Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 NİSAN 1996 PAZARTESİ
HABERLER
Nusaybin'de
silahlı saldırı
• MSAYBİN(AA)-
Mardin'in Nusaybin
ilçesinde bir kişi. uğradığı
silahlı saldın sonucu öldü.
llçe merkezinde >ürümekte
olan 35 yaşındaki Yusuf
Demir. kimliği
belirlenemeyen kışi ya da
kişilerin saldınsı sonucu
hayatını kaybetti. Olayla
ilgili soruşturma sürvyor.
İnterstar'a
ceza davası
• ANK\RA (Cumhuriyet
Bürosu - Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı.
yaptıklan bir dizi yayında.
DYP Genel Başkam Tansu
Çiller'in kişilik haklanna
hakaret ettikleri
gerekçesiyle, aralannda
özel televizyon
kuruluijunun sahibi Cem
Uzan. genel yayın
yönetmeni Ardan Zentürk
ve yorumcu Engin Ardıç'ın
da bulunduğu 8 kişi
hakkında eeza davası açtı.
ÇilJer'in suç duyurusu
üzerine açılan davada,
sanıklar hakkında 2 yıl 3'er
aya kadar hapis, 30'ar
milyon lira da para cezası
isteniyor.
RTÜKve
yaymcılar
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Radyo ve
Teleyizyon Üst Kurulu
(RTÜK), yayıncılık
konusunda aksaklıklann
giderilmesi ve çözüm
önerileri konusunda TRT ve
özel televizyon
yöneticilerini toplantıya
çağırdı. Alınan bilgiye göre
16 nisan salı günü
RTÜK'ün merkez binasında
yapılacak görüş
alışverişinde, yayınlarda
yapılan "gizli reklam".
dizi, film, haber. kuşak ve
güncel programlarda
reklam sürclen ihlallerine
ilişkin konular ele alınacak.
RTÜK'ün görüşmede.
yayıncılara programlannda
özellikle eğitim-kiiltür
konulanna ağırlık
vermelenni önereceği
belirtıldi.
Demirel,
Zonguldak'ta
• ZONCULDAK
(Cumhuriyet) -
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, dün Zonguldak'a
giderek Karaelmas
Universitesi Rektörlük
binası, Tıp Fakültesi
Hastanesi temel atma
törenlerine katıldı. Demirel,
yapımı tamamlanan adliye
binasını da törenle hizmete
açtı. Demirel, burada
yaptığı konuşmada
Türkiye'nin hür ve serbest
bir ülke olduğunu
vurgulayarak "Millı
birliğimıze,
beraberliğimize, ülkemizin
bölünmez bütünlüğüne
yönelmiş bulunan fitneye
karşı bütün
vatandaşlanmızın çok
dikkatli olması gerekir"
dedi. Demirel, Türkiye'nin
bir yargı reformuna ihtiyacı
olduğunu da dile getirdi.
'Düşünceye
Özgurlük' kitabı
• İstanbul Haber Servisi -
Toplatılan 'Düşünceye
Özgürliik' kitabının
yayıncısı olarak imza atan
tiyatro ve sinema sanatçısı
Mahir Günşıray'ın,
yargilanması sırasında ünlü
yazar Kafka'dan bir bölüm
okumasının mahkemeye
hakaret kabul edilmesinin
ardından, İDGM
Cumhuriyet Başsavcılığı.
işlenen suçun DGM'nin
görev alanına girmediği
için "gereğinin takdir \e
ifası" için hazırladığı
fezlekeyi, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılğı'na
gönderdi. Fezlekede
belirtilen. TCK'nin268.
maddesine göre Günşıray, 6
aydan 3 yıla kadar hapis
cezası ile yargılanacak.
Zeytinburnu'nda
yangın
• İstanbul Haber Servisi -
Zeytinbumu'nda meyve
toptancılığının yapıldığı
Bostan Hali'nde yangın
çıkması sonucu iİci dükkân
tamamen, 7 dükkân da
kısmen zarar gördü.
Şerafettin Ceylan'a ait
işyerinde başladığı sanılan
yangın, kısa sürede 8
dükkâna sıçradı.
Zeytinburnu. Fatih ve
Bakırköy itfaiye gruplannın
söndürdüğü yangında,
Ismail Karagülle, İsmail
Marangozoğlu. Cumhur
Yenidünya. Nurettin
Altınsu. Hıkmet Özgüney,
Saadettin Gündoğan ve
Fikret Güner'e ait
dükkânlar zarar gördü.
CHP lideri Baykal, Cumhuriyet'e verdiği demeçte ANAYOL'un bittiğini söyledi
'Bınıaknnn sorumlusu Ecevit'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkam Deniz Baykal. "ANAYOL"
koalisyonunun. 1 ay bile geçmeden "bitti-
ğÜM" sav unarak "Güven tetkini oimayan, ge-
leceği olmayan bir hükümete. hükünıct de-
nemez" dedi.
Baykal, sürecin "ANAP-RP" koalisyonu-
na doğru işlediğini belırtirken ortaya çıka-
cak yeni bir hükümet bunalımından DSP li-
deri Bülent Ecevit' in sorumlu olacağını öne
sürdü.
Son siyasi gelişmelere ilişkin olarak
Cumhuriyet'in sorularını yanıtlayan CHP
lıden Baykal. RP'nın. DYP Genel Başkam
Tansu ÇÛIer hakkındaki yolsuzluk önerge-
leri konusunda "son derece açık bir tavır i/-
lediğini" söyledi. RP'nin, ANAYOL hükii-
metinin üzerine gitmeye çalıştığını ve yol-
suzluk dosyalannı da en etkili mekanizma
olarak gördüğünü anlatan Baykal. "Adam-
lar müthiş hevesli. Bu yolsuzluk önergeleri.
hükümeti yıkmaya dönük önergelerdir" de-
di.
"Jlgi çekici oian, DSP'nin de böyle bir gi-
rişim içinde yer almasıdır" görüşünü dilc
getıren Baykal. TEDA$ volsuzluğunun ye-
nı ortaya çıkmadığını ve konunun hükümet
kurulurken DSPtarafından bilindiğini söy-
ledi. Yolsuzluklarla ılgili soruşturma başla-
tılmasının. hükümeti veÇıller'in başbakan-
lığını ortadan kaldıracağını savunan CHP
lideri, şu görüşleri dile getirdi:
"Bu görülerek yürütüldü. Zaten bir süre
önce Ecc\it "C'are seçimdır" diyerek o so-
rumluluktan sıynlmaya çalışh. Ârkasından
bu TEDAŞ'la ilgili önergeyi verdi, seçim di-
yerek su kovduktan sonra "Ben 5 yıl boyun-
cayokum haberinızolsun' ilanınıyapmışot-
du. Mesut Bey de bu manzara karşısında şu
tavrı takınamadı. "Böyle şey mı olur'.' Cid-
di olalım. bu hükümeti yıkmaya dönük bir
olay, istikrarsızlık girişimi. Buna alet olnıa-
yız. Yolsuzluk konusunu gidip herkes mah-
kemede halledebilir' deyip grubunu tutabt-
lirdL '{.amurun üstünde oturmam. Başba-
kan olurum. ama çamurun oraya gelmesine
ızın vermem' dedL Böyle bir maskaralıkçık-
rı ortaya. Buna AINAP yeşil ışık yakınca hü-
kümet bitti."
Koalisyon hükümetinin I ay içtnde anla-
nıını yıtirdığinı savunan CHP lideri. "Hü-
kümet bitti. Görmemiz gerekiyor. 1 ay bile
geçmedi. ama şu anda hükümetin rşi tamam-
dır. Güven telkin etmeyen. geleceği olmayan
bir hükemete, hükümet deneme/" dıye ko-
nuştu. "İş, RP'yedoğrugidiyor" diyen Bav-
kal, sürecin çok açık biçimde RP-ANAP ko-
alisyonuna doğru ışlemeye başladığını söy-
ledi Bu gelişmelerde en büyük pay sahıbi-
nın DSP lideri Ecevit olduğunu savunan
Baykal. "Şunu sormak gerekir; bu maska-
ralığa Türkiyt'yinedenaletettiııİAniyekur-
durdunuz? Bunu en çok Ecevit'e sormak ge-
rekir" dedi.
Hükümetın kurulması aşamasında. M
Bu
hükümet işlemez. Bu yapıyla bir şey yapa-
mazsınız" diye uyarıda bulunduklarını an-
latan Baykal. hükümetin bu kader erken
"dağüacağını ummadığuu" kaydederek şun-
ları söyledi:
~ I ay geçti, DSP su koymaya başladı. Mer-
kez sagı degertendirmek gerekirdi. RP'yi da-
ha güçlenmiş tararhaünegetirmenin sorum-
luluğu \ok mu? Niye yapıyordun tüm bun-
lan, RP'yi önlemekiçin değil mi? RP'yi şim-
di daha güçlü hale getirdin. Hükümet kund-
duktan I ay sonra nasıl kızarsın? TEDAŞ'ı
bile bile kurdurdun bu hükümeti? Ayıp de-
ğil mi yaak değil mi, Türkiy e'ye? Bu dönem-
de parti olarak fe\ kalade güzel bir sına> ver-
dik. Bunun bütün taraflar için yanlış oldu-
ğunu açıklıkia so» ledik »e 1 ay geçmeden bu
hüsran. perişanlık ortaya çıktı? Ne oldu. kim
ne kazandı? Ecev it ne kazandı, RP kazandı?
Mesut \ilmaz.tamamen bireyselbiryakia-
şım içinde. DYP olmazsa, Ecevit var, RP var
diye düşünüyor. Rezillik. ciddiyetsizlik-."
DSP lidennin. 30 mılletvek'ilıyle bırlikte
Doğu ve Güneydoğu'yu kapsayan birgezi-
ye çıkacağını ve zorunlu durumlar dışında
Ankara'ya ugramayacağını da anımsatan
Baykal. "Ecevit kaçryor mu? Bütçe göriişü-
lürken Ankara'da olmayacak mı? Vleclts'te
bunu soracağım. Kendin öneri verip, kaçı-
yorsun. Bu önerge önümwtegelirse biz buna
sahip çıkanz" dedi.
gerisindeyîz
9
PAB Kadın Konferansı'na sunulan istatistik bilgilere göre Türkiye, kadınlann
siyasi haklan açısından azgelişmiş Afrika ülkeleri düzeyinde bile değil
İstanbul Haber Servisi -
Türkiye'nin, kadınlann el-
de ettiği siyasi haklar açı-
sından Gana ve Ruan-
da'nın bile gerisinde kaldı-
ğı açıklandı.
95. Parlamentolararası
Birlik (PAB) Konferansı,
bugün Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'ın açış
konuşmasıyla Atatürk
Külrür Merkezi'nde başla-
yacak TBMM Başkam
Mustafa Kalemli ile PAB
Konsey Başkam \e PAB
Türk Grubu Başkanı'nın
da birer konuşma yapacak-
ları PAB Konferansı'na
100 dolayında meciis baş-
kanı ve başkan yardımcısı.
700'ü aşkın parlamenter
ile üye ülke parlamentola-
nnın genel sekreterlen, üst
düzey yetkililer katıiacak.
20 nisan cumartesi günü
sona erecek konferansın
salı günkü oturumuna
Başbakan Mesut Yılmaz
da katıiacak.
Konferans çerçevesin-
de, kadın parlamenter top-
lantısı ileparlamenterlerin
insan haklan, azınlıklann
haklan, Kıbns, Ortadoğu.
dünyada balıkçılığın sü-
rekliliği ve balık stoklannın korun-
ması. Akdeniz'de güvenlik ve iş-
birliği gibi konularla ilgili komite
toplantılan gerçekleştirilecek.
95. Parlamentolararası Birlik
Konferansı çerçevesinde düzenle-
nen. "Kadın Parlamenterler Top-
lantısı'" dün Çırağan Sarayı 'nda ya-
pıldı.Toplantınınaçılışoturumun-
da, kadınlara yönelik şiddet. kadı-
nın statüsü. siyasete kadının katı-
lımı, kadının ve erkeğin siyasete
katılımında görülen dengesizliğin
düzeltilmesine dair PAB eylem
plant tartışıldı.
Oturumun başkanlığını Devlet
Bakanı İmren Aykut'un yaptığı
toplantının açış konuşmasını Par-
lamentolararası Konsey Başkam
Dr. Ahmet Fathi Sorour yaptı. So-
rour. demokrasi ve eşitliğin sade-
ce politikada temsil edilmekle de-
ğil, aynı zamanda tüm toplumun
hayat standardını yükseltmek ve
toplumu müreffeh kılmakla ger-
çekleşecegini belırterek "İşte kadı-
nın katılımı. özellikle kalkınmaya
olan katkısı burada çok önem ka-
zamvor" dedi.
OTL'RL'M BAŞKANLIĞIM AYKL i VAP11 - "Kadın Pariamenterler loplantısı" dün (, ırağan Sarayı'nda ya-
pıldı. Toplantının açılış oturumunda, kadınlara yönelik şiddet. kadının statüsü, siyasete kadının katılımı. kadının
ve erkeğin siyasete kaülımında görülen dengesizliğin düzeltilmesine dair PAB eylem planı tarüşıldı.
Şubat I997'de Hindistan'ın Ye-
ni Delhi kentinde yapılacak "Poli-
tikada Kadın ve Erkeklerin Ortak-
lığına Doğru" başlıklı parlamento-
lararaM sompozyumun ve "politi-
kanın ikiz kardeşi kalkınmanın"
önemıne de inandığını belirten
konsey başkam Sorour. gelecektc
"Kalkınmada Kadın ve Erkekle-
rin Ortaklığına Doğru" konulu bir
parlamentolararası sempozyumun
toplanmasını önerdi.
Oturumu yöneten Devlet Baka-
nı İmren Aykutda yaptığı umn ko-
nuşmada Türkiye'de kadın sorun-
lanyla bu konuda yapılan çalışma-
lara ilişkin bilgiler verdi. Konuş-
masında ülkemizde kadınlann
okunıa-yaznıa. işgücü vc siyasete
katılma oranlannın erkeklere göre
çok düşiik olduğunu istatıstiklerle
açıklayan Aykut. kadına yönelik
şiddet konusunda ise şunlan söy-
ledi:
"Tüm dünyada olduğu gibi bir
insan hakkj ihlali olan kadına yö-
nelik şiddet. ülkemizde de önemli
bir sorundur. Şiddete yönelik ola-
rak kadınlara verilen danışmanlık
ve sığınma hizmetteri gelişmekle
birlikte henüz yeterti değildir. İs-
tanbul ve Ankara'da gönüllü kadın
örgütleri tarafından şiddete maru/
kalan kadınlara yönelik olarak iki
kadın danışma merkezi ve bir SH
ğınma evi kurulmuştur. Bir ilde de
yerel yönetime bağlı kadın danışma
merkezi bulunmaktadır. Bakanlı-
gıma bağlı SosyaJ HUmetler ve Ço-
cuk Esirgeme kurumu'nun altı il-
de kadın misafirhanefcri, kadınla-
ra sığınma evleri bulunurken, Ka-
dının Statüsü ve Sorunlan (•enel
Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş
üç bilgi başvuru bankası, kadına
yönelik şiddet konusunda hukuki,
psikolojik danışmanlık ve yönlen-
dirme hizmeti sunmaktadır"
İmren Aykut, şiddete maruz ka-
lan kadınlann başvurduğu güven-
lik güçleri. sağlık personeli ve di-
ğer kamu görev lilennin hiznıet içi
eğitimden geçirilmesi gerektiğini
belirttikten sonra. dünyada olduğu
gibi Türkiye'de de medyada kadın-
lara yönelik şiddet habcrlerinin
yer alma biçiminin şiddetı körük-
levecek ve kadınlan bir kez daha
mağdur edecek nitelıkte olduğunu
öne sürdü. imren Aykut, kadın par-
iamenterler! HABITAT-II Konfe-
ransı'na davet etti ve geçen hafta
ziyaret ettiği Bosna-Hersek'teki
kadınlann ve çocuklann bulundu-
ğu durumu anlatarak her parla-
mentenn ülkesindekı resmi vegay-
rı resmı tüm yardım kuruluşlannı
bu konuda harekete geçirmesi ge-
rektiğini söyledi.
Aykut'un konuşmasından sonra
söz alan çeşitli ülkelenn delegele-
n. kendi ülkelennde gerek parla-
mentoda. gerekse diğer çalışma
alanlarında kadınlann durumuna
ilişkin bilgi verdilcr.
Daha sonra toplantıda, çeşitli ül-
kelerdekı kadın parlamenterlerin
erkek parlamenterlere oranını gös-
teren bir istatistik katılan delegele-
re sunuldu. İstatistikte. parlamen-
todaki kadın oranı yüzde 40 ile bi-
rinci sırada Isveç'in yer aldığı dik-
kat çekerken Türkiye'nin 2.4'le
Afrika ülkelennin bile gerisinde
kaldığı gözlendi. Parlamentosun-
daen çok kadın bulunan İsveç'i di-
ğer beş Iskandinav ülkesi izlcdi.
YDP lideri
H. Celal Güzel:
Hırsız,
hırsızdan
hesap
sormaz
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ycniden Doğuş
Partisi (YDP)Genel Başka-
nı Hasan Celal Güzel,
ANAP ve DYP'nın akla
"yolsuzluk ve rüşvet" kav-
ramlannı getirdiğini belırte-
rek "HırsK, hırsızdan besap
sormaz. Valı çetesi birdi, iki
oldu" dedi
YDP Genel Başkam Ha-
san Celal Güzel. dün düzen-
ledigı basın toplantısında,
Türkiye'nin son derece kö-
tü yönetıldıûinı belirterek
ANAP-DYP"koalisyon hü-
kümctının DSP'nin çekim-
scr kalarak aldığı güveno-
\ ununun anay asaya göre ge-
çerli olmadığını bıldirdi.
Başbakan Mesut Y'ıhnaz ve
DYP Genel Başkam Tansu
Çiller'in konumunu, 23 Ni-
san Ulusal EgemenJik ve
Çocuk Bayramı'nda resmi
makamlaraoturtulan çocuk-
lann durumuna benzeten
Güzel. "Hükümetin şu an-
daki durumu 23 Nisan da
koltuklara oturtulan çocuk-
lann duruntunu anımsatı-
yor. Bu hükümet, güvenoyu
almamış ve meşru olmayan
bir hukuk düzeninin üzerin-
de oturuyor" diye konuştu.
Anayasanın 90. maddesi-
ne göre TBMM Genel Ku-
ml toplantılanna katılanla-
nn oylan ne olursa olsun salt
çoğunluğa göre kararlann
alınabileceğini anlatan Gü-
zel, bu durumda hükümetin
güvenoyu almış sayılama-
yacağını bildırdı. Güzel. gü-
venoyu almamış bir hükü-
metin OHAL ve Çekiç
Güç'ün uzatılmasına ilişkin
kararlannın da geçersiz sa-
yıldığını. bu haliyle de iki
durumun ortadan kaldmldı-
ğını savundu. Güzel. RP'nin
bir noktada yanıldığını da
sav unarak Anayasa Mahke-
mesi'nin TBMM kararlan-
nı denetleme yetkisi bulun-
madığını. RP'nin başvuru-
suna da "görevsizlik" kara-
n verebileceğini bildirdi.
Malatya
Nizam-ı Âlem
Ocaklan'ndan
şeriat propagandası
YUSUF ÖZKAN
ANKAR.A-Büyük Bir-
lik Partisi'nin (BBP)genç-
lik örgütüolarak bilinen
"Nizam-ı .Âlem OcaklarT
adina Malatya'da sergile-
nen "Gözyaşı Geceleri"
adlı gösteride. şeriat pro-
pagandası yapıldığı bildi-
rildi. Yeşil bayrak altında
"Pudan deviriyoruz, ikti-
dara geliyoruz. Osmanlıh-
ğı canlandıracağız. Hep
birlikte savaşacağız" diya-
loglannın yer aldığı göste-
ride, Filistin'deki şeriatçı
Hamas örgütüne de "se-
lam" gönderildi.
Afişinde "Bu ne bir ti-
vatrodur, ne bir film ne de
mevlüddür. Bu. ancak scv-
redildiğinde anlaşdacak
bir şeydir" diye tanımla-
nan "Gözyaşı Geceleri"
adlı gösteri. 7-8 Nisan
1996 tarihlennde Malat-
ya'daki Renk Sinema-
sı'nda sahnelendi. Haşim
Aktan'ın rol aldığı 3 saat-
lık gösten. monolog biçi-
minde sürüyor. Sadece 10-
15 dakikası iki kişi ara.sın-
da geçen diy alogla destek-
lenen gösteride. elinde
mikrotbnla sahnede ıkı ya-
na gidip gelen ovuncu.
dinsel sözcük ve laiklik
karşıtı sloganlar atıyor.
Gösteride. iki kışının ko-
nuşmalarının. efekt olarak
kullanıldığı slayt gösterisi
ile de desteklenıyor. Ha-
şim Aktan. göstenyi. be-
yaz entan. başında ağarlı
Arap başörtüsünden olu-
şan "kostümlerle" sunu-
yor.
Aktan "ın Malatya'da
düzenlenen gösterısinde
de laiklik karşıtı sloganlar
atılarak şeriat propaganda-
sı yapıldı. Coğunluğu tür-
banlı ve kara çarşaflı ka-
dınlardan oluşan ızleyici-
ler. çığlıklar atıp alkışlar-
ken erkek ızleviciler de
koro halinde "zikir'"e yö-
neldiler. Aktan. sahneye
getirilen yeşıi bayrak altın-
da "Putlan deviriyoruz.
İktidara geliyoruz. Os-
manlılığı canlandıracağız.
Hep birlikte sav~aşacağız"
sözlenv le örülü konuşma-
sını sürdürürken slavttd,
Fil).>tin'deki scn.itçı Ha-
mas örgütünün .silahlı kıt-
lesel ev lemlennden görün-
tüler sahneve vansitıldı.
DHKP-Cii Karakuş ve Bektaş'ın cenazeleri Gazi Mezarlığı'nda toprağa verildi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Karakuş veBektaştoprağa verildiİstanbul Haber Servisi-Terörle Mü-
cadele Şubc Müdürlüğü'nc bağlı tım-
lerin 10 nisanda düzenlediğı operas-
yonda öldürülen yasadışı Devrimci
İlalk Kurtuluş Partisi-Ccphesi
(DHK.P-C)militanlan Muharrem Ka-
rakuş ve Mustafa Bektaş. dün Gazi
Mahallesi Mezariıûı'nda toprağa veril-
di.
Muharrem Karakuş ve Mustafa
Bektas'ın ceııazelen. sjbah saatlerin-
de aılelerince \dlı 4 ıp Morgu'ndan
alınıp Gazi Mahallesi Ceınevi'ne ge-
tırildi. Cemevınde kılınan cenaze na-
mazmdan sonra DHKP-C bayraklan-
na sarılan tabutlar. eller üzerinde taşı-
narak kortej oluşturuldu. "Şehitler
ölümsü/dür". "Analann öfkesi katil-
leri boğacak" sloganlanyla yakla^ık üç
bın kişilik topluluk, Gazi Mahallesi
Mezarlığı'na yürüdü.
Çeşitli vasadışı örgütlenn bayrak vc
sloganlannın taşındığı kortej in önîin-
de yer a lan birgrupdauygunadıtn yü-
rüdü.
Cena/elenn toprağa verılnıesinın
ardından devrim andı ıçen topluluk,
cemevi önüne kortej halindeyürüdük-
ten sonra sessızcedağıldı. Gazi Mahal-
lesi çevrcsinde panzerlerlc yoğun ön-
lem alan güvenlik güçleri. yürüyüş ala-
nına yaklaşmadı.
Terörle mücadele ekipleri. 10 nisan
akşamı Muharrem Karakuş ve Musta-
fa Bektaş'ın içinde bulunduğu otomo-
bili (îöztepe köprüsü yakınlannda çe-
v ırerek çatışmaya giımişlerdi Olay ye-
nnde yaralanan Mustafa Bektaş. kal-
dırıldığı Gö/tepe SSK Hastanesi'nde
hayatını kaybetmiş, Muharrem Kara-
kuş ise Kısıklı'da kaçmaya çalışırken
güvenlik kuvvetlerince öldüriilmüştü.
BÎZBIZE
ERDAL ATABEK
Nerelisin? Kimlerdensin?
Bu iki soru beni hep düşündürmüştür. insanlarımız
biriyle konuşmaya neden hep bu iki soruyla başlar-
lar? Bana sorulduğunda da "Adapazarlı" olduğumu
söylerdim, çünkü orada doğmuştum. Ama orada
doğma nedeni öğretmen olan babamın görevinden
ötürü olduğu için de "oralı" sayılıp sayılmamam bi-
raz boşlukta kalırdı. "Kimlerdensın?" sorusuna hiç
yanıt vermezdim, çünkü "kimler"in sorulduğunu pek
anlayamazdım. Biz, anne baba ve iki kardeşten olu-
şan bir aileydik. "Kimlerden?" sorusunun yanıtı ol-
ması gereken tanınmış aile kimliğine sahip sayılmaz-
dık.
Sonraki yıllarda bu iki sorunun "yerelkimlikle ilgi-
li güvenlik soruşturması" olduğunu anladım. Insan-
lar, kendi kişilikleriyle değil de "aile kimliği" ile "gü-
venilir" ya da "güvenilmez" bulunuyorlardı. "Baba-
sını tanırım, iyi adamdı" sözü en güçlü referanslar-
dan biriydı. Ya da "ailesini bilirim, bir işe yaramaz"
yargısıyla bir insan hakkında karar verilebiliyordu.
Yerel kimliklerin güçlü biçimde yaşadığı kültürler "ye-
rel kültürier"ö\r. Türkiye "yerel kültürler" dönemin-
den "ulusal kültür" dönemine geçememiştır. "Ev-
rensel kültür" ise henüz ufukta bile yoktur.
"Nerelisin-kimlerdensın?" sorulannın yerini "seo
kimsin-ne düşünüyorsun-ne yapmak istiyorsun?"
sorulan almadıkça da bu kültürün sürdüğü anlaşılar
caktır. Eleştirel düşünce sahibi yetkin kişilikli birey>-
ler yetiştirilmediği sürece de "aile kimliği" egemen
olacaktır. Toplumsal degişim gerçekleşmediği için de
çocuklanna "birey kimliği" vermeyi amaçlayan 68
kuşağının anne ve babaları çocuklanyla en güç so-
runlan yaşayan kişilerolmuşlardır. Çünkü toplum ge-
neli "yerelkültür"ü ve "aile kimliği"n\ aşamamış, top-
lumda kökleşemeyen "ulusal kimlik" de törenlerde
kalmış, "evrensel kültür-birey kimliği" hedefi de yo-
lunu bulamayıp sapmalara uğramıştır. Sorunlann kö^
keninde toplumla bireylerin arasında derinleşen ç&*
lişkiler yatmaktadır.
* • •
Şanlıurfa'da aile kararıyla yaşı küçük bir çocuğa
öldürtülen Sevda'nın öyküsünde de öyle hayretlere
düşülecek, "neler de oluyor?" dedirtecek fazla bir
şey olmamalıdır. Sevda "evden kaçmış birkız'dır. Bu
tanım bile "cezasının verilmesi gerekir" hükmü için
yeterlidir. Verilen ceza belki ağır bulunacaktır, belki
herkesin gözü önünde olması yanlış bulunacaktır; a-
ma olay da "ağır cezalık"\\r.
Önemli olan. ailenin yetki ve sorumluluklarıyla bi-
reyin yetki ve sorumluluklannın sınırlannın nasıl çizi-
leceğidir. Bunun sınırlarını da bir toplumun kültürü çi-
zer. Yasalarla kültür arasında çelişkiler varsa kültü-
rün gereklen yapılır, yasalar önem taşımaz.
Şimdi her konuda ailenin çocukları için verdiği ka-
rarları "doğrudur, elbette öyle olması gerekir" diye
onaylayacaksınız. çocuklann her durumundan aile-
leri sorumlu sayacaksınız, sonra da "aile karanyla in-
faz"a "olmaz" diyeceksinız. Bu da çelişki olmuyor
mu? Olaylara neden-sonuç ilişkisi içinde bakama-
dığımız zaman -her olayda olduğu gibi- sadece so-
nuçları görürüz. değiştirmeye kalkarız ve elbette ba-
şarısız oluruz.
Bir kan davasında kanlısının öcünü almayan kişi
kimselerin yüzüne bakamazken yasalan düşünmez
bile. Toplumsal onayla yasalann onayını karşı karşı-
ya getirirşeniz toplumsal onay ağır basar. Eğer top-
lumsal değışimi gerçekleştiremezseniz bu durum
sürüp gıdecek demektir. Ünlü bir ailenin kızlanndan
birisinin ıstenmeyen bir evlilik karannı kabul etmeyip
onu boşanmaya zorlaması ne denli doğruysa baş-
ka bir ailenin de infaz kararı o denli doğrudur. Bu iki
aile davranışı arasında temelde bir fark yoktur, so-
nuçta fark olmuştur.
Toplumsal kültürün değişmesi ekonominin değiş-
mesinden de. teknolojinin değişmesinden de daha
yavaştır. Onun için de kimse yanılmasın; bilgisayar-
la, cep telefonunun kullanılmasıyla dolar mark he-
sabı yapılması, duygusal davranışların değişiminl
göstermez. Aile yapısının değişimi, aile içi iletişimi-
nin, aile içi rollerin değişimi, aile içindeki hiyerarşik
yapının, yetki ve sorumluluklann değişimi daha çok
zaman alacaktır. Bu süreci hızlandırmak için hiçbir
şey yapılmadığına göre de bu süreç kendi sosyal ge-
lişimiyle değişecektir. Bu sürece nasıl müdahale edi-
lir?
• ••
Eğitimle, eğitimle, eğıtimle.
Eğitimi okulla sınırlayan, meslek edinmeyle brten
anlayışı terk edeceksiniz.
Herkesi, büyüklü küçüklü, eğitimlı eğitimsiz herke-
si sürekli eğiteceksiniz.
Ana olmayı, baba olmayı, eş olmayı, genç olma-
yı, uygar olmayı öğreteceksiniz.
lletişimın ne demek olduğunu. sosyal rollerin an-
lamını öğreteceksiniz.
Başkasını anlamayı, kendini anlatmayı, bakmakla
görmek arasındaki farkı öğreteceksiniz.
Verimliliği, program yapabilmeyi, zamanı kullan-
mayı öğreteceksiniz.
Başanyı, başansızlığı. ölçmeyi, kendini denetle-
meyi öğreteceksiniz.
Insanın nasıl insan olduğunu, neden hâlâ olama-
dığını öğreteceksiniz.
Sevgiyi, paylaşmayı, birlikte yaşamayı, saygıyı öğ-
reteceksiniz.
Bütün bunları başkalarına öğretmeden önce siz
öğreneceksiniz.
Kendınizi, metotlarınızı, programlannızı sürekli ir-
deleyecek, gerekli düzeltmeleri. gerekli değişiklikleri
yapacaksınız.
Ancak ondan sonra "artık toplum oluyoruz"
diyebilirsiniz.
• • •
Niyet var mı?
RP'li Cül, hükümeti eleştirdi
'Ülkede değişen
hiçbir şey yok' ,
İstanbul Haber Servisi -
Refah Partısı Genel Baş-
kan Yardımcısı Abduliah
Gül, koalisyon hükümeti-
nin, kaybedenlerin kurdu-
ğu bir hükümet olduğunu
söyledi. Son seçimlerde,
RP dışındaki tüm partile-
rin oy kaybettiğıne dıkkat
çeken Gül. "Türkiye'de
son 10 senedir, yönetimleri
halk tarafından tasv ip edil-
meyenler seçildi. Bunlar
birdenbire tekrar Türki-
ye'yi yönetmek için görev
aldılar. Fakat aradan bir
buçuk ay geçmiş olmasına
karşın üikedeyeni bir heye-
can olmadı" dıyc konuştu.
Gül'ün konuşmacı ola-
rak katıldığı 60'lılar Grubu
toplantısı, dün Büyük Sür-
meli Oteli'nde yapıldı.
Toplantıda koalisyon hü-
kümetini eleştiren Gü?,
"Türkiye. ber şeyin yolun-
da gittiği bir ülke değil. Büt-
çe, sağlık, belediye. hepsi
bozuk. Bu durumun değiş-
mesi için yeni şeyler yapa-
cak bir anlayışın gelmesi ge-
rekir" dedi. Gül. Türki-
ye'de 1940'h yıllardan bu
yana "Halk doğru olanıbu-
İamaz, onun yerinc biz dü-
şünelim" misyonunun bu-
lunduğunu. atılım yapıla-
bilmesi için bu zihniyetin
değişmesi gerektiğini be-
lirtti.