Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 1996 PAZAR
HABERLER
Selîm Edes 'Civangate skandalının ardındaki gerçeği dile getirirken özal dönemini de anlattı -2-
Randevulan Ozallar ayarladıFIAT KOZLL KLl
Selım Edes. Engın Civan'a riişvet ola-
rak \ erdiği 5 milyon dolan geri almak içın
Özallar'dan yardım istemişti. Olayların
seyri belki kendisinin de istemediğı bo-
yutlara varmiştı. Türkıye'yı sarsan 'Ci-
vangate' skandalında hâlâ giz perdesı
aralanmamış bırçok yön bulunmakta.
Edes'le bunlan konu^urken. açık açık
söy lenıesedebazı ıpuçlannı veriyor. Se-
lim Edes'e "yardımlarını'" mafyayı işin
içine >okmakla bırakmayıp. randevuları
bileayarlayan Özailar'ın "rüşvet ~ten ha-
berdarolmamalan birçok ki^ıy i şaşırtmış-
tı. Edes'e bu soruyu sorduğumuzda. Sem-
ra Özal'ın tavırlannın "rüş\etibildiğini"
gösterdığını anlatıyor.
- .Sizin sorununuzun halledilmesi için
l'ğur Çakıcı'nın de\re\e girmesini Zey
nep Özal mı sağladı?..
EDES-Herhaldeyanı... Ben jrtıklıan-
gisınin tam sağladığını bılmıyorum. ama
ben l ğurÇakıcı'y la da Alaattin Çakıcı'y la
da nuıhatap olmadım. Benım Özallar'dan
talebinı. Engın'in üzerinde olan etkileri-
ni kLillanıp bana olan borcunu ödemesı-
ni sağlamalarıydı.
- Pekj, ÇakıcıJar'la bağlantı kurdukJa-
nnı, devreye soktuklarıııı fark ettiğiniz-
de eğer rahatsız olduy sanız geri ni> e dön-
mediniz?
EDES-Randevulan almı^larartık, ora-
ya bu sefer gitmemek olmaz yani Ben
defaatle benim işımi halledın dı>orum,
hangi nıetot oldugunu onlara şey etıııe-
dı'm kı..
- Ci\an'ın a\ukatı İhsan Coşkun'un
ayarladığı söy Jenen bir rande* u için AJa-
attin Çakıcı ile Londra'ya gittiniz mi?
Dündar Kılıç. bu görüşmede Zeynep
Özal'ın da bulunduğunu söyledi.
EDES - Hay ır görüşmedım. Hayatım-
da görnıcdim \e konu^madım... O En-
gin'le onlar arasinda olan hadiseler. Ben
o konıışmalann ne ıçındey ım. ııe... Son-
radan öğreniyorum... Birgiin birsaatlık
bir tuplantı oİdu topu topu. Onu da Özal-
larönceden organıze etmi^Ier. ben onun
jçingıtmemezlikedcmcdim Eşımgıtme
falan dedi. ama gitmemezlik olur nıu de-
dim... Bir kere randevu alınmiş. gitme-
mezlik olmaz. her şey tersine döner bu
sefer.
- Nasıl yani... Sizin milyarlannız \ar \e
rande\ u\ a gidiyorsunuz, nıafy a ik- alacak-
verecek tahsilatınızı hallettirmek için.
EDES - Dündar K.ıln;"ın e\ inde yapı-
lıyor bu toplantı... Mılyarlarım falan da
yok yanı Hepsini götürdü i^te bunlar.
-Ögiinkü konumunuzu söylüyorum...
EDES- Vok... Hepsi gitmiş elımden.
Benım ışrearsamın üzerine oturup para-
yı ödemediler yanı... 120 milyon dolan
ödemediler. biitün hadıse ondan çıktı..
-Özallarsizin "rıcanız" üzerineişina-
sıl halledeceklerini sö> lemediler mi?
EDES - Bir gün dedıler kı. ~Ha.. sen
bu Engin'deki paranı istiyordun değil mi?
Bizhalledi>oruzonu"de<iıler Nasıl lıal-
ledıyoiMinuz dedım'.'
- kim dedi?
EDES-Zeynep.. Annesi de \ardı ta-
biı... ~\asıl halledeceksiniz" dedım? lş-
te bizim Ahmet'in bö> le bir konıısu var-
dı. Kanal 6'nın makinelerine haciz mi
ko>u\orlarmiş. kapatıvorlarmıvnıı^ne...
Övlebir 5 milyon dolarlık bir konu... Bu-
nu dedi. bunu çok güzel hallettik biz de-
di. Nasıl hallertiniz dedım iş.i... Senınki-
nı de hallettik dedi. Eee.. pazartesi günü
Dündar Kıüç'a gideeeksin dedi... Bana
deseydi ki seninkini de bu şekilde halle-
w w
o
zallar'dan talebim, Engin'in üzerinde olan etkilerini kullanıp bana olan
borcunu ödemesini sağlamalarıydı.
Randevulan almışlar artık. oraya bu sefer gitmemek olmaz yani. Ben
defaatle benim işimi halledin diyorum, hangi metot oldugunu onlara şey
etmedim ki...
debilıriz de^e\di. ">ok" dı\ecektim...
"Hallettik. pazartesi günü Dündar Kı-
lıç'agideceksin"dı\or. Şinıdı DündarKı-
lıç'taıı da randev u\ u alıyorlar. benim ora-
> a gitmemem söz konıısu olamaz artık o
noktadan M3nra.
-Ö>lemi?
EDES-Ga>et tabiı... Ozaman her şey
benım üzerime ters döner. Bu sefer En-
gin Ci\an orasa gidecek. *İştebakbugel-
medi" dıjecek. Ne bilev im. kimbilır ne
diyecek. Her.dakıkaşalan sövlüyoradam-
lar zaten.
- Yalnızca bu ka\gıyla mı gittiniz?
EDES-Tabıi... Çünkü orada çok önem-
lı nokta o 'Aslında ö\le bir alacağı vok
da onun için gelmedi" der Ne bıle\inı
Engin orada bir ^e\ sovle>ebılır. Bır>ey
söyler... Onun ıvin orada muhatapolmak
mecburi\etınde\dınıben... Ama 'bume-
totla halİedeceğiz. ne dersin' dtırunıu ol-
madı "Pazartesi günü saat 12.00'de
Dündar Kılıç'ın e\ inde raııde\ un \ar"
Gittim ..
Semra ÖzaL rüş\eti biliyor
muydu?
- Ci\an'la aranızdaki sorunu Turgut
Özal'a hiç açmış mı\dınız?
EDES-Oınııı bu ışle hiç ilgisi olma-
dı. Turgut Özal'ın ne bılgİM \ardı. ne de
ilüisi... Ben sadece Semra Hanım'a an-
lattını. O da~Halk"deri/" falan deyip bu
tiir çözümle ortaya çıktı...
- Engin Chan'ın sizden rüş\et aldığını
du\duğunda Semra Ö/al hiç şaşırmadı
mı?
EDES-Hayır.
- Biliyor gibi mi da\ randı >ani?
EDES-E\et. .
- Ci\an'ın \urulduğunu ne zaman \e
neredeöörendiniz. Yanınızda kimler\ar-
dı'
EDES - Kızım-Ehf eeM* lwbcr verdı.
Gazeteci AltemurKıJıç'ıı>ev»mk;iHiktwv
lokantayagitmiştik. E%ım. bacanağım fı-
lan da \ardı. Hayret ertım >ahu O kadar
hayret ertım ki...
Dündar Kılıç'ın e\ inde kısa bir konu^-
ma sonra.sinda. Kılıc. "Fazlabirşe» »a-
pamam. Engin kabul etmi>or. İstersen
sen ayrıP dedi. bana.
Ya^lı bir ınsan telkıniydi yaptığı. 01-
madı. Kalktık gittik biz Sonra saat 6 gi-
bi bana telefon etti Telcfon numaranı
onda vok ama. nasıl bııldu bılmivorum.
benı aradı. ""BenEngin'ledahavonrako-
nuşfunı. hailettim bu işi. 72 saate kadar,
yani üç güne kadar bu parayı öde>ecek"
dedi. Bu konu^madan bir iki .vı.ıt gcçtı.
Engin suruldu.
- Hiç düşünmediniz mi Kılıç nereden
buldu telefon numaranı/ı?
EDES-\allabilemı\orum. Hadiscbir
"Birgündediler
ki, "Ha.. sen bu
Engin'deki paranı
istiyordun değil
mi? Biz
hallediyonız onu"
dediler. •NasıJ
halletlivorsunuz?"
dedim.
7je\ nep... Annesi
de vardı tabii...
Nasıl
halledeceksiniz?'
dedim. "İşte bizim
Ahmet'in böyle bir
konusu vardı.
Kanal 6'nın
makinelerine haciz
mi koyuyoriarmış,
kapatıvorlar
mıvmışne... Ö>le
bir 5 milyon
dolarlık bir konu...'
Bunu dedi. 'Bunu
ok güzel hallettik
Diz" dedi. *\'asıl
hallertiniz?' dedim
işi... 'Seninkini de
hallettik'dedi.
'Eee.. pazartesi
günü Dündar
Kılıç'a gideceksin'
dedi..."
hav li benim dısjmda ccreyan etti. Olayın
bütün resimlerini bir araya toplamam.
Da\ut \'ıldız'la eezaevinden mahkeme-
vegidıpgelirken konuşmalar falan... Me-
sela o Dav ut fev kalade efendi bir adam-
dı janı... Hiç tahmin etmeyeceğiniz ka-
dar bö> le dürüst. şey bir adamdı.
- Olavf du>duğunuzda ne hissettiniz?
EDES- Bu i>ten başjndan ben rahat-
Mzolmu^tum. Böyle bir ıijin ıçinegirmek
beni rahatM/etmişti. Kivealamet olma-
dığı bcllısdı •; -^ç
- Sizi nasjl etkilfdi bu ola>... , 1
EDES-Ruhı çökiintüsü \ar tabii ki...
- Turgut Özal dışında Özal ailesinden
hangisini daha i> i tanırdınız?
EDES-Semra Hnnınıı da. Ahmet'i de
tanırdım. Zeyncp'ı de tanırdım. ama o ka-
dartanmıazdım. UğurÇakıcı onun arka-
da^ıynıış.
- Peki Uğur'u tanımıyordunuzda kızn
nız EliPin düğününde bulunması nasıl
oluyor?
EDES-Uğur Kılıç bizim kız tarafı di-
\elim ı^te. kız tarafının davetlisi olarak
gelmedi. Elıf en ııfak bırşekilde ne tanı-
vor ve o şekilde empoze etmeye çalıştı-
İar(Özallar)..
-Siz L'ğur(, akıc! ik> birkaç kez tek-fon-
da görüştünüz \e l'ğur Çakıcı da eşinden
aldığı bir ismi \ermiş: Tev fik Ağansoy...
Sonra telefon trafiği \e 16eylül cuma gü-
nü a\ukatNida Ergenç'inbürosundasiz,
CKan'ınortağıokJuğuABC MenkulKn-
metler AŞ^'önetim Kurulu Başkanı A\u-
kat Ergun Çakır \e Te\fîk Ağansov. An-
cak Ci\an \e a\ukatı rande\uya gelme-
miş.Ci>an'ına\ukatı İh.san Coşkun ile.\la-
attin Çakıcı'nın "mutemedı" Te»fik.Ağan-
soy buluşmuş. Chan bu buluşmada da >ok-
muş. Akşanı Ci\an'lı buluşma gerçekle-
şiyor ve Civan "Benım Ede^ e borcum
yok " demiş. Chan pazaıiık sonucu Lond-
ra'ya gidip Alaattin'le buluşabileceğini
belirtmiş. Sonra Engin Ci\an, siz, Avu-
kat N'ida Ergenç. Civan'ın davısı emekli
Başkomiser Sa\a> Karakaya. Ci\an'ın
ortağı olduğu ABC Vlenkul Kıvmetler
AŞ \ önetinı Kurulu Başkanı Avukat Er-
gun Çakır, Dündar Kılıç'ın bürosunda
buluştunuz...
EDES - Ben bir av ukatın yanında gö-
ruşmek istedım. Bunlan Zev nep'e anlat-
tım. Çünkü her şeyı o organıze edivor-
du. Avukat Nida'nın ofisindeki toplan-
tıya Engin gelmedi. Onun üzerine Dün-
dar Kılıç'ınev inde buluşuluvor. Kıhç'ın
Selimpaşa'daki vazlık evinde buluştuk.
Gittik. Diindar Kılıç. "Anlatın şu işi. Ba-
na hatırlı birisi filan. o Semra Özal tabii,
smledFdedi. Dündar Kılıç. fe\ kalade kı-
bar biri. "Birlikfe çok umur gördünüz**
filan dedi. Yani birlikte ı>i günleriniz.
dostluklarınız oldu dedi. Anlatın bana
dedi.
Ben dedim ki benim arsay ı Emlak Ban-
kası aldı. Onlarpara.sinı ödemeyinceben
çok müşkül durumlara dü^tüm. Binler-
ceçalışanı olan biriydim dedim. Benan-
lattım yani... Bu arsanın parasını alama-
yınca ben de mecbur kaldım dedim. En-
gin Civan bendcn borç i.stedi. Ben de
kendisine \erdim dedim. Trakva'da arsa
alacağım. paraya ıhtivacım \ardedi.
- Siz onun rüşvet istediğini anlamadı-
nız mı?
EDES-Artık adını ne koyarsanız ko-
yun. Müşkül duruma dü^müş^ün.
- Sizden bugüne kadar değil 3.5 milyon
dolar, bir mihon dolar dahi borç isteyen
oldu mu? KısacaSL istenilenin rüş\et ol-
dugunu anlamadınız mı?
EDES-Olmadı tabii. Anlamayacak ne
var. rüşvet istiyoraçıkçası... Binlerceça-
lışanım var. Ortada 120 milyon dolar söz
konusu. Dile kolay... Bu konuşma oldu-
ğunda. Engin'den ben bu parayı nasıl is-
Tedim diye soruldu.
Evvela işimizi yapmadı dedim. Yapma-
masının sebebi de kendisine (Engin "e) ya-
pılan birtakım politik ikbal teklitlen. He-
def Özal aslında Bu hemencecik aslın-
da o kendisine yapılan teklıtiere u>du. o
kadar kaypak hareketlerle
'••> - Kinıdtn gelhvrdu bn tekliflefc/"
fc
EDES - Söyiemeyeyirn kımden geldi-
ğinı...
- Şimdi Türkiye'de iki kanat var... Tek-
lifi yapan kim?
EDES-Ce\apvermeye>ırn... ANAP'ın
kendi içinden geldı teklif Özal'a karşı
olanlar. Neyse. arsa parası ödenmedi,
mahvolduk.
Benim 30-35 milyon civannda bor-
cum var. Alacağım ise 120 milvon dolar.
Birkaç sene sonra dediler ki. "Senin bor-
cun 140 milyon dolara çıktı." Alacak hâ-
lâ 120 milyon dolar. Böyle bir şey olur
mu yanı?.
Bu zaman kesitinde ben dört misli ala-
caklıvım. Aradan iki üç sene geçiyor.
ona faiz uyguluyorlar. Öbürüne uygula-
mıyorlar. Şimdi sen borçlusun diyorlar.
SÜRECEK
'Beni kullanarak Özal'a darbe vurmak istediler'• • des. Civan skandalının perde arkasın-
m . da birçok sivasi çıkar çatışmasının da
m-^ bulunduğunu aniatıvor. Engin Cıvan'a
m j ~si>asiikbar vaadininvanı sırakendi-
_ A _ M « # sine vurulacak bir darbevle Turgut
Özal'ın da çökertılmek istendığini ileri sürüvor.
- Özal'a darbe v uracak denli etkiniz nereden ka>-
naklanıyordu?.. Dostluğunuz dışında bir işle\iniz
mi vardı ki?..
EDES-Özallarla çok şakındık tabii. yanı. Be-
nım çökertilmemle denılecekti ki. "Bakın Özal'ın
en vakın arkadaşı göçtü. vapavalnız kaldı..." \ey se.
bazı ^e\ lerbıtti. ben Engin'e İıâlâ bılernıvorumne-
den o parayı ödeyemedığinı dedım... Arsaparası öden-
medi. sen benden bu borçlan da aldın. lade et bun-
lan dedım. "Ha\ır~dedi. Yök mok falan dedi. Onun
da benim de arkadaşım olan birtakım dostları ara-
ya koydum. Gene netice alamadım. İşte ondan son-
ra avukata başvurdum. Avukat. ben. Engin Civan.
ortağı Ergun Çakır ve ben bir arava geldik. Orada
"Aldım bupara\ıama\erme>eceğim" dedi. Benim
av ukat da. "Daha fazla bir şe\ vapmak mümkün de-
giPdedi. Ondan sonra ben Özallar'a gittim. Dedım
kı. "Ben her türlü yolu denedim. Paramı vermiyor.
Bu herifi bumva siz şe\ ettiniz. Etkinizi kullanın..."
- Peki toplantıda Coşkun'un size "mutlaka bir \~,
vaptırdın kı o da parayı vermek ıstemiyor"dediği
toplantı\a dönersek...
EDES - Engin o sırada "Peki, madem ben bu pa-
ravı aldım. Bunun kavıtları var mı? Muhasebeciyi
çağıralım" dedi. Ben de, "Ö>le şeyin ka>ıdı mı
olur"dedim. Öy le birsöy ledim kı. UğurÇakıcı onu
"peze\enk" dıye değiştırdı. O kadar kişının ıçinde
bırdefa pezcvenk tabırını kullanmam. L'lan demi-
>imdır belkı. Böyle bir ^eyın belgcM olur mu ulan
diye...
- Rüş\etin belgesi vAmsu değil mi?
EDES - Olur muyahu..
- Nlerol şifresiy le Ci\an"ın İsviçre'de parası oldu-
ğu sö\ lendi...
EDES-O şıfreyle hesabı ve küllıyetlı mıktarda
parası oldugunu. o dönemde ortağı olan Ergım Ça-
kır söy ledi. Çünkü onlar benim ılk av ukatımla ko-
nuştuğum dönemde ortaktılar.
ABC dıye bir menkul kıvmetler >ırketinin orta-
ğıydılar. Ergun.otoplantıydCivan'ı nıüdafaaetmek
için gelmı^tı. Civan. benden parayı aldığını \e ver-
meyeeeğinı söylediğınde. Ergun (akır böyle bir şe-
yi tahmin etmediğinden olacak. kıpkırmızı oldu.
Aradan bir süre geçtikten sonra dındum kı. kaıılı
bıçaklı olmuşlar. O toplantıya Engin geldığı za-
man. benden daha fazla. Çakır'ın mevcudıyetinden
çekiniyordu. Benden on üzerinden 2 çekındiyse.
Çakır'la arasındaki durum birbırlerını gırtlaklaya-
cak vaziyetteydiler. Pezevenk lafı da Ergun Ça-
kır'dan çıktı aslında. O Enuin'ın herşeyinı biliyor-
du.
- Engin Ci\an, "Selim Edes bazı ınsanlara borç-
lu. Beni öldürmek isteyen görünürdeki şahıs Selim
Edes. tezgâhlayan Alaattin Çakıcı. Selim Edes be-
ni batıran sensin" diyor. Çok mu borcunuz \ardı?
EDES-Benşahıslara falan borçludeğildim. Ban-
kalara borcum vardı. Bankalara zaten şirket borç-
luvdu.
MIKRO
DIIVÇ TAYANÇ
Abiyoyo...
Eski bir Amerikan halk ezgisi dinliyorum. Ezgi-
nin adı 'Abiyoyo'l
Hani 'meraklısı çıkarsa' diye öyküsünü özetle-
yeyim diyorum...
Efendim; Abiyoyo. memleketin birinin başına
sarılmış bir bela... Ne zaman karnı acıksa ya da sırf
'çeşnı olsun' niyetine bir şeyler atıştırmak istese,
dağların oralarda bir yerdeki ininden çıkıyor, koca
gövdesinin gölgesinı memleketin birinin üzerine dü-
şürüp dev adımlarıyla yeri göğü sarsa sarsa arz-ı
endam ediyor... Artık kısmetine kim düşmüşse mi-
deşine indiriveriyor.
Öykü bu ya, günün birinde bu memleketin biri-
ne bir baba-oğul çıkageliyor. Baba yaşlı bir sihir-
baz, oğlan fırlama bir cingöz... Babanın hüneri,
elindekı değnekte... Kıme. neyeçevirip 'zip'dese,
anında yok ediyor,
Baba-oğulun geldikleri gün, sabahın köründe
gene 'mahut' gölge, memleketin bırin/n üzerine dü-
şüyor, gene duyuluyor 'malurn' ayak seslerı ve ge-
ne insanlar haykırmaya başlıyor hep bir ağızdan:
"Abiyoyo gelıyor, Abiyoyo.,."
Durumu görüp kavrayan baba-oğul. bir bakışta
anlaşıyorlar. Sıhirbaz baba diyor ki: "Oğlum, sen
şu Abiyoyo 'yu bir iyiyorup yere yığ. Ben de sihir-
li değneğimle dokunup yok edeyim..."
Fırlama cingöz başlıyor Abıyoyo'nun çevresin-
de fır dönup 'Abı-yo-yo, A-b-ı-yo-yo' makamın-
dan türkü çığırmaya... Abiyoyo, bir durup şöyle din-
liyor, sonra hoşuna gitmişçesinetempotutup baş-
lıyor dans etmeye ve o korkunç sesiyle bögürme-
ye.
Hep birlikte dönüp duruyorlar bir süre: 'A-bi-
yo-yo, Abiyoyo...'
Sonunda dev Abiyoyo, dans edip tepinmekten
bitap, yere yığılıyor.
Yığılınca da baba, değneğiyle "Ne sihirdir ne
keramet" deyip işıni bitınyor...
• Yaaa.-işt© bufnin gibi bir şey Abıyoyo'nun şar-
kısı...
Haaa, Abiyoyo yok edilince n'olmuş?
N'olacak, herhalde o memleketin birinin insan-
ları el çırpıp baba-oğulun eteklerine kapanmış ve
de "Dileyin bızden ne dılersenız" demişlerdir...
Eee, sonra ne olmuş olabilir?
N'olacak. baba-oğulun istediği de devlete baş
olmaksa, Abıyoyo'nun yerinı almakta ve memle-
ketin birinin halkının canına okumaya koyulmak-
ta gecikmemişlerdır!
Bu çeşitlemeyi beğenmediysenız. şuna ne bu-
yurursunuz?
Aslında ölmemiş olan Abiyoyo. biraz kendini to-
parlayınca, baba-oğulla önce iş. sonra da el birli-
ği edip birlık ve beraberlik içinde halkın çanına ot ,.
tıkamaya oturmuşlardır!
Bunu da mı beğenmeyen var?
N'olacak, şu ölümlü dünyada oldürmekle Abi-
yoyo tükenecek değil ya! Bir başka Abiyoyo dağ-
dan inip bağdakileri kovmuş ve de Abiyoyoluğu-
nu eylemeye başlamıştırü!
Saçmalık türetmekle zaman tükenmez.
Ama bir başka memleketin birinde halk, Hanım
Sultan gibi. Hoca Efendi gibi. karayobaz sürüleri
gibi, sol liderleri (!) gibi. devrimci ayaklı sol yobaz-
largibi. efendicağzımasöyleyeyim Bezdirenlergi-
bı, Civanmertlergıbı. hanlarhamamlar, villalaryat-
lar gibi son derece ciddı ve önemli sorunlarla uğ-
raşarak yaşamsa/'zamanınınyitırılmesinegözyu-
muyorsa, biz yazar taifesınin bu kadarcık saçma-
lamasının sözü mü olur).1
!
Ana fıkir: Abıyoyolar'ın tukenmediği memleke-
tin birilerınde. halk ne idüğü belirsiz sihirbazlan
bekleyeceğıne. bırleşerek Abiyoyolarla savaş-
mazsa. Yaşasın Abıyoyolar!
Ana fikrin ana fikri: Hep beraber 'A-bi-yo-yo,
A-bi-yo-yo.'
Özal karizmasının sınırı... Edes-Özal dostluğunun bitişi...
Turgut ölünce güçleri bitti'
Tevkifevleri Genel Müdürü
''Onüiîiüze geleııi
cezae\ine doldıırııııı§ıız'
Selim Edes. "Semra Özal sarhoş olur mu> du" sorusunu
"\ooo. sarhoş olmazdı. amaiçki>ise\er. Çoksever. Sar-
hoş olduklannı «örmedinı" sozleriv le yanıtlıvor.
elim Edes. 11 ekimde Şiş-
li Savcılığı'naverdiği ıfa-
dede Dündar Kılıç'ı Sem-
ra Özal'ın aradığını söy-
lemışti. O güne kadar sus-
masının ardında hıçbir beklentısi ol-
madığını ilerı sürüyor. Peki Özal-
lar'ın giicü neydı? Kendisini hapis-
ten kunarabilıHer mıydi'.' Edes. bu so-
ruya ilginç bir yanıt venyor:
"Turgut Özal ölünce güçleri bitti."
- Özallar bu işi bir şekilde hallede-
biJirler diye mi sustunuz? Güçleri \ar-
dır falan diye umdunuz mu?
EDES - Ne güçleri olacak. Zaten
Turgut Özal çoktan olmüş... Turgut
Özal öldükten sonra Özallar bitti di-
ye tahmin ediyorum...
- Semra Özal evinde 25 tane tele-
fon bulunduğunu, eşiniz Semra
Edes'in eve sık sık gidip geldiğini. bu
telefonlardan Dündar Kılıç'ın aran-
mış olabileceğini söylcmişn'...
EDES-Ama PTT kanalıyla yapı-
lan tespıtte 30 kere telefon edildiğı sap-
tandı. Benım eşım gıdıponların ev ın-
den 30 kere telefon mu etti vani. .
-Semra Özal. sa\cılıkta>erdiği ifa-
dede sizin çok içki içtiğinizi. içtiğiniz
zaman da kendini/i hijmediğinizi be-
lirtip, böyle bir durunıda Engin Ci-
van'a rüşvet verdiğinizi söy lenıişti...
EDES- Içerım tabii. Ama benım
içki ıçtiğımi bılıyorsa o da o sırada
içıyor demektir yanı... Sarhoş falan
daolmazdım... Herkesin ıçtigı kadar
ıçerım...
- Peki nasıl oldu da bitti bu dostlu-
ğunuz?
EDES- Geçmişe bakmak istemı-
yorum artık.
- Merul şifreli hesap, İsv içre'de ES-
KA'nın işlerini yapan akrabanız l>ık-
tor Erol Özgen'e ait bir hesap değil
mi?
EDES- H ıç ondan >ey ım yok. Çün-
kü Engin'le Erol'un çok yakınlığı
vardı. S'anı Erol'un mudur. Engin'in
rnıdir? Erol, Engin'e mı açtı' Büyiik
bir ihtımalle oyle olmuştıır...
-Oğlunuz Kemal Edes'in hesapla-
n olduğu konusu~.
EDES-Ben zaten i>adamıy ım. Be-
nım de olur. oğlumun da olur. Ama
Engin Civan'ın durumu öyle mi?
Dev let memuru olarak bütün malını
beyan etmek durumıındadır.
- Özal ailesi sizin iş hayatınızda bir-
takım öncelikler elde etmenize hiç mi
yardımcı olmadı. de^reye girmedi?
EDES-Hayır, hay ırhiçbir zaman...
Mjhkemekayıtlarındada vardır. Ben
hiç kredi falan almadım. Benim 120
m ı ly on dolar alacağım varken bu du-
rııma düştüm...
- Eşinizin Paparya \akffyla ilişkJ-
leri. sizin Ö/allar'la biriikte tatil fa-
lan yapmanız...
EDES- Hep sonra onlar. Bu Türk
Kadınını Güçlendirme Vakfi. Papat-
ya adını sonradan taktılar. Kendi ar-
zusuvlagitti. bir faydam olurdıye. Yıl-
larca Hakkârisi'nden bilmem nereye
kadar doğum kontrolü için koşturdu.
Yurtdışında çalışnıaları oldu. Benim
cşim çok uğraştı. didindi. Onun sa-
deee v erdiği hizmet ve katkısj vardır.
Benım onlardan ne menfaatim ola-
cak... Benim öy le bir şeye ihtiyacım
yoktu ki zaten. Ama o vakıfta duru-
mu kullanıp istismar etmeye çalışan-
lar da olmuştur çok. Oldu da nıte-
kim... Ama kesinlikie benım eşim
\eya benim öyle bir şey yapmamsöz
konusu değil. Yani bizden çıkmıştır.
bizebırşey girmemiştır.
- ANAP >erel yönetimlere gelince-
ye kadar 4 şirketiniz v ardı. Sayılan
1987'del3'e çıkıyor.
EDES - Olabilir. Işler büy iiyor.
-SHP'li yönetimlerle aldığınız işler
tek tek iptal edildi-
EDES - Y'ooo. Zaten bıtirmiştım
ben... tstanbul'da Dalyan'dan Malte-
pe'yekadarolansahilyolunumuvaf-
fakiyetle bitirdik. Ondan sonra Tar-
labaşı yolu. Onu da ısrarla yaptık.
Parayla pulla yapılacak bir iş değil
Çıplak arazide verilen fıyat ney >e ay-
nı fıyatı verdiler. Bir metreküp haf-
riyat çıplak arazide 100 lıraysa.. or-
da. Tarlaba^ı'nda da lOOlira... Baş-
ka da benim şeylc. belediyey le iptal
edilmesi söz konusu bir işim yoktu.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Ceza ve
Te\kife\leri Genel
Müdürlüğü Tetkik
Hakimi \ ılmaz Sağlam
Türkıye'de cezaevı
enflasyonu yaşandığını.
hükümlülerin devlete
maliyetlerının
hesaplandığı Avrupa'da
kısa süreli cezalara
çarptırılanların cezaev ine
konmadığını söy ledı
"Herkesi cezae\ ine
doldurmuşu/" dıyen
Sağlam. bazı ılçe
cezaev lerindeki personel
sayısının hükümlü
sayısından fazla olduğuna
dikkat çekti. Sağlam.
cezaev i sayısını arttırarak
toplumsal sorunların
çözülebileceğı
diişiincesinin Türkiye'de
egemen oldugunu
v urgularken.
"Cezae\ lerinin, ıslah
çalışmalarında başanlı
olduğu kuşkuludur" dedi.
Sağlam. "Türkhe'de
İnfaz Hukuku \e Sistemi"
konulıı konferansta
yaptığı konuşmada.
organıze sııçlann dava
yerinın dev let güvenlik
mahkemelerı olmadığını
belırttı Organize
suçlarla mücadelenin
önemli bir konu oldugunu
kaydeden Sağlam.
"Türkiye'de suçların
nedenleri >erine sonuçları
üzerinde
duruluyor"görüşünü dile
getırdı. Sağlam. mafya
sorununun çözümününün
cezaev lerinde ya da yargı
organlannda aranmasının
yanlı^ oldugunu
sa\ unarak. kamu
organlarının üzerine
dü-jen görev i yeterince
yerıne getıremedığıni
sövledi.