02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MAYIS 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Genelevde sigorta çıktnazıAYŞE YILDIRIM Sıgortalı olmak isteyen genelev kadın- lanna çeşitli sosyal güvenceler sağlayan yasa tasansınm Bakanlar Kurulu'na su- nulması için bakanlıklardan görüş bek- lendiği öğrenildi. Tasanda kadınJara, si- gorta hakkının yanı sıra özel istihdam statüsünün sağlanması ve bir kereye mahsus adlannı değiştirebilme hakkı ön- görülüyor. Kadın ye aıleden sorumlu es- ki Devlet Bakanı Onay AJpago. bu konu- da hazırlanan tasannın yasalaşmaması nedeniyle diğer bakanlıklan suçladı. Türkiye genelinde kayıtlı olarak bili- nen yaklaşık 5 bin civanndaki kadını il- gilendiren genelevde çalışan kadınlann sosyal güvenceye kavuşturulması için başlatılan çalışmalar sürüyor. Hiçbir ya- sal güvenceleri bulunmadan, baskj ve zu- lüm altında çalıştıklannı belirterek E- mek-lş'ten sosyal güvencelerinin sağlan- ması için yardım is- teyen kadın lara. birçok kitle örgü- tûnden destek veri- lirken bu konuda haarlanan bir yasa tasansınm hâlâ ba- kanlıklarda bekle- tıldiğı ortaya çıktı. Eski Devlet Bakanı Ö- nay Alpago, bakanlığı döneminde bu ko- nuda bir yasa tasansı hazırladıklannı, ta- sanyı Bakanlar Kurulu'na sunmak üze- re görûş bıldirmeleri için Çalışma ve Sos- yal Güvenlık Bakanlığı, Içişleri Bakan- lığı, Adalet Bakanlığı ve insan haklann- dan sorumlu Devlet Bakanlığı'na gön- derdiklerüıi söyledi. Ancak hiçbir bakan- lığın kendilerine görûş bildirmediğini açıklayan Alpago. "Çahşma Bakanı Sa- yın Aydın Giiven Gürkan. bu konuyu ilk kez duymujor. Hazırladığımız tasan ba- ltanlığınriariır. Orada hıılaraktır Sayin • Yaklaşık 5 bin kadını ilgilendiren genelev kadınlarma sigorta, iş olanağı ve bir kereye mahsus isim değişikliği öngören yasa tasansı, Çarışma ve Sosyal Güvenlflc, îçişleri, Adalet ve insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanbğı'ndan görüş bildirilmediği için Bakanlar Kurulu'na sunulamıyor. Gürkan bu çahşmayı görürse daha kolay yol alacaknr" diye konuştu. Genelevlerde yaşamak durumunda olan kadınlann toplum dışında tutulduk- lannı belirten Alpago, sözlerini şöyle sürdûrdü: "Bu kadınlanmız bir insanhk utancry- la karşı karşna. Siirgün veya mahkûm olarak yaşamİannı sürdürüyorlar. Hem kendileri. hem çocuklan için bu mahkû- miyerJik.'' Üç ana başlık altında toplanan tasan- da genelevlerde çalışan kadınlann 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu uya- nnca sigortalı ol- malan istendi. Ça- bşan kadınlann, genelev kadını ola- rak geçen ve sigor- talı sayılmayan sü- relerini hizmet böl- gelerine dayanarak borçlanabilmeleri öngörülürken 506 sa- yılı yasanın ek 5. maddesine eklenen 5. fikra ile genelev kadınlannın genelevler- de geçen sigortalılık sürelerine, bu süre- lerin hertam yılı için 90 gün sigortalılık eklenmesı uygun görüldü. Tasanda aynca, bu kadınlann iş olana- ğına kavuşturulması için 1475 sayılı İş Yasası'nın 25. maddesi ile sakatlann ve eski hükümlülenn çalıştınlmalan hak- kındaki yönetmeliğe, genelevlerde çalı- şan kadınlann da eklenerek bu kişiler hakkında sakat ve eski hükümlülenn ta- bi olduğu usul ve esaslann uygulanması ıstenirken kadınlann başvurmalan halin- de bir kereye mahsus olmak üzere ad ve soyadlannın değiştirilmesi hakkının ta- nınması da yer aldı. Tasan hazırlanırken Arjantin, Guate- mala, Japonya, Avustralya, Filipüıler ve Hollandâ gibi bu sektörün yaygın oldu- ğu ülkelerdekı çalışmalar da incelendi. Japonya'da, kişisel olarak veya özel or- ganizasyonlar tarafindan fahişeliğe itil- miş fakat daha sonra başka bir meslek seçmek isteyen kadınlara hükümetin ma- li destek sağlamadığmı behrten Alpago, ancak korunmaya ihtiyacı olan kızîar ve kadınlara profesyonel rehberlik ve da- nışmanlık hizmetleri ile kalacak yer sağ- landığını anlattı. Kadın ve aileden sorumlu eski Devlet Bakanı Önay Alpago, aynca korunmaya ihtiyacı olan kadınlar için kadın danışma bürolan ve kadın koruma kurumlan oluş- turulduğunu söyledi. 35 bin askerin büyük bölümü geri çekildi. Kalan 6 bin komando yaz sonuna dek Kuzey Irak'ta görev yapacak K.Irak harekâtuıın maliyeti: 3 trilyon• TSK'nin PKK'yi hedef alan Kuzey Irak'a yönelik Çelik Harekâtı sona yaklaşıyor. Genelkurmay Başkanlığı, 43 gününü geride bırakan harekâtın maliyetini 2 trilyon 800 milyar lira olarak açıkladı. • Genelkurmay Sözcüsü Kurmay Albay Doğu Silahçıoğlu, Kuzey Irak'ta bulunan birliklerin çok büyük ölçüde geri çekildiğini açıklarken harekât süresince 555'i ölü olmak üzere, 568 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi. DİYARBAKIR/ANKA- jistik desteğini kesmek ama- RA - Türk Silahlı Kuvvetle- cıyla Kuzey Irak'a düzenle- ri'nin (TSK), PKK kampla- diği "ÇeHkHarekâtT'naka- nnı yok etmek veörgütün lo- tılan 35 bin TSK personeli- CHP GRUBUNDA KONUŞTU Hîkmet Çetin: Sivüler zjarargörmedi • Çetin, Kuzey Irak harekâtı sırasında hiçbir sivile zarar verilmediğini belirterek, "Bu, Batılı dostlanmızm endişelerinde ne kadar haksız ve yanh olduğunu ortaya koydu" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Başka- nı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, partisinin TBMM grup toplantısmda yaptığı konuşmada, bütün- leşme çalışmalannın sağlık- lı bir biçimde yürüdüğünü, küçük sorunlar çıkmasımn da doğal olduğunu söyledi. Çetin, Kuzey Irak harekâtı sırasında hiçbir sivile zarar verilmediğine dikkat çeke- rek, "Bu, Batüı dosüanmı- an endişelerinde ne kadar haksız ve yanh olduğunu or- taya koymuşrur. Gösterdik- leri özen dolausıvla harekâ- ta kaülan Türk Silahlı Kuv- vetleri'ni (TSK) kutluyo- naa" dedi. Grup toplantısmda yaptı- ğı konuşmaya. 1 Mayıs bay- ramını yeniden kutlayarak başlayan Cumhuriyet Halk Partısı liden Çetin, "1 Ma- yıs'ın ülkemizde de işci bay- ramı olması girişimlerimbi surdüreceğiz. Hükümetimi- zin Lan verdiği 1 Mayıs kut- tamalan olgunluk içinde geç- mişrir. Bunun her yil izin tar- üşmalanna dönüştürmeden bayram olması sağlanmab- dır. Bu tür günleri korku. en- dişe günleri olmaktan çıkar- mahyTz" dedi. Çetin, önceki gün gerçek- leştirdiği Silopi gezisi konu- sunda bilgi verirken Kuzey Irak harekâtı ile ilgili bazı değerlendirmeler de yaptı. Harekâtın zorunlu olduğunu yineleyen Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye kadar Körfez Savaşı'ndan olumsuz etkile- nen başka ülke yok. Sanki HİKMET ONATR E S İ M S E R G İ S İ 3 M a y ı s - 9 H a z i r a n 1 9 9 5 ^ı \l'l KRF.DI K l l. 1 V R \IF- R K F / İ rapı Kredl Kazım Taşkent Sjnat Calarttl Istıklâl Caddesı 285 Be,cç!u 80050 IsUnbul Telefon (212) 232 47 00/257 YAPI KREDi nin büyük bölümü geri çeki- lirken önemli noktalan kont- rol altına tutacak yaklaşık 6 bin komandonun yaz sonuna kadar Kuzey Irak'ta kalaca- ğı öğrenildi. Resmı kayıtlara göre Gü- neydoğu'da 1984'ten bu ya- na meydana gelen olaylarda; asker, polis, korucu, vatan- daş ve PKK milıtanı olmak üzere toplam 15 bin insan yaşamını yıtırdi. Kayıtlar, Güneydoğu'da 11 yıl içinde silahlı saldın, çatışma, pusu. gasp, taciz. adam kaçırma. sabotaj ve benzeri 12 bin 506 olayın meydana geldiğinı gösteriyor. Genelkurmay Sözcüsü Kurmay Aibay Doğu Silahçı- oğlu, dün Diyarbakır'da bri- fıng düzenleyerek 43. günü- nü gende bırakan Çelik Ha- rekâtı hakkında bilgı verdı. Operasyon alanında bulunan bırliklerin büyük bölümü- nün Türkiye'ye döndükleri- nı açıklayan Silahçıoğlu, ha- rekâtın 2 trilyon 800 milyar liraya mal olduğunu ifade et- ti. Genelkurmay Sözcüsü Kurmay Albay Doğu Silah- çıoğlu, harekâtın amacını, "Böiücü terör örgütünün Kuzey Irak'taki kamplannı kullanılmaz hale getirmek. hâkimiyet kutmasını önle- mek. lojistik kaynaklannı sekteye uğratmak. haberleş- me, sevk ve idare sistemleri- ni yok etmek, Türkiye'ye yö- neİik muhtemel eylemlerini önlemek. azami sayıda terö- risti etkisiz hale getirmek, ör- gütün içinde bulunduğu psi- kotojik çöküntüyü hızlandır- mak ve Türkhe'nin teroriz- mi ortadan kaidırma konu- sundaki kararhğuu göster- mek" olarak özetledi. Kurmay Albay Silahçıoğ- lu, harekâtın tamamen terö- nstlere yönelik olduğunu anlatırken, bölgedekı srvil halka kesinlikle zarar veril- mediğini söyledi. Silahçıoğ- lu şu açıklamada bulundu: "Harekât, süre itibanyla kısa zamanda icra eUUniiş, başlangıcından 43 gün sonra, gerekli güvenlik önlemlerini ahnarak, biriikleriınian çok Türkiye, Körfez ülkeieri Ue savaşmış gibi bir noktaya ge- lindl Türkiye'nin ekonomik kaybı 20 milyar dolara ulaş- O. Bu, büyük bir paradır. Türidye'nin başka çaresi yoktu. Amacımıza ulaşbkça TSK çekilecektir. Zaten bü- yük bölümü çekildi. Bu da, Batılı dostlanmızın endişele- rinde ne kadar haksız ve yan- lı olduğunu ortaya koydu. Hiçbir sivile zarar veriîme- den harekât gerçekleştirildi. Batılı dostlanmız zannettiler ki büyük sivil ölümleri ola- cak. Gösterdikleri özen dola- yısrvla harekâta katüan TSK'yi kutluyorum. Habur kapısı açılmışn. harekât sıra- sında zorunlu olarak durdu- ruldu. Onun da yeniden açü- masını memnunhetle karşı- ladık. Günde bin araç dola- yında geçiş olanağı sağlana- biHyor." Hikmet Çetin, birleşme çalışmalannın da çok başa- nlı biçimde, sağlıklı olarak yürüdüğünü söyledi. Hik- met Çetin, 75 il ve 700 ilçe- de bütünleşmenin tamam- landığını belirterek, "Böyle büyük bir olayın hiç sorun- suz, sancısız olması mümkün değü. Elbette zaman zaman küçük sorunlar çıkacak. An- cak bunlar. olayın büyüklü- ğü yanında gerçekten kü- çümsenecek olaylardır. Ku- rultayımın da yapacak ve ge- leceğni Türkiyesi'nde ağuiı- ğmı koyan bir parti olarak yolumuza devam edecegiz" dedi. Çetin, milletvekillerin- den 4 Haziran seçimleri için de gerekli katkıyı yapmala- nnı istedi. Nuruosmani\e'deki referandum sırasında sert tarüşmalar yaşandL (Fotoğraf: MEHMET DEMÎRKAYA) Nuruosmaniye kurtulduİstanbul Haber Senisi- Eski îstanbul Be- lediye Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen dö- neminde araç trafiğine kapatılarak yayalaştı- nlan Nuruosmaniye Caddesi'nin, yeniden tra- fiğe açılması için yapılan referandumdan "hayır" çıktı. Oldukça sert tartışmalann yaşandığı ve 47 seçmeni bulunan "referandum r> da 36 oy kul- lanıldı. Caddenin yeniden araç trafığe açılma- sını isteyenlerin 16 "evet" oyuna karşm 20 "hayır" oyu kullanıldı. Eminönü Belediyesi, geçen dönemde araç trafiğine kapatılarak yayalastınlan Nuruos- maniye Caddesi'nin, yeniden trafığe açılıp dçılmamasıyla ilgili dün bir referandum dü- zenledi. Milliyet gazetesinini eski binası önünde ya- pılan ve cadde üzerinde bulunan 47 esnaftn seçmen olarak katıldıfı referandum oldukça sert tartışmalara sahne oldu. Oylama sonrasında bir değerlendüme ya- pan Eminönü Belediye Başkan Yardımcısı Ceyhun Cesur. imarplanlannda caddenin ya- ya trafiğine aynlı olduğunu, bu karann değiş- tınlebilmesi için meclis karan gerektiğini, ancak referandum ile esnafın eğiliminin belir- lenmesine çalışıldığını söyledi. büyük bir kısmı Irak toprak- lanndan çekilmişrir. Baüdan itibaren 4 a> n sektörde, 358 kilometrelik bir sınır hatü boyunca, yer yer 40-50 kilo- metre derinlikte icra edilen harekâtta, 14 bin kilometre- karelik bir alan terörist un- surlann varbgından ve etki- sinden anndınhnışür. Hare- kât, böiücü terör örgütünün dengesini bozmuş, 1994 yı- unda > üzdc 70 orarunda kay- bettiği kadrosunu daha da güçsüz hale getirmiştir. Ha- rekât boyunca, Kuzey Irak halkmdan 1500 Idşi muaye- ne ve tedavi edilmiştir.'' PKK'nin kaybı: 568 Silahçıoğlu'nun açıkladı- ğı verilere göre. harekâtta bugüne değin 185 TSK per- soneli yaralandı, 4'ü subay, 5'i astsubay, 3'ü uzman ça- vuş olmak üzere, toplam 61 şehit verildi. Silahçıoğlu, harekât sıra- sında PKK'nin binden fazla piyade tüfeğine, 3 bin 500 roketine, 4 bin el bombası- na, 6 bin mayınına, 7 bin 500 havan mühimmatına, 75 bin uçaksavar mühimmatına ve 600 bin adet fişeğine el ko- nulduğunu ıfade ederken, 555'i ölü olmak üzere, 568 teröristin etkisiz hale getiril- diğini aktardı. 11 yılda 15 bin ölü Resmı venlere göre Gü- neydoğu'da 1984'ten bu ya- na meydana gelen olaylar- da, asker, polis, korucu, va- tandaş ve PKK militanı ol- mak üzere. toplam 15 bin ki- şi yaşamını yitirdi. Veriler, Güneydoğu'da 11 yıl içinde silahlı saldın, ça- tışma, pusu, gasp, taciz, adam kaçırma, sabotaj ve benzeri 12 bin 506 olayın meydana geldiğini gösteri- yor. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel'in gazetecile- ri kabulünde verdiği dokü- manlarda 1984'te 75 olay yaşanırken, bu olaylann 1991'de 1165'e, 1992'de 1457'ye, 1993 yılında3 bin 83'e ve 1994'de de 3 bin 577'ye yükseldigi belirtildi. 1995'te olay sayısının 380'e düştüğü, 11 yıl içinde, ola- ğanüstü hal bolgesinde 8 bin 389 teröristin öldürüldüğü, 241'i yaralı olmak üzere, toplam 2 bin 108 teröristin de sağ ele geçırildiğinin yer aldığı dokümanlarda, 1984 yılında şehit güvenlik görev- lisi sayısının 39 olduğu, bu sayının 1994 yılında 938'e ulaştığı belirtilerek, 11 yıl içinde şehit güvenlik görev- lisi sayısının 3 bin 76 oldu- ğu vurgulandı. AGtT, İSTEĞCNİ ANKARA'DA DİLE GETİRDt Kürtlere azuıhk statüsü isteniyor • Türkiye'ye gelen Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Teşkilatı AGtT heyetinin, Ankara'daki temaslan sırasında Kürtlere azınlık statüsü tanınması konusunda görüşler dile getirdiği öğrenildi. KEMALYURTERİ A^^KARA - İnsan haklan ihlalleri. düşünce suçlan ve Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde tu- tuklu bulunan eski DEP milletvekillerinin duru- mu gibi bir dizi konuda inceleme yapmak üzere Türkiye'ye gelen Avrupa Güveniik ve lşbirliği Teşkilatı (AGtT) heyetinin, Kürtlere azınlık sta- tüsü tanınması konusunda görüşler dile getirdiği öğrenildi. Heyete başkanhk eden AGİT Parla- menterler Asamblesi Başkan Yardımcısı VVuly VVünmer, bazı dış güçlerin Türkiye üzerinde et- kide bulunup, dengeleri bozmaya çalıştığını söy- ledi. DSP Ankara Milletvekili. AGtT Parlamenter- ler Asamblesi Türk Grubu Başkan Yardımcısı U- luç Gürkan, heyetin programmın değiştirildiğine ilişkin iddialan yalanladı. AGtT heyeti, dün AGtT Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu üyeleriyle bir araya gel- di. Heyet başkanı Wimmer, görüşme sırasında yaptığı açıklamada. Türkiye'nin, AGtT ve NA- TÖ'ya üye olduğunu anımsatarak "Aynı zaman- da gümrük birliğine girmek için çaba harnyor- sunuz. Biz, geniş bir ailev iz. Bu nedenle bazı ku- rallan dikkate almanız laam. Böylece birçok ku- ruluşa, anlaşmalara taraf olduğunu/ için bu ku- rallar nedeniyle ülkenize delegasyon göndermek yerine daha mutiu bir aileolalım" dedi. Wimmer. bazı dış güçlerin Türkiye üzennde etkide bulu- nup, dengeleri bozmaya çalıştığını söyledi. Edinilen bilgiye göre AGİT heyeti görüşmeler- de, Kürtlere azınlık statüsü tanınması konusunu tartışmaya açrı. AGİT heyetinin bu düşüncesi, aralannda DYP Milletvekili Coşkun Knra'nın da bulunduğu Türk mılletvekılleri tarafindan eleştirildi. Türk milletvekilleri, Kürtlere azınlık statüsünü tanınmasınm, Kürtlenn aleyhinde bir gelışme olacağını dile getirerek özetle şu görüş- len savundular: "Kürtler,Türki>e'de nüfusun altıda birini oluş- turmaktadır. Buna karşıük, V1eclis"in dörtte biri Kürt kökenUdir. Yine, Türkiye'de 2 bin 250 bele- drveden 3'te nirinin başkanı Kürt'tür.Bugün Tür- kiye'nin en varuklı semtlerinden biri olan Çanka- ya'nın Belediye Başkanı da Kürt'tür. Cumhuri- yetin kuruculanndan tsmet tnönü'nün Kürt kö- kenli olduğu öğrenilirken 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, anne tarafinın Kürt olduğunu açık acık söylemiştir. Kürtlereazınlık statüsü tanınma- sını isterseniz, orta>a birtakım oran hesaplama- lan gelecektir. Kürberin kesin sayısını beiuieme- ye çauşırsanız, bu oran beUd 10'da l'e inecektir. Meclis'teki temsil düşecek, etldn olduklan bazı yerkri yitirmek durumunda kalabileceklerdir." Willy Wimmer ve beraberindekı heyet, CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin ile de görüştü. Türkiye'nin baştan beri AGtT'in değerlerini paylaştığım belirten Çetin, "Türkiye, dünyanın çok az yerinde görülen kor- kunç bir terör ile karşı karşıyadır" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıunaz, AGtT heyetini Meclis'deki makam odasında kabul etti. Heyete başkanhk eden AGtT Parlamenterler Asamblesi Başkan Yardımcısı Willy Wîmmer, Türkiye'nin sımrlannm ve ülke bütünlüğunün korunması, DEP milletvekillerinin durumu, Te- rörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 8. maddesi ve anayasa değişiklikieri konusunda ANAP'ın gö- rüşlerini almak istediklerini söyledi. Mesut Yıl- maz, Türkiye'de temaslarda bulunan Avrupa Gü- venlik ve tşbirliği Teşkilatı (AGtT) heyetine hü- kümeti şikâyet etti. Yılmaz, hükümetin terörle mücadeleyi yalnızca güvenlik güçlerinin inisi- yatifıne bıraktığını belirterek, bunun da bazı in- san haklan ihlallerini beraberinde getirdiğini söy- ledi. Wimmer, ANAP'ın kurucusu 8. Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'ın açıksözlülüğü ve Güneydo- ğu ile ilgili açıklamalanylabütün ülkeler tarafin- dan yakından tanındığını bildirdi. HAFTAYA BAKIS AHMET TANER KIŞLALI Türk Olmak' Ne Demek? 23 Nisan'ın yıldönümünde Izmir ve yöresindeydim. Hava çok güzeldi ve tatil günüydü. Ama insanlar sa- atler boyu kapalı salonlardaydılar. Inönü Kürtür Merkezi'nde bin kişinin izlediği bir açı- koturum... 60 bin nüfuslu ödemiş'te 400 kişinin katıl- dıöı bir toplanb... Imza günleri... Ve sorular, sorular. îzmir toplantısmda sadece bana yöneltilen soru kâ- ğıtlannın sayısı altmışı buluyordu. Prof. Ergün Aybars, Suphi Gürsoytrak, Prof. Türfcan Saylan ve Ayla Se- lışık Tamar da kendilerine yöneltilen sorulann çoğunu yanıtlayacak zamanı bulamadılar. Genci yaşlısı heyecanlıydı. Bilinçliydi. Araştıncıydı. Umutluydu. Uzayan toplantı sonunda salondan çıkarken, kala- balığın arasından sesler yükseliyordu: "Sorulanmıza bari köşenizde yanıt veremez misiniz?" ••• Kemalist dönem, dünyada faşizmin yükselme döne- midir. Demokrasi gerilemektedir. Moda olan ırkçılıktır. Dönemin "yûkselen değerter") elbette ki Türkiye'yi deetkiler. Birçok yazann, ozanın kaleminden "disiplin" ve "ırkçılık" akar. Kemalist partiyi "faşist" modefe gö- re yeniden biçimlendirmek isteyenlerin önünde "tek engel" Atatürk'tür. Aynı zamanda milletvekili olan Ishak Rafet Işıtman şöyle der: "Ne mutlu bana ki Türk yaratıldım! Gönlümün tek gururudur bu. Ne esir edildim ne satıldım. Türk benlıği, Tün\ şuurudur bu." Zamanın ünlü ozanlanndan Mehmet Emin Yurda- kul'un bir dizesi ise hemen tüm dillerdedir: "Ben bir Türk'üm, dinim ırkım uluduri" Atatürk, işte bu önlenemez tırmanışt, o ünlü özdeyi- şi ile önler: - Ne mutlu Türkûm diyene! Türk kökenli olmanın ya da Türk doğmanın değil, "Türk'üm" demenın önemli olduğunu vurgular... Tıpkı Korsika kökenli Napolyon'un ya da Itatyan kökenli Pla- tini'nin ve YVes Montand'ın -kökenlerini yadsımadan- "Fransızım" demesi gibi. Tıpkı Adalı Rum Lefter'in "Türk olması" glbi. ••• Bazı "medya" bülbüllen, M. Kemal Kürt kökenli doğ- saydı "Atakürt", bugünkü Türkiye de "Kürdiye" olur- du, savındalar. Eğer "gaflet" ya da "hıyanet" içinde degillerse, Prof. Aybars'a soru soranlar kuyruğuna ka- tılıp "cehalet"ten kurtulabilirler. Türkiye'ye Türkiye adını ne Atatürk koymuştur ne de Türkler! Daha 12. yüzyıl sonlanndan başlayarak "Türkiye" di- yenler, Venedik ve Cenevizlilerdir. Napolyon'un taç giy- me töreninde "Türk Elçisi" diye tanıtılan Osmanlı elçi- sinin tepki gösterdiğini, bunu hakaret saydığını, "Ben Türk değtl Osmanlıyım" dediğıni tarih kitapları yazar. Avrupa için Osmanlı padişahının adı "Le Grand Turctür (Büyük Türk). Ne Türk ne de Türkiye adlannı Mustafa Kemal icat etmiştir. Anadolu halkının büyük çoğunluğu ile Türkçe ko- nuşmasının "günahı" da Mustafa Kemal'e ait değildir. O sadece "ulus "laşamadan "çağdaş'laşılamayaca- ğının bilincindedir. Ve 24 etnik kökenden bir ulus ya- ratmak kararlılığında olan bir devrimcidiıi • • • Bugün, bana en çok yöneltilen sorulardan birisıni ya- nrtlamaya çalıştım. Bin yıllık bir beraberliğin, bir "kültûr ortaklığı" yarat- maması olanaklı mı? O sentezde, Hitit'ten Urartu'ya, Rum'dan Ermeni'ye, Kürt'ten Türk'e "herkes" var. Gidin bakın: Kırgızla mı ortak noktanız daha çok, yoksa Guneydoğulu bir Kürt- le mi? Yüzyıllardır Suudi Arabistan'da yaşayan birTürk- le mi, yoksa Istanbullu bir Ermenı ya da Tekirdağlı bir Yahudi ile mi? Atatürk "ulus"u, bir ırk üzerine değil, bir kültür ortak- lığı üzerine kurdu. O "ulus"un ismi ise Atatürk'ten ön- ce zaten vardı. Atatürk sadece, var olan ismi yücettti. Farklılıklan de- ğil, benzerlikleri kurumlaştırdı, güçlendirdi. Ve ulusa "güven" duygusu aşıladı... Türk ırkçılan ve Turancılar, Kemalizmi hiçbir zaman benimsememişlerdir. Kürt ırkçılannın benimsememesi de doğaldır! Demirel ziyaretinden notlar Bildiğiniz gibi DtNÇTAYANÇ Çankaya'mn kapısından, Cumhurbaşkanı Sflleyman De- mirei'ın bızlen "kabnl edece- ği* bina çok yakın gözüküyor. Oysa, içeri girince, kısa yoldan değil de dolambaçtan gıdiyo- nız binaya. Cumhurbaşkanı Demirel, masanın çevresine yerleşmemizle birlikte söze gı- nyor: "Ben size açıklamalar ya- pacaknm, ama sizin sormanızı istiyonım. Sizin sorulannız, memkket meselelerine nasıl bakbğmız, bin de diişüudüre- cektir." Elimde olmaksızın "Ta- mam" diyorum, "Binaya ne- den öylc dolanarak gekfiğunizi anladım. Cumhurbaşkanımız, gene Süleyman Demirel gibi ko- nuşacak!" İlk sorumuz SevTe ilişkin. Yanıt, Türkiye Cumhu- riyeti'nin Cumhurbaşka- nı'ndan duymak istediğimiz yanıt: "Tûrldye Cnmhuriyeti, Lozan'ı seçmiştir." Sevr'ın gen getırilrnek iste- mesine de Sevr'i geri getiririz düşüne kapılanlara da "açıkka- pı" bırakmayan bu kesin yanıt- tan sonra Cumhurbaşkanı, Bosna sorununa dalıyor. Dün- ya liderlerine "uyan" mektup- lan yazdığını, onlann kendisi- nı yanıtladığını, Birleşmiş Mil- letler'ın bu gıdişiyle "Cemiyet- i Akvam'a döıunek üzere okJu- ğunu" anlatıyor. ABD'nin ıran'a karşı tavn- nın. bizi bir "ambargo"nun içı- ne sokmasına "gönlünün" razı olmadığını u hissettiriyBr' > .Çe- kiç Güç'ten Çelik Harekâtı'na değerlendirmeler yaparken "I- rak'a uygulanan ambargodan Türkiye büyük zarar görnıüş- nır" demeden edemıyor. Gözümüz saatte "Dışpoüti- kaya fazlaca girdik. Zamanınız suurh" dıyecek oluyoruz, he- nüz tek soru sorduğumuzun ay- nmına vararak. "Daha yirmi beş dakikamz var" dıyor Sü- leyman Demirel, kırk beş daki- kanın yirmısının geçtığini anımsatırcasına... Sorulanmız birbinni kova- lamaya calışıyor. Terörle Mü- cadele Yasası'nın 8. maddesi, erken seçım, geç emeklılik, fa- ilı meçhullerde devletin "kir- lendgj" görüşlen.. "Onüme gekttgi zaman ba- karun" demekle yetıniyor Cumhurbaşkanı. Süleyman Demirerin "sanr arası söyle- minden" çıkarabıldığım, "Ko- alis>on, terörlemücadeiekonu- sunda uzlaşmakh iyi etmiştir. Zaten, 8. maddenin 'taşınma- sı' kötü değUdir. Erken seçim_ Scçimin dörtyılda bir yapıuna- sındayarar vardır-. Ben başba- kanhğunda, kamu maliyesinuı en büyük kalemlerinden biri olan pcrsond giderlerini azalt- mak ve yeni kadrolara yer aç- mak için "erken emeklılik" de- miştiıru.. Devlet kiıienmez. Devletin içinde kirtenen kişüer varsa kim olurlarsa obanbr, hesap vermrfklirler-'' "EkonomT diyoruz... He- men önündekj dosyalara sanlıp "1994'te küçülmûşûz- diyor. Sonra, cumhurbaşkanı "tanrf- azJığı'' içinde, önceki yıllann büyüme rakamlannı veriyor. Bana gene Süleyman Demirel, "Başbakanhğun döneminde büyüyen bir Türkiye vardı" di- yor gıbı gehyor! Cumhurbaşkanı, "Size ba dosyayı vereyim. tçinde çok önemli şeyler var" dedığinde, kırk beşınci dakikanın son sa- nıyesındeyız... Binadan Köşk'ün çıkış ka- pısuıa gene aynı yoldan gidi- yoruz, ama sankı yol cumhur- başkanı kadar düz, Süleyman Demirel kadar dolambaçlı ge- liyor bana. Ana fîkir: Lozan, Cumhur- başkanı'nın güvencesindedir. Ana fikrin ana fikri: Türki- ye, gündemındeki yaşamsal konularda Süleyman Demi- rel'in düşüncelerini öğrenebıl- mek için, alınan kararlann Cumhurbaşkanı'nin önüne gel- mesinı beklemek zorundadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle