22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 TEMMUZ 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Memurlar, sözleşmelerle kazandıklan haklann anayasa değişikliğiyle ellerinden alındığını savunuyorlar ARAYIŞ Fransız modeli sendikacıM• Düzenlemenin Fransız modeli olduğunu belirten Tüm-Bel-Sen ve Eğitim-Sen yetkilileri, ILO sözleşmesinin ruhuna aykın bir durumun ortaya çıktığını kaydettiler. Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Alpaslan Işıklı ise "Bu madde. işçileri kapsamasına karşm memurlan da gözetmektedir. Parlamento, farkında olmayarak iki türlü yoruma güç kazandırmış oldu" dedi. ERGÜNAKSOY ANKARA - Memurlann sendikal fa- aliyetlerine yasal düzenleme getıren ana- yasa değişikligi ile ilgili tartışmalar sü- rerken kamu çalışanlan, uluslararası söz- leşmelerle kazandıklan haklann yapılan değişiklikle ellerinden alındığını savun- dular. Düzenlemenin Fransız modeli oldu- ğunu belirten Tüm-Bel-Sen ve Eğitım- Sen yetkiüleri. ILO sözleşmesinin ruhu- na aykın bir durumun ortaya çıktığını kaydettiler. Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF)öğre- tim üyelerinden Prof. Dr. Alpaslan Işık- h ise ışçilere sendika hakkı tanıyan 51 maddede herhangi bir değişikliİc yapıl- madığına dikkat çekerek "Bu madde, iş- çileri kapsamasına karşın memurian da gözetmektedir. Parlamento, farkında ol- mayarak iki türlü yoruma güç kazandır- mış oMu" dedi. Memurlara grevsiz sendika hakkı ta- nıyan anayasa değişıkliği çeşıtli yorum- lara neden olurken SBF öğretim üyele- rinden Alpaslan Işıklı, TBMM'nin sen- dika hakkını güvence altına alan 51. maddede herhangi bir değişiklikyapma- dığını. buna karşılık toplusözleşme hak- kını öngören 53. maddede düzenlemeye gittiğıni bıldirdi. Işıklı. şunlan söyledı: "Burada ilginç bir durunı ortaya çık- maktadır. Parlamento, farkında oimava- rak iki türlü yoruma güç kazandırmıştır. 51. madde çalışanlara değil, işçilere sen- dika hakkını tanımış olmakla birlikte. memurlar da sendika hakkından yoksun olmamaktadır. Bu şekildeki yorum giiç- lenmektedir. Ana\ asada' Bir hak, açıkça yasaklanmadığı sürece \ardır' ilkesinin benimscnmesi hukuk anlayışına uygun bir rutumdur. Parlamento, son değişiklik- Sendika kapatma CHP devrede• Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, Tüm-Haber-Sen'in kapatılması karannın sendikaya, anayasa değişiklerinin ardından tebliğ edilmesini doğnı bulmadığını söyledi. GÜNEŞGÜRSON ANKARA - Kamu çalı- şanlannın sendika kurması- na yasayla izin venlmesinin ardından, PTT çalışanlan- nın örgütlü olduğu Tüm Ha- ber-Sen"in kapatılması için geçen aylarda alınan yargı karannın sendikaya ileril- mesi. CHP"yi harekete ge- çirdi. Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis. lçısleri Bakanlığı'ntn kara- n iletmesinı zamanlama açı- sından doğru bulmadığını belirterek "Konuyu Genel Başkan'a aktardım. O takip ediyor. Anayasadaki değişik- liklere rağmen, daha önce alınan kapatma karannın iş- leme konması doğru bir yak- lasundegir dedi. Halis, anayasa değişikli- ğinin ardından memur sen- dikalannın durumuyia ilgi- li olarak Cumhuriyet'e yap- tığı açıklamada, "Kapatma karannın sendikaya, anaya- sa değişikliklerinin ardından tebliğ edilmesini doğru bul- muyorum. Sendika, Vargı- tay'm karanna itiraz etmiş. Henüz o sonuçlanmadan bu işlemin yapılması. idari ola- rak yanîış. İçişleri Bakanı ile de konuştum" dedi. Halis. TBMM Sağlık ve Sosyal Işler Komisyo- nu'nun gündeminde bekle- yen memur sendikalan yasa tasansının, anayasa değişik- liklerinden nasıl etkilenece- ğine ılişkin soruya da "Ta- sarmın yeni yasama döne- minde değişmesi gündeme gelebilir. Konuyu, Çahşma Meclisi'nin gündemine al- mak istivonız" yanıtını ver- di. Halis, memur sendikala- n temsilcilerinin Çahşma Meclisi'ne katılıp katılama- yacaklan konusunun henüz kcsinleşmediğini, ama ka- mu çahşanlannın örgütlen- me hakkımn gündem mad- desi olarak ele alınacağını ifade ettı. Hükümet bölündü Asgari ücret kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yenı asgari ücretin yüriirlük süresi. hükümet-iş- veren ıttifakı sonucu eylül ayına kaldı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, TİSK ile DÎE (Devlet fstatistik Ensti- tüsü). DPT (Devlet Planla- ma Teşkılatı) ve Hazine tem- silcilerinin ortak isteği üze- rine 3 ağustosa ertelendi. Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, toplantı- ıun ertelenmesinı, "Maak- sef sürprizoldu''diye değer- lendırdi. DPT temsılcisınin 2 top- lantıya gerekçe belirtmeden katılmaması nedeniyle top- İanamayan \e karar alama- yatı Asgari Ücret Tespit Ko- (nisyonu, dün 10. toplantısı- pı yaptı. Dünkü toplantıya, işverenlerle birlikte DPT »emsilcisi de katıldı. Toplan- <ının ertelenmesi konusunda hükümetin DYP kanadına l>aglı olan kurumlar ile işve- ren sendikalannın temsilci- /eri ortak hareket etti. Çalış- ma Genel Müdürvekili ile tş- çj Sağlığı ve Iş Güvenliği Dairesi Başkanı'nın Türk-îş temsilcileri ile birlikte oy kullandığı toplantı, işveren- hükümet oylanyla (8'e 7) 3 ağustosa ertelendi. Et Balık Kummu işçileri, orurma eylemi yaparak koalisyon ortaklannı istifaya çağırdılar. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY) Hükümete istifiıçağnsı le adeta bu yoruma katılmıştır. 51. mad- dede işçiler tanımı yapılmasına karşın memurlara da sendika hakkuun tanın- mış olduğu anlayışıyla toplusözleşme hakkını öngörmüştür. Uluslararası me- tinlerde bazı temel sendikal haklar işçile- re tanındığında bu. memurian da kapsa- yacak sonuçlar doğurmaktadır. ILO söz- İeşmeterinde sendika kavramı, işçi anla- mına gelen bir sözcükle ifade edümekte- dir. Ancak buna karşın memurlar da bu kavramın içindegörülmektedirier. Dola- yısıyla işçi kavramı, memurian da içine alan geniş bir anlam kazanmış oluyor." Parlamentonun bu değişiklikle bu an- layışı benimsediğini savu- nan Işıklı. "Benimsememiş olsa bfle. tuttuğu yol bö> le bir yoruma güç kazandırmıştır'' diye konuştu. Anayasanın sendika kurmayı öngördü- ğünü belirten Işıklı, yapılan düzenlemeyle tasarlanan toplusözleşme yönteminin gerçek bir toplusözleşme olamayacağını kaydetti. Son sözün Bakanlar Ku- rulu'na bırakıldığına dikkat çeken Işıklı. şöyle dedi: "Kaldı ki memurlann öz- lük haklan ile ilgili son sözün parlamentoya ait olması du- rumuna kıyasla daha ileri bir adım olduğunu söylemek de kolaylıkla mümkün olmaya- bilir. Çünkü yüriitmenin ya- sama organına göre daha de- mokratik ve sosyal bir tavir takınacağını peşinen söyle- mek mümkün değildir. Ân- cak her şeye karşın memur- lann sendika hakkına sahip olmalannın olumlu bir adım olduğunu vurgulamak la- zım. Sendikalara \e toplum- sal >aşama canlılık \ eren, ka- nunlar değildir. Kanunlara canlılık veren ve biçimlendi- ren, sendikalar \e toplumsal olgulardır. Güçlü sendikalar kurulursa, topluma kendile- rini kabul ettirirlerse bu çer- çeve içerisinde bile etkili ol- malan mümkündür." ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-2 bini aşkm Et ve Balık Kuru- mu (EBK) işçisi, dün DYP ve CHP'yi yürüyerek kınadılar ve parti genel merkezleri önünde otu- rarak hükümeti istifaya çağırdılar. EBK'nin satışmı da "sultan ferma- nı" olarak nitelendirdiler. EBK Ankara Kombinası'nda çalışan 2 bin 400 dolayında işçi, sabah 09.30'da işyeri önünde top- lanarak, partileri kmama yürüyü- şünü başlattı. Türk bayraklan ve sendika amblemi taşıyan işçiler, yüriiyüş sırasında ellerinde. üze- rinde "CHP. EBK için mahkeme- ye başvurdu. dün.". "Bugün nere- de?", "Bugün neden susuyor?", "tstedim vermediler. Sen işçi- sin dediler" yazıh dö- vizlertaşıdılar."EBK bizimdir, bizim kala- cak" diye slogan atan işçiler. yol boyunca "Türkiyem'' marşını söylediler. Ankara Emniyet Genel Mü- dürlüğü ve Sıhhiye Köprüsü üzerinden Türk-Iş Genel Merkezi'ne kadar sessizce yürüyen işçiler, burada "İşçiler el ele, genel greve" diye ba- ğırdılar. 3.5 saat süren yüriiyüş sırasında çevTedekileri. anons aracından, "Merhaba sıfir zamma mahkûm edilmek istenenler* 1 , "Merhaba emekçiler, memurlar, esnaflar" di- ye selamlayan işçiler, DYP Genel MerkezTne ulaşülar. Parti önünde. "Vur vur inlesin, hükümet dinle- sin". "Tansue>ine. başbakanbk ne- jine", "Tansu şaşırma, sabnmıa taşırma". "tşçi burada, hükümet nerede?". "Çankaya, Çankaya.. duy sesimizi, bu gelen işçinin ayak sesleri", "Hükümet istifa". "\'iır vur inlesin, Çankava dinlesin". "Demokrasi dediler, hakkımızı ye- diler" sloganlan atıldı. Islıklarla ve yuhalayarak hükümeti istifaya ça- • EBK'nın özelleştirilmesine karşı çıkan 2 bini aşkm işçi, dün DYP, CHP genel merkezleri önünde ıslık çalarak ve yuhalayarak orurma eylemi yaptı. ğıran işçiler, daha sonra genel mer- kez önünde bir süre oturarak eyle- mi sürdürdüler. Hak-lş Genel Eğitim Sekreteri ve Özgıda-İş Genel Sekreteri Sa- lim Uslu. burada basına yaptığı açıklamada, EBK"nin neden satıl- dığı konusunda çalışanlara bilgı verilmediğini vurgulayarak "Za- rar edi\ or di> e satılmasu makul bir gerekçe değil" dedi. Devletın özel- leştirerek KlT'len elinden çıkar- masına bir anlam veremediklerini ifade eden Uslu. "EBK'nin sanşı- na karşı çıkan Tarun Bakanı'nın neden susturulduğunu" sordu. Adana EBK'nın satışına kimsenin katılmaması, eylem- deki işçiler tarafından sevinçle karşılandı. CHP Genel Merkezi önünde bir süre "Et Balık bizimdir, bizim kalacak". "tşçi bura- da, CHP nerede?" sloganlan atan ve al- kışlı protestoda bulu- nan işçiler, daha son- ra orurma eylemine geçtiler. Yürüyüşe ka- tılan Hak-lş Genel Başkanı Neca- ti Çelik, Hak-lş Genel Merkezi önünde işçilere yönelik vaptığı ko- nuşmada. "Memurun, işçinin sesi- ne kulaklannı nkamıslar. Onlar sa- ğırsultanlardır"dedı İşçılerotur- ma eylemini sürdürürken Hak-lş Genel Sekreteri MetinTürker, Ge- nel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tannverdi ve Öz Gıda-lş Sendika- sı Genel Teşkilatlandırma Sekre- teri Agah Kafkas'tan oluşan birhe- yet, Hak-lş Genel Merkezi'nde, CHP Genel Başkan Yardımcısı Et- hem Cankurtaran ve Genel Sekre- ter Yardımcısı Mehmet Sevigen ile bir süre görüştüler. Cankurtaran, Devlet Bakanı Be- kir Sami Daçe ile görüştüğünü ve bugün Daçe başkanlığında yapıla- cak toplantıya İcendisinin de katı- lacağını belirtti. Vaklaşık 2 bin işçi, DYP ve CHP genel merkezlerine yürüdü. İşçi direniyor, kombinalar satılıyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ozelleşhrme Idaresı Başkan- lığı (ÖİB). işçilenn tüm çabalanna karşın, Et ve Balık Kurumu'nun (E- BK) 15 kombinasıilebiriştirakpa- yını satışa çıkardı. ÖİB, ihale koşul- lannda, Süt Endüstrisi Kuru- mu'nun (SEK) satışında olduğu gi- bi, EBK kombinalan için de en az 3 yıl işletmeye devam koşulu getir- di. EBK kombinalannı milyarlık te- sis ve arsalanyla alan kuruluşlann 3 yıl sonra işletmeyi kapatmalan olasılığına karşı bir yaptınm öngö- rülmedi. Et ve Balık Kurumu'nun Anka- ra, Tekirdağ, Iskenderun ve Mani- sa'daki 5 arsasını peşin bedelle top- lam 1 trilyon 538 milyar 360 mil- yon liraya satan ÖİB; Adana. Af- yon, Ağn, Bayburt, Burdur. Bursa ve Elazığ kombinalan için de dün ihale yaptı. Özelleştırme tdaresi Başkanlığı Başkanı Ufuk Söylemez, ihale ön- cesinde yaptığı konuşmada, E- BK'nin suni teneffüsle yaşatılma- ya çalışıldığını belirterek, "Biz E- BK'yi yaşatmak, ekonomiye kazan- dırmak tstedik. Bunu yaparken de özellikle çahşanlann zarar görme- meleri için birtakım düzenlemeler getirdik. Kombinalan alan yatınm- cılar, 3 yıl üretime de\am etmek zo- rundalar. Çahşanlann ta/minatia- n ÖtB tarafından üstlenildi. A\nca Kombinası için sadece Özerler Holding 50 milyar lira önerdı. 273 bin 409 metrekare toplam arsası bulunan Afyon Et Kombinası'nın 120 hektarlık 8 arsanın satış dışın- da tutulmasına karar veren ÖİB. 50 milyar liralık öneriyı kabul etti. Af- yon Et Kombinası tesislerinin hep- sinin alıcıva devredılmesi. söz ko- • Özelleştirme İdaresi Başkanlığı. satışa çıkardığı EBK için de en az 3 yıl süre ile satışı devam ettirme koşulu getirdi. ÖlB'nin ihale koşullannda, kombinalan milyarlık arsa ve tesisleriyle alan kuruluşlann 3 yıl sonra işletmeyi kapatmalanna karşı bir yaptınm öngörülmedi. isteyen işçilere, satümayacak kom- bûıalara geçiş hakkı da v«rildi. E- BK'nin zarar. borç üreten değil, ve- rimli, kârlı bir kuruluş olarak yaşa- masını istij'oruz.'' şeklinde konuştu. Kapalı teklif ve açık arttırmayla yapılan ihalede. Adana ve Burdur et kombinalannın satışı, teklif ol- madığı için başka bir tarihte yapıl- mak üzere iptal edilirken. AfVon Et nusu arsalann da 3 yıllığına alıcıya kiralanması öngörüldü. Ağn Et Kombinası'nın ihalesine de. Ağn Et Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketı ile Metor şırketı ka- tıldı. 20 milyar liradan başlanan açık artırma sonucu kombına, 25 milyar liraya Ağn Et San. Tic. A.Ş'ye satıldı. Bavburt Et Kombinası da, 23 milyar liraya Ali Haydar Koktğlu adlı girişimciye satıldı. Kft'lerin satış karannı oybirlı- ğıyle onaylayan ve CHP'li Sanayi ve Ticaret Bakanı Hasan Ak>ol'un da üyesi bulunduğu Özelleştirme Yüksek Kurulu (OYK). ihale be- deli 75 milyar lırayı aşmayan ku- rumlann satışmı onaylamayetkısı- ni Özelleştinne İdaresi Başkanlı- ğı'na bıraktı Buna göre, EBK'nin ihale bedeli 75 milyar lirayı geç- meyen kombınalan. ÖYK'nin ona- yına serek duyulmaksızm satılabi- İecek^ Satılan kombinalarda Iş Yasa- sı'nabağiı çalışan işçılerin devir ta- nhine kadarki kıdem ve ihbar taz- minatlannı EBK üstlenırken, bu ta- nhe kadar tahakkuk edecek diğer yasal hak ve alacaklar ise alıcıya devredildı. Bursa Et Kombinası, Bursa Or- tak Gırişim Grubu adına Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne 60 mil- yar liraya; Elazığ Et Kombinası da Yusufoğlullan Limitet Şirketi'ne 40 milyar liraya satıldı. Fransız modeli Tüm-Bel-Sen Ankara temsilcisı Hüseyin l'lgen. uluslararası sözleşmelerle kazanmış olduklan haklann yeni düzenlemeyle ellerin- den alındığını öne sürdü. Ülgen, yapılan değişikli- ğin aynısmın FransaVla uy- gulandığını vurgulayarak " Fransa'da da toplusözleşme görüşmelerindeki anlaşmaz- lıklar Bakanlar Kurulu'na gönderiliyor. Bakanlar Ku- rulu'nun alacağı karara kimse itiraz edemiyor. Yeni bir şey yoktur. Mevcut kul- landığımız haklara açıktan bir saldındır. ILO sözleşme- lerinin ruhuna aykın bir du- rum ortaya çıkmıştır." Yaşanan, komedidir Eğit-Sen hukukçulanndan İhsan Kandemir de değişik- liğin bir yaptınmı olmadığı- nı ve taraflan bağlamadiğını söyledi. Değişikliğin göz boyamadan öte bir anlamı olmadığını sav unan Kande- mir, görüşlerini şöyle dile getirdi: " Yargıya başvurabileceği- miz belirtiliyor. Vargı süreci- ni zaten fiilen aşmış durunı- dayız. Bakanlar Kurulu'na götürülse ne olacak? Lehimi- ze karar verilse bile bu yön- tem toplusözleşme ruhuna aykındır. Bakanlar Kurulu kararname ile kaderimizi beürlejecek." TOKTAMIŞ ATEŞ Atatüpk'ten Bıkmak... Geçenlerdebirdostsohbetinde 'mahcup' bir ikin- ci cumhurıyetçı, "suret-ı hak"tan görünerek "Ho- cam, sürekli olarak Atatürk'fen söz etmek ve sürek- li olarak Atatürk'ten örnek getirmek bıktıncı olmuyor mu" diye sordu. "Bana kalırsa" diye devam etti, "siz- lerin böyle sürekli bir biçimde Atatürk'ü ön plana çı- karmanız, Atatürk'e de saygısızlık oluyor..." Bu düşünceleri ileri süren arkadaşın ne derecede samimi olduğunu elbette bilemiyorum. Ama doğru- su her lafın arasına bir de Atatürk sıkıştırılmasından ben de pek çok hoşnut değılim. Ama bu söylediğim şeyin bıraz açıklanması gerekli. Aslında ben kendimi "iflah olmaz" bir Atatürkçü olarak tanımlarım. Ve yaşamımın her aşamasında at- tığım her adımda "temel belirteyici" olan şey bu inanç ve düşüncemdir. Fakat benim Atatürkçülüğüm. Ata- türk'ü kişi olarak putlaştırmak değil, Atatürk'ün yap- mak istediklerini ve düşüncesıni yaşama geçirmek noktasında odaklaşır. Örneğin "çağdaş uygarlık düzeyini" yakalamayı, Atatürk bunu istediği için değil; böyle uygar bir top- lumda yaşamak istediğim için yakalamak isterim. "Laik" olmamın nedeni, Atatürk'ün laik bir devlet düzeni kurması değil, insanlann inanç ve düşünce öz- gürlüğü içindeki bir düzende yaşamalarını istemem; ibadet özgürlüğü kadar, ibadet etmeme özgürlüğü- nün de bulunduğu bir düzeni hedeflememdir. "Tam bağımsızlık"\an yana olmamın nedeni, Ata- türk'ün "istiklal-i tam" ilkesini ileri sürmüşolması de- ğil, tam bağımsızlık olmaksızın birtoplumda "özgür" olunamayacağını bilmemdir. Ekonomık, siyasal ve kültürel bağımsızlığı olmayan bir toplumun bireylerı asla özgür olamaz. Hatta öyle bir toplumda ekono- mik olarak egemen oldukları için. kendilerini bağım- sız sananlar bile bağımsız ve özgür değildir. Bugün göbek bağıyla bağlı oldukları dış çevreler, gün gelir devran döner, yüzüstü bırakıverirler onları. Aynen kuyruğundan tutulan bir farenin kapının önüne bıra- kıverilmesi gibi... Ve benim mantığım çerçevesınde, bir insan "Ben Atatürkçü değilim" de dese, "Atatürk'ü hiç sevmi- yooım" da dese. eğer "özgürlüğü", "çağdaşlığı", "laikliği", "tam bağımsızlığı"savunuyorsa, Atatürk- çüdür. Kaldı ki, Atatürk'ü sevse ne olur, sevmese ne olur?.. Buna karşılık, bir insan, din yobazlığına prim vere- rek kendine ikbal arıyorsa. bağımsızlık kavramından nasibini almamışsa; her lafının arasında on kez Ata- türkçülükten bahsetse bile. Atatürkçü falan değildir. 12 Eylül karşıdevriminden sonra bunu ayrıntılarıy- layaşadık. Cunta yönetimi bir yandan Atatürk'ü put- laştırmaya çalışırken, bir yandan da Atatürk'ün özel vasiyetine bile tecavüz etme cüretinde bulundu. Ata- türk'ün Sıvas Kongresi'nden gelen partisinin kapısı- na kilit vurdu. Ellerindeki tüm olanaklarla laik cum- huriyeti savunan güçlerın üzerine gider ve bunlan ez- meye çalışırken, Devlet PlanlamaTeşkilatı'ndaki "ta- kunyalı taife"nm lideri Turgut Özal'a devleti emanet etti. Belki de gençlerimizi bir süre Atatürk'ten uzaklaş- tıran şey, bu akıl almaz uygulamalar ve Atatürkçülük adına yapılan kepazelikler olmuştur. Hatta belki de tüm bunlar, gençlerimizi Atatürk'ten uzaklaştırmak için bilinçli bir biçimde yapılmıştı. Atatürk'ün tam ba- ğımsızlık ilkesini benimseyen bir insanın, Türkiye'ye Yeni Dünya Düzeni içinde verilen ikinci sınıf role razı olması mümkün müydü? Tüm bunları yaşayan rahmetli Nadir Nadi, "Ben Atatürkçü Değilim" diye ışin içınden çıkmıştı. Zira Atatürk adının en çok dillerde yuvarlandığı dönem- de, Atatürk'ün ilkeleri ayaklar altına alınmıştı. Elbette, "Ben Atatürkçüyüm" demekle Atatürkçü olunmuyor. Atatürkçü olmak, Atatürk'ün inanç ve beklentilerini paylaşmakla oluyor. Atatürkçü olsanız da, olmasanız da... Kaldı ki bence, "Atatürkçüyüm" demek marifet değil. Ama "Atatürkçü değilim" de- mek de marifet değil. Yazımın başında sözünü ettiğim sohbette tüm bu düşünce ve inançlanmı dile getirdım. Atatürk adının ikide bir öne sürülmesi, kimı zaman benı de rahatsız ediyor. Hatta kimi zaman başka amaçlann gizlenil- mesinde kullanılıyor, hatta "ticaretmeta/"halinege- tiriliyor. Ama acaba bunu yapanlar gerçekten Atatürk- çü mü? Hiç sanmıyorum. Kaldı ki Atatürk adının böylesine sık gündeme ge- tirilmesinin bir nedeni de Atatürk'e düşman olanla- rın Atatürk'ü yıpratma çabaları değil mi? Durup du- rup bir şey çıkanyoriar. Yok Istiklal Mahkemeleri'ymiş, yok Atatürk'ün babasıymış, yok Bandırma Vapu- ru'ymuş... Sonra da "Hep Atatürk'ten söz ediyorsunuz" diye şikâyetçi oluyorlar. Ancak her şey bir yana, Atatürk- çü olmak lafla olmaz. Atatürkçü olmak. O'nun ilke ve düşüncelerini yaşama geçirmeye çalışmakla olur. A- ma kimileri bundan "bıkıyoharmış". Ne diyelim, on- lann da canlan sağolsun. Demokratik ve laik cumhuriyet düşmanlannın kışkırtmalan sonucunda. meslektaşımız Gümüşhane Barosu Başkanı Av. ALİ GUNDAYşehit edilmiştir. îrticaya. yobazlığa kol-kanat geren siyasetçileri; aydın düşmanı, halk düşmanı, özgürlük, demokrasi, bilim düşmanı şeriatçı odaklan lanetliyoruz. Bugüne kadar bu çevrelerin suç işlemesi karşısında hareketsiz kalan cumhuriyet savcılannı görevlerini yapmaya çağınyonız. Arkadaşımızın ailesine. Gümüşhane Barosu"na ve tüm meslektaşlanmıza başsağlığı diliyoruz. Av. Kasım SÖNMEZ tzmir Barosu Başkanı Av. Osman GÜVEN Av. Hürrem SAHİNCİ Antalya Barosu Başkanı Aydın Barosu Başkanı Av. Önder K1RLI Av. Yahya ŞİMŞEK Bahkesir Barosu Başkanı Bursa Barosu Başkanı Av. Tuncer YILMAZ Denizli Barosu Başkanı Av. Hüseyin ERKENCt Manisa Barosu Başkanı Av. Çetin AKÖZ Isparta Barosu Başkanı Av. Cengiz TUGRAL Çanakkale Barosu Başkanı Av. Emin KARAA Kütahya Barosu Başkanı Av. Birdal ERTUĞRUL Av. Abdurrahman YILMAZ Muğla Barosu Başkanı (Jşak Barosu Başkanı Üyelerimizi, 27 Temmuz 1995 Perşembe günü saat 11.00'de Izmir Cumhuriyet Alanı'nda yapılacak saygı duruşu ve çelenk koyma törenine çağırıyoruz. Uyelerimiz, törene cüppeli katılacaklardır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle