27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 KASIM 1996 ÇARŞAMBA 14 KULTUR TODF R. ıumhuri>etin kuruluşundan bu >ana tiyatromuza emek veren ve halen hayatta olan, sahnede 50yılını tamamlamış64 tiyatro sanatçısmı AK.M'de biraraya getirdi. (Fotoğraf HATtCE TUNCER) 'Sahnede yarıın asır'a onur ödüfleriKültür Senisi - TODER (Tiyatro Oyunculan Derneğı). cunıhuriyetın kunıluşundan buyana Türk riyatrosunaemek verera ve halen hayanaolan. sah- nede 5»yıhnı tarruımlamış olan 64 sanatçımızı 11 kasımda Atatürk K ü l t ü r Vlerkezı Büyük Salon'da "Sahnede Yanm Vsır Altın Rozet OnurÖdölü" tö- reninde bır araya getirdi. Cumhurbaşkanı Süley- man Demireriııınesajı> la >er aldığı törene. Dev let Bakanı Vıldınnı A k t u n a . c.skı Kültür Bakanı CHP Millet\ekilı Fikri S a ğ l a r ve Sakıp Sabancı nın ya- nısıra .sanat düma^Jndan ısimler katıldı. Cumhurbaşkanı Demirel. TODER Ba^kanı Ah- metGülhan'j gön«Jerdiği mesajda. Türk tıvatrosu- nun. başardığı sentezle. kültürdeğerlerimızine\ren- sel uygarlık ölçülerine ulaşmasının dıkkaie değer ömeklennden bırinı sunduğunu belirttı. Türk mil- letinin çagdaş uygarlığının yaratıcı ortaklanndan bi- ri haline gelmesinîn. 73.vıldönümü coskuyla kut- lanan Cumhunyet" ın temel hedefı olduğunu kayde- den Cunıhurbaşkanı Demirel. Türkedebıvat \esa- natınııı gelisımının- bu hedefiönemli boyutlanndan birinıoluşturageldiğinı itadeetti.Tiyatronun. buçer- çevede. başanlı bırşzelışim çizgisı ızİeyerek. Türkün sanat yeteneğinin kanıtlandığına ve öncübirsanat kolu niteliğı kazandığma i:>aret eden Demirel. me- //al haldun Dormen ve Göksel Kortay ile birlikte çeşitli sanatçılann sunucııluğunu üstlendiği gecede ödüi aiacak sanatçılar, tiyatro sahnelerinden. geçmişten günümüze bir esinti yarattılar. Geceye Devlet Bakanı Yıldırım Aktuna. eski Küitür Bakanı CHP Milletvekili Fikri Sağlar ve Sakıp Sabancı nın yanısıra sanat dünyasından isimler katıldı. Lale Oraloğlu. Necdet Mahfi Ayral. Isrnet Ay ve Nejat Üygur'un geçmiş oyunlarındanbölünıler sundular. Selim Naşit Özcan ve Şeref Gürsoy 50 yıllık tiyatro hayatlarından kısa anekdotlar anlattı. ödül aiacak sanatçılar. tiyatro sahnelerinden. geç- mışten günümiize biresınti yarattılar. Dev let Baka- nı Yıldırım Aktuna açılis konuşmasında. "Sanatu güzelliği. demokrasiy i. insan haklarını uygulamış olan değerli sanatçıları kutluyorum" dedıkten son- ra .sanatçılann bir toplunııın ilerlemesınde önemli roller üstlendıklennı ıfade etti. Lale Oraloğlu. Necdet Mahfı Avral. İsnıet A> ve Nejat l ygur'uıı geçmis oyunlarından pasajlar ver- melerınden sonra. Selim Naşit Özcan ve Seref Gür- soy 50 yıllık tiyatro havatlarından kisa anekdotlar verdıler. Odül törenınde ayrıca. gecenin diizenlen- mesinde katkılan olan Sağlam Oto'ya da birplaket verildi sajında şu görüşlere yer verdi: "Halkımı/la bütün- leşerek gelişen tiyatromuz. bugün çağdaş dünya ti- yatrosu içinde kendine has bir konuma sahiptir. Ti- yatromuzun bu gunır vcrici sev iyeye ıılaşmasında ona gönül verip fedakârlıkla çalışan idcalist sanatçıları- mızın katkısı büyüktür. Sahnede Yarım Asır Altın Rozet Ödülü Şöleni'ni, bu anla> ışla, fev kaladeyerin- de. kadirşinaslık örneği bir etkinlik olarak görüyo- runı. 50 yıl boyunca tiyatro sahnelerinde sanatları- nı icraedip nıiİletimizingönlünü vedehasınızengin- leştirerek, ödül kazanmaya hak ka/anan değerii sa- natçılarınıızı ay n ay n tebrik ediyorum." Haldun Dormen v e Göksel Kortay ılebırlıkteçe- s,ıtli sanatçılann .sunucııluğunu ü.stlendığı gecede Aclan Sayılgan, AJev Giirzap, Ale\ Sururi, Ali Su- ruri. Altan Karındaş. Asuman Arsan. Ayşe Çakar, Birsen Kaplangı. Ciineyt Gökçer, Çetin Köroğlu, Deniz L'yguner, Ekmel Hürol, Ekrem Diimer. Fat- ma Andaç Aslan,Ferdi Merter Fosforoğlu, Feridun Karakaya, Fuat İşhan, Gazanfer Özcan. Gönül İ'l- kü Özcan, Gül Giilgün. Güzin Özipek. Haldun Mar- laluHamit Akınlı. Handan Uran.Hümaşah Hicaa İh- san De\ rim. İsmet Ay,Jean Mahll Ay ral Tüziin, La- le Oraloğlu. Macide Tanır. Mediha Gökçer. Mela- hat Hasanoğlu.Mclahat Özekit. M ualla Ka\ ur, Mu- anınıer Esi. Mucip Arcıman. Mücap Ofluoğlu, Mü- nir Özkul, .Necdet Mahfi Ay ral, NedretGüvene, Ne- jat L'ygur, Nermin Saro>a, Ne\zat Okçugil, Nezihe Becerikli. N'ihat Aybars. Nü\ it Özdoğru. Saadettin Erbil, Saltuk Kaplangı, Samiye Hün. Selim Naşit Öz- can, Suna Pekuysal, Şehime Erton.Seref Gürsoy, Şükriye Atav,Timuçin Caymaz. foron Karacaoğlu, Türkan Bora.L'ğur Kıvıkım. Yala Önengüt, Zafer Önen ve Ziya Demirel'in ödiillen. Dev let Bakanı Yıl- dırım Aktuna. eski Kültür Bakanı CHP Milletveki- li Fikri Sağlar. ANAP Mıllenekıli Yüksel Yalova. Beşiktas Belediye Başkanı Ayfer Atay. Sakıp Saban- cı ve Llusal Sanat Kurumu Başkanı Şükran Kur- dakultarafından verildi. 6 Crash' İsveçK sinemaseverleri de çarpü• 1 7 kasıma dek sürecek olan 7. Stockholm Film Festi\ali'nde5 sinemanın 8 salonunda 126 film yarışacak. Festival, Coen kardeşlerin ünlü filmi "Fargo" ilebaşladı. GLRHA.N LÇKA.N STOCKHOLM - 7 Stockholm Film Festivali. 8 kasımda. Coen kardeşlerin ünlü filmı "Fargo" ile b>a>ladı. \~ f kas.ı- madek sürecek olan testnalde t26uzun film. 5 sinemanın 8 salonunda filmsever- leresunulacak Heryıloldıığugibı bu vıl da. büyiik ödülle birlikte. genç bıryönet- men aday ı. I knı ham film \ e ücretsiz baıı- yo olanağıv la ödüllendirîlecek ve kendı- sine. 1 hafta süreyle y ine ücretsiz olarak 16 mm'lik bır kamerayı kullanma hakkı verilecek. Joel \e Ethan Coen kardeşlerin filmı "•Fargo". 13 vıl önce büyük ilgı toplayan ilk filmleri "BloodSimple"e bırçeşıtge- ri dönüş nitelığinde. "Fargo""da bır ka- dınpolisşefi(F>ank.MaDormand). Min nesota'da yol kenarında bulunan üç ce- sedin ba^lattığı esrar perdesini aralama ya çalı^ıyor North Dakota'da 8 haftada çekımi ya- pılan filmin maliyeti. 6.5 milyon dolar. Ölümlere neden olan kaçımia olay lan. ger- çek yaşamdan alınmış. Bir baska karde^ler ikilisi. Larry \e Andy \\acho\>ski. Bu ikilinin yapıtı "Bo- und~, genç bir çiftin. mafyadan birkaç milyon dolar vürütme girişiminı konu edinmiş. Bu çiftin lezbiven olması ise. fil- min bir başka özelligi Başrolleri. Gina Gershon ıle Jennifer Tilh pa> laşıyor. Festi\alde sinema eleştirmenleri tara- fından büyük ödül için göstenlen favo- nlerin başında. yıldizı hızla parlamakta olan genç oyııncu Jon Favreau'nun baş- rolünüoynadığı -Swingers"geliyor. Fil- Crash, Bailard'ın romanından yola çıkan yönetmen Da\id Cronenberg tarafından sinemaya aktanldı. min senaryosunu da yazmış olan Favre- au, "SMTngers 1 "! yönetmek istemiş. Ne \ar kı. ikı vıl uğraştıktan sonra bulduğu ya- pımcı DougLiman,parayı bastırmakiçin. filmı vönetmevi koşul sürmüş. Sonunda ortaya. Hollyvvood'un arka yüzünü gös- teren bir çeşit komedi çıkmı^. \aslan 20 civarında olan 5 arkadaş. bu ölümsüz kentincaddelerinde.barlarındafılmdün- vasına girmeye uğraşıyor. FavTeau anla- tıyor: "HollyMood'da sinema dünyasındaki yokuluğa. genellikie az-çok tanınan bir ad- la çıkılır. Yapımcı \e dağıtımcının ilgisinj çekmek için bu bir koşuldur. Eğer IIIm ba- şarılı olmazsa. filnıin tanınmış adı saye- sinde hiç değilse bir miktar v ideo bandı satılır. Kazancın yansının ülke içinden. ka- lanının da dışından gelmesi hesaplanır. Eğer, örneğin, Mattheu Brodenck'e rol >erildiy se, ABD pazanndan yanm milyon. yurtdışuıdan da yarım milyon dolar ka- zanılır. Ben filme farklı bir giriş yapmak istiyordum. Beyazperdeye girmeyen bir Hollyvvood'u göstermekti amacım. Hal- kın ekmeğini kazandığı, yaşadığı. ıvsto- ranlarında ycnıek yediği Hollywood'u. Tam istediğim gibi olmadı, ama yine de haşarılı bir sonuca vardık. Toronto Film Festivali'ndegördüğümüz ilgi biziçok se- \ indirdi." "Seks, yalanlar ve video oyunlan" fil- mınin başrolündeki James Spader'i sa- nınm anımsarsınız. "\\all Streefın bi- raz ukalayuppisı ve "Bad Jnduence" ile "\Volf~un olumlu kisısi. Şımdi. Da>id Cronenberg'nun venı filmi "Crash" ile bir kez daha "sahne ışıklan" altında. Ne var ki bu kez o kadar "cici" bır genç de- ğil Holly Hunter'labirhavaalanınınpark \erindeki otomobilde sevişme sahnesi. erotızm meraklılarmm lısresindeolduk- 'O kadmlann öcünü almak için yazdım' ZENTSEP SA\ G I Ocak 1802. Le Banel adlı bır Fransız savaş gemisı Cezayir kıyılannda. Tenes adlı balıkçı kövünün açıklannda batar. Denızcilerin çoğu boğulur va da dağdan ınen Banni Ha\ valar kabilesi tarafından katledilir. Yalnızca beş kadın hayatta kalır. Fransa'nın unuttuğu. Banni Ha\\aların el koyup cömert erkeklere sattıkları bu beş kadın. sonraları Cezayir tarihinin yazılmasında doğrudan etkili olacaklardır. Önce Cezayir Davısını baştan çıkaran küçük çamaşırcı kız Lauza. Cezayir topraklarında ilk Fransız öğretmen olan Markiz Helene de Courtavray, Rifli bir toprak sahibınin ıkincı eşi Marie ve on iki yaşında Ksar Emiri'nin oğluyla ev lendınlen Elise... Bu kadmlann arasında yazgısı en parlak olan Yemma B'net(Kızların Anası) adıyla anılan şifa dağıtıcı ve köy ihtiyar heyeti üvesi rahibe Jeanne'dir. Banni Hav valar ona. öliimünden sonra günümüzde de kutsal \er olarak kabul edilen bir türbe yaptınrlar. ^'ayıncISı. Venüs Khoury-Ghata'ya bu öyküyü roman haline getirmesini önerdiğinde. Ghata karşı çıkmıştı; "Cezayirie ilgili hiçbir şey bilmiyorum!" Yayıncısının yanıtı ilginçti: "Ama kadınlar hakkında her şeyi biliyorsunuz." Bövlelikle Lübnan asıllı Fransız yazar ve şair \'enüs Khoury-Ghata. 19. yüzyılın ilk yarısından kalma. resmi belge ve vazışmalar arasında uzun bir araşt'ırma süresi geçirdi. Sonuç gerçekten de JL/übnan dilinin özelliklerini Fransızeaya aktarmasıyla tanınan Venüs Khoury-Ghata 15. TÜYAP Kitap Fuan'nın yabancı konuk yazarlan arasındaydı. Ghata. Türk okurlanyla. Telos Yayınlarrndan çıkan kitabı 'Tenes Burnu Nişanlılarf üzerine • söyleşti. inanılmazdı: Napoleon Bonaparte'ın Santa Domingo'daki köle ayaklanmasını bastırmak üzere gönderdiği Le Banel gemisi. Fransa'nın Toulon Limanf ndan yola çıkmış ve içinde iki yüz askerle dokuz kadın bulunduğu halde 1802 yılının ocak ayında. Cezayir"ın Tenes Burnu açıklannda batmıştı. Yüz kadar asker katledilmekten kurtulup kaçmavı başarmış. ancakbeş kadın Banni Ha\valar"ın eline düşmüştü. Fransa. ılerleyen aylarda ölü ve diri askerlerin gönderilmesi için girişimlerde bulunacak. ancak kurtulan beş kadınla ilgili hiçbir yazışma olmayacaktı. Kadmlann \arlığı üç vıl sonra hatırlanarak bir gemi gönderilecek. ancak bu geminin de asıl amacı. o dönemde Cezayir'de hüküm süren Osnıanlı Imparatorluğu'na karşı ayaklanma başlatmak üzere ülkeye gizlice silah sokmak olacaktı. Hem de bu son girişim. kurtulan beş kadından. daha sonra Osmantı Haremi'ne girmeyi başaran ve Fransa adına casusluk yapan Lauza'nın çabalarıyla gerçekleşecekti. Venüs Khoury-Ghata. Fransa tarafından vok sayılarak hiçbir kurtarma girışıminde buİunulmayan bu kadmlann yazgılarını araştırmava başladığında. hepsınin Cezayir tarihinde ver edındiğini ortaya çıkardı ve bu kadınların öcünü almak için bu romanı yazmaya karar verdi. Ghata. Fransa'nın Cezayir kıyılannda rahatça seyredebilmek için bu kadmlann kaderine göz yummuş olabileceğini düşünüyor. "Kitabı. bu kadınların öcünü almak için yazdım. Fransa'nın kazada kay bolan y üz kadar erkeği geri istemesi ve kadınlardan hiç $öz edilmemesini anlayamıyorum. Araştırmalanm sırasında Bonaparte'ın Cezayir Beyi'neyazdığı bir mektup elime geçti. Mektupta. Adamlanmı geri gönder. tüm yaşayanlan \e ölüleri diyor Bonaparte. Cezayir Beyi'nin yanıtıy sa hay li ilginç: Ölüleri rahat bırak. Onlar Müslüman cennetinde çok mutlular Hepsinin çev resinde otuz huri var ve bunu ne sen ne de senin dinin onlara sağlayabilir." Telos Yayınlan'ndan çıkan kitabı dilimıze Faik Baysal kazandırdı. Lübnan dilinin özelliklerini Fransızeaya aktarmasıyla tanınan Yenüs Khourv-Ghata'nın. Lübnan'ın yazgısını anlatan şiirleri de Yön Yayıncılıktan çıktı. Şıirlerin eevirmeni Metin Cengiz, "Bir yazar ülkesinin yazgısını bir başka dilde ancakbu kadar etkiley ici anlatabilir" divor. 1992 yilından "La Maitressedu notabte" adlı romanıyla Fransız Kitap Fuan'nda yabancı romanlara verilen LitteraturÖdülü'nü, La Maestra (1996) adlı romanıyla Antigone Ödülü'nü alan Venüs Khoury-Ghata. şıirlerıyle Apollinaire Ödülü ve şııryapıtlarının tümüy le de Fransız Yazarİar Bırliğı Özel Ödülü'nün sahibi oldu. sansüre takıldı 'Bufilmdeki her şey şiddet kokııyor Kültür Servisi - Kanadalı yönetmen David Cronenberg'in 1996 Cannes Film Festıvali'nde Jüri Özel Ödülü alan filmi 'Crash' sinema tarihinin en tartışmalı filmlerınden birı. Işte bu tartişmalı film hakkında İngiltere'deki Sansür Kurulu bugünlerde hiç de iy i şey lerdüşünmüyor. •Seyredilmesi son derece rahatsızlık verici' diye tanımlanan film Sansür Kurulu Başkanı JamesFerman'ın 'ferman'ı gereğı sansüre uğrama tehlikesi ıle karşılaştı. 'Bu filmdeki herşey şiddet kokuyor' dıven Ferman. üç çalışma arkadaşının da onayını gerektiren sansür kararını v ermeden önce çok iyı birgerekçebulmak gerektığinı söy lüyor. Bu aray ışın nedenini ise şöy le aç ı k111yor: " Bu \e benzeri filmler her yıl en az bir kez karşımıza çıkıvor. Pulp Fiction, Kıds... Bu yüzden bu konuyu düzenleyecek ciddi bir y asamız olmah". ça hızlı bır tırmanış yapacağa benziyor. Filmin konusuna gelince; ünlü yıldızla- rın geçirdikleri otomobil kazalannın ben- zerlerini düzenleyen genç biradam var. En çok etkılendiği olay ların başında. Ja- mes Dean'ın ve Jane Mansfîeld'inki ge- lıyor. Bır İsvıçreli eleştirmen "metal ile seksarasındakiilişkiyi"bulmaktagüçlük çektiğini yazıyor. ama James Spader ile gerçeği yansıttığından emın. Şöyle di- yor: "Şehirlerarası bir yolda bir kaza olun- ca. birden uzun kuy ruklar oluşuyor. Ka- za ne denli büy ükse, kuy ruklar da o den- li uzun oluyor. Çünkü halk, ölümün ve ka- nın bir «örüntüsiinü yakalama turkunu. İnsanlann araçlannı sürerken bir kaza ol- sun da göreyim tutkusuyla yanıp tutuş- tuğunu söylemek istiyorum. Ancak,iğrenç bazı görüntülerin. aynı zamanda izJen- nıesi çekici ve çarpıcı olarak yorumlan- dıkları da bir gerçek. Benim açımdan Crash'. bu aşırı ucun biryorumu; ahla- ki ya da başka bir açıdan açıklamaya kal- kışmadan." Sanırız. "trafîkcanavarının'' kol gez- diği ülkemizde bu film gündelik bir ko- nuyu işliyor kabu! edilir. Oysa. trafik kurbanlannın azalış göstermeyi sürdür- düğü İsveç'te bir fenomen. Tom DiCillo. Stockholm Film Festiva- li'ne. "BoxofMoonlight"ıledekatılıyor. Stockholm 'e geldiğinde. çeşitli sınema- larda gösterilmekte olan "Independence Day"i. festıvale dahil sanmış. Tepkisini gazetelerden okuyoruz: "Bu filmin böyle bir festivalde ne işi var?" Işte diğer bazı tepkileri: "Tarantino,yönetmenlerin Elv is Pres- ley' i. \apıtlanyla büyüy en bir dev. Oy un- cular, saplandıklan imajı bozmaya kor- kuyorlar. Sesleniyorum: Demi Moore. topla kendini, yine yeni bir şeyler yap!" "BoxofMoonlight~ın başroîlerini Sam Rock»ell ile John Turturro pay laşıyor. 11- kiyleçalışmanınezıvet. ıkıncisiyleçalış- manın isebirzevkolduğunusöylüyor. Ha- len yeni bir filmin çekimine başlamış bi- le: "The Real Blonde". Catherine Ke- ener, Darrly Hannah, \latthew Modine ve (sabella Rosselini''nin paylaştığı roller- den en ilgınci. sonııncusunki: Başanlı bir moda fotoğrafçısı. 7. Stockholm Film Festhali'ne katılan filmlenn yanşacaklan diğer bazı katego- riler şunlar: "Eski ve Yeni". "Gerilim ve Romantizm". "Kara Mizah ve Belgesel". "İngiliz ve Danimarka Sineması" v e u Bel- gesel ve Amerikan Fjjm Tarihi". DEfTVE GÖLGESt TURGAY FİŞEKÇİ KitapFuafYndanhalya'ya TÜYAP Kitap Fuarı. okurla kitabın buluştuğu bir ortam olmasının ötesinde. düzenlenen çok sayıda açıkoturum. panel. söyleşi ve imza günleriyle okur- larla yazarların yanı sıra yazarlarla yazarların da bu- luşup görüşebilmesini olanaklı kılıyor. Ülkemizdeki yazar örgütleri ne yazık, yazarların bir araya gelmesini sağlayabilecek nitelikte lokal- lere sahip değiller. Ben de fuar boyunca pekçok arkadaşımı görme olanağı bulabildim. Bunlardan biri de geçen yıl ya- yımladığı ilk romanı Yazıcı ya da Bir Yol Romanı (Ya- pı Kredi Yayınları) ile ilginç bir başlangıç yapan Hü- seyin Peker'di. Tamamladığı yeni romanı Izmirii'yi yayınevine tes- lim etmek için gelmiş. Gelirken de ilgi duyacağımı bildiğinden yakında yaptığı italya gezisinde çekti- ği fotoğrafları getirmiş göreyim diye. Birkaçını da bana bıraktı. Bakıp bakıp içlendim. 12 Mart 1971 darbesinden sonra kurulan hükü- metin hedefleri arasında sayılan şöyle bir söz kal- mış kulağımda: 2000yılındaTürkiye, italya'nın bu- günkü düzeyine (1971 'deki) erişmiş olacak. işte geldik 2000 yılına. Ekonomının sayılan ne derse desin -hoş onların da bir şey dediği yok ya- gelişme denilen şey uygarlıkta ne denli yol alabil- diğinizdeğil mi? Uygarlıksa insanların günlük hayatından başlıyor. Yurttaşlarımız uygar ortamlarda mı doğup yaşıyor- far; verdiğiniz eğitim onların ne denli uygar insan- lar olarak yetiştirilmesini sağlıyor? Aynı günlerde Alman Kültür Merkezi'nin Tank Za- fer Tunaya Kültür Merkezi'nde düzenlediği Alman Güldürü Filmleri gösterisinde ilginç bir film gör- düm: Go, Trabi, Go. Trabi, döküntü olmasıyla ün- lü bir Doğu Alman otomobili. 1990'da sınırlann açıl- masıyla bir Alman aile Trabi otomobilleriyle Ital- ya'ya tatile gitmek isterler. Baba yanlanna Goet- he'nin ünlü İtalya Gezisi kitabını alır. İki yüz yıl ara- dan sonra büyük yazarın geçtiği kentlerden geçe- rek aynı geziyi yapacaklardır. lleri Batı ülkelerinde- ki bu ilk gezileri, yol boyu türlü aşağılanmalarla ve talihsizliklerle geçer. İtalya'daki ilk duraklarında an- ne, derin bir soluk alır ve "Ne kadar güzel bir ha- va, hiç tozyok" der. Geldikleri yerinseadı bile Acı- tarla'dır. Ingiliz. romancısı D. H. Lavvrence'ın daha 1922'de, üstelik faşist bir yönetim altında yaşarken bile "Iş- lenmemiş bir kanş toprak bile yok" dediği bu gü- zellikler ülkesıne karşı içimde dayanılmaz bir özlem duydum. Eve döndüğümde Goethe'nin İtalya Seyahati (Çeviren: S. B. Göknil, Mıllı Eğitim Bakanlığı Yayı- nevi, 1996) kitabını elime alıp bir uygarlık yolculu- ğunadaben çıktım. Bakın 1786 yılının Italyası'ndan şu görünümlere: "Dağlık olmasına rağmen arazinin her tarafı eki- li. Yol kenarlan daima yeşil kalan küçük yapraklı çı- nartarla süslü. Kilise ve şapellerin etraflarını iseza- rif serviler çevreliyor. Toscana 'nın her tarafında yolların, köprülerin ve umumi binaların güzelliği ve azameti göze çarpı- yor. Her şey temiz pak ve bakımlı, günlük hayata hizmet eden yapılarda bile hususi birzarafet var. Daha nefis tarlalara hiçbir yerde tesadüf edile- mez. En ufak bir toprak kümesi bile görülmüyor, her tarafsanki süzgeçten geçırilmiş gibi." (ss. 161 - 163) Işte böyle... Nereden nereye... Başkalan ülkete- rini daha yüzyıllar öncesinde uygar bir yaşam için hazırlamışlar, güzelleştirmişler. Yönetimler gelmiş geçmiş. günlük hayat ve in- san hep uygar kalmış. Biz ise bugün bile dağlan, ormanları. ülkemizi. insanlarımızı yakıyor. hem de durmadan uygarlığı hedeflediğimizi yineliyoruz. Ne talihsiz bir karmaşa! I.Orhan Veli Yürüyüşü • Kültür Servisi - Garıp akımının temsılcisi şair Orhan Velı yarın adına düzenlenen bır yürüyüşle anılacak. Taksim Atatürk Hevkelı önünde saat 11.00'de buluşulduktan sonra Taksım-Beşıktaş-Rumelihısan güzergâhı takıp edılecek. Orhan Veli'nin mezan zıyaret edılecek. Molanın ardından Sarıyer'e 'ulaşılmaya çalışılacak". lOKasım 1950'de Ankara'dakı bir belediye çukuruna düşerek ölen Orhan Velı 14 Kasım 1950'de beyin kanamasından ölmüştü. Kardeş; Adnan Velı'nm "Yürümekten hiç bıkmazdı. Bazen Beyoğlu'ndan Sarıyer'e kadar yürüyerek, ıslık çalarak gıttığı olurdu" sözlenvle anlartığı şaırın ölümsüzlüğünün 46. yılında düzenlenen yürüyüşe katılmak ısteyenlere yönelik bir çağrı da var: •Yânınızda en az bir jiır kitabı getırin'. AB'nin TV yayıncılığı yasası • STRASBOLRG (AA)- Avrupa Birlıği ülkeleri içinde sınıraşan televızvonların denetlenmesı ile ilgili yasanın güncelleştıriiecek. Czerinde çalışılan yeni düzenlemelere göre çocuklann porno ve şiddet içeren yayınlan ızlemesının önüne geçilmeye çalışılıyor. Telev ızyon ıçine takılacak "Y Chıp' adlı anahtar ıle ailelerin çocuklannm izlemesını ıstemediğı yayınlann engellenmesi sağlanıyor. K Ü L T Ü R t Ç İ Z İ K KAMİL MASARACI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle