20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KASIM 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER DBH'ye kapatma tfavası • ANKARA CCumhuriyet Bürosu) - .Aznayasa Mahkemesi, "Vargıtav Cumhuriyet Başsaveılığı'nın Demokratik Barış Hareketi'nin (DBH) ts^patılması istemivle ac/tığı davada yasal pnosedürü başlattı. Davanın bundan sonraki aş-amasında. Yargıtay C<_ımhurivet Bıa^savcı]ığı"na yazı va-zılarak DBH'ye t^bligatta bulunulacak. tranlıların açlık grevi • ANKARA ÖCumhurivet Bürosu) - Birleşmış Mılletler !V1ülteciler Yüksek Hcomiserliâi'nin rSMMYK) kendilerine iTiültecılik sıfatı tanıması i<in başlartıklan ölüm orucunu hastanede sürdüren Iranlı stğınmacılardan biri. bilinç kjaybına uğraması nedeniyle teda\iye alındı. •iŞ- güne gıren ölüm arucunda 6 sığınmacı eylemlerınden vazgeçerek şçkerlı su almaya karar verdi. Ankara H.astanesı"ndeki 8 sığınmacı ıse ölüm orucunu sürdürme karan a|dı. Komisyon Altıneri akladı • ANKARA {Cumhurnet Bürosu)- Ttirkiye Eİektnk Dağıtım AŞ <f EDAŞ) ihaielennde yrılsuzluklar yapılmasına ğjöz yumduğu sa\ ıvla hakkında Meclıs soruşturmasını yürüten T:BMM Soruşturma ^omisyonu. eski Enerji Bakiinı Şınasi Altıner'i akladı. Komisvon üveleri, ihalelerde Altıner'in "^sorumluluğu" olmadıgı yönünde görüşbirliğine vararak. eski bakanın Yüce Divan'a se\kine gerek ıjrlmadığına karar verdi. Mehmet Yamaç yakalandı • ADANA (Cumhuriy** Güney İlleri Bürosu)- Adana'da 25 ekimde Çevik Kuv\et Şube ^lüdürlüğü'ne düzenlenen kombalı intihar saldırısını planlayarak. talimatını \eren PKK terör örgütünün Çukurova bölge sorumlusu Mehmet Yamaç ile bombayı hazırlayan terörist ^Azat" kod adlı Adnan Yalçın . Mersin'de yakalandı. Mehmet Yamaç'ın ıse "Drej Ali" olarak bılinen Ali Yasak'ın yanında 1992 yılında çalıştığı bildirildı. TBKP davası Avrupa'da • STRASBOIRG(AA)- Avrupa Insan Haklan k.omisyonu. Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan Türkiye Birleşik Komünist Partisi'nin tTBKP). Türkiye aleyhine vaptığı başvurunun. Avrupa Insan Haklan l^lahkemesi'nde ğprüşülmesıni kararlaştırdı. Ote yandan. A\rupa Insan Haklan Komisyonu'ndan yapılan yazılı açıklamada. yâzar Haluk Gerger'in. türkiye alevhine yaptığı şikâyet başvurusunun jncelenmeve ahnmasının kararlaştınldığı bildinldi. Aloğlu ve Kamhi kararı yarın • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Grup Yönetim Kurulu. muhalefet partileri tarafından hükümet hakkında verilen gensoru önergelerinin öngörüşmesine katılmayan Istanbul milletvekilleri Jefi Kamhi ile Sedat Aloğlu"nun saMinmasını alırken. karannı yanna bıraktı.. Tezeren'in isyanı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Sahıl Güvenlik K.omutanı Tuğamiral Alper Ç. Tezeren. bağlı hulıınduğu Içişleri Bakanlığı'nın bütçesinin ele alınmasından önce komisyon üyesi milletvekillerine mektup göndererek bütçesinin \etersiz olmasından vakındı. Bütçe \etersizlığının kendısini '"fevkalede üzdüğünü" ifade eden Tuğamiral Tezeren. ellerındeki araç \e gereçlerin >etersizliğinden dolayı istenilen düzeyde aörev vapamadıklarını belirtti Tunceli Valisi, intihar saldırısına ilişkin herhangi bir duyum almadıklarını söyledi BaykaPa suikast senaıyosuYurt Haberleri Servisi - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a Tunceli'de intihar saldırısı vapılacağı yönünde mesajlar içeren ve basına da yansıyan. iki PKK'linin şifreli konuşmalannın btr senaryo olduğu öne sürülüyor. Tunceli Valisi Atıl Uzelgün. iddialan yanıtlarken, "Böyle bir intihar saldırısı yapılacağına ilişkin duyum yoktu. Aslında bu duyum bir eylem planıvdı, bu plan da gerçekleşmedi" dedi. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin ise suikast soruşturmasıyla ilgili kendilerine bir bilgi eelmediöini söyledi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 7-8 kasım tarihlerinde >aptığı gezi sırasında Tunceli'de kendisine intihar saldırısı yapılacağı şeklinde kamuoyuna yapılan açıklamanın. Baykal'ın bölgedeki gıda ambargosunu gündeme getirmesini önlemeve vönelik senaryo olduğu iddia ediliyor. Cumhuriyefe açıklama yapan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir güvenlik yetkılisi, Bavkal'a suikast yapılacağı şeklindeki senaryonun hedefe ulaştığını. bölgedeki gıda ambargosunun gölgede kaldığını öne sürerek şunları söyledi: "Tunceli'de uygulanan gıda ambargosu ve kö\ vakma ile boşaltma olavları. iki yıldır Türkiye kamuo\unun gündeminde. Son olarak insan haklan heyeti ve CHP milletvekillerinin hazırladığı Tunceli raporu \e gazetelerde çıkan haberler. Tunceli'deki yetkilileri bir hayli yıpratmıştı. Bu durumda Deniz Baykal'ın Tunceli gezisi de gıda ambargosu ve köy boşaltmalar üzerine planlanmışh. CHP genel başkanrtla birlikte geziye bütün özel TV ve gazete muhabirleri de katılmışlardı. Hepsi de Tunceli gerçeğini vakından gördü. Deniz Ba\kal da Ankara'\a döndükten sonra bu konuda önemli açıklamalar yapacaktı. Zira Tunceli dışında hiçbir ilimizde gıda ambargosu u\gulanmı\or. Bu nedenle istihbaratçılar. vetkilileri kurtarmak \e gıda ambargosu ile kö\ boşaltmalarını ikinci plana itmek için Ba\ kal'a intihar saldırısı >apılacağı \olundaki bir düzmece senar>o>u CHP liderine ilettiler. Böylece gıda ambargosu gündemden düşerek intihar saldırısı gündeme girdi." Yetkiliye göre polısin iddialarla ilgili şu ana kadar bir tek kişiyi gözaltına almaması olayın senaryo olduğuna ilişkin sa\ ları güçlendirdi. Baykal'a suikast yapılacağı iddiası Tuncelılilenn kafasında da soru işareti varattı. \öre halkı. gıda ambargosunun "suikast senaryosunun gölgesinde kaldığından" yakını\or. Tunceli Yalisi Atıl Uzelgün. Bavkal'a suikast olavının senarvo oldııcu şeklindeki iddialan yanıtlarken şö\le dedi: "Böyle bir intihar saldırısı \apüacağına ilişkin bir duyum \oktu. Bu. net ve gerçek de değildi. Aslında duyum bir eylem planıvdı. Bu plan gerçekleşmedi, vuku bulmadı. Gözaltında da kinıse voL Sözü edilen kadın bizim rutin aramalanmızda ortava çıkan biridir. O kadını o gün bulmuştuk. Ama saldırı yapacağı doğru değil. St'nano iddiası bilemiyorum nereden çıktı. Ciddi de\ let anla> ışı> la nasıl bağdaşır?" CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin ise CHP liderine yönelik saldın iddialanyla ilgili soruşturma vapılıp vapılmadığına ilişkin kendilerine bılgi gelmediğine dikkat çekerek. "\ali bize PKK'filerin konuşmalannı içeren dosya>ı sunduğunda çok tedirgindi. Ortada telsiz konuşmaları \ar" dedi. ANAP lideri Köske cıktı Yılmaz bilgileri Demirel'e verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dev letın gücü kul- Ianılarak vapılan kirli ışlerin söz konusu olduğunu ve elin- de buna ilişkin birtakım bel- ge ve bilgiler bulunduğunu söyleyen ANAP Genel Baş- kanı Mesut \ ılmaz. dün Cumhurbaşkanı Sülevman Demireile görüştü. Yılmaz. görüşmeden son- ra. Susurluk'ta meydana ge- len kazanın ardından kendisi- ne intikal eden tüm bilgileri Cumhurbaşkanfna ılettiğini belirterek. "TakdirCumhur- başkanı'nındır" dc(Jı Demi- rel ise "Kendisine. bunları tetkik. tahkik \e gereğinin ya- pılnıası için hükümete intikal ettireceğimi söjledim" açık- lamasını yaptı. Yılmaz. Cumhurbaşka- nına yaptığı değerlendirme- de. önce TBMM Araştırma Komısyonu çalışmalanyla konunun gündemde tutulaca- ğını. ardından da olayın çö- zülmesı için özel bir düzen- leme yapılmasına çalışacağı- nı söyledi. Yılmaz. dün partisinin başkanlık divanı toplantısın- dan sonra yaptığı açıklama- da. Susurluk'takı kaza ile il- gili olarak yanıtlanması ge- reken çok sayıda soru bulun- duğunu ıfade ettı. Yılmaz. bu konuda kendilerini en fazla rahatsız eden şev in Başbakan Necmettin Erbakan'ın. olay hiçkendisıni ilgılendirmıvor- muş ve sorumluluğu yokmuş gibi suskun. sessiz ve kayıt- sız kalması olduğunu sövle- di. Yılmaz. Erbakanın. Su- surluk'takı kaza öncesinde basına yansıyan MtT raporu ile ilgili bir araştırma yaptır- mamasını eleştirdi. Göre\e davet Susurluk'takı olayın Içiş- leri Bakanı'nın ıstifasıylage- çiştirilecek bır olay olmadığı- nı savunan Yılmaz. başta Başbakan olmak üzere her- kesi görev e dav et ettiğini söy- ledi. Son günlerde olavın gündemden düşürülmesi için bir çaba harcandığını savu- nan Yılmaz. basını buna alet olmamaya çağırdı. Yılmaz. gazetecilerin so- rularını yanıtlarken de elin- deki belge ve bilgileri ne za- man kamuoyuna açıklayaca- ğına ilişin bir soru üzerine. "Mecbur muvum sövleme- ye?" dedi. Elındeki belge ve bilgılerin zaten dev lette mev - cut olan belge ve bilgiler ol- duğunu kaydeden Yılmaz. "Devlet, eger kendi içindeki bilgileri almak için bana mü- racaat ederse, ben gayet tabii ki bunlan \ermekten imtina etmem" diye konuştu. Yılmaz. mevcut vöntem- lerle yapılacak araştırmalar- dan sonuç alınabıleceğinden çok ciddi kuşkusu bulundu- ğunu belirterek. siyasi parti- lerin ıradelerini açıkçaortaya koymalarından sonra araştır- ma için özel bir yasa çıkan- labileceğini sövledi. BaşkaniıkDıvanı'nın bası- na kapalı bölümünde de üye- ler Yılmaz'a. ""Elimde bilgi ve belgeler v ar" dediniz. Bun- lar nelerdir? Biz hiçbir şe\ bil- miyoruz. Bu açıklamalarınız partimizi zor durumda bıra- kıyor. partiye zarar veriyor" dedıler. Bunun üzerine Yıl- maz. başbakanlığı dönemın- de Söylemez çetesıyle ilgili olarak ıkısı emnıyet. ıkısi mülkıye müfettişinden olû- şan grubun hazırladığı rapor ile diğer bazı istihbarı bilgi- ler bulunduğunu söyledi. Köşk'e çıktı Yılmaz. dün akşam saatle- rinde de Cunıhurbaşkanlığı Köşkü'ne çıktı. Yılmaz. 50 dakika süren görüşmeden sonra yaptığı açıklamada. " Yaphğımız görüşmede bana intikal eden bütün bilgileri Cumhurbaşkanfna intikal ettirdim. Bundan sonra tak- dir tamamen kendilerinin- dir" dedi. Birtakım insanlann devle- tin menfaatlerini koruvorgö- rüntüsü altında devlet gücü kullanarak kırlı ışlere kanş- malarına seyırcı kalamaya- caklarını bildıren Yılmaz. bır soru üzerine Cumhurbaşka- nı'ndan yetkisinde olan me- kanızmaları çalıştırmasını ta- lep ettiğini söyledi. Demirel de ^ı'ılmaz'la gö- rüşmesinin ardından yaptığı yazılı açıklamada şöv le dedi: "Ziyaretime gelen anamu- halefet partisi genel başkanı Mesut Yılmaz. bana son gün- lerde kamuoyunu meşgul c- den olav larla ilgili bazı bilgi- leri verdi. Kendisine. bunları tetkik. tahkik ve gereğinin ya- pılması için hükümete intikal ettireceğimi söyledim." Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, C rdiin Kralı Hüseyin ve Kraliçe Nur ile görüştü. (Fotoğraf: REUTERS) Terörekarşı işbirliği Çiller, iki kez ertelediği Ürdün ziyaretini gerçekleştirdikten sonra dün yurda döndü LALE SARIİBRAHİ.MOĞLl AMMAN - Ürdün'ün. Müslüman Kardeşler adlı terör örgütünün Tür- kiye de faalıvet gösterdiğıni savun- duğu ve Başbakan Necmettin Erba- kanile "teröristörgüttanımındaav- rıdüşündüklerini" belırttiğı öğrenıl- di. Türkiye ve Ürdün. Ortadoğu'da Güvenlik ve İşbirliği Örgütü'nü (OGİT) uvgulamaya koyarak birlik- te öncü roj oynamayı kararlaştırdılar. Türkıve, Ürdün'e Manavgat suyunu satmayı önenrken bu ülkenin Fırat ve Dicle sularının Ortadoğu'dakı su sı- kıntısının gıderilmesinde Anka- ra"dan rol beklediği ortava çıktı. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yar- dımcısı Tansu Çiller. Kuzev Irak'ta- ki gelişmeler nedeniyle iki kez erte- lediği Ürdün zivaretini gerçekleştir- dikten sonra dün Türkiye'ye döndü. Çiller. dün Ürdün Başbakanı. Sa- vunma ve Dışişleri Bakanı Abdül Kerim Kabariti ile görüşmesinden sonra bir basın toplantısı da düzen- ledi. Çiller. Türkiye ve Ürdün'ün terö- re karşı işbirliği yapması. bu ülkeye Manav gat su\ u satılması. ekonomik işbirliğinıngeliştirılmesi vesavunma sanayiinde işbirliği için komite oluş- turulması konusunda görüş birliğine vardıklannı bıldirdi. Müslüman Kardeşler piirüzü Teröre karşı uluslararasi platform- larda Türkiye'ye tam destek veren Ürdün. RP'nın Müslüman Kardeş- ler örgütüne sıcak bakmasından ya- kındı. Çiller'in Ürdünde bir arava geldiğı Kral Hüseyin ve dığer vetkı- lılerin, bu konuv u gündeme getırdik- lerı öğrenıldi. Ürdün'ün. Çıller'e. Müslüman Kardeşler örgütünün Türkiye'de faaliyet gösterdığini ve ülkesinde vıkıcı t'aalivetlerde bulu- nan bu örgüte RP'nin sıcak bakma- sından duvduğu rahatsızlığı dile ge- tirdıği belırtıldı. Ürdün'ün. RP'nın terör örgütlerı- ne ilişkin vaklaşımını sorgulamakla beraber. terör örgütü PKK'ye destek veren Suriye konusundaki teşhisleri- nin Türkiye ile aynı olduğunu belir- terek Ankara'ya teröre karşı işbirli- ğini sürdürecekleri güvencesi verdi- ği de kaydedildi. Diplomatik kay- naklar. öneeki gün akşam vapılan baş başa görüşmede Ürdün Kralı Hüse- >in'invönelttıği.u D8ileErbakan'ın kafasında ne v ar" sorusu üzerıneÇil- ler'in. "diniMoklaşmaohnadığı" gü- vencesi verdiğini aktardılar. Çiller. Ürdün'ün başkentı Am- man'dan aynlmadan önce düzenledi- ği basın toplantısında. Kral Hüse- v in'ın Ortadoğu güvenliğine verdiği öneme değinerek ilk kez Türkiye'nin 1988 yılında ortaya attığı OĞİTin canlandırılması kararı aldıklarını da bıldirdi.Ürdün Kralı Hüseyin de OGİT ıçın bir bölgesel işbirliği mer- kezi kurulmasını önerdi. Su pazarüğı karışık Çiller'in. Manavgat suyunun Ür- dün'e satılması konusunda karar al- dıklarını bildirmesıne karşın Ürdün tarafının. su konusunda satın almak- tan çok. Fırat ve Dicle sularının Or- tadoğu'da bölgesel sularda yaşanan kıtlığa katkıda bulunması arav ışında olduğuna dikkat çekildı. Çiller bu konudakı bir soru üzenne. Ürdün'ün de Türkiye gibi bölge sulannın bi- limselbiraraştırmayapılarakgerek- sinimlerin belirlenmesi politikasını izlediğini sö\ledi. Savunma Sanayı Müsteşar Yekilı Yalçın Burçak. dün Ürdün Genelkur- ma\ Başkanı ile görüştü. Burçak. ga- zetecilere yaptığı açıklamada. Ur- dünlü pilotlann Türkiye'de Ingilizce eğitım göreceklerini ve Ürdün'e ait F-5'lerin Türkive'de modernize edilebileceğinı açıkladı. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin " planet.com.tr Okuldaöğretmenin iskemle- sine raptiye koymuşluğunuz var mı hiç? Peki raptiye konmuş bir is- kemleye oturmuşluğunuz? Bu satırların yazarı ikişini de becermiş bir enayidir. Öğret- menin iskemlesine raptiye koy- du; öğretmen gecikince sınıf mümessilliğini ciddiye alıp öğ- retmene vekâlet etmeye kalktı ve kendi koyduğu raptiyenin üstüne oturdu. Yani raptiye acısını iyi bilir... Şanar Yurdatapan'ın tahli- yesini öğrenir öğrenmez de o acıyı anımsadı. Ne ilgisi var demeyin? Bilen bilir. Şanar Yurdatapan bizlerin raptiyesidir. Hiç beklemediğiniz bir anda batar. Rahatınızın canına okur. Canınızı acıtır. Sizi göreve ça- ğırır. Gününüzü berbat eder. Tatillere yüreğinizin biryerlerin- de yuva yapmış "suçluluk duy- gusu" ile çıkmanıza yol açar. Tam siz gazetecilik mesleğinin fiyakasını yaşayacaKken ya kendi çıkagelir ya bir faksı ya datelefonu... Yazmanız, haber- leştirmeniz gereken bir dizi in- san hakkı hacamatı, demokra- si kasaplığı, hukuk ufalamasını Raptiye Tahliye Oldu...masanızın üstüne serer ve yü- zünüze bakıp "Haydi bakalım. Yap işini" der. Şerrinden yılıp iki satır kara- larsınız, "Hiç olmazsa bugün- lük savuşturdum şu herifi" di- ye düşünürsünüz. Ve fena halde yanılırsınız. Bu kez de ya sizi Istanbul DGM'deki bir duruşmaya da- yanışma amacıyla katılmaya çağırmaktadır ya da bir "dü- şünce suçu"na katılmaya. Böylece "suçlular"m sayısını arttırarak suçu bir demokratik direnişe dönüştürme çabasın- dadır. Bunlar da yetmezse ga- ranti sizi insan hakkı ihlallerini gözlemlemek üzere uzak ya da yakın bir geziye zorlamaktadır. Birkaç haftadır bayağı rahat- tık. Ankara Merkez Ceza ve Tu- tukevi'nin kapılarının ardınday- dı. Fakslarının sayısı çok ciddi ölçüde azalmıştı. Telefon ede- miyordu. Bizi bir yerlere çağıra- mıyordu. Istanbul DGM'nin bahçesine yeniden sükûnet gelmişti. 0nun yokluğunu fır- sat bilip kaçamak tatiller bile yapmış, "Benisonbaharöptü" filan diye keyifli ve tehlikesiz yazılar döktürmüştük. Gerçi içeride de pek durdu- ğu söylenemez. Önce Radikal gazetesinde birkaç gün süren "tutuklanma öyküsünü" ya- yımlamıştı. Okuyuculardan "Ay ne kadar keyifli, ne kadar gü- zel yazmış!" diye tepkiler din- lemiş, çaktırmadan kıskanmış- tık. Ardından, cezaevinde ranza- sına iyice yerleştikten sonra faks saldırısına başladı. Örne- ğin Ankara Merkez Ceza- evi'nde 18 yıla mahkûm, on yıl- dır içeride yatan, bağırsak kan- serine yakalanmış, Reşit Kay- nar'ı anlattı. Kaynar-bilmediği- miz ve bilmemiz de gerekme- yen- bir eyleminden dolayı 18 yıla mahkûm edilmiş bir "yurt- taşımız"d\. Yani kaç yıl hapis yatmasını belirleyen yasalar kadar. hapishanede hangi ko- şullardatutulabileceğini de be- lirleyen yasaların egemen ol- duğu Türkiye Cumhuriyeti'nin bir yurttaşı. Göstermelik olarak arada bir hastaneye götürülü- yordu, ama tedavi edilmiyor- du. Şimdi de, şu anda tedavi edilmiyor. "Kanserde erken teşhis hayat kurtarır" afişlerini bastırıp duvarlara astıran Tür- kiye Cumhuriyeti devletinde, kansere yakalanmış bir yurtta- şın tedavisi bilerek isteyerek engelleniyor ve suçlular, suç- larını işlemeye pervasızca de- vam edebiliyor. ••• Bizim "raptiye"nin yolu o ce- zaevine düşmeseydi, ölüme değil, 18 yıla mahkûm edilmiş, ama ağır ağır idam edilen bir yurttaşımızın durumunu bilme- yecek. yemekte lokmalar bo- ğazımızadizilmeyecek, sonba- harla öpüşürken yüreğimizde bir yerler sancımayacaktı. Yani küçük mutluluklarımızla sonra mafyalarımızla, çeteleri- mizle. aşiretlerimizle. hatta Tansu Çiller'le filan, rahat ra- hat yaşayıp gidecektik. Öyle olmadı. Şimdi hepimiz (bu yazıyı okuyan sizlerde), An- kara'da 35 yaşında bir yurtta- şımızın devlet zoru ve gücüyle ölüme yolcu edildiğini biliyor- sunuz. Hepsi, ama hepsi bu Şanar Yurdatapan yüzünden. O yüzden tutuklanmasını kimselere çaktırmadan keyifle karşılamış. bir süre rahat ede- ceğimiz umuduna kapılmıştık. Olmadı. Koskoca devlet. bir Şanar Yurdatapan'ı biletutma- yı beceremedi. Yeniden aramı- za saldı. Şu ölümlü dünyada bir rahat soluk almayı bile bize çok gördü. Aman, bu günlerde iskemle- ye oturmadan iyice bir bakın. Bakarsınızbiryerinize(örneğin rahatınıza) raptiye batar. Canı- nız acımasa bile sıkılır. Durup dururken bir dizi tatsız tuzsuz, adına "yurttaşlık ödevleri" de- nen iş yapmak zorunda kalırsı- nız. Bana gelince, bu "Tırmık"\ bitirdikten sonra yönetime çı- kıp gelecek yıla mahsuben ba- na izin verip veremeyecekleri- ni soracağım. Bakarsınız izin- deyken aklı başında bir DGM savcısı yapması gerekeni ya- par. O zaman iznimi yarıda ke- sip görevimin basına dönmeye şimdiden söz veriyorum... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİIVKAYA 1yi ki Medya Var!./ Şükrü Karatepeyıllarönce izmır'de 'AkevlerKo- operatifi'nde Süleyman Karagülle yle birlikte baş- ladığı 'yuva yapmak' ilişkilerini. RP'den belediye başkanı seçilerek noktaladı... izmirDokuz Eylül Üniversitesi Iktisadi BilimlerFa- kültesi'nin makine mühendisliği bölümünde küme- lenen sanayici ve işadamlarına 'proje üretip satan' grubun tek amacı şuydu: 'Siyaset yapmak...' Bu grubu Izmir'de toplayan, o yıllar politikaya atıl- mayan Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli'ydi. Aynı grup- ta Prof. Dr. Hira Karagülle. Arif Ersoy (RP Çorum Belediye Başkanı) ve diğerleri, 'ticaret-şeriat' ilişki- sini 'bır tarikat şeyhi'n'ın yanında sürdürüyorlardı... Akevler Kooperatif Başkanı Süleyman Karagülle, Fehmi Koru'nun kayınpederiydi. Karagülle makine mühendisiydi ve Kestane Pazan'ndabaşlayan 'Nur- culuk' hareketini o yıllar tanınmayan hoca efendi yürütüyordu. Yapılan toplantılarda amaç aynıydı: Türk Silahlı Kuvvetlen'nde etkinlik kazanmak... Nasıl olsa ımam-hatip okullarından mezun olan- lar harp okullarına alınmayacaktı. Refah Partisi'nin yavaş yavaş palazlandığı imam-hatıpler onlara bı- rakılmalıydı. O zaman?.. Özel okulların, dershanelerin ve yurt- ların açılmasına hız verilmeli, Türkiye'de ekonomik örgütlenme de sağlanmalıydı. Kadro, 1982'de Kenan Evren'ı destekledi. Ana- yasa oylamasından önce Turgut Özal, aranan ve bir türlü yakalanmayan lidere söz verdi: "Anayasa oylamasında cemaatıniz 'evet' oyu kul- lansın, ne orduda 'irtica' operasyonu yapılacak ne de sıze dokunulacak..." Lider "Evet" deyince kıyamet koptu ve 'Nurcular' ikiye ayrıldı. Mehmet Kutlular (Yeni Asya grubu) karşı tarafı 'hain' olarak ilan etti ve bir toplantıda "Bunlarla ileride görüşeceğiz" dedi. Çünkü, Yeni Asya grubu Süleyman Demirel'in yanındaydı... • • • Nurcu grup anayasa oylamasında Kenan Evren cuntasını, 1983 genel seçimlerinde ANAP'ı destek- lemişti... 1986, 'tarikat şeyhleri'rim ve RP'nin kazançlı çık- tığı dönemdi. Kurban derısi toplama işi Türk Hava Kurumu dışında vakıflara da verilince 'şeriatçı vakıf- lar' trilyonları kasalarına ındiımeye başladı. Acaba o yıllar ve daha düne dek "Iyı kı medya var" diyenler neredeydi? Refah Partisi, DYP'yle ortaklık kurunca mı şeriatçı yükselış başladı? Zaman gazetesı yazarı Fehmi Koru, Başbakan Necmettin Erbakan'ın ağzından ne yazmıştı: "Bu yıl, Anıtkabır'de buluşalım davetlerı yapılma- ya başlandı. Apaçık birprovokasyon bu. Adalet Ba- kanımız konu üzerınde duruyor..." Aynı Fehmi Koru, Zaman gazetesinde bakın ne- ler yazdı birkaç yıl önce: "... mağazasından alışveriş yaptım. Atatürk'ün resmi bulunan broşürler dağıttıklannı gördüm. De- mek kı bizim paralarımız kurşun olarak geriye dö- nüyor..." Türkiye'de 'şeriatçı güçler' 73 yıldır Mustafa Ke- mal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu laik, demok- ratik cumhuriyeti yıkmak için uğraşıyorlar... Nasıl yıkılacak laik, demokratik cumhuriyet? Türk Silahlı Kuvvetleri'nde örgütlenerek... Çünkü en kolay yol budur... 1986-87 yıllarında Yeni Asya grubundan aynlan 'Nurcular' sahte sağlık raporlarıyla askerı liselere öğrenci soktu. Ancak, bir süre sonra durum ortaya çıktı. Askeri liselerde bir dizi operasyon yapıldı, bir vakfın yöneticilerı DGM'de yargılandı. Askeri liseler- den atılan 'şeriatçı öğrenciler' ise dönemin başba- kanı tarafından Anadolu liselerine alındı. Neden mı? Çünkü Turgut Özal'ın tarikat şeyhine 'diyet' bor- cu vardı... Şimdi soruyorum; Fehmi mi daha dürüsttür, yok- sa Başbakan Erbakan mı? Şimdi soruyorum; Şük- rü Karatepe mi daha dürüsttür. Fehmi mi? Şimdi so- ruyorum; sabah akşam Atatürk'e küfreden takkesiz liboşlar mı. numaracı cumhuriyetçiler mi daha dü- rüsttür yoksa RP'Iİ Hasan Hüseyin Ceylan mı? Şimdi soruyorum; askeri liselerde. poliste örgütlen- meye çalışan tarikat şeyhlerıni koruyup sonra da 'Harp okullarına sızma planı' manşetini atanlar mı daha dürüsttür, yoksa RP'Iİ Abdullah Gül mü? Şeriatçıları, ırkçıları. numaracı cumhuriyetçileri te- levizyonlarına, gazetelerine konuk edenlerdır bugün ülkeyi bu konuma getirenler... • • • 'İyi ki medya var...' Daha doğrusu 'medya'da dürüst, onurlu, insan haklanna saygılı, Sevr yerine Lozan'ı, üniter devle- ti savunan yürekli. yiğit gazeteciler, yazarlar sayıla- rı az olmasına karşın var... Ne yazık ki, akıllan bir kanş havada olanlann sa- yısı daha fazla... Onun için RP'lilere ne kızın ne de öfkelenin... En azından 'ö/tü/ü'değiller... Önce medyaya bakın... Gazete sayfalarında "Gerdan Atatürkçülüğü" de- yip Mustafa Kemal'e ve laik cumhuriyete düşman olan sözüm ona çağdaş(!) yazarlara, her gün "Fa- şist Kemalist devlet" diye haykıran yobaz karikatü- ristlere bakın... 73 yıl önce Mustafa Kemal ve arkadaşları demok- rasinin temellerini atarken 'tam bağımsızlığın' da il- kelerini koydular... Sonra ne oldu? Onu da 1950den bugüne dek ülkeyi yöneten sağ- cı. gerici, ırkçı siyasi iktidarlara sorun... Siz bir kısım 'medya bülbülleri', yüzünüz 'manda gönü'nden değilse biraz da utanın... Sadece kimi Aczmendilere, RP'Iİ belediye baş- kanlarına gösterdiğiniz tepkiyi, sıkıysa biraz da as- keri liselerde, harp okullarında, polis kolejlerinde, polisakademilerindeörgütlenen 'tarikatbaronlan'na gösterin... Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (o Planet.com. TR Pir Svıltaıı Abdal Derneği Bornova Şubesi kapatüdı İZMİR/ANKARA (Cumhuriyet) - Pir Sultan Abdal Derneği Bornova Şubesi. küçük yaşta çocuklann bulun- duğu iddiasıyla Bornova Kaymakamlığı tarafından 15 gün süre>le kapatıldı. Kapatma kararı. Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Eşgüdüm Komitesi'nce tepkiyle karşılandı. Pir Sultan Abdal Dernekleri Eşgüdüm Komitesi Dönem Sözcüsü Ali RızaTekin. uygulamanın. dernek yöneticilerine göz- dağı verme amacına yönelik olduğunu belirtti. Bu arada Pir Sultan Abdal Kültür Derneği hakkında Ankara Şubesi nin 2. Olağan Genel Kurulu'nda "mez- hep farklılığı" yaratacak konuşmalara göz >umularak DerneklerYasası'na muhalefet edildiğigerekçesiyleaçı- lan kapatma davası reddedildi. Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülcn davanın dünkü duruşmasında savcı. beraat kararı verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle