Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 MAY1S 1995 ÇARŞAMBA
12 KULTUR
Sadi Diren'in sergisi Aksanat Kültür Merkezi'nde 23 mayısa dek sürüyor
Anadolu ldütürüııüıı
masalsı dünyası
CANANBEYKAL
Aksanat Kültür Merkezi Sanat Galerisi'nde 19 nisan
tarihinden 23 mayıs tarihine kadar izlenebilecek Sadi
Diren sergisi yer alıyor. Sergide Diren, başta
seramikleri olmak üzere metal ve özgünbaskılardan
oluşan otuz kadar işini sergiliyor.
Yıllarca Mimar Sinan Oniversitesi'nde pek çok
sanatçının yetişmesine emek vermiş olan Sadi Diren,
verimli çalışma temposunun sonuçlan olan
seramikleriyle de her sergisinde ilgileri
yoğunlaştırmıştır. Onun kendine özgü yalın form
duyarlılığı, stalistik anlatımı ve özellikle form
istiflemeleri Diren üslubunu yaratan öğeleri
oluşturmuştur. Aksanat'taki son sergisinde Diren'in
özgün baskılanyla sanat izleyicisine sunduğu sürpriz,
yine ilgilerin odaklaştığı bir yoğun çalışma
temposunu ve üretkenliği
kanıtlamaktadır.
Sadi Diren, 1953 yılında ilk
çıkışını pek çok sanatçının
geçtiği Maya Galerisi'nde
gerçekleştirmiştir. Bu
Diren yapıtlannda öncelikle gördüğüm şey
yalınlıktır. Bu yalınlık sadece entelektüel bir
yalınlaşrırma isteginden değil, daha çok sanat
yapmıyormuş gibi doğal, kendiliğinden bir oyun
gereksiniminden de kaynaklanmaktadır. Sanatçılar
için 'homoludik' terimı kullanılır.
Sanatın "hıdik' bir iş olduğu söylenir. Doğrudur bu.
Özellikle Sadi Diren yapıtlan dikkate almacak olursa
son derece uygundur.
Ben çocukken kendi oyuncagını imal etmemış bir
kişinin sanatçı olamayacağına da inanınm. Bir su
kenannda çamurdan bir nesne üretmemiş bir kişinin
de seramikçi olacağına inanamam. Çünkü seramik
öncelikle ellerimızle düşlerimizi aynı anda
birleştirerek oluşturabildiğimiz bir sanattır. Sadi
Diren'in 'hıdik' bir uğraş olarak son derece doğal,
kendiliğinden üretilmiş gibi görünen yalın form ve
sgŞ
sanatçının iienye
adi Diren'in oyunsu motif ve form düzenleme
anlayışının dayanağı Anadolu uygarlıklannın
yeşerdiği alandır. Boğalann, koyun, keçi ve
Çoban giysili insanlann, ana tannçalann, bereket
tannçalarının ve hayat ağaçlannın, anka kuşlannın
yansıtıldığı masalsı bir dünyanın düş zenginliğidir.
sanat tarihimize kaydedilmiş ~ ~ ~ ~ ~ ~ " ~ ~ ~ ~ ~ ~ "
pek çok sanatçırruzın ilk çıkışlannı bu ünlü Maya
Galerisi'nde gerçekleştirdikleri de bilinir.
Bu tarihten sonra Diren, pek çok yurtiçi ve yurtdışı
sergiler gerçekleştirmiş, seramik sanatına çok özel
bir üslup ve bütün seramikçilerimizden duyduğum
teknik yetkinliğiyle adını notlamıştır. Hiç kuşkusuz,
seramik, öncelikle kilin ve sınn ısı karşısında alacağı
sonuçlann önceden hesap edilmesine dayalı teknik
ustalık gerektiren uğraştır. Uzman kişilerin tıpkı bir
baskı yapıtta öncelikle gerekli tekniğin
mükemmeliyetini aramalan gibi seramikçilerin de
Sadi Diren'in teknik ustalığından söz etmeleri
kaçınılmazdır.
Ancak ben sadece gören bir göz olarak, bu ustalıklı
teknikle birleştirilmiş olan plastik ve estetik dilın
özellikleriyle ilgilenmeyi yeğleyebilirim. Benim Sadi
motifierini sunan seramikleri. sadece bu nedenden
dolayı stilize edilmeyi gerektirir. Çünkü gerek
çocuklarda gerekse yabanıl kültürlerde bir nesneyi,
bir figürü anlatabilmek için son derece yalın formlar
ve motifler kullanılır. Pkasso'nun hayranlığını çeken
iki şeytan minaresi ve bir çakıl taşıyla oluşturulmuş
Afrika maskında da aynı doğallık, genel bilgilenme
için gerekli işaretler ve sembollerle anlatım,
üsluplaştırma egemendır. Sadi Diren de yalın bir-iki
form ve bir-iki stilize motif pekâlâ boğayı. çocuk
başını, figürü, aileyi, güneşi, yıldızı, kuşu ve de hayat
ağacını anlatmaya yetmektedir. Sadi Diren'in teknik
bir yetkinlik sunsalar bile seramiklenni kendine özgü
yapan sanınm onun 'hıdik' yanında yansıyan bu
doğallık, sanat için yapılmamışçasına
kendiliğindenlik ve de yalınlıktır. Haçın
Hıristiyanlığın sembolü olması,
san bir lekenin güneşi
betimlemesi gibi uçlan yukan
kıvnk bir yayın boynuzlanyla
bir boğayı, sivn iki çıkıntının
ya da geriye doğru uzayan
yaylann bir keçiyi ya da koçu
sembolize ettiğini anlamamak
olası değıl. Bu genel bilgilerden
devşirebıldiğimiz sembolleştirme,
üsluplaştırma eğilimi elbette sadece Diren'in
'hıdik' yanından kaynaklanmıyor, bir yandan
da bu topraklar üzerinde yeşermiş tüm
kültürlerde yansıyan form ve motif
zenginliğinden de kaynaklanıyor
aynı yalınlık, aynı
sembolleştirme gereği,
istifleme. soyutlama
eğilimlerinden Sadi
Diren de yararlanıyor.
Ancak bu seramik
çalışmalanndaki
üslubun iki boyutlu
baskı çalışmalannda da
başanyla yansıtılmış
olabilmesi sürprizın asıl
yanını oluşturuyor. Diren'in
oyunsu motif olabilmesi sürprizin
asıl yanını oluşturuyor. Dıren'in oyunsu
motif ve form düzenleme anlayışının
dayanağı Anadolu uygarlıklannın yeşerdiği
alandır Boğalann. koyun, keçi ve çoban giysili
insanlann, ana tannçalann, bereket
tannçalannın ve hayat ağaçlannın, anka
kuşlannın yansıtıldığı masalsı bir dünyanın
düş zenginliğidir. Diren. bu kültürlerden
devşirdiği sevgiyle yaratı kültürünü
öylesine kendine ait kılmıştır ki
sadece seçtiği sembollerinde
değil. aynı yalın ve sanki
doğallıkla oluşmuş form ve motif
duyarlığını da paylaşmıştır. Sadi
Diren. bu topraklardan aldıgını
çağdaş bir sanatçı olarak geri ödemiştir.
Dünya Dans Günü'nde düzenlenen sempozyumda 'klasikten moderne balenin gelişimi ve etkileşimi' tartışıldı
'Dans, yaşamm şariasKİır'
GAMZEVARIM
"Dans insandan da eslddir. tnsanoğ-
hı var olmadan bin yiilar önce bitkiler ve
hayvanlar değişik dans hareketleriyte
anlaşırdı. Birçok modern koreograf,
ağaçlann rüzgârda sabnmasından,kuş-
lann kanat çırpmasuıdan esinledikleri-
ni söylerdi."
Dünya Dans Günü kutlamalan çerçe-
vesinde geçen cumartesi günü Cemal
Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenle-
nen sempozyumda'ktasikten moderne
balenin gelişimi ve etkileşimi' tartışıldı.
Jak Deleon'un yönettiği sempozyuma
konuşmacı olarak Istanbul Opera ve Ba-
lesı baş koreografı Ozkan Arslan, ls-
tanbul Devlet Opera ve Balesi solist re-
petitörü Meriç Sümen, St. Petersburg
Mussorgski Opera ve Balesi Bale Bölü-
mü Başkanı Nikolay Boyarchikov, lngi-
liz Ulusal Balesi Dırektörü DerekDeane
ve Almanya'dan Hannover Aşagı Sak-
sonya Devlet Tiyatrosu Bale Direktörü
L. Hötgen katıldı.
Jak Deleon. "Genç Türk balesi danv
ladan denize dönüşmekte, yakın tarihte
de okyanuslaşmaya doğru bestecisi, kore-
ografi, dansçıSL, dekorcusu, kostümcfisü
ve ışıkçısıyla hızla gitmektedir"derken
Türk balesıne katkıda bulunan usta sanat-
çılan da selamlıyordu.
Türkiye'de bale okullannın ilk defa
halkevlerinde kurulduğunu söyleyen Öz-
kan Arslan, Dünya Dans Günü olan 29
nisan öncesi, tam bir hafta Türk çocuk-
lannın 23 Nisan Çocuk Bayramı'nı dün-
ya çocuklanyla dans ederek kutlamala-
nnı güzel bir raslantı olarak niteledi.
Dansı 'hayatın şarlası' olarak tanımla-
yan Boyarchikov, balenin her zaman ıde-
olojiyle savaş vermek zorunda kaldığını
S
Jak Deleon, Özkan Arslan, Meriç Sümen, Nikolay Boyarchikov, Derek Deane ve L. Hötgen. (Fotoğraf: DEVRİM BARAN)
t. Petersburg Mussorgski Opera ve Balesi Bale Bölümü Başkanı Nikolay .
Boyarchikov, balenin her zaman ideolojiyle savaş vermek zorunda kaldığını
belirterek "Bugün bale sanatı uygarlık denen düşmanla karşı karşıya"dedi.
yapılması için bazı girişimlerde bulunul-
duğunu da sözlerine ekledi.
Deane, 1970'li ve 80'li yıllarda tngiliz
toplumunda bir yenilik kavramınm orta-
ya çıkması ve eski olan her şeyin bir ke-
nara atılmasıyla, ülkede bağımsız bir sek-
törün oluştuğuna dikkat çekti: "tngflte-
re'nin sanat kurumu bu getişmeyi 'bir
bahçenin zaferi' olarak tanımladı. Bütün
ülkede yeni topluluklar ortaya çıkü. Ba-
/j)an flerledi ama çoğu Uerieyemedi".
Post-modern punk rockçılarla, yete-
neksız moda tasanmcılannın birlıkte ça-
lışıp gösteriler hazırladıklanna işaret
eden Deane. bu gösterilerin nitelikten
belirterek "Bugün bale sanatı uygarlık
denen düşmanla karşı karşıya. Şu anda
Rus sanatı akademisyenlik yönündcdir.
Bu, deneysel bir anıatörlügü önlemeye
imkân veriyor. Bale birkaç sanat dahnm
beraber çalışmasının ürünü. Balenin ka-
litesi birkaç türün ilişkisinden doğuyor"
dedı.
Çaykovski ve Prokofiyef in gelenekle-
rini devam ettiren Rus müziğinin hayat-
lanndan çıkmakta olduğunu söyleyen
Boyarchikov, bugünlerde ülkesinde kore-
ograflara çok büyük görevler düştüğünü,
ancak az sayıda olan koreograflann bu
yükü kaldıramaz duruma geldiklerini ifa-
de etti. Ancak Boyarchikov umutsuz de-
ğıldi: "Geliştikçe, mükemmellik bizden
uzaklaşacakür. Ben geteceğimize umutla
bakıyorum. Her ülkede sanat kendi yo-
lundagetişecek".
tngiliz Ulusal Balesi Direktörü Derek
Deane de dünyanın her tarafmda göste-
nler yapan. 4 milyon sterline yakın des-
tek aian topluluğun yılhk kazancının 9
milyon sterlin olduğunu ifade etti. Deane,
Londra'da dansa ait bir tiyatronun olma-
dığmı belirterek "BizdeThames nehrikı-
yısında bir salonunu gösterilerimiz için
kulLanıyonız. Ama bu salon dans için uy-
gun değil" dedi. Deane, uygun bir salon
vazgeçilmesine ve seyirci kaybına ne-
den olduğunu vurguladı.
1990'larda bütün dünya topluluklan-
nın kendi tarzlannı üreterek klasikten
çağdaş sanata giden yolda sağlam bir
kalkış noktası oluşturduldannı söyle-
yen Deane. "Günümüzde çok yetenek-
li \e nitelikli koreograflar yok. Çağdaş
ve klasik bale birleştirilmeu. Yetenekli
koreograflar yetiştiremezsek, dans mü-
ze olarak kalacak" dedi.
Klasik balenin zamanın duygulannı
dile getirdiğini, bunun 19.yy sonuna
dek sürdüğünü ifade eden L. Hötgen
ise 20. yüzyılda Isadora Duncan'ın çı-
kıp "Ben ruhumun \crdigi talimadar
doğrultusunda dans ediyorum" dediği-
nianımsattı: "Buradaönemliolankar-
maşık adımlardeğil, bir düşüncenin ifa-
desiydi. Modern dansın patJaması 30'hı
yıllarda oldu. Yüzyıl başında Alman-
ya'da serbest düşünce akımı başladı.
Dansta hareket yerine ruhun ifadesi
önem kazandı"
Bugün klasik bale seyircisinin 'ye-
mekten sonra yenen bir taÜT istedığuıi,
asıl yemeğe önem vermediğini söyleyen
Hötgen, klasik bale ve modern dansta ge-
lişmenin hiçbir zaman müzik ya da re-
simdeki gibi olamadığını ve bir sistem-
de birleştirilemediğini vurguladı. Şimdi-
ye dek 'Kuğu Gölü'nün karşısına daha iyi
bir yapıt çıkanlamamasından yakınan
Hötgen, balenin gelişerek tiyatroyu içine
alamadığını söyledi. Meriç Sümen de kı-
sa bir bildiri okuyarak sempozyuma ka-
tıldı. Daha sonra Demirören Şirketler
Grubu Temsilcisı Meftem Demirören,
Vıldız Alpar Emiroğlu'na Türk balesine
katkılanndan dolayı bir plaket sundu.
Emiroğlu, plaketini alırken Özkan Ars-
lan'ın sahneyi terk etmesi dikkat çekti.
MAVİ YOLCULUK
Gulet tipi
yatlarla
sizi Akdeniz'e
götürüyonjz.
TARİHLER
06/05/95 -13/05/95
BODRUM/MARMARİS
13/05/95-20/05/95
MARMARİS/KEMER
27/05/95 - 03/06/95
KEMER/MARMARİS
03/06/95 -10/06/95
MARMARİS/BODRUM
12.500.000TL
TAMPANSİYON
Bilgi ve rezervasyon için:
BODRUMFORA YATÇIUK
Tel: (0252) 316 30 46
316 46 64
KOSMOS TOURİSM 1 TRAVEL
Tel:(0216) 356 68 84 - 356 76 30
(0212) 234 34 20 (4 Hat)
NAniK&SPORTS
outdoors travel
GROUPPACHATOURS
TREKKING
KAPADOKYA/ALADAĞLAR
Tam Pansiyon
Otel + Dağevi Konaklama
7.900.000.- + Ulaşım
BATI TOROSLARDA KAMYON SAFARİ
Tam Pansiyon
Çadır Konaklama
7.900.000.- + Ulaşım
TREKKING
KAÇKAR DAĞLARI
Tam Pansiyon
Dağevi Konaklama
7 900.000.- + Ulaşım
Unttt9NnTURlZMA.Ş.
Taksim Cad. 97/7 80080 Taksim
Tel.: 212.237 47 87 Faks: 212.237 26 40
KULTUR • SANAT
Beyoğlu ALKAZAR (245 73 83)
BODY SNATCHERS
P a r a z i t
Forrest Whithaker
12 15-14 30-16 45-19.00-21 15
Kültür
Sanat
ılaniannız için
293 89 78
(3 hat)
PARAZITJ Çe^re koruma aıansı tçıti ça'işan bir bılımadamı olan Ste/e Maıone Alabama dakı fctr asker usıe yapılar " >
• bir bu terrazlık kampanvasını deret'emekie goreviendırı ır Karısı Carol 5 yaşmdakı ofilu Andy ve ası genç 4 ^
t kızı Martı ıle c
ort Daly ye gelen Sleve ışıyle ılgı'en-nekien aılesındekı deUışmerıfarkedeTiez Ûzellı-le
X Manı babasma ve jvey annesıne karş< gntKçe daha duşmanca davranmaya başlar Ama Malonelar ın ' >
• ası SD'unlan Ane> ve Ma^ınınaske^ uste jrkütucu bır takım olavlarla karşılaşmalarıyla başlar Burada i ^
^ oormal nsanar sessz boş bakan robollara donuşmekle bu deoışım yaşamayaniar ıse korkuve
^ paranoya ıçınde sevdıkiennın başlarma gelenlen ınkar e'Tiektsdırier Yor>e!menlığırıı Abel Ferrara nın ^
y yaptığı 'ı'tr '956 vapımı bılım kurgu klasığı Irvansnr. 01 The Body Snatchers ın yeiırjen çevnm.
Sangazi Vergi Dairesi'nin 9489510013 no'lu
mükellefiyim. 74200-74262-74263 no'lu irsaliyelerim
ve 64679 no'lu faturam zayi olmuştur.
KAPSANA. StMRU YENER
ŞİLE ASLÎYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo 1991'173
Davacı Fehnu Açık, Bınnaz Köksu vekılı Av Rasih Özdemir tarafuıdan davalı Fatma Özer ve arkadaşlan aleyhine açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasında:
Davacılar davaya konu Doğancılı Köyü'nde kain Oturak tarla mevkıınde kaın 133 parsel sayılı taşınmazın Hatıce Bınnaz ve Ayşe'nin olmasına rağmen sadece Hatice
mırasçılan adına tescil >apılmış olduğunu, mahkemece bu şekılde hüküm kurulmuş olduğunu, kaydın iptali ile veraset belgesine göre davacı ve davalı taraf adına tescili-
ni istemiştır.
Davalılardan Fatma Özcr'e çıkanlan tebligatın bila tebliğ iade edjldıgı. zabıta marifeti ile yapılan araştumada adresinin tespit edjlemedjğı, bu nedenle ılanen tebliğine
karar venlmiştır
Davalı Fatma Özer'in dunışmamn atılı bulunduğu 7.6.1995 günü saat 10.00'da mahkememızde hazır bulunması veya kendısini bir vekılle temsil cttirmesi gerektiği,
aksı takdırde yargılamanın yokluğunda yürütüleceğı ve karar venleceğı tebligat yenne kaım olmak üzere ılanen tebliğ olunur.
Basın 19999
NEW YORKTAN
tLHAN MİMAROGLU
Cığara
Üniversitenin sınıflannda kalaydan yapılma ufacık
sigara tablalannın yüzlercesi vardı. Isteyen öğrenci
tablalardan birini ikisini alıp yerine oturur, ders bo-
yunca sigarasjnı içer, sonra da tablayı külüyle, izma-
ritiyle eğip büküp çöpe atardı. Ders verirken sigara
içen profesörler de kullanırlardı o küçük tablalan.
Bugün üniversitenin koridorlannda bile sigara iç-
mekyasak.
Bugünkü gibi olsaydı o günler, üniversitede önce
öğrenci, sonra da öğretrnen olamayacaktım. Üni-
versitenin elektronik müzik stüdyosunda yıllar boyu
sürdürmüş olduğum çalışmalanma başlayamaya-
caktım. Bugün giremiyonjm stüdyoya artık. Orada
da sigara yasağı var.
Sokaklarda hep kapı önlerinde sigara içenlerie kar-
şılaşıyorum. Işyerierinde sigara yasak. Eskiden de
böyle olsaydı, hiçbir yerde iş bulamayacaktım.
Geçen kış sigara yüzünden iki kez ağır bronşite ya-
kalandım. "Sigara yüzünden" diyorsam da doğru-
su sigara yasağı yüzünden. Konser, opera, tiyatro sa-
lonlannın fuayelerinde bile sigara içilen yerieri kaldır-
dılar. Kış günü sigaramı dış kapının dışına, ayaza çı-
kıp içmek zorundayım. Gitmiyorum artık konsere,
operaya, tiyatroya
Işverenler şimdi bir de sigara içenlerin işlerinin ba-
şından aynlıp sigara içmek için kapı önlerinde vakit
harcamalannaöfkeleniyorlar. Bıraksalarolmazmı is-
teyen çalışırken sigarasını tellendirsin? Hem sigara,
çalışanın kafasını toplamasına da yarar, verimin art-
masına yardımcı olur. Ne ki sigara içmiyor olmak, ve-
rimli çalışmaktan çok daha önemli. Öyleyse sigara
içenlerin tümü işten atılsın. İş bulabilmek için başlı-
ca yeti sigara içmemek olduğuna ve işsizterin birço-
ğu sigara içmediğine göre, sigara içtikleri için işten
atılanlann yerine içmeyenler alınsın. Onlann arasın-
da da sigaraya başlayıp sokak kapısının önüne çı-
kanlar olursa orada ölüm mangalanyla karşılaşsın-
lar.
Sigara yasağı, temel özgüriükler arasında sayılan
seyahat özgüriüğünü de kısıtladı. Bugün Amerika içi
uçaklarda hem de trenlerde ve otobüslerde sigara
içmek yasak. Lokantalarda sigara içenlerie içme-
yenlerin yerleri aynlmışken şimdi tümüyle yasaklan-
dı sigara. En çok 35 kişilik yeri olan küçük lokanta-
larda sigara içilebiliyor ancak. Böylesini bulabilmek
için New York'u kanş kanş aramak gerek. Aklınızda
olsun, sigara içiyorsanız Amerika'nın çoğu yerine,
hele New York'a adım atmayınız. Henüz Amerika dı-
şı uçak yolculuklannda sigaraya aynlmış yerier var-
sa da gelecek yıl o da kalktığında çakılıp kalacağım
burada.
Sigara yasağı, Amerika'daki boyutlarıyla Türki-
ye'ye de bulaşabilir. "Bizde sökmez öyle bir yasak"
diyoriar. Dilerim öyle olsun, ama Amerika özenticili-
ği her yanıyla söküyor da bu niye sökmesin? Siga-
ra yasağının bizde de yasallaştınlması gündemde
değil mi?
Sigaranın sağlığa zarannı oldum olası biliyoaım.
Günün birinde sigara beni öldürebilir, başka birçok
neden gibi. Ama sigaranın bugüne değin yaşayabil-
meme yardımcı olduğunu da biliyorum. Sigarayla
kanser arasındaki bağlantıyı bilmeyen kalmadı. Ne.
ki istatistikler dünyada, hele Amenka'da, sigara içen-
lerin azalmasıyla kanserin, azalmak bir yana, gitgi-
de artmakta olduğunu gösteriyor. Kanserin ve baş-
ka hastalıkların artmasma etken daha birçok neden
var. Motoriu taşrtlann egzozlanndan başlayıp yiyip iç-
tiklerimizdeki kimyasal katkılara değin sayıp döke-
bilirsiniz bu etkenleri. Bunlan örtbas etmek için si-
gara içenler şamar oğlanı gibi kullanılıyor ve sigara
yasağı Amerikan faşizminin türlü örneklerinden biri
olarak gelişiyor.
Birfaşist girişim, halktan destek görmeden faşizm
olmaz. Sigara yasağı faşizminde devletin yönelttiği
küçük bir çoğunluk, büyük bir azınlığın özgüriüğünü
kısrtlıyor.
George Orwell sigarayı, Ispanya iç savaşında fa-
şizme karşı savaşanlann ikinci silahı olarak görmüş-
tü. Sigara yasağı faşistlerine karşı birinci silahımı
edinme zorunda kalmaktan kaçınmalıyım. Mad-
rid'den kalkan son trene, diyecektim ki New York'tan
kalkan son uçağa yetişmeliyim. Amerika'nın may-
munu olmak istemeyen bir ülkeye doğru. Kalacak-
saöylesi.
Aşkm, Usboa ye Atal'dan oda
ımiziği konseri
• Kü
(viyolo
İTU M
Kültür Servisi - Cihat Aşkın (keman), Tania Lisboa
ylonsel) ve Sibel Atal (piyano) bugün saat 19.00"da
İTU Maçka Eski Maden Fakültesi G Amfisi'nde bir
konser verecekler. tTÜ Vakfı Sosyal ve Kültürel
Hizmetler Komitesi'nce düzenlenen konserde Haendel,
Brahms, Schumann, Debussy, Kodaly ve Şostakoviç'in
yapıtlan seslendirilecek.
jLfMİNKAf I TOURİSM S. —»VEL
1 AOENCY
274 50 79
275 93 40
9-14 MAYIS (6 GÜN - 5 GECE)
ULUDAĞ-CLUB MİNKA
OREN-ASSOS-CLUB MİNKA
KOYCEĞİZ-EVCEĞIZOTEL
4.750.000 TL
4.750.000 TL
4550.000 TL
10 -14 MAYIS (5 GUN
SAFRANBOLU&ABANT&YEDiGOLLER
PAMUKKALE-HİERAPOÜS OTa
5-14 MAYIS ALANYA-BASAR OTEL
6-14 MAYIS KOYCEGİZ-EVCEGİZ OTEL
- 4 GECE)
T.P.
Y.P.
Y.P.
Y.P
5.750.000 TL
4350.000 TL
7.750,000 TL
7.750:000 TL
TATILDB OGZALAi^l^iÜ
Kampanyaya katılmak ve tur programları için arayınız.
ı PESIN PESINAT 3 TAKS.T TCPUMR'ff
27MAY 95lent'EYLUL
95 e KADAR HEH HAFTA
27MAY95'lw17EYLÛL
35e KADAR HER HAFTA
r K H*2 -
C «TEM -06 '6TEI*W
15
22 3CÎM -29TEttO6*a
J5 13»GUS-t! »AâUS
ı? ;7>aus-r>G ati
TIIRİ7Mİ
Kornıı tıv
TRANS
TOROS
2*30000 2*00000 8S0OOOO
B50COOO 240COOO 2K0TO 9600000
SID8 D! BtmCALOY S01MU1UU
•1500000 J125000 3125000 12500000
CAK» [OIAILUAU
TRANS
KAÇKAR
\IXCEWK
115OOO00 3125300 3125000 İ25ÛO0CO
11500000 31253OC 31250» '25O0M0
'21 UAYIS PAZAK E R İ K L I ULAŞIM*~UEK 750 000
8 MAYIS PAZAR GEMLİK-YALOVA (KURTKÖY|
TRANS) ULAŞlM^TEMBK(Al»bahk) 750 000
Kampb tura malzemesı ile katıl^na % 30 ıskontt»
BEKIIR SOKflK
1 6 / 4 B E V O . l l l
gunu 30 HAZtRAN 1995'lır
1 ( 1 . 2 1 2 ) 2 9 3 91 95
* İ B . 2 1 2 ) 2 5 2 38 39