Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 1996 CUMARTESİ
12 DIZIYAZI
Komşuda başladı, komşuda bitti
Gİzli
Boru Hattı
Bozgu
• Başbakanlık Başkoordinatörü olarak
AlOC'ye gönderdiği faks mesajıyla,
"erkşn üretimde Supsa Limanı'na
Türkiye desteğini" bizzat kendisi
açıklayan Emre Gönensay, mart
ayında kurulan koalisyon hükümetinin
Dışişleri Bakanı olunca, "Supsa şart
değil" diyerek herkesi şaşırttı.
Gönensay, "Boru hatlarından sorumlu
değildim, 3 ay bu görevi yaptım"
diyordu.
Gönensay'ın kaçışı
Belgelerle
• ^ ^ ^ " • ski Başbakanlık Başkoordinatörü ve
m ' eskı Dışışlen Bakanı. DYP Istanbul
' L ^ Milletvekili Emre Gönensay, Hazar
M 7 perrol polıtikalannda yaşanan "yetki
m A kavgastkısır siyaset"çekişmelerinin
. - J L ^ ^ f oyunculan arasında yer almakla
Miçlanıvor. Türkiye'nın ınişli çıkışlı politikalan
sonucu Cevhan hattı ilen bir tanhe ertelenırken.
Başbakanlık Başkoordinatörü olarak 26 Ağustos
1995 tanhınde AlOC'ye gönderdiği faks mesajıyla.
Türkıye adına "erketı üretimde Supsa Limanı'na
Türkiye desteguıT bizzat kendısı açıklayan Emre
Gönensay. mart ay ında kurulan koalisyon
hükümetinin Dışışlen Bakanı olarak. "Supsa şart
değiT diyerek herkesi şaşırtacaktı!
BOTAŞ \e TPAOnun, devredışı bırakılmalanndan
•iorınnlu tuttuğu Gönensay. 6 Mayıs 1996'da Avnjpa
Bırlığı'nın (AB) savunma kolu olan Batı Avrupa
Bırliği'nin (BABl Ingiltere'dekı toplantısına gıderken.
"Petrol boru hatlan konusunda dışlanıyoruz. Bize
Enerji BakanlıgVndan hiçbir bilgi gelmiyor" diyordu.
Gönensay. mayis ayında Ekonomık işbiriığı
Örgütü'nün (ECO) zirve topiantısı içın gıttığı
rürkmenıstan'ın başkenti Aşkabad'da Cumhuriyet ıle
\ ;ıptığı sö\ le^ide de. "Boru hatlarından sorumlu
dcğilim. bu görevi 3 ay sürey le yaptım" diyerek,
M>rtmıhı]ugii üzerinden atmaya çalışacaktı. Gönensay.
Cumhuri>et'e yaptıgı açıklamada, erken üretim
petrolü içın pazarlıklann en yoğun olduğu dönemde
Dışişleri Bakanlığı'nın koordinasyon
eksıklığınden yakmması
üzerıne bu konuy la ilgilı
başkoordinatörlük
göre\ ıne atandığmı
süylüyor. Ancak
Gönensay 'ın. petrol boru
hatlan konu.->unda uzunca
bır süre koordınatörlük
göre\ ını sürdürmesine
karşın Cumhunyet'e
> aptiğı açıklamada ciddı
maddı hatalar yapması \e
kendı kendısıyle çelişkıye
düşmesı. düşündürücü.
"Benzer hatalar.
Türkiye'nin ulusal
çıkartannın hedef alındığı
ultıslararası göriişmelerde
kaç kez yineİendi?"
Minjsiınun yanıtını
bulnıak. bugünkü hayal
kınklığı dıkkate
alındığında. çokdazor
olnıasa gerek!
Gunensay'ın yazılı
açıklamasmdaki çeiişkiler ve maddi hatalan şöyle:
- Gönensay: " 1995 ydı başuıda. AlOCnin 1997 yılı
başlan itibany la birrniktarerken petrol üretip ihraç
edebileceği anlaşılmıştır."
üonensay "ın verdığı bu bılgiye karşın Azeri
petrollenııı işleteeek AIOC. daha 1994 yılında
Azerbaycan hükümeti ıle \ aptıgı \e "yüzyüm
anlaşması" olarak nitelendirilen anlaşma
çerçe\esınde ana üretim öncesi erken petrol üretimini
öngordü. Bu nokta anlaşma metninde çok açıkça
belırtiliyor.
- Gönensay: T C Enerji Bakanhğı 1993 yılında (Ersin
Farahalı'nın Enerjı Bakanhğı döneminde) AJOCile
Bakü-Cey han boru hattı ile ilgili bir protokol
imzalamıştır. Amaç 2000'li yıilarda Azerbaycan ve
daha sonra Kazakistan'dan çıkacak petrolün öncnıli
bir kısmının Cevhan'a akıtılması idi... 1995 yılı
başında Bakü-Ceyhan boru hatn ile ilgili olarak Enerji
Bakanlığımızın herhangi bir somut adımı veya
çalışnmı dahi olmadığından. bu erken petrolün hangi
gü/ergâh üzerinden ihraç edileeeği sorunu ortaya
çıkmıştı."
Gönensay. bu açıklaması ile > ine "konudan ya
habersiz ya da bilinçli bir şekÛde yanıltma \ öntemi"
i7İediği izlenimi \eriyor. Gönensay açıklamasının ilk
bölümünde Faralyalı döneminde Bakü-Ceyhan için
AIOC ile bir protokol imzalandığını belirttikten sonra
Enerji Bakanlığı'nın bu konuda somut bir adımı
bulunmadıeını söylüyor! Yine Faralyalı döneminde
BOTAS Genel Müdürü olan Mete Göknd
Cumhumet'e yaptığı açıklamada. 1993 yılı ve
Gönensay, "Supsa şart değil" diye-
rek herkesi şaşırttı..
öncesinde Bakü-Ceyhan için atılan somut adımlan
anlatırken, imzalanan anlaşmalann tarihlerini de
\eriyor.
- Gönensay: "Rusya erken petrolünün Novorossisk'e
akıtılmasını v<e bu amaçla bu güzergâhta >eni bir
altyapı inşa edilmesini savunurken, Dışişleri
Bakanlığımız Ocak 1995'te yaptığı bir teknik toplanü
sonucu Türkiye'nin erken petrol için Bakü-Supsa
güzergâhını sa> unmasımn uygun olacağı karanna
varmıştır. Amaç böylece Bakü-Ceyhan'ın bir
merhalesini oluşturmak ve Nmorossisk'in ana petrol
için de bir yol ounasını engdlenıek idi_ Söz konusu
teknik karar, 1995 Ocak ayuıın son günlerinde TC
başbakanı ve dışişleri bakanının da katıldığı yüksek
düzeyli bir siyasi toplantıda ülke politikası haline
getirilmiştir. Bu ülke politikasına uygun olarak. Enerji
Bakanlığunız 28 Şubat 1995 tarihinde Gürcistan ile
bir protokol imzalamıştır."
Gönensay. açıklamasının bu bölümünde. Türkiye'nin.
Ceyhan tezmi zayıflatıcı bir güzergâh olarak ortaya
çıkan Supsa'yı bir devlet politikası olarak
benimsediğini doğruluyor. Ancak Gönensay'ın.
Gürcistan ile Enerji \e Tabıi Kaynaklar Bakanhğı
arasında 28 Şubat 1995'te imzalandığını söylediğı
anlaşma. Supsa için değil. Boğazlar trafığınde
tehlikeyi azaltıcı nitelıkteki Batum Lımanı içın
imzalanmıştı!
- Gönensay: "1995 Haziran ayından itibaren Dışişleri
Bakanlığımıza erken petrolde Novorossisk yolunun
seçileceğine dair istihbarat gelmeye başlamıştır.
GeneÛikk bu işin iyi
koordine edilmediğinden
şikâyet eden Dışişleri
Bakanlığımız. meselenin
başbakan katında
koordine edilmesinin
uygun olacağmı ileri
sürmüş \e koordinatör
olarak Başbakan
Başmüşaviriiği görevini
yaparken. benim bu görevi
üstlenmem kabul
edilmiştir. Benim
koordinatör olarak
atanmam 4 Ağustos 1995
tarihinde gerçekleşmiş ve
seçimlere girmek için istifa
ettiğim 1 Kasım 1995
tarihine kadar 3 ay
sürnıüştür.
Koordinatörlüğüm
döneminde AlOC'nin
hükümetimiz politikasına
uygun olarak Bakü-Supsa
erken petrol güzergâhı
karannı alması yönünde
çaba gösterilmiştir~" Gönensay'ın. Dışişleri
Bakanlığf nın boru hatlan konusunun iyi koordine
edilmediğinden şikâyet ettiğini söylediği dönemde
BOTAŞ ve TPAO de\redışı bırakıİmaktan yakınıyor
ve bunu kamuoyuna da açıkça duyuruyorlardı.
Boru hatlan pazarlığının en somutJanıgı olan TPAO.
14 Mart 1996 tanhli bılgı notunun sonuç bölümünde
şöyle diyordu: "Vürtdışında görüşmelere katılan
heyetin her türlü gizli bilgiy i basına aktarmalan
Türkiye >e TPAO'nun prestij kaybına neden olmuştur.
Heyetin. bireyleri hedef alan (özellikle AIOC Başkanı
Terry Adams'ı) suçlamalan. Türkiye >e TPAO için
prestij kaybına neden olmuş. Bakü-Ceyhan hattını
çıkmaza sokmuştur."
ANAP Kocaeli Milletvekili Hayrettin Uzun. BOTAŞ
Genel Müdürlüğü sırasında, Gönensay'ın.
koordinatör olarak resmen atandığını bildirdiği
tarihten çok önce boru hatlanna baktığını. ancak bu
işi resmen üstlenmediğini eleştirerek, bir yetki
tartışması başlatmıştı. Yani kendi açıldamasının
tersine, Gönensay koordinatörlükgörevini fiilen 3
aydan çok daha uzun bir süre devam ettirmişti.
Dışişleri Bakanhğı koltuğunu henüz terk eden eski
"Başbakanlık Boru Hatlan Başkoordinatörü".
Türkiye'nin stratejik ve ekonomik çıkarlan açısından
yetkili kılındığı bu denli önemli bir konuda, birkaç
sayfa içinde defalarca çelişkiye düşüyor! Türkiye,
birkaç ay önce "zaferler" ilan ettiği boru hatlan
konusunda hayal kınklığına uğrarken, imzalanan
protokol ve anlaşmalan birbirine kanştıran eski
"Dışişleri Bakanı ve Boru Hatlan Başkoordinatörü*'.
hıç sorumluluk almıyor.
• Türkiye'nin, erken üretim petrolü için
Supsa tezini destekleyerek
Boğazları tehlikeye soktuğunu belirten
eski BOTAŞ Genel Müdürü Mete
Göknel, "Komşuda başlayıp komşuda
biten bir boru hattının ne derece
Türk tezi olduğunu anlayabilmek
mümkün değildir" diyordu. Göknel,
Enerji Bakanlığı'nı, boru hatlarını iç
politik hesaplar için kullanmakla
suçluyordu.
Mete Göknel'in itirazı
ransu Çiller'in başbakanlığında kurulan
DYP-SHP koalisyon hükümetinin
ardından yerine ANAP Kocaeli
Milletvekili Hayrettin l'zun'un
atanmasına kadar BOTAŞ Genel
Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu
Başkanlıgı görevini sürdüren Mete Göknel, Hazar
petrolleri konusunda izlenen politikalarla ilgili
görüşlerini Cumhuriyet'e anlattı. Göknel'in, "boru
hatlannın iç politika malzemesi olarak
kullanıldığım" söylediğı petrol politikalan ve
u\ gulamalan konusundakı görüşlen özetle şöyle:
BOTAŞ Genel Müdürlüğü görevıne atandığım Şubat
1992'de Hazar petrolleri konusunda herhangi bir
yazışma ve çalışma yoktu. Sadece. Türkmenistan
dogalgazı için zamanın Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın 1991 'de yaptığı yurtdişı gezisinde ortaya
atılmış. ancak herhangi bir girişimde bulunulmamış
Iran üzerinden geçen doğalgaz boru hattı projesi
vardı. Iran'ın mevcut siyasi konumu açısından
finansman bulma zorluğunu göz önüne alarak
alternatif rota çalışması yaptık. BOTAŞ'taki çalışma
arkadaşlarıma. Hazar Denızi. Azerbaycan-
Ermenistan rotasını (o tarihte Azerı-Ermeni savaşı
yoktu) inceleyip projeyı gelıştırmelerini söyledım.
Calışmalar sürerken Başbakan Süleyman Demirel'in
Orta Asya Türk devletlen gezisi gündeme gelince
BOTAŞ. Hazar petrolleriyle Hazar'ın doğusundaki
doğalgazın Türkiye ve uluslararası pazarîara
ulaştınlma projelerini oluşturdu. Büyük umutlarla
çıkılan Orta Asya
gezısı ıstenen
sonucu vermedi.
Ancak çok
yakınımızda
haberımiz olmadan
neler yapıldığını
öğrendik. Türk
işadamlannın,
Türkıye'yi dışlayan
Kazakistan-Tengız
sahası petrollerinı
Novorossisk
Limanı'na ındıren
Umman ve yabancı
petrol şirketlenne
ortak olduğu bır
projeydi bu. Kazak
petrollerini
Novorossisk'e
indirmeyi planlayan
CPC (Hazar
Petrolleri
Konsorsiyumu)
adına Umman Emirı
danışmanı ve
sekreteri. Bakü-Ceyhan rotasmdan vazgeçip
Novorossisk projesi için çalışmamızı önerdiler.
Türkiye den geçmeyen bir projede olmayacağımızı.
Boğazlann projede öngörülen kapasiteyi
kaldırmayacağını bildirdik.
Kurultayda Kazak sürprizi
29 Ekim 1992'de Ankara'da yapılan Türk Dev letlen
Bırincı Kurultayı'nda Kazakıstan Cumhurbaşkanı
Nazarbayev'ın sürprız çıkışı nedeniyle boru hatlan
proje ve çalışmalan istenen ağırhkta sonuç
anlaşması ve bildirisine girmedi. Sonunda Elçıbey
(eski Azerbaycan Cumhurbaşkanı) BOTAŞ'ın boru
hatları çalışma grubuna dahil edilmesi. TPAO'nun
da arama ve istihsal konsorsiyumuna alınması
talimatını verdi. BOTAŞ'ın uluslararası petrol
şjrketleri ile pazarlık ve çalışma yapacağı 6 Kasım
1992 tarihli anlaşmaya göre, Bakü hükümetine en
geç Şubat 1993 sonunda rapor vereceği rotalar, 1-
Bakü-Poti. 2- Bakü-Novorossısk, 3- Bakü-Ceyhan
idi. Bizim Bakü-Ceyhan olarak öngördüğümüz rota.
Ermenistan'tran koridoru ya da Gürcistan'dan geçen
Kerkük-Ceyhan pompa istasyonunda mevcut hatta
bağlanan ve terminale ulaşan hat idi. Türkiye.
topraklarından geçen boru hatlarından geçış hakkı
almakla kalmayacak. petrol borsası oluşacağından
bankacılık sektörü ve iş hayatı da büyük yarar
sağlayacaktı. Son toplantı Şubat 1993 te Bakü'de
yapıldı. Yabancı petrol şirketlerinın Boğazlar geçışi
ile ilgili raporu ağır şartlar içeriyordu. BOTAŞ
ekibinin başanlı savunması sonucu, Novorossisk'ın
Mete Göknel: Umutlu Orta Asya ge
zisi istenen sonucu vermedi.
düşünülemeyeceğini öngören rapor imza edildi.
Yabancı petrol şirketlerinin bir kaygısı da PKK
terörüydü. Demirel'in Bakü hattı için verdigı
güvencenin ardından kendisinin başkanlığında 9
Mart I993'te Bakanlar Kurulu toplandı. Toplantıdan
sonra Türkiye-Azerbaycan arasında petrol boru hattı
yapımı geçiş haklan ve tarifeler hakkındakı
devletlerarası sözleşme Sayın Hikmet Çetin
(dönemin Dışişleri Bakanı) ve Sayın Sabit Bagirov
(dönemin Azeri Petrol Bakanı) tarafından ımzalandı.
Ermenistan-Azerbaycan savaşı. mesafe ve maliyetler
artmasma karşınbızi Gürcistan rotasını kullanmaya
yöneltti. Petrol güzergâhını yerinde incelemek üzere
yabancı firma temsilcileri için Batman'dan
Gürcistan sınınna bir ziyaret planlandı. \abancı
şirketlerden birinin başkan yardımcısı, bir gün önce
ülkesinden çok önemli bir faks mesajı aldığını
belirtti. Mesaj. Güneydoğu'da 33 erimizin şehit
edilmesi nedeniyle ikinci bir talimata kadar gezi
programına katılmamalannı bildiriyordu. Bu yüzden
geziye yalnızca BOTAŞ ve SOCAR heyetleri katıldı.
1993 \İayısı sonunda Azerbaycan'da Elçibey'e karşı
darbe girişimi oldu ve petrol paylaşım sözleşmesınin
imza tarihinden kısa bir süre önce yapılması
planlanan Londra topiantısı iptal edildi. Bir ay sonra
Londra'dan gelen faks mesajı bizi hayrete düşürdü.
Yabancı şirketler. Bakü anlaşmasmı baskı altmda
ımzaladıklannı behrterek. Bakü-Poti hattını
Trakya'da tesıs edılecek Boğaz geçişini ehmine eden
bir hat ılavesıyle yapmak istediklerini, Türkiye'nin
mevcut Kerkük-Ceyhan hattını
Hazar petrollen için
kullanmasında pürüz
gördüklerinı bildıriyorlardı.
9 Ağustos 1993'te Bakü'de
Azerbaycan Cumhurbaşkanı
Haydar Aliye\ başkanlığında
yapılan toplantıda. Hazar
petrollerinı işleteeek
konsorsiyumun başkan
yardımcısının, ResulGuüyev'e
sunduğu rapor. BOTAŞ ekıbinı
şoke etti. Raporda "BOTAŞ,
mevcut boru hatlan ve
terminal kuUanımmın
mümkün olmayacağım
belirttiği için yeni hat ve
terminal yapımı gayri
ekonomik olacağından Bakü-
Ceyhan rotasının gündemden
kalkması" gıbı bir sonuç vardı.
Oysa böyle bir beyan söz
konusu bıle olmamıştı.
TPAO'nun da konsorsıyum
üyesi oluşu üzücüydü. Üyeleri
yanlışlık hakkmda uyardım ve toplantıyı terk ettik.
Azeri yetkililerle temasa geçerek. yenıden
başlayacak çalışmaların eyiem planında BOTAŞ'ın
da olmasını ıstedim. Talebimiz olumlu bulunarak
karara geçti ve teknik raporda Bakü-Potı ve Trakya
ile Bakü-Ceyhan boru hattı rotalarının detaylı
incelemesı kararlaştınldı. Eylül 1993'te Başbakan
Tansu Çiller'in Moskova ziyaretinde proje
(Gürcistan'dan indirılecek petrol ve doğalgaz boru
hatlarının Bakü-Ceyhan hattına bağlanması)
görüşme notuna dahıl edilmiş, ancak toplantılarda
gerektiği gibi işlenememişti. Ne ganptir ki, özel bir
kuruluşun Samsun-Ceyhan boru hattı (Biz projeyi
Moskova'da öğrendik) gündeme gelmişti. (Bu özel
kuruluş Türk tezını zayıflatan ve Boğazlan tehdit
edecek güzergâh için hükümetın teşvik verdiği
Ekinciler Holding'ti). Bakü-Novorossisk hattının
yeniden 6.5 mılvon tonluk bir kapasite için gündeme
gelmesi çok yanlış olmuştur. Türkiye'nin Boğazlar
tezine ters düşen görüşler desteklenmiştir.
"Komşuda başlayıp komşuda biten" bir boru
hattının ne derece Türk tezi ve Türk projesi
olduğunu anlayabilmek mümkün değildir. Eğer.
erken petrol üretimi sev ki için çaresizlik karşısında
bir Türk projesinin ileri sürülmesı gerektiyse: Bakü-
Ceyhan rotasının Azerbaycan ve Gürcistan
güzergâhı yapılarak, boru hatlan ÇıldırGölü'nün
kuzeyinden en yakın demıryoluna kadar getırilir.
burada ara depolama ıstasyonu ıle hampetrol,
demiryollan ve karayollan ile Kınkkale rafinensine
ve bölgedeki ağır petrolü işlemedeki sıkıntısını
gidermek içın Batman rafinerisine sevk edilebilirdi.
Kafkaslar'da Laıvreııce'in hayaleti^ ^ " ^ ^ smanlı İmparatorluğu.
^p ^ dahaBınncı DünyaSava-
m M şı sırasında gerek Ortado-
• M ğu. gerekse Kafkasya pet-
I f rollen için Batı'nın mü-
^^^^r cadelesinde önemli bir
"oyuncu" olarak yerini almıştı. Birinci
Dünva Savaşı'na Almanya ve Avusturya
ile ittıfak içinde gıren Osmanlı orduları,
Katkasya'da petrol zengini Azerbaycan'ı
ele geçinııişlerdi. ŞevketSüreyyaAydemir,
"Enver Paşa" adlı kitabında. Şark Ordula-
rı Grup Kumandanı HalilPaşa'nın 15 Ekim
i 418 "de Gümrü'den çektiği telgraftaki şu
görüşlere yer veriyor:
" Bugün Bakü'de mahzenlerle toplanmış
olan petrol ve mazotun. bugünkü Tıyatlara
göre kıy meti. y üzlerce mihon lirayı biılmak-
tadır. Tannnın bir lütfu olarak elde ettiği-
miz bu kaynak. bütün mali sıkıntımızı kar-
şılayacak nıahiyettcdir... Eski Osmanlı sınır-
ları dışında. en küçük nıenfaarimizi haset
gözleriy le görmekte olan Vlmanlann. bu
son günlerde. gerek İran'da. gerek Kafkas-
ya'da bize karşı almakta olduklan tavır. bir
müttefikin. dostuna karşı alması icab eden
ta\ ırdan başka her şeye benzemektedir. Ba-
kü için verdiğimiz iki üç muharebede, üç bi-
ne yakın can kaybettik. Binaenaleyh Bakü
sen erinin en bü\ ük aksammdan. ftöh hak-
• Tarihsel olaylar, Osmanirnın Kafkas petrolü için bugünün Türkiyesi'nden çok daha etkin
mücadele verdiğini gösterirken, müttefiklerin oyunlannı da gözler önüne seriyor.
Ortadoğu ve Kafkasya petrolü için Birinci Dünya Savaşı'nda uygulanan yüzyılhk
senaryolar bugün yeniden gündemde.
kı olmak üzere. bizim ve Azerbaycan'ın is-
tifade etmesi icab eder~"
Tarihte yaşanan bu olaylar, Osmanlı'mn
Kafkas petrolü için bugünün Türkiye-
si'nden çok daha etkin mücadele verdiği-
ni gösterirken, müttefiklerin oyunlannı da
gözler önüne seriyor.
Petrolün stratejik önemi
20. yüzyılın en değerli enerji kaynağı
olarak ortaya çıkan petrol, Osmanlı lrnpa-
ratorluğu'nun 19. yüzyıldaparçalanmasın-
da önemli bir rol oynadı. Osmanhnın çö-
küşüne, işgal kuv v etlerine içeriden v erilen
destekde yardımcı oluyordu. Osmanlı. Or-
tadoğu'nun büyük bölümünde ve şimdi
üzerinde Irak'ın kurulduğu. zengin petrol
yataklannın bulunduğu Mezopotamya.
Musul ve Kerkük bölgesine hâkimdi. Türk
Silahlı Kuvvetlen'nin çekirdek kadrosunu
yetiştiren Harp Akademileri Komutanlı-
ğı'nca yayımlanan "Petrostrateji" adlı kı-
tapta. siyaset bilimcilerden alıntı yapılarak
şu anımsatma yapıhyor:
"19. yüzyılın başından itibaren petrol,
üstünlük stratejisinin bölünmez bir parça-
sı haline gelmiştir. Patlamalı motorun keş-
fiyle. hem güçlü. hem de hızlı gemilerden
oluşan donanmayı yaratacak imkân petrol-
dü. Bu nedenle. Batı ülkeleri ve şirkerleri
için petrol bulma zomnluluğu doğmuştur.
Birinci Dünya Savaşı petrolün 'stratejik
öneminı' açıkçaortaya knymuştur. Osman-
h Dev leti. savaşa girergirmez. Osmanlı Dev-
leti'niortadan kaldırmakve Orta Doğu pet-
rol bölgesini pay laşmak planlan İngUizlerin
gayrerJeriile derhal y ürürlüğe kondu... İn-
gilizJer, İran'daki kontrol alanlannı Bağ-
dat'a kadar uzatmak istiyoriardı. Böylece.
petrol yataklannı ele geçirmek ve ,\lman-
ya'nın Iran üzerindeki vıkıcı gücüne karşı
koymak istiyordu. Aynca. Mezopotamya.
yani Irak petrollerinin siyasi veaskeri alan-
daki yeri ve önemi gelecekte daha da arta-
caktı. Ingütere.çeşirli yenilgilerden sonra ni-
hayet 1917'de Bağdat'ı Osmanlılann elin-
den aldı... Osmanlı egemenliğindeki top-
raklarda bulunan petrol yataklan, Osman-
lı Devleti'nin 600 > ıllık kaderini belirledi ve
İmparatorluğun parçalanmasında rol oy-
nadı."
Kürt devleti kurma hevesi
Burada İngilizler'in petrol zengini bu
bölgede bir Kürt de\ leti kurma hevesleri-
ni de unutmamak gerekıyor... Ordu. Pet-
rostrateji kitabında. bu konuda şu anımsat-
mayı yapıyor: "Petrolün her zaman dost
olan fİlerdc olmasını isteyen Batı ve ABD,
Kuzey Irak'ı "Operation Provide Com-
fort Çektç Güç' denetimine alarak Kuzey
Irak Kürtterini bir yol ay nmına getirdiler.
1992'deözerk/federe bir Kürtdevleti ilane-
den Irak Kürtleri'ni ABD'nin destekleme-
şi. örnek oluşturması açısından Türkiye ve
İran'ı endişelendirirken, Irak Kürtleri'nu
hatta bölücü terör örgütü PKK'vi bağun-
sız bir devlet kurulabileceği yolunda iyice
ümitlendirmişrir."
tngiltere, BP firması aracılığıyla bugün
Kafkasya ve Orta Asya petrollerinde "*as-
lan payım" ele geçırdı. Aynı şekilde. 1870
yılında 1 milyon dolar sermaye ile ilk pet-
rol firması Standart Oil'i kuran ABD de
bölgede ağırlığını koymuş durumda. Raif
Karadağ. "PetrolFırönasr adlı kitabında.
petrolcülerin, amaçlarına varmak ve giriş-
tikleri mücadelede başanlı olmak için her
çareye başv urduklannın altını çızerek. İn-
giliz ve Ruslann elde ettikleri petrol imti-
yazlannın. genellikle kanlı ihtilaller sonu-
cunda kazanıldığını vurguluyor.
Yüz>ilhk senaryo gündemde
Aynı senaryo bugün Irak. ardından
Azerbaycan'da oynandı. Azerbaycan'da
1994 yılında. özellikle tngiltere ve
ABD'nin dev şirketleri ile Rusya kökenli
olduğu sanılan iktidara yönelik darbe giri-
şimlerinin "başansızlıkla" sonuçlanmasın-
dan hemen ardından Batılı firmalarla
"Yüzyılın Petrol Anlaşması" imzalandı!
Ortadoğu ve Kafkasya petrolü için Bi-
rinci Dünya Savaşı'nda uygulanan senar-
yolar yine ortada. 1990'larda Türkiye'yi
yönetenlerin hiçbir tarihi birikim sahibı gö-
rünmemeleri. Anadolu çev resindeki petrol
savaşımının neredeyse yüz yıldır yine-
lenerek sahnelenen bir oyun olduğu ger-
çeğini değiştirmez!
BİTTİ
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Çok Alametler Beliriyor...
Kürsüden elindeki dosyayı sallayarak bağırıyordu:
"Bu dosyadan pis kokular geliyor."
Pis kokular dediği birtakım yolsuzluklar, rüşvetler,
dolandıncılıklardı. Kokusu duyuluyordu, ama birşey-
ler yapıldığı yoktu. Gene her şey olduğu yerde don-
muştu.
Meclis'ten pis kokular geliyordu, ama hapishane-
lerde neler vardı? Mahpushaneden ölüm orucuna
yatmış insanların haberleri geliyordu.
Neydi ölüm orucu?
Ölüm orucu insanın kendi canına kendisinin kıy-
masıydı. içlerinde 25-30 günden tutun da 45-50 gü-
ne oruç tutanlar vardı.
Adalet Bakanı (eskisi) birgenelgeyayınlamış, ölüm
orucuna yatanları serbest bırakmıştı. Fakat yeni ka-
binenin kurulmasıyla Adalet Bakanı değişmiş, yeni-
si genelgeyi değiştirmişti. Biraz olsun bir ümit kapı-
sı açılmıştı.
Haberler yurtta da dünyada da biraz iç açıcı olmuş-
tu. Ölüm orucu tutanlar pek inanmıyorlardı. Inanma-
salar bile bir ümit kapısı açılmıştı. Hapishanelerde
böyledir. Bir ses, umut verici bir haber bir kapıdan
girer, öteki pencereden çıkıp giderdi.
İçlerinde deneyli olanlar ölüm orucunu kesmemiş-
lerdi. Gene sürdürüyorlardı. Genelge orucu kesmek
için yeterli değildi. Nitekim eskıler haklı çıktılar. Ta-
butluk olarak adlandınlan Eskişehir özel Tip Ceza-
evi'nde inceleme yapan Adalet Bakanı umut verici
demeçler veriyor, ama ortada gerçek eylemler yok-
tu. Bakan konuşma arasında şöyle diyordu:
"Cezaevleri suç işlemiş insanların mahkeme ön-
cesi ve mahkeme sonrası kaldıkları yerdir; biz kim-
seyi keyifiçin cezaevinde tutmuyoruz." Sonra şunu
ekliyordu: "Cezaevleri 5 yıldızlı otel değildir."
Nerede 5 yıldızlı otel, nerede hapishane? Gerçi ba-
kan (Kazan) bir zamanlar hapishanede yatmıştı, ta-
dını bilirdi. Nitekim kendisi de bunu söz arasında
açıklıyordu. Hapishanenin tadını bakan bilirdi de Baş-
bakan (Erbakan) bilmez miydi? Uzunlu kısalı girip
çıkmışlığı vardı.
Girenler bilir, hapishane tuhaftır. Içerde hemen
dostluklar, yoldaşlıklar gelişir. Adresler, telefonlar ve-
rilir. Ama bir çıkmaya yavaş.yavaş hepsi unutulur. Ya-
tan bilir.
"Bunu Erbakan bilmez mi?"
"Elbette bilir."
"ÖyleyseL."
"Bir baskının denemeleri oluyor."
"Yargıç ve savcı kadroları otunjyor." '
"Bir koku geliyor. Buna deneyli olanlardan Müm-
taz Soysal 'kıyamet alametleri' diyor.::
Mevlût'ta geçen
Çok alametler belirdi gelmeden
Alametleri sıralayalım: Gazetecilere saldınlıyor. Ga-
zeteciler Cemiyeti basılıyor. Içerdensanıktoplanıyor.
tanık devşiriliyor. Hiç Gazeteciler Cemiyeti basılır,
içerden gazeteci toparlanır mıydı? Gazeteciler Ce-
miyeti Başkanı ile polis müdürü herkesin önünde tar-
tışır mıydı? Bu da bir kıyamet alametidir. Bizim ga-
zeteye de saldırılar olmuş, eskiden hiç olur muydu?
Gazeteciler Cemıyeti'nin, Cumhuriyet'in dokunul-
mazlığı vardı: Şimdi kaldırıldı mû
Bunlaryetmiyormuşçasına TV'deki haberlere san-
sür kondu. Bir başbakan medya tarihinde ilk kez
sansür koydu.
Hayret edilecek şey!..
Bunlar siyaset alanında görünen ve görünmeyen
olaylar. Çok alametler beliriyor.
Kambiyoda neler oluyor?
Orada da kıyamet alametleri var. Maliye Bakanı
ağzını açıyor. Ekonomi uzmanı Başbakan Yardımcı-
sı "Sus!.." diye kapatıyor.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4SOLDA.N SAĞA:
1/Korkmaktandu-
yulan korku. 2/Ba-
nndırma... Os-
manlı devletinde
sivil rütbelerden 3
birı. 3/ Yalnız ıki
geniş yüzü teste-
reyle düzeltilmiş
tahta...Tekkeede-
biyatı şiir türlerin-
den bıri. 4/ Erden
çavuşa kadar olan
askerlere verilen 8
ad... Eskidenhoca- g
lann giydikleri bir
çeşit üstlük. 5/ Istanbul'un
bir semti... Vilayet. 6/Be-
lirti... "Ahkâm-ı — mevk-
itahkıkagelince Hiçkım-
se hakikatte günahkâr bu- 3
lunmaz" (Yenişehırlı Av- 4
nı). 7/ Kuran'da bir sure...
Dağgeçıdi. 8/Ova... Müs-
tahkem yer. 9/ Ünlü kişıle-
6
rin skandal yaratacak ya- 7
şamlanm gözetleyip fotoğ- 8
raflayan eazetecilere ven- q
len ad. "
s
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kan ve lenf serumunda bulunan albüminlı bır madde. 2/
Gereğinden çok yemek yiyen... Işık. 3/Çatı kınşi olarak kul-
lanılan ya da kiremıtlerin altına döşenen ınce tahta... Bir ara-
cı tutmaya yarayan bölüm. 4/ Bilgisiz. kültürsüz kim^e...
Azarlama, serzeniş. 5/ Deneye ve tanıtlamalara dayanan bi-
limlerin genel adı... Anadolu halklannın en eski ana tann-
çası... Şarkı. türkü. 6/ Vücuttaki AIDS virüsünü saptamak-
ta kullanılan test. 7/Yılanbalıgına benzer. eti lezzetli birba-
lık... Ahşap gemilerde borda kaplamalannı yerleştırmek
için açılan yuva. 8/Mesaj... Bır kımsenın. başkalan tarafın-
dan dokunulmaması ve saygı gösterilmesi gereken iffeti. 9/
Soyluluk.
İLAN
T.C.
ANAMUR ASLtYE HUKUK
HÂKTVILİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1995 101
Davacı Havva Toprak tarafından, paydaşı bulunduğu
Bozdağan köyü 597 sayılı parselden pay alan ve son ola-
rak Bozyazı-Çubukkoyağı mahallesinde oturduğu anla-
şılan davalı Halıl oğlu Mustafa Bal aleyhine açılan şufa
davasının duruşması sırasında verilen ara karar gereğin-
ce: 28.6.1996 günlü celseye mazeretsiz olarak katılmadı-
ğından dosyası işlemden kaldınlmış olan davacı yasal sü-
resi içinde 1.7.1996 gününde davasını yenilemiş olmak-
la. yapılan kolluk araştırmasına rağmen adresı bulunama-
dığından daha önce de dava dilekçesinın kendısıne ılanen
tebliğ edildiği anlaşılan davalı Mustafa Bal'ın bizzat ya
da vekili aracılığıyla 13.9.1996 günlü cehseye katılıp sa-
vunmasını sunması. aksi takdırde yokluğunda yargıla-
maya devam olunacağı. işbu ilanın yayımlanmasından
itibaren 7 gün sonra tebligatın yapılmış sayılacağı husus-
lan. Tebılgat Yasası'nın 28 vd. maddeleri gereğınce da-
va ve yeniieme dilekçesi ve duuşma gününün teblığı ye-
rine geçerli olmak üzere ilan olunur. 3.7.1996
Basın: 98784