25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 3 . NİSAN1996SALI CUMHURİYET SAYFA KENT-YAŞAM HABITAT- II1E DOGRU... OKTAY EKİNCİ 9 İ R L E Ş M I Ş M İ L L E T L E R M S A I k •ERLESIMLER, KONFERANSI HABITATII KENT ZİRVESİ İS7A04&UL 3 - 14 HAZIMS 1996 "Ş/md/ Zıare/fete geçmezsek, uygariığın kaynağı olan kentlerimizuygarlığıyok eöebik" ISAAC ASIMOV Bu sayfada yer almasını istediğiniz duyuru ve katkılarınız için faks: (O 212) 513 85 95 Hükümet ve siyasi partiler, kentleşme konusunda 'yeni politikalar' oluşturmalı HABITAT soramhıhığııTürkiye, 20. yüzyılda izlenen ulu- sal ve uluslararası kentleşme poli- tikalan konusunda HABITAT-II zir- vesine hangi görüşleri taşıyacak? Bu sorunun yanıtı için hiç kuşku- suz Ulusal Raporve Eylem Planı'na bakmak gerekiyor. l .5 yıl süren "ka- ObiKi" birçalışmadan sonra, bugün- lerde cumhurbaşkanlıgı ve hükü- rnet yetkililerinin "inceleme ve ona- yına"sunulan taslak melin, "onay- dan sonra" resmi bir "devlet rapo- ru" niteligi taşıyarak HABITAT'a sunulacak. Türkiye'nin bugün yaşa- dığı kentleşme sorunlannı yaratan kalkınma ve imarpolitikalannı ger- çekrten "gözden geçirmeye" niyeti olup olmadığı da yine bu raporun **onaylı ve son şekline bakılarak" anlaşılacak. BirleşmişMilletler"inyerindebir tutumuyla. HABITAT-II zirvesinde 21. yüzyıla ışık tutacak görüşlerin ağırîıklı olarak "shil toplunı kuru- luşları" (STK'ler) tarafından üre- tilmesine önem venliyor. Bu neden- le konferans siiresince 15 gün devam etmesi planlanan STK. Fonunu kent- lerin ve insanlığın esenliği için "hû- kümetlerin siyasal beklentilerinden annmış" yeni politika önerileri açı- sından en umut verici tartışma or- tamı olarak kabul ediliyor. Ne var ki yine bu sivil toplum ku- ruluşlannın HABITAT hedefleri ara- sındaki "Yapabilir küınmalan" he- men bugünden yanna gerçekleşeme- yeceğinden. dogrudan "hükümetle- re düşen sorumluluklar" da tüm agırlıgını ve önemıni koruyor. Ni- tekim aynı nedenle STK. Foru- mu'ndançıkacak görüşlerin "resnıi konferansa"da taşınması, yant dev- let ve hükümet temsilcilerinin bu görüşleri kendi politikalanna bir "esin kaynağı" olarak degerlendir- meleri, dünya kent zirvesinin çalış- ma programında özellikJe yer alıyor. HABITAT-II, işte böylesine bir "iki- lisorumluluğu"gündeme getirirken. STK'ler kesiminde vükselen canlı- HABITAT FORUMU Bölgeler arası dengesiz kalkınma nedeniyie "iş \t- aş için" patiamasına yol açtılar. Türkiye bu gizli işsizliğin yarattığı sorunlan çözme konusunda yeni çözümler üretmek zorunda. ılıgın lık ve duyarlılık. hükümet ya da si- yasal partiler cephesinde hâlâ göz- İenemiyor. Oysa özellikle ev sahibi konu- mundaki bir ülkeyi temsil eden res- mi karar çevrelerinin. konferansın teknik ve mekânsal organizasyonu dışında, "kuramsal ve politik yönü- ne" de hazırlanmalan ve topluma gö- rüşlerini açıklamalan önem kazanı- yor. Hükümet ve siyasal partiler bu konuda şiındiye dek "suskun" ka!- mış olsalar daÜlusal Komite ve Da- nışma Kurulu'nca önerilerine ko- nulan "L'lusal Rapor ve Eylem Pla- nıTaslağT bu suskunluğu bozacak- tır. Başlangıçtaenazından ilgili dev- let bürokrasisi ve bazı siyasal danış- manlar arasındu ortaya çıkabilecek görüş aynlıkları ve tartışmalar. ts- ter istemez bakanlara. başbakana \ e parti liderlerine de yansıyacak. böy- lece resmi ve siyasal kesinı. kendi- lerini yoğun bir HABITAT ortamı içinde bulacaklardır. Bu ortam içersinde. elbette ki ön- celikJe Türkiye"de izlenen imar. kent- leşme. çevre. kültür ve kalkınma poluıkalannı. ülkeyi sorunlarla baş başa bırakan yanlışlanndan tenıiz- lemek konusunda. yine ülkeyi yö- netenlenn 'ne düşündükleri ve ne- yi önerdikleri" de HABITAT süre- cinde en çok merak edilen konu ola- rak gündeme gelecektir. »TBMÎVrde tartışümair ~ İşte böylesi bir aşamada ve kon- feransa artık çok az bir zaınan kala bizim önerimiz. HABITAT günde- mindeki konuların artık bir an ön- ce TBMM'de de tartışılmasıdır. Naklen yapılacak canlı TV ve radyoyayınlarıylahalkaaçık birya da birkaç oturum halinde "ülkepar- lamentosunda" yapılacak tartışma ve değerlendirmeler. yine HABI- TAT giindemindeki sorunlardan "resmensorumlu" olan siyasal kad- rolann bu sorunlann çözümü ko- nusundaki görüşlerini topluma da sunmaolanağını verecektir. Aynca yine bu görüşlerin ülkedeki kent- leşme süreçlerini bundan böyle "ya- şanabilir kılmaya" yeterli olup ol- madığı da yine "toplumun tanıklı- ğı~ altında en geniş demokratik tar- tışma ortamıyla gün ışığına çıkmış olacaktır. Elbette. HABITAT sayesinde Tür- kiye'nin kentleşme ve kalkınma po- litikalannı yüreklice gözden geçir- mek ve yıllardır körüklenen göçe dayalı kentleşmenin rant ve yag- mayla beslenen yıkicı imar düze- ninden bu ülkeye artık gerçekten kurtarmak ıstenivorsa... TARTIŞILACAK ÇOK SORLN VAR Türkiye artık politikasını belirlemeliHABITAT-II Konferansı ve Türkiye'nin bu konferansla gündeme gelen sorunlar üze- rindeki yaklaşımlan, TBMM'- nin özeî gündemli bir toplan- nsında ele alınabilirse tartışıl- ması ve "gözden geçirilmesi" gereken politıkalarda öncelik- le şu konular önem kazana- cak'. 1 - Dengesizkalkınmavegöç: Türkiye'de 1950 sonrasında başlayan •'kente göç" olgusu. "bölgeler arası dengesiz kal- kmmanın" bir ürünü. Çünkü 1923"ten 1946'lara dek süren ve "yurdun her köşesine fab- rika" ilkesiyle yer seçımleri yapılan sanayi yatırımları. 1950'lerden sonraki "libera- lizm" sürecinde hep belli böl- gelerde yoğunlaştı. Türkiye. bu politikayı artık gözden ge- çirecek mi? 2- Planlama verine yağma- lama: Türkiye. 1950'den son- ra •"planlamayı da reddeden" bir sürece girdi. Planlamanın toplum ve ülke yaranna geti- receği önlemleri "kişisel ya- rarlar" önünde engel olarak gören çevreler. "yatınm öz- güriüğü" adına yine aynı dö- nemlenn ünlü sloganı "plan değiLpilav istiyoruz'"söy lemi- ni politikaya da egemen kıldı- lar.Türkiye. bubilim dışı tutu- munu terk edecek mi? 3- Kentsel künliğin düşma- nı yap-satçıük: 1950'lerde li- beral sıyasetçilerin topluma sunduklan bir başka söylem de "her mahallede bir niilyo- ner yetiştireceğiz'' şeklindey- di. Bu slogan. yine her mahal- lede "eski evlerin yıkıhp apart- mana dönüştürülerek sahip- lerinin ve nıüteahhrrterin imar müyoneri yapılmasr anlamı- na geliyordu. Kentlerimizde- ki târihsel dokunun hızla yok olmasına ve sivil mimari kim- liğınyitirilerek "kültürelbiryt- tamın"gerçekleşmesine neden olan bu "yık-yap-sat" düzenı hâlâ sürüyor. Türkiye artık kentlenndeki tanhsel dokula- nn hiç değilse "son ömekJeri- ne r sahip çıkacak mı? 4- Demiryolu uygarlığı yeri- ne vahşi karayoİu: Türkiye. 1923'ten 1945'İere kadar. cum- huriyetöncesindeki demiryo- lu uzunlugunu "iki katına" çı- kardı ve yurdun dört bir yanı- nı "demir ağlaıia örmenin" coşkusunu yaşadı. Ne var ki bu çağdaş ulaşım sistemı, yine 1950'lerden sonra terk edile- rek yenni "karasevda" dere- cesine \ aran bir "karayolu aş- kına" bıraktı. Günümüzde de bu sevda, 1980 sonrasının oto- yol politikasıyla artarak sürü- yor. Türkiye. çevre ve toplum dostu demiryoluna "komü- nist" diyen anlayışın tutsağı olmaktan artık kurtulacak mı? 5- İmaraflannın armağanı: "Kaçak kentieşme": 20. yüz- yılın ikinci yansına damgası- nı vuran köyden kente göç. önce gecekondulaşmayı, son- ra da "imar aflannı" Türki- ye'nin gündemine getirdi. 1970'lere kadar hep "yapüan- lan bağışlamak, yapılacaklan jıkmak" sözü> le ilan edilen imaraflan. 1980'den sonra ni- telik degiştirdi. Özellikle imar ıslah planlan ve tapu tahsisi uygulamasıyla. gecekondu ar- tık konut değil: "imar hakkı sağlayan yatmm aracı" haline dönüştü... Türkiye şimdi bu ödünlenn. hatta "imar ödül- lerinin" sıkıntısını. "kaçak kentleşme" ile yaşıyor. Bütün binalan kaçak olan yerleşme- ler "betediye". hatta "Uçe" ya- pıhyor. Gstelık bu yasadışı kent parçalan. örnegin Istanbul'da suhavzalannı \eormanları iş- gal ederek metropoliten ölçek- te "HABITATkaffiamına" yol açıyor. Parlamento, bu kor- kunç gidiş için artık ne düşü- nüvor?.. Düma Çevre Günü'nde İstanbul Boğazı ve petrol tankerterinin geçiş sorunu tartışılacak. Boğaziçi HABITAT gündeminde Her yıl 5 Haziran'da kutlanan "Dün- ya Çevre Günü", aslında Bırleşmiş Milletler'in aynı konudaki bir başka dünya konferansının yıldönümü. M4Haziı-an 1972'de Stockholm'de düzenlenen BM Dünya Çe\re ve Kal- kınma Konferansı. yaşanılır bir çe\Te- nin de "temel insan hakkı" olduğunu ilan etti. Bu hakkm güvenceye alınma- sı için de doğal ve kültürel degerlerin korunması temeline dayalı bir "sürdü- rülebilir" gelişme ka\Tamının ulusal ve uluslararası politikalara kazandınl- ması kampanyasını başlattı... Insanlık. işte bu tanhsel kararlan sü- rekli izlemek ve yaşama geçirmek üze- re. Birleşmiş Miİletler'ındesteği altın- da her yıl 5 Haziran'ı Dünya Çevre Günü olarak kutluyor. 1972'deki kon- feransın 20. yılında bu kez Rio'da dü- zenlenen "1992 Dünya Çevre Zine- si"nin ardından ise artık pek çok ülke- de 5-14 H aziran tarıhleri. "Çe\ re Haf- tası" şeklinde yogun etkinliklerle ya- şanıyor. Bırleşmiş Mılletler. 1996nın Dün- ya Çevre Günü kutlaması ve törenle- rinin de HABITAT II konferansı süre- cinde "İstanbuPda yapılmasına" 1 karar \erdi. BM sekreteryasınca kesinleşti- rılen programa göre büyük kutlama. 9 Haziran 1996 günü gerçekleştirilecek. BM Çevre Programrna ait "Global 500 Dünya Çevre Ödülü"töreninin de yapılacagı kutlamalara. BM Genel Sek- reten BurrosGali nın \anı sıra. HABI- TAT sekreteri N'Dow, 150'yi aşkın ül- kenin devlet ve hükümet temsilcileri ile yine HABITAT'a katılan uluslararası kuruluşlar. sivil toplum örgütleri ve parlamenterler katılacak. Türkiye ise bu önemli kutlamaya. " Petrol tankerterinin Boğadar'da yarat- ngı çe\Tesel sorunlan ve riskleri" konu alan bir etkinlikle katılıyor. Çevre Bakanlığı'nca hazırlanan ve muttiv izyon göstenlenyle desteklene- cek olan yazılı ve görsel sunuşla. İstan- bul ve Çanakkale bogazlarının yaşadı- ğı bu "uluslararası sorun", ilk kez böylesine büvük bir uluslararası fo- rumda dünyanın eündemine getirilmiş olacak. Böylecelstanbul'daki HABI- TAT-11 zir\esi. Kafkasya ve Rusyapet- rollerınin "dünya kenti Istanbuİ'u çiğ- nemeden ve kirletmeden" Akdeniz'e ulaştırılması yönündeki özlemlerimi- zi uluslararası kamuoyuna anlatmak açısındanda "târihselbirfirsat" olarak yaşanacak... Sivil toplum örgütlerinde rahatsızlık 'HABITAT-IFde sivil kuruluşlar desteklenmeli' İstanbul Haber Servisi- H ABITAT FPyle ilgili sivil toplum örgütlerinin rolünün henüz anlaşılamadığı vurgu- landı. HABITAT'ınbirboyutununda sivil toplum kuruluşlan olduguna dik- kat çekilerek, bu kuruluşlannın des- teklenmesi, sponsor sorunlarının çö- zümlenmesi istendi. HABITAT ll'ye katılacak olan Si- vil Toplum Kuruluşlan (STK) foru- mu için oluşturulan gönüllü Ev Sabi- bi Komite(ESK) dün BİLSAK'da bu- güne kadar yapılan çahşmalan de- ğerlendiren bir toplantı yaptı. Top- lantıya STK Forum Sekreten Jan Bir- ket Smhh ve Uluslararası Kolaylaş- tincı Grup (IFG) Sekreteri Han van Putten de katıldı. STK'lerin HABI- TAT içerisindeki öneminin Tûrk ba- sını tarafından henüz tam olarak an- laşılamadığma dikkat çekikn toplan- tıda, devletın STK'lerle ortak çalıştı- önı söylemesine karşın "SivilToplum Orgütü kurutacaksa onu da ben ku- ranm" anlayışında olduğu öne sü- rüldü. STK temsilcilerinden Sinan Gökcen, dünyadaki sorunlann ülke- lertarafından çözütemediğini belirte- rek, BM'nin de bu durumun farkm- da olması nedeniyie ilk kez bir ulus- lararası zirveye STK'leri çağırdığını söyledi. Gökçen, "Arökülkeler dcğil, sivil toplumlar sorurılan haliedebilir. Örneğin savaş sadece si\ il toplum ör- gütlerinin birleşmeshle ve ortak ha- reketrvleçözülebilinir"'dedi. Gökçen şöyle konuştu: "HABITAT denince akla valnızca V'iğit Gülöksüz, Süleyman Demirel, İlhanTekeH,yada Tayyip Erdoğangel- mesin. Onlar HABITAT "ın bir boyu- ru. Diğer bir boyutu da sivil kuruluş- lardir. Shil kuruluşlannm desteklen- mesi gerekiyor. Sponsor sorunumuz var. Tüm kunıluşlann sponsorluk için girişimde buluıımalan, sh il kuruiuş- lann güç kazanması \e demokrasinin Türkiye'de bir vasanı biçimi haline gelmesi bakunııidan çok önenıtidir." IFG Genel Sekreteri Han van Put- ten ise HABITAT ll'nin Türkiye'de ya- pılmasi konusunda önemli endişele- ri bulunmasına karşın Türkiye'deki STK'lerin harekete geçmişolmalan- nın fikirlerini değiştirdigini söyledi. Türk hükümetinden büyük destek gördüklerini belirten Putten. "Ancak eleştiriterimiz de var. Örncğin otel fî- vatlanna grtirilen suni zam, oteller için ödenecek ücretlerin peşin istenme- si ve başvurtılann çok onceden >apıl- mış olmasına karşın katılımcdaruı ne- rede kalacaklannın hala l)elirtilme- mfcj olması bir çok ktşiden duyduğu- muz şikayetterdir" dedi. STK Forum Genel Sekreteri Jan Birket Smith de HABITAT Il'nin, STK'lerin görüşlerinin ve hükümet- lerin resmi görüşlerinin birleştirle- rek, "Küresel Eylem Ptawr m n oluş- turuiması açısından çok önemli ol- duğuna dikkat çekti. Sivil Toplum Kuruluşiannın toplan- tılannın 30 Mayıs- 14 Haziran'da Maçka ITÜ Taşkışlabinasında gerçek- leştirileceği belirtildi. Yeni politik yükümlülüklerProf.Dr.MEHMET ÇLBLK HABITAT-II Konferansı'nın sonuçlan- nın başansı. hükümetlerin orta> a konacak hedeflere, politikalara uymasının sağlan- masında yatmaktadır. Bu nasıl olacaktır? Hangi etkinlikle gerçekleşecektir? Konfe- ransı düzenleyenlerin beklentileri ise kon- ferans hazırlık programı içinde yatmakta- dır. Bu hazırlık: a) Dünya ölçeginde. Birleşmiş Milletler düzeyinde ve bünyesinde. b) Bölgesel düzeyde. c) Ulusal düzeyde, her ülkenin kentsel gelişmesiyle ilgili çeşitli taratlan hareke- te geçirmesı olarak üç düzeyde kararlaştı- nlmıştır. HABITAT-II ülkeler ve kentler ölçeginde ger- çekçi önlemler olabile- cek. sorunlann çözümü- nü gerektirecek. kent- sel yaşam potansiyelini zenginleştirecek yollann belirmesine olanak ve- recektir. Bu konferans bundan böyle hükümetlerin. uluslararası örgütlerin, Dünya Eylem Planı'nı tanımlamalan çerçeve- sinde diger kentsel ak- törlerle. özellikle yerel yönetimler. hükümet dı- şı örgütler. özei sektör ve çeşitli topluluklar ile or- taklar olarak ilan etme- si sagianacaktır. Dünya ölçeginde ve ulusal dü- zeyde ortaya çıkacak en önemli sonuç. kuşkusuz deklarasyon nitelik.lt dünya eylem planı ola- caktır. tyi niyetli bir bek- lentiyle de'HABITAT- II sonunda daha az pro- fesyonel. ama politik bir "İstanbul Karta- sı" yazımı da çıkmış olabilecektir. HABITAT-II konferansdüzenlenmesin- den sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Jorge NVilheim'in dedigi gibi konferansın düzenlenmesinde kentlerin gelecegi. in- sanlıgın geleceginin ilk koşulu olarak ele alınmıştır. Bu ele alışta konferansın dün- ya ölçeginde ortaya koyacagı sonuçlar ka- dar. ulusal planda hükümetlenn yaptınm saglayacakangajmanlaragirmelendeönem- senmiştir. Genel sekreter yardımcısının açıklamasına göre konferans çerçevesinde devletlerin hükümetleriyle bir eylem pla- nı hazırlaması hedeflenmiştir. Her hüküme- te. kentsel yaşamınkoşullannı ıslah etmek için gelecek tjeş yılda dikkate alacagı ön- lemleri bildirmesi. her hükümetın kendi kamuoyu önünde bu vaatlere angaje olma- sı istenmiştir. Bu çalışmalarda yakın gele- cegin düşünülmesi. eylemlerin bu yönde ve prospektif olması geregine işaret edilmiş- tir. Acaba Türkiye. hükümet düzeyinde böyle birangajmana girme koşullannı ya- ratmış mıdır? Fevkalade sıkıntılı bir poli- tik oluşum içinde böyle bir angajmanı his- setmişmidir? Tartışmışmıdır'.' Ve ulusal çer- çevede ve de siyasi kontekste ele almış mı- dır? Madem ki konferans düzenleyicilerinin ortaya koyduklan gerçek budur. O halde ül- kedeki kentli insanlann şimdiden bu vaat- len bilmesi.ögrenmesi gerekli değil midir? Acaba ulusal kotnitenin hazırladığı vezor- lu tartışmalara neden olan "Türkiye Ulu- sal Raponı ve E> lemi Planı". Cumhurbaş- kanı ve hükümet tarafından incelenip (!) ka- bul edildikten sonra resmiyet kazanacak- sa Genel Sekreter >ar- dımcısı VVilheim'in belintiği gibi. Türk hükümeti kamuoyu önünde eylem planın- da yer alan hususlar- dabeşyıllıksüre için- de gerçekleşmesine dönük kendini bağla- mış olacak mıdır? Da- ha da önemlisi. bu baglayıcılık hangi öl- çüde ve siyaset üstü bir ele alış nasıl ola- caktır? Kuşkusuz neredey- se her bir satınna iti- razlarolan yetersizli- ği ileri sürülen ulusal rapor ve eylem planı- nın bu nitelikte olup olmadığı daha uzun süre tartışılacaktır. Değil mi ki tatmin ol- mayan değişik çevre- ler. alternatif ulusal (!) raporlar üretiyor- lar. O halde bunu baş- ka türlü açıklamak olası degildir. HABITAT-I Konferansı ile birlikte somut- laşmış öneriler elde edebilmek için bazı yanşmalardüzenlenmiştir. Birleşmiş Mil- letler'in katkısıyla gerçekleştirilebilecek kentsel düzende. örnegin sürdürülebilirge- lişme bağlamında ekolojik kent hedefinde vb bir uluslararası yarışma da olabilirdi. Konferansın organizasyonunda bu husus bir eksiklik olarak görülmektedir. Ayrıca kentlerimizin yansından fazlası- nın yaşadıgı informel yaşam çevrelerinin iyileştirilmesi. yenileştirilmesıne dönük çözüm arayışı içinde bir uygulama mode- li olabilecek yarışmalar. sipariş projeler üretilmesı düşünülebilirdi. Ve Ulusal Ra- por'un koşutunda çok somut birçözüm or- taya konulabilirdi. Ama bütün bunlar için artık çok geç. Fakat Ulusal Komite. HA- BlTAT-llolayının konferansla bitmemesi- ni. bunun devamlılıgı olan bir statüye dö- nüşmesini talep etmektedir. Kimbilirbel- ki de umuttan öte bir durum olabilir. Geçen sayfamızda, Ulusal Rapor ve Eylem Planı taslağının Nisan (1996) ayının ikinci yarısında "resmileşme " siirecine gireceğini duyurmuştuk. Cumhurtnışkanhğı ve hükümet çevreleri "onay " için taslağı incelemeye başlarken sayfamızınfontm köşesine de iki şehircilik uzmunımız "uyardarıyla " konıık oluyorlar. Mimar Sinan Üniversitesi Şehircilik Bölümü Baskanı Pıvf. Dr. Mehmet Çubuk, HABITAT raporuna bağlı olarak "hükümete düşen yükümlülüklere " dikkat çekiyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Şehircilik Bölümü Baskanı Prof. Dr. Hande Sııher ise "sürdürûlebilir gelişme, konut hakkı ve kentlileşme " konuiarının üzerinde durulmasını öneriyor... Sürdürülebilirlik ve 'kentlileşme'Prof. Dr. HANDE SUHER HABITAT-II kent zirvesı.önceliklesür- dürülebilır kalkınmaanlayışı ve Çevre Du- yarlı Planlama degerlendirmesi çerçeve- sinde geliştirilmesi gerekli bir içeriğe sa- hip olmalıdır. Sürdürûlebilir gelişme. çevrenin tüke- tilmesi ve yitirilmesine önem verilmeden kullamlan bir kaynak olarak değerlendi- rilmesine karşı geliştirilen bir planlama stratejidir. Sürdürûlebilir planlama. genelde doğal çevre ve eko- nomik etkinlikler çerçeve- sinde olmak üzere. dogal kaynaklann korunması ve tüketilmemesine yönelik bir değerlendirme biçiminde al- gılanmaktadır. Oysa ki çev- renin gelecek kuşaklara. tü- ketilmeden devredilmesindc. sadece doğal kaynaklan gö- zeten bir planlama anlayışı sürdürülebilirlik anlamında yetersiz kalacaktır. Çevre. en genel anlamda dogal. insan-toplum ve ya- pılaşmış çevre öğeleri ile bir bütünlük gösterir. Bu bağlamda. çe\ renın tüketilmeden. yitirilmeden sürdürülebilir- liği. ancak tüm bu çevresel etkiler ve etki- leşimi içerecek geniş kapsamlı bir planla- ma anlayışı içinde olanakhdır. 'Konut hakkı' tartışması Doğal çevre. insan-toplum çevresi ve in- san eliyle yapılaşmış çevre öğelerinin et- kileri ve karşılıklı etkileşimlerinin en önem- li örneklerinin yer aldığı insan yerleşme- leri. kentsel yerleşmelerdir. Kentler. târih- sel gelişme sürecinde. bu çevresel etki ve etkileşimlerle bir kımlik kazanırlar. Llkemizde. sürdürûlebilir kalkınma ve gelişmeye yardınıcı olarak sürdürûlebilir çevresel ve mekânsal planlamada kent kim- Itğininsürdürülebilirliğinin korunması. kül- tür ve doğa \ arlıklarının > itirilmeden gele- cek kuşaklaraaktanlması gerekli ve zorun- ludur. Ekonomik ve bir anlamda da siya- sal ve kültürel globalleşmeye doğru hızla giderken onun getirecegi prototipleşmeye karşı kültür vedoga varlıklanmızın korun- ması ile ancak sürdüriilebilirliğin savunu- labileceğinc, ulusal raporda yer verilmeü- dir. Konut hakkı ne denli tartışma konusu ol- sa da gündeme getirilmesinde yarar vardır. ancak ülkemizde dengeli bir yerleşme po- litikasının da uygulama aracı olan iskân. sa- dece konut sağlamak degildir. İskân poli- tikası. kentsel bannma anlanlannda yer- leştirilecek nüfus için gerekli konut sağlan- ması yanı sıra. gerekli sosyal ve teknik alt- yapının da sağlanması ile çözüme uötiirü- İebilir. 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı. altyapı hizmetlerinin özel kesim veya yabancı ser- maye eliyle sağlanabilmesine olanak v ere- cek kurumsal ortamın geliştirilecegini. pro- jenin yap-işlet-devret modeli ile de yapı- labileceğini kaydetmektedir. Bu veya diğer modellerle proje elde edilmesi veya uygu- lama yapılması. yerel yönetimleni; s:^^\- lığı ve denetimınde olmalı ve bu hizmetin kamu yaranna birgörev oiduğu unutulma- malıdır. Özetle. konut hakkı değil. bann- ma hakkınm sadece konut sağlanması yö- nüyie değil, sosyal ve teknik altyapı ile be- raber bir kamu hizmeti olarak merkezi ve yerel yönetimlerin desteği \e>erel > önetim- lerin denetimınde geliştirilmesi gereği, ulu- sal raporda değeıiendirilmelidir. Ülkemizde. kentleşmenin. demograflı bir kentleşme olarak gelişimin. kentlileş- menin önemini gündeme getirmektedir. Kentlileşememenin. özellikle metropoli- ten kentlerde ortaya koyduğu sorunlar kar- şısında yerel yönetimler. kentte oturma iz- ni. vize vb çözüm yollannı önermekte; bu durum. maalesef önemli bir orandada des- tek bulmaktadır. 21. yy'a girerken böylesine zorlayıcı yaptırımcı önerilerle olumlu çözümlere ulaşmak olanaklı degildir. Bu vize olayını gündeme getirenlere ve onaylayanlara. ön- celikle nereden ve ne zaman kente göç et- tiğini sonnak yerinde olur. Aynca v ize ola- yının kötü niyetleri (rüşvet vb) gündeme ge- tireceği ihmal edilmemelidir. Bu nedenle. yeni kentli olan göç nüfusu- na ve sorunlanna. alışılagelen, gelenekset, merkezitutumcu >öntemleraracılığı ile>a- naşım yerine, kentlileşmesini hedef alan politika ve programlarla \e dinamik bir an- layışlayanaşılması geregine ulusal raporda ver verilmelidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle