Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 MAY1S 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Asgari Ücret
Tespit
Komtsyonu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı
Aydın Güven Gürkan,
Asgari Ücret Tespit
Komisyonu'nu, 8 ay aradan
sonra, dün topladı. Asgari
ücretin enflasyon
karşısında önemli bir
aşınmaya uğradığmı
belirten Gürkan,
komisyonun taraflanna,
"hızlı, verimli ve
uzlaşmalara açık"
çahşmalan çağnsı yaptı.
TlSK Genel Başkanvekili
Nihat Yüksel de,
belirlenecek olan yeni
asgari ücretin eylül ayından
önce yürürlüğe girmesinin
mütnkün olmadjğını
savundu.
Lütfl Oflaz'm
açıkiaması
• Haber Merked - Sabah
Grubu'na ait Takvim
gazetesinden, yazdığı
yazının sansürlendiği
gerekçesiyle aynlan Lütfı
Oflaz, Sabah gazetesi köşe
yazan Hıncal Uluç'un
İcendisiyle ilgili gazetede
çıkan yazısına, "yazıh bir
açıklama" yaparak yanıt
verdi. Oflaz,
açıklamasında. Uluç'un
-'yaytmlanmayan yazısuu'
görmediğini öne sürerek,
"Kendisinın dediğine göre
ben yayımlanmayan
yazımda ' 100 yıllık basın
geleneği olan Dinç Bilgin'
demek suretiyle Dinç
Bilgin'i övüyor,
'Sirkeci'den gelen Aydın
Doğan' demek suretiyle de
Aydın Doğan'a
sövüyormuşum. Önce şunu
belirteyim ki yazımda
kesinlikle böyle bölümjer.
böyle cümleler yoktur."
dedi.
RPr
cami avhısuna
çadr kurdu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP Manisa
Milletvekili Yahya Uslu,
DYP Grubu'nun basına
kapalı bölümünde yaptığı
konuşmada, Diyanet Işleri
Başkanlığı'nın bugünkü
yapısı ile RP'ye hizmet
etüğıni ve adım başı cami
yapıtdığını belirterek, bu
durumun RP'nin işine '
•yaradıgını söyledi.
Diyanet'in yeniden
yapılandınlmasını isteyen
'Uslu, "RP, cami avlusunda
çadır kurdu" dedi.
AktunaBatı
Trakya'da
• Haber Merkezi - Devlet
Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Yıldınm Aktuna,
dün Batı Trakya'yı ziyaret
etmek için Yunanistan'a
gitti. Aktuna ve yanındaki
heyet Ipsala sınır
kapısından yunanistan'a
girdiği andan itibaren
yoğun bir ilgiyle karşılaştı.
Programı doğrultusunda
Dedeağaç ve Gümülcine'ye
giden Aktuna, yol
üstündeki Türk köylerinde
konuşma yaptı. Yunan
makamlan, Aktuna'mn iki
Türk okulunu ziyaret
etmesini engelledi.
Gümülcine
Başkonsolosluğu'nun
Aktuna onuruna verdiği
yemeğe yapılan bomba
ihban asılsız çıktı.
Nesin ve
Perinçek DGM'de
• İstanbul Haber Servisi-
Gazeteci-yazar Aziz Nesin
ve tşçi Partisi Genel
Başkanı Doğu Perinçek,
"Düşünce Ozgürlüğü"
kitabı için Istanbul Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nde
bugün ifade verecekler.
JAZZGÜÎSLERİ
Çaı^amba - Perjerabe
22.30 - 01.30
IMEJt DEMİRER - Trompel
SELÇUK Sim - Bas
DEtiİZ DÜSDAR - Dauul
m
Curaa - Cumartesl
22.30 - 01.30
ÖNDER FOCAS DÖRTLÜSÜ
}E.\OVA ÜLKEK - Trompel
O.\DER FOCAN - Cıutr
TAY1AN CEMGİL - Bas
CANKUTÖZGÜL - Daıntl
TOHCL HCYCAKI HO 5 KTOOUJ !*1 07 U
Nüfus cüzdanımı ve
ehliyetimi kaybettim.
Hûkümsüzdür.
İSAASLAN
TBMM Faili Meçhul Siyasal Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nun CHP'li
üyesi Yılmaz, rapora yazdıramadıklannı Cumhuriyet'e anlattı - 3
Itirafçdar, devleti kııllaınyorDÜRDANE KOCAOĞLU
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA - TBMM Faili Meçhul Siya-
sal Cinayetleri Araştırma Komisyonu üye-
si, CHP Malatya Milletvekili Mustafa Yri-
maz, Pişmanlık Yasası'ndan yararlanan iti-
rafçılann, devleti kullanmaya başladıklan-
nı, emniyet lojmanlannda kalırken de; süah,
eroin kaçakçılığı, kadın ticareti dahil her
türlü suçu işlediklerini ileri sürdü. Lojman-
larda görevli emniyet mensuplannın da bu-
nun farkında olduklannı ve durumdan ra-
hatsızlık duyduklannı belirten Yılmaz,
"Kimse bunlara bir şey yapmadığma göre,
bunlann güvendikleri birileri ya da bir yer-
ler var" dedi.
Mustafa Yılmaz, faili meçhul siyasal ci-
nayetlerraporuna yazdıramadıklannı Cum-
huriyet'e anlattı. ftirafçılık kurumunun bir
yasaya dayandınlarak oluşturulduğunu.
amacın terör örgütlerini çökertmek ve suç
işlenmesini önlemek olduğunu kaydeden
• Emniyet lojmanlannda kalan itirafçılann, eroin ve silah
kaçakçılığı, kadın ticareti dahil her türlü suçu işlediklerini
söyleyen Yılmaz, emniyet lojmanlannda kalan itirafçılann
işledikleri suçlann farkında olan görevli emniyet mensuplannın
bu durumdan çok rahatsız olduklannı söyledi. Yılmaz, "Kimse
bunlara bir şey yapmadığına göre, bunlann güvendikleri bir
yerler var herhalde" dedi.
Yılmaz, "Bu kurumun baa yararlan olabi-
lir. Ama arük itirafçılar, devleti kuUanmaya
baştadılar" dedi. Emniyet lojmanlannda da
kalan itirafçılar arasında,u
adam öldürmek,
silah, eroin kaçakçılığı yapmak, kadın tica-
reti yapmak" gibi her türlü suçu işleyenler
bulunduğunu ileri süren Yılmaz. şunlan
söyledi: "Görevülerin bize anlattıklanna gö-
re, bu itirafçılar lojmanlarda kalıvor ve bir
yandan da suç işlemeye dev-am edhorlar. Biz-
zat lojmanlardaki emnhet mensuplan da
bıuıdan rahatsız. Bu itirafçılar, bu kadar ra-
hat hareket ettiklerinegöre ve emniyet men-
suplan da rahatsız olduklannı bize bikiir-
dikleri halde birşey yapamadıklanna göre,
bunlann güvendikleri bir yerler var."
Korucular baş belası
CHP Malatya Milletvekili Yılmaz, koru-
cular ile ilgili olarak aymazlık içinde bulu-
nulduğunu söyledi. Koruculuk sisteminın,
gelecekte Türkiye'nin başına bela olacağı-
nı savunan Yılmaz, şunlan anlattı: "Genel-
de kan da>-asıaçısından Adıyaman'dan Hak-
kâri'>e kadar Güneydoğu Anadolu bölgesi
Türkiye'nin en yoğun yeridir. Buraiarda asi-
Çifler: Ydmaz yalancı çoban
Çiller, erken seçim
tartışmalannı, ANAP
lideriYılmaz'ı "yalancı
çoban "a benzeterek
noktaladı: "Bırak
hayali şeyleri. 4
haziranda gel hele bir,
boyunun ölçüsünü
alalım bakalım" dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Tansu Çiller, "yalancı ço-
ban "a benzettiği ANAP
Genel Başkanı Mesut Yıl-
maz'ın erken seçim istek-
lerinin "hayalT olduğunu
ifade etti. 1996'da
DYP'nin tek başına ikti-
dara geleceğini yineleyen
Çiller, Yılmaz'a, "Seçim
mi istiyorsun? Bırak ha-
yali şeyleri. Gel, sen 4 ha-
ziranda, gel hele bir. boyu-
nun ölçüsünü orada ala-
lun. Ondan sonra. seçim
mesetesini gündeme getir "
çağnsı yaptı.
Çiller, DYP grup top-
lantısmın açılışında,
ANAP'ın sadece muhale-
fet ederek halkın yaranna
olan faaliyetleri engelle-
mek için TBMM'ye gel-
mesıni ve seçim istemesi-
ni eleştirerek, "Niyeseçim
istiyorsun? Madem ki gel-
meyeceksin oraya?" diye
sordu. Çiller. muhalefetın
erken seçim tartışmalannı
gündeme getirmesiyle il-
gili olarak, şunlan söyle-
di:
"20-22 ayda gazeteler-
de seçim meselesi, ne ka-
dar gündeme gelmiş? Ba-
kın, dednn. Muhalefetin
değerli başkanı. aşağı v u-
kan her ay, bunu ortaya
atmış. 6 ay demiş. Açık
arfürma yapmış. 5'e, 4'e,
3'e,2'ye, l'e indirmiş. On-
dan sonra, fos. Sil baştan
başa. Bir daha başlamış.
Yalancı çoban hikayesine
benziyor. Buna döndü.
Sen, seçim mi istiyorsun?
Bırak hayali şeyleri. Gel,
sen 4 haziranda, gel hele
bir, boyunun ölçüsünü al
orada, bakalım. Ondan
sonra, seçim meselesini
gündeme getir."
ÇİZMEDEN YUKARI/MUSA KART
BİR.
PAK/KA!
N
LAf/MI
BÖLME
DOKTOR!
YSK:Seçim kamrutıMeclis verir
EVtN GOKTAŞ
ANKARA - Yüksek Seçim Kurulu
(YSK) Başkanı Nihat Yavuz, erken
seçim tartışmalannı
değerlendirirken, "TBMM'deki boş
sandalye sayisı ister 22. isterse 23
olsun bizi flgilendirmez. Erken seçim
karannı Meclis verir. Biz Mechs'in
iradesine tabrjiz" dedi. Olası bir
erken genel seçimin Türkiye'ye 1.5-
2 trilyon, ara seçimin ise 350^400
milyar liraya mal olacağını kaydeden
Yavuz, bir erken seçim veya ara
seçim karan alınması halinde,
YSK'nin 60 gün içinde her türlü
hazırlığı yapabileceğini bildirdi.
Ya\r
uz, yapılan her seçim sonrasında
siyasi partilerin gelip seçmen
kütükkrinden ve seçim yasasından
şikayet ettiğini anımsatarak
"Reform sayılabilecek yeni bir
düzenleme hazırladık'' diye konuştu.
Yavuz, seçmen kütüklerini yeniden
düzenleyen ve "reform"
sayılabilecek nitelikteki
çalışmalannı anlatırken. "Ashnda
bir taslak hazuiamaya yetkimiz yolc
Fakat sorumluluk ve vatandaşhk
bflinci içinde, bu duzensizh'k ve
keşmekeşük karşısuıda kayrtsız
kaİamazdık. Kurulumuzun 11
jüksek ve tecrübeli yargıcı oturup
böyle bir taslak hazüiamaya karar
verdik. İnşallah taslağunız Meclis'te
>asalaşır" dedi.
ret reisleri devlet yanlısı ve karşıti olanlar di-
ye ikiye avnhr. Devlet yanülan, korucubaşı
oluyor ve bunlara silah verfliyor. Yeri geldi-
ğinde bu silahlar hasunlara yönemlrvor."
Halkı kim koruyacak?
Mustafa Yılmaz, bir vatandaşın kendisi-
ne gönderdiği mektupta, "Koruculuk siste-
minin getirilmesi, halkı PKK'ye karşı koru-
mak amacıyladır. Koruculann yapbğı hata-
h uygulamâlar. ellerindeki silahlann yer yer
kendi hasımlanna yöneltilmesi halkta bu ku-
ruma karşı tepki oluşturmaktadır. Yöre hal-
kı, koruculardan korkuyor \e güven duy-
muyor. PKK gittiktcn sonra, halkı korucu-
lardan kim koruyacaktir?" dedığine dikkat
çekerek koruculuk sisteminin Türkiye açı-
sından çok tehlikeli sonuçlardoğurabilece-
ğini bildirdi.
Tanıklar korkudan konuşmuyor
CHP'li Yılmaz, birçok faili meçhul olay-
da görgü tanıklannın korkudan konuşma-
dıklannı söyledi. Yılmaz,
Musa Anter'in öldürülmesi
olayına dikkat çekerek,
"MusaAnter,Di><
arbakır'da
öldürûldii. Yanında bir ya-
kını ve fail olduğu halde ara-
basıyla giderken. araba>ı bir
yerde durduruvoıiar. Hepsi
birden arabadan inhor. Fa-
il, Anter'e ve yakmına ateş
ediyor. Musa Ânter ölürken
yakuu Orhan Vliroglu ağır
yaralamyor. Miroflu, tedavi
görüp iyileşiyor. Ancak, bil-
gi vermiyor. Bizdepeşineçok
düştük, ama ne komisyona
gekti ne de 'katil şu'diye bil-
gi verdi" dedi. Bu nedenle,
sonuca ulaşmakta güçlük
çektiklerini söyledi. Yılmaz,
bazı çok önemli iddialan da
olayla ilgili olarak belge ve
yeterince görgü tanığı buia-
madıklan için rapora koya-
madıklannı bildirdi.
Emniyet teşkilatındaki
kadrolaşmaya da dikkat çe-
ken TBMM Faili Meçhul Si-
yasal Cinayetleri Araştırma
Komisyonu üyesi Mustafa
Yılmaz, bu nedenle teşkila-
tın yansızlığını yitirmiş,
yandaşlannı kollayan birku-
rum görüntüsü verdiğini
söyledi. Yılmaz, bu nedenle
de vatandaşlann emniyet
teşkilatına güveninin sarsıl-
dığmı bildirdi. Yılmaz, "Be-
nim yakınun olsun, hiçbir
şey bilmesin yaklaşunı, ola>-
lan çözecek yetenekte, bilgi-
de insanlann yokluğu olayla-
rm çözümünü güçleştiriyor"
dedi. Yılmaz, ilgili kurumlar
arasındaki eşgüdüm yoklu-
ğunun da olaylann failleri-
nin bulunmasını güçleştirdi-
ğini söyledi.
Basından korktuk
Mustafa Yılmaz, araştır-
malan sırasında Ispanya ve
Ingiltere'ye giderek burada
ETA ve IRA'ya karşı nasıl
mücadele ettikleri, faili
meçhul olaylarla ilgili nasıl
bir çalışma yürüttüklerini
araştırmak istediklerini söy-
ledi. Hatta bu isteklerini
TBMM Başkanı Hüsamet-
tin Cindoruk'a ilettiklerini,
Cindoruk'un da "Çok iyi
olur" yönünde teşvik de edi-
ci yanıt aldıklannı belirten
Yılmaz, ancak basından
korktuklan için bu düşünce-
lerinden vazgeçtiklerini söy-
ledi.
GEZİ NOTLARI - 2 AYDIN ENGÎN
Yerden göğe küp dizseler, en alttakini çekseler...
Başlığa aldığımız tekerleme " „ seyreyle
sen gümbürtüyü" diye biter.
Biz de dört günlük mini Ege turunda
gümbürtüyü seyreyledik. Ama yerden gö-
ğe dizilen küplerin değil. kaymış siyasal ze-
minlerden yükselen gümbürtüyü...
Önce bir saptama: Ege'detanmsalüretim
kabuk değiştirdi. Düne kadar, ancak 20 - 30
metreden çıkan su, debisi düzensiz ırmak-
lann, sulama mevsiminde handiyse kuru-
masından dolayı çağdaş tanm tekniklerini
uygulamakta güçlük çeken Egeli çiftçi için,
Gediz ve Küçük Menderes havzalannda kü-
çücük derelere bile kurulan göletler sayesin-
de sulama sorun olmaktan çıktı. Bu da tü-
tün, pamuk, zeytin, incir arasında gidip ge-
len tek tip ürün çemberini kırmalannı sağ-
ladı. Daha önceleri göstennelik kalan sera-
cılık, turfandacılık, fıdecilik patladı. Buna
topraktan bir yılda iki, bazen üç ürün kal-
dırmaya elveren gübreleme teknikleri de
eklenince Ege'de tanmın karakteri değişti.
Bu değişim, sosyal yapıyı da derinden et-
kiledi kuşkusuz. Tütün, incir, pamuk, üzüm
taban fıyatlanna ve Ziraat Bankası'nm, Ta-
riş'in ödemelerine endekslenmiş güvensiz
yaşamlar, şimdi Amsterdam'a, Hamburg'a,
Stockholm'e kalkan soğuk hava depolu TIR
kamyonlannın hesabını yapıyorlar. Salihli
ile Ödemiş'i ayıran Bozdağ'ın tepesinde bir
çiftçi ile sohbet ettik. Federal Almanya'da
aşın yağışlar yüzünden bu yıl patates ürü-
nünün düşük olacağını, ıhracat olanaklan-
nın genişleyeceğini anlatıyordu. O genç çift-
çinin babası Almanya'yı haritada bile gös-
teremezdi.
Sanayileşen tanm, bir başka deyişle açık
hava fabrikalanna dönüşen tarlalar işgücü
gereksinimini Doğu ve Güneydoğu Anado-
lu'dan canmı kurtarmacasına kaçanlarla
karşılamaya yönelince küçücük Ege kasa-
balan göç almaya başladılar. Bugün Salih-
b, Turgutlu 80 bini, Ckiemiş 60 bini, Tire 70
bini çoktan aşıp nüfusça Doğu'nun pek çok
ünlü il merkezini sollamış dunımdalar. An-
cak bu göç salt ırgat göçü değil. Tarladan iyi
para kaldıran, bunu bazen yılda iki kez yi-
neleyen Ege köylüleri de daha iyi yaşam
koşullan sağlayan kentlere yumuşak geçiş
yapıyorlar Tire'de, Ödemiş'te, Turgutlu'da,
Salihli'de üç oda bir salon apartman daire-
lerinin 2 milyara alıcı bulması bunun bir
göstergesi. Tek kath, deve damlı, yığma taş
duvarh Ege evleri, iki kath güzelim 'hanay-
lar' hızla apartman dairelerine dönüşüyor.
Betonlaşmanın ilk ipuçlan çoktan belir-
miş...
Bu hızlı toplumsal değişim siyaseti de et-
kiliyor. Hem de pek sert. Geleneksel politi-
kacılann ve geleneksel polifikalan izleyen
partilerin hali duman. Durmadan "Harb-i
Umumi hatu*alan"nı anlatan ve konuşma-
ya başlayınca ailenin gençlerinın ya tüyme-
ye, ya esnemeye başladıklan büyükbabala-
n andınyorlar.
Sosyal demokratlar cephesini dün aktar-
mıştık. DYP - ANAP ikilisinin de hali doğ-
rusu pek içler açıcı değil. Özellikle
ANAP'ın kendinde vehmettiği "sağın mo-
dern kesimini temsil etme" iddiası, içi boş
bir ıddiadan ibaret. Ege kasaba ve kentlerin-
de ANAP - DYP çekişmesi 'modern' ve tu-
tucu' kanatlann değil, kentlerde rant kay-
mağından, kırlarda kamu desteğinden daha
çok pay alma yanşmdan ibaret. Şovenizm,
kaba milliyetçilik yanşında MHP'ye pes et-
mişler, dinsel duygulan mıncıklayarak oy
elde etme manevralannda Refah'la yanş-
maktan vazgeçmişler (tek umutlan Fethul-
lahçı ve Yeni Asyacı Nurculardan ibaret);
iktidar - ana muhalefet tartışması değil
'avanta çekişmesi' içinde günlerini geçiri-
yorlar.
Şimdiden bir öndeyi (kehanet): İlk genel
seçimde salt CHP'de değil, ANAP ve DYP
cephelerinde de "feryad-ı figan" göklere
vuracak.. gibi görünüyor.
Sessiz ve derinden.-
Ege'yi İzmir'den ibaret sananlan her za-
man yanıltan Gediz, Küçük ve Büyük Men-
deres havzalannda Yeni Demokrasi Hareke-
ti (YDH) 'yok' ve Cem Boyner'i bile şaşır-
tacak kadar 'var'.
Bunu biraz açalım: Izlediğimiz kadany-
la, Çiller - Apo kaynaklı terör kıskacında
umarsız kalan Doğu ve Güneydoğu'da "Şa-
hinler''e açıkça karşı çıkabilen YDH yan-
daş kazanıyor, bu açık. O yüzden de
YDH'liler örgütlenme ve propaganda ağır-
lıklannı o bölgelere kaydırmış durumdalar.
Oysa Ege'nin -en azından bizim gözleyebil-
diğimiz kesimlerinde- YDH'nin şaşırtıcı bir
gelişmesi var. Hayır, henüz bir oy potansi-
yelinden söz etmiyoruz. Ama bir ilgi patla-
masından söz etmek hiç de abartı değil. Ses-
siz ve derinden ve YDH kurmaylan ortalık-
ta olmadıklanndan, neredeyse 'kendiüğin-
den' bir ilgi patlaması bu.
Üstelik burada zor açıklanır iki paradoks
var (Paradoks= Alışılmışa aykın, beklene-
ne uymayan).
Güneydoğuya 'diri' gidip 'ölü' dönen er-
lerden artık her kent, kasaba ve köy payını
almış durumda. Bu, PKK düşmanlığından
Kürt düşmanlığına, oradan da aşın milli-
yetçi duygulann kabarmasına doğru tırma-
nan bir sosyal psikolojiye ebelik ediyor. Bu
bağlamda YDH'nin 'aforozedümesi'gerek..
diye düşünüyor insan ve tersiyle karşılaşı-
yor. Gözlediğimiz kadanyla YDH, Ege'de
'Kürt sorunu'ndan bağımsız ele ahnıyor ve
ilgi odağı oluyor. Gözleyebildiğimiz kada-
nyla tanmsal üretiminden başlayarak kök-
lü bir kabuk değiştirme sürecini yaşayan
Ege'de YDH dinamizmi, modernleşmeyi ve
kirlenmemişliği temsil ediyor. Konuştuğu-
muz kişilerin hemen hepsinde bunu gözle-
dik.
tkinci paradoks: YDH'nin doğası, ide-
olojisi, felsefesi gereği öncelikle sağ ve
merkez sağdan yandaş toplaması beklenir.
Oysa YDH'ye ilgi duyan ve hatta kendi ken-
dini YDH'li ilan etmiş kadrolann büyük ço-
ğunluğu sosyal demokrat kökenden geliyor.
(Sohbetin sonuna doğru, ötekilere çaktır-
madan, fısıltıyla YDH ile nasıl ilişki kura-
bileceklerini soran sosyal demokrat ilçe yö-
neticilerinin adlan şimdilik bizde mahfuz
kalsın). Sanınz bu paradoks görece açıkla-
nabilir: Türkiye'de partiler toplumun o ka-
dar gerisinde kaldılar ki merkez sağın mo-
dern temsilcisi olarak doğan bir parti, mer-
kez solun siyasal çizgisinden çok daha ile-
ride görünüyor. O yüzden de kadrolannı
sağdan değil, soldan devşiriyor.
Tki gündür yazdıklanmızın 'daha derini-
ni' sormayın. Dört günlük bir gezide, hem
de bahann çıldırdığı bir mevsimde, bizcile-
yin bir 'Ege fanatiğJ'nin bu kadannı gözle-
diğine bile şükretmek gerek.
Not Bize YDH'lilerle nasıl ilişki kurabi-
leceklerini soran yılgın sosyal demokratla-
ra "Kusura bakmay ın görev başındayım. In-
formation tophıyonım, dağrtmıyorum" de-
yip atlattım.
Notun notu: Yukandaki not, YDH'yi
kimselerin önemsemediği bir dönemde,
"Bu hareket önemlidir'" diye yazmış ve bu
yüzden "ABD emperyalizminin talimatlan
doğrultusunda YDH'yi pompalama misyo-
nunu yerine getiriyor" diye nitelenmiş bir
gazetecınin içgüdüsel biryoğurt üflemesin-
den ibarettir. Kim, neden pompahyor bil-
mem, ama YDH önümüzdeki dönem
Ege'de epey politikacı canı yakacak ve epey
kişiyi şaşırtacak. Bunu ilk söyleyen gene
biz olduk galiba...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETÎNKAYA
Terör...
Adamlarda utanmak ve sıkılmak yok...
Hiçbir zaman şunu söylemediler:
"Terörûn sağcısı, solcusu; dincisi, dinsizi olmaz..."
Istanbul polisinin, The Marmara Oteli'nin altındaki
Opera Pastanesi'ne bomba koyup Onat Kutlar ile
Yasemin Cebenoyan'ı katledenlerin PKK militanla-
n olduğunu açıklamasından sonra, her zarnanki gibi
yeni oyunlan sahneye koyuyorlar.
Ne mi diyorlar?
Şunu:
"Dindar insanlanmızdan özür dilesinler..."
Pes doğrusu!
Terörün dindarlıkla solculukla ne ilişkisi var, söyler
misiniz?
Ama şeriatçılar böyle ayak oyunlan yaparlar... Şim-
di de aynı tavn sergiliyorlar:
"Dindariar adam öldürmez..."
Dindar olmak başka bir şeydir, din adına ortaya çı-
kıp insanlan boğazlamak başka şeydir.
Sıvas'ta 37 aydını diri diri yakanlar kimlerdi? 10 Ni-
san 1994 yılında Taksim ve Kızılay alanlannda "Şe-
riat isteriz" diye sağa sola saldıranlar kimlerdi?
Bunlann kim olduğunun bir kez daha altını çizelim:
'Karayobaz çeteleri.'
Bu kişilerin dindarlıkla uzaktan ve yakından ilişki-
leri yoktur. Bunlann hepsi laik, demokratik Türkiye
Cumhuriyeti'nin düşmanıdırlar. Kimi zaman PKK ile
işbiıiiği yaptıklan da bilinir.
PKK nasıl kaniçiçi bir terör örgütüyse, Sıvas'ta on-
larca aydını cayır cayır yakanlar da kaniçiçi bir kara-
yobaz çetesidir.
• • •
PKK'nin İBDA-C adlı şeriatçı örgütle ilişkisi yok
mu?
Elbet vardır...
Alın İBDA-C'nin yayın organlannı ve okuyun; ger-
çeği göreceksiniz...
O zaman kim korunup kollanıyor şeriatçı gazete-
ler tarafından?
Hem PKK hem de şeriatçı terör örgütleri...
Bu işi öyle ustaca yapıyorlar ki şaşıp kalırsınız...
Olaya hemen bir kılıf buluriar:
"Demokrasi, insan hakJan, düşünce özgüriüğü..."
Ardından da eklerler
"Müslüman terörist olmaz..."
Sormadan edemezsiniz:
"Neden olmaz söyler misin?.."
Yanıt:
"Müslüman adam öldürmez..."
Tepeniz atar...
Şöyle dersiniz:
"Hizbullah, FIS, İBDA-C şeriatçı terör örgütleri de-
ğil mi?"
Yanrt:
"Hayır değil... Onlar şeriat savaşçılan..."
Şaşkınlığınız iyice artar...
"Yani teröfiörgütü değil onlar..."
"Evet değil. Bu Marksistlerin yakıştırması..."
O sıralar Hizbullah ya da İBDA-C örgütü militanla-
nyakalanmıştır...
Olayı görmezlikten gelirler.
Sıkıştınnca da yanrt hazırdır: ' '•." "'
"Onlarajandır..." " ' -»'•"""
•••
Bugün numaracı cumhuriyetçiler, şeriatçılar ve
Kürtçüler (Kürtler degil) aynı şeyi yinelerler:
"Düşünceözgüriüğü, demokrasi..."
Zaman zaman da CIA ajanlannı ve 'yaşlı ajan pro-
vokatörieri' de yanlanna alıp bu konuyu uzun uzadı-
ya tartışıriar.
Bizim deyişimizle takkeli ve takkesiz liboşlar her za-
man içli dışlıdır...
Şeriatçılann içinde bildikleri yolda yürüyen, ilkele-
rinden ödün vermeyeler de vardır. Onlar açık açık
şöyle konuşurtar
"Şeriatta demokrasiye yer yoktur, bırakın böyle
numaralan..."
Bizim böyle konuşanlara bir sözümüz yok. Bizim
sözümüz 'sahtekâhar' grubuna.
Şimdi beni iyi dinleyin:
Bırakın ayak oyunlannı da gerçek yüzünüzü gös-
terin...
Sığınmayın PKK'nin arkasına...
Açık açık şöyle konuşabilir misiniz?
"Hizbullah, FIS, İBDA-C de PKK gibi terör örgû-
tüdür..."
Haydi bakalım tosuncuklar, söyleyin, biz de
yazalım...
Uzlaşmadan kimse memnun değil
8. madde tartışması
bayramdan sonra
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Düşünce suçuna
yaptınmlar getiren Terörle
Mücadele Yasası'nın
(TMY) 8. maddesinin kal-
dınlarak Türk Ceza Yasa-
sı'nın (TCY) 311. maddesi-
ne bazı eklemeler yapılma-
sı konusunda hükümet dü-
zeyinde vanlan anlaşma,
DYP ve CHP gruplannı
memnun etmedi. DYP gru-
bunda konunun tartışılma-
sının bayram sonrasma er-
telenmesi kararlaştınlırken
CHP grubunda uzlaşma
metnine "laikliğin korun-
masıyla ilgili düzenleme ya-
pdmaması ve geri adım abl-
ması" gerekçe gösterilerek
sert eleştiriler yöneltildi.
Başbakan Tansu Çiller,
"Hiç kimse terörle mücade-
leyi demokrasiy le kansOr-
masın"göruşünü yineledi.
CHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Hik-
met Çetin de 8. maddenin
en kısa sürede kaldınlması-
nın zorunlu olduğuna dik-
kat çekerek "Bizi içeride
halkımıza karşı zor duruma
düşüren, dışanda haklı ola-
rak önümüze getirilen bu
konuyu bir an önce çözmek
zorund^Tz" dedi.
DYP grubunun basına
kapalı bölümünde, Devlet
Bakanı Bekir Sami Daçe,
TMY'nin 8. maddesinin
kaldınlması konusunda bil-
gi verirken gerginlikyaşan-
dı. TMY'nin 8. maddesinin
kaldınlmasına karşı imza
kampanyası başlatan Afyon
Milletvekili Etem Kekkçi
bu konuda grup oylaması
istedi. Devlet Bakanı Da-
çe'nin ise "Meraketmeyin,
bu konuyu ba>ram sonra-
sında tartışacağtz, grubun
temavülü dışında bir şey
çıkmayacak" dediği bildi-
rildi. Toplantıda, DYP Grup
Başkanvekili TurhanTayan
ile basında. "TMY'nin 8.
maddesi kaldınursa istifa
ederim" yönünde açıkla-
malar yapan Kocaeli Mil-
letvekili İsmail Amasyah
arasında da tartışma çıktı.
Tayan, Amasyah'ya basın-
da çıkan demeçleri anımsa-
tarak "Bu demeçler ne de-
mek oluyor? Siz kendinizi
grubun üstündemi sayıyor-
sunuz?" diye çıkıştı.
Çetin: Kararüytz
CHP Genel Başkanı Çe-
tin, partisinin grup toplan-
tısmda yaptığı konuşmada,
"eksiksiz bir demokrasrji
gerçekleştirmenin zorunlu
olduğunu" söyledi. Çetin,
düşüncenin ifadesinin ö-
nündeki anayasal ve yasal
engcllen mutlaka kaldır-
mak gereğine dikkat çekti.
Grubun basına kapalı bölü-
münde de Adalet Bakanı
Mehmet MoğuHay 8. mad-
denin kaldınlması konu-
sunda bilgi verdi.