Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 1995 ÇARŞAMBA
10 DIZIYAZI
Her cephedeölümvarKuzey-Doğu Cephesi'nde
acımasız olaylar olurken öte-
ki cepheler de ağırlıklannı
koyarlar faciaya. Çanakka-
le'de ölünür. Mezopotam-
ya'da ölünûr: Orada Ingiliz-
ler, 1916 nisanında Kut el-
Amara'da uğradıklan ağır bir
yenilgiye karşın kuzeye doğ-
ru, kimsenin gözünün yaşına
bakmadan ilerleyişlerini sür-
dürmektedirler. Sina'da ve
Süveyş Kanalı'nın kıyılann-
da ölünür. Orada, Bavyeralı
Albay Friedrich Kress von
Kressenstein, Mısır'daki ln-
giliz güçlerine karşı akınlan-
nı sürdünnekte ayak dire-
mektedir. Son olarak Arap
Yanmadasrnda. Suriye'de ve
Filistin'de ölünür. Bu bölge-
lerde Osmanlılar, yalnız ttilaf
Devletleri'ne çarpmazlar,
Mekke Şerifı Hüseyin'i de
bulurlar karşılannda: Hüse-
yin, 1916 haziranında. sulta-
nm egemenliğine karşı ayak-
lanmaya çağırmıştır Arapla-
n.
Arap ayaklanışı
Jstanbul'da, sırta saplan-
mış gerçek bir hançer darbe-
si gibi karşı lanan Arap baş-
kaldınsı, Babıâli'nin en te-
mel uğraşlanndan biri ola-
caktır çok geçmeden. Nede-
ni de şu: Tek başına hareket
etmemektedir Şerif Hüseyin
Ocak 1916'da, bir karşıfıklı
yardıın anlaşması yapmıştır
Ingilizlerle ve etkin desteğı-
ni görmektedir onlann. Mı-
sır'daki Büyük-Britanya
Yüksek Komiseri Sir Henry
McMahon'la görüşmeler so-
nucu ortaya çıkan bu anlaş-
maya göre Londra Hüküme-
ti. Suriye'nin kuzey sınırla-
nnda doguda lran Körfezi'ne
(Suriye kıyılannda geniş bir
sahil şeridi bir yana bırakılır-
sa), batıda Akdeniz'e ve gü-
neyde Arap Yanmadasfna
değin, Arap ülkelerinin bü-
yük bir bölümünün bağım-
sızlığını tanımayı üstlenmiş-
tir. "Bu çeşitti yöreierde ken-
dilerine en uygun hükümet
biçimlerinin yerieşmesi ama-
cıyla Araplara gerekli öğüt ve
destek sagtamayT vaat et-
tniştir, buna karşılık Mekke
$erifı de önemli bir silah ve
para yardımı karşılığında.
O o
François Georgeon ve Paul Dumont'un
"Osmanlı İmparatorluğu Tarihi" adlı eserinden
• Kuzey-Doğu Cephesi'nde acımasız olaylar olurken öteki
cepheler de ağırlıklannı koyarlar faciaya. Çanakkale'de ölünür,
Mezopotamya'da ölünür. Son olarak Arap Yarımadası'nda,
Suriye'de ve Filistin'de ölünür. Burada Osmanlılar, yalnız Itilaf
Devletleri'ne çarpmazlar, Mekke Şerifi Hüseyin'i de bulurlar
karşılarında.
• Adım adım direnmektedir Osmanlılar! Ölesiye savaşırlar,
çünkü kaybedecekleri büyüktür. Hüseyin'in oyalandığı büyük
Arap krallığı düşünü başansızlıga uğratmak değildir sadece
söz konusu olan: itilaf devletlerinin imparatorluğu bölüp
parçalama tasarılarına engel olmaları gerekmektedir özellikle.
1917 Marü'nda Petrograd'da patlayan devrim. Rusya'yı çaüşmalaruı dışına çıkararak OsmaıuTnın rahat bir nefes almasını sağlar. Bolşevikler, birkaç ay sonra, Brest-Litovvsk
antlaşmasıyla (3 Mart 1918), işgal edilen toprakian boşaltmayı. Çann 1877'de aJdığı Kars. Ardahan ve Batum illerini imparatorluğa geri vermeyi ve gönüllii Ermeni çeteleri-
ni silahsızlandırmayı vaat ettiklerinde, daha da rahat bir nefes alacaktır Türkiye.
"Arap halklan Türk boyunduruğundan
kurtarmak için" savaşmayı kabul etmiş-
tir. McMahon'un bir mektubunun açık-
ladığına göre, "Araplann, yalıuz ve yal-
nız Britanyalıların Öğütlerine başvura-
caklan konusunda anlaşılmış". başka
herhangi bir Avrupa ülkesinin yardımı
bİT yana bırakılmıştır.
Sultanın, Arap vassallerinden birine
çarpması, ilk kez oluyor değil kuşkusuz.
Ne var ki arkasındaki Büyük Britanya ile
korkutucu bir düşmandır Hüseyin. Ingi-
lizlcr. Necid Emiri Abdülaziz fbn Sa'ud
ile de anlaştıklan için durum daha da teh-
likelidir o ölçüde. Ibn Sa'ud, ayda 5000
sterlin ve Suudi "bağunsızhğı''nın tanın-
ması karşılığında, dostluğunu ve yansız-
lığını vaat etmiştir Britanya Hüküme-
ti'ne. Etkin bir bağlaşıklık bulunmadı-
gından, bu anlaşma, kendisi hakkında iyi
düşünmeyen bir komşuca rahatsız edil-
mekten korkmaksızın eyleme geçme ola-
nağını vermektedir Mekke Şerifi'ne.
Çölün dinmeyen rüzgârı
Gelişmeler, alabıldiğine kötü başlar
birden Osmanlılar için. Başlannda. Hü-
seyin'in oğullanndan birinin, Emir Fay-
sal'ın bulunduğu Bedeviler,Hicaz demir-
yoluna atılrrlar ve çok geçmeden de Mek-
ke ile Cidde'deki Türk garnızonlannı di-
ze getirecekle'dir (12 ve 16 Haziran
1916). Harekât, birçok Ingiliz subayının
yardımıyla ustaca yürütülür, aralannda,
anlaşılmaz bir kişiliğe sahip Thomas Ed-
ward Lawrence de vardır; bu subaylann
ve Arap başkaldınsının başlıca esinleti-
cilerinden biri olduğunu söyleyip övü-
necektir sonradan.
Ingiliz desteği sayesinde, Hicaz'ın bü-
yük bir bölümünü denetimi altına almak
ve Yemen'deki Osmanlı ordusunun im-
paratorluğun geri kalan yanıyla her tür-
lü ilişkisini kesmek için, sadece birkaç
hafta yetmiştir Faysal'a. Ekimın sonlann-
da, Hüseyin kendisini "Araplann krah"
olarak ilan ettiğinde, bir adım daha atıl-
mış olacaktır. Kuşkusuz, simgesel bir
davranıştır bu; çünkü, yeni hükümdar,
sadece Hicaz'ın Bedevi kabileleri üzerin-
de hüküm sürmektedir o sıralar. Öyle de
olsa, çöldeki rüzgâr. açıktır ki hemen di-
necek gibi değildir artık.
McMahon'la yapılan anlaşmanın ru-
huna uygun olarak Şerif Hüseyin'in yö-
nettiği başkaldın. bütün Araplan içine
alan bir niteliğe bürünür ve Suriye'yi
kapsar özellikle. 1917ükbahanndanbaş-
layarak Faysal'ın birlikleri kuzeye doğ-
ru harekete geçerler. Akabe'yi alırlar (6
temmuz); akınlara ve Suriye kentlerini
Medine'ye bağlayan demiryolu boyunca
sabotajlara girişerek, Osmanlılan îurpa-
layıp tedirgin ederler. Aynı döneme doğ-
ru, Mısır'daki tngiliz birlikleri de yürii-
yüşe geçmiş ve Kutsal Yerler doğrultu-
sunda olmak üzere, Sina üzerinde ağır
ağır ilerlemektedir. Araziyi iyi bilen ve
iletişim yollanna egemen bu çifte saldı-
n karşısında Türkiye en yetkin güçlerini
harekete geçirmek zorunda kalır; Cemal
Paşa'nın dördüncü ordusu ve özellikle,
yeni kurulmuş olup bir altmış kadar Al-
man subayinın görev aldığı ve General
von Fulkenhâyn'm komutasına verilen
Yıldınm Ordusu'dur bunlar. Ancak Ge-
neral Aüenby'nin yönettiği Ingiliz tugay-
lan, Gazze, Akka ve Yafa'yı aldıktan
sonra. 9 aralıkta ele geçirdiklen Kudüs'te
kutlayacaklardır Noel'i. Aynı kış, Fay-
sal'ın adamlan, Ölüdeniz ve Ürdün kıyı-
lannda karargâh kuracak, Kerak'taki
Türk Fılotilasını da yok edeceklerdir.
Şam, öyle pek de uzakta değildir artık.
Her şeye karşın, aşağı yukan daha bir on
aylık harekât vardır ilerde.
Adım adım direnmektedir Osmanlılar!
Direnen osmanlılar
Ölesiye savaşıyorlarsa eğer, kaybede-
cekleri büyüktür de ondan. Hüseyin'in
oyalandığı büyük Arap krallığı düşünü
başansızlıga uğratmak değildir sadece
söz konusu olan onlar için: Itilaf Devlet-
leri'nin imparatorluğu bölüp parçalama
tasanlannın gerçekleşmesine engel ol-
malan gerekmektedir özellikle. Gerçek-
ten Itilaf Devletleri'nin, sultanın As-
ya'daki topraklannı daha şimdiden -gü-
le oynaya- paylaşhklan. lstanbul'da bilin-
mez bir şey değildir; nitekim Çarlık ar-
şivlerindeki gizli belgelerin bir bölümü
ele geçirildikten sonra durum açığa vu-
rulmuştur ve Rus devrimcileri yapmıştır
bunu. 1916 Mayısı'nda, tngiliz tarafın-
dan Sir Mark Sykes ve Fransız tarafından
da Georges Pico'nun yürüttükleri görüş-
meler, daha sonra Saint-Petersburg'un da
onayıyla üç ılgilı tarafin iştahlannı ala-
bildiğine doyurmuştur; Erzurum, Trab-
zon, Van ve Bıtlis illerinin yanı sıra Dic-
le vadisine değin Muş ve Siirt yöreleri
Ruslara; Suriye ve Kilikya kıyılan, Su-
riye'nin geri kalan bölümüyle Irak'ın ku-
zeyini içine alan bir nüfuz bölgesi Fran-
sızlara; Hayfa ve Akka limanlan. Bağ-
dat'tan lran Körfezi'ne değin bütün bir
güney Mezopotamya ve son olarak da
Filistin'den İran'auzanan geniş bir nüfuz
bölgesi lngilizlere bırakılmıştır.
Birkaç ay sonra, Saint-Jean-de-Ma-
uricnne'de yapılan bir başka anlaşma (19
Nisan 1917) da, Italya için terekeden bir
pay öngörmüştür; Batı Anadolu boyun-
ca aynlan ve imparatorluğun en zengin
yörelerinden birkaçmı, bir arada İzmir.
Antalya ve Mersin'i içine alan bir işgal
bölgesidir bu.
Son olarak; bu kesip biçmeleri yapar-
ken, Itilaf devietleri, her rüzgâra bir va-
at ekmekten de geri duraıamışlardır:
Araplara, etkili bir Avrupa vesayeti be-
raberliğinde bağımsızhk; Yahudilere, Fi-
listin'de bir "ulusal yuva" (2 Kasım 1917
tarihli Balfour açıklaması): Yunanlılara
da, onlann meghali ideo -"büyükdüşün-
ce"-lerinin gerçekleşmesi yolunda, Trak-
ya ile Küçük Asya'daki Ege illerini içi-
ne alan bir Büyük Yunanistan'ın yaratıl-
masıdır bunlar. Bütün bunlara bakıp da,
nasıl kaygılanmaz olurdu imparatorluk
ve umutsuzluğun gücüyle karşı koymaz-
dı? Savaşm bu son aylannda, sadece Iti-
laf Devletleri'ne karşı savaşılmaz, kendi
ölümüne karşı da savaşmaktadır impara-
torluk!
1917 Devrimi'nin getirdiği
soluk
Öyle de olsa, bu can çekişme içinde,
bir anlığına bir iyileşme görülür. 1917
Martı 'nda Petrograd'da patlayan devrim,
çatışmalan sürdürmenin dışına atmıştır
Rusya'yı.Kuzey-Doğu cephesinde, Rus
birlikleri, bozguna uğrayıp dağılmakta
gecikmezler.
Türkiye. sonunda bir nefes alabilir du-
rumdadır bu yönden. Bolşevikler, birkaç
ay sonra, Brest-Litowsk antlaşmasıyla (3
Mart 1918). işgal edilen topraklan bo-
şaltmayı, Çann I877'de aldığı Kars, Ar-
dahan ve Batum illerini imparatorluğa
geri vermeyi ve gönüllü Ermeni çetele-
rini silahsızlandırmayı vaat ettiklerinde,
daha da rahat bir nefes alacaktır Türkiye.
BİTTJ
ÇALIŞANLARIN SORUIARI / SORUNLARIYILMAZ ŞÎPAL
Yurtdışı tedavi harcamaları
Soru 1987 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan malûlen emek-
li oMum. Ağır bir hastaiık sebebiyle hayaümın yansını hastanelerde
geçiriyorum.
Kıâm yurtdışında çalışıyor, yanına gitmek istiyorum ve > urtdışında
tedavigörmek isiyorum. Ancaktedavi masraflannı karşdayacak mad-
di durumum yok. Kızımın da durumu iyi değil.
Sormak istediğinı:
Yurtdışında tedavi imkânım var. Yurtdışmda yapacağım tedavi mas-
raflannı kim öder? Ben mi, sigorta mı?
(Ş.B)
YANIT: Sosyal Sigortalar Yasası uyannca yurtdışı tedavi
yardımmdan çahşan sigortahlaryararlanabilmektedir. Emekli, malûl,
dul ve yetim aylığı alanlara, yurtdışında tedavi olanağı tanınmamıştır.
Sosyal Sigortalar Yasası 'nın 32. maddesi ile, "Hastalığuı anlaşıldığı
tarihten önceld bir yıl içinde en az 300gün hastaiıksigortası primi öde-
miş olması şartrvia, yurtiçinde tedavisi mümkun ounayıp ancak >«-
bancı bir ülkede kısmen veya tantamen tedavisi mümkün görükn" sig-
ortalılann "yabancı ülkelere gidip gelme yol paralan ile bu ülkede
kalış ve tedavi masraflannın ödenmesi" sağlanmıştır.
Yasanın 36. maddesi ile de Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşjılık,
malûllük. dul ve yetim aylığı alanlar yurtdışı tedavi yardımı kap-
samının dışında bırakılmıştır.
Aynı durum Emekli Sandığf ndan aylık alanlar için de geçerlidir.
Bu da, de\ letin emekli, dul ve yetimleri önemsemediği anlamına
gelmektedir.
Yargmın olaya bakış açısı daha değişik. daha insancıldır. Yargı,
olaya insancıl bir yorum getirmiş ve karannda bunu yansıtmış ve
sorunuzun yanıtını vermiştir.
u
(_) gelir ve ayhk almakta olanlara ve aile bireylerine, başka bir an-
latımla pasif sigortalılara yurtdışında tedavi görme imkânı
tanımnanuştır. Olayda davacı yaşlılık aylığı almakta iken yurtdışında
tedavi gördüğüne göre 36. maddeye göre yurtdışında yapılan tedavi
masraflannı isteyemez.
Ne var ki. davacının acilen hastaneye kaJdınlmasına, Türkiye'de
dahi olsa tetjavisinin yapılmasının oradan alınan raporlara nazaran
zonınlu bulunmasına göre davacm tedavi masraflan vardınundan
tamamen yoksun bırakmak, sosyaİ güvenlik hukukunun sigortalınm
sağüklı yaşama hakkmı güvenceye alan temel ilkelerine ters düştüğü
gibi hak ve nesafet (haklüık) kuraJlanna da aykmdır. Hal böyle olun-
ca yurtdışında hastalanan davacı Türkiye'de hastalanmış, olsaydı, ku-
runı sağbk tesislerinde ne kadar masrafla tedavi görecek idiyse,o mik-
tar hesap ettirilmeli ve ortaya çıkacak tedavi masraflannın kunım
tarafından ödenmesi gerektiğinin tespitine hükmedilmelidir. (_)"
(Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 25.5.1993 tarih, 199214483 esas ve
1992/5888 karar)
GAZİANTEP DÖRDÜNCÜ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÖDEME EMRİ VE KIYMET TAKDİR RAPORUNUN İLANEN TEBLİĞİ
DosyaNo: 1994/2172
1- Alacaklı ve varsa vekili: Esbank Eskişehir Bankası T.A.Ş.
2- Borçlunun varsa kanuni temsilcisi: 1- Turgut Öztaş Tic. A. Turgut öztaş
2- M. Ali Öztaş
3- Kemal Akçay
4- Yusuf Çelebi
3- Alacağın Türk Parası ile Tutan, faiz ve işlemeye başladıgı tarihi: 900.000.000 TL'sı esas alacak, ıcra giderleri, ücreti vekâlet, 17.05.1994 tarihinden itibaren % 425 temerrüt faizi.
4- Ipotek belgesı ve tarihi (ipotek bir cari hesap veya işleyecek kredi bir mukavelenin teminatı olarak verilmişse tarih ve numarası): 16.3.1994 tarihinde tanzim edilmiş olan 10 adet taşınmaza ait olan ipotek belgesi ve kre-
di sözleşmesı.
5- Merhunun ne olduğu: Tamartıı arsa niteliğınde.
6- Rehin üçüncü şahıs tarafından verilmiş ise adı ve soyadı: Rehin Yusuf Çelebi tarafından verilmiştir. Taşınmazlar aynı şahsa aittir.
tşbu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 30 güne ilaveten 45 gün içinde borcu ödemeniz. borca karşı bir itirazınız varsa tebliği tarihinden itibaren (ilan tarihi tebliğ tarihi sayılacaktır) yedi güne 15 gün ilavesi ile 22
gün içinde yazılı veya sözlü olarak -ipotek hakkına itiraz edilemez- (Mad. 150) İcra daıresine bildirmeniz, borcunbir kısmma Uirazınız varsa o kısmın cihet ve miktannı açıkça göstermediğiniz takdirde itiraz etmemiş sayılacağımz,
senet altındakı ımzayı inkâr edıyorsanız aynca ve açıkça bildirmeniz. aksı takdirde senettekı imzayı kabul etmiş sayılacağımz, süresı içinde itiraz edilemez ve borç ödenmezse alacakhnın gaynınenkulün satışını isteyebileceği,
AyncaıpotekliGaziantepili.Şahınbey ilçesi Ünaldı mahallesi AhmakDeresimevkiinde, tapununpafta 19m. lc.-ada3836. parsel 6, 7,8,9, 10, 11. 12. 13, 14, 15"te kayıtlı tasınmazlarabihrkişıler marifetiyle kıymet takdin
yapılmış ve bu on taşınmaza tpplam 1.194.450.000 TL. muhammen kıymet takdir edilmıştir.
Borçlulardan Mehmet Ali Öztaş ve Ahmet Turgut Öztaş yapılan bütün araştırmalara ragmen bulunamadığı ve adresleri de tespit edilemedığınden ödeme emri ve kıymet takdiri kendilerıne tebliğ edılemediğinden ilanen
tebliğine karar verilmiş bulunduğundan, adı geçen ıki borçluya tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 7.4.1995 Basın: 19269
POLtTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Bu Âdet Yeni Çıktı...
Avrupa Konseyi Siyasi Komitesi, insan haklan ve
demokrasi konusunda bize iki ay süre tanımış. Ba-
kalım bu iki ay içinde ve sonunda ne olacak? Işin tu-
hafı dünya solculan tarafından "komünizmin yıkıcı-
sı" olarak tanınan Gorbaçov da bu sırada ülkemizi
gezenler arasında.
Başta fikir olmak üzere özgüriükler paketinin de
tartışıldığı bir dönemdeyiz.
Gorbi, gazetecilerin eline geçti ya sorariar
"Dünyayı dolaşıyorsunuz, dönüşünüzün ekseni
ne oldu?"
"ölçmedim."
"Bir dünyadan kurtulmak için mi öteki dünyayı
yıktınız, Sovyet sosyalizmini çökerttiniz?"
"Ben sizlere bir şeyler kanıtlamak zonında deği-
lim. ön yargılısınız."
"Konferanslannızı 50 dolardan 50 bin dolara çı-
kardınız."
"Vakıf kurduk, paralar oraya gidiyor."
"Siz almıyor musunuz?"
"Sorduklannız ciddi şeyler değil."
Sovyet sosyalizmini yıkan Gorbaçov'u kimsenin
tuttuğu yok, önüne gelen kınryor. Kitaptanndan da
para alıyor.
"Kitaplanm dünyada en çok satan 10kitabın ara-
sında. " Övünüyor.
Bu sırada ajanslardan bir haber geldi. PKK'nin
elindeki iki Fransız gazeteci serbest bırakıldı. Gaze-
teciler aslında Türk, ama çalıştıklan ajans, Fransız
(AFP). Cizre yolunda bırakmışlar.
"Bunlar yerini söylemezler ama sorguya çekerler,
yerleri belli değildir. Siviller askerierin elinde derier;
askerter sivillerin elinde. Gazeteciler bunca gün gü-
venlik güçlerinin elinde kalmış, elbette öğrenecek-
leri çok şey vardır.
AFP'nin muhabiri Kadri Gürsel'i tanıyorum. Oda-
lanmız yan yana... Karşılaştığımız zaman sabahlanı
"merhabamız" vardır. Kadri, geçer bilgisayann ba-
şına, başlar dünyayı taramaya.
Şimdi biz de Kadri"yi tanyoruz? Biz tanyoruz ama
istediğimiz haberler çıkmıyor karşımıza... Gazete
başlıkları;
Ruanda'da katliam: 8 bin ölü var... Belki o kadar,
belki değil... Avustralyalı binbaşı Peter, "Kamplarda
palalarla doğranmış insanlar bulduk" diyor.
Oklahoma'da yıkıntılar altından cesetler çıkıyor.
Amerikalılar terörü bilmedikleri için çıkan ölüler kar-
şısında dehşete düşüyorlar.
Gorbi'ye sarhoş Yettein karşısında nasıl yenik düş-
tüğünü soruyorlar. O da bir Rus öykü kahramanı olan
Aptal Ivan'ı anlatıyor. Bir altın balık var, bir görünü-
yor, bir yitiyor. Halk da altın balığın peşine düşüyor.
Ara, tara, kovala, en sonunda elinde birteneke ba-
lık kalıyor. Rus söylenceleri arasında en geçerii öy-
külerden bındır teneke balık.
Ulusal maçtan sonra bizim Etiler bir savaş gece-
sine dönmüştü. Millet sanki gol atmıyor da tabanca
atryordu. Gecenin 24'ünde pat patlardan geçilmiyor-
du.Bizim hanım, "bak tabancalar atılıyor" dedi.
"Duyuyorum."
Tabancalarla sanki gökte bir savaş vardı.
Davullar, zurnalar, klaksonlar, kornalar vardı da bu
tabancalar yeni çıktı. Saİr ne diyor? -" - i
"Evvel yoğ idi bu âdet yeni çıktı."
Kimbilir daha ne âdetler çıkacaktır!..
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Alman bekçi
köpeğı ırkı. 2/Ta-
viz... Doğu Ana-
dolu'da bir gol. 3/
Vezir ve sadra-
zamlann giydıği
bir çeşit kavuk. 4V
Bizmut elementı-
ninsimgesı...Oto-
nte. 5/Behrtiler...
Orta Avrupajdaki
dağ sırası. &Ülke-
miz sulannda ya-
şayan ve "pp" de
denılen mersınba-
lığı türü... lskambilde bir kâ-
ğıt...Eylemlen olumsuz yap-
makta kullanılan ek. 7/ Ye-
mek... Akarsu kıyılanndakı
ağaç ve çalıların üzerinde de
yaşayabilen bir balık. 8/ Kü-
çük korparçası... Kıskançhk.
9/ Yurdumuzda kurulmuş
yirmı btr köy enstitüsünden
biri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Turnagagası da denilen,
yapraklan güzel kokulu bir bıtkı. II Bestelenmiş her tür şi-
ire Batı'da verilen ad. İki şey arasındaki karşılıklı ilgi. 3/
Ovada ya da dere kıyısında çalı ve diken topluluğu... En-
der. seyrek... Toprağın nemi. 4/ Fazla bön, avanak... Üye 51
Isvıçre'de turistik bir göl. 6/ Bira yapmak için çımlendiri-
lip kurutularak hazrrlanmış arpa... lslamlıktan öncekı Türk
edebiyatında ağıta verilen ad. 7/ lri taneli bezelye... Kalın
su borusu. 8/Yerölçümünde, yükseklık farklannın belirlen-
mesinde uygulanan yöntem. 9/ Nikelin simgesi... İçinde
yağ yakılan toprak kandil.
İLAN
T.C.
SÜRMENE
KADASTRO
MAHKEMESİ
1988/100 Esas
1994/57 Karar
Davacı Orman lşletme Müdürlüğü tarafından da-
valılar Asiye Alişanoğlu ve arkadaşlan aleyhine açı-
lan Sürmene, Çamburnu, Kemerli mahallesinde kain
1183 parsel sayılı taşınmaza ilişkin, kadastro tespiti-
nin iptaline dair davada, mahkememizce karar veril-
miş olduğundan;
Davahlardan Ahmet çocuklan Asiye Alişanoğlu,
Resmiye Alişanoğlu (Işık), Dursun Ali kızı Fatma
Alişanoğlu. Remzi Nail kızı Kamuran Alişanoğlu,
Remzi Nail kızı Sırma Aiişanoğla, Salih kızı Şazime
Bıcakçı, Abdurrahim çocuklan Ömer Yıldınm Bı-
çakçı, Doğan Bıçakçı, Nuri Bıçakçı, Hayati Bıçakçı,
Erdoğan oğlu Hilmi Köksül, Ahmet kızı Fatma Ali-
şanoğlu ve Abdurrahim oğlu Metin Bıçakçf ya ait
29.07.1994 tarihli ve 1994/57 karar sayılı ve orman
idaresf lehine sonuçlanan karar, davalılar mirasçılan-
na tebliğ edilemediğinden ve adresleri de tüm arama-
lara rağmen tespit edilemediğinden ilanen tebligat ya-
pılmasına karar verilmiş olmakla;
Yukanda karartarihi ve numarası yazılı, orman ida-
resinin davasının kabülü ile sonuçlanan karar özeti
tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 18497