28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29AĞUSTOS1995SAU HABERLER Cumushane Şeriatçı sanığm idamı istendi • Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday'ı öldüren şeriatçı sanık tzzet Kıraç hakkında idam cezası istemiyle dava açıldı. ERGÜNAKSOY AINKARA - Gümüşhane Baro Başkanı AliGünday'ı öldûren şeriatçı sanık İzzet Kıraç hakkında "Taammüden adam öküirmek" suçundan idam cezası istemiyle dava açıldı. Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede. sanığın eylemi planlayarak geTçekJeştirdiği ve herhangi bir yasadışı Islami örgütle bağlantısının bulunmadığı bildirildi. tddianamede, Kıraç ile birlikte yargılanacak olan diğer sanıklar hakkında da 10 yıldan az olmamak üzere hapıs cezalan istendi. Dosyası, görevsizlik karan ile Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne (DGM). oradan tekrar Gümüşhane Ağir Ceza Mahkemesi'ne gönderilen şeriatç» sanık Izzet Kıraç 'm yargılanmasına 6 eylülde başlanacağı bildirildi. Gümüşhane Cumhuriyet Savcısı Remzi Başkaya tarafından hazırlanan iddianamede. sanığın eylemi planlayarak gerçekleştirdigi belirtildi. ıddiamede, şu görüşlere yer verildi: "Sanık, olaydan bir gün önce kente gelerek bir otele yerleşmiştir. Ertesi gün, Ali Günday'ın bürosuna gitmiştir. Bir iş görüşmesi yapacağını beKrterek, Günday'la görüşmek istemiştir. Günday'ın, ' Şimdi işim var, bir saat sonra gelin' demesi üzerine, bürodan aynbp bir saat sonra tekrar Günday'ın yanııta gelmiştir. Günday'la kısa bir türban tartışmasına giren sanık, daha sonra silahını ateşleyerek baro başkanını öldürmüştür. Sanık, Günday"ı türbanlı avukaüara yönelik davramşlarindan ötürü öldürme>i planlandığını açıklamıştır. Günday'ın türfoanlı avukatiara yönelik tutumunu. AkK Gazetesi'nde okuduğunu betirtmiştir." iddianamede, sanığın eylemi planlayarak gerçeldeştirdiği belirtilerek TCY'nin 450. maddesi uyannca hakkında idam cezası verilmesi istendi. İddianamede, Kıraç 1 ın herhangi bir yasadışı İslami örgütle bağlantısının bulunmadığı vurgulanarak tutuklu sanıklardan Bahattin Sungur'un, eylem karşılığı sanığa ve ailesine bakma sözü verdiği, diğen sanıklar Muharrern Kurt, Yusuf Günıüş ve Ahmet Mengi'nin de Kıraç'a çeşitli yardımlarda bulunduklanna dıkkat çekildi. tddianamede, Sungur ve diğer sanıkların adam öldürmeye azmettirmekten yargılanmalan gerektiği belirtilerek haklannda 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezalannın verilmesi talep edildi. Savcılık, sanığın oğlu Muzaffer Kıraç hakkında da öldürme eylemine teşvikte bulunduğu gerekçesiyle. 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası verilmesini istedi. Kıraç'ın polis ve savcılık sorgusunda, ilk önce tstanbul Üniversitesi Rektörü BüJent Berkarda'yı öldürmek için Istanbul'a gittiği, yurtdışında olması nedenıyle Berkarda'yı bulamadığı, bu nedenle Ali Günday'ı öldürmeyı tasarlarladığına yer verilen iddianamede, sanığın Akıt Gazetesf nden çıkan haberlerden etkilendiği de bıldinldi. Askerlik cüzdamı, ilkokul diploması ve nüfus cüzdamı kaybettim. Hükümsüzdür. ORHAS BOSTANCIOĞLU Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ermeni savlannı iki belgesel yapıtla çürüttü Soykmm savaıa bılimselyanıtANKARA (AA)- Dünyanın çeşitli ülke- lerinde yürüttükleri lobi faaliyetleri ile soy- kınm iddialanna dayanak arayan Ermeni- lere yanıt, Başbakanlık Osmanlı Arşi- vi'nden geldi. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Os- manlı Arşivi'nde yaptıklan detayh araştır- malar sonunda. lobilerde öne sürülen Er- meni soykınmı iddialannı belgeleriyle ya- lanlayan iki ayn eser hazırladı. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, ya- yımladığı tek ciltlik "Osmanlı Belgelerin- de Ermeniler" ile iki ciltlik Hiiseyin Nazını Paşanın kaleme aldığı "Ermeni Olaylan Tarihi" adlı eserlerde, belgeleriyle Ermeni olaylanna ışık tutuyor. Devlet Arşivleri Ge- nel Müdürü İsmet Binark, eserlerin sunuş yazısında. "Bu eserlerde bugüne kadar ya- pılmışolan iddiaiann asılsızlığı, belgeler IŞH ğında çok kesin bir şekilde ortaya konıil- maktadır" dedi. Özellıkle 1974'ten bu ya- na, Ermeni terorizmi ve soykınm ıddiala- nnın Türkiye'yi meşgul ettiğini hatırlatan • 'Osmanlı Belgelerinde Ermeniler' ve 'Ermeni Olaylan Tarihi' adlı yapıtlarda, o dönemin yüzlerce arşiv belgesine yer veriliyor. Devlet Arşivleri Genel Müdürü İsmet Binark, "Bu yapıtlarda, bugüne kadar yapılmış olan savlann asılsızlığı, belgeler ışığında çok kesin bir şekilde ortaya konulmaktadır" dedi. Binark, bu "düzmece" iddiaiann, günün şartlanna göre Türkiye'ye düşman veya dost olduğunu öne süren devletlerce iç ve dış politika malzemesi olarak gündeme ge- tirildiğini ifade etti. Dünya kütüphanelerinde Ermeni ve Er- menilik ile ilgili yayınlann sayısının çok fazla olduğuna, bir Ermeni yurdu kurmak amacıyla Ermeniler adına yabancı tarihçi- ler tarafından yazılan kitaplarda, yazarlann mensup olduklan ülkelerin siyasi menfaat- lerinin hep ön planda tutulduğuna işaret e- den Binark. şöyle devam etti: "Böylece tek taraflu siyasi propaganda içerikii katliam hikâyeleri Ue süslü, gerçek- leıie ilgisi bulunmayan, taraflı Ermeni taas- subu ile kaleme alınmış. dünya kamuoyunu yanılncı sözde ilmieseıier ortaya konuümuş- tur. Busözdeilmieserlerde,Türkiye ve Türk düşmanlığı yapılmıştır. Bilimsellik iddiası ile yazılan kitap, makale, tez ve teUiğlerde gerçeklerden uzak Ermeni kin ve intikam alma du\gulanna yer verilmekte. Bu tûr yayınlarla dünya kamuoyu Türkiye'ye ve TürkJere karşı yönlendirilmek istenmekte, bazı ülkelerin etkin kamuoylan, dünyada bir Ermeni davasının vaıiığına inandınl- maya calışılmaktadır." fürk-Ermenı ilışkilerinin sosyal ve siya- si yönlerinın. bınnci el arşiv kaynaklanna dayandınlarak ortaya konulmadıği için bu- güne kadar çoğunlukla tek taraflı ve hep Hostes Yücedağ'ın tartaklanması, yeni önlemleri gündeme getirdi Hava-tş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yağcı, dünkü basın toplantısında, Şadi Pehlrvanoglu'nun Serpil Yücedağ'a saldımını kınadı. Yağcı, ola\ insan haklarımn çiğnendiği bir ülkede yaşansa bile olağan yaklaşılmaması ve tepki gösterilmesi gerektiğini söyledL THY'de güvenüğe çözüm arayışLarı Türkler aleyhine eserlerin ortaya konuldu- ğunu belirten Binark, Türkiye aleyhine yü- rütülen bu tür propagandalara hemen he- men hiç cevap verilmediğini hatırlattı. Binark, buna rağmen tarihteki Türk-Er- meni ilişkilerinin sadece bir yönü üzerinde duran ve bunu sürekli olarak Türkiye aley- hine istismar eden bir zümrenin faaliyetle- rini her geçen gün arttırdığına dikkati çe- kerek şunlan söyledi: "Ermeni propaganda ve yaygarasıyia şartlandınlmış kitleleri vedevletleri gerçek- lerte yüz yüze getirmek, bunun için de asır- lardır devam ettirilmek istenen Türk-Er- meni anlaşma/hgının iç yüzünü ve terörü- DÜ arşiv belgelerine dayanarak ortaya koy- mak, ilmi bir mecburiyet ve ahlak ölçüsü ol- mabdır. Türk milleti olarak kan davası güt- mek.cinayederişlemek veintikam almak gj- bi hareketlere başvurmak, inancımıza da tarihi şeref ve asaletimize de varaşmaz. An- cak hakikatleri ortaya koymak, unutulma- malıdır Id milli ve insani bir vazife ve mü- keuefiyettir." Lozan Antlaşması'ndan sonra hızı kesilen Ermeni meselesinin 1950'h yıllardan sonra yeniden canlanmaya başladığını, 1970'li yıllarda ise Türkiye'ye karşı Ermeni şiddet ve terorizminin başla- tıldığını hatırlatan Binark, "Ermeni terorizmi, dün ol- duğu gibi bugün de kendist- ne arka çıkanlan,dünya mil- lerJeri ve insanhk tarihi önün- de affedilmey ecek bir şekilde mahkûm etmiştir'" dedi. Bi- nark, dışandan kumandalı teşkilatlann oyununa gelme- yen ve onlan tasvip etmeyen Türkiye Ermenilerinin bu- gün huzur, refah ve dini ser- bestlık içerisinde güvenle yaşadıklannı hatırlattı. "İddia edildiği gibi Türk- ler Anadolu')u fethettikle- rinde burada bağunsız bir Ermeni devleti bulunma- maktaydı" diyen Binark, Türklerin Anadolu'yu fet- hinden önceki dönemde, Er- menilenn, Bizans-lran ve Bi- zans-tslam devletleri arasm- da devamlı mücadele konu- su olduklannı kaydetti. Bi- nark, Ermeni cemaarinin di- ğer azınlıklara göre Türkler ile en fazla kaynaşan toplu- luk hüviyetini taşıdığını, bu- nun sonucunda da Ermenile- rin Türk kültürünü en fazla benimseyen bir azınlık ol- duklannı belirtti. ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) - Türk Hava Yollan'nın (THY). ANAP Ördu Milletvekili Şadi Pehlrvanoğlu'nun hostes tartaklamasıyla açığa çıkan güvenlik sorununa karşı "özel arama yapmanın" da içinde bulunduğu bazı önlemleri ele alacaği belirtildi. THY Yönetım Kurulu Başkanı Erman Yerdelen, "Gerekirse kendi güvenlik aramamızı vapacagı/" derken olayda siyasi komplo bulunduğu ıddialannı reddettı. Hava-tş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yağcıda devleti ve onun kurumlannı arpalık gibi gören zıhniyetin. bu kurumlann nimetlerinden sonuna kadar yararianmak için her şeyı yaptıklannı söyleyerek sivil havacılık kurallannın hiçe sayıldığını vurguladı. Yağcı, "Sıfatı ne olursa olsuru her yokunun srvil havacılık kurallanna uyması gerekmektedir. Bu ihlal ediimiş, silahla uçağa binilmiştir. Aslında silah, uçağa binilmeden önce YIP salonunda güvenlik güçlerince teslim alınmalıydı" diye konuştu. THY Yönetim Kurulu Başkanı Erman Yerdelen. Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorusu üzerine, emniyet tarafından kontrol edilen VIP girişlerinin, uçaklann güvenliği açısından yetersiz olduğunu belirtti. Yerdelen, "Şirket olarak her şeyden önce kendi güvenliğimizi düşünmek zorundayız. Biz yapıyoruz. polis yapmıyor. Bunlar uluslararası hukuk kurallan. Gereİdrse kendi aramamızı kendimiz yapacağız. Bunu değerlendirmemiz gerekiyor'' dedi. Pehlivanoğlu'nun tartakladığı THY hostesı Serpil Yücedağ'ın • Genel Müdür Erman Yerdelen, emniyet tarafından kontrol edilen VIP girişlerinin, uçaklann güvenliği açısından yetersiz olduğunu belirterek "Şirket olarak her şeyden önce kendi güvenliğimizi düşünmek zorundayız. Gerekirse kendi aramamızı kendimiz yapacağız" dedi. davranışının "takdire layık" olduğunu belirten Yerdelen. şunlan söyledi "Hostes, hukuk kuraUannı uygulamıştır. Milletvekili niye sinirleniyor? O uçakta sadece kendisinin değiL bütün yolculann canı var. Şikâyet edeceğine, teşekkür etmesi gerekir. İçi kurşun dolu bir silahla uçağa girmek nerede serbesrmiş?" Yerdelen, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, "olayda komplo oludugu" iddiasını reddederek "Böyle bir duruma komplo demek için insanın aşın taraf olması laam" dedi. Yerdelen, Pehli\anoğlu hakkında, şirket adına dava açabileceklerinı, ancak henüz yönetim kuruluyla olayın hukuksal boyutlannı görüşemediklerini bildirdi. Kadın, aile ve sosyal hizmetlerden sorumlu Devlet Bakanı Aysei Baykal da yaptığı yazılı açıklamada. Pehlivanoğlu'nun tutumunu kınadı. Baykal, bakanhğın. eylül ayının ortasında "Her tûrlü şiddete hayır" adlı bir kampanya başlatacağını anımsattı. Hava- İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yağcı, dün sendika genel merkezinde yaptığı basın toplantısında, sivil havacılık kurallannın hiçe sayıldığını vurguladı. THY yönetiminin, çalışanlann şirket ile itgili konularda basına açıklama yapmayı yasakladığı haldc bu olayın basına yansıması için elinden geleni yaptığını da belirten Yağcı, üyelerinin bir yandan da siyasi menfaat elde etmck için kullanılmaya çalışıldığını bildirdi. Hava-lş Sendikası Başkanı, şöyle konuştu: "Acaba bu saldıru bir DV P milletvekili tarafından yapılsaydı 'yüksek zatın" ricası ik nasıl örtbas etmek için uğraş gösteririerdi, merak ediyoruz." Yağcı, THY'nin uyguladığı yanhş politikalar ve eksik ıstihdam nedeniyle uçucu personelin çok zor koşullarda ve uzun saatlerde çalıştınldığını vurguladı. Hava-lş Sendikası'nın Saray Cezaevi'nde bulunan eski genel başkanı Arilay Ayçin de olaya ilişkin gönderdiği yazılı açıklamada saldınyı kınadı. Ayçin, açıklamasında "Milletin vekilfiğini yapma yeteneği, bilgi ve bilincinden yoksun bir kişinin, görevini yapmaktan başka hiçbir düşüncesi olmayan üyemize karşı yapmış olduğu çirkin saldın, bu arkadaşunızm şahsında tüm hava işkolu çalışanlaruıa yönelik >apıbnış çirkin bir saldındır" dedi. Ayçin, THY yönetıcilerini de "toplusözJeşme masasında gösteremedikleri yürekliliği, bu çirkin olayda göstermeye" davet etti. Kalpaklanna tuğra Türk kültürüne yatkınlık- lanndan ötürü Ermenilerin 1821'deki Rum isyanından sonra her çeşit devlet me- murluklanna tayin edildikle- rini, tkinci Mahmut döne- minde de sadakatlerinin bir delilı olarak "kalpaklanna tuğra takılmasına" müsaade edildiğini hatırlatan Binark, Ermenilerin, Islahat Ferma- nı'ndan sonra da vali, genel vali. müfettiş, elçi ve nazır- lık gibi önemli görevlere ge- tirildiklerini söyledi. Doğu Anadolu'da kurulan bazı Ermeni dernek ve parti- lerinin çeşitli vesilelerle olaylar çıkardıklannı hatırla- tan Binark, Ermenilerin Bi- rinci Dünya Savaşı sırasında askerlerin cephede bulunma- sından yararlanarak düşman- la işbirliği yaptıklannı kay- detti. Binark, bunun sonucunda da Osmanlı Devleti'nin ken- di aleyhinde faaliyette bulu- nan Ermeniler için tehcir ka- ran almaya adeta mecbur kaldığım, ancak devlete sa- dakatle bağlı olan Ermenile- rin ise hiçbir surette tehcire tabi tutulmadığmı söyledi. GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Bir Şair / Bir Yaıar Köye getirdiğim kitaplan ya tüketirsem diye kay- gılandığım günlerden birinde, Enis Batur'un üç ki- tabı bir muştu gibi çıktı postadan: Birinde şiirieri (Taşrada Ölüm Dirim Hazırtıklan), öteki ikisinde (Al- tematif: Aydın) ve (Saatsiz Maarif Takvimi) düzyazı- lan, denemeteri yer alıyor. Enis Batur'un şiirterini de, düzyazılannı da her za- man ilgiyle, merakla izlemişimdir, bu kez onlan top- luca okumaktan yeni sevinçler aldım. Soylu bir şair Enis Batur ve güven veren, usumu- zu sürekli uyaran bir yazar. Sevincimi okurla paylaşmak için kaleme alryorum bu yazıyı. Yazık ki, ancak iki örnek vermekle yetine- ceğim. Şiir kitabının başında şöyle diyor şairimiz: "Taşrada Ölüm Dirim Hazıriıklan, şiir serüven/m/n arka bahçesinden, ilk on yıllık süreyi (1972-1982) kapsayan birseçme getiriyor. Kitaplanma girmemiş, girmeyecek bu ürünleri ayn birkitapta toplamak, on- lara farklı bir konumlamayla yaşam haklı tanıyor, ta- nıyacak." Enis Batur'un "arka bahçe" dediğini, Ahmet Hamdi Tanpınar "eczacılık" diye adlandınrdı. Ama elimdeki kitapta yer alan şiîrier, laboratuvar çalışma- lan değil, olgunluk örnekleri bence. Işte bu kitaptan bir şiir: Ars Peotica Çiçeği dikeninden kavramak: Karaduygu'nun yolunu izlerken "Şarap yapmak kendine", özsuyundan - şiirin. Esrimek sonra, kana kana. Afyona yakarmak, gene, sık sık: Gece'nin en koyu karabasanını görürken, aynasında çoğalmak en ölçüsüz saatin. Yitmek sonra, bir görüm kadar saydam. Kendine bakmak, kendine bakttğtn yerde. Kemgözün bilge irisine konup an gibi aykın renklere uğramak, bu uzun yürüyüşte. Uçmak sonra, bir an boyu, titreyerek. Ve damıtmak ereği, acıyı, acunu: Bellek gibi sessiz, çoğul, erişilmez. Yukan NH'den Aşağı Nil'e doğru giden bu dönüşsüz akıntıda sürerken Sonrasız olmak tarihin sivri kuyusunda. Şiirin her mevsiminde yad bir meyve yetiştirmek. Şimdi de "Saarsız Maarif Takvimi" adlı kitaptan "Gergedan Gözüyle: 7" başlıklı yazının ilk bölümü- nü birlikte okuyalım: "Türkiye'de seçmen sayımı nedeniyle insanlann evlerine kapatıldıklan yıl Venedik'te dünya tarihinin ilk kedi sayımı gerçekleştirildi. Erkek I dişi, hadım ediimiş I edilmemiş, ev kedisi I sokak kedisi, Kent- te I adalarda oturanlar gıbı aynmlan da kapsayan bu sayımın sonucunda, şehirde toplam 2900 kedi- nin yaşadığı anlaşıldı. Kendimiz sorup kendimiz yanıtlayalım: Yeryüzün- de yazılı tarih boyunca envanter yapan toplumlaria başıbozukluğu yeğleyen toplumlar arasında temel, göz ardı edilemeyecek bir kültürel fark oluşmuştur. Yalnızca mal variığı ve kültürel variığı konusunda bir ülkenin durumunun anlaşılmasını ve yorumlanma- sını sağlamaz bu tutum: O ülke insanlannın davra- nış tipolojisini de belirier. öyle ki, kedilerin sayılma- sı gerektiğini düşünen şehirierde insanlan saymak amacıyla evlerine kapatmak elde değildir." Rejim muhalifi îranlılarm dramı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rejim muhalifi 157 tranlının Birieşik Sos- yalist Partisi'ndeki (BSP) bekleyişleri sürüyor. Iranlı- lan ziyaret eden Şırnak Ba- ğımsız Milletvekili Mah- mut Alınak, BSP'de konak- layan İranhlann politik mülteci olduğunu belirte- rek "İranlı politik mülteci- lerin yaşadıklan insanhk dramına seyirci kalmamız mümkün değUdir" dedi. 25 günden bu yana, BSP genel merkezinde sığınma- cı olarak bulunan, 30'u ka- dın, 64'ü çocuk, 157 Iran- lının direnişleri sürüyor. tran'a geri gönderilmeleri halinde idam edilecekleri- nı belirten lranlılar, Türki- ye Cumhuriyeti'nin kendi- lerine sahip çıkacağını ve siyasi sığınmacı olarak kendilerini kabul edecek ülkeye gönderilmeyi umut ettiklerini bildirdiler. BSP'de konaklayan tran- lılan dün ziyaret eden Şır- nak Milletvekili Mahmut Alınak, İranlı mültecilerin hükümet ve BM nezdinde yaptıklan girişimlerden so- nuç alamadıkiannı kayde- derek sığınmacılann Iran ve Türk hükümetleri ara- sındaki kanlı ahşverişte kurban edilmek istendiğini öne sürdü. K O N U K YAZAR/ Prof. Dr. M. TAHÎRHATİBOĞLU Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi AÖF kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. TELÂTŞENTÜRK runceli, nüfusu küçük ünü büyük ilimiz. Son günlerde terörün yo- ğunlaşması ve alınan önlemler ne- deniyle adından sıkça söz edilir ol- muştur. Özellikle 'gıda ambargo- su' uygulaması tartışılmaktadır. Tunceli, son günlerde, gidilemez bir il ola- rak basında yer almıştır. O nedenle, Bosna'ya gidecek bir grup aydına. "Önce TunceM'ye, sonra Bosna'ya"'. "Bosna'ya gitmek kolay. Tuncefi'yezor" türü savsözler söylenmektedir. Acaba, gerçek böyle mı? Öğretim Üyeleri Derneği adına "Bosna İçin insanhk Girişi- mi"nde yeT almam, benı. gerçeği aramaya yö- neltti. Bu amaçla, İnsan Haklan Yüksek Da- nışma Kurulu üyesi olarak, Devlet Bakanı Al- gan Hacaloğlu'yla birlikte Tuncelı'ye gitme fırsatını bulum. Bakan, Bakan Başdanışmanı Hrzır Ekşi ve Danışma Kurulu üyesı üç profesör (Digerleri Prof Dr. İoruıa Kuçuradi, Prof. Dr. Can Ha- mamcı) Malatya Havaalanı'ndan sonra Tunce- li "ye karayoluyla gittik. Tunceli ıl sınınndan sonra zırhlı araçlann korumasında Tunceli'ye vanldı. İlk görünüşte abartıh b\r koruma var gibi düşünülse de. "ne olur ne olmaz' önlem için gerekli. Yurttaşlar da, Tunceli sınınnda bekletilerek oluşrurulan araç dizisiyle (kon- voy) yolculuk yapabiliyor. Tunceli merkezi dağın yamacında ve dağlar arasında Munzur Irmağı çevresınde bir yerle- şım yeri. Nüfusu 25.000. insan dokusu öteden beri kültürle ve eğitimle ışlenmiş bir örgü. Okumaz yazmaz insan yok denecek kadar az. Halk, düşünsel olarak hep sol çizgide yer al- mış ve CHP'ye oy vermiştir. Kadını erkeği çok güzel Türİcçe konuşuyor. Anadillen Türk- çe olmayan bu insanlann Türkçeyi bu denlı güzel konuşmalan şaşırtıcı. Bunun nedenini Once ünü büyük iliıııiz Tunceli sorduğumuzda. "Biz, Türkçeyi okuyarak öğ- reniyoruz, duyarak değiL Aynca Alevi kültü- rünün bunda etkisi büyük" yanıtını alıyoruz Terör olgusu Şu sıralarda terör Tunceli'de çok yoğun. Dağlık bir doğal yapıya sahip olmasının etki- li olduğu söyleniyor. Aynca, PKK'ye ilgisız görünen halİu, PKK içine çekmek amaçlanı- yormuş. Edindiğimiz izlenim, halkın büyük çoğunluğu PKK'ye karşı ve TC'ye bağlı. Oku- maya düşkün olmalan nedeniyle en çok okul bu köyde yakılmış ve öğretmen öldürülmüş. İl düzeyinde gezi özgürlüğü kalmamıştır. İnsanlar, ne gün ve hangi saatte kalkacağı bel- li olmayan araç dızileriyle, sıkı koruma altın- da bir yerden bir yere gidebiliyorlar. Ovacık ılçesınden Pülümür'e gitmek kimi kezbirhaf- tada gerçekleşiyormuş. "Bosna'ya gitmek ko- lay, Tunceli'ye gitmek zor" denmesınin nede- ni de budur. Birlikte olduğumuz Devlet Bakanı'nı Ova- cık'a karayoluyla götürmek olanaksızdı. Ne acı ki, içişleri Bakanı, İnsan Haklanndan So- rumlu Bakan'ın Ovacık'a gitmesini önlemek için helikopter sağlanmasını engellemiş. Va- linin özel çabasıyla askerlerden sağlanan he- likopterle Ovacık'a gidilebilmiştir. Burada Ba- kan'ın kararlı tutumu ve valinin özel çabasını unutmamak gerekir. Bu da bize hükümet yö- netiminin ne kadar içler acısı durumda oldu- ğuna en iyi kanıttır. Ovacık. terörün bağdaş kurduğu ve en çok duyulduğu yer. Köyleri yakılan ya da boşaltı- lan insanlar çadırlara ve barakalara yerleştiril- miş. Varlıklı aileler başka illere göçmüş. Ova- cık Belediye Başkanı'nın verdiği bilgiye göre 856 aile başka illere, 337 aile çadırlara yerleş- miş. Bağından, bahçesinden ve hayvanından ko- panlan 10-15 kışılik aileler çadırlarda yaşama- nın çilesinı çekiyorlar. Çocuklarokulsuz, halk çok perişan. Anlatılardan dinledikçe yürekler duruyor, insanın ağlayası geliyor. Bu sıkıntı- lara İcarşın halka yiyecek, giyecek ve içecek ambargosu uygulanıyor. Paralan olsa da, her- kes istediği kadar yiyip içemiyor. Hayvanlar satıldığı ve üretim durduğu için halkta para da yok. Kişilerin yaşaması için gerekli her şey de- netıme ve izne bağlı. Bunun amacı, dağdaki PKK'nın yiyeceğini ve giyeceğini engelle- mektır. Yetkili komutana sorduğumuzda bu önlemın yararlı olduğunu söyledi. Kuşkusuz bu onun görüşü; bilimsel dayanağı var mı bil- miyoruz. Şurası bir gerçek ki, "Viırdevinceöl- dür" anlamında bir ambargo vardır. Kaldır- mak ya da gevşetmek doğru çözümdür. Tuncelf nin yüzde 45'i yerinden olmuş. Ya- nya yakın bu nüfusu tekrar eski yerlerine dön- dürmek çok zor. Yerel yöneticilerin bu konu- da hiç yetkileri yok. Sivil yöneticiler. valiler ve kaymakamlar, OH AL Valisi ve askerler ile halk arasında aracıdır desek yalan olmaz. Tun- celi'nin şansı desek yerinde olur; Vali Atıl Üzelgün iyi ve halkı seven bir insan. Çoğu va- li gibi vuralım. kıralım, dövelım diyen birgö- rüşe sahip değildir. Çabası. kazanalım, yapa- !ım, sevelim yönünde. Onun bu anlayışta ol- ması nedeniyle özel tim görevlileri "solcu va- li' diye gösteri yapmışlar. Aslında doğru ve ge- rekli olan, yöre illerine bu anlayışta yönetici- ler atamaktır. Çözüm Tunceh'nin ilginç bir nüfus yapısı var. 1975 sayımına göre il nüfusu 164 bın iken 1990'da 133 bin olmuştur. On beş yılda nüfusun yüz- de 20'si göçmüş. Köylerde azalma oranı yüz- de 38'dir. Tunceh'de sekiz ilçe 417 köy bulu- nuyor. 417 köyün 400'ünün nüfusu 500'den azdır. Nüfusu 1500'den büyük köy yoktur. Köylenn yüzde 75'ininadıdeğiştirilmiş. Tun- celi yıllardır göç olgusunu yaşıyor. Kanımız o ki, terör olgusu olmasa bile, Tunceli'de, 25 yıl sonra insanlar il ve ilçe merkezinde kalacak- tır. Hükümet, bakanın söylediğine göre, Kö- ye Dönüş Projesi (KDP) adıyla bir uygulama- ya geçiyor ve bununla insanlan köylerine dön- dürmek istiyor. Tunceli için bu proje geçersiz. Daha çok okumaya gönül vermiş bu insanla- n köylerine taşımak yanlış. Bize göre bu, 'Munzur'u geri akıtmak' gi- bi bir şey. Onun yerine insanlar ilçe merkez- lerinde ya da her ilçede kurulacak 2-3 belde- de toplanmalıdır. Tanmla uğraşacak olanlar eski köylerine rraktörlerle gidebilirler. Asıl ya- pılması gereken, ahır hayvancılığını gelişrir- mek ve elişleri üretimine yöneltmektir. Gü- venli ortam oluştuğunda Doğu Karadeniz gi- bi bu ilimiz iç turizme açılabilır. Vali ve Belediye Başkanı'nın söylediğine göre ilde hizmet süreci fazla, deneyimli yöne- tici yoktur. Bir yılda 15 vekil yönetici değişti- ren kurumlar varmış. Bunun ana nedeni, me-, murlann gelmek istemeyişlerinin yanında, Tuncelili kişilerin yönetici yapılmamasıdır. Ikinci neden çok önemli. Eylül döneminde merkez nüfusu 100 binden az olan illere o il. doğumlu yönetici atanmasını engelleyen yasa, çıkanlmış. Bu kadar saçma anlayış olamaz.r Bu yasanın ivedılikle değiştirilmesi gerekir. O ılden yetişmiş bir insanın o ile yaran tartışıla- maz. Vali Atıl Üzelgün, meslek kuruluşlan yöneticilerinden destek bekliyor ve öğretmen, hekim, veteriner hekim ve mühendis gibi mes- leklerden insanlann gelmelerinin, kuruluşla- nnca sağlanmasını istiyor. Bu kuruluşlann hep eleştiri yöneltmeleri yerine bu tür işlevleri de yapmalan gerekir. Devlet, Tunceli 'ye ve Tunceliliye öteden be- ri buruk bakmıştır. Bunu yadsımak zordur. Bu- na karşın onurîu Tunceli halkı yılmamış, ça- lışmış, okumadan kaçmamış, devlete küsme- miştir. Böyle bir ile, halka sevgiyle bakan, on- lan kucaklayan, ırkçı ve dinci görüşleri aşmış yöneticilerin atanması gerekmektedir. Tunce- liliye ters ve onlara inat, sevgiden yoksun yö- neticiler. Tunceli'yi Bosna'dan da kötü duru- ma getirebilir. Eski Tunceli CHP tl Başkanı ba- yan politikacı Nazik Dizdaroğlu'nun dediği gibi, sabır taşı olmaya alışmış, güzel Türkçe- li ve devlete bağlı Tunceli'de. sabır taşlan da çatlayabilir. "Önce Tunceli'ye, sonra Bosna'ya" diyen bazı aydın yurttaşlanmızın sözüne uyarak Bosna'ya da gideceğim. Bosna gözlemlerimi yine burada yazacağım. Kuşkusuz bizim için de "ÖnceTunceli" ama, yaşam ve eğitim hak- kı çiğnenmiş bütün insanlann yanında olmak hepimizin görevidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle