04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 MAYIS 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI İncelemeleri sırasında Türkiye'deki siyasi tıkanıklığa dikkat çeken heyet, stand-by için yeşil ışık yakmıyor IMF: Devalüasyon kaçırulmazHeyetin, hükümetin yıl sonunda l ABD Dolan için öngördüğü 75 bin liralık değeri hiç gerçekçi bulmadığı ve "'Bu enflasyon karşısında reel kurda dolar en az 110-120 bin lira düzeyinde olur. Devalüasyon şart" değerlendirmesini yaptığı belirtildi. ESRA YENER ANKARA- Yılhkolağan incelemeienni yapmak üzere Ankara'da bulunan Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetınin, hükümetin sunduğu istikrar önlenılennın uygulanması olasılığına "kuşkulu" baktıgı bıidirıldı. IMF temsilcilerininın "Bu sivasi kargaşada karar alınamaz. A/jnlık bükümetinin mgulamaya geçmesi zaten zor. Hükümet ortaklan da anlaşamıvor" görü^ünü dıle getirdiği öğrenildı. Heyetin. hükümetin yıl sonunda I ABD Dolan ıçın öngördüğü 75 bin liralık deferi hiç gerçekçi bulmadığı ve "Bu enflasyon karşısında reel kurda dolar en az 110-120 bin lira düzeyinde olur. Devalüasyon şart" değerlendirmesini yaptığı belırtildı. 1.9 katnlyon liralık iç. 73 milyar dolarlık dış borç yükümlülüğü karşısında kaynak darboğazına giren hükümet. IMF ile yenıden btand-by anlaşması imzalavarak. dıs piyasalarda güven kazanmaya çalışıyor. Yıllık olağan incelemesini yapmak üzere Türkiye'de bulunan 1N1F heyetinı. stand-by kredı anlaşması için ıkna etmeye çalışan bürokratlar. siyasette yaşanan kargaşaya takıldılar. Başbakan Mesut Yılmaz'ın açıkladığı istikrar önlemlerını anlatarak IMF'ye gü\ence vermeye çalışan bürokratlar. "Bizvasa çıkaracağımızı anlatırken komik duruma düşüyoruz. Zafen aanlık hükümetivle yönetilen bir ülkede bö> le önlemleri almak zordur. Bir de ortaklar arasında sorun yaşanınca iyice komik duruma düştük" dediler 'istikrar önlemleri şüphelT IMF heyetınin. henı sunulan istikrar paketinin uygulanması. hem de hükümetin sundıığu makro ekonomık hedeflerin tutturulması olasılığına "şüphen"" baktığını anlatan yetkilıler. IMF temsilcilennın. "Busi\asi kargaşada karar alınamaz. A/ınlık hükümetinin uygulamava geçmesi zaten zor. Hükümet ortaklan da anlaşamıvor" görü^ünü dile getirdikien öğrenildi. 'Stand-by zor' Yetkıiiler. sıyası ortamda yaşanan kargaşa karşısında IMF'nin Türkiye ıle yeniden stand-by kredı anlaşması ımzalamasının zor olduğuna dikkat çektiler. Ay sonunda inceleme yaparak Türkiye'nin kredi notunu belirleyecek uİuslararası nsk değerlendirme kuruluşu Standard and Poors'un da ekonomi için "batık" değerlendırmesı yaptığını anımsatan yetkilıler. "Bu koşullarda kredi notunun da düşmesi beklenivor. O zaman dış borç kapılan kapanabilir" dediler. IŞÇININ EVREMNDEN ŞUKRAN SONER İflasın Resmidir 2.4 milyar dolar bütçe gereği Ozelleştirmeye hedefEkonomi Servisi - Geçen y ıl 5 milyar dolarlık özelleştırme gelın hedeflemesıne rağmen ancak 440 milyon dolar satış gerçekleştirebilen Özelleştir- me ldaresi Başkanlığı. bu yıl daha temkınli dav- ranıyor. Başkan iğurBavar. buyılkı hedetlerinın 2.4 milyar dolar olduğunu belırtırken. bu hedefin bütçe için belirlendiğinı. ancak kendisınin hiçbır zaman parasal hedef koymaktan yana olmadığını ifade ettı. Devlet Bakanı Rüşdü Saracoğlu ise Anayasa Mahkemesı'nın bugüne kadarkı iptal ka- rarlannda haklı olduğunu \e hiçbir şekılde eleşti- rilemeyecegıni \urguladı. Ana\atan Partisı İstan- bul II Başkanlığı ve An Grubu'nun ortaklaşa dü- zenlediği "Türkhe'deÖzeUeştirme" konulu pane- Itnaçılışkonuşmasınıyapan Saracoğlu. "Hiçkim- se Anavasa Mahkemesi'nden hukuk dışında va da Türkiye'nin ekonomik geleceğini düşünerek ka- rar almasını beklememeir dedı. Saracoğlu. KlTsatışlannda başvurulan ihalele- rin şeffaf ve satı^lann kamu v ıcdanını rahatsız et- meyecek şekıldeolması gerektiginı de vurguladı. Saracoğlu. gerekırse bazı işjetmelenn zararına bi- le satılabıleceğını belırttı. OİB Başkanı Bayarise portföylerindeki KİT ler ıçınde en fazla talebin 4 termik santrala geldığıni beîirtırken. bu yılkı 2.4 milyar dolarlık hedefe ulaşılamadığı takdırde ba- şarisiz sj\ ılacaklannı »öyledı. Bavar. özelleştirme- nin parayla ölçülmesinin yanlış olduğunu kaydet- ti. Ozelle^tırmenin kitlelere yayılması gerekriği- ni kavdeden Bayar. Tüpraş, Pet'kım. Petrol Ofisı. Türk Telekom gibı has-.as kurumların blok satiş. yüzde lOOhisse. varlık >atı^ı gıbi yollarlaözelleş- tınleceğinı \e bunlann 15 temmuzdan sonra ha- yata geçirileceğinı belintı. Panelde Latin Amenka ve Doğu Avrupaidaki özelleştirme uyjgulamaları hakkında bilgi veren Dünya Bankası Özel SektörGelıştırme Bölümü Baş- kanı Ira Lieberman ıse "özelleştirmede hızlı ha- reket etmek" dıye bir ^artın olmadığını belirtti. Türk-Yunan gerginliği tırmanırken, ÖİB Başkanı ülke güvenliğini gözardı ediyor Ege ısınıyor, tersanelerkapanıyor Hl'LYAGENÇ Yunanistan ıleTürkıyeara- sındakı ilışkılerın yeniden gerginleştıği bugünlerde, ül- ke güvenlığı açısından stra- tejik önem taşıyan tersane- lerin kapatılacağını açıkla- yanÖlB Başkanı LğurBa- var, büyük tepki topladı. L 1- kegüvenliği açısından stra- tejik önenıe sahip tersanele- rin kapatılmasına ilk önce Genelkurmay Başkanlığı'nın karşı çıkacağını belınen vet- kıliler. tersanelerin stratejik önemi konusunda ara^tırma- ya bileaerek duymadan açıklama yapanOİB Başkanı Bavarı "cahil- likle" suçladılar. Tersanelerin kapatılmasının mümkün olamayacağını söyleyen Kamu Işletmeleri Gelıştırme Mer- kezi (KIGEM) Genel Sekreteri İl- ter Erhığrul. bu duruma ilk önce Genelkurmay Başkanlığı'nın kar- şı çıkacağını bildirdi. Türk Silahh kuvvetlerf nin 31 Ekim l994tarihındeDenızcılıkve Gemicilik Müsteşarlığf na gönder- miş olduğu resmi bir yazıda stra- tejik önem ta^ıyan tersanelerin ka- patılmasına karşı olduklannı vur- guladığına dikkat çeken Ertuğrul. söz konusu yazıda Camialtı ve Ha- liç tersanelerinın kapatılmasının Deniz Kuvvetlen Komutanlığrnın savaş gücünü olumsuz yönde etki- leyeceğinin ıfadeedildiğini söyle- di. Açıklamada Haliç ve Camialtı tersanelennm sorunlannın bulun- Tersanelerin kapatılması karan alınırsa her kesimden hirazlar gelecek. duğunun kabul edıldığını. ancak bu sorunların gıdenlmevecek ni- telıkte olmadığının kaydedildiğinı belınen Ertuğrul. ÖlBnin söz ko- nusu tersaneleri kapatnıa) a kalkma- sı halınde bu karara itıraz edecek- lerıni de >özlerine ekledi. " Halk özell«stirmeninin ne oldu- ğunu bilmiyor" dıyen ÖİB Ba^ka- nı'nı sert bir dılle eleştıren Gemı Mühendısleri Odası Genel Başka- nı Tansel Timur ıse "Esas cahillik ülkc için büvük önvm taşıvan ter- saneleri kapatmava kalkmaktır" dedı. Denızlerı korumanın kava- lıklara ba\ rak dıkmekle olma\ aca- ğını belinen Tan.sel. ÖlB'de bu ko- nuiarla ilgili uzman bulunduğu ko- nu>unda ^üpheleri bulunduğunu sövledi. Tımur. kapatma kararının alınması halinde itıraz edeceklerı- ni sözlerıne ekledi. Dokgemi-lş Sendikasi Genel Başkanı NazımTur. Bayar'ı gerek- lı ıncelemeyıjapmadaıı konuştnak- la suçlayarak. stratejik önem taşı- yan Camialtı ve Halıç tersaneleri- nın kapatılmasının mümkün olma- dığını \urguladı. Camialtı ve Haliç tersanelerinın mevcudiyetlerıne zarar \ermeden özelleştmlmesi gerektiginı savu- nan Tur. Anav asa Mahkemesi tara- fından güvenov lama>ı ıptal edılen hükümetin bu tıp bir kapatnıav ı gö- ze alamayacağını belirtti. Kapatma kararının ilk kez 5 N'i- san kararlan ılegündemegetırıldı- ğını hatırlatan Tur. sözlerıne >öyle devaınettı: "Söz konusu tersanele- rin aralık 1994'e kadar kapatılma- sı gerekiviordu. Bu zanıana kadarka- patılnumıs. olması bu kararın an- lamsızlığını bir kez daha ortav a ko- v uvor.Tersanelerin kapahlması özel sektörün işine varar. Çiinkü özel sektörün avnı büyüklükte tersa- neleri var." Tersane kapasîtesi 69 bin 810 metrekare alan ıçin- de kurulu olan Haliç Tersane- si'nde 3 kuru hav uz. 2 yeni genıi inşa kızağı. 475 metrelik onarım- donatım rıhtımı ve bir dökümha- neve sahip. 750 kişinin çalıştığı ter- sanede lOOtonlukvüzervınçvar. 3 bin 169 ton vıl çelık ışleme ve 11 bin 100 D\\T vıl yenı gemı ınşa kapasitehine sahip. Camialtı Tersanesi ^e 72 bin metrekarelık bir alan ıçınde 2 adet venı gemı ın^a kızağı. 400 met- relik donatım rıhtımı. günde 400 metrekare kapasitelı shot-blas- tıng. shop-prımıng ve transport ünıtesıne sahip. 500 kişinin ça- lıştığı ter>ane. 5 bin 934ton vıl çe- lik işleme ve 20 bin 800 DWT yıl >eni gemı ınşa kapasıtesıne sahip. Savaş gemisi talebi Genelkurmay Başkanlığı. De- nız Kuvvetlerı Komutanlığı'nın modernizasyonu ıçın hazırladığı projede. veni gemılere büyük önem veriyor. Genelkurmay "ın projelerı arasinda Türk tıpı firka- teyn yapınıı.yenı tıp may ın av la- nıa ve mayın karşı tedbırlergemı- si ıle karakol tıpı gemılenn teda- riki bulunuyor. Ihtıyaçlararasin- da 14 firkateyn. 16 karakol ge- mısi. 15 güdümlü mermılı hü- cumbot. 9 denizaltı. 4 may ına kar- şı önlemler gemısı. 35 çıkarma aracı. 1 muharebe destek gemısı. 25 yardımcı sınıf gemı var. Bursa Kombinası: Özelleştirme öncesı 121. sonrası 38 işçı. Üretim, özelleştirme öcesi yıllık 9.409 ton, so- rası 1.301 ton. işletmede yüzme ve kesim işi şımdi taşerona yaptırılmak- tadır. Kastamonu Kombinası: Özel- leştirme öncesi 75, sonrası 3 işçı. Üre- tim. özelleştirme öncesi 945 ton, sonrası yok. Mahkemetespitıninya- pıldığı 19.4.1996 günü bir adet ke- çı kesildiği ve birkaç işçinin çalıştı- ğı görüntüsü verilmekle birlıkte, mah- keme heyeti işvereni mahkemeyi ya- nıltma girışimi nedeni ile uyarmış, işyerinde hiçbir çalışma yapılmadı- ğı saptanmıştır. Şanlıurfa, Tatvan, Bayburt, Ela- zığ, Suluova, Afyon.. özelleştirme sonrası üretim yok. işçi sayıları bir- kaça indirilmiş. Yukarıdaki notlan Öz Gıda-lş Sen- dikası'nın mahkemelerkanalı ile yap- tırdığı tespit tutanaklarından aktar- dım. Et-Balık Kurumu'nda yapılan özelleştirme ve sonuçlarına ilişkin raporun tumünden ise çıkan çarpı- cı sonuçlar şöyle: 28 Temmuz 1995 tarihinde özel- leştirilen 12 kombinanın, özelleştir- me tarihi öncesi bir yıllık üretimleri 34.185tonıken. 10 kombinada üre- tim fiilen durmuş, üretimin devam ettiği ıki kombinanın toplam kapa- sıteleri ise 1.339 tona düşmüştür. Yine özelleştirme sırasında 927 olan toplam işçi sayıları 177'ye inmiştir. Soz konusu ihalede kombinaları alan kışı ve kuruluşlar ıle Özelleştir- me ldaresi Başkalığı arasında ımza- lanan sözleşmeye göre adı geçen kombınaların hiç degilse gelecek üç yıl için üretimlerint aynen sürdurme- lerıı hükmu bulunuyordu. Üretim zorunluluğuna rağmen, sozlesme koşullanna uymayan firma- lar hakkında Özelleştirme ldaresi ne gibi bir ışlem yapmıştır? Yanıt kocaman bir sıfır olduğu için- dir ki Öz Gıda-ış Sendikası, üyeleri- nin haklarını yargı yolu ile arayabil- mek üzere, özelleştirmeden sonra- kı tabloyu mahkeme tutanakları ile saptatmıştır. Sadece EBK ıçın ortaya çıkan bu tablo. Türkiye'de özelleştirme polı- tıkalarını iflas ettığının resmidir. Hanı özelleştirme ıle KlT'ler daha verımlı olarak çalışacak, ekonomıye kazandırılacak. üretim ve ıstihdam ar- tışı sağlanacak. ekonomi canlılık ka- zanacak. tüketici daha ucuz ve ka- liteli mal ve hızmet alacak. ülkeye çağ- daş teknoloji transferi hızlanacak, dış rekabet gucü ve buna bağlı ola- rak ıhracat artacaktı.. Bu savlarm tumünden vazgeçtik. birkaçının geçerli olduğu. bugüne kadar yaprlmış bir tek özelleştirme uygulaması örneği verebilir misiniz? Türkiye'de özelleştııme, üretim ve istihdamı ortadan kaJdırma ile eş an- lamlı hale gelmiştir. Süt Endüstrisi Kurumu'nun özel- leştirilmesinin ardmdan üretici hem sütünü eski ölçülerde satamaz ko- numda bırak/lmış hem de daha ön- ceki sabit satış fiyatlannın bile çok altında, satınalma gücü olarak suyun yarı fıyatına düşmüştür. Üreticinin içmekte olduğu sütün fiyatı ise he- men zam görmüştür. Yoksulluk nedeni ile halkınm et yi- yemediği. süt içemediği, çocukları- nın yetersiz protein beslenmesi has- talıklarına bağlı olarak sağlıklı ke- mık. boy, kafatası, zekâ gelişmesini yaşayamadığı bir ülkede, özelleştir- me havarilerinin "Devlet kasaplık, sütçülük mü yapsm?" alaylarının haksızlığı ortaya çıkmıştır. Buna rağmen hükümet, hızla ye- ni özelleştirmeleri gerçekleştirme ça- bası içinde; Türkiye'de tütün üreti- cisinin açlığa mahkûm edilmesi an- lamınagelen.kâredenTekel deda- hil, elde kalan işletmeleri de hızla satrnak niyetindedir. Ülke hayvancılığı ölüme terk edi- lirken, EBK'nin tamamen ortadan kaldırılması, SEK kuruluşlarının işi- nın bitirilmesi, yakın gelecekte tüm- den sağlıksız, dış kaynaklı et ve süt tozlarına toplumun mahkûm edil- mesi anlamına gelmektedır. Burada Çiller'i Yüce Divan'a gö- türebilecek TEAŞ, TOFAŞ özelleştir- meleri üzerinde durmayı gereksız görüyoruz. Işçisının çoğunu atmış, fiyatta akıl almaz zamlar yapmış ve arsa fiyatlarından ucuza gıtmiş Çı- mento Fabrıkalan'nı da atlayacağız. Devletin ürettıklerının satılmasında özelleştirme adına devreye girmiş, devletten çok ucuza alıp halka çok pahalıya satarak vurgun vuran özel elektrik şırket/eri başta, diğer vur- gunları da anlatmayacağız. Varlığı tartışmalı hükümetin, hiç değilse yetkılı, meşru bir hükümetin oluşumuna kadar. yangından mal kaçırır gıbı yapılan özelleştirmeleri durdurmasını dileyeceğız. Prof. Mümtaz Soysal'ın daha ön- ce açtığı pek çok davada yapılan özelleştirmelerin iptal edilmesi zorun- luluğu deneyımlen ortada. DSR EBK ve Süt Endüstrisi kurumları özelleş- tirmelerinın iptali ıçın de yasa öne- rısı hazırlığında. Öz Gıda-iş de yar- gı kapıs/nda. Yapılmış, yapılacak pek çok özel- leştirme uygulamalarından geri dö- nülmesi kaçınılmaz. Ne var ki arada vurgunlar vurulmuş ve kamu çok büyük zararlara uğratılmış olacak. ÇIFTÇI DOSTU/SADILLAHUSIMİ Serbest piyasa ekonomisi, soygun düzenine dönüş B uğday hasadı geldı çattı... 10 güne kadar Çukurova bölgesın- de buğday üretimi başlayacak... 20 milyondan fazla üreticinin gö- züne uyku girmiyor... Çünkü, 1980 yılın- dan bu yana devlet ve hükümet yetkilile- ri, hep tüccarla bütünleşerek çifçilerin ezilmesine neden okju... Taban fıyatlar, özel sektörün istekleri doğrultusunda tespit edildi... Bugüne kadar çiftçıye veya onun kuruluşlanna soran olmadı.. Doğruyu söy- leyenlerin önerilerine de kimse kulak ver- medi... Bu nedenle buğday fıyatları her yıl bi- raz daha geriledi. Rakamlar belki büyü- dü, belki de yüzde 50 veya yüzde 70 gi- bi fiyat artışlan oldu, ama enflasyonun hı- zının her zaman çok gerisinde kaldı... Bu- na rağmen hükümetler sürekli olarak buğ- daya yuksek fiyat verdıklerini söyleyerek halkı da çiftçiyı de yanıltmaya çalıştı- lar... Daha açıkça belirtmek gerekir- se hükümetler tanm politikasını siya- si amaçları uğruna delik deşik etti- ler... 30 milyon insana yazık ettiler. 1980 yılına kadar ele güne muhtaç olmayan Türk çiftçısi. şımdi hükümet- lere, bankalara ve tefecılere muhtaç hale geldı... Yüz binlerce. milyonlar- ca çiftçı, şu anda mahkeme ve icra ka- pılarında sürünüyor... Açlık kapıyı çal- dı... Kırsalalanlardayaşayanmilyon- larca çiftçi, işsiz güçsüz ve parasız kaldı... Tabıi arkasından göç başla- dı... Milyonlarca ınsan ış ve aş bula- bilmek umudu ile büyük kentlere koş- tu... Ama, kentlerde de aradığını bu- lamadı. Sonuçta 30 milyona yakın in- san açlıktan kıvranırken Türk ekono- misi de allak bullak oldu... Şimdi hep birlıkte bunun sıkıntılarını yaşıyoruz... Bu arada bazı çıkarçevreleri, sömü- rü çarkını sürdürebilmek için çiftçinin korunmasına karşı çıktı... Bütçeden çiftçiye destek yapıimasını engelle- mek için "Köylü, kentlıyı sömürüyor..." gibisloganlaryarattılar... Kentliyitah- rık ettiler... Hükümetler de çıkar çev- relerinin etkisi altında kalarak hem des- tekleri hem de korumayı kaldırdı... Aslında, çiftçiye destek adı altında büt- çeden çıkan paralann büyük bir kısmı ge- ne çıkar çevrelerinin kasalanna aktı. Çift- çı. örgütlenmesi engellendiği için aley- hinde sürdürülen bu kampanyalan önle- yemedi... Kamuoyu önünde hep "Bütçe- den destekle ayakta kalan bir kesim ola- rak gözükmekten kurtu/amadı..." Daha da kötüsu ekmek fiyatlan zamlandıkça. bu- nun sorumlusu olarak çiftçi gösterildi... Hiç kımse veya kuruluş, ekmeğe yapılan zam- dan hoşlanmaz... Çünkü halkımız, 1980 yılından sonra birdenbire büyüyen enflas- yon yüzünden fakirleşti... Alım gücü azal- dı. Başka gıda ürünlerine elini uzatama- dığı için sadece ekmekle beslenmeye başladı. Günde, 5, hatta 10 ekmek al- mak zorunda kalan ailelerin sayısı gide- rek arttı... Bunun ikı nedeni vardı. Birincisi enf- lasyon, ikincisi ise hükümetlerın izlediği yanlış tanm politikaları idi. Enflasyonu ya- ratan da yürüten de 1980 yılından sonra gelen hükümetlerdi... Askeri hükümetti, Turgut Özal'dı, Mesut Yılmaz'dı. Tan- su Çiller'dı... ikincisi ise bütün dünya ülkeleri, tarıma çok önem ve destek verdiği halde, Türk hükümetleri ilgisiz kaldı. Hatta, ikincı pla- na ittı... Çiftçilere de üçüncü, beşincı sı- nıf vatandaş gibi baktı... Çiftçileri özel sektörün sömürüsüne karşı korumak için, daha Atatürk zamanında kurulmasına başlanan ve zamanla gelişen bütün tanm- sal KlT'leri ve tanm satış kooperatıfleri birliklerini kasrtlı olarak borç batağına sü- rükledL.