Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28MAYIS1996SALI CUMHURİYET SAYFA
KENT - YAŞAM
OKTAY
EKİNCt
B t H L E î **İ5 » I L L E T L E R
KSAN YERtESlMLffU KOMFBUMSl
HABITATII
HABITAT • WYE DOGRU..."Şimdi harekete geçmezsek, uygarlığın kaynağı olan kentlerimiz uygarlığı yok edebilir." ISAAC ASIMOV
Bu sayfada yer almasını istediğiniz duyuru ve katkılarınız için faks: (O 2 1 2 ) 513 85 95
Boğaziçi'nin 'petrol kanalı' olmaması için uluslararası dayanışma kampanyası başlatılmalı
Montreux, HABITAT zirvesinde
•Birieşmiş Milletler'in
HABITAT-II nedeniyle bu
yıl Istanbul'da
düzenleyeceği Dünya
Çevre Günii
kutlamalannda
Boğaziçi"nin tanker
trafiği baskısından
korunması konusu da
Çevre Bakanlığı'nın
girişimleriyle gündeme
geliyor.
lstanbul ve Çanakkale boğaz-
lanndan yabancı gemilerin serbest
geciş hakkı ıçın bundan tanı 60
yıl önce bağıtlanan MontretK Söz-
İeşmesi'nde taraf olan kımi dev-
letlerin yöneticileri. imzalannı şu
sıfatlanyla atmışlardı: "Haşmet-
ti Bulgarlar Kralı - Haşmetü Bü-
yük Britanya. İrianda ve Deniza-
şın Britatna İ Ikek'ri Kralı ve \lin-
dJstan(İngiliz) İmparatonı- Haş-
metii ElenJer(Vunan) Kralı- Has-
mefii Japonya Imparatoru - Haş-
metJi Romanya Kralı - Haşmerli
Vugoslavya Kralı~."
Yıne aynı sözleşmede "haş-
metli olmayan" taraf ülke yöne-
ticilen ise şöyle tanımlanmıştı:
"FransaCumhuriveti Reisi.SmyetikSosyalist
Cumhuriyetleri Biıiiği Merkez lcra Komite-
si, Türkiye Cumhuriyeti ReisL."
20 Temmuz 1936 tarihli imzalan süsleyen
bu tanımlara şimdi baktığımızda. "değişen
koşullann" sadece gemi büyüklükleri ya da
kuru yük taşımacılığından akaryakıt ve pat-
laytct madde yogunluğuna geçiş olmadığı he-
men görülüyor. Aslında. en az bu gelişmeler
kadar önemlı olan. devletlerın "siyasal vapı-
Hanmalannda" da degışim var. Arrık. ulusla-
rarası sözleşmeler~haşmetliimparatorlann"
inızalan>la anlanı kazanmıyor. Çogu ülke.
"seçimle" yönetıme gelen de\ let ya da hükü-
metbaşkanlannınimzalannı birdekendı "par-
lamentolannda"onaylavarak resmen benim-
semiş oluyorlar.
Haklara saygı
Bununla birlikte y ine Montreu.v Sözleşme-
si'ndeki tarihse! sıfatlar. aslında Türkiyenın
hem Kurtuluş Savaşı 'nda hem de Lozanda ka-
zandıgı evrensel saygınlıgın "kimlere karşı"
elde edıldif inı gösîermesi bakımından da bü-
yükinTarh faşıyor. *~*
Nıtekim Montreux Sözleşmesi de zaten (1.
maddesindekı ifadeyle), "24Temmuz I923'te
Lozan'da inua edilen, Boğazlar'ın tabi oldu-
ğu usule dair mukavelenamenin yerine kaim
olmak ii/ere" 10 yıl sonra imzalanıpyürürlü-
Geçen ay Panama bandıralı bir geminin çarparak v aııa y atırdığı hanlıca iskt-lt'vinin bu göriinrüsü bile HABITAT
konuklannaİstanbulda yaşanantehlikeninbovutiannıgöstermeyeveteceknitelikte.
ğe sokuluyor. Böylece yine Türkiye, özellik-
le "haşmetlilerin" ışgalinden bagımsızlık sa-
vaşıy la kurtanlan Bogazlar üzerindekı ulusal
egemenlık hakkına. dünya dev letlennin "ulus-
lararası deniz raşımacıltğı haklanna" da say-
gı ıçensınde sahıpolına ve onu kullanma gü-
vencesini pekiştiriyor.
Ne var ki bu "uluslararası hak". yanm yüz-
yıl sonranın değışen taşımactlık türü ve koşul-
İannda artık açık bir "haksızlıga" döniişmek
üzere. Bunun kaygı venci ışaretlerı. aslında
1 96O'lı y ıllardan bu vana. hem bizi hem de di-
ğer ılgıli ülkelen sürekli uyanyor.
Eskı Dışişleri bakanlanndan HikmetÇetin
son lOyılda lstanbul Boğazfnda "ucuzatla-
fılan" 167 bü> ük kazanın altını çıziyor. Gemi
Mühendisleri Odası. 1960 ta Kandıllı önlenn-
de çarpışan Lıberya \e Yugosla\ bandıralı
tankerlerdeki 54denizcinin yanarak vebogu-
larak ölmelerıyle başlayan "felaket zincirin-
de": 1963 "te Sovyet bandıralı gemının Rıı-
melihısan'ndakı tarihi yalıya girmesini. 1966'da
yine çarpışan iki tankerin Karaköy Iskele-
si'nin yanmasına neden olmalannı. I979'da
Haydarpa^a açıklarında biray de\amlı yanan
Independenta'nın Istanbul'da nasıl bir tehdit
vekirlilikoluşturduğunuvegeçenyıllarda yi-
ne benzen bir kazavla Bogaziçi"nin Karade-
niz gırişınde ne denli kaygı verici "cehennem
günleri" yaşadığımızı anımsatıjor. Kanlıca
halkı ise daha bırkaç hafta önce Panama ban-
dıralı bir geminin çarpması sonucunda *>a-
na.vatan" sevimli iskelelenni hergörü^lerın-
de hâlâ korkuş la irkiliyorlar. Iskelenin 5 tnet-
re yanındaki çay bahçesinde vaşanabilecek
olası "faciadan" şımdılık kurtulmakla tesellı
buluyorlar...
Tehlike artacak
Hele ^ımdı Kafl<a.s\a \e Orta As\a petrol-
lerinın de Akdenız'e boru hatlan yenne yine
dev tankerlerletaşınmasıdurumunda. Boğa/-
lar'dan geçi^ yoğunluğuna koş.ut olarak arta-
cağı kesın olan kazabrın lstanbul ve Bogazı-
çi üzerinde ne denlı vaşanisal bir tehdit oluş-
turacağını bugünden kestirmek elbette ki bir
falcılık degıl. Bu sasfadaki diger sazı \e bel-
geler, savısal \erilerııı artık "ucuz atlatılan
kazalar döneminin sona ereceğim"' gösterdı-
ğıne değıniyorlar. Sonuçta ya»anması kaçı-
nılmaz gıbı görünen bu "felaketortamı'.yer-
yüziinün belki de en büv ük "çe\ resorununu"
yaratacağından.Çe\re Bakanlıüı'nın konuyu
HABITAT-ll sürecmdekı "Birîeşmiş Millet-
ler Diima*Çe\re Giinü Kurlamalan" günde-
mine taşıması da bu konferansın Istanbul'da
vaptlmasını anlamlı kılan en olumlu ginşım-
İerden biri olarak değer kazanıvor.
Aslına bakılırsa. yine Montreux'den bu ya-
na ve özellikle 2. Dünva Sa\aşfndansonraki
"küresel işbirtiği vebanş" ara-
y işları süreeınde. vine doğru-
dan "Birieşmiş Milletler ka-
rarlamla" yürürlüge gırmış
birçok uluslararası sözleş,me.
Istanbul \e Boğaziçi'nin "in-
sanlık" adı na korunmasına da-
yanak oluşturan ılkeleri taşıyor.
BM'nin Dünva Ç'evre Bildıri-
bi, çevre sözles.meleri. A\rupa
ve Akdenız'dekı doğanın. kül-
türün ve hatta doğrudan doğ-
ruva "denizin" korunmasına
dair protokoller. dahası yine
bu tür "evrensel" değerlerinin
"petrole \e kirliliğe* karsj ko-
ıunması vönündeki sa> ısız an-
laşmanın yanı sıra. örneğın y ı-
ne lstanbul ve Boğaziçı LNES-
CO'nun "düma mirası liste-
sJnde" de BM desteği) le insan-
lığın gözü gibi bakması gere-
ken uygarlık merkezleri ara-
sında yer alıyor.
SİT karan var
Nıtekim. Türkıye'nin de bu
uluslararası konıma sözleşme-
lerine koşut olarak ulusal hu-
kukunda yeralan Koruma Ya-
sası kapsamında Boğaziçi'nin
"tiimiinü" ıçeren ve 1974'ten
buyanayürürlükteolan "SİT"
karan var. UNESC'O kararlarmdan ötürti Mı-
marlar Odası'nın "dünya SİT'i" tanımıyla
uluslararası kurulu^lardandestek istedigı Bo-
gazıçi'nın. a> nı şekılde "petrol>oluolamaya-
cağı" vönündeki I7\1an 1994 tarihli Kiiltür
«e Tabtat Varlüdannı Koruma Kurulu kara-
rımız da yine hukuksal dayanagını yukanda
özetlenen dünya sözleşmelerinden ve bunla-
n temel alan yasalanmızdan alıyor Bu kurul
kararına uyulması vönündeki Kültür Bakan-
lığı raporlannda ise Montrea\'vetarafolande\-
letlerin bugünkü ~HABITATbilinci
r
'ıçensin-
de artık uymak zorunda olduklan ve yine ken-
di imzaian bulunan diğer sözleşmeler anım-
satılıvor...
Evet. 60 \ıl önce Bogazlar'dan serbest ge-
Ciş nasıl ki temelde "insanhk adına bir hak"
olarak kabul edıldıvse. bııgün de dünva mıra-
sı Istanbul'u ve Bogazıçı'nı "bu hakkınistis-
manndan" kurtannak ve ölümcül bir tehdı-
de karsj korumak. çok daha ileri bir insanhk
hakkıdır.
Türkiye. hemCevreBakanlıgı vedıgerres-
mi kurumlanv la hem de ülke degerlerine du-
varlı sivil toplumörgütlenyle. tarihegeçecek
birişbırlıgionamı yaratarak. HABITAT kon-
feransındakı çevre giinü kutlamalannda bu
yas.amsal hakkın savunulmasını "dünyadaya-
nıştnasına" dönüştürmek üzere tüm gücünü
ve olanaklarını seferberetmelıdir.
KORUMA KURULU
'Boğaz, petrol
yolu olamaz'
Boğaziçı bölgesıne bakan İstanbul III \u-
maraîı Kiiltür ve Tabiat \arbkları Koruma
Kuruhı'nun petrol trafigıne karşı Boğaziçı SİT
alanının korunmasıyla ilgilı 17Mart 1994 ta-
nh ve 6466 sayılı karan şöv le: "Boğazm pet-
rol yolu vapılması uygarlık dıştdır..."
1 - Boğaziçı SlT alanının korunması. dün-
yanın en ünlü kentlennden bın olan ve dünya
kültürel. doğal ve tanhı mirası lıstesinde yer
alan Istanbu! için ön öncelikli sorunlardan bi-
ridır.
2 - Son deniz kazasının kentin doğal ve ta-
rihsel varlığım olduğu kadar normal yaşamıru
da >ıllarea altiist edeeek etkinliklerden bir te-
sadüf eseri olarak kısmen kurtulmuş olduğu-
muz açıkça ortadadır.
3-İstanbul ve Boğaziçı sadece ulusal yasa-
lanmızla değıl. uluslararası antlaşmalara göre
de korunması eereken bir SlT'tir. 1987'de
UNESCO COMOS ve L'NEP tarafmdan ha-
zırlanan önemlı Akdeniz SlT'leri arasında da
yer almaktadır.
4- Kaldı ki Akdeniz'in kirlenmeje karşı ko-
runması üe ilgili Barcelona protokölJerinde de
çağdaş teknolojinin rrafığin. h^a, su kirüliği-
nin insanın doğal ve kültürel çevresini kirleten
etkilerine karşı örgütlenümesi ve miicadelesi-
nin gerekliliğine devletçe olumlu yanıt vermiş
bulunuvoruz.
5 - Bu bağlamda dünyayı kirleten unsurla-
nn başta gelenlerınden bıri olan petrolün. dün-
yanın en güzel ve tanhı zengınlikierle dolu bir
yöresinden bütün nsklen taşıyarak geçirılme-
sı uygar bir dav ranış değildir.
6 - Bu nedenle Boğaz'uı doğal ve tarihi ka-
rakterini korumakla »örvv li bir kurul olarak
aşağıdaki göriişterünizin bakanlığımızın ve il-
gililerin dikkatine sunulmasında yarar göriil-
mektedir:
a) Boğaz'ın uluslararası trafik risklerinden
korunması açısından en köklü tedbır. akarya-
kıt tankerlerının geçisjni yasaklamaktır.
b)Bunun gerçekleşmesme kadarkısa dönem-
de Boğaz dan akaryakıt tankerlen geçerken
kesin bir liman kontrolü ıçinde geçınlmesı ko-
şulu getınlmelıdır. Aynca yakıt tankerlen ge-
çerken aynı anda başka gemilerin geçmesine
ızın venlmemelıdır.
c) Kaza ıhtimalıne karşı en çağdaş önlem-
lerinmüdahale\ehazır olarak bekletilmesisağ-
lanmahdır.
d) Deniz kazalanna karşı çagdaş önlemle-
nn müdahaleve hazır olarak bekletılmesi sağ-
lanmalıdır.
d) Deniz kazalarına karşı Boğaz kıyılan ve
yapıları ıçın özel bir sigorta sıstemi düşünül-
melıdır.
e) Kurulumuz. tek bir yapı için yasal yangın
tedbırlen zorunlu olan bir ülkede. bütün bir ken-
tı \akacak kazalara karşı koruma tedbıri alın-
mamasının düşünülemeyeceğı kanaatındedir.
7- Istanbul Boğazı'ndan akaryakıt trafıği-
nın uzaklaştınlması ıçın gereklı karar ve pro-
jelenn, ılgılı kurumlarca ivedı olarak gerçek-
leştırilmesı ıçın girışımlerde bulunulmasının
Kültür Bakaniığfna tavsıyesine karar venl-
mıştır.
tankerlerini
Boğayici'nden
geçirmekte
ısrar eden
uluslararası
şirketler \e
de\letler,
burasının bir
kent'
olduğunu
ve kentin
içinden
böylesi bir
ulaşımın
düşünüleme>eceğini
kavravaiTiıvorlar.
Boğaziçi kampanyalanna yeni işlev
Yüksek Denizcilik Okulu Mezunlan Der-
neği Türk L zakvol Gemi Kaptanlan Derne-
ği Deniz Hukuku Derneği ve kılavuz Kap-
tanlar Derneği, lOŞubat 1992 de "Boğadar
BölgesindeSeyirGüvenliği'' konulu bırsemi-
ner düzenlemışler ve petrol nakli nedeniyle
")aklaşantehlikeye"dikkatçekmışlerdi.Çok
geçmeden Kafkas v e Orta Asya petrollerinın
Karadeniz'den Akdenız'e boru hattı yerine tan-
kerlerle taşınmak istenmesınin gündeme gel-
mesi üzerine. bu kez Gemi Mühendisleri
Odası ile lstanbul Mimarlar Odası 1993 vı-
lında ulusal ve uluslararası düzeyde bir kam-
pamabaşlattılar. I994'ün DünvaÇevreGü-
nü etkinliklerinde de sürdürülen bu kampan-
yanın bıldıri ve belgeleri. şimdi HAB1TAT-
İI ile aynı anda kutlanacak olan 1996 Dünv a
Çevre Günü' nün " Boğaziarve petroltaşıma-
cıhğı" gündeminde bir kez daha görev üstle-
niyor.
lstanbul Mimarlar Odası 'nın başta UNES-
CO olmak üzere dünyanm önemli kültür ku-
rumlanna gönderdiğı çagrı mektubu. özetle
şöyieydi:
'Dünya SİTT Boğaziçi
Boğaziçı. sızlerin deyakından tanıdığınız
evTensel kimliği ve tarihsel değerlenyle. do-
gal ve kentsel zenginlıklenni "tümüyle"or-
tadan kaldırma tehlikesını taşıvan. uluslara-
rası bir tehdit ve duyarsızlıkla karşı karşıya-
dır.
uluslararası petrol firmalan ile bu firma-
larlaortakbeklentileripaylaşan kimi ülkeler.
Azerbaycan. Rusva ve Orta Asya petrolleri-
nin Anadolu üzerinden boru hattı yerine. Bo-
gazlar'dan tankerlerle Akdeniz'eulaştınlma-
sını. bizler için kabul edilmesi olanak.sız bir
proje olarak gündeme getirebilmişlerdır.
Bu öneriler gerekleştıği takdirde. dünya
• Gemi Mühendisleri Odası:
"Boğazlar'da petrolün karası ile
ateşin kırmizısına karşı mavi-yeşil
eylem!.."
• Islanbul Mimarlar Odası:
"lstanbul ve Boğaziçi bir dünya
SİT'idir. Petrol kanalı olmasına
insanhk seyirci kalamaz!.."
mirasımız çok ciddi tehlikeler altında kala-
cak. en ufak bir kaza. eşı bulunmavacak kül-
tür vedoğa zengıniiklerinı \ok edeeek: ayn-
ca y ıne Boğaziçi 'nın tüm insanlığın yararlan-
masına açık olan "evrensel bir deniz parkı"
olma özelliği de ortadan kalkacaktır.
Türkıye'nin bu projeye karşı haklı çekin-
celen veeleştirileri. uluslararası ekonomik ve
sivasal forumlara yansıtılmakta: kuzeydekı
petrolün boru hatlarıyla Akdeniz'e taşınarak
dünyanın kullanımınasunulmaMndahertiir-
lügüvencenın.sağlanacağı ilanedilmektedir.
llüküınetımızın bu girişimlennın yanı sı-
ra.mimarhğın ulusal veevrensel sorumluluk-
larının yüklediğı uygarlık görev imiz gere-
ğince. biz de hükümet dışı bir siv il toplum ör-
gütü olarak. dünya kültürünün korunmasıy-
la ilgilı siz değerli dostlarınıızın. Istanbul'u
ve Boğaziçı'nı bir su kanalı halıne getinnek
ve böylece kımliğini yok etrrıek tehlikesini ta-
şıyan bu projelerin derhal geri çekılmesinde
etkiliolacağına manıVorvebunu bekliyoruz.
Saygın kurumunuzu \e üyelennizı. dünya
SlT'imizı kurtarma yönünde bizlerle el ele
vermeye çagınyoruz. 10.08.1993
'IVlavi-yeşii eylem''
Gemi .Ylühendıslen Odası'ntn 1993 ağus-
tosunda yaptığı "ma>i-yeşil eylem" çagrısı
da şöyieydi: Boğaz'dan transıt geçişlerin sey-
rek olduğu: en büyük gemi tonajının 5.000
dvvt dolayında bulunduğu 1936'lann Mont-
reu\ Anla^ması'nın. Boğaz geçışine "ser-
bestlik"getirenhükümlerininbugün hâlâge-
çerliolması: nüf'usu lOmilyonlaradayanmış
İstanbul için korkunç bir felaketin kapıda ol-
duğu anlamına gelmektedır. Yaklaşık 30 km
uzunlukta \ e en daryeri 650 m dolayında olan.
güçlüveyöndeğiştirenakıntılarasahıp veen
az 10 kez rota değişimı gerektiren yapısı ile
Boğaz'dan. bugün boy lan en az 250 m olan
ve hızlan 1936'lara nazaran oldukça artmış
100.000 -150.000 tonluk tankerlerin kılav uz-
sıız geçebıliyor olmasının. başka türlü vo-
rumlanması nıümkün müdür'.'
lstanbul böyle büyük bir tehlikenin eşi-
ğinde ıken ve bazı teknik önlemlerle Boğaz
geçişlennde seyir güvenliğinin arttırılması
yönünde mevcutşartlara göre hazırlıklarsür-
diirülürken. Kafkas ve Orta Asya petrolleri-
nın Bogazlar'dan geçirilmeye kalkışılması.
transit geçen gemi say ısında önemli bir artı-
şa yol açacaktır. Üstelik bu artış. minıınum
büy üklüklen 100.000 dvvt olan tankerler yö-
nünde olacağından: yaratacağı risk artişı. ge-
mi sayısındaki artıştan kat kat fazla olacak-
tır.
lstanbul ve Türkiye. buna izin vermeme-
lidir: v ermeyecektir. Ama artık asılyapılma-
sıgerekenin. \1ontreux Anlaşması'nınyeni-
den ele alınması konusundaki gırişimlen baş-
latmak olduğu açıktır. Türkiye'nın Montre-
u\ konusundaki -"Başkaanlaşmaiandagün-
deme geririr" endişesinden kay naklandığını
sandığımız- suskunluğu. artık son bulmalı-
dır. Acıl olarak yapılması gereken ise. petrol
ve dogalgazın yanı sıra kımyasal maddeleri
de kapsayacak biçımde. "Boğazlar, tehlikeli
madde geçişine kapalıdır" kampanvasının
başlatılmasıdır.
H A B I T A T F O R U M U
İstanbul, böyle bir
tehditle yaşayamaz
HİKMET ÇETİN Eski Difijleri Bakanı
10 mılyon nüfusuyla lstanbul şehrinin
güvenliğitehlıkeyeatılmadanbogazlann.
petrol vedoğalgaztaşımacılığının getire-
ceğı ilave yükü kaldıması teknik olarak
mümkün değildir.
Konunun cıddiyetini ve boyutlannı or-
taya koymak için 1992 yılında bogazlan
kullanarak transit geçen gemi sayısının
50.000 civannda olduğu. aynca. günlük or-
talama 1350 mahallı geminin boğazlardan
geçtiğinı belirlemekyerindeolacaktır. An-
cak bu da yeterli değildir.
Bogaz kıyısında yaşayan İstanbul hal-
kı zaman zaman akıntılar ve kılavuz kap-
tan almamaları nedeniyle kontrolden çı-
kan bazı gemilerin yarattıgı tehdidi biz-
zat yaşamaktadır. Son on yılda lstanbul Bo-
gazı'nda ucuz atlatılan 167 büyük kaza
meydana gelmiştir.
Ayrıca Tuna-Ren bağlantısının açılmış
olması. dıger limanlarını kaybetmiş olan
Rusya Federasyonu'nun deniz tıcaretinde
Karadeniz lımanlarının önem ve ağırlığı-
nın artması ve Vblga-Don ile \blga-Bal-
tık kanallanndan akan trafigin yoğunluk
kazanması. bogazlarda trafik. can ve mal
emniyetı ile çevre güvenligi bakımların-
dan yaşanan sıkıntı ve güçlüklerın yakın
gelecekte daha da artarak sürecegini gös-
termektedir. Istanbul'un böyle bir tehdi-
de maruz bırakılması dü^ünülemez...
Boğazlardaki deniz trafigının günde-
me gelmesı sadece bu dogal tıcari trafik
artışından kaynaklanmamaktadır Sovyet-
ler Birliği nin çöküşü ve bağımsız dev let-
lerın kuruluşu. Ortadogu petrollerine eş-
değerde bir enerjı potansiyelı taşıvan Or-
ta Asya ve Azerbaycan petrol ve dogalga-
zının Batı 'daki pazarlara en kısa, süratli ve
rantabl şekilde taşınması sorununu orta-
ya çıkarmıştır.
Gerek çokuluslu şırketler. gerek Batılı
ve Körfez ülkelerıyle. petrol gelirlerine
bir an evvel ulaşmak ısteyen yeni bağım-
sız devletler. bu enerjı potan.sıyelıni hare-
kete geçirmek amacıyla yogun bir faali-
yete geçmişlerdir.
Bu çerçevede. Rusya Federasyonu ve
Gürcistan'ın Karadeniz lımanlarından bü-
yük boyutlu tankerlerle sev k edilecek pet-
rol v e dogalgazın boğazlar yoluyla Batı pa-
zarlanna ıılaştınlması üzerinde durulmak-
tadır.
Eldeki veriler birkaç yıl zarfında yeni
geliştirilmekte olan Orta Asya ve Kafkas
petrol havzalarında tahminen 45 milyon
ton harn petrolün üretileceği ve büyük co-
öunluğun boğazlar üzerinden sev k edilme-
yeçalışılacağı yolundadır. Vapılan hesap-
lar. petrolün sevkınde kullanılan gemile-
rin ebatlanna göre. boğazlardan geçen ya-
bancı gemi sayısının yüzde 50 ye kadarar-
tabıleceği; bütün petrol üretımınin >u an-
da boğazlardan geçen en büyük tonajlı
gemiler( 100.000 tonluk) ile sev k edilme-
si halinde ise y ılda ortalama 900 sefer ya-
pılması gerektiğı yönündedır. Son üç yıl-
da özel tedbirler atında geçen bu tip bü-
yük gemi sayısının sadece yedı olduğu
düşünülürse ortaya çıkan tablonun vaha-
metı anlaşılacaktır.
Salt ekonomik hesaplar açısından yak-
laşılamayacak kadar önemli olan bu ko-
nunun tüm yönlerivle uluslararası deniz-
cilik kuruluşlarının dikkatine getirilmesı
yolundakı gereklı ginşimler başlatılmış-
tır. Öngörülen tedbır ve düzenlemler bo-
gazlarda serbest geçiş ilkesini getıren 1936
ıVlontreuv Sözleşmesi'nın özüne doku-
nulmaksızın seyırve çevre güvenligi art-
tırma yönündedir.
Batılı ülkelenn meskûn olmayan sahil-
lerınde bile deniz kazası ve çevre kirlilı-
ğı konusunda gösterdikleri duyarlılık ve
aldıklan katı tedbırlerdüşünülürse. istan-
bul'un ortasından geçen Boğaz konusun-
da Türkiye'nın haklı endışelerı herhalde
rahatlıklaanlaşilabılır. Hıçbırülkenın. ta-
rihi dokusu ve çev regüzellığıy le lstanbul
değennde bir şehri böyle büyük birtehli-
keyeaçık bırakması düşünüîemez.
Aynca. deniz kazası ve çevre tahribatı
durumunda Bogaz'ın tüm trafiğe kapatı-
labileceğı. büyük ölçeklı petrol tankerle-
rinın geçışleri sırasında alınan özel emni-
yettedbirlerının de Boğaz'ın dıgergemı-
lere kapatılmasını gerektırdıgı ve bu du-
rumda bogazlan kullanan herkesin zarar
görecegı unutıılmamalıdır.
(Kentyaşam Dergisi, Eylül I993-S.5)
Denizlerimizde petrol
tankeri istemiyoruz!
SÖN,\fEZ VAVARDAĞ / Eğıtımci-Çizer
Binlerce yıldır süregelen doga-insan
ilişkisi. özellikle yüzyılımızda birsavaşı-
madönüştü. Busavaşta Karadeniz de çok
yara aldı ve almaya devam ediyor.
Sanayileşmiş Orta Avrupa ülkelerini
de kapsayan geniş bırhavzaya sahıpolan
Karadeniz, evsel ve endüstriyel atıklarla
yok olmak üzere iken şimdi de çokulus-
lu petrol şirketlerinin fınanse ettiği ve
Rusya "nın bölgedeki etkinliginı sürdürme-
si adına dayatılan "Hazar petrollerinin
Karadeniz'dekj Nosorosiskv Limam'ndan
dünya pazarlanna açılması projesi". Ka-
radeniz'deki canlı yaşamı tümüyle tehdit
etmektedir.
Azerbaycan'ın başkenti Bakü'den Rus-
ya'nın Novorosisky Limam'na. oradan
da dev petrol tankerleriyle boğazlar üze-
rinden dünya pazarlanna satılması düşü-
nülen Hazarperrollen. Karadenız'devebo-
ğazlarda deniz trafıgini olağanüstü arttı-
racaktır. Bundan dolayı meydana gelebi-
lecek deniz kazaları ile dev tankerlerden
denıze yavılacak petrol. Karadeniz'i. bo-
gazlan ve Istanbul'u büy ük tehlıkelerle kar-
şı karşıya bırakacaktır. Halen Rusya pet-
rollerini Novorosisky L.manı'ndan bo-
ğazlar yoluyla Akdeniz'e taşıvan petrol
tankerlerinin kapasitesi 80-12Öbıngros-
tondur.
Çok yönlü tehdit
Bakü-Novorosisky bağlantısının sağ-
lanması ve çokuluslu petrol şirketlerinin
Hazar petrollerini yıllık 45 mılyon tona
çıkarma hedefi gerçekleştiginde boğaz-
lardan her gün iki adet 340 bin groston-
luk dev petrol tanken geçecektır.
Bu tankerler denizlerımizi. bogazlan
ve yerleşim alanlarını çok yönlü tehdit
etmektedir.
a) Biyolojık açıdan; Tankerlerden her-
hangi bir nedenle denize yayılan bir litre
petrol. yaklasjk olarak bir milyon litre su-
yu etkilemektedir. 1 mıligram petrol ise
larva ve balık yumunalannı yok etmeye
yetmektedir. Denize akan yakıtın bir bö-
lümü. yüzeyde kalarak yanıyor. Yanan
petrolün çıkardığı duman ve is. zaten ha-
vası kirli olan Istanbul'u soluk almaz ha-
legetirebılir. Deniz yüzeyınde kalan pet-
rol. aynca deniz kuşlarmin dasonu demek-
tir.
Dibe çöken petrol ise balıklar. balık yu-
murtalan ve diğer deniz canlılannınölünı-
lerine neden oluyor. Endüstriyel kırliliğın
yogun olarak yaşandıgı dünyanın çeşitli
bölgelerindekı lımanlararasında seferya-
pan dev petrol tankerlen. bu limanlarda
kirliligın etkisiyle ortaya çıkan yöresel
zararlı bakteri. parazıt ve deniz canlılan-
nı binlerce küometre ötelerdeki diğer li-
manlara ve denizlere taşıyabılıyor.
Örneğin. geçmişte yalnızca Amerika
Birleşik Devletleri'nde kırliligin yogun
olarak yaşandığı limanlarda ve kıvılarda
görülen Minemiopsis adı verilen bir tür
deniz anası ile balık yumutalarının en
önemli düşmanı kabul edilen "Rapana
Thomasina" adlı deniz salyangozu, dev
deniz tankerlerinin safra sulany la veya
tankerlenn alt kısımlannayapışarak Mar-
mara ve Karadeniz'e taşınmış. denizleri-
mizdeki canlı yaşamt tehdit eder hale gel-
miştır.
b) Bogazlarda herhangı bir kıyıya çarp-
mayla oluşabılecek kazalar Boğazlan-
mızda en çok rastlanılan kazalar bu tür-
dendir. Genellikle kılavuz kaptan alma-
ma. ani dümen kilitlenmesi gibi nedenler-
le meydana gelen bu kazalar. şimdiye ka-
dar sadece lstanbul Bogazı'ndaki birkaç
eskiyalının veyasahılyolunun hasargör-
mesiyle geçiştirilmiştir.
Ancak. 100-200 bın ton petrol taşıvan.
yaklaşık 30-35 bin ton sacdan yapılmış dev
petrol tankerleri (Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü'nde kullanılan toplam sac. 28
bın rondun. ınsan hatası olmasa bile ge-
milerde sıkça rastlanılan ani dümen kilit-
lenmesi ile yerleşim bölgelerine veya bo-
ğazlardaki köprülerden birine çarpması du-
rumunda-boşolsalardahı- büyük felaket-
lere neden olabilirler.
Evsel atıklar. endüstriyel atıklar. nük-
leeratıklarderken petrol tankerleri... Ka-
radeniz kıyısında yaşayan insanlar. sivil
toplum örgütleri. tüm doğaseverler! Ka-
radeniz'in hızla çöplüğe dönüşmesine
tepkı göstermelıyiz. Henüz vakit varken...
'Anadolu uygarlıklan'
HABITAT'a esin kaynağıDenilebılirkı Anadolu ınsanının bütün bir
insanhk tarihıne armağan ettığı en değerli
uygarlık birikimi eağlar boyunca zenginle-
şerek süregelmiş "yerleşme vekonut kültü-
riidür". Türkiye'nın bu tarihsel özelliği ile
HABITAT-H'nın y ine bu tarıh önündeki uy-
garlık sorumluluğunu "birlikte" ele alacak
iki büyük etkinlık. Insan Yerleşımleri Kon-
feransı'na güç ve derinlık kazandıracak.
Birincisi, Tarih Vakfı turafından üstleni-
len ve genel koordinatörlüğünü Prof. Dr.
Yıldız Sey'in yürüttüğü "Tarihten Günü-
müze Anadolu'da Konut ve Yerleşme" ser-
gisi.
Topkapı Saravı'nın bırıncı avlusundaki
Darphanebınalarında HABITAT-ll'ye kat-
kı olarak düzenlenen sergi. yine aynı bina-
larda Tarih Vakfınca hazırlanan "Dünya
Kenti İstanbul" sergısiyle de anlamlı bir
bütiinsellıkoluşturacak. Prof. Dr. AfifeBa-
tur'un koordinatörlüğü altında gerçekleşen
lstanbul sergısıyle "tarihsel komşuluğu"
sürdürecek olan Anadolu sergısı. hem HA-
BITAT konuklanna hem de bizlere bu top-
raklardaki binlerce > ıllık yerleşme. konut ve
kent uygarlığını tüm yönlerıyle tanıtmış
olacaklar...
HABITAT-ll'nin Türkiye'de ve lstan-
bul "da yapılmasındaki tarihsel anlamı ev ren-
sel bilince taşıyacak diğer önemli etkinlik
ise Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü tarafmdan 5-
7 Haziran 1996 tarihlerinde düzenlenen
"Çağlar Boyunca Anadolu'da Yerieşim ve
Konut" konulu uluslararası sempozyum.
Konferans \adisinde yer aian JTC
1
GÜ-
müşsuyu Kampusu nda iki ayrı salonda pa-
ralel oturumlar şeklınde gerçekleşecek sem-
pozy umda. yerli ve yabancı katılımcıların
sunacakiarı 30 kadar bildıri tanışılacak. Yü-
rütme Komitesı'nde Prof. Dr. Ali M. Din-
çol (.Başkan). Prof. Dr. Veli Se\in ve Prof.
Dr. OnderBilgi'nin görev aldığı sempozyu-
ma katılmak ve ızlemek isteyenler. Eskiçağ
Bilimleri Enstitüsü'nden ayrıntılı bilgi ve
program edinebilirler.
Telefon; (0212)51403 75