Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 1996 PERŞEMBE
12 HABERLER
Sansüre ortak metin hazırlığı• Hükümet ortaklarının çalışmasında, basındaki tekelleşmeye
engel öngörülürken. "yalan haber ve devlet itibannı zedeleme"
gerekçeleriyle kısıtlamalar da korunuyor.
Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk.
güdümlü basın yaratmakla suçladığı
medya patronlannın. yeni
düzenlemede. birden fazla gazete
sahibi olamayacağını söyledi.
Koalisyon ortaklan. her iki parti
tarafından a\ n ayn hazırlanan v e
tartışmaya neden olan basın
\NKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Basına kısıtlamalar getiren düzenleme
konusunda ortak çalışma yürüten RP ve
DYP'nın hazırladığı rnetinde.
tekelleşmevı engelle\en hükümlerin
yanı sıra "yalan haber ve devlet itibannı
zedeleme" gerekçesiyle öngöriilen
cezalar da \erini koruyor. RP Grup
düzenlemeleri konusunda ortak çalışma
yapmaya başladı. RP Grup
Başkamekili Oğuzhan Asilfürk dün
parlamentoda düzenlediği basın
toplantısında, medya patronlanna
yüklendi. Kişisel sorunlan olmadığını
vurguladığı medya patronlannı
güdümlü basın yaratmakla suçlayan
Asiltürk, "Yeni düzenlemede sermaye
oranlan belirlenecek. Patronların
görüşlerini de aldık. Haklıiık paylan
varsa değerlendirilir" dedi. Basının
kendi içinde otokontrol mekanizmasını
kuramadığının anlaşıldığını öne süren
Asiltürk, basının temiz toplum derken
kendi içindeki kirliliği sorgulamadığını
söyledi. Asiltürk, "Hakaretetvanına
kalsın. bö> le bir yaklaşıma izin
veremeviz. Basın kendi kirliliğini nive
siirmanşetten vermiyor?" diye konuştu.
Tekelleşmenin önlenmesi durumunda
rekabet ortamının doğacağına dikkat
çeken Asiltürk, muhalefetin
düzenlemeye karşı takındığı tutumdan
vazgeçmesinı önerdi. Asiltürk.
"Hükümet adına taslak hazıriayan
De\k't Bakanı Namık Kemal Zeybek'in,
A>dın Doğan'ın akrabası olması size
dokundu mu?" sorusuna. * Bizi
ilgilendirmiyor" karşılığını verdi. DSP
tstanbul Milletvekili Bülent Tanla ıse
"l'zlaşma zorunluluğu ortada.
Konunun tarafları vasayı tartışmalı.
TBMM bu sefer sevirci olmalı. Biz
taraflann uzlaşmasına göre, vasama
görevini yerine getirmeliyiz" dedi.
Prof. Ersan îlal: Basm özgürlüğü, Anayasanın değiştirilmesi sorunudur
Tasan tehdit aracı olacak'ALİ ER
İstanbul Üniversitesi lleteşim ve
Siya^al Bilimler Fakülteleri
öğretim üyesi Prof. Dr. Ersan
îlal. Türkiye'de basın
özgürlüğünün baştan beri çarpık
olduğunu belirtterek. 2.
Abdülhamit'le başlayan bu
çarpıklığın bugün de sürdügünü
söyledi.
Kurulduğu ilk günlerden beri.
basını hedef seçen Refahyol
hükümetininu
sansür">
diye
nitelendirilen yeni basın tasan
konusunda görüşlerini
açıklayan Prof.Dr.Ersan îlal.
1876 Anayasasf nda basının
özgür olduğunu belirtilmesine
karşın. düşünceye ifade
özgürlüğü tanımadığını
anımsattı. Basın tarihi uzmanı
Prof.Dr.Ersan Îlal, şöyle devam
etti: "Matbuat kanun dairesinde
serbesttir diyen 13. nıadde
vardır, ama ifade özgürlüğü
• Türkiye'de basın özgürlüğünün baştan beri çarpık
olduğunu söyleyen îlal. sansürün Abdülhamit'le
başladığını, bugün de sürdügünü söyledi.
