Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
f
1 OCAK 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOM 9
Türkiye'den
Nahcivan'aiOOO
ton şeker
• ERZURUM(AA)-
Türkıye, Nahcivan Özerk
Cumhuriyeti'nden aldığı 13
bin ton şekerpancarı
karşılığında Nahcivan'a bin
ton şeker gönderdi.
Şekerpancan üreten. ancak
işleyecek tesısi
bulunmayan Nahcivan
Özerk Cumhuriyeti. temel
gıda maddesi sıİcıntısını
gidermek amacıyla Türk
Hükümeti ile yaptığı
görüşmede. Nahcivan"da
üretilen şekerpancannı
Ağn Şeker Fabrikası'na
göndermeyi. üretilen
şekenn de ülkelerıne
iadesini teklif etmiş, bunun
üzerine ikı ülke arasında
birprotokol imzalanmıştı.
Bu ekim döneminde
NahcivanUa üretilen
yaklaşık 13 bin ton
şekerpancarının Ağn Şeker
Fabrikası'nda işlenmesiyle
elde edilen bin ton küp
şekerin Nahcivan'a
gönderildigr belirtildi.
Götürü vergi
hadleri
• ANKARA (ANKA) -
Götürü usule tabi
mükelleflerin ödeyeceği
vergide esas alınacak safi
kazanç tutarlan ile
görürülüğe iüşkın hadler
yeniden belirlendi. Maliye
Bakanlığı'nın Resmı
Gazete'de yayımlanan
tebliğine göre 1996 yılı
vergılendirme dönemi gelir
vergisı tarhında dıkkate
alınacak safi kazanç
tutarlan, normal yörelerde
bırinci derece götürü vergi
mükellefleri için 223.3
milyon, ıkinci derece için
152.2 milyon, üçüncü
derece için 76.1 milyon lira
olarak öngörüldü. Söz
konusu tutarlar,
kalkınmada bırinci
derecede önceliklı yerlerde
sırasıv la 111.6 milyon.
76.1 milyon \e 38 milyon,
ikincı derece de öncelikli
yerlerde ise 134 milyon.
91.3 milyon ve 45.6 milyon
lira olarak uygulanacak.
Mobil, Şelmo
sahasını sam
• BATMAN
(Cumhuriyet) - "
&
Uluslararası ABD
şirketlerinden Mobil,
Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'ndekı petrol
üretme merkezi Kozluk-
Şelmo sahasını Ingiliz
Momentum Şirketi'ne sattı.
Mobil"in daha önce aldığı
petrol arama ruhsatlannı da
dondurduğu bildinldi.
Güneydoğu"dakı tek üretim
sahası olan Kozluk-Şelmo
sahasını bir yıldır satmaya
calışan Mobil, günde 12
bin varil petrol ürettiği bu
sahayı elinden çıkarmak
istiyordu. Bölgenin en
kaliteli petrolünün
bulunduğu sahanın
aralannda TPAO'nun da
olduğu çok sayıda
müşterisi vardı. 35
gravitede petrol üretiminin
yapıldığı Şelmo sahasını
Ingiliz Momentum'a satan
Mobil. 3Ocak 1996'da
bölgeden aynlacağını
duyurdu. Türkiye'nın en
verimli perrol üretim
sahasını satan Mobil. daha
önce Petrol tşleri Genel
Müdürlüğü'nden 16 petrol
arama ruhsatı almıştı.
Mobil'ın ruhsatlan
dondurduğu da bildinldi.
Avrupa'da
işsizlik sorunu
• BURSA (AA) - Türkiye
Metal Sanayıcileri
Sendıkası Ekonomi ve lş
Bilimi uzmanı Yavuz
Çelik. Avrupa'da 10
çalışandan bırisınin. 25
yaşın altındakilerin ise
beşte bırinin ışsiz olduğunu
bildirdı. Çelik. AB
ülkelerinin. ekonomilerinde
son beş yılın en yüksek
üretim artışını «
yakaladıklarını. kârlannı
katlayıp. çokuluslu
şirketleriyle dünyada pazar
payını arttırdıklannı
vurguladı. Çelik, bu olumlu
gelişmelere karşılık AB'yi
zor günler beklediğini
belirtti. Çelik, "lyimser
tablonun altında, belki de
geleceklen için duydukları
tedırginlik yatıyor.
Avrupalıları olumlu
göstergelere karşı tedirgin
eden ve bir türlü başa
çıkamadıklan işsizliktir.
Avrupa'da 10 çalışandan
biri. 25 yaşın altındakilerin
ise beşte biri işsizdir.
İşsizlik oranı Hollanda ve
Avusturya'da yüzde 7,
Fransa, Irlanda ve
Finlandiya'da yüzde 10'un
üzennde. tspanva'da ise
yüzde 22'dir Sadece
Lüksemburg'da işsbizlık
oranı vüzde 3.9'dur."
Kamu kuruluşlan, 4 aylık harcamalannı geçen yıl belirlenen ödeneklere göre yapacak j ANKARA PAZARI
Yeni yıhn bütçesi 'geçici'
ESRA VENER
ANKARA - 24 aralıkta yapılan genel
seçimler nedeniyle TBMM'ninçalışmaya-
cağı ve yeni kurulacak hükümetın yetkile-
rinin kısıtlanmaması gerekçeleriyle bu yıl
için Bütçe Yasası çıkarılmazken 1996'ya,
4 ay süreyle uyguianacak geçici bütçe ile
girildi. Kamu kurum ve kuruluşlan bugün-
den itibaren 4 ay boyunca tüm harcamala-
nnı geçen yılın Bütçe Yasası'nda öngörü-
len ödeneklere dayanarak yapacaklar. Top-
lanacak vergi ve diger kamu gelirleri ise
1996>ılı için çıkanlacak bütçeyegelırkay-
dedilecek.
Seçim nedeniyle yasalaşamadı
Hükümetin, anayasa uyarınca 15 ekim-
de tamamlayarak TBMM'ye gönderdiği ve
2 katrilyon 780 trilyon lira gider. 2 katnl-
yon 400 trilyon lira da gelir öngören 1996
yılı bütçe yasa tasansı. 24 aralık pazar gü-
nü yapılan genel seçimler nedeniyle yasa-
laşamadı.
Bütçe tasansı. seçimlerin ardından kuru-
• Hükümetin. anayasa uyarınca 15 ekimde tamamlayarak
TBMM'ye gönderdiği ve 2 katrilyon 780 trilyon lira gider, 2
katrilyon 400 trilyon lira da gelir öngören 1996 yılı bütçe yasa
tasansı, 24 aralık pazar günü yapılan genel seçimler nedeniyle
yasalaşamadı. Tasarı, kurulacak yeni hükümeti kısıtlamamak
gerekçesiyle Meclis'te görüşülmedi. Bu çerçevede, kamu kurum ve
kuruluşlarının 1996 yılının ilk aylannda yapacakları harcamalan
düzenlemek amacıyla Geçici Bütçe Yasası çıkarıldı.
lacak yeni hükümetin yetkilerini kısıılama-
mak ve TBM M 'nin seçim öncesinde çalış-
mayacağı gerekçesiyle Meclis P!an ve Büt-
çe Komisyonu ile genel kurulda görüşül-
medi
Bu çerçevede, kamu kurum ve kuruluş-
lannın 1996 yılının ilk aylannda yapacak-
lan harcamalan düzenlemek amacıyla Ge-
çici Bütçe Yasası çıkarıldı. 1996 vılının ilk
4 ayını kapsayan Geçici Bütçe Yasası'na
göre kamu kurum ve kuruluşlan, ocak. şu-
bat, mart ve nısan aylannda, aylık. 1995 yı-
lı Bütçe Yasası'nda öngörülen ödenek ka-
lemlennin 8'de biri oranında harcama va-
pabilecekler.
Resmi Gazete'nin dünkü sayısında ya-
yımlanan Bakanlar Kıırulu Karan'na göre
de 1995 yılı ve daha önceki yıllarda taah-
hüde bağlanmış yatınmlann yürütülmesi-
nedevam edilecek.
Karara göre 1996 yılının ilk 4 aylık dö-
neminde. K.İT ve bağlı ortaklıkları. döner
sermayelı kuruluşlar. IllerBankası. beledi-
yeler. fon idarelen ile özelleştınne kapsa-
mına alınan kuruluşlar. 1995 yılı progra-
mında yeralan projeler ile yıl içinde prog-
rama alınan projeler için tahsis edilen baş-
langıç ödeneklerinin yüzde 50'si oranında
harcama yapabilecekler.
Karar. bu yılın ilk 4 aylık döneminde,
hemen başlanması gereken ve zorunlu bu-
lunan yeni yatırımlar ile doğal afetler so-
nucu oluşabılecek zararların kapatılması
için yapılması gereken yeni yatınmlar için
de harcama yapılabilmesıni öngörüyor.
Hazine'nin Merkez Bankası'ndan çeke-
bileceği kısa vadelı avans mıktarı da geçi-
ci bütçe çerçevesinde belirlenecek. Hazine
1995 yılında. bütçe harcamalannda 1994
yılına göre gerçekleşen artışın vüzde I2'si
düzev inde kısa vadeli avans kullanma hak-
kına sahıptı.
Hazine bu vıl ise toplam bütçe harcama-
larının geçen yılın bütçesine farkının yüz-
de 10'u düzev ınde avans kullanabilecek.
Yetkıliler. geçici bütçe nedenıvle Hazi-
ne'nin 1996 yılında kullanabileceği avans
miktannın kesın olmadıgını. aylık hesapla-
malardakı farklar dıkkate alınarak avans
çekıleceğını bıldırdiler.
Hazine'nin 1995'te Merkez Banka-
sı'ndan çektiği kısa vadeli avans miktarı
170 trilyon lirayı aştı
Tarım kesimi
ilgi bekliyor
ANKARA (AA) - Tanm
kesımı. yeni yılda kurulacak
hükümetîen, tanmsal sorun-
lan ana mesele olarak gören
ve ılgili yasal düzenlemele-
ri devam ettiren birhükümet
bekliyor. TZOB tarafından
hazırlanan ve 1994-1995 dö-
nemine ilişkin değerlendir-
melen iceren "Tarım Sek-
törünün Mev cut Durumu,
Sorunları ve Beklentileri"
konulu rapor vayımlandı.
Üretim planlaması yapılma-
sı konusunda Tanm ve Kö-
yişlen Bakanlığı ile birliğın
ortak çalışma gerçekleştir-
mesi ve bakanlık bünyesin-
de. 'tanmsal destekleme
ve yönlendirme kıırulu'
oluşturulmasının gereğı üze-
rinde durulan raporda. Tür-
kiye'de, hayvancılığın özel-
likle 1980-1990 yıllan ara-
sında uygulanan yanlış poli-
tikalardan yara aldığı kayde-
dilerek ette teşvık primleri-
nin. günün ekonomik göster-
geleri dikkate alınarak yeni-
den uygulamaya konulmasi
ve peşın ödeme yapılması
gerektiği belirtildi.
Kırmızı et. beyaz et ve ba-
lıkçılığın mevcut sorunlan-
nın kısa vadede çözüme ka-
vuşturulması için büyük ve
küçükbaş hayvancılıkta bazı
uygulamalara gıdilmesi ge-
rektiği anlatılan raporda. şu
görüşlere yer verildi:
"Fonlar, yeniden ve ye-
terince arttınlarak konul-
malı ve böv lece ithalat ko-
lavlığı yoluvla havvancılı-
ğımızın zarar görmesi ön-
lenmelidir. Et ithalatında
sağlanan kolavlıklar sü-
ratle ortadan kaldınlmalı-
dır. Çok iyi denetlenmek
kaydıyla damızlık havvan
ithalatına belli miktarlar-
da bir süre daha devam
edilmelidir. Ancak yerli
ırk havvanlarımızın ısla-
hında suni tohumlama teş-
vik edilmelidir."
Tren biletlerineyüzde 50 zamANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hükümet. seçim öncesınde
dondurduğu KİTzamlarını
yağdırmayı sürdürüvor Dün Devlet
Demır Yolları (TCDD) tren bilet
fiyatları. vüzde 35 ila yüzde 50
oranlarında arttırıldı.
Yeni tanfeve nöre Ankara-lstanbul
hattı Mavi Tren bilet fiyatlan 400 bin
liradan 550 bin liraya. Ankara-İzmır
hattı bilet fiyatları ise 450 bin liradan
600 bin liraya çıkarıldı.
Ankara-Adana arasında hızmet veren
Mavı Tren'in bilet fiyatları 300 bin
liradan 400 bin lirava yükseltihrken
Ankara- Istanbul hattında çalışan
Ankara Ekspresi'nin bilet fiyatlan I
milyon 200 bin liradan I milyon 500
bin liraya çıkarıldı. Ankara- Kars
arasında sefer yapan ekspres tren
yolcu ücretı 400 bin liradan 690 bin
İiraya yükseltildi. Banli>ö tren
ücretlen de 10 bin liradan 15 bin
liraya çıkanldı.
DUNYA EKONOMSINE BAKIŞ /ERGINYILDIZOĞLCZ,OA'DR.4
Brezilya'da büyük başan!
B
rezilya'da enflasyon 1994'ün or-
talarında yıllık yüzde 7000'di. Bu
sene ekim ayı itibarıyla yüzde 23.
Bu mucizenin miman, önce maliye ba-
kanlığı, sonra da devlet başkanı olan
Sosyal Demokrat Parti (PSDP) lideri
Fernando Hanrique Cardoso.
Sayın Henrigue Cardoso
Wall Street Journal'a göre Cardo-
so'nun başarısının ana nedeni, ülkeyi
globalleşme sürecine bağiamayı bil-
mesi. Cardoso, iktidar olmadan az ön-
ce Brezilya'nın imzalamış olduğu böl-
gesel ticaret anlaşması bir yandan,
Brezilya kamu borç piyasasına ve bor-
sasına anında girip-çıkabilen uluslara-
rası yatırımcıların getirdiği mali disiplin
ve çokuluslu şirketlerin, ekonominin
serbestleştirilmesi yönünde yarattığı
baskılar diğer yandan, bu başarının te-
melini oluşturmuş (WSJ 28/12/95).
Wall Street Journal'a göre bu etkenler
Brezliya ekonomisinin de geleceğinin
garantisini oluşturuyor. Wall Street Jo-
urnal'ın Cardoso'yu göklere çıkarma-
sının çok özel bir nedeni daha var.
1970 ve 80'lerde oldukça popüler olan
"Bağımlılık ve Azgelişmizlik" okulunu,
azgelişmişlik süreçleriyle bunlara iliş-
kin ekonomik toplumsal sorunları, az-
gelişmiş ülkelerin dünya ekonomisin-
deki yerlerine bağlayarak açıklıyor ve
ulusal bağımsızlık öneriyordu. Işte bu
okulun önemli kurucularından biri olan
Cardoso bugün görüşlerini değiştir-
miş. Biryakın arkadaşına göre, Cardo-
so, artık "bağımlılık süreçlerine ve
Amerika'nın gücüne direnllemeyece-
ğine inanıyor." Gerçekten de, "Bunu
yapmazsak rekabet edemeyiz. ..Bu bi-
ze dışardan bir dayatma değil, bızim
gerekli gördüğümüz bir şey" diyen
Cardoso'ya göre global ekonominin
trenine atlamaktan başka bir seçenek
yok,
Globalleşme trenine atlayabilmenin
yolu, bilindiği gibi, öncelikle uluslara-
rası yatınmcılan ülke ekonomisine çe-
kebilmekten geçiyor. Cardoso daha
Maliye Bakanı iken bu işe en uygun
adam olduğunu kanıtlamış. Bir para
reformu yaparak Brezilya parası Real'i
dolara bağlamış ve değerini sabit tut-
mak için de reel faizlerin yüzde 25'le-
re kadar çıkmasına olanak sağlamış.
Enflasyon da anında aylık olarak yüz-
de 30'dan tek haneli rakamlara düşü-
.vermiş. Politik olarak da ileri görüşlü
biri Cardoso. O sıralarda yükselen sol
muhalefeti ve başkanlık seçimleri ya-
rışında hızla öne çıkmaya başlayan
Brezilya Işçi Partisi ve Işçilerin Birliği
(CUT) hareketinın adayı Lola'yı dur-
durmak için, 10 senatör ve 63 federal
meclis üyesi ile birlikte PSDP'yi kur-
muş. Cardoso'nun bu ileri görüşlülü-
ğünü muhafazakâr partiler değerlen-
dirmekte aecikmemişler ve Cardo-
so'nun adayiığı arkasında birleşmişler.
Seçimlerde "Brezilya geri kalmış bir ül-
ke değildir, ama adaletsiz bir ülkedır"
sloganı ile yarışan Cardoso. enflasyo-
nu da düşürmektekı başarısından ve
solun da somut reformlar önermekte-
ki beceriksizliğinden faydafanarak, sol
yükselişi durdurmuş ve seçimleri ka-
zanmış. Gerçi meclistetümü ile muha-
fazakârlar hâkim, ama olsun. Muhafa-
zakâr ortaklarının dümen suyunda ça-
bancı yatırımcılar arasında Brezilya
borsasının ve Cardoso'nun "ratingi"
hızla düşmeye başlayınca, hemen bu
tedbırlerden vazgeçılmiş. Hatta bu
arada, Cardoso. özelleştirmeye dıren-
meye kalkan petrol işçilerinin grevini
de, belkı, telekomünikasyon gıbi diğer
özelleştirilecek sektördeki işçılere kö-
tü örnek olur diye kırmayı başarmış.
Ancak, yılbaşından bu yana ıç borç-
lışan tek sosyal demokrat sadece Car-
doso mu?"
Başkan olduktan sonra Cardoso
"Globalleşmenin koşullanna uyabılmek
için hükümet, IMF ve Dünya Banka-
sı 'nın reçetelerini benimsemeye karar-
lıdır" diyerek, Brezilya'nın global ser-
maye için "emin birliman haline geldı-
ğini de göstermiş" (Le Monde Diplo-
matique, Aralık 95). Şansa bakın ki.
önce Meksika krizı gelmış, sonra ha-
ziranda da Latin Amerika'nın en eski
bankası olan Banco Economica.kar-
şılıksız alacaklardan dolayı krize girıp
çökmeye başlamış. Bu sorunlar karşı-
sında kafası karışmış olacak ki, Cardo-
so, eskı popülist teorilerini hatırlayıp,
peso krızine karşı yerli araba üreticile-
rini korumaya, hatta Banco Economı-
ca'yı kurtarmaya kalkmış. Allah'tan,
globalleşme imdada yetişmış ve ya-
laryuzde60
arttı, bu se-
ne ekonomi III. dört aylık dönemde yıl-
lık olarak sadece yüzde 1.2 büyüdü,
sanayı ise ekim ayı itibarıyla yıllık yüz-
de 2.3 küçüldü, cari açık ise III. üç ay-
lık dönemde 18.8 milyar dolara ulaştı
ve Real aşifi değerli olduğu için yük-
selmeye devam ediyor.
Borsa da 1995'te, dolar cınsinden
yüzde 20 değer kaybetti. Ama olsun,
enflasyon yüzde 22'ye düştü ya. Za-
manında Brezilya'nın globalleşme tre-
nine atlamasını sağlayan Sayın Fer-
nando Henrique Cardoso'nun kısa
hikâyesi işte böyle.
Peki, ya Brezilya'nın hikâyesi?
Brezilya, 160 milyon nufuslu. büyük
doğal zengınlıkleri olan bir ülke. Ancak
gelir dağılımı çok kötü: Nüfusun en üst
yüzde 1'inin milli gelirden aldığı pay
1970'te yüzde 10'a ulaşmazken,
1994'te yüzde 15'in üstüne çıkmış. Ay-
nı dönemde en alt yüzde 25'ın payı
yüzde 15'in üstünden yüzde 10'un al-
tına ınmiş. (The Economist,
29.5.1995) Brezilya, Kiliseler Sosyal
Komisyonu'na göre, 1995 yılında top-
lam nüfusun yüzde 47'sı mutlak yok-
sulluk sınırının altında yaşıyor. Cardo-
so hükümeti toprak reformu vaat erti-
ği halde yerine getirmedıği için, halen
20 bin toprak işgali yaşanıyor Brezil-
ya'da son aylarda 198 çatışma olmuş.
Şehirlerde yoksulluk hızla artıyor. Bü-
yük şehirlerde 15-20 yaş arasındaki
nüfusun yüzde 6O'ı ışsiz ve bu oran
her gün biraz daha artıyor (Le Monde
Diplomatique, Aralık 1995). Örgütlü
suçlar ve uyuşturucu madde ticareti
tahammül edilemez boyutlara ulaşmış.
Altısı çocuk olmak üzere, günde orta-
lama 23 cinayet işlenen şehirlerde,
kurbanların toplam sayısı yılbaşından
bu yana 7 bini aştı. Her hafta 1-2 kişi
fidye istemek için kaçırılıyor. Bu yüz-
den 28 kasımda yüz bınlerle ifade edi-
lebılen büyük bir kalabalık Rio sokak-
larında kentsel şiddet olaylarını pro-
testo etmek için yürüyüş yaptı (Le
Monde, 30.11.95).
Ve trene atlayamayanlar...
Cardoso hükümeti ise bu sorunların
karşısında "parayok", "parasalistikrar
önemlidir" gerekçesi ile parmağını kı-
pırdatmıyor. Ama borç faizlerini öde-
meye sıra gelince, 1995'in ilk sekiz
ayında 22 milyar dolar bulunabiliyor.
Sayın Cardoso Banco Economi-
co'nun 3.5 milyar dolarlık batık borcu-
nu devletin üstlenmesıni önerebiliyor.
Bütün bunlar olurken, yüzde 25 reel
faızle toplanan 50 milyar dolan kim kul-
lanıyor dersiniz?
Artan kamu borçlarına ve ithalata
bakılırsa, önce uluslararası mali ser-
maye (spekülatörler) ve ithalatçılar, ya-
ni yerli tüccarlarla. başka ülkelerin sa-
nayicileri bu döviz rezervini kullanan-
ların başında geliyorlar. Bir de mali du-
rumu yurtdışına alışverişe gidecek dü-
zeyde olanlar: Brezılyalı turıstlerin, şu
sıralarda, Brezilya parası dolar kadar
değerli olduğu için, Latin Amerika ül-
kelerinin en gözde müşterisi haline gel-
diği bildıriliyor. Belli ki bazıları bu glo-
balleşme trenine atlamış. Ya atlayama-
yanlar?
Onlar ise, sokaklarda yatmaya, top-
rak ışgallerinde ölmeye ve mutlak yok-
sulluk sınırı altında sürünmeye devam
edıyorlar. Ya da, işsizlik tehlikesinden
bunalıp meclis koridorlarında ıntıhar
etmeye kalkan bir devlet memuru gibi
cehennem hayatı yaşıyorlar. Tabii tüm
bunların ne kadar gerekli fedakârlıklar
olduğunu. globalleşme sürecıne ve ye-
ni dünya düzenine ön yargılı yaklaşan-
ların anlaması beklenemez.
1AKUP KEPENEK
Eskiyen Demokrasi mi?
Günlerdir seçim sonuçları yorumlanıyor. Bu yo-
rumlarda göz ardı edilen en önemli nokta, seçime
katılan siyasal partilerın "söylemi" yani "içerik"t\r.
Her biri yüzde 20 dolayında oy alabilen ve önde ge-
len üç partinin "berabere kalmış" olduğu çok açık-
tır. Merkez sol denilen ikilinin bu beraberliğe bile
yaklaşamadığı görülüyor.
En çok oy alan üç sağcı partiden birinci gelen,
tüm demokratik görüntüsüne karşılık, ülkede Isia-
mın kurallarını devlet yönetimine, eğitime; ticaret,
yargı, kadın hakları ve aile ilişkilerine "egemen kıl-
mak" ıstediğini saklamıyor. Bu parti kimi Avrupa ül-
kelerindeki Hıristiyan demokrat partilere benzetile-
rek haklı görülmek istenıyorsa da "demokratlığı"
çok çok kuşkulu olduğu gibi, Müslümanlığı bile tar-
tışma götürüyor.
Seçim yarışında ikinci sırayı paylaşan iki sağ par-
ti, "yıllarca değırmenine su taşıdıklan" dinci partiyi,
"düzenin ıçine çekmeyi" kendilerıne iş edinmiş gö-
rünüyorlar; "laiklik ve gümrük birliği" çıtalarını kul-
lanarak dincı partiyi, başarısız bulurlarsa "ortaklık
kurmayacaklan" bir sınava çekmek ıstıyorlar.
Özetle seçimlerde toplam olarak yüzde 60 dola-
yında oy alan "üç büyükler" "çağdaşlaşma ve Is-
lamcılık" ikilemine oturmuş bulunuyor.
Öncelikle ve önemle vurgulayalım ki Türkiye, bu
ikilemi, yani çağdaşlaşma-Tslamcılık kavgasını ge-
çen yüzyılda yaşadı; koca bir imparatorluk bu iki-
leme çözüm bulamadığı için tarıhe gömüldü. Cum-
huriyet. çağdaşlaşma^lslamcılık bağdaşmazlığını,
bunlardan birıncisıne çok kesin ve bir ölçüde de
keskın öncelik vererek çözdü. Türkiye demokrasi-
si yüzyıl öncesinin bu yıkıcı sorununu yeniden üret-
mekle, kendinı eskıtmenin ötesinde ne yapmış olu-
yor?
Oysa bu ikilemın ve buna bağlı olarak etnık so-
runun çözümü için laik eğıtimin sürekli kılınması ve
toprak reformu yapılması gerekliydi. Yıllardır eğitim-
de tutuculara, sıyasette de toprak ağalarına "yas-
lananların" tarihsel ve toplumsal sorumluluğu, ön-
ce büyük harflerle yazılmalıdır. Tüm bunlara karşın
sözde de olsa, sağdaki ıkı büyük partinin laiklik il-
kesını benımsemeleri olumludur.
Merkez solda yaşanan tarihsel yenilgınin birikim-
lı nedenlerınin ikı yönü vardır. Her ikisinin ortak ek-
siği, "parti içı demokratik süreçlerden yoksunluk-
tur". Her iki partinin yönetimlerı seçimlerdeki "ba-
şarımlarını" önce kendı partilerinin içinde özgürce
tartışabilirler mi dersiniz?
Buna ek olarak. daha doğrusu bağlı olarak, yine
her iki partide görülen düşünce üretıminde ve sol
söylemdekı yetersızliklerdir. Ne ekonomide ne de
siyasal ve toplumsal sorunlarda, özelleştırme ve
gümrük birliği konularındakı çok sınırlı farklılıklann
dışında, merkez sağ ile merkez sol arasında o öl-
çüde fark kalmamıştır ki, ANA-SOL-YOL hükümet
ortaklığında en kestirme çözüm olarak sunulabıl-
mekte, ANA ve YOL arasına "en uyumlu" sol aran-
maktadır.
Daha özelde bunlara, "baraj sınırında" boğuşan
sol partinin, gerek yerel yönetimlerde ve gerekse
hükümetteki "yolsuzluklann" kara gölgesınden ken-
disini arındıramadığı acı gerçeği eklenmelidır.
• • •
Türkiye demokrasisınde yalnız yüzler değil; bun-
dan çok daha önemlisi, yaklaşımlar, polıtika öneri-
lerı ve görüşler gerçekten eskimıştir. Siyasal parti-
ler etnik sorunun çözümünü askert ve güvenlık güç-
lerine. ekonomik istikrarı IMF'ye bırakmışlar, eğıtim
ve sağlığı "özelgırişimlere", yol, enerjı ve büyük ba-
yındırlık işlerini de yap-işlet-devret yöntemiyle ya-
bancılara "ihale" noktasına gelmişlerdır. Sonuçta,
yüzde 10-20 dolayındaki oylarla bu "niteliklerinin"
karşılığını "üstelık fazlasıyla "almışlardır. Çok büyük
çoğunluğu örgütsüz olan, daha açığı derneği, sen-
dikası ya da meslek odası ile hükümet edenlerı de-
netleyemeyen ve "etkıleyemeyen" seçmen kitlesi,
yalnızca dört yılda bir gösterebıldiği etkinliğini kul-
lanmış, sandık başına koşmuştur.
Yaratılan '7caos"un sorumlusu hiç kuşkusuz sü-
rekli edilgen kılınan seçmen değil, kendilerıne siya-
setçı denılenler ve özellikle de siyasal önder geçi-
nenlerdir. Sürekli olarak "eskide kalan" siyasal par-
tiler ve bunların yöneticıleridir.
• • •
Seçimlerin daha beyinlerdeki ve ellerdeki boya-
sı çıkmadan yeni bir "zam cinayeti" işlendi; benzin-
den Tekel ürünlerine. PTT hizmetlerınden şeker ve
çaya bir dizi ürünün fiyatı bir anda arttırıldı. En te-
mel gereksinmelere yapılan fiyat artışlarıyla ücretli
ve maaşlılar, "biranda" gelirlerinin en az dörtte bi-
rini yitirdiler. Bunlar başlangıçtır, anlaşılan, yoksul-
laştırma sürecektir.
Peki, bu yeni zam cinayetinin suçlusu kimdir? Bu
sorunun yanıtı tümüyle siyasaldır. Kısaca, "işleye-
ni bulunmayan (faili meçhul) siyasal cinayetlerin suç-
lularını bulmadıkça" enflasyon suçlularını da bula-
mazsınız. Enflasyonu "rJ/rs/z///c"saymayan ve "dev-
let hırsızlannı" bulmaktan ve açıklamaktan kaçan-
ların eskiyen politikalarından seçimlerden sonra da-
ha iyi koşullar mı bekliyordunuz? Aslında en çok oyu
alan dinci partinin "güçlenmesinın nedenleri" bü-
yük ölçüde bunlar değil mi?
Dincı partiyi "besleyen" sütün kaynaklarını, enf-
lasyon ve yolsuzluklarla savaşımla başlayan ve kök-
lü bir eğitim. barınma ve iş bulmaya uzanan prog-
ramla kurutmadıkça, sorunların çözümü buluna-
maz. Ancak belirtilmelidır ki var olan siyasal parti
yapılan çözüm üretemez. Asıl yapılması gereken
"siyasal düzenin yeniden yapılanmasıdır". Eskiyen
demokrasi değil; çözüm üretiminden yoksun,
niteliksiz siyasal yapılardır.
DERBANK
Değerli müşterilerimizin ve
tüm dostlanmızın,
yeni yılını içtenlikle kutlar,
1996'da verimli, bol kazançlı
"mutlu günler" dileriz.
DERBANK
YÖNETİM KURULU
İ İ .. -fc .—.