25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MAY1S1996 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOM 9 _IMF ziyareti arifesinde açıkladığı istikrar önlemleri özelleştirme ve dolaylı vergi artışı ile sınırlı kaldı Mesut Ydmaz'dan vaatler paketi İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER -• Yılmaz dün düzenlediği basın toplantısında. ekonominin bir "istikrar paketine" gereksinimi olmadığını savunurken, alacaklan önlemlerin yapısal reformlar olduğunu söyledi. Yılmaz, para piyasalanna ilişkin yapısal para politikalanna ilişkin hiçbir projeden de söz etmedi. AJVKARA(CumhuriyetBürosu)- Baş- bakan Mesut \ ılmaz. tarafından açıkla- nan yeni istikrar önlemleri de. özelleştir- me ve dolaylı \ergi!erin arttınlması temel- lerine dayandınldı. Kayıt dışı ekonomi- nin kayıt içine alınması. emlak sistemin- deki rant gelırlerinin vergilendirilmesı. Devlet Ihale Yasası'ndaki değişikliklere ilişkin projeler ise yine vaatlerle sınırlı kaldı. Yılmaz yalnızca. akaryakıt, alkol ve türün ürünlerı ile taşıt gelirlerinden ye- ni vergi alınacagını, zorunlu tüketim mal- ları dışındaki tüm mallara uygulanan kat- .ma değer \ergisi oranlannın da arttınla- cağını açıkladı. Aralannda. rafineriler, Ereğli Demir- Çelik Fabrikalan, Petrol Ofisi. Petkim gi- bi stratejik kuruluşlann da bulunduğu tüm KtT'lerin l yıl içinde özelleştirileceğini bildiren Yılmaz, bu yıl içinde satılacağı açıklanan kamu bankalarının özelleştiril- mesini öncelikli sıradan çıkardı. Yatırımlardan valnızca yüzde 70"i ta- mamlânanlara kaynak sağİanacağını bil- dirirken, sosyal güvenlik kuruluşlarının rehabilitasyonu için. emeklilik yaşının arttırılmasını öngören yeni bir yasa tasla- gının l ay içinde hazırlanacağını söyledi. Yılmaz dün düzenlediği basın toplantı- sında. ekonominin bir "istikrar paketine" gereksinimi olmadığını savunurken, ala- caklan önlemlerin yapısal reformlar ol- duğunu söyledi. Özelleştirme ve dolaylı vergilenn arttınlması dışında hiçbir so- mut önlem açıklamayan Yılmaz. para pi- yasalanna ilişkin. Merkez Bankasf nın pa- ra basımı \e kamuya sağladığı kredilerin sınırlandırılması, iç borç faiz oranlann- dan vergi alınması. enflasyonun önlenme- sine ilişkin yapısal para politikalanna iliş- kin hiçbir projeden de söz etmedi. Yılmaz. konsolidasyon ve devalüsyo- nun söz konusu olmadığını bildirirken. kendisinin başbakan olduğu dönemde bir vergj affının da yapılmayacağını söyledi. KIT'LER- Yılmaz. çimento sektörün- de geçen ay ihaleleri tamamlanan çimen- to fabrikalannın kısa dönemde satılacağı- nı açıkladı. Sümer Holding. ORÜS. EBK. SEK'e ait işletmeler ile Sıvas Demir Çe- lik Fabrikası ve bunun iştirakindeki pay- lar için de kısa süre içinde ihale vapıla- cağını bildiren Yılmaz. Petrol Ofisı. Tüp- raş. Petkim. Etibank Bankacılık. Turban. THY. Türkiye Gemi Sanayii. Türkiye De- nızcılik lşletmeleri, Deniz Nakliyat AŞ için vakın dönemde ihaleaçılması için ha- zırlıklann sürdürüldüğünü. bazı elektrik santralları ile kamu bankalanna bağlı sı- gorta şırketlerinın. TEDAŞ'ın bağlı or- taklıklannın \e TEKEL'e ait bazı sigara fabrikalannın özelleştirilmesi yönünde deçalışmalaryapıldığını söyledi. Yılmaz. Telekom'un ;>atışındaki hukuki boşluğu gıdermek için tasarı hazıriandığını da söy- ledi. Yılmaz. Rekabet Kurulu'nun yanı sı- ra. Ekonomik ve So^yal Konsey 'in de ey- liil ayına kadar kurumsallaşmasmı sağ- layacaklarını bildirdı. SSK YASASI- Yılmaz, sosyal güven- lik reformuyla ılgili çalışmalann başlatıl- dığını. ILO'ca hazırlanan raporlann ko- nuyla ilgilı 4 seçenek arasında tercih ya- pıldıktan sonra kapsamlı \e reform nite- İiğinde bir sosyal güvenlık kanunu hazır- lanacağını bıldırcTı. Yılmaz. "Bu çalış- ma, 1997'nin başına yetiştirilecek. Sosyal gmenlik sisteminde mevcut olan kana- mayı durdurucu yönde acil hir düzenleme süratle ele alınmış olup, bu a> içinde yasa taslağıMeclis'e sevk edilecek'"dedi. DOLAYLI VERCİLER- Yılmaz. akar- yakıt ürünlerı. bınek otomobilleri. tütün mamulleri. alkollü ıçkıler \e bazı lüks tü- ketim mallarına özel tüketim vergisı geti- rileceğinı söyledı. Mesut Yılmaz. şöyle devam ettı: "Kayıt dışı ekonomik faaliyet- lerin kayda alınarak vergilendirilmesine imkân sağlayacak bu tasarı haziran ayı so- nunda BakanlarKurulu'nagetirilecektir." Başbakan Yılmaz, "Dargelirli kesimin ihtiyaçlan ile ilgili KDV oranlan sabit ka- lırken, lüks mallar \e üst gelir grubunun tüketiminden alınan KDV uranlannda a/ da olsa bir artış yapılacaktır" dedı. Baş- bakan Yılmaz. şunlan söyledi: "Emlak \ergisinde köklü değişiklikîeryapılmasını öngören tasan, bu ay sonunda TBMM'ye sunulacaktır. Getirilen tasan ile emlak \er- gisi matrahının ber yıl yeniden değerleme katsayısı oranında arttınlmasu her yü ar- tan endekse bağlanması sağlanacaktır. Ta- sarı ile belediye meclislerine. kanunda ön- göriilen vergi oranlannı > üzde 50 fazlasıy- la uygulama yetkisi \erilmesi. ikinci ko- nutlarda verginin bir kat fa/Jasıyla alın- ması,çe\retemizlik\ergisinin emlak \er- gisi ile biıiikte ve çevre temizlik haraiadı altında alınması, nıatrahın tespiti \e yö- netiminde Maliye Bakanlığı'nın belediye- lere destekvermesi sağlanacakhr." Sporun Zaferi Emlak Vergisi gerçekçi bulunmadı: Belediyeler vergi toplayamaz Ekonomi Servisi - Başba- kan Mesut Yılmaz tarafın- dan açıklanan ekonomik ön- lemlerdizisınin vergi boyutu- nu değerlendiren Prof. Os- man Altuğ açıklamalann, kayıt dışı ekonomiyi daha da körükleyecegini söyledi. Al- tuğ, belediyeler kanalıyla toplanılacak olan ve yüksel- tilen emlak vergileri için. "Türkiye yerel yönetinüer ka- nalıy la vergüendirilmeye ha- ardeğil" dıye konuştu. Altug. bugüne kadar hıç bir belediye başkanının \a- tandaşına emlak vergisi öde- medi diye ihtar göndermedi- ğini hatırlattı ve belediye baş- kanlarının seçmenlerini memnun etme zorunluluğu bulunduğu için vergi topla- ma görevınin yerel yönetim- lere devredilmesinin son de- jece yanlış olduğunu kaydet- Ji. Belediye sınırlan içinde konut mevcudunun izlene- mediğını vurgulayan Altuğ, vergi ödememek için boş ara- zi olarak beyan edılen yerle- rin çoğunda ev yapılmış ol- duğunu belirtti. Türkiye'de hükümetlerin Vergi toplanamadıkça. "Ver- gi vermeyenler, \ermeme\ e devam etsinler; vergi veren- lerin ödedikleri vergilere de zam yapalım" mantığının gündemegeldığını hatırlatan Osman Altuğ, Başbakan 'ın dile getirdiği \ergi önlemle- rinin de bu mantığın ürünü olduğunu söyledi. Karşılığın- da fatura verilmesi zorunlu olan alış veriş tutarının. 500 bin lıradan 10 müyon liraya yükseltilmesi nedeniyle KDV oranlannın yükseltil- mesinin vergi gelirlenni arttırmadıgını bıldirdi. Fatu- rasız alışverişın hem satıcı- nın hem de alıcının lehine ol- duğunu belirten Altuğ. bu şe- kılde faturasız alış\erişte bu- luşan menfaatlerin biranön- ce aynşması gerektiğinı \ ur- guladı. Başbakan'ın "rantekono- misinden üretinı ekonomi- sine geçeceğiz' \olundaki demeçlennı de değerlendiren Altug şunlan sövledı:"Ka- munun finansnıanını rant ke- simi vapıvor. De\let borç al- ma\a muhtaç olduğu sürece rant ktsiminin istediğinj yap- mak zorunda. Bu kesim de >üksek faiz ister. Vergi ödememek ister. Hesap kitap büdirmemek ister.'" noktayı Başbakan \ ılmaz, ekonomik önlemleri 'paket' olaraic nitelemekten ısrarla kaçındı. Hükümetin kaynak sıkıntısı nedeniyle zam yağmuru yine başladı Elektriğe yüzde 4.5 zam,ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İstikrar paketınde. özelleştirme ve dolaylı vergilerin arttınlması gibi gelir saglayıcı uygulamalar dışında hiçbir yapısal önlem açıklamayan hükümet, programını arka arka\ a devreye soktuğu KtT zamlanyla destekliyor. Posta hizmetlerinin ücretlerine yüzde 20-25. çaya yüzde 30 oraniannda zam yapan hükümet dün de elektriğin fiyatını yüzde 5'e varan oranlarda arttırdı. Başbakanlık yetkilileri. akaryakıt ürünleri, şeker ve demir-çelik fiyatlannın da 15 gün içinde yüzde 15 ile yüzde 20 oraniannda arttınlacaSını bildirdi. Başbakan Yılmaz tarafından dün açıklanan ve özelleştirme ile dolaylı vergilerin arttınlması temellerine dayanan istikrar önlemlerinde. devalüasyon olmadığı savunulurken geçen hafta döviz kurları Merkez Bankası'nın da desteğıvle hızlı oranlarda arttı. Kurlardaki artışın yanı sıra hükümet KİT ürün fiyatlannı da yine arka arkaya arttırmaya başladı. ANAYÖL hükümetinin kurulmasının ardından KİT ürün fiyatlannda her ay düzenli olarak yapılan yüksek oranîı zamlarla enflasyon yine yükselme eğilimine girdi. KİT zamlan sonucunda toptan eşya fiyatlan mart ayında y üzde 7, nisan ayında da yüzde 8.1 oranında yükselerek yeniden rekor seviyelere tırmanmaya başladı. Enflasyon oranlanndaki bu yükselişe karşın. KİT ürün fıyatlarındaki yüksek oranlı artışlar sürüvor. Hükümet. geçen hafta posta hizmetlerinin ücretlerine yüzde 20-25. çay fiyatlanna da yüzde 30'a varan oranlarda yaptığı zammın ardından dün de elektrik fiyatlarını yüzde 4.8"e varan oranlarda arttırdı. Elektrik fiyatlanna yılbaşında yüzde 20. mart ayında da yüzde 15 oranında iki kez zam yaptlmıştı. Yeni düzenlemeye göre. elektriğin kilovat saatinin fiyatı, meskenlerde. kalkınmada öncelikli bölgelerde 4 bin 500 liradan. 4 bın 710 liraya, diğer illerde de 5 bın 250 liradan 5 bin 470 liraya çıktı. Sanayi abonelerinin kullandığı elektriğin fiyatı da. kalkınmada öncelikli bölgelerde 4 bin 580 liradan 4 bin 800 liraya. diğer illerde 5 bin 360 liradan 5 bin 558 liraya çıkarıldı. Başbakanlık yetkilileri. akaryakıt ürünleri. şeker. kâğıt ve demir-çelik fiyatlannın da 15 gün içinde yüzde 15 ile yüzde 20 oranlarında arttınlacağını bildirdiler. MEHMET YILDIRIM (ITOBAŞKANI) u Dağ fare doğurdu9 "Bunlar zaten Türkiyenin gerçekleri. Bunların çözümü de belli. Amerikayı yeniden keşfetmenin hiçbir anlamı yok. Önemli olan sorunlann çözümü hakkında gerekli yasaların Meclis'ten kazasız belasız geçnıesi. Çünkü hükümetin hem koalısyon hem de azınlık yapısına sahıp olması herkesi tedirgin ediyor. Biz paket içinde aradığımızı bulamadık. Gümrük birliğiyle ilgili hiçbir şeyden bahsetmiyorlar, Hükümet bu önemli unuttu. Kısacası dağ fare doğurdu." MIT RAT BEKDİK (TÜGİAD BAŞKANÎT 'Once siyasi istikrar' "Açıklanan ekonomik kararların tamamına yakını kamu kesimini ilgilendirmektedir Türkiyenin ekonomik programlardan önce siy a.si bir ı>tıkrara ihtiyacı \ardir. Mevcut siyasi ortamı. köklü yap^al reformlann gerçekleştirilmesi açısından umut \erici görmemektey ız Bu bağlamda. böyle bir progranıın başaniı olma oranı çok düşüktür. Amaç önce siyasi. sonra ekonomik istikrardır." MEMDUH HACIOĞLU «ESKlfSOBAŞKAXI) 'Havanda su dövüyorlar' "Saym Başbakan ekonomik bir pakef yerine mevcut hükürhet programını yeniden okudu. Ortada soınut hiçbir şey yok. Amaçları gündemi meşgul etnıek. Benım bu hükümetten hiçbir beklentim olmadığı için. Başbakan'm açıklamalan da sürprız olnıadı. Pamuk ipliğine bağlı bir hükümetin geleceği de olmaz. Teşhis var. ama çözüm yok. Kısacası havanda su dövüyorlar." FERMANİ ALTUN (TİDER BAŞKANI) ~ ^Sanki seçiııı bfldirgesi' '"Mesut Yılmaz'ın uzun bir masal niteliğı taşıvan toplantısında. Türkiye'nin temel sorun \e çözümleri ile hiçbir ilgisi yoktur. Sanki, çözüm öncesi bir seçim bildırgesi niteliğinde. öte bir şey değıldir. Bu mesajlarda temel reformlar ve yeni bir sistem yapılanması görülmektedir. Aynca. Türkiye'nin ekonomik \e siyasal çıkmazdan kurtuİması için tek çözüm dışa açılmasıdır. Dışa açılma se bu yönden reformlarla ilgili tek kelime söylenmemiştir. Kısacası Başbakan'ın basın toplantısı hayal kınklıklan yaratmıştır." Korkulan olmadı... Maç öncesi yaşanan gerginlik, yerini sahada futbola bıraktı... Trabzonspor taraftarı zorlu maçı kazanan F. Bahçe'yi ayakta alkışladı.. Neymiş efendim? Ligde bırincilik sırasını değiştirecek kritik bir maç sonunda ölen olmazsa, bu, sporun zafe- ri oluyormuş.. Televizyon kanalları birinci sıradaki haberterinde, ga- zeteler manşetlerinde böyle diyorlar. Kan dökülmemiş olmasını sevinçle karşılıyorlar. Demek ki bende bir terslik var. Önceki gece boşu bo- şuna kendimi spor terörünün içinde sanmış, panikle- yıp korkuyu yaşamışım. Tabii ki terslik bende: 30 yılı aşan gazetecilik yaşa- mında, kanh pazarlar, kanlı 1 Mayıs'lar, istanbul'da ol- muş ne kadar silahlı-silahsız çatışma, işçi, gençlik ola- yı varsa tam göbeğinde bulun. Kılın kıpırdamasın. Da- ha 5 gün önceki 1 Mayıs'ta olup bıtenleri en yakın me- kân izlemeye çalış, sonra da takımlannın zaferini kut- layan Fenerbahçeliler'den kork. Önceki akşam, Cumhuriyet okurlannın düzenlediği "küreselleşme" panelinden sonra maçı unutmuş, da- ha doğrusu Fenerbahçe'nin galibiyetini, kutlamaları he- saplamamış, Caddebostan Kültür Merkezi'nden çıkıp Fenerbahçe'de birlikte yemek yemek gıbi bir gaflette bulunmuştuk. Sonunda Gencay Şaylan'ın kaygılı maç sonucunu haber alma çabasında haklı olduğu ortaya çıktı. Bir anda dışarıda korkunç bir gürültü patladı. Gencay, yine de Fenerbahçe'den trenle Haydarpa- şa'ya geçip, Ankara trenine yetışmenın yolunu buldu. Türkel Minibaş da dahil, Istanbul yakasında oturan üç hanıma da gecenin ortasında caddelerde konvoy olan çılgın araçların arasından Kadıköy'e kadar yürümek düştü. Uzerimizde Fenerbahçe çılgmlığmı gösterecek giysi, kurdele, arma, elimizde bayrak, flama türü bir şeyler ol- madığı gıbı, yeterince gülümsemeyi, alkışlamayı bece- remediğimiz, belki de korkumuzu yüzümüze yansıttı- ğımız için, çılgın kutlayıcılar için çok aykırı bir görüntü verıyor olmalıydık ki, sık sık tepki alıyorduk. Kim demiş ki, Türkiye'de yoksulluk, açlık var? Dünyanın en pahalı, lüks marka arabalan, çoluk-ço- cuğun elinde. Ellerinde cep telefonları, kanyak şişeleri 20 yaşın altındaki genç kızlarımız, delikanlılarımız, üs- tü açılmış araçlardan fırlayacakmış gibi, açılmayanlar- dan kapı camlarından dışanya sarkmakta. Yanlannda daha da küçük kardeşlerini sürüklediklerini gördükçe, "Bunların anaları, babaları nerede? Hiç mikaygılanmı- yorlar" diye homurdanmaktan kendimizi alamıyoruz. Çünkü çoluk-çocuklu araçlara sürtünerek giden di- ğerlerindeki bıyıklı vatandaşlar. sevinçlerıni, erkeklikle- nni, zil zurna sarhoş, sözde havaya ateş atarak kanrt- lama sevdasındalar. Bir de Fenerbahçelıliği milliyetçilik gösterisine dök- müş delikanlılarımız var. Ünlü bozkurt işaretleri, erkek- lik simgesi el kol hareketleri. Çocukluktan bir Fenerbah- çeli olarak taraftarlığımdan vazgeçiyorum. Ne şaka, ne abartı. Karanlıkta, kör topal bir kurşuna hedef olmamak için koşar adım. Fenerbahçe stadı ya- nındaki viyadüğün karanlığmda. ancak ait yoldan geç- meyı sağlıklı ve akılcı bulabiliyoruz. Söğutluçeşme'de bızi alacak birtaksiyi yakalayınca, Türkel sevinçten be- ni yanağımdan öpüyor. Arabanın şoförü de çok şanslı olduğumuz kanısın- da. Arka yollardan kaçarak gelmiş. Yukarılarda bir yer- lerde dövülerek yaralanan iki Trabzonsporluyu araba- sını kan içinde bırakmamak ve karakollarda, şahitlık- ten sürünmemek için almadan kaçmış. Biraz vicdan azabı içinde, "Siz ne delilikleryaşanıyor bir bilseniz. Biz taksi şoförlerı, neleri görüyoruz" diyor. Toplumda gelişen terör, şiddet eğiliminden, sevgisiz- likten, delilik halinden yakınıyor. Her şeyi siyasetçilerin basiretsizliğine, siyasetteki kirienmeye, yolsuzluklara, ahlaksızlıklara, vurgunlara, haksız kazanca bağlayan, tanık olduğu olayları da katan, bir söylev veriyor. Ne günlere geldik görüyor musunuz? Bir futbol ma- çının kansız noktalanmasını (ölümle sonuçlanmayan yaralanmalart kanlı saymıyoruz) sevinçle karşılıyoruz. Fenerbahçe'nin büyük zaferini, zevkli bir maçı, Trab- zonspor'un centilmence alkışını gördük ya.. Anayol hükümeti Ayrıyol hükümetine dönmüş. Kimi- leri istemedikleri iktidar, hükümet olasılıklarına karşı, görünmeyen demir ellerin işin içıne kanşmasını sağla- mak üzere, Türkiye üzerinde büyük yeni oyunlar oynu- yormuş.. 1 Mayıs'ta olup bitenleri de içine almak üze- re, büyük büyük senaryolar yazılıyormuş. Krize giren düzenin, küreselleşmenın, IMF'nin yeni acı reçeteleri için, doğrudan askeri darbe olmasa da güçlü demir el- ler desteğine, yeni iktidar senaryolarına gereksinimi varmış.. iktidar ortaklarının ekonomik paket olup olmadığın- da anlaşamadıklan yeni vergiler, özelleştirme, zamlar furyası geliyormuş.. Dün 12 Mart'ta "üç fidan" Deniz Gezmiş, YusufAs- lan, Hüseyin Inan'ın idam edilme yıldönümleri ı- miş..Kimin umrunda?.. Ekonomistler ANAYOL'dan umutsuz 6 Bu hükümede reform zor' Ekonomi Servisi- Hükümetin iki kanadı arasındaki uyuşmazlık ekonomi çevreleri tarafından endişeyle karşılanıyor. İstanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi Dekanı Esfender Korkmaz, hükümet içindeki düzensizlikler \ e uyumsuzluklar nedeniyle refonn niteliğinde kararlar alınmasının zor olduğuna işaret etti. Türkiye'de ekonomiyi idare edenin kamu açıklan ve dev let borçlan olduğunu ifade eden Korkmaz. piyasa ekonomisinin yeni ı çözümlere ihtiyacı bulundugunu da belirtti. Iktisat Kulübü'nün "21. Yüzyıla Girerken Türkiye Ekonomisi" konulu paneli dün The Marmara Oteli'nde yapıldı. Maliye Bakanı Lütfullah Kayalar \e Dev let Bakanı Ayfer ( Yılmaz'ın. Başbakan Mesut Yılmaz'ın düzenlediği toplantıyı mazeret göstererek katılmadıklan panelin açış konuşmasını Esfender Korkmaz yaptı. 1 Türkiye'nin acil olarak vergi reformuna ihtiyacı olduğunu belirten Korkmaz. - ancak hükümetin bugünkü durumuyla. böyle bir reform gerçekleştirmesinın mümkün olmadığını söyledi. 1 DYP Genel Başkanı ve hükümet ortağı Tansu Çiller'in ekonominin zaafiyet içine girdiğı yolundaki açıklamalanndan sonra Başbakan Mesut V ılma/'m "Koalisyon gittiği >ere kadar gider" şeklinde konuştuğunu hatırlatan Korkmaz. " Sorunlara çözüm bulunmavacaksa neden koalisvon Korkmaz: Reform zor. Karahasanoğlu: Borç çok. geldiğini ileri sürdü. kurujorsun? Neden bu memleketin istikbali ile ojnuyorsun?" dedi. Sanayi Bakanı Yalım Erez'in 'Duyduğumuza göre vergi düzenlemeleri yapılacakmış' sözünü de eleştiren Korkmaz. "Bu sistem içinde >ergi düzenlemesi nasıl yapılır?" sorusunu sordu. Piyasa ekonomisinin sürekli olarak radikal önlemlere \e devrimlere'ihtiyacı olduğuna da işaret eden Esfender Korkmaz. "Ekonomide kaynaklar arz talep şartlarına gore düzenlenir ya da devlet idare eder. Türkiye'de ikisi de olmaz. Ekonomiyi idare eden kamu açıklan ve devlet borçlarıdır"' dedı. Sümerbank Genel Müdürü Şükrü Karahasanoğlu ise. bankacılık sistemini ekonominin realitesı dışında düşünmemek gerektiğıni belirterek. bankalann Hazine'nin şubesi haline Bankalar Hazine ile Merkez'in şubesi Karahasanoğlu. "Şu anda 6 bin tane banka Hazine \e Merkez Bankası'nın şubesi halindedir. Onlar faiz arttırınca siz de faiz arttırmak zorundasınız. Arttırmazsanız sistem daşına çıkarsınız" dedi. Ekonominin kısır bir döngü içinde olduğuna da işaret eden Karahasanoğlu. borçların borçla kapandığını. bu ortamda da bankaların kredi vermesinin mümkün olmadığını ileri sürdü. ÇIFTÇI DOSTU /SADLLLAH USUMÎ K aniı 1 Mayıs olaylarını ne yazık ki bir kez daha ya- şadık. 6 günden beri in- celeniyor, tartışılıyor. Ga- zetelerimiz, yazarlanmız ve bilim adamlarımız görüşlerini açıklıyor. Hemen hepsi "1 Mayıs olayları ders olsun, son olsun" dileğinde birleşiyor!... Böylesine birfaciadan ders alın- masını kim istemez ki... Hele "son olmasına" yardımcı olacaksa... Ancak hükümet yetkililerinin, bazı siyasetçilerimizin ve Istanbul Vali- si'nin konu ile ilgili açıklamalannı okuyunca olaylardan ders alaca- ğımıza inanmak çok zor... Zira he- men hemen hiçbirinin teşhisı ger- çekçi değil!.. Hepsı hükümetini, partisini, kendini, makamlarını koruyabil- mek için bol bol konuşuyor... Bir süre sonra konu yavaş yavaş unu- tulacak ve belki de sadece sanık diye ele geçirilenlerin mahkemele- n sırasında hatırlanacak... Hele Tansu Çiller'in olaylara bakışaçısıtambirkomedi... Çiller, "Ben başbakan olsaydım, bunlar olmazdı...'' diyor... Bu açıklamayı okuyanlardan kaç kişi "ders aldı- ğımızı" ileri sürebilir? Bu kin dolu açıklamayı okuduktan sonra "Vah, Türkiyem. Vah... Senikimleridare etmiş..." diye hayrflanmamak mümkün mü? Tansu Çiller dönemındeyaşadı- ğımız olaylar daha dün gibi aklı- mızda... Üstelik bu tür olayların te- melinde Çiller'in de harcı var... Eğer günahları tartışmaya açar- sak. Çiller bugünkü siyasetçilerin arasında başı çeker... 1 Mayıs olayları ile ilgili çok de- ğerli açıklamalar okuduk, dinle- dik... Ancak DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak'ın getirdiği yorum, gerçekleri tam olarak yansıtıyor. Cumhuriyet gazetesi yazarı Miya- se İlknur'un bir sorusuna DİSK Genel Başkanı şu yanıtı veriyor: "Işçilehn örgütlenme konusun- Vah Türkiyem vah!... da zayıf düştükleri kesın. Nıye za- yıfdüştü emek örgütlen?.. Orgüt- lü toplum ülkedeyok edildi... Ör- gütlü toplum olmaması, demokra- tik toplumun zaafa uğraması de- mektir..." Rıdvan Budak örgütlü toplumun neden engellendigini de söyleşinin satırları arasına şöyle sıkıştırmış: "Bizne diyecektik 1 Mayıs'ta?.. Kazanılmış haklanmız korunsun, milli gelir daha adaletli paylaşılsın ve çalışma banşı sağlansın... Bu- nukimyapar?.. Sosyal devlet, hu- kuk devleti yapar... Herkese iş, herkese aş, herkese sosyal gü- venlik hakkı, heri<ese yaşam gü- vencesi ve barış..." Rıdvan Budak'ın on binlerce iş- çiye söylemeyı tasarladığı bu gö- rüşlere kim karşı çıkabilir? Eğer bu görüşleri heıtıangi bir odada veya kahve köşesınde dostlarınızla tar- tışırsanız sıze kimse karşı çıka- maz... Hatta destekler gözükür... Ancak büyük sermaye çevrele- ri ve onların temsilciliğını üstlen- miş siyasetçiler, bu göruşlerin mi- tinglerde ve halka açık toplantılar- aa anıatılmasından noşıanmaz- lar... Zira işçinin bilınçlenmesinden ve hak aramasından korkariar... Bu çevreler Türkiye'de sayıca azdır, ancak her zaman güçlüdür ve tam 45 yıldan beri iktidardadır... Kenan Evren, Turgut Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Al- parslan Türkeş gibi siyasetçiler, Rıdvan Budak'ın söylemeyi tasar- ladığı göruşlerin yaşama geçme- sini engellemek için yıllarca görev yapmışlardır... Hiçbir dönemde, holding patronlannın isteklerinin aksine bir politika izleyememişler- dir... Hepsi millete dönük konuşur- ken, "sosyal adaletçi" kesilirler... Bıkmadan, usanmadan "hukuk devleti. herkese ış. herkese aş... Sosyal güvenlik hakkı... Herkese yaşam güvencesi, demokrasi ve barış..." derler!... Aslında hiçbiri demokrat değil- dir. Hiçbiri sosyal adaletten yana olmamıştır. Çalışma banşı için en küçük bir gayret göstermemişler- dır. Ça/ıpçırpmalar, vurgunlar, rüş- vetler soygunlar, banker faciaları hep onların dönemınde olmuştur.. Gazetelerimiz, yazarlanmız ve bilim adamlarımız görüşlerini açıklıyor. Hemen hepsi "1 Mayıs olayları ders olsun, son olsun" dileğinde birleşiyor!... Memur. ışçı. emekli. çiftçi. köy- lü. dar geliriı. küçük esnaf en ka- ranlık günlennı, en büyük acılarını hep onlann dönemlennde yaşa- mıştır... 60 milyona yakın ınsan ekonomik sıkıntılar içinde bunalır- ken, borç-harç içinde kıvranırken, pazar yerlerine dökülen çürük meyve ve sebzelerle çoluk çocu- ğunun karnını doyurmaya çalışır- ken, holdinglerin hepsi trilyonlarca lira kazanca ulaşmıştır... Halk ve devlet fakirleşirken, holdingler zenginleşmiştir!... Özellikletarım kesıminin yüzler- ce trilyonluk kaynağı hep holding- lerin ve onların yandaşlanna akrtıl- mıştır... Çiftçi. köylü, hayvan üreti- cısi, kırsal kesım ınsanı açlığa. yok- sulluğa mahkûm edılmıştır... Türk tarımı, tarıhimizin en karanlık gün- lerini yaşamaktadır. Buğday, pa- muk, ayçiçeğı. mısır, fındık. çay, tütün, narenciye, sebze, meyve, zeytin ve hayvan üreticilen bir tek kuruş kazanamıyor ve varlığından kaybedıyor... Buna karşılık 'ıu ürünlerin tıcaretım yapanlartrilyor - larca lira kazanıyor!... Dünyann hiçbirdemokratık ülkesinde olma- yan bu ters gelişmeler Türkiye'de başlayalı tam 16 sene oldu. 1980 yrtına kadar ışçiyi ve çiftçiyi koru- mak ıçın kurulan ve geliştirilen ku- rumlartekertekeryıkıldı... Enazın- dan güçsüz hale getirildi. Işçilerin sendikal haklan elinden alındı... Çiftçinin ekonomik örgütlen iflasa sürüklendi... 12 Eylü/'ün amacı da zaten buy- du... Kenan Evren ve 4 arkadaşı yönetimi ele geçirir geçirmez hol- dinglerle kucaklaştı ve kaynaştı... Turgut Özal ve Tansu Çiller de ay- nı yolun yolcusu oldu.. işçi. çiftçi, memur. emekli bir kenara rtiliver- di... Şimdi hepsinin en büyük korku- su işçinin, çiftçinin ve memurun örgütlenmesi... Eğer cıddı bir ör- gütlenmeye kavuşurlarsa çiftçiyi, işçiyi. memuru, dar gelirliyi; değil özel sektör, hükümetler bıle istese sömüremez... Çünkü, örgütlenen kesimler haklannı aramayı ve al- mayı becerırler!... Halkın her kesiminin örgütlü ol- duğu ülkelerde demokrasi vardır. Demokrasinin olduğu ülkelerde ın- san haklan vardır... Yöneticılerye- rine, yasalar egemendir... Hâkim- ler baş tacıdır... Bu nedenle hiç kimse, kimseyi sömüremez... Hiç kimse de kimseden korkmaz!... iş- çiler, çiftçiler ve memurlar böyle birTürkiyeyaratmak istedikleri için ne zaman adımlannı sokağa atsa- lar dayak yiyoriar, yerlerde sürük- leniyorlar ve işlerinden oluyorlar!... Amaç. halkın örgütlenmesine engel olmaktır!... Ancak 16 yıldan beri ezilen ve hoıianan çiftçi artık "ölü toprağını" üzerinden atıyor... 20 ıla 30 mil- ">nluk kırsal kesim insanı hareket- Rursa'da, Karacabey'de ilk ış- ._ ^'Idi... Eğer yasal yollar- dan hak a, ctma mücadelesı sürer- se çiftçi. hem kendisinin hem iş- çinin nem de memurun örgütlen- mesını sağlayacaktır...B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle