Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 OCAK 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cenaze töreni sırasında gözaltına alınan Evrensel gazetesi muhabiri, bir çay bahçesinde ölü bulundu
Gazetecinin kuşkulu öliimü• Gazetemiz
muhabiri Kerem Ilgaz
Metin Göktepe'nin
Alibeyköy Mezarlığı
önünde barikat kuran
polislerce gözaltına
alındığını gördüğünü
söyledi.
• Evrensel Genel
Yayın Yönetmeni
îhsan Çaralan,
Göktepe'nin
ölümünden
gözaltında dayak atan
polislerin sorumlu
olduğunu ileri sürdü.
İstanbul Haber Servisi -
Ümraniye "deki Üsküdar E
Tipi Cezaevi'nde meydana
gelen ola>larda ölenlerin ce-
naze töreni sırasında polisler-
ce gözaltına alınan Evrensel
gazetesi muhabiri Metin
Göktepe. Eyüp'te bir çay
bahçesinde ölü bulundu. Ev-
rensel Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni thsan Çaralan, Göktepe"nin
ölümünden. gözaltında dayak atan po-
lislerin sorumlu olduğunu ileri sürerken
emniyet yetkilileri, Göktepe'nin gözal-
tına hiç alınmadığı ve gözaitı listesinde
adının olmadıgını savundu. Gazetemiz
muhabiri Kerem Ilgaz ve Yeni Yüzyıl
muhabiri Murat tnceoğlu da Gökte-
pe'nin, Alibeyköy Mezarlığı önünde ba-
rikat kuran polislerce gözaltına alındığı-
nı gördüklerini belirttiler.
Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan
alınan bilgiye göre Göktepe, dün aksam
Göktepe'nin öldürülmesi kitle örgütlerince kınandı
'Sorumlular yargı önüne çıkanlsın'
istanbul Haber Senisi - Görevi sırasında gözal-
tına alınan vedaha sonra öiü bulıman Evrensel ga-
zetesi muhabiri Metin Göktepe'nin 'kuşkulu'ölü-
mü şiddetle kınanarak sorumlulann yargı önüne
çıkanlması istendi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı NailGü-
reM, şiddetle kınadığını belirttiği olayın sorumlu-
lannın mutlaka yakalanarak yargı önüne çıkanl-
masını istedi.
Basm Konseyi Genel Sekreteri NilüferYakanda
yaptığı açıkJamada, poJisin şiddete yönelık tutu-
mu sonucu bir gazetecinin daha yaşamım yitirdi-
ğine dikkat çekerek "Muhabirin serbest bırakıl-
(hktan sonra öldüğü acıklaması. inandıncıiıktan
uzak ve suçluluğu gjzteme telaşi içinde yapılmış
acıkianıalardırr
dedi.
Çagdaş Gazeteciler Derneğı Genel Başkanı
Mustafa Ekmekçi. Göktepe'nin öldüriiJmesini de-
mokrasiye yönelik bir saldın olarak niteledi. Ek-
mekçi, fçişleri Bakanı Teoman Ünüsan'dan, Is-
tanbul'da yaşanan son olaylarla ilgili olarak 'geniş
çapb' bir soruşturma başlatmasını istedi.
PEN Yazarlar Demeği de yaptığı açıklamada.
son dönemde şiddet olaylarında artış olduğuna
işaret ederek "En büyük şiddet olayı da cezaevin-
de öldüriilenkrin cenazesinde yaşanmış ve sonuç-
ta gazcteci Metin Göktepe, "devlet terörüyle' öldü-
rülmüştür" görüşüne yer verdi.
Merkezi Paris'te bulunan ve basm özgürlügü-
nü savunan bafımsız bir kuruluş olan Sınır Tanı-
mayan Gazetecilerörgütü Genel Sekreteri Robert
Menard. Başbakan Tansu Çiller'e gönderdiği
mektupta. Göktepe'nin nasıl öldûğünün belırlen-
mesini istedi. Avrupa Parlamentosu YeşillerGru-
bu Başkanı Claudia Roth da yaptığı açıklamada.
Sabancı Holding'ın basılması. 3 tutukiunun ceza-
evinde öldürülmesi ve gazetecı Metin Göktepe'nin
ölü bulunmasının, Türkiye'nin gümrük birliğine
alınmasına karşı çıkmakta son derece haklı olduk-
lannı gösterdiğini belırterek "Türkiye'de vazılı hu-
kuk kuraiian bile uygulanmıyor. İnsanca vaşam
koşullan talep eden mahkûmlann ve görevini ya-
pan gazetecikrin döv ükrtk öldüriilmesi insanı ür-
pertivor" dedı. İstanbul Barosu Başkanı Turgut
Kazan, İstanbul polisinin uyguladığı şiddetin çok
tehlikeli boyutlara ulaştığına dikkat çekti. Kazan,
"Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe'nin
polisce gözaltına alınması ve sonra ölü bulunrnası
basit bir olay sayılama/. Kendisini gören gazeteci-
ier var. Durum dehşet vericidir. Şiddet demokra-
simizi boguyor" dedi.
tnsan Haklan Derneğı Genel Başkanı Akın Bir-
dal, tşçi Partisi Genel Başkanı Doğtı Perinçek. Bir-
leşik Sosyalist Parti. Sosyalist Iktıdar Partisi ıle E-
mek Partisi Merkez Ginşimi ve Demokrarik Cum-
huriyet Programı. Türkiye Insan Haklan Vakfı
Başkanı VavuzÖnen. TYS Genel Başkanı Ataol
Behramoğlu, DİSK Genel Başkanı Rıdvan Bu-
dak, CHP İstanbul tl Başkanı Mehmet Ali Özpo-
lat Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyo-
nu, Türk Mühendis ve MımarOdaları Birliği Ge-
nel Sekreteri Alpasian Ertürk, Türkiye Motorlu
Taşıt Işçileri Sendikası Genel Başkanı Sabri Top-
çu. Tüm-Bel Sen Yönetim Kurulu, Çagdaş Özgür
, Der, Türkiye Haber-Iş Sendikası. Tüm Yargı Sen
ile Kurtuluş, Partizan, Özgür Gelecek , Yeni De-
mokrat Gençlik, Devrimci Çözüm ve Gençliğin
Sesi dergileri de Metin Göktepe'nin polis tarafin-
dan öldürüldüğünü öne sürerek oiayı kınadı.
saat 20.00 sıralannda cenaze nedeniyle
gözaltına alınanlann kapatıldığı Eyüp
Kapalı Spor Salonu'na 50 metre mesa-
fedeki büfenin yanında, ölmüş olarak bu-
lundu. Göktepe'nin cesedi, kesin ölüm
nedeninin belirlenebilmesi amacıyla Ad-
fi Tıp Kurumu'na kaldınldı.
EvTensel'in iddiası
Emniyet yetkilileri, Göktepe'nin üze-
rinde ve yakınlannda gazeteci olduğunu
gösterir herhangi bir belge ve fotoğraf
makinesi oimadığını belirtirken ıddiala-
nn aksine, Metin Göktepe adının cena-
ze sırasında gözaltına alınanlara ilişkin
listede geçmediğini bildirdiler.
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönet-
meni İhsan Çaralan, dün gazete merke-
zinde yaptığı açıklamada, polisi suçladı.
Metin Göktepe'nin cenaze törenini iz-
lerken basın tanıtım kartını göstermesi-
ne karşın gerekçesiz gözaltına alındığı-
nı belirten Çaralan. Göktepe'nin götürül-
düğü Eyüp Kapaiı Spor Salonu'nda dö-
\ üldüğünün görüldüğünü belirterek
"Muhabirimiz.gözamnda tutulan kişile-
rin verdikleri bilgüere göre fenalaştığı için
polis tarafından başka bir vere götürül-
müs. Gözaltında muhabirimizi görenler,
onun polislerce dövülerek öldürüldüğü-
nü ileri sürmektedirler" dedi.
Gözaltinın tanıklan
Önceki gün düzenlenen cenaze töreni-
ni izlemekie görevli muhabirimiz Kerem
Ilgaz, Göktepe'nin gözaltına alındığını
gördüğünü açıkladı. Jlgaz, cenazelerin
toprağa verileceği Alibeyköy Mezarlığı
önüne Yeni Yüzyıl muhabiri Murat Jn-
ceoğJu ve ölü bulunan Evren-
sel muhabiri Metin Göktepe
ile birlikte gittiklerini. bura-
da barikat kuran polislerin
arasındaki bir komiser yar-
dımcısının Metin'i gözaltına
aldırdığını söyledi. Ilgaz,
"Ben de kollarını arkaya kı-
vırarakgötürdükleri Metin'i
neden gözaltına aldıklarını
sorduğum için gözaibna alın-
dım. Polisler,gazeteci arkada-
şımız Murat'a "Seni de alı-
rız' dediler anıa onu almadı-
lar. Bana "Sen hangi gazete-
de çalışıyorsun'diye sordu.
Cumhuriyet diye yanıt ver-
dikten sonra bırakıklım."
Yeni Yüzyıl muhabiri Mu-
rat inceoğlu da Göktepe'nin
gözaltına alınması olayını,
"Alıbeyköy Mezaruğı yakın-
lannda barikat kuran polis-
ler, beni, .Metin'i ve Kerem'i
koUarımızı arkava kı\ırarak
gözaltına almak istediler. Be-
ni ve Kerem'i almaktan vaz-
geçtüer" di>e anlattı.
Evrensel gazetesinin avu-
katı Kamil Tekin Sürek, ga-
zete merkezinde yaptığı açık-
lamada, gözaltına alınan Metin Gökte-
pe'nin serbest bırakılmasını sağlamak
için girişimlerde bulunduklannı, Gökte-
pe'nin götürüldüğü Eyüp llçe Emniyet
Müdürlüğü ile yaptıkları görüşmede
"Muhabirinizi kimlik soruşturması yap-
tıktan sonra serbest bırakacağız" denıl-
diğini kaydetti. Kamil Tekin Sürek, şun-
lan söyledi:
"Gece gec saatterde serbest bırakılan-
lar. muhabirimizin çok kötü şekilde dö-
vüldüğünü bildirdiler. Aradığımız Eyüp
karakolundan bize muhabirimizin bıra-
kıldığını bildirdiler. Daha
sonra da Metin Göktepe'nin
bir çay bahçesindeölü bulun-
duğu'biktirildL"
E>üp Nöbetçi Cumhuriyet
Savcısı'nın "Muhabiriniz
serbest bırakıldıktan sonra
fenalık geçirerek ölmüş" ya-
nıtını verdigini kaydeden Ka-
mil Tekin Sürek, cesedi Adli
Tıp Kurumu'nda gören Avu-
kat Levent Tüzel'in Gökte-
pe'nin başında çok derin bir
yank gördüğünü söylediğini
dile getirdi.
Bir grup gazeteci. Gökte-
pe'nin ölümünü İstanbul Va-
liliği'ne siyah çelenk bıraka-
rak protesto etti. "Metinler
öbnez", "Hepimiz birer Me-
tiniz" sloganlanyla Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti önün-
den tstanbul Valiliği'neyürü-
yen gazeteciler. V'ali Yardım-
cısı Nihat Kemal Eren'le gö-
rüşerek olayı anlattılar. Bir
grup gazeteci de Gökte-
pe'nin gözaltına alındıktan
sonra ölü bulunmasını İstan-
bul Adliyesi önünde fotoğraf
Bir grupgazeteci, Göktepe'nin ölümünü İstanbul Valiliği'ne siyah çelenk bırakarak protestoetti. Cenaze töreni sırasında <iözaJtıııaalırıanlarsaJıverildi.ıA"ı KLT K.LÇÜKKAYA)
Cezaevlerindeki tutuklular, rehin aldıklan görevlileri serbest bıraktılar
Eylem sona oıtlîHaber Merkezi - Sıyasi tutuklu ve hüküm-
lülerin bulunduğu cezaevlerinde, yaptıkları
"açhk grevi sayım vermeme" eylemleri sona
erdi. Istemîeri kabul edilen Bayrampaşa. Bu-
ca ve Bartın cezaevlerindeki tutuklu ve hü-
kümlülerde. rehin tutnıkları cezaevi görevli-
lerini dün serbest bıraktılar. Cezaevlerindeki
direnişlerin. herhangi bir operasyona gerek
kalmadan sona erdirilmesinden memmuniyet
duyduğunu belirten Adalet Bakanlığı Müste-
şarı Yusuf Kenan Doğan, "Lvgulamadan do-
ğan bazı aksaklıklann giderilmesi ve insani ta-
lepler uygun bulundu" dedı.
Cmraniye'dekı Csküdar E Tipi Cezaevi'nde
meydana gelen olaylan protesto etmek ama-
cıvla 4 gündür siyasi bölüm müdürüyle infaz
koruma memurlannı rehin tutan Bayrampaşa
Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlüler. dün sa-
bah eylemlerine son verdiler. Bayrampaşa Ce-
zaevi yetkililerinden alınan bilgiye göre. Üm-
raniye Cezaevi Bırinci Müdürü Hüseyin Ata-
kan ve Cmranive Mümessil Savcısı Cemal Ün-
sal'ın görevlerinden alınmalanndan sonra yii-
riitülen görüşmeler sonucunda. saat 07.10'da
anlaşma saglandı. Adalet Bakanlığı Ceza ve
Te\ kif Ev leri Genel Müdürü ZeldGüngör. gö-
rüşmeler sonucunda, Siyasi Bölüm Müdürü
ABŞan ile 8 infaz koruma memurunun serbest
bırakıldıgını ve cezaevindeki durumun norma-
ledöndüğünü söyledi. Göngör, "evlemin sona
ermesinde Ümraniye Cezaevi Birinci Müdürü
Hüsevin Atakan ile Cmranive Mümessil Sav-
cısı CemalinsaJ'ıngörev verlerinindeğiştiril-
mesinin biretkisiolupolmadığı" yolundaki so-
ruyu. "Önemli olan. olavın böyle sona ermiş oV-
masıdır" diye yanıtladı. Ümraniye Ceza-
evi'ndeki eylemin sona erdirilmesinin ardm-
dan Buca Cezaevi'nde de DHKP-C. TlKKO,
TKP-ML, TDKP davalanndan tutuklu eylem-
ciler iki müdür ile 15 gardiyanı serbest bırak-
tılar veeylemlerini bitirdiler. Eylemin sonaer-
mesinden sonra, gardiyan ve diğer görevlile-
rin, 340 tutuklu ve hükümlünün kaldıgı 6 ko-
ğuşa girerek sayım ve arama yaptıklan öğre-
nildi.Rehinelenn ve eylemcilerin sağlık du-
rumlannın iyi olduğunu belirten ÇHD tzmir
Şubesi Sekreteri Av. Ercan Demir. Ümraniye
ve Bayrampaşa cezaevlerindeki görüşmelerin
anlaşmaylasonaerdiğininkendilerinebildiril-
mesi üzerine Buca Cezaev i Sa\ cısı CemalTuğ-
cu. 1. Müdür Ciban Şah Karakoç \e \zm\r
Cumhuriyet Başsavcısı Melih Tan ile birlikte.
tutuklu temsilcilerini çağırarak bu olayı ken-
dilerine bildirdiklerini söyledi. Bunun üzerine
saat09.30'da tutuklulann rehineleri serbest bı-
raktıklannı belirten Demir. Izmir Cumhuriyet
Başsavcısı Tan 'nm bundan sonra yapılacak sa-
yım ve arama sırasında koğuşlara jandarma
sokulmayacağını da belirttiğini anlattı. Aydın
E Tipi Cezaevi'nde ise koğuş kapılannın önü-
ne barikatlar kurarak sayım vermeme eylemi
yapan tutuklu ve hükümlüler. Ümraniye Ceza-
evi 'ndeki eylemin sona ermesinin duyurulma-
sı üzerine eyiemlerine son verdiler.
Metin Göktepe'nin cena-
zesinin götürüldüğü Adli Tıp
Kurumu önünde saat
11.00'den itibaren çok sayıda
gazeteci toplandı. Adli Tıp
Kurumu'na Göktepe'nin
ağabeyi tbrahim Göktepe ve
ablası Meryem Göktepe gel-
di. Kurum önünde önlem
alan çok sayıda çevik kuvvet
polisi ile gazeteciler arasında
zaman zaman tartışmalarya-
şanırken bazı gazetecilerin
sinirkrizi geçirerek bayıldık-
lan görüldü.
Göktepe'nin özgeçnıişi
lONisan 1968'de Sıvas'ın
Güriin ilçesine bağlı Çipil
köyünde doğan Metin Gök-
tepe, 1989 yılında tstanbul
Üniversitesi Iktisat Fakültesi
Maliye Bölümü'nde okuma-
yabaşladı. 1992 yılında Ger-
çek Dergisi'ndegazeteciliğe
başlayan Göktepe. Evrensel
gazetesinin kurulmasında
yer aldı ve bu gazetenin mu-
habirliğini yaptı.
7V;OTLAR I ATAOL BEHRAMOĞLU
C
ezaevlerindeki siyasal tutuklu
ve mahkûmlardan aldığım,
"Sağmalcüar Cezaevi'nde süre-
siz açhk grevinde bulunan bir
grup si\asitutsak"başlıklı mektupta şöy-
le deniyordu: "Egemen güçler Buca'da
gerçekleştirdikleri katliamı diğer cezaev-
lerine de taşıyarak buralarda da baskı ve
katliam için zemin hanrinor. Böylece si-
yasi tutsakların haklannıeünden alına, ki-
şiliksizleştirme. yıldırma politikalannı
gündeme getirmeye çaltşıyor." Mektupta,
şu istekler diie getirilmekteydi: "Buca
katlianunın sorumlulannın cezalandırd-
ması. İ mraniyetaburiuğunun kapatılma-
sı,tecrit, sürgün, sevkpolitikalanna son ve-
rilmesi."
Bu isteklerin hiçbiri yerine getirilmedi.
Bir başka deyişle, devlet ya da devletin
içindeki bir güç, cezaevlerinde (ya da ce-
zaevi dışında) uygulayageldiği "şiddet''
politikasından vazgeçmek niyetinde de-
ğildi. (Nitekim, istanbul Emniyet Müdü-
rü, pazartesi günü gazetelerde yer alan
açıklamasında. olup bitenleri "cezaeviida-
resinin veAdalet Bakanlığı'nm gevşekliği-
ne" bağlıyor; VVestern'lerdeki kahraman
şeriflere yakışacak bir üslupla, "on adam-
la bu işi çözerim" diyordu.) Bu "şiddet-
te ısrar" mantığının sonuçlannı hep bir-
likte gördük. Cezaevlerinde biriken örke,
sonuçta bir isyana dönüştü ve belki de sa-
dece cezaevlerini değil, bütün ülkeyi kan
gölüne çevirecek bir çılgmlık bu sabah
(salı) erken saatlerde, Sagmalcılar Ceza-
Şiddetin manbğı ve sağduyu
evi görevlilerini ellerinde rehin tutan siya-
si tutuklularia devlet yetkilileri arasında
vanlan anlaşmayla, son anda engellendi.
"Kendin öldür, kendin göm"
Cezaevlerinde öldürülen tutuklulann
cenazelerinin pazartesi günü toprağa ve-
rilişi sırasında, bu sonucun ne olabilece-
ği çarpıcı biçimde ortaya çıktı. Ölenlerin
yakınlan cenazelere yaklaştınlmadı. Ce-
setlerin bulunduğu Adli Tıp çevTesinde
ve dini törenin yapılacağı Alibeyköy Ca-
mii çevresinde ku§ uçurulmadı. Yüzlerce
ldşi gözaltına alındı. Televizyon ekranla-
nnda, gözaltına alınanlann polisçe nasıl
tekme, tokat, yumruk ve copla sindirile-
rek karakollara ve Eyüp Spor Salonu'na
tıkıldığı görüldü. Ve sonuçta. tabutlan me-
zarlara indirecek başkaca kimse bulun-
madığı için bu işi de polisler üstlendi.
Özetle. devlet şöyle demekteydi: Kendim
öldürür, kendim gömerim. Ve bizler. bir-
kaç gün önceki yazımda da değindiğim gi-
bi yazarlar, sanatçılar, aydınlar. bürokrat-
lar. tüccarlar, ev kadınlan ya da sokakta-
ki sıradan insanlar; korku filmlerine ya-
kışacak bu gömülme görüntülerini de ak-
şam yemeklerimizi yemekte olduğumuz
sırada izledik ve sineye çektik.
Şiddetin bir mantığı olabilir mi? Olsa
olsa şudur: Ezerim, yok ederim ve boyle-
ce sustururum. Nereye kadar?
Yazımın girişinde değindiğim mektup-
ta bu soru şöyle yanıtlanıyor: "Biz,insan-
lık onurumuza ve siyasi kimliğimize karşı
girişilen saldınlara her zamantek yumruk
tek barikat olduk, olacağız." Onurunu, ki-
şıliğini, savunmak, insanın en temel hak-
kıdır ve bu hakkı elinden alınmak isten-
diğinde. direnmesinden daha doğal bir şey
olamaz. "İnsan Haklan Evrensel Bildir-
gesfnde sözü edilen "ayaklanma hak-
ta"nın da zaten bundan başka bir yorumu
olmasa gerektir...
"Ve biz aydnılar"
Ülkede şiddet tırmanışa geçmışken biz
aydınlar ne yapıyoruz? Sagmalcılar Ceza-
evi'ndeki siyasi tutuklu ve mahkûmlar
uyanyor: "Aydının görevi toplumsal so-
runlan gündeme getirip kitlevi aydınlat-
maktır. Vahşetlere, baskılara sessiz kal-
mak beraberinde çürümeşi getirir."
Pazar günü Cumhuriyet'te "Siz İnsan
nuzmız?" başlıklı yazımın yayımlanma-
sından sonra üst üste telefonlargeldi. Güi-
sen Tuncer, Edip AkbavTam, Emin Kara-
ca, yazar ya da sanatçı arkadaşlanm. "ne
yapmalı" diye soruyorlardı. Yazı odalan-
mızdan. evlerimizden Sagmalcılar Ceza-
evi'nin önünde toplanmaya, aydınlar, ya-
zarlar. sanatçılar olarak kaygılanmızı ora-
da dile getirmeye karar verdik... Pazarte-
si günü, cenaze törenleri bunun gerçekleş-
tirilmesine engeldi... Aynı gün geceyan-
sı. Cumhuriyet istihbarat bölümü şefi
Cengiz Yıldınm'dan. tutuklularia yetkili-
ler arasında anlaşmaya vanlmak üzere ol-
duğunu öğrendim. Bu sabah (salı), arka-
daşlarla buluşarak cezaevine birlikte git-
mek üzere Edip Akbayram'ın arabasıyla
Beşiktaş'a doğru giderken Anadolu Ajan-
sı'ndan, anlaşmaya vanldığını ve rehine-
lerin serbest bırakıldıgını öğrendik...
Emin Karaca, İsaÇelik,Cezmi Ersöz. Be-
şiktaş'taki buluşma yerindelerdi... Öteki
arkadaşlan beklerken cezaevine gıtmeye
gerek kalmadığına karar verdik ve olay-
lann "mutlu son"a ermesinden ötürü de
sevinç duyduk, birbirimizi kutladık...
Bunlan yazmak üzere gazeteden içeri
adım attığımda. dün gözaltına alınan Ev-
rensel gazetesi muhabiri Metin Gökte-
pe'nin bir çay bahçesinde cesedinin bu-
lunduğunu öğrendim... Bunun şokunuya-
şamaktayken ÖzdemirSabancı'ya suikast
haberi geldi... Olaylar. kimi kez. sadece
edebiyatı değil, gazete yazarlığını da ge-
ride bırakıyor...
Yazımı, "şiddetin mantıği~na karşı in-
sanca olan mantığı (ölçüyü, sağduyuyu,
aklı) savunmak ve egemen kılmak için
bizlere. biz a>dınlara. yazarlara, sanatçı-
lara görevlerdüştüğünü, yazı odalanmız-
dan. evlerimizden, işyerlerinden çıkarak
hertürdeeylemdebulunmamızgerektiği-
ni bir kez daha belirterek bitırmek üzerey-
ken Ankara'daki bir Cumhuriyet okurun-
dan telefon geldi. Beni pazar günü de ga-
zeteden aramış. Bir otel görev lisi olan bu
arkadaş soruyor: "Pazargünkü vazınızda
aydınlan eleştirrvor. göreve çağınyordu-
nuz. Peki, gelinen bu noktada biz ne vap-
malıyız? Çünkü. gerçekten de demokrasi
ortamının tümüvlevokolduğu,gelinebile-
cek son nokta bu. Ne >apalım? Kendimi-
zi: insanlık onurunu savunmak için silah-
lanıp sokaklara mı dökülelim? AN'AP ve
Büyük Biıiik Partisi biıieşebilmişken sos-
yalistler. sosval demokratlar neden birie-
şiptek yumruk olamıyorlar? Bizler,sosya-
listlerin, bütün sol güçlerin birieşmesini is-
rivoruz. Bu vapılamıyorsa eğer, en ufak bir
karşı çıkış sonucunda işini kav betmek. ai-
lesinin zarar görmesi tehditleriyle karşı
karşıya olan bizlerden, nasılbirözveri bek-
lenebinr?"
Cumhuriyet okurunun sorulan bunlar...
Bunlar, aklı başında herkesin sorulan-
dır...
Çoktandır bir "kan davası"na dönüşen
"şjddefin çılgın tırmanışına karşı, sade-
ce demokrasiyi degil, kendi aydın ve in-
san kişiliklerimizi de savunmak için erte-
lenemez görevlerle karşı karşıyayız: Ön-
celikle. ilerici, demokrat yurtsever güçle-
rin birliğinin sağlanması için çaba harca-
mak...
HAFTAYABAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Marmara Esintileri...
Bandırma... Erdek...
Çok önceleri verilmiş olan sözleri yerine getirmek
için, hafta sonu Marmara kıyılarındaydım. Bandır-
ma'da, saatler boyu ayakta beklemeyi göze alan coş-
kulu bir kalabalık. Kış nüfusu çok cılız olan Erdek'te,
bir pazar öğleden sonrasını -soğuk bir salonda- Ke-
maiizme ayıran çok sayıda insan.
Siyasal yaşamdan düş kırıklığına uğrayanlar, ADD
ve ÇYDD'nin toplantılarına koşuyorlar.
Kemalizmin uzantısı iki sol partinin "küçük olsun
benim olsun" tutumu yüzünden kapılarını kapalı bu-
lanlar... Giderek içten teslim olan devletten umutları-
nı kesenler... Kemalizme "ödünsüz" sahip çıkılması
gerektiğine inananlar; el ele vermeyi ve karanlıklara
karşı savaşımı omuz omuza yürütmeyi sürdürüyor-
lar.
Her geçen gün biraz daha büyüyerek... Biraz da-
ha güçlenerek.
• • •
Bandırma ADD şubesinin topu topu bir buçuk yıl-
lık bir ömrü var. Ama ressam Melih Çınar ve arka-
daşları çok hızlı, çok inançlı.
Uye sayısı üç yüzü aşmış. Kısa zamanda beş yü-
zü bulmayı umuyorlar.
Şimdiden sekiz gence düzenli burs sağlamışlar.
Sekiz genci, karanlık güçlerin tuzağına düşmekten
kurtarmışlar... Bu sayıyı her geçen yıl arttırmakta ka-
rarlılar.
DYP'li belediye ile el ele vermişler. Güzelim zeytin
ve meyve ağaçları kesile kesile "yeşile hasret" duru-
ma düşmüş Bandııma'da yeni bir orman oluşturuyor-
lar: "Kuvayi Milliye Ormanı". Geçen yılki sekiz bin fi-
dana, bu yıl on bin daha eklenecek. Gelecek yıllarda
da...
"2 7. Yüzyıla Doğru Kemalizm" konulu toplantıyı iz-
leyenlerin ön sırasında, DYP'li belediye başkanı var-
dı. Balıkesir ve Edremit'ten gelen ADD temsilcileri
vardı. Partilerin ve kitle örgütlerinin çelenkleriyle, sa-
lon bir çiçek bahçesine dönmüştü.
Konuşmanm sonunda coşku doruktaydı. Oturan-
lar da ayaktakilere katılmıştı. Ve Sayın Çınar, mutlu,
kulağıma fısıldıyordu:
"Bandırma, tarihi günlerinden binsini daha yaşa-
dı!"
• • •
Kışın Erdek ıssız, sessiz... Hatta biraz hüzünlü.
ADD şubesi açılalı ancak birkaç ay olmuş. Ama bir
avuç inançlı insan, orada da çok kararlı. Başkan Dr.
Atilla Büyüker soruyor:
"Üye sayımızm bin olmaması için bir neden var
mı?"
Pazar öğleden sonrasını evinde, TV karşısındaki ra-
hat koltuğunda geçirmek yerine, lisenin soğuk salo-
na koşanlar arasında; Mülkiyeli kaymakam ile genç
savcı da bulunuyor. Ama ilçe GHP yönetimi -çiçek-
lerle salona gelen gençlerin dışında- ADD'ye soğuk.
Onu kendilerine bir rakip gibi görüyor.
Bilinçsizlik mi? Kışisel endişeler mi?
Genel merkezin havasına uyabilmek çabası mı?
Yoksa, CHP'nin -halkın gözünde- "Atatürkünpar-
tisi" olmaktan her geçen gün biraz daha uzaklaşma-
sının verdiği hüzün mü?
• • •
Atatürkçu Düşünce Derneği'nin de Çağdaş Yaşa-
mı Destekleme Derneği'.nin de üyeleri çok farklı. He-
le hele partilerin üyelerine hiç benzemiyorlar. Öden-
tilerini düzenli bir biçimde ödüyoriar. Bilinçliler. Aydın-
lanıyorlar ve çevrelerini aydınlatıyorlar.
Karşılık beklemeden, büyük bir özveri ile çalışıyor-
lar... Daha aydınlık bir yarın için. Çocukları karanlık bir
Türkiye'de yaşamasın diye.
Bugün Türkiye'de, kadın eli sıkmayan yüzlerce kay-
makam var. Humeyni'nin ölüm yıldönümünde yas tu-
tan valiler var.
Siyaset ve devlet adamları aymazlık içinde.
Ama Anadolu uyanıyor!
Atatürk'ün temellerini attığı "sivil toplum"oluşuyor.
Tüm ihanetlere karşın değil; o ihanetlerin yarattığı
tepki ile..
Kudar davası bîr
yıldır sürüyor
tstanbul Haber Senisi -
Yazarımız Onat Kutlar'la
arkeolog \asemin Cebeno-
van'ın ölümlerine yol açan
bombalama olayıyla ilgıh
açılan iki 'idam' cezası is-
temli da\a, bir yıldır sürü-
yor.
The Marmara Oteli'nin
altındaki Opera Pastane-
si'nde30Arahkl994akşa-
mı patlayan bomba. arke-
olog Yasemin Cebeno-
yanın ölümüne. yazarımız
Onat Kutlar'ın da ağır yara-
lanmasına yol açmıştı. Bü-
tün yurtta nefretle karşıla-
nan bombalı eylem, şeriat-
çı terör örgütü İBDA-C ta-
rafından üstlenilmişti.
mPA-C üstlendi
İBDA-C'nin yayın orga-
nı "Taraf dergisinde yıl-
başı öncesi yayımlanan ya-
zılarda. Noel kutlamalarına
karşı eylemler yapılacağı
açıklanmış, ancak hedef
göstere göstere saldın ger-
çekleştiren Taraf dergisine
ilişkin ciddi bir soruşturma
açılmamıştı. Saldından
sonra da ÎBDA-C, olayı üst-
lendi.
Bombalama eylemiyie il-
gili olarak başlatılan soruş-
turma, nisan ayına kadar
sessizce sürdürüldü. 29 ni-
sanda Başbakan Tansu Çil-
ler. Başbakanlık Basın
Merkezi aracılığıyla Onat
Kutlar ve Yasemin Cebeno-
yan ile Sultanahmet'ten Sa-
raybumu'na çekilen ve pat-
layarak çekici şoförü Ayhan
Manga'nın ölümüne yol
açan bombalan yerleştiren-
lerin yakalandığını ve bu ki-
şılerin PKK örgütüyle iliş-
kilı olduğunu açıkladı. Baş-
bakanlık Basın Merkezi'nin
tarihinde ilk kez bir cinaye-
tin çözüldüğünü içeren
acıklaması, çiçeği burnun-
da DYP milletvekilleri. dö-
nemin Emniyet Genel Mü-
dürü Mehmet Ağar, istan-
bul Valisı HavriKozakçıoğ-
luve İstanbul Emniyet Mü-
dürü Necdet Menzir'den
adeta kaçırılarak yapıldı.
Kozakçıoğlu ve Menzir,
Başbakanlık açıklamasın-
dan bir gün sonra düzenle-
dikleri basın toplantısında,
15 PKK militanının yaka-
landığını ve bunlardan iki-
sinin Kutlar, Cebenoyan ve
Manga'nın ölünıüyle so-
nuçlanan bombalama ey-
lemlerini gerçekleştirdikle-
rini itiraf ettiğini açıkladı.
Yakalananlar. sonraki gün-
Ierde gazetecilere gösteril-
di. 15sanıktanilkanda 13'ü
tutuklandı.
İBDA-C. üstlendiği cina-
vetin PKK tarafından ger-
çekleştirildiğinin açıklan-
masına içerlemiş ve yayın
organı "Akıncı Vblu''dergi-
sinde eylerni kendilerinin
yaptığını bir kez daha açık-
lamıştı. Yakalananlann po-
lis baskısı sonucu eylemi
üstlendiği görüşüne yer ve-
ren Akıncı Yolu, "Onat'ı,
polisteki telefon kayıtlanna
'The Marmara'yı, Noel'i
protesto etmek için uçur-
duk" diye geçenler öldür-
müştür" biçimindeki cüm-
leyle iddiasını ortaya atmış-
tı.
Dava, haziran ayı içinde
açıldı ve Deniz Demir ile
Hicran kaçmaz hakkında
TCK'nin I25.maddesiuya-
nnca 'idam' eezası istendi.
Ancak, daha savcılık aşa-
masında Itirafçılık Yasa-
sı'ndan yararlanmak için
başvuran bu sanıklar, 11
ağustos tarihinde yapılan
ilk duruşmaya katılmadılar.
İstanbul 3. DGM'deyapılan
ilk duruşmada, mahkeme,
sanıklara Onat Kutlar'ın
ölümüyle ilgili tek soru bi-
le sormadan 11 tutuklu sa-
nıktan2'sinitahliyeetti. Da-
vanın. ikisi itirafçı 6 tutuk-
lu sanığı kaldı. Dava, halen
sürüyor.