28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURlYET 20 EYLÖL 1995 ÇARŞAMBA 12 DIZIYAZI Toroslar'daki Tekke Köyü'nde Abdal Musa Dergâhı'nın bugünkü görünümü. Toroslar'dan taşan sevgiseli-mmr- -«r-acı Bektaş • • \eh"denson- B^^^J ra Anado- •*""" m ^m lu'da adın- • I dan en çok * * • n - edıkn Abdal Musa Dergâhı, Antal- ya Elmah'va bağlı Tekke Koyu'nde bulunu>or Elmabahçelen ıçınde 250 hanelı, bın nufuslu koy, her yıl hazıran a>ının ıkıncı haf- tasmda yapılan torenlerle Toroslar" ın pın Abdal Mu- sa Sultan"ı sevenlenn akı- nına uğruyor Nufus 40 bı- nı buluyor Koy çocuklarınınbıle ez- bere btldığı Abdal Musa Sultan'ın ha>atı, keramet- kn. konuklar taraiındandık- katle dınknıyor Bırlıkte "UçanSuya"çıkılıvor Ef- saneye gore tersten donen değırmen gezüıyor Uluçmarmeydanında ge- çen yıl Kultur Bakanı Fik- ri Sağlar"ın yaptırdığı to- ren alanı tıkhtn tıklım do- luyor Gelen semah grupla- n ve ozanlar geceyanlanna kadar semah donup nefes soyluyorlar Abdal Musa. 14 yuzyıl- da Tekke Koyu'nde yaşa- mıştır Kaynaklar. \bdal Musa'nın, Horasan'dan ge- len Kırk \bdallar'dan "Ho- rasan erenlerinden" oldu- ğunuvazıvor Babasmınıse. Hacı Bektaş Veh'nın amca- sı Havdar Ata'nmoğluHa- san Gazi olduğu behrtıh- yor Dergâhta. Abdal Musa Sultan'm kız kardeşıy le an- nesınm de mezan bulunu- yor Abdal Musa turbesının bulunduğu kullıye. 600 yü- hk Bugun bır oda \e salon- dan oluşan turbe>e geçmış- te ıç ıçe 7 kapıdan gınhyor- muş K.ulh>enınçevresınde geni^ bağ ve bahçeler. mısa- fırhaneler. mev danlar, kıler \e mutfaklar varmış. Dergâhta 500 kadar der- vış oturu>ormuş Mutfakta 40 derv ış konuklara hızmet venrmış Erzak dolu 20 am- bar 200 atın gırebılecegı ahırvarmış Dergâhı vakıf- laryonetır. koy halkı hıç ver- gı v ermezmış Polıtıkacılann uğrak yen olan Abdal Musa Sultan to- renlerıne bu >ıl ılk kez '•Cem" Vakfı Başkanı İz- zettin Doğan \e vakıfkuru- culanndan bazı ışadamlan- nın gelmesı şa^ırtıcı bulun- du Alevi dergâhlarım Sünnileştirme çabası Anadolu'da geleneksel Alevı-Bektaşı mekânı olan hemen tum dergâhlara son- radan mınarelı camıler mşa edılmış Abdal Musa Sultan Der- gâhı'nın 600 > ıllık geçmısı duşunulduğunde burasının bır Alevı-Bektaşı yerleşme- sı olduğu ortadayken Os- manlı'nın asımılas>on po- lıtıkası yetmemış çok par- tılı cumhunyet donemrvle bırlıkte Tekke Koyu'ne ca- mıvapılmış Camıyapımı- na karşı çıkmak. islamıve- te de\lete karşı gelmekle ozdeş sayıldığı tçın koylu- ler. fazla bır etkınlık goste- rememışler Camı koy mevdanını dol- dunırken. samanlık gorunü- mundekı ceme\ ıne gızh bır kapıdan gınhyor Kovlulersorun çıkmama- sı ıçın koylennden bır gen- cı ımam- hatıp lısesmde oku- tup ımam atamışlar Alevı ımam emeklı olunca verıne • Anadolu'da geleneksel Alevi-Bektaşi mekânı olan hemen tüm dergâhlara sonradan minareli camiler inşa edilmiş. Abdal Musa Sultan Dergâht'nın 600 yıllık geçmişi düşünüldüğünde, burasının bir Alevi-Bektaşi yerleşmesi olduğu ortadayken Osmanlı'nın asimilasyon politikası yetmemiş, çok partili cumhuriyet dönemiyle birlikte Tekke Köyü'ne cami yapıimış. Cami yapımına karşı çıkmak, islamiyete, devlete karşı çıkmakia özdeş sayıldtğı için köylüler, fazla etkinlik gösterememişler. Cemal Şener Sunnı kokenh bır ımam gel- mış Hazıran95'teTİMA5 Yay ınları arasında çıkan es- kfMHP'hProf Dr Orhan furkdoğan'ın "Alevi-Bek- taşi Kimliği" adlı kıtaptan aktaracağım bolum, yaza- nn Ale\ ılere bakışmı ama- cını ve sozumona "hoşgö- rüsünu" gostermesı açtstn- dan onemlı "Tekke Köv û'nde bir de Divanet'in vaptırdığı ca- mi \ar. fakat namaza gi- denler ancak birkaç kişi- den ibaret. \\ı Koca'nın "Hepımız namaz kıhyoruz tarzındaki ifadelerini Sün- ni hoca>a sorduğumuzda. "doğru olmadığını ' ileri sıirdü. Kovun çıkışında toplanan pazarcılar da a>- nı beyanda bulundular." Burada üen surulen na- maz. mecazı anlamda "cem töreni" yerıne geçebılır Çe%renın baskısı>la ortaya çıkan eztklık \e psıkolojık tedırgınhkten oturubır "'ta- kı\>e" de olabılır Dıyanet gıdecek, 600-700 yıllık tanhı olan bır yerleş- meye Abdal Musa Sultan'a saygısızhkederek.koylule- rın camıye gıtmeyeceklerı- nı bıle bıle camı yapacak Bızım > azanmız da camıye gıdenler az dıye hayal kmk- Erlergelirşahım AbdalMusa'ya Beylenmız elvan gülun ustüne Ağlar geiır şahım Abdal Musa'ya Urum abdallan postun eğnme Bağlar gehr şahım Abdal Musa'ya Lrum abdallan gehr dost deyü Egnımızde aba hırka post deyu Hastalan gehr derman ısteyu Sağlar gehr şahım Abdal Musa'ya Hınd'den bezugânlar gehr yaymır Pı^er lokmalan açlar doyutıur Bunda âşıklan gehr soyunur Erler gehr şM>ım Abdal Musa'ya Meydanında dara durmuş gerçekler Çalımr koç kurbaalara bıçakîar Döğûnür kudum açıhr sancaklar Tuğiar gehr şahım Abdal Musa'ya Her matem aymda kanlar saçarlar Uyandmp Hak çerağm yakarlar Demme hu deyıp gülbang çekerter Nurlar gelır sahım Abdal Musa'ya îkrandır koç yığıdm yulan Muannıdı çeksem gelmez ılen Akpınar'm Yeşılgöl'ün suları Çağlar gehr şahım Abdal Musa'ya AU'm almı:) zulfükân destıne Sallar duımaz yezıdlenn kastına Tumen tumen genc Ah'nın üstune Sırlar gehr şahım Abdal Musa'ya Benım bır ısteğım \ardır Kenm'den Münkır bılmez evhyanm hahnden Kaygusuz'am a\n duştum pmmden Erler gehr şahım Abdal Musa'ya Elvan Rengârenk Urum abdallan Saç sakal kaş ve bmklarmı kazıtan $n- Batım topluluk, hazergân Tüccar. yayınmak Yayılmak \oummak Gnsilerım çıkanp dervışlıkgt\ sm gıymmek; matem ayı Hz. Muhammed 'm torumt ve îmam 4h 'nm oğlu Imam Hüseyın'ın şehu edildığı ov, hıcrı yıhn ılk ayı olan muhar- remın onuncu gunu, uvandırmak. iakmak, çemğ Mum, kandıl, dem. Vakıt zaman, Hû Tann adı (demme Hû He> anı Tanm la bırhkte anlammda), gülbang Pırin yuksek sesle okudugu, dınk\enlerm "amın ' yerıne hep bırlıkte "Allah Allah' dedıklerıdualar, mevdan Bektaşı löremyapdan oda, dar Damğacı. toren odasmın ortası (Kusuru olanlar, burada sağ ayağınm başparmağım, sol m ağmm baş parmağı ustüne koyar, etlertm parmaklar duz ve açık bıçımde göğtünde çapra: ka\uşturup suçunu ıtırafeder Buna dara durmak" denır). kudum müzıkte ustd tutulan kııçıik da\ul koç vtgıt Sözunde duran Zulfıkar Hz Muhammed ın Hz Ah 've vendtgı çıftağızlt ünlu hhç Yezıt Cmevveogullarmm ikma hukümdan w Muavı\e nın <>glu Imam Huse\ m oıuın zamamndaşehıi edıldı. tümen bın kışıhk kuvvet Kertm Tannadlanndm cömert ıhsan sahıbı hğınauğrayacak(') Anadolu'da Alev ı-Bekta- ş.1 dergâhlarım, koylerını Sunnıleştırme çabası, Os- manh ıle yaşıt sayıhr Bu uğraşa Hacı Bektaş Veh Dergâhı bıle dahıl olmuş 2. Mahmufun yenıçen kıyı- mıylakahnmamış fstanbul \e Trakya'dakı onemlı Bektaşı dergâhları yıkılmış. Bektaşı babaların- dan Kıncı Baba Uskudarda, \ğasızade Ahmet Efendi Tophane'de, Salih Efendi Bab-ı Humavun onunde ıdam edılmış Istanbul'da bulunan 14 dergâh kutup- hanesı. tum eserlen> le bır- lıkte >akümış Sağ kalanba- ba ve dedeler ıse. Anado- lu nun çeşıth kentlenne su- rulmu> 2 Mahmut, Hacı Bektaş "Pirevi"nı "ıslah" etmek ıçın. postnışınhğıne Nakşıbendı şeyhlerınden Mehmet Sait Eîendi >ıbu- >uk bır torenle atamıştır tşte bugun bazı Sunnı ta- nkatçı ta> fanın, "Bakın Ha- cı Bektaş Dergâhı'nda bi- le cami var" dedıklen. ka- pısında yapıhş tanhı 1834 >azan camı, bu donem \ak- şı şeyhlerının ıbadet ıçın >aptırdıklancamıdır Yoksa Hacı Bektaş Dergâhı"nın ko- kenınde mınarelı camı yok- tur Hacıbektaş'a gıderken Kı- rıkkale-Keskın'e bagh Ha- san Dede beldesınde bulu- nan Alevı buvuklennden Hasan Dede Dergâhı da bugun bırturbeden ibaret \ e camının golgesmde kalmış Seyit Battal Gazi Pergâhı Eskışehır-Seyıtgazı ılçe- smdekı Seyıt Battal Gazi Dergâhı'nın yanına da son- radan camı yapıimış Mı- man olarak bugun Anado- lu'da en ıhtışamh \e metre- kare olarak en buyuk der- gâhlardan sa>ılan Battal Gazi Dergâhı, 1207 şıhn- dan gunumuze kadar yaşa- mıs, lstanbul-Sultanahmet Me>danı'ndakı Ayasofya Kulltyesi'nden daha bu>uk olan bu dergâhta yore Ale- % ılen gızh saklt gelenekle- rını ^rdurmuşler \>nı ılçeye bağh. Aslan- beylı Koyu'ndekı Kalende- n dedesı Sultan Sücaattin \eli Dergâhı'na da sonra- dan yapılan camı. ko>ıın tu- mu Alevı olduğu ıçın ısrar- la temaatstz olarak yaşatıl- mava çahşılıyor Isparta-Senırkent Uluğ- bey'de bulunan Veli Baba Sultan Dergâhı na\apılan camı bu\udukçe dergâh ku- çulmuş Ege Mevılennın uğrak ve- n olan Kemalpaşa'dakı Ho- rasan erenlerinden Hamza Baba Dergâhı da camı ya- pımından kurtulamış Bu yıl Abdal Musa Sultan torenlerıne gıderken Eskı- şehır-Kutah>a karayolunda. Kutahya'ya 30 km uzaklık- ta yol kenarında gorduğu- muz levhada. "Pir \hmet Efendi Turbesi" yazıyordu Buturbenın de Sunnıleştın- len bır Alev ı turbesi oîduğu- nu du>unmekten kendımızı ahkoyamadık Aracımızı o vone surduk Dağm >ama- cında bır evın yeşılhkle kap- h bahçesındekı mezarların ustunde once Der\ ış Ahmet ve Mehmet'ın mezarlarını, s.onra "aşevi"nı daha son- ra bağış kutusu ustunde "Hak razı olsun"vaztsinı okuyunca"\aaburası \le- vi Dergâhı"dedık Pir W\- met Efendinın turbesının bulunduğu yer kapalıydı. ama anahtar dehğınden Hz. AH ve Hacı Bektaş Veli ad- larını gorunce kanımız ke- sınleştı KöYi$leri'nin Işgüıarlığı Yakınındakı ılk köyde görduğumuz ılk tabelada şunlaryazıyordu "T.C.Ta- rım Havvan ve Kövişleri BakanlığıKov Hizmetleri Genel Mudurluğü Kov Hizmetleri 14. Bolge Mu- durlüğu Sofça Camii İnşa- atı." Yanı Alevı koylere sade- ce Dıvanet İşlen Vakıflar Genel Mudurluğü. camı yaptırmak ıçın kurulan bın bır vakıt ve dernek dışında Ko> ışlerı Bakanlığı da camı yaptınyor Koylulerden camıye gı- den olrnasa da K.o>nşlen Ba- kanlığı. aslı gorev ı olan yol, su v s ışlennı bırakıp ımam- lığa soyunmuş Pır AhmetTurbesi îse, ko- yun 5 km dışında, Porsuk Barajı'nabakıyor Daha on- ce Armutlu bucağında Kal- burlu Çıftlığı sınırları ıçın- de bulunan turbe baraj ın- şaatı nedenıyle 1949 yjhn- da yenı yerıne nakledılmış Pır Ahmet Efendi, Anado- lu'ya gelen Horasan eren- lerının so>undanbır "veli" ımış Ko) luler sayısızkeramet- lerındensozedıyorlar Ken- dısı 15^0'te hakka yurumuş (vefatetmış) \oredekıko>- İuler yıllardır Pır Ahmet Efendf nın turbesınde ka- zan kavnatır, cem aymlen duzenlermış <\dıduyulma- mış bu kuçuk koyde 25 ha- zıran pazar gunu yapılan to- renlere on bını aşkın ınsan katıldı Yarın. Eskişehirdeki Aievi dergâhları Abdal Musa Sultan'ı anma törenlerine katılan yaşlı bir Alevi anası. POLtTtKA VE ÖTESt MEHMED KEMAL Arit Damar70'inde... "Sabahleyın kalktım mı masanın başına geçer, ya şıır yazanm, ya şıır duşünururn " Bu sozu uç şaırden duydum: Fazıl Hüsnü Dağ- larca, llhan Berk, Arif Damar. Uçu de şıırı bır uğ- raş gıbı almış, peşıne duşup gıdıyordu. Gerçekten mı boyle yapıyorlardı? Vakıt bulunca (hapıste, sur- gunde. askerde) nıçın yazmasınlardı Arıf'ı tanıdığımda ıkı ışı vardı; bın şaırlık, otekı sı- yaset Sıyasetı gızlıydı, çunku gızlı partının mılıta- nıydı. Şükran Kurdakul gıbı ben de Anf'ten once şıırını tanıdım. Aramızda 4-5 yaş farkı vardı, arayı açıyordu 1940'larda Ankara'ya geldığınde sanı- nm Şevki (Akşit) tanıştırmıştı Gozlenmın onune ge- tırmek ıstıyorum, çocuksu, sevecen, guleç bır gen- cı (çocuk dıyemıyorum) goruyorum. Bız yırmılerı surerken o, on beşınde ıdı O yaşta gorunce, "A, çocuk bu şaır" demışım Bunu yıllarca bana soy- ledi, durdu Belleğımde kalan ilk dızelerı şunlar: "H/ssen yok bu akşamda senın Sen oğleöen ben, Bu renk renk Bu çeşıt çeşıt soylenen şarkının Artık harıcındesın." Dünyada savaş vardı, şaırler elbette savaş şıır- lerı yazacaklardı. Daha doğrusu savaş ıçınde ba- rış şıırı yazılıyordu. Acılı bır geçmışten gelıyorduk. Hıç tatlı gunumuz olmadı kı! Ağulan damıtarak qe- lıyorduk Ilk şıırı "Edırne'de Akşam"\ bılırız. Yenı ın- sanlık dergıstnde çıkmıştı. Ankara'ya duşunce bütun solcular gıbı Aşıret Ha- nı'nda bannmıştı itfaıye (hergele) meydanında bır handı burası, Kırşehır Hanı da denırdı. Burası genç solcular ıçın bır sığınak, bır adrestı. Denılebılır kı bır donemın çok unlulerı bu handan çıkmışlardı Çağdaşedebıyatımızın şımdıkı unlule- rını, ıktıdarın polıslerı burdan ız surerek fışlemışler- dır. Ellı yıldan fazla oluyor Bır yaşam boyu. Içınde ne- ler bulunmaz, neler otmaz' Hem solcu mılıtanlığı, hem de şaırlığı bırlıkte suruklemek çok zor olsa ge- rek Dedığım hapıslerden, surgunlerden, askerlık- ten vakıt bulunduğunda edebıyat ortaya çıkıyordu. Anf, yetmışıne basmış Bu yetmış yılın ıçınde ne- ler yok kı ( Acısıyla, tatlısıyla neler sığdırılmıştır bu yılların ıçıne.. Baskı suruyordu, ama 1950'den sonra sozde de- mokrasının gelışınde bıraz ozgürluk var gıbıydı. Gazetelerde dergılerde gorunuyorduk, ama ıçlen- ne almıyorlardı Anf Damar, has şıın anlatabılmek ıçın ıçlerıne gırmede ne zorluklarlakarşıtaşmıştı Bu da 1960'lara kadar surdu Bu acılı gunlerde Şev- kı'yle (Akşıt) Arıf'ın bır karşılaşması var, yazmışım. Anf Şevkı'ye soruyor: "Yemek yedın mt?" "Yedım, ya sen?" "Ben şımdı yıyeceğım." Bır cebınden kâgıda sarılmış birkaç zeytın çıka- rıyor Parkın kanepesıne ılışıyor Yemeğı yemış olu- yor Ikı dıze dokuluyor "Ta Sıvas'takı çorbasını Uzattı bır hasta yatttğı yerden." Donemın şaırlerı arasına zeytın ekmekten doğ- rularak gırmek, un sağlamak kolay olmuyor. "Içle- rıne almaztardı" der El uzatan, Cemal Süreya oluyor. "Kadıfe gıbı dızeten vardı ama gormezlıkten ge- hrlerdı. Yılmadanyazardı 17 " Anf kardeşım, yetmışıncı yılın kutlu olsun, daha nıceyıllara!.. • Bugun Istanbul'da veAnkara'daRuhi Su'yuanı- yoruz. Her çağrılan turkude, Ruhı Su var. B U L M A C A SEDiT YAŞAYAV Sofça Köyü'nde camisiz minare. SOLDAN b 1/ Endulus Eme- vılerı tarafından Granada kentınde >apılanünlüsarav II Kullanma sure- sı Sebze bahçe- sı 3/K.enya'dabır lımankentı 4/Af- nkada vetı^en ve parlak kerestesı mobılyacıhkta kuüanılan bır ağaç Hav adakı su buhan 5/ Kü- çuk kov Demır >a da tahta uzenndekı bova, pas gıbı şeylen kazımakta kullanılan çehk araç 6/ Kum büvukluğunde tanecıklerden oluşan tortul kayaçlann ge- nel adı II Hollanda nın pla- ka naretı Benzenden ture- yen veboya sanayısınde kul- lanılan zehırh bır madde 8/ Çıkolata ıle yapılan bır çeşıt tatlı 9/ Vadesî bellı olmayan ve >almzca faızı odenen dev - let tahvılı YUKARIDAN AŞ\ĞI\\: 1/ Cınsel ıktıdarsızhk 2/ Adîan sıfat yapmakta kullanılan buyapımekı Mangal 3/Yuk halya'dabırova 4/Mad- denm. kım>asal bır tepkımeye gırebılen en kuçukparçası Olumsuzluk behrten bır onek 5/ Yunu dokumacılıkta kul- lanılan bır kovun cınsı 6/ Tann " - - - çıkınca ortaya ma- zısıhnmeh ' (TevfıkFıkret) 7/Ondehk Dılıtutulmuş.ko- nuşamaz duruma gelrruş 8/ tlaç kullanmadan. yalnız ısı >ar- dımı^la avgıt ve pansuman gereçlen gıbı şevlen mıkrop- suzlaştırma ı^ı 9/ Tıyatro mtelığı taşıyan radvo >a da tele- vızvon >ayım Bır şeyı anımsamak ıçın yazılan kısa vazı TEŞEKKÜR Eşım Aynur Suvolcu'nun beyın amehyatını başan ıle gerçekleştıren Nöroşırurji Anabıhm Başkanı Prof. Dr. CENGİZ KUDAY Uzman Dr. MLSTAFA UZAN Dr. NECMETTİN TANRIÖVER ve emeğı geçen Cerrahpaşa Tıp Fakultesı Beyın Cerrahı personehne teşekkur edenm Dt>ÇER SUYOLCU MESEN OTEL AKÇAKOCA Onnan denız »essızlık tıa^jz plaj Cuma paıar 1 gece ^ gun Oda^kalnatu 2 kışı 1100 000 -TL Pazar perjcmbe ^ gun Oda^kahsaltıîkışı '81 5O0O TL Rez. 0374611 4436-3678
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle