Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Gene) Yavın Yönetmenı Orban Erinç#
Genel Ya\ın Koordınatörü Hikmet
Çetinka\a # Yazıışlerı Mudurlen
fbrahinı \ıldızlSorumlu). DinçTa\anç
9 Haber Merkezi Mıidüru. Hakan kara
O Gor^el Yönetmen: Fikret Eser
D15 Hdberler Şinasi Danışo«lu # ktıhbarat
Cengiz Yıldırım • Ekonomı Bülent Kı/anlık
• Kultıır Handaıı Şenköken • Spor
\bdülkadiı >. ücelman • Makaleler Sami
Karaören 0 Duzelrnıe Abdullah \ azıcı
0 Fotoğrjf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge
Edibe Suğra 0 Vun Habcrlen Mehmet Faraç
•tJunKuruiu İlhanSelçuklBaskanı.
Orhan Erinç. Okta> Kurtböke.
Hikmel Çetinka>a. Şükrarı Soner.
Ergun Bak L Dinç Ta\ anç. tbrahitn
> ıldız. Orhan Bursafı. Mustafa
Balba\. Hakan Kara.
AnkaraTemsılcıs.1 Mustafa Balba> 0 Haber Muduni Doğan
Akın Ataturk BuKan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara
Tel 4N5O2O (" hatl. Paks 4195027 0 Izmır Temsılcısı
SerdarKızılvH Zı\aBh 1352 S. 2 3 Tel: 4411220. Faks
441^1 i~0Adana Temsılcısı Çetin \ iğenoğlu, inönüCd.
119 S No 1 Kat 1. Tel 363 12 11. Faks 363 12 15
Muessese Muduni. Erol Erkııt 0
Koordınator Ahmet Korulsan 0
Muha^ebe Bülent \ ener 0 Idare
Hüs«\in Gürer 0 Işletme Önder
Çelik 0 Bılgı-lşlem Nail İnal 0
Bılgısa>arSıstem,Mürü\et Çiler
MEDV: \ C: • Yonetım Kurulu
Bajkanı - Genel Mudur Gîilbin
Erduran • Koordınator Reha
Işıtman # Oenel Mudur YardımciM
Miıre Akdağ Tel 514 0" 53 -
513 95 80-513 «60-61. Faks. 5138463
Ya\ımİ2*an \e Basan: Yenı Gun H a b e r Aıansı Bjsin l e Yâ\ıncılık A $
Türk.'Cjş'ı Cad "•<) J l ( . a â i o ğ l u ' 4 ' 3 4 I-1
PK 24h l^lanbul f el 10 l'.lı 512 05 0^ 120 hatı Faks ( 0 2 1 2 ı 25 ARALIk 19% İmsak: 5.48 Güneş: ".20 Öğle: 12.11 İkındi: 14.28 Akşam: 16.48 Yatsı: 18.15
Ortadoğu'da
Noel
• Haber Merkezi -
Ortadoğu'da Noel, çeşitli
etkinliklerle kutlanıyor.
Isa'nın doğum yeri olan
topraklarda Kudüslü rahip
Michel Sabbah.
arkadaşlarıy la birlikte
kutlamalar yapıyor.
Kutlamalar sırasında
Nfanger Meydanı tamamen
dolarken ilginç
aörüntülerinden bıri de
rahiplerin arkasında
dalgalanan Filıstin
bayraklanydı.
Berat Kandili
• AN KARA (Cumhuriyet
Biirosu)-Bugün Berat
Kandili. Dıvanet f^lerı
Başkanı Mehmet Nuri
Yılmaz. köşe dönme
anlayışının ön plana
cıkarılmasının toplumsal
çalkantılara neden
olduğunu belirtti. Yılmaz.
bugün kutlanacak olan
Berat Kandili nedenıyle
yayımladığı mesajda.
insani \e ahlakı
prensiplerin geçerli olduğu
toplumlarda sos\al barıij \e
da>anı>ma olduğunu
\urguladı
Sipahioğlu'na
onur doktorası
• Haber Merkezi -
ABD'nin en iyi 25
ünhersitesinden bin
sayılan N'ebraska
Ünıversitesi. Fruko-Tamek
Yönetim Kurulu Başkanı
Melih Sipahıoflu'na 'Onur
Doktorası' unvanı \erdi.
Ödülün. Sipahioğlu'nun.
ABD-Türk üniversıteleri
arasında kurduğu ili$kiden
dolayı lOOTürk
öğrencisinin Nebraska
Üniversitesi'nde eğitim
görmesini sağladığı için
verildiği bıldirildi.
Bilgisayarlarda
CD kullanımı
• Haber Merkezi - "Bay.
ba\an \e çocuklar için...
E\de. işte. çalışırken.
tatilde... Eğitim. eğlence.
külriir. oyun ve hobileriniz
için PC \e Maehintosh
ortamlannda
kullanılabilen. uygun
fiyatlı. kaliteli. kolay
kullanım özellığı bulunan
bir E.\pert CD mutlaka
vardır" sloganı ile piyasaya
gıren E\pert CD'nın
Türki\e temsılcısi Inter
Aktıve Bilgisayar. ürün
yelpazesini genı^letıyor.
Dünya çapında 40 ülkede.
20 bin satış noktasında
hizmet \eren Expert
CD'nın sadece Amerika'da
300binkayıtlı
kullanıcısının bulunduğu
bildirildi.
Kadınların duygusal, erkeklerin fiziksel ihanete tepki göstermesinin nedeninin kalıtsal olduğu ileri sürülüyor
Aldatdan eş 1>iliıııedert oklııÇe\iri Senisi- Insan davranışlannın
temelde genetik faktörlerden
kaynaklandığını sa\unan
psikologlar. ihanet karşısında kadın
ve erkeğin farklı tutumlar
sergilemesini de genetik
kayıtlardaki cinsiyet farklılıklanna
bağlıyorlar.
Nevvsvveek dergisinın son sayısında
yeralan haberde. bilim adamlannın
aldatma konusundaki farklı
görüşlerine yer verildi.
Sadakatsizlik konusunda kadın ve
erkeğin farklı düşüncelerde olduğu
görüşü, ilk kez 1992'de Teksas
Unhersitesi psikologlarından David
Buss ve ekibi tarafından ortaya
atıldı. Bu tarihten sonra pek çok
bilim adamı aynı davranış silsilesi
ile karşılaştı. Ne var ki kadın erkek
arasındaki bu görüş farklılığına
açıklama getirme aşamasında her
kafadan farklı sesler çıkmaya
bajladı.
Son yıllarda cesaret. ruhsal
dengesizlik veya mutluluk gibi
psikolojik eğilimlerin kalıtsal
olduğunu ortaya çıkaran bilim
adamları şimdi de ihanet karşısında
kadın ve erkekte ortaya çıkan
tepkilerin de kalıtsal olduğunu ileri
sürüyor.
Tepkiye eMİmsel kanıt
Buss'a göre erkek. kadının başka
bir erkek ile cinsel ilişkiye
girmesine tepki gösterirken kadın
erkeğin başka bir kadınla duygusal
ilişkiye girmesinden rahatsız
oluyor. Evrim psikolojisine göre
erkeğin cinsel ilişkiden bu kadar
rahatsız olmasının altında
• İhanet karşısında kadın ve erkeğin farklı tepkiler
göstermesini, bilim adamlannın bir bölümü genetik farkhlığa
bağlarken karşı görüştekiler kıskançlığın evrim psikolojisiyle
açıklanamayacağını belirtiyorlar.
babalığını kanıtlayamama
korkusunun yartığı ileri sürülüyor.
Insanlığın ilk evrelerınde. eşinin
başka erkeklerle yattığından
şüphelenen erkeğin. düşmanının
veya rakibinin çocuğuna babalık
etmek zorunda kalmaktan korktuğu:
dolayısıy la neslini sürdürme
içgüdüsünün zedelendiği
belirtiliyor. Aynı görüşe göre
erkeğinin başka kadın ile duygusal
bir iliijkıye girmesinden kork'an
kadın. erkeğinin kendisinı terk
etmesinden korkuyor. Dolayısıy la
çocuklarını tek başına büyütmek
zorunda kalmaktan korkan kadının
duygusal ihanetten daha çok
çekinmesi doğal bir tepki olarak
algılanıyor. Bazı psikologlar. ihanet
karşısında kadın ve erkeğin farklı
tepkiler vermesini evrim psikolojisi
ile açıklamaya çalışan bu görüşe
katılmıyorlar. Ohio Dev let
Üniversitesi öğretim görevlilerinden
psikolog David DeStefano. bütün
sorumluluğugenlere yüklemenin
çok tehlikeli sonuçlar
doğurabileceğini söylerek şu örneği
veriyor: "Kansını başka birerkekle
cinsel ilişkne girdiği için öldüren bir
koca, bu cinayeti işlerken biyolojik
dürtülerini kontrol edemediğini.
rüm suçun genlerinde olduğunu
söyle>erek işin içinden sıynlmaya
çalışabilir."
Farkın nedeni inanış
Kıskançlığın evrim psikolojisiyle
açıklanamayacağını ileri süren bu
psikologlar, erkek ve kadındaki
görüş farklılığının, karşı cinsin aşkı
cinsellik ile, cinselliği aşk ile ne
şekilde ilişkilendirdiği konusundaki
inanıştan kaynaklandığını belirtiyor.
Diğer bir deyişle. kadının ancak
âşık olduğu erkek ile cinsel ilişkiye
gireceğini düşünen erkek. kansının
cinsel ihanetini. duygusal ihanetten
daha tehlikeli bulur.
Öte yandan kadın. erkeğin âşık
olmadan da cinsel ilişkiye
girebileceğini düşünür. Dolayısıyla
kocasının başka bir kadınla olan
cinsel ilişkisini öğrenen kadın
hemen paniğe kapılmaz. Ancak
erkeklerin kolay kolay duvgusal bağ
kuramayacağına inanan kadın.
eşinin başka bir kadına âşık
olduğunu fark ederse dünyası
başına yıkılır. Ne var ki evrim
psikolojisınin doğruluğuna inanan
bilim adamları ile karşıt
görüştekiler karşı tarafin tezinin
belirlı oranlarda etkili olduğunu
kabul ediyorlar. Diğer duygular gibi
kıskançlığın da kalıtsal olduğunu
ileri süren Buss ve ekıbı sosyo-
kültürel faktörleri de gözardı
etmiyorlar. Karşı görüşün temsilcisi
DeStefano ve ekibi ise
davranışlarda evrimin rolünü kabul
edivor.
GarfiınkeFın yalnız yolculıığu
• Arthur GarfunkePın son albümü
"Across America", sanatçının 12 yıllık
Amerika turnesinin bir özeti gibi.
Külriir Senisi - 1%0'lar deki duygusaluğa tanık ol-
ve 70'ler onların şarkıları-
nın söylendiğı yıllardı. 'Brid-
ge Over Troubled VV'ater',
'Mrs. Robinson" \e unutul-
maz 'SoundofSilence'ı din-
leyerekbüyüdübırnesil.Pa-
ulSimon ve ArthurG'arfun-
kel birlikte ho^ bir ikili oluş-
turuyorlardı. Şarkıları vu-
muşakvekmlgandı. Hüznü
ve y aşama se\ incini aynı an-
da dilegetirıyordu.
Aradan vıl'lar geçti. Paul
Simon etnık müziğe doğru
kendı >olculuğuna çıktı.
Arthur Garfunkel ıse kendi
köşesine çekildı: alçakgö-
nüllü albümlerle müzık ya-
şamını sürdürdü. Hatta son
albümü "AcrossAmeriea'nın
pıyasa tanıtımını yapmak-
tan kaçındı. Garfunkel'ın ye-
ni çalışması. Nevv York El-
lis lsland konserinin canlı
kayıtlarının birtoplamı. Bu.
aynı zamanda sanatçının 12
yılı kapsavan Amerika tur-
nesinin baştan sona biröze-
ti. Asiında turneden çok tek
kişilik bir yolculuk denılebi-
lırbuna. Garfunkel. Amen-
ka'yı baştan başa dolaşmış
12yılboyunca. Buyolculuk-
ta tek başınavmış. "\anım-
da sadece not defterim ve
\olkmenim vardı, o kadar.
Yolculuk yaparken avakla-
nnızın altında toprağı hisse-
diyorsunuz. Ririm. bedeni-
nizin bir parçası haüne gelj-
yor."Nev\ York'unkalabalı-
ğının yarattığı 'kapabyerde
kalma korkusu'ndan kurtul-
mak için çıktığı bu uzun yol-
culukta Garfunkel. huzuru
yollarda bulduğunu söylü-
yor. Bu deneyimın terapiye
benzer bir etkisi olmuş sanat-
çı üzerinde. "\brulduğumu
hissettiğim anlarda bile be-
denimin a^kınbğa ulaştığııu
hissediyordum. Yürünıek
çok doğ^u \e zamansız bir ev-
lemdi."
\'ürümeye karar vermesi
seksenlı yıllannbaşmdazi-
yaret ettiği Kobe'de aklına
gelmiş An Garfunkel'In. Ja-
pony a'y ı doğudan batıya yü-
rüverek kat etmeyi aklına
koymuş. Japonlann gelenek
ve göreneklerim yakından
tanımış bu sırada. "Ben yu-
vasız bir kuştum.Japonlann
birbirleriyle olan ilişkilerin-
mak benzersizdir
Garfunkel, 60'larda Paul
Simon ile olan beraberîikle-
rini "Ogünlergerçektende
önemli günlerdi'"dıye anıv or.
ama geçmişe takılıp kaldığı
söyîenemez "Plak şirketi-
nıizin talimatlanndan dışa-
n çıkmazdık. tşte daha çok
para derlerdi bize. siz de da-
ha iyi çalın! Kadınlarla gö-
nül eğlendirmedik, çılguı par-
tiler vermedik. uyuştunıcu
kuDanmadıkdhemem; ama,
en azzaraıiı ulaniannı dene-
dik." Bırbirlenni küçüklük-
lennden ben çok iyi tanıyan
Simon ve Garfunkel 1970'le-
rin sonunda tamamen ayrıl-
dılar. Şu sıralarda hiç görüş-
müyorlarbile "Asiındabir-
birimize çok benziyorduk.
İkimizin de binlerce parlak
fikri vardı. \'e hâlâ çoğunu
gerçekleştirebilmiş değiliz."
Art Garfunkel, Simon'a
göre sahneye daha zor adap-
te olabilen bir sanatçıvdı.
Şimdi 54 yaşında olan öar-
funkel. "Kendimegüvendu-
yabilmem için çok uzun za-
man geçmesi gerekti" dı y or.
"Bunun için Paul herzaman
sahnenin önünde oldu. Ben
hiçbir zaman 'ulaşılamaz
Art Garfunkel' olmak iste-
medim."
1
divor.
\e\\ \ork'un kalabalığının yarattığı "kapalı yerde kalma korkusu"ndan kaçan ve huzuru yollar-
da bulduğunu söyleyen Garfunkel, "Yürümek çok doğru ve zamansız bir evlemdi" diyor.
AYDIıN DOĞAN VAKFI TARAFIADAN DÜZENLEIVDİ
Genç iletişimcilere ödül
Halkın yüzde 85'ine göre sorun önemli
Toplum erozyonla
mücadeleye hazır
• TEMA Vakfı tarafından Piar Gallup firmasına
yaptınlan araştırmaya göre halkın yüzde 6O'ı
erozyonla mücadeleye aktif destek vermek istiyor.
İstanbul HaberServisi- Ülkemiz-
de toplumun yüzde 60"ı erozyonla
mücadelede aktif kampanyalan des-
teklemek isterken yüzde 85 i de eroz-
yonu ülkenin en önemli sorunlann-
dan biri olarak görüyor. TEMA Vak-
fı Genel Müdür Yardımcısı Gülay
Yaşın. PiarGallup tarafından yapılan
araştırmadan çıkan sonuçlann. eroz-
yona çare bulan siyasileri iktidarya-
pacak bir kamuoyunun oluşmaya baş-
ladığının önemli bir ışareti olarak
değerlendirdi.
Piar Gallup'un Türkiye seçmen
nüfusunu temsil niteliğine sahıp top-
lam 2 bin 375 kışiyle görüşerek yap-
tığı araştırmaya göre. toplumun bü-
yük bir bölümü erozyonla mücade-
leye aktif olarak katılmak istiyor. Gü-
lay Yaşın, toplumun erozyonla mü-
cadele konusunda bilgilendirilmesi ve
bilinçlendirilmesı amacıyla
TEMA'nın çalışmalarını yoğun bi-
çimde yürüttüğünü vurgulayarak söz
konusu mücadeleye ışık tutması açı-
sından bir kamuoyu araştırması yap-
tırdıklannı belirtti. Yaşın, araştırma
sonuçlannı özetle şöyle açıkladı:
- Erozyon sözcüğtinün tanımı araş-
tırma kapsanıında görüşülenlerden
vaklaşık iiçte ikisi tarafından doğru
olarak biliniyor. Tanımı doğru bilen-
lerin çoğunun yükseköğrenim gör-
dükJeri \e metropollerde yaşadıkla-
n tespit edilirken,yaş yükseidikçe bil-
me oranının düştüğü görülüyor. Söz-
cüğiin anlamını bilnıe durumu er-
keklerde yüzde 71. kadınlarda ise
> iizde 57.
- Erozyon sözcüğünün duvuldu-
ğu yerler arasında ilk sırada okullar
geliyor. Diğerleri de sırasıyia şöyle:
TV. çevre. radvo. eazete. seminer,
TEMA Vakfı
- Erozyon tehlikesini görüşülen ki-
şilerden yüzde 85"i Türkiye'nin en
önemli sorunlanndan biri olarak de-
ğerlendirirken, yükseköğrenim gö-
renlerden yüzde 96'sının bu görüşü
taşıdıği bildiriyor.
- TEMA \ akfı v e çalışmalarını gö-
rüşülenlenn yüzde 27'sibiliyor. Yüz-
de 10 bu türlü çalışmalann yapıldı-
ğını. ancak adınıbılmediklerinisöy-
lerken. yüzde 64'ü de ülkemizde
erozyon tehlikesiyle mücadele et-
mek üzere kurulmuş herhangi bir ku-
ruluş olup olmadığını bilmiyor.
-TEMA \akfı"nıtı başlatacağı ak-
tif bir kamuoyu hareketini imza ya da
fakslarla desteklemek isteyenler yüz-
de 60'tır. Erkekler bu konuda kadın-
lara göre daha olumlu > aklaşmışlar-
dır.
tstanbul HaberServisi-Ay-
dın Doğan Vakfı'nın düzen-
ledıği*Genç İletişimciler" ya-
rışmasında derece alan ileti-
şım fakültesi öğrencilerinın
ödülleri dün akşam Hürriyet
gazetesi konferans salonunda
düzenlenen bir törenle verıl-
dı.
Genç İletişimciler varış-
ması ödül töreninde ilk konuş-
mayı yapan Aydın Doğan
\'akfı Yüriitme Kurulu Baş-
kanı Orhan Birgit'ten sonra
bir konuşma vapan TBMM
Başkanı Mustafa Kalemli. Ba-
tılı gazetecı Paul Johnson'ın
yazdığı birmakalede "Çarprt-
ına. \ anltş resimler kullanma.
özel ha> ann çalınması. karak-
ter cinayeti. cinselliğin kötüye
kullanılmasL kirlenme, güciin
kötüye kullanılmasrnı ""gaze-
tecilik mesleğindeyedi büviik
günah" olarak niteledığını
anlattı. Hükümetinyeni basın
yasası çalışmalarının tepkı-
İer karşısında geriledığını
anımsatan Kalemli şöv le de-
vametti: "TB.M.Vrdenyanlış
bir karar çıkmaz. O \anhş
yolda ısraredilmeyeceğini gö-
rüyorum. Taktik mi. yoksa
uyanlann etkisi altında mı bi-
lemiyorum. ama daha olum-
lu bir yola girilmiş gibi bir iz-
lenim içindeyim."
Törende daha sonra vazılı
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
...bir şeyler 'tekliyordu'!
Haber-röportaj dalında birinci olan Yasemin Kibaroğ-
lu'naödülünü Mustafa Kalemli \erdi. (HATİCE TUNCERI
basın. tele\ızyon \e radyoda
"sayfa düzenlemesi, fotoğraf,
haber. araştırma inceleme. ha-
ber program. belgesel" dal-
lannda ilk üç dereceye giren-
ler. ödüllerını Mustafa Ka-
lemli. İstanbul Üni\ersitesi
Rektörü Bülent Berkarda.
Marmara Ünıversitesi Rek-
törü Ömer Faruk BatıreL Ay-
dın Doğan ile Millıyet\eHür-
nvet gazetelerı v öneticilerin-
den aldı. Her dalın birincısi-
ne Aydın Doğan Vakfı tara-
fından 100'ermilvonliraödül
verıldı.
D o ğ u A k d e n i z ç e v r e c i l e r i k a r a r l ı
Akkuyu için çok yönlü eylem
e-posta : tan
ADANA (Cumhuriyet Güney Illeri Büro-
su) - Antakya'da 21-22 aralık günleri top-
lantı yapan Doğu Akdeniz çevrecileri, nük-
leersantrallann kurulmasına karşı çokyön-
lü eylem hazırlığı başlatmayı kararlaştırdı.
Doğu Akdeniz Çevrecileri (DACE) Or-
tak Sekretary ası adına açıklama yapan Ada-
na ÇETKO Başkanı Doç. Dr. Figen Doran,
AntakyaCev r e
Koruma Derneği ev sahip-
liğiyle yapılan toplantıda. DAÇE'yı oluş-
turan 15 çevre örgütünün üç aylık çalişma
raporlannın değerlendırildiğıni. ancak ağır-
lıklı şekilde. ıhale sürecinde bulunan Ak-
kuyu Nükieer Santralı'nın tartışıldığını bil-
dirdi.
Pahalı. dışa bağımlı. kirletici ve güven-
siz nükieer santralların. halkın ve siv il çev -
re kuruluşlannın tepkisine karşın kurulmak
istenmesini eleştiren Doran. Doğu Akdeniz
Ce\ recileri nin bu konuda çok v önlü eylem
hazırlığınagiriştiğinibelirterekşunlan söv-
ledi: "Her yerel örgüt bölgesel çe\re çahş-
malan yapacaklannı duvnrmuş ve aynca 28
arahkta Elektrik Mühendisleri Odası Ge-
nel MerkezTnin sekreterliğini yapacağı Nük-
leer Karşıtı Platform'da tarnşılmak üzereöne-
riler vermişlerdir. Nükleer Karşıtı Plat-
form'dan çıkacak tünı kararlara Doğu Ak-
deniz ÇevTecileri uyacaktır. Bu arada, nük-
leer santral ihalesi sırasında adı geçen tüm
bürokratlann mal bildirimi >apmalan ta-
lep edilmiştir."
Oyıllarda 'Akşam' öğle üzeri yayımlanan ciddi
bir gazetedir; 'başmuharriri', NecmeddinSa-
dak, biraz 'Mihver'den yana gibi olsa da dış po-
litika yorumlarıyla, herkesin dikkatini çekmiş bir
kalem; hiç unutmam, bilmem hangi münasebetle
istanbul'u 'şereflendiren' İsmet Paşa, hiç bek-
lenmedik bir şey yapmış, 'Akşam' gazetesine uğ-
rayıp. Necmeddin Sadak'la görüşmüştü.
Haberi, 'Ajans Haberleh'nde radyodan dinleyin-
ce, babam. manalı manalı gülümseyip demişti ki:
"...Necmeddin bey'in başına talih kuşu kondu, ilk
seçimde meb'us olacaktır." Babama inanamamış,
onu biraz da kötü niyetli bulmuştum: Çocukluk iş-
te! Necmeddin Sadak, ilk ara seçimde milletve-
kili seçılmekie kalmadı, dışişleri bakanı da oldu;
babamın dedikleri 'aynen' değil, fazlası ile çıkmış-
tı.
Meğer ismet Paşa, Necmeddin Sadak'ın dış
politıka yorumlarını dikkatle okur. çok da beğenir-
miş! En azından, tayini çıkınca, etrafta dolaşan ri-
vayet budur. Böyle birsiyasi 'yapılanmadan' 'mev-
zuatı' değiştirmeksizin kalkışılacak bir 'demokra-
siye geçiş' hareketiyle, ne türlü bir 'muhalefet'e ka-
vuşulabilirdi ki? Hiçbirisı sahici bir 'sivil toplum' ör-
gütü olamadı: o muazzam halk desteğini arkası-
na alabilmiş. 'Demokrat Parti'de bile!
Aynı 'aygıt'ın tersi ve yüzü...
i j ktidar'. geçilecek demokraside, 'muhalefeti'
ı kendinegöre 'şekillendirmek'lstlyordu. İsmet
Paşa'nın. muhalefet lideri olarak tasarladığı Kâzım
Karabekir'den, -işi fazlaca ciddiye aldığını görün-
ce- vazgeçtiği, yerine Celal Bayar'ı 'seçtiği' bili-
nen bir şeydir. Demokrat Parti'nin öteki 'kurucu-
lan' da, zaten yıllardır CHP miiletvekiliydiler; bir ba-
kıma, Demokrat Parti, halkın yoğun hoşnutsuz-
luğunu, 'yukarıdan''belli bir istikamete 'yönlendir-
mek' amacıyla kuruluyordu: Yıllar sonra yeni Türk
demokrasisi içinde CHP ile DP'nin, birer gerçek
iktidar ve muhalefet olarak değil, aynı 'aygıtın' ter-
si ve yüzü gibi göründükleri gerçektir. Bunu hem
birbirlerine, hem öteki sıyasi kuruluşlara karşı, dav-
ranış biçimlerinden çıkarabiliyoruz.
Daha işin başında, DP liderkadrosunun 'Tan' ve
'Görüşler' gazete ve dergileri çevresindeki 'solcu-
larla' bağlantısı, Sabiha ve M.Zekeriya Sertel ile
Cami Baykut'un ünlü 'Tan Olayını' müteakip mah-
kemeye verilmesiyle kesilmişti. Baykut ve Ser-
tel'ler, mahkûm oldular (23 Mart 1946). Buna rağ-
men demokrasiye inanmak isteyen Esat Adil Bey
ve arkadaşları Türkiye Sosyalist Partisi'ni (14
Mayıs 1946); Dr. Şefik Hüsnü ve arkadaşları ise
Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi'ni
(20 Haziran 1946) kurdular; oysa daha önce ku-
rulmuş olan Sosyal Demokrat Partisi, iktidar ta-
rafından kapatılmıştı (29 Mart 1946); öteki iki sos-
yalist parti ve çevrelerindeki sendika ve gazeteler
de 16 Aralık 1946'da kapatılacak, 'sorumluları'
mahkemeye verilecekti. Sosyalist sol için, 'Tek
Parti'nin 'demokrasisi' altı ay içinde bitmişti.
Unutmayalım ki, II. Dünya Savaşı boyunca. İs-
tanbul ve havalisinde hüküm süren sıkıyönetim,
o günlerde altı ay daha uzatılmıştı. DP sözcüleri-
ne göre, '...hükümet mitingleri önlemek ve ga-
zeteleri kapatmak için sıkıyönetimi istiyordu'
(Cumhuriyet, 5 Aralık 1946).
Gelen gideni aratır mı?..
Milli Şef, 'aba altından sopa göstermeyi' unut-
mamıştır: "... çok partili politika deneme-
si, ülkeyi anarşiye götürecekse, bundan vaz-
geçebiliriz" diyor ('Tek Parti', M.Toker, s.128). iyi
de 'anarşi' nedir? Sosyalist parti ve sendikaların
örgütlenmesi mi? Nihat Erim'in yazdığı gibi (30 Ma-
yıs 1946) Demokratlar Milli Şef'in 'tehditlerinden'
korkmuşlardı. o kadar ki'... devlet başkanının fî-
ilen bir partinin başkanlığında bulunması, di-
ğer partileri zor bir mevkide bulundurmakta-
dır' (Cumhuriyet, 17/19 Haziran 1946) dediler, is-
met Paşa'yı seçimterde 'kendi listelerinde de aday
göstermeyi' bile düşündüler.
Seçimler heyecanlı geçti, ama DP gösterdiği
273 adaydan ancak 66'sını Meclis'e sokabildi; ik-
tıdann 395 milletvekilliğinı hile ve fesatla elde etti-
ği ileri sürülüyordu. O günlerin Cumhuriyet'inden
okuyacağınız şu başlıklar bile 'demokrasimizin' ne
türlü bir atmosfer içinde yola çıktığmı kanıtlar:
"... DP, hemen bütün memlekette tazyikin
(baskının) birdenbire artıp son haddine vardığı-
nı iddia ediyor" (Cumhuriyet, 22 Temmuz 1946).
"... Istanbul'da, Izmir'de, Aydın'da, Manisa'da
ve Konya'da ve diğer bazı yerlerde, heyecanlı
bir hava içinde şüpheler ileri sürülüyor; De-
mokratlar, seçim mazbatalarının değiştirildi-
ğini söyleyerek durumu protesto ediyorlar"
(Cumhuriyet, 23 Temmuz 1946).
"... Demokrat Parti seçimin feshini isteye-
cek! Partinin milletvekili üyelerinin hep birden
istifa etmeleri de muhtemel görülüyor" (Cum-
huriyet, 24 Temmuz 1946).
Peki, iktidar olduğunda Demokrat Parti'nin 'de-
mokrasisi' çok mu farklı olacaktır? Hayır! Çünkü
atasözünün dediği gibi, 'gelen gideni aratır.'
Ona da bir göz atacağız.
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http^/www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html