04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 NİSAN 1996 ÇARŞAMBA HABERLER Evrensel'e ikinci kapatma cezası • İstanbul Haber Servisi - lstanbul 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Evrensel gazetesine ikinci kez kapatma cezası kararı verdi. 15 günlük kapatma cezası karan veren mahkeme. Evrensel gazetesinin 30 Ağustos 1995 tarihli sayısında yer alan "Midyat'ta Özel Tim infazı", "KDPveYNK'yi barıştırma girişimi" başhklı haberlerde suç unsuru bulunduğunu bildirerek "halkı bölge farkı gözeterek birbinne kışkırtmak" ve "terör örgütünün açıklamalannı yayımlamak" suçlanndan kapatma cezası karan verdi. Evrensel Gazetesi Imtıyaz Sahibi Vedat Korkmaz, 146 milyon 677 bin 500 lira ağır para cezası ve Yazı lşleri Müdürü Ali Ero! da 2 yıl hapis. 73 milyon 938 bin lira para cezasınaçarptınldı. Kapatma cezası karan Çagdaş Gazeteciler Derneği lstanbul Şubesi Yönetim Kurulu, Türkiye Motorlu Taşıt lşçileri Sendikası \e Emek Partisi tarafından yapılan açıklamalarla kınandı. 'Polis daha yumuşak olsun' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Başka'nı Mustafa Kalemli, Polis Teşkilatı'nın 151. kuruluş yıldönümü nedeniyle Içişleri Bakanı Ülkü Giıney başkanlığında Emniyet Genel Müdür Vekili Cemil Serhadh'nın da bulunduğu heyeti dün kabul etti. Kalemli yaptığı konuşmada, Türk polisinin faili meçhul cinayetler konusunda katettiği mesafenin "dünya polislerinin çok önünde" oldugunu söyledi. Telefon dmleme savları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP'ta. medya ile ilişkilerden sorumlu başkan yardımcılığı görevine getırilen Irfan Köksalan. düzenledigi -hasın toplantısında. telefon dinleme iddialannın doğru çıkması halinde. sorumlulann mutlaka cezalannı çekeceklerini söyledi. Kendisının telefonlannın da geçen yıl dinlendiğini ileri süren Köksalan, şunlan söyledi: "Azınlık hükümeti oy lamasından önce, benim telefonlanmın da dinlendiğinden eminim. O hale gelmiştik ki arkadaşlarla birbinmize kod isimler koyduk, o isimlerle görüşüyorduk. Azınlık hükümetinin güven oylamasından sonra telefonlanmın dinlenmesi de sona erdi." ÇukobiPİik'te işten çıkarma • ADANA (Cumhuriyet Bürosu)-Cukobirlik'e bağlı Mersin Antrepo ve Sevkı>at Müdürü Ali Gözüsan, yolsuzluk olayına kanştığı ve kurumu 7.5 milyar lira zarara uğrattığı gerekçesiy le işten çıkanldı. Çukobirlik Genel Müdürü Mustafa Gündeşlioğlu, daha önce soruşrurmanın selameti açısından geçici olarak görevden el çektirilen Ali Gözüsan'nın, müfettişlerin raporları doğrultusunda çıkarıldığını bildirdi. Gündeşlioğlu, aynı işyerinde görev yapan ve kusurlu görülen dört personele de idari disiplin cezası verildiğini belirtti. Plajlarda aynma tepki • ANTALYA(AA)- Turizmciler, plajlann kadınlar için ayn erkekler için ayn dizayn edilmesini öneren RP Karaman Milletvekili Zeki Cnal'ı eleştirdi. Akdeniz Seyahat Acenteleri Dernegi (AKSAD) Başkanı Gaye Doğanoglu. bu tür düşüncelerin kesinlikle ciddiye alınmaması gerektiğinı belirterek "Bu görüş. çağdışı bir görüştür. Meclis çatısı altında hâlâ bu zihniyette insanlann bulunması Türkiye için büyük bir üzüntüdür" dedi. Feronia Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tekin de plajlarda kadın-erkek ayrımının Osmanlı İmparatorluğu döneminde kaldığını belirterek '"Bu arkadaşlar Osmanlı döneminde yaşıyorlar. Henüz Cumhuriyet'e adapte olamadılar" dedi. Dört yıldır bulunamayan 16 Mart katliamının kilit adamı sır oldu Kıymım saııığı firardaMustafa Doğan aranıyor 16 Mart 1978 tarihınde İstanbul Üniversitesi önünde meydana gelen ve 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin yaralanmasıyla sonuçlanan bombalama olayının planlayıcısı polis Mustafa Doğan dört yıldır bulunamıyor. HALİL NEBİLER 16 Mart 1978 günü üni- versıteden çıkan öğrencile- re karşı yapılan bombalı ve silahlı saldınnın planlayıcı- sı ve uygulayıcısı oldugu gerekçesiyle hakkında gı- yabi tutuklama karan bulu- nan, olaydan bir süre sonra polishkten atılan Mustafa Doğan 4 yıldır bulunamı- yor. Dogan"ın yakalanması halinde 16 Mart katliamı- nın üzerindeki sır perdesı kalkacak ve olayın gerçek planlayıcılan ortaya çıkan- labilecek. 16 Mart katliamına ilişkin olarak yapılan tüm soruş- turmalar sonunda bir kişı önce 10 yıl hapse mahkûm edilmiş, daha sonra da Yar- gıtay'ın karan kanıt yetersiz- liği nedeniyle bozması so- nunda bu önemli olayın da- vası neredeyse zamanaşı- 1980 darbesi oncesinin en kanlı katiiamlarından 16 Mart'tan hemen sonra İstanbul L nnersitesi'nde öğrenciier. öl- dürülen arkadaşlan için tören düzenlediler. (Fotoğraf: CUMHURİYET) mına terk edilmiştı. Ancak Cem AJptekin, Şeyhmus Önen. Hilmi Hanta. Büknt l tku, Savaş Sertataş, Necati Tarakçı ve Barbaros Taşandan kurulu avukatlar ekibi ışin peşı- ni bırakmadı. Elazıg BaskiPde 2 Temmuz 1978 günü ülkücü arkadaşı Latif Aktı tara- fından öldürülen Zölküf lsot'un ailesıyle ilişki kuran avukatlar, ailenın ıtıraflanyla karşılaştılar. Aile, ogullan Zülküf Isot'un ba- zı polislerle birlikte olayı kendı ev lerinde planladıgını ve uygulamaya koydugunu an- latıyordu. Ailenın tanıklığı üzerine avukatlar lstan- bul Cumhunyet Başsavcılıgı'na 10 Eylül 1992 tarıhinde başvurarak olay sırasında polis olan Mustafa Dogan. Latif Aktı ve Sıddık Polat ile adlan saptanamayan arka- daşlan hakkında"Türki\e ahalisini birbiri aleyhine silahlandınp mukaleteye teşvikede- rek kıtala yol açmak"tan suç duyurusunda bulundular. Bunun üzenne tstanbul Cumhuriyet Sav- cısı AtiUa Alıcı, 15 Evlül 1992 tarihinde Adana Cumhuriyet Savcılığfna bir yazı ya- zarak Mustafa Doğan'ın yakalanmasını is- tedi. Sav cı. yazısında Mustafa Doğan'ın po- iıs otosundan öğrencilerin üzenne bomba at- tıgını veZülküf lsot'laolayı planladıgını da yazısında belirtiyordu. Aradan üç ay geçtikten sonra bu kez sav - cı IMSezgin, lstanbul Emniyet Personel Şu- be Müdürlüğü'ne bıryazı yazdı ve 1977-1978 yıllannda toplum polisi olarak çalışan Mus- tafa Doğan'ın açık kimlığini, hüviyet cüz- danı suretıni ve tebligata yarar bir adresini ıstedi. Gelen yanıt garipti. Personel Şube Müdü- rü Gülen Deniz ımzasıyla gönderilen yazı- da, o yıllarda İstanbul Emniyet Müdürlü- ğü'nde çok sayıda Mustafa Doğan olduğu. aranan Mustafa Doğan'ın hangisi olduğu koruısunda sav cılığın açık kımlık gönderme- sıısteniyordu... ı' •'• •• Oysa savcılığınamacı.zaten Mustafa Do- ğan'ın açık kimliginin polis tarafından sap- tanmasıvdı. Polis. kendisine verilen bu eö- revi aynen iade ediyor, açık kimliği savcı- lıktan ıstiyordu. Savcı Ulv i Sezgin. polısin bu oyalayıcı y a- nıtı üzerıne 19 Ocak 1993 tarıhinde bir ya- zı daha yazarak bu kez Mustafa Doğan ad- lı ne kadar başkomiser. komiser veya polis ınemuru varsa. hepsiyle ilgili tüm bilgileri istedi. Bu yazıya yanıt gelmeyınce. 14 Mayıs 1993te bıryazı dahayazdi. Bu kez 20 Ma- yıs 1993 tarihli. Muhterem Kavakı ımzalı bir v azı. sav cılıga daha da garip bir yanıt v e- nyordu. Yazıda şöyle deniliyordu: "...ilimtz emniyet müdüriüğü kadrosunda söz konusu tarihierarasında Mustafa Doğan adında herhangi bir personel çalışmadığı yapılan fiş \e kartoteks ka> ıtlanmı/ın tetki- dürü oluyor. çok sayıdaki Mus- tafa Doğan"dan geriye bir tek Mustafa Doğan bile kalmı- yordu. Savcılık bir yazı dahayaz- dı. Kavalcı imzalı bir yanıt daha aldı. Son yanıtta. 1993 yılında çok sayıda Mustafa Doğan olduğu. başka ıllere atanan Mustafa Doöan'lann da bulunduğu. ama Î977-1978 yıllannda polis olarak hiçbir Mustafa Dogan'ın çalişmadı- gı belirtiliyordu. SavcılıkTarsuslu. Mehmet oglu Mustafa Doğan adlı po- lis memurunu lstanbul Em- niyet Müdürlüğü'ne buldura- mayınca Emnivet Genel Mü- dürlüğü'ne 20 Eylül 1993 ta- rihinde bir yazı yazdı ve 27 Ey- lül 1993 tarihinde de yanıtını aldı Yoktu... Mustafa Do- ğan'ınadı Emniyet Genel Mü- düriüğü kayıtlarında da geç- mıyordu. Bir taneolsun Mus- tafa Doğan bulunamamıştı ve "Eğer sicil numarasınt verir- seni/ bir daha bakanz'" deni- liyordu. Mustafa Dogan hakkında ılk ıpııcu Seyhan Şakirpaşa Karakol Amirliğı'nden geldı. 18 Hazıran 1994 tarıhlı\azı- ya göre Mehnıet oglu Musta- fa Doğan lstanbul da polis me- murluğundan ıhraç edıldıkten sonra Adana'ya gelmiyordu. ancak zaman zaman ailesine telefon edıyordu ve adresı sap- tanamamıştı. Sonunda İstanbul Emniyet Müdüriüğü 25 Kasım 19~94 tarihli yazısıyla bir türlü bu- lamadığı Mustafa Doğan'dan üç tane buldu. Yazıda. 1954 Adana-Tarsus doğumlu polis memuru Mustafa Doğan'ın savcılıgın ara- dığı kışi olabileceğmin tahmin edıldıği be- lırtılİNordu. Personel Şubesrnın defalarca -1977-1978yıllarında Istanbulda Mustafa Dogandi>fbirpolisçalışmadr dediği Mus- tafa Doğan. polis kavıtlarına göre 8 Eylül 1977-13 Hazıran 1978 tarıhferı arasında toplum zabıta müdürlüğünde çahşmış. 1919 yılında da meslekten ihraç edilmişti. Mustafa Doğan'ın varlığı kabul edilmiş- tı artık. Ancak bir türlü bulunamıyor. y aka- lanıp mahkemeönüne getırilemiyordu. Mus- tafa Doğan'la ilgili olarak lstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gelen son bilgi. Tarsus Emniyet Müdürlügü'ncedüzenlenen bir tu- tanaktı. Tutanaga göre Mustafa Dogan. Tar-kinden anlaşılmıştır.' Oysa.2üOcak 1993 tarihindcEmniyet Per-,^sus'ta 14 yıldır hiç görülmemisti ve sag mı 'Soael Şube Müdürü Giilen Deniz'in y ;ızdt-*-3Ölü nıü olduğu bilinmryordu. ğı yazıda çok sayıda Mustafa Dogan'ın ol--. 16 Mart katliamı davasımn dügümünü duğu belirtiliyordu. Aradan beş ay geçti- çözeee.k Mustafa Doğan işte böyle bu- ğmde Muhterem Kavalcı Personel Şube Mü- lunamıyordu... 6 Yedek peygamber 9 cinsel tacîzci 'Kendisine kutsal kitap vahyolunduğunu' söyleyen Iskender Evranosoğlu'nun, 1985 yılında DPT'deki odasında genç bir kadına sarkıntılık ettiği için şikâyet edildiği belirlendi • Evranosoğlu. 1986 yılında DPT'de tarikat toplantılan düzenledigi için DGM tarafından tutuklandı. Özal, Evranosoğlu için "Kafayı üşütmüş. irtica yapacak hali yok" diyerek olayı küçümsedi, ama psikiyatri raporunda, Evranosoğlu'nda cezai ehliyeti engelleyecek bir ruhsal bozukluk olmadığı belirtildi. lstanbul Haber Seoisi- Tann'nın kendisine kutsal kitap v ahyettığini, ba- şında "nur halesi" olduğunu ve kâina- tın son hâkımi kılındığını söyleyerek çev resine kalabalık bir cemaat toplayan Iskender Evranosoğlu nun 1985 yılın- da bir kadına DPT'dekı odasında sar- kıntılık ettiği için şikâyet edildiği öğ- renildi. Evranosoğlu 1986 yılında DPT'de tarikat toplantıları düzenledigi için DGM tarafından tutuklandığında. dö- nemin Başbakanı Turgut Özal. "kafa- yı üşütmüş, irtica yapacak hali yok" di- yerek olayı küçümsedi. Ancak psıkıyat- ri raporu. Evranosoğlu'nda önemli bir ruhsal bozukluk bulmadı. Show TV'deki Temiz Ellerprogramı tarafından gündeme getirilen ve kendi- sini yedek peygamber ilan eden İsken- der Evranosoğlu'nun 1985 yılında uz- man olarak çalıştığı DPT'deki odasın- da genç bir kadına sarkıntılık ettiği or- taya çıktı. Genç bayan memurun. Ev- ranosoğlu'nun odasından çığlık çığlı- ğa kaçarak çıkmasına tanık olan iki DPT uzmanının. Evranosoğlu'nu Baş- bakanlık Müsteşarhgf na şikâyet etti- gi, ancak Evranosoglu'nun 1986 yılı ka- sım ayına kadar görevinde kaldığı be- lirlendi. Iskender Ev ranosoğlu, kamuoyu gün- demine ilk kez 1986 yılının kasım ayı sonlarında girdi. Devlet Planlama Teş- kilatı'nda uzman olarak çalışan Isken- der Evranosoğlu'nun DPT'deki gerici çabaları ve tarikat toplantıları ortaya çıkarılınca. Ankara DGM tarafından hakkında soruşturma açıldı. Özal. Evranosoğlu hakkındaki DGM soruşturması sürerken bir demeç ver- di ve "kafayı üşütmüş. irtica yapacak hali yok" dedi. Özal. Evranosoğlu'nun raporunun geldiğini. psikolojik göze- tim altına alınmaM gerektiğini de söy- ledi. Oysa Ankara Numune Hastanesi Psikiyatri Bölümü tarafından Evrano- soğlu ıçın verilen raporda. akli denge- sinde bozukluklar saptandığı. ancak bozukluğun önemli derecede olmadı- ğı belirtiliyordu. Iskender Evranosoğlu'nu tanıyan \ e DGM'ye ifade veren tanıklar. Ev rano- soglu'nun oldukça zeki bin olduğunu ve hiçbir dengesiz hareketine rastla- madıklannı söylüyorlardı. Özal'ın demeci üzerine Lğur Mum- cu, 5 Aralık 1986 günü Gözjem köşe- sindeki yazısına "Kafayı Lşütmek" başlığını atarak şunlan yazıyordu: "Baş- bakanımızın bu açıklamasından. kafa- yı üşütenlerin değil. üşütmevenlerin ir- tica örgütü kuracaklan gibi bir sonuç çıkıvor. E\ ranosoğlu. DPT uzmanıdır. Uzman olmak için bir sürii sınav dan geç- mektedir. Başbakanınuz tarafından ka- fav ı üşüttüğü açıklanan uzman Ev rano- soğlu, bu olay ortaya çıkmasa ruhsal sağlık içinde ekonomiye katkıda bulun- ma>a devam edecekti..." Iskender Evranosoğlu. geçen pazarak- şamı Temız Eller programındakı canlı yayında. llahiyat Faküîtcsi Dekanı Prof. Dr. YaşarNuriÖztürk'letartıştı. Ev ra- nosoğlu butartışmada "aklidengesibo- zuk birinden çok, eksik bilgilerle dini kullanan ve şeriat propagandası yap- maya çalışan biri" olarak göründü. Iskender Evranosoğlu, 1986 yılında ifade vermek için DGM'\e getirilirken. ly OTLAR/ORÂL ÇALIŞLAR anlıurfa'da bogazı kesilerek öldürülen Şev da olayını si- yasi Islamcılann nasıl de- ğerlendirdiğinimerakedi- yor musunuz? RP yanlısı Milli Gazete'nin genç yazarlann- dan birisinin yazdıklannı sizlere ak- tarmak istiyorum. Bu kesimin ah- lakanlayışını ifade eden yazıda il- ginçşeylersöyleniyor: "Sevdabel- ki de gerçekten suçluydu, gerçek- ten bir genç kızın y apmaması ge- reken işler vaptı. Ama suçlu tek başına o değil. Suçlu hepimiziz. Se\da'\a namus duygusu öğrete- meyen aüe, kızuk iffetini anlata- mayan okul, flörtü teşvik eden te- lev izyon, kadın-erkek eşitliğini cin- sel özgürlük olarak lanse eden ga- zeteler." Milli Gazete yazan. ahlak anla- yışını ve Sevda'ya yönelik duy- gulannı şu cümlerle sürdürüyor: "Hcpimiz suçluyuz. \e bu toplum daha nice Sevda'ları böylesi bir çarpıklık içinde yetiştirerek sonla- nnı haarlıyor. Sevdalann kör çu- kuıiara düşmemesi, hayatlannı ka- rartmaması için bu toplumun güç- lü bir ışığın nunına ihtiyacı \ar." Genç kızlann bekâret koruyuculan Milli Gazete'nin yazan suçlunun kim olduğunu şaşınnış. Suçlu Sev - da mı. yoksa onu kıtır kıtır kesen teyzeoğlu M.T. ve onu kışkırtan ge- ri kafalı ailesi veçevresı mi? Mil- li Gazete yazanna göre suçlu Sev- da'dır. Çünkü ahlaken yoz bir ta- vır içine girmiş ve namusunu beş paralık etmiştir. Onu da öyle dav- ranmaya çağdaşlığı savunan or- tam y öneltmiştir. Sevda ne yapmıştır. önce onu gözden geçirelim? Kendisini zor- la tey zesinin oğluyla ev lendirmek isteyen geleneksel anlayışı reddet- miş ve sevdiği bir başka insanla be- raber olmuştur. Islamcı yazanmı- za göre ne yapması gerekirdi? Ai- le meclisinin verdiği karara uya- rak sev se de. sevmese de teyzesi- nin oğluyla evlenmeliydi. Böylesine gönülsüz bir evlili- ğin nelere yol açacağını düşün- mek gerekmiyor mu'.' Hem erkek hem kadın için sevgıye dayanma- yan beraberlik. bir ömür boy u ezi- yet olmayacak mıdır? Islamcı ya- zanmıztn böyle bir derdi yoktur. Onun derdi. Sevda'nın. "en bü- yük hazinesi"olan bekâretini ken- di gönlüylebirerkeğe**teslim~et- mesidir. Bu anlayışa göre bir kadın ve- ya kız sevdiği bir erkekle beraber olunca. ona namusunu teslim et- miş kabul ediliyor. Sevgi ve aşk, geri kafalıların sandıklannın ter- sine karşılıklı olan ve paylaşılan bir mutluluktur. Kimse kimseye bir şey teslim etmiyor. sevgiyi ve aş- kı paylaşıyor. Genç kızlar ilişki kurunca onlarınki bekâret sayılı- yorve namusları elden gidiyor. Er- keğin bekâreti yok mu? Onun na- musu kirlenmiyor mu? Bu anlayı- şın ardında, cinsel ilişkiy i erkeğin faydalanması olarak gören gelenek- sel mantıkyatıyor. Karşılıklı sev- giyedayanan bir ilişki kimseyi kir- letmez. Önemli olan karşılıklı se\ - gi ve içtenliktır. Temiz olan karşı- lıklı duygulardır. kirli olan ise iki kişi arasındakı bu ilişkiye başka- lannın kanşmay a kalkmasıdır. Sev - da'nın kimi nasıl sevecegine yal- nızca Sevda kararverebilir: beyni de. duygulan da ona aittir. Şanlıurfadakı olayda Milli Ga- zete yazannın iddia etiği gibi "kör çukuıiaradüşen"Sev da mıdır. yok- sa onun üzerine elinde bıçak yü- rüyen geri toplumsal anlayışlarmı- dır? M i11i Gazete yazan. üstünkö- rü eleştırdiği öldürnıe olayına. üs- tü kapalı olarak hak \ermektedir. Cünkü asıl suçladığı Sev da v e onun bu şekilde dav ranmasına yol açan anlayışlardır. Siyasi Islamcı. "Sevda'va na- mus duygusunu öğretmeyen ai- le"den ne anlamaktadır? Öna gö- re kızlar. bekâretlerine sahip ol- malı ve sonunda ailenin kararver- diği kocaya bu bekâreti teslim et- melidir. Böyle davranınca ahlak da. namus da. aile de kurtulacak- tır. Sev da'y ı öldüren kafa da aynen böyle düşündüğü için. namusunu korumak için hareketc geçmıştir. Ne diyor bu ahlak düıjkünü ya- zanmız; "flörtü teşvikeden tele\iz- yon. kadın-erkek eşitliğini cinsel özgürlük olarak lanse eden gaze- teler." Bir genç kızla erkeğin birbi- rini tanımak amacıyia beraber ol- masının.paylaşarak vedeneyerek duygulannı tartmalarının neresi yanlıştır'1 Birbirini tanımadan evlenip son- ra namus belasına bir ömür boyu beraberliği acı çekerek yürütme- nın sav unulacak bir tarafı v ar mı- dır? Bu anlayışı daha çok erkek- ler sa\ unuyorlar: çünkü onlar eş- leriyle bir şeyleri paylaşamadık- ları zaman. başka kadınlarla bera- ber olabilirler veonlann namusu- na leke gelmez. Aynı şeyi mut- suzluk içindeki kadın yapmaya kalkarsa. toplumun bütün namus kurumları harekete geçer. Artık içinde bulunduğu ortama göre öl- dürülebilir. dışlanabilir. dövüle- bilir. terk edilebilir. sokağa atıla- bilir. Milli Gazete yazannın. "güçlü ışığın nuru" dediği kurtarıcı ne- >ın nesidir.' O. aslında Şanlıur- "fa'da cınayete varan karanlık an- lay ışı aynen sav unmaktadır. Onun ışık dediği baştan aşagı karanlık- tır. GLOBAL POLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Sosyal Demokrasinin Son Sığınağı Sosyal demokrat partıler, son yıllarda, siyasi elbi- selerini giderek daha fazla muhafazakârlann gardıroF>- larından almayı gelenek haline getirdikleri için, bu partilerle aralarına ayrım çizgisi çekmekte zortanıyor- lar. Geçen hafta ingiliz işçi Partisi'nin lideri Tony Bla- ir de Muhafazakâr Parti'yi Hıristiyanlığın değerlerine yeterince sahip çıkmamakla suçlayarak bu gelene- ge uydu. Sosyal demokrat partıler ciddi bir kimiik krizi yaşı- yoriar, ekonomik ve toplumsal politikalan neredeyse muhafazakâr partilerin programlarının birer versiyo- nuna dönüştü. Bu ortamda Tony Blair lidertiğindeki İngiliz işçi Partisi, güçlenmeye devam ederek adeta bir istisna oluşturuyor. Bu yüzden Tony Blair'in poli- tikalan, Türkiye de dahil birçok ülkede ilgi çekiyor, ör- nek alınmaya çalışılıyor. Halbuki Tony Blair'in partiyi tariflemeye çalışırken Hıristiyan ahlakının kıstaslan- na gönderme yapmaya başlaması, bu partinin de kimiik krizinden kurtulmamış olduğunu gösteriyor. Bu kimiik krizi, sosyal demokrat partiler sosyal ta- banları ve ekonomi politikalan açısından özgünlük- lerini kaybettikleri için ortaya çıktı. Sosyal demokrat partiler eskiden, sosyalıst hareketin reformist parça- sıydılar, sendikal hareketle sıkı bağları vardı. Birer iş- çi partisi olarak önlerine, kapitalizmin reformlar yo- luyla aşılarak baskı ve sömürünün ortadan kaldınlma- sı hedefini koymuşlardı. Planlama, kamu mülkiyeti ve çalışanların demokratik haklannın giderek yaygınlaş- tırılması, bu dönüşümün araçları olacaklardı. II. Dün- ya Savaşfndan sonra, sosyal demokrat partiler ka- pitalizmin artık istıkrara kavuştuğunu, kontrol edile- bileceğini, planlanabıleceğini, bu yüzden (Soğuk Sa- vaşı'ın da yarattığı ideolojik kutuplaşma içinde) aşıl- masına gerek olmadığına karar verdiler. Keynesgil düzenleme politikalan, sendikalarla yapılan toplum- sal anlaşmalar, karma ekonomi, gelirler, harcamalar ve vergi politikaları vb bu istikran sürdürmenın araç- lanydılar. Ne var ki kapıtalizm 1970'lerde. sosyal de- mokratların beklentilerinin aksine şiddetli bir knze gir- di. 1980'lerde sosyal demokrat partiler, küreselleş- menin etkisi altında, kapitalizmin artık kontrol edile- mez bir hale geldiği sonucuna ulaştılar. Bu duruma uyum sağlamak için de planlama ve kamu mülkiye- tinden vazgeçtiler, sendikalarla aralanndaki bağlan gi- derek çözdüler, piyasa ekonomisini ve özel teşebbü- sü temel alan politikalan benimsediler. Kapitalizmin eleştirilmesıne. baskı ve sömürü olma- yan bir dünyayı amaçlamaya olanak veren sosyalist prensıplerden vazgeçilmesi, sosyal demokrat parti- iere çok pahalıya patladı. Birincisi, işçi sınıfı ve sen- dikalarla ilişkileri son derecede sorunlu bir hale ge- len sosyal demokratlar, reformist işçi partileri olmak- tan çıktılar; artık herhangi bir reform öneremiyorlar- dı. Ikincisi sosyal demokrat partiler, muhafazakâr par- tilerden farklı hedefleri kalmadığı için, farklı politika- lar oluşturamaz hale geldiler. Bu partilerin elinde, po- litikalarını kapitalizmin baskıcı ve sömürücü bir sis- tem olduğundan hareketle oluşturmadıkları için, mu- hafazakârlarla aralannda aynm çizgisi çekmeye sıra gelince, ahlaki ölçütlerden başka bir şey kaJmamış- tl- , , : . - , , ' • . • • . '•„': .'.1 Tony Blair'in aileyi öne çıkaran, suça karşı müca- deleye önem veren, toplumun manevı değerlerini vur- gulayan demeçlerinde kendi gösteren bu süreç, ge- çen cumartesi günü, dini prensıplere yapılan gönder- melerle yeni bir aşamaya girmiş oldu. "Hıristiyanlık değerlerine ilişkin anlayışım beni, muhafazakârlann -özellikle daha sağ olan çağdaş biçiminin- dar özçı- karcılık olarak kavradığım görüşlerine karşı çıkmaya yöneltti" diyen Tony Blair, muhafazakârlann görüşle- rinin Hıristiyanlıkla çeliştiğini ileri sürdü. Ne dersiniz. Tony Blair'i örnek almaya çahşanlar, aca- ba şimdi benzer bir yaklaşımla. muhafazakâr parti- lerden daha ahlaklı ve gerçekten dini degerteri savu- nan partiler olduklannı kanıtlamaya girişirler mi? Ge- leneksel reformist politikalar ve toplumsal tabanlan ile bağlannı kopardıktan sonra siyasi rüzgârlann önün- de savrulmaya başlayan sosyal demokrat hareketler için bu, özellikle dini ve milliyetçi akımların basınçla- rının arttığı yerlerde, gerçek bir tehlike oluşturuyor! Çalışma Bakam'nı ziyaret etti Yunanlı sendikacıdan dostluk çağnsı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kardak kayalıkla- n nedeniyle yaşanan krizin ardından Türk ve Yunan sen- dikalan. iki ülke arasında ba- nş. dostluk ve işbirliğini ge- liştirmek için el ele verdiler. Yunanistan Genel İşçi Sen- dikalan Konfederasyonu Ge- nel Başkanı Christos Proto- papas. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı EmJnKıİTu ziyaret ederek emekçi ke- simler arasında işbırliği için adım atılması çağnsında bu- lundu. Bakan KuK "Yunan iş- çi hareketini selamladığını" belirterek emeğin serbest do- laşımında. Türk işçilerine yö- nelik engellerin kaldınlma- sı için Protopapas'tan des- tek istedi. Kul. Türk-lş Genel Baş- kanı Bayranı Meral ile bir- lıkte kendisini ziyarete ge- len Yunan sendikacı heyeti- ni dün makamında kabul et- ti. Kul. kabul sırasında yap- tığı konuşmada. "emek, öz- gürlük, banş" sloganının bü- tün dünyaemekçileri \ehaik- lan için gereekleşmesıni sa- vunduklarını vurgulayarak "Balkanlar. dümanın en has- sas bölgelerinden biri. Bura- daki emekçilerin banş yö- nünde işbiıiiği sağlamalan, çok önemli. gümriik birüği sürecinde. işçi hareketi bazı güçlüklerle karşılaşabilecek- tir. Emeğin serbest dolaşı- mında Türk işçileri için en- gellerin bulunması da çok dikkat çekici bir husustur. Bu konuda. uluslararası pJat- formda, bize yardım edecek- lerini ümit edhorum" dedi. Protopapas da Avrupa'da sosyal devlet ve sosyal gü- venlik kavramlanna karşı ge- lişmekte olan bir eğilim ol- duğuna dikkat çekerek "Biz de AB üyesi olarak. bütün yükümlülükleriyerinegetir- mek için sıkı bir programa u>- makzorundayız. Türkiye'de de gümriik biıiiği sürecinde olumsuz etküerle karşılaşıla- biür. El ele vererek sorunlar daha kolay çözülebilir*' dedi. Protopapas. sendikalar ara- sında başlatılan işbirliği sü- recinın. hükümetlere de ör- nek olacağını söyledi. ÇAYIR.4LAN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosv a No. I <W4 13 Duruşma günü: 5.6.19% Dav acı Çayıralan ilçeM Orman lşletme Müdüriüğü tarafın- dan dasalı ^•ozgat ıli Çayıralan ılçesi A.Tekke köyü nüfusu- na kayıtlı Mustafa oğlu Emin Şöhrctli alevhine açılan tespite itırazda\aMnm yapılan açık yargılaması ^onucu. Da\a konu- su edılen A. Tekke köyü Angıtdelığı mevkiı hudutları dahı- lındeki 114ada. 114pars.el sayıhtaşınmazıntespitmalikıolan davalı Emin Şöhretlının tüm aramalara ragmen açık ikamet adroi tespıt cdılemedığindcn kcndisınc dava dılckçcsı vc du- ru^ma günü teblığ cdılomemıi) oldugundan adı geçen davalı- \a ılanınyapıldığı tarıhtcn ıtıbaren 15gün ıçerısınde kendisi- ne teblığ vapılmıj .savılacağı \e kendisini temsıl etmcM ıçın duru^ma günü olan 5.6 IW6 gunünde delıllen ile birlikte bir \ ekıl \ ev a bızzat gelerek tenısıl ettınnesı akM halde yokluğun- da karar verıleceğı hususu Teblıgat Kanunu'nun ilgili mad- delerı aereâınce ilanen tebliS olıınıır Basın 7 46X5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle