28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURfYET 12MAYIS1996 PAZAR HABERLERIN DEVAMI Edırne Çanakkale Kocaelı Izmır Mantsa Aydın Denizlı Y ÇB Y PB PB PB PB 26 23 23 27 28 29 29 Samsun PB 19 Mersın PB 30 Trabzon Y Giresun PB 21 Şanlıurfa 26 Dıyarbakır PB 26 PB 31 Ankara 29 Mardın PB 25 Konya PB 27 Sıırt PB 27 Eskışehır Y 28 Hakkârı PB 15 Sıvas PB 25 Van PB 20 Zonguldak Y 18 Antalya PB 29 Kars Y Yurdun kuzey kesımten parçalı ve çok buiutlu. Marmara'nın kuzey ve öoğusu. Iç Ege, Iç Ana- doiu nun kuzeybatısı. Batı Karadenız. Orta Ka- radentz'ın tç kestmfen. Doğu Karadenız ıle Dc- ğu Anadoiu'nun kuzey- doğusu saganak ve gokguruttulu saganak yağışiı. otekı yerler par- çafı az bulutlu geçecek Dogu Karadenız kıyıta- rında sıs gorutecek. Londra Parıs Roma Berlın Amsterdam Madrıd Sofya Brüksel HB PB Y PB PB Y Y PB 14 15 25 11 11 15 26 12 Budapeşte Y 20 Münih Atina Mılano Oslo Helsinki Stockholm Belgrad Viyana Bonn PB Y PB PB PB Y Y PB 27 19 18 11 15 27 16 13 Y 12 Moskova PB 29 Aşkabat Y 34 Almatı Y 20 Taşker! Tanran Taşkent Y 27 Bakü 19 Bışkek Y 19 Tıflis 24 Kahıre PB 34 Şam PB 33 0Aç,k Parçalı bulutlu G U N D E M >II STAFA BALBAY Annelerimiz... Annem... I Baştarafı 1. Sayfada Ama benim annem bambaşkadır... Annemi anlatmaya adı. küçük bir ipucu olur. Ama yetmez... Hafta içinde ara ara, annem Melek'le. anı- lar bahçesinde gezilere çıktım... Ortaokul boyunca, her yaz Nazilli'den, Toroslar'ın eteğindeki köyümüzegiderdik. Doyumsuzbiryolcu- luk olurdu... incir bahçelerı, üzüm bağlan, dağların eteğinde zeytınlikler... Dağlarmdan yağ, ovalanndan bal akan coğrafya- lar... Yol boyunca kitap okur. arada çevreyi izlerdim... Yinegüzelbirmayıssabahıydı... Yoiaçıktık... Oto- büste annemle yan yana oturuyoruz. Kentin bıtimin- de kitabı açacağım... Bir an annemi düşündüm: - Acaba kendisiyle fazla ilgilenmediğimi mi düşü- nür? Her seferinde böyle yapıyorum... Vazgeçtim... Çevreyi seyrediyorum. Arada annem- le konuşuyorum... Burhaniye'ye yaklaştık. (Şimdiki adı Buharkent) annem usulca dokunup seslendi: - Mustafa... Yanına kitap almadın mı? Içim nasıldoldu... Bu an aklımageldikçe, ogün an- neme nıçin sarılmadım diye hayıflanırım. Bazen, ha- yalimde o anı yeniden yaşar, kendimı annemin koy- nunaatanm... "Aldımanne..." dedim. Yanımda Fakir Baykurt'un 'Irazca'nın Dirliği' ile Yaşar Kemal'in 'Bınboğalar Efsanesi' vardı. Hemen bıtmesınler dıye bıraz birin- den biraz ötekinden okuyordum... 'Ne yaptıysa doğrudur...' Annem ilkokul üçüncü sınıfa gelince dedem sor- muş: - Melek, okuma yazma öğrendin mi? Annem sevinçle. "öğrendim" demiş, göstermiş. Dedem, "tamam" demiş, "bukadarı sana da bizede yeter. Okul bıttı. Şımdi tarlaya..." Üniversite son sınıftayım... Sıkıyönetım dönemi... Bir gözaltı... 15-20 gün kadar. Herkes anneme bir şey söylüyor: - Elektrik venrlermış... - Saçlarını kazırlarmış... - Büyük bir grup içeri girmişler. en az 15 yıl hapis yerlermiş... Ege Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı Mahkeme- sı'nden çıktığımda... Gözüme ılk ilişen ınsan karşı kal- dırımda... Annem... Akşam yemeğinden sonra yine uzun çay sohbe- tımızi yaptık... Annem söylenenleaanlatıp devam et- ti: "Hiçbirine kulak asmadım. Ha, hı deyip geçtim. 'Benim oğlumun bir suçu yoktur' dedım. 'Eğer yap- tığına suç diyorlarsa da yaptığı doğrudur' dedim..." 'Hiçbiri boşuna değilmiş...' Geçen yıl... Annem Ankara'ya geldi... Benim. yanına gıdişim uzarsa annem Ankara'ya gelir. Yola çıkmadan önce de telefonu şöyle kapatır: - Oğlumuza, elımizi öptürmeye gidelim... Sınırın olmadığı bir sabah çaylaması... Annem Cumhuriyetokuyan bir komşumuzun, benim yazıla- rımailişkin sözlerini aktardı. "Tanımlama"sözcükle- rinın üzerine basıyor, biraz ağdalandırıyor... O an aklımdan annemi üzdüğümü düşündüğüm yıllargeçti... Gazeteciliğin ilk yıllarında haftasonları da çalışır, hafta ıçi eve geç gelirdim. Planladığımız pek çok şe- yı ış nedenıyle ertelemek zorunda kalırdık. Annemi dinledikten sonra sözü, ne diyeceğini me- rak ettiğim bu konuya getirdim: "Ama anne ben senı 80'liyıllarda çok üzdüm. Ço- ğu kez ilgilenemezdım... Birlikte yapalım istediğin pek çok şeyi yapamadık..." Annem, gündoğumunda çiyli bir yonca tarlasını seyreder gibi yüzüme baktı. Hafif gülümsedı. gözle- nnı kıstı, sıradan bir şey söylüyormuş gibi mırıldan- dı: ''Hıçbırı boşuna değilmiş..." Bilinen bir deyimdir; bir kişıye arada bir balık ver- mek mi, balık tutmasını öğretmek mi? Bu. anneye de uyarlanamaz mı? Anneler, çocuklanna salt sevgi göstermiyorlar, sev- giyi öğretiyorlar da. Salt iyi yaşamasını sağlamaya çalışmıyorlar, iyi yaşamasını öğretiyortar da. Güzel Anadolu deyişlerinin çoğunu annemden öğ- rendim. Biz üç kardeş öğrenciyken sık kullandığı sözlerden birı şuydu: "Cahillık çok kötüdür. Cahılın başucunda olaca- ğınıza, okumuşun ayakucunda olun..." Anne arkadaş... Annesırdaş... Anne öğretmen... Anne sevgisi, annenin sevgisi yaşamın yağmuru. güneşi... Bütün anneler güzeldir... Ama benim annem... daha güzeldir... Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu • Yag/nurlu Sulu kar Gok gurultulu Sungurlu: Müttefiklerimiz silah vermiyor • Baştarufı I. Sayfadu ambargo uygulamakkı suçladı. "Maddigü- cümüz elv erirse kıtalararası füze dahi temin etmeliyiz" dıven Sungurlu. Türkiye'nın. Batı ıledostluğundan. sav unma saııayiiaçı- sındaıı favda sağlavamadığmı belirterek "1'marımBatı.Türkiye'yisavunmasıaçısın- dan başka ittifaklararamakzorunda bırak- maz" ııyariMnda bulundu. Sungurlu'nun. Cumhuriyefin sorulannı vanıtlarken dıle getırdığı görü^ler. özetle söyle: Silah gücü: Bütün dünvanın kabtıl ettiği bir şey var kı. silahını kendin vapıvorsan güçlüsün. Eğer silahını dışarıdan alıyorsan güçlıi değilsın. Türkıyenın müttefiki ülke- ler dahil. silahlarını verirken bıryığın ka- ideler koyuvorlar ve nazlı veriyorlar. Kom- >u ülkelerin hiçbırıne husumetımiz yok. a- ına onların bize husumetı var. Komşuda atom bombası ve ambargo: Komşularımız atom bombası yapma nokta- sına gelmişler. Uzun menzillı toplaryapı- yorlar. kıtalararası füzc peşindeler. Bızım müttefıkimiz ülkeler. 120-150 kilometre mesateli tüzelerinıizeambargo kovuyorlar. O ülkelerle vapacağımız anla^nıalarda sa- v unma sına> lindc bunları talop odecek ım- kânlan varatmak durunıunda\ız. Kıtalararası fijze: Madenı savunnıamız açısından kimseyebağh \e nıahkûmolmak istemivoruz. o zaman maddi olarak gücü- nıüz vcttiğindc kıtalararası tüzeleri de teıııın etıııek ısteriz. Vcrii katkılı sa\unma: V'erli katkılı. daha yüksck leknolojıli savunnıa saııayii olıı^- turma yollarını arıyoruz. Türk sanuviinın öııde gelen firmalarının >a\ unma sanay iın- de rol ovnamalanm ıstı\oruz. Amaç. Türk firmalarıvla >abancı firmalar ara^ında ya- pılan ortaklıklarda teknoioji traıısferi ve her türlÜMİahınTürkiye'deyapılabiIirhalegel- mesini gözetmektir. Daha çok bedel ödeıne- y i göz önüne alarak teknoloııyı Türkıve've transferetmeliviz. Çekiç Cüç'e sııçlama: Cekıç Güç'ün me\ cut halivle TBMM'den geçmesi müm- kün değildir. Ya Çekiç Güç kalkacak ya da Çekiç Güç'te çok ciddi değişiklikler yapı- lacak. 'MiittefiklerinnhctibellidegirîÖncelık- le biz Çekiç Güç içinde ABD. İngiltere \e Fran>a ilebir ittitak içindeyiz. Diğerüyele- rin. bu işin sonundaki hedeflerini tam ola- rak bilmemiz gereklidir. Irak'ın toprak bü- tünlüğünün korunacağı ve Kuzey Irak'ta bir Kürt dev leti kurulnıayacagı yolunda söyle- diklerı sözler var. Bunlar söyleniyor. ama asıl hedefin ne olduğu konusunda Türk ka- muoyu o kadar rahat değil. 'Giivence istiyoruz': Birlikte yola çıktı- ğımız insanlann niyetı belli olursa. ona gö- re birlikte iş yapma şansımız da daha artar. Bu söylenen ;>özlerin yerine getirilmesi noktasının teminatlannı istiyoruz. Bu 15 (Çekiç Güç operasyonu) bittigi za- man da meydana gelecek durumun tayinin- de Türkiye söz sahibi olaeak manıvelaları elinde bulundurmalı. Bu bölgedeki otonte boşluğundan terör örgütü PKK yararlanı- yor. 'Çekiç Güç, Irak nejinıine karşı': Irak'm gelecegi konusunda ABD anahtarsa biz de anahtanz. Çekiç Güç kalkarsa Kuzey Irak'a Bağdat rejimi de gelır. Rejııni engelleyeno- lay Çekiç Güç'tür. Biz. Amerika'nın haya- tiyetine bir şev demıyorıız. ama birarkada- şın kendi kârı ıçın ötekı arkada^ı nıahvet- me hakkı voktur. "Batı'dan alacaklıyız': Türkıve bir NATO üyesi. Avrupa Birlığinin savunma kolu Ba- tı Avrupa Bırliği'nde (BAB) ıse ortak üye. Bizim BAB kapsamında ıki kozumuz var. Birincisi. biz40senedir Barı Avrupa'nın savunması ıçin büviik emek sarfetmiş. Tür- kiye olarak kendimiziortav a ko>nuış bir ül- keyiz. Yani alacaklıyız. Elimizdeki ikincı büyük koz, NATO üyesi olmamızdırve NA- TO üyesi olarak BAB'a dahil olmadıgımız sürece BAB faaliyetlerinin zavıflayacağı- dır Engüçlüolduğumuznokta. Avrupa'nın sav unmasının Türkiye'siz olamavacağıdır. 6 Örtülü ödeneğin hepsi devredilmedi' • Baştarafı 1. Suyfada ılis.kiıı haberlen değerlendirdi. 500 milvar lıranın. Çıller"ın ba^bakanlık görevıni devretmesınden kısa bir süre önceörtülüödeneğeaktanldığınadik- kat çeken >'ılmaz. "Bu.örtülii (klene- ğin amacına avkırı kullanıldığı anla- nıına gelmez. Ben ba^bakan olarak >ol- suzluk iddialannı araştırmalv olabile- cck yolstızluklann önlenmesi için ted- bir almakla surumlu> um. Ama nrtülü ödeneği araştırma imkânını nıevcut değil. Yani benim bu konuda vapabilc- ceğim herhangi bir araştırma yok" dc- dı. "Örtülii iidenek nasıl kullanılır?" >o- rusunu. "*\asa\a uygun kullanmak zo- runluluğu vardır. Âma bunun denetiın imkânı yoktur" dıve yjıııılayan Vıl- maz. "Müstafi bir başbakan çektiğine göre amacına uvgun kullanıldığını söv- leyebilir misinb" seklıııdeki soruja da "Kullanıldığını kabul etmek lazıni. Çünkü araştırma imkânını \ok" k.ıısı- lıgını verdı. 500 milvar lıradan cüzı (küçük) bir nııktarın kendiMnedevredıldığını vebu mıktarı açıklavumavacağını surgulavan Yılmaz. "Harcamalar için f^rckli ihti- yaç, eğer müstafi hükümet döneminde de dcvanı cdivorsa. bu harcamalar va- pılacakhr. Dnict durmaz" dedı Yılmaz. Çiller'in savunma.sinın anımsatılması üzerine de **Onu değer- lendirmek bana düşmez" açıklamasını yapmakla yetindi. Yılmaz. Meclis'tedevanıeden öner- ge sava^ı ıle ilgılı tav ırlarınııı ne olaca- ğına ıli>kın sorular üzerine de şunları söyledı: "Nolsıı/lııklarkonusunda ka- mumunun duyariılığını takdirle karşı- lıyoruz. Ama bu konuda değeıiendir- me yaparken daha sağlıklı ölçüler kul- lanılnıası gerektiğine inannorum. Bi/ ANAP olarak bu konuda en tutaıiı par- tiy ü. Biz iddialann araştınlması gereği- ne inanı\orıı/. Meclis denetimine •>«>«! duşuyoru/, \e hiçbir zaman sivasi tavır almıvoruz. Bizim dışımızdaki bazı partiler. bunu zaafımız gibi takdim etmek istiyoıiar. Ben bu tutumun partimiz açısından bir güç unsuru olduğuna inanıvorum. Hü- kümette kalmak uğruna da, bu konuda- ki tuiarlılığımızdan taviz vermeyiz. Ne »arsa araştınlsın. lemiz tophıma ancak bö> le ulaşabiliriz. Siyasi hesaplaıia bu şüphelerin üstünü örtersek bunlar de- vam eder. Ne zaman ki bunlar tarafsız bir biçimde araştınlır. gereği yapılır, spe- külasyon nıalzemesi olması da tarihe kanşır. \'apılması gereken budur, yapıl- maktaolanda budur. Kimsenin bundan gocunmaması la/ım. Benim. partim hakkındaki iddialann araştınlmasına yardımcı oluruz. Dc\let sorumlulugu taşı>an herkesin. her zaman hesap ver- moveha/ır olması lazım. Hükümet yet- kisi kullanan. bunun hesahını \ermek zorundadır." Mesut \ılmaz, koalisyon ortagının Meclıssoruşturmalarını mılliyetçi söv- lemlerle eleştirmesi ve parlamento ka- rarları ıle PKK arasında bağlantı kur- masına da tepki gösterdı. Yılmaz. "Me- sele>i saptırmak. bunun arkasında bö- lücü örgütii, çıkar çe» relerini aramak, rejimi zaafa sokar. Bu suçlamalara mu- hatap olan kişilerin buna karşı çıkma- \a hiç haklan yoktur" dedi. Örtülii ödenek özel harcamaya kapalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Muhasebe-i Umumi- ye Yasası, devlet çıkarlan ıçin başbakana genis. olanakiar ta- nıyan "örtüJü ödeneğjn" özel ve siyasi harcamalar için kul- lanılmasını yasaklıyor. 1050 sayılı Muhasebe-i bmumiye Yasası "nın 77. maddesıne göre Başbakanlık bütçesine konu- lan örtûlü ödenek. "kapalı istihbarat ve kapalı savıınma hiz- metleri'". "de\ietin \üksek güvenliö ve vüksek çıkarlannm gtrekiiliği", "siyasL sosval konularta. kiiltür \e dev let itiban alantannda veolağanüstü hizmetlerin saşlanmasında hükü- met kaplan sayılan amaç ve çabalar için" kullamlabihyor. Yasa hükmünün. örtülü ödenek konusunda getirdiöi digerko- şullar şöyle: "Ortülü ödeneğin sarf(harcama) verinin ve hcsaplannın na*>ıl tutvlup fasfîvv edileceğinin ve hangi vesikalann halef olan zata dtvrolunacağınıntayin ve takdiri başbakana aittir. Örtülü ödenek. başbakamn ve ailesinin şahsi nıasraflanna \v sivasi partilerin idarv. propaganda veseçim ihtivaçlannasarf ohınamaz. Başbakanlık bütçesindeki örtülü ödenek ile diğer bakanhk ve dairelerin bütçelerindeki haber alnıa ödenefde- rinden vapılacak harcamalar. başbakan. malive bakanı \c sorumlu baka.n tarafından müştereken imza edilnıiş karar- nameye dayanılarak tahakkuk ettirilir. Merkez saymanlığın- ca bu ödemeterin vapılması. kararnamev i imza eden bakan- lann yerlerini muhafstnt etmeierine haglıdır." 6 Seçim sistemi adaletsiz 9 İstanbul Haber Servisi - Türkıve de hangi seçım siste- nıi uygulanırsa uvgulansın. partilerin "jçyapılanmalarıv- İa"'. "halkıntemsili"nin sağ- lanamavacagı belırtildı. Aka- demı.syeııler. bugünkü .seçım sisteınınin "hiç tartışnıasız"" adaletsızolduğunu belııterek bunun rejimın tenıel bunalı- mını oluşturduöunu söyledı ler. Sıyası \e Sosyal Ara^tır- malarVak.fı(S!SAV)\eTürk Demokrasi Vakfı (TDV) ı v birliğıyle. İTLJ Maçka Sos- yal TesislerCnde. "Türki- ye'de Seçim Sistemi ve Deği- şikJik Önerileri" konulu bir sempozyum düzenlendi. Başkanlığını Prof. Dr. Liitfi Duran'ın yaptığı sempoz- yumda. gerek parlemento. gerekse Anayasa Mahkeme- si"nce. farklı politik koşullar ve iktidardaki partilerin ken- dilerıni güvenceye alma is- tekleri doğrultu;.unda "temsilde ada- tet" ve "sivasiistikrar*' ilkeleri arasın- da gidip gelindiği anlatıldı. Çok parti- li demokrasiye geçişten bu yana süre- gelen bir "seçim sistemi" tartışmasıy- la birlikte vapılan seçimlerde "meşru- luk bunalımı" yaşandığı belirtildi. Son 24 aralık genel seçimlerinde. seçim sistemının. seçime 23 gün kala belirlenmesini anımsatan Prof. Dr. Sü- hejl Batum. seçim sisteminin halka açık bir seçım sistemi haline getirıle- rek "halktenısilcileri"nın parlamento- ya getırılememesi durumuııda. hangi seçim sistemi getirihrse getirilsin so- nunun farklı olmavacağıııı vurgulandı. " Halkın temsikisi vok. liderin temsiki- rTansu Çiller: Para çekilmedi, aktarıldı SİSAV ve TDVnin dü/enlediği panele çok say ıda dinlev ici katıldı. (FİLİZGÜMÜŞ) si var" diye konuşarı Batum. bu soru- nun. sistemi derinden yıprattığını ve bu "sistemin değiştirilmesi'" gerektiği- ni söyleverek şöyle devam etti: "Türkiye'nin seçim sistemindeaday- lararasında eşitlik yok. Batı ülkelerinin seçim sistemleri vasalarının hüy ük bö- lunıü. seçim finansmanına aynlmıştır. Örneğin adavların hediye dağıtması yasaklığına büv ük önem verilir. Türki- j e'de adaletsizlikle ilgili bir düzenleme olmadığı gibi olan da uvgulannııyor." Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğluda Tür- kiye'de seçim Msteınlerinde bııgüne kadar. "nisbi temsil. d'hondt sistemi. geniş temsil ve a/ partinin parlamento- ya girmesi"amaçlarından vazgeçıle- mediğini. ancak bunların hepsinin bir arada tutulmasının olanağı da bulun- madığını kaydetti. Bu durumda vaz- geçilmesi gerekenin. yüzde 10'luk ül- ke barajı olduğunu söyleyen Kalaycı- oğlu. bu barajın hiçbir mantıklı teme- ledavanmadığını \urguladı. "Hollan- da'da baraj. meclise bir vandahe bile çı- karamavacak partive uygulanıyor ya da mecliste parti çoğunluğu olan 20 sandalyeye ulaşamama baraja takılabi- lir, bu da v üzdc 4'lük bir baraj demek- tir. Ama ne yüzde 10'luk ne de yüzde 5'lik bir baraj konulmasının mantığı yoktur"di\e konuşan Kalaycıoğlu. "Türkiye'de bugünkü seçim sistemi, ne istikran ne de adaleti sağlıyor" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- DYP Genel Ba^ü- nı Tansu ÇiUer. başbakanlık görevınden avrılmadan 22 gün önce. 13 Şubat 19%'da örtülü ödenekten 500 milyar lıra çektığinın kanıtı olarak Hürriyet gazetesınde yav ım- lanan belgenın. para çeki'lme- sinedeğıl. buraya para aktanl- masına ılı^kin olduğunu bıl- dirdi. Örtülü ödeneğin kulla- nıınına ılışkm ıddıalar üzeri- ne DYP yönetımı savunmaya geçerken Çiller. "Devlet sırn olan ve devletin büviik işleri için kullanılan harcamalan suiiirinıal. yolsuzluk gibi gös- terirseniz iki kez şerefsizsiniz" dedi. DYP Genel Merkezfnden >apılan ve Çiller tarafından kaleme alındığı anla^ılan açıklamada. bu belgenın ör- tülü ödeneğe aktarılmasına vönelik olduğu kaydedıldı. Örtülü ödeneğin. devletin yüksek çıkarlannm gereklen için kullanılan \asal bıruygu- lama olduğu v urgulanan açık- lamada şu görü^lere >er verıl- di:"Basına belge olarak vansı- yan veörneği verilen resmi va- zı. örtülü ödenek hesabından para çekmeye vönelik bir >a- a olmav ıp v ukanda befirtifen vasal çerçevede gerekli dev let hizmetlerinin görülebilnıesi için ihn'yaç duv ulan meNağın örtülü ödenek hesabıma akta- rılnıası işlemine iiişkindir. Bu meblağın bir kısmı. dev let hi/- mederinin devamlılığı ilkesin- den hareketle kullanılmış ve arta kaHan nıeblağ ise sonraki vönetime dev redilmiştir." Çiller. partisının >l kongre- sı ıçingittığı Bılecık'teyaptı- ğı konuşmada da. örtülü öde- neği kullandığını ve gerek du- vulnıuş olsaydı. görev vaptı- ğı son gün de bu kaynağı kul- lanmaktan çekınmeyeceğını vurgııladı. Çiller'in ba^bakanlığı dö- neminde özel kalem müdürlü- ğünü vapan ve örtülü ödene- ğe ayrılan 500 milvar lıravı devralan Akın İstanbullu. bu kaynağın I W<ibütçeMnde ör- tülü ödenek ıçın avnlanpavm ilkdilımı olduğunu \egü\en- lik amacıv la kullanıldığını söyledı. İstanbullu. paranın gerı kalan bölümünü de Ba>- bakanlık Mü>teşan Birkan Erdal'adevrettığını bıldırdı. Dev let Bakunı \ e Başbakan >'ardımcısı Nahit Menteşe de örtülü ödeneğin. devletin yüksek çıkarlannm gerektır- dığı durumlarda harcanması ıçınayrıldığınıbeiirtırken Sa- nav ı \e Tıcaret Bakanı Yalım Erez. ~D\ P ve Çiller. bir şev- tan üçgeninin ortasındadır. Bu şevtan üçgeninin noktala- rı da siyasi ve ekonomik çıkar çev releridir" uörii^ünü sav un- du. OLAYLARIN GERÇEK fl Buştarufı 1. Sayfada tiııı, üretici. küçük sanayici zor günler ge<, irıvoı: Eskiler "Hüdagösterme- siıı asar-ı iznıiltlal bir yer- de" demişler. o zaman her \e\ t,ö:ülıne\e başlıır. gün geçnüvor kı Çiller ailesinin ılginç voftıınını gözler önü- ne \eren bir belge va da o- lav ınedyada sergilenmesin. Bu olu)iım 'Örtülü öde- nek' gibi. kapaklannda 'çok giz/ı" \azılı dosvaları ü(,mava btisladt. Aııcük ı aşananlardun çı- kankuak dersler \ar. Cumhuriyet. vaktivle Çil- ler'in eleştirısini yupurken (, iller in övgüsünüyaparak D)P liderini gereksiz yere göklere çıkcıranlar da bıı- giın degiyi/er \fedyu ba^langiçtan beri denetiın işleviniyerine ge- tırsevdı. belki de bu nokta- vo gelinmeyeeek. Çiller de per\ asızgidişini dengeleve- rek kendisini toparlayahile- c ekıi Artık i) ısten geçıniş gibi giirüniivor. Biz bu konuda her zaman \(i\ ledigimizi vineliyonız: Şımdıye kadar ortaya çıkan gerçekler. Çiller i kaııııı- oyıında ve Büyük Millet Meclisı kutmda ınahkıım ei- ıneve yeterlidir ve karann Yüce Divanda verilme\ine gerek lokttır. Bu ınekaniznıa islemedik- i c, Türkıve de demokrasi de işlerlik kazanama\ aeaktır. Batı da Çiller ın dıınıınuna dü$cn bir politıkacı. önce partısintn genel haşkanlı- ğııu/an çekilerek basında bıılundıığıı partn i laşımcısı çokgüçhirsükten kıırtarır- dı • • • ABD'de yolcıı uçağı düştü \V\SHINGTON (Cumhu- rivet) - ABD'de ıç hat ^eferı > jpan bir volcu uçağı. Florı- da evaletının Mıamı'dekı uluslararası havalımanı va- kııılarında dü^tü. İçmde I ()** kı>ı bulunan "\alujet" fırınasına aıt uçak- la. Atlanta-Viıamı sefennı ya- parkenverelsaatle I4.OO(TS1 20.00) cıvarında telsız bağ- lantiMnın keMİdığı kaydedil- dı. Lçağın. MıaiTu'nm 13 kı- lometre kuzevbatiMndakı ulu- •-al park alanının içinde var alan "E*erglades"adlı batak- lıklarla ve gölcüklerle kaplvı alaıu dü^tüğü belirtildi. Mıamı'dekı verel yetkilıler. kazadan kıırtulan yolcuya rastlamadıklannı bıldırdıler. Naklaşık üç yıl önce uçuş- lara ba^layan V'akıJet fırmasi- nj aıt uçakların daha önce de 4 önemli kaza tehlikesi atlat- tığı bıldinldi. Son olarak ge- çen hazıran av ında bir uçağın motorunun vanması üzerine ABD Federal Lla^tırma Da- ııesı tarafından vapılan ınce- lemcde. şırkete aıt uçakların motorlannm sorunlu olduğu bıldırılmıştı. N'aluJet'ın uçak motorlannm TH^"den ^atın alındığı da avnı ineelemede vıptanmı^tı. ^Türkiye, İran'ın silah • Baştarafı 1. Sayfada ton'daki diplomatık kaynaklar. söz konusu sevkıyatı ABD vönetıminın başından beri bildiğini. zaman za- man da destek verdiğini belinivor- lar. Aynı kaynaklar. desteğin nıtelı- ğine ilişkin aynntı vermekten kaçı- nıyorlar. Haberlerde Çlinton yönte- minin İran'ın silah sevkıyatına göz vummasının nedeninin Bosnanın tümüyle Sırpların eline geçmesini önlemek olduğu vurgulanıyor. Bu arada adının açıklannıasının ıstemeyen üst diizey yöneticiler. 1994 baharında silah sevkıyatına Beyaz Saray "ın göz yumduğunun kongre liderlenııe bildırılmediğını belirterek. Temsilciler Meclisi ve Senato liderlerinin de kendılerine "Silahlann Bosnaülara akışını sağla- mak için bir şey yapıyor muy uz" di- >e ^ormadıklannı anlartılar. Verilen bilgilere göre Başkaıı Bıll Clın- ton'un "silahlann sevkıyatına göz yumulması ve Hırvatistan"ın destek vermesi"yönündeki görüşü. Hırsat- lara ABDelçısı PeterGalbraisth ta- rafından iletildi. ABD Kongresi'nde çoğunluğu elinde bulunduran vesa- vaş döneminde Çlinton vönetimıne. "Bosnalılara silah yardımı"konu- sundabaskı vapan Çumhurivetçıler. bir süre önce soruşturma açılması kararı almı>lardı. Kongre vönetimı. Çlinton yönetiminın kendilerini yanlışyönlendirdiğinı. bunun dabi- İinçli bir politika olduğunu savunu- vor. 1 milyon dolara bütçeli soruş- turma komisyonu. 6 av zarfında ko- nıı\u açıklığa kavuşturmak için ça- lı^ıvor. Türkne'nin Boşnaklara silah var- dıını yaptığı. döııemın Genelkurınay Başkanı olan ve bugün TBMM'de DYP Kihs Mılletvekıh olarak bulu- nan Doğan Güreş tarafından açık- lanmış. bunun üzerine BM soruştur- nıa açmıştı. ABD basınında da ÇIA ve yöne- tim kaynaklarına dayandınlan ha- berlerde Bosna'va silah gönderen ülkeler olarak sürekli Iran. Türkıve ve diğerOrtadoğu ülkelerinden söz edilivordu. Bakan Eyüp Aşık ' 16.4 trilyon liralık kredi dönmedi' 4 Soruınlıılıık Yılnıaz'da' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Eyüp Aşık. Türkiye Kal- kınma Bankası'nın (TKB) İ6 trifyon 427 milyar liralık geri dönmeyen kredi- si bulunduğunu açıkladı. Aşık, ANAP Istanbul Millervekili Bülent Akarcalf nın Kalkmma Banka- sı'nın kredi koşuliarı ve hesapları konu- sundaki soru önergesi için verdiği ya- nıtta. TKB'nin 1361 fîrmaya ait idari ta- kipteki alacaklarınm 4 trilyon 23 milyar lira olduğunu bildirdi. Kalkmma Ban- kası'nın ayrıca 604 firmadan yasal ta- kipte olan alacaklannın da 12 trilyon 403 milvar 95i milyon lira olduğunu kaydeden Aşık. takipteki alacakların tahsili için gereken yasal işlemlerin yapfldıgını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Bjjkn- nı Tansu Çiller'in başbakan- lık görev inden aynlmasın- dan kısa süre önce örtiiüi ödeneğe 500 milvar lira ak- tarılmaM ortalığı kanştırdı. RP Genel Başkanı Necmet- tin Erbakan gazetecılerın konuya ilişkin sorusu üzeri- ne. "Her şey ortada. bir de- ğerlendirme vapmaya gerek yok. Çiller, RPvi hiç aklın- dan çıkarmıyor" dedi. Erbakan. D\'P"nın de ken- disı ıle ılgilı malvarlığı so- ruşturma önergesi hazırladı- ğının anımsatılması üzerine. "Biz de bir şey vapabilir mi- yiz. diye uğraşıyorlar, boşuna çırpınıyorlar*' dedı. RP Ge- nel Başkan Yardımcısı Ab- dullah Gül de. Çillerden ör- tülü ödenekten çektıği para- nın hesabını sormadıklarını belirterek "Çiller, "Yetkımı kullanarak bu parayı çektim ve vasalara ııvszun kullan- dım'deseydi kâfiydi. Bunu vapmadı. Artık sorumluluk Başbakan Mesut Yılmaz'da- dır" dedi. RP Genel Başkan Yardım- CIM Rıza l lucakda. iddiala- rı ilk gündeme getiren Ka- zan'a yönelik olarak eskı bir başbakamn yakışıksız söz- lerle ithamlarda bulunduğu- nu vurguladı. Ç'HP Genel Baskanı Deniz Baykal da.örtülü ödeneğin kullanımına zarar vermeden dar bir çerçevede iddialann ay dınlığa kav uşturulması ge- rektığini belirterek "Bu ko- nunun tartışılması dev leteza- rar verir" dedi. DSP lideri Bülent Ecevit. her basbakanın her türlü öde- nekten yaptığı tüm harcama- ların hesabını tutması gerek- tığını belirterek. "Hiçbirbaş- bakanın. örtülü ödenek pa- raJannı kişisel amaçlar için kullanmış olabileceğine ihti- mal vermivorum" dedı. Summer School Programs for 1996 English for Special Purposes Courses for those students vvishing to attend a graduate or postgraduate program at a University, perhaps in an English speaking country or vvhere English is the teaching medium. Duration, 80 hours 4 vveeks x 5 days - 9.00 a.m. to 1.00 p.m. Monday lst July to Friday 26 th July 1996 Particularly for those hoping to study Medicine - Law - Masters in Business Administration Science & Technology (Engineering included) $ 750 (exclusive of V.A.T) After an in-depth indivudial needs analysis your course program vvill be designed to meet your particular requirements. Each course module comes vvith an indivudual study pack for future personal reference. For further information please contact Mr. Jim O'Brien Phone: (0212) 293 02 15 - 293 02 16 Fax: (0212) 252 48 41
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle