Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 OCAK 1996 PAZARTESİ**** CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Şevki Yılmaz'a
dokunulınazlık
zırhı yok
Haber Merkezi - Eski Ri-
ze Belediye Başkanı ve RP
Milletvekilı Şe\ki Vılmaz
hakkında TCK'nın •idam'
cezası öngören 146. nıadde-
sinden ikınci kez soruştur-
ma başlatıldı. Milletvekilı
olması nedeniyle dokunul-
mazlık zırhına bürünen Yıl-
maz, hakkındakı suviama-
nın 'ağırlığT nedeniyle do-
kunulnıazlıktan yararlana-
mayacak.
Rize Belediye Başkanlığı
sırasındaki uygulamalan.
protokolde olmasına karşın
resmı bayramlara katılma-
ması ve 'şeriat' isteyen ko-
nuşmalanyia kamuoy undan
tepki gören Şe\kı Vılmaz
hakkındaki son soruşturma.
Rize Cumhuriyet Başsavcı-
lıgı'ncabaşlattldı.
Başsavcılık. seçimpropa-
ganda çalışmalan sirasında
RP'ye yakınlığıyla bilinen
Milli Gençlik Yakff nın dü-
zenlediğı bir toplantıda söy -
lediği "Buişiyaoyla,yakan-
la çözeceğiz" sözlerı nede-
niyle Yılmaz hakkında
"Türkiye Cumhuriy eti Ana-
yasası'mn tatnamını veya bir
kısmını tağy ir. tebdil \e ilga-
ya \e bu kanun ile oluşturu-
lan Büyük Millet Meclisi'ni
ıskata ve>a vazifesini yap-
maktan men'eteşebbüs'* su-
çu kapsamında soruşturma
başlattı.
Yılmaz'ın tutuklanması
isteminin reddedilmesinden
sonra. soruşturma dosyası
"gereği yapılmak üzere" Er-
zincan DGM Başsavcılı-
ğı'na gönderildi.
Hakkında Atatürk ve la-
iklik karşıtı sözlerindenötü-
rü 37 ay n soruşturma v e da-
va yürütülen Yılmaz'la ilgi-
li olarak Kayseri DGM Baş-
savcılığı da TCK'nin 146.
maddesi uyarınca bir soruş-
turma açmıştı. Son seçimde
milletvekili seçilen Yılmaz.
soruşturma konusunun
"Cumhuriyetin anayasa ile
belirlenen laik niteliğini
"kanla" degiştirme" suçunu
içermesı \e anayasanın 14.
maddesiyle yasaklanan
"din ve mezhep ayrımı ya-
ratmak veya sair herhangi
bir yoldan bu kav ram ve gö-
rüşİere dayanan bir devlet
düzeni kurma girişiminde
bulunmak" olması nedenıy -
le anayasanın 83 2. madde-
si uyarınca 'yasama doku-
nulmazlıgı' zırhından da ya-
rarlanamayacak. TCK'nin
146. maddesi uyarınca yü-
rütülen soruşturmalar. Yıl-
maz'ın milletvekili seçilme-
sinden önce başlatıldığı içın
TBMM'den dokunulma/lı-
ğın kaldırılması' gıbı İKr-
hangi bir karar alınmasına
gerek bulunmuyor. Soruş-
turnıaların da\ayla sonuç-
lanması halinde Şevki Yıl-
maz, TCK'nin 'idam' ceza-
sını öngören 146. maddesi
uyarınca açılacak dav alarda
iki ayn DGM'de yargıla-
nacak.
CHP Atatürk'ün
• Baştarafı 1. Sayfada
RP'nin kadın-erkek eşitliği-
ni ortaçağ karanlığına götü-
rebileceği anlaşıldı. Seçmen,
siyasi partilere bazı işaretler
vererek. DYP'ye siz memle-
keti bu hale getirdiniz der-
kcn, uzlaşma sağlamazsanız
RP iktidara gelir uvarısında
bulundu. Şimdi. RP'y i mu-
halefette tek başına bırak-
mak doğru değil."
1
Toplumun, RP'yi çağdışı
çizgisinden ödün vernıeye
zorladıâını kaydeden F.ce-
vit, "Gümrük birliği (GB)
metnini y ırtıp atacağını söy -
leyen RP bugün GB'ye e\et
diyor. Hiikiimet kurma aşa-
nıasında RP her şartı kabul
eder. Ama sonra ne yapaca-
ğı belli olmaz. Hiikiimet gi-
rişimi için söylenen sözlere
inanmak aşın saflık olarak
geliyor" diye konuştu.
Başbakanlık konusunda
Mesut Yılmaz"ın gereken
anlayışı gösterdiğini kayde-
den Ecevit, şunlan söyledi:
"V ılmaz, Başbakanlık'ta
ısrar etmiyor. Aynı feragatı
Çiller de gösterse hiikiimet
kurulur. Çiller'de miithiş
bir hırs var.' tlle de ben Baş-
bakan olacagım'diyorvebu
tıkanıklık ya^âifiydrBilŞBa- "
kan bir partinin. TBMM
Başkanlığı diğer partinin ol-
sun. Milleti daha t'a/.la kay-
gılandırmaya haklan yok."
'OHAL'de avukatlar
sindiriliyor'
ANKARA (Cumtıurivet
Bürosu)-Van Bölge Barosu
Başkan Yardımcisı İsa A\eı.
Van. Bitlis, Muş ve Ağrı'da
avukatlara büyük baskılar
yapıldığını belirterek.
"MİT, emniyet ve Adalet
Bakanlığı'yla birlikte hare-
ket eden hâkim ve savcılar,
avukatlara iş engelleme, ta-
kip gibi psikolojik baskılar
uyguluyor" dedi.
* Avcı. dün Büyük Ankara
Oteli'nde yaptığı basın top-
lantısında. Olağanüstü Hal
Bölgesi"nde çalışan av ukat-
lara sıyasal. ekonomik ve
sosyal işkenceler uygulan-
dığını savladı. Avcı. bölge-
deki avukatlann seçimlere
girmesinin engellendiğini
öne sürdü.
Avcı. "Pek çok avukatın
önlem ve ineeleme adı altın-
da >apılan psikolojik baskı-
larİa seçimlere girmesi en-
geUendi" görüşünü dile ge-
tirdi. Türkiye Barolar Birli-
ği"nin (TBB) de tehdit edil-
diğini sav layan Avcı. birçok
av ukatın haksız gerekçeler-
le gözaltına alındığını söyle-
di. Avcı. TBB Başkanı On-
derSav'ın insan haklan ih-
lallerine ilişkin açıklamalar
yapmaktan korktuğunu öne
sürdü. Sav'ın, MİT tarafın-
dan ölümle tehdit edildiğini
savunan Avcı. "Türkiye'de
hâkim ve sav cılar, MtT. jan-
darma.emnhetgüçleri de\-
letle el ele vermiş, av ukatla-
rı sindirmeyeçalışıvor" diye
konuştu. Avcı. Ağrı Barosu
Başkanı Eyüp Duman'ın
bürosuna atılan bombayı
anımsatarak, baskı ve yıldır-
ma politikaları sonucu
Muş"ta2. Bitlis"tede 1 avu-
katkaldığını söyledi. Divar-
bakır Barosu Başkanfnın
10 gün boyunca hiçbir ge-
rekçe gösterilmeden gözal-
tında tutulduğunu savunan
Avcı. sözlerini şövle ta-
mamladı:
"Türkiye'de >argı maka-
mının valnı/ca iddia >e hü-
küm ayağı uygulanıyor. Sa-
vunma a>ağı yok sa>ılıyor.**
ACI KAYBIMIZ
Cemiyetimiz üyesi. değerli meslektaşımız. Basın
Şeref Kartı sahibi
NECATİ ŞENER
31 Aralık 1995 Pazar günü vefat etmiştir.
Vefatı camiamızda bü)1Jk üzüntü yaratan Necati
Şener'in cenazesi 1 Ocak 1996 Pazartesi günü öğle
namazını müteakip Fatih Camii'nden alınarak
Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verilecektir.
Necati Şener"e Tann'dan mağfiret. kederli ailesine
ve üyelerimize başsağlığı dileriz.
Tt"RKİYE GAZETECİLER CEMtYETl
tçinizde vev a çevrenizde ülkemiz için çalışma
potansiyelinin varlıgım hissediyorsunuz, ama
nasıl ve nereye yönlendireceğinizden emin
değilsiniz.
ÇAĞDAŞ YAŞAMI
DESTEKLEME
DERNEĞİ'ni
aramanız, yaşaminızda yeni bir ışık yaratabilir.
Tel.: 275 50 82
G U N D E M ML'STAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Yazıp gönderdik. Günlerdiryanıt bek-
liyoruz. Yok. Shell.Güneydoğu'dagün-
de 13 bin 400 varil petrol üretiyor. O
günden bu yana 214 bin 400 varıl pet-
rol üretti; ama, birsayfalıkaçıklama üre-
temedi.
Oysa bizim dile getirmek durumunda
kaldığımız iddialar ciddiydi. Şunlan or-
taya atmıştık:
- Shell yasaları çiğneyerek Türk yet-
kililere haber vermeden Diyarbakır ve
çevresindeki petrol kuyularını sattı.
- Konuyla doğrudan ilgili Petrol işleri
Genel Müdürü (PİGM) satışı basından
öğrendiğini söyledi.
- Shell bölgedeki içmesuyu havzala-
rına zarar verdi. Yine yasaları ve ulusla-
rarası kurallan çiğneyerek petrol çıkar-
ma işleminde açığa çıkan tuzlu ve rad-
yoaktif madde içeren kirli suyu maliye-
ti düşürmek için toprak yüzeyine bastı.
- Shell yetkilileri kuyulan sattş gerek-
çesi olarak, "ekonomik ve stratejık öne-
minin kaimamasını" gösterdi. O zaman
10 trilyon verip kuyulan satın alan Pe-
renco şirketi enayi mi?
Bu iddiaların ardından Shell yetkilıle-
rinin hiçbir şey söylememesi bizı üzü-
yor. Ben, Shell gibi uluslararası üne sa-
hip bir şirketin itibarı zedelendi kaygısıy-
la vicdan azabı çekerken bu şirketin yö-
neticilerinin ılgisizliğine kahroluyorum.
Acaba Shell yetkilileri. olayın üzerine
gitmek zorunda kalan Çevre Bakanlı-
ğı'nı ikna çalışmalan nedeniyle çok yo-
Shell Dosyası... (2)
ğun da o yüzden mi bize zaman ayıra-
mıyorlar?
Yoksa Perenco şirketi yetkilileri ile Di-
yarbakır'daki devir-teslim işlerini yan-
gından mal kaçınr gibi bir an önce ta-
mamlamakla mı meşguller?
Shell yetkilileri. ortaya atılan iddialar-
la ilgili olarak nedense kamuoyuna bil-
gi vermek yerine Çevre Bakanlığı ile ka-
palı kapılar ardında toplantılar yapma-
yı yeğliyorlar.
Bu toplantılardan biri de önümüzde-
ki günlerde yapılacak.
Çevre Bakanhğı'nın konunun üzerin-
de hassasiyetle durmasını ve her türlü
soruya yanıt verecek bir rapor haztrla-
masını istıyorlarsa bu toplantıyı en iyisi
Fildişi Sahillerf nde yapsınlar.
Shell firması otel rezervasyonlarını
yaptırır. Şöyle beş yıldızlı güzel bir yer.
Çalışma yoğun olacağı için eşler de alı-
nır. 10 gün ıçinde her türlü çalışma ta-
mamlanır.
Çevre Bakanlığı, kendini gerçekten
bu alana adamış. böyle bir "çalışmayı"
reddedecek görevlilerle dolu: ama. biz
Shell'e yararlı olması bakımından sa-
dece bir önerı getirdik.
Madem ki 16 aralıkta ortaya atılan id-
dialara yanıt verilmiyor. biz yenilerini ek-
leyelim. Shell'in arşivlerinde yerini al-
sın. Yakmazlarsa tabii!
Shell'in Diyarbakır kuyularından 1994
yılında elde ettiği, bütün harcamalar ve
vergiler düşüldükten sonraki net kâr 18
milyon dolar. 1995'in rakamları kesın-
leşmedi; ama, 18 milyondan az değil.
Durum böyle olduğu halde niçin, "böl-
genin ekonomik ömrünü doldurduğu"
ıddia edilıyor?
Diyarbakır çevresindeki 150 kuyunun
sahibi artık Perenco şirketi. Petrol işle-
rıyle yıllardır ilgili 5 kişiye sordum. Bu şir-
keti tanımıyorlar. Bilinen Ingiliz-Fransız
ortaklığı olması. Petrol yasamızm 84.
maddesi. yabancı şırketlerin petrol ku-
yularını terk etmesi ya da devretmek is-
temesi halinde PIGM'ye haber vermek
durumunda olduğunu vurguluyor.
Kişilikli kirlilik...
Shell niçin bu ılkeye uymadı?
Shell'in bu satışı şöyle gerçekleştirdi-
ği iddia edilıyor:
Diyarbakır kuyulan N.V. Turkse Shell
şirketıne aıt. Bu. merkezi Hollanda'da
bulunan uluslararası Shell şirketi içinde-
ki bir kuruluş. Hissesinin yüzde 100'ü
Shell'e ait. Turkse Shell kuyuları önce ait
olduğu merkeze devretmiş göründü,
merkez de Perenco'ya. Böylece Türki-
ye tümüyle devre dışı bırakıldı. Bu iddia
doğru mu?
Perenco şirketi içın de şu iddia orta-
ya atılıyor:
Shell. bu firmayı paravan olarak kul-
lanıyor. Görunürde Diyarbakır kuyulan
satılmış gibi olacak. Ama perde geri-
sinde yine Shell olacak. Herhangi bir
kirlilik iddiası ortaya atıldığında Shell,
"Artık ben yokum" diyecek. Perenco
da, "Benden önce olmuş" diyecek.
Shell, Azeri petrolleri için oluşturulan
şirketten pay alamadı. Bunun üzerine
Rusya'ya yaklaştı. Şimdi Rusya ile ha-
reket edıyor.
Petrol bölgesinde "insaniyardım" için
oluşturulan Çekiç Güç'te Ingiltere,
Fransa ve ABD var. İngiliz-Fransız or-
taklığında olduğu iddia edilen Peren-
co'nun bu kuyulan satın almasıyla Çe-
kıç Güç'ün aynı ülkelerden olması rast-
lantı mı?
Dosyanın ikincı bölümünü kapatma-
dan önce. PİGM ve Shell arşivlerinde
yer alan 4 Eylül 1986, 26 Ocak 1987 ta-
rihli Diyarbakır ve çevresindeki içme su-
larına ilişkin raporları anımsatalım. Bel-
ki Çevre Bakanlığı'nın işine yarar.
Shell yetkilileri isterse 18 Ekim 1994
tarihli Diyarbakır toplantısının tutanak-
lannı da gündeme getirebilirler.
Shell, Türkiye'de şimdilik pek başa-
rılı değil gibi görünüyor; ama, bu her
yerde başarısız olduğu anlamına gel-
mez. Örneğin Nijerya'da petrol kırliliği-
ni ortaya çıkaran Ken Saro-Wiwa ve
sekiz arkadaşı idam edildi ve Shell bu
ülkeyle 3.8 mılyar doiarlık bir yatınm an-
laşması daha yaptı.
Bakalım Türkiye'de "kirliliği" nasıl
"kışilığe" dönüştürecek?..
Meslek var, ama iş yok
AHMETÇELİK
Işsizlerin umudıınu ders-
hanelerviyor. lşsizlere mes-
lek kazandırma amacıyla İş
ve tşçi Bulma Kurunıu ile
anlaşan 625 sayılı yasayla
kurulu özel kursların anlaş-
madaki boşluklardan yarar-
lanarak kurumdan haksız
kazanç sağladıkları belırtıli-
yor. Uygulama gereği kurs
ücretleri kurunı tarafından
karşılanırken. her kursiyere
ış bulma garantisi veren
dershaneler. kursiyerlerden
aldıklan dilekçelerle hem bu
yükümlülüklerinden hem de
ödemek zorunda kalacakları
cezalardan sıynlıyor.
Kurslar. kursiyer eğer
hasta olduğunu ya da üni-
versite sınav larına hazırlan-
dığı gerekçesiyle işe girme-
i i ^ b
ederse iş bulma derdinden
kurtuluyor. Aynı dilekçeyle
İş Bulma Kurumıfna baş-
vurarak kursiyerin iş iste-
mediğini kanıtlayan kurs
yönetimleri böylelikle üc-
retlerini de eksiksiz alıyor-
lar. Hatta bazı kursların iş
bulma vükümlülüğünden
kursiyerlere zorla dilekçe
imzalatarak kurtuldukları
iddia ediliyor.
İbrahim Çelik de oglu
kursu bitirdikten sonra iş
bulunmadan sertifika veril-
mek istenenlerden biri. Işçi
Bulma Kurumunun hizme-
tinden faydalanmak için oğ-
lunu kursa gönderdiğini be-
lirten İbrahim Çelik. kurs
yönetimi tarafından iiniver-
siteve hazırlandığını beyan
eden birdilekçe istendiğinı
belirtti. Dilekçenin oğlu teh-
tş ve İşçi Bulma kurunıu ile anlaşmalı çalışan özel dershanelerin haksız kazanç sağladığı belirtiliyor.
dit edilerek zorla alındığını
ileri süren İbrahim Çelik.
haksızlığın giderilmesi için
savcılığa başvurduklarını
belirtirken Pedbim Bilgisa-
yar'ın sahibi Murathan Ak-
taş ise. yazının zorlamavla
ahnmadığını ileri sürdü. İb-
rahim Çelik in oğlunu iki üç
kez çeşitli işyerlerine gön-
derdiğini belirten Aktaş.
kendisınin gönderilen işyer-
lerinin uzak olduğu gerek-
çesiyle çahşmak istemedi-
ğini kavdetti. Aktaş. "Aynı
zamanda üni\ersite>ede ha-
zırlandığını söyleyince pro-
sedür gereği kendisinden
üniversiteye hazırladığına
dair bir dilekçe aldık" dedi.
Aktaş. işe yerleştirmenin
kendileri için problem ol-
madığını de belirterek çalış-
mak istemeyenlerden dilek-
çe aldıklarını belirtti.
Kursu hemen incelemeve
alacaklannı belirten Işve İş-
çi Bulma K.urumu tstanbul
Bölge Müdürü Osman
Kansak. kendilerine şikâyet
gelmedenbutürhaksızhkla-
n gıderemeyeceklerini söv-
ledi. İstanbul'da bu tür mes-
lek kursları veren 35 fir-
mayla çalıştıklarını kayde-
den Kansak. kurs sonunda
kıırsiyeri işe yerleştirmek
zorunda olan kurs yöneti-
mindenbunu vapmadığı za-
man assıarı ücretin üç katı
tutarında ceza alma hakkına
sahip olduklarını kaydettı
Sertifikaların şube müdür-
leri tarafından onaylandığı-
nı kaydeden Kansak. tüm
kurslann heray denetlendı-
ğıni. ancak öğrencinin çalış-
mak istemediğini bevan et-
mesi halinde de sertifikala-
rın verildiğini sö^ ledi. Kan-
sak. anlaşmalı meslek kurs-
lanna öğrenci başına ayda ^
milyon liraödediklerinı ifa-
de ederek. İstanbul'da bu yıl
6 bin öğrencinin uygulama-
dan faydalandığını belirtti.
Kansak. geçen yılki sav ının
20 bin civannda olduğunu
kaydederek bunlardan an-
cak 17 bin 500 kişiye iş bu-
lunduğunu belırtiı. Kurslar
başladıktan sonra çeşitli ne-
denlerden dolayı kursiyer
sayısinda azalma olduğunu
kaydeden Kansak. "Kurslar
denetim elemanları tarafın-
dan her a\ denetlenivor. Av-
rılanlar olmuşsa onların pa-
raları ödennıivor. Ödemeler
de her ay \ üzde 25'lik kısmı
kurumda tutularak yapılı-
\or" dedi. Kansak. paranın
İıepsinı odememektekı a-
maçlarının da söz konusiı
olay lan engel lemek olduğu-
nu bildirdi.
Kurum olarak 1988yılın-
dan bu yana Milli Eğıtim
Bakanlığı ve çeşitli kamıı
kuruluşlarıyla bu tür uygu-
lamalaryaptıklannı belirten
İş ve Işçi Bulma Kurumu
Eğitim Daıresi Başkanı Ba-
hattin Öztekin de " Kurslar
bizimle vaplıkları anlaşma-
lar gereği kursiyere iş bul-
mak zorundalar. Eğer orta-
da bövle bir haksızlık varsa
hemen gereği yapılacaktır"
diye konuştu.
1988 yılından bu yana
sürdüriilen uygulama. 1994
yılında Dünya Bankası des-
teğıyle eğitim ve istihdam
projesi başlatan İş ve Işçi
Bulma Kurumu tarafından
yaygınlaştınldı.
Lygulama çerçevesinde
özel dershanelerle anlaşma-
laryaparak kurslar düzenle-
yen kurum. öğrencinin kurs
ücretını karşılarken. kursi-
yerlerin işe yerleştinlmele-
rınde ise dershaneler zorun-
lu tutuluyor. Kursıyerlerin
lıse mezunu ve ışsız olması
şartını arayan kurum. öğren-
ci başına ayda 7 milyon lıra
ödüyor. Özel kurumlar tara-
fından düzenlenen kurslar 6
ay sürerken. meslekı konu-
lar ise genellikle bilgisayar.
muhasebe. vedakdlo olarak
seçıliyor. Kurs boyunca her
öğrenciye güııde 30 bin lıra
yol parası ödeyen kurum.
dershane kurs bitımınde ış
y erleştinne işlemını gerçek-
ieştırmedığindeasgan ücre-
tin 3 katı ceza alma yetkisi-
ne sahıp.
Tüm kursları her ay de-
netleyen İş ve İşçi Bulma
Kurumu. bu sayede kursa
devam etmeyen öğrencilerı
tespit ediyor. Kurs ücretı ay-
dan aya ödenirken. ödenen
paranın yüzde 25'i garanti
olarak kurumda tutuFuvor.
Türkiye, Suriye'ye sertleşiyor
• Baştarafı 1. Sayfada
ki gün Şam yönetimini. Türkı-
ye'ye yönelik terörist faaliyetlerde
bulunan PKK'yi topraklannda ba-
nndırmaması için uyararak "Te-
röre bulaşmış eller suyla yıkan-
maz"demişti.
Dışişleri Bakanlığı'ndan dün
yapılan yazılı açıklamada. Suri-
ye'nin. Fırat Nehri üzerinde yapı-
lacak olan Birecik Barajı ile ken-
disine akıtılacak suyun azalacağı
yönündeki endişesini belirten bir
notayıTürkiye'yeverdiğianımsa-
tıldı. Aynı notada. Güneydoğu
Anadolu Projesi (GAP) çerçeve-
sinde Türk topraklannda yapılan
sulamanın Fırat Nehri'nde kirlen-
meye yol açtığı iddialarına yer ve-
nldiği v urgulanan açıklamada. Su-
riye'nin gerçekleri çarpıttığı kay-
dedildi. Açıklamada. nehir üzeri-
ne inşa edilen barajlann su akışı-
nı düzenlediği belirtilerek düzen-
leme sonucunda Suriye'nin yaz-
kış düzenli olarak su alabildiği
vureulandı. Türkive'nin "sınır
aşan" sularının yöııetıminde. iyi
komşuluk ilişkileri kapsamında
gereklı özeni gösterdığı ıfade edi-
len açıklamada. "Türkive.komşu-
larına beklentilerinin de ötesinde
su bırakmaktadır" denıldı. Açık-
lamada. dün Şam yönetımine bir
nota verildiğine dikkat çekılerek
şu görüşler kaydedildr
"Bu hususlarbugün. Şam Bü> ü-
kelçiliğimiz tarafından Suriye Dı-
şişleri Bakanlığı'na bir nota ile du-
yurulmuş \e sınır aşan suların kul-
İanımını komşularımıza hangi
t-saslar çerçe> esinde tahsis edeceği-
mizi saptamak üzere>ıllarönceor-
tava koyduğumuz. ancak hâlâ
olumlu bir yanıt alamadığımız üç
aşamalı plan önerimizin geçerliliği-
ni koruduğu Suriye've hatırlatıl-
mıştır."
'Sav unmada kalnıa"
eleştirisi
Açıklamada. Türkiye'nın yap-
tığı üç aşamalı plan önerisinın
"müzakere masasında' konuşul-
ması gerektıği belinikrck "Suyun
miktannı şikâyet konusu yapama-
yan Suriye'nin şimdi kirlennıe \s.
gibiasılsızvakınmalarıbirvanabı-
mkarak üç aşamalı plana ilişkin
Türk önerisini görüşmek üzere
müzakere masasına gelmesini bek-
livoruz" denildı.
Sunye'ye verilen cevabi nota-
da. üç aşamalı planın göriişülme-
si için Şam yönetimıne herhangi
birtakvimönenlmemesi. "Türki-
ye. su konusunda sav unmada kalı-
yor. Oysa Suriye'ye bir tarih veril-
meli,örneğin ocak ay ında görüşme
çağnsı yapılmalı \e Şam'dan yanıt
beklenmeliydi" yorumlarına ne-
den oldu.
Üç aşamah plan
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel'ın başbakan olarak 1993 y ı-
lında Suriyeye düzenlediği zıya-
ret sirasında, iki ülke arasındaki su
sorununun çöziilmesine karar \e-
rildi. Buna ek olarak Ankara. vine
1993 y ılıııda y aptığı toplantıda. bu
konuda üç aşamalı bir plan suna-
rak su konusunda inısıyatifi ele ge-
çirmış oldu. Ancak pianda. Lüb-
nan'dan doğup Suriye üzerınden
Hatay'a giren Ası Nehrı sularının
gündeme getirilmesi. Hatay üze-
rinde hak iddia eden Suriye'nin
tepkısıne neden oldu. Suriye. Ası
konusunun Fırat suları görü^mele-
nııe dahil edilmesi üzerine: Asi su-
larını müzakere etmenin. Hatay
toprakları üzerinde hak ıddiasın-
dan vazgeçme anlamına geleceği-
nı dikkate alarak. Ankara ile üç
aşamalı plan üzerinde görüşmey i
kesti.
Suriyeye verilen notada geçer-
liliğini koruduğu v urgulanan \e
üzerinde görüşme çağnsı yapılan
üç aşamalı plan şu unsurlardan
oluşuyor:
- Yalnızca Fırat Nehri sularının
aktığı Suriye ile hem Fırat, hem de
Dicle nehirlerinin sularından ya-
rarlanan IrakveTürkiyearasında
yapılacak görüşmeler sonunda.
her üç ülkenin su gereksinimleri-
nin bilimsel bir şekilde yapılacak
mühendislikçalışması sonunda be-
lirlenmesi.
- Fırat \e Dıcle sularının bırlik-
leelealınması. Sunyeve lrak. ha-
len büyük bölümü boşa akan ve
yararlandıklan Diele sularının pa-
zarlık konusu edılmesine yanaş-
mıyorlar.
- Su konusunda yapılacak görüş-
melerde. Lübnan'dan doğan Asi
Nehri sularının da ele alınması. Su-
riye, Hatay üzerinde hak iddia et-
mesi nedeniyle Asi Nehri'ni. Tiir-
ki>e topraklarından geçmeden Su-
riye topraklarından denize dökü-
lüyormuş gibi gösteriyor.
Dışişlen Bakanlığı açıklamasın-
da, Suriye'nin Asi Nehri'nın debi-
sinı. Türkıye'nin ancak yüzde 10
oranında y ararlanabileceği şekilde
kiMtladığma işaret edilerek "Su-
riye'nin bu davranışına karşı her
türlü hakkımızı nıahfuz tuttuğu-
muz da notamı/da ayrıca \urgu-
lanmıştır" denildi.
Hastane eııfeksiyoıılannda kontrol yok
OLAYLARIN
ARDENDAKİ
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
Yeni hükümetin kurulması
aşamasında parti yöneti-
cilerine ve medyaya dü-
şen temel görev. çözüm
dayatmamak ve gelişme-
leri soğukkanlı iziemektir.
Seçimin ertesi günü hükü-
metı kuranlar, sorunlar or-
taya çıkınca, "sorumlu"
aramaya başladılar.
Yent koalisyon hüküme-
tinin 1996'nın ilk günlerin-
de kurulması olanakstz.
Tüm toplumsal kesımlerin
bu gerçeği görmesi gere-
kiyor.
Çözüm. hemen sonuç
aramakta değil, ortaya çı-
kan senaryoları sağduyu-
lu bir biçimde ele alıp irde-
lemektedır.
Siyasi partiler, bugünkü
koşullarla ve aynı yasayla
yeni bir seçıme gıtmenin
farklı bir sonuç doğurma-
yacağını bilerek hareket
etmelidir.
Yine "yiğıtlik" uğruna
yeni bir seçim lüksümüz
yok.
• ••
Yıhn son
gecesi
olaysız
geçtı
İstanbul Haber Servisi -
•Senı yılı kar>ılarken İstan-
bul'da eğlenccnin sının yok-
tu. Zaman zaman yaşanan
taşkınlıklara ve yılbaşı kar-
şıtı bir gösteriye karşın
1995'in son gecesi huzurlu
geçii. Yasadışı şeriatçı İB-
DA-C örgütünün gazeteleri
arayarak. Karaköy'dekı ge-
nelev lere v e elektrik trafola-
rına bomba bırakıldığı ih-
barlan iseasilsızçıktı.Cum-
hurbaşkanı Sülevmen Demi-
rel yeni yıla Etiler'deki ev in-
de gırdı.
Kimilerı barlarda. gazıno-
larda yeni y ıla gırerken özel-
likle gençler sokaklarda
dans ederek yeni y ıla "mer-
haba" dedi. Saatler'î+.OO'ü
1
gösterdiğinde Onaköy ve
Taksıın meydanmda coşku-
lu bir kalabalık vardı. Yeni
yılı coşku içinde dans ede-
rek. öpüşerek karşı layan
gençler. dostluk. sevgi ve
barış dolu bir yıl dileğinde
bulundular.
Nizam-ı Alem Ocakları
ımzalı pankartlar taşıyan
yaklaşık 150 kışi gece İstik-
İal Caddesf nde y ıl başı aley-
hine gösten yaptı. Taksim'de
toplaııan yaklaşık 150kışılık
grup. saat 23.00 sıralarında
Istiklal Caddesi'ndeyürüdü.
Daha sonra Istiklal C'adde-
si"nde"\aAllah bismillah".
" LiderTü rkiye yaratacağız"
gibi sloganlar atan grup.
Muammer Karaca Tiyatro-
su'nun önünde "Noel Baba"
kuklası yaktı. Nızam-ı
Âlemcılerin yaklaştk 25 da-
kika süren gösterisıne. polis
hiçbir müdahalede bulun-
madı. Yasadişı şeriatçı İB-
DA-C örgütünün yeni yılda
eylem yapacağı istıhbaratı
alan güvenlik güçlerı. gü-
venlik önlemlerini yoğun-
laştırdı Bu arada trafık ekip-
leri de sabaha kadar kontrol-
lerını sürdürdü.
Yeni yıl dolayısıyla birçok
eğlence yerinin açık olması
aşın yüklenmeye neden o-
lunca Istanbul'un pek çok
semtınde elektrik kesintileri
yaşandı. Aktaş ve Boğaziçi
elektrik kurumlannın yetki-
lileri. elektrik kesintilennin
aşın y üklenme y üzünden
meydana geldiğinı belirte-
rek. "Vatandaşlardan bize
de yoğun telefonlar geliyor.
Ama elimizde yeterince ele-
man olmadığı için hepsine
yetişemiyoruz*" dedıler.
\enı yılın ilk bebeğı Ha-
seki Devlet Hastanesi'nde
dünyaya geldi. Ayşe ve
Mehmet Tekin. yeni yılı
' dünyaya gelen kız çocukla-
rıy la karşıladılar.
ASUMAN ABACIOĞLL
İZ.MİR- Hastanelerde bulaşan ve an-
tibiyotiklere son derece dirençli olduk-
lan için tedav ileri zor ve uzun olan •has-
tane enfeksiyonlarf. can kayıplarına ve
büyük mali külfete neden oluyor. Dün-
ya Sağlık Örgütü'nün verdiği rakamlara
göre, her yıl tedav ı amacıyla hastanele-
re yatan 190 milyon kişid'e hastane en-
feksiyonlanna yakalanma oranı yüzde
14'e kadarçıkabiliyor. Türkiye"deki has-
tanelerin ise henüz çok azında "hastane
enfeksiyonlarını kontrol komiteleri' et-
kın biçimde çalışıyorlar.
Türkiye'de hastane enfeksiyonlanna
ilişkin önlemler mev zuatta yer almasına
karşın bu amaçla etkin komitelerin ku-
rulması yalnızca 6-7 yıl önceye gidiyor
Son iki yıldır etkm olarak çalı^an SSK
Tepecik Hastanesi'nin Enfeksiyon Kont-
rol Komitesi Başkanı Dr. Tuncay Batur.
hastane enfeksiyonlannın tanımını. "has-
taneye başvuru anında olmay an, hastala-
rın hastaneyebaşvurmalarından48saat
sonra gelişen vey a hastanede gelişnıesine
rağmen taburcu olduktan sonra ortaya
çıkan hastalıklar' olarak yapıyor.
ABD'de y ılda 2 milyon hastane enfeksi-
yonları olgusunıın yüzde 4'ü ölümle so-
nuçlanıyor. Bunun yalnızca ilaç maliye-
ti ise yılda 5 milyar dolar. ABD'de has-
tane enfeksiyonlan. ölüm nedenlerı ara-
sinda ilk on sirada yeralıyor. Türkiye'de
ise alışılageldiği üzere bu konuda istatis-
tik yok.
Hastane enfeksiyonlarının en ürkütü-
cü yanı ise antibiyotiklere karşı son de-
rece dirençli olmalan. \ataktan. hava-
dan. pansuman aletlerinden. cerrahi ve
tedav i amacıyla kullanılan cıhazlardan.
ellerden bulaşabilen hastane enfeksiyon-
larının tedav isi zor ve zaman alıcı oluyor.
Dr. Batur. yaptıkları bir araştırmada ka-
tı sabunlardan da enfeksiyon bulaştığını
ortaya çıkardıklarını belirterek "Katısa-
bunlarda en yoğun bakteri bulduğumuz
>erisedoktorodasıydı"dıyor. Bu neden-
İe SSK'de artık sıvı sabun ve kâğıt hav-
lu kullanılıyor. Dr. Batur. bunun masraf-
lı gibi göriindüğünü, ancak hastane en-
feksiyonlarının teda\isi için kullanılan
antibiyotiklerin nıaliyetı ile karşılaştırıl-
dığında öyle olnıadığıııı söylüyor.
Hastane enfeksiyonlarının her 5 yılda
iki kat artmasının nedenlerini Dr. Batur
şöyle açıklıyor:
"Gelişen yeni tıbbi tanı \e tedavi yön-
temleri. örneğin endoskopi. laparoskopi
gibi cerrahi müdahaleler enfeksiyonia-
rın artmasında önemli bir etken. Artan
oraniarda ve yanlış antibiyotik kullanımı,
ölüm vaşının ileriye doğru sarkması.
AlDSgibi bağışıklık sistemiyle ilgili has-
talıkların artnıası da hastane enfeksiyon-
larının sayısını yükseltiyor.™
Hastane enfeksiyonlan en sık. yeni do-
ğan ve üroloji servislerinde görülüyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre
dünyada yeni doğan ve prematüre bc-
bekîerde İıastaııe enfeksiyonlarının gö-
rülme oranı yüzde 13. yaşlılarda ise yüz-
de 12. ABD'de ıdrar yolu enfeksiyonla-
n toplam hastane enfeksiyonlan içinde
yüzde 42'lık bir orana sahip.
Türkiye'de ise en fazla cerrahi yara
enfeksiyonlan göriilüyor. Enfeksiyonla-
ra yolaçan bakteriler içinde en sık görü-
lenler ise stafilokok ile bağırsak bakte-
rileri.
Dr. Batur. hastane enfeksiyonlarının
giderek yaygınlaşması tchlikesi üzerine
bu enfeksiyonların dırenç kazanmadığı
bir antibiyotığin elde bulundurulması
amacıyla Dünya Sağlık Örgütü'nün
'Amikasin* adlı antibıyotiğın kullanıl-
mamasını önerdiğini. ancak ilaç firma-
larının yalnızca 'kâr sağlamayı' göze-
ten anlayışı yüzünden hastane enfeksi-
yonlarının bu antıbiyotığe karşı da di-
renç kazandıklarını anımsatıyor. Dr Ba-
tur. günün birinde hastane enfeksiyonla-
rını tedav i edebilecek hiçbir antıbıyoti-
ğinbulunamayacağı konusundaki kaygı-
sını dile cetirivor.