Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 MAYIS 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET
«1
SAYFA
KULTUR 15
4 9 . U L U S L A R A R A S 1 C A N N E S F İ L M F E S T İ V A L İ
Cronenberg'den 'çarpıcı' bir film
• Cronenberg. çok "çarpıcı" bir filmle
geldi Cannes'a. "Crash". otomobil
kazalanyla orgazm olan insanları
anlatıyor. Yönetmen. "çift yönlü' bir
hedef saptamış kendine. Biryandan,
Ballard'ın eleştirel bakış açısı ve
tartışmaya açık görüşleri ile aydın
seyirciyi tavlamak, öte yandan da şiddet
ve cinsellikle beslenen dünya geneliğine
'entei takılma" fırsatını vernıek.
• Zanussi ise, Techine'nin yaşamda tek
birgerçek olmadığını, 'gerçek'in ve de
'doğru'nun herkese göre farklı
olabileceğini anlattığı 'Hırsızlar" filmi
gibi, çocukluk anılarından hareketle.
Polonya toplumunıın 195O'li > ıllarını
yorumluyor "Dört Nala' adlı filminde.
Üstelik bu kez iiikesindeki toplıımsal
değişimi aktaran Zanussi"yi yeniden eski
formunda görmek se\ indirici.
V ECPİ SAVAR
CANNES - Da\id Cronenberg'in
"Crash"i festivalin merakla beklenilenya-
pıtlan arasındaydı. Bir kez. Cronenberg ilk
kez Cannes'a katılıyordu. Sonra, filmin
çarpıcı bir içenği olduğundan söz ediliyor-
dıı. Gerçekten de bu anlamda beklentileri
boşa çıkarmadı Cronenberg. Cok "çarpı-
cı" bir filmle Cannes'a gelen Cronenberg,
otomobil kazalan ile orgazm ofan insanla-
rı anlatıyor. Eger bö> le zevkleriniz yoksa.
filmden sonra deneyebilirsinizelbette. If-
lah olmaz Cronenberg ha\ ranlan kuşkusuz
çok etkilendiler "Crash"den. Ama kendi
payımapek keyifalamadım. Siddetin, cin-
selliğin ayrılmaz bir öğesi olması iistüne
kuşkusuz çok yazıldı, çok film çe\rildi,
ama böylesini pek izlememıştik. Kanada-
lı yönetmen. filmografisinin kışkırfıcı
filmlerden birini yapmak üzere yola çık-
mış. Tabii. tekamacı buysa başarmış da di-
yebilirsiniz.
Henüz "dumanı iistünde". taze kazadan
cıkmış otomobillerde se\ işmeye ne dersi-
nız'.' Ya da metalik takma bacaklı kadınla
"hard"birsekse'.'Filmeahlakçıbiraçıdan
yaklaştıgımı sanmayın. Cronenberg'in pek
çok filmindeki estetik bütünlüğii bulama-
dığım için sevmedim bu fllmi. Günümü-
zün önemli bir yazarından, JamesGraham
Ballard'dan yola çıkmış Cronenberg.
Oyuneu kadrosuna James Spader. Holly
Hunter. Rosanna Arquette gıbi iinlii isim-
leralmış. Ama bana kalırsa "çiftyönlü'"bir
hedef saptamış kendine. Bir yandan Bal-
lard'ın eleştirel bakış açısı \e tartışmaya
açık görüşleri ile avdın seyirci tavlamak.
Gerçegjn iistüne 'Dört Nala' giden Zanussi
Gençlık \e ölüm gibi \an yana pek
de hoş durmayan iki sözcüğü içeren bir
fılmden daha sözedelim. sırası gelmış-
ken. Genç bir Amerikalı yönetmenin.
Matthev* Reeves'in ilk filmi "TabutTa-
şrncısı" da Amenkan gençliğınin cın-
sel kültüriinü konu alı\or. Cannes'da
resmı programın varışmasız bölümü
"Bir Başka Bakış"ta gösterilen film.
ıddıasız. >.e\ ınıli bir giildürü.
Bir gün tanımadığı bir kadından bir
telefon alırkahramanımız. Birokul ar-
kadaşının öldüğünü haber \ermekte-
dir. hıçkırıklar ıçinde bir ses. O\sa. bu
ısimde bir arkadaşı
yoktur kahramanımı-
zın. Kendisini cenaze-
de. ardından tanımadı-
gı "arkadaşının" anne-
sinin yatağında bulur.
O\ sa. o sırada se\ digı
kızla işler iyi gitmek-
tedir... Yanlışlıklarbir-
birini izlerken. günü-
müz Amerikan gençlı-
ği iistüne sıcak bir giil-
dürü ile ~Crash"in şo-
kunu atlatmaya çalışır-
sınız.
Yarışmadaki beş
Fransız filmınden bin
olan Andre Techi- Krz>stofZanussi
ne'nın "Hırsızlar"ı da
Fransız toplumundaki cinsel ihşikile-
re. aile kurumuna ihşkin gözlemler içe-
riyor. Teclııne. CatherineDeneuve. Da-
niel Auteuil gıbı deneyimli ovuncular
\e LaurenceCotegibi genç biryetene-
ğin yardımıyla klasik Fransız filmleri
tadında birpolisıve gerçekleştirmiş.
Bin polis. diğen gece kulübü işlet-
mecisi olan ve birbirlerınden nefret
eden iki kardeş ("Yengeç SepetTnin
kardeşleriarasındakı ılişki\ıanımsı\o-
rum ister ıstenıez). ikısinın de yaşamı-
na gıren bir hırsız kız \e bu genç kızın
se\gilisı öğretmen (Catherine Dene-
u\e"un alışılmiş tiplemelerinın dışın-
da bir kışılik). Bu insanlar arasındaki
karnıaşık flişkilerı. polısiye bir örgü
ıçinde anlatıyor Techine. Her zaman ol-
duğu gibi. filmi ayakta tutan kahra-
manlann kışıliklen çok iyi çizilmiş. Et-
lı. canlı. yaşayan kışılıklerlgene. Türk
filmleri gelivor aklınıa!). Teehıne'nın
filminde de otomobilin rolü önemli.
Ama bu kez oldukça pasif bir rol bu.
Polisın kardeşi vegenç kızın içındebu-
lunduğuçete. otomobil hırsızhğı ilege-
çinivor. Techine. farklı
ahlaki \e toplıımsal de-
ğerlere sahip kahraman-
larını yargılamak amacı
ile vak'laşmıyor. Hırsız-
larla polis arasındaki
ılişki onu ilgilendiriyor.
İki farklı mesleğe. iki
farklı bakış açısına sahip
ınsanların a\nı toplum-
sal ortam. hatta aynı ai-
le ortamı içinde ele ala-
rak. kışıliklerindeki
farklı vanları. ortaklık-
ları anlatıyor. Amerikan
filmlennde olduğu gibi,
"kahraman" polis ya da
"kötü" polısle karşı kar-
şıya değılız bu kez. İn-
sanlar ve yaşam tüm karmaşıkhğı için-
de çızılıvor. Fılıninbaşlıcamezivetide
bu zaten. "Barocco"nun. "Rande-
vu"nun. "Ma Saison Prefere"nin yö-
netmeni. insan ruhunun zenginliğinı
seyircisıyle paylaşmaya de\am ediyor.
Dört Nala
Yaşamda tek bir gerçek olmadığını.
"gerçek"in \e de "doğru"nun herkese
göre farklı olabıleceöinı anlatıyor
"Hırsızlar". Avnı cümFeyi. bir başka
filmde görmek^ılası. Bu kez. tarihsel
bir kapsam ıçinde. Poloma sineması-
nın en önemli isimlerinden Krzjstof
Zanussi çocukluk anılarından hareket-
le, Polonya toplumunun I95()'lı yılla-
rını yorumluyor. "Dört Nala" adîı fil-
minde (Cannes'in "Bir Başka Bakış"
bölümünde gösterıldı). Zanussi">i ye-
nıden eskı formunda görnıek se\indi-
rıcı. Hem de bu kez. her zamanki me-
tafızik söylemlerınin dışında. ülkesın-
deki toplumsal değişimi anlatan birya-
pıtla.
Zanussi'nin kahramanları da en az
Techine'ninkiler gibi et-
li. canlı. Nasıl olmasın
kı: anlattıklarını bızzaı
\aşamış Zanussi. on ya-
şında bir çocukken. Fil-
min kahramanı. Hubert
adında birçocuk. Birtaş-
ra kentinde anncsi ile bir-
iikte yaşıyor. Babası. sa-
\aştan sonra Polonva'va
dönmemiş. Batı'dayaşı-
yor. Babasının konu-
mundan ötürü Hubert
okuldan atılma tehlikesi
ile karşı karşıya kaldığın-
da. annesi onu V'arşo-
va'ya gönderir. Orada bir
so>lu olduğu her halin- Andre Techini.
den belli olan teyzesi ile
yaşar Hubert. Onun \e arkadaşlannın
tutkusunu pavlaşarak. usta bir binici
olur. En yakın dostlan atlardır. Onlar-
la bırlikte olduğunda. giindelik yaşa-
mın kısıtlamalarla dolu atmosferinden
uzaklaşır. Dört nala sürer atını.
Komünıst yönetimin salanlanna.
sahteliklerine. ihbarcılarına karşı tepki
doludur. Komünistlerın gözünde bir
"rejim düşmanr olan babasının gön-
derdiği hediyeleri almasına bile izin ve-
rilmez, okulda en çalışkan öğrenci ol-
masma karşın, her an atılma tehdidi ile
karşı karşıyadır. Teyzesi ise bir grup
arkadaşı ile birlikte at yetiştirdikleri
içın polıtik komiserlerin gözünde pek
makbul değildir.
Çünkü. binicilik aristokrasiden kal-
ına bir spordur. Ellilerinde olmasına
karşın yaşama se\ inci ile gençleri göl-
gede bırakan teyze. ne yapar eder, bi-
nicilik tutkusunu sürdürür. Yaşamlan-
nı sürdürebılmek adına Hubert'in hiç
anlayamadığı tavizler \erir. Teyzenin
bir de ıkinci bir kimlıği olduğunu öğ-
renir Hubert. e\de bulduğu bir Komü-
nist Parti üvelik kartın-
dan. Teyze. ona, "ger-
çek"in birtane olmadı-
ğını. birden fazla ger-
çek olduğunu. günün
bınnde bunu anlayaca-
ğını söyler.
Gerçegin herkes
için çok farklı olduğu-
nu kavramaya başlar
Hubert. Ökuldaki
inançlı komünist öğ-
retmenin de kilisedeki
rahibın de ayn birger-
çeği \ardır. Stalin'in
ölümünde yapılan tö-
rendeki gözyaşlan ne
kadar da içtendir öğ-
retmenin. Hubert. ya-
şamı tüm karmaşıklıgı içinde ka\raro
zor günlerde: rejim düşmanının oglu
olarak büyüdüğü bir toplumda. onu
se\giy le bağrına basan. onur. düriistluk
gibika\ramlann\azgeçilmezliginiöğ-
reten yakın çe\ resinin desteği ile ayak-
ta ka'T... Filmin sonunda. Zanussi
oyuncuları ile birlikte karşımıza çıkı-
yor. "Işte bu gördükleriniz. benim ve ai-
İemin hikâ\esi\di" diyor. Sonra. büyük
bir reveransla selamlıyorlar seyirciyi
hep birlikte.
Festivalde
atölye
çalışmalan
Kiittür Senisi - istanbul Kültür \ e Sa-
nat Vakfı tarafından sekizıncısı düzenle-
nen Lluslararası fstanbul Tiyatro Festi\a-
li. bu yıl programmda atöheçalışmalan-
na da yer \ eriyor. Genç o\ uncu \ e \önet-
menlere farklı ti\atro teknıklenni uygu-
lamalı bir programla öğretmek \e tanıt-
mak amacı\ la gerçekleştırılecek bu çalış-
malar. geçen >ıl gördüğü büyük ılgi ne-
deniyle festnal komıtesinın belırlediği iki
eğıtmenle yürütülecek.
Bunlardan bin. geçen yılkı tek atölye-
nın yürütücülüğünü yapmış. Theodoros
Teriopoulos. Beden ve;>es kullanımı ilze-
nne yaptığı çalışmalar jonucunda Doğu
\e Batı oyunculuk bıçımlennın sentezinı
oluşturarak kendine özgü bir teknik gelış-
tıren sanatçı. Antik Yunan tragedyaîan
yorumlarının yanı sıra çağdaş oyunlarda-
kı başanlı yorumlanyla tanınıyor. Halen.
1995 "te At'ına"da gerçekleştirilen v e i WS
yılındaJaponva'dadüzenlenecekolan'Ti-
\atro Olimpi\arlan'nın uluslararası ko-
mıtesinın başkaniıâını sürdüren sanatçı.
geçen > ılkı atöhesınden seçtığı ıkı öğren-
cıyi eylül a\ında Delphi'de gerçekîeşen
Antik Yunan Tışatrosu Buluşması'ndaki
•workshop'lara katılmak üzere da\et et-
mışti. Ti\atro Festivali kapsamında yer
alandiğeratöl\e\ı iseTadashı Suzuki Ti-
yatrosunun benimsediğı "Su/uki" tek-
nıgını öğretecek olan Ellen Lauren yürü-
tecek. 14 vıl boyunca Tadashı Suzukı'nin
yanında eğıtım görmüş . Halen Neu
York'ta Lıncoln Center Juıllard Tıyarro
Okulu \e Fordham Cnıversıtesrnde öğ-
retım görev inı sürdüren Lauren. ek çalış-
ITU olarak da 'Anne Bugart' teknığmı !a-
nıtacak. Oşuncunun bedenıne yükledıği
enerjij' hareket halindeyken \e özellıkle
durgun anlarda kontrol edebılıne yetisinı
geliştirmeşe yönelık atöKe çalışmalan
Dcretsızgerçekleştinlecek. Konuyla ılgı-
li olarak 293 3133 40 numaralı telefon-
dan Emre Kmuncuoglu'na başv urulabılır.
öte yandan da şiddet ve cinsellikle besle-
nen dünya gençliğine "enteJ takılma" fır-
satı vermek. JamesDean'in \eöteki ünlü-
lerin önlü kazalannı canlandınyor; filmin
kahramanları. aynı model otomobiüerle v e
bundan sonsuz bir haz alıyorlar. (Siz de bu
yıldızlann hayranı olsanız. denemek iste-
mez misiniz?) Cronenberg için belki agır
birsuçlama, ama filmin işlevininaşağı yu-
kan bu olacağını sanıyorum.
Ballard. 1973'te yayımlandıktan sonra
kısa sürede bir "külf-roman" olarak üstle-
nen "Crash"i çok seviyor. Günümüz top-
lumundaki insan-makine ilişkisi üstüne fu-
turistik bir deneme. Bugünden hareketle
geleceğin dünyasını yorumluyor yazar \e
geleceğe ilışkin düşlerini (karabasan de-
mek daha doğru olur) günümüze getiriyor.
Elbette, korku filmleri ile kariyerine baş-
layan "Scanners"in "V'ideodro-
mer
'un,'*Sinck'>
*in ve "Naked Lunch"un
yönetmeni için çok verimli bir malzeme
oluşturuyor Ballard'ın yapıtı. Romanı va-
zarken, film olabileceğini düşünmemiştim
diyor Ballard. Keşke. roman olarak kal-
saydı. Cünkü, romanın eleştirel bakış açı-
sını veremiyor Cronenberg (belki de kuş-
kulandığım çifte hedefi. ticari kaygılan yü-
zünden). Filmin şiddeti vçcinselliğisömü-
ren filmlerden farklı bir boyutu. bir kara
mizah tadı olduğu kuşkusuz. Ama acaba
izleyici üzerinde etkili olacak olan bu mu'.'
Yoksa zengin birotomobil "kiiltürü'"nesa-
hip. otomobilini kimliğini birparçası ola-
rak gören vebircinsellik öğesi olarak kul-
lanan Amerikan gençliğine (ve özentileri-
ne) yeni bir "kiilt film" mi sunuluyor?
Filmin kahramanı. birreklamcı -çağımı-
zın eğilimlerini sımgeleyen birmeslek- ve
James Ballard adını taşıyor! (Gördüğünüz
gibi Ballard. daha işin başında eğlenmeye
başlıyor.) Reklamcı ve güzel kansının ol-
dukça sıradan ve heyecansız cinsel yaşam-
lannın. Ballard'ın geçirdiği bir trafik ka-
zasından sonra birdenbire farklı bir boyut
kazanımlannı anlatıyor Ballard-Cronen-
bergçifti.
Tehlike. ölüm ve cinselliğin birlikteligi-
nin oluşturdurduğu karmaşık ve karanlık
birdünyaya kaptınyorkendini. Ama neya-
palım ki cinsel yaşamı ancak boyla renk-
İeniyor kahramanlanmızın. Güzeller gü-
zeli bir "kaza kurbanı" (bacağının takma
olması ayn birheyecan unsuru) ve kazalar
konusunda uzman bir fotoğrafçı-bilim ada-
mının katılımı ile büsbütün zenginleşiyor
çiftin cinsel yaşamı.
Cronenberg'e göre "Ofomobil. insanlar-
daki gerçeği değtştirme arzusunun bir sim-
gesi ya da zaman ve mekân içinde gerçeğe
egemen olma tutkumuzun bir nesnesi. Da-
ha da öte>«gidersek,yeni bir cinselliğin öğe-
si." Amerikan toplumunda. bir otomobile
sahip olmanın güç simgesi -hatta cinsel
güç simgesi- olduğunu vurguluyor yönet-
men. Ve gençliğin. otomobili yalnızca bir
güç simgesi ya da bir sevişme mekânı ola-
rak görmediğini, aynı zamanda başka bir
otomobilde bulunan kızla da se\ işme ola-
nağı verdiğini söylüyor. Nasıl mı? Karşı-
dan gelen ve sevgilisıni taşıyan otomobil-
le büyük bir hızla çarpışarak! Böyle bir
çarpışmanın yaratacağı "orgazm"ı düşü-
nebiliyor musunuz?
İnsan-makine ilişkisini ele aldığı "Si-
nek"ten önce, "Videodrome"da görsel-
işitsel medyanın yaşamımızda kapladığı
yeri konu olan Cronenberg, bu kez otomo-
bilin yaşamımızdaki yerini tartışıyor. Bü-
tün bunlan daha "insani" bir dünya adına
mı yapıyor. yoksa bu mekanik dünyanın
ilişkilerini yüceltmeye mi hizmet ediyor.
kuşkuluyum. Üstelik. sinema adına hiçbir
tazelik. hiçbir heyecan yok filminde.
Cronenberg herhalde duymamış bizim
şu meşhur Laz fıkrasını. "Seks ve seja-
haftan anladığını anlatmaya çalışıyor
hâfâ...
4
Oyun alanma 8doşnnş bir yürüyüş'
Külfür Senisi -Stüd>o O\ unculan, 8.
L luslararaM İstanbul Tiyatro Festivali'n-
de Şahika Tekand'ın yazıp yönettiği
'Gergedanlaşma'
1
adlı oyun ile seyirci
karşısına çıkıvor. Oyun. bugün ve yann
saat 21 30'da Stüdyo Oyunculan Sahne-
si'nde izlenebilir.
'Gergedanlaşma', lonescu'nun 'Ger-
gedanJar" adlı o\ unundan vola çıkan. ay-
nı ka\ramı payİaşan. insanın gergedan-
laşmasını anlatan
bir çalışma. Ovu-
nun metni ise.
Meydan Larous-
se. HavvanlarAn-
s i k l o p e d i s i .
Thurlbj'nin 'Ba-
şanlı Olmanın
VoUan" kitabı gi-
bi kaynaklardan
oluşuyor.
Oyun. sistemi
\esistem içerisin-
deki bire> i sorgu-
larken bunu adeta tiyatronun kendisine
sunduğu mirasla dalga geçerek yapı-
\or.Ti\atronun gelenksel kalıplannı yı-
kan. üslupsuzluğu bu anlamda üsluba
dönüştüren bir oyun "Gergedanlaşma .
'Oyun aJam-q\uncu-oyun'gibi kavram-
lan da gündeme getirerek sadece biçim-
sel değil. içerik açısından da bir yenilik
arayışını ortaya koyu>or Önde birkoro.
ortada permormatif ovuncular \e hiç de
edebi olmayan bir metin ... Açık bir şe-
kılde eklektik halde yanyana getirilme-
ye çahşilan bu farklı üsluplann sonucu
kesin birüslupsuzluk.
•Gergedanlaşma'da oyuncıınun çaba-
sı. teknik performansının yüksekliğini
sergilemekten çok. teknik performans
sergileme çabasının anlamsızlığını ıfa-
de etmek üzere olabildiğınce irrasyonel
hatta zavallı birçaba) a dönüşmek olarak
tasarlanmış. TekandL "Gergedanlaşma"
oyununda. iktidar olma ve bir yer edin-
ıne kayramlarını ele aldıklarını belirtır-
ken: "İzle\ici\esahneüzerinde \alan bir
• Şahika Tekand
•Gergedanlaşma'
oyianunda. iktidar
oîma ve bir yer
odinme kavramlannı
ele aldıklannı
iielirtirken;
"İzleyiciye sahne
üzerinde yalan bir şey
anlatmaktansa, onu
hem eğlendirmeyi
hem de bizim
yaşadığımız felsefi
tartışmayı
paylaşmasını
istiyoruz" diyor.
şey anlatmaktansa. onu hem eğlendir-
meyi hem de bizim vaşadığımız felsefi
tartışrnayı pa> laşmasını isthoruz" diyor.
Sahne tasanmını Esat Tekand'ın ger-
çekleştirdiği ovunda Şahika Tekand,
Cenı Bender. Hilal Karakaş, Scvtap İn-
sel, Murat Ergun, Deniz Atamtürk, Kı-
vanç Ergun, Banu Fotocan, Gökmen
Tokgöz, A> şe Tolga.Sertaç Canbolat, Se-
dat Kalkavan, Mehmet Atak, Nurdan
Giir ve Nurgül Uluç oynuyorlar. Oyun-
da kalabalık bir koro da yeralıyor.
Şahika Tekand, Tiyatro dergisinde
'Gergedanlaşma' üzerine şunları söylü-
yor:
...Oyuneu, yaşam/oyun metni/oyun
alanı arasındaki paralellik yoluyla ya-
lansız bir düşünme ve yapma olanağına
ka\ uştu. Oyunda olup biten her şey ger-
çekten olup bitiyor. oyuneu da yaptıgı
her şeyi yaptığı anda gerçekten "kendi-
si kadar" yapıyordu. Böylece oyun ala-
nı. oyuneu için bir simulasyon alanına
dönüşüyordu. "Gergedanlaşma"daki te-
mel çaba da budur.
Hem oyun alanındakı var oluşlanyla
hem de düşünsel olarak bir "ip camba-
zı^nı örnek alan oyuncular, gerçek sonu-
cunu sadece yapıldığında alabilen bir
varlık göstermenin yollannı aradılar. \'a-
şam/oyun metni/ oyun alanı paraleliiği
önemsendi. İnsanın en temel de\ inimle-
rinden biri. oyunun da temel de\iminı
olarak seçildi: Yürûmek.
Bütün oyuncular. oyunlarını gerçek-
leştirirken yürümeyi çeşitlediler. Bütün
oyunlann oynanabilmesi sadece adım at-
mak kadar basit bireyleme baglandı.
Yürüyüşlerin tümü son derece irras-
yonel bir çabayla gerçekleşecek hale ge-
tirildi. irrasyonalite. hem pratik hem de
düşünsel olarak önemsendi. Bütün oyun-
cular, sürekli yürüdükleri halde, oyun
süreleri boyunca hiçbir yerden gelme-
yen ve hiçbir yere gitmeyen. oyun alanı
içine sıkışmış bir yürüyüş gerçekleştir-
mektedirler. Bunu yaşamda insan, oyun
alanında oyuneu, oyunda rol kişisi ola-
rak yapmaktadırlar.
"Gergedanlaşma"da oyuncunun ça-
bası, oyuncunun teknik performansının
yüksekliğini sergilemekten çok. teknik
performans sergileme çabasının anlam-
sızlığını ifade etmek üzere olabildiğın-
ce irrasyonel hatta zavallı bir çabaya dö-
nüşmek tasarlandı.
Oyuneu rol kişisi oyun, oyun alanı ve
oyun zamanı ile sınırlıdır. Oyununu ta-
mamlamadan oyun alanını terk edemez.
Ya da zamanından önce oyun alanına gi-
remez. Oyun süresi ve alanı içinde var
olma çabasını en üstdüzeydeçıkarmak-
la yükümlüdür.
Oyuneu oyun alanına girer. Yapacak-
larını yapar. Gider. Oyun başlar. Oyna-
nır. Biter.
BUAŞAMADA
ŞÜKRAIV KURDAKLL
Eskil Tragedya
Çağdaş Trajik
"Bergama Beledıyesi ve sivil toplum kuruluşlarının
katkılanyla düzenlenen '4. Akdeniz Ozanları Toplantı-
sı'nda buyıl Tragedya' konusunu tartışacağız. Bildi-
ğiniz gibi eskil çağda tekilden çoğula doğru gelişen
tiyatroyu simgeleyen tragedya, bireyin istencini aşan
güçler karşısındakı umarsızlığını konu alıyordu.
Tannların belirlediğıne inanılan durumlara boyun
eğmekten başka seçeneği bulunmayan insanın yaz-
gtsıyla koşullanan tutsaklığı.
Tragedya günümüzde trajik alana dönüşmüştür.
Bosna, Çeçenıstan, Azerbaycan, Gürcıstan, Lübnan,'
İsrail ve bizim Güneydoğumuzda hergun her saat tra-
jik olaylaryaşanıyor. Bizlerbu olumsuzluklan görmez-
likten gelemeyiz. Her çağ kendi sorunlarıyla ınsanla-
rından sorumludur.
II. Dünya Savaşı 'ndan daha çok öldürülmelerin acı-
sını duyduğumuzbirdönemdeyiz. Bölge savaşlarının
önü alınamıyor. Ekonomıleri sılah ûretımine dayanan
ülkelerin kışkırtıcı politıkalannı engelleyemezsek, in-
sanlıksavaş belasından kurtulamayacaktır. Bızsanat-
çılar barış istiyoruz. Bu bırlıkteliklerimızın amacı da
Ege'yi ve Akdeniz'i banş gölü haline getirme yolun-
daki çabalarımıza süreklılik kazandırmaktadır."
"4. Akdeniz Ozanları Toplantısı "nın açılış konuşma-
sından aldığımız bu tumceleri salt bir iyi nıyet kanıtı
olarak düşünmüyorum.
Özellikle düşünen ve yaratan insanlar için yaşam-
sal bir zorunluk bu.
Dünya nereye götürülmek isteniyor? Açlığa, kıyım-
lara, işsizliğe. sömürüye, zorunlu güçlere alışmamız
mı isteniyor bizden.
Eskil tragedyada insan sormuyor, yazgısına boyun
eğiyordu.
Çağımızın trajik olaylan bu vazgeçilmez soruları hem
yanıtlamak hem verdiğımiz yanıtları yaşama geçırme
sorumluluğuyla yükümlendiriyor bizi.
•
Bu yıl "Akdeniz Ozanları Toplantısı "nda M. Garni-
er, Jean Lui Matei Fransa'yı.N. Khar Israıl'i. U.P. Qu-
in Tavalle Italya'yı Jalima Pont Katalonya'yı. M.
Mathevski Makedonya'yı. Muhammed Ibrahim Mı-
sır'ı temsıl ettıler.
Pen Yazarlar Derneğimiz adına toplantıya Cengiz
Bektaş, Bilgesu Erenus, Müştak Erenus, Alpay
Kabacalı, İ. Kemal Karadayı, Suat Karantay, Ah-
met Necdet, Özdemir Nutku, Aydın Öztürk, Adnan
Özyalçıner, Sennur Sezer, Afşar Timuçin, Neşe
Yaşin katıldı.
Vanlan ortak sonuç. çağdaş hümanizmanın temel
ilkelerinin vazgeçilmezliğidir.
insanın tek kurtuluş umudu sanat. İstencinin önü ke-
silemeyen insan.
Bu umudun peşını bırakmayan "Akdenızlı ozanlar"
sonuç bildirgelerinde kararlılıklarını şoyle duyurdular
dünyaya:
"Insanlık en trajik savaşlarda toplu öldürmelerle,
kıyımlarla, ışkencelerle yok edılmeiere ses çıkaramaz
durumdadır. Açık ya da kapalı biçımde duşünce öz-
gürtuğü elinden alınmıştır. Özellikle günumüz ozanı ne
pahasına olursa olsun bu durumdaki insanın sesi,
adalet duygusu, karşı koyuş çığlığı olabilmelıdir. Bu
yolda sorumluluğunu üstlenmeden kendi ıç trajedi-
sıni de çizumleyemeyecektır. Üstelik çağımızda yal-
nızca tanıklıklarla da yetinılmeyeceğı açıktır. Günün
tüm olanaklannı kullanarak ozan. kendi ülkesinin bı-
timlerini de aşmayı bılıp bu savaşımın uluslararası or-
tak dilini ve dayanışmasını kurmalıdır.''
Mandela'nın yaşamı film oluyor
• CAPE TOWN (AA) - Güne\ Afrıka
Cumhuriyeti'nin efsane\ ı de\ let başkanı Nelson
Mandela. kendi politik yasamını kaleme aldığı
'Özgürlüğe Giden Yol" adlı kitabından u\arlanan Bir
Adam. Bir Ses' adlı filmde Mandela rolünii ü>tlenen
ABD'li ünlü aktör Sidnes Poitier ıle görüştü. Nelson
Mandela. ünlü aktör Poitierın sadece ı> i bir aktör
olmadığını belirterek "Sıdnej Poitier. a>nı zamanda
yıllardan beri mücadelemizı desteklemiş bir özgürlük
savaşçısıdır' dedi. Sidneş Poitier ise rolünü daha i\i
oynamak için Vfandela'nın değerlenni anlanıa\a
çalıştığını söyledi. Güne\ Afrika'da ırkçı döjıemden
demokratik düzene geçişi anlatan filmde eski devlet
başkanı Frederic de Klerk rolünü Ingiliz aktör Michael
Caine oynuyor.
'Anneme Şiir' yarışması sonuçlandı
• Kültür Senisi -Capitol alışveriş merkezmin 23
Nisan Ç'ocuk Şenliğı kapsamında düzenlediği "Anneme
Şiir" yarışması sonuçları açıklandı. Sennur Sezer.
Kemal Özer. Hilmi '»avuz, Tuğrul Tanyol \e Enver
Ercan'ın oluşturduğu seçici kıırul. Zafe>- Karadağ'ın
şiirini birincılığedeğerbulurken ikincilik ödüliinü Can
Sözer. üçüncülüğü de Azer Demir ile Perim Dogan
kazandılar. Nevin Hande Cağlar. Ceren Şirin. M. Savaş
Pat. Ayşenur Özsabuncu. Elif Ehan Colak. Nazlı
Deniz Tüfekçi. Ezgi Celik. Burçak Cöllü. Ali
Demırsay. Erdal Demır. Yaprak Gaga. Lğur Gülhan.
Ahu Doğdaş. Emre Tabak. Aslıhan Göğtaş \e
Mülkinaz Emektar'ın şiirleri de Capitol'de
sergilenmeve deûer bukındıı.
GÖKKUŞAĞI BASIN YAYIN
Dr. Emin Paşa Sok. Kardeşler Han
No: 16 Kat: 3 Cağaloğlu - İsl.ınbul
Tel: (212) 519 39 32