Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 1996 ÇARŞAMBA
14 KULTUR
Jııüaıı Barnes: Gölgedeki pardbKültür Servisı - Karanlığı sevmez ama
gölgede durmayı sever. Romanlan
habersızce çıkar onaya ama asla silik
değıldır. Birdil ustasıdır ama
konuşmayı pek sevmez. Neşelidirama
içe dönük bır neşedir onunki. Ünlü
olmak konusundaki duyarlılıgiyla
ünliidür. Tanınmak ister ama görünmek
istemez. Rahat göriinür ama her an
sauınmadadır.
Julian Barnes yapıtlanyla her an
gündemde kalan. ama kişisel
yaşantısını basınin olabildiğince uzakta
tutmaya çalışan bir insan Türk
okurlan. Barnes'ı "10. 5 Bölümde
Dünya Tarihi" (Afa Yayınlan). "Seni
Sevmiyorum' (Boyut Yayınlan ),
'Flaubert'in Papağanı' (Can Yayınlan).
"Geceyı Anlat Bana" (Aynntı
Yay ınları) adlı romanlany la tanıyorlar.
Barnes'e göre bir yazann özel
yaşamını merak etmek "abesle iştigal".
Ona göre "Bu sorunun ceyabı yazann
yapıtlarında zaten var".
Barnes'in kitaplarında ise bu yanıta
rastlamak oldukça zor. Aksine. kısa
öykülenni topladığı "Cross Channer
kitabı bir yığın soruyu gündeme
getıriyor. Örnegin yine bu kitabın son
öyküsii şu soruyu gündeme getiriyor:
Yazmak için yaşamı küçümsemek mi
gerekiyor?
Barnes a sorulan sorular genelde
yanıtsız kalan sorulardır. Ona göre bu
sorunun yanıtı da yok. Ama merak
etmeyi sürdürmeli, araştırmalı. Philip
Larkin'in dızelerinı anımsatıyor
Barnes. "Bütün caddeyi yağmalasam
ne olurdu? Ya da diz çöküp dua etsem?
Masanın başına oturunca ve kâğıtlaria
başbaşa kalınca. etrafınızda küçük bir
dünya kalır zaten"
Öyküleri zaman zaman yaşamın
temposundan yorgun düşen insanlan
aniatıyor. O ıse bu öykülerden oldukça
farklı olarak sanki bir vahada yaşıyor
gibi. Kendisini rahatsız eden.
yaratıcıtıgmt sekteye uğratan insanlar
yok etrafında. Tam bir Fransız gibi
tanımlanıyoretrafında. Şık ve bakımlı.
Ingiltere'de o fahri bir Fransız.
Fransa'da ise onurlandmlmış bir
ingiliz olarak karşılanıvor Barnes"ın
yapıtlan. Fransa'da birçok ödül alan.
Oxtbrd"da Fransızca eğitimi alan
Barnes boş zamanlarıııın çoğunu da
Fransa'da geçirmeyi tercih ediyor.
Fakat Fransa onun içın yaşaııılacak
değıl. ıncelenecek ve gezilecek bir yer.
Aradaki kanal onun için gerekli \e
gü\enlı bıruzaklık. Barnes kitaplannı
yoğun araştırmalar sonucunda yazıyor.
Öyle yoğun kı. bazen rahatsızlık
\erecek ölçüde, tam bir belgesele de
dönüşebiliyor bu yüzden romanlan.
Barnes'ın romanlarındakı erkekler
genelde komik tipler. Kadınlarsa tam
tersi. Bunun nedenini Barnes.
kadınlann erkeklerden daha güvenilir
olduğunu söyleyerek açıklıyor. Bames
kadınlara romanlannda genellikle
doğru ve güzel sözler söyletiyor.
Barnes. aynı zamanda iyi bir sporcu.
Kriket oynayan. bisiklete binen Barnes.
spor hakkında konuşurken daha rahat.
Kalecilik yaparken 8 gol yediği maçı
gülerek aniatıyor. Edebiyat. Bames'a
göre spordan farklı. "Çünkü" diyor
Barnes. "Sporun belirii kurallan
\ardır. Ben ise kurallan yıkmaktan
hosjanınm." Rekabet de Barnes "a göre
bir şey değil. Yanşmaktan da
yarıştırılmaktan da hoşlanmıyor
o. Barnes dedektif romanlan yazdığı
taknıa adı Dan Kavanagh soruldugu
zaman ise gülerek "Zavallı Dan. Uzun
zamandır tek bir satır bile yazmadı.
Sanırım benim başanmı kıskanıvor"
diyor. Şöhret Bames'a göre aniden
gelen ve kısa zamanda kaybolan bir
şey. Barnes yirmi yıl önce çok ünlü
olan ve şimdi yaşamını sürdürebilmek
için adına bağış toplanan Angus
Wilson"u anımsatarak. "insan
yaşlandığı zaman meyvelerini
toplayabileceği ağaçlar dikmeli" diyor.
Barnes yakında 50. yaşını yeni bir
kitapla kutlayacak. Yaşamını genelde
yaşıyla ölçen. 20'sinde artık
çocukluğunu geride bıraktığına karar
veren. Barnes. 50. yaşgününü nasıl
kutlayacak acaba'.'
'•Bir vıl boyunca kutlayacağun'1
diyor
Barnes. "Biitiin bir yıl boyunca
yapmak istemediğim hiçbir şeyi
yapmayaeağım. İkinci bahanmı
yaşayacağım" Bames. bu yıiı mutluluk
yılı ilan etti ve kutlamalara başladı. Bu
yıl çıkan kitabı ise 50 yaş sıkıntısını
belli etmemeye çalışan bir havada.
Bir şairin
hunharca
olumu
KültürServisi-Yönetmenligini Marcos
Zurinaga'mn yaptığı 'Death In Grana-
da"(Granada*da Olümı adlı film Ispanva
Içsavaşı süresınce gerçekleşen olaylan,
özellıkle efsaneleşmış ünlü Granadalı şa-
ir. Federico Garcia Lorca'nın ölümünü
konu edınıyor.
Aktör Miguel Ferrer. 'Death In Grana-
da' fıimındekı Lorca'nın ölümünü 'Is-
panya'nın utancı" olarak tanımlıyor. Bu.
aynı zamanda fılmın mesajını özetleyen
önemlı bır çağrı. Bu konu 1970'lere ka-
dar birçok Ispanyol ıçın karanlık ve kas-
\etlı bıryapı oluştururken. cesurbır Jrlan-
dalıolan lanGibson ın Lorca" nınölümü-
nün acı szerçeğını ortaya çıkarmasıyla de-
ğişime ugruyor. Resmı kaynaklara göre
Lorca' nın öldürülmesinin nedenı onun
polıtık ınançlan. ama resmı olmayan bir
açıklamaya görede Lorca'nın öldürülme-
sinesebep
onun ho-
moseksü-
el olması.
1 9 9 6
Ve n e d i k
Film Fes-
tıvali' nın
açılış fil-
mı -olan
'Death In
Grana-
da
%
. Mar-
cos Zurl-
naga tara-
fından se-
naryolaştırılmış. Andy Garciajeroen
Krabbe ve Esai Morales'ın yer aldığı çok
ilginç bır yapım. Ayrıca yöııetmen Mar-
cos Zunnaga "La gran fiesta*" adlı yapı-
tıyla (ilk Ponoriko fjlmi> Oscar'a aday
olacak. Yapımcılığını BobKatz'-.nüstlen-
dığı film içın Zunnaga şunları söylüyor:
"Kışkırncı olduğunu biliyorum. Fakat be-
ninı amacım kışkırtmak değil. Benim
amacım sanatın. yaşamın ve ölümün eşsiz
derecede harmanlandığı ahenkli bir film
yapmak. Ben insanlann uç bir durumda
nasıl davrandıklannı sınamak istiyorum.
Bir sanatçı oiarak benim amacım. İspan-
>a İçsavaşı'mn korkulannın. dehşetinin
insanlar tarafindan öğrenilmesi".
Verdi'nin
bilinmeyen
çalışmalan
Kültür Servisi-A\rupa'nın önde gelen
müzık kurumları ünlü bestecı Verdi'nin
100. ölüm yıldönümü içın 2001 yılında
görkemlı programlararayışı ıçinde. 1995
yılı ıçensinde ünlü bestecinin daha önce
hiç bilinmeyen çalışmalan ve el yazması
pek çok besteleri günışığına çıkarıldı. Bu
önemlı belgeler. 1960 yılında Italyan
kompozıtör Nino Rota'nın Verdi'nin org
içın >azdığı valsini bulup. Vlsconti'nin 'İİ
Gattopardo' adlı fllmınde kullanmasın-
dan bu >ana bestecinin bilınmeven çalış-
malarını ortava çıkarmak adına gerçekleş-
tirilen en bü\ük buluşlardan bıri olarak
değerlendırili-
\or. Arahk
aşında ünlü
müza>ede ku-
ruluşu Sot-
hebv "s de üze-
nnde Verdfnın
el yazısıyla \az-
dığı pek çok
besteyı yüksek
rakamlardan
satışa sundu.
1995>ıh başla-
nnda da ünlü bestecinin ikı bilinmeven
bestesının dünya prömiyerlerı Parma ya-
kınlarındaki Salsomaggiore operasında
vapıldı. Bu iki çalışma Hans Moldenha-
ueradlı bir koleksiyoner tarafindan uzun
yıllar saklanmış ve sonunda VVashing-
ton'dakı Kongre Kütüphanesi'ne teslim
edilmişti. Verdi'nin 1832 - 1843 yıllan
arasında tamamladığı sanılan ve gün ışı-
ğına çıkmamış bır başka bestesı de geçen
yıl içerisınde bulundu. ancak akademıs-
yenler. bu bestenın Verdi'ye ait olup ol-
madıgı konusunda henüz net bir karar ver-
mışdeğıller. Parma"daki Verdi Araştırma
Enstitüsü Başkanı Pieriuigi Petrobelli ün-
lü bestecinin yaşamının son dönemlerin-
de ürettiğı 22 sayfalık kapnçyonun dün-
yada ilk seslendirilişini gerçekleştirecek.
Verdi'nin 1830'larda yazdığı bu yapıt
Fıdenza Katedralı arsiv görevlısı Âmos
Aimi tarafindan 38 yıl bovunca saklan-
mış. Verdi'nin ünlü >apıtları 'La Tra\i-
ata".'Nabucco', 'La Forzedel Destino'dan
esıntiler taşıvan bu büyük yapıt konusun-
da Petrobelli önemli birgerçeğın altinı çi-
ziyor. "Verdi'nin bu çalışması bizlere,
onun müzik yaşamının ilk dönemleri ko-
nusunda önemli bilgiler \erecek'".
Yitip gideııleriıı ardmdan...
DL'YGl PL'RGL'N
"Kadınlar da Vardır". "Lanetliler".
"Dullara Yas Vakışır" \e "Onunla Gii-
zeldim" adlı >apıtları\la tanıdıgınıii'
Erendiz Atasii'nün son romanı 'Dağın
Öteki^iizii'. Remzi Kitabe\i'ndençık-
tı. AtasiTnün deyimiyle öyküyle roman
arasında gezinen biranlatı "Dağın Öte-
ki Yüzü". Annesi Hadiye.babası Faik'in
anılarına \e cumhunşetin idealist öğ-
retmen kuşaklarına saygıyla kaleme al-
dığı son kitabı üzerine söyleştiğimiz
Atasü. annesının ölümünden sonra on-
dan kalanlan ıncelerken 1930 ve 40'lar-
da. anne \e babası arasındaki yazışma-
lan bulmuş olmasa bu kitabı kaleme ala-
mavacağını belırtiyor.
Onceden tasarlanmadan. biranlamda
rastlantıların oluşturduğu 'roman iköy-
kü arasında gezinen' bu kıtap. >azann
bırbırı ardına kaybettıği aile büyükleri-
nin ardından onlann anısına yazdığı bır
ağıt ya da Atasii'nün deyişiyle 'mersi-
ye'sankı.
'Kadınlık durumu üzerine',araştıran.
yazan ve bu >önüvle de oku> ucunun 'fe-
ministbiryazar' olarak tanıdığı Erendiz
Atasü. femınıst söylemin örtük bir bı-
çımde sezilebileceği yeni romanıyla
okurunu belki de bir ölçüde şaşırtabile-
ceğini söylüyor.
Atasü. yitip giden aile bireylerinin ar-
dından birer öykü yazmayı düşünmüş
önce. Ancak. tasaffadığı öykûfer ve o
insarıların vaşamŞri'araslnda öÇle'Öe's
nnlıklı anlatı köpiüleri kurulmuşkı. ka-
leme alınanöyküleruzunsoluklu bır ro-
mana doğru yol almaya başlanıış. Cum-
huriyetın idealist. öz\erilı kuşağının
çektiği sıkıntılar. 1. Dünya Savaşı'nın
ardından ölüme \argılı bır lıalkın veni-
den doğuşu \e bu mücadelede henüz ilk
gençliklerini yaşayan bir a\uç insanın
dırenç-li yaşamöyküleri çıkmış ortaya.
Atasii'nün annesi, romanın temel figür-
lerinden bırıni oluştursa da ailenin diğer
bırey lerı v e arkadaşlar da birer birer gir-
mişler romanın kapısından içeri.
Oğrenını içingittiği Ingıltere'den "\a-
tanahiznıet etmek'sorunıluİDkve büın-
ii}le.âene» cumburi\î«ıı geıŞt. idealist
ögretmeni \ icdan'ın ve aılestnın ö\ kü-
sünügünümüzedek getireıı"Dağın Öte-
ki Yiizü", kurgusuv la bır "dönem ronıa-
nı'nı çağrıştıriNor. Balkan Savaşı. I.
Dünya Savaşı gibi tarihsel gerçeklikle-
nceden tasarlanmadan,
bir anlamda rastlantılann
oluşturduğu 'roman ile
öykü arasında gezinen' 'Dağın
Öteki Yüzü', yazann birbiri
ardına
kaybettiği
aile
büyüklerinin
ardından
onlann
anısına
yazdığı bir
ağıt ya da
Erendiz
Atasü'nün
deyişiyle
'mersiye'
sanki.
rın yani sira. Atasü'nün deyimiyle genç
öğretmen \'icdan'ın. yani annesinin Ga-
zi Mustafa Kerf"al ıle görüşmesi gibi
düşsel öğelerraşırgibı görünsedeaslm-
da tamamen gerçek payı taşıvan bölüm-
lerden oluşuyor.
Atasü. belgelerin yani sıra kendinden
de çok şey kattıgı romanında Gazi Mus-
tafa Kemal'ı de romanın kahramanlan
arasına katıyor. O'nun ruh halini betim-
3
lerkefl yârariaridığF Yakup Kadri'nîrı
anılannda. Kadri'nin kalemindençıkan-
larla kendi anlatımı arasındaki benzer-
liklen görünceduyduğuse\incıanlatan
Atasü. "Bir dönem romanı olmasınaça-
baladım"diyor. Gazetelerı. dergileri ta-
rayarak 1930'lu \e40'lı yıllara yönelik
giriştigi titiz araştırma sonucunda orta-
ya çıkan romanın oluşumunda. aile bi-
reylerinin yazışmalannın da önemli pa-
yı \ar. Atasü. henüz böyle bir kitap ya-
zacağını bilmezken okuduğu yüzlerce
mektup olduğunu söylüyor: bu mektup-
lar sayesinde dönemin ruhuna ulaşma-
da daha az zorluk çektiğini belirterek.
Dört kardeşin giderek birbirinden ay-
rılan. uzaklaşan. ama sevgi bagını yitir-
meyen ilişkilerini aktarmada mcktupla-
nn büyük yardımı olmuş Atasü'ye. Yaz-
maya başiarken. romanda sözünü ettigi
kişilerin ıç dünyalanna ulaşabilmede
kuşkusuz biricik kaynağı olmuş bu ya-
zışmalar.
Yazma sürecinde anne ve babasının iç
dünyalanna yönelik bir 'yolculuğa' çık-
tığını söylüyor Atasü. Bu yolculuk. ya-
şarken onlara ilişkin ulaşamadığı nok-
taları. iç dünyalannı anlayabilmesini
sağlıyor.
"İnsanlarla iKşkilerimizle de bunu > a-
şamı\or muyuz? Giindelik hayatın getir-
diği kısıtlamalar içerisinde çevremizde-
kileri bütiinüvle. kuşbakışı olarak de-
ğerlendirebili>or mu>iız?'" Yazma süre-
ci boyunca bu kaygılarla hareket eden
Atasü. 'Dagin Öteki Yüzii'nü kaleme
ahrken "İştebu koşullanmalanaşmaya,
aikmdeki kişileri bir anne >a da baba
olarak değil,yaşamın hütünü icerisinde-
ki hallemle görmeje çalıştım" diyor.
Kendi kahramanı ileözdeşleşen herya-
* 2ar gibi Alasü de "Kendimi Mlann ye-
rine kovmaya çalıştım. kimi zaman an-
nem, kimi zaman babam oldum" diyor.
Zaten yazar. yarattığı kişilerin san-
cılannı. tutkulannı. ihanet ve bağlılık-
lannı yaşayan insan değil mi?
George Michael beş yıl aradan sonra dönüyor
kültür Servisi - George Michael 5 yıl
sonra "Jesus To A Child" adlı şarkıyla
geri dönüyor. Ancak ünlü müzisyenın
bir yıldız olarak mı, eski bir kahraman
olarak mı dönecegi merak konusu.
Bu hafta George Michael için önem-
li bir hafta. Çünkü beş yıl aradan sonra
bir albüm çıkartacak olan Michael. ilk
parçasını bu hafta içerisinde piyasaya
sürüyor.
George Michael en son başansını
"Careless Whisper"adlı parçavla elde
etmış. albüm milyonlarca satmış. rad-
yolar Careless Whisper' ı bıktırana kadar
çalmıştı. Ama bu büyük başan yıllarön-
ceydi. Peki şımdi ne olacak?
Michael'in ilk solo albümü Faith 15
milyon satarken. ikincisi **Listen Wit-
hout Prejudice** ıse lıstelerde üst sıralar-
da yer bulmasına rağmen 5 milvonluk
bir satış rakamında kalmiştı \e 40 mil-
yon dolar harcanarak. sıkıntılarla hazır-
lanan 3. albüm hem yapımcılan hem Ge-
orge Mıchael'ı sıkıntıya sokmuş görü-
nüvor.
Görüşler farklı. Yapımcılarbualbüm-
den büyük başan bekliyorlarama. Mic-
hael'in Wham dönemindeki menajeri
Simon Napier-Bell'e göre anık müzik
dünyasında George Michaele aldıran
yok. Tabii bu sözleri ticari kıskançlık
olarak vorumlayanlarda var. Yeni Geor-
ee Michael'in taraftarlan bu albümün
mgiltere listelerine 1 numaradan girece-
ğini ve sanatçıyı 1996'nın kralı vapaca-
ğına emin.
George Michael ise bu yorumlara al-
dırmıyor ve satış gününü bekliyor. Ona
göre, insanlar bu belirsizlik içinde yara-
tılan havaya aldırmayacak ve albümü
alacaklar. Bu Michael için bir varolma.
geri dönebilme savaşı.
George Michael"ı müzik dünyasına
1982 yılında kuruian Wham tanıtmıştı.
Andre\\ Ridgele\ ıle kurdukları ikilı. kı-
sa zamanda kenar nıahalle gençleriııc
seslenen şarkılanvla 20 milvonluk satış
rakamlarına ulaşmış. ikilivi lüks kulüp-
lere taşımıştı.
1987 vılında W ham dağıldığı zaman
ise George Michael henüz 24yaşında\-
dı. \\hanı içerisinde kimtn daîıa müzis-
yen olduğu yolunda başlayan tartışma-
ların ardmdan Michael. "Faith" albü-
mü% ie veteneğiııi ispat etme çabası içe-
G
eorge Michael,
beş yıl sonra
'Jesus to a
Child' adlı şarkıyla geri
dönüyor. Ancak ünlü
müzisyenin bir yıldız
olarak mı, eski bir
kahraman olarak mı
dönecegi merak
konusu. Uk solo
albümü 15 milyon
satarken. ikinci albümü
5 ınilyonda kalmıştı.
Şimdi ise 40 milyon
dolar harcanarak
hazırlanan üçüncü
albüm hem yapımcılan
hem de sanatçıyı
sıkıntıya sokmuş
görünüyor. İlk parçasını
bu hafta içinde
piyasaya sürecek olan
George Michael için
bu. bir varolma, geri
dönebilme savaşı.
risıne girdi. Bu albüm Wham dönemin-
deki ha\ranlann yani gençlerin beğeni-
sını kazandı. ama Michael'a yetmemiş-
ti bu.
Ciddıye alınmak istiyordu sanatçı ve
"Listen VVithout Prejudice"te bunu
denedi. Ama vanlış bır adım atmıştı
Michael ve bu vanlış adım albümün sa-
tışının İngiltere'de oldukça düşük kal-
masına sebep oldu. Fakat albüm Ingilte-
re'nin tersine Amerika'da bomba sibi
patladı. Ardından Vfichael'in rurneye
çıkmayı reddetmesı. medyadan kaçma-
sı sıkıntılı günlerin başlangıcı oldu ken-
disi için. Yükümlülüklerini yerine ge-
tirmemesi. kendisine. uzun mahkemele-
re. büyük para kaybına ve en az iki yıl
müzikten uzak kaİmasına maloldu.
Listen VVithout Prejudice'in Faith'ten
daha az sarması Michael için sürpriz de-
ğildi. Çünkü kendisi. daha az popüier.
daha az ticari ama ilerde gurur duyabi-
leceği şeyler yapmak istiyordu. George
Michael değişmiş. daha efendi olmuştu.
hem gıyim tarzı. hem saç biçimi değiş-
ti bu dönemde.
Belki de bu değişim gerekli ve nor-
maldi. Hatta. Blur'un solisti DamonAl-
bam'm "Bu yaşta, Smash Hits dergisi-
ne kapak olmak değil benim istediğim"
diyerek. Michael'in yıllar önce keşfetti-
ği şeyi dogruluyordu.
George Michael. büyümek için büyük
bir bedel ödedi yapımcılanna. Onun
gençlere seslenen şarkılanndan büyük
para kazananlar istemiyordu bunu.
Bu mücadelesi. sanatçıya bir prestij ve
gizemli bir görünüm de kazandırdı. Es-
kiden uyuşturucu bağımlısı insanlann
hayranı kitle. belki de Madonna ve Prin-
ce gibilerin sayesinde artık karşılannda
kontrollüaklı başında insanlar istiyorlar
karşılannda.
Bütün bu yaşananlann ardından dün-
yanın en büyük yapımcılanndan biri
olan Sony şırketinin istemedigi değişim
gerçekleşti. yeni albüm tamamlandı.
Michael bu albüm için, "Yaptığım en
doyurucu çalışma" diyor. Önümüzdeki
hafta içinde bu degişiklığin dinleyicile-
rini de doyurup doyurmayacağranlaşı-
lacak. Fakat müzik piyasasındaki genel
eğilim. satış açısından bir garanti olsa
da. liseli kızlara seslenmekten vazgeçip
daha "cool" takılmak.
Tori Amos, artık
6
9O'larm Kate Bush'u
Kültür Servisi- 'TuhaF diye nitelen-
mekten hiç hoşlanmıyor. Ama biraz 'tu-
haF bir genç kadın aslında. Son yıllann
yetenekli genç şarkıcılarından Tori
Amos'a göre 'Kadınlar, 2000 yılı aşkın
birzamandırerkcklerin ilham kavnagıol-
maktan öte>egecemedi. Ama artık kadın-
lar da yaratıcılıklannı ortaya koymaya
başladılar" Genç şarkıcı. 'Artık Mona
Lisa değil, Lconardo da Vinci olmaya so-
yunu>or kadınlar" diyor.
Kendi yaşındaki pek çok kadın şarkı-
cıda olmayan ayrıksı bir kışiliğe sahip
Tori Amos. Ülkemizde de ilgi gören ilk
albümü 'Littte Earthquakes' (Î991) ile
dünya listelerinı zorlayan genç şarkıcı,
] 994'te çıkardîğı ikinci albümü 'Lnder
The Pink' ile Ingiltere listelerine bir nu-
maradan girdı. Son albümü 'Boys for Pe-
le" ıse dığeralbümlerini aratnıayacak ka-
dar nıteTikli bir çalışma. İngiltere'de 2
milyon gibi yüksek bir satış rakamına
ulaşan albümün dikkat çeken özellikle-
rinden biride 19. vüzvılın popüierçalgı-
lanndan. "hapsicord" gibi. günümüzde
artık kullanılmayan bir enstrümana yer
verilmesi. Albüıne adm? \eren Pele. bir
zamanlann ünlü BreziKalı futbolcusu
olan Pele değil elbette. Havvaiı yerlileri-
nın adadaki bir \olkan tanrıçasına \erdik-
len ısım Tori Amos. albümü lıazırlama-
dan önce. Havvaıı Adalannda tanıştığı
bır verlı büyücü kadinın kendısını çok
etkiledığini söylüyor. Albümü hazırlar-
ken aynı zamandu kendıne yönelik bir
yolculuğa çıkan Amos. 'Bu albünıde.
içimdeyaşayan pekçok kadını tanıma nr-
satı buldum" diyor.
Şarkılarında kolay kolay dile getiril-
meyecek konuları ışleyen Amos. kimi za-
man tecavüzü kimi zamansa mastürbas-
>onu aniatıyor. Cinsel ya da ahlaki her
türlü tabuyıı yıkan sözlerle gündelik ya-
şamın pek el değmemiş. hatta toplum ta-
rafindan sansüre uğratılmış aynntılarına
dalıvor. Küçüklüğünden ben din ve seks
üzerine düşündüğünü söyleyen Amos.
Kızılderi kökenli bırailedengeliyor. Ge-
leneklerine sıkı sıkıya bağlı dındar bir
anne-babanın kızı olan Tori (gerçek adı
Marv Ellen)çocuk yaşta başladığı klasik
müzik eğitimıni sürdürmekten vazgeçe-
rek. veııi yetme çağında Led Zcppelin'c.
Beatles'a \e erkeklere yönelmış. Ancak
bu alışkanlıklann yeri çok geçmeden bü-
yük tutkusu müzik tarafindan doldurul-
muş. Profosyonel aniamda şarkı söyle-
meye. Washington'daki 'ga>'kulüplerin-
de başlayan Tori Amos, ilk şarkılarını 'Y
Kant Tori Read'adını verdiği biramatör
kayıtta toplamış. Başlangıçta pek umut
vermeyenbu çalışma sonrasındaanlaştı-
ğı plak şırketi batınca genç şarkıcı Ame-
rika'dan uzaklaşmak fikrine kapılmış.
Yapmak istediğınin daha alışılmadık bir
şeylerolduğunu fark eden Amos. müzik-
te ticari kaygıların ön planda tutulduğu
Amerika'yı ardında bırakarak soluğu İn-
giltere'de almış. 'Doğru bir karar verdi-
ğimi şimdi anlıvorum" diyor genç şarkı-
cı. Ve, Ingilızlenn deyimiyle o artık
'90'ların KatcBush'u
K U L T U R t Ç İ Z İ K .
K A M İ L M A S A R A C I *
Kültür Bakanı Fikri Sağlar: ı
Müzelerin i
soyulmasından ]
Başbakan sorumludur
ANK.4RA (AA)- Kültür
Bakanı Fikri Sağlar. 184
müze. 616 ören verı ve 3
milyona yakın tarih esen kıt
olanaklarla koruduklarını
belirterek, müzelerdeki hır-
sızlıklardan bakanlığın kad-
ro ve para ihtiyaçlanıu kar-
şılık vermeyen vetkılılerın.
Başbakan fansu Çiller ve
ekibının sorumlu olduğunu
söyledi. Bakanlığın dün\a-
nın en önemlı tarihi mıra.M-
na sahip bır ülkenın kültür
varlıklarının koruvuculıığu-
nu yaptığım belırten Bakan
Saglar. yurtdışına kaçırıldı-
ğını sandıkları 3 bın 148 ese-
n takıpettiklerını ıfadeede-
rek. bugüne dek Başbakan-
lık'tan 3 bm kadro iie biitçe-
dekı paylarının artlınlması-
nrıstediktefinik ^|lcak bıf^'
leplennm Başbakanhk \e
Maliye Bakanhğı'nca red-
dedildığını vurguladı.
Fikri Saglar. bır toplantı-
da Topkapı Sarayının ko-
runması ıle ılgilı olarak da
Bakanlar Kurulu'nda birçok
kez ıstekte bulunmasına kar-
şın yanıt gelmedığını \e so-
nunda Başbakan Tansu Cil-
ler'e. bu ihtıyaçların karşı-
1
lanması konusunda. "Artıh
size değil. Allah'a güv«ni>tH
rum \e emanet edi>orum"
dedığını de aniatarak. "Bu-
gün bir hırsızlık söz konusu
ise.bundan nugünkü Başba-
kan >e etrafındaki zihni\et
sorumludur" dedı.
Sdğlar. kiiltürden tasarruf
vapıljnıayacağını da ıfade
ederek. "Bu zihniyetin \ıkıl-
nıası laam. Var olan kültür
\aıiıklanna sahipçıkma zih-
niveliııi/ \arsa bunun gcre»
ğini \erinegetirirsiniz. l ma-
nm. bundan sonra da aynı
zihnİNet de\am etmez" dedı
Hırsiziık olaylannın daha
çok Vakıflar Genel Müdür-
lüğü'ne bağlı kurumlardan
.. k»iıse vc camilerde gerçek
l^tfşme dikkatf <j0<en S&
lar. bu kurumun ıhtı>açlan-
nın da karşılanması gerekti-
ğını söyledi.
Bakan Sağlar, Berganıa
Sunağı'nınTürkıve yelade-
sı konusundaki bırsoru üze-
rine. Alnıan hükümetının
elındekı belgelerı istedıkle-
rını \e görüşmelerın sürdü-
Sünü bıldırdi.
OmerUluç'un
son çalışmalan...
Kültür Servisi- Çalışma-
lannı Paris'te sürdüren
Ömer L'luç. son çalışmala-
nnı Istanbul Atatürk Kül-
tür Merkezi \e PG Art ga-
lerilerinde sergiliyor.
AKM sanat galerisinde
eserlerini izlediğimiz sa-
natçının PG Art galerisin-
deki sergisi ise 16 Ocak'ta
açılıyor.
Fransız eleş-
tinnen Catheri-
ne Vlillet.
Uluç'un eserle-
ri için I994'te-
ki bir televiz-
yon programın-
da şöyle demiş-
ti: " . . . Ö m e r
Uluç'un res-
minde beni çe-
ken yönlerden
biri çok iyi bi(-
diğim kendi
modern kültü-
rüne ait bazı ol-
gulan Ömer'de
bulabilmem.
Resmindeki ha-
reket Action
Painting' ile bir
referans oluştu-
nıyor. Ajnı zamandadesen
ile rengi tamemen bağdaş-
tirmış olan Matisse'in ha-
reketi ilejesth İe de bağlan-
tıh.
Ömer'in işinde kendi
kültiirüne ait olan bu mo-
dernliği buluyorum. Fakat
ele alınışı. işlenişi. beklen-
nıedik ve değişik bir biçim
taşıyor. Paris'te \e New
Ybrk'ta yaşayan ressamlar-
da hiçbir zaman rastlama-
dığım şekilde. Ömer'in res-
minin özgünlüğünü sağia-
\an. bastırarak, tekraıia-.
narak, sistematik olarak
yapılan. çok belirgin. naif
sa\ ılabilecek bir nitelik ta-
şıyan jestüel harekctinin
içersine figür \e imaj sok-
masıdır..."
Metnini John Berger'iri
yazdığı Galeri Ne\. A4 Of-
set Atölye yavını olan bir
kıtap serginin açıhşı ile bir-
likte izleyicilere sunula-
cak.
Nezihe Meriç,
oyununu ŞT'nden çekti
Kültür Servisi- Yazar Ne-
zihe Meriç. bu yıl Ankara
DevletTıyatrosu'ndasahne-
lenen "Çın Sabahta" adlı
oyununun. kendisınin habe-
ri olmadan Istanbul ŞehırTi-
yatrolan repertuvanna alın-
masına karşı çıkarak. oyu-
nun buyıl o\Tianmasını Lste-
medığını söyledi. Nezjhe
Menç oyununun oynanma-
masmı ıstemesmin nedenini
"Ben. oyun çaiışmalannda
rejisör, yazar. oy uncu i>birli-
ği yapılması gerekti0ne v ü-
rekten inanıyorum. Aynca
tiyatroy u ve bu tarz çalışma-
yı çok seviyorum. çok istiyo-
rum. Oysa bu yıl. çalışmala-
nının yoğunluğu nedeniyle,
aynı oyunun çalışmalarına
ikinci bir kez katilmam ola-
sı değir bıçımınde açıkladı.
Oyununun oynanmamasını
ıstemesmin tek nedenının bu
olduğunu ^urgulayan Mer-
iç. kesııılıkle başka bir ne-
denı olnıadığıııı söyledi.