25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26NİSAN1996CUMA 12 HABER GüçHi olanm baskı yasalarıTüm toplumlara 'pazar yasalarını' dayatmak, güçlü olana boyun eğmekle eşanlamlı. Güney ülkelerine dayatılan yapısal düzeltme programlan, bütünüyle bu sonucun sağlanmasına yönelik \>t4LDEN BELLO* - SHEA Cl ~w~ ~T~ luslararası Para Fonu (IMF) ve m I Dun>aBankası 1994 yılında. Anglo- M J Saksonlartarafından Bretton V » ^ NVoods'da. Lord Mavnard Keynes'uı de katıldığı konferansta kuruiuşlarının 5ü yılını kutladılar Ama bugun. bu kuruluşlardan çok soz edılmesının nedenı bunların 3 Dunya ulkelerınde uygulamaya koydukları yapısal duzeltmelere karşı eleştırılerden kaynaklannıaktadır 1980'den bu yana yetmışten fazla ulke bu programlara ya da sayılan 566">ı bulan ekonomık ıstıkrar planlanna bo>un eğmek zorunda bırakılmışlardır Lord Keynes'ın Bretion Woods'da duşledığı gelışmelerın \e tum dunyayı kapsayan bır ekonomık ıstıkrann onculen olmanın çok uzağında kalan bu ıkı kuruluş. bugun dunya ekonomısını etkısı altına alan ekonomık durgunluk \e dengesızlığın baş sorumlusu durumundadırlar Dunya Bankasfnın ">apısaldüzeltme"vonunde sağladığı ılk borçtan bu yana on beş yıl geçtı 8O'lı yıllann başında ılk borç krızı patlak verdığinde. 7O'lı \ ıllarda Batılı özel bankalardan borç alan 3 Dunva ulkelen. borç taızlerını bıle odeyemeyecek durumda kaldılar O zaman bu ulkelere ekonomılennde buyume ve ıstıkrar sağlayacağı so\lenen "vapısal reformlara"gınşmelerı oğutlendı Bu ulkeîenn IMF ve Dunya Bankasfnın dayattığı onlemlerı almaktan başka çarelen yoktu Sozu edılen onlemler arasında ozellıkle sosyal hızmetleıı etkıleyen kamu harcamalarında kısıtlama, ucretlerın denetım altına alınması \e gıderek ındınlmesı yabancı yatırımcıların operasyonlarına yonelık kısıtlamaların hafıfletılmesi. ıhracatta rekabetın arttırılması ıçın yerel paranın sureklı devaluasyonu \b konular yer almaktadır Guney ulkelen \onundeki polıtıkalarına karşı eleştınlerın arttığını goren Dunya Bankası kısa bır sure once yayımladığı bır raporda "yapısal düzeltme" programlannı tam olarak uygulayan kımı Afrıka.ulkelerının çok ıvı buyume oranları gerçekleştırdıklerını kanıtlamak ıstemıştır Ancak sozu edılen bu raporun klasık bır ıstatıstık manıpulasyonu olduğu çok geçmeden ortaya çıkacaktı Ayrıca rapordakı ıyımser yaklaşım. çok sayıda Latın Amenka ve Afrıka ulkesını dennden sarsan ısvanlar. grevler. halklann sıkıntısinı dışavuran gostenlerle butunuyle yalanlanmıştır Malı'de trangın de\aluasyonu sonucu patlak veren toplumsal hareketler ve Meksıka"dakı Chıapas olavı bunun en çarpıcı orneklen arasındadır Malı'de on ıkı yıl suren yapısal düzeltme uygulamaları ve devaluasyonlardan sonra, hayat pahalılığı. bır sendıkal kaynağa gore yuzde 117 oranında artmıştır On uç yıl boyunca aynı ılacın dayatıldığı Meksıka'da çalışabılır nufusun yuzde 20'sı ışsız. yuzde 40 ı yarı ışsız durumdadır Aynca ulke nufusunun yarıdan fazlasi, yoksulluğun sınınnda y, aşamaktadır Fildişi Sahili'nde gelir düzevi düştü Amerıkalı bır gazetecının yazdıklanna bakılırsa Fıldışı Sahili'nde halkın gelır duzeyı yuzde 50 oranında duşmuştur Dunya Bankası nın sozu edılen rapoçunun yayımlanmasından dort yıl once IMF taratından yayımlanan ve Afrıka'da yapısal düzeltme programlannı ınceleyen bır rapor ise şu sonuca varmıştır "Yapısal duzeltme programlannın uygulandığı ulkelerde buyume hı/ı, söz konusu programlann uygulanmadığı ulkelere oranla çok daha fazla yavaşlamıştır.*' Tum çabalara karşın. gelişme yolundakı ulkelerın toplam borç yuklerı. 1980"dekı 658 mılyar dolardan 1993"te 1 tnlyon 770 mıKardolar duzeylerıne yukselmiştır Bankalara olan borçlannın sadece taızlennın odenmesı ıçın bu ulkelere "yapısal düzeltme" kredılerı sağlanmıstır Ancak hemen ardından. orta ve uzun vadelı borçların odenmesı ıçın sozu edılen ulkelere çok daha sert onlemler dayatılmıştır Bu arada odenmesı gereken borçları karşılayacak dov ızlen depolamak ıçın bu ulkelerın ekonomık faalıyetlennın ıhracata donuk uretımler yonunde yoğunlaştınlması da ıhmal edılmemıştır \e bu da son derece başarılı olmuştur Ornegın 1984-1990 donemmde Guney "den. tıcan bankalara net fınansal kaynak transfen. 178 mılyar dolara ulas.rnis.tir Yapısal düzeltme programlan polıtıkalannın devreye sokulduğu 1980'den bu yana Latın Amenka'dakı yoksul sayısı 130 rnjlyondan 1990başlannda 180mılyona çıkmıştır \menkalar Arası Kalkinma Bankası (B1D) Baskanı £nrique Iglesias'a gore "yapısal düzeltme" programları. 60 ve 7 0'lı yıllarda elde edılen ekonomık gelışmelen buyuk bolumuyle Onca yıkım karşısında. Dunya Bankası'nın onde gelen Afnka ekonomık sorumlusu şıı ıtırafta bulunmuştur "Bu yapısal du/.eltme programlannın insan maliveti açısından bu denli yiiksek olabileceğini. ekonomik ka/ancın da bu denli yavaş gelecegini duşunemedik." Ihracaj kaynaklarınııı aşırı tuketılmesmın ıse doğal çevreyı olumsuz yonde etkılememesi olanaksızdır Bu konuda Dunya Bankası ve IMF'nın en ıvı oğrencılennden Gana'yı ornek gostermek mumkıın Bu ulkede ormanlar yuzde Y.apısal düzeltme programlan politikalannın devreye sokulduğu 1980'den bu yana Latin Amerika'daki yoksul sayısı 130 milyondan 1990 başlannda 180 milyona çıkmıştır. sıfırlamıştır \vnca eşıtsızlıkler de vahım bovutlara ulasmıstır Latın kıtasında nufusun en zengın y uzde 20'sı. en yoksul y uzde 20'ye gore 20 katı daha fazla gelın sahıplenmektedır Afrıka'da 690 milyonluk toplam nufusun 200 mılvonu yoksulluk sınınnın altında yaşamaktadır Dun\a Bankası nın en ıyımser projeksıyonlan Mrıka'dakı mutlak yoksullann sayılannın yuzde 50 artarak 2000 y ılında 300 milyona ulaşacağını ortava kovmaktadır 75 oranında yok edılmıştır Buna kar^ılık. 1984- 1987 arasında yapı .şlerınde kullanılan kereste uretımı ıkı katı artmıştır Ulke kısa bır sure sonra kereste ıthal edecek. buyuk bır olasılıkla da 2000 yılında orman varlığına butunuyle veda edecektır Dunya Bankası yoksullaşmanın buyuk olçude doğal çevrenın yok edılmesınden kaynaklandığını ıddıa ederken sorunun asil nedenını yanı ınsanlann doğal kaynaklan aşın olçude tuketmeye zorlandığı gerçeğını gornıezlıkten HLSEN İN BAŞ C umhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu- ğu 1995 yılından bu yana Jacques Chirac. ıç ve dış polıtıkada- kı anı çıkışlarıyla herkesı şa- şırtmayı surduruyor Ama tırtına gıbı eserek gı- nştığı polıtık eylemlerınde basarılı olduğunu soylemek olanaksız gorunuyor Seçım kampanyası sırasında ışsızlı- ğın ve toplum dışına ıtılmış ev sız barksızlann uzenne gı- dılmesını oncelıkler arasın- da oncelıklı ılan etmesıne karşın bu alanda bugune ka- dar bır arpa boyu bıle yol alınmadığı ortada Ozellıkle de Basbakan Juppe'nın "re- form" adı altında. çalışan ke- sımın sosyal kazanımlanna saldırarak geçen aralık ayın- da yuz bınlerce çalı^anı so- kaklara doktuğu anımsandı- ğında, bu alanda daha da ge- nye gıdıldığı soylenebılır Fransa Cumhurba>kanı'nın ters tepen polıtıkalan salt ça- lışma alanını kapsamıyor Baskanlığının daha ılk gun- lerınde François Mitter- rand'ın Fransa'ya tum dun- yada prestıj sağlayan antı- nukleer barısçı polıtıkasını terk ederek çevre ulkelerının yoğun protestolarına karsın nukleer denemelen yenıden başlatması ve ınatla surdur- mesı. Fransa'nın protestocu Pasıfık ve Asya ulkelenyle çok yonlu ılışkılennı zedele- mekten ote ışe yaramamıştır Cumhurbaşkanı Chirac. çok geçmeden anı bır donusle bu kez denemelen durdurmus. bununla da yetınmeyerek nukleer denemelenn tum 'BonpourUorient!' dunyada yasaklanmasını on- goren anla^manın tezelden ımzalanmasının yılmaz ta- kıpçısı olmuştur DeGaulle'denbuyana -\t- lantık Antlaşması'nın askerı kanadının dışında kalan ııl- keyı NATO'ya taşınıak \\- rupa Bırlığı perspektıtınde ulusal orduyu dağıtarak ven- ne "paralı" bırordu kurmak Maastrıtcht Antlaşması nın dayattığı en sert onlemlerı bu arada ulusal ıktıdarlan da- ha buyuk oranda finans guç- Dunva'nın kımı antı demok- ratık rejımlenyleılışkılerko- nusunda ortaya attığı goruş- ler ve bu konuda ızlenmesı- nı onerdığı polıtıkalar. kanı- mızca, otekılere tuy dıkıyor Le Monde'un da değındığı gıbı, "3. DCın>a"nın ırılı ufaklı despot rejımlen bun- dan boyle halklarına ve bı- reylerıne daha rahat ve kor- kusuzca zulmedebılecekler Zıra Cumhurbaşkanı Chı- rac'a gore "Batu artık insan haklarının ev renselliğinden görii \e özgürlük gibi e>Ten- sel değerlere sadakatimiz, bunlann. karşüıklı kültiir ve geleneklerimiz açısından farklı ifade edilebileceğini ka- bul etmekten alıkov mamalı- dır." Bunun Turkçesı şudur Bız. Avrupa ve Batı dunyası olarak "ticaretimize" baka- nz Bazı rejımler halklarına ve bıreylenne zulum edıyor. insan haklannı sistematık olarak ayaklar altına alıyor, adalet. hoşgoru ve ozgurluk • '3. Dünya'nm irili ufaklı despot rejimleri, bundan böyle halklarına ve bireylerine daha rahat ve korkusuzca zulmedebilecekler. Zira Cumhurbaşkanı Chirac'a göre, 'Batı, artık insan haklannın evrenselliğinden vazgeçmeye' hazırlanmaktadır. lerının denetımıne sokmasın- dan endışe edılen "tek pa- ra"ya geçılmesınde Alnıan- ya ıle bırlıkte çaba goster- mek. bır y andan ulkesınde ış- çı haklarına saldırılara goz y umarken obur y andan gemı azıya almış kureselleşmeyı bır mıktar ~sosyal"le bıraz frenlemeyıamaçlayan nevar kı 7 zengınlertarafından pek cıddıye alınmayan bır 3 yol onermek. Fransız Cumhur- başkanı'nın "başarısı/lıkla" sonuçlanan "çeliskili politi- kalan" arasında \ma Cumhurbaşkanı Jac- ques Chırac'ın Lubnan ve Mısır ırezılerı sırasında ^ \azgeçme>e" hazırlanmakta- dır Gerçekten de Jacques Chırac. geçen 8 nısanda Ka- hıre Unıversıtesı'ndeyaptığı konuşmada "Fransave A\ru- pa"nın Afrıka Çındahıldo- ğu Asy a v e Arap duny ası yo- nunde varlığını arttırması ge- reğını sav unurken "sözü edi- len bolgelerdeki ulkelerın ve o ulkelerdeki despot rejimle- rin" insan haklan ve demok- rası konusunda kadım "Bon pour L'orient" (Doğu ıçın ge- çerlı) kuçuk duşurucu anlayı- şını yenıden gundeme getır- mış gorunmektedır Sayın C hırac bu konuda ay nen şoy- le demektedır "Adalet, hoş- gıbı evrensel değerlen hıçe sayıyorlarsa bu sozu edılen ulkeîenn "'kültiirleri" ve "ge- leneklerT ıcabıdır Kısaca. bundan boyle Fransa ve Batı'nın despot re- jımlerle ıçlı dışlı ılışkılennın gelıştınlmesınde insan hak- lan. demokrası gıbı endışeler ayak bağı olmaktan çıkacak- tır Cumhurbaşkanı Chirac yonetımındekı Fransa'nın ekonomık açıdan "zor du- rumda" olduğu kımsenın saklısıdeğıl Ihracat çoktan- dır alarm sınyallen verıyor Dunya. sılah ıhracatında on sıralarda yer alan Fransız sı- lah sanayıı ardında bınlerce ışsız bırakarak çokmek uze- re Bu yuzden Fransız vone- tımı. demokrası v e insan hak- lanna aldırmadaıı "satmak" zorunda Bunu bır olçude an- lamak mumkun Aslında Ba- tı'nın demokrası ve insan haklan havarısı ulkelerının sımdıye değın yaptıkları bundan farklı değıldı Ancak kureselleşmenın telsefesıne uvgun olarak da olsa. "insan haklan >edemokrasi"ve "ti- eareti" veglemek hele hele bunu. duşkınklığı yaratan bır mantık saptırnıasiy la tum dunyaya dayatmaya kalkış- mak. kanımızca. hoşgormle kar^ılanması olanaksız bır davranıştır Insanlığınevren- sel değerlerını vok sav an. alı- laka ^a^ı bakan. emekçılenn bosyal bunalımlarına butu- nuyle duyarsız kureselleşen finans ımparatorluğunda. ev- rensel değeıler sovu tuken- mekte olan kavramlardır Fransa Cumhurbaska- nı'nın. insan haklan demok- rası. despot rejımler \ e bu re- jımlerle tıcaret konusunda getırdığı yenı yorum. ku^ku- suz savunduğu ultra lıberal kureselle^me felsetesine go- ıe "ekonomik olarak duriıst- tur".Amaahlakı açındandu- rust olduğunu ılen surmek kımse ıçın kolay değıldır Butun bu çelışkılı çıkışlar şımdıye değın Chırac-Juppe yonetımının Fransız kamu- oyundakı ımaıını karartmak- tan ote ışe yaramamıştır ^ Dunva ıılkelerıne "ikinci SH nıf" bır vaşaın tar/mı reva goren son talıhsız çıkışının ıse Sayın Chirac ın ulus- lararası ımaıını da bır havlı karartacağından kuşku yok gelmektedır Doğu Asya nın çok sayıda ulkesınde gorulen ekonomık başanlar. yukarıda sergılenen tabloyla çelışmektedır Bunu bır olçude, Asya- Pasıfık bolgesının buyuk ekonomılerının 8O'lı vıllarda Latın Amenka ve Afrıka'dakı yabancı sermaye gınşlennde gorulen duşuş turunden bır olayla karşılaşmamalarıyla ızah etmek olasıdır Tam tersıne. bu bolgeye 1985-1990 arasında 40 mılyar dolar duzey ınde Japon sermayesi gırmıştır Bunun onde gelen nedenını. 1985'te Plaza Anlaşması'nın ardından yenın. Amerıkan Dolan'na karşı değer kazanmasıyla ucuz emek peşınde bazı uretım unıtelerının bolge ulkelenne taşınması oluşturmaktadır Tayland \atmm Konseyı'ne gore sadece 1987 yılında gerçekleşen Japon yatınmlan ulkeye yırmı yıldan bu yana yapılan yatınmlara eşıttır Bu mıktardakı bır sermaye gınşının ıse gelışmeyı hızlandırması doğaldır Bır başka neden Yapısal duzeltme Asya'nın her ulkesınde aynı sertlıkle esmemıştır Malezya ve Tayvan bu tur programlan hıç uygulamamışlardır Kore. Tayland ya da Endonezya ıse sozu edılen programlan "tam olarak" uygulamaktan kaçınmışlardır Kore bugun de bır tıcaret kalesı olma ozellığını surdurmektedır Korumacı bır ekonomıye sahıp bulunan Tayland. 80"lı yıllann ıkıncı yansında sanayı ıthalatına karşı ıkame polıtıkalan uygulamış ve buyume hızı o tarıhlerde ıkı hanelı rakama ulasmıstır Merdıvenın alt basamaklannda yer alan Fılıpınler ıse 1980'den gunumuze kadaron beş ıstıkrar ve duzeltme programına maruz kalmıştır Tayland ve Kore. bu ıkı Asya ulkesı. serbest pazann temel dıreklennden bırı olan yapısal duzeltme programlanna butunuyle ters duşen ekonomık stratejıler benımsemışlerdır Zıra. devletın ekonomının planlanmasında. gelıştırılecek sanayılenn seçımınde ya da subvansıyonlar yoluyla desteklenmesınde rol oynaması zorunludur Evcıl pazar. yerel sanayı uretımıne bırakılmıştır İthalat ve yatınmlara cıddı kisitlamalar getırılmıştır Kısaca bu ulkelerde elde edılen yuksek buyume oranı, IMF ve Dunya Bankası'nın yapısal duzeltme programlan modasından değıl. bu programlara ınatçı dırenışlerden kaynaklanmaktadır Bu açık duruma karşın, Bretton V\oods'un kuruluşlan. felaketten başka sonuç vermeyen polıtıkalannda dırenmektedırler Gerçekte ıse yapısal duzeltmelerın asıl amacı. gelışmekte olan ulkelerın "gelişmelerini" kolay laştırmak değıl, bu ulkelerın 1950den I980'e uzanan otuzyıl boyunca (otuz zafer yılı) elde ettıklen ekonomık ılerlemeyı durdurmaya yonelıktır "Otuzzafer yılı" dıye anılan bu donem 3 Dunya ulkelen ıçın yuksek buyume hızına kavuşulduğu, ulusal kurtuluş savaşlannın başarıya ulaştığı ve bırlıktelığın dayattığı. kuresel zengınlığın daha eşıtlıkçı dağılımını guven altına alan yenı bır uluslararası ekonomık duzen gereksınımını ortaya koyan bır donem olmuştur O «nralarda devlet ve kamu sektoru belırleyıcı role sahıp bulunııyorlardı Kımı zaman gelışmenın motoru dev let sektorudur Kımı zaman da dev let, yabancı sermaye ıle boy olçuşmek ısteyen ozel kuruluşlara eleştırel destek sağlamaktadır Bağımsızlıklarına kavu^an Guney toplumlannın çoğunda toprak. doğal kavnaklar ve kuruluşlar ozel mulkıyettır Tıcaret de buyuk çoğunlukla pazar ekonomisi ıçınde yer almaktadır Bununla bırlıkte hukumetlenn mudahalesı yaygın bır olgudur Oyle kı hukumetler ekonomının stratejık değişimlennı ustlenırler Taraflı yorumlarııı savlannın aksıne devlet. ozel kuruluşlann rolunu gaspetmemekte, aksıne. onların sanayı alanındakı vetersızlıklennı karşılamaktadır Dış borçlann nedenlerıyle ılgılı bır kıtabın yazarına gore, "dev let kendisini. ozel kuruluşlann yetkili vekili olarak gormektedir". Dev let yerleşık çıkarlarla rekabet yapmadan modernızasyona gıdebılmekte. dahası. ulkeyı yabancı ış çevrelerıne teslım etmeden. bu çıkarları koruyabılmektedır Sosuçta 3 Dunya'nın seçkınlerı. ıkı rolu bırden oynuyorlardı Aşağı katmanların hak arama eylemlennden duydukları korkuyla antı-komunıst kampanyalarda \\ashıngton ıle ışbırlığı ıçındeydıler Ama. ekonomıdekı hâkımıyetlennın arttırılması yonunde çaba harcayıp ortaya çıkan anı payı sahıplenırken gıderek çok daha cesur adımlar atıyorlardı Iş çevreleri gelişmelerden tedirgin Amerıkan ış çevrelennın. 3 Dunva ulkelen. ozellıkle de kendılenne yakın olan pazarlardakı bu gelişmelerden tedirgin olması kaçınılmazdı Brezılva'da yabancı şırketler sanayı mallan uretımındekı cıronun yansının sahıbıydıler Ama asker-burokrat rejımı. ulusal guvenlık bahanesıyle stratepk haberleşme sektorunu yerel sanavı kapsamına almayı kararlaştıracaktı. Bu sektoru elınde tutan IMB'ın sert tepkılenyle karşılaştı Aynı yonde gelışmeler Meksıka'da gozlendı Reagan yonetımı. ıktıdara gelınce ılk ış olarak 3 Dunya ulkelennın dıze getınlmesını ele alacaktı Onde gelen hedef ıse dev let tarafından desteklenen kapıtalızmdı Ustelık Guney'e karşı gelıştınlen program, tyashıngton'un yenı yonetımının neolıberal ıdeolojıyı benımsemesiyle de aynı zamana rastlıyordu Boylece. yenı yonetım. araç olarak IMF ve Dunya Bankası turu yapısal duzeltme programlannı seçerek ışe koyuldu Borç krızı 1982'de patlak verdı Bu ıse Amenka'ya Guney tehdıdını onlemenın yanı sıra ulkenın fınansal çıkarlannı koruma olanağı da sağlayacaktı Gelışmekte oian ulkeîenn zayıf duruma duşmesı sonucunda. bu ulkelerın değışım ısteklenne yardımcı olmaya çalışan uluslararası kuruluşlar da bırer ıkışer etkılerını kaybetme surecıne gırmışlerdır Taratsızlar hareketı. BM Tıcaret ve Kalkınma Konferansı (C NUDED) 77'ler grubu (kı bu grup C NUDED ıçınde 3 Dunya ulkelerının çıkarlannı savunuyordu). sılınıp yok olma surecıne gıren uluslararası kuruluşlardan sadece bırkaçı Guney halkları 50 ve 60 lı yıllarda bağımsızlıkların şafağında geleceğe guvenle bakıyorlardı Dunya nufusunun-yuzde 80"ını oluşturmalarına karşın bugun 21 yuzvılın eşığınde. yenı ekonomık duzenın dayatmasıyla, ıkıncı sınıf bır statuvu kabullenmek zorunda bırakılıyorlar *\Valden Bello- Eskı San Fıancısco Guicı \e Gelı^me Emuiıtsu (Foocl Fırst) Başhanı Shea Cıınnıngham'la hıılıkte Darkiıcton TheLS Stı ııc tııtal Adjııstmeni and Global Po\\ern aclh kııabın \a:arı Pluto Pıess Londra 1994 Mcınıeıe de \<nı s 28 ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Baypamdan îzlenimlen Gun boyunca TV ekranında ızledım bayram olayları- nı! Kutlamalar, konuşmalar, şenhkler, çocuklar, buyuk- ler yabancılar, Turkler Akşamustu de Başkan Musta- fa Kalemli ve eşının çağrısına katıldım Meclıs toren sa- lonunda Cumhurbaşkanı Sayın Demirel ıle bırlıkte gır- dıkkapıdan. Çok kalabalık değıl Cumhurbaşkanı, Baş- bakan ve kımı bakanlar yalnız gelmışler Kımı partı baş- kanları da hıç gelmemış1 Geçmış yıllan anımsadım ıster ıstemez Protokolde boşluk olmazdı hıç Sayın Kalemli ve eşını selamladım once Betül Kalemli yenı konumun- dan mutlu gcrunuyor Başkan eşı olarak neler yaptığını anlattı bana Sosyal çalışmalardan hoşlanır her zaman. Ben de ondan hoşlanırım Once guzel şapkalan. sonra hayvanseverlığı nedenıyle, DYP (zmır Mılletvekılı Gen- cay Gürün de katıldı, kedılerden soz ettık bır aralık Ben Cumhurbaşkanı'nı selamlamak ıçın ayrıldım soyleşıden Çevresı çok kalabalık, ancak elını sıktım, çocuklara ses- lenışınden etkılendığımı soylemekle yetındım Oysa bır konuda eleştınmı belırtmek ıstıyordum O konu, CSO sa- lonunda Dede Efendı konserı verılmesı. Cumhurbaşka- nı Demırel'ın de eşıyle bırlıkte konsere gıtmesı O salon, cumhurbaşkanının adını taşıyor ve bır Dede Efendi kon- sen ılk kez gerçekleşıyor Vaktıyle 1970 lerde, 12 Mart donemmde yaşanan olayı başkentlıler anımsar sanırım Kultur Bakanı Talat Halman ın gırışımı, buyuk tepkı gor- du sanatçılardan ve polıtıkacılardan Once Ismet fiıö- nü'den Itrı ya da Dede Efendı adına bır konser de du- zenlenır kuşkusuz, ama CSO salonunda degjl, o kapı bır kez açılırsa sonu gelmez, olaylar yozlaşabılır Orneğın ek- ran şarkıcıları da konser verebıhr' Benım tanıdığım Demirel, bu tur konulara ozen gos- terır Son davranışı yırmı yıl once gosterılen tepkının de gerıledığını gosterıyor bence CSO'nun sımgeledığı ger- çeklen gormezhkten gelenler ınadına umursamayanlar agır basıyor bellı konularda Atatürk un muzık devnmı- nı, operayı, tıyatroyu, baleyı yadsımak çabaları var, ama boşuna çaba Işte başkent muzık festıvalındekı coşku- lu kalabalık, ışte CSO konserlennde yukselen alkışlar, ış- te Bılkent konserlerıne gosterılen ılgı Işte Suna Kan'ın Adana konserı îzlenimlen Geçen cuma akşamı da cu- martesı sabahı da ağzına kadar dolu salon Adana da doğan sanatçıyı sevgıyle kucaklıyor Çukurovalılar Ada- na Fılarmonı Derneğı çokseslı klasık Batı muzığı sevaı- sını yaygınlaştırmak ıçın olağanustu çaba gosterıyor II- gınızı çektı mı acaba, Meclıs salonları ve kondorları da çağdaş Turk bestecılerının yapıtlarıyla çınlıyor bır sure- dır Guzel bır olay, kımı mılletvekıllerının kulakları alışır bel- kıi Toren salonunda Basbakan Mesut Yılmaz ı da se- lamladım bır aralık, yanında yabancı elçıler var, konuş- mak olanağı yok Oysa ona da bır tepkımı belırtmek ıs- tıyorum Çocuk ve Egemenlık Bayramı oncesınde bır açıklaması çok duşundurucu Aslında kara mızah turu bır olay "Çevre mevre sorunlannı bırakıp termık sant- rallan açmaktan" soz edıyor Sayın Yılmaz Yoksa karan- lık basacak, enerjı sorunu tehlıkelı boyutlara varıyor gı- derek Devlet adamları da santrallar kurmaktan soz edı- yor yenıden Yıllarca once on beş gazetecı Kanada'ya gıdışımızı anımsıyorum Kanada hukumetı çağırıyor asıl amaç nukleer santral ıçın kamuyu oluşturmak Ama yan- lış hesap Ottovva'dan dondu' Bu tur bır olayı da Isveç'te yaşadım Programda yer alan nukleer santral merkezı- nı gormeden dondum Isveç ten Şımdı yenıden gunde- me gelıyor santrallar Onca baraj yapımını gecıktırme- nın gerekçesı santrallar mı yoksat Duşuncesı de ters ge- lıyor ınsana Doğayı kırletıyor çocuklarımızın soluklannı kesıyor, geleceklennı karartıyoruz Çevre sevgısı çev- reyı koruma, çevre bılıncı, çevre eğıtımı, Çevre Bakan- lığı, toplantılar, uluslararası anlaşmalarla ustlendığımız gorevler, sorumluluklar. yuruyuşler protesto mıtınglerı derken termık santrallar yenıden gelıyor gundeme 1 Çev- re değıl, mevre ağır basıyor 1 Belkı sevınenler de olabılır, çıkarları okşanabılır, ama bu tur bır tasarı mutsuzluk ve- nyor ınsana Çevre mı, karanlık mı, enerjı mı, soğuk mu dıye bır seçım de haylı ters doğrusu Çağdaş yaşamda yer yok bu tur seçımlere Tum sorunlann oncelığı var Toplumdakı tum beklentılere, gereksınımlere yanıt veren polıtıkalar uretmek gerekıyor Acı, ama gerçek, ANAYOL hukumetı polıtıka uretmek- ten haylı uzak gorunuyor şımdılık Laf uretılıyor bunalım uretılıyor ancak Başkan Kalemli'nın duzenledığı resmı kabulde de gozledım uzuntuyle Geleceğe umutla, ka- rarlılıkla bakmıyor mılletvekıllerı Yerlerıne oturmamış gı- bı tedırgınlık ıçındeler TV de ızledınız mı butçe goruş- melennı'' Kaç butçe bır arada onaylanıyor, yıne de sıra- lar boş 1 Kımı korıdorda kımı Meclıs, kımı Ankara dışın- da Neden oturumlara katılmıyorlar acaba 9 Çok mu yor- gunlar? Kımı zaman karar veremıyorum Meclıs oturum- larının TV'den yayımlanması olumlu mu olumsuz mu 9 Bellı sahnelerı seyretmek halkımıza, bu sayın mılletve- kıllerını seçenlere neler duşunduruyor acaba 9 Onerge- lerı. sataşmalan kavgaları kufurlerıyle beklentılere hay- lı ters duşuyorlar Toplumdakı bırıkımın gensınde kalıyor- lar Ama koşullar ne olursa olsun ınançları doğrultusun- da konuşanlar, demokratık savaştakı gorevını başarma- ya çalışanlar da var Onları da ızlıyor mılyonlar Boşluk- ları, tutarsızlıklan da saptıyorlar Eskı yapıyı surdurerek tıkanıkhğın açılmayacağını da anlıyorlar kuşkusuz Yenı yapılanmalardan soz ederek eskıde dırenenlerı de da- ha tyı tanıyorlar Bu tanı çok onemlı bence Yapısal de- ğışım bu tanıyla gerçekleşecek Oncekı gun gazetemızın ılk sayfasında yayımlanan fotoğrafları gordunuz mu9 Uğur Günyiız yansıtıyor go- zumuze yureğımıze Buyuklere seslenıyor çocuklar, "Hıç oyun oynamıyoruz'' dıyorlar Barışın ne olduğunu bılmemekten yakınıyorlar Yanda da Kaan Sağanak'ın fotoğrafı var, şerıatçı bır protestoyu saptıyor Çocuk ve Egemenlık Bayramı nda çekılıyor bu fotoğraflar Gelecek bayramlarda daha guzel, aydınlık fotoğraflar gormek umuduyla BULMACA SEO\T\AŞAYİ\ 6 7 8 SOLD\\S\Ğ\: 1/ Amerıka kıtasi- -ı nın en buyuk dun- yanın ıse ıkıncı bu- 2 yukgolu 2/Lçkı- „ şıyle oynanan bır " kâğıt oyunu Ge- 4 nellıkle yakmak ıçın kullanılan ırı saman 3/ "—'yı attım denıze Bır u^uşuverdı balık- lar Denızı gor- dum" (Orhan Ve- lı) Bır haber a|ansının sımgesı 4/ Olumsuzluk belırten bır onek Fılıkalann vedığer 1 kuçuk teknelenndıbınebı- 2 rıken sulan boşaltmak ıçın karınava açılmış delık 5/ Lstu kapalı olarak anlat- 4 ma 6/ManavgatÇayı uze- 5 rındekı baraı 7/ Eskı dılde g yuz çehre Sığırın od ke- sesınden çıkan ve sarılıgı ' ıvı ertığıne ınanılan ta^ 8/ 8 Eskı zamanla ılgılı Vah- 9 vaKemal'ın heceolçusuv- İe yazdığı tek >urı 9/ Kars yakınlarındakı unlu antık kent Eskı Turklerın ınanış_ında denız tanrıçası \ UKARIDAN \Ş\GIV \: 1/ Bır gostennın sportıf ya da kültürel bır yarışmanın gı- derlerınm tumunu vadabırbolumunukarşılayan kışı yada kuruluş 2/ tzmır'ın bır ılçesı C ın'ın para bırınıı 3/\assi, basık llaç Boru sesı 4/Eskı dılde fııller Futuvvetşev- hı 5/Radvunıun sımgesı Guney Amerıka'da vaşavan ve yunudokumacılıkta kullanılan bır havvan 6/Tuzağa duşu- rulen şey Lzak II Yumurta bıçımlı ve sekızdelıklı bırtur flut 8/Bırnota trı yarı guçlu ku\\etlı \e erkeksı kadın 9/ Asker İrı tanelı bezelve
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle