28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 1995 ÇARŞAMBA HABERLER BiUis'te sel • Haber Merkezi- Bitlıs'te önceki akşam başlayan şiddetli yağış sele yol açtı. Şehir merkezinde milyarlarca zarara yol açan selde, can kaybı olmadı. Özellikle Zeydan ve Yükseliş mahallelerinin selden etkilendiğini belirten yetkililer. yağışın aralıklarla sürdüğünü bıldırdiler. Olay üzerine Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan'ın, incelemeleale bulunmak üzere Bıtlıs'e gittiğı öğrenildi. Duru suçunu itiraf etti • İSTANBLL(AA)- Halkalı Nayman Mahallesi 2. Sokak 4 numarada bulunan evlerinin önünde oynarken geçen hafta kaçınlan ve boş bir arazide tecav üz edıldikten sonra öldürûlen 4 yaşındaki B.K. adlı kız çocugunun katil zanlısı olarak gözaltına alınan Asım Duru'nun dün Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nde yapılan sorgusunda suçunu itiraf ettiği ögrenıldı. Bu arada. Asım Duru'nun olayla ilgısinin olup olmadığının belırlenebilmesi içın Ankara'ya göndenlen DNA testlennin sonucunun alındığı dabelirtıldi. Maaşlar 21 ve 25 eylülde • ANKARA (Cumhuriyet Bürusu)- lşçi emeklilen, eylül ayı maaşlarını 21 ve 25 eylül tanhlerinde alacâklar SSK Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada. her ayın 21'i ve 23'ünde ödeme yapilması gerektıği hatırlatılarak. 23 eylül tarihinin cumartesi gününe rastladıgına dıkkat çekildi. Buna göre tahsis numarasının son rakamı tek olanlara 21 eylül perşembe. tahsis numarasmın son rakamı çift olanlara da 25 eylül pazartesı günü ödeme yapılacak. Çölaşan - Çiller davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller'in. kişılik haklanna ağır saldınlarda bulunulduğu gerekçesıyle Hürriyet gazetesi ve yazarı Emin Çölaşan hakkında açtıgı lOmilyar lirahk tazminat davasına devam edildi. Emın Çölaşan. ö\ güleri kabul edip eleştinler içın dava açan Çıller'ı. "alaturka siyaset yapmakla" suçladı. Mahkeme başkanı. dosyanın incelemeye alınmasını kararlaştırarak duruşmayı erteledı. Bankalara saldırı • İstanbul Haber Servisi - Ümranıye Alemdağ Caddesı üzerindeki Toprakbank Şubesı yakınındakı inşaata bırakılan bomba dün akşam saat 23.30 sıralannda patladı. Patl>amada ölen ya da yaralanan olmazken, olaydan hemen sonra bir kadın. polis tarafından gözaltına alındı. Bu arada. Usküdar Çamlıca Lıbadiye Caddesi üzerindeki Yapı Kredi Bankası bankamatigine molotofkokteylli atıldı. Saldında maddi hasar meydana geldi. Saldınyı. yasadışı DHKP-C adlı örgüt üstlendi. Peninçek'ten tepki • AIVKARA (Cumhuriyet Bürosu)-tşçı Partısı Genel Başkanı Doğu Perinçek, Cumhurbaşkanı Demırerin 5-16 eylül günlen arasında liderlerle yaptığı görüşmelerde tP'yi davet etmemesini "keyfı ve yasadışı" olarak nitelendirdi. Pennçek. Demirel'e dün gönderdiği mektupta. 1993 yılından beri liderlerle 4 İcez görüşme yapmasına karşın IP'nin çağnlmadığinı anımsatarak "Cumhurbaşkanlığ! özel nıülk değildır. dev letin en yûksek makamıdır" dedi. duştu • ANKARA (AA)- Merzifon'daki üsten eğitım uçuşu için havalanan F-5 savaş uçağı. Çorum yakınlannda düştü. Pılot Üsteğmen Cenk Yeşilpınar şehit oldu. Genelkurmay yetkılilerinden alınan bilgiye göre. dün saat 15.00 sıralannda eğitim uçuşu için Merzifon'daki üsten havalanan F-5 sa\aş uçağı ile bir süre sonra irtibat kesildı. Uçağa ait enkazın, Çonım'un Osmancık ilçesi yakınında bulunduğu bildınldı. l)\ P Antalya örgiitünden bir grup, il ve ilçe teşkilatlannın feshedileceği haberi üzerine Genel Merkez'i bastı. Partililer,, böy- le bir karann olmadığını öğrenince tekrar Antalya'ya döndüler. (Fotoğraf:AA) DYP örgütü parliyi bastıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Antalya il ve ilçe örgütlerinin görevden alınacağı söylentıleri üzerine bir grup partili Ankara'ya gelerek parti genel merkezinin önünde gösteri yaptı. DYP Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu. Genel îdare Kurulu'nun (GİK) böyle bir karannın olmadığını söyledi. DYP Antalya Miîletvekili Hasan Namal'ın organizasyonuyla 20 otobüsle Ankara'ya gelen partililer. dün sabah saatlerinde genel merkezin önünde toplandılar. Antalya örgütünün başarılı yönetiminin feshedılmek istendigini öne süren \e ellennde "Antalya kaleyi yıkmayın, DYP ahengini bozmayın", "Keyfİ değil demokratik yönetim istiyoruz*" yazılı dövizler taşıyan partililer. seçimle gelen yöneticilerin seçimle gıtmesinden yana olduklannı belirttiler DYP Genel Başkan Yardımcısı Rıfat Serdaroğlu da bir süre parti binasının önünde bekleyen partililere yaptığı konuşmada, Antalya"dan gelen partililerin duyarlılığını anladığını kaydederek "Biz, Antalya'nın DYP misyonuna bağlılığını biliyoruz. DYP'de parti içi demokrasi işler. DYP Genel fdare Kurulu'nun, Antalya il ve ilçelerivle ilgili aunmış bir karan yok" diye konustu. Rıfat Serdaroğlu. daha sonra odasında Antalya Miîletvekili Hasan Namal, Antalya tl Başkanı Orhan Altınay. Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Sapmaz ve bir grup temsilci ile görüştü. Erdoğan 'dan Sözen 'e 'Projene sahip çık'İstanbul Haber Servisi - İstan- bul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, Göktürk çöplüğü gırışıne çadır kurarak idare rnahke- mesinin verdiğı yürütmeyı durdur- ma karannın uygulanmasını isteyen yurttaşlan PKK'lilere benzetti. Tayyip Erdoğan, dün Ümraniye Tav uİcçuyolu Caddesı'nın açılış töre- nine katıldı. Törende bir konuşma yapan Erdoğan, konuşmasında son günlenn aktüel konusunun "lstan- bul'un çöpfi ne olacak?" olduğunu \ urgulayarak kendinden önceki Sö- zen yönetımını. başlatmış olduklan çöp projesı içın tebrik ettığinı söyle- di. Çöp projesmı başlatanlan bugün aynı projeyi sav unmadıklan için de eleştiren Erdoğan. daha sonra şunla- n syledı: "Sayın Sözen tarafından başlatılan bu proje. ne yazıkki bugün mensubu bulunduğu parti tarafın- dan eleştirilivor. Anlamak nıümkün değil. Bugün partisinin il başkanı Göktürk'egiderekşos vapıyor. Bunu ben değiL senin partinin belediye baş- kanı yapn. Ye haklı \ aptı. dogru vap- n. Ve bundan dolayı da takdir ve teb- rikimi defaatk sundum. Ama ben Sayın Sözen'den de bu projeye sahip çıkmasını istiyorum.'* Şile yakınfanndaki Karakiraz ve Kemerburgaz yakınlanndakı Gök- türk çöplüğünün bılim adamlannın yaptığı araştırmalar sonucu seçıldı- ğinı. bundan daha uygun bir yer ol- madığını açıklavan Erdoğan. "Nedi- yorlar? Ormana çöp döfcüyoriar. Ya- lan sö>lüyorlar. Bu iş için bir tane da- hi ağaç kesilmiş değildir. Ormanhk alan değüdir" dedı Erdoğan. konuş- masını şöyle sürdürdü: "Be karde- şim \ahu el insaf. Bu insanoglu bizim insanımız. Bunun çöpü bir yere dö- külecek. TavMp Erdoğan'ın çöpü de- ğil. Neye üzülüvonım biliyor musu- nu/? \atandaş\ol kesivoryahu.ade- ta PKK. \<A kesiyor. Efendim, idare mahkemesi böyle kararSermiş. ^a- hu ne zamandan beri idare mahke- mesinin verdiği karaıian vatandaş uygulamaya başladı. \atandasj soka- ğa kim döküyor? V'atandaşı yol keser hale kim getiriyor? Bunun cevabını Bthonım. Eğer gerekirse ben çöp kamyonlannın önüne geçerek oraya gideceginı. 11 mifvon insanın kar- şısına 300 kisi çıkarulmaz." Refah Partisi ile şeriatçı terör örgütü Hizbullah ilişkisinde yeni halka RP^li başkan Hizbvıllalı'uı araeısı • Bolu'nun Düzce ilçesinde yakalanan Hizbullah militanlanndan 5'inin RP üyesi olduğunun ortaya çıkmasından sonra RP'nin Akçakoca İlçe Başkanı İsmail Çelebi'nin de, şeriatçı terör örgütünün Düzce grubunun firari lideri Recep Güler'in arkadaşı olduğu ve örgüte eleman sağladığı açıklandı. EVfcVGÖKTAŞ .\NKARA - Bolu'nun Düzce ilçesinde düzenlenen Hizbullah operasyonunda yakalanan sanıklardan 5'inin RP üyesi olduğunun ortaya çıkmasından sonra. RP Akçokaca İlçe Başkanı İsmail Çelebi'nın de şeriatçı terör örgütü için faaliyette bulunduğu bildınldi. Ankara DGM Başsavcılığf nca, Hizbullah "ın Düzce Grubu hakkında hazırlanan ıddianamede. RP'nin Akçakoca İlçe Başkanı İsmail Çelebi'nin. örgütün Düzce kanadının firari lideri Recep Güler'in arkadaşı olduğu ve örgüte eleman sağlamaya çalış'tığı açıklandı. Iddianamede. eski bir Diyanet Işleri Başkanlığı görevlisı olduğu belirtilen Recep Güler'in, örgüt adına çok sayıda gasp, soygun, hırsızlık ve adam kaçırma olayına adı kanştığı gerekçesiyle hakkında idam cezası istenen Cengiz Çelik'le RP'li ilçe başkanı İsmail Çelebi tarafından tanıştınldıgı bildirildi. Şişli Merkez Camıı'nden Kâbe örtüsünün çalınması olayına kanşan \e evinde bir Kaleşnikof tüfek ele geçirilen Çelik'in. önceleri Nakşibendı Tarikatı ve RP üyesi olduğu. daha sonra, "Diyanet işleri'nin. Türkiye'de mevcut idarenin denetiminde bulunması nedeniyle kuruma bağlı imamlann arkasından namaz kıhnamayacağı, şeriat eseslanna dayalı bir idare kurulması gerektiği"görüşünü benimseyerek çeşitli eylemlere giriştiği anlatıldı. Iddianamenin. "Sanıklann fiili ve hukuki dunımlan"başlıklı bölümünde. Hizbullah mılitanlanndan 5'inin RP üyesi olduğu. hakkında 15 yıldan az olmamak üzere ağır hapıs cezası istenen Yılmaz Demirtaş'ın. geçen dönem bu partıden millervekilliğıne adaylıöını koydugu belirtıldi 12 Eylül Î980'den sonra Milli Selamet Partisi'nin (MSP) yerine kurulan RP'ye üye olan Demirtaş'ın. 1985-86 yıllannda ilçe yönetim kuruluna seçildiği. kendisine örgütlenme görev i verildiği. miîletvekili adayı olduğu, menfaatçı davranışlan nedeniyle yönetim kurulundan istifa ettıgı de kaydedildi. Iddianamede. Hizbullah'ın Düzce grubunun lideri Recep Güler'in bacanaği olduğu da bildirilen Demirtaş'la ilgili şu bilgilereyer verildi: "Yılmaz Demirtaş'ın. Düzce'de yaptığı işe bağlı olarak İstanbul'a ğittiği, 1991 "e kadar kaldığı. yeniden Düzee'yedönerek bacanağı Recep Güler'in acbğı Hicret mescidine devam erriği, Recep Güler'in verdiği dersleri dinlediğL, bu derslerde Güler'in 'Türkıye'de mevcut laık düzenın ve Kemalist düşüncenin dayatmacı olduğunu. bu düzenın. cemaat ve cemiyetler oluşturulup halk bırligi sağlandıktan sonra bir ayaklanmayla yıkılarak. yerine İran'ı model alan Islami bir devlet kurulması gerektiği' biçiminde konuşmalar yaptığı, daha sonra örgütün istişare kuruluna seçildiği tespit edilmiştir." Iddianamede. Demırtaş'ın, çocuğunu Recep Güler tarafından açılan yasadışı Tevhid* tlkokulu'na öğrenci verdiği, örgütün Bolu Dağlan ve Püren Yaylası'ndaki kamplannda eğitim gördüğü vıırgulandı. Türk Ceza Yasası'nın "devletin emniyetine karşı silahlı cete kurma" fiilinı düzenleyen 168. maddesıne göre hakkında 15 yıldan az olmamak üzere hapis cezası istemiyle dava açılan sanık Hafil Kurt'un, RP'den aynldıktan sonra Recep Güler'ın kurduğu Hicret Mescidi'ne devam ettiği ve "istişare kurulu" üyeliğine getirildıği kaydedildi Hizbullah ın RP'li militarn Tutuklu sanıklardan Cengiz Aksoj'un ıse. halen RP'li olduğu. üç çocuğunu yasadışı Tevhid llkokulu'na kaydettirdiği. 1991 yıhnda RP'li Mehmet Fidancı tarafından Recep Güler'le tanıştınldıgı, örgütün Püren Yaylası'nda eğitim aördüöü anlatıldı. Haber- Sen'in mallarma tasfiye ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Tüm Haberleşme \e Iletişim Çalışanlan Sendikası'nın (Tüm Haber-Sen) kapatılmasının ardından, bazı şubelerinin mallannın Içişleri Bakanlığı'nca tasfiye edilmeye başlandığı bildirildi. Tüm Haber-Sen Genel Merkezf nden yapılan açıklamada. sendikanın kapatılması karanna karşı düzeltme isteğinde bulunulduğu ve mahkeme karannın kesınleşmedigi belirtilerek sendika şubelerinde bulunan mallann tasfiye edilmesi, *Ş^rgısız infaz" olarak nitelendirildi. Açıklamada. Tüm Haber- Sen'in hukuka aykın olarak 3 Ağustos 1995 tarihınde mühürlendıgi savunularak şu görüşlere yer verildi: "ŞişU 4. AsUye Hukuk Mahkemesi'nin memurlann sendika kurması için vasal düzenleme bulunmadığı gerekçesini. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu onaylamıştır. Ancak. hukuk yolu henüz tükenmeden İçişleri Bakanlığı'nca tasfiye voluna gjtmişrir." Narin'in annesi toprağa verildi İstanbul Haber Servisi- Ünlii işadamı Nurullah Narin'in vefat eden eşi Paki/e Narin dün toprağa verildi. Pakize Narin için Fatih Camii'nde kılınan öğle namazına Narin ailesü İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğiu. İstanbul Emniyet Müdürii Necdet Menzir ile çok sayıda politikacı katıldı. Pakize Narin, kılınan cenaze namazmın ardından /Jncirlikuyu'daki aile mezariığına defnedildi. ı Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) Hacaloğlu'ndan, PKK ile görüştüğünü iddia eden ANAP'a yanıt: Kaı ntlasııılar istifa ederim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - lnsan haklanndan sorumlu Dev let Bakanı Algan Hacaloğlu. Yozgat Cezaevi'nde PKK'li mahkumlarla görüştüğü yönündeki iddilann •'yalan* olduğunu bildirdi. Hakkında soru önergesı veren ANAP Yozgat Miîletvekili MahmutOrhon u sert bir dille eleştiren Hacaloğlu. son beş yıldır Yozgat'a hiç gitmediğini kayderti. Hacaloğlu, dün düzenlediği basın toplantısında, Yozgat Cezaevi'nde PKK'lı mahkumlarla görüştüğünü öne süren ve TBMM'ye bir soru önergesi veren ANAP Yozgat Miîletvekili Mahmut Orhon'u eleştirerek. iddiasını kanıtlamaya davet etti. Hacaloğlu. şunlan söyledi. "Son beş yıldır \<jzgat'a hiç gitmedim. Savın Orhon'un önergesi haval ürünüdür ve gerçekleri saptırmadır. Orhon'un bu tavn, ANAP'ın nasıl bir hayali anamuhalefet partisi haline geldiğinin de kanıtıdır. İktidarda olduğu gibi muhalefette de sınıfta kalan ANAP. hayali olaylar ve senaryolarla halkımızı yanıltarak sonuç alabileceğini sanmaktadır. Sayın Orhon, Yozgat'a gittiğimi kanıtlasın hem bakanhktan, hem de milletvekiUiğinden istifa edeceğim." Hacaloğlu. hakkında bugüne kadar basında çıkan haberleri de anımsatarak. bu ıddialann rümünün asılsız olduğunu vurguladı. Hacaloğlu, şöyle dedi: "Polis ve asker şehitlerine karşı duyarsız olduğumuz, teröristleri koruduğumuz yönünde iddialar vardır. Bunlar yalandır. CHP, şehitlerin kanıyla bu ülkenin sııuriannı çizen bir partidir. Bu yalanlar. demokrarikleşıne çabalarını içlerine sindiremeyenlerin sergiledikleri tav ırlardır. Radikal sağ, şehitlerin kanı üzerine politika yapmaktadır." G L O B A L POLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Globalleşme, Ulusal Devlet ve Direniş Sorunu Son yıllarda yaygınlaşan liberal yoruma göre, üre- tim faktörlerinin serbestçe dolaşımı bir taraftan, tek- nolojik devrim diğer taraftan, ulusal devleti ekono- mik bir birim olarak anlamsızlaştırıyor, devletin birey- ler üzerindeki kontrol mekanizmalarının bazılannı (ha- berleşme, bilgi işlem vb. yoluyla) zayıflatarak birey- sel özgüıiükleri yaygınlaştırıyor. Ûyleyse, globalleş- meden yana olmamak, özgürlüklere karşı olmak ve devletten yana tutum almak, 'dinozor'olmak anlamı- na geliyor. Bu kadar çok rtiyayı bir arada görenlerin kafalannın karışmasına aldırmayıp gelişmelere biraz dikkatle bakarsak, globalleşmenin devleti kontrol edenlerin kompozisyonunu değiştirdiğini, ulusal dev- letlerin üzerindeki ıktidar kaynaklan yarattığını, bu arada da ulusal/yerel düzeyde demokrasiyi zayıflat- tığını ve ulusal devletin baskıcı yanını güçlendirdiği- ni görürüz. Globalleşmenin üretim faktörlerinin dolaşımını ser- bestleştirmesinden başlayalım. Burada, (üretim fak- törleri teorisinin makineyi de işçi gibi değer üreten bîr 'faktör' olarak görmesi gibi gariplikleri bir kenara bı- rakırsak) dört önemli gelişme dikkatimizi çeker \- Globalleşme, bölgesel ticari anlaşmaları, bloklaşma eğıliminı güçlendirdi; 2- Çokuluslu şirketlerin kendi içlerinde (pazarın dışında ve planlı bir şekilde) yap- tıkları ticaret, dünya toplam ticaretinin önemli ve git- tikçe artan bir parçasını oluşturuyor; 3- Sermayenin uluslararasılaşması, mali hizmetler, sanayi üretimi ve medya alanlarında önce global şirketlerin oluşmasr- nı, sonra da bunların birleşerek global tekelleri yarat- masını getirdi; 4- Mallar ve sermaye serbestçe do- laşırken iş gücü serbestçe dolaşamadığı gibi, olası dolaşmasının önüne de ABD ve Avrupa'da göçmen- lik yasalarında yapılan değişikliklerle yeni engeller dikıldi. Globalleşmenin, sermayenin 'senbesf dola- şımının, ekonomik serbestleşme getirdiği doğru de- ğil ama devleti şiddetle etkilediği doğru. Ulusal devlet, tekelci sermayenin, golabal düzey- de mali hizmetler alanında ve medya alanındaki gü- cünden şiddetle etkileniyor. Bir taraftan global mali sermaye. kredı stoklarını kontrol ederek kendine en uygun ekonomik politikalannı ulusal devletlere daya- tıyor. Diğer taraftan global medya gruplan, globalleş- menin özgürlük getirdiğini, globalleşmeye direnile- meyeceğini, serbest piyasa ekonomisınin akla uygun tek seçenek olduğunu yayıyor ve büyük yayın gücüy- le, politikacılann siyasi geleceklerini kontrol ederek ulusal devletin, hatta siyasi partilerın pohtikalarını be- lirliyor. Böylece ulusal devlet ve temsil kurumlan za- yıflıyor ama halk, emekçiler karşında değil, sadece uluslararası sermaye karşısında. Özetle devlet gücü zayıflamıyor, devleti kontrol eden güçler değişiyor. Şimdi şu mahut "üretim faktörierinden" bir tane- sinin özellikle sabit tutulmaya çaltşılmasına bir baka- lım. Devletin baskı gücünün azalmadığının en önem- li kanıtını burada bulacağız. Global ekonomik kriz içinde ücretin, yani iş gücünün fıyatının düşük olma- sı özellikle önemli. Bunun teorik gereklerine başka bir yazıda değinirız. Burada, uluslararası yatırımların özellikle ucuz iş gücü alanlanna doğru kaymasını, Av- rupa ve ABD'de refah devletinin budanması yolu ile ücretin sosyal haklar kısmının sürekli düşürülmesini, sendikal haklann geriletilerek toplu pazarlık sistemi- nin zayıflatılmasını örnek vermek yeter sanırım. Işte devlet, bu noktada, iş gücünün fiyatını ve iş disipli- nini kontrol altında tutmak ve çokuluslu şirketlere ve- rimli yatırım alanlan sağlamak için çok önemli bir iş- lev üstleniyor. Devlet iktidannın kontrolunda bu şe- kilde yaşanan bir değişıkliğin, parlamenter demok- rasiyi bir karikatüre çevirdiğini ise tekrar vurgulamak bilmem artık gerekli mi? Öyleyse globalleşmenin özgürlükler ve demokra- tik kurumlar üzerindeki yıpratıcı etkilerine karşı diren- mek gerekir. Ancak her direniş gibi, bunun da basa- nlı olabilmesı için, karşı çıktığı sürecin özelliklerini göz önüne alması doğru olur. Devletin, uluslararası sermayenin etkısi altına girdiği, ulusal ekonominin, global ekonominin bir parçası haline geldiğı bir dö- nemde, direnişin başansı, zannederim, özellikle bir üretim faktörü olarak hareketi sınırtanmaya ve hak- ları sınırlanmaya çalışılan işçilerin/emekçilerin ulus- lararası dayanışmasından geçecektir. Türkiye'den Avrupa'ya savunma. DEP'in kapatılması yasalanmıza uygun ERGÜN AKSOY ANKARA - Avrupa ln- san Haklan Komisyonu'na (AİHK), Anayasa Mahke- mesi'nce kapatılan De- mokrasi Partisi (DEP) ile ilgili savunma gönderen Türkiye, DEP'in kapatıl- masının yasalara aykın ol- madığını öne sürerek, par- ti yönetıcilerinın "bölü- cü"faalıyetlerde bulunduk- lannı bildirdi. DEP avukatlarından Hasip Kaplan. partilerın kapatılması konusunda ve- rilen kararlann AlHK'de teker teker bozulduguna dikkat çekti. Komisyonda. dostane çözüm sürecinde bulunan Halkm Emek Partisi (HEP) ile ilgili Türkiye'nin henüz bir yanıt vermediğini belir- ten Kaplan. şöyle dedi: "Komisyonda HEP d»- vasınuı kabul edilmesinden sonra, taraf olarak Türki- ye'den çeşitli taleplerde bu- lunmamıza karşın, henüz bir yanıt alamadık. Biz, anayasadaki düşünce ve ör- gütîenme özgürlügünü kı- satlavan maddelerin kakb- nlmasını, antidemokratik soruşturmalara son veril- mesini istedik. Aynca. kap- atılan HEP tekrar açıl- mahdır." Çalışma arkadaşımız Halit Çatalorman'ın babası KÂMtL ÇATALORMAN'ın vefatını derin bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz. Kendisine Tann'dan rahmet, arkadaşımıza ve ailesine başsağhğı dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle