Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
•5 OCAK 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türk cumhuriyetlerindeki okullara öğretmen ve ders araç-gereci yardımı yapılacak
Devletten dini vakıflara destek' • Milli Eğitim
Bakanlığı, dini
eğilimleriyle bilinen vakıf
_ve derneklerce
Türk cumhuriyetleri ve
topluluklannda açılan
özel okullara. öğrencilerin
diplomalarının
denkliğinin Türkiye'de
tanınmasının ardından.
öğretmen. ders araçlan ve
teşvik primi gibi
yardımlarda
bulunulmasını
kararlaştırdı.
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Milli Eğitim Ba-
kanlığı: dini eğilımlenyle bilinen
vakıf ve derneklerce Türk cum-
huriyetleri ve topluluklannda açı-
lan özel okullara. 'öğrenci diplo-
malarının denkliğinin tanınma-
a'nın ardından. çeşitliyardımlar-
- da bulunulması > önünde karar al-
dı.
Türk hükümetince bu ülkeler-
Türk cumhuriyederine 129 okul
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dini
eğilimleriyle bilinen vakıf, dernek ve
şirketler; Türk cumhuriyetieri ve
topluluklannda 120'si ortaöğretim
kurumu, 9'u üniversite olmak ûzere
toplam 129 özel oku) açtılar.
Milli Eğitim Bakanlığı
verilerine göre özel okul açılan
kuruluşlar iie ülkeler ve okul
sayılan şövle:
Şeİale A.Ş.': Tacikistan (5)
ŞelaJe-Eflak-Feza Gazeterilik A.Ş.:
Kazakistan(28)
Çağ Oğretim İşletmeleri A.Ş: Kınm (1),
Moğolistan (3), Yakutistan (1), Buryad
(1), Tuva (1), Hakas (I). Pakistan (I),
Azerbaycan (8)
Fetih A.Ş.: Rornanya (1), Moldova (1)
Serhat Eğitim Öğretim ve Hizmetleri
AŞ: Başkırdistan (4)
Sebat A.Ş: Kırgızistan (10)
ErtuğruJ Gazi L.Ş: Tataristan (5),
Çuvaşistan (1)
Sanıanyolu A.Ş: Fas (1)
Sema Eğitim Hizmederi A.Ş.:
Ukrayna (1)
Slim A.Ş.: özbekistan (20)
Giilistan Eğitim Yayın ve Tkaret L.Ş.:
Arnavutluk (2)
Başkent Eğitim Yayın ve Tîcaret L.Ş:
Türkmenistan (14)
Fezalar Eğitim. L.Ş.:Kuzey Irak (1)
İslam \e Milli Kültüre Hizmet Vakfi:
Romanya (2)
Türk Dünvasj Araşfırmalan Vakfi:
Azerbaycan (3), Tataristan (6),
Kazakistan (5). Kırgızistan (1),
Çuvaşistan (1)
Asr Tîcaret: Ukrayna (1)
de açılan okullar. öğretmen \e
altyapı sıkıntısı çekerken özel
okullara. öğretmen. ders araç-ge-
reci ve teşv ik primi \erilmesi ka-
ran dikkat çekti.
Türk cumhuriyetleri \e toplu-
luklannda özel okul açan \e dini
eğilimleriyle bilinen \akıf. der-
nek \e şirketlenn istekleri. bırer
birer yerine getirilivor. llgilı ku-
ruluşların, 1995 yılında Milli
Eğitim Bakanlığı'nca gerçekleş-
tirılen toplantıda. okullanndan
mezun olacak öğrencilerin denk-
liğinin tanınması ve Türkiye'de-
ki üniversitelerdeokumaolanağı
sağlanması yönündeki istemleri.
birsüreöncegerçekle^tirildi. Ku-
ruluşların. okullarında görev ya-
pacak öğretmenlerin görev lerin-
den ıstita etmelerine gerek kal-
madan izınli savılmalan ve ele-
man sıkıntılannın giderilmesi vö-
nündeki önerileri de Mıllı Eğitim
Bakanı TurhanTayan'ın özel em-
riyie kabul edıldı. Tayan'ın em-
rinde ^öylc dendi.
" Bakanlığımız. Türk cumhuri-
yetleri ile Türk ve akraba toplu-
luklannda Türkiye Cumhuriyeti
uyruklu gerçek kişiler.özel hııkuk
tüzel kişileri \e\a özel hukuk hü-
kümlerine göre yönetilen tüzel ki-
şilertarafından açılan öğretim ku-
rumlanna. talep etmeleri \e ba-
kanlığımızca da taleplerinin u\-
gun görülmesi durumunda. var-
dım. katkı ve destek hizmetlerini
sağlayabilir."
Bakanltk. vakıf \e kamu yara-
rı amaçlı kuruluşlara vapılacak
yardımlan da "öğretmen desteği,
basılı eğitim araçlan. ders araç-
gereci. Ha/ine ve Dış Ticaret müs-
terşarlıklarınca verilen teşvik pri-
mi, görev lendirdikleri öğretmen-
lere hizmetiçi eğitimi seminerr
olarak sıralandırdı. Türk cıımhu-
riyetlerinin birinde ya da birka-
çında okul açanlar \eya açacak
olanlar. bakanlıkça uygun görül-
mesı durumunda yardımların bi-
rinden ya da tamamından varar-
lanabilecekler.
Ülkelerindekı vakıf. kişi ya da
kamu y ararına çalişan veya resmi
kuruluşlarca açılacak okullara
okul müdürü. müdür yardımcısı
\eöğretmen isteyen cumhuriyet-
lerc de personel yardımında bu-
lunulabilecek. Türk cumhuriyet-
lerindeki resmi okullar ile \akıf.
kışı ve kuruluşlarca açılan okul-
lara gönderılecek olan personel.
bakanlıkça ücretli ya da ücretsız
ızınlı sayılacak.
Milli Eğitim Bakanlığı'nca
Türkcumhunyetlerinde açılan 13
okul ile 3 Tiirkçe öğretim merke-
zi' nde öğretmen v e ders araç- ge-
recı sıkıntısı yaşanırken bakanlı-
ğın denetleme yetkisi kapsamı dı-
sında bulunan özel okullara yar-
dım paketi hazırlanması dikkat
çekti.
Prof. Dr. Neşet Çağatay:
İslamda
flıhuşa teşvik
günah değil
Istanbul Haber Servisi- Bursa L'ludağ Üni-
versıtesi Fen-Edebıyat Fakültesi Genel Türk
Tanhı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşet Çağatay.
Islam'da fuhuşa teşvığın günah sayılmadığını
belirterek. Islam'da kölelik vecariyelik arasın-
da da bır ayrım olmadığını. ıkısınin de aynı an-
lamageldiğinı bılidirdi. Prof. Çağata.v. "Çokes-
kiden beri kölelik ve carivelik ayn bir sınıf ola-
rak vardır \ e bunlar İslam hukukuna göre mal-
dırlar" dedı. Başörtüsü konusunun da carıye-
likle ilişkilı olduğunu belirten Prof. Çagatay.
hürlenn başörtüsü takma zorunluluğunun Me-
zopotamva'dan geldiğinı söyledi.
Bilım \e Ütopva Dergisi'nınOcak sayısında
"İslam'da kölelik. carivelik ve fahişelik"konu-
larındaki çeşitli soruları yanıtlayan Prof. Dr.
Neşet Çagatay, islam'da kölelik ve carivelik
arasında bir ayrım olmadığını ikısinin de aynı
"anjarna geld^ğini beljrttj, Çağatay, "Çpkeskf
den beri kölelik t e carit etik a> n bir sınıfolarak
vardır ve bunlar İslam hukukuna göre maldır-
lar" dedi. Çağatay şöyle devam etti:
"Ne demek mal? Alınır, satılır, ırzına geçer-
siniz. fuhuş yaptınrsııuz. para kazan bana getir
dersiniz. Nlalda ne gibi tasarrufta bulunursan.
köle ve cariyelerde de o tasarrııflarda buluna-
bilirsin. Kur'ann Kerim'de de var bu. Kur'an.
"Eğer gönülleri yoksa bu işlerde kullanmav ın.
hatta fahışelıkyaptırmayın' diyor. "Eğerzorla
yollarsanız onlar kendi rızalarıyla gitmedıği
için Allah onları affeder' Ama onu teşvikeden
adanı günahkârdır demivor. Onu demesi lazım
asıl onu demivor."
Söz konusu hükmün Nur süresinin 33. aye-
tinde olduğunu vurgulayan Çagatay. dünyada
köle alım satımının 1948'de Birleşmiş Millet-
ler'in kuruluşunakadardevamettiğini söyledi.
Yapılan bir araştırmada cariyelerin ve kölele-
rin yüzde 99'unun Müslüman olduğunun belir-
lendiğini anlatan Çagatay. "Bunlar mal oldugu
için gavrimüslümlere de satılıyor. Eğer mal ol-
nıasa onlar, bir Müslümanı bir Hıristivana ve-
rip ırzına geçtirir nıisin. yahut kötü işlerde kul-
lanabüirmisin?"'dedi. Başörtüsü konusunun da
cariyelikle ilışkıli olduğunu belirten Çağatay.
hürlerin başörtüsü takma zorunluluğunun Me-
zopotamya'dan geldiğini. Sümer kanunlarında
da oldueunu bildirdi.
) ııkM ı: ^iarı pnjtoto içinaçlık«re\inebaşlavan Aııkara Lniversitesi I tıı iakiılu-M mn.ıı itıogıvncıve. Istanbul İ niversitesi'nden destekgeldi. İstanbul
Cnhersitesi'nden bir grup öğrenci şiirli. halaylı bir gösteri ile Ankara'daki öğrencilerin arkasında olduklannı açıkladı. (Cotoğraf: H ATİC'E TL
1
NCER)
Oğrenci harçlarına karşı açbk grevi
• Ankara Lniversitesi Fen Fakültesi'nden 20 öğrenci. dün basın
açıklaması yaptıktan sonra. öğrenim harçlarına yapılan artışı protesto
etmek için açlık grevine başladı. Ege Üniversitesi Kampusu"nda
"paralı eğitim"ı protesto etmek amacıyla düzcnlencn etkinliklere
katılan 60 öğrenci hakkında soruşturma açıldı.
HaberMerkezi-Üniversıte harçlan- Ankara Üniversitesi Fen Fakülte-
na yapılan yüzde 300oranındaki artışa sı'nden20ögrencı. dün basın ;ıçıklama-
tepkiler sürüyor. Ankara "da bir grup öğ-
renci açlık grev ı başlatırken Istanbul'da
17gundürgre\ yapan \ıldız Lniversi-
tesi öerencilerine destek \ermek ama-
cıvlaistanbul Cniversitesı'nde evlem
yapıldı. Izmir'de ise harç artışını protes-
to eden 60 öğrenci hakkında soruştur-
ma açılmasi \e bazı ögıencılere ceza-
lar \enlmesi tepkilere yol açtı.
sı yaptıktan sonra. öğrenim harçlarına
yapılan artışı protesto etmek ıçın açlık
grevınebaşladılar. Heryıl çıkarılanye-
ni yasalarla katkı pav ı adı altında alınan
harçların üniversite kapılarını işçi \e
emekçi çocuklarına kapatmava çalıştı-
ğını kaydeden öğrenciler şu görüşleri
dile getirdiler:
"Altyapıdan, gerekli teknik araç ve
gereclerden, veterli öğretim elemanla-
rından yoksun "baraka ünıversıteleri"
kurulurken. kav nak yetersi/liği viizün-
den üniversiteler bilinısel araştırma >a-
pama/ duruma getirilniiştir. Öğrenci-
ler de y üksek lise öğrencisi durunıuna
düşürülmüştür."
Açlık gre^ine destek
Istanbul L nıversiteM'nde 1 7 gündür
>'ıldız Lnı\ersıte>rnde jçlık gre\ı ya-
pan öğrencılere destek nmacıy la dün bir
basuı açıklaması düzenlendi. Öğrenci-
ler. Ingılizce Iktisat Bölümü'nde ^arkı-
lar söyleşerek gerçekle^tirdiklen açık-
lamada. paralı egitımın emekçi çocuk-
lanna üniversite kapılarını kapattığına
dıkkat çektılerEge Lnıversıtesı Kam-
püsü'rıde "Paralı Eğitim"i protesto et-
mek amacıyla düzenlenen etkinliklere
katılan 60 öğrenci hakkında soruştur-
ma açıldı. Öğrencilerden Samir Hoca-
oğlu biray. iğurÇalkııı ile ^üsuf Mut-
lu I5"ergün uzaklaştırma cezası alır-
keıı. .ŞafakCoşkun ile Serkan Tekeli'ye
dekıııama cezası \enldi. Ege Lniversi-
tesi Merkezı Öğrenci Derneğı (EMÖD)
üye.sı bır grup öğrenci yaptıklanaçıkla-
mada \önetımiıı verdığı cezaları kına-
dı. Kamu Emekçılerı Sendikalan Kon-
federasyonu Izmir Şubeler Platformu
adına konu^an Eğıtım-Sen 5. Nolu Şu-
be Başkanı Caner Canlı. öğrencilerin
evlemlerini destekledıklenni belırtti.
AVRUPA BİRLİĞİ -TÜRKİYE SOSYAL HAKLAR VE SERBEST DOLAŞIM SEMİNERİ BAŞLADI
Sendikalar, işgücüne serbest dolaşım istedi
• DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak
konuşmasında, göçmen işçiler sorununun
sadece serbest dolaşım ve sosyal haklarla
sınırlı olmadığını, göçmen işçilerin
ırkçılık \e toplumsal dışlanma ile de karşı
karşıya bulunduklarını, işsizlik ve
göçmen işçi sorununun bir arada ırkçılığı
doğurduğunu vurguladı.
• Çalışma ve Sosyal Gü\enlik Bakanı
Mustafa Kul, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde
uzun süredir yaşamakta olan yabancılara
serbest dolaşım hakkının \erilmemesini. temel
insan hak ve özgürlükleriyle bağdaştırmanın
olanaklı olmadığını. göçmen işçilere sosyal
haklarının yanında siyasal haklarının da
verilmesi gerektiğini kaydetti.
İstanbul Haber Servisi- Türkiye'nin
gümrük birliğine kabul edilmesiyle
serbest mal dolaşımı garanti altına
alınırken. sendikalar işgücünün de
serbestçe dolaşabilmesini istedi.
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu
Genel Sekreter Yardımcısı Jean
Lapeyre, Avnıpa Birliği
Anlaşması'nın işgücünün serbestçe
dolaşımı ve göç konulan dikkate
alınarak gözden geçirilmesi gerektiğini
söyledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Mustafa Kul ise "Avrupa
Birliği üvesi ülkelerde uzun süredir
yaşamakta olan yabancılara serbest
dolaşım hakkının verilmemesinin
temel insan hak ve özgürlükleriyle
bağdaştırmak olanaklı değildir"
dedi. Avrupa Sendikalar
Konfederasyonu(ASK.), Türk-lş ve
DlSK'in ortaklaşa düzenledikleri
"Avrupa Birliği-Türkiye. Sosyal
Haklar ve Serbest Dolaşım" seminerı
dün Armada Otel'de başladı.
Seminerde konuşan Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Mustafa Kul. DlSK
Genel Baskanı Rıdvan Budak \e
;Türk-İş Genel Sekreteri Şemsi
Denizer yaptıkları konuşmalarda.
gümrük birliğinin sadace malın
serbestçe dolaşımını değil. işgücünün
de serbest dolaşımıv la anlamlı hale
geleceğini belirtîiler. Dün başlayan \e
üç gün sürecek seminerin açılış
konuşmasını ASK Genel Sekreter
Yardımcısı Jean Lapeyre yaptı.
Lapejre. Türkıye'nin gümrük birliğine
girişini destekledıklenni belirttı.
GB'ye girişin Türkiye için nasıl bir
öneme sahip olduğunu bildiklerıni ve
ellerinden geldiğince bunu AB'ye üye
ülkelere anlatmaya çalıştıklannı dile
getiren Lapevre. "Türkiye'nin
demokratikleşmesi sürmelidir. Biz
Türkive'nin GB've girişini
deseklerken. bu demokratikleşme
sürecine düşmanca bakan ne kadar
güç olduğunun farkındavdık" dedi.
ASK'ın Genel Sekreter Yardımcısı.
"L'luslarası Sözleşmelerde
Göçmenlerin Sosyal Hakları"
başlıklı konuşmasında ise Avrupa
Birlıği'nın işgücünün serbest dolaşımı
konusuna sıcak baknıadığını. işçi göçü
konusunda ise hıçbir polıtıkasi
bulunmadığını dile getirdi. Lapeyre
şöyle konuştu: "Avrupa
Pariementosu 1996'da Torino'da
yapılacak toplantıda bu konuvu
değerlendirmeli ve anlaşmayı bir kez
daha gözden geçirmelidir. İşsizlik.
göç. alınacak kararların ulusal
mev/uatlara nasıl uvarlanacağı.
ırkçılık ve avrımcılığa karşı neler
yapılacağı ve nasıl hukuksal
güvenceye kavuşturulacağı. avrıca
yasal göçmenlerin sosyal ve siyasal
hakları gibi pek çok konu ele
alınmalıdır".
Toplantıya Türk-lş'i temsilen katılan
Genel Sekreter Şemsi Denizer de
A.rupa Birliği ile gümrük birliği
sürecine girmiş olan Türk işgücünün
anlaşmalardan doğan serbest dolaşım
hakkının tek taraflı olarak
kaldınldığını savundu.
Denizer. A\ rupa'da yaşavan 2.5 milyon
Türk vatandaşının da Avrupa Birliği
ülkelerı vatandaşlarından farklı bir
statüde yaşadıklarını anımsatarak,
Türk işçilerinin yasal olarak sahip
olduklan sosyal haklardan bile fiilen
yararlanamadığını v urguladı
DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak
ise konuşmasında göçmen isçıler
sorununun sadece serbest dolaşım ve
sosyal haklarla sınırlı olmadığını.
göçmen işçilerin ırkçılık ve toplumsal
dışlanma ile de karşı karşıya
bulunduklarını söyledı. Budak. işsizlik
ve göçmen işçi sorununun bır arada '
ırkçılığı doğurduğunu \ urguladı \e
şövle konuştu:
"Ğöçmenleri anavurtlarına
göndermek sorunu çözmez. Çünkü
sermave ucuz işgücü peşinde
koşuvor. Bunu kendi ülkesinde
bulumazsa bulduğu vere gider.
Sorunun gerçek çözümü Avrupa
içinde ya da dışında bütün işçilerin
sosyal haklara, örgütlenme hakkjna
sahip olmasını sağlamaktır. L'cuz
emek faktörünü ortadan
kaldırmaktır." ASK'a göçmen
işçilere yönelık a>rı bıryapılanma
oluşturmayı önerdıklerini de
belirten Rıdvan Budak. DİSK'in
yurtdışındaki Türk işçılerini
"Gönül Üyesi" yapacağını söviedi.
Çalışa \e Sosyal Güvenlik Bakanı
Mustafa Kul da \aptıgı koıuışnıada
"GB, beraberinde başta hi/metlerin
dolaşımı olmak üzere kişilerin de
dolaşımını zorunla hale
getirmektedir. Buna hazırlıklı
olmalıvız" dedi.
Bakan Kul, Avrupa Birliği içinde
bulunan göçmen işçilerin
durumlarını düzenleyen ortak
metinlerin olmamasının. yabancılann
bulunduklan ülkenın iç mevzuatına
uvum sağlamalarını güçleştirdiğini
söyledi. Mustafa Kul. göçmen
işçilere sosyal haklannın vanında
siyasal haklarının da verilmesi
gerektiğini kaydetti. Kul. "Alınacak
önlemlerin hı/lı ve etkili olmasını
sağlamak için Avrupa Birliği'nin
bünyesinde bulunan göçmenlere
yönelik ortak politikalar
oluşturınası ve bunları hukuki
metinler olarak uvgulanıaya
sokması büvük bir öneın
taşımaktadır".
Seminerin dünkü bölümünde
"l luslararası Sözleşmelerde
Göçmenlerin Sosyal Hakları" ve
"İşyerinde Muamele Eşitliği.
\asalar \e Pratik" koııulu tebliğler
suıuıldu.
HAFTAY4 BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
HADEP'ten Çıkarılacak
Ders!
Türkiye'de temel bir yaklaşım farkı yıllardır sürüyor:
Kürt sorunu mu? Yoksa Güneydoğu sorunu mu?
Olayın temelinde, bir "etnik kimlik" üzerine baskı
yapılması mı var? Yoksa bir bölgenin olumsuz koşul-
larının üst üste eklenmesi mi var?
PKK, Türkiye'nin hemen her yanına yayılmış olan
tüm Kürtleri mi temsil ediyor? Yoksa -olumsuz koşul-
ların üst üste yığılmasından bunalan- bölge insanının
bir bölümünü mü?
• • •
Seçimlerde ülke barajı yüzde 5 olmalı ve HADEP
de -tıpkı MHP gibi- Meclis'te temsil edilmeli. En azın-
dan -genel oy oranına bakılmaksızın- bır seçim böl-
gesınde oyların üçte birinden fazlasını alan partiye, o
yöreden milletvekili çıkarma hakkı tanınmalı.
Ama bu arada da. HADEP'in aldığı oyların ne an-
lama geldiği unutulmamalı!
Eğer sorunun temelinde bir "kimlik çatışması" var-
sa, bu en çok nerede patlak verir? "Kürt kimliği"r\\
paylaşan insanlar bir arada yaşarlarken mi, yoksa
farklı bir "egemen kimlik" ile burun buruna varlıkları-
nı sürdürmek zorunda kaldıklarında mı?
Daha açık soralım:
Kimlik çatışmasının Şırnak'ta mı olması doğaldır,
yoksa Istanbul ya da izmir'de olması mı? Kürt köken-
li yurttaş, Istanbul'da mı kendisıni farklı bir kimliğin
baskısı altında hısseder, yoksa Diyarbakır'da mı?
Gerçek ortada... Eğer sorun "Kürt kimliği"nden
kaynaklanmış olsaydı, tepkinin Güneydoğu'da değil
büyük kentlerde ortaya çıkması gerekirdi! HADEP'in
oy patlamasını Diyarbakır'da değil Istanbul'da yap-
ması gerekirdi!
HADEP büyük kentlerde yok, ama Türkiye'nin en
geri, koşulları en kötü bölgesinin bazı yörelerinde
var...
• • •
Dört yıl önceki seçimlere SHP, -"Kürt kimliği"n\
temsil eden- HEP ile birlıkte katılmıştı. Doğu ve Gü-
neydoğu'yu, HEP'e terk etmişti.
Sonuç?
SHP. 13 seçım bölgesinde tek bir milletvekili bile
çıkaramadı. Bölgedekı başarı -tıpkı bugünkü gibı-
belirli illerle sınırlı kaldı.
TBMM'de "Kürt kimliği"ne en çok saHip çıkan üç
milletvekilinin (M. Ali Eren, Fuat Atalay ve Nurettin
Yılmaz) üçü de. yeniden seçilemediler...
Niçin Şırnak HEP'e, HADEP'e destek verirken, Ş.
Urfa vermiyor?
Çünkü Şırnak'ta toplumsal-ekonomik koşullarçok
kötü ve "umut" yok. Ama Ş. Urfa, GAP'ı yaşamaya
başladı; umudu var.
Piar-Gallup'un Güneydoğu'da gerçekleştirdiği bir
kamuoyu yoklaması, bölge halkı için sorunun teme-
linde neyin yattığını ortaya koymuştu: "İşsizlik veyok-
sulluk!" Doğu ve Güneydoğu ılleri oda başkanları da
aynı "tanı"da birleşiyorlardı:
"işsizlik önlenmedikçe, terör sona ermez!"
• • •
HADEP'in oylan, sadece PKK'nin ve bir avuç Kürt
okumuşunun değil; aynı zamanda "yeriı mandaa "nu-
maracı cumhuriyetçilerın savlarının da iflasıdır! Sayın
Boyner"in YDH'sinin hali ise sadece bu iflasın "tes-
c//"idir! (ANAP ve DYP'de bulunmayan. gerçek libe-
ral bir partinin gerektirdiği yaklaşımların yanına, nu-
maracı cumhuriyetçilerın bazı savlarını yamamış ol-
manın bir bedelidir.)
Devlet elbette ki geçmişte Güneydoğu'da ciddi
yanlışlar yapmıştır. Bugün deyapmaktadır... Kültürel
kimlikler üzerinde baskı elbette olmamalıdır.
Ama sorunun temelmın "ekonomık" olduğu da
açıktır.
Sadece bazı gerçeklerin daha iyi anlaşılması için
değil. azınlıktaki bir düşüncenin "demokratik" dü-
zeyde temsili için de... Siyasal yaşamımızın HADEP'e
-ve hatta YDH'ye- gereksinmesı vardır. HADEP'Iİ bir
"Meclis grubu"na gereksinmesi vardır.
Ve aynı derecede önemlı olarak... CHP gibi parti-
lerimizin -gerçek kimliklerine kavuşabilmeleri için-
kendi içlerindeki gizli HADEP'Iİ ve YDH'lılere, yanlış
adreste olduklannı anımsatmalarına gereksinme var-
dır.
Demokrasi netlik ister.
Herşey açıklığa kavuşsun ki, yurttaşın kafası da ka-
nşıklıktan kurtulsun... Bız de bu bataklıktan kurtula-
lım!
TEMA Genel Müdürü Ümit Gürses:
Erozyon bugday
üretmıîni azalüyor
• Gürses. "Yalnız Türkiye'de değil. dünyanın
birçok bölgesinde de durum aynı. Bunun farkında
olan ülkeler. stok yaparak bu ürünlerin fivatlannı
arttınyorlar. Bunu sonra bize sivasi baskı olarak
kullanabilirler" diye konuştu.
İstanbul Haber Servisi -
Türkıve Erozvonla Müca-
dele. Âğaçlandırma \e Do-
öal V'arlıklan Koruma Vak-
fı (TEMA) Genel Müdürü
Ümit Gürses. erozyon ne-
deniyle meraların azalma-
sı vetarlalarınaşınması ile
özellikle buğday üretimi-
nin azaldığına dikkat çek-
ti. Gürses. "Yalnız Türki-
ye'de değil. dünyanın bir-
çok bölgesinde de durum
aynı. Bunun farkında olan
ülkeler. stok yaparak bu
ürünlerin fivatlannı arttt-
nyoriar. Bunu sonra bize si-
vasi baskı olarak kullanabi-
lirler"' diye konuştu.
Gürses. Cumhuriyet'e
yaptığı açıklamada. 1986-
95 yılları arasında buğdav
üretiminin erozyon nede-
nıyle yüzde 39.7 oranında
azaldığını kaydetti. 1995
yılı içerisinde buğdayın to-
nunun 125 dolardan 185
dolara çıktığını belirten
Gürses. ayrıca ihracatı için
de 40 dolar foıı konularak
ihracının önlenmeye çalı-
şıldığını söyledi.
Gürses. aynı bıçimde
I935'li yıllarda 44 milyon
hektar mera alanı varken
erozyon nedenivle bunun
92 vılında 21 7 nıılvon
hektar alana düştüğünü be-
lirtti. Nüfusun o yıllardan
bu y ana artmasıyla birlikte
hay\ansal ürünlerin de ih-
tıvacının arttığına dikkat
çeken Gürses. meraların ıs-
lah edilmediğini ve yem
bitkilerinin de üretiminin
teşvik edilmediğine işaret
etti.
Ümit Gürses. 1982 ile 92
vılları arasında hayvan
ürünleri ıthalatının 2 mil-
yardan 5 milyara çıktığını.
bu yıl ise 1.5 milvar dolar
et ithalatı yapıldığını bildi-
rerek "Böyle giderse 2010
yılında 17 milvar dolanmı-
zı hayvan ürünlerini ithal
etmek için ayırmak zorun-
da kalacağız" dedi.
Erozyon nedenivle ve-
rimlıliği düşen topraklann
köylen besleyemediğini
vurgulayan Gürses. "Bes-
lenemeven köylü. doğup
büvüdüğü yeri bırakarak
şehire göç ediyor. Türki-
ye'de yılda I milyon insan
göç edivor. Bunda büvük
pav erozvondadır.Şehirler-
de varoşlarda vaşayan bu
insanlar, pek çok problem-
le karşı karşıyadır. İşte
erozyon bu bakımdan sos-
yal bir problemdir" diye
konuştu.