23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 .ARAUK 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER A skeri anaca saldırı girişimi • ISTANBL'L(AA)- fc sıvil personel \e hareket halındeki asSceri m dibüse el bombası atı pltnak istendi. Alınan bil giye göre. saat 19.30 sırralarınc'a meydana gelen olaayda. Kartal Jandarma ;İkrnal Komutanlığı'nabağlı ;sivil personel taşıyan askeri mudıbüse. Borusan Kavşağı'na geldiği sırada. Jdrmliği henüz belırsiz bir ki^i tarafından el bombası atıürnak istendi. Yola diişen bombanın patlaması sonıucu, asken aracın yanından geçen Engin Katfalı yönetimindelci 34 J M F 73 plakalı özel t>t»mobilın camlan kınldı -Sal-dırgan. olay yennden •yay a olarak kaçtı. Suyolcu cinayeti davası . • AYDIN (AA) - Eskı Kuşadası Belediye Başkanı Lütfi Suvolcu'nun, 15 Mayis 1995'te evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldîirülmesiyle ilgili dava, savcının mütalaasını t>ildirmesı için ertelendi. Aydın Ağır Ceza Mahkemesi heyetine, •raporlu olan Başkan Turgut 'Tılmaz'ın yerine vekâlet eden Sulh Ceza Mahkemesi Jıâkimi Ramazan Uçak "başkanlıketti. Duruşmada, Suyolcu"yu tasarlayarak öldürmek suçundan haklannda idam _cezası istenen tutuklu ,s.anıklar. "retikçi' Fırat .Erdoğan. Yavuz Kaşıkçı ile ,Şerafertın Kurt hazır bulundu Öğretmenevleri Meclis'te • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)-DSP Kocaelı -Milletvekili Halil Çalık. sınıf öğretmenliğine -pedagojik formasyonu -olmayan adaylann ,atanmasının egitim çevreJerinde şaşkınlık ^arattığını kaydederek ."Sayın Erbakan. Çiller\e Sağfam, çocuklarını bir .ziraatçi ya da \eterinere okuturlar mı?" dedi. Öğretmenev lerinin satışa "çıkarılmasını da eleştiren Çalık. eğıtimcileri kimsenin görmezlıkten 'gelemeyeceğini vurguladı. KESK'in kuruluş yıldönümü <M ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu Emekçiİen •Sendikalan Kon federasyonu' nun -(KESK) birinci kuruluş yıldönümü, çeşitli •etkinliklerle kutlanıyor. JCESK. kuruluş >tkinlıklerinin ardından 14 aralık cumartesi günü Ankara'da ••Demokratik Devlet ve Halkci Bütçe" mitingi düzenleyecek. KESK'ten yapılan açıklamada. 1989 yılında -başlayan sendikalaşma r sürecinin baskı ve -yasaklara karşın -sürdürülerek 8 Aralık ı-l 995'te konfederasyonun kurulduğu anımsatıldı. CHP'nin Zlle paporu M ANKARA (ANKA)- Sbkat'ın Zile ilçesinde meydana gelen olaylar hakkında Tokat Milletvekili Şahin Ulusoy ve Antalya Milletvekilı Yusuf Öztop tarafından bir rapor hazırlandı. Şahin Ulusoy. jıazırladıklan raporla ilgili olarak CHP grubunun tasına kapalı bölümünde "bilgi verdı. Ulusoy, kaçma "ğirişiminde bulunan ikı TKK'linin bir astsubayı [öldürdükten sonra 'oldürülmesi olayından •'sonra yaklaşık 60 kişinin lıdliye önünde toplanarak ""Komünist savcı istifa" "sloganlan attıklarını 'Şnımsattı. Olayların kısa "Sürede yatıştığını belirten .tilusov. Adalet Bakanlığrnın daha önce planladığı ağır ceza hâkimi. "başsavcı ve iki savcının j*örev yerinin değiştrilmesi operasyonunu bu olayı bahane ederek gerçekleştirdiğini açıkladı. SSK'nin sopunları • ANKARA (Cumhuriyet "Bürosu) -TBMM Genel' kurulu'nda sosyal güvenlik 've SSIC'nin sorunlannı "araştırmak üzere kurulan araştırma komisyonunun raporu görüşüldü. DSP ^Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in kurumun özerklığine "darbe" ındirdiğini söyledi. Yunan basını, Çiller ailesinin nükleer madde kaçakçılığı yaptığını ileri sürdü 6 Çifler mafya için devrede'TÜrkeS İStenmeyen adam' Yunanistan'da yayımlanan Eksusia (İktidar) gazetesi, Çiller'in. Almanya'daki mafyacılann serbest bırakılması için devreye girdiğini açıkladı. Gazete, Almanya'nın. uyuşturucu kaçakçılığına karışan MHP lideri Türkeş'i •'istenmeyen adam" ilan ettiğini duyurdu. UyUŞtUrUCUya BUCak adl kariŞtl" Gazeteye göre Almanya. uyuşturucu kaçakçılığına karıştığı gerekçesiyle ülkücülerin de "tehlikeli yabancı örgütler listesi"ne alınması için girişimlere başladı. Haberde, uyuşturucu kaçakçılığında Sedat Bucak'ın da adının geçtiği bildirildi. DYP Crubu Bucak Çiller'den izin aldı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, "çete" olarak nitelendir- diğiANAP Genel Başka- nı MesutYümaz. İşçi Par- tisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek ve bazı medya kuruluşlannı. iş- birliği yaparak devlete hücum etmekle suçladı. ANAP liderinin. partisi- ni Cibali Karakolu'na çe- virdiğini savunan Çiller. "Asalak bir sermaye, ön- lerinekalkanyapılmışbir kısıın nıedva ve onların sözcüsü ana muhalefet li- deri; işte çeteleşme bu- dur" dedi. Çiller. Susurluk kaza- sının tek tanığı DYP Şan- lıurfa Milletvekili Sedat Bucak a. DGM'ye ifade vermesı için izin verdık- lerini açıkladı. Bucak'ın ifade verece- ği günü bekleyen Ankara DGM Savcısı Dilaver Kahveci iseUBA'yavap- tığı açıklamada. bugüne kadar bu konuda bir ge- lişme olmadığını söyledi. Kahveci. Bucak'ın ifade verecegi larih ıle ilgiJi bil- gi veremeyecegini de be- lirterek "İfade almak için lojmanlara gidilebiür ve- \a kendisi bura>a gelebi- îir" dedi. Sedat Bucak'ın ifade- sinin büyük olasılıkla TBMM lojmanlarında alınacağı öğrenildi. DYP Meclis grubunda konuşan Çiller. halkın ge- leceğe ılışkin umutlarının kasıtlı bir şekilde yok edilmek istendiğini, kar- gaşa yaşandığını ve ku- rumların yerli yennde ol- madıklannı söyledi. Tansu Çiller. bir bölüm medyavı partililige so- yunmakla suçla>arak "Ana muhalefet orta sağ- da bir parti olacakken, miJlivetçi sol oldular. Pt- rinçek'in saflanndan de\ - lete hücum var" dedi. ANhL\R.\ (CumhunŞet Bürosu) - Yunanistan'da yayın vaşamına ge- çen avlarda başlayan Eksusia (İkti- dar) gazetesi. Alman gizli istihbara- tına dayanarak Dışişleri Bakanı ve BaşbakanYardımcibi Tansu Çiller hakkında ağır iddialarda bulundu. Gazete. Çiller ailesinin nükleer madde kaçakçılığı vaptığınıönesü- rerken Tansu Çiller'in Almanya'da gözaltına alınan Türk mafya üvele- rinin serbest bırakılması için resmen müdahalede bulunduğunu sav undu. Gazete. MHP Genel Başkanı Al- parslan Türkeş'i "istenmeyen adam" ilan ettiğini savunduğu Al- nıanv a'nın. uv uşturucu kaçakçılığı- na karıştığı gerekçesivle ülkücüle- rin de "tehlikeli \abancıörgütler lis- tesi"ne alınması için girişimlere başladığını öne sürdü. Haberde. uv uşturucu kaçakçılığında Sedat Bucak'ın da adının ceçtiöi bildiril- di. Eksusia gazetesinin 29 kasım ta- rihli sayısında ver alan. Petros Sta- gosimzalı "Bonn,Çiller'ibitiriyor" başlıklı haberde. •*Alman istihbarat ser\ isinin. Çüler'in >e eşinin Alman- va'daki vasadışı e\lemleri konusun- da topladığı belgelerden sonra Al- man diplomasisi, Çiller'e 'Kül ol- muş bir kâğıt' gözüyle bakıyor" de- nildi. Başbakanlık Basın-Yayın ve En- formasvon Genel Müdürlüeü'niin DYP TBMM grup toplarıtısına katılan Tokat Alnıus Çe\reli Beledi\e Başkanı. Afvon-Dinar Havdarlı Beledi\e Baş- kanı ile 7 meclis ü\esi CHP'den DYP'\egectiler. DV P'\e geçen beledi\e başkanlanna rozetlerini DV P Genel Başka- nı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller taktı. (Fotoğraf: A A) ANAP lideri Yilmaz'dan çiller'in karakol benzetmesine yanıt 'CibaliKarakolu mafyadan iykUr'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, partisini "Cibali Karakolu"na benzeten DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Tansu Çöler'i, "CibaK Karako- lu. mafyadan daha iyi bir yerdir" diye ' yanıtladı. ANAP Genel Başkan Yardım- c'^'ı Yaşar Dedeldc de'Çjüefe. "Birgün gefccek, ANAFı benzettiği Cibali Kara- koiu'nda yolsuzluklany la ilgili ifade vere- cek"karşılıfını verdi. ANAPGenel Başkanı Mesut Yılmaz. dünTBMM Başkanı Mustafa Kalemli'vı ziyareti sırasındaÇiller'in "Cibali'" ben- zetmesiyle ilgili bir soru üzerine. Cibali Karakolu'nun mafyadan daha iyi biryer oldugunu belirterek "Bunlara cevapver- mem. Çiller besbefli polemik yapıp gün- demi degiştirmeve çahşıyor. Çiller'e veri- lecek en i\i \anıt. bu konuvu takip edip sonuçlanduinak >c gerçekieri ortava çı- karmaktır. Bundan en fazla rahatsız ola- cak da kendisidir" diye konuştu. ANAP yönetimi de partilerini devlete karşı hücum etmekfe suçiayan ve Cibali Karakolu'na benzeten Tansu Çiller'e veryansın etti. ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı Dedelek. Çiller'e. "Efer yüreği varsa Erbakan"ın arkasına sığınıp hak- kındaki iddialann üsrüne yeşil örtü örte- ceğine Yüce Divan'a çıkıp aklansuı' de- di. Çiller'in, ANAP'm temiz toplum si- yaseti karşısında panikleyerek "abuksa- buk Deyaniarda" bulunmaya başladığını dile getıren Dedelek. şöyle dev'am etti: "AİNAP'ı sokulukla suçlayan ve Ciba- li Karakolu'na benzeten Çilier şaşkınük- la acz içine düşnıüştür." ANAP Genel Başkan Yardımcısı A- had Andkanda. Çiller'in kendisiyle il- gili şaibeleri örtmeye çalıştığını savuna- rak "Çiller suçluluk telaşt içindedir. Çil- ler.Türk tophımuna lavık sKaset yapmı- yor. Akıl hocalan kendisine ve partisine kötülük vapıvor'" dedi. Yılmaz, Başbakan Necmettin Er- bakan'ın son bir hafta içerisinde tu- tumunda keskin değişiklik yaptığını, bunu da olumlu bulduklannı söyledi. Yılmaz, "Başbakan fasa fisodan bu noktaya gelmişse bu çok scv indirici ge- lişmedir" dedi. Cumhuriyet'e bilgi veren Yılmaz, üç gün içinde Türki- ye'de her şeyin açıklıga kavuşacagını söyledi. Kumarhaneîer krah olarak bilinen ÖmerLütfiiTopal'ın öldürdü- ğü savlanan ve DYP Şanlıurfa millet- vekili Sedat Bucak'ın korumalığına verildiği iddiaedilen polislerin ifade- lerinin bulunduğu ses bandını dinle- diğini belirten Yılmaz. "Türkiye her şeyi vakında öğrenecek" diye konuş- tu! "Dış Basın ve Türkiye" bülteninde de yer alan haberde şu görüşlere y- er verildi: - Çiller'in bu faaliyetleri. 4 ka- sımda Türkiye'de mevdana gelen trafik kazasından sonra ortaya çı- kan uyuşturucu ve eski Sov vet Sos- >alist Çumhurivetleri Birliği'nden (SSCB) yapılan nükleer malzeme kaçakçılığı ile ilgilidir. - Güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere göre Almanya Türkeş'i "persona non grata~ (isten- meyen adaml ilan etti. Tür- keş. bir ay önce Almanya'yı ziyaretetmışve Essen'de 10 bın kişinin katıldığı birtop- lantıda konuşmuştu. - Türkeş'ın istenmeyen adam ilan edilmesınde. dev - let içinde devlet olan "boz- kurtlar"ın Almanya'daki faaliyetleri de önemli bir rol ovnadı. Mman Narkotik Şube Müdürlüğü'nün Dışişleri Bakanlığı'na verdiği bırra- pora göre, Türkiye"den Al- manya'v a yapılan uyuşturu- cu kaçakçılığında "bozkurt- lar"ın da adı geçıvor. Halbuki şımdıve kadar uyuşturucu kaçakçılığı için sadece PKK suçlanıyordu. "Bozkurtlar~ın Almanya'da 6 bın üvesi ve 10 bın kadar da taraftan v ar. Hoşgörü sona erdi Haberde. "güvenilir kav- naklar"a dayanılarak Al- manya'da ülkücülere hoşgö- rülü olma politikasının so- na erdığı ve Alman Dışişle- ri Bakanlığf nın. ülkücüle- rin "tehlikeli vabancı örgüt- ler" lıstesine alınması için gerekli talimatı verdiği öne sürüldü. Eksusia'nın haberindeyi- ne güvenilir kavnaklara da- yanılarak Çiller'i zor du- rumda bırakan bulgu iddi- alan da şöyle sıralandı: - Gözaltına alınan Türk mafya üyelerinin serbest bı- rakılması için resmen mü- dahalede bulunması. - Uyuşturucu kaçakçılığı yapan ve gözaltına alınan Kürtlenn. "BozkurT Sedat Bucak'ın da uyuşturucu ka- çakçılığına karıştığını bil- dirmelerı. - Çiller'in eşinin geçen yıl Baden-Baden'de nükleer malzeme kaçakçılığı yap- mak suçuyla aranan Hüse- >in Duman'la yaptığı (iddia edılenl gizlı görüşme. CHP lideri Baykal, partisinin grup toplantısında ciddi bir soruşturma yapılmadığını söyledi 6 Iktidar Susıırhık'u örtme telasında' CHP A.NK.ARA (Cumhurivet Bürosu)-CHPGenel Başkanı Deniz Baykal. Susurluk'ta mevdana gelen \e "devlet- mafva-aşiret" üçgenindekı karanlık bağlantılan ortava çıkaran trafik kazasının üzennden bir av geçmesine karşın ciddi bir soruşturma vapılmadığını vurgulayarak "İktidar, suçluluk telaşı içinde. olayı örtbas etme telaşı içinde" dedi. CHP lideri. konunun güven venci bıçımde ele alınıp aydınlıâa kavuşturulacağı umudunu taşımadığını söyledi. Bavkal. partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada. Susurluk kazasının üzerinden bir ay geçmesine karşın. kamuovu önüne dökülen çarpıcı ilışkilerin avdınlatılamadığını belirterek "Nasılavdınlatüacağuıa iiişkin güven verici bir mekanizma da ortaya konulmamıştır" dedi Kazadan bu yana geçen sürenın, "Türkiye'vi vönetenlerin zihinkrindeki kav ramlann ortaya çıkması açısından çok yarariı oldugunu" söv leyen CHP lıden. "Devlet ve Interpol tarafından bir çetenin içinde yer aklığı görülen mafya liderinin yurtsever olup olmadığı tartışılıvor" diye konuştu. Olav hakkında sağlanı belgeler varsa bunlann açıklanmasından dev letin zarar değil. yarar göreceğıni kaşdeden Bavkal. "Dev letin kendi içinde özel bir örgüt yaratarak hukukun izin vermediği eylemleri yapmasına olanak sağlamak münıkün müdür? Devlete en büyük zaran. bu olaylan vaptırdıktan sonra dev let adına örtbas edenler vereceklerdir" görüşünü dıle getirdi. Eskı SHP Genel Başkanı Erdal İnönünün. "Gerçeğin geç de oka ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır" sözünü anımsatan Bay kal. Susurluk kazası ile iigılı bazı gerçeklerin de şımdıden ortava çıkmaya başladığını anlatarak şöv le konuştır "Toplumun gördüğü gerçeğL hukuksal ve resnıi gerçeğe dönüşrürmeye direnmeni/. bu gerçeği. gerçek olmaktan çıkaramaz. Bu gerçeği resmen görmenin bedeli vardır. O bedelin ödenmesi lazımdır. "Yola beraber çıktığınııza bedel ödetmey ız" derseniz. dev lete zarar verirsiniz. 'Belgelen açıklarsam de\ let zarar görür' demek. dev leti suça ortak etmek anlamına gelecektir. Devlet kimseyeyasa üstü faaliyet göstermekyetkisivermemiştir. 16. Louis döneminde miyiz? Zarar görecek olanlar. kendini devlet zannedenlerdir, dev let değil. Kimsenin kendini devlet zannetmeye hakkı yoktur." iddialann üzenne gıdihp gerçekler ortaya çıkanlmadığı sürece Türkıye'nin bir hukuk devjetı olamayacağını da savunan Baykal. "İktidar, bir miktar suçluluk telaşı içinde, olayı örtbas etme telaşı içinde" dedi. CHP lideri. olavın sonuna kadar takipçisi olacaklannı da vurguladı. Baykal. Dışişleri Bakanı Tansu Çiller hakkında RP'lilerin önerisıvle açılan Meclis soruşturmasının. \ine aynı partinin millenekilleri tarafından kapatıldığını da anımsatarak "Siyaseti bir karagöz oyunu olmaktan çıkarmak lazun. Siyasi nedenleıie adaleti oyuncak haline getirmişlerdir" dedi. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (o planet.com.tr Baştan pazarlık. Bu btiövün- me yazısıdır. Önüne gelenin, vur abalıya örneği yüklendiği med- yayı savunma yazısı. Refah ve Doğruyol'un pislik- lerin üstünü örtmek için can havliyle çıkarmaya soyundukla- n yeni "sansür yasası" girişimi sırasında büyük medya yukarı- daki başlığı sık sık kullandı. O günlerin tozu dumanı içinde sı- radan bir "reklam" sloganı gibi algılandı. Sanki kaynadı gitti. Kaynayıp gitmesin. 1996 biterken Türkiye'de ger- çekten de "iyi ki" medya var. Şimdi şurada "medya olmasay- dı..." diye bir paragraf açsak günlerce sürecek bir yazı dizisi çıkarırız. Okuyucu şöyle kısa bir bellek turu atsa bunu kendisi de bulur çıkarır. Haydi övünelim: İyi sınav ver- dik. iyi sınav veriyoruz. Daha ön- ce sınıfta kaldığımız (en azından bütünlemeye kaldığımız) sınav- ların acısını çıkarmacasına... "Susurluk" sonrasında med- ya, habercilik mesleğinin sınırla- rını zorladı, zorluyor. Pisliklerini örtmek için akla gelebilecek her türlü saptırma, örtme, gizleme, gündem kaydırma tekniklerini İyi ki Medya Var kullananlar gelip gelip başlarını medya duvarlarına çarptılar. Görsel ve yazılı medyada gencecik muhabirler, öpülme- dik bir kulağının arkası kalmış deneyimli haberciler iğne delik- lerinden haber geçirdiler. Devlet aygıtından mafya çetelehne ka- dar bütün kaynaklar, tüm güçle- riyle haber kanallarını tıkama, salt kendi istedikleri haberi, salt kendi istedikleri kadar sızdırma telaşındaydı. Yemedi. Sökmedi. Son bir ayda, medyanın ipli- ğini pazara çıkardığı, üstündeki karanlık örtüleri sıyırıp attığı. her gün daha bir ete kemiğe bürü- nen bir bütünsel tabloya adım adım tırmandırdığı olaylan anım- sayın. Salt son bir aydaki haber akışının okuyucuya, TV izleyici- sine sağladığı bilgi birikimi ve bi- linç sıçramaları göz ardı edilebi- lir mi? Türkiye insanı artık dev- let, Güneydoğu sorunu, vatan- severlik, yurttaşlık gibi kavram ve konularda bir ay öncekinden farklı. Örneğindüne kadar demir leblebi, can sıkıcı. ratıng getir- meyen konular arasında sayılan devlet kavramı bugün televiz- yon kanallarının en saygın ve seçkın programlarının konusu. Gazeteler. haberinden yorumu- na devlet kavramını tartışıyor. Tamam, medyada tekelleşme bir gerçek. Ama muhabirler. ha- berciler, yorumcular, TV prog- ramcıları arasında tekelleşme yerine kıyasıya ama doğurgan, soluk soluğa ama bereketli, acı- masız ama mesleğe ve halka yarariı bir rekabet yaşanıyor. Mesleğin temel ilkelerini unu- tup ya da bir yana koyup hedef saptırmaya, mesleği tekelci medya patronlarının hesapları- na alet etmeye yeltenen nice ünlü yorumcu, haberci, yöneti- ci itibar yitimine uğruyor, yarış- ta geri kalmışlığın acısını tadı- yor. Gencecik muhabirler dene- yimli ağabeylerine tur bindiriyor; meslek kurtları kötü günler için sakladıkları "püfnoktaları"ru zu- ladan çıkarıyorlar. Medyada, olimpiyat ruhunu çağrıştıran bir yarışma yaşanıyor: Daha doğru, daha aynntılı, daha nitelikli!.. Kurt dumanlı havayı sever ör- neği, kamera önüne koşan, ga- zete sütunlarında boy göster- mek için aracılar koyan kıdemli (boz)kurtlar umduklarını değil bulduklannı yemek zorunda ka- lıyorlar. Medya starlığına soyu- nan elikanlı ve kıdemli (boz)kurt- lar sade suya tirit "kutsal devlet, vatan, millet" nutukları atacak- larını sanırlarken, Çatlı'nın kişi- liğinde siyasal suç örgütlerini aklayabileceklerini umarlarken ekranlarda, gazete sayfalarında çıkmazlarını ve ihanetlerini (is- ter istemez) sergilemek zorunda kaldılar. "Ne çıkarıyorsunuz şu faşist- leri boy boy ekranlara, gazete sayfalanna böyle?" diye çatık kaşlı eleştirilere kalkışanlar bile eleştirdıkleri programlar ve yazı- larla zenginleşmiş bilgi (informa- tion) dağarcıklarını serinkanlılık- la bir kez daha gözden geçirse- ler, aptes tazeleyip "İyi ki bu ül- kede medya var. Yoksa gerçek- ieri bu ayrıntılarıyla öğreneme- den genel geçer doğrularımla idare edecektim" diyecekler. Ödüllere değer bir sınavdan geçiyoruz. Nitekim dün en güzel ödülü aldık. Ödülü. kamera omuzda koşuşturan, uykusuzluktan kı- zarmış gözlerle bilgisayartuşla- rıyla dövüşüp haber üreten, mikrofonu uzatıp "gerçeği, yal- nız gerçeği" kovalayan, yorum- layan, araştıran, soruşturan, genç yaşlı, bu ülkenin tüm na- muslu medya emekçileri adına ben aldım. Bizim Manav Sabri en iri, en güzel, en sulu ayvayı seçti. Ön- lüğüne silip temizledi. Bana uzattı. En delikanlı gülüşüyle ek- ledi: - Abim, dedi. Bugüne ka- dar aa tatlı günlerimiz oldu ica- bında. Medyaya sövdüğümüz günlerimiz oldu biliyorsun. Ama pislikleri bir döktünüz ortaya, bir it kovalamacası oynattınız ki aşk olsun annadın mı? Buyur bir ay- vamızı ye, benden size hediye olsun... Ödülü genç yaşlı tüm arka- daşlarım adına Sabri'den aldım ve genç yaşlı tüm arkadaşlanm adına ayvayı yedim... POLflİKA GÜIVLÜGU HİKMET ÇETİNKAYA Refahiye'de Neler Oluyor?.. Erzincan yöresinde neler oluyor? 26 Kasım 1996 günü Refahiye'ye bağlı Sarıkoç, Yazıgediği. Babaaslan, Gülensu. Diştaş, Ardıçlı, Bazı, Kabuller köylerini Özel Tim bastı ve daha son- ra 40 yurttaşımızı araçlara doldurup götürdü... Bu köylerde sol partilere oy veren Alevi yurttaş- larımızyaşıyor... Olayın doğru olup olmadığını araştırdım önce. Ad- lannı vermek istemeyen yöre sakinleri, "Evet, Refa- hiye yöresinde gözaltılar doğrudur" deyip ekledıler: "Bizyakın akrabalanmızın ve arkadaşlanmızın ne- reye götürüldüklerini bilmiyoruz..." Telefonla görüştüğümüz Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu ise gözaltılara iiişkin şu açıklamayı yap- tı: "O yörede iki kişi öldürüldü, araç/arateşe verildi. 15-20 kişilik bir teröristgrup oralarda saklanıyor. Te- röristgrubun başında Dr. Agik adlı bırisibulunuyor. Gözaltına alınmaların nedeni budur. Çünkü bu re- rörist grup Refahiye yöresinde saklanıyor." Bu insanların suçu neydi, niçin alınıp götürülü- yorlardı? Yoksa Refahiye yöresinde yaşayanlar, Sı- vas ve Tunceli'de olduğu gibi göçe mi zorlanıyorlar- dı? Konuştuğumuz acılı insanlar anlatıyordu: "Tüm başvuru ve aramalanmıza rağmen bu ak- rabalanmızın nereye götürüldükleri konusunda bilgi edinebilmiş değiliz. Salı gününden itibaren ya- pılan bu uygulama halen devam etmektedir. İnsan- lar toplu olarak götürülmekte ve sonrasında kendi- lerinden haber almamamaktadır. Basılan köy sa- kinleri olarak bizlerAlevi inancını taşımaktayız. Köy- lenmize yönelik olarak yapılan bu uygulamaların ne- denlerinden biri olarak da dini inancımızın oldugu- nu düşünmekteyiz. Yukanda saydığımız köylerile ci- var köylerden toplanıp halen haber alınamayanla- rın sayısı oldukça fazladır. Bizim tespit edebildiği- miz 40 civarındaki insandan haber alınamamakta ve nereye götürüldüklerini bilmemekteyiz. Ancak yöreden aldığımız haberiere görejandarma ve Özel Tim'in bölgede yaptığı operasyonlarda yol göster- me bahanesiyle akrabalanmızı öne sürdüğünü duy- maktayız. Kaybolan 40 insanımızın arasında yaş- lılar, sürekli haştalığı olan insanlar bulunmaktadır. Jandarma ve Özel Tim tarafından götürülen akra- balarımızın hayvanlannın bir kısmı birlikte götürül- müş, diğer kısmı ise sahipsizlik nedeniyle kaybol- muş veya telefolmuştur. Köylerimiz bu şekilde yağ- malanmaktadır. Refahiye'de bulunan akrabalanmı- zın, Istanbul'da bulunan yakınlarından tespit ede- bildiğimiz 20 kişi de Erzincan'da bilmediğimiz bir yerlere götürülmüştür." • • • Türkıye'nin demokratik hukuk devleti ve insan haklarına saygılı oldugunu söyleyen Başbakan Nec- mettin Erbakan, Erzincan'ın Refahiye ilçesine bağ- lı Alevi köylerindeki gözaltılar konusunda bir açık- lama yapacak mı? Içişleri Bakanı Meral Akşener, Erzincan yöresindeki Özel Tim operasyonlarının ni- çin yapıldığını, köylerden alınıp götürülen 40 insa- nın sağlık durumu hakkında bir bilgi verecek mı? Erzincan yöresinde yaşananlar sanırız 'sindırme' üzerine kurulu ve özellikle 'sol partiler'e oy veren seçmen üzerindeki baskıyı arttırmaya yönelik... Yaklaşık bir ay önce Tercan ilçesinin Yaylım Kö- yü'ne Özel Tim'le birlikte PKK'Iİ eski 'itirafçı' geldi ve iki evi yaktı. Daha sonra Tercan'ın bazı köylerin- de 20 kişi gözaltına alındı. Bir hafta gözaltında ka- lan yurttaşların "PKK'ye yardım ettikleri" öne sürül- dü. Ancak yargı bu yurttaşları serbest bıraktı. 9 Kasım 1996 günü Aziz Ihtiyar adlı bir CHP'li- nin aracı, kimliği belirlenemeyen kişilerce yakıldı. Son günlerde ise Refahiye yöresinde 'sindirme' ey- lemi bütün acımasızlığıyla yeni bir boyut kazandı. • • • Erzincan'ın Refahiye ilcesinde yaşananlar bir in- sanlık dramıdır. Özellikle güvenlik güçlerinin kimi es- ki PKK'Iİ itirafçıları yanlanna alarak kış gününde köy- lere baskın yapması, onlan işkenceden geçirip gözaltına alması vahşettir... Başta belirttiğimiz gibi güvenlik güçlerinin 'sindirme' eylemleri, özellikle Alevi yurttaşlarımızın yaşadığı köylerde gerçekleş- mekte 'kışta kıyamette' bu insanlar göçe zorlan- maktadır... CHP Milletvekili Mustafa Yıldız, sabah Refahiye yöresindeydi. Telefonla ulaşabildiğimiz yurttaşlar ise konuşmaktan çekiniyorlardı... Neler oluyor Erzincan'ın Refahiye ilçesinin köyle- rinde? Alevi yurttaşlar üzerinde estirilmek istenen baskının amacı nedir? Deniz Baykal dan Bülent Ecevit'e, Mesut Yıl- maz'dan tüm siyasetçilere görev düşüyor... Erzincan'ın Refahiye ilcesinde PKK'Iİ eski itirafçı- lar bir oyun oynuyor. devletin güvenlik güçleri Ale- vi yurttaşlanmız üzerinde terör estiriyor... PKK ile böyle mücadele edilmez. Devlet yurttaşı- na zarar vermez... Erzincan yöresinde olup brtenler acımasızlığın, insan haklarına saygısızlığın en somut belgesidir... Yeter artık!.. Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR Mehmet Ağardan yalanlama 'Çete hesaplaşmasında devreyegirmedim' AMC\RA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar. Adalet Bakanlığı döneminde Bucak aşiretiyle Söylemez çetesi arasında kanh hesaplaşmayı sağlamak için devreve girdiği yönündeki iddialan yalanladı. Eski tçişleri Bakanı Mehmet Ağar. DYP grubunun basına kapalı bölümünde yaptığı açıklamada. Bucak'ların kaldığı Kütahya Cezaevi'ne. Sena Söylemez'i sevk ederek öldürtmek istediği yönündeki iddialara, "palavra" yanıtını verdı. DYP grubunun basına kapalı bölümünde konuşan Ağar'ın. kamuoyunda u üniformalı çete" olarak bilinen Söylemez kardeşlerden Sena Söviemez'in iddialannı "palavra" olarak değerlendirdiği öğrenildi. "4 Med>a,hem savcı hem de hâkim; konuşmuyorum" diyen Mehmet Ağar'ın. DVP grubunda sadece kumarhane konusunda söz aldığı belirtildi. Ağar'ın. kumarhanelerin Türklere tamamen kapatılması konusunda yasa önerisi hazırlanması için çalışmalar yapılmasını istediği belirtildi. Turizm Bakanlığı. dün yaptığı yazılı açıklamada, kumarhaneîer konusunda belirlenecek bölge için, talih oyunları sahipleri ve yöneticileri iîe yann saat 10.30'da bakanlıkta bir toplantı yapılacağını duyurdu. Toplantının. basına açık olarak planlanması dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle