Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 TEMMUZ 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Memurlar, sözleşmelerle kazandıklan haklann anayasa değişikliğiyle ellerinden alındığını savunuyorlar ARAYIŞ
Fransız modeli sendikacıM• Düzenlemenin Fransız modeli olduğunu belirten Tüm-Bel-Sen ve
Eğitim-Sen yetkilileri, ILO sözleşmesinin ruhuna aykın bir durumun
ortaya çıktığını kaydettiler. Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim
üyelerinden Prof. Dr. Alpaslan Işıklı ise "Bu madde. işçileri
kapsamasına karşm memurlan da gözetmektedir. Parlamento, farkında
olmayarak iki türlü yoruma güç kazandırmış oldu" dedi.
ERGÜNAKSOY
ANKARA - Memurlann sendikal fa-
aliyetlerine yasal düzenleme getıren ana-
yasa değişikligi ile ilgili tartışmalar sü-
rerken kamu çalışanlan, uluslararası söz-
leşmelerle kazandıklan haklann yapılan
değişiklikle ellerinden alındığını savun-
dular.
Düzenlemenin Fransız modeli oldu-
ğunu belirten Tüm-Bel-Sen ve Eğitım-
Sen yetkiüleri. ILO sözleşmesinin ruhu-
na aykın bir durumun ortaya çıktığını
kaydettiler.
Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF)öğre-
tim üyelerinden Prof. Dr. Alpaslan Işık-
h ise ışçilere sendika hakkı tanıyan 51
maddede herhangi bir değişikliİc yapıl-
madığına dikkat çekerek "Bu madde, iş-
çileri kapsamasına karşın memurian da
gözetmektedir. Parlamento, farkında ol-
mayarak iki türlü yoruma güç kazandır-
mış oMu" dedi.
Memurlara grevsiz sendika hakkı ta-
nıyan anayasa değişıkliği çeşıtli yorum-
lara neden olurken SBF öğretim üyele-
rinden Alpaslan Işıklı, TBMM'nin sen-
dika hakkını güvence altına alan 51.
maddede herhangi bir değişiklikyapma-
dığını. buna karşılık toplusözleşme hak-
kını öngören 53. maddede düzenlemeye
gittiğıni bıldirdi.
Işıklı. şunlan söyledı:
"Burada ilginç bir durunı ortaya çık-
maktadır. Parlamento, farkında oimava-
rak iki türlü yoruma güç kazandırmıştır.
51. madde çalışanlara değil, işçilere sen-
dika hakkını tanımış olmakla birlikte.
memurlar da sendika hakkından yoksun
olmamaktadır. Bu şekildeki yorum giiç-
lenmektedir. Ana\ asada' Bir hak, açıkça
yasaklanmadığı sürece \ardır' ilkesinin
benimscnmesi hukuk anlayışına uygun
bir rutumdur. Parlamento, son değişiklik-
Sendika kapatma
CHP
devrede• Çahşma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ziya
Halis, Tüm-Haber-Sen'in
kapatılması karannın
sendikaya, anayasa
değişiklerinin ardından
tebliğ edilmesini doğnı
bulmadığını söyledi.
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA - Kamu çalı-
şanlannın sendika kurması-
na yasayla izin venlmesinin
ardından, PTT çalışanlan-
nın örgütlü olduğu Tüm Ha-
ber-Sen"in kapatılması için
geçen aylarda alınan yargı
karannın sendikaya ileril-
mesi. CHP"yi harekete ge-
çirdi. Çahşma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ziya Halis.
lçısleri Bakanlığı'ntn kara-
n iletmesinı zamanlama açı-
sından doğru bulmadığını
belirterek "Konuyu Genel
Başkan'a aktardım. O takip
ediyor. Anayasadaki değişik-
liklere rağmen, daha önce
alınan kapatma karannın iş-
leme konması doğru bir yak-
lasundegir dedi.
Halis, anayasa değişikli-
ğinin ardından memur sen-
dikalannın durumuyia ilgi-
li olarak Cumhuriyet'e yap-
tığı açıklamada, "Kapatma
karannın sendikaya, anaya-
sa değişikliklerinin ardından
tebliğ edilmesini doğru bul-
muyorum. Sendika, Vargı-
tay'm karanna itiraz etmiş.
