Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
İmfivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni. Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatörü Hikmet
Çetinkaja • Yazıışlerı Müdürlcrı
Ibrahim Yıldız. DinçTajançıSorumluı
0 Haber Merkezı Ylüduriı. Hakan Kara
0 Görs>el Yonetmen. Fikret Eser
Di$ Hatvrler Şinasi Danışoğlu 0 Utıhturjt
Cengiz Yıldırım 0Ekonornı Şiilent kı/anlık
0 Kultur lldndan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir > ücelman 0 Mjkaleler Sami
Karaören 0 Düzcltme Abdullah Yazıcı
0 Fotoûrat" Erdoğan Kciseoğlu 0 Bıiyı-Belgc
Edibe Buğra 0 Yun Habcrlen Mehnfet Faraç
^ Lt\ıi! kumla İlhanSelçuk(Bd?Lın).
Orhan Errnç. Oktay kprtböke.
Hikmet Çetinka\ a, Şükrart Soner.
Ergun Bak'i,DinçTa\anç. İbrahim
^ ıldı/. Orhan Bursalı, Muslafa
Balha\. Hakan Kara.
•\nkaraTeniMİCi;.ı Mustafa Balba\ 0 Haber Muduru Doğan
Akın Ataturk Buhorı No 125. Kat 4. Bakaıılıklar-AnkaraTel
4W5ll2O (" hat). Faks 419502^ 0 Izmır TemMİcısı
Serdar kmk. H. 7A\Z BK 1352 S 2 3 Tel. 4411220.
Fak:. 44141 P 0 Adana Tenuılcısı Çetin Yiğenoğlu.
InonuCd. 119 S No I Kat. I. Tel 352255(1. Fak- 352257(1
Müesse^e Mudürir Erol Erkut 0
Koordınator Ahmet Korulsan 0
Muhasebe Bülent \ener 0 İJare
Hüsevin Gürer 0 l^letme Önder
Çelik 0 Bılgı-Işlem. \ail İna! 0
Bılgı*a\arSı.\tem Miirü\et Çiler
MED> \ C: • Ynnetım Kunılu
Ba^kanı - Cıenel Mudur Cülbin
Erduran # Koordmjıor Reha
Işıtman • Genel Mudur Yardıımi!.!
Mine Akdağ Tel 514 u" 53 -
51395 «1-513 S460-61.Fak> 513M63
\t' BJsan: Ven. Gun Hjb^r Ajan^ı. Basin \e *ı auncıhk. A >
J > - l ! C.ıîlloü!ıı.'4;.>-II>!"PK:46L-tanbu:fel 10 212) 5 12 0> ( O 0 hJt) F a k - H) 2 12ı 5 I 3 ^5 M5 29KASIM1996 Inisak: 5.30 Güne*: ~.0l Ööle: 12.00 İkindi:l4 23 Akşam. 16.44 Yatsi: 18.09
UNESCOdan
Livaneli'ye yetki
• İstanbul Haber Senisi-
Merkezı Pans'te bulunan
Birleşmiş Mılletler Eğitim
Bilim \e KültürÖrgütü
(UNESCO). büyükelçilik
verdiği Zülfu Lıvaneli'nin
vetkilerini genişjetti Bu
Lonuda Genel Dırektör
Fedenco Mayor'un
Lhaneli'ye vazdığı resmi
mektupta ••Büyükelçilik
kapasitesiyle. UNESCO
kıırumunu kendi ülkenizde
ve dünyada temsil
yetkisiyle donatıldınız"
denildi.
Oktay Ekşi'nin
açıklaması
• İstanbul Haber Servisi -
Basın Konsevi Baskanı
Oktay Ekşi. yaptığı
açıklamada. Basın Konseyi
Temsilciler Kurulu'nun 7
aralık tarıhinde yapacağ1
olağanüstü toplantıda.
basınla ilgili yeni
düzenleme çalışmalan
hakkındaki Konsey
göriişünün belirleneceğini
belirtti. F.kşi şunları söyledi:
"Gündemimizde iktidar
gruplannın getireceği
önerilerin ele alınması
hususu \ardır O nedenle
Konsey'in 1992 yılında bu
konuyla ilgili olarak tespit
ettiği görüşlerin hâlâ geçerli
olması söz konusu
değıldir."
Yangmla ilgili
soruşturma
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Cumhuriyet
Sa\ cılıgı. Laleli"de 18
turistin ölümüne neden olan
Tozbey Hoteli yangınıyla
ilgili olarak. basında çıkan
"Hoteli Rus nıafyası yaktı"
haberını ihbar kabul edip
soruşturma başlattı.
İstanbul Cumhunyet
Sa\cısı Ilker Yaşar. 17
kasım pazar gecesi.
Laleli'dekı Tozbey
Hoteli'nde çıkan yangmla
ilgili olarak bilirkişi
raporunun henüz
kendilerine ulaşmadığinı
bildirdi
Nasrettin Hoca
şenfikleri
• SOFYA (AA)- Birleşmiş
Milletler Kültür. Eâitim \e
BiJımOrgütül UNESCO)
tarafından 1996'nın
"Nasrettin Hoca Yılı" ilan
edilmesi dolayısıyla
Bulgaristan'da da "Nasrettin
Hoca Şenliği" düzenlendi.
Organizasyon komitesi
tarafından başkent
Sofya'dakı NDK Kültür
Merkezi'nde düzenlenen
şenlikte. Türk mizah
tiplemesi Nasrettin Hoca'nın
fıkralarından oluşan bir
tiyatro oyunu sahnelendi.
ÇGD'den ziyaret
• İstanbul Haber Servisi -
Çağdaş Gazeteciler Derneği
İstanbul Şubesi yoneticileri
ve üyeleri halen
Bayranıpaşa Cezaevi'nde
yatmakta bulunan eski şube
sekreteri gazeteci Muteber
Yıldınm'ı ziyaretetti.
Dernekten yapılan
açıklamada, "Gazetecüere
\e düşünen insanlara
yönelik saldırılar süruyor.
Biz dernek olarak bu
saldmlara karşı duracak ve
arkadaşlarımıza \erdiğimiz
desteği arttırarark
sürdüreceğiz" denildi.
Vakıf haftası
• ANKARA (A>KA) - Bu
yıl 14'üncüsüdüzenlenecek
olan "Vakıf Haftası' 2-8
aralık tarihleri arasında
düzenlenecek çeşitli
etkınliklerle kutlanacak.
Ankara'da 2 aralıkta
Cumhurbaşkanı Süle\man
Demirel. Başbakan
Necmettin Erbakan ve
De\ let Bakanı Ahmet Cemil
Tunç'un açılış konuşmalan
ile başlayacak olan Vakıf
Haftası"nın ilk gününde,
"\akıflann tarıhı misyonu ve
günümüzdeki \akjflar"
konulu bir seminer
düzenlenecek.
Otistikler Kulübü
• İstanbul Haber Servisi -
Otistikler Kulübü.
otistiklerle dünvayı
kaş na$tırma> a devam
edivor. Kulüp, Dünya
Özürlüler Günü ve ikinci
kuruluş \ ıldönümü olan 3
aralıkta düzenlediği birdizi
etkinlikle otistiklenn
sorunlarını dile getirecek.
Toplumsal Araştırmalar
Vakfı'nda düzenlenecek
toplantıda. gönüllü
gençlerin desteğiyle
gerçekle!;tirilen yaz kampı
görüntülerı yer alacak ve
bıınun yararları anlatılacak.
Ağn kesici ve ateş düşürücü etkileri olan ilaç geçen yıl 37 milyon kutu tüketildi
Paracetamol tarbşmasıSAADET l SLLI
Bazı Avrupa ülkelerinde öldürucü etkisi
olduğu gerekçesıyle kısıtlanması istenen
"paracetamoPün ülkemizde, araştınlmış.
ve kanıtlanmış öldürucü etkisinin bulun-
madığı kaydedıldi. Sağlık Bakanlığı Ilaç
\e Eczacıİık Genel Müdürü Kemalettin
Akalın. reçetesiz alınabilen ilacın yasak-
lanmasının mümkün olmadığını \urgular-
ken. Türk Eczacılar Bırliği Başkanı Meh-
met Donıaç da "zararü olabilmesi için aşı-
n kullanılmair" dedi.
Dünvada ağn kesici ve ateş düşürücü et-
kileri nedeniv le en çok başvurulan ilaçlar-
dan biri olan paracetamol. zararlı etkilen ne-
denıvle bazı ülkelerde kısıtlanmak ısteni-
\or. lngiltere'de>ayımlananbirhaberegö-
re yalnızca tngiltere ve Galler'de bıryılda
220 kişinın ölümüne >ol açan ilacın kutu-
lardaki hap sayısının azaltılması istenirken.
ülkemizde bövle bir tehlikenin olmadığı
belirtildi.
200'den fazla ilaçta var
Türkiye'de 200'den fazla ilaçta tek \t\\a
diğermaddelerle kombine halde bulunan pa-
racetamolün, tablet. fitil. damla ve şurup
formlannda kullanıldığı bazı ilaçlann isim-
leri "Aferin, Minoset Plus, Minoset tablet.
Minoset şurup. \ermidon şurup, Babycold
şurup.Griban tablet.Tamol Ped. damla" ola-
rak sıralanıyor. ln.sanların günlük hayatla-
rında en sık başvurduklan ılaçlarda bulu-
nan paracetamolün bugünkü bilgilerin ışı-
ğında yasaklanmasının söz konusu olma-
dığını belirten Kemalettin Akalın. madde-
nin yan etkileri konusunda şu bilaileri \er-
di: '
"Genel olarak gihenli bir ilaçtır. Nadiren
alerjik reaksıŞonlar. deri dökiintiileri \eya
aşırı duvarlılık halleri, nadirolarak mide bu-
larıtısı gö'rülebitir. Ancak. paracetamolün
önerilen dozun üstünde uzun süreli kulla-
nınıı karaciğer \e böbrekler üzerinde tah-
ribata neden olabilir. İlacı, karaciğer \e böb-
rek lonksi\onu bozukJuğu olan kişilerin dok-
tor gözetiminde kullanması gerekir."
Akalın. Dünya Sağlık Örgütü tarafından
yavınlanan temel ilaçlar Iistesinde de bu-
lunan paracetamolün diğer Avrupa ülkele-
rinde kjsıtlanması halinde. ülke koşullan dü-
şünülerek gerekli önlemlerin alınacağını
da söyledi.
Türk Eczacılar Birliği Başkanı Mehmet
Domaç. paracetamolün değişik formlan-
nın Türkiye'de 37 milyon kutu civarında
tüketildiğini söyledi. Türkive'de her iki in-
sandan birinin paracetamol kullandığını be-
lirten Domaç. ülkemizde. araştınlmış \e
kanıtlanmış öldürucü etkisinin bulunma-
dığını kaydetti. Karaciğer üzerindeki za-
rarlı etkisi nedeni> le ilacın bu kişilerdedik-
katli kullanılmasını da ısteyen Ba$kan Do-
maç. "Ancak bir ağn kesici olarak parace-
tamol fazla kullanılıvor diu'meviz. Zararlı
etkilerinin ortaya çıkması için çok fazla kul-
lanılması genekir'"di\e konuştu.
17 yaşında öldü
Yanhş tedavi
yine can aldı
• l .5 yıl önce KTÜ Farabi Hastanesi'ne getirilen
Rize Lisesi ikinci sınıf öğrencisi A.O'ya "çiçek
alerjisi" tanısıyla Depothal iğnesi yapıldı. Genç
kız daha sonra bitkisel yaşama girdi. A.O. tüm
çabalara karşın kurtarılamadı.
AHMET ŞEFİK
ÖMERŞAN
TRABZON/RİZE-Çı-
çek alerjisi tanısıyla ken-
disine yapılan iğne nede-
niyle 4 ay bitkisel hayatta
kalan I7yaşındaki Rizelı
A.O tedav i gördüğü Kara-
denız Teknik Cni\ersitesi
(KTL) Farabi Hastane-
si'nde vaşamını yitirdi.
Genç kızın ailesı. çocukla-
rının "yanlışteşhis veteda-
vi '* sırasında fazla dozda
ilaç \ erilerek öldürüldüğü
iddiasıyla mahkemeye baş-
vurdu.
Yaklaşık birbuçuk yıl ön-
ce rahatsızlanınca KTÜ Fa-
rabi Hastanesi'ne getınlen
Rize Lisesi ikinci sınıf öğ-
rencisi A. O'ya "çiçek aler-
jisi" tanısı konuldu. Genç
kızın teda\ ısinı de Prof.
Dr. Âlı Bakı üstlendı. 24
temmuzda yeniden fena-
laşan A.O. annesı JaleOk-
tay'la hastaneve geldı. Bu-
rada Prof. Dr. Ali Bakı "nın
taümatıyla genç kıza "de-
pothal" iğnesi yapıldı. An-
cak iğnenin yapılmasıyla
fenalaşan A. bir süre son-
ra bitkisel yaşama girdi.
A.O. rüm çabalara karşın
bitkisel yaşamdan kurtu-
lamayınca. babası Hasan
Oktav v e annesı Jale Ok-
tay 4 eylül günü Trabzon
Cumhurivet Başsascılı-
ğı'na baş\ urarak kızlarına
yanlış dozda ilaç venldiği
ıddiasındabulundular. Baş-
vuruyla ilgili soruşturma
sürdürülürken. uzun süre
bitkisel hayatta kalan genç
kız. salı günü yoğun ba-
kımda yaşamını yitirdı.
Kjzlannı yürüyerek has-
taneye gönderdıklenni. an-
cak tabutla çıkardıklarını
belirten Hasan Okta>. kı-
zının komaya gırmesine
v urulan iğnenin neden ol-
duğunuveölümünden Fa-
rabi Hastanesi çalışanlanı-
nın sorumlu olduğunu
söyledi.
Suçlamaları reddeden
Prof. Dr. Ali Bakı hastaya
fazla doz verilmediğini. bu
tür durumlarda y üzde 5 "lik
riskın bulunduğunu genç
kızın ailesine söylediğinı
belirten Bakı. herhangı bır
ihmalin de söz konusu ol-
madığını öne sürdü.
Ren geyiklerinin
'karanlık'
dünyası: Rovaniemi
/±£>U U
Kanada'da LakeLouisvakınlarında>ann başlayacakolan
pümaKa>akŞanıpiyonasınakanlacaksporculârhazıriık-
lannı sürdürüvor. Kule atlama varışına katılacak ABD'li kadın sporcular, yansmanın yapılacağı pisti daha ivi ta-
nımak için bir hafta önce geldikİeri parkurda günierini antrennıan yaparak geçiriyor. (Fotoğraf: REUTERS)
SERPİLGÜNDÜZ
ROVANIEMI - Noel Ba-
ba. kutup çizgısi. 'huskv' kö-
pekleri. rengey ikleri, kar. ka-
vak, soğuk. karanlık. ıssızlık.
Işte Rovaniemi....
Finlandiya'nın üçte birı
Kuzev Kutbu alanına dahil.
Ülkenin bu kısmına Lapiand
yani Lapamo adı \eriliyor.
Bu mevsımde güneş sabah
09.23"te doğuyor 14.40'ta
batıyor.
Lapiand bölgesinde Sami
ırkından insanlaryaşıyor. Sa-,
miceve Fince resmi dil. Hel-
sinki'de resmi bır işi olan bir
Sami için dev let Samice bı-
len bır çev ırmen bulmak zo-
runda.
Bölgenin en önemli gelir
kaynağı geyık. "Insandan
çok geyikyaşar Laponya'da"
diyor Finliler... Finlandiya'da
700 aile. havatlarını geyik
yetiştirerek kazanıyor. Çift-
lik sahibi birailede 3 kişi \a-
şıyorsa biryaşını geçmiş 500
geyik sahibi olması gerekı-
yor. Geyikleri çiftlikte toplu-
yorlar. Öldürülecek geyik-
lerle öldürülmeyecek ge> ik-
ler her yıl seçili>or.
Rovainemi'de sabah gün
doğmadan rengeyiği çiftli-
ğindeyiz. Çiftlik sahibi. kı-
zaklara nasıl bıneceğımizı
anlatıyor. "V'aşlı gey ikler kı-
zaklan zor çekıyor. Oy sa dün-
yanın en güçlü ve koşucu kö-
peklen olan 'huskyierin çift-
liğinde. köpekler koşmak için
çıldırıyorlar. 'Husky'lerin
çektiği kızaklara biri ayakta.
öbürü oturarak ikı kışı bine-
bilıyor. 'Huskj'lenn çıftli-
ğine Safari Club'ın bıze ver-
diği kar gıysileri ile katılı-
\ oruz.
Laponva'da karanlık gün-
ler kuzey ışıklan. parlak yıl-
dızlar sayesinde daha deği-
şik bir görününı kazanıyor.
32 bin nüfuslu Rovanie-
mi'nin en turistık yen Noel
Baba'nın evinin de bulun-
duğu Kutup Çizgisi. Meşa-
leler yanan ikı kulenın ara-
sına ışıklı bir çızgı çekilmiş.
Ayağınızı öteki tarafk atfıgı-
nız anda kutba geçmiş ofu-
yorsunuz. İsteven henkes No-
el Baba ile birlikte fotoğraf
çektırıvor.
Kutup Çizgısi'nde yöre-
nin yemeği geyik eti ve tur-
şu. Gey ık etı. "puolukka'de-
nılen böğürtlen reçelıyle bir-
likte venıvor.
Bölgede çok fazla böğürt-
len yetıştiği ıçın tatlı yine
böğürtlenden yapılmış.
Finliler içe dönük insanlar.
ama Finairın erkek v e kadın
hostesleri de dünyanın en gü-
leryüzlü insanları.
26 v ıldır Fınlandi) a'da ya-
şavan ve ilk gelen Türkler-
den olan Hiilya Kytö Gök-
so> Finlilerı anlatıvor:
fnsanlar içe dönük \ e yal-
nız. Birbıriylekonuşmuyor-
lar. Arkadaş edınmelerı çok
zor Acılannı. kederlerini hiç
kimseyle pavlaşmıyorlar.
"Herkes etrafına bir zırh ge-
çirmiş. içinekimseyialmakis-
temiyor"diye anlatıyor Hül-
ya Hanım. Akrabalar bırbı-
rını tanımıvor. Fınlılerınaı-
leyle birlikte olduklan bir-
kaç gün, ya düğün > a da ölüm
Finlandha harifası Finliie-
re göre elini kaldırmış bir
kadın göriintiisü veri>or.
Kuze> Kutup çizgisinde
göriinen > u\arlak. bö^enin
en ünlü mevvesi Lakka.
günleriymiş. Alkolüvegeyik
etini sevıyorlar.
Kadınlar çok baskın. er-
keklerpasif. Ancak ış haya-
tında kadın ve erkek o kadar
eşit değıl. Erkek daha çok
maaş alıyor.
Fınlandıv a'da karanlık ve
gün ışığı görmemek insan
psıkolojısi üzerinde önemli
hasarlarvaratıyor Öncekiyıl
5-6 av ıçinde ıntıhar edenle-
rin sayısı 500-600.
Evlilıkler de ıvı gıtmıyor
\e vüzde 50si boşanmayla
sonuçlanıyor.
Adana Mimarlar Odası, çevre ödülünü Nehrozoğlu'na verdi
Amasya Valisine 'siviF ödül
A^ EKİNCİ
izmıt'in elde kalan az sa-
yıdaki tarihsel sokaklanndan
kapanca'nm yıkımdan kur-
tarılması. kısa adı İZEYAP
olan tzmit E\ lerinı Yaşatma
Projesi'ni başlattı. Buproie-
nin kentteki diğer tüm tanh.
kültür ve doğa değerlerini ku-
caklaması için de İZEVAP-
DER adlı dayanışma derne-
ği kuruldu. Projeye v e derne-
ğe 1993'ten bu yana destek
veren İstanbul Mimarlar Oda-
sı'nın Galata Gonüllü Öğ-
renciGrubu'nca yayımlanan
Galata Bülteni'nde. "BirKen-
tin Kinılik Arayışı" başlıklı
yazıyı birlikte okuyalım:
"Kentler. kimiiklerini tari-
hi ve kültürel değeri olan çev-
relerden alırlar. Kent kimliği-
nJn teıneli ise kurulduğu yö-
renin özellikjerine uygua sağ-
uklı >e kültürel gelişmeye el-
verişli yapılaşmadır..."
Bu satırlar. bir akademis-
vene y a da kent v e kültür ko-
nusunda uzmanlık birikımi
olan birmimara. şehircıyeait
değil. Yazının üzerinde "Ko-
caeli \ alisi Kemal Nehrozoğ-
lu' imzası var ve izleyen pa-
ragraflarda da şu vurgulama-
Iar yer ahvor:
"...Evet, İzmit 3000 \üük
bir kenttir. Sanayileşme sü-
reci bu kentin kültürel ve do-
ğal birçokdeğeriniyok etmiş-
tir; ama İZEYAP ile günde-
me getirilen sadece bir resto-
rasyon, bir bellek kazandır-
ma değil. nasıl bir yaşam is-
tediğimizin sorgulanmasıdır."
Tarihsel yapıların ve do-
kulann kentler \ e toplum için
bir 'bellek* olduğunu. daha-
sı yine bu 'eski' çevrelerde-
ki ınsancıl mimarinin gele-
ceğın yaşam ortamı için de
'esin kaynağT sayılması ge-
rektığinı. diğer va'lilenmız bir
yana Türkiye'de acaba kaç
'uzman' böylesine özlü dile
getirebilir?..
Nitekim. Türkiye için her
zamankinden çok daha fazla
değer kazanan bu 'kamu yö-
neticisi duyarüüğını* öv güy-
le saptayan Adana Mimar-
lar Odası da I996Mİ1-KÜİ-
• Muğla, Kocaeli ve Amasya'daki valilik
görevleri süresince tarihsel \s kültürel
mirasın korunmasına yönelik uygulamalarda
bulunan Vali Kemal Nehrozoğlu, Adana
Mimarlar Odasf nca her yıl verılen 'Kültürel
Kent Kimliği Ödülü'nü aldı.
tiirelKentKimliğiOdülü'nü lisi Kemal Nehrozoğlu. bır
Kemal Nehrozoğlu'na verır-
ken şu değerlendirmeyı yapı-
yor: "Tarihidokunun korun-
ması ve kültürel kent kimliği-
nin yaşatılması yönündeki
proje ve çabalan kutlamak
iizere her vıl verilen gelenek-
sel ödülümüzü. bu amaçla
önerilen kişi vekurumlar ara-
sında bu yıl AmasyaYaljsi Sa-
yın KemalNehrozoğlu'na tak-
dim ediyoruz..."
Adanalı mimarlannn
Ka-
sım 1996 günü diizçnledıkle-
ri Adana Koruma Sempozvu-
mu'nda işte böy lesı bir ödül-
le kucakladıkları Amasva \a-
önceki Kocaeli Yaliliği (1992-
1996) sırasında sürdürdüğü
tarihsel çevre korumacılığı-
na aslında Muğla \ aliliği dö-
nemındebaşlamıştı.
1980"li yıllann o 'duyarsız'
koşullarında Muğla'ya ata-
nan Nehrozoğlu. dönemin
'tam tersi" bir yerel yönetim
anlay ışı sergileyerek. kısa sü-
rede y öre halkının büyük sev -
gısinı kazandı.
!97
7'lerde başlayan. an-
cak 1980'deki 12 Eylül dar-
besı\ le kesıntiye uğravan ta-
rihsel ve doğa'l SİT uygula-
malarını •valilikvetkilerivle'
e-posta : tan (« vol. com. tr
yeniden başlatan Nehrozoğ-
lu. özel idareye ait kamu bi-
nalarını da Şöresel mimari
çizgilerle' gerçekleştirmek
üzere açtığı "proje yanşma-
lannı' ülke mimariığına arma-
ğan etti.
Bugün kentin simge>i ka-
bul edilen özgün 'Muğla Ba-
rası'nı da yine bir grafik y a-
nşmasıv la kent kültürüne ka-
zandıran Kemal Nehrozoğ-
lu'nun valilik dönemı bıttığin-
de. Muğlalılann "kalnıası için"
binlerce imza topla\ ıp hükü-
mete ilettıklerini anımsıyo-
rum.
Kocaeli'nde 4 >ıl
Nehrozoğlu. I992'den
1996'ya dek sürdürdüğü Ko-
caeli Yaliliği sona erdiğınde
de bu kez İzmit halkının tıp-
kı Muğlalılargibi çok üziil-
düklerıni yerel basın hafta-
larca dile getirdi. Nehrozoğ-
lu. bu 4 yıl içinde de 'İZE-
YAP'ın önderi" olarak ken-
tin unutulmaya yüz tutan ta-
rihsel mırasını yeniden İzmit
halkıy la buluşturmuştu.
Nehrozoğlu henüz üç-dört
avdır Amasya'da olmasına
rağmen. bu 'Şehzade Ken-
ti'nın tarihsel ve kültürel de-
ğerlerini koruma çabalarında
ciddi atıhmlara geçti bıie. Kı-
sa adı YABEP olan Amasya
Yalı Bo\u Ev len Koruma Pro-
jesi, •Yaliliğin desteği ve teş-
\ikialtında' hızla ilerljyor. O
kadar kı artık bır 'koruma
amaçlı imar plaıııv la' bu de-
ğerlerin yaşatılması da ken-
tin imar gündeminde baş kö-
şeye oturmuş durumda...
Kemal NelirozoSlu. bir va-
li olarak. 1980'lerdebaşlat-
tıgı 'HABITATda^ranışını'
da Türkıye'deki diğer kamu
yönetıcılerine örnek olarak
sergıliyor.
Bu nedenle Adanalı mi-
marlann ödülünü. aslında bır-
de'HABITATödülü'iletaç-
landırmak gerek. Bılmem.
bızım şu aözı çok laf eden
HABlTAT'çılarımız. 12 Ey-
lül'ün en karanlık dönemle-
rinde bile toplumu aydınlatan
böylesi bir sı\i) duyarlılığın
farkına varabilirler mi?
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Acı Bir 'Mukayese'
Oilginç mukayeseyi, ilk defa, nerede ve ne za-
man yaptığımı hatıriamıyorum; hatırladığım, be-
ni basbayağı heyecanlandırdığıdır. kafamı bir hay-
li karrştırdığı! 'Sistem'in -özellikle de ABD'nin-
SSCB'ne karşı yürüttüğü 'Soğuk Savaş'ın son
perdesınde; Yeltsin'e, Gorbaçof'a karşı nasıl bir
'rol' oynatılmışsa; Türkiye'ye açılan 'Soğuk Sa-
vaş'ta. Turgut Özal'a, Demirel'e karşı öyle bir rol
oynatılmıştır.
Yeltsin, Gorbaçof'a karşı nasıl bir lider olarak
çıkarılmıştı? Sovyet halklarını, SSCB'nin donuk ve
katı totaliterliğinden kurtaracak, liberal ve demok-
rat, tam anlamıyla 'sivil toplum'cu bir lider olarak
deği! mi? 12 Eylül sonrası yönetiminde. Demi-
rel'in temsil ettıği 'bürokrasi + burjuvazi' oligar-
şisine karşı. Özal da liberal ve demokratik. tam an-
lamıyla 'sivil toplum'cu bir lider olarak çıkanldı. Yett-
sin 'operasyonu'SSCB'nin 'bölünmesi' ve Sov-
yet pazannın' olduğu gibı 'Sistem'in elıne geçme-
siylesonuçlanacaktı. 'Ûzgürlük', İnsan hakları', kı-
sacası'sivil toplum'hasretiyleYeltsin'inkıçınata-
kılan Sovyet aydınları, kısa sürede kendilerini 'Sis-
tem'in 'kuklalan' olarak bulacaklardı.
Türkiye'de 'Soğuk Savaş' tuzağının ne oldu-
ğu artık belli: liberal ve demokrat. 'sivil toplum'cu
Ozal, 'Sistem'e 'Fırat'ın ötesi'ndeki 'Federas-
yon'un sözünü vermişti; Irak bölünecek. Kuzey
Irak'taki Kürtlerle Güneydoğu Türkiye birleştiri-
lip bir 'federasyon' kurulacaktı: olay. Türkiye'nin
çıkanna bir olay gibi konuyor, gerçekte 'üniter
devlet' yapısı aağıtılıyordu. Üzerine böyle eğildi-
niz mi, Körfez Savaşı'nda Özal'ın gösterdiği man-
tıksız aceleciliğin gızli sebebini anlamak çok ko-
laylaşır.
O zaman da. şimdi de 'insan hakları' ve 'sivil
toplum' adına Özal'ın kıçına takılanlar; Yeltsin'in
kıçına takılmış olanlar gibi, neticede 'Sistem'in
'kuklalığını' kabul etmişlerdir.
Anlayana, sivrisinek saz!..
Mesut Yılmazın tamklığı...
Bu mukayese zaman içinde doğrulanmadı mı?
Bırakın Demirel'in 'canhıraş' çığlığını, daha
geçen gün eski Genelkurmay Başkanı. Özal'ın 'fe-
derasyon fiknni, kamuoyunda tartışmaya açmak
istediğini' açıklamadı mı? Daha çarpıcı bir tanık,
Anavatan Partisi'ni Turgut Özal'dan devralmış
olan Mes'ut Yılmaz, (evet. o); DemirePden üç ay
kadar sonra. kelırnesı kelimesine şu saptamayı
yapmış:
"...ben tam beş senedir, Amerika'dan aynı
kokuyu alıyorum. ABD'ye son ziyaretimde da-
ha kesin gördüm ki, ABD Kuzey Irak'ta Türki-
ye'nin Güneydoğusu ile birleşecek bir 'federas-
yon' düşünüyor; yâni Kuzey Irak'ı Türkiye'nin
patronajına vermeyi düşünüyorlar; o zaman bu
işi Türkiye'de canlı tutmalan lâzım..."
"...amerikan gözüyle Türkiye'nin tutumu an-
laşılmaz, çünkü 'federasyon'a Türk devleti de,
Türk halkı da Türkiye'nin bölünmesi gibi bakı-
yor. Amerikalılara göre 'bölünme' değil, o za-
man bunu Türklere anlatmak, Türkiye'nin gün-
demine sokmak lâzım, Türkiye'deki bu önyar-
gıyı silmek lâzım..."
"...bunu ilk defa rahmetli Özal söyledi, 'Fe-
derasyonu tartışalım' dedi, o zaman da biz kar-
şı çıktık..." (Hürriyet. 16 Ağustos 1995)
Hayret doğrusu, ne kadar da Rusya'daki 'so-
ğuk savaş' uygulamasını andınyor? Hatırlayacak-
sınız, Yeltsin'in Sovyet kamuoyunda başlattığı 'tar-
tışma', kısa sürede SSCB'nin 'bölünmesiyle' so-
nuçlanmıştı.
Fakat. 'mukayese'nin zaman içinde 'teyidi' bah-
sinde. bir tanık daha dinletmek niyetindeyim; üs-
telik bu, tamamiyle karşı taraftan bir tanık: İran'ın
Ankara'dakı Büyükelçısi Muhammed Reza Bag-
herî!
Karşı taraftan bir tanık...
Anlaşılan İran'ın da bazı bildikleri var. Çünkü Bag-
herî, bakınız neler söylemiş:
"...Demirel'in 'Batı, Sevres'iistiyor' sözüdoğ-
rudur. Türkiye'yi ve İran'ı bölmek istiyorlar. Bir
süre önce Demirel Çankaya'da haritalar üze-
rinde bize bilgi verdi. Türkiye'den ve Iran'dan
koparmak istedikleri toprak parçalannı göster-
di. Türkiye ve Iran'dan toprak alarak, Kuzey
Irak'ta bir Kürt Devleti kurmak istediklerini be-
lirtti. Biz de dost ülke olarak elimizdeki bilgi-
leri, harita üzerinde Demirel'e sunduk..."
"...İsrâil su istiyor, bölgede daha etkili olmak
istiyor. ABD ve İsrâil, bölgenin iki güçlü ülkesi
Türkiye ve İran'ı zayıflatarak bölgede İsrâil'i
güçlendirmeye çalışıyor. Bu planı uygulamak
için önce Irak'ı böldüler, Kuzey Irak'ta bir Kürt
devleti kurmak istediler; sonra iran'daki ve Tür-
kiye'deki Kürtleri tahrik ederiz diye düşündü-
ler..." (Milliyet, 16 Mayıs 1995)
Sizi bilmem ama, bana her şey yeterince açık ve
aydınlık görünüyor: Türkiye'ye karşı gizli ya da
açık bir 'Soğuk Savaş' sürüp gitmektedir. Anlaşı-
lan odur ki. bu 'soğuk savaş'ın amacı, Sevres Söz-
leşmesi'nde aynen öngörüldüğü üzere 'Fırat'ın Do-
ğusu'nu Türkiye'den koparmak: Iran ve Irak'tan
'kopanlacak' öteki topraklarla birlikte, 'Sistem'in
kontrolündeki Kürtlerin eline vermektir.
lyi de neden? Gerçekten 'Demokrasi' ve 'İnsan
Haklan'ya da 'Kürtlerin kara gözleri' için mi? Hem
niye 'Fırat'ın Doğusu'?
Onu da konuşacağız.
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http"y/www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html