Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 1995 PAZAR
8 PAZAR KONUGU
35 yaşındaki Türk doktor Mehmet Öz gerçekleştirdiği 100 'ü aşkın kalp nakliyle Amerikan halkımn kalbini kazandı
Amerika'da birkalp sihirbazıöz, tıp dışında da sporda da başanlı oldu. Amerikan fiıtbolunda milli
olan Oz, çeşitli ödüller aldı. Kendisiyle tıptan spora konuştuğumuz
her konuda görüşlerini aldık. Yaşlı hastalara yapay kalp takmayı
gençlere de kalp nakli yapmayı uygun gördüklerinini belirten Oz,
şunlan söyledi: " Genç adam evlenecek, sevgilisiyle, eşiyle seks
yapacak, iş yaşamına atılacak, spor yapacak. Bu nedenle gençlerde
kalp naklini tercih ediyoruz. Şimdiye kadar 54 yapay kalp taktım
100'den fazla hastaya da kalp naklettim, ciğer ve böbrek nakilleri de
yapıyoruz, ama ağırlık kalp nakillerinde.. Geçen yıl yaklaşık 250
değişik ameliyat yaptım. Kalp nakli yaptığım hastalanma sufi müzik
dinletiyorum. Bilirsiniz, Mevlana müziğini dinleyen insan vecde
kapılıyor. Dönüyor, dönüyor. dönüyor... Düşmüyor, başı dönmüyor,
bayılmıyor. Oysa aynı dönme hareketini normal bir insan bu müzik
olmadan yapmaya kalksa düşer, bayılır kalır."
SÖYLEŞİ ÖZGEN ACAR
NEW YORK - Olacak iş degildi!.. New York
Tlmes gazetesi renkli pazar ekinde bir Türke dört
sayfa ayırmıştı. Gazete. öve öve bitiremediği bir
Türkten *_ beikide Amerika'mn 35 yaşmda en
başanlı kalp cerrahı" diye söz ediyordu
Gazetede bırbuçuk sayfayı kaplayan fotografta
Dr. Mehmet Öz, daha henüz çocuk yüzlü. v akışık-
lı bir doktor olarak görülüyordu. Colombiya-
Presbyterian Hastanesi'nin ilgıli bölümündeya-
kından gördügümde Dr. Mehmet Öz bana daha
çokyakışıklı birtıpöğrencisi gibi geldı. Nevv York
Times'in yazısını bir çırpıda okudum. Okudukça
kafamda çeşitli sorularbirbirinı ızledi. Yüzümü-
zü ağartan bu genç kimdi? Kim oldugunu gazete-
den değil bir de kendi ağzından duymak gerekir-
di. Hastaneyi aradığımda sekreteri amelıyatta ol-
dugunu söyledi. Not bıraktim. Birkaç saat sonra
aradı. Ertesi gün hastaneye gıttiğimde üç saate ya-
kın konuştuk. Tevazu içındeydi. Şışe içindeki şef-
tali kokulu hazır soğuk çaydan ikram etti. Bu ik-
ram yetmemiş olacak kı çekmecelerini kanştırdı.
lstanbul'dan babasmın yeni getirdif i Gıresun fın-
dığını bir köşesi didiklenmiş kese kâğıdıvla bir-
likte uzattı. Nevv York Tımes muhabin, kendisıne
Türk hastalannın gönderdığı Malatya'nın kuru
kayısısı ıle Datca'nın bademınden yediğinı de yaz-
mıştı.
Söyleşimız Türkçe başladı ve sürdü. Birkaç ke-
lime ve tıbbi deyimler dışında Ingılizceye hemen
hemen hiç sıgınmadı.
H ^ H Dr. Mehmet öz 'ün kim oldugunu bana
nasıl anlatırsmız?
- Babam Konyalı bir yoksul aile çocıığu idi.
Kardeşi terzı ıdi. Babam 1959'daCerrahpaşa da
tıp okudu. Ünlü bir ilaç fabrikasmın sahıbinin,
Robert Kolej 'de okumuş kızı olan annemle evlen-
di. Amerika 'ya genel cerrahı ihtısasına gıttiğin-
de ben Cleveland da doğdum. Daha sonra ikı kız-
kardeşim oldu. tlkbeşyıl Amerika da evde tek ke-
lime Türkçe konuşulmadı. Annem; babam dahil,
hepimizin lngilizce öğretmenivdi. Ingilizceyi çok
iyi bilir. Evde, Türkçe öğretilmeyişinin nedeni,
nasıl olsa Türkive've dönecektik. Orada öğrenir-
dik. Şimdi lngilizce \i öğrenme zamanıvdı Ba-
bam ihüsasmı bitirdiğinde. Türkiye 'ye dönmeye
hazırlamyorduk. İyi bir iş önerisi alınca Ameri-
ka da kaldık. Bu kararın hemen ertesi günü evde
lngilizce verine sadece Türkçe konuşma koşulu
getirilmiştı. Babam bizleri her vıl yazlan Türki-
ye 'ye götürdü. Hatia okul haziranda tatile girer
girmez bizi önceden gönderir, okul açılacagma
yakın. eylülde geri getirtirdi. Amacı Türkçeyı
unutmamamız ve Türkive ile bağlantımızı sürdür-
melcti. Nitekim Harvard'dan mezıın ohır olmaz
1982 de Burdur a gıderek askerlik görevimiyap-
tım. Şu anda hem Türk ve burada dogdıığum için
hem de Amerikan vatandaşıyım.
UtK^m Öğrenciliğiniz nasıl geçti?
- Çeşitli spoıiarda başanhydım. Özellikle Ame-
rikan futbolunda millı oldum. Çeşitli ödüller al-
dım. Milli takıma seçıldığımde babam önemseme-
di. ' 'Bilim dalında başanlt olsan daha iyi eder-
sin..." dedi. Cniversılede ikı vıl öğrenci bırliği
başkanı seçıldim.
İ ^ ^ H Bugünkü konumunuza nasıl geldiniz?
Amerika 'da bu pek kolay olmasa gerek...
- Bu konuda çok şanshydım. Elbette yetene-
ğim, becerim vardı. Ama bazen yetenek ve bece-
riyetmiyor. Şans da gerekli Ben bu şansı yaka-
ladım. Bir gün şimdiki hastanenin başhekimi ile
'squash 'oynayacaktım. Bana. "Oyunu kazantr-
san, sana hastanede iş verebilirim " dedi. Oyu-
nu kazandım. Bövle bir araştırma hastanesine
gençyaşta girmek büyük şanstı. Yeteneğim olma-
saydı. daha sonra bu görevde elbette tutmazlar-
dı. Hazır değilsen şansm da olsa zaten bir şeyya-
pamazsm. Şansım. senıs şefımın desteği ile sür-
dü. Bugün 44 vaşmda olan şimdiki senis şefım
Eric A. Rose'dan büvük anlavış gördüm. Kendısı
de mesleğin zirvesindeki önemli kalp cerrahlann-
dan biridir.
W^^M Şanslmnız. Yeteneğiniz var. Beceriniz
var. Babanız da başanlı bir cerrah. Acaba bun-
da irsiyetin depayı var mı?
- irsiyetin payını bilemem. Ama babamın mes-
leğinin. benim cerrah olmamda büyük ralü var.
Evde hep doktor gibı hareket eder. kendimi cer-
rah gibi görürdüm Hatta bir keresınde babamın
şırmgasını aldım, portakalın üzerindekı küçük
nokta gibi deliklerden binne batırdım. Enjektörü
çektiğimde, portakah kesmeden içindeki suyu çı-
kardığıma şaşırdım Kendime göre önemli bir ke-
şif yapmıştım. Az ötede bağdaş kurmuş, yerde
oturan kardeşim Seval'in arkasıııdan vavaşça
vaklaşıp, şınngayı kafasına sapladım. Tabii e\de
kıyamet koptu Gi'ızel bir sopa yedim... Başanm-
da annemin sevgisinin. babamın dısıplimn etkisi
büyû'ktür. Herzaman biyolojiksistemlen babam-
!a tartışırdım. Zor bir ameliyat olduğunda baba-
ma telefon ederek. görüşünü alırdım. Babama
"Köylüm " derdım. Çünkü o gerçek bir Anadolu
insanıdır. "Köylüm, şöyle bir vaka var. ,\e yap-
mam gerekir?" 0 da bana anlatırdı. Tartışırdık.
En büyük özellığı tembelliğı asla hoşgörü ile kar-
şılamazdı. Bugün dahi bazı önemli \e değişik
ımeliyat vakalannda babama telefon edıp akıl da-
nışınm.
^ • M Biyografinize göre aynı anda tıp dokto-
rası ve işletme eğitimiyapmtşsınız, Buna neden
gerek duydunuz?
- Harvard dan sonra bu ikili eğitim çok ze\'kli
oldu. Çünkü tıp adamı tıbbı, işadamı iş dünyası-
nı düşünüyor. Aynı anda her ikisini birden düşü-
nüp işleri kolaylaştıran, ucuzlatan bir kimse yok.
Ayrıca, tıp adamı bu çalışma içinde maliyeti de
düşünmek zorunda olmalı. Bu iki değişik eğitim
bende tıp olaylarım bir işadamı gibi düşünmeye-
tenegi de geİiştirdi.
sak..
Biraz da kalp ameliyatlarmdan konuş-
- Burada ' 'by-pass'' ameliyatı yaptığımız has-
tavı 5-7 gün içinde taburcu edivoruz. Hasta, 1.
günyoğun bakımda ııyııyor. 2. gün anestezinin et-
kisinden çıkıyor. 3. gün hasta henüz güçsüzlügü-
nü atmış değil. 4. gün kendisinı toplamaya baş-
ladığını (arkediyor 5. gün de taburcu edivoruz
Bu genelde öteki hastanelerde de böyle . Buna
karşılık yapay kalp taktığımızda hasta. hastane-
de 2-4 a\ süreyle kalmakzonmda. Bu sürede has-
lada. 'Yaşayacak mıyım? Felç olacak mıyım?
Kanama olacak mı?"gıbtlerden birgenlım, bir
stres başlıvor.
Biz bu aşamada değişik bir uygulamaya baş-
ladık. 'Alternatif Tıp' dediğimiz bir uygulama
vapıyoruz
• M B .VH> York Tımes 'da okudum. Bu nokta-
ya daha sonra geleceğim. Yapay kalp takmak,
kalp nakli gibi konularda yeni gelişmeler ve ça-
PAZAR
KONUGU
MEHMET ÖZ
Cerrahpaşa 'dan 1959 mezuını Dr. Mustafa Öz ün
oğlııdur. Annesi Atabay İlaç fabnkalannın sahibının
kızı Robert Kolej mezıımı bir er hanımı olan Sıtna
Atabay dır. Mehmet Öz. babasmın cerrahi ıhtısas
yaptığı sırada I960'ta Cle\elandda doğdu. Phıla-
delphıa Eyaletı nde aynı anda Pennsylvania Cni-
versitesi 'nde tıp doktorasını ve Wharton Bıısiness
School'da işletmecilik eğitımını tamamladı.Sew
York takı Colombia-Presbyterian Hastanesi 'nde ön-
ce 1990 da Genel Cenvhı vesonra 1991 deKalp-Gii-
ğııs Cerruhı Bölümü nde çuhşmay a basladı. Bu ara-
da aldıgı burslarla Fransa da. Houstoıı da ıDr. De-
bakey).CIe\ land da (Dr. Cooley gibi) kalp ustaları-
nın bölümlerinde amstırmalaryaptı. Los Angeles ve
Kanadada Tomııto Ünıversitesı 'nde araştırmalan-
nı süıdürdü Şu anda "asıstan pmfesör'dür.Ameri-
ka veulııslaruniii alanda 15 bılımselkunıluşım üye-
liğine kabul kabul edıldi. Güzel bir artıst olan eşi Li-
sa Jane Lemole ile 1985 te evlendı.Nıır 9. Sezen 4
ve Yasemın adında henüz birkaç avlık 3 kızlan var
Hastanesi nde Prof. Dr. Rahmi Oruç Güvenç,
oturmuş bir araştırma yapmış. Sufi müziği kendi
içinde tasnıf etmiş. Söz gelişi bu müzığm hangi
bölümü akciğer. hangi bölümü karaciğer. hangi-
si kalp hastalanna ivi gelivor. bıınu araştırmış
Hastalannın tedavisinde bunu kullanıvor. Bu mü-
zikteki tekdüzelik hastaya bir başka hareket sağ-
lıvor. Işte. alternatif tıp vöntemlerinden biri ola-
•vk müzikten vararlanıyonız. Haslanın sufi mü-
ziğini dinlemesi koşul değil. Bir başka müziği is-
terse, elbette onu dinleyebilir. Size ilgınç bir ör-
nek verevim. Ünlü blues şarkıcısı cazcı Johnny
Copland'ı ameliyat ettim. Yapay kalp taktım. Her
zamankigibi amelhat sonrasmda anestezinin et-
kisi altındaki hastam ıçin en büvük kavgım. ııya-
nıp uvanmavacağıdır. Bu ameliyattan sonra has-
taya hemen bir walkmen kula'klığı takıp, kendi
bestesi olan bir bluesu dinlettım. Ameliyattan he-
nüz çıkmış. anestezinin mutlak etkisinde olan bu
ünlü cazcının gözlerinden ikı vaş damlası sürül-
düğünde, dünvalar benım oldu. Hastam uvana-
caktı.
Daha sonra durumu anlattığım eşı. "En çok
sevdiği bestesidir. Bunu evde dinlediğinde de ağ-
lardı "dedi. Şımdi Copland. Eylül'deNe\v York 'ta
hastanemizyararına bir konser verecek. Bir baş-.
ka örnek vereyim Bir başka hastanede bir has-
taya bir kalp amelnatı yapmışlar. Başanlı olma-
mış. Ailesi hastayı bize getırdi. Ben kendisineye-
ni bir ameliyat yaptım. Hastanın uyanması konu-
sunda büyük kaygım vardı. L'ç hafta geçmiş, has-
ta bir türlü uyanamıyordu Ben de üç hafta bo-
yunca her gün \anma birkaç kezgıdip kontroledı-
yor ve kulağına egılip ''Ben doktor öz— Ben
doktor öz...' diyordum. Üç ay sonra hasta kendi-
ne geldiğinde. banabaktı ve ilk söylediği söz ''Siz
doktor öz'sünüz—" oldu.
^••B Yazıldığına göre alternatif tıpta hipnoz-
dan dayararlanıyormuşsunuz? Doğru mu?
- EveJ doğru. Hasta ağır bir kalp nakli ameli-
yatından çıkmış. Yoğıın bakım döneminde geç-
miş. Ama vattığı vatakta ivı olmavı beklerken,
başlıvor kendi kendinı kurmava: Acaba ölecek
miyim? Felç mi olacağım? Kalbimde akıntı ola-
cak mı? " Bu gerilimin, stresin etkisn le kalp baş-
lıyor •BANG BANG BANG' diye aimaya. Böyle
olunca da o anda amelıvattan veni çıkmış kalp ivi-
leşeceğiyerde bupsikolojik ağıryükten dolavı vo-
rulmaya başlıvor. Başarı şansı da düşüyor Öysa
ameliyattan .sonra her saat başı uzmanlarımız
kendisine hipnozla "iyileşeceğini, iyileşmekte ol-
dugunu, ne kadar çok iyileştiğini " söyleyip. ken-
disine de tekrarlatıyorlar. Bu uvgulamadan son-
ra hastam kalbi ar'tık BA\'G BASG BANG bi-
çiminde değil de 'bang bang bang' diye normal
bir tempoda atmaya başlıvor. Böyle olunca da
veni kalp vorulmuyor. tedavinin başansı kolav-
laşıyor
olumlu eıki yaratıyor. tngiltere'de bu konuda ça-
lışma yapan bir doktoru davet ettik. Gelip bir vıl
bizimle çalışacak.
Beş saat önce kalp nakli yapılmış 60 yaşındaki hasta 35 yaşındaki doktor Öz'ün elini öperek şükranlannı bildirdi. (Fotoğraf: ÖZGEN ACAR)
lışmalarmız hakkında bilgi verir misiniz?
- Eski tip yapay kalplar. çok ağır. hastayı yata-
ğa ve hastaneye bağlıyor. Önünde bir el arabası
içinde pompasını her yerde taşımak zorunda ka-
lıyor. Bunun adı 'Jarvik 7'dir. Bu araç ile hasta-
nın yaşamı dört ay uzatıldı. Birçok ilaç deneme-
sıne karşııı hastadafelce neden ohıyor Daha son-
ra ' Thermo Cardiosystems Heartmate' kıtllanıl-
mava başlandı. Bunun ağırlığt SOOgram Özelli-
ği hemen hemen hiç felç vapnııvor. Kalbin pom-
palanıa görevini bu araç vapıyoı: Ancak güçlü
pilleri hasta dışarıda koltuk altında taşımak zo-
runda. Başlangıçta bu vapay kalbin iç vüzeyıpas-
lanmaz ve dümJüz olduğu ıçin hücreler vüzeye
vapışmava ve sonra gelenlerde onlara tutunma-
va başlıvordu. Bir süre sonra bu tutunanlardan
bazıları kopup beyne ulaştığmda vapav kalbin
varatnğıJelçlere neden oluyordu. Şimdi. bu ara-
cın ıç yüzeyini zımpara gıbı pütürüklü duruma
soktuk. Kan hücrelen aradakı boşhıklara vupışı-
vor. ancak öteki kan hücreleri bunlann üzerıne
ypışmıyor. Böylece felç olayını ortadan kaldır-
dık. Hastanın karın boşhığuna yerleştırılen bu
yapay kalp bir çeşit 'piggy bank-kumbara' gibı
bir görev yapıyor. Öncelerı bu araç konulunca
kalp çıkartılıvordu. Şimdi eskı kalbı de birsubap
olarak içeride bırakıvonız. Hasta bu araçla evi-
ne gidebılivor. Amerikan Gıda ve İlaç Yönetimi
(FDA) dan onav alan ilk yapay kalp bu. Enjeksi-
von oranı henüz daha belli değil.
^ ^ M Şimdiye değin kaçyapay kalp takttnız?
- 54yapay kalp taktım. 100'den fazla hastava
da kalp naklettim. Ciğer ve böbrek nakilleri de\ a-
pıvoruz. Ama ağırlık kalp nakillerinde... Geçen yıl
vaklaşık 250 değişik ameliyat yaptım.
M ^ B Bu yapay kalp şimdiyeterli mi? En ge-
lişmiş modeli mi?
- Elbette değil. Biz bir çalışma vapıyoruz. (Dr.
Öz bunu söylerken çekmecesini çekti. Işaret par-
mağı büyüklüğünde bir duş hortumu gibi bir bo-
ru çıkarttı.) Artık \apav kalpyerine bunu kulla-
nacağız. Bu gördüğünüz 45 gramlık pompayı ön-
ce ineklerde denedık. Başanlı oldu. Sonra koyun-
larda denedık. Çünkü koyıın kalbi küçük. eskı ya-
pay kalp daha büyük. Yapay kalp ç(Kiıklar için bü-
vük vük olııvor. Koyıın kalbi verine bunu taktik.
Başanlı oldıık. Avnı başaryı geçen hafta denedi-
ğımız bir köpekte de sğladık. Bu olumlu sonuç
üzerine (FDA) başvurduk. Şimdi oradan gelecek
insanlara da takılıı' gıbılerden olumlu yanıtı
beklıyoruz. Bıından sora bu küçük pompayı önce
çocuklara takacağız. 'Jarvik 2000' denilen bu
aracın getıreceği felç oranı da henüz belirsız. Ör-
neğın Kory Boglarski. 16 vaşmda bir sıtrf öğret-
menı hastam var. Bize geldiğinde 12 saatlık öm-
rü kalmıştı. Hemen bir yapay kalp taktik. Hasta
kurtııldu. Ancak bızım için bu yeterli değil. Bu
adam genç. Biz şimdılik \aşlı hastalara vapay
kalp takmavı. gençlere de kalp nakli vapmavı uy-
gun görüyonız. Çünkügenç adam, evlenecek. sev-
gilısi ile eşi ile seks yapacak. iş vaşamına atıla-
cak. Spor yapacak. Bu nedenle gençlerde kalp
naklini tercih edivoruz
HHH Bir kalp nakli koca mal oluyor?
- Bir kalp nakli ameliyatı yaklaşıkl 125 bin d
olara (yaklaşık 6 3 milyar TL) mal oluvor. Bunu
da hastaların sigortası ödüyor. Eskiden sigorta
şirketlen kalp nakli ameliyatını yaşamsa! ameli-
vat kabul etmivorlardı. Şimdi her sigorta şirketi
bunu ödüyor.
^ ^ H Gelelim az önce sözûnü ettiğimiz "Alter-
natif Tıp" tedavi yöntemine bu nasıl bir yön-
tem?
- Kalp nakli yapmış olduğum hastalanma ör-
neğin sufi müzik dinletiyorum. Bılirsmiz. Mevla-
na müziğini dınleycn insan vecde kapılıyor. Dö-
nüyor. dönüyor. dönüyor... Düşmüyor. Başı dön-
müvor. Bayılmıyor Oysa aynı dönme hareketini
normal bir insan bu müzik olmadan vapmava
kalksa düşer. bayılır kalır. Istanbul Cerrahpaşa
^ ^ ^ * Bazı hastalara lıayal kurduruyormuşsu-
nuz— Bu nedir? .
- Bazı hastalara "imaginary thempy" denilen
buyöntemi uyguluyonc Hastaya soruyoruz, "En
çok neyiseversin?Şu anda neyapmak isterdin?
Gel bir an için onu yapalım ", diyoruz. Hasta
başlıvor anlatmaya, "Şu anda kıriarda olmak
isterdim. Çevre yeşil. Ağaçlar yeni çiçek açmış.
tleride bir nehir akıyor. Kuşlar uçuyor. Ben ne-
hir kıyısındayaltnayakyürüyordum. Kuşlardan
biri yanımdaki bir ağaca konuyor. Onu ürküt-
memek için yürümüyor, seyrediyorum." Bunla-
n anlatmadan önce BANG BANG BANG' diye
atan hastanın kalbi konuştukça BANG BANg
BAng Bang bang bang' dive vavaş atmaya koyu-
luyor. Işte o anda hastanın kendisine ve ameliva-
ta güveni artmış oluyor. Bizim ekibin başansının
özünde hastayı kan ve hücre dışmdaki duygulan
ile de görmemizin önemi büyük Hastanın ve has-
talığın özelliğine göre meditaszyon, yoga, grup
arkadaşlığı. hipnoz. haval kurma gibi tedaviler
uyguluyoruz. Özetle şunu söylemek ıstıyorum:
Amelivatın başanlı sonuçlanması ve hastanın iyı-
leşmesi hastanın tedavive katkısı ıle doğru oran-
tılıdır. Hasta bizden daha çok kendisi kendisinı
iyileştirmek dunımundadır. Biz ona alternatiftıp-
İa sadece yardımcı oluyoruz.
• ^ ^ Akapunktur için ne diyorsunuz?
- Akapunkturu her hastaya uygulamıyoruz. Pek
yavgın biryöntem olarak kullanmıvoruz. Çünkü
çağdaş tıp henüz akapunkturun önemıni benim-
semiş değil. Bu nedenle bu uygulamayı sadece si-
gara ve uyuşturucu tiryakileri ile alkoliklere uy-
guluvoruz. Tabii bu tiryakilere akapunktur dışın-
da uvguladığımız hipnoz da başanlı sonuçlar ve-
riyor. Her cuma günü yoga çalışılıyor. Çarşam-
balan vönlendirilmiş haval kurma saatleri uygu-
luyoruz. Bazı durumlarda hastalara aronıa (yani
parfüm-koku) tedavi ııyguluyontz Hasta strelize
edilmiş. ilaç kokan bir hastanede karamsarhğa
kapılıyor. Oysaçevresindeseıdigibirparfum ko-
kusu hastanın psikolojik konumunda farklı bir
Alternatif tedaviyi gruplandırabilir misi-
niz?
- Alternatif tedavi dört grup. Birincisi akıl ve
vücuda hitap eden, ikincisi elin dokunması ıleya-
pılan, üçüncüsü enerji noktalarına vönelme ve
dördüncüsü de dıet-gıda rejimidir. Bu gruplar
içinde aynca renk tedavısı. mesaj. sadece ayak ta-
bamna uygulana bir mesaj türü olan rejleksolo-
ji, terepatikdokunmadan vamrlanılıyor. Bu konu-
da bize yardımcı olacak her uzmana açığız. Ge-
lip bizimle bir takım çalışması içinde katkıda bu-
lunabilirler. Kendilenm bizimle temasa geçmele-
rine. bövle bir sistem çevresınde bırleşmeye ça-
ginyorum. Dr. Öz'ün anlattıklarını daha iyi algı-
layabilmek ıçin New York Tımes gazetesınde hak-
kında çıkan yazıdan bazı alıntılaryapmak istiyo-
rum. Röportajı yazan kişinın sıradan bir gazetecı
değil, "alternatif tıp" konusunda bir kıtap hazır-
layan bir yazar oldugunu da önceden söylemeli-
yim. Yazar şöyle dıyor:
"Genelde batı tıbbı, doğu tıbbmın kanıtlan-
mamış tedavi yöntemlerine güvenmez. Çünkü
batının yüksek teknoloji merkezlerinde tek tan-
rı vardır, o da bilimdir. Oysa Sew York'taki
önemli bir araştırma merkezi hastenesi olan Co-
lombia-Presbyterian hastanesindepek çok kişi-
nin kıskançlığını üzerine çeken 'alternatif tıp'
da bilimsel tıbbın yanı stra başarı ile uygulan-
maktadır. Amerikan halkı geçen yıl bilimsel tıp
dışmdaki alanlarda 13." milyar dolar (yaklaşık
6.8 katrilyon TL olup Türkiye Cumhurneti büt-
çesinin 4 katını aşıyor) harcamıştır."
M ^ H Bu uygulamada hiç meslekdaşlannızdan
olumsuz tepki aldınız mı?
- Bu vöntemleri uvgulamadan önce tıp dünva-
sınm tepkilerini üzerıme çekmemek için. dünva
çapında 100 tıp adamına ne yapmak istediğımı
anlattım. Bu konudaki deneyımlenni aktarmala-
rını istedim. İşbiriiğine çağırdım. Bundan sonra
büyük tepkiler almadım.
Dr. Mehmet Öz, gazeteye şöyle dıyor: "10 yıl
önce Amerika da bir hastanın vakınma. hastası ile
birlikte hastanede kalmasmı sövlediğınızde hiç
kimse yanaşmazdı. Oysa Türkive'de hastaları
hastanedekimseyanlızbırakmaz. Türkive'de re-
fakatçi' diye bir kavram vardır. Hastanın psiko-
lojik ivileşmesinden bizim hastabakıcılardan.
hemşirelerden daha çok 'refakatçi' tedavi edici
katkıda buhınur."
Eşınin babası da Texas'da ilk kalp nakli yapan
ekipte görev yapmış bir doktor. Hastalannın teda-
visini kolaylaştırmak ıçin odalannda Rollıng Sto-
nes'un müziğini çaldığı ıçin kayınpederine "Dr.
Rock" adı takılmış. Eşi. kendi çocuklarınm teda-
v isinde ilaçtan daha çok doğadaki bıtkılerden ya-
rarlanıyor. Başlıca ilacı ise sarmısak ve zeytinya-
gı. Şimdi kankoca bu konuda bir kıtap üzerinde
birlikte calışıyorlar. Dr. Öz'ün çalıştığı hastane
Nevv York. evi ise Nevv Jersey kıyısındadır. Her sa-
bah saat 6'da hastaneyegeliyor. akşam 10da ay-
rılıyor. Bu noktadan sonrasını Dr. Öz şöyle anla-
tıyor
- Eskiden işe George Washington Köprüsü 'nü
bisiklet ile geçerek gelirdim Bısıklettevken kim-
se bana telefon edemezdi. Işte o zaman gerçekten
düşünmeye zaman bulurdum. Eşimin. bısikletin
profesyonel bir yol olmadığında ısrar etmesin-
den sonra ise araba ile gelmeye başladım. Ame-
rika'mn NBC, ABC, CBS gıbı ünlü TV kanallan
kendisiyle mülakatlar yapmıştı. O gün bir başka
hastanede Nevv York'un eskı zenci beledıye baş-
kanı David Dickens. by-pass ameliyatı olacaktı.
Bu ameliyat hakkında ABC kanalının daha pek
çok kalp doktoru dururken Dr. Öz'e "uzman gö-
rüşü" için başvurduguna bizzat tanık olacaktım.
Televizyon programlannda Dr. Öz'ü. Walt Dis-
ney'in "The VVizard Qz - Sihirbaz Qz" fılmın-
deki "Teneke Adam"a benzetiyorlar. Fılmde bir
robot konumundakı Teneke Adam, "Ah benim de
bir kalbim olsaydı" diye şarkı söyler. Bu şarkı ol-
dukça ün yaşamıştır. Dr. Mehmet Öz'ün soyadı In-
gilizcede 'ö' olmadığı için 'o" ile yazılmaktadır.
Fılmin adı ve kalp şarkısı ıle Dr. Öz'den "bir kalp
sihirbaz*1
! diye söz edilır. Bir anlamda bu benzer-
likle. neredeyse Dr. Öz'ün cansızlara bıle kalp ta-
kıp yaşatabileceği anlatılmak istenmektedır. Dr.
Öz daha sonra bana servısıni gezdirdi. Hastalarıy-
la tanıştırdı. Gerçekten 35 yaşındaki Dr. Öz'ün
ekibı ondan da genç doktorlardan ojuşuvordu. Bu
arada bir hastanın yanına gıttık. Dr. Öz. Italyan kö-
kenli erkek hastanın başucunda olayı şöyle anlat-
tı:
- 40 vaşmda bir erkek dün gece saat üçte bisik-
let ile giderken bir trafik kazası geçiriyor. Başında
kaskı vokmuş, hastaneye kaldınldığında beyin ka-
namasından öldüğü saptanıvor. Kalbi çıkanlıyor.
Saat 06.00 da bana ve ekıbitne alarm verildi O an-
da sadece hastanede nöbetçi olan doktorlar değil.
gece evinde u\vmakta olan vegelmesme gerek ol-
mayan doktorlar da koşııp geldiler. Çünkü biz bu-
rada bir ekip çalışması vapıvoruz. Arkadaşlanm
"belki benim de bir yardımın dokunur, belki be-
nim de bir katkım olur" diye koşup geldiler Ben
burada başan sergilemişsem bunu bu genç ve ta-
kım çalışması yapan insanlara borçluyum. Türki-
ye de dünya çapında yetenekli doktorlar var. Ora-
da eksik olan ekip çahşmasımn yokluğudur Her-
kes başkasına yardım edeceği yerde yolunu kesi-
yor. çelme atiyor. Türkiye de ekip çalışması olsa
hastanelerin başarı oranı çok daha yükseklere çı-
kar. Neyse biz ameliyata dönelim. Saat 6 da ame-
liyata gırdiğımizde bu hastamız kalp nakil bekle-
me aracımn başındaydı. 60 yaşındaki bu hastaya
daha önce ilk eski tipyapav kalp takılmıştı. Sorun-
lan vardı. Bir gerçek kalp nakli gerekiyordu Has-
tamızı ameliyata aldık. Yedi saatte. bisiklet
kazasma uğramış erkeğm kalbini kendisine taktik.
Hastanın başına gıttiğimizde saat 18.30'du. Has-
ta ameliyattan çıkalı henüz 5 saat geçmişti. Dr. Öz,
yanına gelıp. kendisini nasıl hissettiğini sordu.
Ağzındaki hortumdan konuşmasına olanak yok-
tu. Hasta bir an elıni kaldirdı. Doktorun eline tut-
tu. Kıvırdı. dudaklanna götürdü, uzun uzun öptü.
60 yaşındaki hasta 35 yaşındaki doktorun elıni
öperek, şükranını ortaya koyuyordu. O an benım
de gözlerimden iki damla yaş geldi Buna. has-
tanın davranışı mı neden olmuştu, yoksa Dr. Meh-
met Öz'ün bu dev başansı mı? Bunun yanıtını
veremiyorum. Cahıt Sıtkı Tarancı "Yaş otuzbeş!
yolun varısı eder" diyor. Dr. Mehmet Öz daha
yolun yansında dev adımlar atmış, adını dünya tıp
tarihine yazdırmış bir doktor olarak karşımıza
çıkıyor.