Henüz o sonuçlanmadan bu
işlemin yapılması. idari ola-
rak yanîış. İçişleri Bakanı ile
de konuştum" dedi.
Halis. TBMM Sağlık ve
Sosyal Işler Komisyo-
nu'nun gündeminde bekle-
yen memur sendikalan yasa
tasansının, anayasa değişik-
liklerinden nasıl etkilenece-
ğine ılişkin soruya da "Ta-
sarmın yeni yasama döne-
minde değişmesi gündeme
gelebilir. Konuyu, Çahşma
Meclisi'nin gündemine al-
mak istivonız" yanıtını ver-
di. Halis, memur sendikala-
n temsilcilerinin Çahşma
Meclisi'ne katılıp katılama-
yacaklan konusunun henüz
kcsinleşmediğini, ama ka-
mu çahşanlannın örgütlen-
me hakkımn gündem mad-
desi olarak ele alınacağını
ifade ettı.
Hükümet bölündü
Asgari
ücret
kaldı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yenı asgari ücretin
yüriirlük süresi. hükümet-iş-
veren ıttifakı sonucu eylül
ayına kaldı. Asgari Ücret
Tespit Komisyonu, TİSK ile
DÎE (Devlet fstatistik Ensti-
tüsü). DPT (Devlet Planla-
ma Teşkılatı) ve Hazine tem-
silcilerinin ortak isteği üze-
rine 3 ağustosa ertelendi.
Çahşma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ziya Halis, toplantı-
ıun ertelenmesinı, "Maak-
sef sürprizoldu''diye değer-
lendırdi.
DPT temsılcisınin 2 top-
lantıya gerekçe belirtmeden
katılmaması nedeniyle top-
İanamayan \e karar alama-
yatı Asgari Ücret Tespit Ko-
(nisyonu, dün 10. toplantısı-
pı yaptı. Dünkü toplantıya,
işverenlerle birlikte DPT
»emsilcisi de katıldı. Toplan-
<ının ertelenmesi konusunda
hükümetin DYP kanadına
l>aglı olan kurumlar ile işve-
ren sendikalannın temsilci-
/eri ortak hareket etti. Çalış-
ma Genel Müdürvekili ile tş-
çj Sağlığı ve Iş Güvenliği
Dairesi Başkanı'nın Türk-îş
temsilcileri ile birlikte oy
kullandığı toplantı, işveren-
hükümet oylanyla (8'e 7) 3
ağustosa ertelendi.
Et Balık Kummu işçileri, orurma eylemi yaparak koalisyon ortaklannı istifaya çağırdılar. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY)
Hükümete istifiıçağnsı
le adeta bu yoruma katılmıştır. 51. mad-
dede işçiler tanımı yapılmasına karşın
memurlara da sendika hakkuun tanın-
mış olduğu anlayışıyla toplusözleşme
hakkını öngörmüştür. Uluslararası me-
tinlerde bazı temel sendikal haklar işçile-
re tanındığında bu. memurian da kapsa-
yacak sonuçlar doğurmaktadır. ILO söz-
İeşmeterinde sendika kavramı, işçi anla-
mına gelen bir sözcükle ifade edümekte-
dir. Ancak buna karşın memurlar da bu
kavramın içindegörülmektedirier. Dola-
yısıyla işçi kavramı, memurian da içine
alan geniş bir anlam kazanmış oluyor."
Parlamentonun bu değişiklikle bu an-
layışı benimsediğini savu-
nan Işıklı. "Benimsememiş
olsa bfle. tuttuğu yol bö> le bir
yoruma güç kazandırmıştır''
diye konuştu. Anayasanın
sendika kurmayı öngördü-
ğünü belirten Işıklı, yapılan
düzenlemeyle tasarlanan
toplusözleşme yönteminin
gerçek bir toplusözleşme
olamayacağını kaydetti.
Son sözün Bakanlar Ku-
rulu'na bırakıldığına dikkat
çeken Işıklı. şöyle dedi:
"Kaldı ki memurlann öz-
lük haklan ile ilgili son sözün
parlamentoya ait olması du-
rumuna kıyasla daha ileri bir
adım olduğunu söylemek de
kolaylıkla mümkün olmaya-
bilir. Çünkü yüriitmenin ya-
sama organına göre daha de-
mokratik ve sosyal bir tavir
takınacağını peşinen söyle-
mek mümkün değildir. Ân-
cak her şeye karşın memur-
lann sendika hakkına sahip
olmalannın olumlu bir adım
olduğunu vurgulamak la-
zım. Sendikalara \e toplum-
sal >aşama canlılık \ eren, ka-
nunlar değildir. Kanunlara
canlılık veren ve biçimlendi-
ren, sendikalar \e toplumsal
olgulardır. Güçlü sendikalar
kurulursa, topluma kendile-
rini kabul ettirirlerse bu çer-
çeve içerisinde bile etkili ol-
malan mümkündür."
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-2 bini aşkm Et ve Balık Kuru-
mu (EBK) işçisi, dün DYP ve
CHP'yi yürüyerek kınadılar ve
parti genel merkezleri önünde otu-
rarak hükümeti istifaya çağırdılar.
EBK'nin satışmı da "sultan ferma-
nı" olarak nitelendirdiler.
EBK Ankara Kombinası'nda
çalışan 2 bin 400 dolayında işçi,
sabah 09.30'da işyeri önünde top-
lanarak, partileri kmama yürüyü-
şünü başlattı. Türk bayraklan ve
sendika amblemi taşıyan işçiler,
yüriiyüş sırasında ellerinde. üze-
rinde "CHP. EBK için mahkeme-
ye başvurdu. dün.". "Bugün nere-
de?", "Bugün neden
susuyor?", "tstedim
vermediler. Sen işçi-
sin dediler" yazıh dö-
vizlertaşıdılar."EBK
bizimdir, bizim kala-
cak" diye slogan atan
işçiler. yol boyunca
"Türkiyem'' marşını
söylediler. Ankara
Emniyet Genel Mü-
dürlüğü ve Sıhhiye
Köprüsü üzerinden
Türk-Iş Genel Merkezi'ne kadar
sessizce yürüyen işçiler, burada
"İşçiler el ele, genel greve" diye ba-
ğırdılar.
3.5 saat süren yüriiyüş sırasında
çevTedekileri. anons aracından,
"Merhaba sıfir zamma mahkûm
edilmek istenenler*
1
, "Merhaba
emekçiler, memurlar, esnaflar" di-
ye selamlayan işçiler, DYP Genel
MerkezTne ulaşülar. Parti önünde.
"Vur vur inlesin, hükümet dinle-
sin". "Tansue>ine. başbakanbk ne-
jine", "Tansu şaşırma, sabnmıa
taşırma". "tşçi burada, hükümet
nerede?". "Çankaya, Çankaya..
duy sesimizi, bu gelen işçinin ayak
sesleri", "Hükümet istifa". "\'iır
vur inlesin, Çankava dinlesin".
"Demokrasi dediler, hakkımızı ye-
diler" sloganlan atıldı. Islıklarla ve
yuhalayarak hükümeti istifaya ça-
• EBK'nın
özelleştirilmesine
karşı çıkan 2 bini
aşkm işçi, dün
DYP, CHP genel
merkezleri önünde
ıslık çalarak ve
yuhalayarak
orurma eylemi
yaptı.
ğıran işçiler, daha sonra genel mer-
kez önünde bir süre oturarak eyle-
mi sürdürdüler.
Hak-lş Genel Eğitim Sekreteri
ve Özgıda-İş Genel Sekreteri Sa-
lim Uslu. burada basına yaptığı
açıklamada, EBK"nin neden satıl-
dığı konusunda çalışanlara bilgı
verilmediğini vurgulayarak "Za-
rar edi\ or di> e satılmasu makul bir
gerekçe değil" dedi. Devletın özel-
leştirerek KlT'len elinden çıkar-
masına bir anlam veremediklerini
ifade eden Uslu. "EBK'nin sanşı-
na karşı çıkan Tarun Bakanı'nın
neden susturulduğunu" sordu.
Adana EBK'nın satışına kimsenin
katılmaması, eylem-
deki işçiler tarafından
sevinçle karşılandı.
CHP Genel Merkezi
önünde bir süre "Et
Balık bizimdir, bizim
kalacak". "tşçi bura-
da, CHP nerede?"
sloganlan atan ve al-
kışlı protestoda bulu-
nan işçiler, daha son-
ra orurma eylemine
geçtiler. Yürüyüşe ka-
tılan Hak-lş Genel Başkanı Neca-
ti Çelik, Hak-lş Genel Merkezi
önünde işçilere yönelik vaptığı ko-
nuşmada. "Memurun, işçinin sesi-
ne kulaklannı nkamıslar. Onlar sa-
ğırsultanlardır"dedı İşçılerotur-
ma eylemini sürdürürken Hak-lş
Genel Sekreteri MetinTürker, Ge-
nel Başkan Yardımcısı Hüseyin
Tannverdi ve Öz Gıda-lş Sendika-
sı Genel Teşkilatlandırma Sekre-
teri Agah Kafkas'tan oluşan birhe-
yet, Hak-lş Genel Merkezi'nde,
CHP Genel Başkan Yardımcısı Et-
hem Cankurtaran ve Genel Sekre-
ter Yardımcısı Mehmet Sevigen ile
bir süre görüştüler.
Cankurtaran, Devlet Bakanı Be-
kir Sami Daçe ile görüştüğünü ve
bugün Daçe başkanlığında yapıla-
cak toplantıya İcendisinin de katı-
lacağını belirtti. Vaklaşık 2 bin işçi, DYP ve CHP genel merkezlerine yürüdü.
İşçi direniyor, kombinalar satılıyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ozelleşhrme Idaresı Başkan-
lığı (ÖİB). işçilenn tüm çabalanna
karşın, Et ve Balık Kurumu'nun (E-
BK) 15 kombinasıilebiriştirakpa-
yını satışa çıkardı. ÖİB, ihale koşul-
lannda, Süt Endüstrisi Kuru-
mu'nun (SEK) satışında olduğu gi-
bi, EBK kombinalan için de en az
3 yıl işletmeye devam koşulu getir-
di.
EBK kombinalannı milyarlık te-
sis ve arsalanyla alan kuruluşlann
3 yıl sonra işletmeyi kapatmalan
olasılığına karşı bir yaptınm öngö-
rülmedi.
Et ve Balık Kurumu'nun Anka-
ra, Tekirdağ, Iskenderun ve Mani-
sa'daki 5 arsasını peşin bedelle top-
lam 1 trilyon 538 milyar 360 mil-
yon liraya satan ÖİB; Adana. Af-
yon, Ağn, Bayburt, Burdur. Bursa
ve Elazığ kombinalan için de dün
ihale yaptı.
Özelleştırme tdaresi Başkanlığı
Başkanı Ufuk Söylemez, ihale ön-
cesinde yaptığı konuşmada, E-
BK'nin suni teneffüsle yaşatılma-
ya çalışıldığını belirterek, "Biz E-
BK'yi yaşatmak, ekonomiye kazan-
dırmak tstedik. Bunu yaparken de
özellikle çahşanlann zarar görme-
meleri için birtakım düzenlemeler
getirdik. Kombinalan alan yatınm-
cılar, 3 yıl üretime de\am etmek zo-
rundalar. Çahşanlann ta/minatia-
n ÖtB tarafından üstlenildi. A\nca
Kombinası için sadece Özerler
Holding 50 milyar lira önerdı. 273
bin 409 metrekare toplam arsası
bulunan Afyon Et Kombinası'nın
120 hektarlık 8 arsanın satış dışın-
da tutulmasına karar veren ÖİB. 50
milyar liralık öneriyı kabul etti. Af-
yon Et Kombinası tesislerinin hep-
sinin alıcıva devredılmesi. söz ko-
• Özelleştirme İdaresi Başkanlığı. satışa çıkardığı EBK
için de en az 3 yıl süre ile satışı devam ettirme koşulu getirdi.
ÖlB'nin ihale koşullannda, kombinalan milyarlık arsa ve
tesisleriyle alan kuruluşlann 3 yıl sonra işletmeyi
kapatmalanna karşı bir yaptınm öngörülmedi.
isteyen işçilere, satümayacak kom-
bûıalara geçiş hakkı da v«rildi. E-
BK'nin zarar. borç üreten değil, ve-
rimli, kârlı bir kuruluş olarak yaşa-
masını istij'oruz.'' şeklinde konuştu.
Kapalı teklif ve açık arttırmayla
yapılan ihalede. Adana ve Burdur
et kombinalannın satışı, teklif ol-
madığı için başka bir tarihte yapıl-
mak üzere iptal edilirken. AfVon Et
nusu arsalann da 3 yıllığına alıcıya
kiralanması öngörüldü.
Ağn Et Kombinası'nın ihalesine
de. Ağn Et Sanayi ve Dış Ticaret
Anonim Şirketı ile Metor şırketı ka-
tıldı. 20 milyar liradan başlanan
açık artırma sonucu kombına, 25
milyar liraya Ağn Et San. Tic.
A.Ş'ye satıldı.
Bavburt Et Kombinası da, 23
milyar liraya Ali Haydar Koktğlu
adlı girişimciye satıldı.
Kft'lerin satış karannı oybirlı-
ğıyle onaylayan ve CHP'li Sanayi
ve Ticaret Bakanı Hasan Ak>ol'un
da üyesi bulunduğu Özelleştirme
Yüksek Kurulu (OYK). ihale be-
deli 75 milyar lırayı aşmayan ku-
rumlann satışmı onaylamayetkısı-
ni Özelleştinne İdaresi Başkanlı-
ğı'na bıraktı Buna göre, EBK'nin
ihale bedeli 75 milyar lirayı geç-
meyen kombınalan. ÖYK'nin ona-
yına serek duyulmaksızm satılabi-
İecek^
Satılan kombinalarda Iş Yasa-
sı'nabağiı çalışan işçılerin devir ta-
nhine kadarki kıdem ve ihbar taz-
minatlannı EBK üstlenırken, bu ta-
nhe kadar tahakkuk edecek diğer
yasal hak ve alacaklar ise alıcıya
devredildı.
Bursa Et Kombinası, Bursa Or-
tak Gırişim Grubu adına Bursa
Büyükşehir Belediyesi'ne 60 mil-
yar liraya; Elazığ Et Kombinası da
Yusufoğlullan Limitet Şirketi'ne
40 milyar liraya satıldı.
Fransız modeli
Tüm-Bel-Sen Ankara
temsilcisı Hüseyin l'lgen.
uluslararası sözleşmelerle
kazanmış olduklan haklann
yeni düzenlemeyle ellerin-
den alındığını öne sürdü.
Ülgen, yapılan değişikli-
ğin aynısmın FransaVla uy-
gulandığını vurgulayarak
" Fransa'da da toplusözleşme
görüşmelerindeki anlaşmaz-
lıklar Bakanlar Kurulu'na
gönderiliyor. Bakanlar Ku-
rulu'nun alacağı karara
kimse itiraz edemiyor. Yeni
bir şey yoktur. Mevcut kul-
landığımız haklara açıktan
bir saldındır. ILO sözleşme-
lerinin ruhuna aykın bir du-
rum ortaya çıkmıştır."
Yaşanan, komedidir
Eğit-Sen hukukçulanndan
İhsan Kandemir de değişik-
liğin bir yaptınmı olmadığı-
nı ve taraflan bağlamadiğını
söyledi. Değişikliğin göz
boyamadan öte bir anlamı
olmadığını sav unan Kande-
mir, görüşlerini şöyle dile
getirdi:
" Yargıya başvurabileceği-
miz belirtiliyor. Vargı süreci-
ni zaten fiilen aşmış durunı-
dayız. Bakanlar Kurulu'na
götürülse ne olacak? Lehimi-
ze karar verilse bile bu yön-
tem toplusözleşme ruhuna
aykındır. Bakanlar Kurulu
kararname ile kaderimizi
beürlejecek."
TOKTAMIŞ ATEŞ
Atatüpk'ten Bıkmak...
Geçenlerdebirdostsohbetinde 'mahcup' bir ikin-
ci cumhurıyetçı, "suret-ı hak"tan görünerek "Ho-
cam, sürekli olarak Atatürk'fen söz etmek ve sürek-
li olarak Atatürk'ten örnek getirmek bıktıncı olmuyor
mu" diye sordu. "Bana kalırsa" diye devam etti, "siz-
lerin böyle sürekli bir biçimde Atatürk'ü ön plana çı-
karmanız, Atatürk'e de saygısızlık oluyor..."
Bu düşünceleri ileri süren arkadaşın ne derecede
samimi olduğunu elbette bilemiyorum. Ama doğru-
su her lafın arasına bir de Atatürk sıkıştırılmasından
ben de pek çok hoşnut değılim. Ama bu söylediğim
şeyin bıraz açıklanması gerekli.
Aslında ben kendimi "iflah olmaz" bir Atatürkçü
olarak tanımlarım. Ve yaşamımın her aşamasında at-
tığım her adımda "temel belirteyici" olan şey bu inanç
ve düşüncemdir. Fakat benim Atatürkçülüğüm. Ata-
türk'ü kişi olarak putlaştırmak değil, Atatürk'ün yap-
mak istediklerini ve düşüncesıni yaşama geçirmek
noktasında odaklaşır.
Örneğin "çağdaş uygarlık düzeyini" yakalamayı,
Atatürk bunu istediği için değil; böyle uygar bir top-
lumda yaşamak istediğim için yakalamak isterim.
"Laik" olmamın nedeni, Atatürk'ün laik bir devlet
düzeni kurması değil, insanlann inanç ve düşünce öz-
gürlüğü içindeki bir düzende yaşamalarını istemem;
ibadet özgürlüğü kadar, ibadet etmeme özgürlüğü-
nün de bulunduğu bir düzeni hedeflememdir.
"Tam bağımsızlık"\an yana olmamın nedeni, Ata-
türk'ün "istiklal-i tam" ilkesini ileri sürmüşolması de-
ğil, tam bağımsızlık olmaksızın birtoplumda "özgür"
olunamayacağını bilmemdir. Ekonomık, siyasal ve
kültürel bağımsızlığı olmayan bir toplumun bireylerı
asla özgür olamaz. Hatta öyle bir toplumda ekono-
mik olarak egemen oldukları için. kendilerini bağım-
sız sananlar bile bağımsız ve özgür değildir. Bugün
göbek bağıyla bağlı oldukları dış çevreler, gün gelir
devran döner, yüzüstü bırakıverirler onları. Aynen
kuyruğundan tutulan bir farenin kapının önüne bıra-
kıverilmesi gibi...
Ve benim mantığım çerçevesınde, bir insan "Ben
Atatürkçü değilim" de dese, "Atatürk'ü hiç sevmi-
yooım" da dese. eğer "özgürlüğü", "çağdaşlığı",
"laikliği", "tam bağımsızlığı"savunuyorsa, Atatürk-
çüdür. Kaldı ki, Atatürk'ü sevse ne olur, sevmese ne
olur?..
Buna karşılık, bir insan, din yobazlığına prim vere-
rek kendine ikbal arıyorsa. bağımsızlık kavramından
nasibini almamışsa; her lafının arasında on kez Ata-
türkçülükten bahsetse bile. Atatürkçü falan değildir.
12 Eylül karşıdevriminden sonra bunu ayrıntılarıy-
layaşadık. Cunta yönetimi bir yandan Atatürk'ü put-
laştırmaya çalışırken, bir yandan da Atatürk'ün özel
vasiyetine bile tecavüz etme cüretinde bulundu. Ata-
türk'ün Sıvas Kongresi'nden gelen partisinin kapısı-
na kilit vurdu. Ellerindeki tüm olanaklarla laik cum-
huriyeti savunan güçlerın üzerine gider ve bunlan ez-
meye çalışırken, Devlet PlanlamaTeşkilatı'ndaki "ta-
kunyalı taife"nm lideri Turgut Özal'a devleti emanet
etti.
Belki de gençlerimizi bir süre Atatürk'ten uzaklaş-
tıran şey, bu akıl almaz uygulamalar ve Atatürkçülük
adına yapılan kepazelikler olmuştur. Hatta belki de
tüm bunlar, gençlerimizi Atatürk'ten uzaklaştırmak
için bilinçli bir biçimde yapılmıştı. Atatürk'ün tam ba-
ğımsızlık ilkesini benimseyen bir insanın, Türkiye'ye
Yeni Dünya Düzeni içinde verilen ikinci sınıf role razı
olması mümkün müydü?
Tüm bunları yaşayan rahmetli Nadir Nadi, "Ben
Atatürkçü Değilim" diye ışin içınden çıkmıştı. Zira
Atatürk adının en çok dillerde yuvarlandığı dönem-
de, Atatürk'ün ilkeleri ayaklar altına alınmıştı.
Elbette, "Ben Atatürkçüyüm" demekle Atatürkçü
olunmuyor. Atatürkçü olmak, Atatürk'ün inanç ve
beklentilerini paylaşmakla oluyor. Atatürkçü olsanız
da, olmasanız da... Kaldı ki bence, "Atatürkçüyüm"
demek marifet değil. Ama "Atatürkçü değilim" de-
mek de marifet değil.
Yazımın başında sözünü ettiğim sohbette tüm bu
düşünce ve inançlanmı dile getirdım. Atatürk adının
ikide bir öne sürülmesi, kimı zaman benı de rahatsız
ediyor. Hatta kimi zaman başka amaçlann gizlenil-
mesinde kullanılıyor, hatta "ticaretmeta/"halinege-
tiriliyor. Ama acaba bunu yapanlar gerçekten Atatürk-
çü mü? Hiç sanmıyorum.
Kaldı ki Atatürk adının böylesine sık gündeme ge-
tirilmesinin bir nedeni de Atatürk'e düşman olanla-
rın Atatürk'ü yıpratma çabaları değil mi? Durup du-
rup bir şey çıkanyoriar. Yok Istiklal Mahkemeleri'ymiş,
yok Atatürk'ün babasıymış, yok Bandırma Vapu-
ru'ymuş...
Sonra da "Hep Atatürk'ten söz ediyorsunuz" diye
şikâyetçi oluyorlar. Ancak her şey bir yana, Atatürk-
çü olmak lafla olmaz. Atatürkçü olmak. O'nun ilke ve
düşüncelerini yaşama geçirmeye çalışmakla olur. A-
ma kimileri bundan "bıkıyoharmış". Ne diyelim, on-
lann da canlan sağolsun.
Demokratik ve laik cumhuriyet düşmanlannın kışkırtmalan
sonucunda. meslektaşımız
Gümüşhane Barosu Başkanı
Av. ALİ
GUNDAYşehit edilmiştir.
îrticaya. yobazlığa kol-kanat geren siyasetçileri; aydın düşmanı, halk
düşmanı, özgürlük, demokrasi, bilim düşmanı şeriatçı odaklan
lanetliyoruz.
Bugüne kadar bu çevrelerin suç işlemesi karşısında hareketsiz kalan
cumhuriyet savcılannı görevlerini yapmaya çağınyonız.
Arkadaşımızın ailesine. Gümüşhane Barosu"na ve tüm
meslektaşlanmıza başsağlığı diliyoruz.
Av. Kasım SÖNMEZ
tzmir Barosu Başkanı
Av. Osman GÜVEN Av. Hürrem SAHİNCİ
Antalya Barosu Başkanı Aydın Barosu Başkanı
Av. Önder K1RLI Av. Yahya ŞİMŞEK
Bahkesir Barosu Başkanı Bursa Barosu Başkanı
Av. Tuncer YILMAZ
Denizli Barosu Başkanı
Av. Hüseyin ERKENCt
Manisa Barosu Başkanı
Av. Çetin AKÖZ
Isparta Barosu Başkanı
Av. Cengiz TUGRAL
Çanakkale Barosu Başkanı
Av. Emin KARAA
Kütahya Barosu Başkanı
Av. Birdal ERTUĞRUL Av. Abdurrahman YILMAZ
Muğla Barosu Başkanı (Jşak Barosu Başkanı
Üyelerimizi, 27 Temmuz 1995 Perşembe günü saat 11.00'de Izmir
Cumhuriyet Alanı'nda yapılacak saygı duruşu ve çelenk koyma törenine
çağırıyoruz.
Uyelerimiz, törene cüppeli katılacaklardır.