Çalışamazhalegetirdı... Böyle- ce, tanm ürünlerı piyasası tamamen özel sektörün eline geçti... Halbuki. tarımsal KİT'ler ve tanm satış kooperatıfleri sadece çiftçiyi değil. aynı za- manda tüketiciyi de koruyan kuruluşlar- dı. Öme^in, geçen yıl Çiller hükümeti, TMO'yu alımlara geç başlattı. Çok dü- şük taban fiyatı verdi. Alıcı olarak özel sektör kalınca, çiftçiler de buğdayını ta- ban fiyatı 8 bin lira olduğu halde, tücca- ra kilosunu 5-6 bin liradan satmak zorun- da kaldı. Dünyada ve Türkiye'de buğday sıkın- tısı olacağını bilen stokçu tüccar, piyasa- daki buğdayın tamamını satın aldı ve de- polanna doldurdu. Toprak Mahsulleri Ofi- sı alım yapamadığı için un piyasası da tüccarın eline geçti. Buğdaylan çiftçinin elinden ucuz ucuz topladıktan sonra, de- ğırmenlere pahalı olarak satmaya başla- dı... Tabii ekmek fiyatlan 5 bin liradan 15 bin liraya kadar fırladı... Şu anda, çiftçi- nin elinden 5 ile 6 bin liraya çıkan buğ- day. piyasada 21 bin liraya satılıyor... Bunun sorumlusu kesin olarak hükümet- tir... Eğer. TlvtO alım yapabilseydi hem çiftçi buğdayını yüksek fiyatla satabilecek- ti hem de değirmenler Öfis'ten 13 ile 14 bin liraya buğday temın edebılecektı... Belki de ekmek 10 bin liranın üstune çık- mayacaktı... Eğer, hükümet böylesıne yanlış bir politika izlememiş olsaydı, tüc- carın kasalanna fazladan akan 40 ile 50 trilyon lira, üreticilerin ve tüketicilerin ce- binde kalacaktı... Ne yazık kı, Yılmaz hükümeti de yanlış yolda. Buğdaya duşük taban fiyatı verme eğilimi var. Bazı bakanlann ağzında 17 ile 18 bin liralar dolaşıyor. Eğer, böylesi- ne düşuk bir rakam verilirse buğday çift- çisi perişan olacaktır. Zira bir kilo buğda- yın maliyeti 20 bin lira. Faizden kaynak- lanan maliyetle birlıkte belki de 23 bin li- rayı buluyor. Çiftçinin taban fiyat beklentisi ise 25 bin lira... Bunun altında verilecek bir taban fi- yatı üretıciyı zarara sokacağı gıbı. tuketı- cıye de bir yarar sağlamayacaktır. Dün- yada bu yıl büyük bir buğday krızı bekle- niyor. Türkiye'de de normal dönemlere gö- re en azından 5 ile 6 milyon kılo eksik ola- cak. Krız nedeni ile dunya piyasalarında buğday fiyatlan yükselecek. Nıtekım. da- ha şimdiden ton fiyatı 270 dolan geçti. Türk parası ile 22 ile 23 bin lıralara ulaştı... Kış aylanna doğru bu rakamların 30 bin lira- nın üstüne çıkacağı tahmin ediliyor... Türkiye, buğday ithal etmek zorunda ka- lacağı için bu fiyatlardan etkılenecek... Düşuk taban fiyatı versenız bile ge- çen yıl olduğu gibi buğday, üreticinin elinden ucuz çıkacak, tüccarın elin- de30bm lıralara kadar yükselecek... Bu arada, üretici kaybederken tuke- tici de gene ekmeği yüksek fiyatla yi- yecek... Tüccar da her iki kesımın ce- binden trilyonlan kasalanna aktara- cak... Üretici ve tüketicinin sömürülme- sinı önlemenin tek çaresı, Türkiye'de- ki buğday uretimini arttırmak ve dış piyasada oluşan fiyatlara mahkûm olmamaktır... Bunu sağlamanın yolu da buğday üreticisine hak ettiği pa- rayı vermektir... Üretici para kazana- cağını bilirse ekıme ağırlık verecek, Tür- kiye'yi buğday ithal etmekten kurta- racaktır... Şimdiye kadar "Dünyada buğday bol ve ucuz... İthal ederek halkıma ek- mekyediririm " anlayışı içinde sürdü- rülen polıtikaların yanlışlığı son yıllar- da yaşadığımız deneyimlerle ortaya çıkmıştır... Göz göre göre yanlış po- litikalarda ısrar edersek, önce Türk çiftçisi iflas edecektir. Tüketici de ek- meği daha pahalıya yıyecektir... Dost acı söyler... "Sonuçta, Türk ekonomisi de batacaktır...'' Dünyada "serbest pazar ekonomisi" geçerlidir. Ama, hiçbir ülke yönetımı. hal- kınm kaderini özel sektörün insafına terk etmemiştir. Halkın hakkını koruyacak bü- tün bu kuruluşlar, piyasadaki fiyat denge- lerini kuracak önlemleri almıştır. Türki- ye'de ise gerekli önlemler alınmadığı için "serbestpazar ekonomisi" soygun düze- nine dönüşmüştür. Eğer, hâlâ halkı bir ke- nara bırakarak özel sektörü destekleyen politikalar üretmeye devam edersek 60 mil- yon ınsanımız birkaç yıla varmaz aç ka- lacak. Holdinglerin kazandığıtrilyonlar. halkı- mızı kurtaramaz. Ülkelerin zenginliklen, hol- dinglerin kazandıklan paralarla da olçül- mez... Halk zengın ıse, insan gibı yaşa- yabılıyorsa, kimseye muhtaç değilse. me- muru pazar yerierinden ot toplayarak kar- nını doyurmaya çalışmıyorsa, tatil yapma, seyahat etme imkânlanna kavuşmuşsa, sınemaya, tiyatroya gidebiliyorsa, kitap ga- zete alacak gucü varsa, gelecek kuşku- su içinde yaşamıyorsa... O ülkeye zengin diyebiliriz... Bunun da yolları "halka saygılı" ekono- mik politikalar izlemekten geçer... • Yeni yasa trafik kazalarını azaltır mı? Y eni trafik yasası yakında çıkıyormuş (Ankara'daki son depremden sonra yıne gecikecek gıbi görünuyor). Çıkacak yasa ile ilgili aynntılı bilgiler her zamanki gıbi son anda kamuoyuna yansıtıldığı için. getirilen bazı yenilikleri ancak birkaç gün önce öğrenebıldik. Yeni yasaya göre artık şehirlararası otobüslerde sigara içilmeyecekmiş. Bu geç kalmış maddenin yanında, araç kullanan sürücülere de sigara içme yasağı getiriliyor. İlk başta katı bir uygulama gibi görünebılır. ama direksiyon başında sigara ıçmenın sürücunün elinı ve • kafasını meşgul ederek güvenlik açısından sakınca oluşturduğu yadsınamayacak bir gerçek. Yeni yasanın öğrenebildiğimiz maddeleri arasında beni en çok şaşırtan ve dehşete düşüreni ise üç kez aşın hız yapan ya da 5 kez alkollü araç kullananların ehliyetinin iptal edileceği maddesi. Buna göre üç kez aşın hızla beş kez alkollü araba kullanmak suç olarak aynı ağırlığa sahip. Birçok ülkede sadece bir kez alkollü araç kullanırken yakalanmak, ehliyetin iptal edilmesine yetiyor. Bu suç iki kez işlendiğinde ehliyetin iptal edilmesi de makul sayılabilir: ama daha fazla. hele ancak beşincı kerede ıptal edilmesi kesınlıkle kabul edılemez. Yoksa yasayı hazjrlayanlar halkımızın beş canlı' olduğunu mu düşünüyor? Bu yenı maddelerın nasıl uygulanacağını görmeyı merakla bekliyoruz. Taksi ve minibus şoforlerıne yasal olarak emnıyet kemeri 'takmama' ızni veren yasa bu insanlann sigara içmesını nasıl önleyecek göreceğiz. Şu anda alkollü araç kullanırken yakalanan bir sürücü. cezasını ödeyip yoluna devam ediyor. Aynı gece ikınci kez yakalandığında ceza makbuzunu gösterip geçiyor. Böyle bir uygulamanın hangi mantıkla yapıldığını anlamak zor. Yasal olarak direksıyona geçmesine izin verilmeyecek kadar alkol aldıysa ve ceza kesiliyorsa neden yoluna devam etmesıne ızin verılıyor. Cezayı ödeyene her şey serbest mi? Sadece yasakla hiçbir sorunu çözüldüğü görülmemiştir. Insanlara trafikte kurallara uygun olarak hareket etme bilinci kazandırılmalıdır. Bu da donüp dolaşıp yıne eğıtime geliyor. ürünün ancak yıllar sonra alınabildiğı eğıtime... Trafik cezalarının miktar olarak arttırılması olumlu bir gelişme: ancak buna bağlı olarak. ruşvetin de artmaması için önlemler alınmalıdır. En düşük ceza 1 milyon lira olacakmış ve 4 milyona kadar ceza kesılecekmış. Burada, Ingiltere'dekı bir uygulamayı anımsatmakta yarar var: ingiltere'de trafik suçundan mahkemeye çıkan sürücülerin para cezalarını yargıçlar sürücunün zenginlığine bakarak 100-150 milyon liraya kadar çıkarabıliyor. Tabii, bu ülkede vergı sısteminin daha adil olduğunu söylemeye gerek yok. Umalım ki yenı yasa, trafik kazalarını azaltsın. • ERKANALTINSOY KISA KISA... KISA KISA... KISA • 1996'nın ilk dört ayında toplam 100 bin 352 araç üretildi. Geçen yıla göre yüzde 13 artan araç üretimi içinde otomobil üretimi de yüzde 3 arttı. Fakat. yerli otomobil satışlan geçen yıla göre yüzde 13 civannda azalarak 53 bin 19 adet oldu. Aradaki üretim fazlası ise Tofaş'ın Mısır ve Avrupa'ya yaptığı ıhracata gitti. ithal otomobil satışları da artarak ilk dört ayda 11 bin 76'ya ulaştı ve pazardan yüzde 18'lik bir pay aldı. • Scania'nın yeni 4 serisı çekicileri (TIR) tanıtıldı. Scania yetkilileri, Türkiye'nin önemli bir çekici pazan olduğunu ve Scania'nın yeni modelinin bu pazarda başarılı olacağına inandıklarını belirttıler. • Skoda'nın Çek Cumhuriyeti'nde bulunan fabrikasında 16 Nisan 1991 'den beri bir milyon otomobil ürettığı açıklandı. • AJman Ulaştırma Bakanlığı'njn incelemekte olduğu bir yasa tasarısına göre çok az yakıt tüketen araçlardan Almanya'da üç yıl süreyle vergi alınmayacak. Alman hükümeti, ekolojik dengeyi koruyan araçlann satışını teşvik etmek için vergı sistemıni yeniden düzenliyor. Bu arada Amerıka'daki gibi zorunlu yakıt tüketimı standartları da Alman hükümeti tarafından inceleniyor. Bu yasalar yürürlüğe girerse 100 km'de 3.2 litreden az tüketen araçlar vergı dışı tutulmaya hak kazanacak. Yeni düzenlemelerle birlikte akaryakıt vergilerinin de arttırılması bekleniyor. Otomobil dünyasının en yenileri Laguna'ya yeni motor R enault Laguna'nın 2 lıtre hacmınde ve 140 beygirgücündeki yeni motoruna sahip modeli RXE 2.0S odaylı Türkiye'de piyasaya sunuldu. 95 Hazıranı'ndan beri Türkiye'de satılan Laguna'nın yenı modeli. sıfırdan 100 km/s hıza 9.8 saniyede ulaşıyor ve son hızı da 205 km/s. 90 km/s sabıt hızda 6.8 litre yakıt tüketen Laguna'nın ABS, çift hava yastığı, hidrolik direksiyon, otomatık klıması var. • Suzukl'den mini arazi aracı: X-90 S uzuki'nm hem binek hem de arazi aracı olarak tasarlanan X- 90 modeli piyasaya sunuldu. iki kışilik X-90 hazırlanırken eğlence faktörune öncelik verilmiş. Üstü ikı parça olarak açılabilen Suzikı X-90 dört ya da ıki tekerlekten çekışli olarak kullanılabiliyor. Motoru 96 beygır olan X-90 sadece 3.7 metre. • MGF: Efsane yeniden doğdu R over'ın Türkiye'deki temsilcısı Boronkay tarafından ithal edılen yeni MGF modeli 1.8 litrelik 16 supaplı ve 145 beygirgücündeki motoruyla sıfırdan 100 km/s hıza 7 saniyede uıaşıyor. MGF lerde dığer aksesuvarların yanında kışın aracın üstü kapalı olarak kullanılabilmesi için bir sert tavan seçeneği de bulunuyor. MGF'nin satış fiyatı 3 milyar lira. • Porsche, Doğuş ile Türkiye'de P orsche, Doğuş Otomotıv ile dıstnbütorlük anlaşması ımzaladı. Doğuş Otomotiv Genel Müdüru M. Arif Cengiz, yılda 10-15 Porsche satmayı hedeflediklerini belirtti. Porsche'lerin Türkiye'dekı fiyatlan 200 bin ıle 500 bin Alman Markı arasında değişiyor. ilgiyle beklenen Porsche'nın yeni Boxster modeli ilk kez eylülde sergılendikten sonra satışa sunulacak. 204 beygirlik altı sılindirli motora sahip yeni model, Almanya'da 76 bin 500 DM'ye satılacak . •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle