01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 1996 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Dorian Gray'in Aynası HÜSNÜA.GÖKSEL H ayır yanlış okumadmız "Donan Gray'in Pbrtre- sı" değıl "Aynası". Her- kesın bıldığı gıbı Oscar VVflde'ın unlü romanıdır o "Dorian Gray'in Port- res" 1890'da yayımlanmış ılk kez Bu günle hıçbır ılgısı, ılışkısı yok Sözde, Os- car Wılde a -her ne kadar çok 1yı ve unlu bır yazarsa da- roman yazamayacağını soylemışler de o da ıddıalaşıp (bahse gı- np)bır gecede vazıvermışburomanı Bu doğru mudur, değıl mıdır'' Dogruysa ne kadan doğrudur7 Bılemem Fakat bıldi- ğım kadanyla bu onun tek romanıdır Bende bır ayna var O avnanın Dorian Gray ya da Oscar Wılde ıle doğrudan hıç- bır ılışkısı yok Bende bu çağnşımı yapan, o aynada, Donan Gray'in Portresı'nde ol- dugu gıbı, bırbuyuleme gucu (sıhır) bulun- ması Bu nedenle ona "DorianGray'in Ay- nast" dıvorum Portre ıle ayna arasındaîu bu "süıir birtiğir 'nı anlatabılmek ıçın, Os- car Wılde'ın romanını anımsatmak gere- kecek Bılındığı gıbı roman, Donan Gray yır- mı yaşlanndayken başlar Oscar Wtlde onu, kendı meşrebıne uygun olarak ma- sum bır genç kız gıbı tanımlıyor Süt gıbı beyaz tenı, pınl pınl mavı gozlen, altın sa- nsı saçlan, yumuşaklığı bellı olan kırmızı guzel dudaklan falan Her neyse, bızı ıl- gılenduen, Donan Gray'm bu yonu değıl- dır Ama, OscarWılde, romanın bırçok ye- nnde onun genç, masum, olağanustu gu- zellığını vurguluyor Zaten romanın akışı ve vermek ıstedığı ıletı de bunu zorunlukı- lıyor galıba Roman, bu olağanustu guzellığın port- resını yapan ressam Basıl Halbvard'ın studyosunda başlıyor Ressamm kendısı gıbı otuz beş yaşlannda olan arkadaşı Lord Henry W6tton, Donan Gray'ı orada tanır guzellığıne hayran kalır, neredevse âşık olur Ressam, kıskançlıkla ızler bu ılgıyı ve ıhşkvyı Çünkü o da bu olağanustu güzel- lığı karşı olağanustu duygular taşımakta- dır Tablo bıtınce ressam onun bır başya- pıt olduğunu, bu kadar güzel bu kadar can- lı bır portre yapmadığını ve yapamayaca- ğını belırtır Donan Gray, resmı alıp evıne götûnar Kutüphanesınde, sonra nereye asacağına karar vermek uzere, bırkoltuğun ustune koyar ve uzennı örter Kısabır sure sonra Donan Gray rastlan- tı ıle gıtttğı bır salaş tıyatroda Juhet rolu- nu oynayan on sekız yaşlanndakı Sîbyl V»- ne'e âşık olur Her gece tıyatroya gıtmek- tedır artık Çıçekler yollar taruşır, nıhayet evlenme teklıf eder Yoksul bır aılenın kı- zı olan Sıbylde ona âşıktırelbet Fakat adı- nı bılmez, oğrenmek de ıstemez, onu ken- dı koyduğu adla "Güzellik Prensi" olarak tanımakta ve çağvrmaktadır Donan Gray bırkaç gün sonra sevgılısı- nı, sözlusunu, ya da nışanhsuıı tanımalan ıçın tıyatroya Basıl ve Henrv ıte bırlıkte gı- der Kızo gece çok hevecanlıdır Aklında sadece "GüzclKk Prensi'' vardır Onun ıyı ya da kotû olması umurunda değıldır Nı- tekım o kadarkotübır oyun çıkanrkı Lord ve ressam yanda çtkıp gıderler ve Donan Gray'e "kızuı kendisinc layık olmadığınr anlatırlar Donan Gray, oyununsonunaka- dar kalır Bıtınce kızın odasına gıder, onun sevgı göstenlenne, ağlamalanna, yalvar- malanna aldırmaksızın aşağılar, kendısı ıle evlenmeyeceğını söyleyıp, çıkar gıder O gımkten sonra kız, zehır ıçerek kendısı- nı öldurür Donan Gray o gece eve donup de port- resıne bakınca şaşınp kalır Çunkü ağzının ıkı tarafinda masum güzellığını bozan bı- rerçızgı olmuştur Romanın ana ızledığı de ('tema'sı) budur zaten Bundan sonra ge- çen vıllarda vaptığı her türlu olumsuz da\ - ranışlar portresıne yansıyacak kendısı ıse hıç değışmeden yıllarca yırmı yaşındakı masum güzellığını koruyacaktır Uygun- suz yaşamı ıle gunden gune saygınlığını yı- tınr Soylulann kulübune gıdınce omeğin, ona arkalannı donup çıkarlar oradakıler Lımandakı batakhanelere dadanır esrar çeker Butün bu olumsuz davranış ve ey- lemlenn çızgılen portreye yansır her gun Kımsenın gormemesı ıçm çatı katında, öğ- rencı ıken çalışma odası olan yere kılıtle- mıştır onu Böylece on sekız yıl Donan Gray otuz sekız yaşına gelmıştır Oysa gorunurde yırmı yaşmda masum go- runuşlü guzel bır delıkanlıdır Bır akşam tabloyu yapan ressam arkadaşı gelır Hak- kında yayılan çok kotu söylentılen aktar- mak ıçın uğradığını soyler Aynlacağı za- man tabloyu sorar, mûmkunse o başyapı- tını görmek ıster Bırlıkte çattdakı odaya çıkarlar Donan Gray tablonun ustundekı ortüyü kaldınr Şaşkınhk ıçındedır res- sam Bunun nasıl olup da bukadar çırkınola- bıleceğıne akıl erdırmeye çalışırken, Do- nan Grav sırnnın ortaya çıkacağından kor- karak ressamı boynundan bıçaklayarak öl- dunır Çok bılgılı ve çok ûnlü bır kımyacı olan eskı bır arkadaşı vardır Onu çağınr eşcınsellık şantajı yaparak onu cesedı kımyasal vontemlerle vok etmek zorunda bırakır Artık kotulûklen zıncırleme uza- nıp gıtmektedır Kendısını ıyıce safahata vermıştır Bu arada kımyacı kendını asar Sıbyl'ın denızcı olan kardeşı Donan Gray'in ızını bulup kızkardeşının ocunu almak uzere onun malıkanesının yakınına kadar gelır Fakat o sırada yapılan av par- tısınde bır tavşana ateş eden Donan Gray'in bır konuğu çalılıklar arasına gız- lenmış olan denızcıyı vurur yanlışlıkla O gece yıne çatı daıresınde portresıne bakan Donan Gray, onu o kadar çırkın bu- lur kı görmeye dayanamaz, bırgun bınsı- nın bulmasından da korkarak yok etmeye karar venr Masanın üstünde duran ressa- mı oldurduğu bıçağı alıp tabloya saplar O sırada korkunç, yureklen parçalayan bır çığlık duyulur Sokaktan geçenler başlan- nı kaldınp sesın geldığı yere bakarlar Ev- de çalışan hızmetlıler çatı daıresıne koşar- lar Kapı kılıtlıdır Kjnp gırerleT ıçenye Yerde kalbıne bır bıçak saplanmış yaşlı çırkın, çok çırkın bır adam yatmaktadır Donan Gray'dır o Portredekı butun çtzgı- ler, butun çırkınhkler onun yuzûne geç- mıştır koltuğun üstunde yırmı yaşında, olağanustu guzellıktekı Donan Gray'in tablosu durmaktadır parçalanmış olarak Oscar Wılde'ın romanının boyle uzun bır özetını vermemın nedenı bendekı bü- yülü (sıhırlı) aynanın "Dorian Gray'in PDrtresi"ne benzemesıdır Ben gonul ra- hatlığı ıle o aynaya bakıyor ve kendımı gö- riiyonim Söylemesı ayıp, beğenıyorum da kendımı Fakat kımı kez aynayı bıraz yan tutup da ıçınde başkalannı görunce şaşıyo- rum Tanıyamıyorum onlan Kendısını ta- nıması ıçın onu her ısteyene vermeyı du- şundum Omeğın, Hanımcfendı ben bu ay- nayı sıze"ak»post" ıle göndereceğun Şoy- le bır bakın, başınızı ortûp bakın ısterse- nız, göriin kendınızı lstersenız Beyefendı ıle bırlıkte başbaşa venp bakın Bırbınnı- zı daha ıyı tanımış olursunuz Korkmayın canım, ınsan kendısmden korkar mı7 Yal- nız bır ncam var Kızıp da o aynayı parça- layıp ayaklannızın altında ezmeye kalk- mayın lutfen Sızden sonra başkalanna da göndermeyı dûşünuyorum da ARADA BIR MEHMET ŞAKİR ORS Savaş Kışkırticısı Basın Ege'de yaşanan son bunalım (knz) bır kez daha 'banş'ıve'banş mucadelesı'noneçıkardı Banşasa- hıp çıkılmasının ve banş mucadelesının ne denlı ya- şamsal bır oneme sahıp olduğu bır kez daha gozler onune serıldı Yıllardır 'banş' konusunda venlen uğraşıyı kuçum- seyenler, gormezden gelenler, şımdı aymazlıklannın ayırdına vanmış oimalılar dıye duşunuyoruz Ancak bu konuda da tam olarak umutlu değılız Çunku basın- yayın organlarının son bunalımda ızledıklen yayıncı- lık anlayışj, bızı bu konuda umutlu ve ıyımser olmak- tan alıkoyuyor Evet, basınımız son bunalımda çok kotu bır sınav vermıştır Savaş kışkırtıcılığı ve bunalımın tırmandınl- ması, buyuk çoğunluğuyla basınımızın temel polıtı- kası olmuştur Bundan buyuk uzuntu duyuyoruz Son olayda yurtseveritkle savaş kışkırtıcılığı bırbı- rıne karıştırılmıştır Gunumuz koşullannda gerçek yurtseverlık, ıkı halkın karşılıklı ışbıriığı ve dayanışma- sıyla ıyı komşuluk ılışkılennı savunmaktır Ege Denı- zı'nı ıkı kıyı ve ıkı halk arasında bır banş koprusu yap- maktır Yoksa bır 'Kardak' suda fırtına koparmak de- ğıl Bu gelışmeler yurtseveriık gostensıne, yanşına donuşturulemez Gerçek yurtseverlık banşı savun- maktır Çunku ıkı ulkenın, ıkı halkın çıkarian da ban- şı gerektırmektedır Ege'nın ıkı karşı kıyısında yaşayan Turk ve Yunan halklan ortak bır kulturel ozsudan beslenmışlerdır Ikı halkın tanhsel, sosyal ve sıyasal geçmışı, Ege'nın dı- bı kadar dennlerdedır Bızımle onlar arasında pek çok ortak değer ve benzerlık vardır Bunu en ıyı Ege kıyı- lannda yaşayan bızler hıssedebılınz, anlayabılınz Ikı ulkenın egemenlen, zaman zaman bunalımlara duştukçe "yapay bunalımlar" çıkarmakta, ulkelennın, halklannın gundernlennı farklılaştırmaktadıriar Son olayda da boyle olmuştur Hem Yunanıstan'da hem de bızım ulkemızde, sıyasal yaşamdakı belırsızlığe ve kaosa, her ıkı ulke medyasının sorumsuzluğu ve kış- kırtıcılığı eklenınce bılınen gelışme yaşanmıştır 'Banş'\ savunmak asıl boyle bunalım gunlennde onemlıdır Bazı çevrelerce ıhanete kadar varabılecek suçlamalara karşın banşı savunabılmek, banştan ya- na olmak şımdı çok daha buyuk onem kazanmıştır Yaşanan gunler 'turnusol kâğıdı' gıbıdır Gelecek ku- şaklar ve çocuklanmız ıçın bır sınavdan geçıyoruz Artık bu bunalımlan ıstemıyoruz Ege kıyılannda banşın, dostluğun, dayanışmanın guzellıklen yaşan- sın ıstıyoruz Ege ınsanlannın yazgısı, polıtıkacılann oyunlanna alet edılmemelıdır Ege Denızı bır banş de- nızı olmalıdır Butun bu dıleklenmızın gerçekleşebılmesı, Ege'de bugun yaşandığı gıbı yapay mudahalelerle oluşturu- lan bunalımlann bır daha yaşanmaması ıçın, her ıkı halkın banştan yana ınsanlanna onemlı gorevler duş- mektedır Başta aydınlar, polıtıkacılar ve basın-yayın kuruluşlan olmak uzere toplumun tum dınamık guç- len bu konuda daha duyarlı olmalı, halklan banşçı du- şuncenın aydınlığı ıle aydınlatmalıdıriar Unutmayalım kı banş mucadelesı, uzun enmlı bır yaşam koşusudur, bıryaşam bıçımıdır Bu koşu, şım- dı her zamankınden daha fazla yurek ve soluk ıstıyor Öyleyse hep bırtıkte banş duşuncesının soluğuyla yureklenmızı korukleyelım İLAN T.C. MERİÇ KADASTRO MAHKEMESİ EsasNo 1989/88 Karar No 1995/8 Davacı Mehmet Sunter tarafindan Havva Çetın vs aleyhlenne mahkememızde açılan kadastro tespıtı ve ıp- tal davasının açık yargılaması sonunda, Mahkememızce davanın kabulü ıle dava konusu Me- nç ılçesı K Doğanca Mah 95 ada 14 parsel sayılı taşın- mazm ve 88 ada 29 parsel sayılı taşınmazın kadastro tes- pıtlennın ıptal edılerek davacı taraf adına tapuya tescıh- ne, harç \e masraflann davalılardan tahsılıne karar venl- mış, fakat davalılar Ha\r va Çetın. Sedat Çetın ve Yüksel Aybek'e tüm çabalara rağmen tebhgat yapılamamıştır Bu nedenle ılanen teblığ yapılmasma karar venlmış olup, ılanen teblığ tanhınden ıtıbaren 15 gunluk yasal süre ıçe- nsınde temyızı kabıl olmak üzere davalılar Havva Çetın, Sedat Çetın ve Yuksel Aybek'e tebhgat yenne kaım ol- mak uzere ılan olunur 11 1 1996 Basın 68042 İLAN T.C. KADIKÖY 2. SIJLH HUKUK MAHKEMESt'NDEN 1995/749 Esas Kadıköy, Şakacı Sk Taç Sk çıkmazı Barbaros Apt fto 8 D 3 Kozyatagı/lstanbul adresmde ıkamet eden Melek TunçdoğanMK'nun355 maddesıgereğıncehacıraltına alınarakkendısme, tmar Iskan Bloklan 93 Blok D 1 Üm- ranıye adresınde ıkamet eden Güllü Çelık vası tayın edıl- mıştır Keyfiyet tlan olunur Basın 70252 Aydm Hocalara Düşen Görev Prof. Dr. ÇETIN YETKİN P sıkıyatnnın tanımladığı bır hastahk turü varmış, bu hastalığa yakalanan kışı bırden hıç durmaksızın abuk sa- buk konuşmaya başlarmış aklına ne gelırse ardı arkası kesılmeden soyler dururmuş Bır ögTetım üyesı hekım dostum anlattı Bır köylü, bu duruma duşen kızını bu dostuma gotujmuş Kızcağız, saçma sapan ko- nusmaktan derdını anlatamadığı ıçın babası, "pro- fesör"e kızının rahatsızlığını şoyle tanımlamış -DoktorBev demış butazbirkaçgünoncesine kadar aklı ba^ında bırrycu. Ne olduysa bırden pro- fesör gibi konuşmaya başladı! Lmanm boyle duşunen çok değıldır Ama ger- çekten olmuş bu olayın duşundurucu yonü, halkın gözunde "bi^e" "aydın" kışı olması gereken unı- versıte öğretım uyelennı bu koylunun neden bu gözle görmûş olduğudur Ne kı, bu sorunun yanı- tım once Turkıye genelınde aramak gerekır Ve kendımıze hemen şu soruyu sormalıyız Bundan on beş - yırmı yıl once aynı köytu bu benzetmeyı yapabılır mıydı 7 Bugün Türkıye'de her alanda bır bunalım yaşa- nıyor Toplumsal ve sıyasal yaşam ağır aksak Değerler kargaşası ıçınde körebe oynanıyor Gü- zellıkler, ıyılıkler sısler arkasında, çırkınhkler ve kötuluklerhâlâ görme yeteneğını yıtırmemış olan- lann gozlennı acıtıyor Yoksulun belı dermansız- lıktan, ensesı kahnmkı ıse yaltaklanmaktan bükuk Ne denlı yadsınmaya çalışılırsa çalışılsın, bu bov- 1e Böyle olmasaydı, her gün bu yaşadıklanmız nedır o halde 9 Kurumlar, kışılerle vardır Kışıler bozulunca. kurumlar da bozulur Toplumsal yaşamımızda en ışlevsel olmalan gereken kurumlann çoğu bır çö- kuntü ıçınde Kendılennden beklenenlen yenne getıremedıklen gıbı aykın amaçlara da yonelebı- lıyorlar Tûm kurumlar, bır butunun parçalan ol- duğu ıçın de bütün "jaaf"a uğradıkça, bu teker te- ker tumünu pençesine almakta Koklü yapılan ne- denıyle hâlâ ayakta duran kurumlar ya da kurum- lanna damgalannı basabılen kımı yureklı ve yurt- sever kışılenn çabalan yuzunden, gerçı ıçlennde bu yozlaşmaya karşı dırenenler de var Gönul ıs- terdı kı, bunlann başında da ünıversıteler gelsın Çûnkü, toplumumuzun en okumuş yazmış, en yuk- sek eğıtımı görmûş ınsanlan, bu kurumlann çatı- sı altında bulunuyorlar Başkabırdeyışle, "aydm" dıye tanımlanan kışılenn en yoğun bıçımde bulun- duklan kunım, unıversıte Fakat kışısel kımı çaba- lar dışında, Genelkurmay Başkanf nın laıklık ko- nusunda dıle getırdığı duyarhhğı kaç ümversıtede gorebıhyorsunuz 9 Denılmış kk "Aydın, topiumıın vicdanıdnf O zaman sormak gerekır Bunca "aydın" kışıyı ba- nndıran unıversıteden, bu toplumsal vıcdanın se- sını nıçın duyamıyoruz' Oysa, olup bıtenler kar- şısmds üntversıteden çığlıklaryûkselmelıvdı' Yok- sa unıversıtelerde aydınlanmızın sayısı o denlı az da seslen ondan mı çırkınhkler korosu ıçınde yı- tıp gıdıyor9 Ama aydın kışı, haksızlıklara, yolsuzluklara, ul- keyı karanlıklara gömmek ısteyenlere, ulusal de- ğerlen haraç mezat satılığa çıkaranlara karsı tek başına da kalsa. haykınşı bır çölün sonsuzluğu ıçmde yıtıp gıdecek olsa da, sesını yukseltebılme- lı Hele "Ben tek başımaneyapabüinm?Sonra ba- şuna da şu ı^ geür" dememeh' Ve kendılenne "ay- duı" dıyenlenn en bol olarak unıversıtelerde oldu- ğu varsayıldığından bu ses de önce ünıversıteden gelmelı, o öncülük etmeh bu karantıklan aydınlat- maya Ama, oyle mı' 12 Eylul'un ünıversıtelere doldurduğu çağdaşı kafalara benım bır dıyeceğım yok Hatta, kendı sa- vaşımlannı venrken gosterdıklen cesaretı, kendı aralanndakı dayanışmayı kendı ıç tutarlılıklannı, ıçımsızlayasızlaya takdıretmıvordadeğılım Be- nım sozum kendılennı bunlardan ayıranlara, "bi- Km" lafını ağızlanndan duşurmeyenlere Batı unı- versıtelennı ballandıra ballandıra anlatanlara hat- ta kendılennı Ataturkçu ve hatta hatta solcu ve devnmcı gosterenlere 1 lçımızden kaç kışı namus- buzluğa ve haksızlığ&.uJkeçıkarlannın ayaklaral- tına almmasına karşı bırakın dırenmevı bır yana şoyle bır mınldanıyor bıle' Kuşkusuz, yureklı na- muslu, yurtsever ve "insan" kımı oğTetım uyelen, Termopıl Geçıdınde dev Pers ordusuna karşı sava- şan, ama teker teker yere duşeceklennı bılen bır avuç lspartah asker gıbı 1 Ve zaten bugun ünıver- sıteyı hâlâ ayakta tutanlar da her şeye karşın, on- lar Btr aydın, yaşamın anlamının, bıreyin doğum ve olüm tanhlen ıle sınırlı olmadığını bılen kışıdır Aydın olmayi kendısme yakıştıran kışı, kendı kısa yaşam süresınce doğruluğun ovulmedığıne, ama çoğu zaman cezalandınldığına, çalışkanlık ve eme- ğın koşe dönmecenın burgacında (gırdabında) bo- ğulduguna, toplumsal degerler sıstemının yennı "sıstematik" bır bıçımde ahlaksızlığa, namussuz- luğa bırakıp durduğuna ve gunu geldığınde olu- mün, dogruluğu kendıne bayrak edınenle bır na- mussuz arasında hıç de bır ayınm yapmadığına bakarak doğru bıldığınden yıne şaşmayan, ınandı- ğı değerlen anlamsız bulmaya başlamayan kışvdır Çünkü o, ınsanlan tek tek, bırey bırey ele alarak ınsanlığın gelışımmı yorumlamaya kalkışmaz "Aydm" kışı, hele bır unıversıte öğretım uyesı, bılımın ortaya koyduğu şu gerçeklen her gun so- lumak zorundadır Insanoğlu, vahşetten uygarhğa, bılgısızlıkten bılgehğe. yabanhktan aydmlığa doğ- ru süreklı bır evnm çızgısı ızleyegelmıştır Bu e\- nm« ınsanı, doğaya karşı yoksulluğa karşı, bağ- nazlığa karşı, ınsanın ınsan uzenndekı baskısına karşı, haksızlıklara karşı yurüttüğu savaşta adım adım zafere götüruyor Bu evnm boyunca tekıl ın- sanın kendı yaşamı boyunca yapıp ya da yapma- dıklan, gerçı ılk bakışta anlamsız gıbı görülür, ama gerçekte bu tek tek ınsanlann yaptıklandır ınsan- lığı bugüne getıren ve yannlara taşıyacak olan Ve bıreyın yaşamma anlam kazandıran da onun ınsan- lığın bır parçası olduğunun bılıncıne varmasıdır Aydın kışı budur Bövle duyup böyle yaşayan kı- şılenn sayısı ne çare kı gün geçtıkçe azalıvor unı- versıtelenmızde' Sozgelımı bır dekanlık uğruna doğruluktan dönmeyen kaç kışı kaldı' Gerçekte, aydınlanmızı gıderek saran bır korku, onlan aydınhktan uzaklaştınvor Bır olay anımsı- vorum 12 Eylul'de bır öğretım uyesı, tutuklanmış bır başka öğretım uyesını sıkıyonetım mahkeme- sınde avukatı olarak savunuyordu Bır oğretım uye- sı de gelıp avukat olan oğretım uvesıne "Acabayıl- başında hocaya bır tebrik karo göndersem başuna bir şey geür mı" dıye sormuştu Korku, onun ger- çeklen gormesını oylesıne engellemıştı kı sıkıyo- netım mahkemesınde avukathk \ apan oğretım uye- sının yaptığı bu ış nedenıyle "başına bır şey gelme- dığini" goremıyordu da kendısının göndereceğı tebnk kartı yuzunden baştnın belaya,gınne^ndeA) korkuyordu Bu tur bır korku insana hele^ayâuı olmak savmda bulunan ya da toplumun oyle san- dığı bır insana hıç yakışmıyor Uç kuruşluk haksız kazanç uğruna, kullanma tanhlen çoktan bıtmış tıbbı malzemenın kullanılmasına ve ınsan sağlığı- nın hıçe sayılmasına karşı çıkanlan bır şevlerden korkarak tek başına bırakmak, hatta K kol kınhr yen içinde kaür" sozunun arkasma saklanarak bu gıbı yolsuzluklan ortaya çıkaranlan "ûniversiteyı yıpratmak" ıle suçlamaya kalkışmak da öyle 1 Lnıversıte, toplumun onunde yurumek zonında- dır Bu, onun gorevıdır Toplumumuzun esenlıği- nı ketruren gelışmelen seyırcı gıbı ızlemek, hatta zaman zaman bu gelışmelere kapılmak, onu unı- versıte olmaktan çıkanr Hele kımı ünıveTsıte öğ- retım üyelennın, aynı zamanda bugünku çarpık düzenden yararlanan toplum duşmanlan kulubu- nunuyelen olmalan unıversıtenm yıkımı demek- tır Ümversıte, bu bozuk gıdışe karşı sesını yuksel- tebılmelıdır Unıversıte hocalan, seslennı, yalnız aylıklannın arttınlmasını sağlamak amacı ıle de- ğıl, Türkıye'yı kemınp bıtıren sorunlar karşısında da yukseltebılmelıdır PENCERE 1 Ekmek 1 Cumhuriyet P azar günü yurüyüşe çıkmıştım, yerde bır kâğıt parçası gördüm Rüzgâra ınat uçmayan, çamura ınat batmayan Dıkkatımı çektı, alıp yerden okudum, güzel bır yazıyla "1 ekmek 1 Cumhuriyet" yazıhydı Bınlenne venlen bır nottu besbellı Alındıktan sonra düşürülen ya da atılan Oylesıne duygulandım kı nıcedır dûşündüğum bır mektubu yazayım dedım Anlam olarak ülkemın kurtuluşunu, çağdaşlığımı bağımsızlığımı, kımlığımı, Gazı Mustafa Kemal'ın vazgeçılmezlığını borçlu oldugum CUMHURİYET Ne geç yanan kalonfer, ne kapıdakı torbaya geç konan ekmek, ne geç akıtılan su ıçın sesımı yükseltmedığım, yalnızca geç getırdığı, eksık getırdığı ya da hıç getırmedığı ıçın apartman sorumlusuna bağıîdığım CUMHURİYET Ne gıyılırse gıyılsın elde ve beyınde taşındığında şıklık sımgesı olan CUMHURİYET Sevdığınızle uyurken "Önce ben okuyacağun.. yok ben—" kavgasına neden olan CUMHURİYET Bılgıve yeteneğıyle kıvandığımız özlemı ve yokluğu ıle kıvrandığımız yazarlanyla CUMHURtYET Dostlarla bır araya geldığımızde söze herkes senınle başlıyor, varlığının ve farklılığının altını çızıyor Her aydının arşıvınde senden kestığı yazılar-kupürler var Ağlamadığımız- ağlatmadığımız gün yok senı okurken Eleştırdığımız yanın yok mu 9 Elbette var Onlan da Sayın Karaören'ın kulağına söylüyoruz Sevgılı CUMHURİYET, pazar gunku dergının zevkını ve keyfını hıçbır dergıden alamadım BılımTeknık ekının düzeyıne bıhmsel dergılerde \aramadim Perşembe günlennın güzel ödülü (güncel deyımle en anlamlı promosyonu) "Kitap" ekıne hıçbır dergıyle ulaşamadım Ödûnsüz çızgınle ıçenğınle, yonımunla, doğrulannla, özgun kankatur ve resımlennle, çalışarun, yazanın ve okurunla farklı ve özdeş olduğunu, Cumhunyet okurlanrun başlattığı ve dünyada eşı olrnayan dayanışma karutlamıyor mu9 Kültürel kımlığıme katkılanru asla yadsıyamayacağım Cumhunyet, yaşamımın sonuna dek elunde ve beynımde hep sen olacaksın Sonsuza değın varlığmı sürdüreceğını bılıyorum ve dılıyorum Neşe Doster Öğretmen SİZ ZFYTİNI Şımdı sorralarda venı bır zeytın var Eze Saglıklı modern ambalajlarında Eze \enı lezzet alışkanlıgınız lster lımonla ıster kekıklei Naneyle pul bıberle fesleğenle dereotuyla Bunlar sadece bırkaç onerı Emınız sızın de zeytınle yaratacağınız lezzetler vardır EzE ItMFNU E» Zıytlneılik Oıda S.n v. Tlc * ş Wr EfratOtkrJMattar Orutru kunMfMur 224) 234 00 00 Fans 10 224 234 Etnik Sopunların Diinü Bugiinü... Osmanlı Imparatorluğu Bırıncı Dunya Savaşı'na gırerken 22 mılyon nufusa sahıptı, 1 mılyon 700 bın kılometrekareye yayılıyordu Savaşta 1 mılyon kılometrekarelık toprak elden çıktı, kuşkusuz 'mulk'ten yrtırdık, ama bır Vatan'aka- vuşabıtdık 14 Mart 1914 tanhlı bır Osmanlı belgesıne gore Anadolu'nun nufusu 11 mılyon Trakya 631 000 "Dersaadet Vılayetı" dıye anılan Istanbul ılınde hal- kın yuzde 59 7'sı (580 482) Turk, yuzde 25'ı (242 539) Rumlardan oluşuyordu ust yanı Ermenıydı Erzu- rum'da halkı tumuyle Ermenı olan 72 koy vardı, hal- kı tumuyle Rum olan uç koy bulunuyordu 241 ko- yun halkı ıse karışıktı Sıvas'ta 73 Ermenı, 232 Rum koyu vardı karışık nufusa sahıp koylenn sayısı 153' u buluyordu "Anadolu Ihtılah" adh kıtabında Sabahattın Selek "Göruluyor kı" dıye yazıyor "Istıklal Savaşı'yla bu- yük bır o/um kalım kavgasına gınşecek olan Turider, kendı evlennde yalnız değıllerdı ( ) Kuşadası'nda 11 bın Tûrk'e karşılık 9 bın Rum, Soke'de 21 bın Türk'e karşılık 16 bın Rum vardı Urla, Ayvalık ve Er- dek'te Rumlar Turklerden faz'a ıdıler Bu uç ılçenın 23 bın Turk nufusuna karşıltk Rum nüfusu 60 bın kı- şıyı aşıyordu ( ) Mıllı Mucalede 'de yalnız Ayvalık'ın bır koyunun 400 mevcutlu bır Rum çetesı çıkardığı duşünulurse, mese/en/n cıddıyetı daha ıyı anlaşılır" Kurtuluş Savaşı başladığında, Doğu Trakya ve , Anadolu'da 8-9 mılyon Turk 1 mılyonu aşkın, belkı 2 mılyona yakın Rum ve Ermenı vardı ! • O gunlerı anımsamak nereden nereye gelmış ol- duğumuzu anlamak ıçın yeterlıdır, ama ınanılmaz bır aymazlığın çukurunda yaşayanlar, gun geçtıkçe ek- sıleceklerıne çoğalıyohar Bugun Bosna'ya bakıp kendılennden geçenler, dun Turklerın benzen karan- lık tunellerden geçerek aydmlığa kavuştuğunu unu- tuyorlar Yunanıstan 1922 yenılgısınden sonra uzun sure kendını toparlayamadı, Turkıye ıle dostluk yapmak zorunda kaldı, ancak Ikıncı Dunya Savaşı ertesınde kanı bıtlenınce, tanhsel kan davasına sarıldı Eskıden karasularının, hava sahalannın, denız dıp- lerının, kıta sahanlıklarının değerlen bugunku ölçu- lerde bılınmıyordu, aradan geçen surede "uzay hu- kuku" bıle oluştu Ege'de Turklerle Yunanlıların sa- vaşımları, gelışen teknolojıye gore gun geçtıkçe onem kazanacak, bır açıdan Kurtuluş Savaşımızın uzantısına donuşecek Ancak bu savaş, Türkıye'de ıç polıtıkanın aracı gıbı kullanılırsa, yenılgıye suruk- lenmek ışten değıldır • Anadolu'nun batısında, Yunanıstan, zaman ve uzam ıçınde boyutlanan 1919-22 Turk-Yunan sava- şımının guduledığı rotadan zor ayrılır Guneydoğu'dakı Kurt sorunu ıse daha az önemlı değıldır, zamanla buyuyecektır PKK'nın onemı gun geçtıkçe azalıyor, savaşımın sılahlı bolumu denetıme alınıyor Kurt sorunu ulus- lararası bır sıyasal boyut kazanıyor Bu, yalntz Türkı- ye'yı ılgılendırmıyor, Iran-lrak-Sunye-Turkıye'nın sı- nırlarının bıtıştığı yerde, bu sınırları hıçe sayan bır oluşuma doğru yonelış ağır olsa da yuruyor Ortadoğu harıtasını yenıden çızmek ısteyen em- peryalıstler, doğrudan olayın ıçındedırler • Turkıye zayıfladıkça, kendı ıç sorunlannadolandık- ça, doğusundan batısından tırnak ıçıne alınıp altı çı- zılecek ama 60 mılyonluk genç bır toplumun bınkım- lerı devıngenlığe donuşturulurse her guçluk aşılır Anadolu halkı 9-10 mılyon ıken, emperyalızme ve kendı ıçındekı duşmanlanna karşı varoluşunun kav- gasını verebılmış Bugunku durumumuzda yetersızlığımız, halktan değıl, yonetıcılerden kaynaklanıyor PANEL Kuruluşunun 35 yılında TİP ve KİTLESEL ÇAĞDAŞ SOSYALİST PARTİ OTURUM BAŞKANI «. Mustafa ATALAY KONUŞMACILAR UfukURAS (ODP Genel Başkanı) Sadun AREN (BSP Genel Başkanı) Nihat SARGIN (TlP Gn Sek ve TBKP Gn Bşk.) Doç. Dr. Artun ÜNSAL Dr. llkay DEMİR ilhamı ARAS 11 Şubat 1996 Pazar Gunu Saat 13.00 Fuar Oılek Restaurant (Lozan Gırışı) - İZMİR 95 ÜCRETLERİYLE «TOtft, FCC Vt ÖYVY« Dk. HAZaiLIÖI «OENSYttUj TOHK VB YMUNCt KMM» •YAAMtCttJkKLA OCMTSte HUTfK DMHUBt İNGİLİZCE-ALMANCA DILTEM DİL ÖÖRETİMİ BİZİM İŞİMİZ ««LMMtC TMrtHLml: •0flftOZ-MWJUi: 11.» SlfftAT HAPTA SONU : 10.17 «ttSAT TELv«flUb «7» T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle