Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1O OCAK 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Ali Ihsan Karacan: Bu bir skandaldır.
SPK Başkanı ndan ilk tepki:
Bu skandalı
kabul etmeyiz
ÇETİN VİĞENOĞLU
SPK Başkanı Ali İhsan Karacan. San Francisco'dan
Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. Sanayi ve Ticaret Ba-
kanliğı'nın özel denetçi atamasının hukuken geçersiz ol-
dugunu belirterek "Bu bir skandaldır. Bunu kabul ede-
mejiz" dedi.
Böyle bir anlaşma yapmaya kimsenin hakkının olma-
dığını, paranın zaman maliyeti diye bir ekonomik kura-
lın bulunduğunu söyleyen Karacan "Böyte bir protokol
imzalamak. bu hükümet döneminde yapılmış en büyük
mali skandaldır" diyerek şöyle devam etti:
"Bunu kabul
edemeyiz. Kabul
edersek geleceğe
yönelik bir sürii
kötii uygulama-
ya prim vermiş
oluruz. Ne de-
mek paranın fa-
izsiz geri dönme-
si? Böylesine
enflasyonist bir
ortamda parayı
faizsiz geri dön-
düfmekişmiva-
ni? O zaman
Enerji Bakanlıgı
bana da 7.6 tril-
yon lira borç
versin, benden
de 4 yıl süreyle faizsiz geri alsın. Bunlar bu kafayla devlet
yönetiyorlarsa Türkiye'nin kaynaklannın nasıl israfedil-
diğinin bu açık bir kanındır. Önlarca trilyon lirayı bir ai-
leye peşkeş çekmeye hiçbir siyasetçinin, bürokratın hak-
kı yoktur. Hiç kimse bunun hesabını ahlaken veremez."
SPK Başkanı Karacan, SPK'nin ÇEAŞ'ta kalıcı ola-
cagı gibi bir izienim doğmasını dogru bulmadığını kay-
dederek "Biz burav a kaücı olmak için gitmedik. Zaten be-
lirii süre içinde oradan yasal olarak çekilmek zorundayız.
Şartlar yerine getirildikten sonra çekileceğiz. ÇEAŞ ola-
yının en önemli boy utu iştirakler konusudur. Bunun dev-
leti. kiiçük ortakları ilgilendiren bov utu \ar. Olayın küçük
ortaklan ilgilendiren > önii çözülmemişse mesclc bitmiş de-
mek degildir de\ let açısından" diye konuştu.
Tartışmada gözden kaçan nokta:
7.6 trilyonun
vergisi kaçınldı
Çukurova Elektrik'te
Uzanlar'ın 7.6 trilyon
liralık kaynağı başka
şirketlerine aktardığı
yolundaki tartışmalarda
son derece önemli olan
"vergi kaybı" konusunun
gözden kaçrığı
'*" bildiriliyor. Uzmanlann
yorumuna göre söz
konusu kaynak ÇEAŞ'ta
kalsaydı Maliye yüzde
48'e varan kurumlar
vergisi tahakkukuyla
yaklaşık dört tnlyona
yakın vergi geliri elde
edecekti.
Bu konuda görüşlerine
başvurduğumuz
uzmanlar. "Para.
ÇEAŞ'ta kalsaydı belki
birazını temettü verebilir,
birazıyla yatınm
yapabilirdi. Biitün bunlar
yapılmadığına göre söz
konusu kavnağın şirkette
kaidığı düşünülüp rant
ÇEAŞ'm SPK tarafından atanan yeni yönetimi üretimi, 1.5 ayda yüzde 48.1 arttırdı
Uzanlar babrdı, SPK kıutardı
• SPK'ce göreve getirilen yeni ÇEAŞ yönetimi, görevde
olduğu 1.5 ayhk sürede, Uzanlar'ın Enerji Bakanlıgı,
TRT, Elektrik Enerjisi Sekreterliği ve müteahhitlere olan
2 trilyon 382 milyar liralık borcunu kapattı.
ESRA YENER
ANKARA- Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanlığı'nın Çukurova
Elektrik Anonim Şirketi'nin (ÇEAŞ)
yönetimine el koymasının ardından
SermayePiyasası KuruIu'nca(SPK)
atanan yeni vönetim, elektrik üreti-
mini kasımayında 1994'ün aynı ayı-
na göre yüzde 48.1. aralık ayında da
yüzde 26.44 oranında arttırdı.
Yeni yönetim görevde olduğu 1.5
aylık sürede, Uzanlar'ın Enerji Ba-
kanlıgı, TRT. Elektrik Enerjisi Sek-
reterligı ve müteahhitlere olan ve
ödenmeyen yakJaşık 2 trilyon 382
milyar liralık borcunu da kapattı.
Enerji Bakanlığı'nın. Uzanlar tara-
fından ödendiğini öne sürdügü 3 tril-
yon liralık borcun 2 trilyon 200 mil-
yar lirasının da ÇEAŞ'ın SPK tara-
fından atanan geçici yönetimi tara-
fından karşılandığı ortaya çıktı.
