü.
Çevre Bakanlığı'nda nükleer santral tartışmasına 18 sivil toplum örgütü katıldı
4
Uçak santraldan daha tehtikelTANK\RA (Cumhuriyet Biirosu) -
Çevre Bakanı RP'lı Ziyaettin Tokar.
uçağın nükleer santralden daha tehli-
keli olduğunu savunurken. Karadeniz
Teknik Üniversitesi Mezunlan Daya-
nışma Derneği (KTÜMDD) Başkanı
Nevzat Ergin Kumandaş. "Nükleer
enerjiyi reddedenin Türklüğünden
şüphe ederim *" dedi.
Dünya Dostlan Dernegı üyesi Nes-
rin Tîmur ise. ABD ve Almanya'da
1970'li yıllardan beri nükleer santral
yapılmadığını vurgulayarak, "Avru-
pa'nın arka bahçesi olmak istemiyo-
ruz" diye konuşru.
Çevre Bakanlığı'nda nükleer sant-
rallan destekleyen 18 sivil toplum ör-
gütünün katılımıyla bir toplantı dü-
zenlendi. Aralarında Vfilli Gençlik
V'akfı. Islam llimleri Araştırma ve
Yayma Vakfi üyelerinin de katıldığı
toplantıda, "ülkenin nükleer santral-
lar kurulmadan ileriye gidemeyeceği"
savunuldu. Bakanlığın davet etmedi-
ği nükleer karşıtı çevrecilerin "kaçak"
olarak katıldığı toplantıda sert tartış-
malar oldu.
Çevre Bakanı Ziyaettin Tokar, uça-
ğın nükleer santraldan daha tehlikeli
olduğunu belirterek. "Uçağın gaz tri-
bünk'rini çalıştıran 5 motor var. Bun-
lardan birinin bozulması halinde uçak
düşebilir. L'çaktaki ölümriski.nükler
santraldan daha fazla. ABD'nin Tür-
kiye'de konuşlandırdığı uçakiann al-
çaktan uçuşlan, çe\ reye bü> ük zarar
vermektedir. Biz buna da karşıyız" di-
ye konuştu.
Tokar. erozyonun yüksek olduğu.
toprağın geri kazanımınui mümkün
olmadığı yerlerde nükleer santral ya-
pılabileceğini kaydederek. bu konuda
Çevre Etki Degerlendirme raporlan-
nın esas alınacağını söyledı. Gelişmiş
ülkelerdeki nükleer santrallann kılıf
geçirilmiş ve sızıntıya karşı korunmuş
olarak yapıldığını belirten Tokar,
"Gırtlak kanseri olan birine nükleer
fıbba gitme derseniz, onun sağhğıyla
oynamış olursunuz. Stratejik bir nok-
tada bulunan Türkiye. nükleer savun-
ma sanayiine de geçmelidir" dedi. To-
kar. Alman Çevre Koruma ve Nükle-
er Güvenlik Bakanı'nın da nükleer
santralları desteklediğini söyledi.
Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fa-
kültesi öğretim üyesi Prof.Dr.Sümer
Şahin, kömürün içinde bulunan uran-
yum ve toryuma işaret ederek, termik
santralların çevreye nükleer santral-
den daha fazla radyasyon yaydığını
öne sürdü.
Kömürün içinde uranyum ve tar-
yum bulunduğunu beliretn Şahin.
nükleer santrallann yainızca elektirik
üretimi için değil, ülkenin ileriye sıç-
raması için bir gereklilik olduğunu sa-
vundu. Dünyadaki 36 ülkenin nükle-
er santraldan enerji elde ettiğini beli-
ten Şahin,"EnbüyükçevrekirliMği, ge-
ri kalmışuk ve yoksulluktur"görüşünc
yer verdi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Me-
zunlan Dayanışam Vakfı Genel Baş-
kanı Nevzat Ergin Kumandaş. nükle-
er santrallan engellemek isteyenlerin
"Türklüğünden şüpheedilmesi gerek-
tiğini" savunarak, Türkiye'nin yaşa-
nacak bir ülke haline getirilmesi için
nükleer santrallann bir gereklilik ol-
duğunu öne sürdü.
Ankara Çevre ve Ekoloji Platformu
adına konuşan Dünya Dostlan Deme-
ği üyesi Nesrin Timur ise, toplantıya
"davetsiz olarak" katıldıklarını vur-
gulayarak, nükleer enerjiyi destekle-
yenlerin konuşmalarından duyduğu
üzüntüyü dile getirdi. Kumandaş'm
"Nükleer enerjiyi engelleyenlerin
Türklüğü'nden şüphe ederim~ sözle-
nne "Ç'ok ayıp ednorsun" diye yanıt
veren Timur, Isveç'in 5 ay önce yapı-
lan referandumla nükleer enerjiden
vazgeçtiğini anımsattı. Timur. ABD
ve Isveç'te 1970'li yıllardan bu yana
nükleer santral yapılmadığını belirte-
rek, "Eğer nükleer santral vapılırsa,
2010 \ ılına geldiğimizde bizden başka
nükleer santralı olan ülke olmayacak.
Avrupa'nın arka bahçesi olmak iste-
mhoruz" diye konuştu.
Timur, nükleer enerjiyi savunan 18
siv il toplum örgütünün Türkiye kamu-
oyunu temsil etmedigini belirterek,
^unlan söyledi:
"Nükleer Karşıtı Platform'da 148
örgüt yer aiıvor. Bu örgütler kadından
kö> lüsüne, biljm adamından balıkçısı-
na, işçisinden işadamına. öğrencisin-
den öğretim gört»\ lisine, mühendisin-
den doktoruna kadar tüm kesimleri
kapsamaktadır. Sadece ISSI'M'Itoplum
örgütünü arkasına alarak, çevre düş-
manlığına so> unan ÇevTe Bakanı'nın
bu tür şoNİarına sessiz kalmayacağız.
Çevre Bakanı 20 yıldır ülkemizde nük-
leer tehdide karşı duran yüzlerce sivil
toplum örgütünü ve > üzbinlerce \urt-
taşının haklı tepkilerini engelleyemeye-
cektir."
Medya "havuzu" gazeteciyi yuttu
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Çağdaş Gazeteciler Derneği
(ÇGD) bünyesinde. MustafaHoş
ve Seval Bozkurt'un yaptığı basın
sektörü araştırması, medyadaki
"haber havuzu" uygulamasının
gazetecilerin her alandaki hakla-
nnı ihlal ettiğini ortaya koydu.
Araştırmaya göre, Hürriyet Gaze-
tesi sahibi Aydın Doğan v e Sabah
Gazetesi sahibi DinçBilgin ın ço-
gunluğuna sahip oldukları pro-
mosyon gazeteierinde uygulanan
havuz sistemi. gazetecilerin hak-
lannı 1952 ve 1961'de çıkanlan
yasalann bile gerisine düşürdü.
ÇGD bünyesınde Ho% ve Boz-
kurt'un hazırladığı "Havuz Siste-
mi ve Hak İhlaUeri" başlıklı araş-
tırma, tek merkezde toplanan ha-
berlerle çok sayıda gazete çıkar-
ma uygulamasının, gazetecilerin
mesleki haklarını ihlal ettiğini or-
taya koydu.
Araştırmaya göre. havuz siste-
mi ve beraberinde getirdiği med-
yadaki tekelleşme, gazetenin say-
gınlığını sarsacak yavın yapması
halinde gazetecinin mesleki tepki
hakkını. istifa eden gazetecinin kı-
dem tazminatı. başka işte çalışa-
bilme. ücretin peşin ödenmesi ile
askeriik. yazdığı haber nedeniyle
cezaevine girmesi halinde hü-
kümlülük ve hamilelik süresince
ücret haklannı ortadan kaldınvor.
Yasada 3 ay olarak dûzenlenen
stajyerlik süresinin de gazete yö-
netimlerince ihlal edildiğinin vur-
gulandıgı araştırmada. örgütsüz-
lüfiün sömürüyü arttırdığı belir-
tildi.
Gazetecilerin işten atılma kor-
kusuylaihlaledilen haklannıara-
yamadıklannın kaydedildiği araş-
tırmada. basın sektöründe çalışan
veçalıştıranara.Mnda yapılansöz-
leşmelerde sönıürünün meşrulaş-
tınldığı ortaya kondu.
Havuzsisteminın gazetecilerin
parasal haklannın yanı sıra basın
ahlakını da ihlal ettigine dikkat
çekilen araştırmada, havuzdan ya-
rarlanan küçük \ e sansasyona da-
yalı gazetelerin hukuka ve kişılik
haklannaaykırı haberleryayımla-
dıklarına işaret edildi.
Araştırmada: "Aydın Doğan ve
üinç Bilgin'in bü> ük birçoğunlu-
ğuna sahip olduğu sansasyona da-
yalı promosyon gazetelerinin*1
pi-
yasaya çıkarıldıklarında çok dü-
şük olan fiyatlarının, daha sonra
promosyonun yarattığı bağımlılı-
ğa dayanılarak arttınldığı. ancak
gazetecilerin fiyat artışından ya-
rarlandınlmadığına da dikkat çe-
kildi. Finans kaynagı olarak aynı
patrona bağlı olan gazetelerin ay-
nı muhabirkadrosundan yararlan-
malanna havuz sistemi adı verili-
yor. Bu sisteme göre. büyük bir
gazeteye sahip olan ve bu basın
organı bünyesinde haber seksi-
yonlan oluşturan gazete yönetici-
leri. aynı muhabirlerden gelen ha-
ber ve fotoğraflan tek bir havuz-
da toplayarak, bazıdeğışikyönle-
nyle aynı basım merkezinde çı-
kan diğer yay ın organlarında kul-
lanıyorlar. Aynı gruptan pek çok
basın organının ortak merkezde
işlenen benzer haberleri vermesı
sonucu "tek sesJiJiği" de berabe-
rinde getiren bu uygulama, haber
topiama masrattannın asgariye
indirilmesi nedeniyle maliyeti u-
cuz tutulan küçük yavın organla-
nnın hızlaaçılıp kapanması sonu-
cunu doğuruyor.
Kazan'a
tepkiler
sürüyor
İSTANBLL/lZMİR(Cumhu-
riyet)-Adalet Bakanlığı'nın yar-
gıç ve savcı atamalanna ilişkin
taslağı şimdilik durdurulnıasına
karşm. olaya tepkiler sürüyor.
Atamalar "sivildarbe"olarak ni-
telendirilirken ertelemenin de
"uvırtmaca" olduğu savlandı.
fnsan haklan savunucusu Dr.
Alpaslan Bcrktav. Adalet Bakan-
lıgı'nın yargıç ve savcı atamala-
nyla ilgili çalışmalannı degerlen-
dirirken "Bu bir shil darbedir.
ErtelenmesL, uyutmacadır. Su
uvur, şeriatçı uyumaz. Göz yu-
mulması, laik cumhuriyetin sonu
olur. Bunun karşısında birieşme-
mekihanettir"dıye konuştu. De-
nizli Barosu da yargıdaki kadro-
laşma çalışmalannı yayımladığı
birbildiri ile kınadı.Baro Başka-
nı Av. Tuncer Yılmaz. yargının
siyasallaştınlmasına ve yargıya
olan güvenin sarsılmasına asla
izin verilmeyeceğini belirtti.
ANAP istanbul II Başkanı Er-
dal Aksoy yaptığı yazılı açıkla-
mada. şimdiye kadar örneğine
rastlanmamış bir operasyonla
savcı ve yargıçlann yerinin de-
ğiştirilmek istendiğmi savundu.
Araştırma Görev lileri Derneği
Başkan Yardımcısı UğurUruşak
tarafından yapılan yazılı açıkla-
mada da Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu'nun 7 asil üye-
den oluşması. başkanının Adalet
Bakanı olması ve kurul toplantı-
lannın Adalet Bakanhgı'nda ya-
pılmasının. hukuk devleti ilkesi
ile bağdaşmadığı vurgulandı.
istanbul Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirler Odası Başkanı
Yahya Kemal Ankan ise açıkla-
masında hâkim ve savcıların
atanmalanna ilişkin hazırlanan
kararnamenin özü itibanyladev-
letın intikam peşınde olması gı-
bi bir imajı besleyeceğini belirt-
ti.
Sıcaldarda hastcdıklara dikkatİstanbul Haber Servisi
- Sıcak ve nemli havanın
sıcak ve kuru havadan
daha tehlikeli olduğu be-
lirtildi. Uzmanlaraşırısı-
cakların özellikle yaşlı-
lar. kalp ve şeker hastala-
rı ile çocuklar üzerinde
zararlı etkileri olduğunu
vurgularken İTÜ Mete-
oroloji Mühendisligi Bö-
lümü yetkilileri sıcak ve
nemli havalarda insanla-
nn hissettikleri sıcaklı-
ğın. meteorolojide veri-
lenden daha fazla oldu-
ğuna dikkat çektiler. İs-
tanbul İl Sağlık Müdürü
Tolga Evren de aşın sı-
caklarda meyve ve seb-
zelerin yeterince yıkan-
madan tüketilmemesini
istedi.
İTÜ Meteoroloji Mü-
hendisligi Bölümü'nce
yapılan açıklamada. ka-
muoyuna termometreden
ölçü'len sıcaklık yerine
insanlann hissedeceği sı-
caklığın ve tehlikenın bil-
dirilmesi gerektiğini be-
lırtıldi. Yüksek sıcaklar-
la birlikte havadaki nem
oranının fazla olmasının
insanları bunaltıp bazı
sağlık problemlerine ne-
den olduğu belirtilen
açıklamada, "Örneğin.
meteorolojiden İsfan-
bu l'da bir gün sonraki gü-
nün en yüksek sıcakliğı-
nın 32 santigrat derece ve
saat 15.00 civ arında bağıl
nemin yüzde 70olursa in-
sanların hissedeceği sı-
caklık 41 santigrat dere-
ce olur" denildi. Açıkla- Lzmanlar. sıcaklann insanları bunaltıp sağlık problemine neden olacağını sövlediler.
mada ısı ile ilgili rahatsızlıklarve belirtilen de
şöyle açıklandı: "Güneş yanığı: .-Vşırı ve yan-
uş güneşlenme sonucu mevdana gelen güneş
yanıklaru derinin kendi kendine soğuma yete-
neğini önemii ölçüde za\ ıflatır. Deri kızarma-
SL acı, şişme, derinin su toplaması, kabarcık.
baş ağnsı gibi belirtilerin görüldüğü güneş ya-
nığında sabunla > ıkanmak gerekir.
Isı baygınlığı ve bayılma: Aşırı sıcağa alış-
kın olmayanlarda görülür.
Isı krampları: Kann kaslannda ve bacaklar-
da acılı adele kramplan ve aşın terlemeyle
kendini gösterir. Kranp giren adele üzerine ba-
sınç veya ağnyı gidermek için yumuşak bir
masaj uygulanması gerekir.
Isı bitkinliği. Baş dönmesi ve halsizlik. aşı-
n terleme. soğuk deri,
soluk ve nemli bir yüz
olarak kendini gösteren
rahatsızlıkta hasta serin
biryere taşınıp elbisele-
ri gevşetilmelı.
Isı çarpmaları: L'yu-
şukluk. şaşkınlık ve bi-
linç kaybı olabilir. Bu ki-
şilere acilen tıbbi tedavi
uygulanmalıdır."
"Bol bol sıvı
tüketin'
Bu arada. uzmanlar
aşın sıcaklarda özellikle
alkolden kaçınmak ge-
rektiğini vurguladılar.
Aşın sıcaklar sonucu or-
taya çıkan sıcak çarpma-
larının acil müdahale
edılmemesi sonucu ölü-
me yol açtığını belirten
uzmanlar. "Bu havalar-
da bol bol sıvı tüketin*"
dediler. Aşırı sıcakların
insan bedeni üzerinde.
alınan yıyeceklere bağlı
olarak da olumsuz etki-
leri görüldüğünü bıldi-
ren uzmanlar. yaz ayla-
nnda ölümcül olabilen
" ishal,dizanteri, tifo" gi-
bi hastalıklann ortaya
çıktısjına dikkat çektiler.
istanbul l| Sağlık Müdü-
rü Tolga Evren ise ısı ve
nemin artmasıyla birlik-
te mantar hastalıklannın
arttığını söyledi. Man-
tarlann ortak kullanılan
hav lu ve terlik gibi eşya-
larla çok kolay bulaştığı-
nı kaydeden Evren şöy-
le devam etti:
"Egzama gibi alerji
ka\ naklı deri hastaltkia-
Türk-iş 18 miiyon lirada ısrarlı
Asgari ücrete
işveren baskısı
AMC\RA (Cumhumet
Bürosu) - Asgari L'cret Ko-
nıisyonu'nun a.sgan ûcret ko
nusundaki çalışmalannı ta-
mamlama.sına kar^ın işvere-
nın ücretin belirlenmesinde
çekinceler ortaya koyarak.
bu ucretın belırlenmesini ge-
cıktirmek ıstediğı öğrenildi.
Çalısnıa ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Necati Çelrk. asgari
ücretin 24 temnıuz günü
.ıçıklanacağını bildirdi.
Turk-lş Genel Eğıtım Sek-
reten Satih Kılıç. Turk-lş'ın
araştırmasina göre 4 kışılık
bir aılenin aylık gıda harca-
masının lSmılvon lıra oldu-
ğunu belirterek. "Bu rakamı
yakaiav acağız. Hesapbelli ar-
tık"de'dı. Asıurı ! cret Ko-
miiyonu. dönemın"" toplan-
tısinı dün yaptı Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Çe-
lık'in. asgari ücretin agustos
ayında vüriirluğe gireceğını
açıklamasına karşın yürürîük
tarihınin toplantıda tanı>ma
konusu olduöu öürenıldı.
Komisyon, yeni ücret ra-
kamının belirlenmesini gele-
cek toplantıya bırakırken.
Devlet Istatistik Enstitü-
sü'nün (DfE) 1994 yılı gıda
harcaması anketlerini toplan-
tıya getirdiöı belinildi.
Çalışma ve Sosyal Gü\en-
hk Bakanlığı Müsteşan Ali
Toptaş. Türk-lş \e TlSK'in
hir a!t komisyon oluşturarak.
sosyal yardım zammı ödeyen
\e ödemeven işverlerini be-
lirlevıp. hazırladığı raporu
bırdahakı toplantıya sunma-
>ına kararverildığini söyledi.
Toplantıya katılan işveren
kesımının. asgari ücretin he-
meıı belırlenmesini. ancak
yılbaşından itibaren uygula-
mayj girmesini ıstedikleri
bildınldi. Komisyon toplan-
tısında. Hacettepe Cniversi-
tesinden ıstenen 3 bın 500
kalorilik beslenme kalıplan-
nı DİE'nin rakamlandıracagı
belirtilerek. buna göre asga-
ri ücretin belirleneceği bıldi-
rildi.
29 kişi yaşamını yitirdi
nnın sık görüldüğü yaz aylarında kanserv ka-
dar varan deri vanıklarına karşı çok dikkatli
olunnıalı. Kirli sularda denize girilmesi ve te-
mizolmayan su kay naklarından alınan su kay-
naklannın kullanılnıası sonucu Salmonella tü-
rü virüsler ağız yoluyla alınıyor. Bu ileri aşa-
mada Siroz'a neden olan Hepatit A'\a neden
olu\or."
Trafik canavarı
kaııa doyınuyor
\'urt Haberleri Servisi -
Yurdun çeşitli yerlerinde
meydana gelen trafik kaza-
larında 29 kişı yaşamını y i-
tirdi.
Kapikule'den fstünbul is-
tikametinegiden SaitÖren
yönetimindekı oıobüse.
Lüleburgaz'ın Evrensekız
Köv ü yakınlannda arkadan
çarpması sonucu takla atan
ve yanan Makedonya pla-
kalı otomobilde 5 kışi öldü.
Ölenlerden kimfikleri belır-
lenen dördünün adları şöy-
le:
Davut Arifovski. \asili
Mitev. Musa Ahmetof,
N pmata Apnodocka.
İzmıt'ten Kandıra yöııü-
ne sey retmekte olan Erdinç
Akkuş yönetimindekı mı-
nibü» ile kar^ı yönden gelen
Ferit Yüksel idaresindeki
otomobil İzmit çıkı.şındakı
Yeşılova mevkiinde çaıpış-
tı. Kazada. otomobilde bu-
lunan .Vlehmet Ö/kul. eşi
ZülfîyeÖzkul ile 7yaşında-
ki oğuliarı Murat öldü.
Bursa'nın Orhangazi ilçe-
sınde. Konya Cumhuriyet
Ba^savcı Yardımcısı Salih
Tırnaksız yönetımındeki
otomobil. Çeltikçı Kövü
yakınlannda şarampole yu-
varlandı. Kazada. Salih Tır-
naksız'ın kızı Gülru Tır-
naksız ile eşi YıldızTırnak-
sızöldü. Savcı Tırnaksız ile
kızı Ebru îse yaralandı.
Yurdun diğer yerlerinde
meydana geien kazalarda
vaşamını yitirenlerin adla-
rı da şöyle: Akşehir'de Ha-
san Çetinoğlu ile İsmail Al-
tunkara. Balıkesir'in Bal-
ya ilçesinde Ahmet Aygiil.
Gazıantepte Ali Çiçek,
Nevşehir'in Hacıbektaş il-
çesinde Halil İbrahim Erct-
han. Kars'ın Susuz ilçesin-
de Oktay Kavakkurt. Sam-
sun'da Esra Samur. İz-
mirde Ekrem İpek. Ho-
pa'da İshak l'stabaş. Kon-
ya'nın llgın ilçesinde Fat-
ma Kava. Muğla-Denizli
karayolunda Romanya uy-
ruklu Mihale Costanta ve
RuhiErkman, Milas'taSe-
lahattin Bilge. Kozanda Fa-
tih Yılan. Bartın'da Şazive
Hatipoğlu. K.Maraş'ta Ha-
eı Ali Yurttaer. Seferihi-
sar'dakimlıgi belirleneme-
yen 15 yaşlarındaki bir
genç. Bafra'da Bekir Ay-
doğdu. İstanbul Kara-
köv 'de Mehmet Keser.
Ö R U Ş Av. Dr. YÜCEL SA11VIAN
12 Eylül 1980 sonrası askerı ve sivil ikti-
darlann izledikleri polrtikalar ekonomıye soy-
gun ve vurgun düzenini, toplumsal yaşama
şiddeti getirdi. Yolsuzluk ve rüşvetin kol gez--
diği bu ortamda meşru yollardan en dogal
haklar elde edilemezken, fiilen genişletilen
yasaklar en temel demokratik haklannı kul-
lanmak isteyenlere sistemli bir şiddet uygu-
lanmasını olağan kıldı.
Böyle bir düzeni yaratanlar ve savunanlar
kaçınılmaz olarak bağımsız ve demokratik
yargı sistemini yok etmek isteyeceklerdir;
çünkü soygun, vurgun, yolsuzluk, rüşvet ve
şiddet bağımsız ve demokratik yargı ile çe-
lişir. Yargıyı bir kurum olarak ortadan kaldır-
mak olası değildir, ancak çökertilebilir: Yar-
gının iddia-savunma-hüküm unsurlarını
oluşturan savcı-avukat ve yargıcın bağım-
sızlığı, dokunulmazlığı ve özgürlüğünü yok
etmek bağımsız ve demokratik yargıyı çö-
kertmekle eş anlamlıdır.
12 Eylül 1980 askerı darbesi işte bu süre-
cin bir başlangıcı sayılabilir. 1982 Anayasa-
sı yargının güvencisini ve yürütme gücü kar-
şısındaki bağımsızlığını büyük ölçüde kal-
dırdı, yargıç ve savcılan sıyasi iktidara ba-
ğımlı hale getirdi: Yargıç ve savcılan mesle-
ğe alma, atama ve nakletme, yükseltme,
meslekten uzaklaştırma, disiplin cezaları
verme. kadroları dağıtma yetkileri başkanı
Adalet Bakanı olan "Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu'nun (HSYK) elinde olduğu
gibi, bakanın müsteşarı da kurulan doğal
Çökertilmek İstenen Yargı
üyesıdir. HSYK'nu oluşturan diğer üyeler
Yargıtay ve Danıştay'ın göstereceği adaylar
arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçi-
liyor. HSYK'nun ö^el bütçesi, sekreteryası
bulunmuyor, toplantılan Adalet Bakanlığı bi-
nasmda yapılıyor, işleri bakanlık memurlann-
cagörulüyor. Kurulunçalışmalan. görüşme-
ler gizlilik içinde yürütülüyor. Dahası. HSYK
kararlanna karşı yargı yolu kapalı tutulmuş.
Yargıç ve savcıların maaşlan düşük. gerekli
sosyal güvencelerden yoksunlar, haklannı
arayabilmek, seslerini duyurabilmek için ör-
gütlenemiyor, örneğin sendika kuramıyor-
lar. Anılan bu ve bunun gibi düzenlemeler
özetle yargının iddia ve hüküm unsurlannın
(savcı ve yargıçlar) siyasi iktidarlara önemii
ölçüde bağımlı hale getirildikleri anlamını ta-
şıyor. Yargı inançlı, dürüst ve yürekli yargıç
ve savcıların çabalanyla oranlı vartığmı sür-
dürüyor.
Kuşkusuz yargının en önemii unsuru "sa-
vunma"öır; çünkü halkına hakaramaözgür-
lüğü "savunma "da somutlaşır. anlam kaza-
nır. "Savunma"y\iseavukattemsileder. Sa-
vunmanın bulunmadığı ya da savunmayı
avukatın temsil etmediği yargılama, yargıç
ve savcılar güvence altında ve bağımsız ol-
salardahi adalet değildir. Bu nedenle kurum
olarak %
'savunma"ya ve onu temsil eden
avukata getirilen her sınırlama aslında hal-
km hak arama özgürlüğünü yok etmeye yö-
neliktir. 1982 Anayasası'nın yargı bölümün-
de "savunma" yer almıyor. Avukatlık Yasa-
sı avukatlık mesleğinin niteliğini ve işlevini
gereken biçimde tanımlamıyor. Üstelik sa-
vunmanın tek örgütü olan barolar, Adalet
Bakanı'nın vesayeti altına sokulmuş.
Aynı zamanda savunmanın temsilcisi olan
avukatlann da tek örgütü olan bu kuruma
üyelerinin mesleki gereksinimlerini. gelişme-
sini, dayanışmasını sağlayabilmeleri için ge-
reken temel olanaklar bilinçli olarak verilme-
miş. Avukatlığın olmazsa olmaz ilkeleri, ya-
ni avukatın bağımsızlığı, dokunulmazlığı ve
özgürlüğü ortadan kaldınlmaya çalışılmak-
ta. Mesleğe yeni atılan avukata salınan hak-
sız vergiler daha baştan onun özgürlüğünü
yok ediyor, gençleri bir işverene bağımlı ola-
rak çalışmaya zorluyor.
Bağımlı çalışan avukatın, özellikle kamu
kuruluşlanndaki uygulanış biçimiyle, davayı
ret hakkı, dosyası üzerinde bizzat karar ver-
me hakkı, ücret talep hakkı, sır saklama hak-
kı ortadan kaldtnlmış. Avukatın sosyal hak-
lan ve güvenceleri yok. Avukatın yapması
gereken işler başka mesleklere, örneğin no-
terlere, malı müşavirtere bırakılıyor. Avukat
kendisine verilen vekâletnameyi bile kendi
düzenleyemıyor. Buna karşılık, avukatlık Ya-
sası hükümlerine aykırı olduğu halde. siya-
si iktidariaryabancı "avukatlıkşirket/en"nın
açılmasını teşvik ediyor, bu şirketlere ınanıl-
maz ücretlerle iş gördüruyorlar. Yabancı avu-
katlık şirketleri ve çalışanları baronun dene-
timine tabi değiller, rekabet yasağı, reklam
yasağı onlar açısından işlemiyor. Bu şirket-
leri "savunma" hiç mi hiç ilgilendirmıyor;
"para kazanmak" dışında bir amaçları yok.
Avukat yargılama sürecinde de sınırladırıl-
mış, "savunma "yı gereğince temsil edebil-
mesi için gerekli kamu gücünden yoksun bı-
rakılmış. Avukat delillen bizzat toplayamı-
yor.
Avukat tanığa doğrudan doğruya soru
soramıyor, sözünü duruşma tutanağına an-
cak yargıcın izniyle bizzat yazdırabiliyor. Yar-
gıç svukatın sözünü kesebiliyor. avukatı du-
ruşmadan çıkartabiliyor. Avukat duruşma
için bazen koridoriannda saatlerce bekledi-
ği her türlü altyapıdan, teknolojiden ve do-
nanımdan yoksun, çoğu kiralık iş hanların-
daki adliyeye yabancılaşıyor. Avukathğa ka-
bul ve avukatlığın sona ermesi koşullarını;
mesleğin ifa biçimine ilişkin reklam yasağı-
nı; avukatlıkla bağdaşmayan işleri; avukat-
lann güçlerini, emeklerini, bilgilerinı, yete-
neklerini ve dayanışmalarını birleştirebıle-
cekleri kurumsallaşma modelini; birden faz-
la büro, birden fazla kentte faaliyet olanağı-
nr, haksız rekabeti: resmi-özel kişi, kurum ve
kuruluşların avukat karşısındaki yükümlü-
lüklerinı vb. mesleki faaliyetin bireyselliğini
koruyacak biçimde, avukatın bağımsızlığı,
dokunulmazlığı ve özgürlüğü temelınde dü-
zenleyen Avukatlık Yasası çıkartılmıyor. Avu-
kat tutuklu ya da hükümlü müvekkiliyle an-
cak tutukevi ya da cezaevi görevlilerinin de-
netiminde göruşebiliyor, cezaevlerine gıriş-
te üstü ve eşyası aranıyor. Avukatın bürosu
aranabiliyor, dosya ve belgelerine el konu-
labiliyor, sözlü ve yazılı savunması takibat
konusu yapılabiliyor. Avukatın can güvenli-
ği de yok.Görevini yapan avukat tehdit edi-
liyor, dövülüyor, yaralanıyor hatta öldürülü-
yor. Dahası yasal haklannı yasal yollardan
ararken gözaltına alınanlann haklannı sa-
vunmaya kalkan avukat da gözaltına alını-
yor, tartaklanıyor. Avukata şiddet uygulanı-
yor.
Ancak avukat yılmıyor. Adaleti gerçekleş-
tirme tutkusuyla yargılama faaliyetine hak
arama özgürlüğünün temsilcisi işleviyle katıl-
manın onurunu ve heyecanını taşıyan avukat
tüm baskı ve tehdıtlere göğüs gerıyor. Avu-
katlık mesleğinin tarihi avukatlann bağımsız
ve demokratik yargı ile halkın hak ve özgür-
lukleri uğrunda verdikleri mücadelelerin tari-
hıdir. İnançlı ve dırençü avukatlann gücüne
dayanan barolar bu mücadelede çökertilmek
istenen yargının-avukatın güvencesidir.