13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURlYET 11 AĞUSTOS 1995 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Korîcülan Sanat MELİH CEVDET ANDAY T ektannlı dınlerde cennet ıle cehennemden kurulu bır otekı dun\ a tasarlanmış ol- ması bu dunv ada mutlu bır toplum duzenlı bır devlet kurulama>acağı ınancını goitenr. başka bır deyışle, umutsuzluk- tan kaynaklanmıştır Ama bu umutsuz- luk. dıncı vazında boyle ortaja konmaz da. "Bu diima geçicidir1 " gıbı bır sozle ustu ortulur sorunun Ben mutlu toplumu. duzenlı de\ letı bu dunyada yaşamak ıstenm bulurum bul- mam, o başka, ama bulamadım dı>e cen- net, cehennem masalına ınanacak değı- lım Once şu cennetı ele alahm Bencen- netten hıç hoşlanmamışımdır Gıdip gor- duğumden değıl elbet. betımlemelerden çıkardığımagoresoylmorum Cehenne- megelınce IslamlığınpeygambenMu- hammed gercı şaırlenn cehennemde ya- nacakiannı soyluvor. ama ben, bır halk ozanımızın dedığı gıbı cehennemde ateş olduğunu •.anmnorum Cehennem \erinde hiç ateş \oktur Herkes ateşini kendi gotursun. Ben de goturmem, olur bıter Mutlu bır toplum, duzenlı bır devlet ul- kusu, dın dışı yazında da buyuk \er tutar Bu konuyu ışleyen yapıtlara "Utopia" de- nır Bu sozcuğu bulan Thomas More'dur (Yun u, yok \e topos. yer'den) Ideal bır yonetım bıçıırunın hayalı kavramı anla- mında kullanılır Anlam yayma yolu ıle, gerçekleşmesi olanaksız tasarı demeğe de gelır F. Engels,ıanh»el ve bılımsel ınce- leme) e dayanan bılımsel sosyalızme kar- şılık Saınt Sımon'culuk. Founer'cılık gı- bı du\gusal \e retbrmcu kuramlara Lto- pia sosvalizmi adını vermıştı Thomas More"un yapıtı ıse siyasal \e toplumsal bır romandır Bu romanında \ azar, ıdeal toplum duzenının gerçekleş- tığı bır yer duşler. uzak bır adadır bu Utopıa'nın başka benzerlen de \ardır Okudum tumunü, hıçbın bana çekıcı gel- medı. ne bıley ım, bır kışla duzenı. bır \ a- tılı okul dısıplmı bulur gıbı oldum onlar- da Demek ıdeal toplumu duşunmek bıle zor' Platon'un "Devlet" dıyaloğu ıçın. ilk utopiadenılır, çunkubuyapıtında buyuk fılosot kuracağı y a da kurulması gereken ıdeal toplumu butunayrıntıları ıle anlatır Tuhafınıza gıdecek. Platon ıdeal de\ - letındeşaıre>er\ermez dahası "Demek Homeros'u sınırlanmızın dışına uğurlaya- cağız" dıyerek o eşMZ ^aıre hakarette de bulunur Nedır bu şaırlenn peygamberlerden, 11- losoflardan çektığı' Nedır >oksa korku\orlar mı ondanr> Bugunlerde Gusta\ Janouch'un "Kaf- kaüeSmteşiler'" adlıkıtabını okuyorum. orada da karşılaştım bu sorunla "Eugen Diederich Va\ine\i'ndeçıkmış bir baskısını okuduğum Platon ideal de\- let \asalan üzerinde «nleşhorduk. Pla- ton'un, ozanlan kendi Ğe\ letinin kapsamı dışında bırakmasını kuşku ile karşıladığı- mı belirttim. Kafkaşo\lesö\ledi: "Bundaanlaşılma- yacak bır >ev vok Ozanlar ınsanların ka- falanna kendi gozlennden başka gozler oturtarak gerçeğ\ değıştırmeye çalışır Dolayısıvle, devlet ıçın tehlıkelı kışıler- dır. çunku var olanı degıştırmevı amaç- larlar Oy sa dev let \ e onun tum sadık hız- metkârlannın tek îstedıgı. varlığını sur- durmektır" M Burada de\ letı korkutan, anlama daya- lı dıl dızgesı değıl şiirdilidır, "•ISedemek istiyor?" sorusu bundan dolayı sık sık gundeme gelmekte Gramerın gereklerı- nı yerıne getırmevıp ımgelerle konuşma- yı surdurdukçe bu dıl daha da korkunç bır gorunum alır de\letı çıleden çıkarmaya başlar Çunku onu gudumleme olanağı kalmamıştır Konuyu ^urlebaglıtutmayalım Butun ^anatlar arılaşmaya yonelmıştır tanh bo- yunca Ne demektır an sanaf* Bunu bır omekle ele almak doğru ola- caktır An sanata ornek olarak hep muzık gOb- tenlmıştır çunku muzık gösterilen'ı ol- mavan bır gosteren'den kurulmuşrur, bu da ses'tır Bıraz daha açalım Karşımızdakının söyledıği bır sozcuk kulağımızda bır ışıtım ımgesı bırakır Bu- na \enı dılbılımde gösteren denır. goste- ren bevnımızdekı bır ka\ramı uyarıyor- sa, bu uyanlan kavrama gösterilen adını takıyoruz Muzığe gelınce Muzık sadece goste- ren'lerden. ba^ka bır deyışle. ses ımgele- nnden oluşur. beynımızde herhangı bır anlama kavuşmaz lşte an sanatın tanımına varmış bulu- nuyoruz Oyleyse muzıkten korkmaya ne gerek var9 Oy le bır gerek \ ar kı' Yaşlılığında butun buyuk yapıtlannı yadsı>arak mıstık bır bunalıma gıren Tolstoy,çok sevdığı BeethovetTe lanetler vağdırmaya başlamıştı Romain Rolland, Pahsil Yücel dostu- mun dılımıze çev ırdığı "Tolsto> 'un Yaşa- ım" adlı yapıtımn bır y ennde şoy le dıyor "Tolsto\ >aşı ilerledikçe daha çok kor- kar müzikten... Bunca baştan çıkancı bes- teci arasında ne diye bunlann en ansınu Beethoven'i secmişti? En guçlusu o>du da ondan... Nedir Tolsto\"un BeethoveıTin başına kaktıgı? Gıicu. Ut mınor senfo- nı yi dinlerken o da Goethe gibidir, altüst olur, kendisini istencine tutsak eden gıiç- lü öfkey le tepki gosterirr Daha şaşırtıcı olanı. Tolstoy'un bu ko- nuda devlet denetımı ıstemesıdır. dıyor kı ' Bu mû'zık benı hemenyazamn bıılun- dıtğıı rıth durumuna götûru\or Muzık Çın de olduğu gıbı de\ let denetımınde bulunmalndı ARADABIR Dr. SONGÜL (ÖZKAYA) ALTINIŞIK Gelişmişlik Ölçütü: Kadın! Kadın-Erkekeşıtlığı gelışme kalkınma, Batılılaşma ve modernleşme dıye nıtelendırılen "çağdaşlaş- ma"nın olçutlerınden bırıdır Turkıye'nın kalkınmakta olan bır ulke olarak kadın-erkek eşıtlığınde okuma- yazma oranı ve kadının toplumdakı statusu açısından • çağdaşlaşma amacı ıle tutarlı goaınumlere sahıp ol- duğunu soylemek kolay değıldır Orneğın 1990 nu- fus sayımına gore toplam okur-yazar nufus ıçınde kadınlann oranı yuzde 44'tur Kadının toplumdakı sta- tusunu çalıştığı ya da çalışabıleceğı meslekler açısın- dan açıklamak mumkundur DİE'nın 1990 nufus sa- yımı verılerıne gore toplam çalışanlar arasında kadın- lann erkeklere oranı yaklaşık 1 /2 dır Buna karşılık ust duzey yonetımınde çalışanların yuzde 7'sı kadındır 1980 nufus sayımında bu oranın yuzde 4 olduğu goz önune alındığında bu durum az da olsa bır gelışme olarak nıtelendırılebılır Memur, bılım adamı ve teknık elemanlar serbest meslek sahıplen grubunda ıse ka- dınlann oranı yuzde 30'dur Bu oran ıse 1980 nufus sayımında yuzde 26'dır Kamu ve ozel kesımde çalı- şan kadınlann sayısı gıttıkçe artmaktadır Özellıkle ıkı sektor, eğıtım ve bankacılık, kadınların yoğun çalış- tıkları alanlar ıçınde on sırayı almaktadır Örneğın ka- mu kesımınde çalışan her uç kıştden bın Mıllı Eğıtım Bakanlığı kadrosunda çalışmaktadır Bankacılıkta ıse bu oran yaklaşık yuzde 36'dır Bu ıkı sektorden ban- kacılık kesımınde çalışan kadınlann statulen bılm- mektedır Eğıtım sektorunde, ılkokul, ortaokul vege- nel Uselerde çalışan kadınlar oğretmenlerın yuzde 40'ınıoluşturmaktadır Ancak kadın oğretmenlenn bu oranı, obur sektorlerde olduğu gıbı, yonetım duzeyın- dekı oranlan ıle tutarlı bulunmamaktadır Her uç okul turunde okul mudurlerının sadece yaklaşık yuzde 3'u kadındır Kadın-erkek eşıtlığı açısından okuma-yazma ve kadının toplumdakı statusu olçutlerı yonunden Tur- kıye'de kadınlann çağdaş bır konumda olmadığı an- laşılmaktadır Gelışmeler karşısında Genel bır bakışla, çalışma yaşamında ıkı onemlı nokta gozlenmektedır Bınncı- sı, Turkıye'dekı gelışmelenn toplumsal yaşama gıt- tıkçe daha uygar bır gorunum kazandırdığı, kadınla- nn, çalışma yaşamının her alanında yaygınlaşmaya başladığıdır Yukanda sergılenmeye çalışılan goru- num, uygun koşullar sağlandığında, yonlendırıldığın- de, var olan engeller kaldırıldığında ya da azaltıldığın- da, kadınlann statu sağlayan mesleklere de yerleşe- bıteceğı kanısı guçlenmektedır Ikıncısı kadınların ça- lışma yaşamındakı bu sayı artışı yonetım alanında aynı oranda değıldır Yonetım statusunde çalışanlar ıçınde kadınların azlığı dıkkat çekıcıdır. Bu durum, çelışkılı ve aykırı bır gelışmedır Yukanda ozetlenme- ye çalışılan olumlu yasal duzenlemelere karşın ser- gılenmeye çalışılan uygulamadakı çelışkılı ve aykırı durum karşısında çalışmanın bır doğurgusu olan yuk- selme ya da yonetıcı olma konusunda Turk kadınla- n, yonetımdekı yerlennı almak ıçın mucadele etmek- tedır Sonuç Turkıyebukonudaerkenkarariaralmış ıle- rı adımlar atmış bır ulke olmasına karşın, kadınların toplumsal yapı ıçındekı ışlevlerıne ılışkın çağdaş yar- gılara, açık tutumlara gırmış gorunmemektedır Turk kadınının çağdaş bır konumda olmadığını belırtmek gerekır Orneğın bır kısım uğraş alanlannın erkeklere ozgu olduğu kanısı, yaygınlığını korumaktadır Özel- lıkle ust duzey yonetıcılıklerı ve mufettışlık kadınlar ıçın uygun gorulmeyen gorevlerden bırkaç tanesıdır Butün soyledıklerım, kentlı, okumuş kadınların duru- muna ılışkın Koylerde, kasabalarda yaşayan halk kulturunde kalmış kadınların durumunun ıse ayrıca ve onemle uzennde durulması gerekır Kadın haklan der- ken once onları duşunmek gereğı de madalyanın obur yuzudur ve çok acı verıcıdır Sınırlı olsa da, obur çalışma alanlarında olduğu gı- bı, kadınların, getırıldıklerı yonetıcılık gorevlerını de başarıyla surdurduklerı soylenebılır Kadınların çalış- ma ve yonetıcılık alanlarında başarısız olacaklarına ılışkın hıçbır verı yoktur HOTEL MAVİ Bardakçı koyunda, klımalı odanızda, tertemız bır denızle ıç ıçe. duşledığınız gıbı bır Bodrum tatıli ıçın "Gıtar ve buzukı eşlığınde Akdenız'den esıntıler" ÖZEL TANITIM İNDİRİMİ Tel 0 252 313 03 71 -74 Faks 0 252 313 03 75 8 yıllık eğitimin zorunluluğu Eğıtıme önem vermemek, eğıtımın süresmı \e nıtelığım yükseltmemek, bıle bıle geleceğımızı karartmaktır Daha neyı bekhyoruz 0 MUSTAFA GAZALCI CHP \ÎÎK Üvesı Eğt. Der Genel Kimi önlemler w • lkemızde 8 yıllık zorunlu eğıtım yıl- U lardır sözu edılmesıne, CHP-DYP ortak hukumetlerının program ve protokollennde olmasına karşın bır turlu uygulamaya sokulamadı Bov- legıdersegelecekoğretımvılındada başlamavacak Başlamaması altyapı eksıklığınden değıl. nıvet eksıklığınden' 8 vıİlık zorunlu eğitim mgulamrsa. dinsel eğitim \eren kuran kursları ve imam-hatip listlcrinın ortaokullan olumsu/ etkile- necekler. Sorun burada. 11-12 yaşında ıradesının dışında bu kurumlara gıdenyoksul halkçocuklan. 8 yıllık eğıtımden son- ra gıtmevebılırler kavgı bu Nıtekım 7. Beş V dlık Plan goruşmelerı sırasında Refah Partısı'nın verdığı 8 yıllık eğıtımın beş vı- lından sonrakı uç vıllıkbolumunun ımam-hatıp lı- selennde tamamlanması onensı bu nıvetı açıkça gostermektedır BugoruşyalnızRP'nındeğıl Mec- lıs'tekı tum sağ partılenn tutucu mılletvekıllerının de goruşudur Mıllı Eğıtım bakanlanndan Savın Köksal Toptan'ın Kuran kursu oğrencılerıne fark ders sınavlannı vermek kaydıvla ortaokul dıplo- ması verme>asaonensı yıneşımdıkı Mıllı Eğıtım Bakanı'nvn lıselenn ortaokullannm 8 yıllık zorun- lu eğıtımden savılması onensı hep bu tutucu guç- lere yaranma ısteğınden doğmuştur Yaşama hakkından sonra en temel ınsan hakkı- dır eğıtım Gırmeye çalıştığımız: Avrupa Toplulu- ğu ulkelennde zorunlu eğıtım. en az 9 vıldan baş- lamaktadır 5 yıllık zorunlu eğıtım artık dunyada çok az ulkede uvgulanmaktadır Ulusal Kurtuluş Savaşı surerken cumhurıyetın ılk yıllarında veIkıncı DunyaSavaşı sırasında eğı- tıme önem vermış, kıt olanaklanna karşın çağdaş eğıtım ılkelerını uvgulamiş vebununergılerını(nı- metlennı) gormuş bır ülkenın 21 vuzvıla 5 kala 8 yıllık zorunlu eğıtımı uygulamaması duşundüru- cudur Cumhurıyetın kuruluşundan hemen sonra 3 Mart 1924'te'eğitimbirfiği'nı sağlamı^ken 1950den son- ra adım adım verılen odunler sonucunda bugun bu bırlık bozulmuştur 12 Evlul'den sonra eğıtım bır- lığıne aykın olduğu bılme bılıne ılk veortaoğretım- dedın derslen zorunlu vapılmıştır Bırlığı ve nıte- lığıbozulaneğıtımleozgurkuşaklarvetıştırme ola- nağı gıderek azalmaktadır Beîkı bu durumdan 8 vıllık laık demokratık ve bılımsel zorunlu bır eğıtıme geçmekle bır olçude kurtulabılırız Yıllar once ımzaladığımız Insan Haklan Evren- sel Bıldırgesi'nın26 maddesı "Herkeseğitimhak- kına sahiptir. Eğitim. en azından ilk >e temel eğıtım aşamasında parasızdır. tlkoğretim zorunludur... Eğitim. insan kişiliğini tam gelıştirmeye \e insan haklanna ve temel ozgurluklere savgıvı güçlendir- me>e vonelık olmalıdır" demektedır Bu vılonavladığımızUluslararasiÇocuk Hakla- n Sozleşmesı de 18 vaşına değın her kışıyı çocuk kabul etmekte veçocuğun sağlıklı eğıtımını devle- te bır odev olarak yuklemektedır Bız bırakalım 18 >aşınt 14 vaşına değın zorun- lu 8 y ıllık bır eğıtımı. kımı çevrelerı urkuteceğız dı- ye bır turlu uvgulamava sokamıyoruz Sonra da bunun acısını her alanda çekıyoruz. Eğıtımden payını yeterınce alamamış meslek edı- nememış yarı-bılısız msanlar. doğal olarak ışsız ve uretımde venmsız oiuvor Haklanna tam sahıp çık- • Eğıtımde zaman geçırmeden okul oncesı eğı- tımden unıversıteve değın koklu değışıklıkler va- pılmalıdır • Once 8 > ıllık zorunlu eğıtımı bütün yurtta uy- gulamah, bu eğıtımden geçmeyenlenn ehlıyet. ışe gırme, ışyen açma gıbı haklanna kısıtlama getır- melıdır • tnsan kışılığının buyuk ölçüde oluştuğu okul oncesı eğıtımı. yerel v onetımler v e özel kesım dev - reye sokularak ya>gınlaştırılmalıdır • Ortaoğretım yenıden duzenlenmelıdır Vleslek lıselerı kaldırılmalı. tum lıseler çok amaçlı olmalı- dır • Izmanlıkve meslek. yuksekokulda venlmelı- dır Orneğın ımam-hatıp olmak ısteven genç lıse- yı bıtırdıkten sonra tercıhını bu yonde yapmalıdır Boylelıkle hem dm oğrenme y olunu açık tutar hem de eğıtımm dınselleşmesını. eğıtım bırlığının bozul- masını onlemış oluruz • 8 vıllık zorunlu eğıtım ıle bırhkte devlet. kre- dı ve yurt sorununu da çozmelıdır Gereksınımı olan her çocuğa -ortaoğretım de ıçınde- eğıtım kre- dısı venlmelıdır • Her ılçeye yerel yonetımler de dev reye soku- larak yurt açılmalıdır • Voksul çocuklartankat vurtlarının ehndenkur- tanlmalıdır \ • Lnıversıteler tekrar bılım ureten yerler duru- muna getınlmelıdır Hıçbır altyapısı oimadan tarı- katçı vonetıcılerın elınde unıversıte açmak varar getırmemektedır Kısaca eğıtıme onem vermemek, eğıtımın sûre- sını ve nıtelığını vukseltmemek, bıle bıle geleceğı- mızı karartmaktır Daha neyı bekhyoruz' TARTIŞMA Çocuk ürolojisi ve cerrahisi C umhurıvetın 27 Hazıran 1995 tanhlı sayısında yavımlanan "Lzmanük Tuzuğu ve Çocuk L rolojisi" başlıklı meslektaşım Prof Dr MustafaÖzyurt'un çocuk urolojısının uzerıne belırttıklenyle avnı goruşte değılım Bana gore konuya yabancı olanlar ıçın butünüyle yanıltıcı olabılır Değerlı okurlarımtzın ve özellıkle sağlıkta ınsan gucu planlaması ıle ılgılenen meslektaşlanmızın çocuk urolojısının. saym yazann sozunu ettığı, eğıtım ve uzmanlık alanlarında kısaca bılgılendınlmesinı gereklı gormekteyım Yakın bır geçmışte, tıp fakultelenmızdekı ürolojı ve çocuk cerrahisi bölumlerı (ana bılım dalı) ıçınde çocuk urolojısı bınmlen (bılım dalı) açılmıştır Sayın yazann açıklamadığı durumda. kendısının uyesı olduğu yüksekogretım kurumu ve benzerlennde çocuk urolojısının kadrolan ürolojı uzmanlanndan oluşurken başka unıversıtelerde çocuk urolojısı uvgulamalannı başlatanlar çocuk cerrahisi uzmanlan olmuştur Seçım. unıversıtelenn yetkılı kurullarınca. ıkı bolumun çocuk urolojısı konusundakı denevımlerıne ve veterhlıklenne. bazen de unıversıte ıçındekı egemenlıkler dıkkate alınarak ve sonunda YÖK'un onayıyla vapılmıştır Yazıda çocuk urolojısı bırımlerının kuruluşuna çocuk cerrahisi bolumlerının katkısından soz edılmemekle bırlıkte YOK ün tutumu gerçekçı olarak nıtelenmıştır YOK'un tutumu. hıç değılse. çocuk urolojısının dunvadakı oluşumuna u> gundur Say ın yazarın ornek gosterdığı Batı ulkelennde çocuk urolojısı, hem temel ürolojı eğıtımı almış hem de çocuk cerrahı olarak yetışmış uzmanlardan bu van dalda çahsmavı seçenler tarafından ve çocuk urolojısı merkezlennde uvgulanmaktadır Çocuk urolojısının eğıtım -»orunları, Avrupa Çocuk Lrolojisı Derneğı nın (ESPL ) bu vıl lspanya'da vapılan bılımsel toplantısında Kuzey ve Gunev Amerıka'dan uzmanlann da katıldığı ozel bır oturumda etraflıca tartışılmıştır Ne yazık kı unıversıtelerımızdekı Çocuk Lroloıısı Bılım Dalı başkanlanndan hıçbın bu toplantıva katılmamıştır ESPL kurultayında vapılan açıklamalar ve tartışmalardan çıkan sonuçlar şoylece ozetlenebılı'r 1) ABD ve Avrupa Bırlığı nde çocuk uroloıısi van dal eğıtımı ürolojı ve çocuk cerrahisi uzmanlanna açıktır 2) Çocuk urolojısı van dal eğıtımıne karşılık bır ust kurul (board) tarafından tanınan genel onav goren bır yan dal uzmanîık belgesının sağlanabıleceğı bır ulke henuz voktur 3) Belırlı çocuk urolojısı merkezlennde en az ıkı vıl çalışan ürolojı ve çocuk cerrahisi uzmanlan edındıklen meslekı kredı ve hasta topluluğunun kurumsal gereksınımlerıne gore başka çocuk urolojısı merkezlerıne atanabılırler. 4) Çocuk urolojısı kadrolarına duzenlı olarak uzmanlık oğre-ncısı alınması bır yandan "çok sayıda az dcnevimli yan dal uzmanı"uretımıne yol açarken dığer vandan ana bılım dallanndakı eğıtımı olumsuz etıklemektedır 5) Çocuk urolojısı uzmanlığına yonelen bıreyler çalışmalarının tumunu çocuklar uzennde yoğunlas,tırmakla vukumludurler. kurumlar ıse çocuk urolojısının ozel hastalıklannda uzmanlasmalıdır L lkemızde çocuk urolojısı hıbm dallan venı kurulmuş ve bırermerkez sayılabılecek ozellıklerden nıcelık ve nıtelık olarak oldukça uzaktırlar Bu bınmlerdekı çalışmalar. bugun hangı duzeyde olursa olsun çocuk hastalann yarannadır, ama \erebileceklen eğıtım ancak bağlı olduklan ana bılım dallarının uzmanlık . oğrencılen ıçın yeterlı kabul edılebılır, sağlık sıstemımızdekı anlamıyla bır vuksek ıhtısasa değıl Savın yazann gözettığı Avrupa Bırlığı standartlan ürolojı gıbı cerrahı dallar ıçın tanımlanmış ve bır Avrupa uzmanlık sinavı konmuştur Savın Anabılım Dalı BaşkanTnın, Avrupa'da ancak önumuzdekı on yılda koşullan belırleneek bır van dal eğıtım belgesinı. hele de eskı çalışmalardan turetmeye çalışmak verıne uzmanlık oğrencılennı bu tur sınavlara Eğitim hastanelerinin konumu... ROMANLARINIZ VE ANSlKLOPEDlLERÎNtZ YERİNIZDEN ALINIR TEL : 554 08 04 ^ " >U umhurıyet ın 2 M ' sayfasında27 • Hazıran 1995 ^L . gunluyazısmda V » < Prof Dr Mustafa Özyıırt, "Uzmanlık Tiızugu \-e Çocuk Ürolojisi" uzennde durmus kendi anabılım dalı ıle ılgılı sorunları dıle getırerek hazırlanan uzmanlık tuzuğuneyonelık eleştırılerde bulunmuştur Bu arada uzmanlık sınavının bır merkezden yapılmasına değınerek bu ışlem ıçm gereklı altyapının ulkemız genel mde henuz hazır olmadığını vurgulamıştır Bu, gerçekten yerınde bır saptamadır ve bız de bu göruşe katılıyoruz Ancak Say ın Prof Dr Mustafa Ozyurt un bu yazısında soz ettığı başka bır konu var kı ona katılmamız olasi değıldır Yazının bır yerınde "Sayılan 38'i bulan, böyuk bir bölumu hiçbir on ha/ırlık ve altvapı oluşturulmadan açılan gecekondu tıp takultelcn ile onlardan daha kötü koşullarda uzmanlık eğiömi veren Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) hastanelerinden eğitim alan asistariları. gelişmış tıp fakultelerinden uzman olanlaıia aynı kefeve koymak nesnel (objektıf) olçulere sığar mı?" şeklınde soru ıle bıtırdtğı bu değerlendırmesı kanımızca eksık ve yetennce bılgı edınılmeden vapılmış bır değerlendırmedır Yenı açılan tıp fakultelerınde yaşanan sikıntılar gerçekten herkes tarafından lyı bılınmektedır -\ma devlet hastanelerı oğretım elemanları. araç-gereç donanımı ve fızıkı altvapı bakımından bellı bır standarda ulaşmış ve dahası gelenekleşmış konumdadır Sağlık Bakanlığı na bağlı eğıtım hastanelerı ulkemızın uzmanlık eğıtımı veren en eskı ve koklu kurumlandır Hatta bu hastaneler Istanbul Ankara ve Izmırgıbı buyük ve her bakımdan olanakİan olan kentlenmızdedırler Orneğın çalıştığımu hastane altvapı bakımından (oğretım elemanı. donanım. eğıtım vontemlerı. uygulamalı ışlemlergibı) çağın gereklennı venne getırebılecek durumdadır Aynca Izmır ılının obür olanaklanndan da yararlanılmaktadır Yenı açılan tıp fakultelerınde oğretım elemanlarının buyuk bolumu yenı uzman olmuş yardımcı doçentlerle oluşturulurken bakanlık hastanelennde şefler şef yardımcılan ve başasistanlar. ıstisnasız olarak bellı kıdem ve sınav aşamalarından geçmektedırler Halen hastanemızde 7 profesor ve 20 doçent görev yapmaktadır Araştırma ve yayın bakımından da gelışmis ünıversıtelerle yanşabılır durumda olduğumuz soylenebılır Dahası bırçok çalışmamız izmır'de bulunan ıkı tıp fakultesıyle partner olarak yürütulmektedır Aynca asıstan eğıtımı konusunda da unıversıter eğıtım modellen uvgulanmaktadır (surelı yayın takıbı, semıner. sempozyum panel gıbı teorık çahşmaİar, makale saatlerı, tez ve araştırma çalışmaları klınıklerarası toplantılar aktıf uygulamalı eğıtım. yurtıçı ve yurtdışı kongre. sempozyum gıbı etkınlıklere katılma ve görev alma) başvurabıleceklen duzeye yetıştırmeye gayret etmelerı daha ılen gonışlu olur kanısmdavım Ulkemızde yan dal eğıtım belgesi aranmadan kurulmuş ve çocuk sağlığına ozvenyle ustun hızmetler vermış çocuk goğus ve kalp-damar cerrahısı gıbı ornek merkezler vardır Çocuk urolojısı aynı bıçtmde sadece unıversıtelenn benımsedığı kararlarla kurulmuş ve kapsamı gereğı, başta doğum-oncesı tanı ve gınşım, çocuk bobrek hastalıkları ve çocuk goruntuleme (radyolojı ve nukleer tıp) merkezlerı olmak uzere gelişmış klınık ve iaboratuvar yan dallan y akın desteğıne bağımlı olduğu ıçın bır merkez yapısında ışlev kazanabılecektır Çocuk urolojısının herkesten once çocuklar ıçın değennı bılen ve uzmanlığına saygı dıleyenlennçabası, unıversıte ve çocuk hastanelenmızde bu merkezlerın kurulması ve gelıştınlmesı olmalıdır Dr. ŞerefEtker Çocuk Cerrahisi Uzmanı Sonuç olarak flevlet eğıtım hastanelennın uç buyuk ıldekı tıp fakultelen disinda oburlennden gende kalmadığı soylenebılır Bunun yanında hazırlanan tababet uzmanlık tuzuk taslağının \vrupa standartlannda olması gerektığı konusunda meslektaşlanmızın duşuncelenne yurekten katılıyoruz Avrupa Bırlığf nın daha onceden oluşturduğu bu sağlık normlan hazır ornek olarak önumuzde dururken başka arayışlann kamuoyunda kabul gormesı elbette beklenemez Saygılanmızla Prof. Dr. Şefık Güney Prof. Dr. Şevket Tektaş tzmır Ataturk Devlet Hastanesı PENCERE Yalan ve Dolan••• Balkanlar'da yaşanan kanlı savaş, 20'ncı yuzyı- lın ılk çeyreğınden 21 'ıncı yuzyıla doğru sarkan bır tragedyayı gozler onune serıyor Ne savaşı bu 7 .. Etnık savaş mı?. Dın savaşı mı? Hırvatlar, Krayına bolgesıne saldırıp Sırpları te- pelemeye başlayınca bır soru daha sıcaklaştı: Mezhep savaşı mı?. Çunku Sırplar Ortodoks, Hırvatlar Katolık, Boş- naklar ıse Musluman.. Bosna'dakı tanhsel yapıtları ve islam sanatına ılışkın guzelım anıtları Sırplar bır bır ortadan kaldı- nrken, Batı'nın barbarlığa seyırcı kalması da ınsa- nı duşunduruyor Yoksa bır uygarlık savaşı mı bu?.. • Anadolu'da yetışen ınsan, bu topraklann tanhı ve kulturuyle yoğrulmuşsa, Balkanlar'da olan bıten- len herkesten lyı anlayabılır. 20'ncı yuzyılın başın- da Ermenılerie, ardından Yunaniılar ve Rumlarla daha sonra Kurtlerle Turkler arasındakı kavgaları, geçmışın ve bugunun yaşamında yakından du- yumsayan bır toplum değıl mıyız''.. Anadolu'nun neresıne gıtsen bır Rum ya da Er- menı evıne rastlayabılırsın... Ne oldu da ımparatorluk duzenınde bır arada yaşayan bu msanlar, 20'ncı yuzyıla ayak bastıktan sonra bırbırlenyle uğraşmaya başladılar?. Suç Turklerde mıydı?.. Ermenıde mı?.. Rumda mı"? Yureğınde ınsanlık duygularını ıçeren herkes, Anadolu'nun geçmışınde yaşanan tragedyayı ur- pererek anımsar, kanlı olaylann nedenlerı ve nıçın- lerı uzerınde duşunur Bız bugun Bajkanlar'da ya- şananlara yabancı olabılır mıyız"? Ömer Seyfet- tin'ı okuyanlar, Balkan komıtacılığının zulmunu edebıyatın tadı damağında anlatımıyla tanıyacak- lardır; ama edebıyata ne gerek var kı 1 Yaşadığı- mız coğrafyanın yakın tarıhınde ne kanlı mezbaha- lar kurulmuştur! . Yalnız Gırıt muhacırlerı anılannı tazeleseler yeter Çerkezler durup dururken mı Kaf- kasya'dan kalkıp Anadolu'ya kondular! Rumlar kendi ısteklenyle mı Istanbul'dan goçtuler? Erme- nıler keyıflen ıstedığı ıçın mı bu guzel dıyarı terk et- tıler?. Bugun Anadolu'nun neresıne gıdersenız gı- din, goçmen Turklere rastlarsınız, Balkanlar'dan, adalardan, Kafkasya'dan, Arabıstan dan gelen bu Turklerın oykulerı bıtmez tukenmez. • Bugun çevre coğrafyasında yaşanan kanlı tra- gedyanın nedenlennı en lyı bızım bılmemız gerek- mez mı? Eğer bu konudakı gerçeğı oğreneme- mışsek kafadan bırkaç tahta ekşıklığımız var de- mektır Gırıt ıçın vaktıyle ne soylenıyordu- "Gırıt bızım canımız Feda olsun kanımız" Bugunku dıle çevırelım: "-Bosna'ya Bosna'ya. ." Gozu kapalı olmak hoş bır şey değıl, ama gozu kapalı olmek daha da kotu. aradan geçen uzun su- rede, Anadolu ınsanı, yaşadığı coğrafyayı tanıma- lıydı • Bır yandan Bosna'dâ olmeye kalkışmak, öte yandan Guney Anadolu'da olmek.. Ama ılle de olmek . Ya yaşamak''. Yaşamayı oğrenmek ıçın duşunmek gerek!. Du- şunebılmek ıçın savaşların nedenlennı ortaya do- kup, sılah tuccarlarının egemenleştığı rejımlenn barsaklarını kamuoyunun gozlerı onune dokmek gerek.. Ama ne kapıtalızmı, ne de emperyalızmı konuş- maya yanaşmıyorsan, soyledığın her şey yalan ve dolan. SIU&BARDÂKBARORTAKLAŞA KÜLTÜR VE SANAT ETKİNLİKLERİ GRUP LAÇİN U Biz bir günün ged8nyiz aslında Özümüz yıldızlar, sözümüz sevenjer ustüne GRtfp LAÇIN JÜostlugjn ve Kardeşlığın Ortamı SILA & BARDAK BARda Sızlerle Bırlıkte Olacak SIU BARDA Tw1fe: 7-8-9-10-11- Ağustos 1995 Saat. 20.00 Sj*aryaCad.1 Sok 17'AKızılay-ANKARA Tel: (312") 431 9812-433 20 29 BARDAK BARDA Tarib: 12-13-14-15-16 Ağustos 1995 Saat 20.00 Sâlarya Catf Bayındır Sok. 16 / B Kızılay-ANKARA Tel (312)435 90 20 3. SAYI ÇIKTI 12 EyiTden 15 yri sonra TüHdye-. Bayilerden isteyin. Tel: (0212) 25152 29 Kentlerde Devrımo Çalışma Sosyalızm yenıden Bosna'dâ Sırp Faşızmi Eğitım-Sen'de Nöbet Değışımı Islamcı Hareketın Yukselışı Alevılık, Laiklık ve Solun tavn Bırlık Söylemlerınin Iki Yuzû Solun Avrupa Rehavetı SAHİBİNDEN SATILIK DAİRE Teşvıkışe aoknarda 1+2 sobalı 5 kat Ferah 1 250 000 Tl 240 70 03.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle