Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26NİSAN1996CUMA
12 HABER
GüçHi olanm baskı yasalarıTüm toplumlara 'pazar yasalarını' dayatmak, güçlü olana boyun eğmekle eşanlamlı. Güney
ülkelerine dayatılan yapısal düzeltme programlan, bütünüyle bu sonucun sağlanmasına yönelik
\>t4LDEN BELLO* - SHEA Cl
~w~ ~T~ luslararası Para Fonu (IMF) ve
m I Dun>aBankası 1994 yılında. Anglo-
M J Saksonlartarafından Bretton
V » ^ NVoods'da. Lord Mavnard Keynes'uı
de katıldığı konferansta kuruiuşlarının 5ü yılını
kutladılar Ama bugun. bu kuruluşlardan çok soz
edılmesının nedenı bunların 3 Dunya
ulkelerınde uygulamaya koydukları yapısal
duzeltmelere karşı eleştırılerden
kaynaklannıaktadır 1980'den bu yana yetmışten
fazla ulke bu programlara ya da sayılan 566">ı
bulan ekonomık ıstıkrar planlanna bo>un eğmek
zorunda bırakılmışlardır Lord Keynes'ın Bretion
Woods'da duşledığı gelışmelerın \e tum dunyayı
kapsayan bır ekonomık ıstıkrann onculen
olmanın çok uzağında kalan bu ıkı kuruluş.
bugun dunya ekonomısını etkısı altına alan
ekonomık durgunluk \e dengesızlığın baş
sorumlusu durumundadırlar Dunya Bankasfnın
">apısaldüzeltme"vonunde sağladığı ılk borçtan
bu yana on beş yıl geçtı 8O'lı yıllann başında ılk
borç krızı patlak verdığinde. 7O'lı \ ıllarda Batılı
özel bankalardan borç alan 3 Dunva ulkelen.
borç taızlerını bıle odeyemeyecek durumda
kaldılar O zaman bu ulkelere ekonomılennde
buyume ve ıstıkrar sağlayacağı so\lenen "vapısal
reformlara"gınşmelerı oğutlendı Bu ulkeîenn
IMF ve Dunya Bankasfnın dayattığı onlemlerı
almaktan başka çarelen yoktu Sozu edılen
onlemler arasında ozellıkle sosyal hızmetleıı
etkıleyen kamu harcamalarında kısıtlama,
ucretlerın denetım altına alınması \e gıderek
ındınlmesı yabancı yatırımcıların
operasyonlarına yonelık kısıtlamaların
hafıfletılmesi. ıhracatta rekabetın arttırılması ıçın
yerel paranın sureklı devaluasyonu \b konular
yer almaktadır Guney ulkelen \onundeki
polıtıkalarına karşı eleştınlerın arttığını goren
Dunya Bankası kısa bır sure once yayımladığı
bır raporda "yapısal düzeltme" programlannı tam
olarak uygulayan kımı Afrıka.ulkelerının çok ıvı
buyume oranları gerçekleştırdıklerını kanıtlamak
ıstemıştır Ancak sozu edılen bu raporun klasık
bır ıstatıstık manıpulasyonu olduğu çok
geçmeden ortaya çıkacaktı Ayrıca rapordakı
ıyımser yaklaşım. çok sayıda Latın Amenka ve
Afrıka ulkesını dennden sarsan ısvanlar. grevler.
halklann sıkıntısinı dışavuran gostenlerle
butunuyle yalanlanmıştır Malı'de trangın
de\aluasyonu sonucu patlak veren toplumsal
hareketler ve Meksıka"dakı Chıapas olavı bunun
en çarpıcı orneklen arasındadır Malı'de on ıkı
yıl suren yapısal düzeltme uygulamaları ve
devaluasyonlardan sonra, hayat pahalılığı. bır
sendıkal kaynağa gore yuzde 117 oranında
artmıştır On uç yıl boyunca aynı ılacın
dayatıldığı Meksıka'da çalışabılır nufusun yuzde
20'sı ışsız. yuzde 40 ı yarı ışsız durumdadır
Aynca ulke nufusunun yarıdan fazlasi,
yoksulluğun sınınnda y, aşamaktadır
Fildişi Sahili'nde gelir düzevi düştü
Amerıkalı bır gazetecının yazdıklanna bakılırsa
Fıldışı Sahili'nde halkın gelır duzeyı yuzde 50
oranında duşmuştur Dunya Bankası nın sozu
edılen rapoçunun yayımlanmasından dort yıl once
IMF taratından yayımlanan ve Afrıka'da yapısal
düzeltme programlannı ınceleyen bır rapor ise şu
sonuca varmıştır "Yapısal duzeltme
programlannın uygulandığı ulkelerde buyume
hı/ı, söz konusu programlann uygulanmadığı
ulkelere oranla çok daha fazla yavaşlamıştır.*'
Tum çabalara karşın. gelişme yolundakı ulkelerın
toplam borç yuklerı. 1980"dekı 658 mılyar
dolardan 1993"te 1 tnlyon 770 mıKardolar
duzeylerıne yukselmiştır Bankalara olan
borçlannın sadece taızlennın odenmesı ıçın bu
ulkelere "yapısal düzeltme" kredılerı
sağlanmıstır
Ancak hemen ardından. orta ve uzun vadelı
borçların odenmesı ıçın sozu edılen ulkelere çok
daha sert onlemler dayatılmıştır Bu arada
odenmesı gereken borçları karşılayacak dov ızlen
depolamak ıçın bu ulkelerın ekonomık
faalıyetlennın ıhracata donuk uretımler yonunde
yoğunlaştınlması da ıhmal edılmemıştır \e bu da
son derece başarılı olmuştur Ornegın 1984-1990
donemmde Guney "den. tıcan bankalara net
fınansal kaynak transfen. 178 mılyar dolara
ulas.rnis.tir Yapısal düzeltme programlan
polıtıkalannın devreye sokulduğu 1980'den bu
yana Latın Amenka'dakı yoksul sayısı 130
rnjlyondan 1990başlannda 180mılyona
çıkmıştır \menkalar Arası Kalkinma Bankası
(B1D) Baskanı £nrique Iglesias'a gore "yapısal
düzeltme" programları. 60 ve
7
0'lı yıllarda elde
edılen ekonomık gelışmelen buyuk bolumuyle
Onca yıkım karşısında. Dunya Bankası'nın onde
gelen Afnka ekonomık sorumlusu şıı ıtırafta
bulunmuştur "Bu yapısal du/.eltme
programlannın insan maliveti açısından bu denli
yiiksek olabileceğini. ekonomik ka/ancın da bu
denli yavaş gelecegini duşunemedik."
Ihracaj kaynaklarınııı aşırı tuketılmesmın ıse
doğal çevreyı olumsuz yonde etkılememesi
olanaksızdır Bu konuda Dunya Bankası ve
IMF'nın en ıvı oğrencılennden Gana'yı ornek
gostermek mumkıın Bu ulkede ormanlar yuzde
Y.apısal düzeltme programlan politikalannın
devreye sokulduğu 1980'den bu yana Latin Amerika'daki
yoksul sayısı 130 milyondan 1990 başlannda
180 milyona çıkmıştır.
sıfırlamıştır \vnca eşıtsızlıkler de vahım
bovutlara ulasmıstır Latın kıtasında nufusun en
zengın y uzde 20'sı. en yoksul y uzde 20'ye gore
20 katı daha fazla gelın sahıplenmektedır
Afrıka'da 690 milyonluk toplam nufusun 200
mılvonu yoksulluk sınınnın altında yaşamaktadır
Dun\a Bankası nın en ıyımser projeksıyonlan
Mrıka'dakı mutlak yoksullann sayılannın yuzde
50 artarak 2000 y ılında 300 milyona ulaşacağını
ortava kovmaktadır
75 oranında yok edılmıştır Buna kar^ılık. 1984-
1987 arasında yapı .şlerınde kullanılan kereste
uretımı ıkı katı artmıştır Ulke kısa bır sure sonra
kereste ıthal edecek. buyuk bır olasılıkla da 2000
yılında orman varlığına butunuyle veda edecektır
Dunya Bankası yoksullaşmanın buyuk olçude
doğal çevrenın yok edılmesınden kaynaklandığını
ıddıa ederken sorunun asil nedenını yanı
ınsanlann doğal kaynaklan aşın olçude
tuketmeye zorlandığı gerçeğını gornıezlıkten
HLSEN İN BAŞ
C
umhurbaşkanlığı
koltuğuna oturdu-
ğu 1995 yılından
bu yana Jacques
Chirac. ıç ve dış polıtıkada-
kı anı çıkışlarıyla herkesı şa-
şırtmayı surduruyor
Ama tırtına gıbı eserek gı-
nştığı polıtık eylemlerınde
basarılı olduğunu soylemek
olanaksız gorunuyor Seçım
kampanyası sırasında ışsızlı-
ğın ve toplum dışına ıtılmış
ev sız barksızlann uzenne gı-
dılmesını oncelıkler arasın-
da oncelıklı ılan etmesıne
karşın bu alanda bugune ka-
dar bır arpa boyu bıle yol
alınmadığı ortada Ozellıkle
de Basbakan Juppe'nın "re-
form" adı altında. çalışan ke-
sımın sosyal kazanımlanna
saldırarak geçen aralık ayın-
da yuz bınlerce çalı^anı so-
kaklara doktuğu anımsandı-
ğında, bu alanda daha da ge-
nye gıdıldığı soylenebılır
Fransa Cumhurba>kanı'nın
ters tepen polıtıkalan salt ça-
lışma alanını kapsamıyor
Baskanlığının daha ılk gun-
lerınde François Mitter-
rand'ın Fransa'ya tum dun-
yada prestıj sağlayan antı-
nukleer barısçı polıtıkasını
terk ederek çevre ulkelerının
yoğun protestolarına karsın
nukleer denemelen yenıden
başlatması ve ınatla surdur-
mesı. Fransa'nın protestocu
Pasıfık ve Asya ulkelenyle
çok yonlu ılışkılennı zedele-
mekten ote ışe yaramamıştır
Cumhurbaşkanı Chirac. çok
geçmeden anı bır donusle bu
kez denemelen durdurmus.
bununla da yetınmeyerek
nukleer denemelenn tum
'BonpourUorient!'
dunyada yasaklanmasını on-
goren anla^manın tezelden
ımzalanmasının yılmaz ta-
kıpçısı olmuştur
DeGaulle'denbuyana -\t-
lantık Antlaşması'nın askerı
kanadının dışında kalan ııl-
keyı NATO'ya taşınıak \\-
rupa Bırlığı perspektıtınde
ulusal orduyu dağıtarak ven-
ne "paralı" bırordu kurmak
Maastrıtcht Antlaşması nın
dayattığı en sert onlemlerı
bu arada ulusal ıktıdarlan da-
ha buyuk oranda finans guç-
Dunva'nın kımı antı demok-
ratık rejımlenyleılışkılerko-
nusunda ortaya attığı goruş-
ler ve bu konuda ızlenmesı-
nı onerdığı polıtıkalar. kanı-
mızca, otekılere tuy dıkıyor
Le Monde'un da değındığı
gıbı, "3. DCın>a"nın ırılı
ufaklı despot rejımlen bun-
dan boyle halklarına ve bı-
reylerıne daha rahat ve kor-
kusuzca zulmedebılecekler
Zıra Cumhurbaşkanı Chı-
rac'a gore "Batu artık insan
haklarının ev renselliğinden
görii \e özgürlük gibi e>Ten-
sel değerlere sadakatimiz,
bunlann. karşüıklı kültiir ve
geleneklerimiz açısından
farklı ifade edilebileceğini ka-
bul etmekten alıkov mamalı-
dır."
Bunun Turkçesı şudur
Bız. Avrupa ve Batı dunyası
olarak "ticaretimize" baka-
nz Bazı rejımler halklarına
ve bıreylenne zulum edıyor.
insan haklannı sistematık
olarak ayaklar altına alıyor,
adalet. hoşgoru ve ozgurluk
• '3. Dünya'nm irili ufaklı despot rejimleri, bundan böyle
halklarına ve bireylerine daha rahat ve korkusuzca
zulmedebilecekler. Zira Cumhurbaşkanı Chirac'a göre, 'Batı,
artık insan haklannın evrenselliğinden vazgeçmeye'
hazırlanmaktadır.
lerının denetımıne sokmasın-
dan endışe edılen "tek pa-
ra"ya geçılmesınde Alnıan-
ya ıle bırlıkte çaba goster-
mek. bır y andan ulkesınde ış-
çı haklarına saldırılara goz
y umarken obur y andan gemı
azıya almış kureselleşmeyı
bır mıktar ~sosyal"le bıraz
frenlemeyıamaçlayan nevar
kı 7 zengınlertarafından pek
cıddıye alınmayan bır 3 yol
onermek. Fransız Cumhur-
başkanı'nın "başarısı/lıkla"
sonuçlanan "çeliskili politi-
kalan" arasında
\ma Cumhurbaşkanı Jac-
ques Chırac'ın Lubnan ve
Mısır ırezılerı sırasında ^
\azgeçme>e" hazırlanmakta-
dır Gerçekten de Jacques
Chırac. geçen 8 nısanda Ka-
hıre Unıversıtesı'ndeyaptığı
konuşmada "Fransave A\ru-
pa"nın Afrıka Çındahıldo-
ğu Asy a v e Arap duny ası yo-
nunde varlığını arttırması ge-
reğını sav unurken "sözü edi-
len bolgelerdeki ulkelerın ve
o ulkelerdeki despot rejimle-
rin" insan haklan ve demok-
rası konusunda kadım "Bon
pour L'orient" (Doğu ıçın ge-
çerlı) kuçuk duşurucu anlayı-
şını yenıden gundeme getır-
mış gorunmektedır Sayın
C hırac bu konuda ay nen şoy-
le demektedır "Adalet, hoş-
gıbı evrensel değerlen hıçe
sayıyorlarsa bu sozu edılen
ulkeîenn "'kültiirleri" ve "ge-
leneklerT ıcabıdır
Kısaca. bundan boyle
Fransa ve Batı'nın despot re-
jımlerle ıçlı dışlı ılışkılennın
gelıştınlmesınde insan hak-
lan. demokrası gıbı endışeler
ayak bağı olmaktan çıkacak-
tır
Cumhurbaşkanı Chirac
yonetımındekı Fransa'nın
ekonomık açıdan "zor du-
rumda" olduğu kımsenın
saklısıdeğıl Ihracat çoktan-
dır alarm sınyallen verıyor
Dunya. sılah ıhracatında on
sıralarda yer alan Fransız sı-
lah sanayıı ardında bınlerce
ışsız bırakarak çokmek uze-
re Bu yuzden Fransız vone-
tımı. demokrası v e insan hak-
lanna aldırmadaıı "satmak"
zorunda Bunu bır olçude an-
lamak mumkun Aslında Ba-
tı'nın demokrası ve insan
haklan havarısı ulkelerının
sımdıye değın yaptıkları
bundan farklı değıldı Ancak
kureselleşmenın telsefesıne
uvgun olarak da olsa. "insan
haklan >edemokrasi"ve "ti-
eareti" veglemek hele hele
bunu. duşkınklığı yaratan bır
mantık saptırnıasiy la tum
dunyaya dayatmaya kalkış-
mak. kanımızca. hoşgormle
kar^ılanması olanaksız bır
davranıştır Insanlığınevren-
sel değerlerını vok sav an. alı-
laka ^a^ı bakan. emekçılenn
bosyal bunalımlarına butu-
nuyle duyarsız kureselleşen
finans ımparatorluğunda. ev-
rensel değeıler sovu tuken-
mekte olan kavramlardır
Fransa Cumhurbaska-
nı'nın. insan haklan demok-
rası. despot rejımler \ e bu re-
jımlerle tıcaret konusunda
getırdığı yenı yorum. ku^ku-
suz savunduğu ultra lıberal
kureselle^me felsetesine go-
ıe "ekonomik olarak duriıst-
tur".Amaahlakı açındandu-
rust olduğunu ılen surmek
kımse ıçın kolay değıldır
Butun bu çelışkılı çıkışlar
şımdıye değın Chırac-Juppe
yonetımının Fransız kamu-
oyundakı ımaıını karartmak-
tan ote ışe yaramamıştır ^
Dunva ıılkelerıne "ikinci SH
nıf" bır vaşaın tar/mı reva
goren son talıhsız çıkışının
ıse Sayın Chirac ın ulus-
lararası ımaıını da bır havlı
karartacağından kuşku yok
gelmektedır Doğu Asya nın çok sayıda ulkesınde
gorulen ekonomık başanlar. yukarıda sergılenen
tabloyla çelışmektedır Bunu bır olçude, Asya-
Pasıfık bolgesının buyuk ekonomılerının 8O'lı
vıllarda Latın Amenka ve Afrıka'dakı yabancı
sermaye gınşlennde gorulen duşuş turunden bır
olayla karşılaşmamalarıyla ızah etmek olasıdır
Tam tersıne. bu bolgeye 1985-1990 arasında 40
mılyar dolar duzey ınde Japon sermayesi gırmıştır
Bunun onde gelen nedenını. 1985'te Plaza
Anlaşması'nın ardından yenın. Amerıkan
Dolan'na karşı değer kazanmasıyla ucuz emek
peşınde bazı uretım unıtelerının bolge ulkelenne
taşınması oluşturmaktadır Tayland \atmm
Konseyı'ne gore sadece 1987 yılında gerçekleşen
Japon yatınmlan ulkeye yırmı yıldan bu yana
yapılan yatınmlara eşıttır
Bu mıktardakı bır sermaye gınşının ıse gelışmeyı
hızlandırması doğaldır Bır başka neden Yapısal
duzeltme Asya'nın her ulkesınde aynı sertlıkle
esmemıştır Malezya ve Tayvan bu tur
programlan hıç uygulamamışlardır Kore.
Tayland ya da Endonezya ıse sozu edılen
programlan "tam olarak" uygulamaktan
kaçınmışlardır Kore bugun de bır tıcaret kalesı
olma ozellığını surdurmektedır Korumacı bır
ekonomıye sahıp bulunan Tayland. 80"lı yıllann
ıkıncı yansında sanayı ıthalatına karşı ıkame
polıtıkalan uygulamış ve buyume hızı o
tarıhlerde ıkı hanelı rakama ulasmıstır
Merdıvenın alt basamaklannda yer alan Fılıpınler
ıse 1980'den gunumuze kadaron beş ıstıkrar ve
duzeltme programına maruz kalmıştır Tayland ve
Kore. bu ıkı Asya ulkesı. serbest pazann temel
dıreklennden bırı olan yapısal duzeltme
programlanna butunuyle ters duşen ekonomık
stratejıler benımsemışlerdır Zıra. devletın
ekonomının planlanmasında. gelıştırılecek
sanayılenn seçımınde ya da subvansıyonlar
yoluyla desteklenmesınde rol oynaması
zorunludur Evcıl pazar. yerel sanayı uretımıne
bırakılmıştır İthalat ve yatınmlara cıddı
kisitlamalar getırılmıştır Kısaca bu ulkelerde
elde edılen yuksek buyume oranı, IMF ve Dunya
Bankası'nın yapısal duzeltme programlan
modasından değıl. bu programlara ınatçı
dırenışlerden kaynaklanmaktadır Bu açık
duruma karşın, Bretton V\oods'un kuruluşlan.
felaketten başka sonuç vermeyen polıtıkalannda
dırenmektedırler Gerçekte ıse yapısal
duzeltmelerın asıl amacı. gelışmekte olan
ulkelerın "gelişmelerini" kolay laştırmak değıl, bu
ulkelerın 1950den I980'e uzanan otuzyıl
boyunca (otuz zafer yılı) elde ettıklen ekonomık
ılerlemeyı durdurmaya yonelıktır "Otuzzafer
yılı" dıye anılan bu donem 3 Dunya ulkelen ıçın
yuksek buyume hızına kavuşulduğu, ulusal
kurtuluş savaşlannın başarıya ulaştığı ve
bırlıktelığın dayattığı. kuresel zengınlığın daha
eşıtlıkçı dağılımını guven altına alan yenı bır
uluslararası ekonomık duzen gereksınımını
ortaya koyan bır donem olmuştur O «nralarda
devlet ve kamu sektoru belırleyıcı role sahıp
bulunııyorlardı Kımı zaman gelışmenın motoru
dev let sektorudur Kımı zaman da dev let, yabancı
sermaye ıle boy olçuşmek ısteyen ozel
kuruluşlara eleştırel destek sağlamaktadır
Bağımsızlıklarına kavu^an Guney toplumlannın
çoğunda toprak. doğal kavnaklar ve kuruluşlar
ozel mulkıyettır Tıcaret de buyuk çoğunlukla
pazar ekonomisi ıçınde yer almaktadır Bununla
bırlıkte hukumetlenn mudahalesı yaygın bır
olgudur Oyle kı hukumetler ekonomının stratejık
değişimlennı ustlenırler Taraflı yorumlarııı
savlannın aksıne devlet. ozel kuruluşlann rolunu
gaspetmemekte, aksıne. onların sanayı alanındakı
vetersızlıklennı karşılamaktadır Dış borçlann
nedenlerıyle ılgılı bır kıtabın yazarına gore,
"dev let kendisini. ozel kuruluşlann yetkili vekili
olarak gormektedir". Dev let yerleşık çıkarlarla
rekabet yapmadan modernızasyona gıdebılmekte.
dahası. ulkeyı yabancı ış çevrelerıne teslım
etmeden. bu çıkarları koruyabılmektedır
Sosuçta 3 Dunya'nın seçkınlerı. ıkı rolu bırden
oynuyorlardı Aşağı katmanların hak arama
eylemlennden duydukları korkuyla antı-komunıst
kampanyalarda \\ashıngton ıle ışbırlığı
ıçındeydıler Ama. ekonomıdekı hâkımıyetlennın
arttırılması yonunde çaba harcayıp ortaya çıkan
anı payı sahıplenırken gıderek çok daha cesur
adımlar atıyorlardı
Iş çevreleri gelişmelerden tedirgin
Amerıkan ış çevrelennın. 3 Dunva ulkelen.
ozellıkle de kendılenne yakın olan pazarlardakı
bu gelişmelerden tedirgin olması kaçınılmazdı
Brezılva'da yabancı şırketler sanayı mallan
uretımındekı cıronun yansının sahıbıydıler
Ama asker-burokrat rejımı. ulusal guvenlık
bahanesıyle stratepk haberleşme sektorunu yerel
sanavı kapsamına almayı kararlaştıracaktı.
Bu sektoru elınde tutan IMB'ın sert
tepkılenyle karşılaştı Aynı yonde gelışmeler
Meksıka'da gozlendı Reagan yonetımı. ıktıdara
gelınce ılk ış olarak 3 Dunya ulkelennın dıze
getınlmesını ele alacaktı Onde gelen hedef ıse
dev let tarafından desteklenen kapıtalızmdı
Ustelık Guney'e karşı gelıştınlen program,
tyashıngton'un yenı yonetımının neolıberal
ıdeolojıyı benımsemesiyle de aynı zamana
rastlıyordu Boylece. yenı yonetım.
araç olarak IMF ve Dunya Bankası turu yapısal
duzeltme programlannı seçerek ışe koyuldu
Borç krızı 1982'de patlak verdı Bu ıse
Amenka'ya Guney tehdıdını onlemenın
yanı sıra ulkenın fınansal çıkarlannı koruma
olanağı da sağlayacaktı Gelışmekte oian
ulkeîenn zayıf duruma duşmesı sonucunda. bu
ulkelerın değışım ısteklenne yardımcı olmaya
çalışan uluslararası kuruluşlar da bırer ıkışer
etkılerını kaybetme surecıne gırmışlerdır
Taratsızlar hareketı. BM Tıcaret ve Kalkınma
Konferansı (C NUDED) 77'ler grubu (kı bu grup
C NUDED ıçınde 3 Dunya ulkelerının çıkarlannı
savunuyordu). sılınıp yok olma surecıne gıren
uluslararası kuruluşlardan sadece bırkaçı Guney
halkları 50 ve 60 lı yıllarda bağımsızlıkların
şafağında geleceğe guvenle bakıyorlardı
Dunya nufusunun-yuzde 80"ını oluşturmalarına
karşın bugun 21 yuzvılın eşığınde. yenı
ekonomık duzenın dayatmasıyla, ıkıncı sınıf bır
statuvu kabullenmek zorunda bırakılıyorlar
*\Valden Bello- Eskı San Fıancısco Guicı \e
Gelı^me Emuiıtsu (Foocl Fırst) Başhanı Shea
Cıınnıngham'la hıılıkte Darkiıcton TheLS
Stı ııc tııtal Adjııstmeni and Global Po\\ern aclh
kııabın \a:arı Pluto Pıess Londra 1994
Mcınıeıe de \<nı s 28
ANKARA... ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Baypamdan îzlenimlen
Gun boyunca TV ekranında ızledım bayram olayları-
nı! Kutlamalar, konuşmalar, şenhkler, çocuklar, buyuk-
ler yabancılar, Turkler Akşamustu de Başkan Musta-
fa Kalemli ve eşının çağrısına katıldım Meclıs toren sa-
lonunda Cumhurbaşkanı Sayın Demirel ıle bırlıkte gır-
dıkkapıdan. Çok kalabalık değıl Cumhurbaşkanı, Baş-
bakan ve kımı bakanlar yalnız gelmışler Kımı partı baş-
kanları da hıç gelmemış1
Geçmış yıllan anımsadım ıster
ıstemez Protokolde boşluk olmazdı hıç Sayın Kalemli
ve eşını selamladım once Betül Kalemli yenı konumun-
dan mutlu gcrunuyor Başkan eşı olarak neler yaptığını
anlattı bana Sosyal çalışmalardan hoşlanır her zaman.
Ben de ondan hoşlanırım Once guzel şapkalan. sonra
hayvanseverlığı nedenıyle, DYP (zmır Mılletvekılı Gen-
cay Gürün de katıldı, kedılerden soz ettık bır aralık Ben
Cumhurbaşkanı'nı selamlamak ıçın ayrıldım soyleşıden
Çevresı çok kalabalık, ancak elını sıktım, çocuklara ses-
lenışınden etkılendığımı soylemekle yetındım Oysa bır
konuda eleştınmı belırtmek ıstıyordum O konu, CSO sa-
lonunda Dede Efendı konserı verılmesı. Cumhurbaşka-
nı Demırel'ın de eşıyle bırlıkte konsere gıtmesı O salon,
cumhurbaşkanının adını taşıyor ve bır Dede Efendi kon-
sen ılk kez gerçekleşıyor Vaktıyle 1970 lerde, 12 Mart
donemmde yaşanan olayı başkentlıler anımsar sanırım
Kultur Bakanı Talat Halman ın gırışımı, buyuk tepkı gor-
du sanatçılardan ve polıtıkacılardan Once Ismet fiıö-
nü'den Itrı ya da Dede Efendı adına bır konser de du-
zenlenır kuşkusuz, ama CSO salonunda degjl, o kapı bır
kez açılırsa sonu gelmez, olaylar yozlaşabılır Orneğın ek-
ran şarkıcıları da konser verebıhr'
Benım tanıdığım Demirel, bu tur konulara ozen gos-
terır Son davranışı yırmı yıl once gosterılen tepkının de
gerıledığını gosterıyor bence CSO'nun sımgeledığı ger-
çeklen gormezhkten gelenler ınadına umursamayanlar
agır basıyor bellı konularda Atatürk un muzık devnmı-
nı, operayı, tıyatroyu, baleyı yadsımak çabaları var, ama
boşuna çaba Işte başkent muzık festıvalındekı coşku-
lu kalabalık, ışte CSO konserlennde yukselen alkışlar, ış-
te Bılkent konserlerıne gosterılen ılgı Işte Suna Kan'ın
Adana konserı îzlenimlen Geçen cuma akşamı da cu-
martesı sabahı da ağzına kadar dolu salon Adana da
doğan sanatçıyı sevgıyle kucaklıyor Çukurovalılar Ada-
na Fılarmonı Derneğı çokseslı klasık Batı muzığı sevaı-
sını yaygınlaştırmak ıçın olağanustu çaba gosterıyor II-
gınızı çektı mı acaba, Meclıs salonları ve kondorları da
çağdaş Turk bestecılerının yapıtlarıyla çınlıyor bır sure-
dır Guzel bır olay, kımı mılletvekıllerının kulakları alışır bel-
kıi
Toren salonunda Basbakan Mesut Yılmaz ı da se-
lamladım bır aralık, yanında yabancı elçıler var, konuş-
mak olanağı yok Oysa ona da bır tepkımı belırtmek ıs-
tıyorum Çocuk ve Egemenlık Bayramı oncesınde bır
açıklaması çok duşundurucu Aslında kara mızah turu
bır olay "Çevre mevre sorunlannı bırakıp termık sant-
rallan açmaktan" soz edıyor Sayın Yılmaz Yoksa karan-
lık basacak, enerjı sorunu tehlıkelı boyutlara varıyor gı-
derek Devlet adamları da santrallar kurmaktan soz edı-
yor yenıden Yıllarca once on beş gazetecı Kanada'ya
gıdışımızı anımsıyorum Kanada hukumetı çağırıyor asıl
amaç nukleer santral ıçın kamuyu oluşturmak Ama yan-
lış hesap Ottovva'dan dondu' Bu tur bır olayı da Isveç'te
yaşadım Programda yer alan nukleer santral merkezı-
nı gormeden dondum Isveç ten Şımdı yenıden gunde-
me gelıyor santrallar Onca baraj yapımını gecıktırme-
nın gerekçesı santrallar mı yoksat Duşuncesı de ters ge-
lıyor ınsana Doğayı kırletıyor çocuklarımızın soluklannı
kesıyor, geleceklennı karartıyoruz Çevre sevgısı çev-
reyı koruma, çevre bılıncı, çevre eğıtımı, Çevre Bakan-
lığı, toplantılar, uluslararası anlaşmalarla ustlendığımız
gorevler, sorumluluklar. yuruyuşler protesto mıtınglerı
derken termık santrallar yenıden gelıyor gundeme
1
Çev-
re değıl, mevre ağır basıyor
1
Belkı sevınenler de olabılır,
çıkarları okşanabılır, ama bu tur bır tasarı mutsuzluk ve-
nyor ınsana Çevre mı, karanlık mı, enerjı mı, soğuk mu
dıye bır seçım de haylı ters doğrusu Çağdaş yaşamda
yer yok bu tur seçımlere Tum sorunlann oncelığı var
Toplumdakı tum beklentılere, gereksınımlere yanıt veren
polıtıkalar uretmek gerekıyor
Acı, ama gerçek, ANAYOL hukumetı polıtıka uretmek-
ten haylı uzak gorunuyor şımdılık Laf uretılıyor bunalım
uretılıyor ancak Başkan Kalemli'nın duzenledığı resmı
kabulde de gozledım uzuntuyle Geleceğe umutla, ka-
rarlılıkla bakmıyor mılletvekıllerı Yerlerıne oturmamış gı-
bı tedırgınlık ıçındeler TV de ızledınız mı butçe goruş-
melennı'' Kaç butçe bır arada onaylanıyor, yıne de sıra-
lar boş
1
Kımı korıdorda kımı Meclıs, kımı Ankara dışın-
da Neden oturumlara katılmıyorlar acaba
9
Çok mu yor-
gunlar? Kımı zaman karar veremıyorum Meclıs oturum-
larının TV'den yayımlanması olumlu mu olumsuz mu
9
Bellı sahnelerı seyretmek halkımıza, bu sayın mılletve-
kıllerını seçenlere neler duşunduruyor acaba
9
Onerge-
lerı. sataşmalan kavgaları kufurlerıyle beklentılere hay-
lı ters duşuyorlar Toplumdakı bırıkımın gensınde kalıyor-
lar Ama koşullar ne olursa olsun ınançları doğrultusun-
da konuşanlar, demokratık savaştakı gorevını başarma-
ya çalışanlar da var Onları da ızlıyor mılyonlar Boşluk-
ları, tutarsızlıklan da saptıyorlar Eskı yapıyı surdurerek
tıkanıkhğın açılmayacağını da anlıyorlar kuşkusuz Yenı
yapılanmalardan soz ederek eskıde dırenenlerı de da-
ha tyı tanıyorlar Bu tanı çok onemlı bence Yapısal de-
ğışım bu tanıyla gerçekleşecek
Oncekı gun gazetemızın ılk sayfasında yayımlanan
fotoğrafları gordunuz mu9
Uğur Günyiız yansıtıyor go-
zumuze yureğımıze Buyuklere seslenıyor çocuklar,
"Hıç oyun oynamıyoruz'' dıyorlar Barışın ne olduğunu
bılmemekten yakınıyorlar Yanda da Kaan Sağanak'ın
fotoğrafı var, şerıatçı bır protestoyu saptıyor Çocuk ve
Egemenlık Bayramı nda çekılıyor bu fotoğraflar
Gelecek bayramlarda daha guzel, aydınlık fotoğraflar
gormek umuduyla
BULMACA SEO\T\AŞAYİ\
6 7 8
SOLD\\S\Ğ\:
1/ Amerıka kıtasi- -ı
nın en buyuk dun-
yanın ıse ıkıncı bu- 2
yukgolu 2/Lçkı- „
şıyle oynanan bır "
kâğıt oyunu Ge- 4
nellıkle yakmak
ıçın kullanılan ırı
saman 3/ "—'yı
attım denıze Bır
u^uşuverdı balık-
lar Denızı gor-
dum" (Orhan Ve-
lı) Bır haber
a|ansının sımgesı
4/ Olumsuzluk belırten bır
onek Fılıkalann vedığer 1
kuçuk teknelenndıbınebı- 2
rıken sulan boşaltmak ıçın
karınava açılmış delık 5/
Lstu kapalı olarak anlat- 4
ma 6/ManavgatÇayı uze- 5
rındekı baraı 7/ Eskı dılde g
yuz çehre Sığırın od ke-
sesınden çıkan ve sarılıgı '
ıvı ertığıne ınanılan ta^ 8/ 8
Eskı zamanla ılgılı Vah- 9
vaKemal'ın heceolçusuv-
İe yazdığı tek >urı 9/ Kars yakınlarındakı unlu antık kent
Eskı Turklerın ınanış_ında denız tanrıçası
\ UKARIDAN \Ş\GIV \:
1/ Bır gostennın sportıf ya da kültürel bır yarışmanın gı-
derlerınm tumunu vadabırbolumunukarşılayan kışı yada
kuruluş 2/ tzmır'ın bır ılçesı C ın'ın para bırınıı 3/\assi,
basık llaç Boru sesı 4/Eskı dılde fııller Futuvvetşev-
hı 5/Radvunıun sımgesı Guney Amerıka'da vaşavan ve
yunudokumacılıkta kullanılan bır havvan 6/Tuzağa duşu-
rulen şey Lzak II Yumurta bıçımlı ve sekızdelıklı bırtur
flut 8/Bırnota trı yarı guçlu ku\\etlı \e erkeksı kadın
9/ Asker İrı tanelı bezelve