27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1O OCAK 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Ali Ihsan Karacan: Bu bir skandaldır. SPK Başkanı ndan ilk tepki: Bu skandalı kabul etmeyiz ÇETİN VİĞENOĞLU SPK Başkanı Ali İhsan Karacan. San Francisco'dan Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. Sanayi ve Ticaret Ba- kanliğı'nın özel denetçi atamasının hukuken geçersiz ol- dugunu belirterek "Bu bir skandaldır. Bunu kabul ede- mejiz" dedi. Böyle bir anlaşma yapmaya kimsenin hakkının olma- dığını, paranın zaman maliyeti diye bir ekonomik kura- lın bulunduğunu söyleyen Karacan "Böyte bir protokol imzalamak. bu hükümet döneminde yapılmış en büyük mali skandaldır" diyerek şöyle devam etti: "Bunu kabul edemeyiz. Kabul edersek geleceğe yönelik bir sürii kötii uygulama- ya prim vermiş oluruz. Ne de- mek paranın fa- izsiz geri dönme- si? Böylesine enflasyonist bir ortamda parayı faizsiz geri dön- düfmekişmiva- ni? O zaman Enerji Bakanlıgı bana da 7.6 tril- yon lira borç versin, benden de 4 yıl süreyle faizsiz geri alsın. Bunlar bu kafayla devlet yönetiyorlarsa Türkiye'nin kaynaklannın nasıl israfedil- diğinin bu açık bir kanındır. Önlarca trilyon lirayı bir ai- leye peşkeş çekmeye hiçbir siyasetçinin, bürokratın hak- kı yoktur. Hiç kimse bunun hesabını ahlaken veremez." SPK Başkanı Karacan, SPK'nin ÇEAŞ'ta kalıcı ola- cagı gibi bir izienim doğmasını dogru bulmadığını kay- dederek "Biz burav a kaücı olmak için gitmedik. Zaten be- lirii süre içinde oradan yasal olarak çekilmek zorundayız. Şartlar yerine getirildikten sonra çekileceğiz. ÇEAŞ ola- yının en önemli boy utu iştirakler konusudur. Bunun dev- leti. kiiçük ortakları ilgilendiren bov utu \ar. Olayın küçük ortaklan ilgilendiren > önii çözülmemişse mesclc bitmiş de- mek degildir de\ let açısından" diye konuştu. Tartışmada gözden kaçan nokta: 7.6 trilyonun vergisi kaçınldı Çukurova Elektrik'te Uzanlar'ın 7.6 trilyon liralık kaynağı başka şirketlerine aktardığı yolundaki tartışmalarda son derece önemli olan "vergi kaybı" konusunun gözden kaçrığı '*" bildiriliyor. Uzmanlann yorumuna göre söz konusu kaynak ÇEAŞ'ta kalsaydı Maliye yüzde 48'e varan kurumlar vergisi tahakkukuyla yaklaşık dört tnlyona yakın vergi geliri elde edecekti. Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz uzmanlar. "Para. ÇEAŞ'ta kalsaydı belki birazını temettü verebilir, birazıyla yatınm yapabilirdi. Biitün bunlar yapılmadığına göre söz konusu kavnağın şirkette kaidığı düşünülüp rant ÇEAŞ'm SPK tarafından atanan yeni yönetimi üretimi, 1.5 ayda yüzde 48.1 arttırdı Uzanlar babrdı, SPK kıutardı • SPK'ce göreve getirilen yeni ÇEAŞ yönetimi, görevde olduğu 1.5 ayhk sürede, Uzanlar'ın Enerji Bakanlıgı, TRT, Elektrik Enerjisi Sekreterliği ve müteahhitlere olan 2 trilyon 382 milyar liralık borcunu kapattı. ESRA YENER ANKARA- Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı'nın Çukurova Elektrik Anonim Şirketi'nin (ÇEAŞ) yönetimine el koymasının ardından SermayePiyasası KuruIu'nca(SPK) atanan yeni vönetim, elektrik üreti- mini kasımayında 1994'ün aynı ayı- na göre yüzde 48.1. aralık ayında da yüzde 26.44 oranında arttırdı. Yeni yönetim görevde olduğu 1.5 aylık sürede, Uzanlar'ın Enerji Ba- kanlıgı, TRT. Elektrik Enerjisi Sek- reterligı ve müteahhitlere olan ve ödenmeyen yakJaşık 2 trilyon 382 milyar liralık borcunu da kapattı. Enerji Bakanlığı'nın. Uzanlar tara- fından ödendiğini öne sürdügü 3 tril- yon liralık borcun 2 trilyon 200 mil- yar lirasının da ÇEAŞ'ın SPK tara- fından atanan geçici yönetimi tara- fından karşılandığı ortaya çıktı. SPK Denetleme Dairesi 'nce önce- IIIIH ı ki gün tamamlanarak kurul başkanlıgına verilen bilgi ra- porunda. ÇEAŞ'ın yönetimi- ne el konulmasının ardından SPK'ca atanan yeni yöneti- î â ^ mın faaliyetleri ve şırketin . _ _ son duruniu değerlendirildi. Rapora göre. ÇEAŞ'ın SPK'ce atanan yeni yönetimi 1.5 aylık süre- de. eski yönetimin SPK Vasası ve Türk Ticaret Yasası'na aykın işlem- lerinin düzeltilmesi için çeşitli karar- lar alırken, şirket alacaklarının tahsi- li ve şirket dışına izinsiz çıkanlan varlıklann geri alınması amacıyla ge- rekli girişimleri yaptı. Yeni yönetim. ÇEAŞ'taçaiışanlar- la geçen yıl mart ayında yapılması gereken. ancak Uzanlann görüşmele- ri kabul etmememesi nedeniyle ba- gttlananıayan toplu iş sözleşmesinı imzaladı.Bunagöreçalışanlarabirin- ci yıl için yüzde 50. ikinci yıl içinde de enflasyonun 20 puan üzerinde üc- ret artışı verilmesi karara bağlandı. • Enerji Bakanlığı'nın, Uzanlar tarafından ödendiğini öne sürdüğü 3 trilyon liralık borcun 2 trilyon 200 milyar lirasının da ÇEAŞ'ın SPK tarafından atanan geçici yönetimi tarafından karşılandtğı ortaya çıktı. Raporda. Uzanlann. Enerji müteahhitlere200milyar 420milyon Bakanlıgı'nael koymakaran- liralık ödemeyaptıgı kaydedildi. Ye- ardından borçlanna kar- ni yönetimin. ÇEAŞ'ın Uzanlarca ı- ki yıldır karşılanmayan borçlarına karşılık yaptıgı toplam 2 trilyon 382 milv ar liralık ödemenin ardından şir- ketin halen 950 milyar liralık nakde sahip olduğu belirtilen raporda. tüm ödemelerin kasım \e aralık avların- da yapılan enerji satış faturalarının tahsilatından karşılandığı belirtildi. Rapora göre. Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığının ÇEAŞ'ın yöne- timineel koymakarannınkaldınlma- sma ilişkin uygulamasına gerekçe olarak gösterdiği. Uzanlar'ın bakan- lığa karşı olan borçlanna karşılık öde- dikleri 3 trilyon liranın yaklaşık 2 tril- yon lirası, şirketin SPK tarafından ata- nan yeni yönetimi tarafından karşı- landı. Uzanlar'ın kendi hesaplanndan ödedikleri vaklaşık 1.5 trilyon liranın da, ÇEAŞ yönetimindeyken şirketten çıkararak kendi bankalannayatınlan nakitten karşılandığı ortaya çıktı. | nın _ J şılık yaptığı 1 trilyon 467 mil- ğ ^ H var liralık ödemenin. ailenin •a^_ ÇEAŞ'tan daha önce kaçıra- rak Kıbns'dakı > ine kendileri- ne aıt lmar-Off Shore Bank'ta tutu- lan hesaptan karşılandığı bildirildi. Raporda. ÇEAŞ'ın halen aynı ban- kada 500 rrrilvar liralık nakdinin bu- lunduSununtahminedildigide belir- tildi. Uzanlar ödemedi Raporda, Uzanlar'ın ÇEAŞ'ın kaynaklarından yaptığı ödemenin vanı sırayeni vönetimin. şirketin son iki yılda biriken borçlan nedeniyle. TRT Genel Müdürlügü'ne 50 milyar liralık. Elektrik Enerjisi Sekreterli- gi'ne 70 milyar liralık. Türkive Elektrik Üretim Şirketine'ne(TEAŞ) 1 trilyon 946 milyar liralık. Maliye Bakanlığfna 116 miljjr liralık ve hesabi) la birlikte degerlendirümesi halinde bile orta\a ödenmesi gereken büyük miktarda vergi ka> nağı çıkardı" dediler. Geçen aralık ayında ÇEAŞ'ta Uzanlar'ın yol açtığı vergi kaybı konusunda Gelirler Kontrolörü Veysel Toksöz tarafından inceleme yapıldığı, ancak bu konunun Toksöz'ün dikkatinden kaçtığı öğreııildi. Toksöz'ün raporunda sadece ÇEAŞ- Imar Bankası ve tmar Off Shore hattında yok olan "örtülü kazançîa" ilgili vergilendirme konusu üzerinde durulduğu, bundan da Uzanlar'ın on beş milyar lira dolayında vergi borcu ödemek zorunda kalacakları bildirildi. Lzanlar, ÇEA'j'ı Adanadaki oJayü genel kunıila ele gecirmişlerdi. SPK açıklamasında Sanayi Bakanı'nın yanıltıldığı vurgulandı BakanıyanlışyönlendirdüerADANA(CumhuriyetGüne> İDe- ri Bürosu)- Sermaye Piyasası Kuru- lu (SPK), Çukurova Elektrik AŞ'de (ÇEAŞ) meydana gelen son geliş- melerle ilgili olarak, dün kamuoyu- na yaptığı iki ayn duyuruda. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlıgı >etki- lileri. "yasaîarla verilen yetkileri aş- tıgını r , Sanayi ve Ticaret Bakanı Fu- at Çay'ın da yanlış yönlendirildigı- ni savladı. SPK tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlıgf nın 5 ocakta gönderdıgi "ÇEAŞ'a el ko>ma işle- minin kaldınlması" yolundaki faks mesajına ilişkin yapılan açıklamada. bakanlığa 8 ocakta biryazı iletildiği ve bu yazıda. "ÇEAŞ'ın mevcut yö- netimi yerinetemsil görüşmelerin sa- kıncalı olduğu, bu tür görüşmelerin ve bunun sonucunda varsa imzalan- mış herhangi bir belgenin hukuken geçerli olamayacağı. görüşme. belge ve taahhüde da> ali olarak bakanlığın herhangi bir işlem yapmasımn \e böyle bir hususa bakanuğın resmi \a- zışmalannda yer verilmesinin konu- nun esasını zedeleyecek görüşlere mesnet leşkil edebileceği. aksi takdir- de Bakanlığın SPK yetkisi dahilinde olan bir hususta kuruluşun bilgisi ve kabulü dışında değeıiendirme ve iş- lem yapmış olacağı. bö\le bir yakla- şımın ana sözleşme değişikliği ama- cıyla yapılan genel kurulu suinivetli bir tutıınıla engelle\en ortaklan ce- $aretlendireceği, 7.6 trihon liralık ka\nağın iadesinde güçjükler çıka- racağı. kamıı kuruluşlarının birbi- riyle çelişen u\ gulamalannın serma- ye pi\asasında \e kamu vicdanında önemli olumsuz etkiler >aratacağı- nın ve bakanlığın sadece ÇEAŞ'ın mevcut > önetiminde henüz verine ge- tirilmemiş olan ana sözleşme değişik- liği için gereğinin vapılmasını istenıe- sinin gerekli ve münıkün ok)uğu"nun belirtildiği kaydedildi. Açıklamada. 7.6 trilyon liranın ÇEAŞ'a faizsiz geri dönecegi yolun- daki sözlere de değinilerek. "Bu ifa- deler, kendi yetki ve görevlerinin sa- dece şirketin enerji üretimivle ilgili olduğunu yazılı ve sözlü olarak defa- larca yineleven bakanlık yetkilileri- nin, ÇEAŞ sorununu görüştükleri ortaklar lehine çözümünde. \ asalar- la kendilerine verilen vetkileri de aşan bir değeriendirme \ aptıklannı, bu konuda karar v erdiklerini göster- mektedir. SPK. bu geri ödeme planı- nın kabul edileme/ olduğu görüşün- dedir"deıııldı. SPK'nın diğer açıklamasında. "Sanaji ve Ticaret Bakanı Fuat Çav 'ın. değindiği konularda veterin- ce bilgilendirilmediğini \e\a vanlış vönlendirildiğini üzülerek müşaha- de etmiş bulunmaktavız" görüşüne yer \erildi. SPK. her iki açıklamasını da şu sözlerle tamamladı: "Sadece ÇE- AŞ'tan hisse senedi alan yerli ve ya- bancıyatınmcılann degiLTürkiye'de 'hukukun üstünlüğünü esas alan çagdaş bir dev let anla\ ışının yerleş- mesi' arzu. ünıit ve hevecanını taşı- yan vatandaşlanmızın da ilgiv le izle- dikleri bir örnek olav haline gelen bu karmaşık vumağın vasalar çerçeve- sinde kamu vararına çözüleceğine dair inancımızı muhafaza ettiğimizi ve bu doğmltuda gereğinin v apılaca- ğını kamuovuna duyururuz." SPK raporlari: ÇEAŞ'ta usulsüzlük dizboyuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), yeni- den Uzanlar'ın yönetimine verilecek Çukurova Elektrik Anonim Şirketi'nde yüzlerce milyar liralık skandal boyutla- nna ulaşan usulsüzlükler saptadı. SPK. Uzan ailesinin yönetimindeki ÇEAŞ'ta- ki incelemelerinin ardından hazırladığı raporda. yöneticilerin usulsüz işlemle- ri için 7 ayn suç duyurusunda bulun- masını kararlaştırmıştı. SPK. Uzan- lar'ın. Kepez Elektrik AŞ hisselerinin yasalara aykın biçimde alınıp satılma- sıyla haksız kazanç sağladığını belirle- di. Raporlara göre. Uzanlar. kendileri- ne ait olan Adabank v e aynı adreste gös- terilen 9 şirketleri aracılığıyla. usulsüz hisse alım satımı yaparak. 228 milyar li- ra kazandılar. ÇEAŞ'ın içini bo- şaltan ve şirketin kay- naklannın Uzan aile- sine ait bankalara "karşılıkstz" kullandmldığını saptayan SPK. dö\ iz operasyonunda kullanılan banka oyununu da ortaya çıkardı. Hal- ka açık ÇEAŞ'ın dövizleri, KKTC'de kurulu imar Bank Oflf'Shore'a aktani- dı. Uzanlar'a ait İmar Bankasf nın. or- taklan. adresi \e merkezini devletten sakladığı KKTC'deki banka da Uzan ailesine ait çıktı. TL kaynaklarını Uzan ailesine ait imar Bankası ve Adabank'a "faizsiz'' kullandmlan ÇEAŞ'ın dövizleri de "düşiik faizte" KKTC'deki İmar Bank Off Shore'a akıtıldı. Raporda. imar Bank Off Shore gibi yurtdışındaki kıyı bankalannın. Türkiye'deki vergi yük- lerinden kurtuldukları için yüksek faiz verdiklerinın bilinmesine karşın. ÇE- AŞ'ın dövizlenne düşük faiz uygulan- dığı ve şirketin bu açıdan da zarara ug- ratıldığına dikkat çekildi. Adabank'ta denetim vapan Başbakanlık Bankalar Yeminli Murakıbı F.Y.'nin çalıştıgı oda- da aızli dinleme cihazı bulundu. BENCE IZZETTIN ONDER Çığlık... Başbakan'ın ekonomi toplantısında yapmış olduğu yorum, hiçbir tereddüde yer bırakmayacak bir biçimde, sağduyulu bir algılama ve anlatım olmayıp basit bir sap- tırma, psikolojik anlamda da bir çığlık niteliğindedir. Çığlıkla bireyler bir yandan dış ilgıyi çekerek yalnızlık- lannı gidermeye çalışırken diğer yandan da kendi için- deki korku ve terüddütlerı bastırma gayreti içine girer. Bence Başbakan da son ekonomi basın toplantısında aynen bunu yaptı. Zira bugünkü ekonomik durumun tek mımarı Başbakan değılse de bu oluşumun son dört yıl- lık bekçisi ve devamcısı kendısidir. Gümrük birliğine gi- derken ekonomik bozukluğun sadece kamu kesimi per- formansına bağlı olmayıp özel kesimin de verimsiz ça- lışmasından kaynaklandığını Başbakan çok iyi biliyor. Devletin iç ve dış finans çevrelerine nasıl teslım edildığı- ni, herhalde hepimizden çok daha iyi Başbakan biliyor. Daha bir dizi ekonomik ve sosyal sorunların giderek de- rınleştiğini, hiç kuşkusuz, en iyi Başbakan biliyordur. Başbakan'ın, bildiği halde bastırması gereken diğer bir konu da bu gidişı kolay kolay durdurup ters çevirmenin olası olmadığıdır. Zira, bu gidişi, ters çevirmek için bir di- zi güçlü merkezlerin taleplerini bastırmak ve onları baş- ka türlü davranmaya zorlamak gerektiğini bilen de yine Başbakan'dır. Fakat Başbakan'ın bılmek ıstemediği, bu- nun nasıl gerçekleştırileceğidir. Çünkü bu kesimler hem üretimin candamarını hem de tüm finans kaynaklarını el- lerinde tutmaktadır. Bu guçlerle oynamak, yüksek voltaj kablosu ile oynamak kadar tehlikelidir. Bu güçler içinde birinci derecede aktif ve etkili olanlar, sistemin temel be- lırleyici iç dinamikleridir. Bu dinamikler, dönemin üretim yapısına bağlı olarak farklı görüntülerde belirirler. Bu güç; 1925'te 'âsar'ı kaldırtan ve 1950 Gelir Vergisi Yasası'nda tarımsal kazançlan sistem dışı tutturan toprak ağaların- dan, 1950'lerde yabancı firmaların acenteliğinı üstlenen, ithalat öncelikli ticaretle uğraşanlardan, 1960 ve 1970'ler- de montaj sanayi ile uğraşanlardan, 1980'ler ve 1990'lar- da ıse ihracatçılar ve finans parazitlerinden oluşmakta- dır.. Bu iç dinamikter, hemen her dönemde kendi çıkarları ile dış dinamiklerin çıkarları arasında bir paralellik oluş- turarak önemli güç kaynağı olduğunu düşündüğümüz si- yasal otorite ile de işbirliğı içıne girerek fakat zaman za- man ona da karşı. bundan da önemli olarak topluma kar- şı davranmaktadır. Uberal iktisadın ilk temsiicisi olarak bilinen Adam Smith bile, işadamlarının çıkarlarının top- lumun çıkarları ile her zaman aynı olmadığını, hatta ço- ğu zaman bu ikisi arasında ciddi çelişkilerin olduğunu "Milletlerin Serveti" {"bireylehn serveti" değil!) adlı ünlü eserinde belirtmiştir. Siyasal iktidar güç kaynağı değil, gücü elinde tutan- ların kullandığı rant yaratma kaynağıdır. Diğer bir deyiş- le, siyasal güç, asıl üreticı kesim olmamakla beraber; üre- tici kesime, vergiler, harcamalar, gümrükler vb. gibi ko- nularda ilave avantajlar sağlayarak rant oluşturur. Siya- sal güç, bu anlamda oy aldığı halka da arkasmı dönerek güçlü çevrelerle işbirliğı yapar. Güçlü siyasal iktidar, adam gibi vergi almak ıstemez mi; böylece, kendi oto- ritesini sımgeleyen parasının değerini korumak istemez mi; bütçenin büyük bir bölümünü üç-beş finans parazi- tine ve onlann belirlediğı rayıç üzerınden verme mantık- sızlığına son vermek istemez mi; memuruna insanca ya- şam düzeyi sağlamak istemez mi! Demek ki, asıl güçlü olan, siyasal otorite değildır! Başbakan'ın kendi iktıdannı sürdürmek istemesi ka- dar doğal bir şey olamaz. Aynı derecede doğal olan di- ğer bir şey ise bu düzenı yaratan ve bu düzenden ina- nılmaz çıkarlar sağlayan çevrelerin de aynı güç ya da ki- şilerin iktidarda kalmalarını istemesıdır. işte pembe tab- lo çığlığının ikinci nedenı de çıkar sağlayan çevrelere de- ğil, fakat yükü çeken gruplara pembe bir mesaj vererek onları ikna (!) etmektir. Her iktisadi tablo, her amaca göre oldukça zengin ipuçları sağlayabilir. Mukayese tabanını ayarfayarak, za- man kesitinin başlangıç ve bitiş noktalarını değiştirerek, parıltı gibi gözüken bazı verilerin arkasındaki maliyeti gizleyerek ya da mikro dengesizlikleri gözardı ede»K bazı makro verileri olumlu göstererek, çok bozuk btreko- nomiye oldukça farklı birgörüntü kazandırılabilır. Önem- li olan bir anlık görüntü değil, genel gıdiştir. İktisadi tablonun tersyüz edilerek halka yutturulmasın- da siyasal kadrolar kadar çıkar çevrelerinin de önemli ya- ran vardır. Bunlardan bir yenisı daha sahneye koyulma- ya çalışılmaktadır. O da iç borcun dış borca tahvil edil- mesı telkin ve çabalarıdır. iç borç faiz ödemesi bir iç ak- tarım olduğu halde. dış borç faiz ödemesi, net kaynak aktarımı anlamına gelmektedir. İç borç yükünü çok da- ha başka türlü hafifletmek söz konusu olabilecek iken yatınm amaçlı olmadan, sadece iç finans parazitlerine kaynak aktarmak için dış borçlan arttırmak, bu parazit- leri gelecek nesillere yük yıkarak beslemek demektir. Böyle bir önerinin geliştırilebıldıği çıkar grupları havuzun- da ve bunları yutmaya hazır bir halk karşısında Başba- kan, başka türlü davranmaz. SADULLAH USUMİ aranan pazar bulundu: Türkiye A merika sigara sanayii daha 60 yıl önce dış ülkelere göz koymuştu... Her fırsatı değerlendiriyor ve pazar arayışlannı sür- dürüyordu... Amerikan yönetimleri de konuya bir devlet politikası olarak bakıyor ve bu arayışlara yardımcı oluyordu. Amerikalılar, büyük bir pazar olan Avrupa'ya girmek için çok uğraş verdikleri halde başarılı olamamışlardı. İkinci Dünya Savaşı sırasında bu fırsatı yakaladılar. Kendi askerleri için gönder- dikleri sigaraiann Avrupa ülkelerinde halka yayıl- masını sağladılar... İlk alışkanlık da böylece baş- lamış oldu!.. Savaş bittikten sonra da bilinçli bir uygulama ile "yardım" adı altında sigara gönder- meye devam ederek alışkanlığı yaygınlaştırdılar. Şimdt. Avrupa sigara endüstrisı büyük ölçüde Amerika ve Ingiliz kökenli tekellerin elinde!.. Amerika; Japonya ve diğer ülkelerin sigara ve tütün pazarlarına da değişik yöntemlerle girdi. Çünkü, Amerikan halkı, sigara içmekten vazge- çıyordu. Bu nedenle Amerikalı tütün üreticilerini ve sigara sanayiini yaşatabilmek için yeni ülke- lerin, yeni pazarlann bulunması gerekiyordu!... 1980 yılında yapılan askeri darbeye kadar Türki- ye, Amerika'nın bu tür girişimlerıne sıcak bakma- dı. Ara sıra yapılan sondajlar tepki gflrdü. Ancak, 12 Eylül 1980'de darbe ile işbaşına gelen askeri yönetim ve Turgut Özal, bu tür gelişmelere ye- şıl ışıkyaktı... Ve... 1984 yılında Turgut Özal, başbakan olun- ca yangından mal kaçırır gibi geçirttiği yasa ve kararnamelerle Türkiye'nin sigara ve tütün piya- sasını Amerikalılara teslim etti... 11 yıl sonra ge- rilere dönüp baktığımızda Turgut Özal'ın attığı mayanın tuttuğunu ve Türkiye'nin artık Ameri- ka'nın tütün pazarı haline geldiğini ıçimiz burku- larak görüyoruz!.. Geçmiş yıllarda Türkiye'nin yıllık ortalama tü- tün ihracatı 500 milyon dolardı... Paranın tama- mı ülkemizde kalıyordu... 1984 yılında sigara it- haline izin verildikten sonra, ilk yıl 1 milyon 800 bin kilo sigara ithal ettik. Karşılığında 28 milyon dolar ödedik. Bu sıralarda ithalat yanlıları "Key- fimiz için bu kadarcık parayı versek ne çıkar" di- yorlardı!.. Ancak ilerleyen yıllar "evdeki hesabın çarşıya uymadığını" gösterdi... Zira, 1985 yılında sigara ithalatı 59 milyon dolara, 1986'da 118 milyon do- lara, 1988'de de 151 milyon dolara çıktı!.. Tehlike sinyalleri çalıyordu, ama artık dönüş yolları tamamen tıkanmıştı... Türkiye'nin pazar- lanmasına yardımcı olanların bile ağızlarını bıçak açmıyordu. Nitekim, 1990 yılında ürkütücü bir tablo ile karşı karşıya kaldık. 28 milyon dolarla şa- ka gibi başlayan sigara ithalatı. beşinci yılın -o- nunda tam 300 milyon doları aşmıştı!.. Yabancf sigara fabrikaları açı/dıktan sonra, du- rum daha da vahım bir hal aldı. Zira. yabancı si- garalarda yüzde 15 Türk tütününe karşılık. yüz- de 85 Amerikan tipi büyük yapraklı tütün kullan- mak gerekiyordu. Ülkemizde Amerikan tipi tütün üretimi yok denecek kadar az olduğu için itha- lattan başka çare yoktu... Nitekim, 1992 yılında 365 milyon dolarlık "Şark tipi" tütün ihraç ettik... Karşılığında 220 milyonu sigara, 145 milyonu da tütün olmak üzere 365 milyon dolarlık ithalat yapmak zorunda kaldık... 1994 yılında ihracatımız 350 milyon dolar... Itha- latımız da 350 milyon dolar... 1995 yılında da önemli bir değişikliğin olmacağı anlaşılıyor. Turgut Özal'ın Amerikan dostluğu Türkiye'ye pahalıya mal oldu... Her yıl kumbaraya damlar gi- bi gelen 500 milyon dolardah mahrum kaldık!.. Eğer, Nasrettin Hoca yaşamış olsaydı, halimi- ze bıyık altından güler ve "Dostlaralışvehşte gör- sün"derdi... 1980yılından sonra, bazı sloganlar- la Türk halkının aldgtılması moda haline gelmış- ti. Son yıllarda "özelleştirme" gündeme geldiği zaman bazı gerçekler halkımızdan nasıl saklan- mışsa, 1984 yılında da yabancı sigara ithalatı söz konusu olunca aynı yöntemler uygulandı!.. Ithalata karşı olanlar veya eleştirenler, "vatan haini" ilan edildi... Gelişmeyi ve değişmeyi önle- mekle suçlandı... Ithalattan para kazanmayı amaçlayan çevrelerveyardakçıları, "serbestpa- zar ekonomisi" veya "dışa açılmak" sloganları arasında inanılmaz bir kampanya yürüttüler... Karşı görüşler, bu gürültü patırtı arasında kayna- dı gitti... Hele tütün ihracatçılarının sigara ithali- ni desteklemek için birgöbekatmadıkları kaldı... Ege Tütün ihracatçıları Birliği Yönetim Kurulu üyesi Necdet Zıhnalı, o tarihlerde şöyle demiş- ti: "Ihracatçı olduğumuz için yabancı sigara itha- latından en çok bızim korkmamız gerekir. Ama görûyorsunuz ki çok rahatız ve destekliyoruz... Yabancı sıgaralar ülkemizde çok rağbet görecek ve karmalanna daha çok TünX tütünü katma ge- reğı duyacaklardır... Bu da ıhracatımızı arttıracak ve ülkemiz üreticilenneyararsağlayacaktır..." Türk halkının kandırılmasında tütün ihracatçı- lannın böyiece katkısı oldu.Ziraat odalan ve üre- ticiler, ihracatçıların aksıne sigara ithalatına kar- şı çıktılar... Bildirıler yayımlandı... Ankara'ya he- yetler gönderıldi.. ama, Turgut Özal'a söz geçir- mek mümkün olmadı!... En çarpıcı ve unutulmayan tepki. geçimini tü- tünden sağlayan üreticılerden geldi. Ustelik. kar- şı çıkma gerekçelerınin tamamı doğru çıktı... Iz- mir'in Menderes ilçesine bağlı Yeniköylü üretıci- ler adına konuşan Mehmet Beşirli, şunları söy- lemişti: "Türk tütünü için dışarılarda pazar arar- ken şımdi elimizle iç piyasamızı yabancılara tes- lim etmış olacağız... En iyi tütünü bizim köyümüz ürettığı halde, ikiyakamızbirarayagelmiyor... Bir de yabancı sigara geldı mi ışimiz biter. Iş bu ka- darta da kalmaz... Arkasından sıra yabancı siga- ra fabrikalannın açılışına gelir. Onun arkasından da tütün ithalatı başlar... Böylece yerli sigara sa- nayiimiz de, tütünümüz de tanhe karışır..." Akhisar'ın Kayalıoğlu bucağı tütün üretıcilerin- den Namık Tan, Hüseyin Yanak ve Ahmet Ak- taş da Türkıyenin 10 yıl sonrasını aynada gör- müş gibiydiler: "Türkiye'de ihtıyaç fazlası tütün varken avuç dolusu dövız vererek sigara ithal edersek kendi elimizle Türk tütününü yok etmiş oluruz. Bu şart- lar altında geçimini tütüne bağlayan insanlanmı- zın da bir kısmı aç kalır." Manisalı tütün üreticileriadınaaçıklamayapan Ismail Şahin'in sözleri ise hâlâ kulaklarımızda çınlıyor: "Yabancı sigaraya karşı ülkemizde bir heves var. Nedeni de yerli sıgaralanmızın iyi olmayışı. Si- garalanmızı duzeltmeden, kapılanmızıyabancı si- garalara açarsak iç pazanmızı kaptırmış oluruz. Bu sonuç, Türk tütunünün ölümü, üreticisınin deyok olması demektir..." Tütün üreticılerimizın dediklerı aynen çıktı... Ge- ce yarıları alınan kararlarla sigara ithalatının yolu açıldı... Üretıcilerin belirttıkleri gibi kısa süre son- ra sigara fabrikaları kuruldu. Büyük çapta tütün ithalatı başladı. Amerika tutün ithalatına kısıtlama getirdi. Türk tütunünün ihracı zorlaştı. Stoklan eri- tebilmek için tütünlerimizı ucuz pahalı demeden satmak zorunda kaldık... Onbinlerce ton tütün yaktık!... Sonuçta, Özal ve yandaşlarının yürüttü- ğü kamuoyu oluşturma hareketi başarılı oldu... 1980'e dek yabancı şirketlerin, hatta Amerikan yönetımlerinin delemediği duvarlar ardına kadar yıkıldı... • Jet-Pa, TV tesliminde gecikti • Gazetelere verdiği boy boy ilanlarla kpnut, araba ve televizyon kampanyası düzenleyen Jet-Pa Sanayi Ürünleri Üretim ve Pazarlama Şirketi, 4 parça halinde ithal edip, montajını yaptığı Hyundai marka televizyonlann tesliminde gecikti. Jet-Pa'dan yapılan açıklamada kamu kesiminde yaşanılan grevler nedeniyle ithat edilen televizyon parçalarının gümrüklerde beklemek zorunda kaldığına yer verildi. Bu nedenle ekim ve kasım ayındaki teslimatlarda gecikme yaşandığını dile getiren Jet-Pa yetkilileri, şu anda ekim-kasım dönemine ait televizyonların teslim edildiğini, aralık ayı teslimatlarının kaldığını belirttiler. Kampanyanın şubat ayına kadar devam ettiğini belirten yetkililer, kampanyaya katılan bütün tüketicilerin ay farkı gözetmeksizin, en geç martın 15'ine kadar televizyonlanna kavuşacaklannı vurguladılar. Jet-Pa'nın televizyon kampanyasına 15 ağustosta katıldım. Sözleşmeye göre 1995 aralık ayı içerisinde televizyonumun adresime gonderilmesi gerekiyordu. Tüm senetlerimi İş Bankası kanalıyla protestosuz O kurumuzun şikâyetini Jet-Pa Üretim Dağıtım Koordinatörü Sermet Kabaklı'ya ilettim. Kamu kesimindeki grevler nedeniyle ürün teşlimatında gecikme yaşandığını kabul eden Kabaklı, şimdiye kadar kampanyaya katılan 22 bin kışiden 12 binine televizyonlarının teslim edildiğini söyledi. Teslimata devam ettiklerini açıklayan Kabaklı, en geç mart ayının 15'inde bütün televizyonları teslim etmiş olacaklarını söyledi Sözleşmelerde teslimat için belli bir gün verilmediğine değinen Kabaklı, bir ay içinde herhangi bir gün ödenebileceği ibaresi kullandıklannı hatırlatarak. kamu kesiminde ödedim ve gelecek aylarınkileri de halen ödemekteyim. Bugüne kadar ne televizyon geldi, ne de niçin gönderilmediğine dair açıklayıcı bir bilgi verildi. Ayrıca imzalamış olduğum senetler elime hâlâ ulaşmadı. Mustafa Güven / GÖLCÜK yaşanılan grevlerin 50 günlük bir gecikmeye neden olduğunu dile getirdi. T elevizyonlan teslim edilmeyen tüketicilere, mevcut durumu açıklayıcı mektup göndermeye başladıklarını belirten Kabaklı, mektupta Jet-Pa adına kampanyaya katılan tüm müşterilerinden özür dilediklerini, tesümatların en geç mart ayının ortasına kadar bitmiş olacağını açıkladıklannı dile getirdi. Iş Bankası'na ödemelerini düzenli olarak yapan tüm müşterilerine ait senetlerin adreslerine postalandığını belirten Kabaklı, senetlerin en geç bir ay içinde müşterilerinin eline ulaşacağına dikkat çekti. • Küçük bir ihmal yangın çıkarabilir Y aklaşık bir yıl evvel almış olduğum elektrikli battaniye, evimde yangtna yol açtı. Kızım sabaha karşı ısınmak için elektrikli battaniyeyi bir süre kullanmış, daha sonra prizden çekmiş. Sabah evden çıkarken kızımın odasındaki yanık kokusunu fark etmem üzerine odayı kontrol ettiğimde, prizde bir şey olmadığını gördüm. Kokunun açık pencereden geldiğini düşünerek evden ayrıldım. Döndüğümde itfaiye gelmiş çocukların odası yanmıştı. Dursun Altunay / ANKARA ı kurumuzun mektubu üzerine TSE'yi arayarak prizden çekilmiş I elektrikli battaniyeninin yangın çıkarıp çıkarmayacağını sorduk. 'Yapılan açıklamada elektrikli battaniyelerın yangın çıkarması için uzun süre prizde unutulması veya tellerde bir hasar meydana gelmesi gerektiği vurgulandı. Daha sonra görüştüğümüz üretici fiıma Ak Konfeksiyon'un sahiplerinden ibrahim Veziroğlu da prizden çekilen elektrikli battaniyenin kesinlikle yangın çıkarmayacağını söyledi. Battaniyelerinin TSE standartlarında üretildiğıni söyleyen Veziroğlu, yangının kullanım hatasından kaynaklanmış olabileceğini dile getirdi. Altunay'ın satın almış olduğu battaniyenin çift kişilik olduğunu belirten Veziroğlu, tek kişilik yatakta kullanılmış olduğunu hatırlatarak, "Elektrikli battniyeler, katlanarak kullanılamaz. Katlanma sırasında battaniyedeki teller hasar görmüş olabilir ve uzun süre prize takılı olarak kaldığı için yangın çıkmış olabilir" dedi. Meydana gelebilecek olayları önlemek için tüm okurlanmızı tekrar uyarmak istiyorum. Elektrikli battaniye alırken TSE belgesine ve kullanma kılavuzuna dikkat edin. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle