27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
*2=2 NfSAN 1996 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 19 p •-•. • Istanbul Er dirne Ç^anakkale KZocaet fermir fıyflanisa /Vydın Oenizli B B B B B B B B m 13 18 17 13 20 19 22 18 Viili Sinop B 9 Adana B 18 Zlonguldak B 8 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Konya Eskişehir Sıvas B B B B B B B 12 12 12 9 11 11 8 B 19 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B B B B B B B 18 21 20 18 18 7 12 B 11 Yurdun kuzey ve doğu kesımlerı çok bulutlu, Marmara'nın doğusu, Karadenız, Iç Anadolu. Doğu Akdenız, Doğu ve Guneydoğu Anadolu bolgelerı ıle Afyon, Ku- tahya çevrelen yagışlı geçecek Yagışlargenel- lıkle yağmur ve saganak, Batı Karadenız'ın ıç kes- ımlennde yukseklerde karia kanşık yağmur şek- lınde olacak. Hava sıcaklığında önemlı bır deûışıklık olmayacak Londra Parıs Roma Berlin Amsterdam Madrid Sofya Brüksel B B B B B B B B 10 23 20 23 21 20 17 22 Budapeşte B 22 Münih Atina Milano Oslo Helsinki Stockholm Belgrad Viyana Bonn B B B B B B B B 19 22 15 14 20 25 21 23 B 23 B 15 Parçalı bulutlu Sıslı B u l u t l u \ Çok bulutlu ı Yağmurtu Karlı » Gok guruîtulu G U N D E M MUSTAFA BALBAY Üniversitelerdeki Ikîlik... ^ | Baştarafı 1. Sayfada - iyi öğrenci, kötü öğrenci... Güvenlik güçlerinin uygulamakta olduğu bu yöntemi, üniver- site yönetimleri de benimsemiş görünüyor. 23 mart cumartesi günü Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğ- rafya Fakültesi'nde yaşananlarla 10 nisan çarşamba günü Ga- zî Üniversitesi'nde yaşananlar alt alta konduğunda çelişki net bir biçimde ortaya çıkıyor. 23 martta öğrenciler, fakülte binasına girdi -girmek durumun- d a kaldı-polis anında müdahale etti. Üstelik göz yaşartıcı bom- balarla... O gün polisin öğrenci eylemine aman vermezliği ger- çekten gözleri yaşartacak üstünlükteydi... Sonuç: Onlarca yaralı, 270 gözaltı... Öğretim üyelerinin mad- di değeri ölçülemez emekleri... Yok olan, kullanılamaz hale ge- \&n biîim hazinesi kitaplar... Oğrenci olmayan üniversiteliler Gelelim 10 nisana... Öğrenciler. Gazi Üniversitesi Rektörlüğü önünde toplanıyor. 26 şubatta gözaltına ahnan arkadaşlarının durumunu protesto etmek için, halaylar çekip türküler söylüyorlar. Ana kapıdan, çoğu öğrenci olmayan 300 kişi içeri giriyor. Po- liş kenarda... Bu kişiler, "Komünist köpekler, vatan sizden ne ib&kler, Allahuekber..." sloganlarıyla öğrencilerin üzerine yürü- tyor. Polis seyrediyor... Olayların içinde yer alan, adı bende saklı bir öğrencinin gönderdiği mektubu, yorumsuz aktarıyorum: "... Daha ne olduğunu anlamadan sırtımda, kafamda sopa- lar, demir çubuklarpatlamaya başladı. Öğrenci olmadıkları hal- de içeri giren onlarca kişi, gözü dönmüşçesine üzerimize yü- rüyordu. Üniversite görevlileri. bu kişiieri ellerinde sopalar, de- mirler olduğunu bile bile içeri aldılar... Yerdeydim ve üzerime onlarca kişi çullanmıştı. Bir ara uzak- ta polisleh görünce sevindim. Nasıl olsa müdahale eder diye düşündüm... Hiçbir şey yapmayınca şaşırdım. Onlar bizim de polisimiz değil miydi... Gözlerimin altında değişmeyen izler kal- dı. . • Ama en çok üzüldüğüm, polisin ve rektöhüğün olaylara kar- şı kayıtsızlığı idi..." Öğrenciler gazi, polis arazi Bir başka mektupta, Gazi Üniversitesi kantininin üniversite dı- ^ından gelen MHP'lilerce karargâh olarak kullanıldığı anlatılıyor. Bu kişiler, beğenmedikleri gazeteleri okuyanların canınına oku- yor... Kısacası, Gazi Üniversitesi öğrencilerinin çoğu gazi ama, po- lisler ve okul yönetimi arazi... Ikiolay, iki çelişki... . , - • • . , Aradan süre geçmesine karşın bu örnekleri alt alta vermemin nedeni, bu ikiyüzlülüğün devam etmekte olması... i' Üntversite yönetirrrferinde, "Barra sağcı öğrenciler suç işliyor dedirtemezsiniz" mantığı egemen olmaya başladı. Bu mantığın sonuçlarını gördük. Söz üniversitelerden açılmışken tutuklu bulunan öğrencilerin durumunu da aktaralım. Görünen o ki Elmadağ'ın elmasını yediler, arda dağ kanunla- rı kaldı. Haftada bir gün çocuğunu görmek için giden bir anne anlatıyor: 5 "Sabah 09.00'da kapıdaydık. Saat 13.00 oldu, hâlâ çocuğu- ?rnu göstermiyorlar. Birsürü engel çıkartıyorlar. Sonunda bağır- 'am; 'Ya beni de içeri alın, ya oğlumla görüştürün...' Hergörüş- te, cezaeviyöneticilerinden yemediğimiz hakaret kalmıyor..." Yanlış kaynama Öğrencilerin sağlık durumu konusunda çok sevindirici bir ha- ber var Doktor yüzü gördüler. Böylece öğrenciler, nerelerinde ne olduğunu öğrenmiş oldular. Örneğin, burnu kırılan biröğren- c öğrendi ki, burun yanlış kaynamış. Yeniden kırılıp tedavi edil- mesi gerekiyor. Bir başka öğrencinin de kırılan bacağı aynı şe- klde yanlış kaynamış. Bu tür yanlış kaynama sorunu olan yurttaşlara önerelim. Ara- ca bir üniversitelere uğrasınlar, nasıl olsa kolunu bacağını birisi lorar. Sonra da hastaneye gider doğru dürüst kaynamasını sağ- lar Her kim, üniversitedeki eğitimi engellemiş olursa suç işlemiş oemektir. Buna göz yumulamaz. Ancak, üniversite yönetimle- rhin yukarıda sözünü ettiğimiz ikili uygulamaları, öğrencilerin on- lara güven duymasını engelleyecek ve daha büyük tatsızlıkları beraberinde getirecektir. Üniversite yönetimlerinin iki seçeneği var: - Polisten gelen gücü kullanmak... - Bilimden ve sosyal toplum anlayışından gelen gücü kullan- nak... ANAP'tan çifte standart • Baştarafı 1. Sayfada da Kültür Bakanlığı'nın talimatıy- la "durdurulmuş" durumda. Eski Başbakan Tansu Çiller'eait Sanyer-Kilyos Armutlu'daki \illa inşaatları, bölge nâzım planlarda "korunacak tarım alanı ve yeşil alan" olarak bclırlenmesine rağ- men. SanyerBelediyeMeclisi"nin 13.11.1992"de onayladığı imar ıs- lah planına dayanılarak başlamış- tı. 1984 tarihli İmar Affı Yasası'na bağlı oiaralc dönemin ANAP ikti- dan tarafından bu tiir koruma alan- larına "gecekondu tehlikesi var" gerekçesiyle imar olanağı sagla- mak için yürürlüge sokulan imar ıslah planı uygulaması, aynı gerek- çeyle Çiller'in yeşil alandaki villa inşaatlanna da ruhsat vermek ama- cıyla kullanılmıştı. Nurettin Sözen döneminde ts- tanbul Büyükşehir Belediyesi'nce bu tür imar ıslah planlarına karşı açılan davalar sonucunda Istanbul 4. Idare Mahkemesi, Armuta- lan'daki "villa amaçlı" gecekondu ıslah planını da iptal eciince, Çil- ler'in inşaatları yeniden "vasadışı ve ruhsatsız" konumuna girdi. Mahkemenin ıptal kararına rag- men "kaçak olarak" süren inşaat- lar ise. yine Sözen dönemindeki "yıkımlar" sonucunda 1994 yıhn- dadurdurulabildi. Sanyer ıslah planlan davasında. bölgede benzer villa inşaatlan ya- pan Alarko Holding'in a\f ukatlan. Çiller'e sa\unmasında yardımcı olurken. binlerce dönüm koruma alanını aynı yöntemle imara açtı- ran is.adamı Metin Kava Çağla>-an da Çiller ailesine yardımcı olan "yatınmcılar" arasındaydı. Koruma kurulu engeli Işte böyle bir süreçte. İstanbul III Numaralı Koruma Kurulu'nun, bölgede yeniden ıslah planı yapıl- masmı durduran ve ıslah planlan- na göre başlanmış inşaatlann ruh- sat alma umutlarını yok eden "do- ğal StT" karan, Tansu Çiller'le birliktebirçokünlüişadamıylaya- tınmcının "\iiksek rant beklentile- rine" karşı en etkili yasal engeli yaratmı^ oldu. Bu karan alan ko- ruma kurulunun başkanı Prof. Dr. AfifeBatur'un Bursa'yaatanması. Başkan Yardımcisı Prof. Dr. Ayla Ödekan ile kurul üyesi Yük. Mi- mar Oktay Ekinci'nin göre\ lerine son verilmesi. kararları yürütmek- le görevli kurul müdürü YıldızTo- ker'in de başka kurula tayin edil- mesinin ardından, imaryasağı ku- rallannı getiren son kurul kararla- rının dağıtımının da durdurulması sonucu, Çillerler ile diğer yatınm- cılann "imar umutlarT da yeni- den canlanmış göriinüyor. Nitekim. yaklaşık bir haftadır kimi gazetelerde yayımlanan tam sayfa ilanlarla, kurulun SlT alanı ilan ettiği Sanyer-Kilyos bölgele- hnde imaryasağı getirilen arsa \e araziler "yenidensatışa çıkanlmış" durumda. Sözün kısası ANAP, Ku- şadası'ndaki çiftlik skandalının üzerine gider gibi görünürken, bundan çok daha büyük arsa ve arazi spekülasyonunun gerçekleş- tirildigi "Sanyer'deki imar skan- dalına" Kültür Bakanlığı kanalıy- la destek oluyor; bu uğurda "koru- ma kurulunu bile dağıtmayı"göze alabiliyor... Yapay kalpte devrim ÖZGEN ACAR ANKARA-Amerika'da-kalpsi- hirban" olarak adlandırılan Öpr. Prof. Dr. MehmetÖz(36)dünyada ilk kez bir hastasının viicudunda "temelli" kalacak bir "yapay kalp" taktı. Beş saat süren ameliyattan sonra Dr. Oz. Cumhuriyet'e telefonla yaptığı özel açıklamasında. "Hasta- mızın durumu iyidir. Bir iki hafta sonra taburcu edeeeğiz" dedi. Bilgisayar uzmanı olan 68 yaşın- daki hasta Francis McKeon"a takı- lan, kısaca "TCI" denilen yapay kalp 800 gram ağırlıgında olup "Thermo Cardiosystems Heartma- te" adını taşıyor. Nevv York'taki Co- lombia-Presbyterian T>p Merke- zi"nde vücut içine kalıcı olarak yer- leştirilen yapay kalp hakkında Dr. Öz şu bilgiyi verdi: "Bu aygıt, şim- diye kadar hastalara. kalp nakli ya- püıncaya kadar geçici olmak üzere, ancak birkaç av lığına takılırdı. Has- tamız McKeon, bu aygıb artık öm- riinün sonuna değin viicudunda ta- şıyacak. Aygıt tamamen vücut içine yerleştirildi. V'apay kalbin dışan ile bağlantısını yalnız ince bir kablo sağlnor. Böylece bu kablo ile >apa\ kalbin pilleri zaman zaman dışar- dan şarj edilecek." Dr. Öz. hastanın durumu hakkın- da ise "Hastamız bu >apay kalbi ile evine gidecek \e normal yaşantısını sürdürecek. İlk hastamız olduğu ve biraz da gözicm > apmak istediğimiz için taburcu olma süresini birkaç hafta uzatıyoruz" dedi. ABD Sağlık Bakanlıgı'nın da desteklediği bu ameliyat ile ilgili olarak önümüzdeki iki yıl için il- ginç bir çalışma başlatılıyor. Dr. Oz'e göre, bu süre içinde TCI takıl- masını gerektiren 130 adaydan ya- nsına. bugüne kadarki tıbbi tedavi yöntemlerinin uygulanması sürdü- rülecek, öteki yansına ise bu aygıt takılacak. Dr. Öz, bu uygulamanın nedeni- ni şöyleaçıkladı: "Böyleceikigrup- tayaşam siiresi kı>aslanarakaygıtın başan oranı saptanacak. Tahmini- miz^ormai teda>ide ölüm oranı yÜ2d#75'e çıkarken. bu aygıt takı- lanlardaki başan oranımn yüzde 75'e ulaşacağı yolundadır." Dr. Öz. bu aygıtın başlangıç yıl- larında, iç yüzeyi paslanmaz ve dümdüz olduğu için kan hücreleri- nin metalin yüzeyine yapıştıgını ve üstüste tutuşluklarını. daha sonra bu pıhtılar koptuğunda hastanın bey- nine ulaştığında felce neden oldu- ğunu söylemişti. Bu olumsuzluğu gidermek amacıyla yapay kalbin iç- yüzü zımpara yüzeyi gibi pütürlü halegetirilnıişti. Aynca. agır kalp pillerinin hasta- nın vücudunun dışında koltuk altın- da taşınması gerekiyordu. Yeni uy- gulamada ise vücuttan çıkan bir kablo aracılıgı ile piller zaman za- man şan ediliyor. El içi büyüklü- ğündeki bu aygıt, tam anlamıyla vü- cutta kan dolaşımını sağlayan bir elektrikli pompa görevini yapıyor. Aygıt takıldığında hastanın kendi kalbi vücutta bir sübap olarak bıra- kılıyor. Başta Amerika olmak üzere. dün- yada yankı uyandıran bu uygulama ile Dr. Öz ve ekibinin. kalp nakli gerektiren insanlann "ömriinün da- ha uzun ve yaşamlannın daha kali- teli olması" yolunda önemlı bir adım attığı kabul ediliyor. Degeri 50 bin dolar (yaklaşık 3.5 milyar Jira) olaa.hu aygıtın takılma- sı ile ilgili ameliyat toplam 150 bin dolara (yaklaşık 10.5 milyar liraya) mal oluyor. Yılda bir insandan bir başka insana 2 bin kadar kalp nak- li ameliyatı yapıldığı ve binlerce in- sanın kalp beklediği bir ortamda T- CTnin önemli bir hizmet vereceği anlaşılıyor. Aygıtın dayanıklığı konusunda. Dr. Öz"ün bölüm başkanı Dr. Eric Rose, "Bunu hastamızda en az lOvil sonra değiştiğinin gerçekleştiğini görmek, mesleğimizin en büyük riiyası olacak" diyor. Ş. Urfa'yı sel basb: 3 ölü V'urt HaberleriSenisi-\urdu et- kısı altına alan soğuk \e yagışlı ha- va. can v e mal kayıplarına yol açıyor. Şanlıurfa'da. saganak yağmur sonu- cu şehirmerkezinden geçen Karako- yun Deresi'nın taşması ıle akıntıya kapılan 3 çocuk boguldu. Selde mad- di hasar da me>dana geldi. Şanlıurfa'da. önceki günden bu ya- na aralıklarla yagan \ e zaman zaman şiddetini arttıran sağanak yağmur. dünsaat 13.00'ten 15~.00"e kadar ye- rini doluya bıraktı. Devamlı süren ya- ğış.SancaktarMahallesı'nden geçen Karakoyun Deresi'ni taşırdı. Dere- nin taşması sonucu akıntıya kapılan tbrahim Ertan (8). Halil Budak (9) ve Halil Demir (8), sel sularında bo- ğuldu. Gü\enlık güçlerı ıle ıtfaıye ekiplerinin çabası sonucu çocuklann cesedı. suya düştükleri >erden 50 metre ileride bulunarak ailelerine tes- lımedıldi. Şehırde ana caddelerde sular altın- da kaldı. trafik önemli ölçüde aksa- dı. Eskı Bevkapı köprüsünün üzeri- ne taşan Karakoyun deresi. özellikle Sancaktar Mahallesi ile Beykapı. Sü- leymanıye \e Halephbahce semtle- rınde çok say ıdae\ inalt katlannın su basmasına neden oldu. Bu arada. Köprübaşı semtınde 3 otomobil, Ka- rakovun deresine düştü. Otomobil- lerkamu kuruluşlanndan sağlanan iş makinelerıyle çekilerek dereden çı- kanldı. Ekili alanların da sular altın- da kalmasına yol açan sağanak yağ- mur ve dolunun neden olduğu zara- rın tespitıne bugün başlanacak. Kayak \e kış sporlan merkezi L'lu- dağ'da, bahann gelişıyle birlikte kar- lann enmesi beklenirken son günler- dekı karyagışı. hem kayakçılan hem de işletmecilerı sevindirdi. Uludag'daki otel işletmeciieri, son 5 yıldan beri nisan ayında karlann eridiğini, ancak bu yıl mayıs ayına yaklaşılmasına karşın kar yağışınm sürdüğünü. bu mevsimde kar yağ- ışını sevinçle karşıladıklannı söyle- diler. PENCERE • Baştarafı 2. Sayfada "Bikini, dikenli tel örgü gibidir; araziyi korur, ama manzarayı örtmez." Bağnaz: "Biz kırk yıllık haremimizi bile bir gün olsun bu kılık- ta görmedik." • Bikini üzerine çeşitleme de artık aşıldı, 'tanga' çıkın- ca bikininin pabucu dama atıldı, kadının erkeğe deniz kıyısında eşitlenmesi 'üstsüz'le noktalanıyor; buna kar- şın Islam dünyasında kadını örtmek üstüne sıkı bir sa- vaş veriliyor. Bikini ilk aşamasında Avrupa'nın çoğu plajında ya- saktı, bu tür bir plajın kapısındaki görevli, bikinili kadı- nı durdurmuş: - Bayan, buraya iki parçalı mayoyla girilmez... Kadın sormuş: - Peki, hangi parçayt çıkartayım? Kadın, şimdilik üst parçayı çıkardı. Seçimleri DKG kazandı • Baştarafı 1. Sayfada Aday listesini son anda veren muhafazakâr sağ egi- hmli "İdealist Hekimfer Platfbrmuf 'nun. rakip grup- ları tarafından ancak 150- 200 dolayında oy alabilecek potansiyele sahip olduğu öne sürülürken. yaklaşık 400 oy alması dikkat çekti. Önceki seçimlerde "Mesle- ki Birük" veya "Degişim" grubu adıyla ortaya çıktığı anımsatılan İdealist Hekim- ler Platformu'nun. iki yıl önce laiklik konusunda du- yarlı hekimlerden büyük tepki aldığı belırtıldi. Bu ne- den le son ana kadar liste çı- karmayıp, "el alfından mili- tan oylan sandığa kanalize etmeyiseçim taktigi" olarak benimsediği öne sürülen grubun. geçen seçim döne- mine göre oylarının da yarı yanya azaldıgı gözlendi. İlk yönetim kurulu toplantısın- da. oda başkanının belirlen- mesi beklenirken. DKG Yö- netim Kurulu'nun başında bulunan Prof. Dr. Orhan Arıoğul'un dikkat çeken isimler arasında bulunduğu belirtildi. OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK I Baştarafı 1. Sayfadu Gelinen noktada, çalı- şanlara ulusal gelirden hak ettiği payı vermek, ne- redeyse olanaksız. Bu duruma karşı çıkıp hakkını arayan da ka.şı- sında "yasalan" ve "poli- si" buluyor. Çalışma barışının otur- tulabilmesı ıçın öncelikle. tüm yurttaşların karnının doyması ve barınacak bir yerinin olması gerekir. Ül- kemizde aile bağlannın güçlü olması, hem işsizli- ği gizliyor hem de sözünü ettiğimiz iki yaşamsal ge- reksinimin çözümünü ko- laylaştırıyor. Ancak kent varoşlarına yerleşen milyonlarca gö- çer arasında aıle bağları giderek zayıflıyor. Aileler "atomize" oluyor, giderek çok küçük parçalara bölü- nüyor. Bu durum, kişisel ge- reksinimlerın karşılanma- sını daha güç hale getiri- yor. Gelir dağılımındaki den- gesizliği gidermek için, mutlaka birtoplumsal pat- lama olmasını beklemek zorunda mıyız? • • • Ankara'dan Atina'ya diyalog çağrısı ATtNA (AA) - Dışişleri Bakanı Emre Gönensay. Yunanistan'ı, Ege sorunlan dahil, tüm anlaşmazhklar konusunda masaya oturup diyalog yapmaya çağırdı. Gönensay, Yunanistan'da yaytmlanan Eleftheros Ti- pos gazetesine verdiği de- meçte. "Yunanlılann, bizim önerilerimizi dikkate alma- lan ve bu önerilerin bir tak- tik manevrası olmadıgını, tüm sorunlanmızı geride bt- rakma hususundaki samimi niyetimi/den kaynaklandı- ğını idrakermeleri gerektiği- ne inanıvorum" dedi. Ikizce krizinin bir "talih- sizlik" olduğunu kaydeden Gönensay; Türkiye'nin. on iki ada ile ilgili olarak Lozan Antlaşması ve 1932 Türk- Karakola • Baştarafı 1. Sayfada Hasan Demir adlı iki vatan- daş yaralandı. Yaralılar. HaydarpaşaNu- mune Hastanesi'ne kaldınl- dı.lTÜ öğrencisi olduğu öğ- renilen Abdurrahman Gök- han Şener. olay yerinden kaçmak isterken yakalanarak Kadıköy Merkez Karako- lu'nagötürüldü. Yetkililer. olayla ilgili so- ruşturmanın sürdüğünü bil- dirdiler. İtalyan Antlaşması'nda ad- ları sayılan adaların mülki- yeti üzerinde herhangi bir tereddütü bulunmadığını. ancak antlaşmalarda adlan zikredilmeyen adacık \e ka- yalıklar için sorun bulundu- ğunu vurguladı. Ege'deki sorunlara, ada- lann silahlandırılması \e karasulan sınırları mesele- lerinin de dahil olduğunu ifade eden Gönensay. bu so- runların birbiriyle bağlantı- lı olduklannı ve bir mesele- nin diğerinden ayn olarak ele alınamayacagını. dolayı- sıyla meseleleri tümüyle. hangi düzeyde olursa olsun. önce oturup konuşmak ge- rektigini söyledi. Gönensay. sorunların gö- rüşmelerle çözümlenmesi- nin mümkün olmaması du- rumunda, Türkiye'nin çö- züm için üçüncü taraflara gitme niyetini de dile getire- rek şunları kaydetti. "ABD'nin \e\a herhangi bir başka ülkenin arabuluculu- ğu iyi bir flkir değildir. Çün- kii bu seçenek, belki de ara- bulucu ile Yunanistan \eya Türkiye arasında siyasi so- runlar > aratabilir. Arabulu- cu. tek bir ülke olmamalıdır. Belki de bir de% let yerine, ba- zı şahsivetler oiabilir." Gönensay, 12 mil sorunu- na deginirken de "Ege Deni- zi, benzeri bulunmayan bir özellik arz etmektedir. Ege'de 6 milin ü/erinde her- hangi bir genişletme.dürüst, eşit \e haklı olmayacaktır. Bu sebeple. Ege'de statüko değişmemelidir" dcdı. Yu- nanistan'ın. Ege'nın ulusla- rarası anlaşmalarla belirle- nen statükosunu degiştirme faaliyetlerinden Türki- ve'nin endişe duvduğunu vurgulayan Dışişleri Bakanı Gönensay. şöyle de\ anı etti: "Örneğin. adaların silah- landırılması meselesi var. Adaların, Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Banş Antlaş- ması'na göre silahtan anndı- nlmalan gervkir. Ege adala- nnın silahlandırılması ile Türkiye'nin Ege ordusu ara- sında bir paralellik bulundu- ğunu da /anıu'ttııivorum. Çünkü adalar rejimi, ıılusla- rarası anlaşmalarla belirlen- miştir. Halbuki Ege ordusu, Türkive'nin bir iç meselesi- dir \e uluslararası herhangi bir antlaşmaya tabi değildir." Dışişleri Bakanı Gönen- say. Türkiye ıle Yunanistan arasında sorunların çözümü konusunda atılması gereken ilk pratik adımı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos ıle Bürkeş'teki Ka- radeniz Ekonomik Işbirligi (KEİ) toplantısi sırasında atacağını \e vapılacak bu gö- rüşme için herhangi bir gün- dem bulunmadığını söyTedı. rUBORGTuborg*dan pratik, ekonomik bir yenilik daha: "Dünya Markası" şimdi depozitosuz yeşil cam şişede...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle