Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 MAY1S1996 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOM 9
_IMF ziyareti arifesinde açıkladığı istikrar önlemleri özelleştirme ve dolaylı vergi artışı ile sınırlı kaldı
Mesut Ydmaz'dan vaatler paketi
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
-• Yılmaz dün düzenlediği basın toplantısında. ekonominin bir
"istikrar paketine" gereksinimi olmadığını savunurken,
alacaklan önlemlerin yapısal reformlar olduğunu söyledi.
Yılmaz, para piyasalanna ilişkin yapısal para politikalanna
ilişkin hiçbir projeden de söz etmedi.
AJVKARA(CumhuriyetBürosu)- Baş-
bakan Mesut \ ılmaz. tarafından açıkla-
nan yeni istikrar önlemleri de. özelleştir-
me ve dolaylı \ergi!erin arttınlması temel-
lerine dayandınldı. Kayıt dışı ekonomi-
nin kayıt içine alınması. emlak sistemin-
deki rant gelırlerinin vergilendirilmesı.
Devlet Ihale Yasası'ndaki değişikliklere
ilişkin projeler ise yine vaatlerle sınırlı
kaldı. Yılmaz yalnızca. akaryakıt, alkol
ve türün ürünlerı ile taşıt gelirlerinden ye-
ni vergi alınacagını, zorunlu tüketim mal-
ları dışındaki tüm mallara uygulanan kat-
.ma değer \ergisi oranlannın da arttınla-
cağını açıkladı.
Aralannda. rafineriler, Ereğli Demir-
Çelik Fabrikalan, Petrol Ofisi. Petkim gi-
bi stratejik kuruluşlann da bulunduğu tüm
KtT'lerin l yıl içinde özelleştirileceğini
bildiren Yılmaz, bu yıl içinde satılacağı
açıklanan kamu bankalarının özelleştiril-
mesini öncelikli sıradan çıkardı.
Yatırımlardan valnızca yüzde 70"i ta-
mamlânanlara kaynak sağİanacağını bil-
dirirken, sosyal güvenlik kuruluşlarının
rehabilitasyonu için. emeklilik yaşının
arttırılmasını öngören yeni bir yasa tasla-
gının l ay içinde hazırlanacağını söyledi.
Yılmaz dün düzenlediği basın toplantı-
sında. ekonominin bir "istikrar paketine"
gereksinimi olmadığını savunurken, ala-
caklan önlemlerin yapısal reformlar ol-
duğunu söyledi. Özelleştirme ve dolaylı
vergilenn arttınlması dışında hiçbir so-
mut önlem açıklamayan Yılmaz. para pi-
yasalanna ilişkin. Merkez Bankasf nın pa-
ra basımı \e kamuya sağladığı kredilerin
sınırlandırılması, iç borç faiz oranlann-
dan vergi alınması. enflasyonun önlenme-
sine ilişkin yapısal para politikalanna iliş-
kin hiçbir projeden de söz etmedi.
Yılmaz. konsolidasyon ve devalüsyo-
nun söz konusu olmadığını bildirirken.
kendisinin başbakan olduğu dönemde bir
vergj affının da yapılmayacağını söyledi.
KIT'LER- Yılmaz. çimento sektörün-
de geçen ay ihaleleri tamamlanan çimen-
to fabrikalannın kısa dönemde satılacağı-
nı açıkladı. Sümer Holding. ORÜS. EBK.
SEK'e ait işletmeler ile Sıvas Demir Çe-
lik Fabrikası ve bunun iştirakindeki pay-
lar için de kısa süre içinde ihale vapıla-
cağını bildiren Yılmaz. Petrol Ofisı. Tüp-
raş. Petkim. Etibank Bankacılık. Turban.
THY. Türkiye Gemi Sanayii. Türkiye De-
nızcılik lşletmeleri, Deniz Nakliyat AŞ
için vakın dönemde ihaleaçılması için ha-
zırlıklann sürdürüldüğünü. bazı elektrik
santralları ile kamu bankalanna bağlı sı-
gorta şırketlerinın. TEDAŞ'ın bağlı or-
taklıklannın \e TEKEL'e ait bazı sigara
fabrikalannın özelleştirilmesi yönünde
deçalışmalaryapıldığını söyledi. Yılmaz.
Telekom'un ;>atışındaki hukuki boşluğu
gıdermek için tasarı hazıriandığını da söy-
ledi. Yılmaz. Rekabet Kurulu'nun yanı sı-
ra. Ekonomik ve So^yal Konsey 'in de ey-
liil ayına kadar kurumsallaşmasmı sağ-
layacaklarını bildirdı.
SSK YASASI- Yılmaz, sosyal güven-
lik reformuyla ılgili çalışmalann başlatıl-
dığını. ILO'ca hazırlanan raporlann ko-
nuyla ilgilı 4 seçenek arasında tercih ya-
pıldıktan sonra kapsamlı \e reform nite-
İiğinde bir sosyal güvenlık kanunu hazır-
lanacağını bıldırcTı. Yılmaz. "Bu çalış-
ma, 1997'nin başına yetiştirilecek. Sosyal
gmenlik sisteminde mevcut olan kana-
mayı durdurucu yönde acil hir düzenleme
süratle ele alınmış olup, bu a> içinde yasa
taslağıMeclis'e sevk edilecek'"dedi.
DOLAYLI VERCİLER- Yılmaz. akar-
yakıt ürünlerı. bınek otomobilleri. tütün
mamulleri. alkollü ıçkıler \e bazı lüks tü-
ketim mallarına özel tüketim vergisı geti-
rileceğinı söyledı. Mesut Yılmaz. şöyle
devam ettı: "Kayıt dışı ekonomik faaliyet-
lerin kayda alınarak vergilendirilmesine
imkân sağlayacak bu tasarı haziran ayı so-
nunda BakanlarKurulu'nagetirilecektir."
Başbakan Yılmaz, "Dargelirli kesimin
ihtiyaçlan ile ilgili KDV oranlan sabit ka-
lırken, lüks mallar \e üst gelir grubunun
tüketiminden alınan KDV uranlannda a/
da olsa bir artış yapılacaktır" dedı. Baş-
bakan Yılmaz. şunlan söyledi: "Emlak
\ergisinde köklü değişiklikîeryapılmasını
öngören tasan, bu ay sonunda TBMM'ye
sunulacaktır. Getirilen tasan ile emlak \er-
gisi matrahının ber yıl yeniden değerleme
katsayısı oranında arttınlmasu her yü ar-
tan endekse bağlanması sağlanacaktır. Ta-
sarı ile belediye meclislerine. kanunda ön-
göriilen vergi oranlannı > üzde 50 fazlasıy-
la uygulama yetkisi \erilmesi. ikinci ko-
nutlarda verginin bir kat fa/Jasıyla alın-
ması,çe\retemizlik\ergisinin emlak \er-
gisi ile biıiikte ve çevre temizlik haraiadı
altında alınması, nıatrahın tespiti \e yö-
netiminde Maliye Bakanlığı'nın belediye-
lere destekvermesi sağlanacakhr."
Sporun Zaferi
Emlak Vergisi gerçekçi bulunmadı:
Belediyeler
vergi toplayamaz
Ekonomi Servisi - Başba-
kan Mesut Yılmaz tarafın-
dan açıklanan ekonomik ön-
lemlerdizisınin vergi boyutu-
nu değerlendiren Prof. Os-
man Altuğ açıklamalann,
kayıt dışı ekonomiyi daha da
körükleyecegini söyledi. Al-
tuğ, belediyeler kanalıyla
toplanılacak olan ve yüksel-
tilen emlak vergileri için.
"Türkiye yerel yönetinüer ka-
nalıy la vergüendirilmeye ha-
ardeğil" dıye konuştu.
Altug. bugüne kadar hıç
bir belediye başkanının \a-
tandaşına emlak vergisi öde-
medi diye ihtar göndermedi-
ğini hatırlattı ve belediye baş-
kanlarının seçmenlerini
memnun etme zorunluluğu
bulunduğu için vergi topla-
ma görevınin yerel yönetim-
lere devredilmesinin son de-
jece yanlış olduğunu kaydet-
Ji. Belediye sınırlan içinde
konut mevcudunun izlene-
mediğını vurgulayan Altuğ,
vergi ödememek için boş ara-
zi olarak beyan edılen yerle-
rin çoğunda ev yapılmış ol-
duğunu belirtti.
Türkiye'de hükümetlerin
Vergi toplanamadıkça. "Ver-
gi vermeyenler, \ermeme\ e
devam etsinler; vergi veren-
lerin ödedikleri vergilere de
zam yapalım" mantığının
gündemegeldığını hatırlatan
Osman Altuğ, Başbakan 'ın
dile getirdiği \ergi önlemle-
rinin de bu mantığın ürünü
olduğunu söyledi. Karşılığın-
da fatura verilmesi zorunlu
olan alış veriş tutarının. 500
bin lıradan 10 müyon liraya
yükseltilmesi nedeniyle
KDV oranlannın yükseltil-
mesinin vergi gelirlenni
arttırmadıgını bıldirdi. Fatu-
rasız alışverişın hem satıcı-
nın hem de alıcının lehine ol-
duğunu belirten Altuğ. bu şe-
kılde faturasız alış\erişte bu-
luşan menfaatlerin biranön-
ce aynşması gerektiğinı \ ur-
guladı.
Başbakan'ın "rantekono-
misinden üretinı ekonomi-
sine geçeceğiz' \olundaki
demeçlennı de değerlendiren
Altug şunlan sövledı:"Ka-
munun finansnıanını rant ke-
simi vapıvor. De\let borç al-
ma\a muhtaç olduğu sürece
rant ktsiminin istediğinj yap-
mak zorunda. Bu kesim de
>üksek faiz ister. Vergi
ödememek ister. Hesap kitap
büdirmemek ister.'"
noktayı
Başbakan \ ılmaz, ekonomik önlemleri 'paket' olaraic nitelemekten ısrarla kaçındı.
Hükümetin kaynak sıkıntısı nedeniyle zam yağmuru yine başladı
Elektriğe yüzde 4.5 zam,ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
İstikrar paketınde. özelleştirme ve
dolaylı vergilerin arttınlması gibi
gelir saglayıcı uygulamalar dışında
hiçbir yapısal önlem açıklamayan
hükümet, programını arka arka\ a
devreye soktuğu KtT zamlanyla
destekliyor. Posta hizmetlerinin
ücretlerine yüzde 20-25. çaya
yüzde 30 oraniannda zam yapan
hükümet dün de elektriğin fiyatını
yüzde 5'e varan oranlarda arttırdı.
Başbakanlık yetkilileri. akaryakıt
ürünleri, şeker ve demir-çelik
fiyatlannın da 15 gün içinde yüzde
15 ile yüzde 20 oraniannda
arttınlacaSını bildirdi.
Başbakan Yılmaz tarafından dün
açıklanan ve özelleştirme ile dolaylı
vergilerin arttınlması temellerine
dayanan istikrar önlemlerinde.
devalüasyon olmadığı savunulurken
geçen hafta döviz kurları Merkez
Bankası'nın da desteğıvle hızlı
oranlarda arttı. Kurlardaki artışın
yanı sıra hükümet KİT ürün
fiyatlannı da yine arka arkaya
arttırmaya başladı.
ANAYÖL hükümetinin
kurulmasının ardından KİT ürün
fiyatlannda her ay düzenli olarak
yapılan yüksek oranîı zamlarla
enflasyon yine yükselme eğilimine
girdi. KİT zamlan sonucunda
toptan eşya fiyatlan mart ayında
y üzde 7, nisan ayında da yüzde 8.1
oranında yükselerek yeniden rekor
seviyelere tırmanmaya başladı.
Enflasyon oranlanndaki bu
yükselişe karşın. KİT ürün
fıyatlarındaki yüksek oranlı artışlar
sürüvor. Hükümet. geçen hafta
posta hizmetlerinin ücretlerine
yüzde 20-25. çay fiyatlanna da
yüzde 30'a varan oranlarda yaptığı
zammın ardından dün de elektrik
fiyatlarını yüzde 4.8"e varan
oranlarda arttırdı. Elektrik
fiyatlanna yılbaşında yüzde 20.
mart ayında da yüzde 15 oranında
iki kez zam yaptlmıştı. Yeni
düzenlemeye göre. elektriğin
kilovat saatinin fiyatı, meskenlerde.
kalkınmada öncelikli bölgelerde 4
bin 500 liradan. 4 bın 710 liraya,
diğer illerde de 5 bın 250 liradan 5
bin 470 liraya çıktı.
Sanayi abonelerinin kullandığı
elektriğin fiyatı da. kalkınmada
öncelikli bölgelerde 4 bin 580
liradan 4 bin 800 liraya. diğer
illerde 5 bin 360 liradan 5 bin 558
liraya çıkarıldı. Başbakanlık
yetkilileri. akaryakıt ürünleri. şeker.
kâğıt ve demir-çelik fiyatlannın da
15 gün içinde yüzde 15 ile yüzde
20 oranlarında arttınlacağını
bildirdiler.
MEHMET YILDIRIM (ITOBAŞKANI)
u
Dağ fare doğurdu9
"Bunlar zaten Türkiyenin
gerçekleri. Bunların çözümü de
belli. Amerikayı yeniden
keşfetmenin hiçbir anlamı yok.
Önemli olan sorunlann çözümü
hakkında gerekli yasaların
Meclis'ten kazasız belasız geçnıesi.
Çünkü hükümetin hem koalısyon
hem de azınlık yapısına sahıp
olması herkesi tedirgin ediyor. Biz
paket içinde aradığımızı bulamadık.
Gümrük birliğiyle ilgili hiçbir
şeyden bahsetmiyorlar, Hükümet bu önemli
unuttu. Kısacası dağ fare doğurdu."
MIT
RAT BEKDİK (TÜGİAD BAŞKANÎT
'Once siyasi istikrar'
"Açıklanan ekonomik kararların tamamına yakını kamu
kesimini ilgilendirmektedir Türkiyenin ekonomik
programlardan önce siy a.si bir ı>tıkrara ihtiyacı \ardir.
Mevcut siyasi ortamı. köklü yap^al reformlann
gerçekleştirilmesi açısından umut \erici görmemektey ız
Bu bağlamda. böyle bir progranıın başaniı olma oranı
çok düşüktür. Amaç önce siyasi. sonra ekonomik
istikrardır."
MEMDUH HACIOĞLU «ESKlfSOBAŞKAXI)
'Havanda su dövüyorlar'
"Saym Başbakan ekonomik bir
pakef yerine mevcut hükürhet
programını yeniden okudu. Ortada
soınut hiçbir şey yok. Amaçları
gündemi meşgul etnıek. Benım bu
hükümetten hiçbir beklentim
olmadığı için. Başbakan'm
açıklamalan da sürprız olnıadı.
Pamuk ipliğine bağlı bir hükümetin
geleceği de olmaz. Teşhis var. ama
çözüm yok. Kısacası havanda su
dövüyorlar."
FERMANİ ALTUN (TİDER BAŞKANI) ~
^Sanki seçiııı bfldirgesi'
'"Mesut Yılmaz'ın uzun bir masal niteliğı taşıvan
toplantısında. Türkiye'nin temel sorun \e çözümleri ile
hiçbir ilgisi yoktur. Sanki, çözüm öncesi bir seçim
bildırgesi niteliğinde. öte bir şey değıldir. Bu mesajlarda
temel reformlar ve yeni bir sistem yapılanması
görülmektedir. Aynca. Türkiye'nin ekonomik \e siyasal
çıkmazdan kurtuİması için tek çözüm dışa açılmasıdır.
Dışa açılma se bu yönden reformlarla ilgili tek kelime
söylenmemiştir. Kısacası Başbakan'ın basın toplantısı
hayal kınklıklan yaratmıştır."
Korkulan olmadı... Maç öncesi yaşanan gerginlik,
yerini sahada futbola bıraktı... Trabzonspor taraftarı
zorlu maçı kazanan F. Bahçe'yi ayakta alkışladı..
Neymiş efendim? Ligde bırincilik sırasını değiştirecek
kritik bir maç sonunda ölen olmazsa, bu, sporun zafe-
ri oluyormuş..
Televizyon kanalları birinci sıradaki haberterinde, ga-
zeteler manşetlerinde böyle diyorlar. Kan dökülmemiş
olmasını sevinçle karşılıyorlar.
Demek ki bende bir terslik var. Önceki gece boşu bo-
şuna kendimi spor terörünün içinde sanmış, panikle-
yıp korkuyu yaşamışım.
Tabii ki terslik bende: 30 yılı aşan gazetecilik yaşa-
mında, kanh pazarlar, kanlı 1 Mayıs'lar, istanbul'da ol-
muş ne kadar silahlı-silahsız çatışma, işçi, gençlik ola-
yı varsa tam göbeğinde bulun. Kılın kıpırdamasın. Da-
ha 5 gün önceki 1 Mayıs'ta olup bıtenleri en yakın me-
kân izlemeye çalış, sonra da takımlannın zaferini kut-
layan Fenerbahçeliler'den kork.
Önceki akşam, Cumhuriyet okurlannın düzenlediği
"küreselleşme" panelinden sonra maçı unutmuş, da-
ha doğrusu Fenerbahçe'nin galibiyetini, kutlamaları he-
saplamamış, Caddebostan Kültür Merkezi'nden çıkıp
Fenerbahçe'de birlikte yemek yemek gıbi bir gaflette
bulunmuştuk. Sonunda Gencay Şaylan'ın kaygılı maç
sonucunu haber alma çabasında haklı olduğu ortaya
çıktı. Bir anda dışarıda korkunç bir gürültü patladı.
Gencay, yine de Fenerbahçe'den trenle Haydarpa-
şa'ya geçip, Ankara trenine yetışmenın yolunu buldu.
Türkel Minibaş da dahil, Istanbul yakasında oturan üç
hanıma da gecenin ortasında caddelerde konvoy olan
çılgın araçların arasından Kadıköy'e kadar yürümek
düştü.
Uzerimizde Fenerbahçe çılgmlığmı gösterecek giysi,
kurdele, arma, elimizde bayrak, flama türü bir şeyler ol-
madığı gıbı, yeterince gülümsemeyi, alkışlamayı bece-
remediğimiz, belki de korkumuzu yüzümüze yansıttı-
ğımız için, çılgın kutlayıcılar için çok aykırı bir görüntü
verıyor olmalıydık ki, sık sık tepki alıyorduk.
Kim demiş ki, Türkiye'de yoksulluk, açlık var?
Dünyanın en pahalı, lüks marka arabalan, çoluk-ço-
cuğun elinde. Ellerinde cep telefonları, kanyak şişeleri
20 yaşın altındaki genç kızlarımız, delikanlılarımız, üs-
tü açılmış araçlardan fırlayacakmış gibi, açılmayanlar-
dan kapı camlarından dışanya sarkmakta. Yanlannda
daha da küçük kardeşlerini sürüklediklerini gördükçe,
"Bunların anaları, babaları nerede? Hiç mikaygılanmı-
yorlar" diye homurdanmaktan kendimizi alamıyoruz.
Çünkü çoluk-çocuklu araçlara sürtünerek giden di-
ğerlerindeki bıyıklı vatandaşlar. sevinçlerıni, erkeklikle-
nni, zil zurna sarhoş, sözde havaya ateş atarak kanrt-
lama sevdasındalar.
Bir de Fenerbahçelıliği milliyetçilik gösterisine dök-
müş delikanlılarımız var. Ünlü bozkurt işaretleri, erkek-
lik simgesi el kol hareketleri. Çocukluktan bir Fenerbah-
çeli olarak taraftarlığımdan vazgeçiyorum.
Ne şaka, ne abartı. Karanlıkta, kör topal bir kurşuna
hedef olmamak için koşar adım. Fenerbahçe stadı ya-
nındaki viyadüğün karanlığmda. ancak ait yoldan geç-
meyı sağlıklı ve akılcı bulabiliyoruz. Söğutluçeşme'de
bızi alacak birtaksiyi yakalayınca, Türkel sevinçten be-
ni yanağımdan öpüyor.
Arabanın şoförü de çok şanslı olduğumuz kanısın-
da. Arka yollardan kaçarak gelmiş. Yukarılarda bir yer-
lerde dövülerek yaralanan iki Trabzonsporluyu araba-
sını kan içinde bırakmamak ve karakollarda, şahitlık-
ten sürünmemek için almadan kaçmış. Biraz vicdan
azabı içinde, "Siz ne delilikleryaşanıyor bir bilseniz. Biz
taksi şoförlerı, neleri görüyoruz" diyor.
Toplumda gelişen terör, şiddet eğiliminden, sevgisiz-
likten, delilik halinden yakınıyor. Her şeyi siyasetçilerin
basiretsizliğine, siyasetteki kirienmeye, yolsuzluklara,
ahlaksızlıklara, vurgunlara, haksız kazanca bağlayan,
tanık olduğu olayları da katan, bir söylev veriyor.
Ne günlere geldik görüyor musunuz? Bir futbol ma-
çının kansız noktalanmasını (ölümle sonuçlanmayan
yaralanmalart kanlı saymıyoruz) sevinçle karşılıyoruz.
Fenerbahçe'nin büyük zaferini, zevkli bir maçı, Trab-
zonspor'un centilmence alkışını gördük ya..
Anayol hükümeti Ayrıyol hükümetine dönmüş. Kimi-
leri istemedikleri iktidar, hükümet olasılıklarına karşı,
görünmeyen demir ellerin işin içıne kanşmasını sağla-
mak üzere, Türkiye üzerinde büyük yeni oyunlar oynu-
yormuş.. 1 Mayıs'ta olup bitenleri de içine almak üze-
re, büyük büyük senaryolar yazılıyormuş. Krize giren
düzenin, küreselleşmenın, IMF'nin yeni acı reçeteleri
için, doğrudan askeri darbe olmasa da güçlü demir el-
ler desteğine, yeni iktidar senaryolarına gereksinimi
varmış..
iktidar ortaklarının ekonomik paket olup olmadığın-
da anlaşamadıklan yeni vergiler, özelleştirme, zamlar
furyası geliyormuş..
Dün 12 Mart'ta "üç fidan" Deniz Gezmiş, YusufAs-
lan, Hüseyin Inan'ın idam edilme yıldönümleri ı-
miş..Kimin umrunda?..
Ekonomistler ANAYOL'dan umutsuz
6
Bu hükümede reform zor'
Ekonomi Servisi-
Hükümetin iki kanadı
arasındaki uyuşmazlık
ekonomi çevreleri
tarafından endişeyle
karşılanıyor. İstanbul
Üniversitesi Iktisat
Fakültesi Dekanı Esfender
Korkmaz, hükümet
içindeki düzensizlikler \ e
uyumsuzluklar nedeniyle
refonn niteliğinde kararlar
alınmasının zor olduğuna
işaret etti. Türkiye'de
ekonomiyi idare edenin
kamu açıklan ve dev let
borçlan olduğunu ifade
eden Korkmaz. piyasa
ekonomisinin yeni
ı çözümlere ihtiyacı
bulundugunu da belirtti.
Iktisat Kulübü'nün "21.
Yüzyıla Girerken Türkiye
Ekonomisi" konulu paneli
dün The Marmara Oteli'nde
yapıldı. Maliye Bakanı
Lütfullah Kayalar \e
Dev let Bakanı Ayfer
( Yılmaz'ın. Başbakan
Mesut Yılmaz'ın
düzenlediği toplantıyı mazeret
göstererek katılmadıklan panelin açış
konuşmasını Esfender Korkmaz yaptı.
1
Türkiye'nin acil olarak vergi reformuna
ihtiyacı olduğunu belirten Korkmaz.
- ancak hükümetin bugünkü durumuyla.
böyle bir reform gerçekleştirmesinın
mümkün olmadığını söyledi.
1
DYP Genel Başkanı ve hükümet ortağı
Tansu Çiller'in ekonominin zaafiyet
içine girdiğı yolundaki açıklamalanndan
sonra Başbakan Mesut V ılma/'m
"Koalisyon gittiği >ere kadar gider"
şeklinde konuştuğunu hatırlatan
Korkmaz. " Sorunlara çözüm
bulunmavacaksa neden koalisvon
Korkmaz: Reform zor.
Karahasanoğlu: Borç çok.
geldiğini ileri sürdü.
kurujorsun? Neden bu
memleketin istikbali ile
ojnuyorsun?" dedi.
Sanayi Bakanı Yalım Erez'in
'Duyduğumuza göre vergi
düzenlemeleri
yapılacakmış' sözünü de
eleştiren Korkmaz. "Bu
sistem içinde >ergi
düzenlemesi nasıl yapılır?"
sorusunu sordu.
Piyasa ekonomisinin sürekli
olarak radikal önlemlere \e
devrimlere'ihtiyacı olduğuna
da işaret eden Esfender
Korkmaz. "Ekonomide
kaynaklar arz talep
şartlarına gore düzenlenir
ya da devlet idare eder.
Türkiye'de ikisi de olmaz.
Ekonomiyi idare eden
kamu açıklan ve devlet
borçlarıdır"' dedı.
Sümerbank Genel Müdürü
Şükrü Karahasanoğlu ise.
bankacılık sistemini
ekonominin realitesı dışında
düşünmemek gerektiğıni
belirterek. bankalann
Hazine'nin şubesi haline
Bankalar Hazine ile Merkez'in
şubesi
Karahasanoğlu. "Şu anda 6 bin tane
banka Hazine \e Merkez Bankası'nın
şubesi halindedir. Onlar faiz
arttırınca siz de faiz arttırmak
zorundasınız. Arttırmazsanız sistem
daşına çıkarsınız" dedi. Ekonominin
kısır bir döngü içinde olduğuna da işaret
eden Karahasanoğlu. borçların borçla
kapandığını. bu ortamda da bankaların
kredi vermesinin mümkün olmadığını
ileri sürdü.
ÇIFTÇI DOSTU /SADLLLAH USUMÎ
K
aniı 1 Mayıs olaylarını ne
yazık ki bir kez daha ya-
şadık. 6 günden beri in-
celeniyor, tartışılıyor. Ga-
zetelerimiz, yazarlanmız ve bilim
adamlarımız görüşlerini açıklıyor.
Hemen hepsi "1 Mayıs olayları
ders olsun, son olsun" dileğinde
birleşiyor!...
Böylesine birfaciadan ders alın-
masını kim istemez ki... Hele "son
olmasına" yardımcı olacaksa...
Ancak hükümet yetkililerinin, bazı
siyasetçilerimizin ve Istanbul Vali-
si'nin konu ile ilgili açıklamalannı
okuyunca olaylardan ders alaca-
ğımıza inanmak çok zor... Zira he-
men hemen hiçbirinin teşhisı ger-
çekçi değil!..
Hepsı hükümetini, partisini,
kendini, makamlarını koruyabil-
mek için bol bol konuşuyor... Bir
süre sonra konu yavaş yavaş unu-
tulacak ve belki de sadece sanık
diye ele geçirilenlerin mahkemele-
n sırasında hatırlanacak...
Hele Tansu Çiller'in olaylara
bakışaçısıtambirkomedi... Çiller,
"Ben başbakan olsaydım, bunlar
olmazdı...'' diyor... Bu açıklamayı
okuyanlardan kaç kişi "ders aldı-
ğımızı" ileri sürebilir? Bu kin dolu
açıklamayı okuduktan sonra "Vah,
Türkiyem. Vah... Senikimleridare
etmiş..." diye hayrflanmamak
mümkün mü?
Tansu Çiller dönemındeyaşadı-
ğımız olaylar daha dün gibi aklı-
mızda... Üstelik bu tür olayların te-
melinde Çiller'in de harcı var...
Eğer günahları tartışmaya açar-
sak. Çiller bugünkü siyasetçilerin
arasında başı çeker...
1 Mayıs olayları ile ilgili çok de-
ğerli açıklamalar okuduk, dinle-
dik... Ancak DİSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak'ın getirdiği yorum,
gerçekleri tam olarak yansıtıyor.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Miya-
se İlknur'un bir sorusuna DİSK
Genel Başkanı şu yanıtı veriyor:
"Işçilehn örgütlenme konusun-
Vah Türkiyem vah!...
da zayıf düştükleri kesın. Nıye za-
yıfdüştü emek örgütlen?.. Orgüt-
lü toplum ülkedeyok edildi... Ör-
gütlü toplum olmaması, demokra-
tik toplumun zaafa uğraması de-
mektir..."
Rıdvan Budak örgütlü toplumun
neden engellendigini de söyleşinin
satırları arasına şöyle sıkıştırmış:
"Bizne diyecektik 1 Mayıs'ta?..
Kazanılmış haklanmız korunsun,
milli gelir daha adaletli paylaşılsın
ve çalışma banşı sağlansın... Bu-
nukimyapar?.. Sosyal devlet, hu-
kuk devleti yapar... Herkese iş,
herkese aş, herkese sosyal gü-
venlik hakkı, heri<ese yaşam gü-
vencesi ve barış..."
Rıdvan Budak'ın on binlerce iş-
çiye söylemeyı tasarladığı bu gö-
rüşlere kim karşı çıkabilir? Eğer bu
görüşleri heıtıangi bir odada veya
kahve köşesınde dostlarınızla tar-
tışırsanız sıze kimse karşı çıka-
maz... Hatta destekler gözükür...
Ancak büyük sermaye çevrele-
ri ve onların temsilciliğını üstlen-
miş siyasetçiler, bu göruşlerin mi-
tinglerde ve halka açık toplantılar-
aa anıatılmasından noşıanmaz-
lar... Zira işçinin bilınçlenmesinden
ve hak aramasından korkariar... Bu
çevreler Türkiye'de sayıca azdır,
ancak her zaman güçlüdür ve tam
45 yıldan beri iktidardadır...
Kenan Evren, Turgut Özal,
Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Al-
parslan Türkeş gibi siyasetçiler,
Rıdvan Budak'ın söylemeyi tasar-
ladığı göruşlerin yaşama geçme-
sini engellemek için yıllarca görev
yapmışlardır... Hiçbir dönemde,
holding patronlannın isteklerinin
aksine bir politika izleyememişler-
dir... Hepsi millete dönük konuşur-
ken, "sosyal adaletçi" kesilirler...
Bıkmadan, usanmadan "hukuk
devleti. herkese ış. herkese aş...
Sosyal güvenlik hakkı... Herkese
yaşam güvencesi, demokrasi ve
barış..." derler!...
Aslında hiçbiri demokrat değil-
dir. Hiçbiri sosyal adaletten yana
olmamıştır. Çalışma banşı için en
küçük bir gayret göstermemişler-
dır. Ça/ıpçırpmalar, vurgunlar, rüş-
vetler soygunlar, banker faciaları
hep onların dönemınde olmuştur..
Gazetelerimiz,
yazarlanmız
ve bilim
adamlarımız
görüşlerini
açıklıyor.
Hemen hepsi
"1 Mayıs
olayları ders
olsun, son
olsun"
dileğinde
birleşiyor!...
Memur. ışçı. emekli. çiftçi. köy-
lü. dar geliriı. küçük esnaf en ka-
ranlık günlennı, en büyük acılarını
hep onlann dönemlennde yaşa-
mıştır... 60 milyona yakın ınsan
ekonomik sıkıntılar içinde bunalır-
ken, borç-harç içinde kıvranırken,
pazar yerlerine dökülen çürük
meyve ve sebzelerle çoluk çocu-
ğunun karnını doyurmaya çalışır-
ken, holdinglerin hepsi trilyonlarca
lira kazanca ulaşmıştır... Halk ve
devlet fakirleşirken, holdingler
zenginleşmiştir!...
Özellikletarım kesıminin yüzler-
ce trilyonluk kaynağı hep holding-
lerin ve onların yandaşlanna akrtıl-
mıştır... Çiftçi. köylü, hayvan üreti-
cısi, kırsal kesım ınsanı açlığa. yok-
sulluğa mahkûm edılmıştır... Türk
tarımı, tarıhimizin en karanlık gün-
lerini yaşamaktadır. Buğday, pa-
muk, ayçiçeğı. mısır, fındık. çay,
tütün, narenciye, sebze, meyve,
zeytin ve hayvan üreticilen bir tek
kuruş kazanamıyor ve varlığından
kaybedıyor... Buna karşılık 'ıu
ürünlerin tıcaretım yapanlartrilyor -
larca lira kazanıyor!... Dünyann
hiçbirdemokratık ülkesinde olma-
yan bu ters gelişmeler Türkiye'de
başlayalı tam 16 sene oldu. 1980
yrtına kadar ışçiyi ve çiftçiyi koru-
mak ıçın kurulan ve geliştirilen ku-
rumlartekertekeryıkıldı... Enazın-
dan güçsüz hale getirildi. Işçilerin
sendikal haklan elinden alındı...
Çiftçinin ekonomik örgütlen iflasa
sürüklendi...
12 Eylü/'ün amacı da zaten buy-
du... Kenan Evren ve 4 arkadaşı
yönetimi ele geçirir geçirmez hol-
dinglerle kucaklaştı ve kaynaştı...
Turgut Özal ve Tansu Çiller de ay-
nı yolun yolcusu oldu.. işçi. çiftçi,
memur. emekli bir kenara rtiliver-
di...
Şimdi hepsinin en büyük korku-
su işçinin, çiftçinin ve memurun
örgütlenmesi... Eğer cıddı bir ör-
gütlenmeye kavuşurlarsa çiftçiyi,
işçiyi. memuru, dar gelirliyi; değil
özel sektör, hükümetler bıle istese
sömüremez... Çünkü, örgütlenen
kesimler haklannı aramayı ve al-
mayı becerırler!...
Halkın her kesiminin örgütlü ol-
duğu ülkelerde demokrasi vardır.
Demokrasinin olduğu ülkelerde ın-
san haklan vardır... Yöneticılerye-
rine, yasalar egemendir... Hâkim-
ler baş tacıdır... Bu nedenle hiç
kimse, kimseyi sömüremez... Hiç
kimse de kimseden korkmaz!... iş-
çiler, çiftçiler ve memurlar böyle
birTürkiyeyaratmak istedikleri için
ne zaman adımlannı sokağa atsa-
lar dayak yiyoriar, yerlerde sürük-
leniyorlar ve işlerinden oluyorlar!...
Amaç. halkın örgütlenmesine
engel olmaktır!...
Ancak 16 yıldan beri ezilen ve
hoıianan çiftçi artık "ölü toprağını"
üzerinden atıyor... 20 ıla 30 mil-
">nluk kırsal kesim insanı hareket-
Rursa'da, Karacabey'de ilk
ış- ._ ^'Idi... Eğer yasal yollar-
dan hak a, ctma mücadelesı sürer-
se çiftçi. hem kendisinin hem iş-
çinin nem de memurun örgütlen-
mesını sağlayacaktır...B