23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cenaze töreni sırasında gözaltına alınan Evrensel gazetesi muhabiri, bir çay bahçesinde ölü bulundu Gazetecinin kuşkulu öliimü• Gazetemiz muhabiri Kerem Ilgaz Metin Göktepe'nin Alibeyköy Mezarlığı önünde barikat kuran polislerce gözaltına alındığını gördüğünü söyledi. • Evrensel Genel Yayın Yönetmeni îhsan Çaralan, Göktepe'nin ölümünden gözaltında dayak atan polislerin sorumlu olduğunu ileri sürdü. İstanbul Haber Servisi - Ümraniye "deki Üsküdar E Tipi Cezaevi'nde meydana gelen ola>larda ölenlerin ce- naze töreni sırasında polisler- ce gözaltına alınan Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe. Eyüp'te bir çay bahçesinde ölü bulundu. Ev- rensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni thsan Çaralan, Göktepe"nin ölümünden. gözaltında dayak atan po- lislerin sorumlu olduğunu ileri sürerken emniyet yetkilileri, Göktepe'nin gözal- tına hiç alınmadığı ve gözaitı listesinde adının olmadıgını savundu. Gazetemiz muhabiri Kerem Ilgaz ve Yeni Yüzyıl muhabiri Murat tnceoğlu da Gökte- pe'nin, Alibeyköy Mezarlığı önünde ba- rikat kuran polislerce gözaltına alındığı- nı gördüklerini belirttiler. Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan alınan bilgiye göre Göktepe, dün aksam Göktepe'nin öldürülmesi kitle örgütlerince kınandı 'Sorumlular yargı önüne çıkanlsın' istanbul Haber Senisi - Görevi sırasında gözal- tına alınan vedaha sonra öiü bulıman Evrensel ga- zetesi muhabiri Metin Göktepe'nin 'kuşkulu'ölü- mü şiddetle kınanarak sorumlulann yargı önüne çıkanlması istendi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı NailGü- reM, şiddetle kınadığını belirttiği olayın sorumlu- lannın mutlaka yakalanarak yargı önüne çıkanl- masını istedi. Basm Konseyi Genel Sekreteri NilüferYakanda yaptığı açıkJamada, poJisin şiddete yönelık tutu- mu sonucu bir gazetecinin daha yaşamım yitirdi- ğine dikkat çekerek "Muhabirin serbest bırakıl- (hktan sonra öldüğü acıklaması. inandıncıiıktan uzak ve suçluluğu gjzteme telaşi içinde yapılmış acıkianıalardırr dedi. Çagdaş Gazeteciler Derneğı Genel Başkanı Mustafa Ekmekçi. Göktepe'nin öldüriiJmesini de- mokrasiye yönelik bir saldın olarak niteledi. Ek- mekçi, fçişleri Bakanı Teoman Ünüsan'dan, Is- tanbul'da yaşanan son olaylarla ilgili olarak 'geniş çapb' bir soruşturma başlatmasını istedi. PEN Yazarlar Demeği de yaptığı açıklamada. son dönemde şiddet olaylarında artış olduğuna işaret ederek "En büyük şiddet olayı da cezaevin- de öldüriilenkrin cenazesinde yaşanmış ve sonuç- ta gazcteci Metin Göktepe, "devlet terörüyle' öldü- rülmüştür" görüşüne yer verdi. Merkezi Paris'te bulunan ve basm özgürlügü- nü savunan bafımsız bir kuruluş olan Sınır Tanı- mayan Gazetecilerörgütü Genel Sekreteri Robert Menard. Başbakan Tansu Çiller'e gönderdiği mektupta. Göktepe'nin nasıl öldûğünün belırlen- mesini istedi. Avrupa Parlamentosu YeşillerGru- bu Başkanı Claudia Roth da yaptığı açıklamada. Sabancı Holding'ın basılması. 3 tutukiunun ceza- evinde öldürülmesi ve gazetecı Metin Göktepe'nin ölü bulunmasının, Türkiye'nin gümrük birliğine alınmasına karşı çıkmakta son derece haklı olduk- lannı gösterdiğini belırterek "Türkiye'de vazılı hu- kuk kuraiian bile uygulanmıyor. İnsanca vaşam koşullan talep eden mahkûmlann ve görevini ya- pan gazetecikrin döv ükrtk öldüriilmesi insanı ür- pertivor" dedı. İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, İstanbul polisinin uyguladığı şiddetin çok tehlikeli boyutlara ulaştığına dikkat çekti. Kazan, "Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe'nin polisce gözaltına alınması ve sonra ölü bulunrnası basit bir olay sayılama/. Kendisini gören gazeteci- ier var. Durum dehşet vericidir. Şiddet demokra- simizi boguyor" dedi. tnsan Haklan Derneğı Genel Başkanı Akın Bir- dal, tşçi Partisi Genel Başkanı Doğtı Perinçek. Bir- leşik Sosyalist Parti. Sosyalist Iktıdar Partisi ıle E- mek Partisi Merkez Ginşimi ve Demokrarik Cum- huriyet Programı. Türkiye Insan Haklan Vakfı Başkanı VavuzÖnen. TYS Genel Başkanı Ataol Behramoğlu, DİSK Genel Başkanı Rıdvan Bu- dak, CHP İstanbul tl Başkanı Mehmet Ali Özpo- lat Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyo- nu, Türk Mühendis ve MımarOdaları Birliği Ge- nel Sekreteri Alpasian Ertürk, Türkiye Motorlu Taşıt Işçileri Sendikası Genel Başkanı Sabri Top- çu. Tüm-Bel Sen Yönetim Kurulu, Çagdaş Özgür , Der, Türkiye Haber-Iş Sendikası. Tüm Yargı Sen ile Kurtuluş, Partizan, Özgür Gelecek , Yeni De- mokrat Gençlik, Devrimci Çözüm ve Gençliğin Sesi dergileri de Metin Göktepe'nin polis tarafin- dan öldürüldüğünü öne sürerek oiayı kınadı. saat 20.00 sıralannda cenaze nedeniyle gözaltına alınanlann kapatıldığı Eyüp Kapalı Spor Salonu'na 50 metre mesa- fedeki büfenin yanında, ölmüş olarak bu- lundu. Göktepe'nin cesedi, kesin ölüm nedeninin belirlenebilmesi amacıyla Ad- fi Tıp Kurumu'na kaldınldı. EvTensel'in iddiası Emniyet yetkilileri, Göktepe'nin üze- rinde ve yakınlannda gazeteci olduğunu gösterir herhangi bir belge ve fotoğraf makinesi oimadığını belirtirken ıddiala- nn aksine, Metin Göktepe adının cena- ze sırasında gözaltına alınanlara ilişkin listede geçmediğini bildirdiler. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönet- meni İhsan Çaralan, dün gazete merke- zinde yaptığı açıklamada, polisi suçladı. Metin Göktepe'nin cenaze törenini iz- lerken basın tanıtım kartını göstermesi- ne karşın gerekçesiz gözaltına alındığı- nı belirten Çaralan. Göktepe'nin götürül- düğü Eyüp Kapaiı Spor Salonu'nda dö- \ üldüğünün görüldüğünü belirterek "Muhabirimiz.gözamnda tutulan kişile- rin verdikleri bilgüere göre fenalaştığı için polis tarafından başka bir vere götürül- müs. Gözaltında muhabirimizi görenler, onun polislerce dövülerek öldürüldüğü- nü ileri sürmektedirler" dedi. Gözaltinın tanıklan Önceki gün düzenlenen cenaze töreni- ni izlemekie görevli muhabirimiz Kerem Ilgaz, Göktepe'nin gözaltına alındığını gördüğünü açıkladı. Jlgaz, cenazelerin toprağa verileceği Alibeyköy Mezarlığı önüne Yeni Yüzyıl muhabiri Murat Jn- ceoğJu ve ölü bulunan Evren- sel muhabiri Metin Göktepe ile birlikte gittiklerini. bura- da barikat kuran polislerin arasındaki bir komiser yar- dımcısının Metin'i gözaltına aldırdığını söyledi. Ilgaz, "Ben de kollarını arkaya kı- vırarakgötürdükleri Metin'i neden gözaltına aldıklarını sorduğum için gözaibna alın- dım. Polisler,gazeteci arkada- şımız Murat'a "Seni de alı- rız' dediler anıa onu almadı- lar. Bana "Sen hangi gazete- de çalışıyorsun'diye sordu. Cumhuriyet diye yanıt ver- dikten sonra bırakıklım." Yeni Yüzyıl muhabiri Mu- rat inceoğlu da Göktepe'nin gözaltına alınması olayını, "Alıbeyköy Mezaruğı yakın- lannda barikat kuran polis- ler, beni, .Metin'i ve Kerem'i koUarımızı arkava kı\ırarak gözaltına almak istediler. Be- ni ve Kerem'i almaktan vaz- geçtüer" di>e anlattı. Evrensel gazetesinin avu- katı Kamil Tekin Sürek, ga- zete merkezinde yaptığı açık- lamada, gözaltına alınan Metin Gökte- pe'nin serbest bırakılmasını sağlamak için girişimlerde bulunduklannı, Gökte- pe'nin götürüldüğü Eyüp llçe Emniyet Müdürlüğü ile yaptıkları görüşmede "Muhabirinizi kimlik soruşturması yap- tıktan sonra serbest bırakacağız" denıl- diğini kaydetti. Kamil Tekin Sürek, şun- lan söyledi: "Gece gec saatterde serbest bırakılan- lar. muhabirimizin çok kötü şekilde dö- vüldüğünü bildirdiler. Aradığımız Eyüp karakolundan bize muhabirimizin bıra- kıldığını bildirdiler. Daha sonra da Metin Göktepe'nin bir çay bahçesindeölü bulun- duğu'biktirildL" E>üp Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı'nın "Muhabiriniz serbest bırakıldıktan sonra fenalık geçirerek ölmüş" ya- nıtını verdigini kaydeden Ka- mil Tekin Sürek, cesedi Adli Tıp Kurumu'nda gören Avu- kat Levent Tüzel'in Gökte- pe'nin başında çok derin bir yank gördüğünü söylediğini dile getirdi. Bir grup gazeteci. Gökte- pe'nin ölümünü İstanbul Va- liliği'ne siyah çelenk bıraka- rak protesto etti. "Metinler öbnez", "Hepimiz birer Me- tiniz" sloganlanyla Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önün- den tstanbul Valiliği'neyürü- yen gazeteciler. V'ali Yardım- cısı Nihat Kemal Eren'le gö- rüşerek olayı anlattılar. Bir grup gazeteci de Gökte- pe'nin gözaltına alındıktan sonra ölü bulunmasını İstan- bul Adliyesi önünde fotoğraf Bir grupgazeteci, Göktepe'nin ölümünü İstanbul Valiliği'ne siyah çelenk bırakarak protestoetti. Cenaze töreni sırasında <iözaJtıııaalırıanlarsaJıverildi.ıA"ı KLT K.LÇÜKKAYA) Cezaevlerindeki tutuklular, rehin aldıklan görevlileri serbest bıraktılar Eylem sona oıtlîHaber Merkezi - Sıyasi tutuklu ve hüküm- lülerin bulunduğu cezaevlerinde, yaptıkları "açhk grevi sayım vermeme" eylemleri sona erdi. Istemîeri kabul edilen Bayrampaşa. Bu- ca ve Bartın cezaevlerindeki tutuklu ve hü- kümlülerde. rehin tutnıkları cezaevi görevli- lerini dün serbest bıraktılar. Cezaevlerindeki direnişlerin. herhangi bir operasyona gerek kalmadan sona erdirilmesinden memmuniyet duyduğunu belirten Adalet Bakanlığı Müste- şarı Yusuf Kenan Doğan, "Lvgulamadan do- ğan bazı aksaklıklann giderilmesi ve insani ta- lepler uygun bulundu" dedı. Cmraniye'dekı Csküdar E Tipi Cezaevi'nde meydana gelen olaylan protesto etmek ama- cıvla 4 gündür siyasi bölüm müdürüyle infaz koruma memurlannı rehin tutan Bayrampaşa Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlüler. dün sa- bah eylemlerine son verdiler. Bayrampaşa Ce- zaevi yetkililerinden alınan bilgiye göre. Üm- raniye Cezaevi Bırinci Müdürü Hüseyin Ata- kan ve Cmranive Mümessil Savcısı Cemal Ün- sal'ın görevlerinden alınmalanndan sonra yii- riitülen görüşmeler sonucunda. saat 07.10'da anlaşma saglandı. Adalet Bakanlığı Ceza ve Te\ kif Ev leri Genel Müdürü ZeldGüngör. gö- rüşmeler sonucunda, Siyasi Bölüm Müdürü ABŞan ile 8 infaz koruma memurunun serbest bırakıldıgını ve cezaevindeki durumun norma- ledöndüğünü söyledi. Göngör, "evlemin sona ermesinde Ümraniye Cezaevi Birinci Müdürü Hüsevin Atakan ile Cmranive Mümessil Sav- cısı CemalinsaJ'ıngörev verlerinindeğiştiril- mesinin biretkisiolupolmadığı" yolundaki so- ruyu. "Önemli olan. olavın böyle sona ermiş oV- masıdır" diye yanıtladı. Ümraniye Ceza- evi'ndeki eylemin sona erdirilmesinin ardm- dan Buca Cezaevi'nde de DHKP-C. TlKKO, TKP-ML, TDKP davalanndan tutuklu eylem- ciler iki müdür ile 15 gardiyanı serbest bırak- tılar veeylemlerini bitirdiler. Eylemin sonaer- mesinden sonra, gardiyan ve diğer görevlile- rin, 340 tutuklu ve hükümlünün kaldıgı 6 ko- ğuşa girerek sayım ve arama yaptıklan öğre- nildi.Rehinelenn ve eylemcilerin sağlık du- rumlannın iyi olduğunu belirten ÇHD tzmir Şubesi Sekreteri Av. Ercan Demir. Ümraniye ve Bayrampaşa cezaevlerindeki görüşmelerin anlaşmaylasonaerdiğininkendilerinebildiril- mesi üzerine Buca Cezaev i Sa\ cısı CemalTuğ- cu. 1. Müdür Ciban Şah Karakoç \e \zm\r Cumhuriyet Başsavcısı Melih Tan ile birlikte. tutuklu temsilcilerini çağırarak bu olayı ken- dilerine bildirdiklerini söyledi. Bunun üzerine saat09.30'da tutuklulann rehineleri serbest bı- raktıklannı belirten Demir. Izmir Cumhuriyet Başsavcısı Tan 'nm bundan sonra yapılacak sa- yım ve arama sırasında koğuşlara jandarma sokulmayacağını da belirttiğini anlattı. Aydın E Tipi Cezaevi'nde ise koğuş kapılannın önü- ne barikatlar kurarak sayım vermeme eylemi yapan tutuklu ve hükümlüler. Ümraniye Ceza- evi 'ndeki eylemin sona ermesinin duyurulma- sı üzerine eyiemlerine son verdiler. Metin Göktepe'nin cena- zesinin götürüldüğü Adli Tıp Kurumu önünde saat 11.00'den itibaren çok sayıda gazeteci toplandı. Adli Tıp Kurumu'na Göktepe'nin ağabeyi tbrahim Göktepe ve ablası Meryem Göktepe gel- di. Kurum önünde önlem alan çok sayıda çevik kuvvet polisi ile gazeteciler arasında zaman zaman tartışmalarya- şanırken bazı gazetecilerin sinirkrizi geçirerek bayıldık- lan görüldü. Göktepe'nin özgeçnıişi lONisan 1968'de Sıvas'ın Güriin ilçesine bağlı Çipil köyünde doğan Metin Gök- tepe, 1989 yılında tstanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi Maliye Bölümü'nde okuma- yabaşladı. 1992 yılında Ger- çek Dergisi'ndegazeteciliğe başlayan Göktepe. Evrensel gazetesinin kurulmasında yer aldı ve bu gazetenin mu- habirliğini yaptı. 7V;OTLAR I ATAOL BEHRAMOĞLU C ezaevlerindeki siyasal tutuklu ve mahkûmlardan aldığım, "Sağmalcüar Cezaevi'nde süre- siz açhk grevinde bulunan bir grup si\asitutsak"başlıklı mektupta şöy- le deniyordu: "Egemen güçler Buca'da gerçekleştirdikleri katliamı diğer cezaev- lerine de taşıyarak buralarda da baskı ve katliam için zemin hanrinor. Böylece si- yasi tutsakların haklannıeünden alına, ki- şiliksizleştirme. yıldırma politikalannı gündeme getirmeye çaltşıyor." Mektupta, şu istekler diie getirilmekteydi: "Buca katlianunın sorumlulannın cezalandırd- ması. İ mraniyetaburiuğunun kapatılma- sı,tecrit, sürgün, sevkpolitikalanna son ve- rilmesi." Bu isteklerin hiçbiri yerine getirilmedi. Bir başka deyişle, devlet ya da devletin içindeki bir güç, cezaevlerinde (ya da ce- zaevi dışında) uygulayageldiği "şiddet'' politikasından vazgeçmek niyetinde de- ğildi. (Nitekim, istanbul Emniyet Müdü- rü, pazartesi günü gazetelerde yer alan açıklamasında. olup bitenleri "cezaeviida- resinin veAdalet Bakanlığı'nm gevşekliği- ne" bağlıyor; VVestern'lerdeki kahraman şeriflere yakışacak bir üslupla, "on adam- la bu işi çözerim" diyordu.) Bu "şiddet- te ısrar" mantığının sonuçlannı hep bir- likte gördük. Cezaevlerinde biriken örke, sonuçta bir isyana dönüştü ve belki de sa- dece cezaevlerini değil, bütün ülkeyi kan gölüne çevirecek bir çılgmlık bu sabah (salı) erken saatlerde, Sagmalcılar Ceza- Şiddetin manbğı ve sağduyu evi görevlilerini ellerinde rehin tutan siya- si tutuklularia devlet yetkilileri arasında vanlan anlaşmayla, son anda engellendi. "Kendin öldür, kendin göm" Cezaevlerinde öldürülen tutuklulann cenazelerinin pazartesi günü toprağa ve- rilişi sırasında, bu sonucun ne olabilece- ği çarpıcı biçimde ortaya çıktı. Ölenlerin yakınlan cenazelere yaklaştınlmadı. Ce- setlerin bulunduğu Adli Tıp çevTesinde ve dini törenin yapılacağı Alibeyköy Ca- mii çevresinde ku§ uçurulmadı. Yüzlerce ldşi gözaltına alındı. Televizyon ekranla- nnda, gözaltına alınanlann polisçe nasıl tekme, tokat, yumruk ve copla sindirile- rek karakollara ve Eyüp Spor Salonu'na tıkıldığı görüldü. Ve sonuçta. tabutlan me- zarlara indirecek başkaca kimse bulun- madığı için bu işi de polisler üstlendi. Özetle. devlet şöyle demekteydi: Kendim öldürür, kendim gömerim. Ve bizler. bir- kaç gün önceki yazımda da değindiğim gi- bi yazarlar, sanatçılar, aydınlar. bürokrat- lar. tüccarlar, ev kadınlan ya da sokakta- ki sıradan insanlar; korku filmlerine ya- kışacak bu gömülme görüntülerini de ak- şam yemeklerimizi yemekte olduğumuz sırada izledik ve sineye çektik. Şiddetin bir mantığı olabilir mi? Olsa olsa şudur: Ezerim, yok ederim ve boyle- ce sustururum. Nereye kadar? Yazımın girişinde değindiğim mektup- ta bu soru şöyle yanıtlanıyor: "Biz,insan- lık onurumuza ve siyasi kimliğimize karşı girişilen saldınlara her zamantek yumruk tek barikat olduk, olacağız." Onurunu, ki- şıliğini, savunmak, insanın en temel hak- kıdır ve bu hakkı elinden alınmak isten- diğinde. direnmesinden daha doğal bir şey olamaz. "İnsan Haklan Evrensel Bildir- gesfnde sözü edilen "ayaklanma hak- ta"nın da zaten bundan başka bir yorumu olmasa gerektir... "Ve biz aydnılar" Ülkede şiddet tırmanışa geçmışken biz aydınlar ne yapıyoruz? Sagmalcılar Ceza- evi'ndeki siyasi tutuklu ve mahkûmlar uyanyor: "Aydının görevi toplumsal so- runlan gündeme getirip kitlevi aydınlat- maktır. Vahşetlere, baskılara sessiz kal- mak beraberinde çürümeşi getirir." Pazar günü Cumhuriyet'te "Siz İnsan nuzmız?" başlıklı yazımın yayımlanma- sından sonra üst üste telefonlargeldi. Güi- sen Tuncer, Edip AkbavTam, Emin Kara- ca, yazar ya da sanatçı arkadaşlanm. "ne yapmalı" diye soruyorlardı. Yazı odalan- mızdan. evlerimizden Sagmalcılar Ceza- evi'nin önünde toplanmaya, aydınlar, ya- zarlar. sanatçılar olarak kaygılanmızı ora- da dile getirmeye karar verdik... Pazarte- si günü, cenaze törenleri bunun gerçekleş- tirilmesine engeldi... Aynı gün geceyan- sı. Cumhuriyet istihbarat bölümü şefi Cengiz Yıldınm'dan. tutuklularia yetkili- ler arasında anlaşmaya vanlmak üzere ol- duğunu öğrendim. Bu sabah (salı), arka- daşlarla buluşarak cezaevine birlikte git- mek üzere Edip Akbayram'ın arabasıyla Beşiktaş'a doğru giderken Anadolu Ajan- sı'ndan, anlaşmaya vanldığını ve rehine- lerin serbest bırakıldıgını öğrendik... Emin Karaca, İsaÇelik,Cezmi Ersöz. Be- şiktaş'taki buluşma yerindelerdi... Öteki arkadaşlan beklerken cezaevine gıtmeye gerek kalmadığına karar verdik ve olay- lann "mutlu son"a ermesinden ötürü de sevinç duyduk, birbirimizi kutladık... Bunlan yazmak üzere gazeteden içeri adım attığımda. dün gözaltına alınan Ev- rensel gazetesi muhabiri Metin Gökte- pe'nin bir çay bahçesinde cesedinin bu- lunduğunu öğrendim... Bunun şokunuya- şamaktayken ÖzdemirSabancı'ya suikast haberi geldi... Olaylar. kimi kez. sadece edebiyatı değil, gazete yazarlığını da ge- ride bırakıyor... Yazımı, "şiddetin mantıği~na karşı in- sanca olan mantığı (ölçüyü, sağduyuyu, aklı) savunmak ve egemen kılmak için bizlere. biz a>dınlara. yazarlara, sanatçı- lara görevlerdüştüğünü, yazı odalanmız- dan. evlerimizden, işyerlerinden çıkarak hertürdeeylemdebulunmamızgerektiği- ni bir kez daha belirterek bitırmek üzerey- ken Ankara'daki bir Cumhuriyet okurun- dan telefon geldi. Beni pazar günü de ga- zeteden aramış. Bir otel görev lisi olan bu arkadaş soruyor: "Pazargünkü vazınızda aydınlan eleştirrvor. göreve çağınyordu- nuz. Peki, gelinen bu noktada biz ne vap- malıyız? Çünkü. gerçekten de demokrasi ortamının tümüvlevokolduğu,gelinebile- cek son nokta bu. Ne >apalım? Kendimi- zi: insanlık onurunu savunmak için silah- lanıp sokaklara mı dökülelim? AN'AP ve Büyük Biıiik Partisi biıieşebilmişken sos- yalistler. sosval demokratlar neden birie- şiptek yumruk olamıyorlar? Bizler,sosya- listlerin, bütün sol güçlerin birieşmesini is- rivoruz. Bu vapılamıyorsa eğer, en ufak bir karşı çıkış sonucunda işini kav betmek. ai- lesinin zarar görmesi tehditleriyle karşı karşıya olan bizlerden, nasılbirözveri bek- lenebinr?" Cumhuriyet okurunun sorulan bunlar... Bunlar, aklı başında herkesin sorulan- dır... Çoktandır bir "kan davası"na dönüşen "şjddefin çılgın tırmanışına karşı, sade- ce demokrasiyi degil, kendi aydın ve in- san kişiliklerimizi de savunmak için erte- lenemez görevlerle karşı karşıyayız: Ön- celikle. ilerici, demokrat yurtsever güçle- rin birliğinin sağlanması için çaba harca- mak... HAFTAYABAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Marmara Esintileri... Bandırma... Erdek... Çok önceleri verilmiş olan sözleri yerine getirmek için, hafta sonu Marmara kıyılarındaydım. Bandır- ma'da, saatler boyu ayakta beklemeyi göze alan coş- kulu bir kalabalık. Kış nüfusu çok cılız olan Erdek'te, bir pazar öğleden sonrasını -soğuk bir salonda- Ke- maiizme ayıran çok sayıda insan. Siyasal yaşamdan düş kırıklığına uğrayanlar, ADD ve ÇYDD'nin toplantılarına koşuyorlar. Kemalizmin uzantısı iki sol partinin "küçük olsun benim olsun" tutumu yüzünden kapılarını kapalı bu- lanlar... Giderek içten teslim olan devletten umutları- nı kesenler... Kemalizme "ödünsüz" sahip çıkılması gerektiğine inananlar; el ele vermeyi ve karanlıklara karşı savaşımı omuz omuza yürütmeyi sürdürüyor- lar. Her geçen gün biraz daha büyüyerek... Biraz da- ha güçlenerek. • • • Bandırma ADD şubesinin topu topu bir buçuk yıl- lık bir ömrü var. Ama ressam Melih Çınar ve arka- daşları çok hızlı, çok inançlı. Uye sayısı üç yüzü aşmış. Kısa zamanda beş yü- zü bulmayı umuyorlar. Şimdiden sekiz gence düzenli burs sağlamışlar. Sekiz genci, karanlık güçlerin tuzağına düşmekten kurtarmışlar... Bu sayıyı her geçen yıl arttırmakta ka- rarlılar. DYP'li belediye ile el ele vermişler. Güzelim zeytin ve meyve ağaçları kesile kesile "yeşile hasret" duru- ma düşmüş Bandııma'da yeni bir orman oluşturuyor- lar: "Kuvayi Milliye Ormanı". Geçen yılki sekiz bin fi- dana, bu yıl on bin daha eklenecek. Gelecek yıllarda da... "2 7. Yüzyıla Doğru Kemalizm" konulu toplantıyı iz- leyenlerin ön sırasında, DYP'li belediye başkanı var- dı. Balıkesir ve Edremit'ten gelen ADD temsilcileri vardı. Partilerin ve kitle örgütlerinin çelenkleriyle, sa- lon bir çiçek bahçesine dönmüştü. Konuşmanm sonunda coşku doruktaydı. Oturan- lar da ayaktakilere katılmıştı. Ve Sayın Çınar, mutlu, kulağıma fısıldıyordu: "Bandırma, tarihi günlerinden binsini daha yaşa- dı!" • • • Kışın Erdek ıssız, sessiz... Hatta biraz hüzünlü. ADD şubesi açılalı ancak birkaç ay olmuş. Ama bir avuç inançlı insan, orada da çok kararlı. Başkan Dr. Atilla Büyüker soruyor: "Üye sayımızm bin olmaması için bir neden var mı?" Pazar öğleden sonrasını evinde, TV karşısındaki ra- hat koltuğunda geçirmek yerine, lisenin soğuk salo- na koşanlar arasında; Mülkiyeli kaymakam ile genç savcı da bulunuyor. Ama ilçe GHP yönetimi -çiçek- lerle salona gelen gençlerin dışında- ADD'ye soğuk. Onu kendilerine bir rakip gibi görüyor. Bilinçsizlik mi? Kışisel endişeler mi? Genel merkezin havasına uyabilmek çabası mı? Yoksa, CHP'nin -halkın gözünde- "Atatürkünpar- tisi" olmaktan her geçen gün biraz daha uzaklaşma- sının verdiği hüzün mü? • • • Atatürkçu Düşünce Derneği'nin de Çağdaş Yaşa- mı Destekleme Derneği'.nin de üyeleri çok farklı. He- le hele partilerin üyelerine hiç benzemiyorlar. Öden- tilerini düzenli bir biçimde ödüyoriar. Bilinçliler. Aydın- lanıyorlar ve çevrelerini aydınlatıyorlar. Karşılık beklemeden, büyük bir özveri ile çalışıyor- lar... Daha aydınlık bir yarın için. Çocukları karanlık bir Türkiye'de yaşamasın diye. Bugün Türkiye'de, kadın eli sıkmayan yüzlerce kay- makam var. Humeyni'nin ölüm yıldönümünde yas tu- tan valiler var. Siyaset ve devlet adamları aymazlık içinde. Ama Anadolu uyanıyor! Atatürk'ün temellerini attığı "sivil toplum"oluşuyor. Tüm ihanetlere karşın değil; o ihanetlerin yarattığı tepki ile.. Kudar davası bîr yıldır sürüyor tstanbul Haber Senisi - Yazarımız Onat Kutlar'la arkeolog \asemin Cebeno- van'ın ölümlerine yol açan bombalama olayıyla ilgıh açılan iki 'idam' cezası is- temli da\a, bir yıldır sürü- yor. The Marmara Oteli'nin altındaki Opera Pastane- si'nde30Arahkl994akşa- mı patlayan bomba. arke- olog Yasemin Cebeno- yanın ölümüne. yazarımız Onat Kutlar'ın da ağır yara- lanmasına yol açmıştı. Bü- tün yurtta nefretle karşıla- nan bombalı eylem, şeriat- çı terör örgütü İBDA-C ta- rafından üstlenilmişti. mPA-C üstlendi İBDA-C'nin yayın orga- nı "Taraf dergisinde yıl- başı öncesi yayımlanan ya- zılarda. Noel kutlamalarına karşı eylemler yapılacağı açıklanmış, ancak hedef göstere göstere saldın ger- çekleştiren Taraf dergisine ilişkin ciddi bir soruşturma açılmamıştı. Saldından sonra da ÎBDA-C, olayı üst- lendi. Bombalama eylemiyie il- gili olarak başlatılan soruş- turma, nisan ayına kadar sessizce sürdürüldü. 29 ni- sanda Başbakan Tansu Çil- ler. Başbakanlık Basın Merkezi aracılığıyla Onat Kutlar ve Yasemin Cebeno- yan ile Sultanahmet'ten Sa- raybumu'na çekilen ve pat- layarak çekici şoförü Ayhan Manga'nın ölümüne yol açan bombalan yerleştiren- lerin yakalandığını ve bu ki- şılerin PKK örgütüyle iliş- kilı olduğunu açıkladı. Baş- bakanlık Basın Merkezi'nin tarihinde ilk kez bir cinaye- tin çözüldüğünü içeren acıklaması, çiçeği burnun- da DYP milletvekilleri. dö- nemin Emniyet Genel Mü- dürü Mehmet Ağar, istan- bul Valisı HavriKozakçıoğ- luve İstanbul Emniyet Mü- dürü Necdet Menzir'den adeta kaçırılarak yapıldı. Kozakçıoğlu ve Menzir, Başbakanlık açıklamasın- dan bir gün sonra düzenle- dikleri basın toplantısında, 15 PKK militanının yaka- landığını ve bunlardan iki- sinin Kutlar, Cebenoyan ve Manga'nın ölünıüyle so- nuçlanan bombalama ey- lemlerini gerçekleştirdikle- rini itiraf ettiğini açıkladı. Yakalananlar. sonraki gün- Ierde gazetecilere gösteril- di. 15sanıktanilkanda 13'ü tutuklandı. İBDA-C. üstlendiği cina- vetin PKK tarafından ger- çekleştirildiğinin açıklan- masına içerlemiş ve yayın organı "Akıncı Vblu''dergi- sinde eylerni kendilerinin yaptığını bir kez daha açık- lamıştı. Yakalananlann po- lis baskısı sonucu eylemi üstlendiği görüşüne yer ve- ren Akıncı Yolu, "Onat'ı, polisteki telefon kayıtlanna 'The Marmara'yı, Noel'i protesto etmek için uçur- duk" diye geçenler öldür- müştür" biçimindeki cüm- leyle iddiasını ortaya atmış- tı. Dava, haziran ayı içinde açıldı ve Deniz Demir ile Hicran kaçmaz hakkında TCK'nin I25.maddesiuya- nnca 'idam' eezası istendi. Ancak, daha savcılık aşa- masında Itirafçılık Yasa- sı'ndan yararlanmak için başvuran bu sanıklar, 11 ağustos tarihinde yapılan ilk duruşmaya katılmadılar. İstanbul 3. DGM'deyapılan ilk duruşmada, mahkeme, sanıklara Onat Kutlar'ın ölümüyle ilgili tek soru bi- le sormadan 11 tutuklu sa- nıktan2'sinitahliyeetti. Da- vanın. ikisi itirafçı 6 tutuk- lu sanığı kaldı. Dava, halen sürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle