Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KASIM 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DBH'ye kapatma
tfavası
• ANKARA
CCumhuriyet Bürosu) -
.Aznayasa Mahkemesi,
"Vargıtav Cumhuriyet
Başsaveılığı'nın
Demokratik Barış
Hareketi'nin (DBH)
ts^patılması istemivle
ac/tığı davada yasal
pnosedürü başlattı.
Davanın bundan sonraki
aş-amasında. Yargıtay
C<_ımhurivet
Bıa^savcı]ığı"na yazı
va-zılarak DBH'ye
t^bligatta bulunulacak.
tranlıların açlık
grevi
• ANKARA
ÖCumhurivet Bürosu) -
Birleşmış Mılletler
!V1ülteciler Yüksek
Hcomiserliâi'nin
rSMMYK) kendilerine
iTiültecılik sıfatı tanıması
i<in başlartıklan ölüm
orucunu hastanede
sürdüren Iranlı
stğınmacılardan biri. bilinç
kjaybına uğraması
nedeniyle teda\iye alındı.
•iŞ- güne gıren ölüm
arucunda 6 sığınmacı
eylemlerınden vazgeçerek
şçkerlı su almaya karar
verdi. Ankara
H.astanesı"ndeki 8
sığınmacı ıse ölüm
orucunu sürdürme karan
a|dı.
Komisyon
Altıneri akladı
• ANKARA
{Cumhurnet Bürosu)-
Ttirkiye Eİektnk Dağıtım
AŞ <f EDAŞ) ihaielennde
yrılsuzluklar yapılmasına
ğjöz yumduğu sa\ ıvla
hakkında Meclıs
soruşturmasını yürüten
T:BMM Soruşturma
^omisyonu. eski Enerji
Bakiinı Şınasi Altıner'i
akladı. Komisvon üveleri,
ihalelerde Altıner'in
"^sorumluluğu" olmadıgı
yönünde görüşbirliğine
vararak. eski bakanın Yüce
Divan'a se\kine gerek
ıjrlmadığına karar verdi.
Mehmet Yamaç
yakalandı
• ADANA (Cumhuriy**
Güney İlleri Bürosu)-
Adana'da 25 ekimde Çevik
Kuv\et Şube
^lüdürlüğü'ne düzenlenen
kombalı intihar saldırısını
planlayarak. talimatını
\eren PKK terör örgütünün
Çukurova bölge sorumlusu
Mehmet Yamaç ile
bombayı hazırlayan terörist
^Azat" kod adlı Adnan
Yalçın . Mersin'de
yakalandı. Mehmet
Yamaç'ın ıse "Drej Ali"
olarak bılinen Ali Yasak'ın
yanında 1992 yılında
çalıştığı bildirildı.
TBKP davası
Avrupa'da
• STRASBOIRG(AA)-
Avrupa Insan Haklan
k.omisyonu. Anayasa
Mahkemesi tarafından
kapatılan Türkiye Birleşik
Komünist Partisi'nin
tTBKP). Türkiye aleyhine
vaptığı başvurunun.
Avrupa Insan Haklan
l^lahkemesi'nde
ğprüşülmesıni kararlaştırdı.
Ote yandan. A\rupa Insan
Haklan Komisyonu'ndan
yapılan yazılı açıklamada.
yâzar Haluk Gerger'in.
türkiye alevhine yaptığı
şikâyet başvurusunun
jncelenmeve ahnmasının
kararlaştınldığı bildinldi.
Aloğlu ve Kamhi
kararı yarın
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Grup Yönetim
Kurulu. muhalefet partileri
tarafından hükümet
hakkında verilen gensoru
önergelerinin
öngörüşmesine katılmayan
Istanbul milletvekilleri Jefi
Kamhi ile Sedat Aloğlu"nun
saMinmasını alırken.
karannı yanna bıraktı..
Tezeren'in
isyanı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Sahıl Güvenlik
K.omutanı Tuğamiral Alper
Ç. Tezeren. bağlı
hulıınduğu Içişleri
Bakanlığı'nın bütçesinin
ele alınmasından önce
komisyon üyesi
milletvekillerine mektup
göndererek bütçesinin
\etersiz olmasından
vakındı. Bütçe
\etersizlığının kendısini
'"fevkalede üzdüğünü"
ifade eden Tuğamiral
Tezeren. ellerındeki araç \e
gereçlerin >etersizliğinden
dolayı istenilen düzeyde
aörev vapamadıklarını
belirtti
Tunceli Valisi, intihar saldırısına ilişkin herhangi bir duyum almadıklarını söyledi
BaykaPa suikast senaıyosuYurt Haberleri Servisi - CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal'a Tunceli'de
intihar saldırısı vapılacağı yönünde
mesajlar içeren ve basına da yansıyan. iki
PKK'linin şifreli konuşmalannın btr
senaryo olduğu öne sürülüyor. Tunceli
Valisi Atıl Uzelgün. iddialan yanıtlarken,
"Böyle bir intihar saldırısı yapılacağına
ilişkin duyum yoktu. Aslında bu duyum
bir eylem planıvdı, bu plan da
gerçekleşmedi" dedi. CHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin ise suikast
soruşturmasıyla ilgili kendilerine bir bilgi
eelmediöini söyledi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 7-8
kasım tarihlerinde >aptığı gezi sırasında
Tunceli'de kendisine intihar saldırısı
yapılacağı şeklinde kamuoyuna yapılan
açıklamanın. Baykal'ın bölgedeki gıda
ambargosunu gündeme getirmesini
önlemeve vönelik senaryo olduğu iddia
ediliyor. Cumhuriyefe açıklama yapan
ve isminin açıklanmasını istemeyen bir
güvenlik yetkılisi, Bavkal'a suikast
yapılacağı şeklindeki senaryonun hedefe
ulaştığını. bölgedeki gıda ambargosunun
gölgede kaldığını öne sürerek şunları
söyledi: "Tunceli'de uygulanan gıda
ambargosu ve kö\ vakma ile boşaltma
olavları. iki yıldır Türkiye kamuo\unun
gündeminde. Son olarak insan haklan
heyeti ve CHP milletvekillerinin
hazırladığı Tunceli raporu \e gazetelerde
çıkan haberler. Tunceli'deki yetkilileri bir
hayli yıpratmıştı. Bu durumda Deniz
Baykal'ın Tunceli gezisi de gıda
ambargosu ve köy boşaltmalar üzerine
planlanmışh. CHP genel başkanrtla
birlikte geziye bütün özel TV ve gazete
muhabirleri de katılmışlardı. Hepsi de
Tunceli gerçeğini vakından gördü. Deniz
Ba\kal da Ankara'\a döndükten sonra
bu konuda önemli açıklamalar yapacaktı.
Zira Tunceli dışında hiçbir ilimizde gıda
ambargosu u\gulanmı\or. Bu nedenle
istihbaratçılar. vetkilileri kurtarmak \e
gıda ambargosu ile kö\ boşaltmalarını
ikinci plana itmek için Ba\ kal'a intihar
saldırısı >apılacağı \olundaki bir
düzmece senar>o>u CHP liderine
ilettiler. Böylece gıda ambargosu
gündemden düşerek intihar saldırısı
gündeme girdi."
Yetkiliye göre polısin iddialarla ilgili şu
ana kadar bir tek kişiyi gözaltına
almaması olayın senaryo olduğuna ilişkin
sa\ ları güçlendirdi. Baykal'a suikast
yapılacağı iddiası Tuncelılilenn
kafasında da soru işareti varattı. \öre
halkı. gıda ambargosunun "suikast
senaryosunun gölgesinde kaldığından"
yakını\or. Tunceli Yalisi Atıl Uzelgün.
Bavkal'a suikast olavının senarvo oldııcu
şeklindeki iddialan yanıtlarken şö\le
dedi:
"Böyle bir intihar saldırısı \apüacağına
ilişkin bir duyum \oktu. Bu. net ve gerçek
de değildi. Aslında duyum bir eylem
planıvdı. Bu plan gerçekleşmedi, vuku
bulmadı. Gözaltında da kinıse voL Sözü
edilen kadın bizim rutin aramalanmızda
ortava çıkan biridir. O kadını o gün
bulmuştuk. Ama saldırı yapacağı doğru
değil. St'nano iddiası bilemiyorum
nereden çıktı. Ciddi de\ let anla> ışı> la
nasıl bağdaşır?"
CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin ise
CHP liderine yönelik saldın iddialanyla
ilgili soruşturma vapılıp vapılmadığına
ilişkin kendilerine bılgi gelmediğine
dikkat çekerek. "\ali bize PKK'filerin
konuşmalannı içeren dosya>ı
sunduğunda çok tedirgindi. Ortada telsiz
konuşmaları \ar" dedi.
ANAP lideri Köske cıktı
Yılmaz bilgileri
Demirel'e verdi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dev letın gücü kul-
Ianılarak vapılan kirli ışlerin
söz konusu olduğunu ve elin-
de buna ilişkin birtakım bel-
ge ve bilgiler bulunduğunu
söyleyen ANAP Genel Baş-
kanı Mesut \ ılmaz. dün
Cumhurbaşkanı Sülevman
Demireile görüştü.
Yılmaz. görüşmeden son-
ra. Susurluk'ta meydana ge-
len kazanın ardından kendisi-
ne intikal eden tüm bilgileri
Cumhurbaşkanfna ılettiğini
belirterek. "TakdirCumhur-
başkanı'nındır" dc(Jı Demi-
rel ise "Kendisine. bunları
tetkik. tahkik \e gereğinin ya-
pılnıası için hükümete intikal
ettireceğimi söjledim" açık-
lamasını yaptı.
Yılmaz. Cumhurbaşka-
nına yaptığı değerlendirme-
de. önce TBMM Araştırma
Komısyonu çalışmalanyla
konunun gündemde tutulaca-
ğını. ardından da olayın çö-
zülmesı için özel bir düzen-
leme yapılmasına çalışacağı-
nı söyledi.
Yılmaz. dün partisinin
başkanlık divanı toplantısın-
dan sonra yaptığı açıklama-
da. Susurluk'takı kaza ile il-
gili olarak yanıtlanması ge-
reken çok sayıda soru bulun-
duğunu ıfade ettı. Yılmaz. bu
konuda kendilerini en fazla
rahatsız eden şev in Başbakan
Necmettin Erbakan'ın. olay
hiçkendisıni ilgılendirmıvor-
muş ve sorumluluğu yokmuş
gibi suskun. sessiz ve kayıt-
sız kalması olduğunu sövle-
di. Yılmaz. Erbakanın. Su-
surluk'takı kaza öncesinde
basına yansıyan MtT raporu
ile ilgili bir araştırma yaptır-
mamasını eleştirdi.
Göre\e davet
Susurluk'takı olayın Içiş-
leri Bakanı'nın ıstifasıylage-
çiştirilecek bır olay olmadığı-
nı savunan Yılmaz. başta
Başbakan olmak üzere her-
kesi görev e dav et ettiğini söy-
ledi. Son günlerde olavın
gündemden düşürülmesi için
bir çaba harcandığını savu-
nan Yılmaz. basını buna alet
olmamaya çağırdı.
Yılmaz. gazetecilerin so-
rularını yanıtlarken de elin-
deki belge ve bilgileri ne za-
man kamuoyuna açıklayaca-
ğına ilişin bir soru üzerine.
"Mecbur muvum sövleme-
ye?" dedi. Elındeki belge ve
bilgılerin zaten dev lette mev -
cut olan belge ve bilgiler ol-
duğunu kaydeden Yılmaz.
"Devlet, eger kendi içindeki
bilgileri almak için bana mü-
racaat ederse, ben gayet tabii
ki bunlan \ermekten imtina
etmem" diye konuştu.
Yılmaz. mevcut vöntem-
lerle yapılacak araştırmalar-
dan sonuç alınabıleceğinden
çok ciddi kuşkusu bulundu-
ğunu belirterek. siyasi parti-
lerin ıradelerini açıkçaortaya
koymalarından sonra araştır-
ma için özel bir yasa çıkan-
labileceğini sövledi.
BaşkaniıkDıvanı'nın bası-
na kapalı bölümünde de üye-
ler Yılmaz'a. ""Elimde bilgi
ve belgeler v ar" dediniz. Bun-
lar nelerdir? Biz hiçbir şe\ bil-
miyoruz. Bu açıklamalarınız
partimizi zor durumda bıra-
kıyor. partiye zarar veriyor"
dedıler. Bunun üzerine Yıl-
maz. başbakanlığı dönemın-
de Söylemez çetesıyle ilgili
olarak ıkısı emnıyet. ıkısi
mülkıye müfettişinden olû-
şan grubun hazırladığı rapor
ile diğer bazı istihbarı bilgi-
ler bulunduğunu söyledi.
Köşk'e çıktı
Yılmaz. dün akşam saatle-
rinde de Cunıhurbaşkanlığı
Köşkü'ne çıktı. Yılmaz. 50
dakika süren görüşmeden
sonra yaptığı açıklamada.
" Yaphğımız görüşmede bana
intikal eden bütün bilgileri
Cumhurbaşkanfna intikal
ettirdim. Bundan sonra tak-
dir tamamen kendilerinin-
dir" dedi.
Birtakım insanlann devle-
tin menfaatlerini koruvorgö-
rüntüsü altında devlet gücü
kullanarak kırlı ışlere kanş-
malarına seyırcı kalamaya-
caklarını bildıren Yılmaz. bır
soru üzerine Cumhurbaşka-
nı'ndan yetkisinde olan me-
kanızmaları çalıştırmasını ta-
lep ettiğini söyledi.
Demirel de ^ı'ılmaz'la gö-
rüşmesinin ardından yaptığı
yazılı açıklamada şöv le dedi:
"Ziyaretime gelen anamu-
halefet partisi genel başkanı
Mesut Yılmaz. bana son gün-
lerde kamuoyunu meşgul c-
den olav larla ilgili bazı bilgi-
leri verdi. Kendisine. bunları
tetkik. tahkik ve gereğinin ya-
pılması için hükümete intikal
ettireceğimi söyledim."
Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, C rdiin Kralı Hüseyin ve Kraliçe Nur ile görüştü. (Fotoğraf: REUTERS)
Terörekarşı işbirliği
Çiller, iki kez ertelediği Ürdün ziyaretini
gerçekleştirdikten sonra dün yurda döndü
LALE SARIİBRAHİ.MOĞLl
AMMAN - Ürdün'ün. Müslüman
Kardeşler adlı terör örgütünün Tür-
kiye de faalıvet gösterdiğıni savun-
duğu ve Başbakan Necmettin Erba-
kanile "teröristörgüttanımındaav-
rıdüşündüklerini" belırttiğı öğrenıl-
di. Türkiye ve Ürdün. Ortadoğu'da
Güvenlik ve İşbirliği Örgütü'nü
(OGİT) uvgulamaya koyarak birlik-
te öncü roj oynamayı kararlaştırdılar.
Türkıve, Ürdün'e Manavgat suyunu
satmayı önenrken bu ülkenin Fırat ve
Dicle sularının Ortadoğu'dakı su sı-
kıntısının gıderilmesinde Anka-
ra"dan rol beklediği ortava çıktı.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Tansu Çiller. Kuzev Irak'ta-
ki gelişmeler nedeniyle iki kez erte-
lediği Ürdün zivaretini gerçekleştir-
dikten sonra dün Türkiye'ye döndü.
Çiller. dün Ürdün Başbakanı. Sa-
vunma ve Dışişleri Bakanı Abdül
Kerim Kabariti ile görüşmesinden
sonra bir basın toplantısı da düzen-
ledi.
Çiller. Türkiye ve Ürdün'ün terö-
re karşı işbirliği yapması. bu ülkeye
Manav gat su\ u satılması. ekonomik
işbirliğinıngeliştirılmesi vesavunma
sanayiinde işbirliği için komite oluş-
turulması konusunda görüş birliğine
vardıklannı bıldirdi.
Müslüman Kardeşler piirüzü
Teröre karşı uluslararasi platform-
larda Türkiye'ye tam destek veren
Ürdün. RP'nın Müslüman Kardeş-
ler örgütüne sıcak bakmasından ya-
kındı. Çiller'in Ürdünde bir arava
geldiğı Kral Hüseyin ve dığer vetkı-
lılerin, bu konuv u gündeme getırdik-
lerı öğrenıldi. Ürdün'ün. Çıller'e.
Müslüman Kardeşler örgütünün
Türkiye'de faaliyet gösterdığini ve
ülkesinde vıkıcı t'aalivetlerde bulu-
nan bu örgüte RP'nin sıcak bakma-
sından duvduğu rahatsızlığı dile ge-
tirdıği belırtıldı.
Ürdün'ün. RP'nın terör örgütlerı-
ne ilişkin vaklaşımını sorgulamakla
beraber. terör örgütü PKK'ye destek
veren Suriye konusundaki teşhisleri-
nin Türkiye ile aynı olduğunu belir-
terek Ankara'ya teröre karşı işbirli-
ğini sürdürecekleri güvencesi verdi-
ği de kaydedildi. Diplomatik kay-
naklar. öneeki gün akşam vapılan baş
başa görüşmede Ürdün Kralı Hüse-
>in'invönelttıği.u
D8ileErbakan'ın
kafasında ne v ar" sorusu üzerıneÇil-
ler'in. "diniMoklaşmaohnadığı" gü-
vencesi verdiğini aktardılar.
Çiller. Ürdün'ün başkentı Am-
man'dan aynlmadan önce düzenledi-
ği basın toplantısında. Kral Hüse-
v in'ın Ortadoğu güvenliğine verdiği
öneme değinerek ilk kez Türkiye'nin
1988 yılında ortaya attığı OĞİTin
canlandırılması kararı aldıklarını da
bıldirdi.Ürdün Kralı Hüseyin de
OGİT ıçın bir bölgesel işbirliği mer-
kezi kurulmasını önerdi.
Su pazarüğı karışık
Çiller'in. Manavgat suyunun Ür-
dün'e satılması konusunda karar al-
dıklarını bildirmesıne karşın Ürdün
tarafının. su konusunda satın almak-
tan çok. Fırat ve Dicle sularının Or-
tadoğu'da bölgesel sularda yaşanan
kıtlığa katkıda bulunması arav ışında
olduğuna dikkat çekildı. Çiller bu
konudakı bir soru üzenne. Ürdün'ün
de Türkiye gibi bölge sulannın bi-
limselbiraraştırmayapılarakgerek-
sinimlerin belirlenmesi politikasını
izlediğini sö\ledi.
Savunma Sanayı Müsteşar Yekilı
Yalçın Burçak. dün Ürdün Genelkur-
ma\ Başkanı ile görüştü. Burçak. ga-
zetecilere yaptığı açıklamada. Ur-
dünlü pilotlann Türkiye'de Ingilizce
eğitım göreceklerini ve Ürdün'e ait
F-5'lerin Türkive'de modernize
edilebileceğinı açıkladı.
IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin " planet.com.tr
Okuldaöğretmenin iskemle-
sine raptiye koymuşluğunuz
var mı hiç?
Peki raptiye konmuş bir is-
kemleye oturmuşluğunuz?
Bu satırların yazarı ikişini de
becermiş bir enayidir. Öğret-
menin iskemlesine raptiye koy-
du; öğretmen gecikince sınıf
mümessilliğini ciddiye alıp öğ-
retmene vekâlet etmeye kalktı
ve kendi koyduğu raptiyenin
üstüne oturdu.
Yani raptiye acısını iyi bilir...
Şanar Yurdatapan'ın tahli-
yesini öğrenir öğrenmez de o
acıyı anımsadı.
Ne ilgisi var demeyin? Bilen
bilir. Şanar Yurdatapan bizlerin
raptiyesidir.
Hiç beklemediğiniz bir anda
batar. Rahatınızın canına okur.
Canınızı acıtır. Sizi göreve ça-
ğırır. Gününüzü berbat eder.
Tatillere yüreğinizin biryerlerin-
de yuva yapmış "suçluluk duy-
gusu" ile çıkmanıza yol açar.
Tam siz gazetecilik mesleğinin
fiyakasını yaşayacaKken ya
kendi çıkagelir ya bir faksı ya
datelefonu... Yazmanız, haber-
leştirmeniz gereken bir dizi in-
san hakkı hacamatı, demokra-
si kasaplığı, hukuk ufalamasını
Raptiye Tahliye Oldu...masanızın üstüne serer ve yü-
zünüze bakıp "Haydi bakalım.
Yap işini" der.
Şerrinden yılıp iki satır kara-
larsınız, "Hiç olmazsa bugün-
lük savuşturdum şu herifi" di-
ye düşünürsünüz.
Ve fena halde yanılırsınız. Bu
kez de ya sizi Istanbul
DGM'deki bir duruşmaya da-
yanışma amacıyla katılmaya
çağırmaktadır ya da bir "dü-
şünce suçu"na katılmaya.
Böylece "suçlular"m sayısını
arttırarak suçu bir demokratik
direnişe dönüştürme çabasın-
dadır. Bunlar da yetmezse ga-
ranti sizi insan hakkı ihlallerini
gözlemlemek üzere uzak ya da
yakın bir geziye zorlamaktadır.
Birkaç haftadır bayağı rahat-
tık. Ankara Merkez Ceza ve Tu-
tukevi'nin kapılarının ardınday-
dı. Fakslarının sayısı çok ciddi
ölçüde azalmıştı. Telefon ede-
miyordu. Bizi bir yerlere çağıra-
mıyordu. Istanbul DGM'nin
bahçesine yeniden sükûnet
gelmişti. 0nun yokluğunu fır-
sat bilip kaçamak tatiller bile
yapmış, "Benisonbaharöptü"
filan diye keyifli ve tehlikesiz
yazılar döktürmüştük.
Gerçi içeride de pek durdu-
ğu söylenemez. Önce Radikal
gazetesinde birkaç gün süren
"tutuklanma öyküsünü" ya-
yımlamıştı. Okuyuculardan "Ay
ne kadar keyifli, ne kadar gü-
zel yazmış!" diye tepkiler din-
lemiş, çaktırmadan kıskanmış-
tık.
Ardından, cezaevinde ranza-
sına iyice yerleştikten sonra
faks saldırısına başladı. Örne-
ğin Ankara Merkez Ceza-
evi'nde 18 yıla mahkûm, on yıl-
dır içeride yatan, bağırsak kan-
serine yakalanmış, Reşit Kay-
nar'ı anlattı. Kaynar-bilmediği-
miz ve bilmemiz de gerekme-
yen- bir eyleminden dolayı 18
yıla mahkûm edilmiş bir "yurt-
taşımız"d\. Yani kaç yıl hapis
yatmasını belirleyen yasalar
kadar. hapishanede hangi ko-
şullardatutulabileceğini de be-
lirleyen yasaların egemen ol-
duğu Türkiye Cumhuriyeti'nin
bir yurttaşı. Göstermelik olarak
arada bir hastaneye götürülü-
yordu, ama tedavi edilmiyor-
du. Şimdi de, şu anda tedavi
edilmiyor. "Kanserde erken
teşhis hayat kurtarır" afişlerini
bastırıp duvarlara astıran Tür-
kiye Cumhuriyeti devletinde,
kansere yakalanmış bir yurtta-
şın tedavisi bilerek isteyerek
engelleniyor ve suçlular, suç-
larını işlemeye pervasızca de-
vam edebiliyor.
•••
Bizim "raptiye"nin yolu o ce-
zaevine düşmeseydi, ölüme
değil, 18 yıla mahkûm edilmiş,
ama ağır ağır idam edilen bir
yurttaşımızın durumunu bilme-
yecek. yemekte lokmalar bo-
ğazımızadizilmeyecek, sonba-
harla öpüşürken yüreğimizde
bir yerler sancımayacaktı.
Yani küçük mutluluklarımızla
sonra mafyalarımızla, çeteleri-
mizle. aşiretlerimizle. hatta
Tansu Çiller'le filan, rahat ra-
hat yaşayıp gidecektik.
Öyle olmadı. Şimdi hepimiz
(bu yazıyı okuyan sizlerde), An-
kara'da 35 yaşında bir yurtta-
şımızın devlet zoru ve gücüyle
ölüme yolcu edildiğini biliyor-
sunuz.
Hepsi, ama hepsi bu Şanar
Yurdatapan yüzünden.
O yüzden tutuklanmasını
kimselere çaktırmadan keyifle
karşılamış. bir süre rahat ede-
ceğimiz umuduna kapılmıştık.
Olmadı. Koskoca devlet. bir
Şanar Yurdatapan'ı biletutma-
yı beceremedi. Yeniden aramı-
za saldı. Şu ölümlü dünyada bir
rahat soluk almayı bile bize çok
gördü.
Aman, bu günlerde iskemle-
ye oturmadan iyice bir bakın.
Bakarsınızbiryerinize(örneğin
rahatınıza) raptiye batar. Canı-
nız acımasa bile sıkılır. Durup
dururken bir dizi tatsız tuzsuz,
adına "yurttaşlık ödevleri" de-
nen iş yapmak zorunda kalırsı-
nız.
Bana gelince, bu "Tırmık"\
bitirdikten sonra yönetime çı-
kıp gelecek yıla mahsuben ba-
na izin verip veremeyecekleri-
ni soracağım. Bakarsınız izin-
deyken aklı başında bir DGM
savcısı yapması gerekeni ya-
par. O zaman iznimi yarıda ke-
sip görevimin basına dönmeye
şimdiden söz veriyorum...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİIVKAYA
1yi ki Medya Var!./
Şükrü Karatepeyıllarönce izmır'de 'AkevlerKo-
operatifi'nde Süleyman Karagülle yle birlikte baş-
ladığı 'yuva yapmak' ilişkilerini. RP'den belediye
başkanı seçilerek noktaladı...
izmirDokuz Eylül Üniversitesi Iktisadi BilimlerFa-
kültesi'nin makine mühendisliği bölümünde küme-
lenen sanayici ve işadamlarına 'proje üretip satan'
grubun tek amacı şuydu: 'Siyaset yapmak...'
Bu grubu Izmir'de toplayan, o yıllar politikaya atıl-
mayan Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli'ydi. Aynı grup-
ta Prof. Dr. Hira Karagülle. Arif Ersoy (RP Çorum
Belediye Başkanı) ve diğerleri, 'ticaret-şeriat' ilişki-
sini 'bır tarikat şeyhi'n'ın yanında sürdürüyorlardı...
Akevler Kooperatif Başkanı Süleyman Karagülle,
Fehmi Koru'nun kayınpederiydi. Karagülle makine
mühendisiydi ve Kestane Pazan'ndabaşlayan 'Nur-
culuk' hareketini o yıllar tanınmayan hoca efendi
yürütüyordu.
Yapılan toplantılarda amaç aynıydı: Türk Silahlı
Kuvvetlen'nde etkinlik kazanmak...
Nasıl olsa ımam-hatip okullarından mezun olan-
lar harp okullarına alınmayacaktı. Refah Partisi'nin
yavaş yavaş palazlandığı imam-hatıpler onlara bı-
rakılmalıydı.
O zaman?.. Özel okulların, dershanelerin ve yurt-
ların açılmasına hız verilmeli, Türkiye'de ekonomik
örgütlenme de sağlanmalıydı.
Kadro, 1982'de Kenan Evren'ı destekledi. Ana-
yasa oylamasından önce Turgut Özal, aranan ve bir
türlü yakalanmayan lidere söz verdi:
"Anayasa oylamasında cemaatıniz 'evet' oyu kul-
lansın, ne orduda 'irtica' operasyonu yapılacak ne
de sıze dokunulacak..."
Lider "Evet" deyince kıyamet koptu ve 'Nurcular'
ikiye ayrıldı. Mehmet Kutlular (Yeni Asya grubu)
karşı tarafı 'hain' olarak ilan etti ve bir toplantıda
"Bunlarla ileride görüşeceğiz" dedi. Çünkü, Yeni
Asya grubu Süleyman Demirel'in yanındaydı...
• • •
Nurcu grup anayasa oylamasında Kenan Evren
cuntasını, 1983 genel seçimlerinde ANAP'ı destek-
lemişti...
1986, 'tarikat şeyhleri'rim ve RP'nin kazançlı çık-
tığı dönemdi. Kurban derısi toplama işi Türk Hava
Kurumu dışında vakıflara da verilince 'şeriatçı vakıf-
lar' trilyonları kasalarına ındiımeye başladı.
Acaba o yıllar ve daha düne dek "Iyı kı medya var"
diyenler neredeydi? Refah Partisi, DYP'yle ortaklık
kurunca mı şeriatçı yükselış başladı?
Zaman gazetesı yazarı Fehmi Koru, Başbakan
Necmettin Erbakan'ın ağzından ne yazmıştı:
"Bu yıl, Anıtkabır'de buluşalım davetlerı yapılma-
ya başlandı. Apaçık birprovokasyon bu. Adalet Ba-
kanımız konu üzerınde duruyor..."
Aynı Fehmi Koru, Zaman gazetesinde bakın ne-
ler yazdı birkaç yıl önce:
"... mağazasından alışveriş yaptım. Atatürk'ün
resmi bulunan broşürler dağıttıklannı gördüm. De-
mek kı bizim paralarımız kurşun olarak geriye dö-
nüyor..."
Türkiye'de 'şeriatçı güçler' 73 yıldır Mustafa Ke-
mal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu laik, demok-
ratik cumhuriyeti yıkmak için uğraşıyorlar...
Nasıl yıkılacak laik, demokratik cumhuriyet?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde örgütlenerek...
Çünkü en kolay yol budur...
1986-87 yıllarında Yeni Asya grubundan aynlan
'Nurcular' sahte sağlık raporlarıyla askerı liselere
öğrenci soktu. Ancak, bir süre sonra durum ortaya
çıktı. Askeri liselerde bir dizi operasyon yapıldı, bir
vakfın yöneticilerı DGM'de yargılandı. Askeri liseler-
den atılan 'şeriatçı öğrenciler' ise dönemin başba-
kanı tarafından Anadolu liselerine alındı.
Neden mı?
Çünkü Turgut Özal'ın tarikat şeyhine 'diyet' bor-
cu vardı...
Şimdi soruyorum; Fehmi mi daha dürüsttür, yok-
sa Başbakan Erbakan mı? Şimdi soruyorum; Şük-
rü Karatepe mi daha dürüsttür. Fehmi mi? Şimdi so-
ruyorum; sabah akşam Atatürk'e küfreden takkesiz
liboşlar mı. numaracı cumhuriyetçiler mi daha dü-
rüsttür yoksa RP'Iİ Hasan Hüseyin Ceylan mı?
Şimdi soruyorum; askeri liselerde. poliste örgütlen-
meye çalışan tarikat şeyhlerıni koruyup sonra da
'Harp okullarına sızma planı' manşetini atanlar mı
daha dürüsttür, yoksa RP'Iİ Abdullah Gül mü?
Şeriatçıları, ırkçıları. numaracı cumhuriyetçileri te-
levizyonlarına, gazetelerine konuk edenlerdır bugün
ülkeyi bu konuma getirenler...
• • •
'İyi ki medya var...'
Daha doğrusu 'medya'da dürüst, onurlu, insan
haklanna saygılı, Sevr yerine Lozan'ı, üniter devle-
ti savunan yürekli. yiğit gazeteciler, yazarlar sayıla-
rı az olmasına karşın var...
Ne yazık ki, akıllan bir kanş havada olanlann sa-
yısı daha fazla...
Onun için RP'lilere ne kızın ne de öfkelenin... En
azından 'ö/tü/ü'değiller...
Önce medyaya bakın...
Gazete sayfalarında "Gerdan Atatürkçülüğü" de-
yip Mustafa Kemal'e ve laik cumhuriyete düşman
olan sözüm ona çağdaş(!) yazarlara, her gün "Fa-
şist Kemalist devlet" diye haykıran yobaz karikatü-
ristlere bakın...
73 yıl önce Mustafa Kemal ve arkadaşları demok-
rasinin temellerini atarken 'tam bağımsızlığın' da il-
kelerini koydular...
Sonra ne oldu?
Onu da 1950den bugüne dek ülkeyi yöneten sağ-
cı. gerici, ırkçı siyasi iktidarlara sorun...
Siz bir kısım 'medya bülbülleri', yüzünüz 'manda
gönü'nden değilse biraz da utanın...
Sadece kimi Aczmendilere, RP'Iİ belediye baş-
kanlarına gösterdiğiniz tepkiyi, sıkıysa biraz da as-
keri liselerde, harp okullarında, polis kolejlerinde,
polisakademilerindeörgütlenen 'tarikatbaronlan'na
gösterin...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (o Planet.com. TR
Pir Svıltaıı Abdal Derneği
Bornova Şubesi kapatüdı
İZMİR/ANKARA (Cumhuriyet) - Pir Sultan Abdal
Derneği Bornova Şubesi. küçük yaşta çocuklann bulun-
duğu iddiasıyla Bornova Kaymakamlığı tarafından 15
gün süre>le kapatıldı.
Kapatma kararı. Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri
Eşgüdüm Komitesi'nce tepkiyle karşılandı. Pir Sultan
Abdal Dernekleri Eşgüdüm Komitesi Dönem Sözcüsü
Ali RızaTekin. uygulamanın. dernek yöneticilerine göz-
dağı verme amacına yönelik olduğunu belirtti.
Bu arada Pir Sultan Abdal Kültür Derneği hakkında
Ankara Şubesi nin 2. Olağan Genel Kurulu'nda "mez-
hep farklılığı" yaratacak konuşmalara göz >umularak
DerneklerYasası'na muhalefet edildiğigerekçesiyleaçı-
lan kapatma davası reddedildi. Ankara 22. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde görülcn davanın dünkü duruşmasında
savcı. beraat kararı verdi.