Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
&ATA CUMHURİYET 8KASIM 1996CUMA
4 HABERLER
iler -
İhersîr
Yapıkları bdızı
ya^ıda. D'1
» Genel
Başanı. MDı>ler:
ve fcışbal<artardımcısa
Tarıu Çilleınkışilık
hakanna ihaıret ettikl^ı
eere;çesi> luralarında
Intestar i>jzcde\ izyom
kuruuşuruurahibi C e m
Uzaı. eski Cnel Yayırı
Yöntmer»i ,-dan
Zerıürk v e jrumcu
Enıjn Ardıçida
buIuıduŞu Sanık
hakknda açı.n ceza
davaına dUe\m edildi.
SanıJar hakjnda 2 yıl
3"er ıya kaıd; hapi;..
30'amilyonıra para
ceza:i talet?iıie
buluıulan «iaada hakirra.
diğeısanıkJaın
ifadeerinin anması
amacyla il<er3ir tarihe
erteldiğini a kladı.
İlhai Ertost
anıUı
• AMvARA
(Cuırfıuri\-«t Uirosu) -
Sol \c Onur \vınlan'nım
kurucusu llfia Erdost.
işkerKe ile ölcirülmesinnr
16'nc yılındaıılesi \e
yakınannır» luıldığı bır
törenb dün rrtzan
başınca anıldı Ankara'da
Karşi}aka Me.arlığı'nda
düzenenen töende
konuşin aöabc. ı
Muzafer fihaı Erdost. I ^>
yıl önce \aşan.n olay ı
anlartı Insan Kakları
Derneji Gene Başkanı
Akın Birdal d^llhan
Erdosı'u anmaa geldiği
her 7 lasım güiü onun
önünebaşının.gik
çıktıgnı \ urşzıuvarak
"Insarlığa k a n ülkede
işleneii suçlar te zaman
durursj o zarrun başımız
dik olacak. tlhm'a saygı
demek. demok-at.
bagırrbiz. işkercesiz.
banşçı bır Türkve ıçin
çaba göstermeltır. Ben
llhan "a söz \ eryorum.
bundan sonra ir>anlıga
karşı işlenen stcları
durdurduğumu:da
başımız dik olaak" dedi.
Eğit-Der Genel Başkanı
Mustafa Gazakı ve Prof.
Dr. Mustafa AV ntaş da
anma törenindebırer
konus,ma yaptı.
BaşkanlıkDivanı
toplanıyor
• ANKARA(AA)-
TBMM Başkanık Divanı.
bugün IstanbuPda
Dolmabahçe Sa-ayı'nda
toplanıyor. TB.VM
Başkanı Mustafa Kalemli
başkanlığında saat
10.00'dal>aşlay£cak
toplantıda. Başkanlık
Divanı üyelerint
Dolmabahçe Saravı
hakkında brifing
verilecek. Divan'ın 9
kasım cumartesı
Istanbulda yapılacak
toplantısında da. TBMM
Genel Sekreterlıği
Teşkilat Yasası'nı yeniden
düzenleyen yasa teklifi
göKişülecek.
TBMM'de sağlık
harcamaları
• ANKARA(AA)-
TBMM'deki saglık
harcamaları ile ilgili
başlatılan tartış,maların.
Meclis'ın manevı
şahsiyetını rencide ettiöi
bildinlerek •"tünı sağlık
harcamalarının.
>önetmeliklere lAgun
olarak yapıldıeı"
kayded'ildi. TBMM Genel
Se'kreterlığı'nden yapılan
açıklamad*a. TBMM
Başkanı Mustafa
Kalemli'nin göre\e
başladıktan sonra sağlık
hizmetleri ve hareamalan
konusunu Başkan'ık
Divam'na götürdüğü ve
sağlık birimi
genişletilerek tasarrufa
gidildiği ifade edildi.
TTB'den çagrı
• ANKARA (AA) - Türk
Tabip!eriBırliği(TTBl
Merkez Konseyi. Sağlık
Bakanlığı bütçesının
"herkesin kendi başının
çaresine bakması"
anlamına geldiğini
savundu. 1997 malijılı
bütçesının Türki>e'nin
gündemine ışık
tutmadığını \urgula\an
Merkez Konseyi Başkanı
Füsun Sayek. sağlık.
eğitim. sosval gü\enlik
gibi alanlara çok az pay
ayırıldığını savundu. TTB
Merkez Konseyi adına.
herkesin katılacağı bir
sessız yürüv üş
örgütlenmesi çağnsında
bulunan Sa>ek. bu
yürüyüşün "çürümüşlük
\e kokuşmuşluğa karşı bir
refleks"olacağını
sözlerine ekledi.
1994'te 465 milyar lira olan örtülü ödenek hareamalan 1995'te trilyonu aştı
OıtüKiye 1.2 trilyonANKARA (Cumhurivet Bürosu) - DSP
İstanbul Milletvekili Zekerija Temizel. ör-
tülü ödenekten 1994 vılında 7.5 milyar lı-
ra avrılmasına karşın 465 mil>ar lira.
I995'te de 15 milyar lira avrılmasına kar-
şın 1.2 trilyon lira harcama vapıldığını be-
lirterek "Bu, bevtülmala el sürmektir" de-
di. ANAPSamsiın Millenekili BiltekinÖz-
demir de örtülü ödenekten vapılacak har-
camalardaki serbestliğin sınırlandırılması
gerektiğıni sövledi.
TBMM Plan \e Bütçe Komisyonu'nda
devam eden 1997 bütçe yasa tasansı üze-
rindeki gorüşmelerde dün Başbakanlık \e
bağlı kuruluşların bütçeleri degerlendiril-
di. Komisvonda özellikle DYPGenel Baş-
kanı \e Başbakan Yardımcısı Tansu Çil-
lerin başbakan olarak göre\ yaptığı 1994-
1995 \ıllarında örtülü ödenekten vaptığı
harcanıalar ağır eleştirilere hedef oldu.
DSP'li Temizel. bütçeden örtülü ödene-
ğe 1994 vıhnda 7.5 milvarlırahk. 1995 yı-
• Muhalefet bütçede örtülü ödenek harcamalanna isyan erti. DSP'li
Temizel, "Bu. beytülrnala el sürmektir" dedi. ANAP Samsun
Milletvekili Biltekin Özdemir de örtülü ödenekten yapılacak
harcamalarda serbestliğin sınırlandırılması gerektiğini söyledi.
lında da 15 milvar liralık pa\ avrıldıgını
belirterek "Ancak. örtülü ödenekten
»994'te 465 mihar lira, 1995"te de 1.2 tril-
von lira harcama>apıldı" dedi. Örtülü öde-
nekten bu oranda bütçe ödeneğini aşarak
harcama yapma\ a kimseninhakkı olmadı-
ğını \ urgulaş an Temizel. bu \ ıllarda birçok
bakanlığa avrılan bütçe ödeneğinııı bu ka-
lemden vapılan harcamadan az olduğunu
sö\ ledi. Temizel. "Bu, bevtiilmala el sür-
mektir" dive konuştu. Temizel. "Bu öde-
neğe bu kadar aktarım >apılması göret i su-
iistimaldir*"dedi.
Temizel. başbakanların. Başbakanlık"a
bağlı uçağı ancak Taşıt YasaM'nagöre kul-
lanabıleceklerını de belirterek Başbakan
Neemettin Erbakan'ın tatillerine bile Baş-
bakanlık uçağıvla gıttiğine dikkati çekti.
Temizel. "Başbakan, tatillerine çocuğunu.
ailesinu komşusunu topla>ıp Başbakanlık
uçağıvla gidemez" dedi.
ANAP'lı Özdemir debaşbakanlara örtü-
lüödenekten harcama >apmaları konusun-
da \erilen serbestliğin sınırlandırılması ge-
rektiğini belırtirken birçok özel harcama-
nın da Tanıtma Fonu'ndan yapıldığını söv -
ledi. CHP İstanbul Mıllet\'ekılı Aİi Topâz
da örtülü ödeneğin başbakanların özel ka-
sası olmadığını belirterek buradan vapıla-
cak harcamaların kısılmasını istedi.
DSP Ankara Millehekili Cökhan Ça-
poğlu komisvoııda \aptıgı konu>mada. lıü-
kümetin. kamu çalışanlannın kıdemlerinı
düzenlemek amacıv la hazırladığı \etki \a-
sa tasansina dikkati çekerek TÜİ^fTAK gi-
bi birbılım kuruluşunun siyasi amaçlar için
kullanılmak istendiğini söyledi. TÜBİ-
TAK'ın birbilim kuruluşuolmasına karşın.
siyasi kadro yerleştirilmeye çalı^ıldığını
belirten Çapoğlu. bu politikanın durdurul-
masını istedi. Çapoğlu. Devlet Bakanı Sab-
riTekir'ınTÜBİTAK.'ınaraştırma-geliştir-
me faalivetleri için a\nlacağını \aat ettiğı
450 rnilyon doların bir an önce çıkanlnıası
gerektiğini söyledi.
Komisvona Başbakan adına katılan Dev-
let Bakanı Abdullah GüL başbakanların ör-
tülü ödenekten dev letin güvenlik hizmetle-
ri için gizlı harcama vapmaya haklan bu-
lunduğunu. bu miktarlara sınırlama geti-
rilmesi isteminin haksız olduğunu savun-
du. Giil aynca. Başbakanlık uçağı ATA'nın
Başbakan"ıngezilerindedekullanılmasın-
da bir sakınca bulunnıadısını belirrti.
Sıısnuık lxııut \xıl<tsnıaz
Genel Başkan Bülent Eceviî 'in isteği üzerine gnıp başkanvekilliğinden istifa eden
Mümtaz Soysal, gerekirse ilk kurultayda genel başkanlığa aday olacagını söyledi
ANKARA (Cumhurhet
Bürosu) - DSP Zonguldak
Millenekili Mümtaz So>-
sal. partiiçı eleştirilenne
tepkı gösteren Genel Baş-
kan Bülent Ecevit'ın isteği
üzerine grupbaşkanv ekillı-
ği görev ınden ayrıldı. Soy-
sal. grupta vaptığı açıkla-
mada Ecevıt'in "alınganlı-
ğını aşın bulduğunu" vur-
gulavarak. "Susmak bana
vakışma/. İv i birpartilivim.
Türkive'nin beklentilerini
karşılavan \e insanlardan
kuşkulanma\an bir parti
>önetimini elbette benimse-
rim. Birçok arkadaşımın
belirttiği çeşitligörüşleri \a-
ratıcı bir seııteze dönüştü-
receği umuduv la genel baş-
kanı destekle.veceğim gibi,
gerekirse ilk kurultav da ge-
nel başkanlığa ada> da olu-
nım" dedi.
>'önetime muhalif9 mıl-
letvekılı de önceki gün ak-
şam vaptıkları toplantıda.
"mücadele" karan aldılar.
Sovsal'ın "Rahşan Ece-
vıt parîive çok kanşıvor.
Ecevit iktidar istemi>or"
sözlen partıde yenı bir nıü-
DSP grubunun basına kapalı bölümünde konuşan Sovsal. koııuşmasının sonuııda, "Crup başkamekifliginin ancak
genel başkanın gü\eni>le \ürürülebilecek bir göre\ olduğunu bilirim" di>erek istifasını açıkladı. (Fotoğıaf: AA)
cadele dönemini başlattı. Soysal. Ecevit'in
vazılı bıraçıklamaylakanıuoyunadaduyur-
duğu istifa isteğini dün yerine getirdi. örup
toplantısından önce Ecev it'le bir süre görü-
şen Sov sal. toplantıya da lideriyle birlikte in-
di.
Sovsal'ın yönettiği grup toplantısında kı-
sa bir konuşma yapan Ecev it. 3 kasım seçim
sonuçlarını değerlendirırken. "Sa>in So>-
sal'ın da belirttiği gibi, devlet olanaklan kul-
lanılmıştır" dedi. Toplantının basına kapalı
bölümünde konuşan Soysal. şunlan söyledi:
"Konuştuğumuz olav. gazetenin kullandı-
ğı \e genel başkanın gerekli titizüği gösterme-
yerek tekrarladığı de> imle bir "demeç' degil-
dir. Bir 'çıkış' da değildir. Bir demecin nasıl
verileceğini ve gerekriğinde bir çıkışın nasıl
>apılacağını herhalde i>i bilirim. Konuşma,
ülkenin her vanında, her il \e ilçe örgütünde,
çeşitli toplannlarda. aile içlerinde. hatta bu
grup mensuplan arasında her zaman vapı-
lan konuşmalardan biridir: anıa gazetenin
tırnak içinde aktardığı sözcükler herhalde
benim kullandığım a\m sözcükler değildir."
Edınılen bilgıye göre. "Beni tanıvorsu-
nuz. Düşündükierini açıkça sövlevcn. vazan.
dile getiren bir kişi> im" dıv en Sov sal. sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Parti>e gelirken programını, tüzüğünü,
nasıl işle>ip işlemediğini bildiğim gibi, çağrıl-
dığımda nasıl bir kişi olduğum da bilinivor-
du. Soru sorulduğu zaman vusnıak. parfinı-
le ilgili düşünceler ıırtava atildığında anlam-
lı anlamlı bakıp başımı çe\ irmek >a da > an-
Iışgördüğümvedüzeltilmesiniistedi0mnük-
taJan dilegetirmekten kaçmmak bana \akış-
maz. Bu bakımdan genel başkanın alıngan-
lığını aşın bulu\orum. Genel Başkan bunla-
n anlanıavacak kişi değildir. Herhalde baş-
ka birdu> gu içine girdiğinden «riirii bö\ k bir
alınganhk göstermişrir. Anıa bunca \ıldır bir-
birini tanıvan insanlar olarak. bö> le bir açık-
Baykal: Tıınceli'de anayasa askıda
ALPER BALLI
Tl NCELİ / PL LÜMÜR - CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal.
devletın. köyleri boşaltılan
> urttaşların sorunlarını çözmesinı
ve zararlannı karşılamasını istedi.
Tuncelı'nin Türkive'nin en sancılı
vöresı olduğunukavdeden Ba>kal.
"Terörle mücadele yapıbrken.
insanı kınp dökmeve kimsenin
hakkı >oktur. Burada öv le bir şe\
\ar mı? Evet \ar" dedi.
Bavkal. Tuncelı ve vöresınde köv
boşaltmalarının ardından yaşanan
sorunları verınde incelemek üzere
gittıği Pülümür'de. terörle
mücadele vapılırken insanların
mağduredilmemesı gerektiğini
vurguladı. Konuşmasına "Sizleri
özledim"diyerek başlavan
Ba\ kal. •'Şimdi seçim >ok. sandık
yok. ama biz PüJümür'e gelme\i
önemli savdık. Burava ov istemek
için değil. sancılı bölge>e
Türkive'nin dikkatini çekmek için
geldik" dıve konuştu.
Pülümürlüler'e Türkıve'nin en
sancılı vöresinde vaşadıklannı
anımsatan Bavkal. okulların kapalı
olduğunu, hastanelerde sağlık
hizmetinin verilmediâini söv ledi.
Ba>kal, Tuncelı Pülümürvolunun
2 vıldan bu yana kapalı olduğunu
da anımsatarak. "Eğer. buradan
Deniz Baykal geçivorsa. geçmesi
sağlanıvorsa v urttaşların da
geçmesi sağlanmalıdır" dedi.
Hükümetın bu bölgevı terör
kavramı çerçevesinde
değerlendirdiğine dikkat çeken
Bavkal. şöyle devam etti:
"Ama burada insanlar jaşıyor.
sonınlan >ar. Elbette terörle
mücadele vapılır. Terörle mücadele
\ urttaşların hu/ur içinde vaşaması
u1
sorunlannın çözülmesi için
vapılır. İnsanı kınpdökmeve
kimsenin hakkı voktur. Burada
öUe bir uv«ulama var mı?
V'ar." Ancak buralarda vaşavan
insanlar var. Sürüsü. ahın. taıiası.
kava«ı... Onları \ok sa\ ma> a
kimsenin hakkı >ok.
Kamulaştırma vapılmadan.
tazminat ödemeden bunlan
vapmak anavasal haklan
engellemek demektir. Burada
boşaltılan 200'e vakın köv var.
Gerekli şartlar sağlandıvsa
v urttaşların geri dönmesine i/in
verilmeli. Tazminatlan
ödenmelidir. Bu Türkive'nin
borcudur. Hepimizin borcudur."
lama vapmadan önce telefon
edip ne olduğunu soramaz
mıvdı? Ben gerekli düzeltme-
nin en uvgun ve partive en a/
/arar verecek yolunu ararken.
genel başkanın açıklamasıgel-
miştir."
Türkive'nin vandığını.
cumhurivetin tehlikede oldu-
ğunu. insanların büvükçe bir
bölümünün tutunacak bırör-
güt aradığını v urgulayan Soy-
sal. açıklamalarını şövle sür-
dürdü:
"Bu çığlığa vanıt vermek
zorunda olduğumuzu unut-
nıamalıvı/. Değil partinin kü-
çülmesi, tam tersine büv üme-
si esastır. Herhalde, genel baş-
kan da dahil. herkes bunu is-
ter. Tartıştığımız vöntemdir.
Yöntem, vani genişleme, >ı-
ğınlara uzanma vöntemi için
göriişler söyleniv or. Tartjşma.
burada. Yoksa, DSP içinde so-
run varatmak. kavga çıkar-
mak sözkonusu değildir. Bu,
benim tabiatıma av kın düşer.
DSP'vi halkımızın geleceği
olarak görmek gerekivor. İk-
tidardan kaçış, dediğim olav,
büv ük parti olmaktan kaçıştır.
Türkive'nin sola akmaması
için bir neden vok. ^ettr ki, şimdikinden da-
ha pratik. daha işlek. daha kucakla>ıcı bir ör-
yüt vapısı oluşturabilelim ve o vapıvı kulla-
narak gelecek için inandıncı birTürkive pro-
jesiv le ortav a çıkabilelim. Ben gelecekle meş-
guliim. Sol bir partinin rastgele üveleıie dol-
durulmasındanvanadeğilim.ancakçoğu za-
man kendi kendimesormuşumdur: Bu titiz-
lik aşın bir avıklanıacılığa ve sürekli bir de-
ğiştirmeciliğe dönüştüğü zaman acaba par-
tîve ve dolavısıvla Türk soluna gelebilecek
büvük bir akışın önünü nıü kesivoruz."
Konuşma>ında Ece\ ıt'ın kendisi için "bir
vıllık üve"vurgulamasında bulunmasına da
ı dikkat çeken Sov^al. "Keşke
bir aylık. bir haftalık. bir gün-
lük binlerce. onbinlerce üve-
miz olsa ve örgiit çığ gibi bü-
v üse. Bir v ıllık üv eliğin korııp-
İeksini taşımıyorum" dedi.
Soysal "*i>i birpartili" oldu-
ğunu. inanarak girdıği bir
partinin başanlı olması ıçın
görüşlerı doğrultusunda mü-
cadele edeceğmı v urgularken
de. gerekirse ilk kurultavda
adav olabileceğinı söyledi.
Soysal. konuşmasının sonun-
da. "Grupbaşkanvekilliğinin
ancak genel başkanın giive-
nivle yüriitülebilecek bir gö-
rev olduğunu bilirim" dive-
rek istifasını açıkladı. Ece-
vıt'in de kendisine teşekkür
ettiöi öörenüdı.
ÜZ YAZI/ ORHAN BİRGİT
Önce. devletin resmi kurulu-
şu Anadolu Ajansı'nüan bir ha-
berin özeti ile başlayalım.
Ajans, Bakanlar Kurulu'nun
dün saat 11.40'ta eski Başba-
kanlık binasındatoplandığını ve
toplantıyı açan Başbakan Erba-
kan'ın, kurulun gündeminde
"ekmek fiyatlarındaki tırmanış,
dış politikadaki gelişmeıer, eko-
nominın durumu ve özelleştir-
me çalışmaları ile üçüncü kay-
nak paketi çalışmaları "nın bu-
lunduğunu söylediğini bildiren
bir ön haber yayımladı.
Türkiye. geçen pazar günün-
den beri Susurluk yolundaki tra-
fik kazası ile çalkalanıyor Kaza-
yı yapanlar, sanki bir Mercedes
otomobil ile onun vurduğu tan-
ker değil de, yıllanmış devlet
otobüsünün hızını alamayarak
otoyolda devrilmesi sonucu,
ölümler, yaralanmalarla birlikte.
bagajlardan çevreye saçılanlar.
Çevreye saçılan, devlet adına
yıllardan beri birtakım ışlerin ta-
şeronluğunu yaptığı söylenen
Abdullah Çatlı adındaki katil
zanlısı ile bir milletvekilinin ve bir
bürokratm yaptıkları kader yol-
culuğunun arkasında olup bi-
tenlerdir. Beş günden beri, tele-
vizyonlann ilk haberi, gazetele-
rin manşetleri hep bu olayın ar-
Başbakan'ın Suskunluğuka perdesi ile ilgilidir ve açık açık
devlet suçlanmaktadır.
Başbakan. her fırsatta çok
konuşmayı ve uzun konuşmayı
sevdiği halde, bu olayla ilgili ola-
rak ağzını açmamaktadır. Dün-
kü Bakanlar Kurulu'nda da ola-
yın hükümeti ilgilendirecek yanı
olmadığını belirtmek istercesi-
ne, toplantıyı açarken yaptığı
sunuş konuşmasında dikkatle-
ri, elbette çok yaşamsal olan bir
başkakonuya, ekmek fiyatların-
daki artış olayına çekmeye ça-
lışmıştır.
Bu suskunluk. devletin de-
vamlılığı ilkesi açısından. bu-
günkü hükümetin de, Abdullah
Çatlı için eski ve yeni dostları ta-
rafından yapılan konuşmalara
hak verdirecek bazı kuşkuları
akla getiriyor.
Avrupa'da gazetecilik yapan
bir dostumla dün telefonda ko-
nuşuyorduk. "Saint Pierre'nin
Kurtları" adlı bir kitabın yazarı
olan Fransız rneslektaşımın sav-
larını nakletti. Fransız yazar, Je-
an-Marie Stoerkel, Papa 2.
Paul'e yapılan suikasttan beri
bizim terör mafyamızla yakın-
dan ilgilendiğini ve yukarıki sa-
tırlarda adını verdiğim kitabında
da bu ilgisini ortaya koyan bel-
geler naklettiğini söyleyerek.
Abdulah Çatlı'nın da Oral Çe-
lik'in de CIA ve onunla bağlan-
tılı başka Avrupa gızli örgütleriy-
le ilişkilerini iddia ediyormuş.
Dünkü "Hümyef'te gazetenin
Ankara Temsilci yardımcıların-
dan Muharrem Sarıkaya'nın
"Devlet Biliyordu" başlıklı not-
yazısında. Çatlı'nın ASALA ola-
yından Azerbaycan'da Aliyev'e
karşı düzenlenen komploya,
Kıbrıs'taki bazı öldürme olayla-
rına. Afganistan'daki birtakım
işlere kadar bir dizi olay "DYP'lı
bir siyasetçinin ağzından" sıra-
lanıyor ve "Sanki devlet bunla-
nn hiçbirisini bilmiyor. bunlan ilk
kez duyuyormuş gibi davranı-
yor" deniliyordu.
MHP Genel Başkan Yardım-
cısı Tuğrul Türkeş'in bugün
okuyacağınız basın toplantısı-
nın satır aralarına dikkat ediniz.
1980 öncesi Çatlı ve öteki ''ül-
kücülehn devleti "Afganistan
olmaktan kurtarmak için girdik-
leri silahlı eylemlerden" ötürü bir
tür Vietnam sendromuna yaka-
landıkları söylenılirken, verilen
ipuçlarında Balgat katliamını.
TİP'li öğrencilerin öldürülmesini.
savcı Doğan Öz'ün öldürülme-
sini ve daha başka birçok unu-
tulmuş, kapatıîmış dosyanın
tozlarının burun deliklerinizi dol-
durduğunuzu görürsünüz.
Acaba. Çatlı'lar, Çelik'ler ve
daha başka o dönemin "Türki-
ye 'yi bir Afganistan olmaktan
kurtarmak için" silahlarına asıl-
dıkları ileri sürülen gençlerinin
günümüzün Azerbaycan'dan
Brüksel'e. Keşmir'den Lefko-
şa'ya kadar uzanan bunca ola-
yında adları geçen isimlerinin
1980 öncesi yaptıklarından da
birilerinin haberi var mıydı?
Çatlı'nın ölüm haberınden he-
men sonra. özgeçmişi ile ilgili
bilgiler bir bir tazelenirken, bir
televizyon kanalında 12 Eylül
öncesinın bu çifte katil sanığını
gıyabında yargılayan sıkıyöne-
tim mahkemelerine. avukat Can
Özbay'ın ımzasıyla verilen di-
lekçelerde. müvekkili ile ilgili
özel bilgilerin Mijli Şavunma Ba-
kanlığı'ndan. Milli istihbarat ve
Genelkurmay Başkanlığı'ndan
alınması istekleri de ekrana ge-
tirildi. '
Avukat ne demek istemişti?
"Sizin sanık olarak gördüğünüz
bu adam, aslında şu şu örgüt-
lerin emri ile ülkeyi Afganistan
olmaktan kurtarmaya soyun-
muştur" demeye mi çalışıyor-
du?
Başortüsüne, hac seyahatine
ve kurban derisine, Aczmendi
giysisine özgürlük kampanyası-
nı, "insan haklan uğruna sava-
şım" diye göstermeye kalkışan
Erbakan, bakınız 12 Eylül örtü-
sünü bile kaldırabılecek bir izin
ipucuyla ilgilenmiyor.
Çiller'in esip savurmasına da
kimse kanmamalı. Ben onun
Mehmet Ağar'ı bu olaydan
ötürü sıkıştırmasının altında, beş
yıldızlı otel kumarhanelerini Türk
vatandaşlarına kapatan genel-
genin bulunduğunu iyi bilıyo-
rum.
Bekleyin ve Bahattin Yü-
cel'in de bu olay nedeniyle ya-
nn, öbür gün Bakanlar Kurulu
dışında bırakılacağını gorün.
Yeniköy'deki bir yalı komşu-
sunun istekleri bu doğrultuda
çünkü...
Kulaklarınız çınlasın Benazir
Butto ve Asif Ali Zardari...
BffiBAKIMA
SERVER TAIVİLLİ
Mitoloji Öyküleri
Nasıl da zengindir eski Yunan mitolojisi!
Şimdi adını unuttum o Fransız yazarının: "Zekâ-
ma bır cila çekmek için, her yıl açar baştan sona
okurum Yunan mitolojisini" dermiş. Onun hatırlat-
masıyla olacak, bulduğum her fırsatta ben de ka-
rıştırırım o zengin edebiyatı.
Alın Augias'ın ahırlannın öyküsünü!
Augias, Peloponnessos'ta Ellis'in kralıydı. Kral
olur da zengin olmaz mı? Hazinesinin yanı sıra, Au-
gias'ın büyük sürüleri de varmış. Ama bir de sav-
saklaması: Akşamları otlaktan dönen sürüleri koy-
duğu ağıl ya da ahırları temiz tutturmayı pek bilmez-
mış kral. Her günkü pislik birike yığıla, koku ahırla-
rı da taşmış ve bütün bır yörenin burnunun direği-
ni kırar olmuş. Yakınmalar ayyuka çıkınca Augiaş
da hareketlenmiş.
Ama nasıl temızlenecek onca yılın pisliği?
Bunu olsa olsa Herakles başanr demişler; Kral
da, bahadırlıkta üstüne olmayan Herakles'i çağır-
tıp açmış konuyu. "Bir günde temizlerim" demiş
yiğit ve ödül üstüne de anlaşmışlar. •
Ne yapmış Herakles bilır misinız?
Çevredekı iki ırmağın yatağını değiştirip ahırlarıri
üzerine çevirmiş: coşkun sular, gerçi yerle bir et»
miş ahırları. ama kiri pası temizlemiş ve cümle âle->
min genzini yakan kokuya son vermiş. ;
Bu "Augias'ın ahırları" pek ünlüdür.
Herakles'in aldığı radikal önlem de öyle.
insan ister istemez düşünüyor: Başka ne yapa-
bilirdi Herakles bu konuyu kökünden çözmek için?
•
Augias'ın sonra nankörlük edip Herakles'e kar-
şı yaptıkları üzerinde durmayalım; Herakles bu, al-
tında kalmaz onu da cezalandırır.
Eski Yunan'ın en büyük kahramanıydı Herakles.
Atina'dan başka bütün illerde, Theseus'tan önce
onun adı anılırdı.
Gözüpeklikte üstüne yoktu.
Düşünebiliyor musunuz. bır gün sıcaktan bunal-
mış, güneşe ok atarak onu söndürmeye, boylece
serinlemeye çalışmış: bir gün de. denizde giderken,
dalgaların gemiyi sarsmalarına kızmış, eğilip sula-
ra uslu durmalarını. yoksa hepsini cezalandıraca-
ğını söylemış. Yaptığı on iki bahadırlığa, mitolojide
"Herakles'in işleri" denir ki akla durgunluk verirler.
En anlamlı davranışlardan biri Prometheus için-
dir.
Prometheus. Tanrı soyundan gelip tanrılara ka-
fa tutan bir devrimcı kişılik. Ama nasıl da öyle de-
mezsiniz? Bir gün. Olymposluların yanı tanrıların
egemenliğınin yerine insanların egemenliğini geçir-
mek ister. Ve göğe çıkar, tanrıların elinden ateşi, ya-
ni akıl gücünü çalıp getirır insanlara verir. Böylece,
asıl tanrı, asıl yaratıcı insanın kendisidir artık.
Ne büyük bir davranış. ne soylu bir eylem!
Ama baş tanrı Zeus'un yaptığına bakınız: Öcü-
nü almak için, tutar Prometheus'u Kafkas dağla-
rında bir kayaya zincirler ve basına da bir kartalı mu-
sallat eder; öyle derler. kartal, her gece gelir ciğer-
lerini söker yermış Prometheus'un; ancak her sa-
bah yeniden oluşurmuş onlar.
Ayakta kalmanın, tükenmemenin işareti!
işte Prorneth^ös'u bu işkenceden Herakles kur-
tarır; bir gün gelir, kartalı yakalayıp parçalar ve zin-
cirlen kırar atar. Hem akıldan ve insandan yana ola^
nın sürgit zincirlenmesi mümkün müdür?
Dünya yıkılsa. son söz özgür düşüncenindir!
•
Prometheus'un öyküsüne şunu da ekleyelim:
Zeus, yaptıklarına kızıp öç almak için, bir gün de
pek güzel bır kadın yaratır. Gökteki bütün tanrılar,
ellerındekı en güzel şeylerı verirler ona ve adına da
"herkesin armağanı" anlamına Pandora derler.
Zeus yeryüzüne indirir onu.
Güzel, ama bir felakettir aslında Pandora.
Yeryüzüne yollanırken, tanrılar bir de kutu vermiş-
lerdır kendisine ve açmamasını öğütlerler.
Pandora'ya Epimetheus göz koyar.
Epimetheus. Prometheus'un kardeşidir ve Pro-
metheus, Zeus'tan gelecek armağanları kabul et-
memesini söylemiştir kardeşine; ama onun gözle-
ri dünyayı görmez, güzefliğe kapılmıştır bir kez. Ve
güzel olduğu kadar aptal da olan Pandora, bir gün
nasılsa kutuyu açar; açar ama. ne kadar kötülük
varsa içındedir ve yayılır çevreye, bela olur insan-
ların basına.
Görüyor musunuz Pandora'nın ettiğini? i
Öyle derler, bir tek iyi şey çıkmıştı kutusundan;
Umut!
Bugün de kötülüklere karşı koymak cesaret ve
gücünü kendımizde bulabiliyorsak o yüzden işteL
Nasıl yaşayabiliriz ki umutsuz?
Yetkilerini azaltmak istiyor
DYP'nin hedefi
Anayasa Mahkemesi
• DYP. Anayasa Mahkemesi"nin Yüce Divan ve
yürürlüğü durdurma vetkisini elinden alacak yasaL
ve anavasal dıizenlemeler için düğmeye bastı.
DYP'nin, bu çalışmaları tamamladıktan sonra
koalisyon ortağı RP ile birlikte konuvu TBMM
gündemine getirmeyi planladığı öğrenildi. '
ANKARA (A.\K.\) -
Hükümetin DYP kanadı.
\etki \asası başta olmak
üzere bazı vasalar
hakkında verdıği
vürütmevi durdurma va
da iptal kararlan
nedenivle Anayasa
Mahkemesi'nin
vetkilerini tırpanlamava
hazırlanıyor.
D^'P grubu. Anavasa
Mahkemesı'nin \*üce
Divan vetkisini elinden
alacak bir anavasa
değişikliği önerisi
üzerinde çalışmaya
başladı. D\'P'nin üzerinde
çalıştığı öneriye göre
başbakan ve bakanlar
hakkındaki iddialariçin
kurulanTBMM
soruşturma komisvonları
kaldınlacak. Başbakan ve
bakanlar hakkındaki
iddialar. Yargıtay'a
gidecek ve burada karara
bağlanacak. Soruşturma
komisyonlarının kaldırılıp
Yargıtay'ın bu konuda
vetkili kılınması ile ^"üce
Divan uygulamasına son
verilmiş olacak.
DYP'nin. \'üce Divan'ın
yanı sıra Anayasa
Mahkemesi'nin
vürütmeyi durdurma ]
vetkisini de elinden
almaya hazırlandığı
öğrenildi. Anayasa
Mahkemesi'nin aslında
yürütmeyı durdurma
vetkisi olmadığı halde '
bunu birçok önemli vasa *
için kullanıp dev let (
işlerini aksattığını ^
düşünen D\r
P'nin. bu
konuvla ilgili kesin bir ,
hüküm getirmek için ,
çalışma başlattığı
bildirildi. '
DYP'nin, Anayasa
Mahkemesi'nin
yürütmeyi durdurma
yetkisinin elinden ',
ahnmasına ılişkin '
çalışma.M tamamladıktan
sonra koalisyon ortağı RP
ile birlikte konuyu
TBMM gündemine '
getirmevi planladığı da •
bildirildi.