îlal, 2. Abdülhamif in, Mithat Paşa'nın hazırladığı
tasandaki özgürlükçü ifadeleri kendi eliyle çizerek
çıkardığını söyledi.
yoktur. Abdülhamit unutkan padişah, Mithat Paşa
adamdır, 31 yıl parlamentoyu tasarısında >er alan ifade
toplamayı unutmuş. bunu da mı hürriyetini kendi el yazısıyla
unutmuş diye baktığımız zaman, çizerek çıkarmış. Tıpkı cemiyet
Tunaya hocamızla gördük ki, kurma hakkı gibi."
Prof.llal. sözkonusu dönemde,
basının yabancılann elinde
bulunduğunu ifade ederek,
"Ahmet Emin Yalman. "her
çalıştığım gazete Ingilizlerden
para aiırdı" diyor. Basiretçi Ali
Efendi, hatıralarında anlahyor
Bismark'tan nasıl matbaa
alındığını falan. Basın
özgürlügii. onlann
propagandasını yapan yabancı
matbuata tanınmıştır ama
Türklerin açıklama özgürlüğü
' H ü k ü m e t m a f y a n ı n y ö n l e n d i r e c e ğ i b a s ı n a r ı y o r
CHPsansürekarşıyürüdüANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Ankara ll
Başkanlığı. hükümetin "yalan
haber, tekelleşme ve devletin
itibannı zedeleme" gerekçesiv le
basina getırmek istediği
kısıtlamaları başkentte
düzenlenen yürüyüşle protesto
etti. CHP Genel Sekreten
Adnan Keskin. hükümetin
hazırladığı tasanvı
değerlendmrken "Bugünkü
hükümet. mafyanın,
cemaatlerin vönlendirdiği bir
basın oluşturmava çalışıvor.
Erbakan'ın hevesi kursağında
kalaeaktır"dedi.
CHP Ankara 11 Başkanlığı
önünden başlayan ve
Güvenpark'a kadar süren
protesto yürüşüne 300 civarında
yurttaşın yanı sıra. CHP
Milletvekili MehmetSevigen \e
Medya-Sen Genel Başkanı
MeteGönültaş katıldı. Partililer,
yürüyÜ!} sira.sında. "Susuriuk
aklanamaz. basın
susturulamaz". "Medyavı
maiyava teslim etmeveceğiz"
"HaberimLa elleme, temiz
toplumu engelleme".
"fcraatlannız toplumu ürküttü,
basın sizi püskiirttü" vazılı
dövizleri taşıdılar.
CHP Genel Sekreteri Adnan
Keskin. Gü\enpark'ta yaptığı
açıklamada. demokratik
rejimlerde "devlet güvenliği"
gibi göreceli değerlendirmelerle
yurttaşlann bilgilenme hakkının
önüne geçılemeyeceğini belirtti.
İktidann, yolsuzluk yapmış,
adam öldürmüş çetelere karşı
mücadele eden basını
susruramayacağtnı vurgulayan
REFAHYOL hükümetinin sansür girişimini protesto eden CHP'liler Ankara İ) Başkanlığı'ndan Güvenpark'a kadar yürüdüler.
Keskin. hükümetlerin,
haklannda çıkan her
volsuzluğun ardından basını
sansür etmeye kalkışmasının
yanlışlığına dikkat çekti. CHP
Ankara 11 Başkanı Haydar
Doğan da basın özgürlüğünün.
tekelleşme ve sansür yasalan ile
ortadan kaldınlmaya
çalışıldığını söyledi. Dogan,
şöyle konuştu:
"Tekellesen basın devleri, diğer
basın kurumlarını >ok etmek
amacıv la baskı, tehdit, haksız
rekabet yollannı kullanmaktan
çekinmiyorlar. Tekellerin
hükümetlerle olan kredi
ilişkileri. yürürlükteki basın
yasası, ceza yasası basın
özgürlüğünün önündeki en
bü>ükengeldir. REFAHYOL
hükümeti yolsuzluklannı
kapatmak için basının sesini
kesmeye çalışıyor. Biz CHP
olarak >akalanan suçlulann
telaşı içinde olan iktidarı
uyarıvoruz. Elveda hukuk,
merhaba kuüuk demeveceğiz."
Türkiye, gazete
sayısında üçüncü\Y\SHINCTON (AA) -
Türkiye"nin günlük gazete
basımında "dünyada üçüncü
ülke" olduğu bildirildi.
ABD'de yapılan biraraştırmaya
göre Hindistan. her gün basılan 2
bın 300 a\rı günlük gazete ile
'dünya birincisi" konumunda
bulunuyor. Hindistan'ı günde 586
avn gazete ile ABD izliyor.
Türkiye "de günde 399 ayn
gazetenin basıldığı belirtilirken
BreziKa'da 373. Alman\a"da 355
\e Rusya'da 399 gazete her gün
pıyasava çıkıyor.
Rusva'nın ardından ise 292 gazete
ile Meksika. 274 gazete ile
Pakistan. 190 gazete ile Arjantın
\e 148 gazete ile de Ispanya
izliyor. Dünyada. günde en çok
gazete satılan ülkelerin başında
ise Hong-Kong bulunuyor. Hong-
Kong'u her bin kişi için 700
gazete ile Liechtenstein. 606
gazete ile Norveç. 576 gazete ile
Japon>a. 519 gazete ile İzlanda.
515 gazete ile Finlandiya. 511
gazete ile tsveç. 510 gazete ile
Makao. 407 gazete ile Güney
Kore ve 400 gazete ile de
Avusturya izliyor. ABD'de her
bin kişi için günde 240 gazete
satılıyor. fngilizce basılarak en
fazla satış yapan gazetenin ise
Ingiltere'de yayımlanan "The
Sun" olduğu bildiriidi. The Sun
her gün 4 milyon 75 bin adet
satı\or. Bu gazeteyi 2.5 milyon ile
İngiliz Daily Mirrorve 1 milyon
90 bin ile >ine İngiliz Daily Mail
izliyor. Amerikan The Wall Street
Journal günde 1 milyon 800 bin.
USA Today ise 1.5 mihon adet
satış vapıyor.
Tasanya dinci destekİstanbul Haber Senisi-
Haklanndaki soruşturmaları
"işbirtiği'' içinde
"çoziimsüzlükk" sonuçlandıran
REFAHYOL iktidan. son
olarak Susurluk'ta ortaya çıkan
de\let-maf>a-aşirrt işbirliğini
gündem dışı bırakjnak için
basina sansür uygulamaya
yönelik yasa tasansına "can
sünidi''gibi sanldı. Şeriat
yanlısı gazeteler. RP'li Şevtet
Kazan'ın \ asa taslağına destek
çıkan \ayınlarını sürdürürken.
"Halka ve Meclis'e çağn"
başlığı altında başlatılan imza
kampanyasını "MedŞa
tröstieri"nin bir yaygarası
olarak nitelediler. Şeriatçı Akit
gazetesi. dünkü "2 patron.
ırgatlan cepheye sürdü" başhklı
haberinde, başlatılan ımza
kampanyasını sert bir dille
eleştirerek, Aydın Doğan ile
Dinç Bilgin'ın kendi
hazırlartıkları kampanya\a
imzalanyla destek
vermediklerini öne sürdü.
Haberde, başlatılan
kampanyanının özünde yalan
haberin cezalandırılmaması
isteminin yattığı belirtildi.
Gazete. birinci sayfasında
verdiği bir baska haberde ise
'gerçek sansürcü'nün Aydın
Doğan olduğu görüşüne \er
\erdi. Söz konusu haberde
Hürriyet gazetesi yazarlanndan
Va\ıız Gökmen"in
Su]tanbe>li'dekj Atarürk
he>kelinin kanuna aykın ve
zorla dikildiğini ilen süren
eleştiri yazısının bizzat patronu
Aydın Doğan tarafından sansür
edildiğı iddia edildi. RP'nin
sözcülüğünü yapan diğer bir
şeriatçı gazetenin köşe vazan
ise imza kampanvasını
"fmzalara baknm. Tümü>1e
>aiama basının kiraianmış
kalemleri denmese de basina el
atan baron ve baroneslerin
bende kalemleri" olarak
değerlendirdi. Aynı gazetenin
bir diğer yazarı da "Batan
Türkiye'nin plazalan" başhklı
köşesinde. "söz konusu
medyaya oldum olası sosyal
demokrat M1
solcular
hâkimdir" dı\erek özetle şu
görüşlere _ver \erdı: "Şunca
zamandır. 'işşızlik. terör.
yolsuzîuk. rüşvet. Türkive
batıvor" diye insanlara kâbus
vaşatanlar maşaliah en parlak
dönemini >aşıyorlar. İkiteili'deki
görkemli plazalarda. en son
teknolojik donanımlaıia bo>
gösteriyorlar. Hele "memleketin
kötü halınden. işsizlikten.
\olsuzluktanbahisle kara
vazüar döktüren köşe
yazarlannın ücretleri müthiş
astronomik. O medyalarda en
sıradan vazann maaşı üçyüz-
beşyüz mihondan başlıyor.
dolar ü/erinden mil\arlan
alanlar da var."
voktur Osmanlı'da" diye
konuştu. Prof. Îlal, RP"nin yeni
taslağında da yabancı
sermayeye yatınm olanağı
tanıyan hükümlerin
bulunduğuna dikkat çekerek
Arap \e Batı sermayesinin basın
sektörüne girmesini çok
tehlikeli bulduğunu söyledi.
Basina ifade özgürlüğü
tanımayan çarpıklığın her
dönemdeki anayasaya ve
yasalara yansıdığını vurgulayan
Ersan Îlal. yasalarda
belirtilen basın
özgürlüğünün bu nedenle
hep içeriksiz birözgürlük
olarak kaldığını söyledi.
Türkiyede." basın hürdür
sansür edilemez"
ifadesinin her yasada yer
aldığını anımsatan Prof.
Îlal sözlerini sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Bu ifadenin başında bir
hüküm \ardır, 1953'teki
basın >asa tasansında da
vardır 1961 tasansında da.
Ama hep çıkanlmıştır.
Nedir o ? Herkesin başında
düşüncelerini açıklama
ö/güriüğü vardır ifadesi.
Bu çıkartılır hep. 61 'deki
tasanndan bunu çıkaranlar
demişlerdi ki: Biz iyimser
yorumla diyeceğiz ki. ifade
özgürlüğü var kabul
edilivor. Vbk kabul edilivor
işte."
Asd sorun Ana\asa
Bugünkü basın özgürlüğü
tarttşraalannm gündemi
saptinîığüiı savunan
Prof.llal."tartışılan yasa
henüz çıkmadı ama Yaşar
Kemal, düşüncesini açıladı
dive cezalandınldı.Peki
şimdi basın özgürlüğü var
mı?" diye sordu.
Prof. tlal. "Refahyol bu
yasayı çıkarırsa tehdit aracı
olarak kullanacak. Kanunu
çıkarsalar dahi
uvgulamazlar. RTl K
yasasını u\ gulayabilhorlar
mı? Tekelleşmev i önlev ici
hükümler var, yasadaİd
açık hükme karşın her
kanahn bir bankası var"
dedi. Basın özgürlüğünün,
başında özgür düşünce
açıklamak demek
olduğunu belirten Ersan
Îlal. Anayasa'nın
düşünceyi suç sayan
maddeleri kaldınlmadan.
basının özgür
olamayacağını söyledi.
Menderes dönemi
Basın tarihimizde sansürün
en şiddetli biçimiyle 1953-
60 yıllan arasında
görüldüğünü savunan Prof
Ersan Îlal. Adnan
Menderes liderliğindeki
Demokrat Parti "nin
iktidann ilk yıllannda
kendisini Cumhunyet Halk
Partisfnin birparmak
solunda gösterdiğini
belirterek şunlan söyledi:
u
1950'den53'edek basın
özgüriüğünü sağlayacak
vasalar çıkaracaklannı
söylediler, cıkardılar da.
Ama 531
ten sonra giderek
baskılar arttı. İş gazetecileri
içeri atmadan öldürmeve
teşebbüse kadar vardı."
Prof.İlal. Menderes
dönemindeki baskılann.
ekonomik yenilgiler,
Küçük Amerika olma
düşünün sona ermesi ve
I957'de yeniden borç
sarmalına girilmesinden
kavnaklandıâını savundu.
ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL
'Suçuıııuz, işe girdikteıı sonra sakatlanmak mı?'
Sorıı: Yüzlerce sakat dev let memurunu ilgilendiren sorunumuzu ak-
tanvorum. Sakat olarak işe giren dev let memuru vüzde 40 ve
daha üzerinde daimi sakathğı varsa ve İS yıl hizmetini dol-
durduğunda. isteği üzerine emekli edilivor. Ben, yüzde 50 ve
sürekli çalışma gücümü ka> bettiğim ve "l5 v ıl hizmetini oldu-
ğu. a\ rıca bir dev let hastanesinden aldığım sağlık kurulu ra-
porunda 'tlgilinin maluliyet derecesi yüzde 50 olup malulen
emekliv e sev ki uygundur' denilmesinerağmen emekli olamı-
vorum. N'edeni ise işe sağlam girdikten sonra sakatlanmanı.
İşe sağlam girip çalıştıklan sırada sakatlananların, bu sakat-
lıkları yüzde 50'nin üstünde de olsa emekli olamazlar denili-
vor. Fiilen görevimi vapamavacağım hevet raporu ilesabitol-
masına rağmen, eınckji olamıvorum. Suçumuz, işe girdikten
sonra sakatlanmak mı? Bu, anayasaya ve hukuka aykın de-
ğilmi? " " ' A.A.
\ANIT: 27 Temmuz 1983 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan "Sa-
katlann Devlet Memurluğuna Alınma Şartlan ile Hangi işlerde Ça-
uştırılacaklan Hakkında YönetmeuVin 4. maddesine göre "Sürekli
olarak çalışma gücünden en az yüzde 40 oranında yoksun olanlar ve
sakatlığın görevini vapmasına engel olmadığı resmi sağlık kurulu ra-
poru ile belgelenenler" Dev let memuru olabilme hakkına sahiptir.
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın. "Emekli aylığı Bağla-
nacak HaÛer" başhklı 39. maddesi uyannca. devlet memuru olan sa-
katlara erken emekli olma hakkı tanınmıştır.
"Sakatlıklan sebebiv le ilgili mevzuat uyannca göreve alınanlardan
en az 15 yıl fiili hizmeti bulunanlara" istekleri üzerine emekli aylığı
bağlanmaktadır.
Göreve sağlıklı olarak girenlerden. görevleri sırasında. her ne ne-
denle olursa olsun bedenlerinde oluşan sakatlıklar >a da vakalandık-
lan iyiieştirilmesi olanaksız hastalıklar yüzünden göre\lerini yapa-
mayacak duruma düşen iştirakçilere (sakat) denilmekte \e fiili hiz-
met süresi 10 yılı tamamlamış olanlara malullük aylığı bağlanmak-
tadır. Yasada, malullük aylığı bağlanabilmesi için belirli biroranda
iş gücü kaybına uğramak (%50-%75) gibi somut birölçü kullanılma-
mış. bu hak. 'görevlerini yapamayacak duruma düşen'denilerek. il-
gililerin yorumuna açık bırakılmıştır.
Sosyal Sigortalar Yasası'ndaki benzer durumlar için > apılacak u\u-
iama, yasanın 'Vaşlılık Avlığından Yararianma Şartlan'na ilişkin 60.
maddesi ile belirlenmiştir.
"Sakatlıklan nedeniyle vergi indiriminden vararlanmava hak ka-
zanmış dunımda olan sigortalılar yaşlan ne olursa olsun, en az 15 vıl-
dan beri sigortalı bulunmak ve en az 3 bin 600 günlük Malullük, Vaş-
lılık ve Ölünı Sigortalan primi ödemiş olmak şartıyla vaşlılık avlığın-
dan vararlanıriar."
Yasanın bu konudaki anlatımı. yoruma yer bırakmayacak kadar
açıktır. Öncelikle, vasalardasakatlıkgibi çokduyarlı birkonuda. ki-
şilenn yorumuna yer bırakmayacak kadar açık hükümlerin yeralma-
sı gereklidir.
Raporaldığınız sağlık kurumu, Emekli Sandığı Yasası'nın 50. mad-
desinde belirlenen sağlık raporıı \ermekleyetkili sağlık kurumlan ara-
sındadır \e raporda 'Malulen emekliye sevki uygundur' denilmekte-
dir. Bubilgilere göre size malullük a\lığıbağlanmasınayasal bir en-
gel olmadığı görüşündeyiz.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Vicdansız Kadın!
Tansu Çiller, Turkıye'den önce demokrat Avrupa'nın
gözünden düştü. Alman "Focus" dergisinde, Gaby Ne-
ujahr imzalı yazıda, Tansu Çiller için, "Vicdansız Kadın'
dendi. "Radikal"\n açıklamasına göre, derginın Çiller için
kuliandığı "stoupe/"sözcüğü. "dolandırıcı, ars/z"anlamı-
na da gelmekte. Dergi Susuriuk olayına değınirken, "Hal-.
kın çoğunluğu Çiller'in de buna bulaştığına inanıyor" di^-
yor.
HaftaJık Fransız dergisi L'evenement Du Jeudi ise, "Çif*
ler'in yolsuzluk ve iktidann çekiciliğine yenik düştüğünü '
yazarak şöyle diyor:
"Çiller politik açıdan sona erme ve Yüce Divan 'a çık'r
ma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. O zaman da sağı bir ke'T
nara bırakıp utanmadan fslamcıları hükümete davet etti
ve yolsuzluk soruşturmalannın unutulması koşuluyla baş»
bakanlık makamını sundu."
Çiller'in en son becerisi, ülkücülerin başı Abdullah Çat^
lı'yı savunmak mı oldu? Bahçelievler cinayetinin planla-
yıcılarından Abdullah Çatlı ıçın DYP grubunda şunlan söyr
ledi: ;
"Abdullah Çatlı 'yı ben tanımam, ancak araştırdım, Tûn-
klye'de kesinleşmiş bir cezası yok. Suçlu olup olmadığı't
nı bilmem. Ancak Allah'ın rahmetine kavuşan herkes AP-
lah'ın adaletine kavuşur. Ve birgenellemeyapmak da /s-
tiyorum. Bu millet uğruna, bu ülke uğruna. devlet uğru*
na kurşun atan da kurşun yiyen de her zaman bizim içir)
saygı ile anılır. Onlar şereflldirler."
Çiller. ana muhalefet partisi başkanı Mesut Yılmaz için
de, "Allah'ın adaletinin tecelli ettiği gûn" diyerek Yıl.-
maz'dan öcünü aldı! Böylece, Alman "Focus" dergisinin
hakkındaki "VicdansızKadın" başlığını haklı mı çıkardı?<
1978 yılında 8 Ekim'i 9 Ekim'e bağlayan gece yansı öl.-
dürülen 7 TİP'li ile ilgili olayı, bugünün gençleri pek bih-
mezler. Çoğu daha doğmamıştı bile. >
7TlP'linin öldürülmesi olayından iki ay önce, Hacı Başr
buğ (Türkeş) Ankara'nin Bançelievleri'nin birdüzene sof
kulması gerektiği yolunda bir açıklama yapmıştı. Bu söz*
lerin ne anlama geldiğini MHP'nın gençlik kollan sayılaıı
"faşolar" değerlendirmekte gecikmediler. Ekim ayının il|
hafta sonu, Behice Boran'ın başında bulunduğu Türki»
ye Işçi Partisi (TİP) bir bolge toplantısı düzenliyordu. TİP'Ü
gençier, Anadolu'nun çeşitli yeriennden gelmişlerdı. Bu yer
di TİP'li genç, Bahçelievler 15. Sokak 56/2 numaralı ev^
de, bir arada arkadaşlannın yanında kalıyorlardı. Öldürü»
len 7 TİP'linin adları şöyleydi: ',
Serdar Arten, Faruk Ersan, Salih Gemenci, Latif
Can, Efraim Ezgin, Osman Nuri Uzunlar, Hürcan Gür-
ses.
Bunlardan Serdar Alten yaralı olarak kurtuldu, saynevin
1
de ameliyat edildi, ifadesini verdi, sekiz gün sonra öldü.
1
Bahçelievler cinayetini arkadaşlanyla biriikte, Abdullah
Çatlı mı planlamıştı? Çatlı, cinayet işlendiği sırada. bir
arabanın içinde evin önünde mi bulunuyordu? Yaralı olan
Serdar Alten, ifadesinde ozetle şöyle diyordu:
"Beni alıp götürdüler. Metalik mavı Chevrolet marka bir
arabaydı. Arabanın içindeki kişıye 'Reıs' diyohardı. Beni
getirdiklerinı söylediler. Reis baktı, eliyle, 'Onu geri götü-
rün' gibisinden işaret etti."
O sırada, kapının önünde cinayeti yöneten "fîe/s"ten
başkası değıldi Abdullah Çatlı! Abdullah Çatlı, 18 yıl mah-
kemelerden kaçınldı. Oyetmiyormuşgibi, bir de Tansu Çil-
ler ile faşolarca aklandı. Aklandığı yetmedi. bir de "ulusal
kahraman"diye nitelendirildi neredeyse. Şerbetçinin tanı-
ğı bozacıydı, onu onurlandırıp yücelttiler. "Tanrı" adını
anıp din sömürüsü yapmaktan da sıkılmadılar.
Genç TlP'lilerden Osman Nuri Uzunlar, evde ütü kor-
donuyla boğularak öldürûlmüştü. Salih Gemenci ile Fa-
ruk Ersan, Eskişehir yolu üzerinde ölü bulundular. Öbûr
dört kişi ise, elleri bağlanıp bir yatağın üzenne oturtuldu-
lar. kurşuna dizildiler. Serdar Alten, kurşuna dizildiği hal-
de, o anda ölmeyenlerdendi. Çatlı'yagötürülüp "Getirdik"
d d i k l i S d ^ A l ^ d i ?
Serdar Alten'in ifade-vetrfikten sonra. ölfjmü üzerine,
Abdullah Çatfı'nın ifadesi alındı. Hem de "Bahçelievlerci-
nayeti" ile ilgili olarak. Chevrolet arabayı 1977 seçimleri
sırasında. "faşolar"yani "ü//a/cü"adtverilengericiler, Ha-
cı Başbuğ'a (Türkeş'e) armağan etmişlerdi, Hacı Başbuğ
da arabayı, "Ülküçü Gençier Oerneği"ne verdi. Bu ara-
banın sahibi de, ÜGD'nin önemli adlanndan Mustafa
Mtt'ti. Bahçelievlercınayetı sırasında, Abdullah Çatlı Mus-
tafa Mit'e gelip arabayı alıyor: bu Mustafa Mit'in ifadesin-
de var; cinayetten bir ay kadar sonra, Çatlı'nın ifadesi
alındığında, Çatlı şunlan söylüyor:
- Evet, arabayı aldım. Muhsin Yazıcıoğlu, Sıvas Ce-
zaevi'nden "tahliye" olacaktı, onu gidip alması için ben
birine verdim. Ancak, kendim Sıvas'a gitmedim. Nevşe-
hir'e gidip geldim. (O sırada, cinayetın işlendiği tarihi söy-
lüyor.j Ben Nevşehir'den döndüğümde, bu Chevrolet
arabayı Ankara 'da, Demirtepe 'de ÜGD'nin genel merke-
zine yakın Güneypark Gazinosu'nun yanında park edil-
miş durumda gördüm...
Faşolar, işledikleri cinayetlerden çoğu yalan ifadelerle
ya da kaçınlarak kurtuldular. Çatlı 18 yıl böyle saklandt.
Onu savunmak, hiç tanımadığı, olaylarını yaşamadığı ci-
nayet sanıklannı övmek Çiller'in konumuna uygun düşür
yor mu, düşmüyor mu? Ah, şimdi Uğur Mumcu olacak
1
tı!
Birokur, 7TlP'linin, Tansu Çiller'in düşünegirmesini dir
ledi.
• • • t
izmit'in eski gezici vaizinin, "başörtülü savunmanlariâ
ilgili" son genelgesinı. Ankara Adalet Yarkurulu (Komis--
yonu) Başkanı Ali Alkan, tüm yargıçlara bilgi, "gereği" için
duyurdu. '.
Son genelgeye göre. yargıçlar başörtülü savunmanla.-
n duruşmalara alıp almama konusunda, kendi yetkilerini
kullanacaklar; yargıda duaışmalar, böylece "arapsaçına1
'
dönecek mi ne? Böylece yargıçlardan kimin tarikatçı ol-
duğu da çıkacak mı ortaya?
Bir ülke battı mı, bir yönden değil, tüm kurumlanyla bir^
den mi batar?
B U L M A C A SEDAT 1AŞAYl\
SOLDAN SAĞA:
1/Hz. Süleyman ile
Saba melikesı Bel-
kıs arasında haber
taşıdığına inanılan
efsane kuşu... Bir 3
nota. II Nazilerin
politikasında Ger-
men ırkından kim-
selere yakıştmlan
ad... Tombul Tey-
ze, Sıska Davı. Ha-
cıağa gibi tiplerin
yaratıcısı olan kari- 8
katürsanatçımız.3/ g
Federico Garcia
Lorca'nınbiroyunu... Sınır
nişanı. 4/K.alıte. 5/Acıba-
dem ağacı... Kirliliği gös-
teren iz. 6/ Doğru >oldan
a>nlma. sapkınlık. 7/Oyun- 3
da cezalı çocuk... Aruz öl- 4
çüsündekısaokunmasıge-
reken birheceyi. kalıba uy-
durmak için uzatma. 8/
Olumsuzluk belirten bir
önek... Mert, kalender \e 8
babacan kimse... Müstah- q
kem yer. 9/ Yemekli eğlen-
ce. ziyafet... Kitap getirmemış peygamber.
YLKARIDAN AŞAĞIYA: " i
V "Bedavadan. hiç çaba harcamadan" anlamında argo söz»-
cük. 2/ Tanmda kullanılan azetlu gübre... Fas'ın başkentij.
3/ Üç ya da daha çok sayıda halat telinden elle örülerek ya-
pılmış kısa ip. 4/ Kumarda ortaya sürülenpara... Bir zaman
birimi. 5/Ürik asidin tuzu ya daesten... Takımlargrubu. kü-
me. 6/Lzaklık i^aretı... Birtopluluktaçalışan insanlann her
biri. 7/Matadorun boğayı şaşırtmak \e yormak için kullan-
dıgı kırmızı kumaş. 8/Olgunlaşmak üzereolan tahıl... Tenis-
te topu rakibin arkasına düşürmeyi amaçlayan \ uruş. 9/Gö|
ve dere kenarlannda yetişen. kökü hekimlikte kullanılan bit
bitki. _ , - ' " '