Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 MAYIS 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
ANAYOL, reel faizdeki vergi oranını yüzde 25'ten stopajla yüzde 5'e düşürecek, sonra da geri ödeyecek
Raııtta vergi aldatmacasıHACERGEMİCİ
ANAYOL'un reel faize ge-
tireceğı yüzde 5'lik stopajın
göstermelik olduğu iddiaedi-
liyor. "Faizgelirinin vergi dı-
şı bırakilması söz konusu de-
ğil" dıyerek Hazıne bonola-
rına > üzde 5 stopaj getirile-
ceğini belırten Devlet Baka-
nı Riişdii Saracoğlu'nun bu
açıklaması. ne bankaları ne
de rantiyeyi korkuttu. Ban-
kacılar bonolara getirilecek
yüzde 5"lik stopajın anında
faizlere yansıyarak devlet-
ten tahsil edileceğini belirtir-
ken Maliye uzmanlan da yüz-
de 5'lik stopajın bir yıl son-
ra vergi beyanı iledüşülece-
gine dıkkat çekerek ~Kimse
kimse>i kandırmasın" diyor-
lar.
1997 yılında beyanname-
ye tabi olarak faiz gelirleri-
nin sadece enflasyon üzerin-
de olan kısmından yüzde 25
vergı alınmasına ilişkin ka-
ran. yüzde 5'lik stopaj koya-
rak kaldırma yönünde hare-
kete geçen ANAYOL'un yi-
ne rantiyeyi koruduğu ileri
sürülüyor.
Bankalar y üzde 5'lik sto-
pajı faizlere yansıtarak geri
almaya hazırlanırkeıı bu ver-
ginin 1 yıl sonra mahsupedi-
lecek olması da sıöstermelik
getirdiğinden çok götürecek
ANKARA (ANKA) - Hü-
kümetin hazırladığı KDV art-
tınmlannın net anlamda getiri-
si olup olmayacağı tartışılıyor.
Bu arttınmlann saglayacağı ek
gelir. yıllık 50-60 trilyon lira
tahmin ediliyor. Ancak kayıtdı-
şına yönelişi körükleyecek olan
uygulamanın gelir ve kurumlar
vergisinde yol açacağı kaybın
boyutu kestinlemiyor.
Maliye. KDY'de genel oran
olan yüzde I5'ın. yüzde 16'ya.
kapsamında buzdolabı. çama-
şır makinesi. televizyon gibi
ürünlerin de yer aldığ'ı "lüks"
olarak tanımlanan mallardan
alınan KDV'nin de vüzde 23'ten Mustafa Özyürek.
yüzde 25 e çıkarılması üzerinde çalışıyor.
Sınırlı sayıdakı malda yüzde 1. temel tü-
ketim maddelennde yüzde 8 ve 2000 cc'nin
üzerindeki binek otomobillerde yüzde 40
olarak uygulanan KDV'de ise değişiklik dü-
şünülmüyor.
Türkiye Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirler ve Yemınli Ma-
li MüşavirlerOdalanBirliği'nin
hesabına göre KD\' "de y apı lacak
bu arttınmlar, gerçek anlamda bır
gelir artışı y aratmayacak.
Genel Başkan Mustafa Öz-
yürek yaptığı açıklamada.
KDV'de öngörülen bu arttırım-
lann sağlayacağı yıllık gelir ar-
tışının 50-60 trilyon lira arasın-
da gerçeleşeceğini. ancak bura-
da asıl önemlı konunun \ergi
gelırlerindeki olası kayıplar ol-
duğunu bildirdi.Geçmişteyapı-
lan KDV arttınmlannın kayıt dı-
şına yönelişi teşvik ettiğinı be-
lırten Özyürek. "KDV oranlannda bu şekit-
deki bir arttınmın getireceği ek gelir50-60 triK
yon liradır. Ancakgelir\ e kurumlar \ergisin-
de meydana gelecek kay ıplann boyutunu kes-
tirmek ise zor" dıve konuştu.
iddilarını dogruluyor. ANA-
YOL'un "Faizivergilendire-
ceğiz"açıklamalanna karşın
Türkiye Serbest Muhasebe-
ci Mali Müşa\ir\e Yeminli
Mali MüşavirOdalan Birli-
ği Başkanı Mustafa Özyü-
rek, devlet tahvili ve Hazi-
ne bonolanndan yüzde 5 sto-
paj kesilmesı ile ilgili yasa-
nın Meclis'tengeçemeyece-
ğini kaydediyor.
Özyürek. halen yürürlük-
te olan Gelir Vergisi Kanu-
nu'nagöre 1997yılından iti-
baren elde edilen tütn faiz-
lerin reel getirisinin gelir ver-
gisi beyannamesine dahil edi-
lerek asgari yüzde 25'ten ver-
gilendirileceğini hatırlata-
rak. konuyla ilgili olarak şun-
lan sövledi:
"Bu 25 Mayıs 1995 ta-
rih \e4108sayılı kanunda
açıkça yazılı. Buna göre fa-
izlerin tamamından reel
getirisi üzerinden vergi alı-
nacak. Şimdi biz bunu de-
ğiştireceğiz divorlar. An-
cak Refah, DSP >e CHP bu
değişikliğe karşı çıktığı için
hiç şansları yok."
Bu arada vüzde 5'lik sto-
pajın buna alternatif olmadı-
ğını da belirten Özyürek. bu
yolla ödenen paranın daha
sonra beyanla nıahsup edil-
diğtni hatırlatarak "Buuygu-
lama zaten v ardı ve para dö-
vize kaçıyor gerekçesi ile 27
Ocak 1994te kaldırıldı. Bu-
gün Saracoğlu'nun faizever-
gi geliyor demeci komik ka-
lıvor. Eğer % v ılında tünı fa-
izlerden vergi alınsaydı 75
trilyon lira gelir elde edile-
cekti. 96'da iç borçlanma ra-
kanıının çok daha büv üdü-
ğii göz önüne alınırsa bu ra-
kamın 150 trilyona ulaşaca-
ğıortada. Ancak bu yolu ka-
patmaya çalışıyorlar."
Özyürek'in sa\ unduğu be-
yana dayalı verginin en bü-
yük handikapı ise "Türki-
ye'de mali sistemin nama de-
ğil hamiline vazılı" olması.
Kimsenin faiz gelirim var
şeklinde birbeyanı olmaya-
cağını belirten bankacılar.
yüzde5 likstopajıiseumur-
samıyorlar.
"Biz gelen yüzde 5'lik sto-
pajı anında faizlere yansıtı-
nz"diyen bankacılar. beya-
na tabi olarak faiz gelirleri-
nin enflasyon üzerinde olan
kısmının vergilendirilmesi
sisteminin ise asla işleme-
yeceğini belirtiyorlar.
Yetki Maliye'de
Ancak kay ıtdışı ekonomi
konusunda uzman olarak ka-
bul edilen Prof. Dr. Osman
Altuğ. Eylül 1991'de Vergi
Usul Kanunu'nda mükerrer
241 no'lu madde ile hamili-
ne yazılıdan nama yazılıya
geçis, için Maliye Bakanlı-
ğı'nın yetkili kılındığını ha-
fırlatarak şunları söyledi:
"Yazık ki .Maliye bugüne
kadar bu vetkisini kullanma-
dı. İstendiği anda nama >a-
zılı sisteme geçilebilir. Sen
ekonomiyi hamiline vazılı tut-
muşsun. kimden nasıl vergi
alabilirsin. De\ letin kime kı-
vak yaptığı belli değil. Bövle
bir ortamda faizciler az mı
\ergi çok mu vergi versin
dive tariışınanın anlamı yok."
Merkez Bankası ve Hazine'nin yapacağı parasal düzenlemeler, bugün Bakanlar Kurulu'nda tartışılacak
Pakete ^parasal öıdem' arayışı• Taslak programda. mevduatların tümüne sağlanan devlet
güvencesinin belirli bir düzeye indirilmesi. dış kredilerden kesilen
Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu'nun kaldırılması, Merkez
Bankası'ndan kamu kuruluşlanna verilen kredilerin sınırlandmlması.
Hazine bonolarının faiz gelirlerinden sınırlandınlmış vergi kesilmesi
gibi parasal önlemler öngörüldü.
ESRA VENER
ANKAR\-Uluslarara:>ı Para Fonu'na
(1MF) sunulmak üzere hazırlanan ve
özelle^tırmenın hızlandınlması. özel
tüketim vergisi (ÖT\) getirilmesı.
katma değer vergisi (KDV) oranlannın
arttınlması temelinedayanan istikrar
önlemlerine Merkez Bankası tarafından
hazırlanan parasal politikalar da
eklenecek. Bakanlar Kurulu'nda bugün
tartışılacak programda. mevduatlann
tümüne sağlanan devlet güvencesinin
belirli bir düzeye indirilmesi. dış
kredilerden kesilen Kaynak Kullanımını
Destekleme Fonu'nun kaldınlması.
Merkez Bankası'ndan kamu
kuruluşlanna verilen kredilerin
sınırlandınlmasi. Hazine bonolarının
faiz gelirlerinden sınırlandınlmış bir
oranda vergi kesilmesi gibi parasal
önlemler öngörüldü. Ba^bakan Mesut
Yılmaz tarafından hafta başında
açıklanan ve aralannda rafinenler,
Petkim, Ereğlı Demir-Çelik Fabrikası.
Petrol Ofisı gibi stratejik kuruluşlann da
bulunduğu tüm KlT'lerin satılması.
akaryakıt. tütün ve alkol ürünleri
gelirleri ile taşıt alım satımlanndan
OTV kesilmesi. aralannda ılaç. gıysi
gibi mallarında da bulunduğu "lüks
tüketim mallanna" uygulanan KDV
oranlarının antırılması programına
dayanan istikrar önlemlerine yenı
parasal politikalar da eklenecek. Alınan
bilgılere göre. KDV oranları. ıçınde ilaç.
giysi gıbı ürünlerin bulunduğu normal
mallarda yüzde 15'ten yüzde 17'ye.
beyazeşyayı da kapsavan lüks tüketim
mallarında da yüzde 23'ten yüzde 25'e
çıkanlacak. Akaryakıt. tütün. alkol
ürünleri ile taşıtlara getirilecek ÖTVnin
de bu mallann fiyatlannı yüzde 5-10
oranlarında arttıracağı bildirildi.
Bakanlar Kurulunda bugün
görüşüleceği bıldirilen. Merkez Bankası
ve Hazine tarafından ortaklaşa
yürütülen. ancak halen kesin bir karara
varılmavan cahşmalara göre para
programında şu uvgulamalar öngörüldü:
-1994 yılında vasanan bunalımın
ardından, bankalardaki mevduatlann
yüzde 100'üne uygulanan devlet
güvencesinin sadece 1 vcva 2 milyar
liralık nıevduatlarla sınırlı tutulması.
- Bankaların yurtdışindan getırdıklerı
dış kredilerden yüzde 4 oranında alınan
Kaynak Kullanımını Destekleme
Fonu'nun kaldınlması. Yetkililer fonıın
kaldırılması durumunda. kısa vadeli dış
borçianmanıtı artacağı nskine de dikkat
çekerek konunun tartışılacağını
tııldirdiler. *
- Merkez Bankasf nın kamu
m
"
kuruluşlanna açtığı kredikre vasal
sınırlanıa getirilmesi.
- Hazine bonolarına uygulanan reel faiz
gelirlerinın 1947 yılından itibaren stopaj
yöntemiyle vergilendınlmesi. Bu
çalışmaya göre. Hazinenin bonolara
uyguladığı yıllık faiz oranından. yıllık
enflasyon oranının düşülmesiyle
bulunacak reel faiz düzeyi karşılığında
sağlanan gelirden yüzde 20 oranında
vergi kesilecek. Böylece. doğrudan gelir
vergısine tabi tutulması durumunda
daha yüksek oranda vergilendirilmesi
gerekecek olan bono gelirlerinın. çok
daha düşük vergilere tabi tutulması
sağlanacak. Vergi. stopaj (kaynağından
kesme) yöntemiyle alınacak.
Yetkililer. parasal önlemlerin bugün
toplanacak Bakanlar Kurulu'nda
tartışilacağını ve alınacak kararlar
doğrultusunda. Türkiye'nin stand-by
kredı anlaşması isteğini degerlendirmek
üzere IMF'nin 15 mayısta yapacağı
zıyarete kadar yasal bir zemine
oturtulmasının planlandıgını bildirdiler.
Güneydoğu'ya
zorla yatınm
KONGRESİ
HLLVAGENÇ
DİV ARBAKIR - Devlet Bakanı Rüşdü
Saracoğlu. Doğu ve Güneydoğu Anado-
lu'ya yatınm yapılmasi konusunda ışadam-
larını gerekirse zorlavacağını belırterek.
"Diy arbakırve Kahramanmaraş arası,5 y ıl
içinde Türkive'nin konfeksiyon merkezi ha-
line gelecektir. Dev let olarak bunun için ge-
rekli çalışmalan yapacağız" dedı. Günev-
doğu'nun ekonomik yapısı ve bölgedeki ya-
tırımlarla ilgili sorularını y anıtlayan hükü-
met yetkilileri ve sanayiciler. bölgenın te-
mel sorununun işsizlik oldugu konusunda
birleşirlerken. hem bölgedeki hem de böl-
ge dışındaki işadamlarını Günevdoğu'da
yatırım yapmaya çağınyorlar. Saracoğlu
da bölgenin teme! sorununun işsizlik oldu-
ğunu v urgulay arak. ^unlan söv ledı. "İşsiz-
liğin çözümü için sanayi lazını. Diyarbakır
\e Kahramanmaraş arası, 5 yıl içinde Tür-
kiye'nin konfeksiyon merkezi haline gele-
cektir. Devlet olarak bunun için gerekli ça-
hşmalan yapacağız."
Saracoğlu. Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu'ya yatınm
için işadamlan-
nıgerekırse zor-
lavacağını sözle-
rine ekledi.
GAPfirsatı
De\ let Bakanı Saracoğlu.
Diyarba-
kır'dan yapılacak
ılk konfeksiyon
ıhracatı dolayı-
sıy la bölgeye bir
gezi düzenleven
EGS Grubu fda-
re Komıtesı Baş-
kanı Selami Gürgüç de Diyarbakırlı Ak-
yıl AŞ ile kurdııklan Ege Akyıl tesislenn-
de. yıl sonuna kadar üretim kapasitelerinin
dolu olduğunu belırterek. Belçıka ve Al-
manya ile 6 ay lık ihracat bağlantısı > aptık-
lannı kaydetti. Gürgüç. "*GAP'la Türkiye
çok büyük bir pamuk potansiyeline kavu-
şuvor. İhracatımı/i en az ikiye katlayabili-
riz. Türk tekstil-haar giyim ihracatını, 8-
10 milyar dolaıia değil, 20-30 milyar dolar-
la konuşabiliriz iddiasıy la kurduk. Türki-
ye bu iddiavı GAP'la birlikte gerçekleştire-
bilir. Bunun için EGS'nin burada olması ge-
rekiyordu ve biz buradayız" dedi.
Öteyandan EGS. Diyarbakır'dan sonra
Adıv aman'da da tesıs kurmak için hazırlık-
larabaşladı. Yaklaşık 10 milyar liray a mal
olacak Ege Adıvaman Tekstil AŞ'nin. ya-
tırımcının Günevdoğu'yagelmesini sağla-
nıak ve buna teşvik vermek için kuruldu-
ğunu açıklayan EGS Genel Müdürü Hasan
Turhan. v enı şirketin de 2000'li yıllarda teks-
tıl ve konfeksiyon ürünleri ihraç ederhale
geleceğını belintı.
Dış Tıcaret Miisteşan İhracat Genel Mü-
dürü Değer Berkol da Divarbakır'da yapı-
Lııı v atırınılanıı Adıv jnıan başta dığer Do-
ğu illerinde de >apılmasını ve EGS'nin dı-
ğer vatınmcılara örnek olmasının beklen-
diğını belirttı.
TİSK emeklilikte
hükümetten iyimser
İstanbul'da düzenlenen foruma 9 üikeden temsilciler katıldı. I Fotoğrat L OL R CJ L \ YÜZ)
Dünya Hazır Giyim Kongresi katılımcıları sermaye için yarıştı
Modada yaürıın avcılığıEkonomi Servisi - Dünya Ha-
zır Giyim kongresinda katılımcı
ülkeler uluslararası sermayeyi ken-
dı ülkelenne çekebılmek için ya-
nştı. 12. Dünya Hazır Giyim Kong-
resi'nin ikinci gününde Giyim Sa-
nayicileri Dünya Forumu'na katı-
lan ülke temsilcilerinin son sözle-
ri "Gelin bizim ülkemizde yafınnı
yapın" oldu.
İstanbul'da düzenlenen 12. Dün-
ya HazırGiyim Kongresi çerçeve-
sinde gerçekleştirilen foruma Rus-
ya. Kazakistan. Türkmenistan,
Azerbaycan. Kırgızistan. Polon-
y a. Tunus, Pakistan ve Bosna- Her-
sek temsilcileri katıldı.
Rusya Federasyonu Tekstil ve
Avdınlatma Bakan Yardımcısı \'a-
lentine Lebedev ülkesının yaban-
cı yatırımlar için gerekli koşulla-
n sağladığını ve bu > atınmlan tam
olarak desteklediğini belirtti.
Kırgızistan Sanayi ve Ticaret
Bakan Yardımcısı Ergesh Tilek-
matov. -Tüm katılımcılara sesle-
nivorum. lütfen bize gelin. hepini-
zi bekliyoruz" dedi.
Azerbaycan Büyükelçısı Meh-
met Aliev Nevruzoğlu da yabancı
yatınmlarla ilgili mev zuatın çıka-
nldığını. iyi bir altyapı bulundu-
ğunu belirterek "Eksik olan, yeni
ve modern Batı teknolojisiy le y an-
nmlardır. Dostianmızı. bütün ül-
keleri .-Vzerbav can ile işbirliğine ve
yatınma çağınyoruz" dedi.
Pakistan'ın türkiye Başkonso-
losu Rahat L kain Pakistan ın. dün-
yanın ikinci büyük pamuk ihra-
catçısı olduğunu vurgulayarak 35
milyonluk insan gücüyle yatınm
için ideal olduğunu belirtti.
Bosna-Hersek Büvükelçisı Hay-
rettin Somun tekstilde ortak yatı-
rımlar için Bosna'nın önemli bir
merkez olacağını belirtti.
Türkmenistan Tekstil Bakan Yar-
dımcısı AhmetÇahkülkesinin yıl-
da 400 bın ton pamuk ürettığini.
bunun ancak 60 bın tonunıı kendi
tesislennde işlediğini belirtti.
Polonya Büyülelçisi Heusel
VVojciech "1990'danberiyabancı
sermaye toplamı 8 milyar dolan
buldu. Ekonomik verilerimiziyiye
gidişin habercisi" dedı.
ANKARA(A\KA)-Tür-
kıye İşveren Sendıkalan Kon-
federasyonu (TİSK). emek-
lilik yaş sınırında hedefin
kadınlarda 55. erkeklerde 60
olması gerektığini belirtti.
TİSK. emeklilikle ilgili prim
ödenıe gün sayısında birar-
tış düşünülmemesini istedi.
TlSK'in sosyal güvenlik
reformuna ilişkin görüşleri
açıklandı. İlgili makamlarada
iletilen TİSK görüşünde sos-
yal güvenlik sisteminin içi-
ne girmiş olduğu dar-
boğazdan geçici ve
yüzeysel önlemler-
le çıkmasinın
mümkün olmadığı
ifade edildi. Konu-
nun "öncelikliönlemler" ve
"orta vadeli önlemler" olarak
iki aşamalı ele alınması ge-
rektiğine işaret edilen TİSK
görüşünde. SSK Yasası ile
SSK Kuruluş Yasası çerçe-
vesinde öncelikle ele alın-
ması istenen önlemler şöy le
sıralandı:
* Tek başına hizmet süre-
sini esas alan emeklilik uy-
gulaması kaldınlmalıdır.
* Emeklilik yaş sınırında
hedef kadınlarda 55. erkek-
lerde 60olmalıdır.
* Emeklilikle ilgili prım
ödeme gün sayısında birar-
tış düşünülmemelidir.
* Kurumlararası geçiş ye-
nı esaslara baglanmalıdır.
* Sağlık yardımından ya-
rarlanmada prim ödeme gün
sayısı arttırılmalıdır.
* Mevzuatta işçi çalıştır-
mayı caydıran ve kısıtlayan
ve sigortalı sayısının düşük
kalmasına neden olan uygu-
lamalar kaldınlmalıdır.
* Emekli aylıklannın artış-
larındaki siyasi faktörden
vazgeçilerek sistematik
ve periyodik bir uy-
uulamaya aeçilme-
Îİdir.
* Malullük veya
yaşlılık aylığı hesa-
bında esas tutulan ortalama
günlük kazanç son 5 sigorta
yılı içinde en yüksek kazanç-
lı 3 sigorta yılının ortalama-
sı olarak tanımlannıalıdır.
* Borçlanma başta siyasi
amaçlı uygulamalara son ve-
rilmelidir.
* SSK. vemıekte olduğu
yan hizmetlerden, hastane
işletmeciliğinden kurtarıl-
malıdır.
* SSK yönetimi, devlet
ağırlıklı olmaktan çıkanla-
rak işçi-işveren ağırlıklı yö-
netim y apısına geçilmelidir.
GÖRUŞ I ERHAN IŞIL
Bütçe konulannda iki yanlış sözŞimdi bütçe mevsimi ya! TBMM'de
özellikle bu yıl pek az ilgi görmesıne
rağmen -ister istemez- bütçe konuşu-
luyor ve heryıl söylenen bazı yanlış söz-
ler tekrarlanıyor. Bunlar nelerdir?
1) Bolca kullanılan bir söz, "(A) ba-
kanlığı bütçesi", "(B) bakanlığı bütçe-
si"... şeklindedir. Yanlıştır. Bakanlıkla-
rın (ve o konumdaki kurumların) büt-
çeleri olmaz. Devletin bütçesi olur. Ba-
kanlıklara ise TBMM tarafından öde-
nekler verilmesı karara bağlanır. Ge-
rek teori gerek yasal yapılanma açıla-
rından bu böyledir.
Görevleri açısından ayrı tutulmaları
yasalarla uygun bulunan Karayolları,
Devlet Su Işleri, üniversiteler. gibi ku-
rumlar için "katma bütçeler" kabul
edilir. Doğru olan, "devletbütçesi" sö-
züdür, "bakanlıkların bütçeleri" değil.
2) Devlet bütçe tasansı hazırlanırken.
sunulurken ve yasalaştınlırken "gider
bütçesi"'ve "gelirbütçesi" lafları edi-
lir.
Tümden saçmadır. İster devletlere,
ister derneklere ve vakıflara, ister şır-
ketlere, ailelere veya bireylere art olsun-
lar, herhangi bir "bütçe", kavram (kon-
sept) olarak gıderlerden ve gelirlerden
oluşur.
Başka türlüsü düşünülemez. Bu
nedenle. "gider bütçesi", "gelir büt-
çesi" sozleri bağışlanamaz yanlışlık-
lardır. 196O'lı yıllarda Maliye Bakanlı-
ğı'nın bır Hazine Genel Müdürü bu
yanlışlığın, "ödenekler" ve "gelırtah-
minleri" deyımlerı kullanılarak düzel-
tilmesini istemişse de 1927 tarıhlı ve
1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Ka-
nunu'nda gider ve gelir bütçeleri sö-
zü kullanıldığı ileri sürülerek öneri dış-
lanmıştır. Öneri sahibı, anılan kanunu
bildiği için böyle bir istekte bulundu-
ğunu belirtip ısrarlı olunca bu kez ka-
nunun kaynağı olan Fransız kanunun-
da aynı deyimlerin yer aldığı savunma-
sı yapılarak direnilmiştır.
Sözü geçen kişi, Fransız kanunu-
nun da yanlış olduğunu anlatmıştır. Ne
var ki sonuç değişmemiştir. "Gider
bütçesi" ve "gelir bütçesi" deyimlerin-
den doğan saçmalık süregelmiştir. Gö-
rünüşe göre daha da sürecektir.
Bu yanhşlıklar çok mu onemlidırler?
Kuşkusuz öyledirler zira hem devletin
büyük ağırlık taşıyan bir alanında ya-
ni kamu maliyesi alanında yapılıyorlar
hem de büyük yanlışlıkları oluşturuyor-
lar.
GSMH'yi katma değer değil de üre-
tilen mal ve hizmetlerin toplam değe-
ri olarak tanımlamak. dünyanın herye-
rinde "ödemelerdengesi" denilen te-
rimin başına gülünç bir "dış" sözcü-
ğü konduruvermek, "cari işlemler" ye-
rine, adı üstünde olarak daima denge-
de bulunan "ödemeler dengesi"n\n
açık veya fazlalarından söz etmek,
"para, para"demekolan "nakitpara"
tekerlemesinı yınelemek, "istatistiki" ve
"fiziki" sözlerinde olduğu gibi Fran-
sızca sözcüklere Arapça (i) eklentile-
ri yapmak, "veri" ile "bulgu"yu birbi-
rine karıştırmak veya geçen hafta Tu-
rızm Bakanı'nın TBMM'de dile getir-
diğı "Politikaya siyaset sokulmamalı"
türünden sözler söylemek de yanlış-
tır. Böyle yanhşlıklar sıralanmak iste-
nirse bu yazı sayfalar gerektirir.
Burada ünlü fıkra akla gelebılir. De-
veye "boynun eğri" dediklerı zaman
"Nerem doğru kı?" demiş. O da bir an-
layış, fakat saygın bır yaklaşım yolu
değil.
IŞÇÎMVEVREMNDEN
ŞUKRAA SONER
Çare Tükendi
Demirel'in "Demokrasilerde çare tükenmez" sö-
zü bugün karşı karşıya kaldığımız tabloya uymuyor.
Sermaye cephesinin özlemini çektiği. oluşumu
için en çok çırpındığı ANAYOL formülü, bugüne ka-
dar denenen hükümet ortakhkları içinde en kötü
sonucu vereni oldu.
Şimdi zamanlamasının kötü, formülün kendisinin
iyi olduğunu söyleyenler, tutmamasının, iki liderin ve
yaşamlarını onlara bağlamış kadroların çatışması-
na bağlı kılanlar çıkacak. Hepsinin de haklılık payı
olan bir sürü neden sayılacak.
Ama iki iideri dışlayarak iki partiyi bir araya getir-
meye çabalayanların, bir biçimde sağ partilerin it-
tifakını iktidarda tutmaya çalışaniarın bunu başar-
maları olanaksız denecek kadar zor.
Bir yanda Refah, arkasında şeriat korkusu. Diğer
yanda, iktidar boşluğunu yakaladığı için mi daha ko-
lay patlayan, yoksa tehdit aracı olarak kullanılmak
üzere mi var olan potansiyeli patlatılan terörün ön-
lenemeyen tırmanışı. Toplumu bunlarla da korkuta-
rak zorla bir ANAYOL iktidan yaratılamayacak gibi
gözüküyor.
Erbakan, ağzı sulanarak iktidara gelmekte ol-
duklarından söz edıyor. Belli ki Yılmaz'a daha ön-
ce vermiş gibi gösterdiği. özünde vermediği için
oluşamayan Anarefah pazarlık koşullarından çark et-
me eğiliminde. Kişisel iktidarı ve partisinin ayakta
kalması için yine büyuk bır kumar oynuyor. Çok bü-
yük bir blöf yapıyor.
ANAP'ın bunu kaldıramayacağı, iktidar ortağı ol-
maktan bile vazgeçebilecegi söylenebilir. Refah'ın
bir biçimde iktidara gelmemesi, Erbakan'ın. Çiller
gibi kamu vicdanında asla bağışlanmayacak. açık-
lanamayacak servetinin hesabının sorulmaya baş-
lanmasını, Mercümek olaylarını tekrar öne çıkara-
bılir.
Başka formüller var mı?
Sermaye cephesi çaresiz. solu birleştirmeyi, bir
biçimde onları hükümete sokmayı başarsa. bır for-
mül bulunabilse. ağırlığını hemen böyle birçözüm-
den yana koyacak. Ancak gerek oy. gerekse solun
dağılımı, çok daha önemlısi moral değerler anlamın-
da tükenmişliği, kamuoyu desteğini yitirmişliği böy-
le bir formülü de olanaksız gibi gösterıyor.
Siz atıp tutmalarına ne bakıyorsunuz, erken se-
çım hiçbir parti ve liderin göze alabileceği bir şey
değil. Seçmen karşısına çıkacak yüzleri yok.
Politik pışkinliği o anlamda çıkabileceklerını elbet
biliyoruz. Ancak bir çözümmüş gibi görülüp boşu
boşuna büyük para ve zaman kaybına yol açan son
seçimden daha farklı oy alabilmek, hatta o oylarını
koruyabilmek üzere, söyleyecekleri söz tükendi.
Ne liderler, ne milletvekilleri, ne de parti yönetım
kadroları yeni bir seçimden çözüm bekleyebilecek
konumdalar. Bu partiler, bu kadrolarla, bu koşullar-
da yapılacak seçimlerden iktidar, çözüm üretecek
bir sonuç beklemeye de olanak yok.
Çözümsüz gibi görünen, çarenın tükendiği bir
tablo ile karşı karşıyayız.
Neyse ki Türkiye ihtilallerden çözüm beklenen, as-
kerlerin ülkeyi kurtarması mısyonu ile yüklendikleri
süreçleri, acı derslerle, deneyimlerleyaşamış, atlat-
mış bulunuyor.
Düzeni ne pahasına olursa olsun. çıkarları doğ-
rultusunda yürütmek ısteyecek ıç ve dış odaklar
için elbette çaresizlikte. çözümsüzlükte düşünül-
meyecek bir yol değil.
Ama biz, Türk Sılahlı Kuvvetleri'nin bir daha böy-
le bir misyonu üstlenme eğiliminde olmadıği, ondan
daha önemlisi. Türk kamuoyunun silahlı kuvvetler-
den böyle bir beklentisinin kalmadığı, Türkıye'de
hiç değilse bu anlamda önemli bir gelişmenın ya-
şandığı inancını taşıyoruz.
Böyle olunca da Demirel'in "Demokrasilerde ça-
re tükenmez" sözünün doğru olması, çarenın tüken-
memiş olması gerekiyor.
Önümüzde bir çözüm görülmediğine göre de tü-
kenen ne oluyor?
12 Eylül'ün yarattığı demokrasi olmayan düzen-
de. oynanan demokrasi oyununun çözümleri tü-
kenmiş bulunuyor.
Günlük yaşamımızda, alışamadık diye diye bal
gibi alıştığımız 12 Eylül'ün yasaklı anayasası, baş-
ta siyasi partiler. yaşamın her alanındaki yasaklı ya-
saları ve en önemlisi kafalarımızın içıne yerleşen ya-
saklarla oluşturduğumuz düzende. oynanan siya-
set oyunu tükenmış bulunuyor.
Bu ülkenin insanı, bu kadar kirlenmiş, güvenirli-
ğini yitirmiş siyasi lider kadrolarına oy vermek zo-
runda değil. Ama liderlenn sultası altındakı parlamen-
ter ve parti yönetimi oluşumundan değışim, temız-
lik çıkmıyor. 12 Eylül'ün yaşamın her alanına yerle-
şik yasaklı düzeni, bütün kurumlarda demokrasınin
işleyişini felç ettıği için de biryerlerden düzelme, de-
mokrasi çarklarını ışletecek hareket başlayamıyor.
Durum vahim.- ama umutsuz değil.
12 Eylül düzeni, yarattığı kırli siyaset, sendikacı-
lık, yaşamın her alanına dönük çarpık düzen içinde
çarenin, çözümün tükenmiş olması asıl, kurtuluş ve
çıkış yolu olacak.
Bundan sonra 12 Eylül düzeni içinde değil, de-
mokrasi düzeni içinde çözümler ve çareler aranma-
ya başlanacak: Orneğin yenı bir seçim düşünule-
cekse, anayasa ve yasalarda. Siyasi Partiler Yasa-
sı'nda demokrasi için zorunlu. anlamlı değişiklikler
yapılmadan, seçimi düşünmenin biranlam taşımadığı
bilinecek.
Yapı malzemecileri rekabete hazır
Korumasız sektör
GB 'den korkmuyor
Ekonomi Servisi - ^'apı
malzemesi sektörü gümriik
birlıği ile birlikte girecekle-
n yenı pazarlarda rekabet et-
mekten korkmuyor. İnşaat
Malzemesi Sanayicilen Der-
neği (İMSAD) ve Yapı-En-
düstri Merkezi'nin ortakla-
şa düzenlediklerı "Gümrük
Birliği İçinde Vapı Malze-
mesi Sektörümüz" kontılu
toplantıda görüşlenni bıldı-
ren sektörün temsilcileri
gümrük bırliğı ile uyum için-
de çalıştıklannı. kullandık-
ları teknoloji ve üretim ka-
pasiteleri açısından rekabe-
te hazır olduklarını belirttı-
ler.
İMSAD BaşkanıGermi-
van Saatçioğlu. inşaat Nek-
törünün gümrük bırlıgınden
öncegeneliıklegümrük ver-
gi ve fonlan ile önemli bır ko-
rumaya tabi olmadığını be-
lirtırken şıınları >öy ledi:"Bu-
güne kadar sektörümüz
üveleri devletten koruma ve
özel teşvikler istemedikle-
ri gibi bundan sonra da
böv le bir talepleri olmaya-
caîvtır. Ancak sektörümüz
dcvletimi/den ekonomik
altyapı ve kııralları cok iyi
kurmasını. bunları kıırunı-
ları v e v asıtalarıy ia çok iv i
uygulamasını beklemekte-
d'ir."
Avrupalı rakiplerıyle re-
kabette zorlanmay acaklannı
belirten Saatçioğlu. ıthal ınal-
lardakı standart>ızlığın ön-
lenmesi gerektiğini. bunun
haksız rekabet yaratuğını
vurguladı.
TSE Ba^kanı V ılmaz Arı-
yörük, "Gümrük birliği
öncesi tahdid ve sınırlanıa-
lara rağmvn ihracat bü-
y iik bir hı/la «jılişmiştir fa-
kat ithalatın liberali/asyo-
nu kalitesi/ mal girisjn art-
tırdı. Standart denetimle-
rinin dev let tarafından de-
ğil meslek odalarınca oluş-
turulacakdenetim kurum-
ları tarafından yapılması
bu sistenıi rekabetin korun-
ması açısından daha iyi iş-
letir" dedı.