Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
!
19 HAZİRAN 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
HAVAŞ'a yeni bip
rakip
• ANKARA (ANKA) -
HAVAŞ'ta grev yüzüncü
gününü de geçerken,
havaalam yer hizmetleri
vermek için Istanbul'da bir
şirket kuruldu.
Timuçin ailesi tarafindan
kurulan şirkete "Tim
Havaalanı İkram Akaryakıt
Işletme, Taşıma ve Yer
Hizmetleri Turizm ve
Seyahat A.Ş." adı verildi.
޻jketin 100 milyon lira
olan sermayesi Muhlis,
Münevver, Metin, Doğan
ve Bülent Timuçin arasında
paylaşıldı.
Ozelleştirmede
tanıtmı atagı
• ANKARA (AA)-
Özelleştirme ldaresi
Başkanlığı,
"Özelleştirmenin halkın
yaranna oldugunu"
anlatmak için ay başında
geniş bır kampanya
başlatmayı öngörüyor.
Dünya Bankası'ndan
sağlanan kredi ile
gerçekleştirilecek olan
kampanya; kitap, broşür ve
afîş basmaktan, panel,
kongre. sempozyum
düzenlemeye.
televizyonlarda ve
gazetelerde ilanlar vermeye
kadar geniş bir yelpazeyi
içerecek.
Taban fiyat
seçim yatırımı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)-
Türkiye Ziraatçılar
Derneği Başkanı tbrahim
Yetkin, taban fîyatlann
erken seçim yatınmı
oldugunu söyledi. Yetkin
dün düzenlediği basın
toplantısında bu yılki taban
fîyatlann geçen yıllara
göre çok geç açıldandığını,
bunun da IMF Heyeti'nin
Türkiye'de bulunmasından
kaynaklandığını ifade etti.
Prim borcunu
ödemeyene hapis
• ANKARA (AA)-Bağ-
kur'a prim borcu ödemeyen
34 bin 463 sigortalı hapis
cezasına çarptınldı. Bağ-
Kur Genel Müdürü Rıdvan
Selçuk, yaptığı açıklamada
kunım prim alacaklannın
33 trilyon lirayı buldugunu
bunun 12 trilyon lirasının •
tahsilinin mümkün
olmadığını söyledi. Bağ-
Kur Genel Müdürü, prim
alacaklannın tahsili için 944
bin 659 dosyanın idare
takibatının yapıldığını
bunun sonucunda 654
milyar lira tahsil edildiğini
kaydetti.
MacDonalds'tan sonra, Alman, Fransız ve İsrail firmalan da besi sektörüne göz dikti
Türkiye'yi yabancdar besleyecek
ÖZGÜRULUSOY
Türkiye'nin hayvan varhğı, uygulanan po-
litikalarla tükenme noktasına getirilirken ya-
bancı kuruluşlar, gıda ve besi sektörüne ya-
tınm yapmak için birbiri ardına Türkiye'ye
geliyor. MacDonalds'tan sonra, Alman,
Fransız ve israil firmalan besi sektöründe
yatınm olanaklannı araştınyor.
Alman Ascoteks ve BBG firmalan Tanm
Işletmeleri Genel Müdürlüğü'ne ait tesisler-
de 90 milyon mark tutannda yatınm yapma-
yı planlarken Fransız Danone ve Yoplait fir-
malannın çeşıtli kuruluşlarla temasta oldu-
ğu; Israillilerin özellikle GAP yöresinde ya-
nnma yöneldiği, Pınar'ın da büyük bir Ame-
rikan kuruluşuyla ortaklaşa yatınm hazırlı-
ğı içinde olduğu ileri sürüldü. EBK ve SEK
ihalelerine, yabancı yatınmcılann katılma-
sının beklendiği de savunuldu.
SütÜreticileri Birliğı (SETBİR) Yönetim
Kurulu Başkanı Doğan VardarİL, "Bizim be-
• Türkiye'nin hayvan varlığı, uygulanan politikalarla tükenme
noktasına getirilirken yabancı kuruluşlar, gıda ve besi sektörüne
yatınm yapmak için birbiri ardına Türkiye'ye geliyor. Mac
Donalds'tan sonra, Alman, Fransız ve israil firmalan besi
sektöründe yatınm olanaklannı araştınyor.
ceremediğimizi onlar becerecekmiş gibi bir
görüntü ortaya çıkabilir, gümrük birliğini
hissettikleri an geliyorlar denebilir. Ancak,
bu hayvancılık sektöründe ahyapıya yöneük
bir adım olarak görüldüğünde, önemK bir
getişmedir" dıye konuştu.
Avrupa'da çobanlık yapacak genç nüfu-
sun yetişmemesi yüzünden Avrupa Birliği
(AB) ülkelerinin yatınmlannı başka ülkele-
re kaydırdıgını kaydeden Vardarlı. "Yaban-
a yaünmcılann, Türkiye'ye gelmesi bir çıkış
otarak görülebilir. Biz bu çıkışı yapmazsak,
AB ülkelerinin Romanva, Polonva gibi ülke-
lerde yatınm yapma tehlikesi var. Sözgelimi
Hollandalılar, Estonva ve Litvanya'da süt te-
sislerine yaünm yapü. Taviz vermeden, tek-
nolojik yardım aİmalıyjz" dedi.
Dünyada artık yalnızca "gıda savaşı''nın
kaldığına. gıda ürünlennin stratejık nitelik
kazandığına dikkat çeken Vardarh. "Son on
yılda gıda sektörü 200 rnihar dolardan 425
milyar dolara çıkû. Ne elektronik ne otomo-
tiv, hiçbiri bu kadar geüşmivor" dedi.
GATT doğnıltusunda sübvansiyonlann,
teşviklerin kaldınlmasıyla birlikte, tanm
sektöründe fiyatlar yükselmeye başladıkça
Türkiye'nin de ihracatçı bir ülke konumuna
gelebileceğini belirten Vardarlı, ilk amacın
kendimize yeterli hale gelmek olması gerek-
tığini sözlerine ekledı.
Gıda sektörünün en büyük kuruluşlann-
dan PınarGenel Müdürü Ahmet Karahan ise
bir yabancı fırma ıle ortaklık konusunda gö-
rüşmelerde bulunduklannı doğruladı; ancak
henüz bir sonuç alınmadığı için aynntılı
açıklama yapmaktan kaçmdı. Türkiye'nin
doğudan batıya meralanyla hayvancılık için
çok elverişh bir ülke oldugunu kaydeden Ka-
rahan, "Türkiye'ye keske daha 10 yabancı
fırma girse de yeşil otu proteine dönüştüre-
bilsek" dedi. Yabancı firmalan, Türk kuru-
luşlannın davet ettigınj vurgulayan Pınar Ge-
nel Müdürü. aslında Türkiye'nin hayvancı-
lığa sağlanan destek boyutunda hiç de cazip
olmadığını vurguladı. The Economist'te ya-
yımlananbiraraştırmada, 1970'liyıllarlaya-
pılan karşılaştırmada, üreticinin eline geçen
parada devlet sübvansiyonlannın payının
AB'de yüzde 40'tan yüzde 60'a, ABD'de de
yüzde 20'den yüzde 30'a çıktığını anlatan
Karahan, Türkiye'nin ise yüzde 20'lerden
yüzde 10'lara gerilediğini ifade etti.
Tarımda uyum huzursuzluğu
Gümrük
birliği
urkutuyor
İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-Yıl-
başından itibaren Avrupa Birliği (AB) ile
gerçekleştirilmesi öngörülen gümrük birliği-
nin, tanmsal ürünleri kapsamamakla birlik-
te, bu sektörü olumsuz yönde etkileyeceği
ileri sürüldü. Türkiye'nin tanm sektörü ya-
pısındaki farklılıklar yüzünden AB ile 'ortak
tanm politikası'na uyum sağlanmasının ko-
lay olmayacağı belırtiliyor.
Hükürnetin gümrük birliğine geçişte ta-
nmsal ürünlerin 10 yıl süreyle korunacağı
yolundaki açıklamalanna karşın tanm sek-
töründe çalışanlarda tedirginlik artarak sürü-
yor. Sanayiye hammadde oluşturan ürünle-
rin gümrükbirliğiyle birlikte Avrupa'dan ül-
kemize serbestçe gırmelerinin yarattığı hu-
zursuzluk tanm sektöründe iyice kendisini
hissettirmeye başladı.
Izmir Ticaret Borsası araştırma görevlile-
ri lsmailMazgit, Yaşar UysaTın yaptığı araş-
tırmada "Türkiye'nin gerek tanm sektörü-
nün yapısındaki farklılıklar gerekse pahab
bir ortak poütika olması nedeniyle.'ortak ta-
nm politikası'na uyum sağlamasuun kolay
otmayacagı". vurgulanan temel bir özellik
olarak ortaya çıkıyor.
Araştırmada, gümrük birliğine girecek
mallann, tanm ürünleri dışındaki mallarola-
rak sınırlandınldığı ve tanm ürünleri ticare-
ti hakkında özel hükümler getinldiği vurgu-
landı. Araştırmada, "Ancak, hangi ürünle-
rin tanm ürünü, hangi ürünlerin sanayi ürü-
nü sayüacağı konusu kamuoyu tarafindan ye-
terince açüdıkla büinnıemektedir" denıldi.
Mazgit ve Uysal, araştırmalannda şu gö-
rüşlere yer verdiler: "Türkiye'nin gerek ta-
nm sektörünün yapısındaki farklılıklar. ge-
rekse oldukça pahalı bir ortak politika ouna-
sı nedeni)1e 'ortak tanm politikası'na uyum
sagiamast kolay ounavacaktır.Tanmpoutika-
lannı 'ortak tanm politikası'na uyumlulaş-
urmadan ürünlerin serbest dolaşunının sağ-
lanması sorunlar yaratabflecektir."
Hayvancılık. içine düştüğü çıkmazdan müsteşarhkla kurtanlacak.
Tanm ve Köyişleri Bakanı Refaiddin Şahin:
Kimse bize başansız diyemez
ANKARA (AA)- Tanm ve Köyişleri
Bakanı Refaiddin Şahin, "KimseTanm ve
Köyişleri Bakanlığı'ndaki hayvancıhk ça-
hşmalanrun başansız oldugunu söyleye-
mez" dedi. Şahın. Tanm ve Köyişlen Ba-
kanlığı'ndaki birimlerin zaten Başbakan-
lığa bağlı olarak kurulması planlanan
"hayvanahknıüstesaruğı'
n
nın yapacağı iş-
leri yerine getirdiğıni söyledi. Bakan Şa-
hin. bununla birlikte halen TBMM 'de çık-
mayı bekleyen biryasa tasansıyla hayvan-
cılıkla ilgili iki-üç genel müdürlüğün oluş-
turulmasını talep ettiklenni kaydetti.
Tanm ve Köyişleri Bakanı Şahin, "Ay-
nca hayvancılık müsteşarlıgının kurula-
rak tam olarak oturması için 2-3 yıl gerek-
bdir. Böyle bir kurumun rüm birimlerde
teşkilarJanması için 8-10 trilyon lirahk da
masraf yapmak gerekir" dıye konuştu.
Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'nın üze-
rinde çalıştığı en önemlı projelerden biri-
nin, topraklann toplulaştınlması oldugu-
nu söyîeyen Bakan Refaiddin Şahin, Tür-
kiye'de, kırsal alanlarda miras nedeniyle
topraklann parçalara aynldığını, bunun
datanmı verimsizleştirdiğini belirtti.
Şahin, toprak reformu sayılabilecek bir
çalışmanın da Toprak Tanm Reformu Ge-
nel Müdürlüğü çerçevesinde gerçekleşti-
rildiğini belirterek "Topraksız ya da top-
rağı az olan köylülere bölgesindeki Haâne
arazileri dağıtılarak küçük çiftçilerin de
toprak sahibi olmasına imkân tanınıyor.
Bu çalışmayı daha da genişletecegiz'" dedi.
DPT raporu
Tanm,
ameliyat
masasında
ANKARA (AA) - Türk tanmının içinde
bulunduğu durum ve tanm sektörünün so-
runlan, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ta-
rafindan, ilgili kuruluşlann ve bazı ünıversi-
te öğretim üyelerinin temsilcilerinin katılımı
ile oluşturulan komite tarafindan masaya ya-
tınldı.Yedinci 5 Yıllık Kalkınma Planı çer-
çevesinde belirlenen 20 temel yapısal deği-
şim projelennden birini oluşturan, "Tanııı,
Sanayüeşme ve Dünya üe Bütünleşme" baş-
lıklı rapor, DPT tarafindan yayımlandı.
DPT raporunda, tanmın mevcut durumu
ve sorunlan, ulaşılmak istenen amaçlar ile
öngörülen amaçlara ulaşılması için gerekli
yasal düzenlemelere yer veriliyor.
Raporda, tanm sektörünün yapısal sorun-
lannın çözüme kavuşturulması ve belirlenen
tanm politikası amaçlanna ulabilmesine yö-
nelik olarak, "Tanmda Yeniden Yapılanma
Kuruhı"' oluşturulması istendi.
Rapora göre, yapılması gereken yasal dü-
zenlemeler şöyle:
• Tanm satış kooperatifkri birtiklerinin
yönetimleri özerk bir yapıya kavuşturulacak.
• Yasal boşluğu doldurmak, mera, yaylak
ve kışlaklann tespit tahsis ve amacına uygun
kullanımını düzenlemek amacıyla hazırla-
nan ve TBMM gündeminde olan mera kanu-
nu tasansırun yasallaşması gerekmektedır.
• Medeni Kanunu'nun mirasla ilgili hü-
kümlerinin düzenlenmesi gerekmektedir.
• Tütün ve tütün tekeli ile ilgili yasalarda
değişiklik yapılması gerekmektedir.
• Dgi alanına giren ürünlerin üretimi, pa-
zarlanması konulannda ücreticilere hizmet
vvrebüecek veyapısal uyum çerçevesinde öne-
rilen gelişmelerüı sağlanabilmesi için gerekli
altyapryıoluşturacak."
i
LreticiBirliklcri*'nin
kurulması için bir yasa çıkanlması gerek-
mektedir.
• "Üretici Bölgesi Halleri" kurulabilme-
si için, yasal düzenlemeler gerekmektedir.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Uçurum Açıldıkça...
Türkiye, "ekonominin serbestleşmesi" ile "demok-
rasinin sınırian" arasındaki uçurumu gittikçe açıyor;
uçurum açıldıkça da yalpalıyor.
Ekonominin "nasılyönetileceğini", ülkeyi yöneten-
ler yabanalara soaıyor. Sıra "siyasal konulara" gel-
diğinde ise tam bir çelişik tutumla, yabancı düşman-
lığı yapılıyor. Neden?
Çünkü ülkeyi yönetenler, yalnız ve ancak bu yön-
temle kendi dar çıkarlannı dayandırdıkları ekonomik
ve siyasal sömürülerini sürdürebiliyorlar. llkelliği ege-
men kılıyorlar.
Gerçekten de para politikasını IMF yürütüyor; dö-
viz kurunun ne kadar olacağını, kredilerin sınırlarını,
yatırımları bu kuruluşun saptadığı öncelikler ve he-
defier belirtiyor. IMF'nin verdiği sayısal amaçlaraan
hemangi bir sapma olmaması için tüm kamu birim-
leri seferber ediliyor. Sermaye kazançlannın vergi dı-
şı tutulması, toplu iş sözleşmeleriyle işçilere verile-
cek ücret artışlan ve memur maaş katsayılan da IMF
önerilerine uygun saptanıyor. Kısaca neredeyse eko-
nominin tüm yönetimi, başta IMF olmak üzere yaban-
cılara verilmiş bulunuyor.
KlT'leri yabancılara satmak için yabancılann önün-
de olmadık düzenbazhklar yapılıyor. llginçtir, ekono-
mide yabancılara "tam teslimiyet", bizim sağ kesim
siyasetçilerini hiç mi hiç tedirgin etmiyor.
Ancak, konu "hak ve özgürfükler" olunca siyasal
sağ birdenbire yabancı düşmanı kesiliyor; "demok-
ratikleşmeyi" yabancılann istediğini yayıyor; en temel
insan haklarına karşı çıkıyor; çalışanlann haklanna
ilişkin ILO sözleşmelerini onaylamaktan, bunları
onayiasada uygulamaktan, tüm gücüyte kaçıyor. De-
mokrasinin evrensel ölçütleri ve boyutlanyla bu ülke-
de de yaşama geçmesini var gücüyle ve yıllardır en-
gelliyor ve engellemeye uğraşıyor.
Son yıllarda çok daha ürkütücü bir gerekçeyi te-
mel alıyor; demokratikleşmeyi yabancıların, daha
doğrusu Batılılann yalnız iç işlerimize kanşması de-
ğil, bunun da ötesinde ülkeyi bölmek istediği btçimin-
de yorumluyor.
Ekonomide kargaşaya varan Batı yönetimli özgür-
lük, buna karşılık demokraside "postal düzeni" kjsır-
lığı çelişkisinin en somut örneği, geçen hafta suyü-
züne çıktı.
Darbeci askerierin hazırladığı 12 Eylül Anayasa-
sı'nı şimdiye dek kutsal sayan kimt sağ siyasetçiler,
anayasanın çok sınırlı sayıda maddesinin değiştiril-
mesi çabalannı bile engelliyor; kısaca "özgüriüklerin
engeli" oluyoriar.
Bırakınız "sendikal haklar" üzerindeki sınıriamala-
n, koruma isteğini ya da gençlerin, öğretim üyeleri-
nin ve sendikacılann çok sınırlı bir ölçüde de olsa si-
yasal partilere üye olma haklannın tanınması bir ya-
na, anayasanın "askeri darbeleri öven" bolümünün
kaldınlmasını bileyüzdolayındamilletvekili istemiyor.
Sendikal haklar ve dernek kurma haklan başta olmak
üzere örgütlenme yasaklan korunmak isteniyor.
Sağ kesim devletin yapısını din kurallanna bağla-
mayı yasaklayan laiklik ilkesini anayasadan çıkarmak
istemekle, gerçekte, ne kadar "demokrasi düşmanı"
oldugunu da kanrtlamaktadır.
Bu durumda, TBMM'deki "anayasa görüşmeleri-
nin JV'lerden naklen yayımlanması ve oylamalann da
açık yapılmasr yoluna gidilememesi, gerçekten bü-
yük bir eksikliktir. Devlet yapısını dinin kurallanna da-
yandıımayı esas politika alan siyasal partinin temsil-
cilerinin "dışında" hangi milletvekillerinin "hak ve öz-
gürtük düşmanı" olduklannı herkes televizyonlardan
izlemeli, görmeli, tanımalıydı. Tüm toplum kesknleri,
"kendilerini temsil edenlerin" hak ve özgüriüklerin ge-
nişletilmesi konusundaki tutumlarını çok açık seçik
bır biçimde gönmeliydi. Karanlığın sürmesini isteyen-
lerin kimlikleri ya da kimlerin karanlığı istediği tarihe
yazılmalıydt. Olmadı.
Arkası 19. Sayfada
DÜNYA EKONOMİSÎNE BAKIŞ ERGIN YILDIZOĞLU LONDRA
'Kemerleri Bağlayın' Derken...
Geçenlerde "Dünya ekonomisi
inişe geçiyor, kemeriehmizi sıkıca
bağlayalım" demiştim. Bu hafta Ja-
pon ekonomisine ilişkin açıklanan
bazı rakamlardan sonra durum bi-
raz daha ağıriaştı. Japonya'daki
mali kriz, dünya ekonomisine sıç-
rarsa kemer bağlamak bir yana,
paraşüt aramaya başlamak gere-
kecek gibi gözüküyor.
Borsa, krizin görüntüsü
"Borsa, kapitalist ekonominin
kalbinin attığı yerdir" derler. Öyley-
se, Japonya şiddetli bir kalp krizi
geçiriyor. Yılbaşından bu yanaTok-
yo Borsası, yüzde 30 değer kaybet-
ti. Böylece, bu hafta, 66 ay sonra,
1980'in Aralık ayındaki zirve nokta-
sına göre, gerileme yüzde 6O'ı bul-
du. 1929'da zirveye ulaşan New Y-
ork Borsası da bunu takip eden 66
ayda yüzde 60 değer kaybetmiş, a-
ma bir sene sonra yüzde 50 sıçra-
mıştı. Tokyo'nun gelecek sene to-
parlanaeağına dair en ufak bir işa-
ret yok. Ne kı borsadakı gelişmeler,
krizin sadece görüntülerini oluştu-
ruyor. Tokyo Borsası'ndaki gerile-
me, Japonya'da banka sisteminde
yaşanmakta olan krizin bir yansı-
ması. Bankaların şüpheli alacakla-
n ile ilgili olarak açıklanan bilgiler
arttıkça, sorunun gerçek boyutlan
da ortaya çıkmaya başladı. Buna
paralel olarak da önceki hafta Ma-
liye Bakanlığı'nın, büyük hayal kınk-
lığı yaratan 'kurtarma' paketini
açıklamasından sonra, borsa en-
deksinin gerilemesi hızlandı. Bu
hafta Maliye Bakanlığı tarafindan
açıklanan en son rakamlara göre,
Japon banka sisteminın şüpheli
alacaklannın hacmi 40 trilyon yene,
yaklaşık 470 milyar dolara ulaşmış
durumda. Japonya'da kredi veren
tüm kuruluşlann alacaklan bu hesa-
ba dahil edildiğinde şüpheli alacak-
lann hacmi, yaklaşık 1.2 trilyon do-
lara yükseliyor. Bu rakamlar
GSMH'nin yüzde 5.7'si ile yüzde
10'u arasında bir orana eşit.
Bankaların krizi ise sermaye biri-
kim sürecinden, bunun yansıması
olarak bankalarda yığışan bir ser-
maye fazlası krizinden kaynaklan-
dı. Bu fazla sermaye iki alanda spe-
külasyona yönetdi. Birincisi banka
sektörü, 1980'li yıllann ikinci yan-
sında elındeki fazla sermayeyi gay-
rimenkul piyasalanndaki spekülas-
yonlara kredi olarak verdi. 21 büyük
bankanın 1980'ler boyunca gayri-
menkul piyasasına verdiği kredınin
hacmi 510 milyar dolan geçti (VVall
Street Joumal
14.06). Fazla ser-
maye, ikinci ola-
rak uluslararası
gayrimenkul ve
tahvil piyasalanna
yöneldi. 1980'ler-
de Japon yatınm-
cılar, sadece
Amerika'da 77
milyardolartıkofis
binası satın aldılar
(The Economist
17.06). 1980'ler-
deki yatınm köpü-
ğü, Japonya'daki
iç piyasada
1991'de sönme-
ye başladı. Özel-
likle ticari amaçlı
gayrimenkul piya-
sası, 1991'denbu
yana yüzde 50
değer kaybetti.
Goldman Sachs
Ltd. (Japonya)
analistlerinden Tokyo Borsası'nın ne zaman toparlanacağı kuşkulu.
Rie Muraya-
ma'nın, VVall Street Joumal'a yatı-
rımcıların bu piyasalara dönmek
için fiyatlann üç büyük şehirde, da-
ha yüzde 30 ila yüzde 50 düşmesi-
ni beklediklerini söylediğine bakılır-
sa bankalann krizi daha da derin-
leşecek. Nikko Araştırma Enstrtü-
sü'nden Hiriyoşa Mabushi de
"Büyük yatınm kunımlan, daha
uzun birsüre ellerindekı stoklan na-
kite çevirmek için satmaya devam
edecekler" diyerek bu yaklaşımı
^estekliyor. (Financial Times
15.06). Gayrimenkul piyasalan ge-
riledikçe bankalann borçlarına kar-
şılık verilen teminatlann da fıyatı dü-
şüyor ve borçlar karşılıksız kalıyor.
Piyasada düşüş beklendiği için
bankalar ellerindeki gayrimenkul-
leri, talep olmadığından satamıyor
vezarartannı azaltamıyorlar. Piyasa
kilitlenmiş durumda.
Bu manzara, borsanın gerileme-
sine yol açarken borsanın gerile-
mesi bir fasit daire yaratarak ban-
kalann sorunlannı daha da ağıriaş-
tınyor. Birincisi, bankalar ellerinde-
ki portföylerin gelirierini kullanarak
şüpheli alacaklanna karşılık ayırma-
ya devam edemiyoriar, Çünkü port-
föylerin değeri hızla düşüyor. Ikin-
cisi, bankaların hisse senetlerine
karşılık verdikleri borçlar da giderek
düzeylerin altına inecek(F.T. 06.15).
Bankalann yanı sıra sıgorta sek-
törünün de durumu kötü. Sigorta
şirketlerinın şu andaki poliçelerı,
müşteritere yüzde 4.5 getin vaadı ile
hazırianmış. Halbuki sigorta şirket-
lerinin yatınmlannın getirileri yüzde
2.8'e inmiş durumda (F.T. 18.06).
Bu koşullarda sigorta şirketleri ara-
daki açığı kapatmak için ellerinde-
ki enrisklıyatınmlan satıyoriar. Ge-
çen haftalarda borsanın düşmesin-
deki hızlanma, buradan kaynaklan-
dı. Bilindiği gibi yenin değerlenme-
si geçen aylarda şirketlerin duru-
munu daha da kötüleştirerek krizi
derinleştirdi. Yenin yükselme eğili-
mi ise Japon yatınmcılan ister iste-
mez kendi iç pazarianna sıkıştırdı.
Ve felaket senaryolan
değerini yitiyor. Bir hesaba göre
Nikkei endeksi 14 binin artına düş-
tüğü takdırde birçok bankanın ser-
mayesi kabul edılmiş uluslararası
Şimdi en büyük tehlike, bu krizin
dünya ekonomisine sıçraması. Se-
naryo şöyle: Japonya'daki banka-
lann şüpheli alacaklannın ve de si-
gorta sektöründeki açıkların bir
aşamada kapanrnası gerekiyor.
Açıklan kapatmak için yatınmcılar iç
piyasada ellerindeki değerleri satı-
yoriar, bu da piyasayı birdepresyo-
na sokuyor. Bu aşamada yatınmcı-
lar, sahıpolduklan gaynmenkulleri,
hisseleri ve tahvılleri satmaya baş-
layacaklar. Bu ise uluslararası men-
kul ve gayrimenkul piyasalannda
bir çöküş başlatacak. Bu çöküşün
yanı sıra Japonlann ellerindeki de-
ğerieri satmaya başlaması, ulusla-
rarası piyasalarda yen satın alınma-
sı anlamına geldiğı için yene talep
artacak. Yenin tekrar tırmanmaya
başlaması (ABD Dolan'nın isedüş-
desi) mali piyasalarda yeni çalkan-
tılar ve panik demek. Yenin yeni-
den yükselmeye başlaması ise Ja-
pon ekonomisınin mali ve ticari kri-
zini daha da derinleştirecek. Ja-
ponlann uluslararası alanda ellerin-
dekilerı boşaltmalarını hızlandıra-
cak: Bır fasit daire...
Bu senaryoyu daha bir inanılır ya-
pan üç etken var. Birincisi, Avrupa
ve Amerika'da ekonomik toparlan-
ma yerini bıryavaşlamaya bırakıyor.
ABD'de resesyon olasılığı güçleni-
yor. Ikincisı, borsalann zirve nokta-
sında olduğu ve yakında bir düzel-
me yaşayacağı yolundaki beklen-
tiler artıyor. Üçüncü etken ise Ja-
ponya ile ilgili. Teknik olarak Japon
hükümeti elindeki ticaret fazlasını
kullanarak yetmezse para basarak
hem piyasadakı dolarlan satın ala-
bilir hem de bankalan kurtarabilir
ve ekonomiyi hızla canlandırabilir.
Ancak bunun önünde ciddi poli-
tik/ideolojık engeller var. Bugün Ja-
ponya'da kriz yaşamakta olan ser-
maye birikim tarzı, belli bir kurum-
sal ve kültürel düzenleme sistemi
altında şekillendi: Devlet ekonomi
ilişkisi, bakanlıklar arası sorumlu-
luklar, bürokratik ideoloji, istihdam
ve sosyal güvenlik politikası, tüke-
tirn/tasarrufeğilimivb... Bu ekono-
mik, politik ve ideolojik kurumsal
çerçeve/sistem söz konusu edilen
cüretkâr müdahalelere izin vermi-
yor. Bu yüzden bugün karşı karşı-
ya kalınan yeniden yapılanma sü-
reci de o derecede büyük bir sar-
sıntı ile yaşanıyor. Kurumsal çerçe-
venin, yani devletin Merkez Ban-
kası, Maliye Bakanlığı, Teknoloji
Bakanlığı gibi araçlann, emek pa-
zannın ve siyasi partiler/hükümet
yapısının bu yeniden yapılanmaya
uygun bir yönde ve esneklikte ce-
vap vermeyi başaramamalan ha-
linde, Japonya'nın, Amerika'nın
1930'larda yaşadığından çok daha
şiddetli mali, ekonomik ve sosyal
bır çöküntü ile karşı karşıya kalma-
sı olasılığı ise çok yüksek. Lehman
Borthers başekonomisti John Le-
welyn'ın sözleriyle ABD ve A/-
manya bıçağın üzennde yürürken
dünyanın ikinici büyük ekonomisi-
nin geleceği çok büyük bir önem
kazanıyor" (Herald Tribune 14.06).
Başlangıçta dediğım gibi, "Kemer
sıkalım."
1^iülllllllimi^Püllllllllllllllllll^HüllllllllllllllllllllllllHülIi^^^^^^ülHH
AKTİFLER
1 NAKIT DEĞERLER
t» Bankalar
II. MENKUL DEĞERLER CUZDANI
Menkul Deöener
Menkul Dederler Dejer Azahş Karçılırjı (-)
III ALACAKLAR
Sıgortaiiar
SıgortaMar Pnm Abcak Kars.li* (-)
b) AcMM6f •'a
"
AcMafcr ' « -
ActerMer Pnm Alacak brç«QK->
c) Sıgorta » Raasûrans ŞırMtgri Can Hesab
d) Sıgorta w Rasûms şuMfen Mezdındeta Oepolar
e) Ikrazlar
IV IDARTVE KANUNİ TAKİPTEICİ ALACAKLAR
loan ve Kanonı Takıpteta Alacatiar
lOap ve Kamını Tak^tekı Alacak Karşılıklan (-)
V İŞTIRAKLER
Iştırakler
Iştırakler Dejer Azalş Karçılıjı (-)
Iştıraklere Seırnayt Taahtnjtıen (-)
VI. SABIT DEĞERLER
al Menkuller
Uenkuller Bınkmtş Amortısmanı {-)
61 Saynmenkuller
Gaynmfirıkulter
Saynmenkuller Bmkmıs Amortrsmam (-)
VII. DİG» AKTİFLER (İIM) -
:
, ; .
1 . . - • •
AKTIF TOPUMI
NAZIM HESAPLAR
0IPO0TLAR
Menkul Dejerler Cûzdanı Hesatanın 3 971 Milyon TL a
jştırakter HesaDtmn 8 MMyni TL sı
C|31
61821329
2 545 361 256
4 498 530 553
-8 481200
5 863 571 739
5 863 571 739
0
8 362 793 026
8 362 793 026
0
0
0
0
4350162 560
0
0
2698 668 000
0
0
4593 884 396
6.107.467.642
-1.513 583.246
0
0
0
Sıgorta MLrakaûe Kanunu Uyannca Hazıne ve Dış fıcaret Mösteşariıgı
Lerıtne Bloke Eiınlmışbr
B Sa/mnentajlle' Mlyon TL sme Snona Effinlrmstir
C Hısse SeneHemın Borîa Dejen 2 699 Mılyon TL sıdır
\ CINIVERSAL
f HAYAT SİGORTA
12.1994 TARIHLI BILANÇOSU
PASIFLER
2.607.1(2.5(5 I. BORÇLAR
a) Sraorta ve Reasürans Şirketleri Can Hesat»
bi Şnorta ve Reasürans Şırkettn Depoian
4.490.049.353 c) Odenecek Vergı ve Oı>r Yükümlülukter
4) D4er Borçlar
II. KARŞIUKLAR
18.576.527 325 A) TeMk KarSJkktar
2 691
alCanftekolarKarçkA
Can Rizkota/ KanyüSı
ReasûnSder Payı (-)
(»Mualak Hasar karşıM|ı
MualBk Hasaı Kar^lijfı
Reasûröeı Payı (-)
c) Hayat Matematn Karşıiıöı
Hayat Matematık Karşılıty
Reasûrtrier Payı (-)
d) Hay* Muaüak Tazmınat Kar^kA
0 Hayst M o M Tcmınat Kar^lıjı
Reasûrtrler Payı (-)
e) Hayat Kar Payı KjrjıMı
i 668 000 Hayat Kıı Payı Karsiji
Reas0rW«rPayı(-V
B) Sertest Karş*kUr
a) rOdem Tazmrat KanMı
4 593.884.396 n\ QıferLSefbej» Karj*to
. III. DIGER PASIRER
IV. OZKAYNAKLAR
a) Ûöenmış Sermaye
ı) Nomınal Somaye
0 ci ÇHaûanûstû Kasar KvsMı
d) Ihtmfi Yeört Ateeler
t) Olafenûstu YedeTAkçeter *
0 YpflSfen Deöerieme Foniı
a) (AdFoniar
liizararl)
ı) Mnem Zaran
alDöoemKJn
b) Geçmış Yıl Kârian
32.968311659 PASİFTOPLAMI
13 410.435 996 NAZIM HESAPLAfl
—
01.01.1994-31 12.1994 DÖNEMİ KAR / ZARAR TABLOSU
1 TEKNİK GELIRLER
A- Aıınan Pnr—ler
B- Alıian Kûmıs'yontar
C- Ooenen
T
a2nıretta Reasirörier Payı
0- Jevteden Tekn* Karşılıklar ı Net)
i) Can Rlzıkolar Küşıl^ı
b) Muaılak Hasartar Kar^ıiıaı
c) Hayat Matema» k Karsıiıjı
d) Hayat MuaHak "azm ruf ar Karşıhğı
e) Hayat KJf Psyı Karşılığı
E- Aynlan Teknık Karşttıkfarda Reasûrörier Payı
a) Can Rrakoar Karşı(tğmda Reasurörier Payı
b) Mııaüak Hasar Karsılıjın<la ^easurörier Payı
c) Hayat Uatematık Karsılıfjında Reasûraciet Payı
dl ha,at Mualtak KaıylAnda Reasûrrjder Payı
e) Ha/at Kâr Payı KarşıPıjında Reasûrorier Payı
F- Dığer Şelırier
II TEKNIK GIDERLER
A- Reas-r;rlere ^ftnlen Pnmier
B- Oöenen Komısyonlar
Q. o^jenen Tazmınatlar
D- Aynlan Tekrnk Karşritttar
a) Car Rızıkolar Kar^ıltöı
Sl Mualtak Hasar Karşılıjı
c) Hajat Maiematıl" Kar^ı^ı
[lı Hayat Muallak Ta^rnınat Karştlığı
eJHayat Kir Payı KarşjUjı
III TEİCNKKAR/ZARAR (l-ll)
IV. GENEL GIDERLER
A- Personel Gıderien
B- Genel Yönrtm Gıderkrj
C-Vergı ve Dıger Yûkûmlûlüklef
D- Amortısman Gıderien
E- Karşılıktar
F- Dıûeı Gıderter
V MALİ GELIRLER
A- Fac Gel'Den
B- Kâr Pavı GeTırlen
C- Satt; Kâarlan
D- Kıra Gelıflen
E- Kambıyo Kârian
F- Dlöer Gedrler
VI MALİ GİDERLER
A- Fau Gıderten
B- Satış Zararlan
C- KamD^o Zararian
0- Karşıiıklar
E- Dıöer Gmerter
VII DONEM KAR/ZARARI (III-IV.V-VI)
FERDI KAZA
33.818.051
22 052 500
5 871950
0
273 306
273 306
0
0
9
5.620.295
5 620.295
0
0
0
II
0
24.954.588
16 777 000
790 000
0
7 387 588
7.387 588
a
*0
II
0
8.863.463
(.863 4(3
HASTALIK TOPLAM
46.502.604 617 46.536.422.668
30507 739 519 30 529.792.019
5438146995 5444.018945
4 609 081.894 4 609.081-894
0 273.306
0 273-306
0 0
t 0
0 0
5538.549335 5 944.169630
5938549335 5.944.169630
0 0
0 0
0 0
9 086.874 9086474
37.759.488 672 37 784.443.260
I
7
727 012 938 1? 743 789 938
2118669503 2119459503
7 693 713 491 7.693 713 491
10 220 092 740 10227 480.328
10220 092 740 10227 480 328
0 0
!" • lQ 0
0 0
8 743.115.945 (.751.979.409
*
(.743.115.94S 8 751979 408
6694 566 011
2067 804 799
653171357
4 812(45 281
4 680 504 607
11İ79.148456
-6596 643 849
0
0
0
70.738105
70738105
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
10 000 OOO 000
10000 000 000
Q
426 723 261
0
4 747 910.059
0
1075 581700
Q
-2265 533 521
-2-265.533.521
0
0
0
0
HAYAT
4.(16.337.299
3278 483343
679B79.237
0
10
t)
0
654 474519
654.474519
0
0
0
203 500 500
3.294.855.940
1979 756 017
192 202 690
0
1122406533
1 051 668 128
0
70738105
0
0
491000
1.521.441.359
!
1 521 481.359
14 22(3(7 449
4.751.242.712
0
13.986 681.499
32.966 311.859
13.410.435.996
iijjjjjjjjjjjjjjjîaiıai^ijjjju
GENEL TOPLAM
51 352.759.9(7
3J.8O8-275.3S2
6.123.898182
4.609.0(1.994
273.306
273.306
0
0
0
6.598.643 (49
6 59(443.(49
0
0
0
212.5(7.374
41.079299.2O0
19.723.545.955
2.311 662.193
7.693 713 4S1
11.349 886 561
11.279 148 456
70.738 105
0
491.000
10.273.460.7(7
19.909.144.777
(002.102.156
9 764 3(4.664
258.385.612
1.092.026 711
Q
689.245.634
(.3(4.960.190
3.1(9.(76.119
271.122 740
4.419.582.354
366.578.977
130.000.000
1 117.909.701
229.2(6.655
8*0 041 846
8 481 200
-2 265.533.521