SPK Denetleme Dairesi 'nce önce-
IIIIH
ı
ki gün tamamlanarak kurul
başkanlıgına verilen bilgi ra-
porunda. ÇEAŞ'ın yönetimi-
ne el konulmasının ardından
SPK'ca atanan yeni yöneti- î â ^
mın faaliyetleri ve şırketin . _ _
son duruniu değerlendirildi.
Rapora göre. ÇEAŞ'ın SPK'ce
atanan yeni yönetimi 1.5 aylık süre-
de. eski yönetimin SPK Vasası ve
Türk Ticaret Yasası'na aykın işlem-
lerinin düzeltilmesi için çeşitli karar-
lar alırken, şirket alacaklarının tahsi-
li ve şirket dışına izinsiz çıkanlan
varlıklann geri alınması amacıyla ge-
rekli girişimleri yaptı.
Yeni yönetim. ÇEAŞ'taçaiışanlar-
la geçen yıl mart ayında yapılması
gereken. ancak Uzanlann görüşmele-
ri kabul etmememesi nedeniyle ba-
gttlananıayan toplu iş sözleşmesinı
imzaladı.Bunagöreçalışanlarabirin-
ci yıl için yüzde 50. ikinci yıl içinde
de enflasyonun 20 puan üzerinde üc-
ret artışı verilmesi karara bağlandı.
• Enerji Bakanlığı'nın, Uzanlar tarafından ödendiğini
öne sürdüğü 3 trilyon liralık borcun 2 trilyon 200 milyar
lirasının da ÇEAŞ'ın SPK tarafından atanan geçici
yönetimi tarafından karşılandtğı ortaya çıktı.
Raporda. Uzanlann. Enerji müteahhitlere200milyar 420milyon
Bakanlıgı'nael koymakaran- liralık ödemeyaptıgı kaydedildi. Ye-
ardından borçlanna kar- ni yönetimin. ÇEAŞ'ın Uzanlarca ı-
ki yıldır karşılanmayan borçlarına
karşılık yaptıgı toplam 2 trilyon 382
milv ar liralık ödemenin ardından şir-
ketin halen 950 milyar liralık nakde
sahip olduğu belirtilen raporda. tüm
ödemelerin kasım \e aralık avların-
da yapılan enerji satış faturalarının
tahsilatından karşılandığı belirtildi.
Rapora göre. Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanlığının ÇEAŞ'ın yöne-
timineel koymakarannınkaldınlma-
sma ilişkin uygulamasına gerekçe
olarak gösterdiği. Uzanlar'ın bakan-
lığa karşı olan borçlanna karşılık öde-
dikleri 3 trilyon liranın yaklaşık 2 tril-
yon lirası, şirketin SPK tarafından ata-
nan yeni yönetimi tarafından karşı-
landı. Uzanlar'ın kendi hesaplanndan
ödedikleri vaklaşık 1.5 trilyon liranın
da, ÇEAŞ yönetimindeyken şirketten
çıkararak kendi bankalannayatınlan
nakitten karşılandığı ortaya çıktı.
| nın
_ J şılık yaptığı 1 trilyon 467 mil-
ğ ^ H var liralık ödemenin. ailenin
•a^_ ÇEAŞ'tan daha önce kaçıra-
rak Kıbns'dakı > ine kendileri-
ne aıt lmar-Off Shore Bank'ta tutu-
lan hesaptan karşılandığı bildirildi.
Raporda. ÇEAŞ'ın halen aynı ban-
kada 500 rrrilvar liralık nakdinin bu-
lunduSununtahminedildigide belir-
tildi.
Uzanlar ödemedi
Raporda, Uzanlar'ın ÇEAŞ'ın
kaynaklarından yaptığı ödemenin
vanı sırayeni vönetimin. şirketin son
iki yılda biriken borçlan nedeniyle.
TRT Genel Müdürlügü'ne 50 milyar
liralık. Elektrik Enerjisi Sekreterli-
gi'ne 70 milyar liralık. Türkive
Elektrik Üretim Şirketine'ne(TEAŞ)
1 trilyon 946 milyar liralık. Maliye
Bakanlığfna 116 miljjr liralık ve
hesabi) la birlikte
degerlendirümesi halinde
bile orta\a ödenmesi
gereken büyük miktarda
vergi ka> nağı çıkardı"
dediler.
Geçen aralık ayında
ÇEAŞ'ta Uzanlar'ın yol
açtığı vergi kaybı
konusunda Gelirler
Kontrolörü Veysel Toksöz
tarafından inceleme
yapıldığı, ancak bu
konunun Toksöz'ün
dikkatinden kaçtığı
öğreııildi. Toksöz'ün
raporunda sadece ÇEAŞ-
Imar Bankası ve tmar Off
Shore hattında yok olan
"örtülü kazançîa" ilgili
vergilendirme konusu
üzerinde durulduğu,
bundan da Uzanlar'ın on
beş milyar lira dolayında
vergi borcu ödemek
zorunda kalacakları
bildirildi.
Lzanlar, ÇEA'j'ı Adanadaki oJayü genel kunıila ele gecirmişlerdi.
SPK açıklamasında Sanayi Bakanı'nın yanıltıldığı vurgulandı
BakanıyanlışyönlendirdüerADANA(CumhuriyetGüne> İDe-
ri Bürosu)- Sermaye Piyasası Kuru-
lu (SPK), Çukurova Elektrik AŞ'de
(ÇEAŞ) meydana gelen son geliş-
melerle ilgili olarak, dün kamuoyu-
na yaptığı iki ayn duyuruda. Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlıgı >etki-
lileri. "yasaîarla verilen yetkileri aş-
tıgını
r
, Sanayi ve Ticaret Bakanı Fu-
at Çay'ın da yanlış yönlendirildigı-
ni savladı.
SPK tarafından Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlıgf nın 5 ocakta
gönderdıgi "ÇEAŞ'a el ko>ma işle-
minin kaldınlması" yolundaki faks
mesajına ilişkin yapılan açıklamada.
bakanlığa 8 ocakta biryazı iletildiği
ve bu yazıda. "ÇEAŞ'ın mevcut yö-
netimi yerinetemsil görüşmelerin sa-
kıncalı olduğu, bu tür görüşmelerin
ve bunun sonucunda varsa imzalan-
mış herhangi bir belgenin hukuken
geçerli olamayacağı. görüşme. belge
ve taahhüde da> ali olarak bakanlığın
herhangi bir işlem yapmasımn \e
böyle bir hususa bakanuğın resmi \a-
zışmalannda yer verilmesinin konu-
nun esasını zedeleyecek görüşlere
mesnet leşkil edebileceği. aksi takdir-
de Bakanlığın SPK yetkisi dahilinde
olan bir hususta kuruluşun bilgisi ve
kabulü dışında değeıiendirme ve iş-
lem yapmış olacağı. bö\le bir yakla-
şımın ana sözleşme değişikliği ama-
cıyla yapılan genel kurulu suinivetli
bir tutıınıla engelle\en ortaklan ce-
$aretlendireceği, 7.6 trihon liralık
ka\nağın iadesinde güçjükler çıka-
racağı. kamıı kuruluşlarının birbi-
riyle çelişen u\ gulamalannın serma-
ye pi\asasında \e kamu vicdanında
önemli olumsuz etkiler >aratacağı-
nın ve bakanlığın sadece ÇEAŞ'ın
mevcut > önetiminde henüz verine ge-
tirilmemiş olan ana sözleşme değişik-
liği için gereğinin vapılmasını istenıe-
sinin gerekli ve münıkün ok)uğu"nun
belirtildiği kaydedildi.
Açıklamada. 7.6 trilyon liranın
ÇEAŞ'a faizsiz geri dönecegi yolun-
daki sözlere de değinilerek. "Bu ifa-
deler, kendi yetki ve görevlerinin sa-
dece şirketin enerji üretimivle ilgili
olduğunu yazılı ve sözlü olarak defa-
larca yineleven bakanlık yetkilileri-
nin, ÇEAŞ sorununu görüştükleri
ortaklar lehine çözümünde. \ asalar-
la kendilerine verilen vetkileri de
aşan bir değeriendirme \ aptıklannı,
bu konuda karar v erdiklerini göster-
mektedir. SPK. bu geri ödeme planı-
nın kabul edileme/ olduğu görüşün-
dedir"deıııldı.
SPK'nın diğer açıklamasında.
"Sanaji ve Ticaret Bakanı Fuat
Çav 'ın. değindiği konularda veterin-
ce bilgilendirilmediğini \e\a vanlış
vönlendirildiğini üzülerek müşaha-
de etmiş bulunmaktavız" görüşüne
yer \erildi.
SPK. her iki açıklamasını da şu
sözlerle tamamladı: "Sadece ÇE-
AŞ'tan hisse senedi alan yerli ve ya-
bancıyatınmcılann degiLTürkiye'de
'hukukun üstünlüğünü esas alan
çagdaş bir dev let anla\ ışının yerleş-
mesi' arzu. ünıit ve hevecanını taşı-
yan vatandaşlanmızın da ilgiv le izle-
dikleri bir örnek olav haline gelen bu
karmaşık vumağın vasalar çerçeve-
sinde kamu vararına çözüleceğine
dair inancımızı muhafaza ettiğimizi
ve bu doğmltuda gereğinin v apılaca-
ğını kamuovuna duyururuz."
SPK raporlari:
ÇEAŞ'ta
usulsüzlük
dizboyuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), yeni-
den Uzanlar'ın yönetimine verilecek
Çukurova Elektrik Anonim Şirketi'nde
yüzlerce milyar liralık skandal boyutla-
nna ulaşan usulsüzlükler saptadı. SPK.
Uzan ailesinin yönetimindeki ÇEAŞ'ta-
ki incelemelerinin ardından hazırladığı
raporda. yöneticilerin usulsüz işlemle-
ri için 7 ayn suç duyurusunda bulun-
masını kararlaştırmıştı. SPK. Uzan-
lar'ın. Kepez Elektrik AŞ hisselerinin
yasalara aykın biçimde alınıp satılma-
sıyla haksız kazanç sağladığını belirle-
di. Raporlara göre. Uzanlar. kendileri-
ne ait olan Adabank v e aynı adreste gös-
terilen 9 şirketleri aracılığıyla. usulsüz
hisse alım satımı yaparak. 228 milyar li-
ra kazandılar.
ÇEAŞ'ın içini bo-
şaltan ve şirketin kay-
naklannın Uzan aile-
sine ait bankalara
"karşılıkstz" kullandmldığını saptayan
SPK. dö\ iz operasyonunda kullanılan
banka oyununu da ortaya çıkardı. Hal-
ka açık ÇEAŞ'ın dövizleri, KKTC'de
kurulu imar Bank Oflf'Shore'a aktani-
dı. Uzanlar'a ait İmar Bankasf nın. or-
taklan. adresi \e merkezini devletten
sakladığı KKTC'deki banka da Uzan
ailesine ait çıktı.
TL kaynaklarını Uzan ailesine ait
imar Bankası ve Adabank'a "faizsiz''
kullandmlan ÇEAŞ'ın dövizleri de
"düşiik faizte" KKTC'deki İmar Bank
Off Shore'a akıtıldı. Raporda. imar
Bank Off Shore gibi yurtdışındaki kıyı
bankalannın. Türkiye'deki vergi yük-
lerinden kurtuldukları için yüksek faiz
verdiklerinın bilinmesine karşın. ÇE-
AŞ'ın dövizlenne düşük faiz uygulan-
dığı ve şirketin bu açıdan da zarara ug-
ratıldığına dikkat çekildi. Adabank'ta
denetim vapan Başbakanlık Bankalar
Yeminli Murakıbı F.Y.'nin çalıştıgı oda-
da aızli dinleme cihazı bulundu.
BENCE
IZZETTIN ONDER
Çığlık...
Başbakan'ın ekonomi toplantısında yapmış olduğu
yorum, hiçbir tereddüde yer bırakmayacak bir biçimde,
sağduyulu bir algılama ve anlatım olmayıp basit bir sap-
tırma, psikolojik anlamda da bir çığlık niteliğindedir.
Çığlıkla bireyler bir yandan dış ilgıyi çekerek yalnızlık-
lannı gidermeye çalışırken diğer yandan da kendi için-
deki korku ve terüddütlerı bastırma gayreti içine girer.
Bence Başbakan da son ekonomi basın toplantısında
aynen bunu yaptı. Zira bugünkü ekonomik durumun tek
mımarı Başbakan değılse de bu oluşumun son dört yıl-
lık bekçisi ve devamcısı kendısidir. Gümrük birliğine gi-
derken ekonomik bozukluğun sadece kamu kesimi per-
formansına bağlı olmayıp özel kesimin de verimsiz ça-
lışmasından kaynaklandığını Başbakan çok iyi biliyor.
Devletin iç ve dış finans çevrelerine nasıl teslım edildığı-
ni, herhalde hepimizden çok daha iyi Başbakan biliyor.
Daha bir dizi ekonomik ve sosyal sorunların giderek de-
rınleştiğini, hiç kuşkusuz, en iyi Başbakan biliyordur.
Başbakan'ın, bildiği halde bastırması gereken diğer bir
konu da bu gidişı kolay kolay durdurup ters çevirmenin
olası olmadığıdır. Zira, bu gidişi, ters çevirmek için bir di-
zi güçlü merkezlerin taleplerini bastırmak ve onları baş-
ka türlü davranmaya zorlamak gerektiğini bilen de yine
Başbakan'dır. Fakat Başbakan'ın bılmek ıstemediği, bu-
nun nasıl gerçekleştırileceğidir. Çünkü bu kesimler hem
üretimin candamarını hem de tüm finans kaynaklarını el-
lerinde tutmaktadır. Bu guçlerle oynamak, yüksek voltaj
kablosu ile oynamak kadar tehlikelidir. Bu güçler içinde
birinci derecede aktif ve etkili olanlar, sistemin temel be-
lırleyici iç dinamikleridir. Bu dinamikler, dönemin üretim
yapısına bağlı olarak farklı görüntülerde belirirler. Bu güç;
1925'te 'âsar'ı kaldırtan ve 1950 Gelir Vergisi Yasası'nda
tarımsal kazançlan sistem dışı tutturan toprak ağaların-
dan, 1950'lerde yabancı firmaların acenteliğinı üstlenen,
ithalat öncelikli ticaretle uğraşanlardan, 1960 ve 1970'ler-
de montaj sanayi ile uğraşanlardan, 1980'ler ve 1990'lar-
da ıse ihracatçılar ve finans parazitlerinden oluşmakta-
dır..
Bu iç dinamikter, hemen her dönemde kendi çıkarları
ile dış dinamiklerin çıkarları arasında bir paralellik oluş-
turarak önemli güç kaynağı olduğunu düşündüğümüz si-
yasal otorite ile de işbirliğı içıne girerek fakat zaman za-
man ona da karşı. bundan da önemli olarak topluma kar-
şı davranmaktadır. Uberal iktisadın ilk temsiicisi olarak
bilinen Adam Smith bile, işadamlarının çıkarlarının top-
lumun çıkarları ile her zaman aynı olmadığını, hatta ço-
ğu zaman bu ikisi arasında ciddi çelişkilerin olduğunu
"Milletlerin Serveti" {"bireylehn serveti" değil!) adlı ünlü
eserinde belirtmiştir.
Siyasal iktidar güç kaynağı değil, gücü elinde tutan-
ların kullandığı rant yaratma kaynağıdır. Diğer bir deyiş-
le, siyasal güç, asıl üreticı kesim olmamakla beraber; üre-
tici kesime, vergiler, harcamalar, gümrükler vb. gibi ko-
nularda ilave avantajlar sağlayarak rant oluşturur. Siya-
sal güç, bu anlamda oy aldığı halka da arkasmı dönerek
güçlü çevrelerle işbirliğı yapar. Güçlü siyasal iktidar,
adam gibi vergi almak ıstemez mi; böylece, kendi oto-
ritesini sımgeleyen parasının değerini korumak istemez
mi; bütçenin büyük bir bölümünü üç-beş finans parazi-
tine ve onlann belirlediğı rayıç üzerınden verme mantık-
sızlığına son vermek istemez mi; memuruna insanca ya-
şam düzeyi sağlamak istemez mi! Demek ki, asıl güçlü
olan, siyasal otorite değildır!
Başbakan'ın kendi iktıdannı sürdürmek istemesi ka-
dar doğal bir şey olamaz. Aynı derecede doğal olan di-
ğer bir şey ise bu düzenı yaratan ve bu düzenden ina-
nılmaz çıkarlar sağlayan çevrelerin de aynı güç ya da ki-
şilerin iktidarda kalmalarını istemesıdır. işte pembe tab-
lo çığlığının ikinci nedenı de çıkar sağlayan çevrelere de-
ğil, fakat yükü çeken gruplara pembe bir mesaj vererek
onları ikna (!) etmektir.
Her iktisadi tablo, her amaca göre oldukça zengin
ipuçları sağlayabilir. Mukayese tabanını ayarfayarak, za-
man kesitinin başlangıç ve bitiş noktalarını değiştirerek,
parıltı gibi gözüken bazı verilerin arkasındaki maliyeti
gizleyerek ya da mikro dengesizlikleri gözardı ede»K
bazı makro verileri olumlu göstererek, çok bozuk btreko-
nomiye oldukça farklı birgörüntü kazandırılabilır. Önem-
li olan bir anlık görüntü değil, genel gıdiştir.
İktisadi tablonun tersyüz edilerek halka yutturulmasın-
da siyasal kadrolar kadar çıkar çevrelerinin de önemli ya-
ran vardır. Bunlardan bir yenisı daha sahneye koyulma-
ya çalışılmaktadır. O da iç borcun dış borca tahvil edil-
mesı telkin ve çabalarıdır. iç borç faiz ödemesi bir iç ak-
tarım olduğu halde. dış borç faiz ödemesi, net kaynak
aktarımı anlamına gelmektedir. İç borç yükünü çok da-
ha başka türlü hafifletmek söz konusu olabilecek iken
yatınm amaçlı olmadan, sadece iç finans parazitlerine
kaynak aktarmak için dış borçlan arttırmak, bu parazit-
leri gelecek nesillere yük yıkarak beslemek demektir.
Böyle bir önerinin geliştırilebıldıği çıkar grupları havuzun-
da ve bunları yutmaya hazır bir halk karşısında Başba-
kan, başka türlü davranmaz.
SADULLAH
USUMİ
aranan pazar bulundu: Türkiye
A
merika sigara sanayii daha 60 yıl önce
dış ülkelere göz koymuştu... Her fırsatı
değerlendiriyor ve pazar arayışlannı sür-
dürüyordu... Amerikan yönetimleri de
konuya bir devlet politikası olarak bakıyor ve bu
arayışlara yardımcı oluyordu.
Amerikalılar, büyük bir pazar olan Avrupa'ya
girmek için çok uğraş verdikleri halde başarılı
olamamışlardı. İkinci Dünya Savaşı sırasında bu
fırsatı yakaladılar. Kendi askerleri için gönder-
dikleri sigaraiann Avrupa ülkelerinde halka yayıl-
masını sağladılar... İlk alışkanlık da böylece baş-
lamış oldu!.. Savaş bittikten sonra da bilinçli bir
uygulama ile "yardım" adı altında sigara gönder-
meye devam ederek alışkanlığı yaygınlaştırdılar.
Şimdt. Avrupa sigara endüstrisı büyük ölçüde
Amerika ve Ingiliz kökenli tekellerin elinde!..
Amerika; Japonya ve diğer ülkelerin sigara ve
tütün pazarlarına da değişik yöntemlerle girdi.
Çünkü, Amerikan halkı, sigara içmekten vazge-
çıyordu. Bu nedenle Amerikalı tütün üreticilerini
ve sigara sanayiini yaşatabilmek için yeni ülke-
lerin, yeni pazarlann bulunması gerekiyordu!...
1980 yılında yapılan askeri darbeye kadar Türki-
ye, Amerika'nın bu tür girişimlerıne sıcak bakma-
dı. Ara sıra yapılan sondajlar tepki gflrdü. Ancak,
12 Eylül 1980'de darbe ile işbaşına gelen askeri
yönetim ve Turgut Özal, bu tür gelişmelere ye-
şıl ışıkyaktı...
Ve... 1984 yılında Turgut Özal, başbakan olun-
ca yangından mal kaçırır gibi geçirttiği yasa ve
kararnamelerle Türkiye'nin sigara ve tütün piya-
sasını Amerikalılara teslim etti... 11 yıl sonra ge-
rilere dönüp baktığımızda Turgut Özal'ın attığı
mayanın tuttuğunu ve Türkiye'nin artık Ameri-
ka'nın tütün pazarı haline geldiğini ıçimiz burku-
larak görüyoruz!..
Geçmiş yıllarda Türkiye'nin yıllık ortalama tü-
tün ihracatı 500 milyon dolardı... Paranın tama-
mı ülkemizde kalıyordu... 1984 yılında sigara it-
haline izin verildikten sonra, ilk yıl 1 milyon 800
bin kilo sigara ithal ettik. Karşılığında 28 milyon
dolar ödedik. Bu sıralarda ithalat yanlıları "Key-
fimiz için bu kadarcık parayı versek ne çıkar" di-
yorlardı!..
Ancak ilerleyen yıllar "evdeki hesabın çarşıya
uymadığını" gösterdi... Zira, 1985 yılında sigara
ithalatı 59 milyon dolara, 1986'da 118 milyon do-
lara, 1988'de de 151 milyon dolara çıktı!..
Tehlike sinyalleri çalıyordu, ama artık dönüş
yolları tamamen tıkanmıştı... Türkiye'nin pazar-
lanmasına yardımcı olanların bile ağızlarını bıçak
açmıyordu. Nitekim, 1990 yılında ürkütücü bir
tablo ile karşı karşıya kaldık. 28 milyon dolarla şa-
ka gibi başlayan sigara ithalatı. beşinci yılın -o-
nunda tam 300 milyon doları aşmıştı!..
Yabancf sigara fabrikaları açı/dıktan sonra, du-
rum daha da vahım bir hal aldı. Zira. yabancı si-
garalarda yüzde 15 Türk tütününe karşılık. yüz-
de 85 Amerikan tipi büyük yapraklı tütün kullan-
mak gerekiyordu. Ülkemizde Amerikan tipi tütün
üretimi yok denecek kadar az olduğu için itha-
lattan başka çare yoktu...
Nitekim, 1992 yılında 365 milyon dolarlık "Şark
tipi" tütün ihraç ettik... Karşılığında 220 milyonu
sigara, 145 milyonu da tütün olmak üzere 365
milyon dolarlık ithalat yapmak zorunda kaldık...
1994 yılında ihracatımız 350 milyon dolar... Itha-
latımız da 350 milyon dolar... 1995 yılında da
önemli bir değişikliğin olmacağı anlaşılıyor.
Turgut Özal'ın Amerikan dostluğu Türkiye'ye
pahalıya mal oldu... Her yıl kumbaraya damlar gi-
bi gelen 500 milyon dolardah mahrum kaldık!..
Eğer, Nasrettin Hoca yaşamış olsaydı, halimi-
ze bıyık altından güler ve "Dostlaralışvehşte gör-
sün"derdi... 1980yılından sonra, bazı sloganlar-
la Türk halkının aldgtılması moda haline gelmış-
ti. Son yıllarda "özelleştirme" gündeme geldiği
zaman bazı gerçekler halkımızdan nasıl saklan-
mışsa, 1984 yılında da yabancı sigara ithalatı söz
konusu olunca aynı yöntemler uygulandı!..
Ithalata karşı olanlar veya eleştirenler, "vatan
haini" ilan edildi... Gelişmeyi ve değişmeyi önle-
mekle suçlandı... Ithalattan para kazanmayı
amaçlayan çevrelerveyardakçıları, "serbestpa-
zar ekonomisi" veya "dışa açılmak" sloganları
arasında inanılmaz bir kampanya yürüttüler...
Karşı görüşler, bu gürültü patırtı arasında kayna-
dı gitti... Hele tütün ihracatçılarının sigara ithali-
ni desteklemek için birgöbekatmadıkları kaldı...
Ege Tütün ihracatçıları Birliği Yönetim Kurulu
üyesi Necdet Zıhnalı, o tarihlerde şöyle demiş-
ti:
"Ihracatçı olduğumuz için yabancı sigara itha-
latından en çok bızim korkmamız gerekir. Ama
görûyorsunuz ki çok rahatız ve destekliyoruz...
Yabancı sıgaralar ülkemizde çok rağbet görecek
ve karmalanna daha çok TünX tütünü katma ge-
reğı duyacaklardır... Bu da ıhracatımızı arttıracak
ve ülkemiz üreticilenneyararsağlayacaktır..."
Türk halkının kandırılmasında tütün ihracatçı-
lannın böyiece katkısı oldu.Ziraat odalan ve üre-
ticiler, ihracatçıların aksıne sigara ithalatına kar-
şı çıktılar... Bildirıler yayımlandı... Ankara'ya he-
yetler gönderıldi.. ama, Turgut Özal'a söz geçir-
mek mümkün olmadı!...
En çarpıcı ve unutulmayan tepki. geçimini tü-
tünden sağlayan üreticılerden geldi. Ustelik. kar-
şı çıkma gerekçelerınin tamamı doğru çıktı... Iz-
mir'in Menderes ilçesine bağlı Yeniköylü üretıci-
ler adına konuşan Mehmet Beşirli, şunları söy-
lemişti: "Türk tütünü için dışarılarda pazar arar-
ken şımdi elimizle iç piyasamızı yabancılara tes-
lim etmış olacağız... En iyi tütünü bizim köyümüz
ürettığı halde, ikiyakamızbirarayagelmiyor... Bir
de yabancı sigara geldı mi ışimiz biter. Iş bu ka-
darta da kalmaz... Arkasından sıra yabancı siga-
ra fabrikalannın açılışına gelir. Onun arkasından
da tütün ithalatı başlar... Böylece yerli sigara sa-
nayiimiz de, tütünümüz de tanhe karışır..."
Akhisar'ın Kayalıoğlu bucağı tütün üretıcilerin-
den Namık Tan, Hüseyin Yanak ve Ahmet Ak-
taş da Türkıyenin 10 yıl sonrasını aynada gör-
müş gibiydiler:
"Türkiye'de ihtıyaç fazlası tütün varken avuç
dolusu dövız vererek sigara ithal edersek kendi
elimizle Türk tütününü yok etmiş oluruz. Bu şart-
lar altında geçimini tütüne bağlayan insanlanmı-
zın da bir kısmı aç kalır."
Manisalı tütün üreticileriadınaaçıklamayapan
Ismail Şahin'in sözleri ise hâlâ kulaklarımızda
çınlıyor:
"Yabancı sigaraya karşı ülkemizde bir heves
var. Nedeni de yerli sıgaralanmızın iyi olmayışı. Si-
garalanmızı duzeltmeden, kapılanmızıyabancı si-
garalara açarsak iç pazanmızı kaptırmış oluruz. Bu
sonuç, Türk tütunünün ölümü, üreticisınin deyok
olması demektir..."
Tütün üreticılerimizın dediklerı aynen çıktı... Ge-
ce yarıları alınan kararlarla sigara ithalatının yolu
açıldı... Üretıcilerin belirttıkleri gibi kısa süre son-
ra sigara fabrikaları kuruldu. Büyük çapta tütün
ithalatı başladı. Amerika tutün ithalatına kısıtlama
getirdi. Türk tütunünün ihracı zorlaştı. Stoklan eri-
tebilmek için tütünlerimizı ucuz pahalı demeden
satmak zorunda kaldık... Onbinlerce ton tütün
yaktık!... Sonuçta, Özal ve yandaşlarının yürüttü-
ğü kamuoyu oluşturma hareketi başarılı oldu...
1980'e dek yabancı şirketlerin, hatta Amerikan
yönetımlerinin delemediği duvarlar ardına kadar
yıkıldı... •
Jet-Pa, TV tesliminde gecikti
• Gazetelere verdiği boy boy ilanlarla kpnut, araba ve televizyon
kampanyası düzenleyen Jet-Pa Sanayi Ürünleri Üretim ve Pazarlama
Şirketi, 4 parça halinde ithal edip, montajını yaptığı Hyundai marka
televizyonlann tesliminde gecikti. Jet-Pa'dan yapılan açıklamada kamu
kesiminde yaşanılan grevler nedeniyle ithat edilen televizyon
parçalarının gümrüklerde beklemek zorunda kaldığına yer verildi. Bu
nedenle ekim ve kasım ayındaki teslimatlarda gecikme yaşandığını dile
getiren Jet-Pa yetkilileri, şu anda ekim-kasım dönemine ait
televizyonların teslim edildiğini, aralık ayı teslimatlarının kaldığını
belirttiler. Kampanyanın şubat ayına kadar devam ettiğini belirten
yetkililer, kampanyaya katılan bütün tüketicilerin ay farkı gözetmeksizin,
en geç martın 15'ine kadar televizyonlanna kavuşacaklannı
vurguladılar.
Jet-Pa'nın televizyon kampanyasına 15
ağustosta katıldım. Sözleşmeye göre 1995
aralık ayı içerisinde televizyonumun
adresime gonderilmesi gerekiyordu. Tüm
senetlerimi İş Bankası kanalıyla protestosuz
O
kurumuzun şikâyetini Jet-Pa
Üretim Dağıtım Koordinatörü
Sermet Kabaklı'ya ilettim.
Kamu kesimindeki grevler
nedeniyle ürün teşlimatında
gecikme yaşandığını kabul eden
Kabaklı, şimdiye kadar
kampanyaya katılan 22 bin
kışiden 12 binine televizyonlarının
teslim edildiğini söyledi.
Teslimata devam ettiklerini
açıklayan Kabaklı, en geç mart
ayının 15'inde bütün
televizyonları teslim etmiş
olacaklarını söyledi
Sözleşmelerde teslimat için belli
bir gün verilmediğine değinen Kabaklı, bir ay içinde
herhangi bir gün ödenebileceği ibaresi
kullandıklannı hatırlatarak. kamu kesiminde
ödedim ve gelecek aylarınkileri de halen
ödemekteyim. Bugüne kadar ne televizyon geldi,
ne de niçin gönderilmediğine dair açıklayıcı bir
bilgi verildi. Ayrıca imzalamış olduğum senetler
elime hâlâ ulaşmadı. Mustafa Güven / GÖLCÜK
yaşanılan grevlerin 50 günlük bir
gecikmeye neden olduğunu dile
getirdi. T
elevizyonlan teslim edilmeyen
tüketicilere, mevcut durumu
açıklayıcı mektup göndermeye
başladıklarını belirten Kabaklı,
mektupta Jet-Pa adına
kampanyaya katılan tüm
müşterilerinden özür dilediklerini,
tesümatların en geç mart ayının
ortasına kadar bitmiş olacağını
açıkladıklannı dile getirdi.
Iş Bankası'na ödemelerini düzenli
olarak yapan tüm müşterilerine ait
senetlerin adreslerine
postalandığını belirten Kabaklı, senetlerin en geç bir
ay içinde müşterilerinin eline ulaşacağına dikkat
çekti. •
Küçük bir ihmal yangın çıkarabilir
Y
aklaşık bir yıl evvel almış
olduğum elektrikli battaniye,
evimde yangtna yol açtı. Kızım
sabaha karşı ısınmak için elektrikli
battaniyeyi bir süre kullanmış,
daha sonra prizden çekmiş. Sabah
evden çıkarken kızımın odasındaki
yanık kokusunu fark etmem
üzerine odayı kontrol ettiğimde,
prizde bir şey olmadığını gördüm.
Kokunun açık pencereden
geldiğini düşünerek evden
ayrıldım. Döndüğümde itfaiye
gelmiş çocukların odası yanmıştı.
Dursun Altunay / ANKARA
ı kurumuzun mektubu üzerine TSE'yi arayarak prizden çekilmiş
I elektrikli battaniyeninin yangın çıkarıp çıkarmayacağını sorduk.
'Yapılan açıklamada elektrikli battaniyelerın yangın çıkarması için
uzun süre prizde unutulması veya tellerde bir hasar meydana gelmesi
gerektiği vurgulandı. Daha sonra görüştüğümüz üretici fiıma Ak
Konfeksiyon'un sahiplerinden ibrahim Veziroğlu da prizden çekilen
elektrikli battaniyenin kesinlikle yangın çıkarmayacağını söyledi.
Battaniyelerinin TSE standartlarında üretildiğıni söyleyen Veziroğlu,
yangının kullanım hatasından kaynaklanmış olabileceğini dile getirdi.
Altunay'ın satın almış olduğu battaniyenin çift kişilik olduğunu belirten
Veziroğlu, tek kişilik yatakta kullanılmış olduğunu hatırlatarak, "Elektrikli
battniyeler, katlanarak kullanılamaz. Katlanma sırasında battaniyedeki
teller hasar görmüş olabilir ve uzun süre prize takılı olarak kaldığı için
yangın çıkmış olabilir" dedi. Meydana gelebilecek olayları önlemek
için tüm okurlanmızı tekrar uyarmak istiyorum. Elektrikli battaniye
alırken TSE belgesine ve kullanma kılavuzuna dikkat edin. •