27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12MAYIS1996PAZAI OLAYLAR VE GORUŞLER Politikacılara... Prof. Dr. TURKAN SAYLAN Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı B aylar. bayanlar! Aklı ba- mayan.amakapısındanyurtseverlik. dü- şinda gözlemciler. ülke- mizin tüm yeraltı \e ye- rüstü\arsıliıklarını vede- ğer biçilemez güzellikle- rini tanıyınca. bu toprak- larda. binyıllardır. yüzlerce ekinin (kül- tür) karmaşasi. ham zekâyla yoğrulmuş genç. güçlü \e herhücreb.i keşfedilmemiş yeteneklerle dolu insanlarımızı kendi gÖ2İeri> le görünce. pek çok başka ülke- vi de biİdiklerinden. şaşkına dönüyorlar! İnanıimaz bır yoksulluk. cehalet. yok- sunluk içindeyken Kurtuluş Savaşı'nı ve "Tiirk Aydınİanma De\rimi"ııi yaparak tutsak (e»ır) edilmış ümmet-aşiret \e ta- rikat topkıluklarının içınden. böylesine başanyla bir \ ıJdız gibi doğan genç ulu- sumuza ve onu. yoktan \ar eden, barışa ve özgürlüğe taşıyan önderine bir katda- ha hayran olu)or. saygı duyuyorlar. Bu konuda yazılmış \ e yazıimakta olan pek çok gerçekçı yapitlan. karşılama, uğur- lanıa. kurdele kesme ve kav ga erme gün- demlerinizden zaman ayırarak okursa- nız. nasılbirülkeninsorumlulanolduğu- nuzu daha iyi algtlayabilirsiniz belki! Avrupa'nın göbeğinde "nasyonaJ sos- yalizm" \ e "faşizm* kol gezerken v e mil- yonlarca tnsan kendi insanlanna kırdırı- İırken tepemizde "Bolşevi/m ideairuğ- runa, yüz binler Sibirya buzullarına sü- rülürken, iimmet olarak kardeş sandığı- mız Arap ülkeleri. düşmanlanmızia bir- lik olup bizı sırtımızdan bıçaklarken ve daha sizlerdoğmamışken analannız. ba- balannız, dedelerıniz. nıneleriniz "mil- lefin temsilcilerini seçerek görkemi ol- rüstlük. namusluluk ve aydınlanmaya. ilerlemeye özlem duygulan dışında, kü- çiik hesapların, ayak oyunlannın gireme- yeceği o ilk parlamentomuza gönderdi- ler. Biryandan cephede savaşlaryapılır- ken bir yandan da meclis, eğitinı ve eko- nomik kalkınmanın planlannı hazırlıyor. birbiri ardına devrim yasalannı çıkan- yorlardı. O dönemde, Mustafa Kemai'i destekleyenlerin başında, aydın. yurtse- ver. din sömürüsünün, yobazlıgın zarar- lanni bilen "gerçek din adamları~gel- mekteydi. Sizlerin de bizlerin de bugiin var olmamız. onların canları, önsezileri, ileri görüşleri nanıusluluk/an ve karar- lılıklanndan ödün vermemeteri pahasına sağlanmıştır. Baylar. bayanlar: bozuk para gibi har- cadıgınız. yozlaştınp kırptığınız. ödün verdiğinız "devrim yasalan",hiçbir olumJu eylem yapmasanız bile korumak görevini üstlendiğiniz cumhuriyetimizin mühürteridir, çağdaş ve madum ulusla- rın önderi Türkiyemizin namus beigele- ridir. Onian voziaştırmanıza. pazarlık ko- nusu etmenize ulusumuz asla izin vernıe- yecektir, bilesiniz! Bayram seyran. güney illenmize ko- şup kumsallarda kişisel ve kısır kavgala- rınızdan yorgun düşmüş bedenlerinizi dinlendiriyor, sünnet düğünü, imam ni- kâhlı otel düğünü, tarikat yemeği, lokan- ta. işyeri vb. ayırmadan her türlü eğlen- ceye. açılışlara gıdiyor, uzatılan mikro- fonlara gülünesi ya da ağlanası inciler döktürüyorsunuz! Acaba. hiç ama hiç düşündünüz mü; eğerbizden sızden öncekılererdemli. ça- lışkan, akıllı veyürekli yurtsevereylem- leri gerçekleştirip "Türk Aydınlanma Devrimrni. Lozan'ı ve bugünü borçlu oldugumuz yasalan yapmamıs. olsaydı- Iar. siz o plajlarda serilmek için İtalyan. Fransızvada Yunan vizesine sahip ofmak zorudaydınız! Ya da nüfus kâğıdınızda, •*Turk asıllı İralvan v urttaşi-." y azacak- tı! Belkı de bızler valnızplaj çöpcülüğü. motel işciliği yapabilecek Güney Afri- ka'da on yıllarca hükmünü sürdürene benzer bir yönetim içinde olacaktık! Ister sağcı. istcr solcu. ister merkezci olun. bu ü(ke sizin cllerinize. "diledigi- nizi vapın. temellerimizi sarsın. kendini- a de\ a> nasında göriip her türiü güce ve akla sahip sanın (vehmedin)" dive teslim edilmedi. Geçmişıııde bir çobanın peşi- ne takılmaya alıştınlmi:}. uvsal görünüş- iü halkımız. oynanan ovunları. kcndİM'ni koyun verine döndüren ov unlan ergeç al- gılayacaktır. Her *e> ı daha fazla yozla^- tırnıadan toparlanıp gerçeklere. bilgive. bilime. düriLstlüğe. ilkelerimize dönme- yezorunlusunuz! KiMrçekişmelerlegün- demi daha fazla i^gal edemezsinız! Etra- fınızdaki ülkelere \e oralardaki olumlu ve olumsuz geli^nıelere bir bakınız! Demokratık, laık \e çagda^ Türkıye- mizden, yasalanmızdan asla ve asla ödün veremezsinız! Gençligi. çocuklarımızı cahil bırakıp ıssızliğe. kutupla^malara. kırımlara. kardes kavgasına yol açaniaz- sınız! Eşyanın tabıatına aykın birgerile- meye, karanlıga. oy kaygısıyla da olsa ödün veremezsinız! Bu ülke valnız var olma ve iktidar olma sava^ından başka çaba gösterme>en politikacılara eıııanel edilecek kadardeger.sızdeğildir. Kryada geç gerçek politikacılannı bulacaktır! Bütiin bu gırişi. süriip gıden kısırdön- güyü görüp kendi arasında şimdilık yal- nızca söze döken halkımız adına yazı- yor. sizleresorumluluk sahibı birvurttaş olarak aşağıda sözünü edeceğını k'onuyu duvuruvorum. Baylar. bavanlar! Türkı>enıiz üç ayrı tip insan yetistır- mev iengelleverek 1924'teöğretinıbirli- ğıne girmiş; medreseler. mis>onerokul- ları vedevletokulları Milli Eğitım'inde- netiminde teklestırılmi^tir. 1^2X"de ya- pılan "harf devrimryle. bizim olmayan ve 6 v ılda zor sökületı Arap abecesi ve- rıne. Türkçevi en \\\ ifadeeden evrensel abece getirilerek cahıl halkımızın 3 avda okur yazarolabilmesi sağlanmıştır. Odöııem içıtı bır devrim savılan 5yıl- lık zorunlu karm.ii "temelegitim". bugün ıçinartıkvetersi/dir! Olusan bilgi biriki- nıi. en az 8 yılda yerlı yerine oturabıl- nıektedir. Gelısmıs ülkeler zorunlu "te- meleğitimrı 11.15. IM vıllaraçıkarmıs- lardır. Birçocuğun 14yaşındanönceherhan- gi birmesleğeyönlendirilmesi cinayettir veevrensel"çocukhaklarrna kesinlikle aykırıdır! Ruh ve beden .saglıgını bü>ük oranda bozmaktadır Ise. mesleğe kostu- rulan çoeuklann çoğunun .sarho.v ktırnar- baz. kahve kösesindc oturup çocuk sir- tından para kazannıak isteyen babalan vardır! Çoeuk 18 yaşına dek egitım görmeli. kültür v e sanatla beslenmeli ve kendi yo- lunu kendi seçmeli. devlet ve toplum ona seçenekler sunmalıdır. l^7 3'lerdeyasalasan. ne vazık ki vav- gınlasmavan 8 yıllık "temel ve zorunlu karma eğifim"in "ödünsü/, koşufsuz" (5 + 3 uv durmaeasıv la deöi I) uv tıu lamav a geçirilmesi, çağdaşlaşmava özlem du- yan. kafası çalışan tüm halkımızın ve "si- vil toplum örgütleri"nin dikkatle üzenn- de durduğu vaşamsal bir konudur! Öğrencilere 8 yıl sonundadiploma ve- nlmeli, çocuklanmıza birerkarabasan ve ruhsal denge yitirme yöntemıne dönüş- müş olan özel okul ve Anadolu liseleri sı- nav lan 8 yıl sonuna alınarak bu facia da önlenmelidir! Sınırlanmızı tüm dünyaya, yatınmla- ra açtıfımız şu günlerde, artık 5 yıllık dıploması olanlann değil başka ülkeler- de. kendi ülkelerinde kurulacak yeni i§- verlerinde, çöpçü bile olma olasıhklan kalmamıştır. Teme! eğitirni 8. II. 15 yıl olan ülkelerin işçileri tüm işleri kapacak- tır. Oy hesaplanna, ticaret - tarikat - siya- set ilişkileri içinde "ödün'*lereyeşil ışık vakarak daha nicelerı vapılan yanlışlık- lara venılerinı ekleverek bır vere vara- maz, valnızca "avdınlanmayı" geciktire- bılirsıniz. Gelin, özeleştiri yapınız, size halkımı- zın tanıdığı yetkileri daha özenle kulla- nınız. Kendinizi hırslannızdan. kişisel beklentilerinizden, sonugelmeyençekiş- melerınizden so>utla>arak içtiğiniz "ant*> a. geçmişinizdeki özverili çabala- ra. dev rim yasalanmtza sadık kalarak on- lar nedenivle var oldugumuzun bilinçiy- le davranınız! Bır kez bu yürekli adımı atabi/irseniz. sorumluluklannıza ve içti- ğiniz "ant"a sahip çıkabilirseniz. gerçek benliğinıze. olması gerekene de kavuşacak \e Türk halkını bu umutsuz- luk ve güvensizlikten kurtaracaksınız. Sızden ivedilikle "8 yıllık temel eğitime (kiiinsü/. koşulsuz evet" demenızi bek- h>oruz. ARADABIR Prof. Dr. UÇKLN GERAY tC Orman Fakültesi • ••Bir Taşla Birkaç Kuş 1 Mayıs 1996'da Kadıköy'de yaşanan olaylar için kuşkusuz herkes bir şeyler söyleyebilir. Ama şöyle bir çözümleme de yapılabılir: "Küreselleşme" adı altında, bana göre, kapitalis- tin ve sömürgecinin, sözümona liberal, demokrat ve özgürleştirilmiş piyasalara sahip toplumlar oluşturma ve buralardaki yatırım olanaklarını kendisine eklem- leme çabalarının yürütüldüğü: bu doğrultuda karşı- laşılan engelleri aşmak üzere de ıç hesaplaşma, ör- gütlülüğü kırma.. da dahil, dayatmaların gerçekleş- tirildiği; bu bağlamda bazı medya öğelerinin ve bazı sözümona düşünür ve bilim adamlannın bağımsızlık onurlarının satın alındığı bir süreç yaşanmaktadır. Ba- kalım bu nereye kadar ve kaç yıl sürecek! Ortalama 75 yıl ömürlü. ancak bunun 6 yılına güvenerek mo- da rüzgârlara kapılan vitrin profesörlerinın ve "tarih baba "rolüne soyunan köşe yazarlarının rahatlığına ne demeli? Bu dayatmanın nedeni, Batı odaklı ve bağlantılı kapitalistin ve sömürgecinin deger yargılandır ve dün- ya görüşüdûr. Başka bır söylemle, daha çok maddi gönenç (refah) ve daha çok kâr şehvetinden vazge- çilmedıği, hatta bunun azgınlaştığı görülmektedir. Batı, bu dayatmayı yapmaya ve yeni coğrafyaları özel taktiklerle kendısiyle eklemlemeye mahkûmdur. Bu sırada belirebılecek karşıt güçleri ezmek zorun- dadır: Zira küreselleşme, yeni sömügecilik için "ol- mazsa olmaz" koşuludur. Ancak bütün bunlardan, zincire bağlanmamış ve değneksiz kalan bir güç tablosu ortaya çıkmaktadır. Eğer bu gücün karşısına bir başka etık ve bir başka ideoloji, yani değnek çıkarılamazsa sözü edilen güç ivme kazanacaktır. Bunun anlamıysa bir ülkedeki de- mokrasinin "sözde demokrasi" olmaya mahkûmi- yetıdir, polıs devletidir. Eğer bu çözümleme doğruy- sa topluca bu olası badireden çıkış yolunu arama zo- runluluğumuz vardır. Çıkış yolunun nereden geçtiği ve 1 Mayıs 1996 olaylarının sosyal. ekonomik, kül- türel.. nedenleri ayrıca tartışılabilir. Ne var ki. olayın sonuçlannın bir bölümü, özellikle emeğin örgütlülü- ğünü-kırma ve diyalektiği dışlama anlamına gelen sonuçları büyük öneme sahiptir. Halkin arasında do- laşılır. konu ortaya atılıp tepki alınmaya çalışılır ve ba- zı yazar taifesi okunursa görülür ki sözü edilen tehli- keli sonuçlara ulaşılmaktadır. Gerçekten de terör ilişkisini onaylamayan bir sol ve (ya da) yeni sol akımın varlığı ve ağırlığı hiçbir biçim- de inkâr edilemeyecek durumda olduğu halde, bu kesimin gözden düşürülmesinin ortamı ve fırsatı oluş- muş bulunmaktadır. Ayrıca 1 Mayıs'ların işçi bayramı olması istekleri- nin üstü, sapla saman bilerek karıştırılmak suretiyle, örtülmek ve bu çerçevedeki haklı talepleri ertelemek üzere bahaneler de elde edilmiş gibidir. Önümüzde- ki kısa dönemde kamu emekçilerinin hak arayışları gündeme gelecektir. Gelir bölüşümündeki korkunç bozulmanın herkes tarafından açıkça ilan edildiği bir ortamda. bu kesimin demokratik haklarını kullanma- sını'engellemenın de nedenleri oluşmuş bulunmak- tadır. Bunun yanında genel anlamda örgütlülüğün, özel anlamda sendikacılığın güçsüzleştirilmesi ve iti- cı gösterilmesi yolunda psikolojik bir ortam meyda- na gelmiştir. Eğer bunlar esasen istenen sonuçlarsa 1 Mayıs 1996'da yaşananlar yanlış olamaz. Ancak şu unutulmamalıdır kı, eğer bu böyleyse bir sistem ken- di önünü kapatıyor demektir. Gelir bölüşümünün fe- laket ürettiği bir toplumda örgütlülüğün ve pazariık gücünün zaten gerilemiş olan sınırlarının daha daral- tılması ve örgütlerin gerçek ağırlıklannın ölçülememe- si. sistemin toparlanmasının engellenmesi demektir. Bu tür engellemelerin. küreselleşme yapımcılarının ve sömürgecilerin istekleriyle tam olarak çakıştığı belli olmuyor mu? İLK GÜ\ T DEX BAŞLAYARAK ÇOCUĞUNU GELECEĞE HAZIRLAYAK TÜM ANNELERÎN VE ÇOCUK SEVGİSÎNÎ YÜREĞİNDE TAŞJYAK HERKESÎS ANSELER GÜNÜ'SÜ KUTLARIZ. TARTIŞMA Göktepe Olayında Suç Nitelemesi ^^ ^ azeteei f 1 Metin m Göktepe'nı H ^ p n gözaltında ^ L I öldürülnıesi ^ ^ ^ ^ ^ ne ilişkin olarak Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu muvakkat gereğince yapılan soruşturma sonucunda. ll Idare Kurulu'nun 8.2.1996 tarihli kararı ile 11 polis memurunun Göktepe'}ı öldürmeeylemıne karıştıkları gerekçesi ile yargılanmalarının nerekliliğine karar verildi. \\ Idare Kurulu kararında. vargılama madde.si olarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmeyi düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 463 maddesi gösterildi. Gerek sanıkların. gerekse şikâyetçilerin deûısık nedenlere dayanarak yaptıkları itiraz üzerine dosva. Danıştav 2. Dairesı'ne gonderildi. Danıştay itırazlan reddetmekle bırlikte. Göktepe've ilişkin kararında. olayda TC'K madde 463 yanında. TCK madde 452 I "ın de u>gulanması gerektıği sonueuna vardı. Danistav "ın önerdiği. Türk Ceza Kanunıf nun 452'l. maddesi. kastın a^ılmasi sureiıv le adaııı ötdürme suçunu düzenlemektedir Bu durum da Danlştay. 11 polıs memurunun aslında • Göktcpe'vi öldürmek istemediği. kastlarının onu öldürmek değıl. valnızca döv mek oldugunu. fakat ıstenmeyeıı ölüm olayının gerçekleştigi kanisina varmış olmaktadır. Ancak belirtelinı ki yargılamavı yapacak olan mahkeme. II İdare Kurulu ve Danıstay kararında belirtilen uygıılama maddesi ile bağlı değıldir. Mahkeme. valnızca vargılanması istenen e_v lenılc bağlı olup. bu evlemin hangi suç kapsamına girdigini. yani suç nitelemesini özgürce yapma vetki.sine sahiptir Mahkemece Danıştay'ın önerdiği niteleıueve göre karar verildiöi takdirde İnfaz Yasası da göz önüne alınırsa Göktepe'yi katledenler. I6ay cezaevinde kalarak kurtulabileccklerdir. Böyle bir durumun ne hukukla ne de adaletle bağdaşır bir vanı vardır. I6ayhapis cezası ile hukuk da kamu vicdanı da tatmin edılemez. aksine kapanmayacak varalaraçılır. vicdanlar sızlar. Danişta\ vanılmaktadır. Göktepe olayında işlenen suç. Türk Ceza Kanunu madde 450 3"te düzenlenen işkence ile adam öldürme suçudur. Gerek tanık ifadelerinden. gerekse olaya kanşan görevlilerin ifadelerinden anlasıldığına göre Metin Göktepe. / ı v r ı\ Bu bir E03S M Z% : 5 0 3 E / T 0 P R A K B A ( ( A N K Y ı L : E D 3 E / T < : L . - E O 3 E / T Ö P R A K E ı / I L : E D 3 E / T 0 P R A F İ : E 0 3 E / T 0 P R A K B A Î İ YILI i l a n ı d ı r 3S/T<I BANK Y KBAf E/T ••*, R Af . B A I E / T{ , R A K t ; ) PRA ) R A K B A B e l k i 2 0 3 2 y i i ı n d a bu i l a n ı sadece CD ROM'da o k u y a c a k s ı n ı z . Ama görihıpn köy k i l a v u z i s t e m e z ! Sektörün h ı / l a g e l i ş e n , i s t i k r a r l ı ve g ü v e n l i b a n k d l a r ı a r a s ı n d a y n r a l a n T o p r a k b a n k ; k i s a sOrede u l a ş t ı ğ i 91 ş u b e s i y l e hufjiin olfluğıı g i b i g e l e c e k t e de çok y a k ı n ı n ı z d a o i a c a k . TOPRAKBANK ı I ı T o p r o q ı birçok polis memuru tarafından cop ve sopalarla uzun süre dövülmüş. bayıldığında vüzüne su dökülüp ayıltılarak yine dövülmüs. "Ben gazeteeiv im. Evrensel gazefesinde çalışıyorum, beni nive dövüvorsunuz" dive sorduğunda "Sen de mi devTİm şehkJi olmak isit>orsun" denilerek dövme olayı devam etmiş. üzerinde karete hareketi denemeleri yapılmış. ağzı burnu kan içinde bırakılmış. polis memurlanndan biri "Galiba bu ölüyor" dediginde diğeri "öliirse ölsün. arabadan düştii deriz" demis. Metin Göktepe "*Ben fenalaştım, amirinize smleyin" dediginde dahi dövülmeye devam edilmiş. Göktepe'nin öleceği kanısına vanldıktan sonra da hastaneye götürülmek verine yarı baygın bir şekilde bir bankın üzerine bırakılmıştır. Yine polis memurlannın ifadelerine göre Göktepe"nin dövülme nedeni. ezan okumasını ve stiklal Marşfnı ilmemesidir. Memurlarca "ade edilmese de öktepenin Evrensel azetesinde çalışması ve ol görüşlü olması da 'vülme nedenleri M.Mndadır. Anlaşılan odur <ı sıyasal kine dayanan bir öldürme ev lemi gerçekleştirilmiş. her zaman olduğu gibi bu olavın da gizlenebileceği düşünülmüş. fakat kamuoyu baskısı ile suç ortaya çıkartılmıştır. Bütün bu durumlar. Göktepe'ye ağır işkence yapıldığını ve öldürülmek istendiğıni açıkça göstermektedir. Otopsi futanağı bu kanıyı pekiştirmektedir. Tutanakta. Göktepe'nin vücudunda çok sayıda künt. travmatik Iezyonlar. kaburga kınğı bulunduğu. ölümün künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması ve doku ıçi kanama sonunda meydana geldiği belirtilmektedir. Peki böylesi olgular karşısında nasıl olurda Göktepe'nin aslında öldürülmek istenmedıği düşünülebilir? Defalarca vücudun ölüme yol açabilecek yerlerine cop ve sopalarla vurulduğunda, onun ölebilecegi nngörülmüş değil midir? Ceza hukukunda kabul gören anlay ışa göre ölüm olayının gerçekleşebileceğinin sanıklarca öngörülmesi halinde de öldürme kastının kabulü gerekmektedir. Dileğimiz. yargılamavı yapacak olan mahkemenin. bütün bu olgulan dikkate alarak hukuka uygun bir karar vermesidir. bmudumuz ciderek tükense de "türkive'dede hâkimler var" diyebilecegimiz bir karara varılması. başka Göktepe'lerin katlıne bir set olabilecektir. Av. Cemal ViiceJ PENCERE Yeni İnsan?.. Insanlık, ofağanüstü birdeğişim sürecinin şaşkın lığını yaşıyor... Dönüşümün hızı başdöndürücü... Diyorlar ki: - Sanayi toplumu artık gerilerde kaldı, "bilgi top- lumu' çağı açıldı. 'Information Society'nin neden 'bilgi toplumu' dt"- ye Türkçeye çevrildiğini uzmanlartartışsınlar, ama ile- tişimin ışık hızını yakaladığı ve bilgiye ulaşma olanak- larının alabildiğıne geliştiği bir dünya kurulduğunu artık sokaktaki adam da görüyor ve yaşıyor, bilgisa- yarlaşmaevimızegirdi... ; Bir devrim mi söz konusu?.. • Insanlık tarıhinde ıki büyük devrim var: 1) Tarım devrimi.. 2) Sanayi devrimi.. İnsan, göçerlik çağını, ekip biçmeyi öğrendikten sonra kapattı: kültür. yerleşik düzenle başladı; uygar- lık uç verdi. Bu dönemde kölelık düzeni doğal sayı- lıyor, inanç aklı bastırıyordu; toplumun egemen id&- olojisi din idi. • Sanayi devrimi insanlıktarihıne oranla çok yeni sâ- yılabilir. 18'inci yüzyılda buhar gücünün kullanılma- sı, fabrikalann kurulmasıyla üretimde bir devrim ger- çekleşti, köylünün "serflik"Xen kurtulup "işçi"ye dö- nüşmesıyle belirlenen bir yeni dönem kişiyi etkiledi. Kul, birey kimliğini kazandı.. Yurttaş oldu.. Ulus.. Insan haklan.. Temel özgüriükJer.. \ ' Demokrasi.. Laiklik.. Birdönemin ürettiği kavramlardır, parlamenter re* jimlerle iktidarın kaynağının gökten yere ındirilerefc halk istencine dayatılması. laiklik ilkesinin benimsen- mesiyle olanak kazandı. •> Yeni bir insan doğdu. Günümüzde 'iletişim toplumu' ya da 'bilgi toplu- mu ' diye anılacak yeni düzenin insanı nasıl olacak?^ Temel soru budur... Çünkü ölçü insandır. Kimileri, günümüzde gerçekleşen teknolojik atı'r lımların toplumsal yaşamı ve sonuçta insanı kökünr den değiştirecek nitelikte olmadığını söylüyorlar... . Kimileri de karşıt görüşü savunuyorlar; çünkü 'bil- gi toplumu'nda köylü kalmayacak, işçı sınıfı küçüle- cek, hizmet kesimi büyüyüp çoğunluğu kapsaya- cak, birey öne çıkacak... Peki, birey hangi kimlikle öne çıkacak?.. J • ' İnsan sanayi devrimiyle bireyleşti... Insanlaşma yolunda önemli bir adım atabilmesi için hangi değerleri benimsedi?.. İnsan haklan.. \ Demokrasi.. : Temel özgürlükler. < Laiklik.. Sosyal adalet.. < 21 'inci yüzyılda kurulacak yeni toplumun insanı, bü değerleri dışlayacak mı?.. 'Post modern' bir toplum- da 'sosyal adalet' modası geçmiş bir kavram mı saf yılacak?.. 'Sosyalc/ev/ef tarihe mi gömülecek?.. 'Qr- man Yasası' mı benimsenecek?.. "Altta kalanın,ça,ı nı çıksın" mı denecek?.. ,, Türkiye'de Batı'nın "bilgi toplumu" adına konuşan neoliberalizm savunucuları. zayıfları ezen bir düze- 1 n/n 'yero//7sa/7/'nımıbekliyorlar?.. 'Yeniinsan'birca- navar mı olacak?.. Yalnız teknolojiyi kullanmasını bi- len bir 'vicdansızyaratık' mı?.. Yeni insan nasıl doğacak?.. Bizini önemli bir raporu daha yayınlıyor ETNİK TERÖR RAPORU Polifck Rs*oto(i Metkezr'ntn hazifiadıöf rapor 13 Mays PazartesiyeyayıniamTiaya b b tanıyınız ve tanıtınız Türkiye Gazeteciier Cemlyeti'nin yayıniadtğı Tam bağımstz, patronsuz bir sivii tophım gazetssi 'nm farkıni farketmek <çın bır hafta boyu izteyıriiz. işte br hafta ıçmde okuyacağmc yazartar Pro' üt. NECLÂARAT.A3a,ĞiŞfcR1£\ TARHAM EROEM, Ooç. Or V SEVIH -3EVA.,V« P-' t> BAKIR ÇAfia>«, P-s' Or ZEYYAT HAT18OGLU NAİL GUB6U ORttAN DURU ORHAN O « t> BAKIR ÇAfia>«, Ps Or ZEYYAT HAT18OGLU NAİL GUB6U, ORttAN DURU ORHAN KOLOÖLU, LEYIAİSM1EP NAZIMA1PMAN NCDPfTT SBÇLKER TANJU CIU2OÖLU, NALAN 5EÇKİN YALÇIN KAMACIO&LU, NUPETTIS IÛCI 8URÇAK EVREN, W£TE BUHARAü. AHMET OZD€l*fl, ÜURSÜJV CZD&l ALPAY KABACALI. HAYATİ HSiU*Z\a HAtUK DURUKAL, SUAT TOPf hergün 15bin İira _A ABONE OOJNVZ. gaîmanj jüm. mrtn a<Jr»s»ii2» uia»sf). ABOME (ÇW: \ * B f c K ŞS 20<«733 ya & B nu»« y *yoo, 6 aytn 2. yazdrafaic yaîrnız felanfaij pçmden aeore ıçn (0.212 • 513 83 00 vsya 513 84 5*> runara* î««tonia-a İZIVIİR 7. SULH HüKUK MAHKEMESİ'NDEN 1996 7 Mahkememızce dava konusu Izmir. Karabağlar Mahal- Iesi.tapunun21 M-2 apafta. 30137 ada. 21 parselde ka- yıtlı 146 m2 arsa nıtelıklı ta^ınmazın taksimi kabil bu- İunmadıgından. satılmasına karar \enlmış. Da\alı Os- man Karakulak (°n 2".39") hısse sahıbı adına çıkarılan tebligatın teblığ edılememış olması nedenıylegazete ila- nı suretiyle: Dava konusu taşınmaz 5833 Sokak. No: 16 Karabağ- lar-lzmir adresınde mukım olup. taşınmaz üzennde her- hangı bir yapı bulunmayıp boş arsa olup düz \ e eğırnsiz- dır. imar ıslah plan sonucu oluşmuş bu parsel ile ilgılı par- selın imar durumunda kentsei çalışma alanı ve şüvulana- cak ada dahılinde kaidıgından imar Kanunu'nun 18. ve 33. madde hükümlerine tabı olduğu yazılı bulundugu. sa- tış değerinın 315.360.000.- TL. olduğu 25.4.1 wTtarih- li bilirkışı raporunda belırtılmi^tır. llanen tebliğ olunur. 2.5.1996 Basın: 85857
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle