Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 NİSAN1996ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Demirel zamlan
yorumladı:
Devletin
açık
vermeyen
hesabıyok
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Akaryakıta son
3 ayda arka arkaya
- yapılan zamlann petrolün
varil fiyatındakı anıştan
kaynaklandığını söyleyen
Cumhurba^kanı
Siilev man Demirel.
"Petrul hesabı şu anda
dahi açık veriyor. Bırak
açık \ersın" demek
mümkün değil. Devletin
açık vermeven hesabı yok
zaten" dedi. Demirel. dün
lstanbul Ticaret Odası
heyetını kabulünün
ardından gazetecilere
y aptıgı açıklamada.
rekabetin büyük önem
taşıdığını belirtırken. bu
açıdan gümrük bırhğjnin
iyi \e kötü yönlen
olacagını söyledi.
Demirel, gazetecılerin
akaryakıt ürün fiyatlanna
yapılan zamlara ılışkın
soruları üzerine de şu
görüşlen dıle getırdı:
"Petrolün \arili 21 dolara
çıkmış. önceden 16dolar
düzev indev di. 5 dolar
birden fark etmiş. Petrol
hesabı şu anda dahi açık
veriyor. Bırak açık
vermeve devam etsın'
demek mümkün değildir.
çünkü devletin diğer
hesaplannda açık
vermeven ver \ok zaten."
ANAYOL, ranta vergiyi yeniden erteleyebilmek için yasa değişikliğini Meclis'ten geçirmek zorunda
Rantiyecilere RP-DSP engelî• Kolay borçlanmak için
vergiyi erteleme hazırlığı
yapan ANAYOL azınlık
hükümetinin bu isteğine,
DSP ve RP karşı çıkiyor.
SABİHA SEMERCİ
ANAYOL'un rantı \ergisiz bırak-
ma isteğinin gerçekleşmesi için. bu
konuda\eni biryasanın Meclis'ten
geçmesi gerekiyor. Menkul serma-
ye gelirlerinin İ997 yılından itiba-
ren Gelir Vergisi kapsamtna dahil
edilmesi ile ilgili yasada. Bakanlar
Kurulu'na erteleme yetkısı veril-
mediği için. yasal düzenlemenin dı-
şında "rant vergisinden" kurtulu^
yolu gözükmüyor. ANAYOL "azın-
lık" hükümetinin iç borçlanmayı
daha fazla zora sokmamak için Yük-
sek Planlama Kurulu'ndagündeme
getırdigi erteleme ısteği konusunda.
Maliye Bakanı da hazırlığın sürdü-
rüldüğünüaçıklarken. Meclis'teço-
ğunluk andhtannı elınde tutan RP \e
DSP. hükümete geçit vermeme ka-
rannda.
"Cniter vergi sistemi" olarak
kabul edilen \e "tüm kazançlann
vergilendinlmesı" boyutuylagenel
bir kabul gören 3946 sayılı vergi
kanunu. 26 aralık 1993 tarahınde
Meclis'ten geçti ve4günsonraRes-
mi Gazete'de yayımlandı. Ancak
yasaya eklenen bır ek geçicı mad-
de ıle. başta Hazine bonosu \e re-
po kazançlan olmak üzere menkul
sermaye gelirlerinin Gelır Vergısi
kapsamına alınması 1997 yılına bı-
rakıldı. ANAYOL'un bütün çabası-
na karşın. erteleme yasasının Mec-
lis'ten geçmesi için RP \e DSP'den
Erteleme yasası Meclis'ten geçmezse bono ve repo kazançlanna 1997'den itibaren vergi tahakkuk edecek.
en az birinin onayını alması gereki-
yor. Rantiye karşıtı tavırlarını ön
planda tutan \e \ergi adaletıni sa-
vunan her ikı parti de. bu erteleme
istegıne karşı çıkiyor. CHP de erte-
leme karşıtlan arasında değerlen-
dinliyor.
Eger Meclis'te yeni bir kanun ka-
bul edılmezse ve koalısyon dağıl-
mazsa. uygulamayı 1997'veertele-
yen DYPGenel Başkanı TansuÇil-
İer rantın vergılendirildiği ilk dö-
nemin başbakanı olacak.
Hazine bonosu ve de\ let tahv ılin-
den elde edilen faizlerin gelecek \ ıl
ba^ından itibaren bevannamelerde
görülmeye ba^lanacagına işaret eden
eski Başbakanlık Danışmanı \e Mar-
mara Lnıyersıtesi Maliye Bölümü
Ögretım Cyesi V'eysi Seviğ, "Faiz
ödenirken bir vergi kesilmevecek
ancak, faizi elde eden beyanna-
me verecek, tamanıı üzerinden
gelir vergisi ödevecek" açıklama-
sını yaptı. Seviğ. YPK'nın kanunu
ertelemesinın mümkün olmadığına
da işaret ederek. orada alınan kara-
rın sadece hiikümetin eğilimini or-
taya koyduğunu ifade erti.
DSP ve RP'den geçit yok
DSP Ankara Mıllenekilı \e eskı
Gelirler Genel Müdürü Zekeriya
Temizel, rant gelirlerinin vergılen-
dirilnıesinin ertelenmesı firkine
olumlu bakmadığını belırterek.
"Bövle bir tasarının Meclis'ten
geçirilebileceğin ihtimal vermivo-
rum. Konuvla ilgili olarak henüz
resmi bir parti görüşü oluşturul-
madı. Ancak bu uygulamanın doğ-
ru olmayacağını net olarak söy le-
vebiliriz,desteklemeyeceğimiz gi-
bi karşısında olacağız" dedi.
Bu kanun kabul edildiğinde üni-
ter sisteme geçişin benimsendiğine
de dıkkat çeken Zekenya Temizel.
"Daha önceden hesabını kitabını
vergisiz kazanca göre yapmış olan-
ların hesapları alt üst olmasın di-
ve kademeli bir geçiş öngörüldü"
dı\e konuştu.
Sorunun devletin vergi alamama-
sı ve borca bel bağlamasından kay-
naklandığını v urgulavan DSP lstan-
bul Mılletvekili Nami Çağan da.
"Rant gelirlerinin vergilendiril-
mesini sav unmuvorum. Ama Ha-
zine'nin vergivi istememe gerek-
çesi de doğru bir gerekçe. vergi-
lendirirseniz faizler onun da üs-
tüneçıkacak" dedi.
Refah Parti si Genel Ba^kan Yar-
dımcısı\eK.ayserı Mılletvekili Ab-
dullalı Gül de. rant gelirlerinin \er-
gilendirilmesinin ertelenmesine kar-
şı çıkacaklannı söyledi. Gül. "As-
gari ücretten vergi alırken. ücret-
liden vergi alırken başka bir ge-
lir grubundan vergi almıyorsu-
nuz. Bunun vanlış olduğu kana-
tindeyiz. Sosyal adalet açısından
vanlış, gelirlerin dağılımını gide-
rek bozuvor" dedi.
Vergi ertelemenin kısa vadede fi-
nans varatacağına işaret eden Gül.
ancak bunun uzun v edede ekonomi-
yi reel ekonomiden para ekonomi-
sineçeviren bireğılımolacagını be-
. lirtti. Muhalefette olan CHP ile bu
konuda aynıgörüşteolabilecekleri-
ni ve DSP'nin bu konuda ne vapa-
bilecegini ise kestiremediklerini vur-
gulayan Gül. "DSP bir ilke ile ha-
reket etmiyor. Pragmatik kısa va-
de ile hareket eden bir parti çıkar-
la hareket eden bir parti. Bülent
Ecevit'in kafasında ne var bile-
miyoruz" dedi.
RP Genel Başkan Yardımcısı
Oğuzhan Asiltürkde. ekonominın
en büyük açmazının tasarrufların
ranta gitmesi olduğunu söy leyerek.
rantın vergilendirilmesinin vanın-
daolduklannı bildırdı. Erteleme ile
ilgili olarak gündeme gelebilecek
bir yasa için karşı oy kullanacakla-
nnıvekabul edilmemesi içindege-
reken herşeyi yapacaklarını söyle-
yen Asiltürk. dün yaptıkları grup
toplantısından sonra Meclıs'e "fa-
izin masrafa yazılmaması"
konusunda bır kanun teklifi verdık-
lennı de sözlerine ekledı.
BENCE
IZZETTIN ONDER
Veteriner Hekimleri Derneği Başkanı Meliha Yılmaz, kredilerin amaç dışı kullanıldığını söyledi:
Hayvancılık kredileriyle otel yapılıyor
EBRl TOKTAR
ANKARA- Veteriner He-
kimlen Derneûi Başkanı Me-
üha\ ümaz. Türkıye'ye 19^0
> ılından berı damızlık düve
ithal edıldigini. bu konuda
gereklidenetimvetakıbatın
yapılmadıgını bildirdi. Yıl-
maz. hayvancılık kredilerinin
de Akdeniz sahillerinde beş
yıldızlı otellenn yapımında
kullanıldığını kavdetti.
Damızlık olarak ithal edi-
len birçok düvede meme ka-
nallannın olmadığını ya da
iltihap sorunlanyla karşı kar-
şıya olunduğunu belirten Yıl-
maz. "Dil ve Tarih Coğraf-
va Fakültesi'nden mezun olan
eski Tanm ve Kövişleri Ba-
kanlığı Personel Müdürü
Fevzi Kılıç'ın birzamanlar
damızlık düve ithaline gitti-
ği düşünülürse sonuca şaş-
rnamak gerekir" dıy e konu^-
tu. Yılmaz. damızlık hay-
vanlann yakın takibe alın-
, masınıis.teverekTürkive'nin
Şimdi de küpe ve aşı vurgunu
ANKARA (Cumhurivet Bürosu) -
Veteriner Hekimleri Dernegı Başka-
nı Meliha Yılmaz, Türk Yeterıner He-
kimleri Bırligi Vakfı'mn büyükbaş
hayvanlara takılan kulak küpesi satı-
şı. ilaç bandrolü dagıtımı ile sperm ve
aşı ithalatından trilyonlara varan usul-
süz kazanç elde ettiğini öne sürdü.
Vakfın Tanm Bakanhğf ndakı üst dü-
zey atamalarda da etkili olduğunu sa-
v unan Yılmaz. "Vakfın bazı vönetim
kurulu üveleri, Tanm Bakanlığı'nda
üst düzeyde görev li~ dedi.
Yılmaz. "Bu kadrolaşma tesadüf
değiL Dikkat edilirse. bakanhkta önem-
li görev lere gelen insanlar.y a v akfın y ö-
netim kurulunda görev almış va da
başkanlığını vaprnış" dedi.
Vakıf tarafından yapılan açıklama-
da, kulak küpesinin il müdürlükleri-
ne 7 bin 475 lıradan satıldıgı kayde-
dılırken. Yılmaz. bunun dogru olma-
dığını öne sürdü. Yılmaz. "Kulak kü-
pesi 7 bin 475 liradan degil, 10 bin li-
radan satılıyor. Küpenin maliv eti 4 bin
Ura. Bunun vüzde lü'u tanm il nıüdür-
lüklerine kalırken. kalanı v akfın kasa-
sınagiriyor"dedı.
TürkiveZiraatçılarDerneğı Başka-
nı Ibrahim \etkin de Tanm Bakanlı-
ğı'nın vakfa hayvan ithalat ve ihraca-
tında büyük kolaylıklar sağladıgını
kavdetti.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği
Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Muam-
met Aksın. vakfın Tanm Bakaniığı'na
atamalarda baskı > apmasınm mümkün
olmadığını savundu. Bakanlığın ken-
di mevzuatlan çerçevesindeatamalat
yaptıgını söyleyen Aksın.
u
\'akfinbu
vönde bir müdahelesi ne kanunen ne
fiilen mümkün" dı\e konuştu.
Tanm Bakanlığı Koruma Kontrol
Genel Müdürü Mehmet Alkan'ın. vak-
fın eskı başkanı olduğu belırlendi. Es-
ki Koruma Kontrol Genel Müdürü Ni-
zamettin Güvener. Koruma Kontrol
Genel Müdür Yardımcısı AhmetÖz-
seven. Tarımsal Araştırmalar Genel
Müdür Yardımcısı HüseyinSungurve
eski Müsteşar Yardımcısı Cengiz Al-
demir'ın de vakfın mütev ellı üyesi ol-
duklan öğrenildi. Tanm Bakanlığı Ko-
ruma Kontrol Genel Müdüriüğü Da-
ire Başkanı HüsamettinÖner. Tarım-
sal Araşlırmalar Genel Müdüriüğü
Daire Başkanı Fadıl Delligözoğlu. Şap
Enstitüsü Müdürü Muammer Aksın'ın
da vakfın vönetim kurulu üyesi ol-
duğu saptandı.
hav v ancılık coğrafyasının çı-
kanlması gerektiğini söyle-
di. Yılmaz. "Tanm Bakan-
iığı'na sesleniyorum. Yiizde
sıfır ve v üzde 20 faizle veri-
len kredilerin hangisi geri dö-
nüyor; hangisi kaynakta kul-
lanılıyor? Bu sorulara cevap
verilsin" dedi.
Veteriner Hekimleri Bır-
liği Merkez Konseyi Başka-
nı Hasan Metin de tanm Ba-
kanlıgrmn. bitkisel ve hay-
vansal üretımde ülke gerçek-
leriy le bagdaşık olmayan bir
yapı içi nde olduğunu v urgu-
lavarak ülkenın scbze ve
mevve üretinıinde bile itha-
lata muhtaç hale getirildigı-
nı>öyledı. Metın. hayvancı-
lığın ayrı bir sektör olarak
ele alınmasını isteyerek "Süt-
le karpu/u. etle tiitünü aynı
çuvala kman anlavış terkedil-
melidir" görü^ünü dıle getır-
di. Tanm \e Köy işleri Bakan-
lığı'nın bilim dışı mantık-
larla ışgal edildiğını kayde-
den Metin. hayvancılık ve
su ürünlen müsteşarlıgı ku-
rulmasını ıstedi.
Eskı Et ve Balık Kurumu
Genel Müdürü. ANAP Kınk-
kale Milletvekilı RecepMız-
rak ise böyle bır müsteşar-
lığın kurulmasının hayvan-
cılıkla ilgili sorunlan çöz-
meyeceğini savunarak şun-
ları söyledi: "Hayvancılıkve
su ürünleri müsteşarhğının
kurulması çözüm olmaya-
caktır. Çünkü o zaman da
Tanm ve Köv işleri Bakanh-
ğı'ndaki kadrolar alınıp ora-
va aktanlacak."
Üreticiler
Beyaz ette
yüzde 5
indirim
ANKARA(Cumhurivet Büro-
su)- Bevaz et üretıcıleri. fivatla-
rında y üzde 5 ındırim yapacakla-
rını açıkladılar.
"'Deli inek" hastalığının varat-
tığı korku nedenıyle talep patlama-
sıy la karşı kar^ıy a kalan bev az et-
teki fiyat artışlarının halkta tepkı
uyandırması üzerine. Dev let Ba-
kanı Ufuk Söylemez. Zıraat Ban-
kası Genel Müdür Yekilı Salih
Şevki Doruk ıle Hazine Müste-
şarlıgı, Dış Ticaret Müsteşarlıgı.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yet-
kılıleri ıle Beyaz Et Sanayıcıleri \e
Damızlıkçılar\ Bırliğı (BESBİR)
üyelerı bır toplantı yaptı.
Ufuk Söylemez. fıvatlardakı ın-
dırımin tüketiciye yansıması için,
perakende satış fıvatlarının gaze-
teler aracılığı ile ılan edilmesi.
bö\ lece, beyaz et sektörü üzerın-
de varatılmak ıstenen spekülas-
yonlann önlenmesı konusunda da
anlaşma sağlandığını belirrti.
Çekirdek ve Elektron
Eleştiri sözcüğü çoğunlukla olumsuz ya da aleyh-
te bir yaklaşımı çağnştınr. Hatta o kadar ki, bazen eleş-
tirinin mutlaka aleyhte olmaması gerektiğini, lehte de
eleştiri olabileceğinı ıfade ederiz. Bana göre, eleşti-
riyi aleyhte bir stilde geliştirmek ve/veya onu aleyh-
te algılamak bize ciddi bir tatmin sağladığı için böy-
le davranıyoruz. iktisat alanında tatmin de bir tür ge-
lir olarak görüldüğünden, böyle bir ek gelire. özellik-
le de gelir seviyesi düşük toplumlarda fazla rağbet
edilmektedir.
Maddi gelir ve mutluluk düzeyi düşük toplumlar-
da olumsuz anlamda eleştiri malzemesi çok boldur.
Asfalttaki çukurdan memurun tembelliğine, trafik dü-
zeninden elektrik kesintilerine dek hemen her konu
eleştiri kapsamına girebilir. Bu zengin malzemeden
herhangi binni seçen eleştirmen, kulakları kızarırca-
sına eleştiriye daldığında, hız meraklısı bır araba ya-
• rışçısı ya da kumarbaz gibi, inanılmaz bir zevk alır.
Vücut salgıları faaliyete geçer ve tam bir tatmin sağ-
lar.
Böyle ateşli bir eleştiriyi okuyan ya da dinleyen de,
pasif sigara içicisine benzer biçimde, pasif eleştirmen
hazzına ulaşır. Pasif eleştirmen, aktif eleştirmende ken-
dini hisseder ve hatta yaşar, sonunda elleri patlarca-
sına alkış tuttuğunda hemen tüm enerjisinin tüketil-
mişliğı rahatlığını yaşar. Bu yolla enerji tüketme haz-
zını yaşayan çok sayıda akıllı bırey (!) oldukça, yazı-
larında saldırganhk dozunu yükselten. onlardan da-
ha akıllı yazarlar da (!) dogal olarak türer. Böyle bir
gelışme, köşe yazarlıgının özelleşmesinin en doğal
bir sonucudur.
• • •
Bu basit yaklaşım. çekirdekten habersiz yüzen bir
elektron saflığı içınde hareket eden bireylerin davra-
nışını anlatmaya çalışmaktadır. Hiçbir şeyin sebep-
siz olmadığı ve yaratılmadığı bu kâinatta, bu tür eleş-
tirilerin nedenı kurcalandığında, tonlarca enerjinin
nasıl boşa harcandığını görebılirız. Nasıl mı? Şöyle:
Bu tür eleştiriler, bır yandan bireylerin sosyal olgular-
la ilgili algıladığı, gizlenemez bozukluklarla ilgili olum-
suz enerji birikimlerini boşaltmakta; diğer yandan da
bıreyin. bu olumsuzluklan sistemin işleyişi dışında
bireysel, münferit ve dikkat edildiği durumda düzel-
tilebilir olgular olarak algılamasını sağlamaktadır. Böy-
lece hem bireyin enerjisi süzülmüş ve tüketilmiş; hem
de yönelişin adresi değiştirilmış olmaktadır.
Çevre ekonomisı açısından, toplum üzerinde böy-
le etki yaratanlara çevre kırleticileri, oluşuma ise çev-
re kirliliği adı verilebilır. Bu iş yazılı ya da görüntülü
basında yapıldığında ise, sırası ile, yazılı veya görün-
tülü basın kirlenmesi oluşur.
••• •
Her şeyin bir nedene bağlandığı bu müthiş düzen-
de. bu elektronlan kendi çevresınde döndüren, çe-
kırdektir. O çekirdek ki bu düzenden ve bu sosyal or-
tamdan. düzgün işleyen hiçbir kapitalist toplumda rü-
yada dahi görülemeyecek çıkarlar sağlamaktadır
Hem de eleştirdiği devletı de kullanarak! Geçen haf-
ta, bir işadamı. yatırımcıların finansal işlemlere fazla
yönelmemelerı, bunun yerıne daha çok reel yatırım
yapmalarını önermiş. Ne var ki. bu dönemde kimin
elinde sermaye olsa, bugünkü faizci gibi davranır.
Bu durumda, çıkıp etrafa nasihat vereceğimıze, ya
bugünlere gelişi önlese idik; ya da bugün elinde pa-
rası olanın, kendi ekonomik çıkarlarınagöre değil de,
bunun aleyhine, fakat toplumun uzun-dönemli çı-
karianna göre davranacak biçimde örgütlenmesini sağ-
layacak bir görüşü sahiplense idik. Bu verımsiz eko-
nomiyi, bu vergi ayrıcalıklarını, bu kaçak ekonomik
işlemleri ve daha birçok nedenlerı kım yarattı! Ma-
dem bir defa bu duruma geldik, bu durumda, yara-
tılan toplumsal degerler kamu kesimınde mi, yoksa
özel kesimde mi oluştuğunda, özel çıkarlardan da-
ha çok kamusal tercıhler doğrultusunda, yönlendiri-
lebilir! O zaman, niçın özelleştırme dayatması yapı-
yoruz!
Lütfen enerjimizi boşatüketerek, sahiplerinın çıkar-
larını koruyanlara aldanmadan uyanalım. Uyanalım
ki, çekirdeğin rüyasında dahi göremeyeceğini gerçek-
leştirmesine meydan vermeyelim!
ÇIFTÇI DOSTU / SADLLLAH USUMÎ
Hayvancılığm kurtuluşu yem sanayiinde
ANKARA - Türkiye'nin en
önemli sorunlannı sıralamak ge-
rekse, bunlann arasına "hayvanye-
mı "nı koymak kimsenin aklına gel-
mez... Zira, yıllarca "Tanm vehay-
vancılık batıyor" diye kıyamet ko-
parılırken, konuya sadece üç -
beş üretıcının sorunu olarak ba-
kıldı... iktıdar partilerine ve hükü-
metlere hayvancılığm Türk eko-
nomisinin can daman olduğunu
anlatmak mümkün olamadı!...
Amerika, Avrupa ve hatta bazı
Asya ve Afrıka ülkelennde hükü-
metler, üreticiyı ve tüketıciyı ko-
rurken, Türkiye'de tam tersı bir
uygulamayapıldı... Hayvancılıkti-
caretini yapanlar desteklendı...
Sistem, onlann para kazanacağı
biçimde programlandı... Böylece,
tam 12 yıldan beri ıhracatçısı, ıt-
halatçısı, alım-satımını yapanlar
trilyonlarca lira kazandılar. inanıl-
maz servetler sağladılar... Buna
karşılık. hayvanı yetıştıren. bakan
ve riske gıren üreticiler fakirteşti ve
iflas etti... Bırkaç yüz trilyonluk
hayvan varlığımız da çöktü....
Bu ortamı yaratabilmek için.
üretıciyi ve tüketiciyi koruyan sis-
temlerin yıkılması gerekiyordu...
Nitekim. özelleştirme fırtınası es-
tirildı, tarımı destekleyen tüm kuruluş-
lar yıkıldı... Çıftçilik ve hayvancılık sa-
dece yapanları ilgilendiren üçüncü, be-
şincı sınıf bır sektör olarak gösterildi...
Millete ve bütçeye "asalak" olduğu id-
dia edildi... Tabiı kı bu arada ınsana ve
hayvana değer verılmeyen böylesıne
bir ortamda "yem"in lafı bile olamaz-
dı... Nitekim. olmadı da!...
Aslında yem. tarımın can suyuydu...
Hayvancılıkla desteklenmeyen bir tanm.
tek bacaklı ınsana benzer... Yem ol-
maksızın da hayvancılık yapılamaz...
Türkiye, tam 16 yıl bu kurala ihanet et-
ti... Ancak. tanm ve hayvancılığm sürat-
le çökmesi, bazı gerçeklerin ortaya çık-
masına neden oldu... Buğdayın, etin. sü-
tün, şeker pancarının, ayçiçeğinin. pa-
muğun, arpanın, yulafın ve hayvan ye-
mının Türk ekonomısi içınde büyük bir
payı olduğu anlaşıldı... 16yıldan beri sa-
dece kötülenen. dışlanan tarım nihayet
Türkiye'nin gündemmde az da olsa ye-
nni almaya başladı... Ancak hükümet-
ler hâlâ başka havalarda... Tam ıki ay-
dan berı valı ve genel müdür tayinlerı
ıle çalkalanan Ytlmaz hükümetı, tanma
daha yüzünü bile dönmedi... ANAP -
DYPkurmaylan, olurolmazherşey ıçın
tartıştılar ama. tanm konusunu cıddı
olarak ele almadılar. Tabıi birkaç alışıl-
mış sözün dışında!...
Türkiye'nin şu anda belki de en önem-
li sorunu haline gelen tanm ve hayvan-
cılığımızın kaderinin tartışıldığı "3. Ulus-
lararası Yem Kongresi" bırkaç gün on-
ce Ankara'da yapıldı... Toplantı, dun-
yanın diğer ülkelerinden gelen uzman-
ların akınına uğradı. Ankara Üniversıte-
sı Rektörü, fakültelerın dekanları, yüz-
den fazla bilim adamı. yem sanayicile-
rı. Yem Sanayicileh Birliği kadrosunun
tamamı... Üç gün süre ileTürkıye'nin son
günlerde yaşadığı en önemli konulan ko-
nuştu ve cıddi kararlar aldı. Ama hüku-
metten bir tek yetkıli katılmadı... Ne
Başbakan, ne de bakanlar... Bakanlık
temsilcıleri bile sabah açılışa katıldılar
ve bır daha da gözükmediler... En çok
Tanm Bakanı beklendi... Zira, bakan
bu konuların hem en yetkilisi. hem de
çok yabancısıydı... Toplantıya katılırsa
belkı bir şeyler öğrenılebılir diye umut-
lananlarolmuştu... Oda "pas"geçtı!...
Bu ılgısizlik. Yılmaz hükümetinin de
tarım ve hayvancılığa karşı ilgısiz kala-
cağı ızlenımini verdi. Umutsuzluk yarat-
tı... Büyük bır tepkı oluştu!.. Nitekim. Bı-
limsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve
Zıraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Rü-
veyde Akbay bu ilgisızlığe adeta ısyan
ettı:
"Önemli olan sonuç almaktır. Yem
sanayıının sorunlan çok. Tanm Bakanı
toplantımıza katılmadı. Bakanlık müste-
şan gelmedi. Televızyonlar veımedi. Ba-
sın yazmadı. Sorunlanmızı biz bı-
ze tartıştık. Çözümlerini birbin-
mize anlattık... Bize düşen gö-
revlenhiçeksiksizyapıyoruz. Ho-
calar rapor hazırlasın diyorlar...
Hemenhazırlayıp veriyonız... Her
bakan değiştıkçe bızden rapor
ıstenıyor... Biz de uzun emekler-
le hazırtıyoruz ve venyoruz... Cum-
hurbaşkanı 'na bile rapor verdik...
Ama bugüne kadar hiçbir sonuç
alamadık... Devlet büyüklerimı-
zın bu tür toplantılara katılması ve
sorunlanmızı dinlemesi gerekir...
Yem konusunda büyük birsıkın-
tı var. Hükümet ilgilenmıyorsa,
biz harekete geçelim... En kısa za-
manda 'Hayvancılık ve Yem Sa-
nayıı Mıllı Komıtesı' kuralım..."
Akbay'ın konuşması diğer de-
legelerideetkiledı...Özellikleko-
mıte kurulması önerısı benım-
sendı... Nitekim, Adana delege-
sı ve sanayıci Ragıp Özoğul da
hükümetın tutumundan yakındı:
"Milli tanm ve hayvancılık po-
lıtikası yoksa, yem politikası olur
mu? Yem sanayiınin yaşaması
için tanm ve hayvancılığm geliş-
mesı gerekir. Hükümetler bugü-
ne kadar hayvancılıkla hıç ilgı-
lenmemış. Sonra da gözünü ka-
patıvermış. Böyle olunca hayvancılıkta
da suratli bır genleme başladı. 12 yıl
uyumuşuz. Şimdı Avrupa Biıiiği'ne gir-
meye çalışıyoruz. Onlar ağır sıklet, biz
ise destede güreşiyoruz. Bugun izle-
nenyol teslımıyet politıkasıdır. Eşıtko-
şullarolmadan onlarla başa çıkamayız...
Eğer, hayvancılığımız Avrupa Birliği'ne
rüşvet olarak feda edılecekse, toplu ola-
rak karşı koymalıyız... AB'ye gırmek için
12 yıl harcadık... Bır 12 yıl daha bekle-
tıleceksek hayvancılığımız öldü demek-
tir. Bizim sorunianmız sadece yem sa-
nayiinın sorunlan değildir... Türkiye'nin
sorunlandır. Yetkilıler toplantımıza ka-
tılmadılar. Kendikendimızeağlayalım..."
Yem Sanayıcıleri Birliği Başkanı Prof.
Murat Zincirlioğlu da tarımda her ge-
çen gün biraz daha kendi kendimıze ye-
terli olmaktan uzaklaştığımızı ve dışa ba-
ğımlı hale geldiğimizi ilerı sürüyor ve
şöyle dıyor: "Yıllarca ovunduğumüz
hayvancılığımızı bıtirdik. Artık ithal etler-
le ıhtiyacımızı karşılayabiliyoruz. Gerek-
lı önlemlen almazsak sureklı olarak dı-
şa bağımlı kalınz. Tavukçuluğumuza bır
göz atarsak durumun oldukça vahim
olduğunu göruruz... Damızlıklar tama-
men ithal olduğu için cıvcıv de dış kay-
naklıdır... Aşı ve ılaçlann da çoğu ithal-
dır... Çok övündüğümüz tavukçuluğu-
muzun, aslında 'fason üretım' olduğu or-
taya çıkmaktadır.. " •
Kışı soğukta geçirten 'ısıtıcı'
E
vine 8'inci ayda doğalgaz
döşeten okurumuz Nejat
Kaya, göndermiş olduğu
mektubunda bu kışı donarak
geçırdiğini belirtmiş. Mektubunda
Enfa Mühendislik tarafından
döşenen Vaıllant marka
kombilerin istenilen düzeyde ısı
vermediğini bildiren okurumuz
Kaya, defalarca tesisatı döşeyen
ve kombileri üreten firmalara
başvurmasına karşın bir sonuç
alamamış. Son çare olarak geçen
ay bizi arayan okurumuzun
şikâyetini üretici firma Vaillant Isı
Sanayii ve Ticaret Limited
Şirketi'ne ilettık. Söz konusu
şikâyeti hatırladıklarını söyleyen
Vaillant Müşteri llişkileri'nden
Furkan Yiğit, okurumuzun
oturmuş olduğu evde ısı yalıtımı
yapılmadıgını hatırlatarak Tarabya
sırtlarında olan evin çok rüzgâr
aldığını dile getirdi. Ayrıca tesisatı
döşeyen firmanın kendi bayileri
Cumhuriyat Gaz
Turkocagt Caa 39'41
Cagaloglu/ISTANBUL
TEL 512 O5 O5
FAX 514 O7 51
olmadığını vurgulayan Yiğit,
bayilerine hizmet içi eğitim
verdiklerini anımsatarak
"Böylece hata yapma
olasılığım en aza indiriyoruz"
dedi. Enfa Mühendislik'in
döşemiş olduğu tesisatta seçilen
boru çapının yeterli olmadığına
dikkat çeken Yiğit. "Sıcak suyun
yeterli derecede radyatörlere
ulaşamaması yüzünden verim
elde edilemiyor" diye konuştu.
Okurumuzla göruşeceklennı
söyleyen Furkan Yîğit, tesisatı
tekrar kontrol edeceklerini dile
getırdı. Nejat Kaya ile yaptığı
göruşme sonrasında bizi arayan
Furkan Yiğit. tesisatı kendi
bayilerinin yeniden döşeyeceğini
söyledi. Söz konusu firmanın
kendi bayileri olmadığı için,
herhangi bır yaptırım güçleri
olmadığını söyleyen Yiğit.
"Müşterilerimizi memnun
etmek için bu gibi durumlarda
sorumluluğu paylaşmamız
gerekiyor. Bizim ürünlerde
hata yok deyip işin içinden
sıynlmak istemiyoruz. Ama
tüketicilerin de artık
bilinçlenmesi gerekir" dedi.
Son yıllarda doğalgazda talep
patlaması yaşanmasıyla birlikte
sektörde irili ufaklı birçok
tesisatçı firmanın türediğini
bildiren Yiğit, eğitimli
tesısatçıların sayısının oldukça az
olduğunu dile getirdi.
Tüketicilerin tesısat döşetmeden
önce detaylı bir araştırma
yapması gerektiğini belirtti.
Okurumuz. yazdan itibaren kış
ayında nasıl ısınacağını
düşünmesıne karşın, döşenen
tesisat standartlara uygun
olmadığı için ışınmayı
başaramadı. Önümuzdeki kışı
soğukta geçirmek istemeyen
tüketicilenn, İGDAŞ'a
başvurmaları gerekiyor. Çünkü
İGDAŞ'ın. yapılan başvuruların
hepsini karşılaması mümkün
değil.
Geçen kış gaz bağlanmadığı için
kışı başka ısınma araçları ile
geçirmek zorunda kalan
tüketicilerin durumunu
unutmamak gerekiyor. •
Yılan hikâyesine dönen yolculuk
S
eyahatlerimız sırasında yolculuk
yapacağımız firmayı seçerken "verilen
hizmetin kalitesi" ve ''firmanın
güvenilirliği" büyük önem taşır. Çoğu zaman
adı sanı duyulmamış bir firmayla yolculuk
etmek yerine. hizmetleri hakkında bilgi sahibi
olduğumuz, isim yapmış fırmalarla yolculuk
yapmayı tercih ediyoruz. Gazetemiz
Ekonomi Servisi'nde çalışmakta olan Sabiha
Semerci ve arkadaşının başından geçenler,
iyi bir yolculuk için tanınmış firmalarla
yolculuk yapmanın her zaman için yeterli
olmadığını bir kez daha ispatladı. Yıllardır
ulaşım sektöründe hizmet veren firmalar
arasında yer alan Pamukkale Turizm ile
Kamil Koç firmalarının vermış olduğu gayri
ciddi hizmet karşısında büyük bir rahatsızlık
duyan arkadaşımız, stres altında yolculuk
yapmak zorunda kaldıklarını vurguladı. 5
nisan cuma günü Pamaş Pamukkale
Taşımacılık Turizm Sanayi ve Ticaret
Şirketi'nin Sultanahmet'teki bürosuna öğle
üzerı uğrayan arkadaşımız, 17 arabası için
(Harem'den kalkış) ikı kişilik bilet almış. Saat
16.45 gibi Pamukkale'nin Harem'deki
bürosuna uğrayan arkadaşımız kötü bir
sürpriz ile karşılaşmış. Arkadaşımıza 16.00
ve 17.00'de otagardan hareket eden
arabalarının olmadığını söyleyen Pamukkale
yetkilileri. beklemeleri halınde 19.00
arabasmdan kendilerıne yer ayarlamaya
çalışacaklarını bıldirmişler. Arkadaşımız
Sabina Semerci'nin. akrabalarının kendisini
saat 01.00'de bekleyeceğini, randevu saatini
değistirmelerinin mümkün olmadığını
söylemesi üzerine, yapılacak bir şey
olmadığını bildiren Pamukkale Turizm
yetkilileri, araçlarının bakımda olduğunu, aynı
durumla karşılaşan yolcularının bir kısmını
daha sonraki saatlerde yollayacaklarını, bir
bölümüne ise paralarını iade ettiklerinı
belirtmişler. Bunun üzerine gidiş biletlerini
iade edip, paralarını geri alan Semerci,
Sultanahmet'teki bürodan satın aldıklan
dönüş biletlerinde bir sorun çıkmayacağını
öğrenmiş. Semerci, Kamil Koç'a giderek 5
arabası için iki kişilik bilet almış. Hareket
saatinden 10 dakika önce gıttikleri ıçın 41 -42
numaralı biletleri satın almak zorunda kalan
Semerci, "artık rahat bir nefes alabiliriz" diye
düşünmeye başlamışken aksilıklerın henüz
bitmemış olduğunu görmüş. 41 numaralı
koltuğun başka bir yolcuya daha satıldığını
öğrenen Semerci, muavinin bu sorunu
çözmesıni beklemek zorunda kalmış.
Harem'den 17.00'de kalkması gereken araç,
ancak 17.25'te hareket etmiş ve yolda tam
üç kez mola vermiş. Garajlardan alınan
yolcuların dışında, yollardan da yolcu
toplanmaya başlaması. normal şartlarda 9
saat süren istanbul-izmir yolunun 11 saate
sarkmasına neden olmuş. Bu durumdan
rahatsız olan arkadaşımız, Pamukkale'den
dönüş için almış olduğu bileti okeyletmek
için gittiğinde yine küçük bir tatsızlıkla daha
karşılaşmış. Sultanahmet'teki bürodan
satılan biletin üzerine kaşe basılmadığı için
geçerli olup olmadığını tartışmaya başlayan
Pamukkale Turizm yetkilileri, daha sonra ilgili
büroyu arayıp, biletin satın alınıp alınmadığını
kontrol etmişler. Daha sonra büronun yeni el
değiştirdiğini açıklayan yetkililer. bu nedenle
kaşelerinin olmadığını vurgulamışlar.
Arkadaşımızın şikâyeti üzerine aradığımız
Pamukkale Turizm yetkilileri, önce böyle bir
hatanın mümkün olmadığını, mutlaka
yolcuların geç gitmiş olabileceğini söylediler.
Araştırma yapmadan hatanın faturasını
hemen yolcuya çıkaran Pamukkale Turizm
yetkileri, Ankara seferlerine yeni
başladıklarını. bu nedenle yolcu sayısı az
olan araçlarını taşfiye etmek zorunda
kaldıklarını belirttiler. Arkadaşlarımızın
şikâyetlerini Kamil Koç Otobüsleri AŞ'ye
ilettiğimizde, Harem'den 17.00'de kalkan
arabalarının Bodrum'a gittığinı belirten
yetkililer, söz konusu aracın ekspres
olmadığını bildirerek yarım saatlik. bir saatlik
aksamaların olabileceğini bildirdi. Kamil Koç
yetkilileri, yoldan yolcu alınmasının yasak
olduğunu vurgulayarak bu konuda araştırma
yapacaklannı açıkladılar. Kamil Koç
yetkilileri, gecikme için arkadaşlarımızdan
özür diledıler. •