04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 NİSAN 1996 PAZARTESİ HABERLER Nusaybin'de silahlı saldırı • MSAYBİN(AA)- Mardin'in Nusaybin ilçesinde bir kişi. uğradığı silahlı saldın sonucu öldü. llçe merkezinde >ürümekte olan 35 yaşındaki Yusuf Demir. kimliği belirlenemeyen kışi ya da kişilerin saldınsı sonucu hayatını kaybetti. Olayla ilgili soruşturma sürvyor. İnterstar'a ceza davası • ANK\RA (Cumhuriyet Bürosu - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı. yaptıklan bir dizi yayında. DYP Genel Başkam Tansu Çiller'in kişilik haklanna hakaret ettikleri gerekçesiyle, aralannda özel televizyon kuruluijunun sahibi Cem Uzan. genel yayın yönetmeni Ardan Zentürk ve yorumcu Engin Ardıç'ın da bulunduğu 8 kişi hakkında eeza davası açtı. ÇilJer'in suç duyurusu üzerine açılan davada, sanıklar hakkında 2 yıl 3'er aya kadar hapis, 30'ar milyon lira da para cezası isteniyor. RTÜKve yaymcılar • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Teleyizyon Üst Kurulu (RTÜK), yayıncılık konusunda aksaklıklann giderilmesi ve çözüm önerileri konusunda TRT ve özel televizyon yöneticilerini toplantıya çağırdı. Alınan bilgiye göre 16 nisan salı günü RTÜK'ün merkez binasında yapılacak görüş alışverişinde, yayınlarda yapılan "gizli reklam". dizi, film, haber. kuşak ve güncel programlarda reklam sürclen ihlallerine ilişkin konular ele alınacak. RTÜK'ün görüşmede. yayıncılara programlannda özellikle eğitim-kiiltür konulanna ağırlık vermelenni önereceği belirtıldi. Demirel, Zonguldak'ta • ZONCULDAK (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dün Zonguldak'a giderek Karaelmas Universitesi Rektörlük binası, Tıp Fakültesi Hastanesi temel atma törenlerine katıldı. Demirel, yapımı tamamlanan adliye binasını da törenle hizmete açtı. Demirel, burada yaptığı konuşmada Türkiye'nin hür ve serbest bir ülke olduğunu vurgulayarak "Millı birliğimıze, beraberliğimize, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne yönelmiş bulunan fitneye karşı bütün vatandaşlanmızın çok dikkatli olması gerekir" dedi. Demirel, Türkiye'nin bir yargı reformuna ihtiyacı olduğunu da dile getirdi. 'Düşünceye Özgurlük' kitabı • İstanbul Haber Servisi - Toplatılan 'Düşünceye Özgürliik' kitabının yayıncısı olarak imza atan tiyatro ve sinema sanatçısı Mahir Günşıray'ın, yargilanması sırasında ünlü yazar Kafka'dan bir bölüm okumasının mahkemeye hakaret kabul edilmesinin ardından, İDGM Cumhuriyet Başsavcılığı. işlenen suçun DGM'nin görev alanına girmediği için "gereğinin takdir \e ifası" için hazırladığı fezlekeyi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılğı'na gönderdi. Fezlekede belirtilen. TCK'nin268. maddesine göre Günşıray, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacak. Zeytinburnu'nda yangın • İstanbul Haber Servisi - Zeytinbumu'nda meyve toptancılığının yapıldığı Bostan Hali'nde yangın çıkması sonucu iİci dükkân tamamen, 7 dükkân da kısmen zarar gördü. Şerafettin Ceylan'a ait işyerinde başladığı sanılan yangın, kısa sürede 8 dükkâna sıçradı. Zeytinburnu. Fatih ve Bakırköy itfaiye gruplannın söndürdüğü yangında, Ismail Karagülle, İsmail Marangozoğlu. Cumhur Yenidünya. Nurettin Altınsu. Hıkmet Özgüney, Saadettin Gündoğan ve Fikret Güner'e ait dükkânlar zarar gördü. CHP lideri Baykal, Cumhuriyet'e verdiği demeçte ANAYOL'un bittiğini söyledi 'Bınıaknnn sorumlusu Ecevit'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkam Deniz Baykal. "ANAYOL" koalisyonunun. 1 ay bile geçmeden "bitti- ğÜM" sav unarak "Güven tetkini oimayan, ge- leceği olmayan bir hükümete. hükünıct de- nemez" dedi. Baykal, sürecin "ANAP-RP" koalisyonu- na doğru işlediğini belırtirken ortaya çıka- cak yeni bir hükümet bunalımından DSP li- deri Bülent Ecevit' in sorumlu olacağını öne sürdü. Son siyasi gelişmelere ilişkin olarak Cumhuriyet'in sorularını yanıtlayan CHP lıden Baykal. RP'nın. DYP Genel Başkam Tansu ÇÛIer hakkındaki yolsuzluk önerge- leri konusunda "son derece açık bir tavır i/- lediğini" söyledi. RP'nin, ANAYOL hükii- metinin üzerine gitmeye çalıştığını ve yol- suzluk dosyalannı da en etkili mekanizma olarak gördüğünü anlatan Baykal. "Adam- lar müthiş hevesli. Bu yolsuzluk önergeleri. hükümeti yıkmaya dönük önergelerdir" de- di. "Jlgi çekici oian, DSP'nin de böyle bir gi- rişim içinde yer almasıdır" görüşünü dilc getıren Baykal. TEDA$ volsuzluğunun ye- nı ortaya çıkmadığını ve konunun hükümet kurulurken DSPtarafından bilindiğini söy- ledi. Yolsuzluklarla ılgili soruşturma başla- tılmasının. hükümeti veÇıller'in başbakan- lığını ortadan kaldıracağını savunan CHP lideri, şu görüşleri dile getirdi: "Bu görülerek yürütüldü. Zaten bir süre önce Ecc\it "C'are seçimdır" diyerek o so- rumluluktan sıynlmaya çalışh. Ârkasından bu TEDAŞ'la ilgili önergeyi verdi, seçim di- yerek su kovduktan sonra "Ben 5 yıl boyun- cayokum haberinızolsun' ilanınıyapmışot- du. Mesut Bey de bu manzara karşısında şu tavrı takınamadı. "Böyle şey mı olur'.' Cid- di olalım. bu hükümeti yıkmaya dönük bir olay, istikrarsızlık girişimi. Buna alet olnıa- yız. Yolsuzluk konusunu gidip herkes mah- kemede halledebilir' deyip grubunu tutabt- lirdL '{.amurun üstünde oturmam. Başba- kan olurum. ama çamurun oraya gelmesine ızın vermem' dedL Böyle bir maskaralıkçık- rı ortaya. Buna AINAP yeşil ışık yakınca hü- kümet bitti." Koalisyon hükümetinin I ay içtnde anla- nıını yıtirdığinı savunan CHP lideri. "Hü- kümet bitti. Görmemiz gerekiyor. 1 ay bile geçmedi. ama şu anda hükümetin rşi tamam- dır. Güven telkin etmeyen. geleceği olmayan bir hükemete, hükümet deneme/" dıye ko- nuştu. "İş, RP'yedoğrugidiyor" diyen Bav- kal, sürecin çok açık biçimde RP-ANAP ko- alisyonuna doğru ışlemeye başladığını söy- ledi Bu gelişmelerde en büyük pay sahıbi- nın DSP lideri Ecevit olduğunu savunan Baykal. "Şunu sormak gerekir; bu maska- ralığa Türkiyt'yinedenaletettiııİAniyekur- durdunuz? Bunu en çok Ecevit'e sormak ge- rekir" dedi. Hükümetın kurulması aşamasında. M Bu hükümet işlemez. Bu yapıyla bir şey yapa- mazsınız" diye uyarıda bulunduklarını an- latan Baykal. hükümetin bu kader erken "dağüacağını ummadığuu" kaydederek şun- ları söyledi: ~ I ay geçti, DSP su koymaya başladı. Mer- kez sagı degertendirmek gerekirdi. RP'yi da- ha güçlenmiş tararhaünegetirmenin sorum- luluğu \ok mu? Niye yapıyordun tüm bun- lan, RP'yi önlemekiçin değil mi? RP'yi şim- di daha güçlü hale getirdin. Hükümet kund- duktan I ay sonra nasıl kızarsın? TEDAŞ'ı bile bile kurdurdun bu hükümeti? Ayıp de- ğil mi yaak değil mi, Türkiy e'ye? Bu dönem- de parti olarak fe\ kalade güzel bir sına> ver- dik. Bunun bütün taraflar için yanlış oldu- ğunu açıklıkia so» ledik »e 1 ay geçmeden bu hüsran. perişanlık ortaya çıktı? Ne oldu. kim ne kazandı? Ecev it ne kazandı, RP kazandı? Mesut \ilmaz.tamamen bireyselbiryakia- şım içinde. DYP olmazsa, Ecevit var, RP var diye düşünüyor. Rezillik. ciddiyetsizlik-." DSP lidennin. 30 mılletvek'ilıyle bırlikte Doğu ve Güneydoğu'yu kapsayan birgezi- ye çıkacağını ve zorunlu durumlar dışında Ankara'ya ugramayacağını da anımsatan Baykal. "Ecevit kaçryor mu? Bütçe göriişü- lürken Ankara'da olmayacak mı? Vleclts'te bunu soracağım. Kendin öneri verip, kaçı- yorsun. Bu önerge önümwtegelirse biz buna sahip çıkanz" dedi. gerisindeyîz 9 PAB Kadın Konferansı'na sunulan istatistik bilgilere göre Türkiye, kadınlann siyasi haklan açısından azgelişmiş Afrika ülkeleri düzeyinde bile değil İstanbul Haber Servisi - Türkiye'nin, kadınlann el- de ettiği siyasi haklar açı- sından Gana ve Ruan- da'nın bile gerisinde kaldı- ğı açıklandı. 95. Parlamentolararası Birlik (PAB) Konferansı, bugün Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın açış konuşmasıyla Atatürk Külrür Merkezi'nde başla- yacak TBMM Başkam Mustafa Kalemli ile PAB Konsey Başkam \e PAB Türk Grubu Başkanı'nın da birer konuşma yapacak- ları PAB Konferansı'na 100 dolayında meciis baş- kanı ve başkan yardımcısı. 700'ü aşkın parlamenter ile üye ülke parlamentola- nnın genel sekreterlen, üst düzey yetkililer katıiacak. 20 nisan cumartesi günü sona erecek konferansın salı günkü oturumuna Başbakan Mesut Yılmaz da katıiacak. Konferans çerçevesin- de, kadın parlamenter top- lantısı ileparlamenterlerin insan haklan, azınlıklann haklan, Kıbns, Ortadoğu. dünyada balıkçılığın sü- rekliliği ve balık stoklannın korun- ması. Akdeniz'de güvenlik ve iş- birliği gibi konularla ilgili komite toplantılan gerçekleştirilecek. 95. Parlamentolararası Birlik Konferansı çerçevesinde düzenle- nen. "Kadın Parlamenterler Top- lantısı'" dün Çırağan Sarayı 'nda ya- pıldı.Toplantınınaçılışoturumun- da, kadınlara yönelik şiddet. kadı- nın statüsü. siyasete kadının katı- lımı, kadının ve erkeğin siyasete katılımında görülen dengesizliğin düzeltilmesine dair PAB eylem plant tartışıldı. Oturumun başkanlığını Devlet Bakanı İmren Aykut'un yaptığı toplantının açış konuşmasını Par- lamentolararası Konsey Başkam Dr. Ahmet Fathi Sorour yaptı. So- rour. demokrasi ve eşitliğin sade- ce politikada temsil edilmekle de- ğil, aynı zamanda tüm toplumun hayat standardını yükseltmek ve toplumu müreffeh kılmakla ger- çekleşecegini belırterek "İşte kadı- nın katılımı. özellikle kalkınmaya olan katkısı burada çok önem ka- zamvor" dedi. OTL'RL'M BAŞKANLIĞIM AYKL i VAP11 - "Kadın Pariamenterler loplantısı" dün (, ırağan Sarayı'nda ya- pıldı. Toplantının açılış oturumunda, kadınlara yönelik şiddet. kadının statüsü, siyasete kadının katılımı. kadının ve erkeğin siyasete kaülımında görülen dengesizliğin düzeltilmesine dair PAB eylem planı tarüşıldı. Şubat I997'de Hindistan'ın Ye- ni Delhi kentinde yapılacak "Poli- tikada Kadın ve Erkeklerin Ortak- lığına Doğru" başlıklı parlamento- lararaM sompozyumun ve "politi- kanın ikiz kardeşi kalkınmanın" önemıne de inandığını belirten konsey başkam Sorour. gelecektc "Kalkınmada Kadın ve Erkekle- rin Ortaklığına Doğru" konulu bir parlamentolararası sempozyumun toplanmasını önerdi. Oturumu yöneten Devlet Baka- nı İmren Aykutda yaptığı umn ko- nuşmada Türkiye'de kadın sorun- lanyla bu konuda yapılan çalışma- lara ilişkin bilgiler verdi. Konuş- masında ülkemizde kadınlann okunıa-yaznıa. işgücü vc siyasete katılma oranlannın erkeklere göre çok düşiik olduğunu istatıstiklerle açıklayan Aykut. kadına yönelik şiddet konusunda ise şunlan söy- ledi: "Tüm dünyada olduğu gibi bir insan hakkj ihlali olan kadına yö- nelik şiddet. ülkemizde de önemli bir sorundur. Şiddete yönelik ola- rak kadınlara verilen danışmanlık ve sığınma hizmetteri gelişmekle birlikte henüz yeterti değildir. İs- tanbul ve Ankara'da gönüllü kadın örgütleri tarafından şiddete maru/ kalan kadınlara yönelik olarak iki kadın danışma merkezi ve bir SH ğınma evi kurulmuştur. Bir ilde de yerel yönetime bağlı kadın danışma merkezi bulunmaktadır. Bakanlı- gıma bağlı SosyaJ HUmetler ve Ço- cuk Esirgeme kurumu'nun altı il- de kadın misafirhanefcri, kadınla- ra sığınma evleri bulunurken, Ka- dının Statüsü ve Sorunlan (•enel Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş üç bilgi başvuru bankası, kadına yönelik şiddet konusunda hukuki, psikolojik danışmanlık ve yönlen- dirme hizmeti sunmaktadır" İmren Aykut, şiddete maruz ka- lan kadınlann başvurduğu güven- lik güçleri. sağlık personeli ve di- ğer kamu görev lilennin hiznıet içi eğitimden geçirilmesi gerektiğini belirttikten sonra. dünyada olduğu gibi Türkiye'de de medyada kadın- lara yönelik şiddet habcrlerinin yer alma biçiminin şiddetı körük- levecek ve kadınlan bir kez daha mağdur edecek nitelıkte olduğunu öne sürdü. imren Aykut, kadın par- iamenterler! HABITAT-II Konfe- ransı'na davet etti ve geçen hafta ziyaret ettiği Bosna-Hersek'teki kadınlann ve çocuklann bulundu- ğu durumu anlatarak her parla- mentenn ülkesindekı resmi vegay- rı resmı tüm yardım kuruluşlannı bu konuda harekete geçirmesi ge- rektiğini söyledi. Aykut'un konuşmasından sonra söz alan çeşitli ülkelenn delegele- n. kendi ülkelennde gerek parla- mentoda. gerekse diğer çalışma alanlarında kadınlann durumuna ilişkin bilgi verdilcr. Daha sonra toplantıda, çeşitli ül- kelerdekı kadın parlamenterlerin erkek parlamenterlere oranını gös- teren bir istatistik katılan delegele- re sunuldu. İstatistikte. parlamen- todaki kadın oranı yüzde 40 ile bi- rinci sırada Isveç'in yer aldığı dik- kat çekerken Türkiye'nin 2.4'le Afrika ülkelennin bile gerisinde kaldığı gözlendi. Parlamentosun- daen çok kadın bulunan İsveç'i di- ğer beş Iskandinav ülkesi izlcdi. YDP lideri H. Celal Güzel: Hırsız, hırsızdan hesap sormaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ycniden Doğuş Partisi (YDP)Genel Başka- nı Hasan Celal Güzel, ANAP ve DYP'nın akla "yolsuzluk ve rüşvet" kav- ramlannı getirdiğini belırte- rek "HırsK, hırsızdan besap sormaz. Valı çetesi birdi, iki oldu" dedi YDP Genel Başkam Ha- san Celal Güzel. dün düzen- ledigı basın toplantısında, Türkiye'nin son derece kö- tü yönetıldıûinı belirterek ANAP-DYP"koalisyon hü- kümctının DSP'nin çekim- scr kalarak aldığı güveno- \ ununun anay asaya göre ge- çerli olmadığını bıldirdi. Başbakan Mesut Y'ıhnaz ve DYP Genel Başkam Tansu Çiller'in konumunu, 23 Ni- san Ulusal EgemenJik ve Çocuk Bayramı'nda resmi makamlaraoturtulan çocuk- lann durumuna benzeten Güzel. "Hükümetin şu an- daki durumu 23 Nisan da koltuklara oturtulan çocuk- lann duruntunu anımsatı- yor. Bu hükümet, güvenoyu almamış ve meşru olmayan bir hukuk düzeninin üzerin- de oturuyor" diye konuştu. Anayasanın 90. maddesi- ne göre TBMM Genel Ku- ml toplantılanna katılanla- nn oylan ne olursa olsun salt çoğunluğa göre kararlann alınabileceğini anlatan Gü- zel, bu durumda hükümetin güvenoyu almış sayılama- yacağını bildırdı. Güzel. gü- venoyu almamış bir hükü- metin OHAL ve Çekiç Güç'ün uzatılmasına ilişkin kararlannın da geçersiz sa- yıldığını. bu haliyle de iki durumun ortadan kaldmldı- ğını savundu. Güzel. RP'nin bir noktada yanıldığını da sav unarak Anayasa Mahke- mesi'nin TBMM kararlan- nı denetleme yetkisi bulun- madığını. RP'nin başvuru- suna da "görevsizlik" kara- n verebileceğini bildirdi. Malatya Nizam-ı Âlem Ocaklan'ndan şeriat propagandası YUSUF ÖZKAN ANKAR.A-Büyük Bir- lik Partisi'nin (BBP)genç- lik örgütüolarak bilinen "Nizam-ı .Âlem OcaklarT adina Malatya'da sergile- nen "Gözyaşı Geceleri" adlı gösteride. şeriat pro- pagandası yapıldığı bildi- rildi. Yeşil bayrak altında "Pudan deviriyoruz, ikti- dara geliyoruz. Osmanlıh- ğı canlandıracağız. Hep birlikte savaşacağız" diya- loglannın yer aldığı göste- ride, Filistin'deki şeriatçı Hamas örgütüne de "se- lam" gönderildi. Afişinde "Bu ne bir ti- vatrodur, ne bir film ne de mevlüddür. Bu. ancak scv- redildiğinde anlaşdacak bir şeydir" diye tanımla- nan "Gözyaşı Geceleri" adlı gösteri. 7-8 Nisan 1996 tarihlennde Malat- ya'daki Renk Sinema- sı'nda sahnelendi. Haşim Aktan'ın rol aldığı 3 saat- lık gösten. monolog biçi- minde sürüyor. Sadece 10- 15 dakikası iki kişi ara.sın- da geçen diy alogla destek- lenen gösteride. elinde mikrotbnla sahnede ıkı ya- na gidip gelen ovuncu. dinsel sözcük ve laiklik karşıtı sloganlar atıyor. Gösteride. iki kışının ko- nuşmalarının. efekt olarak kullanıldığı slayt gösterisi ile de desteklenıyor. Ha- şim Aktan. göstenyi. be- yaz entan. başında ağarlı Arap başörtüsünden olu- şan "kostümlerle" sunu- yor. Aktan "ın Malatya'da düzenlenen gösterısinde de laiklik karşıtı sloganlar atılarak şeriat propaganda- sı yapıldı. Coğunluğu tür- banlı ve kara çarşaflı ka- dınlardan oluşan ızleyici- ler. çığlıklar atıp alkışlar- ken erkek ızleviciler de koro halinde "zikir'"e yö- neldiler. Aktan. sahneye getirilen yeşıi bayrak altın- da "Putlan deviriyoruz. İktidara geliyoruz. Os- manlılığı canlandıracağız. Hep birlikte sav~aşacağız" sözlenv le örülü konuşma- sını sürdürürken slavttd, Fil).>tin'deki scn.itçı Ha- mas örgütünün .silahlı kıt- lesel ev lemlennden görün- tüler sahneve vansitıldı. DHKP-Cii Karakuş ve Bektaş'ın cenazeleri Gazi Mezarlığı'nda toprağa verildi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Karakuş veBektaştoprağa verildiİstanbul Haber Servisi-Terörle Mü- cadele Şubc Müdürlüğü'nc bağlı tım- lerin 10 nisanda düzenlediğı operas- yonda öldürülen yasadışı Devrimci İlalk Kurtuluş Partisi-Ccphesi (DHK.P-C)militanlan Muharrem Ka- rakuş ve Mustafa Bektaş. dün Gazi Mahallesi Mezariıûı'nda toprağa veril- di. Muharrem Karakuş ve Mustafa Bektas'ın ceııazelen. sjbah saatlerin- de aılelerince \dlı 4 ıp Morgu'ndan alınıp Gazi Mahallesi Ceınevi'ne ge- tırildi. Cemevınde kılınan cenaze na- mazmdan sonra DHKP-C bayraklan- na sarılan tabutlar. eller üzerinde taşı- narak kortej oluşturuldu. "Şehitler ölümsü/dür". "Analann öfkesi katil- leri boğacak" sloganlanyla yakla^ık üç bın kişilik topluluk, Gazi Mahallesi Mezarlığı'na yürüdü. Çeşitli vasadışı örgütlenn bayrak vc sloganlannın taşındığı kortej in önîin- de yer a lan birgrupdauygunadıtn yü- rüdü. Cena/elenn toprağa verılnıesinın ardından devrim andı ıçen topluluk, cemevi önüne kortej halindeyürüdük- ten sonra sessızcedağıldı. Gazi Mahal- lesi çevrcsinde panzerlerlc yoğun ön- lem alan güvenlik güçleri. yürüyüş ala- nına yaklaşmadı. Terörle mücadele ekipleri. 10 nisan akşamı Muharrem Karakuş ve Musta- fa Bektaş'ın içinde bulunduğu otomo- bili (îöztepe köprüsü yakınlannda çe- v ırerek çatışmaya giımişlerdi Olay ye- nnde yaralanan Mustafa Bektaş. kal- dırıldığı Gö/tepe SSK Hastanesi'nde hayatını kaybetmiş, Muharrem Kara- kuş ise Kısıklı'da kaçmaya çalışırken güvenlik kuvvetlerince öldüriilmüştü. BÎZBIZE ERDAL ATABEK Nerelisin? Kimlerdensin? Bu iki soru beni hep düşündürmüştür. insanlarımız biriyle konuşmaya neden hep bu iki soruyla başlar- lar? Bana sorulduğunda da "Adapazarlı" olduğumu söylerdim, çünkü orada doğmuştum. Ama orada doğma nedeni öğretmen olan babamın görevinden ötürü olduğu için de "oralı" sayılıp sayılmamam bi- raz boşlukta kalırdı. "Kimlerdensın?" sorusuna hiç yanıt vermezdim, çünkü "kimler"in sorulduğunu pek anlayamazdım. Biz, anne baba ve iki kardeşten olu- şan bir aileydik. "Kimlerden?" sorusunun yanıtı ol- ması gereken tanınmış aile kimliğine sahip sayılmaz- dık. Sonraki yıllarda bu iki sorunun "yerelkimlikle ilgi- li güvenlik soruşturması" olduğunu anladım. Insan- lar, kendi kişilikleriyle değil de "aile kimliği" ile "gü- venilir" ya da "güvenilmez" bulunuyorlardı. "Baba- sını tanırım, iyi adamdı" sözü en güçlü referanslar- dan biriydı. Ya da "ailesini bilirim, bir işe yaramaz" yargısıyla bir insan hakkında karar verilebiliyordu. Yerel kimliklerin güçlü biçimde yaşadığı kültürler "ye- rel kültürier"ö\r. Türkiye "yerel kültürler" dönemin- den "ulusal kültür" dönemine geçememiştır. "Ev- rensel kültür" ise henüz ufukta bile yoktur. "Nerelisin-kimlerdensın?" sorulannın yerini "seo kimsin-ne düşünüyorsun-ne yapmak istiyorsun?" sorulan almadıkça da bu kültürün sürdüğü anlaşılar caktır. Eleştirel düşünce sahibi yetkin kişilikli birey>- ler yetiştirilmediği sürece de "aile kimliği" egemen olacaktır. Toplumsal degişim gerçekleşmediği için de çocuklanna "birey kimliği" vermeyi amaçlayan 68 kuşağının anne ve babaları çocuklanyla en güç so- runlan yaşayan kişilerolmuşlardır. Çünkü toplum ge- neli "yerelkültür"ü ve "aile kimliği"n\ aşamamış, top- lumda kökleşemeyen "ulusal kimlik" de törenlerde kalmış, "evrensel kültür-birey kimliği" hedefi de yo- lunu bulamayıp sapmalara uğramıştır. Sorunlann kö^ keninde toplumla bireylerin arasında derinleşen ç&* lişkiler yatmaktadır. * • • Şanlıurfa'da aile kararıyla yaşı küçük bir çocuğa öldürtülen Sevda'nın öyküsünde de öyle hayretlere düşülecek, "neler de oluyor?" dedirtecek fazla bir şey olmamalıdır. Sevda "evden kaçmış birkız'dır. Bu tanım bile "cezasının verilmesi gerekir" hükmü için yeterlidir. Verilen ceza belki ağır bulunacaktır, belki herkesin gözü önünde olması yanlış bulunacaktır; a- ma olay da "ağır cezalık"\\r. Önemli olan. ailenin yetki ve sorumluluklarıyla bi- reyin yetki ve sorumluluklannın sınırlannın nasıl çizi- leceğidir. Bunun sınırlarını da bir toplumun kültürü çi- zer. Yasalarla kültür arasında çelişkiler varsa kültü- rün gereklen yapılır, yasalar önem taşımaz. Şimdi her konuda ailenin çocukları için verdiği ka- rarları "doğrudur, elbette öyle olması gerekir" diye onaylayacaksınız. çocuklann her durumundan aile- leri sorumlu sayacaksınız, sonra da "aile karanyla in- faz"a "olmaz" diyeceksinız. Bu da çelişki olmuyor mu? Olaylara neden-sonuç ilişkisi içinde bakama- dığımız zaman -her olayda olduğu gibi- sadece so- nuçları görürüz. değiştirmeye kalkarız ve elbette ba- şarısız oluruz. Bir kan davasında kanlısının öcünü almayan kişi kimselerin yüzüne bakamazken yasalan düşünmez bile. Toplumsal onayla yasalann onayını karşı karşı- ya getirirşeniz toplumsal onay ağır basar. Eğer top- lumsal değışimi gerçekleştiremezseniz bu durum sürüp gıdecek demektir. Ünlü bir ailenin kızlanndan birisinin ıstenmeyen bir evlilik karannı kabul etmeyip onu boşanmaya zorlaması ne denli doğruysa baş- ka bir ailenin de infaz kararı o denli doğrudur. Bu iki aile davranışı arasında temelde bir fark yoktur, so- nuçta fark olmuştur. Toplumsal kültürün değişmesi ekonominin değiş- mesinden de. teknolojinin değişmesinden de daha yavaştır. Onun için de kimse yanılmasın; bilgisayar- la, cep telefonunun kullanılmasıyla dolar mark he- sabı yapılması, duygusal davranışların değişiminl göstermez. Aile yapısının değişimi, aile içi iletişimi- nin, aile içi rollerin değişimi, aile içindeki hiyerarşik yapının, yetki ve sorumluluklann değişimi daha çok zaman alacaktır. Bu süreci hızlandırmak için hiçbir şey yapılmadığına göre de bu süreç kendi sosyal ge- lişimiyle değişecektir. Bu sürece nasıl müdahale edi- lir? • •• Eğitimle, eğitimle, eğıtimle. Eğitimi okulla sınırlayan, meslek edinmeyle brten anlayışı terk edeceksiniz. Herkesi, büyüklü küçüklü, eğitimlı eğitimsiz herke- si sürekli eğiteceksiniz. Ana olmayı, baba olmayı, eş olmayı, genç olma- yı, uygar olmayı öğreteceksiniz. lletişimın ne demek olduğunu. sosyal rollerin an- lamını öğreteceksiniz. Başkasını anlamayı, kendini anlatmayı, bakmakla görmek arasındaki farkı öğreteceksiniz. Verimliliği, program yapabilmeyi, zamanı kullan- mayı öğreteceksiniz. Başanyı, başansızlığı. ölçmeyi, kendini denetle- meyi öğreteceksiniz. Insanın nasıl insan olduğunu, neden hâlâ olama- dığını öğreteceksiniz. Sevgiyi, paylaşmayı, birlikte yaşamayı, saygıyı öğ- reteceksiniz. Bütün bunları başkalarına öğretmeden önce siz öğreneceksiniz. Kendınizi, metotlarınızı, programlannızı sürekli ir- deleyecek, gerekli düzeltmeleri. gerekli değişiklikleri yapacaksınız. Ancak ondan sonra "artık toplum oluyoruz" diyebilirsiniz. • • • Niyet var mı? RP'li Cül, hükümeti eleştirdi 'Ülkede değişen hiçbir şey yok' , İstanbul Haber Servisi - Refah Partısı Genel Baş- kan Yardımcısı Abduliah Gül, koalisyon hükümeti- nin, kaybedenlerin kurdu- ğu bir hükümet olduğunu söyledi. Son seçimlerde, RP dışındaki tüm partile- rin oy kaybettiğıne dıkkat çeken Gül. "Türkiye'de son 10 senedir, yönetimleri halk tarafından tasv ip edil- meyenler seçildi. Bunlar birdenbire tekrar Türki- ye'yi yönetmek için görev aldılar. Fakat aradan bir buçuk ay geçmiş olmasına karşın üikedeyeni bir heye- can olmadı" dıyc konuştu. Gül'ün konuşmacı ola- rak katıldığı 60'lılar Grubu toplantısı, dün Büyük Sür- meli Oteli'nde yapıldı. Toplantıda koalisyon hü- kümetini eleştiren Gü?, "Türkiye. ber şeyin yolun- da gittiği bir ülke değil. Büt- çe, sağlık, belediye. hepsi bozuk. Bu durumun değiş- mesi için yeni şeyler yapa- cak bir anlayışın gelmesi ge- rekir" dedi. Gül. Türki- ye'de 1940'h yıllardan bu yana "Halk doğru olanıbu- İamaz, onun yerinc biz dü- şünelim" misyonunun bu- lunduğunu. atılım yapıla- bilmesi için bu zihniyetin değişmesi gerektiğini be- lirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle