06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HAZİRAN 1995 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 Ölümüıı yeııi adı ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Ankara Musevi cemaatinin lideri Prof. Dr. Yuda Yürüm'e yönelik bombalı saldında kullanıl- dığı belirtilen "C^*. RDX" tipi plastik patlayıcı, gaze- temiz yazan Uğur Mumcu, Mısır Büyükelçiliği'nde görevli AbduHah Hüseyin, Balgat Üssü'nde görevli /iBD'li çavuş Viktor Mar- •vik ve Israil Büyükelçili- ği'nde güvenlik görevlisi olarak çalışan Ehud Sa- dan'ın ölümüyle sonuçla- nan bombalı saldınlar sıra- sında da kullanılmıştı. . Saldınlann ardından ya- pılan açıklamalarda, kulla- nılan C-4 tipi patlayıcmın Çekoslovak yapımı olduğu belirtilerek bu tür C-4'ün Ortadoğu ülkelerinde çok miktarda bulunduğnna dik- kat çekilmişti. C-4 tipi plastik patlayıcı NATO ülkelerinin yanı sıra Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinde de bulunuyor. Uzmanlann yaptığı tah- minlere göre genelde, oto- mobillere yerleştirilen C- •4'ün ateşleme düzeni, bir misina ıle arabanın şafhna ya da jantına tutturuluyor. Arabaıun en ufak hareketi, misınanın gerilmesi ya da boşalması sonucu ateşleme düzenini harekete geçiriyor. C-4'ün. patlama sırasında yüksek derecede ısı saçma- sı nedeniyle, patlamanın ar- dından yapılan inceleme- lerde bombaya ilişkin çok az bulgu elde edilebiliyor. C-4 tipi bomba, yağlı ek- mek hamuru kîvamında oluyor. Elle istenilen şekle soku- labilen bomba, acıbadem yağı gibi kokuyor. İstenilen yere yapışma özelliği gösteren C-4, kirli san renkte. Patlayıcı, yapış- tığı yüzeyin şeklini de ala- biliyor. Su ile ısıdan etkilenme- yen ve darbeye dayanıklı bu patlayıcmın şiddeti 4 bin 800 metre / saniye. C-4 tü- rü bombalar, elektrikli fun- ye, ateşleme kapsülü, uzak- tan kumanda aleti ve ba- sınçtan kurtulmafiinyesiile patlatılabiliyor. Uzmanlar, C-4'ün isteni- len yere bir uzman tarafın- dan 40-50 saniyede yerleş- tirilebileceğini belirtiyorlar. Şeriatçı terör örgütlerinin eylemlerinde de kullanıldı- ğına dikkat çekilen C-4 tipi patlayıcılann Islam ülkele- rinden temin edilebileceği- ne işaret ediliyor. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada 12 Eylül'e gelinceye dek Türkiye'de siyasi yelpaze şöyleydi: Merkez sağda ve solda iki büyük par- ti. Her iki kanatta da belirieyici olmayan, ancak zaman zaman "anahtar" işlevi görebilecek küçük ve orta büyüklükte partiler. 1983 seçimleri bu yapıyı geri getir- medi. Merkez sağın en büyük partisi ol- maya aday DYP ile merkez solu topar- layabilecek SODEP seçimlere sokul- madı. Daha sonraki seçimlere katılan bu partiler, seçmenin kafasını kanştırdı. HP ve MDP kısa sürede eridi. 1980'le- rin ikinci yansında ise seçmen şu ikılem- le karşı karşıya kaldı: Sağda, DYP ve ANAP. Solda SHP ile DSP. Ikilem bugün de değişmedi, sadece SHP'nin yerini CHP aldı. EcevK kendi- sinin CHP'den farklı olduğunu, sosyal demokrat değil demokratik sol olduğu- nu vurgulayarak ayrımını ortaya koyu- yor. ANAP ile DYP arasında ise böyle bir fark koymak çok güç. Her iki partinin de hedefleri birbirine yakın, her iki partinin kadrosu aynı kökenden geliyor. ANAP'm içinde AP gençlik kollanndan ya da il yönetimlerinden gelmiş pek çok kişi var. Temel konulara bakalım. özelleştirmede ANAP sadece, "Bu işiben başlatmıştım. DYP'den iyiyapa- nm" diyor. Serbest piyasa ekonomisinin tüm ku- ANAP'ın Ikilemleri... rumlannı oluşturmak ikisinin de özlemi. Çekiç Güç ve Olağanüstü Hal'e her iki parti de evet diyor. Bu konular zaman zaman Meclis'ten ANAP'ın desteği ile geçiyor. 1980'lerin ikinci yansında siyasi çev- relerde şu kanı hâkimdi: "ANAP iktidardan düşünce erir, bi- ter..." Öyle olmadı. Özal'ın Köşk'e çıkmasının ardından Mesut Yılmaz, onunla ters düşme pa- hasına partiyi "biraz daha merkeze" çekti. Yılmaz, bugün DYP'nin ANAP'lı mil- letvekillerine yönelik tatlı şantajlanna, medyanın sistemli ve sık sık önyargılı yüklenmelerine, RP ve MHP'nin parti içindeki bazı unsurlan mıknatıslama gi- rişimlerine, Özal ailesinin muhalefetine karşın ANAP'ı ayakta tutuyor. ANAP'ı bekleyen asıl tehlike RP ve MHP'deki yükselişe karşı parti içinde dillendirilmeye başlanan görüşler. Ge- rek DYP'nin gerekse ANAP'ın ıçinde sa- yılan sınırlı da olsa, RP'den daha dinci, MHP'den daha milliyetçi unsurlar var. Her iki partinin yönetimi de zaman zaman RP ve MHP'ye kayma olmama- sı için onlann savunduğu bazı düşünce- leri onlardan daha fazla savunma yolu- na gidiyorlar. Bu durum şu soruyu akla getiriyor "Bir düşüncenin partisi varsa, onu taklit eden parti ne elde edebilir?" ANAP'ın Abant ve Pamukkale top- lantılannda 2000'li yıllann hedefleri be- lirlendi. Ortaya konan düşüncelergenel hatlanyla merkez sağdaki bir kitle par- tisinin portresinı çızıyordu. Son günler- de parti içinde, RP ve MHP'ye kayma- lan önleyecek adımlar atılması gerekti- ği yönündeki görüşlere Yılmaz'ın prim verip vermeyeceğini şimdiden kestir- mek güç. Renk renk Çiller Çiller.'in elastıkiyeti sonsuz, Refahlıla- nn etkın olduğu yerde Kuran'ı öpüp ba- şını örter, milliyetçilerin olduğu yerde bayrağı öpüp "vatan-millet" der, IMF görüşmelerinde elde edilen başanlan viskiyle kutlar, gümrük birliği görüşme- lerine gitmeden önce Eyüp Sultan'a gi- dip dua eder. işi bağlar. Yılmaz'ın bu ka- dar becerikli olması zor. Çiller'le Yılmaz'ın ortak bir yönü, par- tinin babalarıyla ters düşmüş olmalan. Yılmaz'ın Özal penceresi açık, ama önünde kalın bir tel kafes var. ANAP li- deri, Özal rüzgânnı süzerek içeri alıyor. Çiller-Demirel ilişkisi iseayan bozukso- gutma cihazı gibi. Çiller, DYP Genel Başkanlığı'na gel- diği ilk günlerde liderligini ıspatlamak için sık sık ANAP'a çatıyor, "Kaçak Me- sut" diyordu. Yılmaz da ona, "Masalcı Teyze" adını takmıştı. 4 haziranın ardın- dan Çiller, Yılmaz'a bir unvan daha ya- kıştırdı: "Taocu". Anımsayacaksınız; Çiller, Yılmaz'a bir süre önce de "Iktidarsız" demişti. Yıl- maz dün partisinin grup toplantısında yanıt verdi: "Kafayı üşütmüş..." Bakalım Çiller buna ne karşılık vere- cek?.. ANAP ve DYP'nin yollarını ayıran önemli bir unsur, uluslararası bağlantı. Çiller Amerikancı, Yılmaz Alman. Clin- ton'ı kravatla bağlayan Çiller'e karşılık Mesut Yılmaz da ayda bir ya da iki kez Kohl'le konuşuyor. Alman Hıristiyan Demokrat Birliği çiz- gisindeki Konrad Adenauer Vakfı, ANAP'lılann kurduğu Demokrasi Vakfı ile ortak çalışıyor. Ankara'da aynı bina- yı kullanıyorlar. Türkiye'de Başbakanlık koltuğuna oturanlar genellikle Amerika'yla flört et- tikleri için Yılmaz'ın ABD ile de "iyi" ol- ması gerekiyor. Siyasi yelpazenın üzerine "Amerikan şablonunu" koyduğumuzda, Turgut Ozal "ideal" bir başbakandı. Yenne, o- nun "kadın ve sanşın" olanı geldi. Çil- ler'in ardından hazırlanmaya çalışılan da özal'ın genç ve yakışıklı olanı; Cem Boyner. Türkiye'de filizlenmeden ABD'de çıçek açıp TIME dergisine ka- pak olan oğlumuzun YDH'sınde herke- se yer var. Türkiye'de siyaset adım adım yol alı- yor... Solculan arka koltukta emniyete alıp sağdan sağdan devam... Musevi profesöre bombalı salclın • Baştarafi 1. Sayfada araç yanmaya başladı. Yü- rüm, çevreden yetişen yurt- taşlann yardımıyla hastane- ye kaldınlırken olay yerine gelen itfaiye ekipleri araçta çıkan yangını söndürdü. Patlamanın ardından Yü- rüm'ün oğlunun otomobi- linde yapılan aramada bom- baya rastlanmadı. HÜ Tıp Fakültesi Hasta- nesi Yoğun Bakım Servi- si'nde ameliyata alınan Yü- rüm'ün, vücudunun çeşitli yerlerinde sıynklar ve ya- nıklarolduğu, ancak yasam- sal tehlikesinin bulunmadı- ğı belirlendi. Yetkililer, Yü- rüm'de, "yaygın yumuşak doku zedetenmesT meyda- na geldiğini bildirdiler. Emniyet yetkilileri, Yü- rüm'ün, ilk anlatımında. "Arabaya bindim, emniyet kemerini bağladun, kontağl çevirince bomba pattadı" dediğini söylediler. Emniyet yetkilileri, arabanın içinde ayakkabısı ve kontağa takı- lı anahtan bulunan Yü- rüm'ün, olayı hafif atlatma- sının "mucize" olduğunu ifade ettiler. Araç ters döndû Patlama sonucu, Yü- rüm'ün otomobilinin ön ta- rafı tamamen parçalanıp ya- narken bazı araç ve binala- nn da camlan kınldı. Patla- manın etkisiyle, Yürüm'ün otomobilı ters döndü ve ara- cın bulundugu yerde 30 san- tim derinliğınde çukurmey- dana geldi. Yetkililer, Yü- rüm'ün aldığı bazı tehditler üzerine geçen yılınbaşlann- da koruma isteminde bulun- duğunu, ancak 12 Temmuz 1994 günü yazılı bir başvu- nıylabu isteminden vazgeç- tiğini bildirdiler. "llk belirlemelere göre" bombanın C-4 tipi plastik patlayıcı olduğunu tahmın eden emniyet yetkilileri, bu tür patlayıcılann daha çok şeriatçı terör örgütleri tara- fından kullanıldığını ve so- nışturmanın bu yönde de yoğunlaştınldığını kaydetti- ler. İtfaiye ekibinin yangına müdahalesi sırasında kanıt- lann yok edılmesi nedeniy- le, polısm ipucu bulmakta zorlandığı belirtildı. Aynı yetkililer, bombanın uzak- tan kumanda ile yönetilmiş ya da kontağa baglanmış ya da sarsıntıyla infılak etmiş olabıleceğini kaydettiler. îstihbarat yetkilileri de Prof. Yürüm'ün, Zamanga- zetesi başyazan Fehmi Ko- nı'nun "Taha Kıvanç" tak- ma adıyla 11 ve 17 Mayıs 1994 tarihlerinde yazdığı i- ki makalenin ardından şeri- atçı örgütlerce tehdit edildi- ğini ve tehdit mektuplannda söz konusu yazılara gönder- mede bulunulduğunu vur- guladılar. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Baş- savcısı Nusret Demiral, Yu- da Yürüm'ün, ifadesinin bugün almacağını bildirdi. Yürüm'ün, üzerindeki şoku atamadıgı için dün ifadesi- nı atmadıklannı belirten Demiral, "Ifadesiniaküktan sonra soruşturmanjn yönü- nü belirleyeceğiz'' dedi. Olayla ilgili olarak gözaltı- na alınan kimsenin olmadı- ğını kaydeden Demıral, "Bu aşamada şu veya bu örgüt yapü diyemeyiz. Ancak şah- sın ifadesini aküktan sonra bir varsayımda bulunabib- riz" diye konuştu. TUŞKOüsÜendi Olaym ardından gazetele- ri arayan bazı kişiler saldın- yı TÜŞKO adına gerçekleş- tirdiklerini ileri sürdüler. Aynı kışıler, olayı. Balgat katliamı suçlusu Isa Arma- ğan'ın Türkiye'ye iade edil- mesini protesto amacıyla gerçekleştirdiklerini ve ey- lemlerinin süreceğini söyle- diler. Emniyet yetkilileri ise Yürüm'e "Mflliyetçi Genç- lik" imzalı tehdit mektubuy- la birlikte Israil'in Ortadoğu politikasını eleştiren haber kupürlerinin gönderildiğini söylediler. TÜŞKO'nun kurucusu Armağan 12EyIüll980öncesinde, geçen günlerde Almanya ta- rafından Türkiye'ye iade edilen Balgat katliamı suç- lusu Isa Armağan ve arka- daşlan tarafından kurulan TUŞKO,yaklaşıkl5yıldır admı duyuracak hiçbir ey- lemde bulunmadı. Türkiye'ye iade edilme- sinin ardından sadece Bü- yük Birlik Partist'ne yalan- İığı bilınen "Nizann Alem" ülkücülennden destek gö- ren Armağan'a, 12 Eylül öncesinde ülkücü çevrede oldukça aktif olmasına kar- şın, başka kimsenin sahip çjkmaması dikkat çekmişti. Ulkücü-şeriatçı bir çizgi iz- leyen Nizam-ı Âlemciler, kendilerini toplumun "ref- leksi" olarak tanımlıyorlar. Toplumun tepkı göstermek isteyip de göstermediği so- runlara kendılennin sahip çıktığını ileri süren Nizam- ı Âlemcilerin "refleks" tezı, 12 Eylül öncesinde sol görüşlülere saldıran ül- kücüler tarafından da dile getiriliyordu. Kelebek zamanıdır! Evinizde eksik Kelebek kalmasm. Yemek odasmdan salona, Yatak odasmdan koltuğa Kelebek'leri tamamlayın. Çünkü Kelebek hem hemen teslim, hem zaten taksitle. KelebekMUKEMMEL MOBİLYA Fehmi Koru'nun yazısından: Bazı Musevfler kendilerini gizliyor Israil'den kuıama ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Israil'in Ankara Bü- yükelçiliği, Prof. Dr. Yuda Yürüm'e yönelik terörist saldı- nyı kınarken, şeriatçı terör örgütlerini ima ederek "radikaJ gruplann masum insanlan hedef aMığını" kaydettı. Kımlığının açıklanmasını ıstemeyen Israıl Büyükelçiliği sözcüsü, Yürüm'e yönelik saldınyîa ilgili olarak Cumhu- riyet'e şu açıklamayı yaptı: "tsrail Büyükelçiliği olarak, Ankaradaki Musevi cema- atinin lideri Hacettepe Ümversitesi öğretim ü>esi Yahudi asıl- hdeğerü Türk profesörü Yuda Yürüm'e yönelik terörist sal- dımi sert bir biçimde kuınoruz. Bu tür sakunlar, bazı ra- dikal gruplann, masum insanlan hedef aklığını gösteriyor. Büyükelçilik otarak, masum insanlan hedef alan her tflrlö terörist sakünyı knuyoruz." ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Fehmi Koru, "Taha Kıvanç" takma adıyla "Kulis" köşesinde ya- yımlanan 11 Mayıs 1994 tarihli ya- zısında, Yuda Yürüm'ün anne ve babası ile çocuklannın adlannın Türk isimleri olduğuna dikkat çek- tikten sonra Türk yurttaşı bazı Mu- sevilerin gerçek kimliklerini gizle- diklerine değiniyor. Koru, "Bir Ödülden Hareketk" başlıklı yazısında, anne, baba ve ço- cuklannın Türkçe isimler taşıması- na karşın Yuda Yürüm'ün "Musevi cemaatinin lideri olduğunu sandığı- nı" kaydediyor. Prof. Dr. Yuda Yü- rüm'ün Kimya Vakfı Ödülü'nü al- ması dolayısıyla kaleme alınan ya- zıda, söz konusu Vakfın Başkanı Al- ber Bilen'in de bir Musevi olduğu- na dikkat çekiliyor. Yazıda, 1967 yı- lında Delta Locası'nda "Üstadn Muhterem" olarak çalışmış bir "mason" olduğu kaydedilen Bi- len'in, aynı zamanda yaptığı açıkla- malar ve mülakatlarla düşünceleri- ni yaymaya çalıştığı vurgulanıyor. Yürüm'ün 1982-1985 yıllan arasın- da Israil'deki Weizmann Bilim Ens- titüsü'nde "misafir profesör" ola- rak çalıştığı anJatılan yazıda, Türki- ye'de kamuoyu tarafından gerçek kimlikleriyle tanınmayan bazı Mu- sevi yuıttas.lan hakkında da bilgi ve- riliyor. Yazıda, ÎSKİ skandalına ka- nşan Musevi yurttaşlar ve Fehmi Koru'nun tepkisine neden olan Mu- sevi sanatçılar konu ediliyor. "Esas görev, Bay Alber gibi yaşh cemaat üyeJerinc dü$üyor" diyen Koru, eleştırdiği Musevi sanatçılann, Mu- sevi cemaatıne mensup yaşlılarca, "Hizayagirin" sözleriyle uyanlma- sını isterken yazısını şöyle noktalı- yor: "İSKİ skandah patladıgmda iyi bir smav vermedi Musevi cema- atinin yaşhlan, bu defa olsun sağdu- yulu davTanmahlar_" Fehmi Koru, bu yazıya gelen bir tepki üzerine, 17 mayısta yine "Ta- ha Krvanç" imzasıyla kaleme aldı- ğı ikinci yazıda, Musevi cemaati üyelerinin tepki göstermekte olağa- nüstü duyarlı olduklannı anlatıyor. "Sıcagı sıcağuıa tepkSer" başlığını taşıyan ikinci makalede Koru, ilk yazısında Prof. Dr. Yürüm'ün anne ve baba adlannın Türk olmasını yazmasının aynntıdan ibaret oldu- ğunu belirtiyor ve bu durumu açık- lamakta sakınca görmediğini kay- dediyor. Yuda Yürüm'ün Anka- ra'daki Musevi cemaatinin lideri ol- duğunu ikinci yazısında yıneleyen Fehmi Koru, "çizgi dışı" olmakla suçiadığı Musevi yurttaşlann, "yaş- hlarca uyarüması" ıstemini de tek- rarlıyor. PORTRE / PROF. DR. YUDA YURUM Akadeıııik başarılar dizisi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- 1946'da Ankara'da doğan Yü- rüm, Ortadoğu Teknik Ümversite- si (ODTÜ) Kimya Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu. Hacet- tepe Oniversitesi Kimya Bölü- mü'nden 1974'te kimya doktoru derecesini aldı. Hacettepe Oniver- sitesi'nde 1979'dasınai kimya do- çentliğine, 1985 yılındada kimya profesörlüğüneyükseldi. 1980-82 yıllan arasında Universiry of Ten- nessee, Department of Che- mistry'de Fulbright Profesörü, 1982-85 yıllan arasında Weiz- mann Institute of Science, Depart- ment of Material Science'da misa- fırprofesör olarak çalıştı. 1985 yı- hnda Inorganik Dalı Profesörlü- p'ne atandı. 1986-1989 tarihleri arasında Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevinde bu- lundu. Kömür kimyası ve tekno- lojisi konulannda uluslararası ve Türk bilim dergilerinde yayımlan- mış 90 özgün yayını bulunan Yü- rüm, 1994 Türk Kimya Vakfı Bi- lim Ödülü ve Hacettepe Üniversi- tesi Bilim Başan Ödülü'nü kazan- dı. OLAYLARIN ARDEVDAKÎ GERÇEK I Baştarafi 1. Sayfada bakıma biliniyor. Medya, koalısyon hükümetinin sağ kanadına belli neden- lerle bağlanmıştır; devlet olanaklannı medyaya akı- tan Çiller'e borcunu ödü- yon ANAP, medyasız bir muhalefet partisi duru- munda kalıyor. Bu gerçeğin altı çizil- mekle birlikte ANAP'ın tu- tumunda sorgulanması gereken boyutlar da eksik değildir. Ana muhalefet partisi- nin stratejisinde tutukluk yapan noktalar nelerdir?.. ANAP'ın, hükümeti birya- na bırakarak Çankaya ile sert bir çatışmaya girme- sinin amacı nedir?.. Köşk ile konut arasında bir me- safeden söz açıldığına gö- re ANAP, Cumhurbaşka- nı'yla tartışmayı tınmandı- rarak ne kazanacaktır?.. Demokratıkleşme prog- ramına ve öncelikle Terör- le Mücadele Yasası'ndaki 8'inci maddenin kaldınl- masına karşı vaziyet alan ANAP'ın tutumu ne anlam taşıyor?.. Bütün bu soru- lann yanıtlannı vermek ko- lay değildir. Bir bakıma ANAP'ın tu- tucu bir tabanı olduğu söylenebilir. Ancak DYP'nin şimdiye dek kır- sal kesimde tutunduğu, ANAP'ın kentlerde des- teklendiği gerçekse bu çelişki nasıl açıklanacak- tır? Sonuçta, ANAP'ın daha belirgin bir muhalefetin satırbaşlannı halka duyu- rabilmesi için saydamlık ve vuruculuk kazanması gerekiyor. Enflasyonu patlatıp yüzde 150'ye çı- karan btr hükümetin karşı- sında muhalefetin başan- sızlığı aşıkârdır. 4 haziran yerel seçımle- rinin sonuçlan sağlıklı bir gösterge değildir; ama, ANAP'ın da merkez sağ- daki konumunu yeniden gözden geçirmesi gereki- yor. ••• Öğretim üyelerinden tepki , AiNKARA (Cıunhunyet Bürosu) - Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Alparslan Işıklı, Prof. Dr. Yuna Yü- rüm'ü ortadan kaldırmaya yönelik bombalı saldınyı şiddetle kınadıklannı belir- terek, güvenlik güçlen ve hükümetten; üniversiteye, üniversite öğretim üyeleri- ne, bilim ve aydınlığa yöne- lik bu türden saldınlann so- rumlulannı gecikmeksizin ortaya çıkarmasını bekle- diklerini söyledi. Işddı, si-, lahlı ve bombalı saldın so- nucu ya^amlannı_ yitiren TütengiU Aksoy, Üçok ve Mumcu'nun karillennin bu- lunamadığına dikkat çekti. Atatürkçü Düşünce Der- neği Genel Başkanı Suphi Gürsoytrak. terörün 1980 öncesinde olduğu gibi bilim adamlanmıza ve eğitim ku- rumlanmıza tekrar yöneldi- ğini belirterek. "Bu kurum- lardaki Atatürkçü aydmlan- ma, çağdaş eğitim ve öğreti- min engellenmek istendiği anlaşümaktadır" dedi. ELECTRDLUX EV\ TAM KURUTMALl CAM JBu temizlik hep sürsün ister misiniz? Electrolux patentli ALC otomatik seviye kontrolu ve direkt spreyleme sıstemi.. Emsalsiz balanslama.. 850/1200 devir/dakika seçenekleri.. Paslanmaz galvanize gövde.. 0-80 dakika arası ayarlanabilir kurutma programı... Pamuklu ve sentetik çamaşırlar için ayrı kurutma... Kapalı devre otomatik buhar tahliyesi... Yünlü ve nazik çamaşırlarda ısı ve sıkma devri ayarını otomatik yapan "akıllı" emniyet sistemi... Tam kunıtmalı Electroluı EW1230 W çamaşır makinesi çamaşırlarınıza benzersız bir temizlik, hayatınıza benzersiz bir koiaylık getiriyor. Farkiı özelliklere sahip diğer Electrolux modelleriyle siz de bir an önce tanışın1 Size en yakın Electrolux bayiini flgrenmek ve ayrıntılı bilgi için Türkiye'nın her yerinden ücretsiz servis tetefonumuzu hemen araytn Electrolux ' B e y a z E ş y a d a D ü n y a L i d e r i • MERKEZ. TARLABAŞ! BULVARI NO 35 TAKSIM 80060ISTAN6ÜL TEL Oİ12J931Û20 FAX Cİ122516094 • ŞUBE. *T*TÛRKCAO NO 378 K 5-501 ALSANCAK 35220 ÖMB TEL. 0232.463 9315 FAX 0^32.463 9252 DANIŞMA SERVİSİ c 6032
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle