Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 1996 CUMAs
14 KULTUR
Stanislav Stratiev'in 'Otobüs' adlı oyununun Türkiye prömiyeri bu akşam gerçekleştiriliyor
AST sorayor: Nereye gidiyoruz?• "Nereye gidiyoruz?" AST.
bu sezoıı perdelerini sokaklarda
en çok sorulan soruyla açıyor.
AST oyunculan. Türkiye'nin
nereye, neden, nasıl gittiğini. bu
sorulara verilen temel yanıtları
ve benimsenen tutumları
tartışıyor. Yönetmen Iskender
Altın da "Otobüs' için "Hınzır
ama. sonunda acıtan bir oyun"
diyor.
ECE TE.MELKURAN
ANKARA - Ankara Sanat Tıyatrosu
(AST) oyuncuları. bu sezona sokaktaki
soruyu sahneye taşıyarak başlıyor.
"Nereye gidiyoruz?"
Oyunun oynanmadığı ülke >ok gıbı
Türkiye prömıyerıni AST sahnesinde
yapacak olan oyun 1981 yılında Bulga-
ristanlı tiyatro yazarı Stanisla\ Stratie\
tarafından yazıldı Temel konu. burokra-
tik sosyalizmde paylaşım savaşı ve ya-
şanan çelışkıler. sistemdekı temel tutum-
larvesorunlar. Anıaoyunun Türkiye ıle
ılgili olan yaııı "Nereye gidiyoruz?" so-
rusu uzerıne kurulmuş olması. Yönet-
men İskender Altın da bu sorunun altını
durup durup yenıden çizmek gereklılığı-
nı. venlen yanıtlann yeniden tartışmak
zorunluluğunu anlatıy or. İskender Altın.
yapıt ıçın "hınzır"dıyor. Prof. Dr. Şahin
Yenişehirlioğu ıse bir yazısında. "ger-
çek" tıyatronun "dehşetli \e tehlikeli bir
eylem" olduğunu söy lerken "4
Otobüs'"ü
\e AST"ın bu oyunu ^ahnelemesıni ör-
nek gösterıyor. Hem dehşetlı \e tehlike-
li hem de hınzır olan bırovun "Otobüs"
Adı üzerınde otobüste geçiyor. Oyunun
9 yolcusu \ar. 9 yolcunun adları yok, sı-
fatlan var: akıllı. adam, kadın, sanatçı..
Her bırı toplumun değişik katmanlann-
da \e gruplannda benimsenen tutumla-
rı vedüşünmebıçimlerinı simgeliyorlar.
Oyun. otobüse binilmesiyle başlıyor.
Otobüs yola çıkıyor. ama bir süre sonra
bilınmeyen bir yöne doğru ılerlemeye
başlıyor. Yolcular "Nereye gidiyoruz?"
sorusunu sorduklanndaoyunun ıçınegı-
riyorsunuz. hatta otobüse binıyorsunuz.
çünkü yönetmen Altın. "Arayokuyolcu-
ları da otobüsten indirmivoruz"" dıvor.
ı dı^ına çıkıyor. karanhkyol-
larda ılerlemey e başl ıy or \ e bir > erde an-
laşılıyorkı şoför. ekmekanyor. Oyunun
bundan sonrası ekmeğin paylaşım ka\-
gasını tartışıyor. Yönetmen. kendisı \e
oyuncular ıçın bir "kimya deneyi" gıbı
olduğunu söy lüyor oyunun. (,'alışmabı-
çımlerını şöyle anlatıyor:
"Ovun öncesi 30 soru çıkardık. Bun-
larınenbaşında""\ereyegıdıyonjz'\a-
sıl gidiyoruz?" gibi sorularvardı. Sonra
oy unu parçalara böliip, nasıl o> nanması
gerektiğini konuştuk. Oyuncular için,
kendileri ve o\un ü/erinde bir denevdi
Oyunda.
Erol
Demiröz,
Altan
Erkekli,
Nuri
Gökaşan,
Nilbanu
Engindeniz,
Hakan
Gü\en.
Hakan
Akın, Ebru
Sonar
Erkekli,
Mete Ayhan
ve Aykut
Özbaltacı
rol alıyor.
Dekor\e
kostiim
Hakan
Dündar'a
ait.
bütiin bunlar."
Otobüs İskender Altın'a göre nereye
gıdıyor pekı''
"Öy unda otobüs uzağa. kö>e, belirsiz
bir noktaya gidiyor. Ama bana göre faili
belirli birnoktavadoğru ilerliyor.Önem-
li olan volcuların tutumları: kimi uzlaş-
macı, kimi teslimiyetçi, kimi de üstten ba-
kı>or. Ama sürüp giden bir tartışmanın
sonunda yaşanan cinai hal, Türkiye'de
bizim yaşadıklarımızı anlati>or."
Oyun. bürokratık sosyalızmdönemin-
dekı paylaşını ka\gasını anlatmasına
karşın Âltın. oyunun temel sorusunu
Türkiye'ye uyarlamış u
Beni acıtan so-
runları tartışmak için çok iyi bir oyun.
Türkiye'nin nereye gittiğini tartışmak,
bu soruy u birey ler düzey inde yanıtlamak
için sağlam birdiyalektik" dıyor
İskender Altın, oyunun uyarlama ol-
madığını hemen vurguluyor \e "Ben
Türkiye'de yaşıyorum, bu yiizden oyıın
Türkiye'de geçiyor" diye başka bir konu-
ya geçiyor.
'Türkiye nereye gidiyor?'
Türkiye'nin. Altın'ın yanıtlarına göre
"belirsizliğe" gıttiğı falan yok. dosdoğ-
ru taılı bellı bir belirli noktaya doğru gi-
dıyor. oyunun sonundakı gıbı "cinai bir
noktaya doğru". "Oy unda ekmeğin pay-
laşım kavgası bir kez anlatıldıysa. biz üç
kere anlattık. Ya da yolculardan birinin
davranışı bir kere gösterildiy se biz onun
altını çizdik. Böylelikle oyunun acıtıcı ve
Türkiye'nin hal-i pür melalini anlatan
>anlarını daha belirginleştirdik. Oy unun
bütününe gülüp geçebilirsiniz. Tıpkı
Türkive'de olan olaylara her gün gülüp
geçtiğimiz gibi. Ama oyunun sonundı
çok rrajik olaylar oluyor. Tıpkı Türki-
ye'de olacağını düşündüğümüz gibi."
İskender Altın.Türkıye'yebu oyunun
ne getıreceğini sorusunu alçakgönüllü
bıryanıtla karşılıyor "Buoyunlainsan-
ların kafasında, otobüs kavramı değişe-
cek. Oyun gibiyazarda çok lıın/ır ve ben-
ce bunu yapmak istemiş bu oy unu yazar-
ken. Oyun, ev imi/e gitmek için kullandı-
ğımız bastt bir aracın nasü bir problema-
tik olabileceğini gösteriyor. Oy unu izleyen
herkesin bundan sonra otobüse biner-
ken, çeşitli sorulan soracağını sanıyonım.
Belki böy lece Türkive'nin nereye gittiği-
ni ve nasıl gittiğini de yanıtlayahiliriz."
37. Uluslararası Selanik Film Festivali başhyor
Gençleıv Yunan
sineması ve yanşma
ASLI SELÇUK
Büyük kultürel geçmışi \e
günümüzdeki dınamık yapısıyla
Selanık. 8-PKasım 1996
tanhlerınde geleneksel çizgisını
daha da güçlendırerek sinemaya
perdelenni açmakta.
Üç ana temel noktada gelışen
festi\alde M. Demopoulos
başkanlığında yönetılen
'lluslararası Yanşma'. I4fılmle
bırinci ya da ıkınci konulu
filmlerini yapan yönetmenlen
hedefliyor Yedi seçıciden oluşan
uluslararası jurı 50 bin \e 30 bın
dolar para ödülü ıle Altın \e
Gümüş İskender ödüllenni de
verecek.
D. Eipides'ın y önettıği 'Yeni
lifuklar" bölünıü günümüz genç.
çağdaş sınemasına odaklanmış
Bölüm 35 fılmden oluşuyor.
İlginç bıretkınlık de P.
Greenavvay'ın karakalem
desenler. kolajlar. tablolar
sergısının açılışi Bu etkınliğin
içinde Rus S. Bodurov, Çek J.
Sverak^İtalyan C. Mazzacurati
gibi yeni yetenekler yer almakta
Uçüncü bölümü \unan sineması
oluşturmakta. Bu \ıl \
r
unan
sineması 23 konulu fılmle rekora
giderken belgeseller de aynı
yarışmada göstenlecek.
Geçen yıl 80 bın katılıma ula>an
genç izîeyicı kıtlesı. bu yıl daha
da zengin bir sunuşja
karşıla>acak. Toplu
gösterimlerde B. Bertolucci. L.
Pintilie, G. Grigoriou'nun
filmlerı yer almakta. Geleneksel
'Balkanlar'a Bakış' bölümünde
>örenin filmleri sunulurken
'Amerikan Bağımsızlan' ve 'Üç
Boyutlu Sinema' bölümlen de
ızleyıcıyle buluşacak.
Bu yıl Selanik Festivali
ızleyicılerı \enı bir salona
ka\uşuyor: 900 koltuklu
'.\nadolu* Sineması. Geçen yıl
başarılı sonuçlar alınan kultürel
genışleme deneyimine
dayanılarak bu yıl da festival
programındakı bazı seçmeler
ICilkis. Kastona. Flonna gibi
kuzey şehirlenne taşınacak.
Selanik'ın I99"
7
A\rupa Kültür
Bas.kentı programı içinde
bütünüyle yenılenmiş olan kültür
merkezıyle festıval. sürekli
yerine kavuşacak.
Uluslararası yanşmaya katılan filmler ara-
sında 'Things I Ne\er Told \ou' (İspanya /
ABD) (üstte). 'Pretty \ illage Prett> Flame"
(sağ üstte). (Nugoslavya) ve 'Citizen Ruth'
(yanda) (ABD)yeralı\or.
Film festivali
Kauraismaki
sorun yarattı
Kültür Servisi - 26 ka-
sımda Ankara'da başla\a-
rak İzmir. Bursa'vı kapsa-
yan bir programla 22 ara-
lıkta Eski>ehır"de son bu-
lacak 'Gezici Av rupa Film-
leri Festivali' hazırlıkları
sürerken Fınlandişalı yö-
nelnıen Aki Kauraisma-
ki'nın. 'Türkiye'de insan
hakları ihlalleri v aşanıv or'
görü>ü\le fılnıını festiva-
le göndermek istememesi
küçük çapta bir sıkıntıya
neden oldu. Kauraismaki.
festival yönetıcısı Sevna
Aygün"ün vanıtı üzerıne
kararını değıştırerek "Drif-
tingClouds' adlı r
ılnıının
festıvalde gösterılmesıni
kabul ettı.
Konuyla ilgılı soruları-
mızı yanıtlayan Sevna Ak-
gün. 24 Ekım 1996 tarı-
hinde yönetmen Kauraıs-
makı'd'en 'Türkiye'yi in-
san haklannın ihlal edildi-
ği gerekçesiv le boy kot etti-
ği ve düzenlenen hiçbiret-
kinliğe katılmayacağı' yö-
nünde bir faks aldıklannı
belirttı Aynı gün içinde
yönetmene gönderdıklerı
faks mesajıyla. 29 Ekim
1996 tarilıınde yönetmen-
den olumlu yanıt aldıklan-
nı söyledı.
Bu arada Aygün. 'Drif-
ting Clouds'un Avrupa'da
pekçok festıvalekatıldığı-
nı ve sınırlı sayıda kopva-
sı bulunduğundan Türki-
ye'dekı gösterımııı tehlike-
ye gırdığını belırtti. Yö-
netmen Kaunasmaki'nin
Fransa ve Almanya'dan
kopya bulmaya çalı^tığını
sövleyen Akgün. bulundu-
ğu takdırde festıvalde gös-
terılebıleceüını ekledı.
Kenter Tiyatrosu yeni sezonu 'Eşekdağ'm Sevdalısı' ile açtı
Garip bir sevdanın öyküsü
DL'YGL DLRGLN
Kenter Tiyatrosu yeni tivatro
mev sımınde perdelerini 'Eşek-
dağ'ın Sevdalısı' adlı oyunla açtı.
Refik Erduran ve Mehmet Biıiu-
ve'nın ışbırlığı ıle hazırlanan ve
'Garip Bir Aşk Hikâvesi' alt basjı-
ğı ıle tanıtılan oyun. bir aydınımı-
zın sıra dışı saplantısını konu edi-
yor.
Oyunda başrol. Hakan Gerçek
tarafından canlandınlıyor. Yaz ay-
lannda Phıladelphıayakınlannda-
kı Peoples Lıght Ant Theater sah-
nesinde Amerikalı sevırcının kar-
şısınaçıkacak 'Eşekdağ'm Sevda-
lısı'nın. aynı bölgedeki başka tiyat-
roları da kapsayan bir turdan son-
ra eylülde Güney Kore'de yapıla-
cak Dünya Tıy atro Festıvalıneka-
tılması planlanıvor.
'Eşekdağ'm Sevdalısı'nın temel
yaklaşımı Mehmet Bırkıye'nınde-
yımiyle Türkiye'nin Batılılaşma
sürecınde yanlı> kavradığı hedef-
ler- "Biz. bırakın kendi değerleri-
mizi, insani değerleri unutarak bu-
günün neresi Batı neresi Doğu ol-
duğu belli olmayan karmaşasına
gelmişiz. Oyundaki kişi de işte bu
karmaşada kimliğini anyor. Türki-
ye'vi beğenmivor ve Batılı olmak
istiyor. Batılı olmamn tek yolu isc
vaftizolmaktan geçiyor. Başka tür-
lü yeni bir kimliğe ulaşmanın irnkâ-
nı v ok çünkü. Çok tanınmış bir pa-
paz bularak günahlannı bağışlata-
rak yeni bir kimlik bulabileceğini
sanısında." 'Eşekdağ'm Sevdalı-
sı'nın temel öy küsü bu: ama bu öy-
künıin içinde. bir de oyundaki ka-
raktere özel apayrı bir başka öykü
daha gızlı. Sahtekâr bir yuppıe ol-
manın yanı sıra buluğ çağlarından
kalansaplantılıbirtutkusuvarkah-
ramanımızur Bir eşeğe âşık. İşte
bu kimlığınden duyduğu rahatsız-
lıkla bambaşka bir kımlığe y önelı-
yor. Mehmet Birkıye'yegöregenç-
lere daha yakın bir oyun "Eşek-
dağ'ın Sevdalısı'. Oyunu gençlere
vaklaştırannokta. erotızm vemus-
tehcenlık kav ramlanna da değınen
dinamık. mizahı yaklaşıtnının >a-
nı sıra sinema teknığını de kullana-
rak daha espnlı bir anlatıtn volu
seçmesı..
Mehmet Birkiye. günümüzde tı-
yatronun. sinema v e telev ızyondan
ödünç aldığı kimi teknık kullanım-
ları ve yenilık arayışlarını şöy le de-
ğerlendırivor: " Tivatro birçok sa-
natı değişik formlarda içerir. Ama
o sanatlann hiçbiri kendi nitelikle-
ri ile v ar olmazlar. Kısacası bir şev -
leri dönüştürür. Burada da sinema-
nın bazı olanaklarını tiyatroya
uv arladık. Bu, bütün tiv atro ov un-
ları böyle olacak demek değil ama
biz oyuna uvgun düşen estetik ob-
jeleri uv gun kay naklardan vararla-
narak kullandık. Mıro'nun resim
yapmak için sahillerde dolaşıp ob-
je araması gibi bir şev bu."
-Oyununyurtdışına vönelikiki
projesivar...
BİRKİYE - ABD'de dünyanın
her verınden gelen tıvatrolara ver
veren bir tıyatroda. hemen ard'ın-
dan Kore Festıvali'nde sergıleme-
yı düşünüyoruz Çünku oyun. bı-
zını ınsanımıza aıt bir sorunu dile
getırıyor
- Kimlik arayışı aynı zamanda
evrensel bir sorun da değil mi?
BİRkh E - Ev rensele her yerde
rastlanabılir. Bızım öz rengimız-
den hareketle ev rensele v armak gı-
bı tanımlamalar ınsanı vanlışa sü-
rükler. Folklorun içinde öy le bir
avrıntı vardır kı bazen evrensel
olanodur. Bütün ınsanlaraseslene-
cek ortak bir noktav ı bazen yaka-
lar bazen vakalavamazsınız Sha-
kespeare. 'Ben kimliğimden vola
çıkıp evrensele varayım' dıve bir
şey düşündü mü sankı? Bunun öl-
çüsünü bulmak kolay bir iş değil.
İyı sanat budur demenin bir çok
yolu vardır. Tekbırölçüyegelmez.
Bazı kurallar yok değildir ama ba-
zen sanatın mistık yönü deağırba-
sabılır.
- Özel tiv atrolar artıkTürkiye dı-
şında çeşitli festivallere katılıp ses-
lerini duvunna eğiliminde. Bu ye-
ni v önelimi nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
BİRKİ^'E - Türk tiyatrosu eğer
kendi sınırlarının dışına çıkacaksa
burada ıtıcı güç bence yazarlann
olacaktır. Ne yaparsanız yapın tı-
Refik
Erduran ve
Mehmet
Birkiye'nin
işbirliği ile
hazırlanan
başrolünü
Hakan
Gerçek'in
üstlendiği
oyunda bir
aydınımızın
sıra dışı
saplantısı
konu
edilivor.
y atro 'popülist' bir sanattır Popii-
list sözcüğünü çok dıkkatlı kulla-
nıyorum. Arabeskı kastetmiyo-
rum. Bana bir tek tivatro yazan
gösteremezsinız kı kendi çağında
kıtleler tarafından beğenılmesın.
Shakespeare. Çehov... Asıl hedef.
Broadvvay olmasa dahı. Londra.
Nevv York'un kıtlelenne ulaşacak
bır noktaya ulaşabılmek O da ya-
zara bağlı bır şey. Bugün Çehov'u
dünyanın her yerınde oynuyorlar.
Dışa açılımı sağlayacak olan ya-
zardır. O yüzden biz telıf oyunlar
oynamalıyız. Yerli yazarlan geliş-
tırmelıyiz. Dev letin altyapı harca-
ması buolmalı.
- Öncelikli olan. ciddi. planlı bir
kültür politikasının sağladığı ola-
naklarla tivatro yapmak öv leyse...
BİRKİ\'E-Tıyatronun geçmışı
bizde çok fazla değil ama bugün
konservatuv arlarda çok ıy ı oy un-
cular. çok ıyi rejısörlenmız yetişi-
yor. Tek eksık yazann yetışmeme-
sıdır. Onları desteklemek gerek.
Özellıkle de ödeneklı tıvatrolara
destek olunması gerek. Tıy atro de-
mokrası ıle çokseslilık ıle çok bağ-
lı. Çokseslılık Karagöz tıplemele-
rinde de var. Ama o tıplemelere ka-
rakter boy utunu yazar getırebılır.
- Veni tivatro mevsiminin başın-
da sevirci ile nasıl bir buluşma he-
defiivorsunuz, beklentileriniz ne-
ler?'
BİRKİYE - Seyırcı. Kenter Ti-
yatrosu'nda Nıldız Kenter'i. Şük-
ran Güngör'ü arıyor. Onlar olnıa-
dığında sankı aynı sev ıvenin yaka-
lanamay acağı gibi bır düşünce v ar.
Ama bızler de onlann yetiştirdiği
öğrencılerız Doğrusu sey ırcınin
bızlerı de görmesini önerırım.
Kenter Tıyatrosu'nun bellı bır üs-
lubu var ve bunu bizlerden sonra
da genç kuşaklar sürdürecek.
Y4ZIODASI
SELİM İLERİ
11
Farklı Bir Kadın"
Tiyatro mevsimi başladı. Gelgelelim çok az
oyun izleyebildim. Bu mevsim bütün oyunları
görmek istıyorum. Tiyatroyu çok özledim.
izlediğiniz oyun çok sıradan bir güldürü, orta-5
lamanın ortalaması bir müzıkal, beylik bir melod-^
ram bile olsa, tıyatronun kendineözgü biryüceA
liği olduğunu düşünüyorum. İzleyiciye yansıyarç
bir yücelik. Televizyonun amansız bayalığına kar-g
şılık, tiyatro artık son bir tutamak gibi. *
Şehir Tiyatroları'nda sahnelenen Farklı Bir Ka-
dın'a gelince, bugünün seyircisine tiyatro sana-':
tını sevdirmek açısından, handiyse dört dörtlük-1
bir oyun. Bütün 'iddia 'lardan uzak ama, seyirciy-,'
le inanılmaz sıcaklıkta bir ilişki kurabiliyor.
Eserin yazan Gülsün Siren'i tanıyorum. Daha^
önce Siren'in Aile Şerefi adlı oyununu görmüş-i
tüm. Hayatın gelgitlerini deşen bir dramdı. G u l - ,
sün Siren, istanbul'un 1950 sonrasını 1960'ların ',
ortalarına kadar bir ailenin öyküsünde canlandır-,
mak istemiş gibi gelmişti bana. >!
Bir ilk eser olmasına karşın Aile Şerefi beceriy-"!
le kaleme alınmıştı. Sonra yazarla tanışınca ö ğ - :
rendim ki. Gülsün Siren'in yazılmış-oynanmamış '
başka oyunları var, yanlış hatırlamıyorsam, on '
bir oyun. On bir oyununu Gülsün Hanım cebin-;
de, çantasında dolaştırıyor diye düşünmüştüm.""
Üzücü bir durum: Hem tiyatromuza yerli eserH
sağlayamamaktan yakınıyoruz, hem de izleyi-,
ciyle 0 kadar sıcak ilişkiler kurabilen bir yazann,;
verimlerini sahnede göremıyoruz... ; ,
Farklı Bir Kadın da duyarlı, inceliklı, sıcak bir: >
oyun. Belkı biraz uzatılmış, belki yer yer dağınık,"
finale doğru Solange'ın öyküsüyle bir ikinci oyun
konusu savrulup atılmış ve o savrukluk Hayal'in,j
asıl '/ar/c///(ad;n'ınöyküsünüzedelergibi... NevaK;
ki bunların pek önemi yok. Seyirci soluk soluğa'1
izliyor; oyun bütün içtenliğiyle amacına ulaşıyor.7:
Kısacası, Farklı Bir Kadın. tiyatroya seyirci, ye-( ]
ni seyirci kazandırabilecek o iddiasız oyunlardan
biri.
Eser melodram havası içinde gelişiyor: Aşkta,
evliliklerinde aradığını bulamamış Hayal, geriye"
dönüp bakıyor ve bize kendi yaşamından kesit-
ler gösteriyor. Birtutkuya, dahası, saplantıya dö-
nüşmüş ilk ve tek aşk: Akraba çocuğu Nezih
Ağbi. Nezih, bir bakıma yakışıklılık idolü. Erişile-
memiş bu aşkın yanı başında, her biri toplumsal'
ve kişisel göstergeler toplamı olan Suat, Birol, j
Fahamettin... Hayal'in boşa harcadığı yaşam...'
Böyle özetlenebilir Farklı Bir Kadın. ;'
Gülsün Siren, yine ellilerin, altmışların Istan-,
bul'unda dolaşmış.Öyle alımladım. Çocukluğu-^
mun sislerıne karışmış bazı sevda hikâyelerini,
hanımların ve beylerin kendi aralarında, hep de .-
o "üçüncü kişı"y\ çekiştirerek konuştukları sev-,
da hikâyelerini yine duyar gibi oldum. Üstelik o
r
'
günlerin istanbul Türkçesi'yle. >'•
Oyunu başarıyla yönetmiş olan Engin Gür-
1
'
men de aynı izlenimleri, duygulanımlan dile ge-
1
tiriyor: "Ne tuhatsanki bu kişileri çokyakındarv
tanıyormü$ü'rifğfbibirduyguvariçimde. Çocuk-
:
't
luğumun sisli hatıralanarasında görüyor gibiyim
onları. Belki bazıları hâlâ aramızda yaşıyor." r|.
Belki aramızdalar ama, birer kenara itilmiş in-,
san olarak. Hayal'in ve ötekilerin dünyası, günü-^
müzün köşe dönmeci dünyasıyla nasıl örtüşebi-;
lirki?
Engin Gürmen, Farklı Bir Kadın'ın geleneksel '•
çizgiye hayli yatkın yapısını enikonu korumuş;'
1
bir iki yenilikçi, modern çizgiyle izleyiciye hem alı-'
şık olduğu, hem de yadırgamadan hoşlanabıle-,--
ceği gelenekçi /yenilikçi bir oyun örneği sunmuş."
!
Ozhan Özdil'ın yalın sahne tasarımıyla Nilgün
Gürkan'ın altı sanki özellikle kalın çizilmiş giysi -
tasarımı Gürmen'in yönetmenlik çabasını, yoru-,,-
munu pekiştiriyor bence. >
Farklı Bir Kadın'da bir dolu başarılı oyuncu söz
1
konusu. Hayal'de Funda Postacı, Server'dev
Özen Tutucu oyunun ağır ışçileri. Funda Postacı»
neredeyse bütün oyun boyunca sahnede, bir an
olsun performansını yitirmiyor. Özen Tutucu Ser-^
ver Dadı'da bu kurumun son temsılcisıni duyarlık-
la yaşattı.
iki önemli kadın kompozisyonu var: Hayal'in an-
nesi ve teyzesı. Anne Fariha'da Gülçin Akçay,
teyze Destine'de Bilkay Tekben o kadar başarı-;
lılar ki, seyirci, Farklı Bır Kadın'a biraz da onlarırv'
oyunlarıyla bağlanıyor.
Sonra Hayal'in hayatındaki erkekler: Nezih'te'.,
Orhan Hızlı, Fahamettin'de Ali Berge, Suat'ta,
Hakan Güner, Bırol'da Süleyman Balçın yarat-
tıkları.yaşattıkları kışılerle örnek alınacak bir öz-s;
deşlik kurabilmışlerdi. ,-
Solange'da Müge Akyamaç, Adnan'da Şükrü;.
Türen, Timur'da Serhan Arslan Hayal'in çevre- •
sindeki olaylann canlanabilmesı ıçın "aracı" kim-i
liklerine daha derin boyutlar katıyorlardı. : 1
Dedığim gibi. tiyatroya yeni yeni seyircıler kazan--
dırabilecek bır yapım Farklı Bir Kadın. Hayatında-'
tiyatro görmemiş birıne de ses yöneltebilecek/
tiyatro sanatına bağlanmış kışıye de. Azım-:
sanamayacak bir çaba bu. 3
K
K
u
A
LT
M İ
U
L
R
M
%
A
)
S
ç
A
I
R
ZI
A
K
C I